Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1961

    Minecraft Windows 10 Edition duyuruldu

    0

    minecraft-windows-10

    Kitlesel bir fenomen olan ve dünyanın birçok ülkesinde aylardır en çok oynanan, YouTube’daki oynanış videoları ayrı bir akımın tetikleyicileri arasında yer alan Minecraft’tan ilginç bir haber var. Microsoft’un sahibi olduğu oyunun, yine Microsoft’un 29 Temmuz 2015’te dağıtımına başlayacağı Windows 10’a özel bir sürümünün yayınlanacağı açıklandı.

    Resmi duyuruda ilgili sürümün Minecraft Windows 10 Edition olacağı ve final versiyonuna kadar ‘beta’ halinde oyun severlerle buluşacağı kaydedildi. Öte yandan Minecraft Windows 10 Edition, gerçek anlamda bir beta olmayacak, yani zamanla yayınlanacak patch(yama) ve güncellemeler söz konusu. Peki ne gibi yenilikleri ile öne çıkıyor? Klasik Windows sürümünden hangi yönleri ile ayrılıyor?

    minecraft-windows-10

    Temel ayrım, kontrol metotları üzerinden gerçekleşiyor. Dokunmatik ekranlı PC’lerde hem dokunmatik kontrollerle hem de fare-klavye üzerinden oynamak mümkün olacak. Ayrıca çoklu kontrol modları olacak. Böylelikle Minecraft Windows 10 Edition’a, pocket sürüm olarak da bilinen iOS, Android, Windows Phone sürümlerinin bir tür masaüstü ile entegre hali de denilebilir.

    Çok sayıda Windows işletim sistemli bilgisayarda oynanmakta olan Minecraft’ın Windows 10’a özel beta sürümüne geçiş ücretsiz olacak. Ancak bu noktada bir uyarıda bulunmakta fayda var; ilgili sürüme geçmeden önce bir süre bekleyip, geri bildirimlere göre hareket etmenizi öneriyoruz. Beta olmasından yola çıkıldığında, kesin olmamakla birlikte derinlemesine hata ve stabilite sorunları barındıran bir sürüm de söz konusu olabilir. Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

    Konseptti gerçek oldu: Olympus Air

    olympicm
    Japon fotoğraf teknolojileri şirketi Olympus, daha önce konsept olarak duyurduğu cihazın Air model ismi ile seri ürtimine geçildiğini açıkladı. 16 megapiksel çözünürlüğe sahip Four Thirds formatta sensörle gelen Olypmus Air, akıllı telefonlara üzerinde bulunan klips ile takılarak mobil fotoğrafçılıkla ilgilenen kimseleri adeta farklı bir boyuta taşıyor.

    Air, akıllı telefon ve tablet bilgisayarları ekran olarak kullanıyor. Akıllı telefon ve tabletlere takılmasının yanı sıra tripod üzerine de takılabilen Olympus Air, ayrıca kablosuz bağlantı sayesinde uzak mesafeden kontrol edilebiliyor. Diğer benzer yapılardan farklı olarak kendine has çekim modları da bulunuyor.

    wanynj9xavl3yywqw8pt

    Olympus çok küçük olmasına rağmen Air’in içerisindeki sensöre IS yani titreşim engelleme özelliğini yerleştirmeyi başarmış ve sensörde toz engelleme sistemi de mevcut. Teknolojisi ile dikkat çeken Air mekanik bir perde makanizması ile gelmiyor, 1/16000 gibi yüksek bir enstantane hızına çıkabilen elektronik perdeye sahip.

    5774019348Cihaz tam manuel ayarlarla kullanılabiliyor ve RAW formatta fotoğraf çekebiliyor, ISO aralığı 100-12800. 23 kareye kadar 10fps hızda seri çekim gerçekleştirebilmek de mümkün. Video boyutu 1080/30p olan aygıtın tam dolu pille 320 kareye kadar çekim yapılabildiği belirtiliyor.

    Olympus Air’in fiyatı 299 dolar. Ancak ek olarak objektif alınmalı ve örneğin 14-42mm lensle beraber diyatı 499 dolara çıkıyor.

    Philips Fidelio DTM5096: Evdeki müzik eğlence merkezi…

    Fidelio_5

    Philips’le ilk tanıştığımda sanırım emekleme aşamasındaydım henüz… Bana o günlerde dev gibi görünen evimizin salonundaki kahverengi ahşap lambalı radyo Philips markaydı ve rahmetli dedem, radyonun düğmeleriyle oynamama kesinlikle izin vermezdi.

    85 yıldır Türk

    1891’de Gerard Philips tarafından Hollanda’nın Eindhoven kentinde kurulan şirket, 1930’da Türk Philips Limited Şirketi’nin kurulmasıyla, Türkiye’ye ilk gelen elektronik şirketlerinden biri olmuş. 1953 yılında adını Türk Philips Ticaret A.Ş. olarak revize eden şirket, 1956 yılında Türkiye’deki ilk fabrikasını Levent’te kurmuş. 1957’de radyo üreten Türk Philips, 1967 yılında da siyah beyaz TV üretimine başlamış. Renkli TV üretimi ise 1982 yılında başlamış.

