Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1535

    Apple Park, Kasım 2017 görüntüleri…

    Apple Park ile ilgili hala merak edilen detaylar var, işte bu meraka yönelik yeni bir drone videosu yayınlandı.

    Apple Park, uzun yıllar inşa halindeki görüntüleri ile drone çekimlerine konu olmuştu. Aslında büyük oranda tamamlandı, sayısız video ve fotoğrafı mevcut ve bir Apple etkinliğine bile sahne olduğu biliniyor. En son iPhone modelleri ve Apple Watch Series 3, Apple Park’ta görücüye çıkmıştı. Ancak hala merak edilen detayları var, işte buna yönelik yeni bir drone videosu kamuoyunda dikkatleri üzerine çekti…

    Video, uzay gemisi şeklindeki bina görüntüsü ile başlıyor ve ardından detaylar… Yakınlaşılıyor…

    Çevre dostu bir yapı maiyetindeki Apple Park’taki bitki varlığı son derece çarpıcı; elma, kiraz, kayısı gibi türlerde 9 bini aşkın ağacın dikili olduğu biliniyor. Peyzaj, yeni Apple kampüsünün odak noktalarından.

    Ayrıca yapımı tamamlanmış yollar ve altyapı tarafındaki gelişim de fark ediliyor. Dairesel göletlerin doluluğu ve genel itibarıyla bir canlılığın söz konusu olduğu da dikkate değer detaylar arasında…

    Birkaç detay daha… Fitness merkezi ve ufak tefek bazı yapılarda inşa çalışmaları devam ediyor.

    Tesiste kurulan yeni güneş enerjisi alanının, güç gereksinimin yüzde 75’ini tek başına sağlayacağı belirtilmişti.

    Apple Park, Apple tarafından satın alınmadan önce Hewlett Packard’ın arazisiydi.

    Lafı daha fazla uzatmadan sizleri drone görüntüleri ile başbaşa bırakıyoruz. İyi seyirler dileriz…

    [vsw id=”Fu5qerW31ec” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    BMW Vision E³ Way ulaşım sistemi ile tanışın

    BMW, ulaşım sorununa yönelik teknolojik yaklaşımını BMW Vision E³ Way adlı prototip sistemi ile kamuoyuyla paylaşıyor. İşte detaylar…

    Alman otomobil üreticisi BMW, Çin’deki Tongji Üniversitesi ile birlikte geleceğin ulaşım konseptini ele alan BMW Vision E³ Way adındaki ulaşım sistemini duyurdu. Karbon salınımının azaltılması, daha konforlu yolculuk gibi temalara sahip sistemin öne çıkan yönü ulaşımda elektrikli motosiklet kullanımı ile trafik sisteminin yapay zeka ile kontrolü.

    Yeni ulaşım sistemi prototipinde yer alan üç E, yükseltilmiş(elevated), eletrikli(electric) ve verimli(efficient) şeklinde tanımlanıyor. Sadece iki tekerlekli otonom sürüş özelliğine sahip elektrikli motosiklet/bisikletlerin kullanımı, normal yolların üzerinde ikinci bir yol hattı ve yapay zeka öne çıkıyor. Otomatik hız sınırının 25km/s olacağı, kaza ihtimalinin en aza indirgeneceği sistemde motosikletlerin otonom sürüş özellikleri hakkındaki detay, BMW’nun bu alanda çalışmalar yürütüyor olabileceğine işaret ediyor.

    İlginç fikirlerle dolu sistemde dikkat çekici bir diğer özellik de şehir sakinlerinin bir motosiklet sahibi olmasının gerekli olmaması, bir motosiklet kiralama ağı öngörülmüş; bu ağ, belirli noktalardan alınan araçların, kullanım sonrasında ulaştıkları noktadaki noktaya bırakılmalarına dayanıyor. Bir sirkülasyonun esas alındığı ulaşım sistemi, geleceğe dair ilginç ulaşım metotları arasında yer alabilir. Sistemin, Çin gibi motosiklet kullanımının yaygın olduğu ülkelerde başarılı olabileceği belirtiliyor.

