Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 901

    Tıbbi cihazlardaki güvenlik risklerine dikkat!

    Sağlık hizmetleri, teknolojiyi en çok benimseyen ve uygulayan alanların başında geliyor. Bu yöndeki teknolojiler çarpıcı hızla gelişirken, dijital riskler de artıyor.

    Tıbbi cihazlar, hayat kurtarıyor. Ancak gelişen internet bağlantılı hayat, söz konusu cihazları siber saldırılara açık hale getirebiliyor. Peki bu cihazları saldırılara açık hale getiren unsurlar nelerdir? Siber güvenlik kuruluşu ESET, tıbbi cihazlarda güvenlik sorunu oluşturma potansiyeline sahip noktaları irdeledi.

    • Bluetooth

    Bluetooth, ne yazık ki ihlaller konusunda uzun bir geçmişe sahip. Güvenlik ihlali, bilgilerin yanlış oluşmasına sebebiyet verebilir.

    • Windows

    Birçok hastanede, entegrasyonu sağlayan üreticilerin güncellemeleri zamanında yapmamalarından ötürü, daha eski Windows sürümleri ile çalışan tıbbi ekipmanlar var.

    • Bulut

    Hastanelerdeki tıbbı pek çok cihaz, sağlık durumu güncellemelerini ve hastanın gerekli durumlarda ihtiyaç duyduğu yardımı alabilmesini sağlamak için bulut bağlanabilirliği yoluyla tıbbi klinisyenlerle iletişim kurar. Bu aşamada saldırganlar bilinen suistimal yöntemlerini kullanarak saldırıları hızlı bir biçimde gerçekleştirmek üzere harekete geçebilir.

    • Ethernet

    Tıbbi cihazların bir bölümü Ethernet yoluyla tıbbi TCP/IP ağlara bağlıdır. Ancak klinisyenlerin ve hastaların mevcut bağlantılarla, bir ağ kopyalama cihazını fark etmesi oldukça zordur. Böyle bir ağ kopyalama cihazına gömülü kablosuz bağlantılarla, siber saldırganlar veri trafiğine gizlice sızabilir ve verileri çalabilir.

    • Kablosuz klavyeler

    Tuş kaydediciler, çıkışa bağlı sahte USB cihazı gibi davranarak kablosuz klavyelerdeki tuş vuruşlarını yakalayıp giriş yapmalarıyla da bilinir. Bu sayede parola girerek giriş yapılıyormuş gibi hassas verileri elde ederler.

    Watch Dogs Legion İncelemesi

    0

    Duyurulduğu günden bu yana özellikle ‘’Play as Anyone’’ (Dilediğin Kişiyle Oyna) özelliğiyle sık sık gündeme gelen Watch Dogs Legion’ı sizler için inceledik.

    Ubisoft Toronto stüdyosu tarafından geliştirilen serinin üçüncü oyunu Legion, yakın gelecekteki Londra’da geçiyor. Oyunun hikayesine göreyse Zero Day adlı terörist grup Londra’daki çok sayıdaki bölgeyi bombalıyor. Londra’nın çeşitli yerlerinde yaşanan bu bombalama olayı ise oynayacağımız karakterinde üyesi olduğu DedSed hacker ekibinin üzerine yıkılıyor. Yaşanan bu patlamaların ardından İngiliz hükümeti ise kaosa sürüklenen Londra’yı yeniden düzene sokabilmesi adına özel bir güvenlik şirketi olan Albion ile anlaşıyor.

    DedSec ekibi ise tüm bu suçlamalardan sonra eskisi kadar etkinliğini koruyamıyor ve kabuğuna çekiliyor. Asıl oyun ise tam da bu noktada başlıyor. Bu kısımda üzerimize atılan iftiralardan kurtulmak için DedSec ekibine yeni üyeler kazandırmaya çalışıyoruz.

    Oyunun ana karakterinden bahsedemiyoruz. Çünkü Ubisoft’un da dediği gibi oyundaki baş karakter Londra’daki herkes. Oyunda yer alan NPC’leri ise yoldan geçerken yardım ederek DedSec ekibine dahil edebiliyoruz. Ancak, bu karakterleri ekibimize katabilmek için bazı görevleri yerine getirmemiz gerekiyor. Ancak, bazı NPC’ler için bu durumun geçerli olmadığını da belirtelim.