    Türkiye’deki “müstesna” yeri bir yana; Philips’in küresel yapısında da önemli değişiklikler var. Philips görsel ve işitsel eğlence aletleri bölümünde ünlü Gibson markasıyla işbirliği yaptı. Gibson, hani şu  meşhur gitarlarıyla bilinen şirket Gibson Innovations adını alarak, Philips’le 7 yıl sürecek bir birlikteliğe imza attı. Tarafların memnuniyeti halinde bu birliktelik kalıcı olacak gibi görünüyor.

    Gelelim, yeni işbirliği ile gelen 2015 Philips ürün kataloğunda gördüğüm ve ilk bakışta “Bu ürünün incelemesini mutlaka yapmalıyım…” dediğim Fidelio serisinin amiral gemisi olan docking ürünü DTM5096’ya…

    Fidelio_1

    Tam bir müzik eğlence sistemi

    Fidelio DTM5096, evinizin en nadide yerine rahatlıkla koyabileceğiniz bir estetiğe sahip… Adeta bir süs eşyası gibi. Eve bir misafir geldiğinde kesinlikle gözünü alamıyor. Daha çalıştırmadan ilgiyi üzerinde topluyor. Silindirik, sütun gibi yapısı, parlak piyano siyahı üst bölümü, şık gösterge tablosu göze çarpan ilk özellikler…

    Aslında bir docking istasyonu olarak algılanmasına rağmen, DTM5096 tam bir müzik eğlence sistemi… Dijital ortamdaki müziğin yanı sıra standart CD çalabilme özelliğine de sahip… Standart CD’lerin yanında içine MP3 kaydetmiş olduğunuz CDR ve CDRW’leri de çalabiliyorsunuz. CD çaların yanında bir de RDS özellikli, 20 kanalı kaydedebileceğiniz bir de dijital FM radyo bulunuyor.

    Ürünün arka kısmında bir USB girişi var. Bu da USB bellek çubuğuna kayıt etmiş olduğunuz MP3’leri, ya da WMA dosyalarını çalabilme imkanı veriyor. Yine arkadaki “Audio in” girişinden herhangi bir müzik çaları da bağlamak mümkün…

    Fidelio_2

    iPhone ve iPod sahibiyseniz ayrıcalıklısınız

    Ancak, bir iPhone, ya da iPod’unuz varsa, Philips DTM5096 Docking Ses Sistemi, tam anlamıyla size hitap ediyor demektir. Çünkü hemen üst bölümde hem iPhone 5 öncesi 30 pin, hem de sonrası Lightning bağlantısının bulunduğu bir “DualDock” ünitesi bulunuyor. Son derece şık, döner bir mekanizma ile bu iki bağlantı arasında seçim yapabiliyorsunuz.

    Diğer bir bağlantı türü ise Bluetooth teknolojisi… DTM5096’yı Bluetooth özellikli bir cihazla eşleştirebiliyor, müziğinizi arada herhangi bir kablo bağlantısı olmaksızın Bluetooth üzerinden aktarabiliyorsunuz. Ancak, DTM5096, bir seferde yalnızca bir cihazı destekliyor Bluetooth üzerinden…

    Fiziksel açıdan değerlendirmeye geçecek olursak, Philips DTM5096, 99,4 cm yüksekliğinde ve 30 cm çapında… Yalnızca 9 kg ağırlığında olduğu için odadan odaya istediğiniz gibi yaşıyabiliyorsunuz. Toplam ses çıkış gücü 200 w… Aslında bir 3.1 ses sistemi olan ürün, toplamda 4 speaker’dan oluşuyor. 5” ölçülerindeki bass woofer ve bass reflex speaker sisteme sahip… Elbette bu speaker’lar yazılım olarak da destekleniyor. Kristal berraklığında bir ses ve uğultu yapmayan kaliteli bir bas için dört modda dijital ses kontrolü, Dynamic Bass Boost ve LivingSound özellikleri devreye giriyor.

    Fidelio_6

    360 derece dağılan ses sistemi

    Kişisel olarak müzik keyfini, kaliteli HiFi cihazlarla yaşamayı tercih eden ben, Philips DTM5096’nın ürettiği ses kalitesine şapka çıkarttım. Yalnızca şık bir ürün olmakla kalmayan bu docking ses sistemi, tabiri caizse bangır bangır, tertemiz bir ses kalitesi sunuyor. Ayrıca, müzik dinleyenlerin gönüllerine hitap eden pasif olmasına rağmen muhteşem bir performans sunan bass woofer, kesinlikle içinizi titretiyor. Ürünün silindirik yapısı, sesin 360 derece yayılımını ve hemen her mesafeden eşit kalitede işitilmesini sağlıyor.

    Asus Zenfone 2: 4 GByte bellekli akıllı telefon

    Zenfone ile büyük bir başarı yakalayan Asus, Zenfone 2 ile bunu pekiştirmek istiyor. 4 Gbyte belleği ile kendisini farklılaştıran Asus Zenfone 2 inceleme altında.

    Asus, günümüzde birçok telefon üreticisi yeni nesil ürünlerle boy gösterirken, Zenfone 2 ile herkesi ters köşeye yatırmasını bildi. Kimse bu kadar güçlü bir telefon beklemiyordu. Asus, Zenfone ile büyük bir başarı yakalamıştı. Zenfone 2 ile bu başarıyı pekiştirmek istiyor. Bu yüzden de hiçbir masraftan kaçmadı.

    asus zenfone 2

    10.9 mm kalınlığında olan Zenfone 2, ilk izlenim olarak ele rahat oturuyor. Tasarımda çok fazla bir değişiklik yapılmadı. Yine de benzer ürünlerle kıyasla oldukça hoş bir tasarıma sahip olduğunu söylemek mümkün. 5.5 inç ekranlı bu ürün benzer ürünlerle kıyasla boyut olarak biraz daha büyük. Ama bu da pek bir rahatsızlık vermiyor.

