Marvell Technology, 2000 yılında kurulan ABD merkezli entegre yarı iletken sağlayıcısı Cavium’u bünyesine kattı. İşte detaylar…
Küresel çip üretimi, iyiden iyiye yükselen bir gelir stabilizasyonunun ötesinde büyürken adı pek de duyulmamış yarıiletken markalarından Marvell Technology’den sürpriz bir satın alım geldi. Çip üreticisi şirket, Cavium’u 6 milyar dolar karşılığında satın aldı.
Resmi açıklamaya göre Marvell Technology, Cavium hisse sahiplerinin her birine hisse başına 40 dolar ödeyerek söz konusu satın alımı gerçekleştirecek. Ayrıca her birim Cavium hissesi için de 2,1757 hisse payı verilecek. Bu kapsamın toplam değeri 6 milyar dolar şeklinde.
Satın alımın ardından açıklamalarda bulunan Marvell Başkanı ve CEO’su Matt Murphy (üstte), işlemi, tamamlayıcı bir hamle şeklinde yorumladı ve bu sayede iki şirketin müşterilerine daha kapsamlı çözümler sunarak gelirleri yükselteceğini ifade etti.
Öte yandan satın alımın pozitif etkileri hızlı bir şekilde görülmeye başlandı. Geçtiğimiz günlerde Broadcom’ın Qualcomm için sunduğu teklifin geri çevrilmesinin ardından bu kez bir teknoloji üreticisi hedefi ‘tam 12’den’ vurmayı başardı; Cavium şirket hisseleri, yüzde 7,4’lük ciddi büyüme kaydederken, Marvell’ın borsa değeri yüzde 1 yükseldi.
Assassin’s Creed serisi, iki senelik bir bekleyişin ardından Origins ile tekrar oyuncuların karşısına çıktı. Ubisoft’un nadasa bıraktığı seri, baştan aşağı değiştirilerek gelecekte çıkacak olan Assassin’s Creed oyunlarının da temeli bir bakıma atılmış oldu. Biz de fırsattan istifade ederek yeni oyunun nasıl olduğunu sizler için derledik. Bakalım seri söylenildiği kadar değiştirilmiş mi? Yoksa yine aynı tema üzerinde başka bir yapım ile mi karşı karşıyayız?
Senaryo başladığı gibi ana karakterimiz Bayek’in bir Medjay savaşçısı olduğu ve firavuna ettiği yemini yok saydığını görüyoruz. Fakat Bayek ve arkadaşlarının neden firavuna ihanet ettiği ve Medjay’lık rütbesinden neden vazgeçtiğini oyunun ilerleyen dakikalarında anlayabiliyoruz. Hikayenin girişini özetlersek bu şekilde oyuna başlıyorsunuz.
Diğer bir yandan ikinci ana karakterimiz olan Layla’dan bahsedecek olursak, kendisine eski oyunlarda günümüz dünyasında oynatabildiğimiz Desmond Miles diyebiliriz. Fakat Layla, Desmond Miles’a nazaran kötü şirketimiz Abstergo’nun resmi bir çalışanı olarak karşımıza çıkıyor.
Açık dünyada bulunan detay seviyesi oyuna ilk girdiğinizde gözünüzü korkutabilir. Eğer eski Assassin’s Creed oyunlarını elden geçirdiyseniz, Origins’in açık dünyasına hayran kalacağınızı söyleyebilirim. Geliştiriciler elinden geldiğince açık dünyayı canlı tutmaya çalışmış. Süre gelen olayların kafanızı kaldırıp etrafınıza baktığınızda gerçekten de yapay zekanın kendi hayatlarına devam ettiğini fark edebiliyorsunuz. Yani eski oyunlarda olduğu açık dünyada olan her şey size bağımlı değil, tam aksine sizden bağımsız durumda.
Oynanış dinamikleri anlamında Assassin’s Creed: Origins’in, seri içerisinde yer alan tabuları bir manada yıktığını söyleyebiliriz. Yeni oyunda daha ağır işleyen ve vuruş hissinin kısmen kuvvetli olduğu bir yakın dövüş mekaniği ile karşı karşıyayız. Eski oyunlardan farklı olarak oyun sizi askerlerin olduğu bir taburun ortasına atlamanıza izin vermiyor. Elinizden geldiğince gizliliği kullanmak zorundasınız. Artık RYO mekaniklerine de kavuşan oyunda, seviyesi sizden çok fazla olan karakterler ile dövüşmek durumu zorlaştırıyor.
Tüm bunların yanında Assassin’s Creed serisinin en büyük eksikliği olan yan görevlerin birbirine benzeme durumu Origins’te de yer yer karşımıza çıkıyor. Ancak bunun minimum düzeyde olduğunu oyunu oynarken anlayabiliyorsunuz. Oyunu oynarken ana hikayeden daha çok yan görevlerde vakit geçirdiğimi söylemek istiyorum. Yan görevlerin bazılarını ise açık dünyada dolaşırken alabiliyorsunuz.