    Bu görevleri de yerine getirdikten sonra karakteri direnişimize dahil edebiliyor ve yönetebiliyoruz. Bu kısımdaysa Play As Anyone (Dilediğin Kişiyle Oyna) özelliği devreye giriyor. Gelin, bu özelliğin artılarından ve eksilerinden bahsedelim.

    Oyunda görebildiğiniz her karakteri kontrol ediliyorsunuz. Örneğin sokakta gördüğünüz yaşlı bir teyzeyi, bir inşaat işçisini, bir dövüş uzmanını aklınıza gelecek her türkü karakteri DedSec ekibine dahil edebiliyoruz.

    Bu mekaniğin aslında Watch Dogs’a oldukça uyum sağladığını söyleyebilirim. Çünkü, ilk oyundan beri halka karşı farkındalık yaratmaya ve halka direnme gücü sağlamaya çalışıyoruz. Son oyundaki bu mekaniğin ise Ubisoft için en doğru seçim olduğunu görmekteyiz.

    Tabi, en çok merak edilen soru ise bu mekanik istenileni veriyor mu? Üzülerek söylüyorum ki bu özellik tam olarak istenileni veremiyor. Ekibimize dahil edebileceğimiz her bir karakterin kendine has özellikleri bulunuyor. Fakat Ubisoft’un en büyük hatası ise bu kısımda başlıyor. Ne yazık ki Ubisoft karakterlerin çeşitliğini görevlere yansıtamıyor. Hangi karakteri seçerseniz seçin, görevde herhangi bir avantajınız bulunmuyor. Oyun nasıl ilerlemenizi istiyorsa öyle ilerliyorsunuz. Bu da elimdeki karakterin şu özelliği var bunu bu görevde kullanabilirim düşüncesini ortadan kaldırarak sıradan bir oyun haline geliyor. Eğer, Ubisoft görev dizaynı konusunda daha fazla emek sarf emek sarf edip, karakter çeşitliliğini de görevlere en iyi şekilde yansıtabilseydi belki şu an daha farklı konuları konuşuyor olacaktık.

    Her karakterin kendine has özelliği olduğunu hemen yukarıda belirtmiştik. Ancak, oyunda ilerleyip ekibimize yeni karakterler dahil ettikçe aslında karakterlerin yeteneklerinin benzer olduğunu görmekteyiz. Bu da oyunun belli bir süreden sonra tekrara düşmesine neden oluyor.

    Her ne kadar bu özellik oyuna bazı eleştiriler getirse de farklı bir hava kattığını da söyleyebiliriz. Bu özelliğin en büyük artısı ise oynanış özgürlüğü kısmında ortaya çıkıyor. Örneğin oyunda bir suikastçıyı yönetebiliyoruz. Bu karakterin ön plana çıkan en büyük özelliği ise yakın dövüş yetenekleri olarak karşımıza çıkıyor.

    Karakterlerden bahsetmişken oyunculara sunulan Yetenek Ağacı sistemine de değinelim. Bu kısımdaysa Ubisoft’un tekrara düşmemek adından Yetenek Ağacı’nda oldukça fazla çeşitliliği oyunculara sunduğunu görüyoruz.

    Aynı zamanda yetenek ağacında bir karakterin yeteneğini geliştirdiğiniz de, bu geliştirme tüm DedSec üyelerini etkiliyor. Böylelikle Ubisoft, her bir karakter için ayrı ayrı uğraşmamızın önüne geçiyor.

    Oyundaki ekipman çeşitliği de oyunun mekaniğinde olduğu gibi her karaktere hitap ediyor. Bu ekipmanları ise oynanış stilinize göre belirliyor ve kullanabiliyorsunuz. Bu ekipmanları ise oyundaki görevlerden ve açık dünyadaki yan görevlerden kazandığınız paralarla açabiliyorsunuz. Genel anlamda oyundaki ekipmanları değerlendirecek olursak, bu ekipmanların oldukça çeşitli ve yeterli olduğunu da gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

    Oyundaki görevler her ne kadar uzaktan bakıldığında oyunculara eğlenceli geliyor olsa da, oyunda belli bir saat geçirdikten sonra bu görevlerin temel olarak aynı olduğuna şahit olmaktayız. Bu konu da Ubisoft’un görev dizaynı konusunda biraz eksikliklerinin olduğunu söyleyebiliriz.