    Zenfone 2yi kullanmaya başladıktan sonra, her ne kadar ele iyi otursa da, plastik kasanın kaygan olduğunu zamanla anlıyorsunuz. Ürünün ağırlık noktası da öne doğru olması, elinizden kayıp düşmesine neden olabiliyor.

    5.5 inç IPS ekranı oldukça parlak. Ekranın renk doğruluğu gayet başarılı. Renkler güçlü ve kesin. Ayrıca Kontrast değeri de olması gerektiği gibi. 401 ppi’lık piksel yoğunluğu en iyisi olmasa da yeterli. Üründe beğendiğimiz bir özellik Gorilla Glass 3 teknolojisine sahip olması ve ekranın parmak izi lekelerini pek bırakmaması. Bununla birlikte dokunmatik teknolojisi de çok başarılı.

    Yine de şunu söylemeden edemeyeceğiz. Zenfone 2’nin parlaklığı, güneşli ortamlarda kullanılması için yeterli değil.

    asus zenfone 3

    4 Gbyte Bellek

    Zenfone ailesinin en önemli özelliği Intel mobil işlemci kullanması. 64 bit Intel Atom Z3580 işlemcisni kullanan Zenfone 2 (ZE551ML) 2.3 GHz’lik bir çalışma frekansına çıkabiliyor. Bu işlemci 4 GByte kapasiteli bir bellek ile birleştiğinde müthiş bir performansa ulaşmak elden değil. Öyle ki aynı anda birden çok oyunu açıp, oyunlar arasında rahatlıkla gezinmek her telefonun harcı değil. Multitasking görevler Zenfone 2 için sorun teşkil etmiyor. Zaten genel performansa bakıldığında Galaxy S5’e çok yakın olduğunu söylemek mümkün. Grafik performansı ise Galaxy S6’dan biraz daha düşük.

    Üründe beğenmediğimiz bir özellik 3000 mAh’lik pilin değiştirilememesi. Buna karşın Zenfone 2’yı 40 dakikada %60 oranına getiren hızlı şarj özelliği görülmeye değer. Ayrıca şunu da belirtmekte fayda var. Zenfone 2’nin pil kullanım süresi oldukça uzun.

    zenfone 2 1

    13 MP’lik Kamera yeterli mi?

    Asus, Zenfone 2nin kameralarını değiştirdi. Bu kameralar, Zenfone ile kıyasla daha düşük ışıklı ortamlarda çok daha iyi fotoğraflar çekebiliyor. 13 MP’lik arka kamera f/2.0 diyafram aralığına sahip. Benzer ürünler 1.9 hatta 1.8 diyafram aralığına sahip olması bu ürünü ne yazık ki çok özel kılmıyor. Ön tarafta bulunan 5 MP’lik kamera için de benzer şeyler söylemek mümkün. Üründe beğendiğimiz bir özellik HDR çekim yapabilmesi ve manuel olarak da ayarlanabilmesi. Bununla birlikte PixelMaster uygulaması, karanlık ortamlarda iyi fotoğraflar çekmenize olanak tanıyor.

    Loş ortamlarda en iyi fotoğrafı SuperHDR ile elde ediyorsunuz.

    Yazılım desteği

    Lollipop bazlı ZenUI arayüzü tamamen yenilendi. Asus, Zen UI 200 arayüzü ile geniş bir yazılım desteği ve birçok yeniliği kullanıcıya sunmak istiyor. ZenMotion adlı özellik sayesinde ana ekranı istediğiniz gibi ayarlamanız mümkün. Beraberinde gelen uygulamalardan Audio Wizard, ses modları ayarlayabiliyor. Müzik oynatıcısı ise Windows Phone’daki oynatıcısının gelişmiş sürümü gibi duruyor. Bizi şaşırtan bir özellik ise Asus’un kendi hava tahmini uygulaması oldu.

    FM radyo unutulmadı. Bununla birlikte gelişmiş çocuk modu görülmeye değer. Verilerinizi şifrelerle koruyabildiğiniz gibi, Web sayfalarını filtreleyebiliyorsunuz. Çocuğunuzun ne kadar süre telefonla oynayabileceği de iyi düşünülmüş bir özellik.

    Uzun lafın kısası. Zenfone 2 nin genel performansı gayet başarılı. Kullanılan pil 2 gün rahat dayanıyor. Ekran oldukça keskin ve net. Buna karşın parlaklık değeri, çok ışıklı ortamlar için yeterli değil.

    Zenfone 2’nin çok uygun fiyatlı Zenfone’un başarısını yakalayıp yakalayamayacağını merakla bekliyoruz. Sonuçta Asus, bu ürün ile meraklıları iki kere şaşırtmasını bildi. Biri yüksek performans ve donanım birleşenleri, ikincisi de bir önceki nesil ile kıyasla yüksek fiyatı.

