Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1776

    Facebook, Snapchat benzeri özellikler sunmaya hazırlanıyor

    facebook-filters-640x581

    Popüler sosyal medya platform Facebook, günün birinde internete bağlı herkes tarafından kullanılır mı bilinmez ama bu yönde adımlar atmaya devam ettiğine şüphe yok. En çok kullanılan uygulamalardan biri olan Snapchat’teki bir dizi özelliğin benzerinin Facebook’ta da görülmesi an meselesi. İşte detaylar…

    Ortaya çıkan yeni bir bilgiye göre Facebook, Snapchat benzeri efekt ve etiketler üzerinde çalışıyor. Şimdilik test aşamasında olan yeni özelliğin kısa süre içinde genel kullanıma sunulması bekleniyor. Üstteki görsel de tam olarak bu özellikle ilgili.

    Özelliğe dair ilk bilgi, fotoğraflara çıkartma eklenmesi ile ilgili. Örneğin yukarıdaki kişinin suratına Kanada bayrağı eklenmiş durumda, bir yanda da ‘Go Canada!’ yazısı dikkat çekiyor.

    Türkiye’deki kullanıcıların Milli Maç günleri yanaklarında bolca Türk bayrağı sticker’ı olan profil fotoğrafları paylaşmaları uzak değil gibi…

    Snapchat ilham vermeye devam ediyor

    Söz konusu özelliklerin Facebook’a geleceği birkaç ay önce de konuşulmuştu. Bu noktada yapılan resmi Facebook açıklaması ise insanlar video ve fotoğraflar aracılığıyla her geçen gün daha fazla paylaşım yapıyor, bu paylaşımların daha iyi şekilde sunulması bizim işimiz şeklindeydi.

    Öte yandan Snapchat, önde gelen sosyal ağlara ilham vermeye devam ediyor. Bilindiği üzere bir Facebook şirketi olan Instagram, geçtiğimiz günlerde gelen güncelleme ile Snapchat benzeri filtrelerin kullanımına olanak tanımaya başlamıştı.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Aynı anda dans eden 1.000 robot [Video]

    0

    otec7rbomiibubriicvg

    Belli başlı hareketler yapabilen, ışıklar saçan robotların özellikle çocuklar için bir hayli eğlenceli olduğuna şüphe yok. Ancak kimine göre de hareketsiz yüzleri ve soğuk görünümleriyle ürperticiler. Siz hangi taraftan bakıyorsunuz bilmiyoruz ama Çin’de -aynı anda dans eden- 1.000 robot, önceki rekoru kırarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başardı.

    Aynı anda dans eden 1.007 robotla kırılan yeni rekora dair önceki rakam ise 540. Yani rekor bir hayli geliştirilmiş durumda.

    43.8 cm boya sahip kırmızı, beyaz renklerdeki robotların ve dans süreleri de 60 saniye olarak kaydedildi. Bazı robotların dans sırasında yere düştüğü, bu nedenle de diskalifiye edildiği belirtilirken haberin devamında yer alan videodan da anlaşılacağı üzere dans sırasında genel bir uyum havası hakimdi.

    Tek bir mobil cihaz üzerinden kontrol edilen 1.007 robotun bölgedeki diğer cihazlardan etkilenmemeleri için özel bir şifreleme teknolojisi inşa edildiği de aktarılan bilgiler arasında. Bu kadar çok robotun kontrolü kaybetmek pek hoş sonuçlar doğurmayabilirdi.

    Asya’nın önemli festivallerinden biri esnasında gerçekleştirilen gösterinin videosunu izlemeyi sakın unutmayın. İyi seyirler.

    [vsw id=”3otrUaWcLYU” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Buraya tıklayarak Media Markt’ta satışta olan birbirinden eğlenceli oyuncaklara göz atabilirsiniz.

    Gelişmeleri aktarmaya sürdüreceğiz…

    Game of Thrones’tan sonraki George R.R. Martin fenomeni Wild Cards olabilir

    Ekran_Resmi_2016-08-08_13_48_11

    Game of Thrones, kitleleri peşinden sürükleyen fenomen üstü bir TV yapımı. Sonraki sezonu 2017 yazında yayınlanacak ve kötü haber de hikayenin 2018’de sona erecek olması. Gerçeküstü Game of Thrones dünyası, ünlü yazar ve senarist George R.R. Martin’in aynı adlı kitabına dayanıyor. Yeni bilgi ise ünlü ismin bir başka eserinin de TV’ye uyarlanmasının gündemde olduğu yönünde…

    Buna göre Martin’in uzun soluklu antoloji serisi Wild Cards’ın (Vahşi Kartlar) hakları NBC Universal tarafından satın alındı. Geçtiğimiz hafta sonu duyurulan gelişme, ilerleyen dönemde yayınlanacak bir diğer George R.R. Martin serüvenine işaret ediyor.

    1987 yılında çıkan ilk yapıt, post apokaliptik bir hikayeye dayanıyor. Buna göre bilinmeyen bir virüsün enfekte olmasıyla yeryüzünde yaşayan insanların yüzde 90’ı ölüyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında gerçekleşen bu kaos sonrasında hayatta kalanlar ise temel alınan konuyu oluşturuyorlar. Özetle fantastik öğelerle renklendirilmiş yeni bir tür bilim kurgu yapımı ile karşılaşmak üzeresiniz…

    higko2clrjvxalkceuxw

    Wild Cards’la birlikte Marvel ve DC Comics çizgi romanları evreninde olduğu gibi heyecan verici bir konsept ortaya çıkabilir. Game of Thrones’taki başarının ardından George R.R. Martin adının yeniden ekranlara taşınması ihtimali de bir hayli sevindirici.

    Şimdilik yayın tarihi, yayının gerçekten dizi olarak gelip gelmeyeceği gibi detaylar kesinleşmiş değil. Ancak beklentiler kısa süre içinde resmi doğrulama ve duyuruların yapılacağı yönünde.