    Grafik bakımından son derece başarılı bir yapım olan Watch Dogs Legion, Londra’nın kapalı atmosferini oyunculara en iyi şekilde yansıtıyor. Genel olarak Legion’ın iyi bir oyun olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, yazımızda da bahsettiğimiz gibi Ubisoft görevlere, karakterlere ve oyundaki araç kullanım mekanikleri gibi unsurlara daha fazla özen gösterseydi, şu an bambaşka bir oyunu konuşacak olurduk.

    Ancak, bunun bir başlangıç olduğunu ve Ubisoft’un Legion ile beraber yarattığı Herkesi Kontrol Et konseptini serinin sonraki oyunların da daha farklı noktalara taşıyacağını tahmin etmekteyiz.

    Redmi Note 9 Pro 5G için test sonuçları geldi!

    0

    Xiaomi tarafının en sevilen serilerinden birisi olan Note serisine eklenen ve 26 Kasım 2020 tarihinde piyasaya sürülecek Redmi Note 9 Pro 5G modelinin performans testi merakla bekleniyordu. Nihayet Geekbench testi ortaya çıkan modelin dikkat çektiğini söylemek mümkün.

    Redmi Note 9 Pro 5G testte kendisini gösterdi

    Xiaomi Mi 10T Lite modelinin küresel olarak isimlendirilmiş hali olarak piyasaya sürüleceği söylenen Note 9 Pro 5G’nin 8 GB RAM ve Android 10 eşliğinde teste tabii tutulan bu modelin tek çekirdek testinden 645 puan aldığını görüyoruz. Kendisinin çok çekirdekli testten ise 1963 puan almayı başardığı aktarılıyor.

    Redmi Note 9 Pro 5G’nin ekran büyüklüğü 6.67 inç (IPS LCD) olacak. Full HD Plus ve 120 Hz ekran tazeleme oranı kullanıcılara sunulacak. Telefonun teknik özellikleri arasında ise Snapdragon 750G’de 2 adet 2.2 GHz hızında çalıştırılan ve yüksek performansa odaklanan Kryo 570 ve 6 adet 1.8 GHz hızında çalıştırılan Kryo 570 (güç tasarrufu – Cortex A55) bulunuyor.

    Redmi Note 9 Pro 5G

    Note 9 5G modelinin ön tarafında 16 Megapiksellik bir kamera yer alıyor ve arka tarafa geçtiğimizde ise 4 adet kamera yerini alacak. Telefonun 12 GB RAM ile 256 GB depolama alanı sunması ve bu noktada kullanıcıları memnun edeceği söyleniyor.

    Redmi Note 9 Pro 5G

    Telefonun ise yine batarya tarafında karşımıza 4.820 mAh çıkıyor. 33W’lık hızlı şarj teknolojisi destekleyecek olan modelin yan tarafında parmak izi okuyucusu da yerini alacak. Bu model ilk olarak sürpriz olmayacağı kadarıyla Çin’de satışa sunulacak ve daha sonra diğer ülkelerde piyasaya sürülecek.

    Araştırma: Uzaktan çalışma ortamında en önemli öncelik, gizlilik ve güvenlik

    Cisco’nun yaptığı iki ayrı global araştırmaya göre, tüketiciler ve çalışanlar; uzaktan çalışma teknolojilerine ve şirketlerin kişisel verileri koruma konusundaki güvenilirliklerine şüpheyle yaklaşıyor.

    CİSCO’nun yayımladığı iki yeni küresel araştırma, pandemi döneminde tüketicilerin veri paylaşımına ilişkin kaygılarında artış yaşandığını ortaya koyarken, uzaktan çalışmanın öncelikli hale geldiği günümüzde şirketlerin karşılaştığı güvenlik sorunlarına da ışık tutuyor. Raporlar aynı zamanda, verilere ve uygulamalara her yerden ve her türlü cihazdan erişim olanağı sunan güvenlik önlemleriyle daha esnek çalışma fırsatlarına vurgu yapıyor. Raporlara göre güvenlik ve gizliliğe yapılan yatırımlar, şirketleri ve tüketicileri, “yeni normal”e hazırlayacak.

