Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1958

    Samsung telefonlar yağ oranınızı gösterebilir

    PrioBlog-Health-Top-5-Fat-Burning-Foods

    Samsung’un gelecek dönem akıllı telefonlarında vücut-yağ oranlarını gösteren bir teknoloji yer alabilir. İşte konuya dair detaylar…

    Sağlık, mobil cihaz üreticileri için önemli bir odak noktası haline geliyor. Spor ve kalori ise bu alandaki temel sonuçlar. Cebinizdeki cihaz kaç adım yürüdüğünüzü ya da kaç kalori yaktığınızı gmsterebiliyor. Ancak daha önce hiçbir cihaz vücuttaki yağ oranını gösterme özelliğine sahip olmamıştı. Samsung, geliştirdiği ve aldığı yeni patent ile bu alandaki boşluğu doldurmayı planlıyor olabilir.

    samsung-body-fat-patent-640x446Patentin detayları

    Güney Kore menşeili teknoloji şirketi Samsung’un ilgili patenti, telefona takılı dört adet sensöre dayanıyor. Ekran kapağına gömülü haldeki sensörlere dokunulması şeklindeki yöntem ile vücuttaki yağ oranı ekrana geliyor. Bunun için ekranın önünden arkasına doğru bir kavrama hareketi yapılması gerekiyor.

    Şimdilik patent aşamasında olan ve hayata geçirilip geçirilmeyeceği net olarak bilinmeyen bu teknolojinin akıllı telefonlara entegre edilmesinin bazı sonuçları olacağını tahmin etmek güç değil; örneğin yeni sensörlerle artan kalınlaşma gibi durumlar gündeme gelebilir.

    Bu fiziksel sonucun yanı sıra şarj süresinin de olumsuz yönde etkilenmesi olası. Samsung ise inovatif çözümlerle kullanıcılara fonksiyonel ve sağlık dolu bu özelliği sunabilir.

    Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

    FIFA 16 PC sistem gereksinimleri

    0

    fifa-16

    Aralarında Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Fransa, Çin de dahil olmak üzere dünyanın en iyi kadın futboluların da yer alacağı FIFA 16’ya dair epeyce ayrıntı günyüzüne çıkmış durumda. Oyunun grafikleri ve oynanışına dair fikir edinilmesini sağlayan videolar da cabası. Heyecan ise oldukça yüksek, çünkü oyunun yayınlanacağı Eylül ayı yaklaşıyor…

    FIFA 16 için en çok merak edilen konulardan biri ise hiç kuşkusuz PC oyuncularını ilgilendiren minimum ve önerilen sistem gereksinimleri. Electronic Arts bu konuya açıklık getirdi…

    Electronic Arts, Windows 8/8.1/10 için 8 GB RAM, Intel i5-2550K 3.4 GHZ işlemci, DirectX 11 ve ATI Radeon HD 6870 veya NVIDIA GTX 460 grafik şeklinde bir sistem öneriyor. Yani FIFA 16 oynayacaksanız sisteminizin bazı unsurlarını revize etmeye başlamanız gerekiyor olabilir.

    Oyunu oynamak için gereken minimum sistem ise Windows 7/8/8.1, Intel Core i3-2100 3.1GHz işlemci, 4 GB RAM, 15 GB sabit disk alanı, DirectX 11, ATI Radeon HD 5770 veya NVIDIA GTX 650 ekran kartı şeklinde.

    FIFA 16, Eylül ayında PlayStation 3, PS4, Xbox 360, Xbox One ve PC için yayınlanacak.

    iPhone6s mi, iPhone7 mi? Son dedikodular burada!

    0

    iStock_000049806846_SmallApple ve iPhone söz konusu oldu mu aklıma her yıl teknoloji çılgınlarının yaşadığı o uzun ve ıstırap veren bekleyiş süreci geliyor. Açıkçası, Apple kurmaylarının markalarının sadık takipçilerine özellikle acı çektirdiğini düşünüyorum. Ya da en azından, bu markayı hak etmenin kolay olmadığını anlatmaya çalışıyorlar herhalde…

    Her yıl hepimiz, “Yeni Apple iPhone şöyle mi olacak, böyle mi olacak?” diye yüzlerce makale yazıyoruz… Ve inanın raporlar geldiğinde en çok okunan yazılar da bunlar oluyor. “iPhone3’ten sonra, hemen 4 mü olacak, yoksa arada bir 3s olacak mı?” bir zamanların önemli sorularından biriydi. Yalnızca 3 değil, 4s geldi. Hatta 5s, bir de herkesin “ucuz model” olarak tanımladığı 5c bile geldi. Ama iPhone6 bütün hesapları değiştirdi.

    Şimdi soru şu; “iPhone6s ve iPhone6c olacak mı? Ayrıca iPhone6s Plus ve iPhone6c Plus da çıkar mı aradan?..” Ya da, bu kez 6s, 6c filan olmadan doğrudan 7 mi gelir acaba, kim bilir? Şimdi eldeki verileri değerlendirerek adım adım ilerleyelim.

    Yeni iPhone’da Apple’ın bu Haziran başında Apple’s WorldWide Developers Forum’da (WWDF) tanıtımını yapmış olduğu gıcır gıcır iOS9 işletim sistemini kullanacağından yüzde 100 eminiz. Bunu bir cebimize koyalım. Güncellemeler ve yeni özelliklerle Siri, davranışlarınızı izleyerek öğrenebiliyor ve sizi tanıyabiliyor, ayrıca pil ömründe fark edilir bir artış söz konusu… Maps ve Notes gibi ahretlik uygulamalarda önemli gelişmeler yapılmış. Tabii bir de haberleri izlemenize yeni bir boyut kazandıran News uygulaması geliyor.