    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    Araştırma: Yüklenen sadece 5 uygulama aktif şekilde kullanılıyor

    Ekran Resmi 2016-08-08 11.27.45

    Araştırmalar akıllı telefonlarda sadece 5 uygulamanın aktif şekilde kullanıldığına işaret ediyor. İşte detaylar…

    Mobil cihazlar içinde akıllı telefonların yeri apayrı. Hemen herkes, oldukça mütevazi fiyatlarla dahi satın alınabilen bu cihazları tercih etme eğiliminde. Daha önceleri gençler ve orta yaşlılar arasında yaygın olan kullanımın günümüzde çok daha küçük yaşlara ve ileri yaştaki kimselere kadar uzandığı da dikkat çeken bir detay. Peki akıllı telefonları ‘akıllı’ hale getiren en önemli nokta konumunda mobil uygulamaların kullanımına dair son eğilimler ne yönde? Bu konuya odaklanan bir araştırmanın sonuçları duyuruldu…

    yolla

    iOS, Android, Windows Phone, BlackBerry OS ve diğerleri için milyonlarca mobil uygulama bulunuyor. Elbette cihazlara da bol miktarda uygulama yükleniyor. Ancak ilgili çalışmaya göre bu uygulamaların sadece beşi aktif şekilde kullanılıyor. Verinin detayları bir hayli çarpıcı; söz konusu 5 uygulamanın akıllı telefon kullanım zamanının yüzde 80’ini kapsadığı ifade ediliyor. Favori uygulamaları belirliyor ve onlarla bolca vakit geçiriyoruz…

    Olmazsa olmazlar arasında hangileri var?

    Bu uygulamalardan biri şüphesiz Facebook. Diğer en yaygın uygulamalar arasında ise WhatsApp ve Snapchat’in olduğu kaydediliyor. Mesajlaşma ve sosyal ağlar elbette vakit geçirmek ve iletişim için olmazsa olmazlar. Ancak şu da bir gerçek ki ağırlıklı olarak fayda sağlayan uygulamalar gözardı ediliyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Popüler mobil oyunlar

    0

    Cep telefonlarının ve tabletlerin performansları arttıkça, iletişim cihazından çok multimedia araçları olma yolunda ilerliyorlar. Her üreticinin kullandığı farklı GPU ve CPU’lar sayesinde piyasadaki rekabet had safhaya gelmiş durumda. Tabi işin içinde bir de işletim sistemleri dâhil oluyor. Son zamanlarda mobil platformun gücü o kadar arttı ki zamanında evimize aldığımız PS2 konsolunun gücüne geldiler. Hatta daha güçlüler ve daha iyi grafiklere sahip oyunlar çıkabiliyor. Biz de kaliteli ve keyifli zaman geçirebileceğiniz, son aylarda çıkan en popüler 5 oyunu sıraladık.

    Pokemon GO

    Çıkışı ile birlikte son günlere damgasını vuran Pokemon Go, ülkemizde ve daha bir çok ülkede çıkış yapmamasına rağmen çeşitli yollardan indirilip oynanabiliyor. Pokemon ararken bir nevi spor da yapmış oluyorsunuz. Artık hergün şu kadar kilometre yürüdüm, şu kadar kilo verdim gibi cümleleri duymak isten bile değil. Bunların haricinde haberlere de çıktığı gibi Pokemon ararken bulunan cesetler de farklı bir konu. Oyunda Pokemon yakalayıp Valor, Insticnt ve Mystic adlı üç takımdan birine katılıp, yakaladığımız Pokemonlarımızla diğer eğitmenlere savaş açabiliyoruz. Pokemonla birlikte büyüyen bir nesil için daha güzel ne olabilirdi ki?

    pokemon-go-logo

    Suicide Squad: Gerçek Kötüler

    DC evrenindeki kötü karakterleri barındıran Suicide Squad filminin oyunu olan Suicide Squad Gerçek: Kötüler, DC evrenini seven kişiler için fazlasıyla heyecan verici bir yapım. Gelişmiş grafiklerine rağmen boyut olarak da telefonunuzda fazla yer kaplamıyor olması büyük bir avantaj. 126 MB’lık bir oyun olan SC: GK, beklentileri rahatlıkla karşılayabiliyor. Başlangıçta sunulan 3 adet karakterden birini seçebiliyorsunuz. Bunlar Harley Quinn, DeadShot ve El Diablo. Yapımda grafik ayarları da mevcut. Yani telefonunuzun gücüne göre ayar seçip, daha iyi performans mı yoksa daha iyi grafik mi istediğinize karar verebiliyorsunuz.

    s1-5

    Alto’s Adventure

    Alto, dağ evinde yaşayan sıradan bir çiftçidir. Karlı dağlarda lamalarını otlatıp hayatını kazanıyor. Fakat günün birinde lamalar atlayıp zıplayıp kaçmaya başladıklarından sonra işler değişiyor ve Alto’nun hayatındaki sessizlik de bozuluyor. Dağlarda karların üzerinde kayarak ve havada çeşitli taklalar atarak görevler yapıyoruz. Görevleri yaptıkça seviye atlıyoruz. Endless Run yani sonsuz koşu türünde bir oyun. Ne kadar oynarsanız oynayın devam edecek. Yapımın en sevdiğim kısmı ise grafikleri ve atmosferi oldu. Şirin mi şirin bir atmosferi olan yapımın Android sürümünün ücretsiz olmasına rağmen IOS sürümü 10,49 TL olarak göze çarpıyor. Şahsi fikrime göre harcayacağınız paraya değecek bir oyun.

    unnamed

    Mental Hospital

    Mental Hospital Agaming+ adlı stüdyo tarafından geliştirilen bir korku oyunu. Amacımız bulunduğumuz evden kaçmak, fakat evin içinde türlü türlü bulmacalar var. Bu bulmacaları teker teker çözmeniz gerekiyor. Harita bakımından Hideo Kojima’nın yarım kalmış projesi olan P.T.’ye aşırı derecede benziyor. El kamerası ve diğer mekanikleri bakımından P.T. ve Outlast’ın karışımı gibi olmuş. Outlast’a benziyor demişken açıklayayım, oyunun başında bulduğunuz el kamerası sayesinde karanlık yerlerde gece görüşünden yararlanıp önünüzü görmenize yarıyor. Grafik olarak da beni fazlasıyla tatmin etmeyi başardı. Mental Hospital sadece bulmacadan ibaret değil elbette, gerilimi arttıran canavarlar da mevcut. Android için şuan 1,67 TL olmakla birlikte, IOS için 7,99 TL’lik etikete sahip.