    En büyük güvenlik sorunu, güvenli erişim

    Dünya genelinde işletmeler, pandemi nedeniyle öngörülmemiş bir ölçekte ve neredeyse bir gecede uzaktan çalışma sistemine geçti. Cisco’nun dünya genelinde 3.000 BT yöneticisi ile gerçekleştirdiği Güvenli Uzaktan Çalışmanın Geleceği raporundan elde edilen sonuçlara göre, dünya genelinde çoğu şirket, uzaktan iş gücünü desteklemeye, ancak belirli bir düzeyde hazır. Yine de çalışanların her yerden ve her türlü cihazdan güvenli bir biçimde çalışmasına olanak tanıyan teknolojilerin benimsenmesi hızlanırken, işletmeler sıradaki gelişmeler için esnek olmaya hazırlanıyor. Raporda öne çıkan bazı sonuçlar şöyle:

    • Şirketlerin %85’i, siber güvenliğin COVID-19 öncesine göre çok daha önemli olduğunu düşünüyor
    • Çalışanlarının uzaktan çalışmasını destekleyen şirketlerin çoğunluğunun (%62) karşılaştığı en büyük siber güvenlik sorunu, güvenli erişim
    • Her iki katılımcıdan biri, şirketin sağladığı dizüstü bilgisayarlar ve kişisel cihazlar dahil olmak üzere uç noktaların, uzaktan çalışma ortamında güvenlik anlamında önemli bir zorluk olduğunu düşünüyor
    • Katılımcıların %66’sı, COVID-19 salgınının siber güvenlik yatırımlarında artışa yol açacağını düşünüyor

    Google’dan güvenilir haber üretimi için 1 milyar dolar kaynak

    0

    Google 200 farklı haber yayıncısı ile birlikte ortaklık kuracağını ve hepsine toplamda 1 milyar dolarlık yatırımda bulunacağını açıkladı. Google’ın söz konusu desteği, yeni haber platformu News Showcase için geçerli olacak.

    Teknoloji şirketi Google’ın CEO’su Sundar Pichai, 200 farklı haber yayıncısı ile ortaklık kuracaklarını ve bunun için 1 milyar dolarlık yatırım yapılacağını açıkladı. Google’ın güvenilir ve uzun yıllardır sektörde olan haber kuruluşları ile iş birliği yapması yeni sistemdeki haberlerin daha nitelikli ve güvenilir şekilde sunulmasını destekleyebilir.

    Google ve Facebook, isteyen şahıs ya da şirket herkesin kendi yayınını yapmasına müsaade ediyor. Fakat platformların bu özgürlükleri haber endüstrisini niteliksiz hale getiriyor. Özellikle asılsız haberlerin çok büyük bir hızla büyük kitlelere yayılmasının sebebi olarak görülen bu platformlar, bilgi kirliliğini önlemek için çeşitli çalışmalarda bulunuyorlar. En güvenilir haberlere kolaylıkla ulaşılmasını amaçlayan şirketler uzun süredir çalışma yürütüyorlardı.

    Google’ın yeni haber platformu Google News Showcase henüz iki ülkede kullanımda…

    Google’ın haber esaslı yeni platformundan da söz etmekte yarar var… Google News Showcase adlıyla gelen platform ilk aşamada Almanya ve Brezilya’da kullanıma sunuldu. Yakın zamanda Arjantin, Avustralya, Kanada ve İngiltere’de devreye girmesi beklenen sistemin global anlamda ne zaman kullanıma açılacağı ise bilinmiyor.

    MediaMarkt Türkiye çocuklara sürdürülebilir bir dünyanın önemini oyunla anlatacak

    İş süreçlerini sürdürülebilir dünyaya katkı sunmak için dönüştürmeye devam eden MediaMarkt, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında ilan edilen 17 küresel amacı çocuklara eğlenceli bir şekilde anlatan “Dünyanın Geleceği” adlı oyunu Türkiye’de satan tek perakende zincir mağaza oldu.

