Epson, akıllı gözlükleriyle iş süreçlerinin uzaktan gerçekleştirilmesini sağlarken aynı zamanda ‘metaverse’ yani sanal evrenin teknolojik alt yapısına da zemin hazırlıyor. Şimdiden Epson’un akıllı gözlükleri müzelerde, ameliyatlarda, sinemalarda kullanılabiliyor…
Henüz hayatımıza çok yeni girmiş olan ve gelecekte mutlaka deneyimleyeceğimiz metaverse yani ‘sanal ya da kurgusal evren’ için şimdiden çalışmalar başladı. Burada gerçek hayatta yapabileceğimiz her aktivite, Artırılmış Gerçeklik (AR) ve Sanal Gerçeklik (VR) gözlükleriyle birleştirilerek geliştiriliyor.
Son 10 yılda, yapay zekâ tabanlı yazılımlar, giyilebilir teknolojiler ve ofisi eve taşıyacak mobil teknolojiler hızla gelişiyor. Global teknoloji lideri Epson da bu alanda en doğru çözümleri sunan şirketlerden biri olarak çalışıyor. Baskı makineleri, tarayıcılar, projeksiyon cihazları ve yazılımlarının yanı sıra robotik teknolojiler, yapay zekâ tabanlı giyilebilir cihazlarla çözümler sunuyor. Epson, AR teknoloji altyapısı ile VR gözlüklerini geliştirirken öncelikle kullanıcı dostu ve sürdürülebilir özellikte ürünler tasarlayıp geliştiriyor.
Epson, ilk Moverio akıllı gözlüklerinden on yıl sonra dördüncü nesil, binoküler, şeffaf Si-OLED teknoloji tabanlı artırılmış gerçeklik akıllı gözlüklerini çok yakın tarihte duyurdu. Epson’un Moverio BT-40 modeli, USB Type-C bağlantısıyla donatılmış olarak geliyor. Bu da akıllı telefonlar, tabletler ve dizüstü bilgisayarlar gibi çeşitli uyumlu cihazlara bağlanabilmesi anlamına geliyor. Kişisel kullanım için harici bir monitöre veya projeksiyona benzer şekilde ikincil veya genişletilmiş bir ekran olarak kullanılabiliyor. Yüksek çözünürlüklü ekran daha canlı renkler sunuyor. Moverio BT-40, gizliliğin ve konforun önemli olduğu kamuya açık alanlarda çalışan ofis dışı kullanıcılar için ideal olan, yalnızca kullanıcı tarafından görülebilen geniş ve yüksek çözünürlüklü bir ekran avantajına sahip.
Gelirler yüzde 11 artarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.
Apple, 2022 mali yılının 25 Aralık 2021 tarihinde sona eren birinci çeyreğine ait finansal sonuçları açıkladı. Şirket, geçtiğimiz yılın aynı döneminine kıyasla yüzde 11 artışla 123,9 milyar ABD doları gelir kaydederek tüm zamanların en yüksek gelir seviyesine ulaştığını ve üç aylık seyreltilmiş hisse başına gelirinin ise 2,10 ABD doları seviyesinde olduğunu duyurdu.
“Bu çeyrekte kırdığımız rekorlar bugüne kadarki en yenilikçi ürünlerimiz ve servislerimiz sayesinde mümkün oldu,” diyen Apple CEO’su Tim Cook, sözlerine şöyle devam etti: “Bağlantıda kalmanın her zamankinden de önemli olduğu bu dönemde dünyanın her yerindeki müşterilerimizin gösterdiği ilgiden memnunuz. Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Tedarik zincirimizi ve ürünlerimizi karbon nötr durumuna getirme hedefimize yönelik adımlar atıyoruz. Eğitim, ırksal eşitlik ve adalet alanlarında çalışmalarımızı ilerletiyoruz.”
“Müşterilerimizin çıkan yeni ürün ve servislerimize gösterdiği yoğun ilgi, gelirlerde ve kazançlarda çift haneli büyüme yakalamamızı sağladı. Ayrıca kurulu aktif aygıt sayımızı tüm zamanlar için rekor bir düzeye çıkarmamıza yardımcı oldu.” diyen Apple CFO’su Luca Maestri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rekor düzeydeki bu sonuçlar, çeyrek boyunca hissedarlarımıza yaklaşık 27 milyar ABD doları ödeme yapmamıza olanak verdi. Zaman içerisinde net nakit bakımından nötr olma hedefimizi de koruduk.”