Haritanın büyüklüğünü gördüğünüzde şaşıracağınızdan eminim. Onlarca bölgenin içerisinde kaybolacağınıza emin olabilirsiniz. Çeşitli yapılar sayesinde bölgeler arasında hızlı ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Bazı bölgelerde sadece mağara keşifleri ve hazine kutularını bulmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Karakter geliştirme ekranının ise yeterli olduğunu söyleyebilirim. Yakın dövüş, uzak dövüş veya gizlilik ile ilerlemenizi sağlayacak becerileri bu ekrandan öğrenebiliyorsunuz. Çoğu karakter gelişimi özelliği ise eski Assassin’s Creed oyunlarında karşılaştığımız özellikler ile aynı olmuş.
Görevler sırasında ise devamlı olarak Senu isimli dişi bir kartal bizlere yardım ediyor. Senu bize havadan görüş sağlıyor ve aynı zamanda yön göstericimiz oluyor. Doğada doğada yer alan yaratıklardan ise kendimize eşya yapmamızı sağlayacak materyaller elde edebiliyoruz. Yer yer canınıza sıkan vahşi hayvanlara gittikçe alışarak oyunun ilerleyen saatlerinde görmezden gelebiliyorsunuz. Oyunun at ve deve sürme mekaniklerinin ise pek fazla detaylı olduğunu söyleyemeyeceğim.
Son sözlere geçecek olursak Assassin’s Creed: Origins, yeni mekanikler deneyen ve zaman zaman denediğini başarıya ulaştıran bir yapım olarak karşımıza çıkmış durumda. Eğer serinin hayranıysanız oyunu vakit kaybetmeden almanızı söyleyebilirim.
Blizzcon 2017’de birbirinden güzel duyurular ile keyfimiz yerine geldi. Blizzard’ın tüm oyunlarına ev sahipliği yapan etkinlikte, oyunları önümüzdeki senelerde neler beklediği oyunculara tanıtıldı. İlk olarak sahneye çıkan Blizzard’ın kurucularından Mike Morhaime, etkinliğin ilk bombasını patlatarak, sevilen RTS StarCraft 2: The Wings of Liberty’nin ücretsiz olacağını duyurdu. Blizzcon’da bulunan ve evlerinde Virtual Ticket ile paneli takip eden oyuncuları havaya sokan bu haberden sonra sahneyi alan diğer oyunlar World of Warcraft, Hearthstone, Overwatch ve Heroes of the Storm gibi sevilen oyunlar oldu. Diablo 3 için herhangi bir duyuru yapılmamış olsa da oyunun paneli yine de Blizzcon’da yer aldı.
Bomba gibi bir Blizzcon 2017 geride kaldı
Overwatch’ın panelinde, başarılı oyuna eklenecek olan yeni karakter Moira ile tanıştık. Bir bilim kadını olan Moira, Healer rolünde bir karakter. Overwatch için yapılan bir diğer duyuruda ise yeni harita olan eğlence parkı temasındaki “Blizzard World” ve Blizzard’ın diğer oyunlarındaki temalara ait karakter kostümleri tanıtıldı. Blizzard’ın geçmişten günümüze ikonlaşmış oyunlarındaki ikonik karakterleri ve ikonik mekanların harmanlanıp bir araya getirildiği Blizzard World, tam bir Disneyland havasında.
Hearthstone panelinde sahneyi devralan oyun direktörü Ben Brode, dünya çapında en çok oyuncuya sahip olan oyunlardan Hearthstone’un yeni ek paketi Kobolds & Catacombs’u tanıttı. Ek paket ile birlikte oyuna eklenen yeni kartlar ve mekanikler dışında oyuncuların en çok dikkatini çeken içerik olan Dungeon Run da Kobolds & Katacombs bünyesinde oyuna eklenecek. Tek kişilik bir mod olan Dungeon Run, oyunculara eski RPG zindan macerası benzeri bir deneyim yaşatıyor. Burada birden çok farklı düşmanlar ile karşılaşacağız ve güzel ödüller kazanacağız. Ayrıca oyunda bulunan Tavern Brawl’lar için de yeni güncellemeler, yeni görevler ve yeni modlar eklenecek.
Heroes of the Storm, MOBA türü oyunlar arasında ismini duyuran oyunlardandır. Blizzard’ın tüm yapımlarından karakterlerin Nexus’da bir araya gelerek savaştığı Heroes of the Storm için Blizzcon 2017’de oyunculara iki yeni karakter tanıtıldı. Bu karakterlerden ilk Overwatch’ın sevilen isimlerinden Hanzo olurken, bir diğeri de Warcraft evreninin önemli karakterlerinden Red Dragon Aspect Alexstrasza oldu. Oyuncuların isteği üzerine oyunun sahip olduğu kamera açısını büyüterek oyuncularını sevindiren Heroes of the Storm, giderek daha da başarılı bir MOBA haline geliyor.