    Pandemi döneminde herkes gibi çocukların da hem okul hem de sosyal hayatlarının ayrılmaz parçası tabletler, bilgisayarlar ve cep telefonları olurken; özellikle aile bireylerinin tamamının katılımıyla oynanabilen kutu oyunları da büyük ilgi gördü. Avrupa’nın 1 numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, çocukların her türlü teknolojik ihtiyacını karşılamasının yanı sıra; toplumun bilinçlenmesi adına büyük katkı sağlayacak ve toplumsal fayda yaratacak Dünyanın Geleceği oyununu mağazalarında satan tek zincir perakende markası oldu. SDG4 Kids tarafından, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında ilan edilen 17 küresel amaç ve alt hedeflerinden yola çıkarak hazırlanan oyunu tüm aile beraberce oynayabiliyor.

    Dünyanın Geleceği Oyunu; iklim değişikliği, sorumlu üretim ve tüketim, temiz enerji, nitelikli eğitim, açlıkla mücadele, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konularda farkındalık yaratıyor, eğlenirken öğrenmeyi hedefliyor.

    MediaMarkt Türkiye Satınalmadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Faruk Kocabaş “Sektöründe Avrupa’nın açık ara bir numaralı şirketi MediaMarkt olarak hizmet verdiğimiz toplumun ve faaliyette bulunduğumuz ülkenin geleceğine ve çevresel sürdürebilirliğe önem veriyor, bu kapsamda kurum içi ve kurum dışı çalışmalar yürütüyoruz. Biz her ne kadar yarınlar için çalışsak da yarının dünyasının sahipleri olacak, bugünün çocuklarının sürdürebilirlik konusunda bilinçlenmesi çok büyük öneme sahip ve Dünyanın Geleceği oyunu da bu alanda oldukça önemli bir yol gösterici. Bu nedenle MediaMarkt Türkiye olarak daha fazla çocuğun ve tabii ailelerinin de bilinçlenmesi adına kar amacı gözetmeden Dünyanın Geleceği oyununun satışını üstleniyor, böylece geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın daha erken yaşlardan bilgi sahibi olmasını hedefliyoruz” dedi.

    SDG4Kids Kurucu Ortağı Türkan Uçar, “SDG4 Kids olarak Türkiye’nin farklı bölgelerinden çeşitli özel okullar ve özel eğitim kurumlarına, konuya duyarlı yerel yönetimlere ve STK’lara, BM’nin Türkiye yapılanmalarına ulaştık, oyunumuz bu yapılarca farklı projelerde kullanıldı. Öte yandan, devlet okullarındaki yüzü aşkın gönüllü öğretmenimize, çocuklarımızı sürdürebilirlik alanında bilinçlendirmek amacıyla oluşturduğumuz geniş öğretmen ağımız aracılığıyla bedelsiz olarak “Dünyanın Geleceği” oyununu paylaştık. MediaMarkt Türkiye ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği ise bu hedeflerimize önemli katkı sağlıyor çünkü MediaMarkt’ın geniş satış ağı sayesinde çok farklı bölgelere ulaşım sağlayabilecek, böylece birçok çocuğu sürdürülebilirlik hakkında bilgilendirebileceğiz” dedi.

    Kademeli olarak okula dönüş sürecinin başladığı bu dönemde çocukların keyifli ve öğretici bir zaman geçirmelerini sağlayacak olan Dünyanın Geleceği oyunu, taşınabilir bir kutu oyunu olarak tasarlandı. Verdiği mesajlar ve amacı ile sürdürülebilir yarınlar konusunda her yaştan bireyin bilinçlenmesine ve hayal gücünün gelişimine büyük katkı sunuyor. İnternet bağlantısı ya da teknolojik cihaz desteği gerektirmeyen oyunun özellikle eğitimciler ve duyarlı ebeveynler tarafından da tercih edilmesi bekleniyor.

    Birleşmiş Milletler’in her yıl “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutladığı 20 Kasım tarihi yaklaşırken, dünyanın geleceği olacak bugünün çocuklarını Sürdürülebilir Kalkınma hedefleri hakkında bilgi sahibi yapmayı hedefleyen oyun, seçili MediaMarkt mağazalarından ve www.mediamarkt.com.tr adresi üzerinden satın alınabiliyor.