    Adı ne olacak acaba?.. iPhone6 ile Apple, 4,7” boyutunu 5,5”e taşıyarak Plus yani (Artı) kavramını hayatımıza soktu. Dolayısıyla iPhone6s ve iPhone6s Plus modelleri olacağına dair elimizdeki avucumuzda ne varsa bu bahse yatırıyoruz. Ancak, bu yıl aileye yeni bir üyenin daha katılacağı konusunda söylentiler var. Tıpkı 5c’de olduğu gibi bir de 6c’ye hazır olmak gerekiyor. Mayıs ayında Apple’ın web sitesinde 6c olduğu tahmin edilen bir fotoğrafın yayınlandığı konusunda yaygın bir şehir efsanesi var. Apple’ın bu “leak” (sızıntı) taktikleri beni öldürüyor desem yalan olmaz…

    Piyasaya ne zaman çıkacak? İşte bir önemli soru daha! 3 serisinde ve 4’ün başında Haziran, Temmuz gibi yaz aylarını tercih eden Apple kurmayları 4s’ten itibaren Eylül ve Ekim aylarında lansman yapıyorlar. Aslında son lansmanlar fena halde Eylül olacakmış gibi gösteriyor durumu… Burada da bir “sızıntı” dedikodu var. Vodafone’dan gelen bir eposta ifşa olmuş ve iPhone6s’in lansman tarihi artık herkes tarafından biliniyor. Ön siparişler 18 Eylül itibariyle alınmaya başlayacak ama asıl lansman 25 Eylül’de… Bu arada öyle kuyruğa girip iPhone kapmayı artık unutun… Perakende Şefi Angela Ahrendts, lansmanın Apple Watch’daki gibi “yumuşak” yalnızca çevrimiçi satışı destekleyecek şekilde yapılacağını ve bazı modellerin sergileneceğini söylüyor. Bu da zaman içinde model çeşitliliğinin de artabileceği yolunda ipuçları veriyor.

    Ne gibi yeni özelliklerle karşılaşacağız? İnanın bütün yıl yeni iPhone’la ilgili öyle videolar izliyorum ki, yeni modelin açık kalp ameliyatı yapabilme özelliğine sahip olması beklentisi içine giriyorum. Yine eldeki verilerden yola çıkalım. Yeni MacBook’lardaki ve Apple Watch’daki Taptic Engine ve Force Touch’ın iPhone’da da olacağı düşünülüyor. Force Touch özelliği, kullanıcının düğmeye ne kadar güçlü bastığını tanımlayarak, çeşitli uygulamalarda kolaylıklar getiriyor. Örneğin Youtube videosu izlerken, ileri geri sarabilmek gibi… Fotoğraf makinesi özelliğinde de devrimsel bir gelişme bekleniyor. Apple’a yakın bazı isimler, yeni kameranın DSLR fotoğraf makineleriyle kapışabilecek kalitede olacağını iddia ediyorlar. Hatta iki lens kullanımlı bir kameradan bile söz ediliyor. Bu da olmazsa 12 MP’lik bir arka kameraya da razı olacak gibiyiz… Çizilmeyecek kalitede safir cam ekran da beklentiler arasında… Yeni iPhone’a bir de yeni işlemci yakışır elbette… Samsung’un ürettiği A9 işlemcinin adı geçiyor ama çok emin değiliz…

    Asıl büyük iddia, daha büyük ekran görüntüsü uğruna Apple’ın “Home” düğmesinden vazgeçeceği… Ben inanmıyorum, siz de inanmayın derim.. Ancak, LED ekrandan OLED ekrana geçiş konusunda ciddi söylentiler var. Bu da 2018’e kadar katlanıp bükülebilen iPhone’lar anlamına gelir ki, iPhone6’ya “bending” testi yapanların yüzünü o gün görmek çok keyifli olacaktır.

    Neye benzeyeceği konusunda çok büyük fantazilere sahip olanların hevesleri kursaklarında kalacak. Açıkçası çok radikal değişiklikler söz konusu değil… Bazıları, telefonun arkasındaki benim de pek acayibime giden çizgilerin kalkacağını söylese de, sızıntı resimler de o beyaz çizgiler aynen duruyor. Biz, yine de beklentimizi yüksek tutalım…

    Lenovo Miix 2: Cebe sığan Windows

    Tam teşekküllü Windows 8.1’i cebe sığan bir Tablet’de kullanmaya ne dersiniz. Olmaz demeyin. Lenovo Miix 2, yüksek donanım birleşenleri sayesinde bir çok isteği uygun fiyatıyla yerine getiriyor.

    Windows işletim sistemli Tablet ürünleri, Android ve iOS işletim sistemli tablet ürünleri karşısında ne yazık ki dik bir duruş sergileyemediler. Windows tabletlerin en büyük sorunu çok güçlü işlemcilere ihtiyaç duymaları. Bu da ister istemez pil kullanımını olumsuz yönde etkiliyor. Piyasada düşük güç ile yüksek performans sunan işlemcinin de bulunamaması işi iyice zora soktu. En azdından bugüne kadar. Çünkü Windows 8.1 kaynakları çok iyi kullanıyor. Bu özellik Intel’in yeni nesil ATOM işlemcileri ile birleştiğinde özlenen tablo geri gelmiş gibi görünüyor.

    Öyle ki Lenovo’nın Miix2 adlı ürünü işte bu özlemi geri getiriyor.

    lenovo 1

    Tasarım ve Ekran

    8 inç büyüklüğünde olan Miix 2, 216 x 132 x 8 mm boyut değerleri ile neredeyse iPad Mini Retina ile aynı ölçülere sahip. 340 gr ağırlığı ile rahat bir taşıma sağlayan Miix 2 ,hafif pürüslü metal görünümlü arka tarafı ele çok iyi oturuyor. Benzer ürünlerle kıyasla parmak izi bırakmayan bu yüzey, hafif esek bir yapıya sahip. iPad mini kadar olmazsa da iyi bir işçilik ve stabiliteye sahip olan Miix 2, üzerinde mikrofon/ kulaklık, Mini USB 2.0 yuvası ve MicroSDXC kart okuyucusu bulunuyor.