    Uber’e İstanbul’da ceza yağdı

    0

    Uber’e Türkiye’de ceza şoku! Yolcu taşımacılığı uygulaması Uber’i kullanarak yolculuk yapan kimselere ve Uber ile yolcu taşıyan kimselere para cezası verildi.

    İstanbul’da yolcu taşıyan 2 bin 873 sürücü ile uygulamayı kullanarak seyahat eden 6 bin 600 yolcu para cezasıyla karşı karşıya kaldı.

    İstanbul Emniyeti Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Sivil Trafik Amirliği, Uber üzerinden yolcu taşıyanlara 2 bin 628 TL ceza kesti. Yolculara ise İşareti bulunmayan ve ilgili belediyeden izin veya ruhsat almadan faaliyet gösteren araçlardan taşımacılık hizmeti almak” suçundan 292’şer lira para cezası uygulandı.

    İstanbul’daki Uber araçlarının sayısının ise 4 bin olduğu kaydediliyor. Bu araçların 2 bini taksi. Diğer yandan Uber’e benzer bir sistem ile taşımacılık yapan Scotty uygulaması da ceza aldı. Scooty’de yolcular motosiklet ile taşınıyordu.

    Uber, dünyada olduğu gibi İstanbul’da da dikkat çekici bir şekilde kullanıcı tabanını artırıyor. İstanbul’da, Uber kullanıcıları, gitmek istedikleri konuma taşımacılık yapabilecek olan yakınlarındaki araçları görüp onlarla buluşuyor, ardından da gitmek istedikleri noktaya ulaştırılıyorlar.

    Sistemin tartışmalı yapısı dolayısıyla geçtiğimiz ay Londra’da yasaklanması, Arjantin gibi bazı ülkelerde kitlesel gösterilerle protesto edilmesi gibi vakalar söz konusu oluyor. Ayrıca Uber, geçtiğimiz yıl 57 milyon kullanıcısının bilgilerinin hack’lendiği doğrulamıştı.

    İddia: Netflix’in abone sayısı yüzde 50 artabilir

    Netflix kurucusu ve CEO’su Reed Hastings. (Albert Llop | Anadolu Ajansı)

    Analistler Netflix’in 2020 yılına kadar uluslararası abone sayısında yüzde 50’lik artış öngörüyorlar. Bu iddia, 60 milyona yakın abonesi bulunan medya platformunun 2020’de 90-100 milyon aboneye ulaşabileceği anlamına geliyor.

    Bir Wall Street şirketi olan GBH Insights kaynaklı rapor, uluslararası abone sayısında durmaksızın büyüyen Netflix’in hisse senetlerine yatırım tavsiyesi ile birlikte 2020 öngörülerini paylaştı. Bir dipnort olarak bu sıralar adından sıkça söz ettiren Stranger Things ‘ten Narcos’a sayısız serinin yapımcısı Netflix, aynı zamanda bu sene, piyasada en iyi performans gösteren hisse senetlerinin arkasındaki marka.

    Bir miktar detay aktarmak gerekirse GBH Insights’ın teknolojik araştırmalar sorumlusu Daniel Ives, Netflix’in ABD ve uluslararası abone penetrasyonunun sonraki safhasında önemli ölçüde büyüme beklentisinin söz konusu olduğuna inandığını belirtti.