    mental-hospital-ii-lite-sc2

    NBA Live Mobile

    Son dönemlerde PC ve konsol üzerindeki varlığını NBA 2K serisine kaybetmiş olsa da, mobil tarafta hala liderlik koltuğuna sahip olduğunu görüyoruz. Mobil için geliştirilmiş en kaliteli ve kapsamlı basketbol oyunu desek daha doğru olur. PS2’ye çıkan basketbol oyunlarındaki grafiklerden daha iyi grafikleri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İsterseniz çoklu oyuncu modunda, isterseniz de telefona karşı oynayabilirsiniz. Maçlarınızı kazandığınız takdir de gelen altınlar yardımıyla yeni kartlar açıp takımızı geliştirebilirsiniz. Oyunun kontrollerini de kendinize göre değiştirip en rahat ettiğiniz şekilde ayarlayabilirsiniz. Android ve IOS için ücretsiz olan oyunun Windows Phone sürümü bulunmamakta.

    nba-live-mobile_ey0rl2fs30pu1oi1aoc0q6h9i

    Sony, yazılım şirketi eSATURNUS NV’yi satın aldı

    sony

    Japon teknoloji şirketi Sony, tıp alanında IP üzerinden klinik video çözümleri sunan Belçika merkezli şirket eSATURNUS NV’yi satın aldığını duyurdu. Sony, bu satın almanın, şirketin hastanelere yeni hizmetler ve uçtan uca klinik görüntülemeyle iş akışı çözümleri sunma stratejisini ve bu konulardaki vizyonunu hayata geçirme konusunda destek sağlamasını bekliyor.

    eSATURNUS’un IP tabanlı video birleştirme yazılımının yanı sıra hastane ameliyathanesi iş akışları konusundaki derin teknik bilgisi, çeşitli görüntü kaynaklarının tıbbi bilgiyle birlikte işlenmesine, kontrolüne ve dağıtımına olanak sağlıyor. Sony’nin bu alandaki lider görüntüleme ve AV/IT teknolojileri ile birleşme sayesinde ameliyathane içi ve dışı için IP üzerinden çok çeşitli akıllı klinik video çözümlerinin geliştirilmesi bekleniyor.

    Sony’nin eSATURNUS şirketini satın alması, eSATURNUS’un tüm varlıklarıyla birlikte fikri mülkiyet haklarını, teknolojilerini ve yazılım çözümü kapasitesini de kapsıyor. Sony, gelecekteki faaliyetini ilk olarak Avrupa’da geliştirmeyi ve ardından uluslararası arenaya daha da yayılmayı planlıyor.

    1470409566_eSATURNUS

    Bu satın alımın bir sonucu olarak Sony Corporation’ın konsolide mali sonuçlarında 31 Mart 2017’de sona eren mali yıl için herhangi bir maddi etki görülmesi beklenmemektedir.

    Sony Avrupa Başkan Yardımcısı Adam Fry konuyla ilgili açıklamasında; ‘Sony, eSATURNUS ile birlikte dijital olarak entegre ameliyathane sistemlerinde akıllı, ölçeklendirilebilir ve IP üzerinden ileri teknoloji klinik video iş akışı çözümleri geliştirmeyi hedefleyecek’ dedi.

    Otomobilinize müzik sistemi kurarken…

    Old car radio in a classisc car

    Günün önemli bölümünü yolda, otomobil kullanarak geçirenlerden biriyseniz, bir de müzik dinlemekten hoşlanıyorsanız muhtemelen bu yazı ilginizi çekecektir. Aslında birçok otomobil üreticisi, üst düzey markalarla işbirliği yaparak, otomobilleri için entegre müzik sistemi sunuyor. Ne var ki, belli kaliteye sahip olan bu sistemler, genellikle çok pahalı, lüks otomobil segmentinde kendini gösteriyor. Ayrıca ses kalitesi iyi denilebilecek nitelikte olmasına rağmen çok daha yüksek kalitede müzik dinlemek isteyen bazı kullanıcıları da tatmin etmiyor.

    Nasıl bir ses duymak istiyorsunuz?

    Müzik dinlerken duymak istediğiniz ses kalitesi kişiden kişiye değişiyor. Kimileri daha detaylı bir ses isterken, kimileri de bas ve tiz sesleri fiziksel anlamda da hissetmeyi yeğliyor. Elbette ki, size keyif verecek nitelikte bir müzik sistemi kurmak iyi bir bütçe gerektiriyor. Ancak, bir yandan da çok para harcamak, istediğiniz kalitede sese ulaşmak anlamına da gelmiyor. Seçtiğiniz ürünlerin birbirleriyle uyumu, otomobilinizin akustik yapısı, ince ayarların dikkatli yapılması ve kaliteli montaj gibi birçok faktör sonucu etkiliyor.

    Öncelikle beklentilerinizi belirlemeniz gerekiyor. Otomobilinize müzik sistemi kurarken, arkadaşlarınız, onların arkadaşları, profesyoneller, takip ettiğiniz forumlardaki kişiler, hatta aile fertleriniz sizi bilgi bombardımanına tutacaklardır. Herhangi bir müzikçalar, hoparlör veya amfi seçmeden önce bol bol dinleyin, okuyun, araştırın… Öncelikle bir sürenizi montajı yapılmış otomobillerdeki sesi dinleyerek harcayın… Sizi etkileyen, hoşlandığınız, hoşlanmadığınız her şeyi bir kenara not edin. Yukarıda da yazdığımız gibi, müzik sisteminizin bileşenleri kadar önemli olan şeylerden biri de montaj kalitesi… Bu nedenle montaj atölyelerini kapı kapı dolaşın. Oradakilerle fikir alış verişinde bulunun… Yapmış oldukları işleri inceleyin. Neden farklı olduklarını size anlatmalarını isteyin…

    Aracınızın akustik değerlerine dikkat!

    Aracınızın akustik değerleri çok önemlidir… Birçok müzik üreticisi, araçlarda kullanılması ideal olan bileşenleri için araç içi akustik ölçüm haritasını çıkartmışlardır. Siz de kendi aracınız için ideal hoparlör sayısı ve yerleşimi için dersinizi iyi çalışın… Genelde müziğin dinlenilme yönü ön taraftır. Yani kulaklarınız, önünüzde çalınan müziği dinlemek üzere evrim göstermiştir. Ancak otomobillerde her ne kadar ön kısımda hoparlör yerleri bulunsa da, ağırlık genellikle arka tarafa verilmiştir. Hoparlörlerinizi seçerken dikkatli olun… Hoparlör çaplarınız otomobil üreticisinin size ayırmış olduğu bölgeye uygun olmalıdır. Bazı durumlarda, özellikle hatchback türü otomobillerde “pandizot” denilen arkadaki levha üzerine hoparlör montajı da yapılmaktadır. Bu arada iyi bir amplifikatörle besleme yapılması gerektiğini de unutmamalıyız.

