Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 578

    Kişisel bakım rutininizin ayrılmaz parçası olacak teknolojik cihazlar

    Evde geçirdiğimiz vakit artmasına rağmen kişisel bakım rutinlerimizden vazgeçmedik! Haliyle kişisel bakım rutinine ‘teknolojik cihazları’ eklemek isteyenler için özel bir liste hazırladık. Bu listede kadınlar da erkekler de kendisine özel hazırlanan öneriler bulacak. En iyi elektronik diş fırçalarından, evde lazer epilasyon aletine kadar pek çok cihaz bu listede yer alıyor!

    Yüz temizleme cihazları

    Kadınlar erkeklere göre daha fazla kişisel bakım cihazı kullanıyor. Özellikle Foreo’nun çıkartmış olduğu LUNA serisi cihazlar farklı cilt tiplerine sahip kullanıcıların yüzlerini özel titreşimlerle temizlemesine olanak sağlıyor. Maske terapisi yapmaya olanak tanıyan Foreo Mini modeli kadınların vazgeçilmez cihazları arasında yer alıyor. Foreo’ya alternatif olarak Xiaomi’nin de benzer şekilde hem masaj yapabilen hem de temizleme jeliyle kullanılabilen cihazları bulunuyor. Kompakt boylarda olan bu cihazlar, seyahatlerde kolaylıkla taşınabiliyor ve uzun süre şarj etmeden kullanılabiliyor. 

    Lazer epilasyon aletleri

    Kişisel bakım ürünleri denildiğinde akla gelen markalardan olan Philips’in ise Lumea olarak adlandırılan portatif lazer epilasyon aleti farklı tüy ve cilt tiplerine uyum sağlayan bir yapıya sahip. Uzun süren ve acılı bir yöntem olan geleneksel epilasyon aletlerine göre daha acısız ve kalıcı bir çözüm sunan Lumea, üç uygulamadan sonra aylarca süren bir pürüzsüzlük sunuyor. Hassas bölgelerde nazik ve etkili bir sonuç sunan cihaz, kablolu ve kablosuz kullanım opsiyonuyla kullanıcıların karşısına çıkıyor. 

    Elektrikli diş fırçaları

    Şarjlı ve elektrikli diş fırçalarının sunduğu pratiklikten vazgeçmek istemeyenler için geliştirilen Oral B iO7, oldukça şık bir tasarımla ve dişleri tedavi edecek yapıda geliyor. Akıllı yapısıyla dikkat çeken diş fırçası, Wi-Fi aracılığıyla kullanıcılara nasıl daha iyi bir diş fırçalama yapabilecekleri konusunda gerçek zamanlı tavsiyeler veren bir uygulamaya bağlanıyor.

    iO7 elektrikli diş fırçası ayrıca çok fazla basınç uygulandığında yanarak ve ağzınızın belirli bir bölümünü fırçalamayı tamamladığınızı size bildirir. Uygulama açıkken dişlerinizi fırçalamasanız dahi hareketleriniz görünecek ve size ağız bakımı alışkanlıklarınızın ayrıntılı bir geçmişini sunacak. Bu sebeple hem akıllı hem de şarjlı bir diş fırçası istiyorsanız tercihinizi bu cihazdan yana kullanabilirsiniz. 

    Bir başka alternatif ise Oral-B Vitality 100 Cross Action olabilir. Zira piyasadaki en uygun fiyatlı şarjlı diş fırçaları arasında yer alıyor. Fırçalama zamanlayıcısı ve kavrama kolunun yapısıyla avantajlı olan bu cihaz, pil ömrü tarafında beklentisi olan kullanıcılara hitap etmiyor. 

    Saç ve sakal şekillendirme cihazları

    Kişisel bakım ürünleri denildiğinde bir diğer yandan akla gelen isimlerden biri olan Dyson, özellikle ‘ısı hasarı vermeden saç şekillendirme’ özelliğindeki ürünleriyle bir adım öne çıkıyor. Farklı başlıkları bulunan ve istendiğinde düzleştirme istendiğinde ise dalgalı saçlar elde etmeye olanak tanıyan Airwrap, saçlara ısı vermeden doğal bir şekillendirme yapmayı sağlıyor.

    Remington imzalı bakım seti, hem saç hem de sakal için farklı şekillendirme başlıklarına sahip yapıda kullanıcının karşısına. çıkıyor. Güçlü bir yapısı bulunan bu cihaz set şeklinde kullanıcıyla buluşuyor ve şık bir tasarıma sahip. 90 dakikalık kablosuz bir deneyim ile karşımıza çıkan bu cihazda 2 aşamalı LED göstergeye sahip.

    Portatif masaj aletleri

    Medisana’nın portatif bir masaj aleti olan cihaz, kullanıcının kan dolaşımının hızlanmasını sağlar. Farklı kademelerde titreşim sunan ve aynı zamanda darbeli masaj sistemiyle kasların gevşemesine olana sağlıyor. Masaj başlığında bulunan açılıp kapatılabilir kızılötesi ışık sayesinde infrared terapi de sunulmuş oluyor.