    800×1280 dpi çözünürlüğüne sahip IPS ekran, 188 dpi piksek yoğunluğuna sahip. Bunun anlamı ekrandaki ikonları rahatlıkla görebilmeniz. Ama bu değer çok sınırda. Dokunmatik performansının başarılı olduğu Miix 2’de, ekran ikon büyüklüğünü %125’e getirmeniz daha rahat bir kullanım sağlayacağını söylemeliyiz.

    417 cd/m²’lik maksimum parlaklık değeri yoğun ışıklı ortamlarda sizi kısıtlamıyor olması büyük bir avantaj. Ekranın yüzeyi zaman zaman yansıma yapabiliyor. Bununla birlikte neredeyse tüm Tablet ürünlerde ortak sorun olan, güneş ışınlarının dik vurduğu durmda, ekran görüntüsünü görememek Miix 2’de de var.

    Miix 2’nin kontrast değeri de oldukça başarılı. Her ne kadar bir iPad Air gibi olmazsa da, film, oyun ve fotoğraflardaki siyah değeri ortalamanın üzerinde. Benzer bir durum renk doğruluğu için de söylenebilir. Miix 2 bu alanda ortalamanın üzerinde bir sonuç veriyor.

    lenovo 3

    Performans

    Bay Trail kod adlı Intel işlemci, Turbo Boost özelliğini destekleyen dört çekirdeğe sahip. Intel Atom Z3740, 22 nm mimarine göre üretildi ve 1.3-1.8 GHz çalışma frekansına kadar çıkabiliyor. Bu işlemcinin en önemli özelliği 4 Watt’lık bir güç ihtiyacı sayesinde neredeyse ısınmaması ve çok ince yapılı tasarımlarda herhangi bir soğutma olmadan da kullanılabilmesi. Kullanılan bu işlemci düşük güçte çok iyi bir performans sergiliyor. Bir önceki nesille göre neredeyse %100’lük bir performans artışı sağlıyor. İşin ilginç tarafı ise bazı testlerde Intel Core i3 işlemcilerle kafa kafaya yarışabilmesi.

    Bunun anlamı, Miix 2 ile beraberinde gelen Microsofts Office Home uygulamasını rahatlıkla çalışabilmesi. Full HD videolar sorunsuzca oynatılabiliyor. Video görüşmeler, Internet’te gezinme ve basit oyunlar’da Miix 2’yi terletmeye yetmiyor.

    lenovo 2

    Sonuç

    Miix 2’nin ön tarafında bulunan 2 MP’lik kamerası birçok iş için fazlasıyla yeterli. Bu kamera loş ortamlarda ortalama bir performans sergiliyor. Arka tarafta bulunan 5 MP’lik kamera, çok daha iyi sonuçlar verebiliyor. Ama buradan alınan sonuçlar bir iPhone 4S’den daha iyi olmadığını söylemeliyiz.

    802.11 a/b/g/nkablosuz standartları destekleyen Miix 2, bu alanda herhangi bir zayıflık göstermediğini belirtmek isteriz. Hızlı ve stabil bağlantı, Bluetooth 4.0 modülü için de geçerli.

    Uzun lafın kısası. Windows 8.1 işletim sistemli bir Tablet’i cebinde taşımak isteyen kullanıcılar Lenovo Miix 2, çok iyi bir seçenek olduğunu rahatlıkla söylemeliyiz. Windows 8.1 dizüstü bilgisayar ile yaptığınız birçok işi bu ürün ile de rahatlıkla yapmak mümkün.

    Lenovo tablet ürünleri hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    Küresel akıllı telefon satışlarında son durum

    0

    Ekran_Resmi_2015-07-11_21_32_25

    Dünya genelindeki akıllı telefon satışlarında genel olarak 2015 yılına dair beklentilerin altında kalındığı görülüyor. Samsung’un ve HTC’nin akıllı telefon satışlarına dair yaptığı açıklamaların yanı sıra dünyanın en önemli üreticilerinden Çinli Xiaomi’nin satışların beklentilerin altında kaldığını açıklaması ve planladığı yeni satış artırma stratejileri bu çıkarımın göstergeleri arasında.

    Dünyanın birçok ülkesinde tüketicilerin akıllı telefonlarını gittikçe daha az sıklıkla yenileri ile değiştirdikleri görülüyor. Ayrıca yeni modellerin geliştirmelerinden daha az etkilendikleri de satış rakamları ile ortaya çıkıyor. Çin ise bu alandaki en dikkate değer pazar. Ülkede akıllı telefon söz konusu olduğunda tüketici nezdinde bir doyma noktası durumunu açıkça görülüyor. Satışlar artmıyor, aynı seyirde ya da azalarak devam ediyor.

    Öte yandan Avrupa, Çin gibi pazarlardaki durağan durumun aksine gelişmekte olan pazarlarda satışlarda artış kaydediliyor. Türkiye’nin de aralarında yer aldığı pazarlar, akıllı telefon üreticilerinin gelirleri açısından itikleyici güç durumunda. Bununla birlikte yıl sonu için öngörülen geçtiğimiz yıla göre yüzde 2,8’lik büyüme oranının yüzde 1,5 seviyesinde olması bekleniyor.

    SAMSUNG CSC

    Peki satışlar neden bu durumda? Analistlere göre 2015’e girmeden önceki tatil sezonunda satışlar çok yüksek seyirdeydi ve bu da 2015’e talebi azaltıcı bir sonuç olarak yansıdı. Mobil operatörlerin uzun süreli ve cazip kontratlarının gördüğü ilgi de satışları etkiledi. Ayrıca akıllı telefonlardaki daha iyi kameralar, daha fazla depolama alanı ve parmak izi sensörü gibi kullanışlı özelliklere karşın tüm bunların tüketicilerin mevcut cihazlarını değiştirmelerini haklı kılacak bir önem taşımadığı da kaydediliyor.