Apple’ın yönetim kurulu, Şirketin adi hisse senedi başına 0,22 ABD doları nakit kâr payı sağlandığını açıkladı. 7 Şubat 2022 tarihinde iş günü kapanışında kayda girecek kâr payı, hissedarlara 10 Şubat 2022 tarihinde ödenecek.
Ürün ve çözümlerinde daima en yeni teknolojileri kullanan marka, yeni yılda sektöre hâkim olacak trendleri yayınladığı bir makaleyle değerlendirdi. Belgeye göre yapay zekâ (AI), yapay öğrenme, bulut bilişim ve 5G sektörün gelişiminde merkezî bir konumda olacak.
Dahua’nın öngörüsüne göre, yapay zekâdan faydalanan ürünlerin ve bulut çözümlerin sayısının artmasıyla birlikte pek çok farklı alanda ve sektörde yapay zekâ tabanlı cihazların kullanımı da artacak. Şirket 2022 ve sonrasında AI-tabanlı adlî arama, kurumsal istihbarat ve nesne tanıma gibi yapay zekâ analizine dayalı teknolojilerin güvenlik kameralarındaki kullanımının artacağını düşünüyor.
Bu bağlamda firmanın WizSense adı altında sunduğu insan ve araçları büyük bir doğrulukla tanıyabilen AI destekli ürün ve çözümleri, yıl içerisinde yapay zekâ teknolojileri alanında büyük güncellemeler alacak. Benzer şekilde markanın üst seviye AI çözümlerini barındıran WizMind ürün ailesi de geniş açılı kameralar, otopark yönetimi, termal kameralar gibi pek çok eklentiyle daha geniş bir portfolyoya kavuşacak.
Teknoloji alanında dünyanın önde gelen araştırma şirketlerinden Omdia’nın 2021 Video Surveillance & Analytics Database adlı raporuna göre, derin öğrenme becerisine sahip giriş seviyesi kayıt cihazlarına olan talep artacak. Dahua, yapay zekâ destekli ilk akıllı analog kamera ve kayıt cihazı olan Cooper-I XVR modelleriyle bu alanda büyük avantaja sahip. Benzer şekilde, Eureka serisi yapay zekâ destekli giriş seviyesi termal kamera ailesi de hem koruma alanı ihlali hem de erken yangın uyarısı gibi becerileriyle son kullanıcılar için ideal çözümler olarak öne çıkıyor.
Beats markası ülkemizde de olmak üzere özellikle devasa boyutlu kulak üstü kulaklıklarıyla ön plana çıkıyor. Bu yeni ürün Beats Studio Buds ise, ufak boyutlarına rağmen güçlü işitsel deneyimler sunabilmesi ve tasarım detayları ile kendisini farklılaştırıyor.
Beats Studio Buds, toplamda 58 gram ağırlıkta. Biraz daha detay vermek gerekirse, her bir kulaklığımız 5 gram ağırlıkta. Kutumuz da 48 gram ağırlıkta. Yani hem ufak boyutlarda hem de hafif bir ürünle karşı karşıyayız.
Beats Studio Buds’ı çakmak cebinizde dahi rahatlıkla taşıyabilir ve istediğiniz an kullanabilirsiniz. İster çalışırken, ister yürüyüş esnasında, ister spor yaparken, isterseniz de bir şeyler izliyor ya da oynuyorken. Ürün, farklı ortamlar ve ihtiyaçlar doğrultusunda özelleştirilmiş deneyimler sunabiliyor.
Ürünün kutusu, yanlardan yumuşatılmış, oval bir yapıda. Güçlü, ama kolaylıkla açılabilir kapağı ve kulaklıkları sağlam şekilde tutabilen kulaklık yatakları var. Ön kısımda, Beats logosunun altında bir led bildirim ışığı yer alırken, arka tarafta da Type-C bağlantı noktası mevcut. Böylece ürünü şarj edebiliyoruz.
Kulaklıklarımız da ufak boyutlarda ve kulakla bütünleşik bir yapı ortaya çıkararak sesin dışarı sızmasını olabildiğince engelliyor. Silikon başlıklar da rahat kullanım için önemli. Tabii kutudan çift olarak 3 farklı boyutta kulaklık başlığı çıktığını belirtelim. İyi bir deneyim için evvela kulağınıza uygun olan boyuttaki başlıkları seçmelisiniz.
iOS ve Android desteği
Beats Studio Buds, hem iOS hem de Android cihazlarla uyumlu . Bluetooth Class 1 sertifikasına sahip olan ürün, saniyeler içinde cihazla bağlantı kurabiliyor ve yaklaşık 30 metrelik mesafede de bağlantı kopmadan deneyim sunabiliyor. Pek çok kulaklığın 10 metrelik sınırda çalışabildiğini düşünürsek, bu ciddi bir avantaj.
