Köşelerden yumuşatılmış hatlara sahip olan Realme 10, arka taraftaki ikili kamera sistemiyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Ön tarafa geldiğimizde ise, selfie kameranın sol köşeye konumlandırıldığını görüyoruz.
Realme, bu ürünün ekranında, çizilmelere ve darbelere karşı daha dayanıklı bir konumlandırma için Corning’in Gorilla Glass 5 koruma teknolojisini tercih ediyor.
Büyük elli kullanıcılar, bu ürünü tek elle rahatlıkla kullanabilirler. FHD+ çözünürlük sunan ekran, 90Hz tazeleme değerine sahip. Böylece daha akıcı görüntüler sunulabiliyor. Bir diğer güzel detay ise, maksimum olarak 1000nit parlaklık değerine erişebiliyor. Bunun da anlamı, dış mekân kullanımlarında dahi başarılı görüntüleme sağlanabiliyor.
Realme 10 akıllı telefon, gücünü MediaTek’in 6nm üretim süreciyle hazırlanan, CPU tarafında %25 performans artışı ve güç tüketimi tarafında da %20 tasarruf amaçlayan Helio G99 çipsetinden alıyor.
Bünyesinde 2.2GHz çalışma hızına kadar erişen işlemci çekirdekleri barındıran çipset, 8GB RAM ve 128GB dahili depolama değerleriyle performanslı deneyimlerinin önünü açıyor.
Ek olarak, üründe 8GB’a kadar sanal RAM desteği de mevcut. Yani boş disk alanınızı, RAM değerinizi artırmak için kullanabilir ve toplamda 16GB değerini görebilirsiniz. Bu, güçlü oyun ve uygulamaların daha performanslı çalışması adına elinizi güçlendirecektir.
Bir de ekleme yapalım. Ürünün 8GB RAM ve 256GB dahili depolamalı versiyonu, AnTuTu testlerinde 400 bin puanı geride bırakmayı başarıyor ve G99 kullanan telefonlar arasında birinci sıraya yerleşiyor.
Realme 10, Android 12 işletim sistemiyle geliyor ve kullanımı kolay bir arayüzü var. Açıkçası biz, önümüzdeki dönemlerde Android 13 güncellemesini de bekliyoruz.
Deneyimlerimiz itibarıyla, cihazda PUBG ve Call of Duty gibi popüler oyunları akıcı performanslarda deneyimleyebildik ve uzun süreli oyun seansları sonucunda cihazda aşırı ısınma faktörüyle karşılaşmadık.
Unutmadan, telefonda bir tane hoparlör yer alıyor, ama yapılan geliştirmeler neticesinde güçlü işitsel detaylar sunabildiğini de söylemeliyiz. Realme, bunu UltraBoom hoparlör olarak adlandırıyor.
Realme 10’un arka tarafında yapay zekâ destekli ikili kamera sistemi var ve ana kameramız tam 50MP değerde. İkinci kameramız da 2MP değerde.
HDR, bokehli portre çekim ve ağır çekim video gibi detaylar sunabilen kamera kurulumu, özellikle gün ışığında güzel sonuçlar veriyor. Ana kameramızın f1.8 açıklık değeri var ve böylece iyi ışık alabiliyor ve gece çekimleri tarafında da sınıfına göre tatmin edici örneklerle karşılaşabiliyorsunuz.
Ön tarafa geldiğimizde ise, bizi 16MP selfie kamera karşılıyor. Filtre ve çeşitli makyaj efektlerini kullanarak güzel selfie’ler elde edebilirsiniz. Bokeh efekti, tabii ki sunuluyor. Video çekim tarafında da 1080p 30FPS değerde videolar çekebilir, Instagram ve TikTok gibi platformlarda arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
Ürünümüz, bünyesinde Bluetooth 5.3 ve Wi-Fi AC gibi kablosuz bağlantı imkânlarına sahip. Bluetooth 5.3 tarafına ufak bir parantez açmak istiyoruz. Bu, akıllı cihazlarda yeni yeni görmeye başladığımız bir versiyon ve Realme 10’da olması sevindirici. Böylece daha iyi bağlantı ve güç kullanımı tarafında daha tasarruf mümkün oluyor.