    Apple’ı durgun Çin ekonomisi vurdu!

    applestore014

    Apple hisseleri son beş ayın en düşük noktasına geriledi. Otoritelere göre bunun temel faktörü adeta ‘uyku modu’ durumundaki Çin ekonomisi…

    Dünyanın en kalabalık ülkesi Çin, teknoloji dünyasına dair gidişat üzerinde de kilit rol üstleniyor. Ülkedeki akıllı telefon satışlarının durağan seyri nedeni ile çok sayıda teknoloji şirketi önemli ölçüde zarar açıkladı. Hatta Çin’in en önemli teknoloji şirketlerinden Xiaomi, gelirlerini revize edebilmek için Güney Amerika ülkesi Brezilya’daki yatırımlarını artırma yoluna gidecek gibi görünüyor. Çin’in etkilediği şirketlerden biri de Apple…

    aapl-stockGeçtiğimiz aylarda Çin’de en çok akıllı telefon satışı gerçekleştiren şirket koltuğuna oturan Apple, bu noktada tüm şirketlerin önünde, en tepe noktada yer alıyor. Ancak bu durum, değişen pazar statükolarına karşı bağışıklık kazandığı anlamına gelmiyor. Çin ekonomisindeki yavaşlama, Apple’ı da etkilemiş durumda ve bu da şirketin borsa değerine olumsuz yönde etki etti.

    Apple hisseleri yüzde 2.1 geriledi ve 2,53 dolarlık kayıpla beraber şirketin değeri, 9 Şubat 2015 tarihindeki değerinin bile altına düştü ($120.07). Bu gelişmenin ardından hisseleri devam eden günde yeniden yükselen ($123.28)şirket, yine de 2015 yılı adına çok önemli bir gerileme noktasında görülmüş oldu. Apple, geçtiğimiz 28 Nisan tarihinde kendi adına tüm zamanların en yüksek değerine ulaşmıştı.

    Apple iPod serisi güncelleniyor

    0

    nano_3372064b

    Apple’ın müzik endüstrisinde devrim yaratan iPod ürün hattının günümüz mobil teknolojilerinin kökenleri arasında yer aldığı biliniyor. iPhone’un öncesinde tanıtılan ilk iPod’un meydana getirdiği etki, teknoloji dünyasının günümüz mobil ekosistemine dair dönüşümünün tetikleyicileri arasındaydı. Apple, 2010’lu yıllarla birlikte bu serinin güncellenmesi konusunu daha az önemser oldu.

    3 senedir güncellenmeyen iPod’ların yeni versiyonları için 2014 sonunda ağırlık kazanan model tanıtımı beklentileri ise kısa süre önce yeni modellerin görüntülerinin basına sızması ile doruk noktasına ulaşmıştı. Hatrı sayılır bir Fransız internet sitesi ise 15 Temmuz 2015 Salı günü Apple tarafından yeni modellerin duyurulacağını iddia etti.

    En son 2012 yılında tanıtılan modellerin önümüzdeki günlerde güncellenen sürümlerinin tanıtılması beklenirken Apple iPod touch, iPod Shuffle ve iPod Nano serisinin bir dizi geliştirme ile beraber geleceği belirtiliyor…

    ipod

    iPod’un her üç alt serisinin de güncellenmesi beklenirken ürünlerin bazı donanım özellikleri hakkında da ileri sürülen tahminler var. Buna göre hali hazırdaki modelinde 32 bit mimarisine dayalı işlemci modülü kullanılan iPod touch’ın 2015 model versiyonunun donanımının çekirdeğini 64 bit mimarili işlemciler oluşturacak. Ayrıca ilgili modelin depolama seçenekleri de 16, 32 ve 64 GB şeklinde olacak.

    Öte yandan yeni iPod’lar için aralarına fuşya ve elektrik mavisinin de yer aldığı çok sayıda renk alternatifinin potansiyel kullanıcılara sunulacağı beliriliyor. Tanıtımın ardından detayları paylaşacağız.

    Mac için Office 2016 kullanıma sunuldu

    0

    whats-new-in-microsoft-office-2016-for-mac-os-x

    Mac için Office 2016 yazılımı, Apple’ın OS X Yosemite işletim sistemi ile uyumlu olarak Mac bilgisayarlar için yayınlandı. Son olarak 2011 senesinde yayınlanan popüler yazılım, dört sene sonra arayüz ve kullanım açısından getirilen kapsamlı yenilikleri de beraberinde getirdi.

    Temelde Windows için Office 2016’ya benzer bir yapı sunan Mac için Office 2016, dört aylık önizleme sürecinin ardından final haliyle ve çeşitli ödeme seçenekleri ile sunulurken içeriğinde yer alan uygulamalar ise şöyle; Word, Excel, PowerPoint Outlook ve OneNote.

    Mac için Office 2016, Mac sürümü için yapılandırılan tam ekran görünümü, Multi-touch hareketleri ile kullanıma olanak tanıma gibi özellikleri ile dikkat çekiyor. Bulut üzerinde belgelerin saklanması ve senkronizasyon sayesinde başka cihazlar üzerinden çalışmalara devam edilmesi gibi kullanışlı faktörler barındıran yazılımda Word, Excel ve Outlook için gelen yenilikler de öne çıkıyor.

    Excel-formula-builderWord üzerinde şablon, fotoğraf gibi medyaların kullanımına dayalı Format Object özelliği; Excel için neredeyse baştan aşağı yenilenen arayüz, şema ve ikonların yanı sıra Microsoft’un Office yazılımlarının önemli bir parçasını oluşturan Outlook için çevrimiçi arşiv desteği başta olmak üzere kapsamlı geliştirmeler de dikkat çekiyor.

    İlk etapta internet üzerinden 1 TB OneDrive bulut depolama alanı ile birlikte çeşitli alternatifler üzerinden indirilebilecek olan Mac için Office 2016’nın Eylül ayı içerisinde de teknoloji raflarında kutulu olarak yer almaya başlayacağı açıklandı.