Ürünü iOS cihazınızda kullanacaksanız, herhangi bir yazılım kurmanıza gerek kalmıyor. Çalışma modlarından dokunmatik panel düzenlemesine kadar pek çok şeyi gerçekleştirebilirsiniz. Android tarafında kapsamlı bir kullanım için ise, Beats uygulamasını indirmeniz gerekiyor.
Ses kalitesi
Beats Studio Buds, “özel akustik platform” olarak belirtilen ve bu sayede net sesler sunabilen bir sisteme sahip. Deneyimlerimiz itibarıyla, hem bass’lar hem de tiz’ler tarafında, kısacası dinlediğimiz şarkılarda sesleri birbirine karışmadan, net şekilde elde edebildik. Heavy Metal’den Türk Sanat Müziği’ne kadar pek çok farklı türde denemeler gerçekleştirdiğimizi de belirtelim.
Cihaz, bünyesinde ANC, yani “aktif gürültü engelleme” teknolojisine de sahip, ki bu cidden önemli bir özellik. Bu sayede, özellikle gürültülü ortamlarda olsanız bile dış sesleri neredeyse hiç duymuyor ve dinlemek istediğiniz detaylara odaklanabiliyorsunuz.
Ek olarak, siz bir şeyler dinlerken bir yandan da dış dünyada olanları takip etmek istiyorsanız, bu kez de “şeffaf” ses modunu aktifleştirebilirsiniz. Beats, size pek çok seçenek sunuyor ve hepsi de oldukça kullanışlı.
Ve tabii ki kaliteli mikrofon sisteminin de sayesinde anlaşılır aramalar gerçekleştirebiliyorsunuz. Dış mekân kullanımlarında, mikrofonlar, etraftaki gürültüyü olabildiğince engelliyor ve bu sayede daha anlaşılır, kesintisiz telefon görüşmeleri gerçekleştirebiliyorsunuz.
Pil performansı
Kulaklıklar, tek şarj ile %50 ses seviyesindeyken, ANC ve şeffaf mod da kapalıyken 8 saate kadar müzik dinleme imkânı sunabiliyor. Buna, taşıma ve şarj kutusundaki şarj kapasitesini de eklediğimizde toplamda yaklaşık 24 saatlik kullanım mümkün oluyor.
Eğer ANC ve şeffaf mod aktif ise ve daha yüksek ses seviyesindeyken müzik dinliyorsanız, kulaklıkları tek şarj ile 5 saate kadar müzik dinlemek için kullanabilirsiniz. Taşıma ve şarj kutusunun kapasitesini de eklediğimizde, bu kez toplamda 15 saatlik müzik dinlemek mümkün. Ayrıca, sadece 5 dakikalık hızlı şarj ile 1 saate kadar müzik dinleme şansınız da var.
Nathan Drake’in serüveni artık yeni platformunda devam ediyor. Uncharted 4 ve The Lost Legacy, PlayStation 5 üzerinde oyuncularla buluşuyor. Hikaye akışı ve görsel olarak tatmin edici çizgisi ile PlayStation 3 üzerinde 2007 yılında başlayan macera, PlayStation 5 üzerinde yeni nesil deneyim ile devam ediyor. PlayStation 4 üzerinde görsel anlamda oldukça iyi gözüken Uncharted 4 ve The Lost Legacy’nin remasted hali ile Uncharted: Legacy of Thieves Collection adı altında PlayStation 5 üzerinde konuğumuz oluyor. Yakın gelecekte PC tarafında da bu yapımı ağırlayacağız.
PlayStation 5’in hayatımıza kazandırdığı yüksek çözünürlük grafikler ve akıcı oyun deneyimi konsollar için oldukça belirleyici bir unsur. Uncharted: Legacy of Thieves Collection ile birlikte 1080P çözünürlükte 120 FPS olarak bu oyunu oynayabiliyorsunuz. Akıcılığı deneyimleyebilmeniz adına oldukça yeni bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Daha önce 30 FPS olarak gördüğünüz sahneleri 120 FPS olarak tekrar görmek konsolun gücü adına sizi şaşırtacaktır.