    Elektronik atıkları azaltmanın 10 yolu

    Teknoloji son yıllarda o kadar hızlı ilerledi ki akıllı telefonların, dizüstü bilgisayarların ve diğer dijital ekipmanların olmadığı bir dünyayı hayal etmek zor. Ancak teknolojinin hayatımızdaki yeri arttıkça neden olduğu atık miktarı da aynı hızda arttı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hazırlanan “Çocuklar ve e-atık” başlıklı rapora göre, 2019 yılında dünya çapında 53,6 milyon ton e-atık üretildi. Örneğin Çin’de dağlar kadar e-atık var. Bazıları geri dönüştürülmek için orada, ancak çoğu Afrika’daki veya Asya’nın diğer bölgelerindeki e-atık depolama alanlarına gönderilmeyi bekliyor.
    Modern dünyada plastik, cam ve metallerin yeniden kullanılması norm haline gelirken, elektronik eşyaların geri dönüştürülmesine çok daha az önem veriliyor. E-atıklar düzgün bir şekilde geri dönüştürülmediğinde bu, hava, toprak ve suyun kirlenmesine yol açar ve sonunda insanları ve vahşi yaşamı etkileyebilir. Dünyadaki e-atıkların %80’i bu durumda iken, yalnızca %20’si yıllık olarak geri dönüştürülüyor. Günümüzde hızla değişen teknoloji, harcanabilir gelirin artması ve elektronik ürünlerin bulunabilirliği nedeniyle, e-atıkların büyük bir endişe haline gelmesi şaşırtıcı değil.

    E-Atıklarınızı nasıl azaltabilirsiniz?
    Araştırmalar, her yıl 20 ila 50 milyon metrik ton e-atık atıldığına dikkat çekiyor. Ne yazık ki, bunun sadece yaklaşık %12,5’i geri dönüştürülüyor. Daha da talihsiz olanı, bu e-atıkların büyük kısmının yeniden kullanılabilir olması veya mükemmel seviyede çalışır durumda olması. Cep telefonları, dizüstü bilgisayarlar, TV’ler, tabletler ve piller gibi birçok cihaz çöplüklere gidiyor ve hava ve su kirliliğine katkıda bulunuyor.
    Elektronik atıkları azaltmak, çevremizi güvende tutmanın en iyi yollarından biridir. İyi haber şu ki, e-atıklarınızı azaltmak için yapabileceğimiz birçok şey var.
    1-Çalışan elektroniklerinizi satın
    E-atıkları verimli bir şekilde yönetmenin basit bir yolu, çalışan elektronik cihazlarınızı satmaktır. Gittigidiyor, Letgo, Sahibinden.com gibi birçok ikinci el sitesi üzerinden bunu yapabilirsiniz. Son dönemde enflasyon ve kurdaki yükselişin etkileri ile elektronik cihazların fiyatlarında yaşanan artış tüketicileri mecburen de olsa ikinci ele yönlendiriyor. Bu durum en azından çevre için iyi haber.
    2-Daha az tüketin
    E-atık yönetimindeki 3 altın kural olan Azalt, Yeniden Kullan, Geri Dönüştür içerisinde “azalt” belki de en önemlisidir. Şık bir TV, en yeni cep telefonu veya yepyeni bir dizüstü bilgisayar satın almak çok kolaydır. Ancak çoğu insan, bu cihazlara gerçekten ihtiyaç duyup duymadıklarını düşünmüyor. Bir şey satın almadan önce kendinize gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını sorun. Eski cihazınız iyi durumda olmasına rağmen yeni bir cihaz satın alıyorsanız, neden sadece yazılımı güncellemiyorsunuz? Ya da yenisini almak yerine eski dizüstü bilgisayarınızı onarabilirsiniz. Mantıklı bir tüketici olmak, e-atıklarınızı yönetirken doğru adımlar atmanızı sağlayacak.
    3-Hasarlı elektronik cihazları geri dönüştürün
    Satamayacağınız veya takas edemeyeceğiniz kırık elektronik cihazlarınız varsa, hasarlı elektroniklerinizi en yakın geri dönüşüm merkezine göndererek yine de dünyaya bir iyilik yapabilirsiniz. Birçok uzman, e-atıkları azaltmanın en iyi yolunun eski cihazları insanların çekmecelerinden ve garajlarından çıkarıp belirlenmiş geri dönüşüm merkezlerine götürmek olduğuna inandığından, e-atıklarınızı geri dönüştürmek önemlidir.
    4-Bozuk cihazlarınızı onarmayı deneyin
    Bazen bozuk bir elektronik yerine tamamen yeni bir cihaz almak cazip gelebilir, ancak bunu yapmak e-atıkınızı artırır. Elektronik atıklarınızı azaltmanın bir başka şık yolu da bozuk cihazlarınızı gerçekten onarmaktır.
    Bunlar, kırık ekranları değiştirmekten bazen cihazınızın görünümünü yenilemek için yeni kapaklar satın almaya kadar değişebilir. Bozuk elektronikleri onarmak, onları daha uzun süre kullanmanızı sağlar ve eskisinin terk edilmesine yol açabilecek başka bir cihaz alma ihtiyacını ortadan kaldırır.
    5-Eski cep telefonunuzu müzik veya GPS için kullanın
    Çoğu insan her yıl telefon değiştiriyor. Çalışma masanızın çekmecesinde unutmak veya daha kötüsü çöpe atmak yerine, başka bir amaç için kullanmayı düşünün. Eski telefonlarınızı GPS cihazı veya müzik çalar olarak kullanabilirsiniz. Eski telefonlar evrensel uzaktan kumandalara dönüştürülebilir veya güvenlik kameralarını izlemek için kullanılabilir.
    6-Elektronik cihazlarınızı düzenleyin
    Çekmecelerde ve dolaplarda sakladığımız elektroniklerin sayısı göz önüne alındığında, evimizde hangi eşyaların olduğunu unutmamıza şaşmamalı. Yeni cihazlar satın almak yerine, gerçekten değiştirmeniz gerekip gerekmediğini görmek için mevcut cihazlarınızı düzenleyin. Örneğin, bir şarj cihazına ihtiyacınız olabilir, ancak tüm elektronik cihazlarınızı düzenledikten sonra, zaten kullanılmamış bir hafıza çubuğuna sahip olduğunuzu keşfedebilirsiniz.
    7-Verilerinizi çevrimiçi olarak depolayın
    Artık internette önemli miktarda veriyi kolayca depolayabiliyorken neden bunun için bir cihaz kullanasınız? Dropbox ve Google Drive (ücretsiz) gibi çevrimiçi olarak kullanılabilen birçok farklı bulut depolama türü vardır. Ücretli hizmetlerden bazıları, sizin için en iyi olanı görebilmeniz için 30 günlük ücretsiz bir deneme sağlıyor.
    8-Elektronik malzemeler konusunda kendinizi eğitin
    Cep telefonunuzu, bulaşık makinenizi veya dizüstü bilgisayarınızı üretmek için kullanılan hammaddeler hakkında araştırma yapın. Bazı hammaddelerin geri dönüştürülmesi kolaydır, bazıları ise değildir. Cihazlar ayrıca bir dizi toksik malzeme içerir. Kendinizi ne kadar çok eğitirseniz, uzun vadede çevreye zarar vermeyecek ürünleri o kadar iyi satın alabilirsiniz.
    9-Kullanılmış cihazlarınızı bağışlayın
    Kullanılmış elektronik cihazlarınızı sosyal programlara bağışlayın. Bu sayede aile içi şiddet mağdurlarından, çevre örgütlerine ve eğitim alamayan çocuklara kadar birçok derneğe katkı yapma fırsatınız olacak.
    10-Pil imhası ile ilgili yasalarını bilin
    Şarj edilebilir piller tehlikeli atıklar içerir, bu nedenle bazı ülkelerde bunları çöp kutusuna atmak yasa dışı sayılır. İyi haber şu ki, bu tür piller kolayca geri dönüştürülebilen kurşun, plastik ve metal içerir.