    Drone’u akademisinden öğrenmek ister misin?

    man crashing a quadcopter droneGökyüzü asırlardır insanların erişmeye çalıştığı bir mit olmuştur. Fakat gerek uzayda yaşam çalışmaları gerekse hava ulaşımı odaklı teknolojilerde kat edilen yol ile son yıllarda insanoğlu gökyüzüne hakim olmaya hiç olmadığı kadar yakın. Bu yakınlığın en önemli aktörlerinden biri kuşkusuz drone’lar. Modeline göre yerden 500 metre yüksekliğe kadar çıkabilen ve 25 dakika havada kalabilen drone’lar uzaktan kontrol edilen insansız hava araçları. 20. yüzyılın birçok teknolojisi gibi savunma sanayi için gözlem amaçlı geliştirilen drone’lar askeri saldırılarda kullanılmaya başlanması ile yaygınlaşmaya başladı. Online perakende devi Amazon’un sipariş teslimatı konusunda insansız hava araçları ile ilgili çalışmalarıyla drone’lar medyanın gündemine oturdu.

    Drone’lar bugün yaygın olarak hala askeri alanda kullanılmaya devam ediyor olsa da gazetecilikten perakendeye birçok farklı sektör yepyeni bir deneyim vadediyor. Dünyada hobi ve ticari amaçla drone kullanımı 2015 yılı itibariyle 4.3 milyar dolar seviyelerinde. Bu rakamın 2020 yılı itibariyle 11 milyar dolarlar seviyesine çıkması bekleniyor. Tabiri caizse çok kısa bir süre sonra herkesin bir drone’u olacak ve gökyüzü drone koridorlarından oluşacak desek hiç de abartmış olmayız.
    fun with a drone

    Drone kullanımı Türkiye’de hobi seviyesinde

    Drone’lar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni yeni yaygınlaşıyor ve her gün yeni bir kullanım alanı keşfediliyor. Ticari kullanımı havadan görüntüleme dışında henüz yok denecek kadar az bir seviyede olan drone’lara ilginin hobi seviyesinde olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu keyifli hobinin aynı zamanda bir o kadar da pahalı olması bu işin heveslilerini endişelendiriyor. Etrafımda drone’a ilgi duyan ve yeni drone satın alanlar kişilerle ilgili genel gözlemim “Drone’u aldık ama nasıl öğreneceğiz?” şeklinde. Benimle aynı gözlemi çok daha erken yapmış ve bu işe ülkemizde drone satın alma talebine cevap vermek adına kurdukları DronMarket isimli e-ticaret sitesi başlayan üç mühendis var. Cenk Uysal, Barış Girgin ve Ahmet Eren 2013 yılına dayanan projeleri DronMarket’i 2015 Nisan ayında hayata geçirdikten sonra bu sefer drone eğitimi almak isteyen kişiler için yepyeni bir girişim olan DronAkademi ile karşımıza çıkıyorlar. Bu yenilikçi işin ortakları ile DronAkademi’yi ve Türkiye’de drone’a olan ilgiyi konuştum.

    Cenk uysal
    DronAkademi’yi kurmaya nasıl karar verdiniz?

    Cenk Uysal: Havacılığa olan ilgimiz çok eskilere dayanıyor. Ben uzun yıllardır bir havacılık firmasında çalışıyorum, Ahmet bu konuda eğitim almış ve uydular üzerine çalışmalarını yürütüyor, Barış da uzun yıllardır THK çatısı altında model uçaklarla ilgileniyor. Drone’lar popüler olmaya başladığında ve konudaki potansiyeli gördüğümüzde drone teknolojileri temelinde çalışmalar yapmamız gerektiğine karar verdik. Öncelikle satış kanalımızı DronMarket.com e-ticaret sitemizle oluşturduk. Bu oluşum bize kısa sürede birçok şey öğretti. Bunlardan biri de eğitim alanına bir şeyler yapmamız gerektiğiydi. Henüz yeni bir konu olması ve görece pahalı bir hobi olması insanları endişelendiriyor ve profesyonel bir eğitim süreci ihtiyacı oluşturuyordu. Sektördeki bu beklentiyi görerek bir adım attık.

    Eğitim için başvuru yapan kişi profilleri hakkında bilgi verir misiniz?

    Barış Girgin: Drone kullanımı ülkemizde henüz hobi seviyesinde yoğunlaşmış durumda. Başvurular çoğunlukla bu işe merak saran ve bir yerlerden başlamak isteyen teknoloji meraklısı bir kitleden geliyor. Konuya her yaştan ve her düzeyden ilgi olduğunu görüyoruz. Konuyla profesyonel olarak ilgilenen kişiler de olabiliyor. Ağırlıklı olarak havadan görüntüleme yapmak isteyen kişilerle karşılaşıyoruz.
    Controlling
    Başvurular arasında Drone eğitimi alma isteği içerisinde öne çıkan gerekçeler neler?

    Ahmet Eren:
    Konu gökyüzü gibi geniş bir alan olunca çok farklı gerekçelerle karşılaşabiliyoruz. Drone’lar oldukça pahalı aletler olduğu için genelde yaptığı bu yatırımı riske atmak istemeyen pilotlar öncelikle bir eğitim almayı tercih ediyorlar. Yine aldıkları cihazın sınırlarını öğrenmek isteyen kullanıcılar eğitimlerimizi tercih ediyor. Pahalı bir aleti satın alma kararı vermeden önce cihazları tanımak isteyen de oldukça fazla. Bu alandaki potansiyeli görüp de bilgi almak isteyen kullanıcılara da sıkça rastlıyoruz.

    DronAkademi’de vereceğiniz eğitimler ve eğitmenler hakkında bilgi verir misiniz?