Aynı şekilde 4K ve Ray Tracing ile birlikte HDR destekli 30 FPS ya da 60 FPS ve dengeli bir görsel kalite ile yapımı görebilmeniz de olası. Burada dikkat etmemiz gereken nokta, Kalite ve Performans ölçeklerinin birbirinden uzak ve birbirinden farklı deneyimler sunduğudur. İki tarafı ayrı ayrı deneyebilir, dengeli bir deneyim istiyorsanız 2. Seçeneği uygulayabilirsiniz.
Oyunun akıcılığı ve görsel olarak PS5 tarafına uyarlanmış hali aynı zamanda performans olarak da karşımızda güzel bir deneyim olarak duruyor. Özellikle PC tarafına da yapım çıktığında kıyaslama yapacağımız 2 ana konuyu oluşturmaktalar. PS5’in yükleme süreleri ve hızlı arayüzü sayesinde Uncharted: Legacy of Thieves Collection deneyiminizde oyuncu tarafında maksimum oranda keyif aşamasına geçebiliyorsunuz. Beklemelerin ve yüklemelerin kısalması, kaybedilen zamanın keyif olarak geri gelmesini sağlıyor.
Oynanış açısından baktığımızda oyun kendi orijinalliğini koruyor. Herhangi yeni bir eklenme yok. En büyük artı ise PlayStation 5 tarafında DualSense ve onunla birlikte hayatımıza giren yeni teknolojiler. Hem titreşim hem de tetik olarak oyuncuya sağladığı farklı hissiyat çok başarılı.
Yeni bir platform için iyileştirilmiş yapımlarda seriyi bir daha denemek her zaman size güzel anıları daha kaliteli ve iyi yaşatmayı hedefler. Uncharted: Legacy of Thieves Collection size hem görsel hem de deneyim olarak güçlü bir anı olarak hafızayı tazeleme şansı sunuyor.
Logitech’in MX Keys adlı kablosuz klavyesi, özellikle kreatif işlerle uğraşan, içerik üreten ve kodlama yapanlara hitap eden efsane bir ürün. Bu klavyeden daha önce söz etmiştim. Şimdi ise bu serinin minimalist versiyonu MX Keys Mini geliştirildi ve Türkiye’de de raflarda yerini aldı. MX Keys serisinin en büyük avantajı, bilgisayar, tablet ve telefonda aynı klavyeyi kullanabiliyor olmanız. MX Keys, ofis ya da evden çalışanlar için ideal bir seçenekken; MX Keys Mini, gittiği yer yere MX Keys konforunu taşımak isteyenlere hitap ediyor. MX Keys Mini’nin ayrıca bir de Mac için MX Keys Mini adlı bir modeli daha bulunuyor.
Unifying alıcı yerine Bluetooth ile bağlanıyor
Ürünün kutu içeriğine baktığımızda, bir adet klavye, bir ucu USB-A, diğer ucu USB-C olan kablo ve kullanıcı belgeleri geldiğini görüyoruz. Kutudan MX Keys’te olduğu gibi Unifying alıcı çıkmıyor. Dolayısıyla MX Keys Mini’yi cihazlarınızla Bluetooth ile eşleştirmeniz gerekiyor. Dilerseniz Logi Bolt USB alıcı satın alarak bağlantı için kullanma şansınız da var. Logi Bolt, birden fazla USB alıcıyla uğraşmak zorunda kalmadan 6 adede kadar kablosuz fare ve klavyeyi bir bilgisayara yüksek güvenlikli olarak bağlama imkânı sunuyor.
MX Keys’ten daha küçük ve hafif
Logitech MX Keys Mini’nin 131,95 mm yükseklik, 295,99 mm genişlik ve 20,97 mm derinliğe sahip olduğunu görüyoruz. MX Keys Mini’nin ağırlığı 506,4 gram. Alışkın olduğumuz klavyelerden biraz ağır. Ancak bu ağırlık, klavyenin yere sağlam oturması ve kullanırken yerinden oynamaması gibi bir avantaj getiriyor.
Sayısal tuş takımı bulunmuyor
MX Keys Mini’nin, MX Keys’den görüntü olarak en dikkat çeken yönü, sayısal tuş takımı bulunmaması. Ayrıca “page up”, “page down” gibi tuşlar da mevcut değil. Bu işlevleri, FN + ok tuşlarını kullanarak gerçekleştirebiliyorsunuz. Ürünün tasarımına baktığımızda, Apple’ın klavyelerine benzer hatlara sahip olduğunu görüyoruz. Hem PC hem de Mac bilgisayarlar için kullanılabileceği öngörülerek, klavyeye her iki platforma özel tuş simgeleri yerleştirilmiş. Örneğin Windows için Start tuşu ile Mac için Option tuşu ve Kontrol ile Alt tuşunun klavyede simgesel olarak gösterildiğini görüyoruz.