    Netflix’in abone sayısındaki artışın kaynağının ise tüketici katılımı ve abone sayısını artıran orijinal içerikler olacağı belirtiliyor. Ayrıca franchise modeli de başarının mimarlarından. En nihayetinde ise 2020 yılına kadar Netflix’in 100 milyon aboneye ulaşabileceği öngörüsü pek de olağandışı görünmüyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Çöpünüzü akıllandırın, %25 tasarruf sağlayın

    0

    Doğal kaynaklarımız, dünya nüfusunun artması ve insanoğlunun tüketim alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle her geçen gün azalıyor. Bu nedenle kaynaklarımızın doğru kullanılması, geri dönüştürülmesi ve israftan kaçınılması ihtiyacı ortaya çıkıyor. Geri dönüşümde teknolojinin bize sunduğu güçlü bir kavram var artık: RFID. Peki, RFID nedir ve neden geleceğimiz için önem arz ediyor? Geleceğin geri dönüşüm teknolojisine yakından bakalım.   

    RFID teknolojisiyle geri dönüşüm oranını arttırın

    Başarsoft CEO’su Alim Küçükpehlivan’ın bu konuda oldukça ilgi çekici tespitleri var. Öncelikle size bunları aktarmak istiyorum:

    “Sektörle ilgili temel sıkıntı; evlerden çıkan çöp, tek çöp kutusuna gidiyor. Ciddi bir israf söz konusu. Bunu ayrıştırmak için zaman gerekiyor. Çöp ayrıştırılarak atılmalı ve bu şekilde toplanılmalı. Diğer türlü vahşi depolama söz konusu ancak burada ayrıştırmak çok zor. Böylece israf, kayıp ve hata payları çıkıyor. Belediyeler bu konuda başka şirketlerle çalışıyor. Atık firmasının bu konuda ölçülebilir bir mekanizması yok. Bu noktada teknolojik olarak konteynerlere çip takılması ve çöpün ayrıştırılması gerekiyor. Bu idari bir sorun. Belediye bu işi yönetmeli ve dönüştürülebilir olarak atıklar toplanmalı.

    Şu anda, belediyeler ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Katık Atık Yönetimi projesi kapsamında RFID etiketlerini ve haritalama teknolojisini kullanarak çöplerini toplama ve elden çıkarma biçimini optimize ediyoruz. Bunlar sıradan RFID etiketleri değil, oldukça akıllılar ve hata yapmıyorlar. Atık araçların servis doğrulama ve rota yönetimine ek olarak atık ve geri dönüşüm endüstrisini, atık araçlarının izlenmesinde, iş emir yönetiminde ve onarımlarında yardımcı oluyoruz. Bu sayede vatandaşın ‘benim çöpüm alınmadı’ şikâyeti olmuyor. Akıllı etiketler sayesinde, çöp dolunca merkeze iletiliyor. Çöpler yer altındaysa hacim sensörü sayesinde doluluğu ölçebiliyoruz.  Yer üstünde ise çöp konteynerinin çöpü alıp almadığını ve alma zamanını takip edilebiliyoruz. Bu sayede her sokağın çöp DNA’sı çıkıyor, veri tabanı oluşuyor. Bu teknoloji ile doğru zamanda doğru yerde çöp konteynerlerinin olması ve doğru zamanda toplanmasını sağlıyoruz. ”

    Nasıl çalışıyor?

    Alim Küçükpehlivan sistemin çalışma şeklini ise şu şekilde anlatıyor: “Akıllı etiketleri her bir çöp kutusuna, dijital haritadaki konteyner yerlerini işaretlemek üzere bağlanıyor. Bu etiketler, atık konteynerlerine vidalanıyor veya spot kaynak / epoksi yapıştırıcılarla tutturuluyor. Okuyucular (ya da antenler) çöp kutusunun boşaltıldığı çöp kamyonunun arka tarafına monte ediliyor. Konteyner etiketleri okunduğunda sistem, durum bilgilerini  aracın mevcut konumu ile GSM üzerinden ana sunucuya gönderiyor. Bu bilgileri kullanarak belediyenin katı atıklar yönetim birimi, artık hangi aracın her bir konteyneri ne zaman topladığını gerçek zamanlı olarak izleyebiliyor ve bu da şirketin toplama yollarını optimize etmesine yardımcı oluyor. Bu sayede bekleyen çöp toplama sayısının grafik bir gösterimini üretebiliyor. Personelin çöp toplama aralıklarını, haritadaki konteynerlerin toplam sayısını ve kaç konteyner aldıklarını görebiliyoruz. Atık kutularının renk kodlu bir haritası, konteynerlerin durumlarını gösteriyor. Örneğin, kırmızı ile işaretlenmiş bir kutu çöpün 48 saatten uzun bir süre boşaltılmadığını gösteriyor. “

     

    Geri dönüşüm için ne yapılmalı?