    Cenk Uysal: Öncelikli olarak en çok ihtiyaç duyulan eğitimlerden başladık. Bunlar drone dünyasına giriş yapmak isteyenler için oluşturduğumuz Temel Drone Eğitimi, manuel olarak uçuş yapmak isteyen pilotlara yönelik Manuel Drone Eğitimi, otonom uçuşların inceliklerini aktardığımız Otonom Drone Eğitimi ve kendi dronunu imal etmek isteyen kullanıcılara yönelik DIY (Do it yourself) Drone Eğitimi.
    Kısa süre içerisinde özellikle sektörel, belli alanlara odaklanmış eğitimler vermeyi de hedefliyoruz. İnsansız hava araçlarının ticari kullanımının yaygınlaşmasıyla da daha ileri seviye eğitimler planlıyoruz. Planımızda olan bir başka eğitim de platforma yönelik yazılım ve donanım eğitimleri.

    Barış Girgin: DronAkademi’nin nihai amacı eğitmenlerle öğrencileri bir araya getiren bir platform olmak. Bu sebeple sürekli olarak eğitmen kadromuzu arttırmaya çalışıyoruz. Eğitmenlerimiz alanına göre uzman, uzun süredir bu işle ilgilenen kişilerden oluşuyor. Çok yeni bir konu olması sebebiyle eğitmen arayışımız halen sürüyor ve zamanla eğitmen sayısında artış olmasını bekliyoruz.

    Drone eğitiminde en önemli konu başlıkları hangileri? Kişinin Drone’u kullanım amacına göre yaptığınız özel yönlendirmeler söz konusu mu?

    Barış Girgin: Aslında bizim amaçlarımızdan birisi de sektör özel uygulamalar için drone eğitimleri açmak. Bu konuda tabii ki sektörün içerisindeki birçok profesyonelle görüşmeler yapmaktayız. TV, sinema, haber çekimleri veya haritacılık olsun, inşaat olsun, tarım olsun, emlakçılık olsun, kargo taşımacılığı olsun birçok alanda donların çok değişik aplikasyonlarına yönelik bilgileri ve kullanım şekillerini dillendiriyoruz.
    Unmanned Aerial Vehicle with Cinema Camera

    Drone’ların ülkemizdeki yüksek fiyatlarını düşündüğümüzde kişinin kendi drone’unu yapması ne kadar avantajlı?

    Ahmet Eren: Drone teknolojisi oldukça yenilikçi bir teknoloji olmakla beraber bir o kadar da basit bileşenlerden oluşuyor. Dolayısıyla biraz el becerisine sahip ve biraz da elektronik bilgisine sahip kullanıcının kendi drone’unu oluşturması oldukça kolay. Bu yetkinlik özellikle bu işi hobi amaçlı yapan kullanıcı için sınırsız bir hareket alanı sağlıyor. Temel bileşenlerde yüzlerce alternatif arasından kendi kombinasyonunu çıkarmak hem kişiselleştirilmiş bir drone’a sahip olmanızı sağlıyor, hem de bir şeyleri ortaya çıkarmış olmanın verdiği hazzı yaşıyorsunuz. Kendi drone’unu yapıyor olmanın fiyat olarak bir avantaj getirdiğini söyleyemeyiz. Çünkü kaliteli bileşenler kullandığınızda fiyatlar yine oldukça yüksek seviyelere gelebiliyor. Ancak kendi drone’unuzu yapabiliyor olmak sıkça zarar görmesi olası drone’unuzu kendinizin tamir etme olanağını da sunuyor.

    Sivil Havacılık’ın en son yürürlüğe aldığı taslak sizce drone’a olan ilgiyi nasıl etkiler? Siz eğitimlerde işin yasal boyutuna yer verecek misiniz?

    Ahmet Eren: Dünya genelinde hızla artan bir TT (trending topic) oldu drone regülasyonu. Sivil Havacılık da bunun dışında kalamazdı ve bir taslak oluşturup bunu ilgililerle ve sektörle paylaştılar. 500 gr üzerindeki pek çok drone modelini IHA(İnsansız Hava Aracı) olarak tanımlayıp 4 ana başlıkta topladılar. 0-4 kg arası IHA0, 4-25 kg arası IHA1, 25-150 kg arası IHA2, 150 kg ustu ise IHA3 olarak kategorize edilmiş. Tabi uçuşa yasak bölgeler uçuş datasının kuruma sunulması vs gibi değişik kategoriler için farklı gereksinimler taslakta yer almakta.
    ahmet eren 2
    En önemli yenilik ise sigorta yapma zorunluluğu getirmesi. Aslında biz DronMarket’i açtığımızda teknomarketler gibi sattığımız drone’ları son kullanıcıya sigorta opsiyonuyla satmak gibi bir düşüncemiz vardı. Görüştüğümüz sigorta firmalarından buna maalesef olumlu bir yanıt alamadık. Hem yeni bir urun segmenti olması hem de nispeten riskin fazla olması dolayısıyla buna pek yanaşmak istemediler. Taslağın son hali nasıl olur bilemiyoruz ama sigorta zorunluluğu pazarı çok etkileyecektir.

    Cenk Uysal: Sivil havacılık tarafından yayınlanan taslağa şu an bizim hobi sınıfı olarak tabir ettiğimiz 500 gr ağırlık üzeri drone’lar sivil kullanım amaçlı insansız hava aracı olarak kabul görüyor. Ancak kalkış ağırlıkları 25 kg altında olacağı için sivil havacılığın kategorilendirmesinde İHA0 kategorisine girmekte. Dolayısıyla bu sınıflandırma birçok gerekliliğin ortadan kalkmasını sağlıyor. Taslağa göre bu sınıftaki drone’ların her tür sorumluluğu kullanıcının bilinçli kullanımına dayandırılmış. Dronakademi pilotların bilinçli kullanımına yönelik bir misyon da üstlenmiş durumda. Dolayısıyla bu taslağın mevcut faaliyetlerimize herhangi bir olumsuz etkisi bulunmuyor. Regülasyonların netleşemesi ve resmi bir hal almasıyla da elbette eğitimlerimizin en önemli konu başlıklarından biri konunun yasal boyutu olacak.


    İstanbul gibi büyük ve kalabalık şehirlerde drone kullanmak ne kadar mümkün?