Üç adet özel fonksiyon tuşu mevcut
Klavyede MX Keys’ten farklı olarak üç adet özel fonksiyon tuşu var. Bunlar; dikte, emoji ve mikrofon açma-kapama tuşu. Dikte tuşu örneğin Microsoft Office yazılımına sesli olarak metin yazdırmanızı sağlıyor. Emoji tuşu ise normalde Windows işletim sistemlerinde, Windows + “.” Kombinasyonuyla ekrana gelen emoji setine kolay erişim sağlıyor. Mikrofon açma-kapama tuşu ise özellikle video konferans ya da sesli görüşmelerde iletişim kazası yaşanmaması açısından büyük kolaylık.
Tuşlar oldukça sessiz ve konforlu
Klavyede ayrıca arka aydınlatma ayar tuşlarıyla, ses açma kapatma tuşları ve ekran alıntısı tuşu mevcut. MX Keys serisinde tuşların mat bir kaplamayla gelmesi de kullanım sırasında iyi bir hissiyat veriyor. Tuşlar oldukça sessiz ve kullanımı da yine aynı şekilde konforlu. Tek bir plaka ile bir arada tutulan tuşlar, firmanın verdiği bilgiye göre 10 milyon vuruş ömrüne sahip. Bu da tabii ki, çok iyi bir değer.
Beş adet plastik ayak üzerinde duruyor
Ürünün arka tarafında açma-kapama tuşu ile USB-C şarj girişi bulunuyor. Sağ üst köşede ise durum bildirim LED’i var. Alt tarafına baktığımızda ise klavyenin yere sağlam oturması ve kaymamasını sağlayan beş adet plastik ayak bulunduğunu görüyoruz. Klavyenin ince bir yapısı var. Sadece alt ön tarafta içerisinde bataryaların bulunduğu bölüm yükseltilmiş. Burası klavyenin ayağı vazifesi görüyor.
Geri dönüştürülmüş plastik kullanılmış
Bu yükseltilmiş bölüm, klavyenin kullanım sırasında belli bir eğimde sabit kalmasını sağlıyor. Klavyenin eğim seviyesini değiştirme imkânı mevcut değil. Ancak bu eğim seviyesi, klavyenin kullanımı için uygun seviyede ve ‘farklı bir eğim seviyesi olsaydı’ dedirtmiyor. Bu arada MX Keys Mini, plastik parçalarının bir kısmı geri dönüştürülmüş plastikten üretilmiş. Bu yönüyle de çevreci bir ürün olduğunu söylemek mümkün.
Akıllı aydınlatma teknolojisi avantaj
Logitech MX Keys Mini, akıllı aydınlatma teknolojisine sahip. Üründeki yakınlık sensörleri, ellerinizi klavyeye yaklaştırdığınızda klavyenin aydınlatmasının açıyor, uzaklaştırdığınızda kapatıyor. Bu özellik önemli oranda güç tasarrufu sağlıyor. Aydınlatma seviyesini istediğiniz seviyede ayarlama imkânına da sahipsiniz.
Üç farklı cihazda kullanım imkânı
Başlangıçta Logitech MX Keys Mini’nin en önemli özelliğinin çoklu cihaz desteği olduğunu söylemiştim. Klavyenizi üç adet cihazla eşleştirebilirsiniz. Üstelik bu üç cihazın aynı platformu kullanması gerekmiyor. Örneğin, Windows bilgisayar, iPad tablet ve Android telefonunuz gibi üç farklı işletim sistemi kullanan cihazlarınızı bile aynı klavyeyle kullanabilirsiniz. Klavyenizin sol üst tarafındaki Easy-Switch düğmelerine basarak bu cihazlar arasında hemen geçiş yapabilirsiniz.
Logitech Options ile özelleştirin
Windows ve Mac işletim sistemleri için Logitech Options yazılımını, üretici firmanın sitesinden indirerek, klavyenizi dilediğiniz gibi özelleştirebilirsiniz. Logitech Options yazılımı içerisinden, klavyenizin FN tuşlarına kendi çalışma düzeninize göre istediğiniz fonksiyonlar ya da kısayollar atayabilirsiniz. Kullandığınız programlara göre farklı fonksiyon ve kısayollar atama imkânı var.