Cihaz, 5000mAh pile sahip. Bu, tek şarj ile normal kullanımda 2, yoğun kullanımda da 1 günü rahatlıkla geride bırakmanıza yardımcı oluyor. Böyle büyük bir kapasitenin doldurulması da önemli haliyle. Neyse ki hızlı şarj tarafında da güzel detaylar var.
Telefonumuz, 33w hızlı şarj desteğine sahip ve destekli adaptör, ürünün kutusunda geliyor. Yani ayrıca para verip almanıza gerek kalmıyor. Realme 10, 33W SUPERVOOC teknolojisi sayesinde pili yarım saatte %50 seviyesinde şarj edebiliyorsunuz.
Realme ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın
Apple firmasının iPhone adlı akıllı telefonu, her geçen gün farklı yetenekler eklenerek gelişmeye devam ediyor. Kullanım kolaylığı, şık ve kaliteli tasarımı, özellikle fotoğraf ve video çekimlerindeki başarısı nedeniyle de büyük ilgi görüyor.
Akıllı telefonda tercihi Apple iPhone olanlar için farklı teknik kapasite ve fiyat bandında seçenekler mevcut. Bu hafta MediaTrend internet mağazasından seçtiğim dört farklı model iPhone akıllı telefon öneriyorum. Hazırsanız, gelin hemen başlayalım.
Alışveriş listeme aldığım ilk ürün, 128GB depolama kapasiteli iPhone 11. Fiyat olarak daha makul seviyede olan bu akıllı telefonun teknik özelliklerine baktığımızda, 1792 x 828 pixel çözünürlük sunan 6.1 inç büyüklüğünde ekranla geldiğini, Apple’ın A13 Bionic çipinden güç aldığını görüyoruz. Apple iPhone 11’de hem ön hem de arka kamera 12 megapiksel fotoğraflar çekiyor. Bu telefonla 2160p (Ultra HD) 4K video çekebiliyor olmak da ayrıcaklı özelliklerden. iPhone 11’in batarya kapasitesi ise 3110 mAh.
Bir başka seçenek ise 64GB depolama kapasiteli iPhone 12. 2532 x 1170 piksel görüntü çözünürlüğü sunan 6.1 inç ekrana sahip olan bu akıllı telefon, Apple’ın A14 Bionic çipinden güç alıyor. Hem ön, hem de arka kamerası 12 megapiksel fotoğraflar çekebilen bu akıllı telefonla ayrıca 2160p (Ultra HD) 4K videolar kaydetmek mümkün. 5G teknolojisini destekleyen iPhone 12’nin batarya kapasitesi ise 2815 mAh.
Akıllı telefona biraz daha fazla bütçe ayırabilecekler için iPhone 13 bir diğer seçenek olabilir. Alışveriş listeme aldığım 128GB depolama kapasiteli bu akıllı telefon, Apple’ın A15 Bionic çipinden güç alıyor. 2532 x 1170 piksel çözünürlüğe sahip 6.1 inç ekranla gelen, hem ön, hem de arka kamerası 12 megapiksel fotoğraflar çekebilen bu akıllı telefonla ayrıca 2160p (Ultra HD) 4K videolar kaydetmek mümkün. 5G teknolojisini destekleyen iPhone 13’ün batarya kapasitesi ise 3227 mAh.
Tavsiye edeceğim son ürün, Apple’ın en güncel akıllı telefonu olan iPhone 14. 128GB depolama kapasiteli bu ürün, 6.1 inç büyüklüğünde ekrana sahip ve Apple’ın A15 Bionic çipinden güç alıyor. Hem ön, hem de arka kamerası 12 megapiksel fotoğraflar çekebilen bu akıllı telefonla ayrıca 2160p (Ultra HD) 4K videolar kaydetmek mümkün. 5G teknolojisini destekleyen iPhone 13’ün batarya kapasitesi ise 3279 mAh.
Son olarak, Apple iPhone akıllı telefonların kutusundan kulaklık ve adaptör çıkmadığının, ihtiyaç duymanız halinde bunları ayrıca satın almanız gerektiğini hatırlatmalıyım.