    Ayrıca, cep telefonunu satmadan, bağışlamadan veya başkasına vermeden önce cihazın hafızasını silmeyi ve cep telefonunuzu fabrika ayarlarına sıfırlamayı unutmayın. Tükettiğimiz elektronikler konusunda daha dikkatli olmak ve e-atıkları azaltmada oynayabileceğimiz rol, gezegene yardım etmede uzun bir yol kat edebilir.

    iPhone 14 serisinin fiyatı ortaya çıktı!

    0

    Apple, iPhone 14 üzerinde çalışmaya devam ediyor. Ortaya çıkan bilgilere göre bu sene dört telefonla gelecek seri; iPhone 14, 14 Max, 14 Pro ve 14 Pro Max şeklinde karşımıza çıkacak. Standart olarak şirketin kendi geliştirdiği işlemcilerle gelen telefonlar, çentik ve kamera gibi temel teknolojilerle birbirinden ayrılacak.

    Ancak her sene olduğu gibi bu sene de en çok merak edilen şey özellikler değil fiyat oldu. Ülkemizde bildiğiniz üzere dolar kuru ve vergiler, akıllı telefon fiyatlarını olumsuz etkiliyor. Ne yazık ki iPhone 14 serisi de bu fiyat sorunundan etkilenecek. Yine de kullanıcılar dolar bazında uygun fiyatlı bir telefonla karşılaşma umudunu koruyor. Bu sayede daha az veri ödeyerek olası sıkıntılardan kaçınılması hedefleniyor.

    iPhone 14 fiyatı ne kadar olacak?

    Koreli teknoloji sitesi ET News’un haberine göre, iPhone 14 fiyatı konusunda umutlu olan insanlar için kötü haber yolda. Pandemi kaynaklı yaşanan aksaklıklar, ve çip krizine bir de enflasyon eklenince iPhone 14 serisinin fiyatında 100 ila 200 dolar arasında bir değişim olacak. iPhone 14 Pro ve Pro Max modellerinde yaklaşık 100 dolar, standart modellerde ise 200 dolar artış bekleniyor.

    iPhone 14
    Sızdırılan iPhone 14 Pro görseli

    En az 100 dolarlık artış, günümüzde yaklaşık 1600- 1650 TL ediyor. Ne yazık ki vergi oranları da buna bağlı olarak artacağı için artışın yaklaşık 300 dolara denk gelmesi bekleniyor. Kısa bir hesap yapmak gerekirse iPhone 13, 799 dolardan satışa çıktı.14 modelinin ise 200 dolar fazla ile 999 dolar olduğunu varsayalım.