    Ürünü detaylı inceleme ve satın almak için buraya tıklayın

    Gazeteciler için 5 canlı yayın uygulaması

    açılışCanlı yayın yapmaya imkân veren uygulamalar aslında çok yeni bir teknoloji değil. Ancak görüntüleme özellikleri sürekli daha iyiye giden akıllı telefonlar ve hızına yetişemediğimiz mobil internet teknolojileriyle birlikte son günlerde hayatımıza daha yetenekli ve daha sosyal canlı yayın uygulamaları dahil olmaya başladı. Gerçek zamanlı olarak izleyicilerle etkileşim kurma adına gazeteciler için çok büyük kolaylık olan bu uygulamaların, vatandaş gazeteciliğine soyunan kişiler için de iyi bir fırsat sunduğunu söylemek yanlış olmaz.

    Son günlerde kimilerine göre abarttığımız ama ne şekilde olursa olsun dilimizden düşürmediğimiz Periscope ve benzeri diğer canlı yayın uygulamalarının profesyonel anlamda gazetecilik mesleğine getirdiği yeni anlayışa ayrı bir parantez açmak gerek. Bir olayı, kampanyayı ya da etkinliği izlemek ve başkalarına canlı yayında aktarmak için artık uydu veya kablolu yayına ihtiyaç yok. Vatandaşlar, neredeyse her gün günlük olayları yakalayıp, paylaşabiliyor ve bu yıkıcı yenilik yeni medya için yepyeni bir dönemi de başlatıyor aslında. Sokaktaki adamı deneyimli muhabirlere dönüştüren son dönemin popüler canlı yayın uygulamalarını sizler için yazdım.
    periscope
    Yayıncıların gözdesi: Periscope

    Geçtiğimiz aylarda yeni medyanın adına yakışır nitelikte iki yeni canlı yayın uygulamasının çıkışına şahit olduk ve aslında çok kısa süre içerisinde benimsedik bile. Periscope ve Meerkat’ten bahsediyorum. Öncelikle Meerkat’i sosyal medya ringinden şimdilik silen Periscope’a bir bakalım. Şu hepimizin bildiği dolaylı da olsa Gezi olaylarının etkilediği çıkış hikayesinden midir nedir bilmem çevremdeki herkes Twitter’ın Periscope’u satın aldığı gün Meerkat’i ve diğerlerini unutup Periscope’çu oldu. Twitter’ın bu uygulamanın yaygınlaşmasındaki etkisi tartışılmaz elbette ama Periscope’un diğer uygulamalara nazaran daha fazla tercih edilmesinde sahip olduğu yetenekler büyük önem taşıyor. Benzer uygulamalardaki gibi istediğiniz yerden canlı yayına başlamak için telefonunuzda uygulamayı açıyorsunuz, ardından izleyiciler için çekilen videonun ne hakkında olduğunu anlatan birkaç kelime yazıyorsunuz. Son olarak ilgili link ile birlikte hazırladığınız bu yazıyı Twitter’da paylaşıyorsunuz. Buraya kadar her şey sıradan aslında.

    Yaptığınız yayını 24 saat hafızasında tutuyor

    Periscope’un en özelliği malum canlı yayın sona erse bile takipçilerinizin çektiğiniz videolara 24 saat boyunca erişebiliyor olması. Canlı yayınınız sona erdiğinde yayını kaç kişinin izlediğini, beğendiğini, yorum yaptığını ve canlı yayının kaç dakika sürdüğüne ilişkin verileri anında görebiliyorsunuz. Ayrıca herkese açık olarak yayına alınmış videoyu silme şansınız da var. Periscope’un konum bildirme fonksiyonuna sahip olması uygulamayı haber merkezleri için daha çekici kılıyor. Yakın zaman içerisinde Türkçe dil seçeneğinin de gelmesi Türk kullanıcılar için ayrı bir güzellik oldu. Ayrıca tahminimce az kullanılan bir özellik olsa da Periscope’u Skype gibi de kullanabiliyorsunuz. Sadece sınırladığınız insanların sizi görmesini sağlıyorsunuz. Yorumu sadece takip ettiklerinize açma da bence çok güzel bir özellik.
    periscope.jpg2
    Tabii ki Periscope’ta da her şey güllük gülüstanlık değil, güncellenmesi gereken çok özellik var. Türkiye’de Periscope’u hakkını vererek kullanan gazetecilerden Ruşen Çakır’dan uygulamanın geliştirilmesi gereken yanları konusunda aldığım görüşü paylaşmak isterim: “Bir kere 24 saat değil de çektiğiniz videoları sürekli tutmalı. Akışta bazen sorunlar oluyor. Yaptığınız yayınlara gelen yorumları belli bir noktadan sonra sınırlıyorlar. Canlı yayın esnasında insanlar size yazarak sorular sorabiliyorlar bu güzel ama, yayına sesli olarak bağlanabilmeleri sağlanırsa iş bambaşka bir yere gelecektir.”

    Artıları: Konumlandırma, kullanışlı arayüz, “beğeni” seçeneği, özel yayınlar, otomatik kaydetme, masaüstünde responsive yani uyumlu görüntüleme.
    Eksileri: Yalnızca Twitter’a doğrudan paylaşım.
    meerkat
    Vatandaş gazeteciliği için iyi bir alternatif: Meerkat

    2013 yılının ortalarında piyasaya çıkan Yevvo adlı canlı yayın uygulamasını vizyon eksikliği nedeniyle rafa kaldıran Ben Rubin, bu markayı Air adıyla şirketleştirip ürün adını da Meerkat’e dönüştürdü. Çözüm ortağı olarak Twitter’ı seçen Meerkat, 13 Mart’ta Twitter’ın Periscope’un satın alması sonrası Periscope’un gölgesinde kalmaya başladı.