MediaMarkt internet mağazasından seçtiğim iPhone modelleri bu kadar. Tabii ki daha fazla seçenek raflarda mevcut. MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan tüm iPhone modelleri için buradan bilgi alabilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.
Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede
YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede
MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?
Tatilde yanınızdan ayırmayacağınız bluetooth hoparlör modelleri
Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Apple’ın, üretimini gerçekleştirdiği akıllı telefonları için yeni bir patent aldığı görüldü. Bununla beraber artık iPhone’lar, uzun zamandır beklenen tersine şarj teknolojisine kavuşuyor.
Geçtiğimiz yıllarda Apple’ın tersine şarj teknolojisinin patenti için FCC’ye başvuruda bulunduğu iddia edilmişti ve şirketten bu iddiaya yönelik herhangi bir açıklama yapılmamıştı. Kısa süre önce ise Apple analisti Mark Gurman, bu teknolojinin pek de mümkün olmadığını ve oldukça uzun zaman alacağını vurgulamıştı.
ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi’nin kayıtlarında görülen yeni bir patente göre Apple, iPhone’lar için tersine şarj etme desteğini getirmeyi planlıyor. Yukarıdaki patentte yer alan bilgilere göre şirket, bunun için cihazın arkasına manyetik bir bileşen ekleyecek.
Manyetik bileşen, şarj edilmek istenen ikincil cihazı sabitleyecek ve sonrasında ise tersine şarj etme işlemi başlayacak. Yani aslında iPhone bataryasındaki güç, herhangi bir kablo gereksinimi duymadan, manyetik bileşen aracılığıyla ikinci cihaza aktarılacak.
Aslına bakacak olursak tersine şarj etme teknolojisi piyasaya sürülen Android akıllı telefonların büyük çoğunluğunda mevcut. Önceki yeniliklerinde de olduğu gibi Apple, Android cihazlara karşı yine geriden geldi.
Apple’ın halihazırda MagSafe adındaki kablosuz şarj teknolojisi mevcut ancak iPhone kullanıcıları tarafından üçüncü taraf ve birden fazla bileşen gerektirdiği için pek de tercih edilmiyor.
Apple’ın tersine şarj etme teknolojisini iPhone 15 modellerinde görebiliriz. Aynı zamanda şirket, Apple Watch, AirPods veya iPad için de bir destek sunulabilir. Bunu Eylül ayında gerçekleşmesi beklenen tanıtım etkinliğinde göreceğiz.
Peki sizler Apple’ın tersine şarj etme teknolojisi hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!
Oyun dünyasında büyük yapımlar kadar küçük girişimlerin yarattı büyük etkileri de görebiliyoruz. Bu durumun son örneği olarak BattleBit Remastered yapımını gösterebiliriz.
3 kişi tarafından geliştirilen oyun şu an oyun dünyasında büyük bir etki yaratmış durumda. Call of Duty ve Battlefield seven FPS meraklılarının ilgi duyduğu yapım görünüşünün ötesinde müthiş bir deneyim sunuyor.
Bu oyunu başarılı yapan en önemli nokta rakiplerin başarısız ve bir yerden sonra eğlence barındırmayan oyunları son yıllarda piyasaya sürmüş olmaları diyebiliriz. Battlefield oyununu bir tek kişilik senaryo modu olmasına bakmaksızın çok severiz. Arkadaşlarla toplanıp gerçek bir savaş ortamı yaşatmasının verdiği hisse doyamadığımız için oynarız. Bu noktada rakip firmalar son yıllarda oyuncular için istenen bu heyecanı veremediği için eski popülaritesinden uzaklar diyebiliriz.
Bu noktada tek kişilik senaryo modu sunmayan BattleBit Remastered örnek aldığı Battlefield oyununun izinden gidiyor. Grafik açısından Battlefield’ın Roblox gibi olanı diye yorum yapabileceğiniz oyun bu düzlemde beklenmediği kadar iyi bir oyuncu deneyimi sunuyor.
Gerçekçi olmayan grafiklerine göre 32vs32’den başlayarak yukarı doğru giden oyuncu kapasiteli sunucuları, sınıfınızı ve silahınızı seçerek dahil olduğunuz aksiyonlar sizi AAA oyunlardan geride hissettirmiyor. Skor aldıkça size sunulan kozmetik seçenekler ve silahlara dair eklenti opsiyonları sizi oyuna bağlı tutuyor.