Sahneyi alan son isim ise Blizzard’ın en başarılı yapımı olan World of Warcraft oldu. Legion genişleme paketi ile abone oyuncu sayısında rekor kıran oyun, şimdiye kadar World of Warcraft’a gelen en bol içerikli ek paket oldu. Burning Legion’ın Azeroth’u tekrar işgal etmesi ile başlayan Legion’da il olarak savaşı Broken Isles’a taşıdık. Burada Burning Legion’ın hizmetkarlarından Gul’dan’ı yendikten sonra Broken Shore’da titan Sargeras’ın mezarına girdik ve Burning Legion’ın komutanı Kil’Jaden’ı yendik. Şimdi ise savaşı Burning Legion’ın ayağına, Argus’a taşıdık. Argus’ta “Army of the Light” ile birlikte hareket ederek son hedefimiz olan Sargeras ile yüzleşeceğiz. Oyuncular buradan sonra ne olacağını merak ederken, World of Warcraft’ın bir sonraki ek paketi olan Battle for Azeroth ile tanıştık. Bizi Warcraft serinin temelelini oluşturan Horde ve Alliance savaşına tekrar götürecek olan pakette, Azeroth’un hakimiyeti için savaşan iki tarafın hikayesini öğreneceğiz.
World of Warcraft için yapılan bir diğer duyuru ise “Legacy Server”‘ oldu. World of Warcraft’ın en çok sevilen dönemlerinden olan Vanilla’dan oluşacak olan bu sunucularda, oyuncular özledikleri World of Warcraft deneyimini tekrar yaşayabilecek.Bu sunucunun çıkış tarihi belirtilmemiş olsa da eski World of Warcraft oyuncularının merakla beklediği bir deneyim olacak.
Geçtiğimiz günlerde başlayan ve hafta sonu devam edecek olan Paris Games Week’te birçok oyun görme şansına eriştik. Bu oyunlardan bazıları mevcut duyurular ile karşımıza çıkarken bazıları ise yepyeni videolar eşliğinde ilk defa oyuncuların beğenisine sunuldu. Tabi fuarda Ubisoft, EA Games ve Nintendo gibi sektörün önde gelen birçok firması olsa da fuarın liderliğini Sony’nin yaptığını söyleyebiliriz.
Fuar için birçok özel duyuruyu saklayan Sony aynı zamanda bu fuarda konferans düzenleyen tek firma olduğu için oldukça önemli bir yere de sahipti. Doğal olarak fuarın sürpriz duyuruları da daha çok Sony tarafından geldi diyebiliriz. Şimdi gelin Fuarda karşımıza çıkan önemli haberlere hep birlikte göz atalım. Tabi öncesinde bizim kameramıza takılanları görmek isterseniz, aşağıdaki videoya da göz atabilirsiniz.
Sucker Punch’tan Ghost of Tsushima geliyor!
Fuarın belki de en önemli duyurularından biri olan Ghost of Tsushima, beni de en heyecanlandıran oyunların başında geliyor. Infamous serisi ile hatırladığımız Sucker Punch’ın yeni oyunu, oyuncuları fantastik öğeler ile süslü feodal Japonya atmosferine götürecek.
Atmosfer ve çevre dinamiklerinin oldukça güzel olduğunu yapım muhtemelen açık dünya oynanışına sahip olacak. Zaten bu açıdan oldukça deneyimli olan firmanın muhtemelen yeteneklerini sergilemesi için oldukça iyi bir ortam olacakmış gibi geliyor. Uzun süredir geliştirildiği belirtilen yapımın önümüzdeki yıllarda oldukça konuşulacağını da düşünüyorum.
Last of Us Part II yeni videosu ile büyüledi
Last of Us Part II’nin videosu aslında beni oldukça şaşırttı diyebilirim. Oyunun ana karakterleri olan Joel ve Ellie’yi görmesek de bu yeni video oyunun dünyasının aslında bildiğimizden çok daha büyük olacağını ve hikayenin çok daha dallanıp budaklanacağını biraz gözler önüne serdi. Muhtemelen Ellie’nin devam eden hikayesinin yanı sıra geçmişten bazı önemli sahnelere de tanıklık edeceğiz. Zira bu tanıtım videosunda Ellie’nin annesini izlemişiz gibi bir izlenim yaratıldığını da söyleyebilirim. Zaten gelen haber ve dedikodular da şekilde.
Video beni oldukça etkilese de hala oynanış videosu görmemek hem canımı sıktı hem de daha fazla sabırsızlanmama sebep oldu diyebilirim.
God of War’ın çıkış dönemi belli oldu
Tabi Sony oyunlarından bahsedip God of War’ı yâd etmemek olmaz. Beklediğimizden biraz kısa olan tanıtım videosu yine de heyecanımızı perçinledi diyebilirim. Bu yeni oynanış videosuna baktığımızda Kratos’un oğlu ile olan uyumunun oldukça dikkat çekici olduğunu gördük. Oyunun çıkış tarihi ise 2018’in ilk ayları olarak açıklandı. Tam tarih verilmese de oyunun 6-7 aylık bir süreçte çıkacak olması içimizi biraz ferahlattı diyebilirim.
Yeni God of War’da henüz annesi hakkında bir açıklama yapılmayan Kratos’un oğlu oldukça önemli bir yere sahip olacak. Başta da söylediğim gibi Nordic mitolojisinde geçecek olan oyunda Kratos ve oğlunun bu yeni macerasına eşlik etme şansına sahip olacağız. Değişen dövüş sisteminin yanı sıra yine devasa yaratıklara kafa tutacağımız oyunun yeni videosuna aşağıdan göz atabilirsiniz.