    Pandemi günlerinde internette iş fırsatları

    COVID-19, bütün dünya düzenini değiştirdi ve salgının etkisiyle işsizlik de gün geçtikçe artıyor. Birçok sektör pandemi ve kısıtlamalardan olumsuz etkilenirken, bazı sektörler ise en parlak günlerini yaşıyor. Peki pandemi sürecinde iş fırsatlarından nasıl faydalanabiliriz? Sizler için bu hafta internet üzerinden iş bulabileceğiniz freelancer platformlarını ve iş fırsatlarını araştırdım. 

    Şirketler maliyetlerini azaltabilir

    Bugünlerde pek çok işletme küresel salgını atlatmak ve finansal olarak hayatta kalabilmek için maliyetlerini düşürme yoluna gidiyor. Bu noktada freelancerler girişimciler ve kurumsal şirketlerin imdadına yetişiyor. Uygun bütçelerle özellikle tasarım, yazılım, reklam, yazı ve çeviri konularında hizmet almanız mümkün.  

    Bunun dışında firmasını dijitale taşımak ve e-ticaret hacmini artırmak isteyen iş verenler için de pek çok freelancer hizmet sunuyor. E-ticaret sitesi hazırlamaktan, dijital reklamcılığa kadar işletmenizi büyütmek için ihtiyacınız olan her şeyi sizinle paylaşacağım sitelerde bulabilirsiniz. Ben de bu sitelerden iletişime geçtiğim freelancerlarla iş yapıyorum. 

    Freelance iş fırsatlarını keşfedin 

    Dijital ekonomi, freelance çalışmanın önündeki engellerin çoğunu ortadan kaldırdı. Artık dilerseniz dijital göçebe olarak istediğiniz yerden çalışarak, işinizi yürütebiliyorsunuz. Bu nedenle yeni iş fırsatlarını takip edip, stratejik düşünerek bu dönemi faydalı bir şekilde değerlendirebilirsiniz. Eğer tasarım, yazılım ve reklamcılık konusunda eğitiminiz varsa rakiplerinize göre yarışa 1-0 önde başlayabilirsiniz. İnternet üzerinde pek çok platform, şu günlerde dijitalleşmek isteyen firmalara destek veriyor. İşletmesini internete taşımak isteyen şirketler ve lokal işletmeler kurumsal kimlik, tasarım, yazılım ve sosyal medya reklamcılığı gibi konularda hizmet alabilecekleri kişilere ulaşmaya çalışıyor.  

    R10 

    R10.net, teknik konularda destek alabileceğiniz bir platform. Özellikle yazılım, SEO ve sosyal medya konularında pek çok işletme ve freelancera forum üzerinden ulaşabilirsiniz. Google optimizasyon, adsense ve adwords konusunda da zengin bir içeriği sahip. Web masterlar için önemli bir kaynak görevini görüyor. Üyelik davetiye ile gerçekleşiyor ve üyelerin ticaret puanını görebiliyorsunuz. En önemlisi de daha önce hizmet alan kişilerin yorumlarını okuma imkanına sahip olmanız. Dijital dünyada sağlam bir yer edinmek istiyorsanız bu tür forumlara üye olmanızda fayda var. 

    Pirilancer 

    Pirilancer.com, freelancer iş yapan kişileri işverenlerle buluşturan bir platform. Sitede dijital marketing, grafik tasarım, reklamcılık, video, yazı&çeviri ve yazılım konusunda ihtiyaç duyabileceğiniz freelancerlara ulaşabiliyorsunuz. Yeni müşteri bulmak isteyen freelancer kullanıcılar da ücretsiz oluşturdukları profil sayfalarında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veriyor.  Ayrıca kullanıcıların daha önce gerçekleştirdiği projeleri ve yeteneklerini de profil sayfalarında görebiliyorsunuz. Sitenin Kurucusu Tahsin Çetinkaya ile yaptığım Zoom toplantısında pandeminin ilan edilmesiyle birlikte, işverenler tarafından freelance işlere taleplerin yoğunlaştığını öğrendim. İşverenler, uygun fiyatlara nitelikli hizmet almak için bu sitelere üye oluyorlar. Aynı zamanda freelance iş bulmak isteyenler de yeni müşterilere kolaylıkla ulaşabiliyorlar. Pirilancer’da en çok talep grafik tasarım, yazılım ve sosyal medya reklamları ile ilgili oluyor. Firmasını e-ticarete taşımak isteyen kobiler de bugünlerde oldukça artmış. 