    Hoparlörler kadar önemli olan bir başka bileşen de sub-woofer denilen ve alt frekanslarda bas sesler üreten geniş çaplı hoparlör sistemidir. Günümüzde bu sistem özel bir kutu içerisinde sunulmakta ve otomobilin arka kısmına, özellikle bagaj bölümüne yerleşmektedir. Aslında bagaj alanından çok yer çalmaktadır ama o iç titreten bas sesi için gönüller bir şekilde katlanmaktadır.

    Sistemin kalbinde müzik çalar ünitesi var

    Gelelim otomobil müzik sisteminizin kalbinde yer alan bileşene… Yani müzik çalarınıza… Teknolojinin gelişimiyle, otomobillerde önceleri yalnızca radyo çalıcılar yer alıyordu. Daha sonra 45 devir plak çalıcılar, kartuş denilen büyük bantlar, kaset denen büyük bantlar ve CD/DVD çalıcılar girdi hayatımıza. Bugün müziğin sayısallaşmış hali, yani MP3 çok daha popüler… Özellikle blue tooth gibi teknolojilerle akıllı telefonunuzla entegre çalışabilen müzik sistemlerinizde kendi çalma listenizi rahatlıkla otomobilinize de taşıyabiliyorsunuz. Peki, bu müzik sisteminin kalbi olan bileşeni yani müzik çalarınızı nasıl seçeceksiniz? Sizin için Media Markt’ı dolaştım ve hemen her bütçe için uygun bir müzik çalar seçtim. Bakalım, beğenecek misiniz?

    Alpine CDE-178 BT:

    Bütçe konusunda sıkıntısı olmayanlar için Alpine CDE-178 BT, paranın satın alabileceği en iyi seçim… Alpine’ın ürettiği ana üniteler arasındaki en yüksek model olan CDE-178 BT, iOS, ya da Android sistemli akıllı telefonlarla bütünleşik olarak çalışır. “Alpine TuneIt App” uygulamasını telefonunuza indirip kurduktan sonra, akıllı telefonunuzu ünitenizi en iyi şekilde kontrol edebilmek için bir ara yüz olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca Facebook’a bağlıysanız, bu uygulama sayesinde gelen mesajları müzik çalar ünitenizde görebileceksiniz. iPhone kullanıyorsanız, iTunes’tan indireceğiniz bir başka uygulama olan “vTuner for Alpine iPhone” uygulamasını yüklediğinizde binlerce internet radyosuna ulaşabileceksiniz. Ülke veya şehir bazında, yerel veya tür olarak, iPhone’unuzdan veya ana üniteden hangisini kullanmak isterseniz onun üzerinden kanallar arasında arama yapabilirsiniz.

    Alpine, App Direct uygulamasıyla iPhone’unuzu USB üzerinden bağladığınızda, App Direct birçok farklı uygulama üzerinden sesi araç hoparlörlerinizden dinlemenizi sağlar. Internet radyosundan müzik seçin veya konuşun, yayın akışı servislerini ya da favori uygulamanız hangisiyse onu kullanın. Siz, iPhone’unuzun dokunmatik ekranından tam kontrol yaparken, iPhone’nuz tüm fonksiyonlarıyla çalışmaya devam edecektir.

    Tümleşik olarak gelen üniteyle araç içinde cep telefonunu etkin bir şekilde kullanabilmek için gerekli bir çok kullanışlı fonksiyonla beraber eller-serbest uygulamalarının keyfini sürebilirsiniz. Bu özelliklerin arasında, gelen çağrıları bekletme ve geçiş yapabilme, telefon defteri için otomatik güncelleme ve kolay alfabetik arama, daha kolay müzik arama ve yürütebilme sayılabilir.

    CDE-178 BT, Dijital Zaman Düzeltme, 9-Bant Parametrik EQ, Fabrika çıkışı EQ ön ayarları, crossover ve üç PreOut çıkışı gibi özelleştirme seçeneklerini içeren Bass Engine Pro paketi dahil bileşenler ve teknolojilerle donatılmış.

    Her otomobilin konsol aydınlatma rengi farklıdır. Otomobilinizin iç aydınlatmasına uygun olabilmesi için Alpine CDE-178 BT’nin ekran rengi dört farklı renge ayarlanabiliyor: Kırmızı, Yeşil, Mavi veya Amber. İstediğinizi seçebiliyorsunuz.

    Direksiyondan kumanda sistemlerine uygun olarak üretilen CDE-178 BT, “start-stop” tipi motora sahip otomobillerde, durma pozisyonlarındayken kesintisiz olarak müzik çalmaya devam etmektedir. Media Markt’larda 1499 TL’ye satılan ürün 6 kanallı ve kanal başına 50w gibi yüksek bir çıkış gücüne sahip…

    Sony CDX-G11000U.EUR:

    Ülkemizde satılan otomobil müzik ünitelerinde Türkçe menü pek de alışık olmadığımız bir durumdur. Oysa Sony CDX-G11000U, Türkçe menü özelliğiyle geliyor. Orta halli bir bütçe ile kaliteli bir ses rengine sahip olmak isteyenler için ideal bir çözüm… Ayrıca 4 kanallı ve kanal başına 55w güç çıkışı var. Oldukça berrak bir ses sunan müzik ünitesi, tek bir “megabass” tuşuyla alt frekanslarda inanılmaz dolgun ve zengin bir bass keyfi sunuyor. USB ve AUX girişleri mevcut… İçinde tümleşik bir amplifikatör de bulunuyor. Fiyatı Media Markt’larda 299 TL… Bütçeyi çok fazla sarsmadan müzik dinlemek için iyi bir çözüm…

    Pioneer MVH-08 UB:

    Bütçeyi biraz daha aşağıya çekip kaliteden fazla da özdün vermek istemeyenler için de uygun çözümler var Media Markt’ta… Efsane müzik cihazları üreticisi Pioneer’dan benim gibi daha büyük ekran görüntüsü beklentisinde olanlar için MVH-08 UB’yi önerebiliriz. Daha geniş açılı, 12 satır LCD ekrana sahip olan Pioneer MVH-08 UB, özellikle USB girişli, ekonomik ama kaliteli ses çıkışı arayanlara derman niteliğinde… Media Markt’ta 199 TL’ye satın alabilirsiniz. Dört kanallı ve kanal başına 50w güç üreten müzik ünitesinin ön paneli hırsızlığa karşı koruma amacıyla çıkartılabiliyor.