    Cenk Uysal: Drone’ların yaratabileceği tehlikeler halen hararetli bir tartışmanın konusu. Bizse konuya bu açıdan bakmıyoruz. Bugün gündelik hayata girmiş birçok şey de eğer amacı dışında kötü niyetli olarak kullanılırsa birçok tehlikeler yaratabilir. Drone’lar da aynı şekilde bilinçli kullanıldığında hiçbir tehlike oluşturmaz. Bu yüzden bilinçli kullanım eğitimlerimizde en çok üzerinde durmak istediğimiz konuların basında geliyor ve bunu sürekli vurgulamaya çalışıyoruz. İstanbul gibi kalabalık bir şehirde bile halen herhangi bir tehlike yaratmadan ve keyif alarak bu işi yapabilirsiniz.

    Barış Girgin: Bu konudaki kurallar Sivil Havacılık tarafından yayınlanan taslakta net olarak belirtilmiş durumda. Bu kurallara uyulduktan sonra keyifli bir uçuş vadeden heryer doğal bir drone uçuş sahasıdır bize göre.
    Baris_girgin
    Kurumlara yönelik eğitimler düşünüyor musunuz? Örneğin medya kuruluşları için drone gazeteciliği eğitimleri gibi.

    Barış Girgin: Drone’lar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni yeni yaygınlaşmakta. Her gün yeni bir kullanım alanı keşfediliyor ve birçok sektörden konuya ilgi oldukça artmış durumda. Bunların başında da medya ve haberciliğe yönelik kullanımlar geliyor. En çok ilgili gören konunun havadan görüntüleme olduğunu söyleyebiliriz. Konu yaygınlaştıkça bu konuda daha spesifik ihtiyaçların belireceğinin farkındayız ve sektörel eğitimleri daha şimdiden planlamaya başladık.

    Türkiye’de amatör ve profesyonel anlamda Drone’lara olan ilgiyi nasıl gözlemliyorsunuz?

    Cenk Uysal: Özellikle faydalı kullanımları yaygınlaştıkça drone’lara olan ilginin de katlanarak artacağından eminiz. Henüz işin çok başındayız ve drone’lar halen küçük bir kitlenin özel zevkinden ibaret. Kısa bir süre içerisinde hayatın doğal akışında yer alacağını düşünüyoruz. Ticari kullanım havadan görüntüleme dışında henüz yok denecek kadar az bir seviyede. Bunda henüz regülasyonların belirsiz olması ve teknolojinin halen oldukça pahalı olmasının da payı var. Ancak mevcut pazarın çift haneli seviyelerde olduğunu söyleyebiliriz. Bu rakamın katlanarak artacağını da gözlemlerimiz ve tahminlerimizde görebiliyoruz.

    DronMarket’te en çok ilgi hangi marka ve modellerde ilgi var?

    Barış Girgin: Bu konuda bayrağı tartışmasız DJI ürünlerinin taşıdığını söyleyebiliriz. Bugün hobi segmeti drone pazarının %70ini DJI ürünleri oluşturuyor. Ardından Fransız Parrot firmasının ürünlerinin geldiğini söyleyebiliriz. Yine ucuz diyebileceğimiz Çin menşeyli başlangıç seviyesi birçok marka da özellikle fiyat avantajından dolayı tercih ediliyor. Minidron kategorisi dediğimiz ürünler de genelde 8-10 yas aralığı için oyuncak kategorisi olarak göze çarpmakta.
    iStock_000055432440_XXXLarge
    Hobi olarak drone kullanmaya başlayacak olan kişiler başlangıç olarak bu işe ne kadar bütçe ayırmalı?

    Ahmet Eren: Her ne kadar drone’lar gün geçtikçe akıllanıyorsa da halen ciddi anlamda bir pilotaj deneyimi isteyen bir uğraş. Dolayısıyla yeni başlayan kullanıcılara mini drone dediğimiz kısa mesafelerde uçan küçük boyutlardaki drone’ları tavsiye ediyoruz. Prensip olarak profesyonel drone’ların kullanım şekline sahip bu küçük oyuncaklarla başlamak daha pahalı ve komplike cihazlara geçmeden önce oldukça faydalı olacaktır. Dolayısıyla başlangıç için 100$ civarı küçük bir bütçe bu işe adım atmak için yeterli olacaktır. Sonrasında Havadan görüntüleme yapabilen orta seviye bir drone’la devam etmeyi önerebiliriz. Bu cihazlar günümüzde yaklaşık 1000$ civarlarından başlamaktadır. Sürekli yenileme gerektirecek piller, pervaneler gibi yedek parçalar için de bir bütçe ayırmak gerekecektir.

    Türkiye’de henüz hobi seviyesinde olan drone kullanımı konusunu kullanıcıları bir araya getirecek sosyal bir platforma taşıma gibi bir hedefiniz var mı?

    Ahmet Eren: Biz hem dronmarket.com sitemizi hem de dronakademi.com sitesini baştan beri bir platform olarak düşündük. Kısa süreler içerisinde oldukça yaygınlaşacak bu teknolojinin odağında platformlar oluşturmak hedeflerimiz arasında. Sosyal ağların bu tarz işlerdeki öneminin farkındayız ve yurtdışında faaliyete geçen bu tür sosyal platformları yakından takip ediyoruz. Ancak buradaki ihtiyacı biraz da sektördeki ilerleme belirleyecek. Henüz işin çok başındayız ve gelecekte neler olur hep birlikte göreceğiz.

    Windows 10’da seveceğiniz 10 şey

    1

    Windows 10 Temmuz’un 29’unda yayınlanmış olacak. Windows 10 sıfırdan kurulum dosyası olarak dağıtılacağı gibi aynı zamanda Windows 7 ve 8 türevi işletim sistemlerine güncelleme olarak sunulacak.

    Bu yazımda, Windows 10 da ilginizi çekeceğini düşündüğüm bazı özelliklerden bahsetmek istiyorum.