Logitech Flow ile dosya transferi
Logitech Options, bilgisayarınızda fonksiyon ya da kısayol atayabileceğiniz yazılımların listesini gösteriyor. Ayrıca yazılım içerisinden, klavyenizin batarya seviyesini görebilir, arka aydınlatmayı ya da güç tasarrufu modunu açıp kapatabilirsiniz. Bu arada Logitech Options yazılımı içerisinde MX serisi tüm cihazlarınızı yönetebileceğinizi ve Logitech Flow teknolojisiyle farklı cihazlar arasında dosya aktarımı yapabileceğinizi de hatırlatmalıyım.
Hemen her platformu destekliyor
MX Keys Mini, Windows, Mac, macOS, Linux, Chrome OS, iOS ve Android işletim sistemleriyle sorunsuz çalışıyor. Logitech MX Keys Mini’yi cihazlarınızla Bluetooth düşük enerji teknolojisiyle kullanabilirsiniz. Bu marifetli klavyenin, cihazlarınızda arasındaki kablosuz kullanım mesafesi ise 10 metre.
Tek şarjla 5 aya kadar pil ömrü
MX Keys Mini, aydınlatmalı bir klavye olduğu için, enerji tüketimi biraz yüksek. Tek şarjla 10 güne kadar kullanım ömrü sunuyor. Aydınlatmayı kapalı tutarak tek şarjla 5 aya kadar kullanmanız mümkün. Dilerseniz Logitech Options yazılımı içerisinden enerji tasarrufu modunu da aktif hale getirebilirsiniz. Bu arada klavyenin, kutusundan çıkan USB-C kabloyla şarj edildiğini de hatırlatmadan geçmeyelim.
Üç farklı renk seçeneğiyle vitrine çıktı
Türkiye’de açık gri, pembe ve grafit rengi mevcut olan Logitech MX Keys Mini’nin eğer profesyonel olarak içerik üretme ya da kodlama gibi işlerle uğraşıyorsanız, konforunuzu artıracak bir ürün olduğunu söyleyebilirim. Sonuç olarak; eğer çalışma ortamınızda konforunuzu ve veriminizi artıracak ve kolayca her yere götürebileceğiniz bir kablosuz klavye satın almayı düşünüyorsanız, Logitech MX Keys Mini, tartışmasız en iyi alternatif.
Logitech MX Keys Mini incelemesini aşağıdan izleyebilirsiniz:
Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz
MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan daha fazla çevre birimleri ve klavye seçenekleri için buradan bilgi alabilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.
Xiaomi, kendi kullanıcı arayüzü olan MIUI ile cihazlarına çok sayıda özellik sunuyor. MIUI’ın pek çok özelliği kullanıcılar tarafından yaygın bir şekilde kullanılsa da ne yazık ki bir kısmı da oldukça az sayıda kişi tarafından biliniyor. Xiaomi, Redmi ve POCO cihazlarınızda fark etmemiş olabileceğiniz, gözden kaçan o özellikleri sizler için bir araya getirdik. Telefonunuzu daha işlevsel bir şekilde kullanmak için listemizden yararlanabilirsiniz!
Gözünüzden kaçırmış olabileceğiniz gizli MIUI özellikleri
Bildirim çubuğundan cihazınızı optimize edin
Neredeyse tüm Xiaomi, Redmi yada POCO cihazlarda kendiliğinden yüklü bir Güvenlik uygulaması bulunuyor. Bu uygulamaya girdiğiniz zaman, telefonunuzun performansını optimize etmenize yarayan, aynı zamanda depolama alanındaki gereksiz verileri boşaltmanıza izin veren bir seçenek bulunuyor. Muhtemelen pek çok kullanıcı, bu özelliğin farkındadır. Ancak tüm bu işlemleri, uygulamaya girmeye gerek kalmadan, tek bir dokunuşla da yapabilirsiniz.
Güvenlik uygulamasının sağ üst köşesinde yer alan Ayarlar seçeneğine tıklayarak, bu özelliği bildirim çubuğunda göstermenize izin verecek bir gizli seçenek yer alıyor. Böylelikle herhangi bir zahmete gerek kalmadan, tek hareketle bildirim tepsisini açarak cihazınızı hızlıca optimize edebilirsiniz.
Ses düzeyinin otomatik olarak azalmasını önleyin
Normal şartlarda telefonunuzdan bir video izlerken ya da müzik dinlerken bildirim aldığınızda; tükettiğiniz içeriğin sesi otomatik olarak kısılır. Özellikle de gün içerisinde çok fazla bildirim alan biriyseniz, bu oldukça can sıkıcı bir durum haline gelecektir. Fakat bu MIUI özelliği sayesinde çoklu ses kaynaklarını kontrol altına alabilirsiniz. Ayarlar sayfasından Ses ve titreşim bölümüne giderek, video izlediğiniz esnada gelen bildirimlerin sesini kontrol altına alabilirsiniz.