    1- İlk adım: Çöplerinizi ayrıştırın!

    Satın aldığımız ürünlerin ambalajlarını, evlerimizde ayrı birer torbada biriktirerek ilk adımı atmış oluruz. Biriktirdiğimiz ambalaj atıklarını, evimize en yakın ambalaj atığı kumbaralarına atarak geri dönüşümü başlatırız. Eğer oturduğunuz belediye sınırları içerisinde ambalaj atığı kumbarası yoksa belediyenize bu konuda başvurmalısınız. Unutmayın, “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” doğrultusunda; ilçe belediyeleri, ambalaj atıklarını kaynağında ayrı toplamak veya toplattırmak ile yükümlüdür.

    Belediyenizde geri kazanım çalışmaları yapılıyor ise ambalaj atıklarının hangi gün ve saatte toplandığına dair bilgi almak için yine belediyenizin çevre koruma ve kontrol ya da temizlik işleri bölümlerinden bilgi talebinde bulunabilirsiniz.

    2- Yeraltı depolama sistemleri kullanılmalı

    Son yıllarda, metropoller başta olmak üzere tüm şehir ve ilçelerde çöp biriktirme ve depolama sorunu ortaya çıkmaya başlıyor. Bu yöntemlerden çevre temizliği ve düzenlemesine en uygun olanı, depolama alanının bir bölümü veya tamamı toprak altında olan, üst bölümü sadece çöp atımına müsaade edecek biçimde kapatılmış yeraltı çöp toplama üniteleridir. Sokaklarda ve bilhassa araç parklanması olan yerlerde yeraltı depolama yapılabiliyor. Ancak büyük şehirlerde plansız kentleşme nedeniyle yeraltı depolama yaygın olarak kullanılamıyor. Konteynerlerin boyutu, yeraltı depolama sistemlerine göre daha kullanışsız.

    3- Akıllı etiketler ile çöpünüzü akıllandırın

    Belediyeler çöplerin toplanılması ve takibi için bu sistemi kullanmayı tercih etmeli. Bu sayede elde edilen verilerden çöp konteynerlerinin doluluk durumları kontrol edilebilir ve buna göre çöpler zamanında toplanabilir. Ayrıca konteynerler için akıllı rota belirlenerek, araçların gün içerisinde sarf ettiği mesafe kısaltılabilir ve  çöpler zamanında toplanabilir. Bu sayede yakıtta da %25’lik yakıt tasarrufu sağlanabilir.

    iPhone X özelliği Galaxy S9’da olacak!

    0

    Önümüzdeki yılın hemen başlarında Galaxy S9 modellerinin tanıtılması bekleniyor. Cihazın özellikleri büyük merak konusuyken, bir özellik iPhone X‘ten direkt olarak alınacak. Böylece Samsung zaten kendine ait olan bir teknolojiyi, bu kez kendi cihazlarında bize sunmuş olacak.

    Bildiğiniz gibi iPhone X  piyasadaki en iyi OLED ekrana sahip. Bu özel ekran aynı zamanda cihazın da en pahalı parçası. Üstelik bu en pahalı parçanın üreticisi ise Samsung’tan başkası değil. Dünyanın en iyi OLED ekranını üreten şirket, şimdi de bu teknolojiyi kendi cihazlarında kullanacak. İlk hedefse doğal olarak Galaxy S9 modelleri.

    galaxy s9

    OLED ekranlı Galaxy S9

    Daha da iyisi, bu yıl ekran kasa oranı iyice arttırılacak ve yüzde 84 olan oran, yüzde 89 gibi bir rakama taşınacak. Böylelikle OLED ekran kasanın tamamını kaplayacak.