    Meerkat’in ilk dönemlerdeki popüler görünümüne rağmen, fonksiyonellik bakımından sunduğu özelliklerin sınırlı olduğunu belirtelim. Uygulamaya giriş yapan kullanıcılar takipçileri ile bağlantıya geçip mevcut canlı yayınları izleyebiliyor. Uygulamada önümüzdeki 24 saat içinde gerçekleşecek veya hemen yayına başlayacak canlı yayınları programlamak gibi bir seçenek de bulunuyor. Meerkat, çekim için portre görünüme göre optimize olduğundan, kullanıcı açık alanda canlı yayın çekimi düşünse bile, yayın portre görünümünü sürdürmeye devam ediyor. Böylelikle ekrandaki görüntünün kenarları kesilmiş oluyor. Meerkat, masaüstünde görüntülendiğinde rastgele seçilmiş video bölümüne odaklanılıyor. Tüm yayının render’ı alınmış olsa da izlenemiyor. Meerkat yayınları, uygulama içinde kaydedilemiyor. Yayın sonrasında video için “film rulo”suna indirme seçeneği bulunuyor. Twitter, yakın zamanda Meerkat için sunduğu, uygulamaya sosyal ağ üzerinde var olmasını sağlayan sosyal grafik (social graph) özelliğine son verdi. Ancak geçtiğimiz Mart ayında Greylock Partners tarafından 12 milyon dolar yatırım alan Meerkat bence herhangi bu sorunun kolaylıkla üstesinden gelebilir.

    Artıları: Basit, kullanımı kolay, programlı yayınlar, büyük ve sosyal kullanıcı tabanı.
    Eksileri: Masaüstünde izlemesi güç, yalnızca portre çekimi mümkün, yalnızca Twitter üzerinden bağlantı, otomatik kaydetme yok, otomatik konumlandırma yok.
    stre.am

    Daha sosyal bir yayın için; Stre.am

    Twitter’ın yanında Facebook ve Google+ ile entegre olarak çalışan Stre.am, Periscope ve Meerkat’e göre daha fazla sosyal paylaşım seçeneğine sahip. Ancak bu uygulamayı sınırlandıran kimi özelliklerin olduğunu belirtelim. Uygulamada sizi takip edenler için bir aktivite akışı ve mevcut canlı yayınlar için bir menü bulunuyor. Çekim modunda canlı yayın veya video kaydetme için aynı seçenek bulunuyor. Çekimler film rulosunda kaydediliyor ve 24 saat içinde uygulamada paylaşılıyor. Yayın öncesinde ve sırasında kaydetme, paylaşma ve konumlandırma için seçenekler sunuluyor. İzleyiciler yayınlar hakkında yorum yapabiliyor, paylaşımları beğenebiliyor ve paylaşabiliyor. Şu anda masaüstü görüntüleme seçeneği bulunmuyor. Çekimler de yalnızca açık alanda yapılabiliyor. İlginç bir not; Stre.am’ın çatı şirketi Infinite Takes’teki teknoloji şefi, uygulama için Twitter’da “bağımsız sosyal ağ” üzerinde çalıştıkları bilgisini vermişti.

    Artıları: Konumlandırma, daha fazla sosyal entegrasyon, canlı ve kayıtlı video görüntüleme.
    Eksileri: Masaüstü görünümü mevcut değil.
    livestream
    GoPro kamera ile Livestream üzerinden canlı yayın

    Neredeyse Twitter gibi 2007 yılından beri kullanımda olan Livestream, son dönemlerde profesyoneller için birtakım seçenekler ekledi. Örneğin uygulama, canlı yayın sırasında veri aktarım hızını görüntülemeye imkân veriyor.

    Canlı yayını paylaşmak gibi sunulan özelliklerin yanında, kullanıcılar görüntüde değişiklik yapmak adına odağı değiştirebiliyor; fotoğraf çekebiliyor ve Instagram benzeri filtreleri ekleyebiliyor. Programlama seçeneklerinin de diğer uygulamalara göre daha gelişmiş olduğunu belirtelim. Belirlenmiş alanlara özel tasarım ve konum bloklama özelliklerini sunuyor. Yayıncılar için büyük sorun ise masaüstünde görüntüleme için kayıt olma işlemi. Canlı yayın için link’i tweet’lediğinizde etkinliği takip eden kayıtlı olmayan kullanıcıların, yayını izlemek için kayıt olması gerekiyor. Ancak daha sabırsız kullanıcıların olduğu mobilde böyle bir zorunluluk bulunmuyor. Yayıncılar için daha profesyonel ekipmanla birlikte uygulama, bluetooth aracılığıyla GoPro Hero kameralarına, FTP ile DSLR kameralara ve hatta stüdyo kameralarına bağlanabiliyor ve bu cihazların verdiği görüntüyü, canlı yayına aktarıyor.