    Başlat Menüsü:

    Windows10Seveceginiz10sey1

    Başlat menüsü eskisi gibi olmasa da artık windows’un bir parçası haline gelmiş durumda. Çeşitli bilgilere erişim yapılabilen bir merkez halini aldı.  Yeni başlat menüsünde 3 sütun bulunuyor. Sol kısımda en çok kullanılan uygulamaları, kullanıcı ayarlarını, hızlı bağlantıları ve tüm yüklenmiş yazılımları görebilmek mümkün hale geliyor. Bunun yanında hava durumu, hisse senedi bilgileri, spor sonuçları dinamik olarak bilgi veren ekranlar da orta ve sağ sütuna yerleşmiş durumda. İstenildiğinde herhangi bir uygulamayı da ilgili sütunlara sabitleyebiliyorsunuz. Sadece dinamik bilgi verebilen uygulamalar orta ya da sağ tarafta sabitlenebiliyor. Başlat menüsü ve sütunları başlangıçta gereksizmiş gibi gelebilir, fakat zamanla oldukça fonksiyonel olduğu görülecektir.

    Yeni bir bakış:

    Windows10Seveceginiz10sey2

    Yeni Windows sürümü daha modern ve güncelleştirilmiş bir görünüme sahip. Windows logosunda olduğu gibi düz yüzeyler yerine yuvarlatılmış kenarlar ile birlikte, pencere üzerine geldiğinde ek bilgi veren, perspektif kazandırılmış gölgeler bulunmakta.Görev çubuğu, başlat menüsü ve eylem merkezi otomatik olarak ortaya çıkabilen gri tonlarında renge sahip. Wi-fi, pil, ve ses durum simgeleri yeni ve temiz bir görünüme sahip olmuş.

    Cortana:

    Windows10Seveceginiz10sey3

    Artık işletim sisteminde bir asistan bulunuyor. Asistanın adı Cortana. Tıpkı Siri veya Google’ın sesli asistanında olduğu gibi, Windows 10’da da bir asistan olacak. Yani artık bilgisayarınızla konuşabileceksiniz. “Hey Cortana” diyerek bilgisayarınızdan o günün hava durumu, haberler hakkında bilgi alabileceksiniz. Başlat düğmesinin yanındaki “Bana sor şey” arama kutusunu tıkladığınızda Cortana devreye girerek, isteklerinize cevap verebilecek.

    Ayrıca Cortana, sizin için notlar ve hatırlatmalar alacak. Web’de dinlediğiniz şarkı hakkında size bilgi verebilecek. Sabahki hava durumu ve gün içindeki randevularınız hakkında bilgi verecek. Aynı zamanda metrik sistemler arasındaki çevirme işlemleri de Cortana’dan sorulacak.

    Aksiyon Merkezi:

    Windows10Seveceginiz10sey4

    Windows 10’da ekranın sağ tarafındaki aksiyon merkezi, son bildirimleri gösterecek. E-postalar, güncellemeler, uygulama mesajları tüm ekranın sağ tarafında çıkıntı yapmış bir çekmecede gösterilecek. Aynı zamanda uçak modu, Bluetooth, Wi-Fi, ekran parlaklığı ve diğer seçenekler de dâhil olmak üzere hızlı ayarlar içinde bu ekran kullanılacak.

    Continuum:

    Windows10Seveceginiz10sey5

    Eğer Windows tablet, dizüstü ya da dönüştürülebilir akıllı telefon kullanıyorsanız, Windows 10 için ekrana sığacak şekilde bir uygulama geliştirilmiş durumda. Bu uygulamaya “Continuum.” adı veriliyor.  Windows 10, tablet moduna geçirilerek, Cortana ve uygulama geçişleri yapılabilecek bir ekrana dönüştürülebilecek. Eğer istenirse tablet modundan normal PC moduna geçmekte bir o kadar kolay olacak.

    Microsoft Edge:

    Windows10Seveceginiz10sey6Windows 10’da yeni bir web tarayıcısı kullanılmaya başlayacak. Daha önce spartan projesi olarak ta bilinen proje kapsamında yeni tarayıcının adı “Windows Edge “ olacak. Yeni web tarayıcısının eskisine nazaran oldukça hızlı olduğunu söylemeliyim. Özellikle video oynatma konusunda, farkını fark ettiriyor. Ayrıca yeni web tarayıcısının ayarları da oldukça basite indirgenmiş.

    Multitasking:

    Windows10Seveceginiz10sey7

    Windows 10’da daha gelişmiş ve “ multitasking” servisi karşımızda olacak.  Uygulamalar arasında geçişler daha kolay yapılacak. Ekranı birden fazla fonksiyonel alana bölerek, çalışan uygulamaları ilgili yerlere yerleştirmek oldukça kolay olacak. Ayrıca çalışılan ekran çok karışık ise artık tamamen temiz bir masa üstüne geçiş yapılabilecek.  Yani birden fazla sanal masaüstü ile çalışma mümkün olabilecek.  Görev çubuğuna basarak farklı masa üstlerinde geçiş söz konusu olacak.

    Kilit Ekranı:

    Windows10Seveceginiz10sey8

    Windows 10’da kilit ekranında değişiklikler olduğunu söylemeliyim. Ekran kilitli iken bilgisayarı uçak moduna almak, gelen e- postaları kontrol etmek gibi işlemleri yapabileceksiniz. Ayrıca “spotlight” servisi sayesinde kilit ekranında geri plan resimlerini dinamik olarak değiştirebileceksiniz.

    Sesler:

    Windows10Seveceginiz10sey9

    Yeni Windows sürümünde daha önceki tiz ve yüksek sesli uyarı sesleri yerine, daha yumuşak ses tonları kullanılacak. Cortana ve bildirim seslerinin yeterince keyifli olduğunu söyleyebilirim.

    Ayarlar:

    Windows10Seveceginiz10sey10

    Parmak dostu düğmeler ve ikonlar, tablet kullanıcıları için yararlı ve basitleştirilmiş tasarıma sahip.

    Fotoğraflar: David Goldman