Detroit, Erica ve diğer öne çıkanlar
Tabi bu önemli videolar dışında daha birçok video dikkatimizi çekti. Öncelikle çok yakında karşımıza çıkacak olan Star Wars: Battlefront 2’nin PGW videosu her zaman olduğu gibi gücü içimizde hissettirdi diyebilirim. Hem oynanış hem de görsel açıdan oyun oldukça iddialı duruyor. Bunun dışında Detroit bir kez daha ne kadar çok seçeneğin bizi beklediğini adeta yüzümüze yüzümüze vurdu. İzlerken bile gerildiğim bu videoyu göz önüne alırsam oyunun hikayesi hepimizi diken üstünde tutacağa benziyor da demek mümkün.
Playstation VR için duyurulan iddialı oyunları görünce Sony’nin bu tarafı unutmamış olması da sevindirdi. Ayrıca Play Link gibi şahane bir işleyişin yeni meyvesi Erica, evde çok daha farklı bir atmosfer oluşmasını sağlayacak gibi duruyor. şimdiden oynayacaklar arasındaki çekişmeyi görüyorum gibi. Peki bu oyunlar dışında sizin dikkatinizi hangi oyunlar çekti? Lütfen bizimle paylaşın.
Samsung akıllı saat kullanıcıları için güzel haber! Tizen işletim sistemine sahip Gear S3 akıllı saat serisi için beklenen güncelleme geldi. İşte detaylar…
Samsung Gear S3için yazılım güncellemesi yayınlandı. 258.5 MB’lık dosya boyutuyla indirilebilen Tizen 3.0 güncellemesi, Samsung Gear S3 kullanıcılarının yüzünü güldürecek bir dizi özelliği beraberinde getirdi.
IFA 2016’da duyurulan ve Tizen 2.3.2 önyüklü halde sunulan Gear S3 serisi için yayınlanan versiyon, R760XXU2CQK3 sürüm numarasıyla geliyor. Güncellemenin dikkat çekici özelliği ise akıllı saate –sadece saat fonksiyonu kullanıldığında- 40 güne varan şarj dayanıklılığı sağlaması oldu.
Güncellemenin diğer öne çıkan özellikleri ise şöyle;
Tasarımı değiştirildi
Dönen çerçeveye yeni işlevler sağlayan kullanıcı arabirimi,
Beslenme yönetimi özelliği,
Çoklu egzersiz programı geldi, kalp atışı deneyimi daha stabil oldu,
Akıllı cihaz yönetimi sağlayan Samsung Connect,
PowerPoint sunum yönetimi mümkün hale geldi
Rehbere yeni kişileri akıllı saat üzerinden ekleme özelliği
Dönen çerçeve hızını kontrol edebilme
Hızlı mesaj yanıtları
Herhangi bir ekrandan erişilebilen Moment Bar
Güncellenen bazı önyüklü uygulamalar
Stabilizasyon ve kararlılık iyileştirmeleri
Bazı hatalar giderildi
Güncelleme için akıllı saatin Gear Manager üzerinden Ayarlar sekmesinde şu yolun izlenmesi gerekiyor;
Avrupa’nın açık ara 1 numaralı tüketici elektroniği perakendecisi MediaMarkt, büyük Black Friday indirimindeki sınırlı sayıda ürünleri yakalayabilmeleri için tüketicileri Black Friday’e hazırlıyor
Elli bine varan ürün çeşidini rakipsizfiyatlarla tüketicilerle buluşturan Avrupa’nın açık ara 1 numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, Black Friday’e özel hazırladığı kampanyasıyla tüketicileri yüzde 55’e varan indirimlerle buluşturuyor.
MediaMarkt’a Black Friday indirimleri başlıyor
Dünyada en büyük alışveriş günlerinden biri olarak kabul edilen Black Friday, MediaMarkt tüketicilerinin de yüzünü güldürüyor. Akıllı telefondan beyaz eşyaya, TV’den taşınabilir ses sistemlerine kadar çok sayıda ürün, ülkemizde de birçok tüketicinin beklediği Black Friday’e özel fırsatlarla sunuluyor.
Tüketiciler, yalnızca 23 – 26 Kasım tarihleri arasında geçerli olacak özel kampanyadan, Denizbank‘ın sunduğu 48 aya varan vadelerle sahip olabilecek. Daha fazla bilgi için MediaMarkt‘ı ziyaret edebilirsiniz.
Huawei’nin geçtiğimiz dönemde lanse edilen iddialı akıllı telefon modeli Mate 10 Lite, MediaMarkt mağazalarında satışa sunuluyor. İşte detaylar…
Huawei Mate serisinin merakla beklenen modeli Mate 10 Lite, MediaMarkt’ta satışa sunuldu. Huawei’nin 4 kameralı ilk modeli olma özelliği taşıyan Mate 10 lite, 5.9 inçlik FullView ekranı ile kullanıcılarına iddialı bir görsel konfor yaşatmayı planlıyor.