    Artıları: Diğer kameralara bağlanma, profesyonel seçenekler, filtreler, programlama, canlı ve kaydedilmiş görüntüleme.
    Eksileri: Masaüstünde görüntüleme için kayıt olma zorunluluğu var.
    ustream
    Profesyonellere göre bir seçenek; Ustream

    2007’de sunulan Ustream, yapımcılar ve kendi kanalları için bir üst modele yükseltme seçeneklerine sahip. Sunulan seçeneklerin arasında grafik, çoklu kamera ve daha fazlası yer alıyor.

    Mobilde yayını başlatmak veya programlamak oldukça kolay. Uygulamanın çekimi çerçevelendirmek adına kullanışlı bir grid sistemi bulunuyor. Twitter ve Facebook için paylaşım seçeneklerinin olduğunu da unutmamak lazım. Çekim yapma ve görüntüleme arasında gerçekleşen gecikme durumu, özellikle yayın sonuna doğru videonun yarıda kesilmesi, mobilde bir sorun olarak görülebilir. Bu da tüm yayının sona erdiğinden emin olmanız için çekimi sonlandırmak adına canlı yayın sonunda yayını görüntülemeniz ya da 10 saniyeye kadar bir boşluk bırakmanız gerektiği anlamına geliyor. Masaüstü görünümünde reklamların tam ekrana göre daha sık karşılaşmaları, izleyicileri uygulamadan uzaklaştırabilir. Uygulamada açık alanda yapılan çekimi görüntülemek daha kolay olsa da, Ustream’in Periscope gibi responsive olmadığını söyleyebiliriz.

    Artıları: Çekim sırasında grid sistemi imkânı, geniş kullanıcı veritabanı, canlı ve kaydedilmiş görüntüleme, programlanmış yayınlar, profesyonel seçenekler.
    Eksileri: Reklamlar, yayın sırasında uzun süren ertelemeler.

    Başarılı bir canlı yayının püf noktaları

    Bu uygulamalardan işinize uygun olanı seçmeniz canlı yayına geçmeniz için ilk adım olacak. Ama asıl mesele ve dikkat etmeniz gereken adımlar canlı yayın başlayınca ortaya çıkıyor. Özellikle Periscope ve kısmen diğer uygulamalarla yayın sırasında iyi bir iş çıkarmanızı sağlayacak püf noktalarına birlikte göz atalım.

    •Öncelikle uygulamayı açtığınız andan itibaren canlı yayında olduğunuzu ve mikrofonunuzun açık olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

    •Gelen soruları yanıtlamayı ihmal etmeyin. Yayın sırasında gelen soruları yanıtlama imkânınız yoksa, durumunuzu izleyicilere nazikçe açıklamaya özen gösterin.

    •Canlı yayın stresli gidiyorsa ve gelen yorumlar sizi rahatsız ediyorsa onları gizleyin.

    •İzleyicileriniz arasında mantıklı bir sohbet çerçevesinden çıkıp, sizi işinizi yapmaktan alıkoyanlar varsa; böyle kimseleri engelleyin.

    •Kameranızı elinizde tuttuğunuz müddetçe, kendiniz için etrafınıza karşı daha dikkatli olmanızı öneririz.

    Şimdi canlı yayın zamanı

    Diyecek bir sözüm var ve hemen şimdi burada canlı yayında insanlarla paylaşmak istiyorum diyorsanız önce iyi bir kamerası olan bir akıllı telefonunuz olması şart. Yoksa envai çeşidine ulaşmak ve satın almak için linke tıklayın. Periscope ve Meerkat için iyi bir akıllı telefon ve mobil internet yeterli iken, daha profesyonel seçenekler olan Ustream ya da LiveStream gibi uygulamalarla birlikte kullanacağınız GoPro ya da başka bir profesyonel ekipman yaptığınız işin kalitesini artıracak. Özellikle LiveStream gibi uygulamalar sayesinde GoPro’nun kullanım alanını ve kullanım seçeneklerini geliştiriyor olduğunu söyleyebiliriz. Siz de canlı yayın dünyasının kapılarını mobil uygulama anahtarıyla aralarken içeri kafanızda bir GoPro ile girmek istiyorsanız alternatif modeller için buraya bir göz atın derim.

    Teknoloji sayesinde bisikletler de akıllandı!

    5277-0e4480a026289e9c6c6006a9b899abfb

    GPS cihazları ve giyilebilir teknoloji aygıtları ile tanınan Garmin, akıllı bisiklet ışıklarını ve sürüş güvenliğini yükselten yeni radar sistemini tanıttı. Yeni aksesuarlarla birlikte bisiklet deneyimi çok daha teknolojik ve en genel sonucu ile daha güvenli bir hal alıyor.

    Garmin ve aksesuar şirketi Strava’nın birlikte geliştirdiği Varia serisi teknolojik bisiklet aksesuarları, sıradan ön/arka ışıkların yerine çok daha akıllı sistemlerin ve dikiz aynasının yerini de GPS özellikli bir radar sisteminin alması temasına dayalı.

    Garmin Varia Smart Bike Light adlı ışıklar, bisikletin ön ve arkasına takılıyor. Öne takılı lamba hızınıza göre ışıklandırma seviyesini değiştiriyor. Yavaş gittiğinizde çukurlardan ya da tümseklerden kaçınmakta olduğunuzu varsayarak yakın mesafeye yoğun aydınlatma sağlanırken, hızlı gittiğinizde ise daha ilerisini görmeniz adına ileri noktaya uzanan aydınlatma gerçekleştiriliyor…

    tomtom-bandit-tag-it-as-it-happens-bike-1434032850-U1r1-column-width-inline

    Arka lambalar ise sürüş güvenliğine ayrı bir katma değer ekliyor ve frene basıldığında yanıp sönerek takip eden araç sürücülerini uyarmış oluyor. Bu özelliklerle birlikte bisiklet, adeta motorlu araçların sahip olduğu bazı aydınlatma yapılarına da sahip olmuş oluyor. Üstelik fiyatı da sadece 159.99 Paund olarak açıklandı. Satışa çıkacağı zaman dilimi ise 2015 üçüncü çeyreği.