    Normalde yine kendine ait olan SUPER AMOLED teknolojisini kullanan Samsung, bu teknolojiyi de es geçmeyerek Orta segmentte sunduğu A5, A7 gibi cihazlarında devam ettirecek.

    -10 derecede bile çalışabilen Casio GZE-1 duyuruldu

    Casio, G’z EYE adı verilen yeni dayanıklı kamera serini ve serinin ilk üyesini duyurdu. GZE-1 adıyla gelen kamera modeli, şirketin G-Shock saat serisinden derinlemesine izler taşırken. Tipik GoPro kameraların zırhlı bir versiyonuna benzediğine de şüphe yok.

    Toz, düşme, donma ve suya dayanıklılık özellikleri sunan Casio GZE-1, en zorlu koşullarda dahi kullanıma imkan tanıyor. Herhangi bir ilave kasa gerektirmeden -10 dereceye kadar düşük sıcaklıklarda, 50 metreye kadar suyun altında çalışabiliyor. Shock saatlerde olduğu gibi düşme ve çarpmalara karşı izolasyon, koruma yapısı ve reçine malzeme gibi bileşenlere sunuyor.

    30 fps’de 1080p video kaydı

    Kameranın teknik özellikleri arasında 1/1.23 inçlik BSI CMOS sensörü ile 6.9 MP fotoğraf ve 30 fps’de 1080p video kaydı dikkat çekiyor. 384p ve 480p görüntüleri de yavaş çekimle elde edebilmek mümkün.

    13mm geniş açı lensi bulunan kamera, f/2.8 diyafram açıklığı ile düşük ışıklı ortamlarda da nispeten iddialı. Dahili Bluetooth desteği ve uygulama üzerinden Casio’nun akıllı saatleri ile kontrol imkanı da var. Örneğin resimleri mobil uygulamaya aktarabiliyorsunuz.

    Japonya fiyatı 46 bin yen (yaklaşık 410 dolar) olan aygıtın bazı pazarlarda teknoloji raflarındaki yerini alması bekleniyor. Türkiye’deki fiyat konumlandırması, satış tarihi, vb. detaylar ise henüz netlik kazanmamış durumda.

    Kaybolan telefonumu nasıl bulurum?

    0

    Telefonunu takside ya da restoranda unutmayan, telefonu çalınan ya da bir yerlerde düşürmeyen herhalde yok denecek kadar azdır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun yaptığı açıklamalara göre Türkiye’de 80 milyona yakın cep telefonu abonesi bulunuyor. Her gün kuruma yüzlerce kayıp ya da çalıntı telefon ihbarı yapılıyor. İhbar edilmeyenleri de işin içine kattığımızda telefonu kaybetme ve çaldırma oranı oldukça yüksek denebilecek sayıda. Birçok kişi telefonunu kaybettiğinde ya da çalındığında ne yapacağını bilmiyor. Biz de kaybolan ya da çalınan telefonunuzu bulabilmenizi ya da kullanıma kapattırabilmenizi sağlayacak çeşitli yöntemleri sizler için derledik.

    Telefonumu Bul

    Telefonunuzu kaybettiyseniz ya da çaldırdıysanız, bulmanız artık imkansız hale geldiyse Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na başvurarak beyaz listede bulunan IMEI numaranızı vererek telefonunuzun başka kişiler tarafından kullanılmasını önleyebiliyorsunuz. Bunun için e-devlet uygulamasına gitmeniz ya da BTK’nın ilgili numarasını aramanız gerekiyor. IMEI’yi bildirdikten sonra BTK bu cihazın kullanımını kapatıyor, yani telefon artık kullanılamaz hale geliyor (çalan ya da bulan kişi IMEI numarasını değiştirmediyse).