Zamanlanabilir ‘rahatsız etmeyin’ modu
MIUI arayüzünde standart kullanımın yanı sıra titreşim ve sessize alma modları bulunuyor. Fakat diğer arayüzlerden farklı olarak Xiaomi, rahatsız etmeyin isimli bir moda sahip. Bu modun özelliği, gelen tüm aramaları, mesajları ve diğer bildirimleri otomatik olarak susturması… Dikkatinizi dağıtacak tüm fonksiyonları pratik bir şekilde engellemesiyle dikkat çekiyor.
Başta öğrenciler olmak üzere pek çok kullanıcının zaman zaman danıştığı bu mod, küçük bir gizli özelliğe sahip. Birçok kullanıcı, rahatsız etmeyin modunu etkinleştirdiğini unuttuğu için, şirket bir programlama özelliği geliştirdi. Modu aktif ederken, ne zaman kendi kendine kapanmasını istediğinizi de otomatik bir şekilde ayarlamanız mümkün.
İstediğiniz uygulamanın internet erişimini kısıtlayın
Biz farkında olmasak da pek çok mobil uygulama, gizli gizli internetimizi tüketiyor. Belki de ay sonu fark ettiğiniz yüksek veri tüketim miktarının başlıca sebebi bu olabilir. Bunun önüne geçmek için Xiaomi telefonlarda, istediğiniz bir uygulamanın internet erişimini kısıtlamanıza izin veren bir özellik bulunuyor. Ayarlar sayfasında yer alan bu fonksiyon sayesinde, dilediğiniz uygulamayı yalnızca Wi-Fi ile kullanabilme şansına sahip olabiliyorsunuz. Böylelikle veri tüketiminden ciddi bir tasarruf edebilirsiniz.
Telefonunuzu ters çevirerek aramaları sessize alın
Xiaomi telefonlardaki en ilgi çeken gizli cevherlerden bir tanesi de cihazınızı ters çevirerek sessize alma fonksiyonudur. Masanın üzerinde duran telefonunuza bir çağrı geldiği zaman, yalnızca cihazı ters çevirmek suretiyle aramayı sessize alıp gürültü çıkmasını engelleyebilirsiniz. Bunun yanı sıra bildirim ışığının yanmasını engeller ve titreşimi de durdurabilirsiniz. Bunu yapmak için telefonunuzun Ayarlar sayfasına girip, Gelen aramalar seçeneğine tıklayıp, Aramayı susturmak için çevir yazısını işaretlemeniz yeterli olacak.
Geçen yılın en çok merak edilen markalarından biri olan Xiaomi’nin 2022 yılında hangi cihazları tanıtacağına yönelik bir liste sızdırıldı. Bu listeye göre Çin merkezli teknoloji şirketinin Redmi Note 12 serisi, yeni katlanabilir ekranlı telefonlar ve çok daha fazlasına sahip cihazlar üzerinde çalıştığı ortaya çıktı. Xiaomi’nin 2022 yılında tanıtacağı telefonlar için olasıliste:
Xiaomi’nin 2022 yılında tanıtacağı telefonlar arasında dikkat çeken modeller var
Xiaomi resmi olarak dünyanın en büyük ikinci telefon üreticisi olduğu tescillenmişti. Samsung ardından gelen Xiaomi’nin bu referansı Redmi ve POCO markaları sayesinde ulaştığını söylemek ise yanlış olmaz. Bunlar göz önüne alındığında, önemli sızıntılar yapan Digital Chat Station’ın(DCS) yayımladığı liste kayda değer. Xiaomi’nin 2022’de piyasaya sürmeyi planladığı telefonların kod adlarını paylaşan DCS, 12 adet cihazı işaret ediyor.
Yukarıdan aşağıya sıralandığında; Munch, Rubens, Matisse, Fog, Thor, Loki, Light, Thunder, Zizhan, Zijin, Taoyao ve Opal gibi isimler bizleri karşılıyor. Peki bu kod adları hangi telefonlara karşılık geliyor?
Öncelikle ortaya çıkan listede ilk sırada yer alanların şubat ayında tanıtılması bekleniyor. Redmi K50 serisine ait olduğu düşünülen bu kod adlarından bazıları yakında karşımıza çıkabilir. Redmi K50, K50 Pro, K50 Pro Plus ve K50 Gaming sürümleri bu kodlara gizlenen modellerden yalnızca birkaçı.