    Roadstar RDM-350:

    Sunduğunuz tüm öneriler bütçenizin üzerindeyse, Media Markt’ta size göre de bir çözüm var. Roadstar gibi kaliteli bir markanın USB’den de MP3 çalabilen bu ürününü 74,99 TL’ye satın alabilirsiniz. Dört kanallı olan ve kanal başına 40w güç üreten Roadstar RDM-350, USB’nin yanı sıra SD karta kaydettiğiniz müziğinizi de çalabiliyor.

    LG Stylus 2: DAB+ destekli kalemli akıllı telefon

    LG’nin yeni ürünü olan Stylus 2, tıpkı Galaxy Note gibi bir kalem ile kontrol edilebiliyor. Bu ürünün en büyük özelliği ise, dünyanın ilk DAB+ destekli akıllı telefonu olması.

    LG, piyasaya çıkardığı her akıllı telefonu çeşitli özellikler ekleyerek farklılaştırma peşinde. Hatırlayanlar bilir. LG X Cam, arka tarafta yer alan iki adet kamerası ile ilgi çekmişti. LG V10 sahip olduğu iki ekranı ile farkını ortaya koymuştu. Bu sene tanıştığımız LG G5 ise modüler yapısı ile her yerde konuşulan bir ürün oldu. Dolaysıyla bu ay inceleme fırsatı bulduğumuz LG Stylus 2’de fark yaratan özellikleri ile karşımıza çıkmasına çok da şaşırmadık. LG Stylus 2, tıpkı Samsung Galaxy Note ailesi gibi, bir ekran kalemine sahip. Güçlü donanım birleşenleri ile donatılmış ve Note ailesine ciddi bir rakip olabilecek olan LG Stylus 2’nin esas farkı, dünyanın ilk dijital radyo özelliğini (DAB+) sunan akıllı telefonu olma özelliğini taşıyor olması.

    lg 1

     5.7 inç’lik bir ekrana sahip

    LG Stylus 2, 5.7 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip olmasına karşın istenilen değerleri ne yazık ki kullanıcıya sunmuyor. Büyük bir ekranda yüksek bir çözünürlük bekliyorken, LG Stylus 2’nin 1280×720 piksel çözünürlüğünün yetersiz kaldığını söylemeliyiz. LG, ürünün fiyatını düşük tutmak için FullHD ekranından vazgeçti. Benzer bir durum ekranın parlaklığı için de geçerli. Kapalı alanlarda cihazın parlaklığı yeterli kalmasına karşın, açık alanlarda yetersiz kalıyor. Özellikle güneşli ortamlarda neredeyse hiç bir şey görmüyor olmanız çok büyük bir dezavantaj.

    Ekranın renk doğrulu ve kontrast değeri gayet iyi. Fakat renklerin dolgunluğu ortalamanın altında olduğunu söylemeliyiz. Bu ekranın diğer bir dezavantajı parmak izine karşı hassas olması. Bu yüzden bu ürünü beraberinde gelen kalemle kullanmak belki çok daha iyi bir çözüm olduğunu düşünüyoruz.

    lg 3

    LG Stylus 2, küçük elli kişiler ve tek elle kullanım için pek uygun değil. Bu ürün neredeyse LG V10 kadar büyük. Farkı, daha ince ve daha hafif olması. Bir telefonun hafif olması birçok kullanıcı için belki önemli bir avantaj. LG Stylus 2, bu hafifliği kazanabilmek için metal tasarımından plastik tasarımını tercih etti. Telefonun ön tarafına baktığımızda, sade, siyah ve ekstralar sunmayan tipik bir LG tasarımı görürsünüz. Arka taraf ise malzeme kalitesi yüksek olan bir plastik kullanıldı. Cihazın açma kapama düğmesi, yeni nesil LG telefonlarda olduğu gibi arka kameranın alt kısmında yer alıyor. Ekran kalemi, LG Stylus 2’nin üst kısmında gizlenmiş.

    Oldukça kaygan olan arka kapak çıkartılabiliyor. 3000 mAh’lik pilin değiştirilebilmesi çok önemli bir avantaj. Bu alanda Nano SIM ve 128 Gbyte destekli microSD kart yuvaları da yer alıyor.

    lg 4

    Performans

    LG Stylus 2, kesinlikle giriş sınıfı bir akıllı telefon. Qualcomm’un dört çekirdekli Snapdragon 410 işlemcisine sahip olan bu ürün 1.2 GHz sistem frekansında çalışıyor. LG Stylus 2, 1.5 Gbyte’lik bir bellek ve 16 GByte’lık bir kapasite ile kullanıcının karşısına çıkıyor. Günümüzün standartlarına baktığımızda bu teknik değerlerinin yeterli olmadığını söylemeliyiz. Zaten yaptığımız Benchmark testlerinde korktuğumuzun başına geldiğini gördük. Bu ürünün performansı Samsung Galaxy S3 seviyelerinde seyrediyor. Menüler arasında takılmadan geçen LG Stylus 2, bazı uygulamalarda ne yazık ki zorlanıyor.

    lg 2

    Ekran kalemi ve  dijital ses yayını

    LG Stylus 2’nin önemli bir özelliği kuşkusuz ekran kalemi. Kalemi yuvadan çıkarttığınızda, ekranda bir menü açılıyor. Bu menüde not alma ve ekran görüntüsü gibi fonksiyonları kullanabiliyorsunuz. Yaptığımız testlerde ekran kaleminin performansından memnun kaldığımızı söylemeliyiz. LG Stylus 2, el yazısını rahatlıkla tanımlayabiliyor.

    Dijital ses yayını teknolojisi geleceğin Radyo standardı olarak görülüyor. LG Stylus 2’nin bu teknolojiye hazır olması birçok kullanıcı için önemli bir avantaj olabilir. Bu teknoloji sayesinde Internet olmadan, yüksek kaliteli ve cızırtısız radyo dinleyebileceksiniz. Bununla birlikte çalan şarkının adı, şarkıcının adı, hava durumu ve trafik durumu gibi bilgiler de telefona otomatik olarak aktarılıyor.

    lg 5

    Kamera

    LG Stylus 2’nin arka kamerası 13 MP çözünürlüğünde fotoğraflar çekebiliyor.  Gün ışığında ortalamanın biraz üstünde bir performans sergileyen bu arka kamera, loş ortamlarda sıkıntılar yaratabiliyor.  Buna karşın HDR modunda iyi fotoğraflar çekilebiliyor. 8 MP’lik ön kamera ise Selfie tutkunları için yeterli. Yine de yüksek bir performans beklemek yanlış olur.