Kamerasının yanı sıra; hızı, tasarımı ve kapasitesi ile de oldukça iddialı olan Huawei Mate 10 Lite, gücünü 8 çekirdekli Kirin 659 işlemcisinden alıyor. 4 kamerasıyla yüksek çözünürlükte fotoğraflar, videolar çekerken; bokeh efektiyle profesyonel fotoğraf makinesi standartlarına yakın görüntüler yakalayabilirsiniz. Odak noktasını netleştiren ve odak dışı kalan alanların flu olmasını sağlayan bokeh efekti ilginç portre, selfie ve etkileyici doğa fotoğrafları çekmenizi sağlıyor.
Android işletim sistemine sahip akıllı telefonda arkada 16 MP ve 2 MP Bokeh efekt destekli kamera, önde 13 MP ve 2 MP ambiyans flaş destekli kamerasının yanı sıra 18:9 en/boy ölçülerinde ekran, 4 GB RAM, 64 GB dahili depolama alanı, 2 güne kadar kullanım sunabilen 3340 mAh’lik pil kapasitesi ile öne çıkan Huawei Mate 10 Lite, önerilen 2199 TL satış fiyatıyla Mediamarkt mağazalarında kullanıcıları ile buluşmayı bekliyor.
MediaMarkt online alışverişle, satıştaki tüm akıllı telefon modellerini yakından incelemek ve güvenli şekilde satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Antivirüs yazılım kuruluşu ESET, uygulama mağazası Google Play‘in koruma mekanizmalarını atlamak için gelişmiş özelliklere sahip yeni bir zararlı yazılım keşfetti. Akıllı telefon ve tabletleri hedef alan ‘TrojanDropper’, zararlı etkinliklerinin başlamasını geciktiren çok aşamalı mekanizmaya sahip. Bu sayede sahte uygulama gerçekmiş gibi görünüyor ve böylece tespitten kaçınmaya çalışıyor. Acele etmeyen ‘TrojanDropper’, kimlik veya kredi kartı bilgilerini çalmaya odaklanıyor.
ESET Araştırmacıları tarafından “Android/TrojanDropper.Agent.BKY” olarak etiketlenen söz konusu zararlı, telefon ve tabletlerde kimlik veya kredi kartı bilgilerini elde etmek için kullanıcılara sahte oturum açma formları sunuyor.
ESET, söz konusu zararlıyı, Google Play’de yer alan MEX Tools, ClearAndroid, Cleaner for Android, World News, WORLD NEWS, World News PRO adlı uygulamalarda tespit etti. Konuyla ilgili Google’ın güvenlik ekibine bilgi verildi ve uygulamalar kaldırıldı. Yine de global düzeyde en az 3 bin kez indirilmiş görünüyorlar.
Nasıl korunmalı?
Şu uygulamalardan herhangi birini indirdiyseniz, öncelikle cihazınızdan kaldırmanız gerekir: MEX Tools, Clear Android, Cleaner for Android, World News, WORLD NEWS, World News PRO.
Cihaz markası ve Android sürümüne bağlı ‘Ayarlar’ kısmı biraz farklılık gösterebilir ama temel olarak Google Play Store’dan indirilen kötü niyetli uygulamayı kaldırmak için şu adımları izleyebilirsiniz:
Ayarlar > Genel> Uygulama yöneticisi>Uygulamaya gidin
Bu tür zararlılara karşı korunmak için, sadece mağazaların güvenlik özelliklerine güvenilmemeli. Bunun yerine kullanıcıların uygulama derecelendirmelerini ve yorumlarını kontrol etmeleri, uygulamaların hangi izinleri talep ettiklerine dikkat etmeleri önemli. Ayrıca proaktif ve güncel bir mobil güvenlik yazılımı, bu tür dertlerden uzak tutar.
En iyi oyun bilgisayarı nasıl toplanır? Bilgisayar toplama mevzuya ne kadar haiz olduğunuza bağlı olarak eğlenceli ya da can sıkıcı olabilir. Az bir bütçeyle sınırlanabilir, bilgi eksikliği yüzünden yanlış parça alabilir, elde etmek istediğiniz performansı küçük bir hata yüzünden alamayabilirsiniz. Modern oyunlarla başa çıkabilecek bir PC’yi bir araya getirirken dikkat etmeniz ve bilmeniz gerekenleri paylaşıyorum.
En iyi oyun bilgisayarı nasıl toplanır?
İşlemci ve soğutucu seçimi
İşlemci ve ekran kartları için eşitlik söz konusu değildir. İçinde milyarlarca transistör bulunan bu parçalar, aynı model ve marka bile olsa aynı şekilde hız aşırtılamaz. Örneğin bir i7 8700K işlemci voltaj ayarına dokunmadan 5,3 GHz hızına çıkabilir ama diğer bir i7 8700K işlemci için bu garanti değildir. Bu yüzden soğutma sisteminizi işlemci sonrasında seçmenizi öneririz. Belki çok pahalı bir su soğutma sistemine ihtiyacınız yoktur.
Güç kaynağına aman dikkat!