    Bir de radar ekranı söz konusu. Varia Rearview Bike Radar adlı aygıt, ekran üzerinde 8 araca kadar gösteriyor. Konumlarını görebildiğiniz için daha güvenli ve temkinli olabiliyorsunuz. Bu bisikletler için ‘risk azaltıcı’ aygıtın fiyatı ise 239.99 Paund olarak açıklandı. Garmin Varia Smart Bike Light da olduğu gibi yılın üçüncü çeyreğinde satışa sunulacağı belirtildi.

    iPhone’un yükseliş trendi devam ediyor

    0

    455720484-676x450

    Pazar araştırma şirketi comScore, akıllı telefon ve uygulama mağazalarını konu edinen yeni raporlarını açıkladı. ABD pazarını kapsayan rapora göre Apple, iPhone modelleri ile ülkede en çok tercih edilen akıllı telefon markası durumunda. Mayıs ayı itibarıyla yüzde 43.5’lik pazar payını elinde bulunduran şirketi yüzde 28.7 ile Samsung izliyor. Üçüncü sırada yüzde 8.2’lik pazar payı ile LG’nin yer aldığı görülürken Motorola ise yüzde 4.9’luk payla dördüncü sırada yer alıyor. Oranların Mayıs itibarıyla olduğunu belirtelim.

    Öte yandan Mayıs ayında sona eren üç aylık dönem şeklinde ele alınan oranların öncesi ise Şubat ayı ile tamamlanan dönem şeklinde. Buna göre Şubat ayında yayınlanan oranlara bakıldığında Apple’ın yüzde 1.8’lik artış kaydettiği anlaşılıyor. Samsung ise yüzde 0.1 gibi oldukça düşük bir pazar artışı yaşamış durumda. Şirketin Galaxy S6 ve Galaxy S6 Edge satışlarının ABD’de genel kullanıcı nezdinde büyük etki yaratmadığı görülüyor.

    iphone-6-review-display-app-store-

    Akıllı telefonlarda Apple’ın liderliğinin açık şekilde görüldüğü kaydedilirken uygulama mağazaları üzerinden ele alındığında ise BlackBerry, Windows Phone gibi platoformların oransal yüzdeleri günyüzüne çıkıyor. Android platformu iseyüzde 52.1 ile zirvede. Apple yüzde 43.5’lik orana sahip.

    Üçüncü sırada ise Microsoft yer alıyor, şirketin payı yüzde 3.0 olarak kaydediliyor. Ayrıca önceki döneme göre yüzde 0.5’lik gerileme görülüyor. Microsoft’un arkasında ise BlackBerry yer alıyor. Kanadalı şirketin uygulama mağazasının kullanım oranı sadece yüzde 1.3.

    Kredi kartı şifresi yerine selfie!

    0

    Ekran_Resmi_2015-07-03_14_03_28

    MasterCard’ın kredi kartları ile gerçekleştirilecek online alışverişlerde şifre girme şeklindeki kimlik doğrulama işlemi yerine selfie ile yüz tanıma teknoloji üzerinde çalıştığı açıklandı.

    CNN’in haberine göre MasterCard, online kimlik doğrulama konusunda yeni bir adım atmak üzere. Şirketin 500 kişi üzerinde testlere başlanacağı açıklanan teknoloji, şu an için bir tür prototip aşamasını teşkil etse de başarılı bulunması halinde birkaç ay içinde kullanıma sunulacağı belirtiliyor.

    Ekran_Resmi_2015-07-03_14_03_40

    Dünyanın en çok kullanılan kredi kartı ödeme sistemi sağlayıcısının teknoloji adımı, yapılan açıklamaya göre oldukça pratik ve güvenli bir işlem. Online alışverişte kimlik doğrulama için kullanıcılara bir uygulama üzerinden parmak izi okuma ya da selfie seçeneğinin sunulacağı, kullanıcının parmak izi yerine selfie opsiyonunun da seçebileceği belirtiliyor. Ardından ekrana gelen bir arayüz ve telefonun ön kamerası devreye giriyor. Ön kamera ile kullanıcının yüzü ekrana aktarılıyor ve doğrulama işlemi gerçekleştiriliyor.

    MasterCard, dijital olarak eşleştirme işlemini gerçekleştiriyor ve yapılan açıklamaya göre yüzün herhangi bir yolla taklit edilmesi mümkün değil. MasterCard yetkilileri ilgili güvenlik yöntemi üzerindeki çalışmalarınının nedenini ise selfie’nin günümüzün en önemli trendlerinden biri olması ve hemen herkes tarafından bilinip kullanılması olarak açıklıyorlar.