    LG Stylus 2’nin FullHD çözünürlüğündeki video performansı fotoğraf performansından daha iyi olduğunu söylemeliyiz.

    Neticede  LG Stylus 2, her ne kadar plastik bir tasarım kullanmış olsa da ergonomisinin oldukça başarılı olduğunu söylemeliyiz. Burada kullanılan malzeme kalitesi ve işçilik üst seviyelerde seyrediyor. Buna karşın 5.7 inç büyüklüğündeki ekranın daha yüksek bir çözünürlük değeri kullanılabilseydi, çok daha kaliteli bir ürün elde edilmiş olurdu. Uzun lafın kısası, LG Stylus 2, uygun fiyatı sayesinde  Samsung Galaxy Note 4’e karşı iyi bir alternatif oluşturuyor.

    Buzdolabı satın alırken nelere dikkat etmeliyiz?

    Bir evin vazgeçilmez demirbaşlarından olan buzdolapları gıdalarımızı koruması sebebiyle günlük hayat tempomuz ve sağlığımız üzerinde en çok etkisi olan ev aletlerinden biridir. Yanlış bir buzdolabı seçimi veya hatalı bir kullanım; yıl içerisinde kilogramlarca gıdanın çöpe gitmesine ve lüzumsuz enerji tüketimiyle bütçemizin ve doğanın zarar görmesine neden olur.  Peki evimize buzdolabı alırken nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Bu ay Electrolux’Pazarlama Uzmanı Can Doğan‘dan buzdolabı alırken dikkat edilmesi gerekenler konusunda bilgi aldım ve buzdolabı seçimi konusunda sizlere yardımcı olacak bilgiler hazırladım. 

    Yeni bir buzdolabı seçerken en önemli kriterleriniz ne olmalı? Jpeg

    Buzdolabının temel görevi yiyecekleri taze tutmak olduğundan; yeni bir buzdolabı seçerken dikkat edilmesi gereken en önemli konular gıdaların kolaylıkla yerleştirilmesi, ihtiyaç olduğunda kolayca bulunabilmesi ve gıdaların uzun süre taze kalmasına yardımcı olacak yenilikçi teknolojilere sahip olmasıdır. Bu açıdan öncelikle mutfağımızdaki konumlandırmaya ve buzdolabının yerleşeceği alanın ölçülerine dikkat ederek en verimli ürünü seçmemiz gerekir. Kıyaslanan iki tip buzdolabının aynı hacimde olması her zaman aynı miktarda gıdayı yerleştirebileceğimiz anlamına gelmemektedir. Bu açıdan buzdolabı tercihinde brüt değil, her zaman net iç hacim ele alınmalıdır. Aynı zamanda net hacim toplamını değerlendirmek yerine ihtiyaçlara göre soğutucu ve derin dondurucu bölmelerinin hacimlerini ayrı olarak ele almak doğru buzdolabına sizi bir adım daha yaklaştıracaktır. Örneğin bağımsız olarak kullandığınız bir derin dondurucunuz mevcut ise derin dondurucu bölmesi daha küçük bir buzdolabı da ihtiyacınızı görebilir.

    ERF4114AOX_EUF2748AOX_Side_by_side

    Electrolux modüler olarak kullanıma uygun farklı ölçülerde buzdolapları sunarak pratik kullanım sağlar. Oldukça geniş bir iç hacme ihtiyaç duyuyorsanız çok geniş bir buzdolabı almak yerine 2 adet 60 cm modüler buzdolaplarından tercih ederek daha uygun maliyetle 700 litreyi aşkın net hacimli bir yiyecek saklama yeri elde edebilirsiniz. Buzdolaplarını modüler olarak seçmek mutfağınızın büyük bir buzdolabı konumlandırmaya uygun olmadığı durumlarda da büyük kolaylık sağlar. 2 adet buzdolabını evinizde farklı alanlara konumlandırarak ergonomiden taviz vermeksizin oldukça geniş bir iç hacim elde edebilirsiniz. Örneğin 2 adet 60 cm kombi tipi buzdolabını yan yana getirerek 4 kapılı, soğutucu bölmeleri üstte, derin dondurucu bölmeleri altta olan bir buzdolabı elde edebileceğiniz gibi; derin dondurucu ihtiyacınız fazla ise 7 çekmeceli derin dondurucu ile yalnızca soğutucu modüllerini bir araya getirerek ergonomik bir çözüm sağlayabilirsiniz.

    Ergonomi ve raf kullanımı haricinde soğutma teknolojisi de gıdalarınızın uzun süre taze kalması açısından önemlidir. TwinTech FrostFree özellikli Electrolux buzdolapları soğutucu ve derin dondurucu bölmelerini birbirinden bağımsız iki ayrı sistem ile soğutur. Bu sayede derin dondurucu bölmede karlanma ve buzlanma %100 önlenirken, soğutucu bölmede de nem kaybı engellenerek sebze ve meyvelerinizin 7 güne kadar daha uzun süre taze kalması sağlanır. Aynı zamanda soğutucu ve derin dondurucu bölmeler arasında hava akışı olmadığından iki bölme arasında kokuların karışması da önlenir, buzdolabı yalnızca ihtiyaç olan bölmeyi soğutarak ekstra enerji tasarrufu sağlar.

    PSEERF150P000104

    Electrolux; hem geniş hacimli, hem de derin dondurucu bölmesinin altta bulunmasıyla ergonomik bir çözüm sağlayan EN5284KOW ve EN5284KOX modellerini 2015 yılında tüketicilerin beğenisine sundu. 80 cm genişliği ve altta bulunan derin dondurucu bölmesi ile EN5284KOW ve EN5284KOX gıdaların oldukça kolay şekilde yerleştirilmesini ve ihtiyaç durumunda oldukça kolay olarak ulaşılmasını sağlıyor. Bu durum gıdaların buzdolabı içerisinde unutularak bozulmasını önlüyor ve buzdolabı içerisinde gıda erişimini kolaylaştırdığından kapının fazla açık tutulmasını önleyip enerji tasarrufunu artırıyor. Kolay erişilen üçlü buzmatik sistemi ev davetlerinizde misafirlerinize hızlı buz servisi yapmanızı sağlıyor. Tamamı teleskobik raylarla donatılmış olan sebzelik ve derin dondurucu çekmeceleri, çekmeceler tamamen dolu olsa dahi çok daha rahat kullanılmasına imkan sağlıyor.