Oyun genel olarak şu an daha yolun başında. Bu sebeple zaman içinde güncelleme alması, yeni özellikler kazanmasına açık olmalısınız. Şu an göreceğiniz hatalar yakın gelecekte muhtemelen hızla düzeltilecektir.
Heyecanlı ortamına göre grafiksel açıdan Low Poly teknolojisi ile ortaya çıkartılan BattleBit Remastered ilk bakışta herkes tarafından oynanmaya müsait gibi durmayabilir. Bir Minecraft, Roblox gibi gözüken yapım göründüğünden çok daha fazlasını sunmayı amaçlıyor. Eğer bu önyargınız olmadan oyunun başına geçebilirseniz oldukça eğlenebileceğinizi söyleyebilirim.
Grafiklerin Low Poly olması daha fazla insanın oynayabilmesine de imkan tanıyor. Düşük sistem gereksinimleri ile birlikte eğlenceye odaklanan bir durum mevcut.
Oyun içinde 32vs32, 64vs64 ve 127vs127 ‘lik sunucular mevcut. Devasa savaş alanı deneyimini daha önce farklı oyunlarda yaşayan oyuncular için bir nimet bu oyuncu sayıları. Araçlar açısından baktığımızda da helikopterler, tanklar, deniz taşıtları ve APC gibi araçları oyun içinde kullanabiliyoruz.
Dinamik gündüz ve gece oynanışı ile birlikte 19’dan fazla harita, 45’ten fazla özelleştirme seçeneği bulunan silah ile stratejik olarak verilecek güçlü bir mücadele masada yatıyor.
6 farklı sınıf ile dahil olabildiğiniz bu savaş atmosferi herkese uygun gelmeyebilir. Sınıfların temel gereksinimi birbiri ile koordineli olarak oynaması gereken bir argüman iken, bu durumda kafasına göre oyuna dönüştüren oyuncular yüzünden haritaları kaybetmeniz çok olası bir senaryo. Yıllardır benzer oyunlarda yaşanılan bir durum. Tecrübeli ve stratejik ilerleyen yapımlara oranla çaylak sınıfından kafasına göre emir komuta bilinci olmayan oyuncular çok kolay yem olabilmekteler.
MİNİMUM Sistem Gereksinimleri:
ÖNERİLEN Sistem Gereksinimleri:
Fiyat etiketi olarak 180 TL ile satın alabileceğiniz yapımı arkadaşlarınızla dahil olabileceğiniz bir eğlence olarak düşünebilirsiniz. Battlefield oynamış ve o büyük atmosferli çatışmalarda keyif almış bir oyuncuysanız kaçırmamanız gereken bir deneyim sizi bekliyor.
Teknoloji, yaratıcı enerjiyi daha iyi ürünlere, çalışan deneyimlerine ve operasyonlara dönüştürebilir. Artık teknoloji her yerde ve yaratıcılık konusuna eğilmenin zamanı geldi de geçiyor.
Tüm dünyada yaşanan COVID-19 salgınının bitmesiyle birlikte, çoğu işletme kapsamlı değişime olan tepkilerini geri çekerek toparlanmaya başladı diyebiliriz. Yenilik ve yaratıcılık söz konusu olduğunda, bazı analistler mevcut koşulların bir patlama döngüsü için ideal olduğunu söylüyor.
Forrester’ın baş analisti Jay Pattisall, Kasım ayının ortalarında gerçekleşen Forrester Teknoloji ve İnovasyon Kuzey Amerika konferansı sırasında “Kargaşa zamanlarını her zaman büyük refah zamanları takip eder” diyor. “Medeniyetin bir pandemi ile en son karşılaştığı ve yendiği zaman, ardından gelen, bir sürü yenilik, yeni ürünler ve insanlar için yeni fırsatlarla dolu 1920’ler oldu.”