Çoğu yeni PC oyuncusu ilk makinelerini toplarken görece yüksek özellikli parçaların yanına kötü bir güç kaynağı ekliyor. Ayağımızı yerden kessin yeter, düşüncesi yanlış. Güç kaynağı güvenlik açısından bir sistemin en önemli noktasıdır diyebiliriz. Ülkemizin elektrik hatları malum, aşırı voltaj, dalgalanma, kötü hava şartları vb gibi sebeplerle güç kaynağının yanmasıyla anakart, bellek, ekran kartı ve diğer parçalarınız da kullanılmaz hâle gelebilir. Sadece verim ve Watt oranı değil, güvenlik özelliklerine de dikkat etmenizi öneririz.
Kasa iş yapsın, ses yapmasın
RGB ve afili görünüm derken, bir kasanın hava akışını ve sessizliğini görmezden gelmek de önemli bir hatadır. MicroATX tarzı konsoldan hâllice bir PC toplama girişiminiz yoksa, içerisinin havadar olacağından, alacağınız ekran kartının sarkma yapmayacağından emin olun. Bunun yanında sıkıştırılmış hava ya da kompresörle de her altı ayda bir temizliğini yapın. Toz, parçaların ısınmasına sebep olur ve kısa devre riski yaratabilir.
Retro oyun oynuyor musunuz?
Retro ağırlıkta oyun oynuyorsanız bir PC’yi en iyi konfigürasyonda toplamaya çalışmanız gerekmez. Orta hatta giriş seviyesi bir PC ile de bu oyunları rahatça oynayabilirsiniz. Ekstra bütçenizi Nvidia G-Sync ya da G-Sync onaylı monitörlere aktarmanızı öneririz. Zira eski konsol oyunları tam 60 Hz değil, 59,94 Hz’de çalışır ve bu ekran senkronlanması anlamında sorun yaratabilir. Bu senkronlanma problemi G-sync monitörlerde yaşanmamaktadır.
Gerekli yazılımları tanıyın
MSI Afterburner, HWinfo ve CPU-Z gibi yazılımlarla dost olun ve kullanmayı öğrenin. Özellikle MSI Afterburner oyuncular için biçilmiş kaftan. Bir oyunun ne kadar CPU, bellek ve grafik işlemci kullandığını oyunla eş zamanlı takip edebilirsiniz. Darboğaz yaratan bir senaryo olursa çözümlemek için bilgi edinmiş olursunuz.
Düşük disk hızı her şeyi bozabilir
SSD ile sistem hızınızı artırabilirsiniz ama günümüzde AAA oyunlar 50 ilâ 100 GB arasında, yanına illa ki bir sabit disk eklemeniz gerekir. Alacağınız sabit diskin SMR tabanlı olmadığından emin olun zira bu sürücüler depolama amaçlıdır ve okuma yazma hızları oyunların ihtiyaç duyduğu oranı yakalayamayabilir.
Giriş seviyesi aynasız model olarak tanımlanabilecek fotoğraf makinesi Canon EOS M100, özellikle fotoğrafa yeni başlayan kullanıcılara hitap ediyor. Yeni modelin tüm detaylarını enine boyuna inceliyorum.
Son bir yıldır aynasız modellerine de önem vermeye başlayan Canon’un en yeni modeli olan M100, giriş seviyesi kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılayacak bir model. Firmanın en yeni aynasız modelleri olan M5 ve M6’ya benzemeyen model, yeni bir tasarım anlayışı ile üretilmiş. M5 ve M6 modellerinde benzer platformları kullanan Canon, önceki model olan M10’u güncelleyerek yeni bir aynasız modeli üretmiş.
Tanıdık teknik özellikler
Canon EOS M100 modelinde son iki aynasızında kullandığı 24.2 Megapiksel çözünürlük sunan APS-C boyutunda CMOS sensörü tercih etmiş. Dual Pixel (hem videoda hem fotoğrafta çok hızlı netlik sunan bir teknoloji), Digic 7 imaj işlemcisi, öne doğru 180 derece döndürülebilir 3 inçlik dokunmatik ekran, EF-M objektif bayoneti, Full HD 60 fps video kayıt, saniyede 6.1 kare seri çekim hızı, Bluetooth, Wi-Fi ve NFC desteği gibi özellikleri bu yeni modelle sunuyor.
Farklı bir tasarım
M100 teknik veriler bakımından M ailesinin diğer iki üyesine benzese de tasarım anlamında onlardan biraz farklı. Bir kere Canon bu ürünü kompakt bir modeli baz alarak tasarlamış gibi görünüyor. Zira aynasız modellerde alışageldiğimiz bazı tasarım anlayışları M100’de bulunmuyor. Örneğin bellek kartı yuvası pille beraber değil. Cihaza arkadan bakıldığında sol yan yüzde bulunan bu yuva özel bir kapakla korunuyor. Genelde kompakt cihazlarda gördüğümüz bir tasarım anlayışı. Bu tasarım firmanın önceki modeli olan M10’dan alındığı için yeni nesil M5 ve M6’dan farklı görünüyor. Yani Canon M10’un teknik özelliklerini güncelleyerek M100 modelini geliştirmiş.
Kullanım özellikleri
Öte yandan üründe çok fazla tuş kalabalığı da yok. Üst yüzde açma kapak düğmesine entegre edilen mod tuşu (Akıllı Otomatik, Video ve Fotoğraf modu var), deklanşör ve video kayıt tuşu dışında tuş yok. Arka yüzde de döndürülebilir ekranın hemen sağında yer alan fonksiyon ve navigasyon tuşları dışında tuş bulunmuyor.