    Bionluk 

    Bionluk; grafik tasarım, yazılım, çeviri, video ve animasyon gibi alanlarda hizmet veren freelancerlara ulaşabileceğiniz bir platform. Sitede pek çok işi ekonomik bütçelerden yaptırabileceğiniz freelancerlar mevcut. Yapılan işten memnun kalmadığınızda ise platform ücretsiz para iadesi gerçekleştiriyor. Çalışmak istediğiniz freelancerın sayfasındaki yorumlara bakarak kendisiyle iletişime geçebilir, dosya transferlerinizi mesajlaşma ekranı üzerinden iletebilirsiniz. 

    Canon ML-150 ile tanışın

    0

    Canon’un en yeni cihazlarından ML-105 EF; hafifliği, kompakt yapısı ve yüksek çekim kalitesiyle dikkat çekiyor.

    Görüntüleme teknolojiler, çokyönlü inovasyonlarla kullanıcıları cezbetmeye devam ederken, konunun uzmanları arasında yer alan Canon, düşük ışıkta dahi yüksek performans sağlayan yeni ML-105 EF kamerasını kullanıcıların beğenisine sundu. Emmy ödüllü ME20F-SH modelinden yola çıkılarak geliştirilen Canon ML-105 EF, kompakt ve sağlam yapısı ile ekstrem çekim ve iklim koşullarında bile rahatlıkla tercih edilebiliyor.

    Fotoğraf makineleri ile yakından tanınan Canon’un en yeni cihazlarından ML-105 EF; hafifliği, kompakt yapısı ve yüksek çekim kalitesiyle dikkat çekiyor. Ödüllü ME20F-SH modelinden yola çıkılarak tasarlanan ve geliştirilen ML-105 EF, karanlıkta 2,07 megapiksel çözünürlükle çekim yapabilme kapasitesine sahip. Düşük ışıkta yüksek çekim performansı sağlamasıyla, gözetleme kamerası olarak kullanımda öne çıkıyor.

    Zorlu koşullara limitlerine kadar dayanıklı gövde…

    Yeni ve iddialı ML-105 EF’nin dikkat çekmeyen kamera gövdesi; darbeye, toz ve su girişine karşı dayanıklı ve ekstrem iklim koşullarına karşı dirençli sağlam bir yapı ile üretiliyor. Mevcut sistemlere sorunsuz bir şekilde entegre olacak şekilde tasarlanan ve Canon’un dört model seçeneğinden biri olan ML-105 EF, SDI terminali ve Canon EF Yuvası da barındırıyor.

    Fotoğraf ve videografi dünyasına dair öne çıkan diğer haberler için buraya tıklayabilirsiniz…

    Yeni Adobe Photoshop, NVIDIA’nın nöral filtreleri ile geldi

     

    NVIDIA’nın nöral filtreleri ile gelen Yeni Photoshop, Adobe MAX etkinliğinde tanıtıldı…

    3D sanatçıları ve video editörleri, çalışmalarını geliştirmek ve ilhamlarını sanata dönüştürmek için uzun süredir gerçek zamanlı yapay zekâ (AI) özelliklerini kullandı. Şimdi bu avantajlar, GPU hızlandırmalı sinir filtrelerinin tanıtımıyla Adobe Photoshop kullanıcılarını da kapsıyor. NVIDIA’nın yeni nöral filtreleri, manuel olarak yapıldığında sanatçıların saatlerce çalışmasını gerektirirken, yapay zekâ sanatçıların bu değişiklikleri neredeyse anında yapmasına izin veriyor.

    Adobe yaratıcı uygulamalarıyla NVIDIA RTX GPU’lardan yararlanan bu yapay zekâ destekli araçlar, dünyanın dört bir yanından yaratıcıları bir araya getiren Adobe MAX etkinliğinde tanıtıldı.