    Electrolux; gıdalarınızın kolayca yerleştirilmesi, kolayca ulaşılması, uzun süre saklanması ve enerji tasarrufu konularında yenilikçi çözümler sunan soğutucu ve derin dondurucu gamı ile hayatı kolaylaştırmaya devam ediyor.

    Buzdolabı seçerken dikkat etmeniz gerekenler: 

    Elektrik faturalarını azaltın
    Son zamanlarda elektriğe gelen zamlarla birlikte enerji tasarruflu ürünler daha fazla önem kazanmaya başladı.  Buzdolabı, evde en çok enerji tüketen aletlerin başında geldiği için yeni bir buzdolabı alırken daha az enerji tüketen modelleri tercih etmekte fayda var. Genel olarak piyasada A+ sınıfından başlayarak, A+++ ‘a kadar daha az enerji tüketen buzdolabı modelleri bulunuyor. Yeni bir buzdolabı almaya karar verdiyseniz eğer mutfak dekorasyonunuza uyacak, uygun ölçülerde ve en önemlisi de en az elektrik tüketen marka ve modeli seçmeniz gerekir. Buzdolabınızı seçerken enerji tasarrufunu da önemli bir kriter olarak göz önünde bulundurmanız gerekir.

    Anti bakteriyel sistemi tercih edin
    Çoğu aile ihtiyacından fazla alışveriş yapıyor ve satın alınan yiyecekler bir kaç gün sonra buzdolabında bozulmaya başlıyor. Bozulan yiyecekler hem israfa neden oluyor hem de buzdolabı içerisinde kötü bir koku bırakıyor. Anti bakteriyel buzdolapları içinde küf ve mantar oluşturmadığı için doğal olarak dolabınız kötü de kokmayacaktır. Anti bakteriyel sistem ürünleri satın alınırken dikkat edilecek en önemli nokta anti bakteriyel kaplamanın buzdolabının iç kaplamasının tamamında olmasıdır.  

    Saklama süresine dikkat
    Buzdolabı satın alırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta saklama süresidir. Üretimi yapılan yeni nesil buzdolaplarında uzun süre gıdaların tazeliğini koruyacak teknolojiler geliştiriliyor. Bu sayede sebze ve meyvelerinizi daha uzun süre bozulmadan koruyabiliyorsunuz.

    Yiyeceklerinizin bozulmasını önleyecek teknolojiler kadar, buzdolabı içerisindeki rafların ve sepetlerin de kullanışlı olması gerekir. Satın alacağınız buzdolabında tencerelerin, büyük tabakların ve karpuz gibi büyük meyvelerin rahatlıkla sığabileceği modelleri tercih etmekte fayda var.

    Kışlık gıdalarınızı saklamanın en pratik yolu derin dondurucular
    Sağlıklı beslenme trendinin yükselişiyle birlikte gıdaların uzun süre bozulmadan saklanması da önemli hale geldi. Artık tüketiciler paketli gıdalar yerine doğal ve güvenilir gıdaları tüketmeyi tercih ediyor. Mevsiminde alınan doğal sebze ve meyveler kışa hazırlanıp, derin dondurucularda saklanıyor ve kışın da yaz lezzetlerini tüketebiliyoruz.

    İhtiyacınız ve kullanım alışkanlıklarınıza göre evinize üstten kapaklı No-Frost, derin donduruculu bozdolabı alacağınız gibi, ayrıca yiyeceklerinizi kışa saklamak için derin dondurucu da satın alabilirsiniz. Derin dondurucular arasında en favorim dikey derin dondurucular. Bu modellerdeki şeffaf çekmeceler sayesinde gıdaları kategorilere ayırarak rahatlıkla saklayabiliyorsunuz. Böylelikle yemek yapacağınız zaman ihtiyacınız olan yemeklik malzemeleri daha rahat bulabilirsiniz.

    Teknik servis desteği önemli
    Elektrikli ev aletlerinde bir markayı tercih etmenin en önemli kriteri teknik servi desteği ve garanti süresidir. Ürünle ilgili bir sorun yaşadığınızda markanın kısa süre içerisinde sorunu çözmesi ve ürün kaynaklı hatalar konusunda müşterisine gerekli desteği vermesi gerekir. Özellikle yaz aylarında buzdolaplarında yaşanabilecek arızalar tüketiciye sıkıntı yaşatabilir. Bu nedenle servis ağı geniş bir markanın ihtiyacınıza uygun model bir ürününü satın almanızı tavsiye ederim.

    Samsung gıdaları daha uzun süre taze tutacak

    1459406653_RT53K6030WW_TR_005_Front_Open_With_Food_White

    Samsung TwinCooling Plus Buzdolabı: Buzdolabındaki gıdaların bayatlaması, sebzelerin kuruması ya da kokuların birbirine karışmasından şikayet eden çoğu kullanıcı gıdaları taze tutmak için streç film, buzdolabı poşeti, özel saklama kapları gibi birçok seçeneğe başvuruyor. Gıdaların doğal nemini %70’e kadar koruyarak uzun süre taze kalmasını sağlayan yeni TwinCooling plus buzdolabı, gıdaları daha uzun süre bozulmadan saklayabiliyor ve iki ayrı hava kanalıyla gıdakokularının birbirine karışmasını da engelliyor.

    Enerji tasarruflu ve 10 yıl garantili

    10 yıl garantili, dayanıklı ve enerji tasarruflu Samsung Dijital İnvertör Kompresörü’ne ek olarak Twin Cooling plus teknolojisiyle donatılan yeni buzdolabı, nem oranını piyasadaki diğer tüm ürünlerden %45 daha fazla koruyor. Anti bakteriyel koruyucu, genişletilmiş kullanım alanı ve soğuk havanın her rafa dengeli dağılmasını sağlayan Multi Airflow teknolojisiyle Samsung, pazarın en iddialı buzdolabını tüketicilerle buluşturuyor.

    “Precise Cooling” teknolojisiyle güçlendirilen Twin Cooling plus buzdolabı, ± 1.0 derecelik bir farkla ısının kontrolünü sağlıyor, böylece gıdalar normalden çok daha uzun süre taze kalıyor.

    Çoklu Depolama Sepeti: Kozmetik ürünleri, ilaçlar ve sosları gıdalardan ayrı saklamak için tasarlanan Çoklu Depo Sepeti, istendiğinde yerinden çıkarılarak başka bir yere de yerleştirilebiliyor.