    Batman: Arkham Knight İnceleme

    0

    Çizgi roman severlerin favorilerinden olan Batman, yeni oyunu Batman: Arkham Knight ile bomba gibi bir geri dönüş yapıyor. Ama öyle böyle değil, gerçekten bomba gibi. Özellikle PC oyuncularının büyük ahını alarak. Geçtiğimiz günlerde çıkan PC versiyonu, ne yazık ki alanları çok üzdü. Optimizasyone bağlı inanılmaz performans problemleri, hangi ayarlarda oynarsanız oynayın, sisteminizi inanılmaz kasıyor. Bu sebepten ötürü oyunseverlerin büyük tepkisini alan oyun Steam mağazasından bile kaldırıldı. Firma şu günlerde, hataları giderebilmek için yoğun bir şekilde yama üzerinde çalışıyor. Ancak biz bu yazımızda PS4 versiyonunu baz alarak inceleyeceğiz.

    Serinin önceki yapımlarında getirilen yenilikler, oyunseverlerin olduğu kadar, diğer yapımcı firmaları da oldukça etkilemiş, bu yeni dinamikleri birçok üründe de görmeye başlamıştık. Hal böyle olunca, 2013 yılında Rocksteady tarafından duyurulan oyun, sevenleri üzerinde büyük bir beklenti yarattı. Beklediğimiz süreç içinde çıkan video ve ekran görüntüleri beklentileri daha da artırdı. Batman: Arkhan Knight sonunda raflarda yerini aldı. Batmobile’ı da ilk defa kullanmaya başladığımız Arkham Knight, tüm platformlar için piyasaya sunuldu.

    13

    Herkesin bir gün görmek istediği şehir: GOTHAM
    Batman: Arkham Knight, suç yoğunluğundan ötürü Gotham’da yaşayanların şehri terk etmesi ile başlıyor. Standart Batman görüntüsü. Gotham’ı, çıktığı kulenin tepesinden izleyerek başlıyoruz. Karşılaştığı görüntü karşısında sessiz kalamayacak olan kahramanımız Batman’in işi hiç kolay değil. Gotham’ı, eski günlerine kavuşturmak ve yeniden adaleti sağlamak için yola Kara Şövalye’miz, bir yandan da kimliği belli olmayan Arkham’ın Şövalyesi ile amasız bir mücadele içine girmek zorunda kalıyor.

    Daha ilk sahnede aksiyona dalıyoruz. Oyun süresince, kimi zaman yaya kimi zaman ise aracımız Batmobile’ı kullanarak suçlular ile savaşmak gerekiyor. Elbette bu duyulduğu kadar kolay değil. Zira oyun hem açık dünya hem de tamamen masumlardan arınmış durumda. Attığınız her adımda çevrenizde size saldıracak biri çıkıyor.

    Arkham-Knight

    Önceki yapımlarda Batmobile’ı sadece arada görüyorduk ve kullanma şansına sahip olamıyorduk. Ancak Arkham Knight’ta yoğun bir şekilde kullanabilirsiniz. Öncelikli olarak, yapımın açık dünya olmasından kaynaklı harita büyüklüğünü aracımız sayesinde rahatlatabiliyoruz. Uzak mesafelerdeki görevler için daha hızlı gidebiliyoruz. Bir diğer husus ise, insan olarak yenemeyeceğimiz düşmanlar içinde güzel bir çözüm oluyor. Sonuçta sadece bir araba değil. Oyun boyunca en önemli silahımız olacak. Ayrıca aracımız Pursuit ve Battle olmak üzere iki farklı sürüş modu barındırıyor. Pursuit modda herhangi bir araç gibi yolda ilerlerken Battle modda ise aracımız kelimenin tam anlamı ile tanka dönüşüyor. Vinci sayesine, standart araçların ulaşamayacağı yerlere gidebiliyor, füzelerimiz sayesinde önümüze çıkan her aracı havaya uçurabiliyoruz.

    0037922

    Elbette aracımız çok güçlü görünse de bazı dezavantajları da yok değil. Özellikle oyunun dinamikleri açısından. kimi görevlerde Batmobile’ı kullanmaya mecbur kalmak son derece siniz bozucu olabiliyor. Sonuçta açık dünya kavramından anladığımız istediğini yaparak ilerleyebilmemizden geçiyor.

    batman-arkham-knight-3

    İlk iki Batman: Arkham oyunu tempolu yapıları ve genel oynanış mekanikleri ile gündeme gelmiş olsa da bölüm ve karakter tasarımlarında kullanılan renk paketi ve özellikle de müzikleriyle etkileyici bir atmosfer sunuyordu. Arkham Knight’ta da atmosfer konusunda hiçbir sıkıntı yok. Hatta yenilenen grafikleri ile de çok daha ilgi çekici olduğu söylenebilir. Gerek dövüş animasyonları, gerek Batmobile ile birlikte kullanılan kombine bitirici vuruşlar, oynayan kişiye gerçekten çizgi filmlerindeki ya da çizgi romanlardaki gibi Gotham içerisinde suçlu avlayan Batman hissi yaşatıyor.

    Batman-Arkham-Knight-Scarecrow-630x353

    Batman: Arkham Knight’ı edinmeniz gereken yapımlar arasına koyuyoruz. PC için Steam üzerinden satışı şimdilik durdurulmuş olsa da kutulu versiyonu marketlerde bulunuyor. Ayrıca PS4 ve XB1 sürümleri de var. Konsolunuz var ve hoşça vakit geçirmek istiyorsanız buradan alabilirsiniz.