Kaynağın belirttiğine göre Redmi K50 modellerinin amiral gemisi olanlarında Snapdragon 8 serisi yer alacak. Thor ve Loki olarak adlandırılan cihazların, Xiaomi’nin gelişmiş kameralara odaklanarak premium modelleri olacağı aktarılıyor. Hatta bu cihazlardan birinde 200 Megapiksellik bir kamera sensörü yer alabilir.
Xiaomi’nin katlanabilir tarafta da yaptığı çalışmalar biliniyor. Light ve Thunder olarak adlandırılan cihazlar ise katlanabilir ekranlı cihazlar olacak. Xiaomi Mi MIX Flip ve Xiaomi Fold 2 olması planlanan bu cihazların adı bile şu an için kesin değil. Bir diğer yandan son üçte sıralanan cihazların 2022 yılının ikinci yarısında piyasaya çıkması planlanan Redmi Note 12 serisine ait olduğu aktarıldı.
Drone uçururken bazı zorlu koşullarla karşılaşabilirsiniz. Uçuş performansını etkileyen bu durumlardan biri de soğuk havalardır. Özellikle kış aylarında yağmur, sis ve karla karşılaşmanız olasıdır.
Soğuk havalarda uçuş zor olabilir. Ancak alacağınız önlemlerle başınıza gelebilecek sorunları en aza indirebilirsiniz. Peki, bu şartlarda güvenli ve yüksek performanslı bir uçuş gerçekleştirmeniz için bilmeniz gerekenler neler?
Soğuk havalarda batarya çok daha önemli
Soğuk havalarda drone uçururken karşılaşılan en büyük sorunlardan biri batarya durumudur. Soğuk hava, Lityum Polimer (LiPo) pillerdeki kimyasal aktivite miktarının düşmesine neden olur. Drone, bu durumda gerekli uyarıyı veremeden aşağı düşebilir. Bu sebeple, drone uçurmadan önce pil sağlığınızı kontrol etmekte fayda bulunuyor.
Öncelikle soğuk havalarda batarya sorunlarını azaltmanın en iyi yollarından biri, bataryasını kendi kendine ısıtan drone kullanmaktır. Bu droneları kullanmak, bataryanın oda sıcaklığına gelmesini bekleme ihtiyacını ortadan kaldırır.
Daha sonra bataryanızı 0ºC’de veya altında şarj etmeye çalışmamalısınız. Bunu yapmak, geri dönüşü olmayan hasara neden olabilir. Bu nedenle bataryanızı şarj etmeden önce oda sıcaklığına ulaşmasını bekleyin.
Uçuşa başlamadan önce ise bataryanızın tam dolu olmasına dikkat edin. Yaklaşık bir dakika kadar drone sürüşü yaparak bataryanızı ısıtın. Batarya soğuk havalarda daha hızlı boşalır. Bu nedenle uçuş esnasında sürekli pil durumunuzu kontrol edin.
Tüm dronelar soğuk havalarda uçamaz
Bütün dronelar kış uçuşu için uygun değildir. Bu durum soğuk havalarda cihazın uçuşunu engellemese bile kaza riskini artırır. Kullanıcağız drone, soğuk havaları ve yüksek nem oranını kaldırabilmelidir. Öte yandan her koşulda güvenli kış uçuşunun gerçekleşmesi için birden fazla yedekli sisteme sahip olmalıdır. Birçok drone ise yağışa ve neme karşı dirençli değildir. Uçuş esnasında yağmur veya kar olursa, mümkün olduğunca çabuk inin, ardından pervaneleri ve gövdeyi kurutun.,
Drone’nuzu uçurmadan önce hava koşullarını takip edin. Şiddetli rüzgar, yağmur ve kardan kaçının. Bununla birlikte tüm helikopterlerin ve uçakların baş düşmanı olan buz, droneları da tehlikeye atar. Pervane kanatlarında biriken buz, droneların aerodinamiğini bozar.
Dronelar karlı iniş yaparken yere yaklaştıkça pervaneleri zarar görebilir. Bu nedenle kalkış ve iniş için bir pist kullanmanızı öneriyoruz.
Kendinizi unutmayın!
Soğuk havalar, dokunma hassasiyetini azaltarak el becerisini bozabilir ve izleme performansını düşürebilir. Güvenli bir uçuş yapmak için daima eldiven giyin ve sıkı giyinin. Soğuk ellerle drone uçurmak tehlikeli olabilir ve kontrol kaybına neden olabilir. Sıcaklıktaki hafif bir düşme bile sizin uykunuzu getirebilir.