    • Vergisiz Fiyat: 16324 TL
    • Kültür Bakanlığı Payı: 163 TL
    • TRT Bandrol Ücreti: 1632 TL
    • ÖTV Payı: 9060 TL
    • KDV Payı: 4892 TL
    • Toplam Vergi: 15747 TL
    • iPhone 14 Satış Fiyatı: 32071 TL

    Elbette ki bu şu an için sadece bir sızıntı. Ancak ilerleyen günlerde gerçek olma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu da belirtmemiz gerekiyor. Yine de dolar kurundaki azalma ya da özel fiyatlandırma bu fiyatı ciddi anlamda aşağı çekebilir. Durumun ne olacağını ise ilerleyen günlerde göreceğiz.

    iOS 16 alacak iPhone’lar için yeni iddia!

    Dark Web ile Deep Web Arasındaki Farklar

          Yaygın olarak Dark Web tanımı Deep Web’in yerine de kullanılıyor. Dark Web ile Deep Web arasındaki farklılıkları anlamak için internet denizinde bu terimlerin ne anlama geldiğini açıklayarak devam edelim. İnternet, sayısını tam olarak bilemeyeceğimiz web sayfası, veri tabanı, sunucu ve diğer dijital bileşenlerinden oluşur.  Arama motorları üzerinde bir arama gerçekleştirildiğinde, aranan içeriğe erişilebiliyorsa o site arama motorları tarafından indekslenmiş yani daha önce ziyaret edilmiş demektir.  Arama motorları tarafından bulunabilen içerikler, tüm internet içeriğinin sadece yüzde 0.03’ünü oluşturan ” Surface Web ” üzerinde bulunuyor demektir. Bu içeriklere isteyen herkes erişebilir.

          Çoğumuzun bildiği internet ağına Surface yani yüzey ağı diyebiliriz. Bu ağda bulunan içerikler, arama motorları tarafından indekslenen sitelerin bir koleksiyonudur.

    Deep Web Nedir?

          Deep Web, arama motorları tarafından bulunamayan, sadece erişim iznine sahip olanların erişebildiği içeriklerdir. Deep Web’deki içeriklere sadece yetkisi olanlar erişim sağlayabilir. Örnek olarak, e-postalar, kişisel bulut alanında bulunan dosyalar, veri tabanları, kurum içi ağında bulunan içerikler vs. gibi internet bileşenleri Deep Web’i oluşturur.

          Deep Web terimini arama motorları tarafından tanımlanamayan bütün internet içeriği olarak tanımlayabiliriz. Deep Web’de bulunan bütün içerikler parola ile giriş yapılan giriş sayfasının arkasında bulunmaktadır. Örneğin, Netflix internet aramalarında bulunabilirken, içerikleri izlemek için siteye giriş yapılması gereklidir. Aynı şekilde internet bankacılığı da Deep Web içeriklerindendir.

          Deep Web; bir siteye giriş yaptığınızda kullanıcı hesaplarının tanımlanmasından, bir satın alma işlemi yapıldığında ödemelerin yürütülmesine kadar, görmeniz gerekmeyen diğer sitelerden sorumlu protokol sayfalarından oluşur. Kısacası, internetin hem belkemiği, hem de sürekli olarak gördüğünüz bir parçasıdır.

         Deep Web; içeriklerin şifre ile korunduğu ve sadece yetkisi olanlar tarafından erişilebilen bileşenlerden oluşur.

          Deep Web sayfaları internet tarayıcıları tarafından indekslenmezler, ancak Chrome veya Firefox gibi geleneksel web tarayıcıları ile doğrudan bağlanılabilirler.

    Dark Web Nedir?

          Deep Web’in çok küçük bir kısmını oluşturan Dark Web, içinde yasa dışı içerik paylaşılan internet sitesi olarak tanımlanabilir. Dark Web’i geleneksel yöntemlerle erişilemeyen özel ağlar topluluğu olarak da ifade edebiliriz. Bu siteleri erişmek için özel protokollere ihtiyaç olduğundan, bu trafik genellikle özel veya anonimdir. Dark Web erişimi için özel uygulama ve tarayıcılara ihtiyaç vardır.

          Facebook veya YouTube gibi halka açık internet sitelerine erişmek için Chrome’u kullandığınız gibi, karanlık web sayfalarına erişmek için  özel tarayıcılara ihtiyaç vardır.

          Dark Web’i yasadışı içerikler için bir seçenek yapan da anonim olmasıdır. Dark Web’de site etkinliği, bireysel kullanıcı hesapları çok da kolay izlenemez. Kripto, Bitcoin  Dark Web’in para birimi olduğundan işlemler takip edilmesi de zorlaşır.

          Twitter takip için @salihertugrul    YouTube kanalım 

    Microsoft Çalışma Trendleri Raporu hibrit çalışmayla gelen dijital yorgunluğa dikkat çekiyor  

    Microsoft’un hazırladığı Çalışma Trendleri Endeksi’nden elde edilen bulgulara göre Türkiye’deki yeni hibrit çalışma modelinde 4 temel veri dikkat çekiyor: Çalışanlar kendini iyi hissetmeye artık işten daha fazla önem veriyor; yöneticiler çalışanlarının beklentilerini anlamakta yetersiz kalıyor; şirketler hibrit çalışma düzeniyle uyumlu yeni takım çalışması modellerine ihtiyaç duyuyor ve esnek çalışma dijital yorgunluğu artırıyor.