    Raf ve kutular çekildiğinde dahi 90 derece açılabilen kapı: Kapı sadece 90 derece açıldığında her raf ve kutu tamamıyla dışarı açılabiliyor. Bu özellik, buzdolabının küçük bir alana ya da sağ köşeye yerleştirilebilmesine imkan veriyor. Üstelik, daha geniş kapasitesiyle kullanıcıları buzdolabının içinde aradıklarını bir türlü bulamama zahmetinden kurtarıyor.

    Kötü Kokuları Gideren Filtre: İçinde bulunan ve kötü kokuları gideren filtre, çok daha etkin ve güçlü bir sterilazyon sağlarken, kolayca kayan raflar ve led aydınlatma sistemi de kullanıcıya konforlu bir kullanım sunuyor.

    Akıllı Değiştirilebilir Mod (Convertible Mode) : Buzdolabının akıllı değiştirilebilir sistemi (Convertible Mode), esnek kullanım alanı ve enerji tasarrufu ile birlikte fark yaratan özelliklerin başında geliyor. Convertible mod değiştirilmek istendiğinde, üç saniye “Dondurucu Değiştirme” butonuna dokunmak yeterli. Kullanıcı, Led ışığı yandıktan sonra “Dondurucu Değiştirme” butonuna basarak dilediği modu seçebiliyor.

    Kullanıcı dostu buzdolabı : Samsung Twin Cooling plus buzdolabı; Şarküteri Rafı, Büyük Sebzelik, her gıdayı kusursuz bir şekilde taze tutmak için ön ayarlı soğutma modu Coolselect Plus, Çoklu Depolama Sepeti, çıkarılabilen Buz Yapıcı Kutu, kolay erişebilen Su Sebili ile kullanıcı dostu bir tasarıma sahip.

     

    Sosyal medya detoksunun püf noktaları

    0

    SocialMediaHepimiz az ya da çok sosyal medyaya bağlıyız, hatta bazılarımız için bu durum bağımlılık seviyesinde. Bu durumu yemeğinizin fotoğrafını çekmek için uygun açıyı ararken masadaki tüm konuşmayı kaçırdığınızda fark ettiğiniz olmuştur. Ya da en sevdiğiniz şarkıcının konserini Periscope’tan yayınlayıp sonrasında bir sohbette söylediği şarkıları hatırlayamadığınızda. Örnekler çoğaltılabilir. Sosyal medya hesaplarınızda problem yaşadığınızda eminim çoğunuzun eli ayağı boşanıyordur, merak etmeyin bunu kendinize itiraf etmenizde bir sakınca yok. Sosyal medyanın hayatımızdaki bu yeri inkar edilebilir bir noktada değil artık. Hatta sosyal medyanın artık bir iletişim türü olduğu düşünülürse tabii ki kimse sizden bu alışkanlığınızı tamamen bırakmanızı isteyemez. Ancak bu bağımlılığı biraz olsun azaltmak istiyorsanız bunu kendinizi şoka sokmadan yapmakta fayda var. İşte size telefonunuzu bir müddet kenara bırakıp dünya ile ilgilenmenin yolları.

    Yemek esnasında telefonunuzu bırakın
    Karşınızdaki kişinin sizi tamamen görmezden gelip Facebook haber kaynağına odaklanması kadar kötü bir şey yoktur değil mi? O halde yemek esnasında telefonunuzu bir kenara bırakın ve o ana odaklanmaya çalışın.
    Yatakta elektronik cihazlarınızı kullanmayın
    Bu alışkanlık kurtulması en zor olanlardan biri olabilir. Ancak en önemlilerinden biri de. Çünkü elektronik cihaz sinyalleri uyku kalitesini düşürüyor ve uykunun ne kadar önemli olduğunu düşünecek olursak yatakta elektronik cihazlardan uzak durmak en iyisi olacaktır.
    Bildirimlerinizi kapatın
    Endişelenmeyin, sosyal medya uygulamalarınızı açtığınızda tüm bildirimlerinizi görebileceksiniz. Bu sayede telefonunuzun yanan ışığı ile 15 saniyede bir uyandırılmamış olacaksınız.
    Düzenli paylaşım yapmanız gerekiyorsa işlerinizi planlayın
    Eğer sosyal medya hesaplarınız işiniz ile bağlantılı ise planlama yapmak için bir uygulama kullanın. Bu sayede günün tamamını Twitter’da geçirmek zorunda kalmazsınız.
    Stalklamadan önce iyi düşünün
    Merak edilen insanların sosyal medya hesaplarını incelemek yani stalklamak günümüzün önemli alışkanlıklarından biri haline gelse de, çoğu zaman görmek istemeyeceğimiz şeylerle de karşılaşmamıza neden olduğunu unutmamak gerek. Ya da yanlışlıkla eski sevgilinizin 50 hafta önceki resmini beğenip nasıl saklanacak yer aradığınızı.
    Emaillerinize tek seferde cevap verin
    Gelen her emaile anında cevap vermek yerine gün içinde maillerinizi kontrol etmek için 10 dakikanızı ayırın ve tüm maillerinizi cevaplayın. Bu sayede sürekli bölünmek yerine işlerinizi tek seferde halletmiş olur ve kafa olarak rahat olursunuz.
    İş ve sosyal medya zamanını birbirine karıştırmayın
    İş saatinde yalnızca mola zamanlarında sosyal medya hesaplarınızı kontrol etmeyi alışkanlık haline getirin. Bunun dışındaki zamanlarda sosyal medya ile ilgilenmek işteki yoğunluğunuzu daha fazla arttıracak size zaman kaybettirecektir.
    Ayağa kalkın ve dışarı çıkın
    Dışarıda yürürken ya da internetin çok iyi çekmediği ortamlarda Facebook hesaplarını kontrol etmek daha zordur. Bu yüzden evde oturup Instagram’da hangi filtreyi kullanacağınızı düşüneceğinize dışarı çıkın ve dünyayı keşfedin.
    Sanal mutluluklardan kurtulun
    Eğer ünlülere ait sayfalar ya da fazla sayıda eğlence sitesini takip ediyorsanız bu alışkanlıklarınızdan kurtulun. Bu sayede gereksiz şeyleri görmekten kurtulacak ve en azından arkadaşlarınızın neler yaptığını görme fırsatı elde edeceksiniz.
    Çok fazla paylaşım yapmayın
    Attığınız her adımı Snapchat’te paylaşmıyorsanız eğer sosyal medyada yapacak çok fazla şey olamasa gerek.

    Görsel kaynak: hercampus.com