    Şimdi gelelim kaybolan ya da çalınan telefonunuzu nasıl bulabileceğinize. Artık akıllı telefonların neredeyse hepsinde telefonumu bul özelliği bulunuyor.

    iPhone’umu Bul

    Apple ürünlerinde “Find my Phone” (iPhone’umu Bul) hizmetiyle internete bağlıysa iPhone, iPad, iPod’unuzun harita üzerinde nerede olduğunu görebiliyorsunuz. Yapabilecekleriniz bununla sınırlı değil. iCloud servisine giriş yaptıktan sonra telefonunuzun internetle olan bağlantısı kesilmeden önceki konumunu görebilir, cihazınızı kilitleyebilir ya da sizinle hangi numaradan iletişime geçilebileceğini gösteren bir mesaj gönderebilirsiniz. Telefonunuzu bulan kişi iyi niyetli birisiyse bu mesaj üzerinden sizi telefon kilitli olsa dahi arayabilir. Cihazınızı bulamadığınız takdirde Kayıp Moduna alarak kötü niyetli kişilerin verilerinize erişmesine engel olabilir, cihazınızdaki verileri silebilir, fabrika ayarlarına döndürebilirsiniz. Cihazınız bir şekilde bulunursa iCloud üzerindeki yedeklemeleriniz üzerinden cihazınızı tekrar eski haline getirebilirsiniz. Apple bu durumu oldukça ciddiye alıyor, kilitli bir telefon faturası, icloud bilgileri olmadan hiçbir şekilde açılamıyor. Yani bir nevi çöp haline geliyor. Elbette ekran ve diğer parçalarını çalan kişi yedek parça niyetli olarak kullanabilir bunu önlemek şu an için mümkün değil. Ama yine de telefonun kullanılamaz hale getirilmesi bence yeterli bir seçenek. Unutmadan bu özelliği kullanabilmek için “iPhone’umu Bul” özelliğini aktif etmiş olmanız gerekiyor.

    Android cihazları bulma

    Android telefonunuz çalındıysa ya da kaybolduysa https://myaccount.google.com/find-your-phone adresine giderek telefonunuz harita üzerinde nerede olduğunu görebiliyorsunuz. Eğer yakın bir yerde kaybettiğinizi düşünüyorsanız telefonunuzun zilini çaldırabilirsiniz. Ev ya da ofis içinde bir yerlerde bıraktıysanız oldukça kullanışlı bir özellik. Dilerseniz, telefonda şüpheli bir etkinlik olup olmadığını kontrol edebilir, telefonunuzu kilitleyebilir, kendi numaranızı aramayı deneyebilir, telefondaki oturumunuzu kapatabilir ya da cihazınızı silebilirsiniz. Android’de de telefona telefonunuzu kaybettiğinizi belirten bir mesaj gönderebilir ve telefon numarası girerek kaybettiğiniz telefondan sizi arayabilmelerini sağlayabilirsiniz. Elbette bu telefonunuzu bulan kişinin iyi niyetine bağlı. Android’de de telefonun bir daha kullanılmamasını sağlayan çeşitli yöntemler mevcut. Google şifrenizi bilmeyen bir kişi telefonu fabrika ayarlarına döndürmek dahil bir daha açamıyor ve telefon çöp haline gelebiliyor, yedek parça niyetine kullanmak bu durumda da hariç elbette.

    Windows tabanlı telefonları bulma

    Windows Phone işletim sistemine sahip telefonlarda da bu özellik bulunuyor. Telefonunuzu bulmak için account.microsoft.com/devices adresine gitmeniz ve giriş yaptıktan sonra telefonumu bul özelliğine tıklamanız gerekiyor. Telefonunuzu harita üzerinde görebiliyor ve dilerseniz telefonunuzdaki verileri silebiliyorsunuz. Bu özelliği kullanabilmek için telefonumu bul özelliğini aktif etmiş olmanız gerekiyor.

    PlayStation’da büyük Black Friday indirimleri başlıyor!