    Microsoft’un yıllık bazda açıkladığı Çalışma Trendleri Endeksi’ne göre çalışanların işten beklentisi değişirken; çevrimiçi olarak geçen sürenin dijital yorgunluğa yol açması, hibrit çalışmada ofisin rolünün belirsizleşmesi ve verimlilik kavramının yeniden tanımlanması gibi konular gündemdeki ağırlığını artırıyor. Endeksten elde edilen sonuçlar ışığında yeni hibrit çalışma modelinde 4 temel veri dikkat çekiyor. Buna göre çalışanlar kendilerini iyi hissetmeye artık işten daha fazla önem veriyor; yöneticiler çalışanlarının beklentilerini anlamakta yetersiz kalıyor; şirketler hibrit çalışma düzeniyle uyumlu yeni takım çalışması modellerine ihtiyaç duyuyor ve esnek çalışma dijital yorgunluğu artırıyor.

    Bireysel sağlık ve iyilik değer kazanıyor

    Endeksten elde edilen en önemli bulguların başında değişen çalışan yaklaşımı geliyor. Çalışanlar, pandemi öncesine göre bireysel sağlıklarına ve iyiliklerine işlerinden daha fazla değer veriyorlar. Türkiye de, çalışanların %50’sinin günlük streslerinin çok yüksek olduğunu belirttiği bir bölgede yer alıyor. Daha iyi bir iş-yaşam dengesi kurmaya çalışan Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesi çalışanlarının yarısından fazlası 2022’de yeni bir iş arayışını önceliklendirebileceğini belirtiyor.

    Yaratılan etki harcanan mesaiden daha önemli

    Esnek çalışmaya geçişten sonra verimliliğin pandemi öncesiyle aynı seviyede kaldığı veya arttığı bilinse de iş-yaşam dengesinin bozulmaması için ekstra önlem alınması gerekiyor; aksi takdirde esnek çalışma, dijital yorgunluğu artırıyor. Ortalama bir Teams kullanıcısının mesai sonrası ve hafta sonu çalışmaları geçtiğimiz 2 senelik süreçte gözle görülür ölçüde artmış durumda. Şubat 2020’den bu yana, Teams kullanıcılarının haftalık toplantı saatlerinde %252’ye varan bir artış kaydediliyor. Verimliliğin ölçümüne ilişkin görüşler değişirken, çalışanlar da bu tablonun tersine çevrilebilmesi için liderlerin etkiyi aktivitenin önünde tutmaya başlaması gerektiğine inanıyor.

    ASUS Republic of Gamers, Evangelion ile heyecan verici bir iş birliğine başladı

    ROG x Evangelion ürün serisi, EVA-01’in simgeleşmiş tasarımını taşıyan birinci sınıf bir PC kurmak isteyenler için geliştirildi…

    ASUS Republic of Gamers (ROG), kapsamlı ROG x Evangelion iş birliğini duyurdu. Yapılan iş birliğinin merkezinde tüm dünyada bilinen manga ve anime serisinin bir numaralı robot modeli EVA-01 bulunuyor. Kendi sistemini toplamayı tercih eden kullanıcılar, EVA-01’in dikkat çekici mor ve yeşil temasını ve Evangelion evreninden alınan çeşitli çizimleri taşıyan üst seviye bir bilgisayar kurabilecek, böylece kendi “NERV komuta merkezlerini” oluşturabilecekler.

    ROG Maximus Z690 Hero EVA Edition Anakart

    ROG Maximus Z690 Hero EVA Edition, EVA-01’in klasik mor ve yeşil renklerini taşıyor ve benzer şekilde son derece donanımlı. Sağlam soğutma ve güç dağıtım sistemleri 12. Nesil Intel® Core™ işlemcilerden en yüksek düzeyde yararlanmayı sağlıyor. CPU yuvasının etrafında A.T. Field tasarımına yer veriliyor.

    ROG STRIX GeForce RTX 3090 ve 3080 EVA Edition Ekran Kartları

    ROG Strix GeForce RTX 3090 ve ROG Strix GeForce RTX 3080 ekran kartlarının EVA Edition modelleri performansı artıran birçok özelliğe sahip. EVA-01’i anımsatan estetik dokunuşlar ön kapağı ve arka plakayı süslerken, simgeleşmiş senkronizasyon efekti de öndeki ARGB panelde görüntüleniyor.

    ROG Ryujin II 360 ARGB EVA Edition AIO Soğutucu

    ROG Ryujin II 360 ARGB EVA Edition baştan sona Evangelion ruhunu yansıtıyor. Metal pompa korumasıyla çevrelenen 3,5 inç ekranda sistem hakkında önemli bilgiler ve kişiye özel GIF’ler görüntüleniyor. Soğutucu sıvı güçlendirilmiş borular aracılığıyla, NERV stilinde üç adet ARGB fanla donatılmış radyatöre iletiliyor. Bu sistem en yoğun yük altında bile ısıyı sabit tutabiliyor.