Bu tasarım anlayışı bir taraftan avantaj sağlarken bir diğer taraftan dezavantaj getiriyor. Avantajlı zira tuş kalabalığı yok. Dezavantajlı çünkü birçok işlem için menüye girmeniz gerekiyor. Bu da (özellikle bilgili kullanıcılar için) zaman kaybı anlamına geliyor.
M10 modelinin geliştirilmiş versiyonu olan M100, düz bir tasarıma sahip. Objektifin olduğu bölüm düz bir şekilde tasarlanmış. Bu da kullanım sırasında ergonomi anlamında biraz zorluk çıkarıyor. Ancak hitap ettiği kullanıcı kitlesi düşünüldüğünde çok fazla bir sorun olmayacaktır diye düşünüyorum.
Kullanımı kolay bir ürün olan Canon EOS M100’ü dokunmatik ekranı ile kullanmak gerekiyor. Ayarların neredeyse tamamı menüde yer alıyor. Sadece bazı hızlı ayarlar arka yüzdeki ekranın yanında bulunan navigasyon tuşuna entegre edilmiş. Ayrıca diyafram ve enstantane gibi manuel mod ayarlarını da deklanşör tuşuna entegre edilen sonsuz dönebilen tuşla yapabiliyoruz. Bu tarz kullanıma alıştıktan sonra pek sıkıntı olmuyor. Fakat yukarıda da belirttiğim gibi birçok ayar menüde olduğundan klasik bir fotoğraf makinesi kullanımı da beklememek gerekiyor. Canon ağırlıklı olarak amatör kullanıcıları hedeflediğinden bilgili ya da geleneksel aynasız ya da DSLR kullanıcılarının alışması biraz zor olacaktır.
Fotoğraf makinesinde üst yüzde bulunan bir bütünleşik flaş da yer alıyor. Bu flaş yan yüzdeki bir düğme yardımı ile açılıyor. Üründe harici flaş yuvası bulunmuyor. Hedef kitlesi düşünüldüğünde mantıklı bir hareket olduğunu söyleyebilirim.
Dual Pixel ve diğer özellikler
Fotoğraf makinesinde Canon’un son dönemde birçok modelinde kullandığı çok hızlı netlik yapmayı sağlayan Dual Pixel özelliği bulunuyor. Bu fonksiyon gerçekten de işe yarıyor ve özellikle video modunda çok hızlı netlik yapılmasını sağlıyor. Ayrıca saniyede 6.1 kare gibi hızlı bir seri çekim hızı da fotoğraf çekim keyfinin artmasını sağlıyor. Öte yandan markanın en yeni imaj işlemcisi Digic 7’de ürünün hızını ve fotoğraf kalitesinin artmasını sağlıyor.
Fotoğraf makinesinde P, S, M ve A modları yer alıyor. Bu manuel modların yanısıra Portrait, Self Portrait, Close Up, Sports, Food, Handheld Night Scene, HDR Backlight, Grainy BW gibi çekim modları yer alıyor. Fotoğraf makinesinde ayrıca Akıllı Otomatik modu da yer alıyor. Ayarlarla uğraşmak istemeyen kullanıcılar için bu Akıllı Otomatik modu her türlü ayarı kendisi yapıyor.
Fotoğraf kalitesi ise bildiğimiz klasik Canon özelliklerine sahip. Fotoğraf alanındaki tecrübesine bu modele başarılı bir şekilde yansıtan Canon, yine güzel bir iş çıkarmış. Hatta bu gövdeden beklenmeyecek kadar iyi sonuçlar aldığımı da söylemek isterim.
Döndürülebilir özçekim ekranı
Fotoğraf makinesinde yer alan öne doğru döndürülebilir ekran özellikle özçekim (selfie) modunda çok işe yarıyor. Vlog hazırlayanlar, YouTuber olarak tabir edilen kullanıcılar için bu tarz bir ekran çok işe yarıyor. Kendinizi görebiliyor ve kamerayı tek elle tutarken fotoğraf çekimlerinde ve video kayıtta bu ekran çok kullanışlı oluyor. Ekran tam olarak öne döndüğünde ekran da ters dönüyor. Bu sayede kullanıcı kendini doğru olarak görebiliyor ve gerekirse ekrana dokunarak ayarları yapabiliyor.
Objektif konusu
Klasik olarak Canon EF-M bayoneti kullanan fotoğraf makinesinin kit objektifi 15-45 mm. Bu objektifin diyafram açıklığı ise f3.5-6.3. İlginç bir şekilde üzerindeki düğme ile küçülebilen bu obkjektif kapandığında az yer kaplıyor. Ancak her açışta bu mekanizmayı tersine döndürmek gerekiyor. Yoksa fotoğraf makinesi netlik yapamıyor.
Canon’un EF-M bayonetini kullanan birkaç objektifi var. Ayrıca küçük bir dönüştürücü ile standart EF-S objektiflerini de bu modelle beraber kullanabiliyorsunuz. Yani objektif konusunda sıkıntı yaşanmıyor. Kit objektif ise günü kurtarma anlamında yeterli. Daha iyisini isteyenlerin prime objektifler ve farklı serilere yönelmeleri gerekiyor.