    0

    Oyun severler için kaçırılmayacak fırsat!

    Media Markt’ta dev indirimlerle Sony PS4 oyunu satın almaya hazır mısınız? Sony, 24 Kasım Cuma günü başlayan Black Friday kampanyası ile dört gün sürecek büyük indirimleri hayata geçiriyor.

    24-27 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek Black Friday kampanyası kapsamında Sony PS4 oyunlarındaki yüzde 60’a varan indirimlere ek olarak, PS VR ve PS4’e yönelik özel kampanyalı paketlerden yararlanmak mümkün.

    Sanal gerçekliğe merhaba!

    24-27 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek indirimler kapsamında oyunseverler PlayStation VR sanal gerçeklik gözlüğü, PlayStation Camera ile PlayStation VR Worlds ve GT Sport oyunlarından oluşan 4’lü pakete 1.499 TL’ye sahip olabilecek. PS4’üyle sanal gerçeklik sistemine geçmeyi düşünen, bu zengin deneyime merhaba demek isteyenler için harika bir fırsat!

    Bu dört gün boyunca PS4 1TB konsol ve FIFA 18 paketi ise yalnızca 1.549 TL’ye sunulacak.

    Aynı zamanda oyunlarda yüzde 60’a varan indirimli fiyatların geçerli olacağı Black Friday süresince NBA 2K18 ve W2K18 oyunları 219 TL, GT Sport 129 TL, Uncharted 4: Bir Hırsızın Sonu ve Uncharted: Kayıp Miras oyunları ise 89 TL’ye oyuncularla buluşacak.

    MediaMarkt mağazalarında geçerli indirimler tavsiye edilen perakende satış fiyatını yansıtıyor.

    Mastercard araştırması: “Parkta yatarım ama cep telefonumdan ayrılmam”

    Ödeme teknolojileri şirketi Mastercard’ın Dijital Kullanım Araştırması raporu yayımlandı. Rapor Türklerin cep telefonu olmadan yaşayamadığını ortaya koydu…

    Öyle ki, Türk insanı, cep telefonundan ayrılmaktansa örümceklerle dolu bir kafeste kalmayı tercih ediyor. Her ne kadar anne-babalar çocuklarını “telefonu bir uzvu haline geldi” diye tenkit etse de cep telefonundan ayrılamayanlar sadece gençler değil.

    Mastercard’ın ERA Research & Consultancy ile birlikte 12 ilde gerçekleştirdiği Dijital Kullanım Araştırması, Türkiye’deki dijital kullanım alışkanlıklarını, ihtiyaçları ve gelecek eğilimlerini ortaya koydu.

    Araştırmanın en dikkat çeken noktası, cep telefonunun neredeyse içtiğimiz su kadar temel ihtiyaç haline gelmiş olması. Kazancı, eğitim düzeyi, sosyal statüsü ne olursa olsun araştırmaya katılan herkes cep telefonuna sahip. Hatta bu ihtiyaç öyle bir noktaya ulaşmış ki 4 kişiden 3’ü cep telefonundan ayrılamıyor.

    Cep telefonundan ayrı kalmaktansa eşinden ayrı kalmayı tercih edenler, parkta yatabileceğini söyleyenler, örümceklerle dolu bir kafeste yatmayı göze alanlar bile var. Hal böyle olunca internet kullanımı da buna paralellik gösteriyor. Zira cep telefonu, tablet ve bilgisayarlar aslında daha çok internet için kullanılıyor.

    Aramızdan üç kişiden biri, her gün vaktinin en az 6 saatini internette geçiriyor.

    Aslında araştırma sonuçları dijitalleşme açısından değerlendirildiğinde, mobil ürün ve hizmetler sunabilen yerli ve yabancı firmalar için Türkiye bir fırsatlar kapısı. Bu kapıyı aralamak için de tüketiciler kadar şirketlerin de bu dijital dönüşüme uyum sağlamaları gerekiyor.