    Photoshop’taki Akıllı Portre ile sanatçılar, yalnızca bir kaydırıcıyı sürükleyerek bakış yönü ve ışık açıları gibi yüz özelliklerinde düzenlemeler yaparak kolayca değişiklikler yapabiliyor. Bu tür karmaşık düzeltmeler ve ayarlamalar tipik olarak birden fazla manuel adım gerektiriyor. Ancak Akıllı Portre, saniyeler içinde nefes kesici sonuçlar elde etmek için NVIDIA Research tarafından geliştirilen ve çok sayıda portre görüntüsü üzerinde eğitilen derin bir sinir ağına dayanan yapay zekâ kullanıyor. Bu, sanatçılara fotoğraf çekimi bittikten çok sonra bile görüntülerinde daha fazla esneklik sağlıyor.

     

    Shopi, Geleceğin Perakendeciliğine Yön Verecek Yerli Girişim

    0

    Tüketici alışkanlıkları hızla değişiyor. Buna uyum sağlamak için de tüm markalar kaynaklarını önemli ölçüde teknolojiye ayırıyor. Teknolojiyi doğru kullanmak ve fark yaratmak içinse doğru fikir kritik bir role sahip. İşte bu amaçla MediaMarkt Türkiye, MediaMarkt Startup Challenge 20 adında bir girişim yarışması düzenledi. Türkiye’den başvuran Shopi birinci gelerek daha şimdiden birçok sektöre yeni bir soluk getirdi.

    shopi
    Shopi, yapay zekayı kullanarak verimliliği artıyor

    Shopi, Bulut Tabanlı bir Yapay Zeka

    39 farklı ülkeden gelen başvurular arasından seçilen Shopi, perakendeciler için bulut tabanlı mobil çözümler sunan bir yazılım hizmeti girişimi olarak faaliyet gösteriyor. Aslı Kubilay Shopi, bu çözümler ile perakendecilerin mağazalarda verimliliği ve müşteri deneyimini artırmasına yardımcı oluyor. SaaS diye tabir edilen hizmet odaklı yazılım mantığında geliştirilen Shopi, gelişmiş bir sipariş yönetim sistemine (OMS) sahip. Gerek mağaza gerek online alışveriş kanallarını destekleyen bu sistem mağazaya özel olarak çalışarak verimliliği üst seviyeye çıkarıyor.

    Müşteri Deneyimi Artıyor

    Bulut ve mobil platformları destekleyen Shopi, sunduğu kolaylıklar ve avantajlarla perakendecilerin daha kaliteli hizmet sunmasını sağlıyor. Buna paralel olarak da müşteri yolculuğu denilen süreç çok daha sorunsuz işliyor. Müşteri memnuniyetinin artmasını sağlayan Shopi doğal olarak markaya ve tedarikçiye olan güveni artıyor.

    customer
    Hem mağaza hem de online alışveriş deneyimi iyileşen tüketicinin markaya güveni artıyor

    Devler Ligi

    MediaMarkt Startup Challenge 20’nin kazananı olan Shopi, Almanya’nın Münih kentinde düzenlenecek Retailtech Hub Programı’na katılmanın yanı sıra; girişimciler için kurumsal ortaklıklar sunan hızlandırma programına dahil olma hakkı, Silikon Vadisi’nin en aktif yatırımcıları arasında olan ve devler ligi olarak nitelendirebileceğimiz Plug and Play’in girişimci ağına dahil olma fırsatı yakalayacak.

    Yenilikçi Çözümler

    MediaMarktSaturn Perakende Grubu Operasyondan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi ve MediaMarkt Türkiye İcra Kurulu Başkanı Yenal Gökyıldırım “MediaMarkt Startup Challenge, Türkiye’den başlayarak tüm perakende sektörünün geleceğine çözüm üretebilecek girişimcilere ev sahipliği yapıyor ve geleceğe yön veriyor olmamız bize gurur veriyor. Bu yıl 152 başvuru aldık, üstelik bu başvuruların 92 tanesi yurt dışından gerçekleşti. Bizi daha mutlu edense bu başvuruların arasında dünyada en fazla girişimcilik yapılan ve desteklenen ülkelerden olan ABD olması” dedi.