    Xiaomi telefonlardaki gizli kodlar

    0

    Akıllı telefonlar, hayatımızı kolaylaştırmaya devam ediyor. Günlük hayatımızda iletişim kurmaktan tutun da finansal işlemlere kadar bu cihazları kullanıyoruz. Ancak telefonlarımızda bundan çok daha fazlası olduğunu biliyor muydunuz? Pek çok üretici, ürünlerini özelleştirerek içine gizli kodlar koyuyor. Biz de bugün sizler için Xiaomi telefonlardaki gizli kodlara göz atacağız.

    Xiaomi telefonlardaki gizli kodlar

    Dünya üzerinde 500 milyon civarında kullanıcısı olduğu tahmin edilen Xiaomi, aynı zamanda birçok alt markaya da sahip. POCO, Redmi ve Black Shark gibi bu markalar bağımsız olsalar da şirketin arayüzü MIUI’ı kullanıyorlar. Bu nedenle Xiaomi telefonlardaki gizli kodlar, bu cihazlarda da işe yarayacaktır.

    Kod Özellik
    *#06# Telefonunuzun IMEI Numarasını Bulun
    *#*#2664#*#* Dokunmatik Ekran Testi
    *#0*# Donanım Parçalarını Test Edin
    *#*#289#*#* Ses Testi
    *#*#212038#*#* Wi-Fi Mac Adresini Göster
    *#*#273283* 255 *663282*#*#* Tüm Verileri Yedekle
    *#*#64663#*#* QC Testleri (Tüm Testler)
    ###337*07# Telefonu Sıfırla
    *#0228# Pil Durumu
    *#*#225#*#* Takvim Bilgilerini Kontrol Edin
    *#*#426#*#* Google Play Hizmetleri
    *#*#7594#*#*
    Güç Düğmesinin Davranışını Değiştirme

    Arama bölümünden kullanabileceğiniz bu kodlar, çoğunlukla telefonunuzun donanımını test etmek için kullanılıyor. Bu nedenle özellikle bu alanda işinize yarayacaktır.

    En çok pil tüketen uygulamalar belli oldu!

    Audi’den dijital aydınlatma

    Güvenlik ve müşteri memnuniyeti konusunu daima ön planda tutan Audi, başarısının temelini oluşturan bu iki konudaki çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. 

    Far teknolojisi, giderek daha önemli hale geldiği günümüzde, sürücü için ek güvenlik dışında iletişim ve kişiselleştirmeye kadar yeni olanakların kapısını da açıyor. Sistematik far dijitalleşmesi tüm bunları mümkün kılıyor. Özellikle yeni Audi A8 bunun en iyi örneklerinden biri.

    Digital Matrix LED farlar ve dijital OLED arka stop lambaları müşteri deneyimini tamamen yeni bir düzeye çıkarıyor. Bir Audi modelinde ilk kez far tamamen dijitalleştirildi. Otomobil, dijital OLED arka stop lambaları sayesinde daha da kişiselleştirilebiliyor. Digital Matrix LED farlar ayrıca; gelişmiş trafik bilgisi, otoyollarda sinyalli şerit aydınlatması ve kırsal yollarda konumlandırma aydınlatması olmak üzere üç yeni işlev içeriyor. Bu özellikler sadece Audi’nin “Teknoloji ile bir adım önde” özelliğini sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda katma değer de yaratıyor.

    Hayatı kolaylaştıran destek: İşaretleme aydınlatması

    Digital Matrix LED farlardaki işaretleme aydınlatması, karanlıkta yolun yakınındaki yayaların algılanmasına yardımcı oluyor. Otomobilin önünde olduklarında gece görüş asistanı durumu algılıyor ve işaretleme aydınlatması kişiyi vurguluyor. Böylece sürüş hem sürücü, hem de diğer trafik paydaşları için daha güvenli hale geliyor.

    Kişisel karakteri yansıtma: Gelişmiş dinamik aydınlatma senaryoları

    Araca binerken ve araçtan inerken kullanılan gelişmiş dinamik aydınlatma senaryoları, Audi’de ışık tasarımı ve ışık teknolojisinin ne kadar bağlantılı olduğunu gözler önüne seriyor. Kişisel aydınlatma efektleri kişisel tercihlerin bir ifadesi işlevi görüyor. Kullanıcı, MMI aracılığıyla istediği beş aydınlatma efektinden birini seçebiliyor. Bu beş farklı projeksiyon, DMD teknolojisi sayesinde uygulanıyor.

    Mesafe: Dijital OLED arka stop lambalardaki yakınlık göstergesi güvenliği artırıyor

    Dijital OLED arka stop lambaları, diğer yol kullanıcılarının dikkatini çekmek için bir yakınlık göstergesi kullanıyor. Bir otomobil park halindeki bir Audi’ye yaklaştığında, park sensörleri hareketi algılıyor ve tüm OLED segmentlerini devreye sokarak sürücünün dikkatini çekiyor. Audi hareket ettiğinde, dijital OLED arka stop lambalar seçilen imzaya dönüyor. Bu ek güvenlik önlemi, bisiklet ve scooter kullanıcıları için de geçerli.