Video özellikleri
M100’de fotoğrafın yanısıra Full HD 60 fps video kaydı yapabiliyor. Dual Pixel sayesinde hızlı bir şekilde netlik yapabilen M100, kaliteli ve güzel videoları doğru renk aktarımı ile sağlıyor. Ancak fotoğraf makinesinde mikrofon girişi olmadığından (M10 modelinde de yoktu) aslında tam bir YouTuber modeli olabilecek M100, bu şansını kaybediyor. Evet çok güzel video kayıt edebiliyor M100. Fakat harici mikrofon takılamadığı için özellikle gürültülü ortamlarda dış ses çok fazla dahil oluyor bu kayıtlara.
Aslında bu konuda markayı anlıyorum. Çok geniş bir ürün gamı olduğu için marka daha pahalı modellerin (M5 ve M6 gibi) satın alınmasını istiyor. Fakat bu kadar güzel ve güçlü bir fotoğraf makinesi üretip ona mikrofon girişi takmamak bence olmamış. Bunu Canon’un diğer ürünlerinde de görüyorum ve bence bu mantığı biraz değiştirmeleri gerekiyor. En azından benim fikrim bu yönde.
Bu arada fotoğraf makinesinde video modunda manuel ayar da yapabiliyorsunuz. Hatta mikrofon girişi olmamasına rağmen mikrofon seviyesini bile ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca video modunda TimeLapse yani Zaman Atlamalı videolar da üretebiliyorsunuz. Bu ayarın standart olarak bulunması güzel olmuş.
Pil ömrü
Cihazda bulunan pil ile CIPA standartlarında 295 kare fotoğraf çekebiliyorsunuz. Böyle bir fotoğraf makinesi için yeterli ve ortalama bir rakam. Elektrikten uzak ortamlarda yapacağınız çekimler için yanınızda yedek pil bulundurmanız faydalı olacaktır.
Uygulama konusu
Canon son dönemde ürettiği bütün cihazlarına Wi-Fi, Bluetooth ve NFC özelliklerini koyuyor. M100’de de bu durum devam ediyor. Camera Connect uygulaması ile M100’ü mobil bir cihaz yardımı ile kullanabiliyorsunuz. Ancak bu uzaktan kullanım diğer modellerde olduğu gibi detaylı değil. Örneğin geçtiğimiz aylarda incelediğim 200D modelinde olduğu gibi detaylı bir ayar yapma imkanı yok.Yine de iş görüyor ve bazı temel ayarları bu uygulama yardımı ile kullanabiliyorsunuz.
Canon EOS M100 Teknik Özellikleri
24.2 Megapiksel
APS-C boyutunda CMOS sensör
Dual Pixel desteği
Digic 7 imaj işlemcisi
EF-M objektif bayoneti
Full HD 60 fps video kayıt
Saniyede 6.1 kare seri çekim hızı
180 derece döndürülebilir 3 inç dokunmatik ekran
NFC, Bluetooth ve Wi-Fi desteği
Bütünleşik flaş
Hazır çekim ve manuel çekim modları
JPEG ve RAW desteği
Pil ömrü CIPA standartlarına göre 295 kare
Beğendim
Seri çekim hızı
Fotoğraf ve video kalitesi
Dual Pixel
Döndürülebilir ekran
Beğenmedim
Mikrofon girişi yok
Tuş sayısı az olduğundan kullanımı biraz zor
Canon EOS M100 ile çekilmiş örnek bir fotoğraf
Fiyat
Yeni bir ürün olan Canon EOS M100’ün fiyatı ben bu yazıyı hazırladığımda henüz tam olarak netleşmemişti. Ancak aldığım bilgilere göre cihaz objektifi ile beraber 2800 TL civarında satılacak. M5’in 4000 TL, M6’nın ise 5500 TL civarında olduğu düşünülürse fiyatın makul olduğunu söyleyebilirim. Elbette bu fiyatın dolar kuru ile bağlantılı olduğunu ve yazı hazırlandığı tarihte bir doların 3.9 TL olduğunu hatırlatmak isterim. Kesin olmayan bu fiyat bu özelliklere göre makul kabul edilebilir. Giriş seviyesi eski modellerin bile 2000 TL civarında başladığı ülkemizde bu kadar yeni teknolojiye sahip olan bir fotoğraf makinesinin 2800 TL olması çok yüksek bir rakam değil.
Sonuç olarak en yeni teknolojilerle donatılan bir fotoğraf makinesi olan Canon EOS M100, günlük ihtiyaçları tamamıyla karşılayan, şık, küçük ve taşınabilir bir fotoğraf makinesi. Benim gibi mikrofon konusunda takıntılı değilseniz güzel fotoğraf çeken, hızlı ve şık bir fotoğraf makinesi arıyorsanız önerebileceğim bir model olmuş.
Huawei’nin geçtiğimiz dönemde lanse edilen iddialı akıllı telefon modeli Mate 10 Lite, MediaMarkt mağazalarında satışa sunuluyor. İşte detaylar…