    Konu viraj olduğunda: esnek dijital OLED

    Gelişmeye devam eden Digital Matrix LED farlar ve özellikle dijital OLED teknolojisi sadece geleneksel bir aydınlatma kaynağı olmakla kalmayıp geleceği belirleyecek. Sadece güvenliği artırmakla veya daha fazla kişiselleştirmeyi mümkün kılmakla kalmayıp aynı zamanda dış dünya ile iletişimi geliştirmeyi amaçlayan dış ekranlarla gelişimi devam edecek. Esnek dijital OLED arka stop lambaları gelişme açısından bir adım önünde bulunuyor. Esnek bir alt tabaka iki boyutlu bir yapıdan üç boyutlu bir yapıya geçmelerini sağlıyor. Bu sadece daha keskin bir tasarım sunmakla kalmıyor, aynı zamanda dijital ışık tasarımını farların dışına entegre etmeyi mümkün kılıyor ve dış dünya ile ek iletişim için sembol gösterimlerine olanak tanıyor.

    Önemli Bir Teknoloji: NVIDIA Görüntü Ölçeklendirme

    NVIDIA Görüntü Ölçeklendirme teknolojisi, DLSS ile aynı düzeyde bir grafik yükseltme teknolojisi olmayabilir, ancak benzer işlevselliğe sahip. NVIDIA Görüntü Ölçeklendirme özelliğinin kullanmak için DLSS’den farklı olarak NVIDIA’nın RTX serisi grafik kartlarından birine sahip olma şartı yok. Maxwell neslinden ya da sonraki nesilden bir NVIDIA ekran kartına sahip olmanız yeterli. Bu nedenle bu teknoloji çok daha fazla kişi tarafından kullanılabiliyor.

    NVIDIA Görüntü Ölçeklendirme özelliğinin çalışma şekli, yapay zeka destekli DLSS’den çok AMD’nin FidelityFX Super Resolution (FSR) teknolojisine benziyor. Çünkü bu özellik kendi başına herhangi bir akıllı kenar yumuşatma içermezken, yalnızca gözle görülür bulanıklığı azaltmak için keskinleştirme etkisi olan bir çözünürlüğü artırma algoritması uyguluyor.

    Bununla birlikte NVIDIA Görüntü Ölçeklendirme teknolojisini devreye sokmak için DLSS ve FidelityFX Super Resolution gibi oyun içinden değil, oyuna girmeden önce ayar yapmanız isteniyor. Bu yaklaşımın iyi tarafı, görüntü ölçeklendirme özelliğinin yalnızca geliştirici tarafından hazırlanmış desteği olan oyunlarla değil, potansiyel olarak herhangi bir oyunla çalışabilmesi.

    NVIDIA Görüntü Ölçeklendirme özelliğini aktif hale getirmenin iki farklı yöntemi var. Bunlardan biri GeForce Experience uygulaması, diğeri ise NVIDIA Denetim Masası. NVIDIA GeForce Experience uygulamasını kullanmak, diğer özellikleri kullanan kişiler için daha mantıklı olabilir ancak birtakım uyumluluk sorunlarına da yol açabilir. Çünkü NVIDIA GeForce Experience ile “optimize edilemeyen” bir oyunda, NVIDIA Denetim Masası’ndan ayarlamadığınız sürece Görüntü Ölçeklendirme özelliği kullanılamıyor.

    NVIDIA Denetim Masası ile Görüntü Ölçeklendirme Teknolojisi Nasıl Kullanılır?

    1. Adım: NVIDIA Denetim Masası’nı açın ve pencerenin sol tarafındaki menüden “3D Ayarlarının Yönetilmesi” seçeneğine tıklayın. Genel Ayarlar menüsünün en üstünde “Görüntü Ölçeklendirme” ayarının olması gerekiyor. Eğer görüntü ölçeklendirme ayarı mevcut değilse grafik kartı sürücülerinizi en son sürüme güncelleyin.
    2. Adım: Görüntü Ölçeklendirme’ye tıkladıktan sonra, “Açık (GPU Ölçekleme ve Keskinleştirme)” seçeneğine tıklayın ve “Yer Paylaşımı Göstergesi” kutucuğunu da işaretlenmiş olarak bırakın. Küresel keskinleştirme filtresi yoğunluğunu belirlemek için keskinleştirme kaydırıcısını kullanabilirsiniz. Ancak daha sonrasında farklı oyunlar için farklı keskinleştirme değerleri belirlemek isteyebilirsiniz. Başlangıç olarak keskinleştirme kaydırıcısını %60-70 aralığında bırakmanız tavsiye ediliyor. Çünkü bu oran, genellikle yüksek kaliteli oyunların aşırı derecede işlenmiş görünmeden daha canlı görünmelerini sağlıyor.
    3. Adım: Yaptığınız değişiklikleri kaydetmek için önce “Tamam”, ardından ise pencerenin alt kısmındaki “Uygula” düğmesine tıklayın. Daha sonra NVIDIA Denetim Masası’ndan çıkın ve bir oyun başlatın.
    4. Adım: İkinci adımda “Yer Paylaşımı Göstergesi” kutucuğunu işaretlenmiş olarak bıraktığınızı göz önünde bulunduracak olursak, ekranınızın sol üst köşesinde mavi renkte bir “NIS” göstergesi görmeniz gerekiyor. Bu gösterge, görüntü ölçeklendirme özelliğinin keskinleştirme bileşeninin etkin olduğu, ancak görüntü ölçeklendirmenin etkin olmadığı anlamına gelir. Görüntü performansını artırmak için görüntü ölçeklendirme özelliğini etkinleştirmelisiniz.
    5. Adım: Oyunun görüntü ayarları menüsünden çözünürlüğü değiştirdikten sonra, NIS göstergesinin renginin maviden yeşile dönmesi gerekiyor. Bu renk değişikliği, hem görüntü ölçeklendirme hem de keskinleştirme bileşenlerinin etkin olduğu anlamına gelir. Eğer NIS göstergesinin rengi değişmezse, oyundan çıkmak ve oyunu yeniden başlatmak bir çözüm olabilir.
    6. Adım: NVIDIA Görüntü Ölçeklendirme özelliğini farklı oyunlarla denedikçe belirli oyunlar için küresel keskinleştirme değerinin çok yüksek ya da çok düşük olabileceğini fark edebilirsiniz. Böyle bir durumda, NVIDIA Denetim Masası’na geri dönebilir ve “3D Ayarlarının Yönetilmesi” seçeneğine tıklayıp daha sonra da “Program Ayarları” sekmesini açabilirsiniz.

    “Program Ayarları” sekmesinin en üst kısmında yer alan “Özelleştirilecek programı seçin” bölümünün altındaki açılır uygulamalar listesinden istediğiniz bir oyunu seçtikten sonra, Görüntü Ölçeklendirme özelliğinin karşısındaki “Genel ayarları kullan (Açık)” seçeneğine tıklayın ve keskinleştirme kaydırıcısını kullanarak farklı bir keskinleştirme değeri ayarlayın.

    Son olarak değişiklikleri kaydetmek için önce “Tamam”, ardından ise “Uygula” düğmesine tıklayın. Ayrıca bu keskinleştirme ayarı değişikliğini yalnızca “Genel Ayarlar” sekmesinde bulunan “Görüntü Ölçeklendirme” özelliği etkinleştirilmişse yapabileceğinizi unutmayın. Keskinleştirme yoğunluğunu her oyun için ayrı ayrı özelleştirebilseniz de, NVIDIA Denetim Masası aynı anda belirli oyunlar için “Görüntü Ölçeklendirme” özelliğini aktif hale getirmenize ve diğerleri için devre dışı bırakmanıza izin vermez.

    LG XBOOM 360 ile tanışın

    LG’nin en yeni hoparlörü XBOOM 360, çok yönlü olması, yüksek ses kalitesi ve iyileştirilmiş tasarımı ile hem iç mekan hem de dış mekan kullanımı için mükemmel bir seçenek oluşturuyor. 

    LG, kullanıcıların ses deneyimini değiştiren yeni LG XBOOM 360 hoparlörü (model RP4), çarpıcı bir ses mühendisliği ürünü olarak sunuluyor. Konik-silindirik bir tasarımıyla göz dolduran ürün, nerede durursa dursun, LG’nin konik gövde şekliyle birleşen ses teknolojisi sayesinde tüm yaşam alanını doğal, kaliteli ve çok yönlü sesle dolduruyor. Hoparlörün bu benzersiz formu, sesin etkileyici güç ve netlikle her yöne yayılmasını sağlıyor. Küçük sosyal toplantılara odaklanan günümüz yaşam tarzı için ideal olan bu şık hoparlör, bordo rengi her ana uygun ambiyansı yaratırken zamana uyum sağlamak üzere tasarlandı.

    LG XBOOM 360’ın çekici konik silindirik şekli sadece göze hoş gözükmekle kalmıyor, aynı zamanda hoparlörün distorsiyonsuz reflektör yapısına uyum sağlama işlevini de yerine getiriyor. Birden fazla sürücüye sahip standart hoparlörler, sesi sınırlı bir alan içinde dağıtıyor. Bu parametrelerin dışında kalan ses, eşit olmayan basınç nedeniyle bozulabiliyor. Bu da sesi tam olarak alabilmek için dinleyicinin bir noktada durması gerektiği anlamına geliyor. LG’nin bu sorunları gidermek uyguladığı yeni patentli optimal reflektör yapısı teknolojisi, sesin alan içinde her yöne daha uzağa dağılmasını sağlıyor. Yani kullanıcıların artık müzik dinlemek için doğru noktayı bulmaya çalışmasına gerek kalmıyor. XBOOM 360, ister içeride ister dışarıda olsun, dinleyicileri zengin, ayrıntılı sesle sararak her müzik türüne üç boyutlu bir canlılık duygusu getiriyor.

    XBOOM 360’ın birinci sınıf ses ünitelerine sahip güzel dış yüzeyinin altında, titanyumdan yapılmış tweeter doğru tonda tizler yayarken cam elyaftan yapılmış woofer ise yoğun ve dinamik baslar oluşturarak yüksek ses kalitesi sunuyor. Tweeter’ın titanyum diyaframı, yüksek frekans aralığında üstün performans ve doğru çoğaltma için doğrusal bir frekans oluşturuyor. Ayrıca, hoparlörün dayanıklı cam elyaf woofer’ı, net, doğal bir orta aralık tepkisi ile dinamik bas üretiyor. LG XBOOM 360, güçlü sürücüleri ve güçlü 120 W çıkış kombinasyonu sayesinde, herhangi bir odayı veya alanı mükemmel bir müzik dinleme alanına dönüştürüyor.