Bir kuruluşta yaratıcılığı artırmak, bir işi aşırı hıza sokabilir. 530 teknoloji yöneticisiyle yapılan ankete göre , yaratıcı liderlere sahip olan şirketler emsallerinden 2,6 kat daha hızlı büyüyor. Hibrit bir model altında faaliyet gösteren firmalarda dört çalışandan üçü, yaratıcılığın artık günlük işlerinde bir gereklilik olduğunu söylüyor.
Teknolojiden elde edilen verimlilik yaratıcılığı daha da teşvik ettiğinden, teknoloji yöneticileri gelişmiş operasyonlar için yaratıcı enerjinin toplanmasında önemli bir rol oynamakta. Yinelenecek bant genişliği ile teknoloji yöneticileri, yaklaşan yaratıcılık patlamasının avantajlarından yararlanırken şirketlerini destekleyerek yenikleri ve şirketlerinin değer kazanmasını körükleyebilir.
Bu fırsatı değerlendiren kişiler, kısıtlı yetenek pazarındaki avantajlardan da yararlanabilirler. Ankete göre, yaratıcı lider şirketlerdeki çalışanların yarısı kendini şirkete son derece bağlı hissediyor.
Yaratıcılık talebi, teknoloji yöneticilerinden sonuç verilmesinin istendiği bir zamana geliyoruz. CIO’ların görevi, şirketlerin ekonomik büyümede hız kazanmalarına yardımcı olmak için genişleyen BT bütçelerinden yararlanmak. 2023 yılında BT bütçelerinin %6 oranında büyümesi bekleniyor.
Ancak yaratıcılığı ve daha iyi sonuçları yönlendirebilecek şey yalnızca para harcama ve yineleme değil. Bilgi ve Organizasyon dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, BT departmanları mevcut sistemlerini kullanmanın yeni yollarını bularak yatırım getirisi oranlarını iyileştirebilir.
Forrester Başkan Yardımcısı ve baş analist olan Ted Schadler, “Teknologlar olarak ürünleri, deneyimleri ve operasyonları destekliyorsunuz. Sorunları çözüyorsunuz” diyor ve ekliyor “Yaratıcılık, katkılarınızın kuruluşunuzun başarısı için hayati önem taşıdığı alanların her birinde size yardımcı olacaktır.”
Pattisall’a göre, Adobe çalışma yöntemlerinde yaratıcılığı ve yeniliği teşvik eden bir şirket. Yazılım firması, yaratıcılığı şirket DNA’sının bir parçası olarak görüyor. “Müşterileri için yaratıcı endüstrilere çok hizmet eden yazılımlar, ürünler ve hizmetler oluşturmaya gittiklerinde, bunu riske izin veren ve ekiplerin oluşturmakta özgür oldukları bir dizi koşulda bir araya gelmelerine izin veren işbirlikçi bir şekilde yapıyorlar” diyor Pattisall.
Schadler, “Yaratıcılık paraya mal olmaz” diyor ve ekliyor “Yeni bir organizasyonu ayakta tutmuyorsunuz. Herkesin kullanımına açık olması farklı bir düşünme ve çalışma şeklidir.”
Bu sorunların başında yetişmiş insan kaynağı geliyor. Yazılım geliştirme veya siber güvenlik gibi yüksek talep gören alanlardaki mevcut teknoloji çalışanları, daha yüksek maaş teklifleri veya kariyer gelişimi için fırsatlarla şirket değiştirmeye meyillidir. BT mesleklerinde artan yıpranma ve düşük işsizlik seviyeleri ile teknoloji liderleri projelerinde ve girişimlerinde ters rüzgarlarla karşı karşıya kalıyor.
CIO’lar mevcut işgücünü yeniden vasıflandırarak yetenek göçünden kurtulabilirler. Bu yetenek eksikliğinin bir parmak şıklatmasıyla ortadan kalkmadığını anlamaları gerekiyor ve bu yüzden sahip olduğumuz ekip üyelerine bakmalı ve onları organizasyon için ihtiyaç duyulan alanlarda geliştirmelerini sağlamalıyız.
Liderlerin, beceri geliştirme stratejilerinden en fazla faydayı elde etmek için eğitim fırsatlarını en çok talep edilen becerilerle uyumlu hale getirmesi gerekiyor. Bilişim sektörü için listenin en başından başlamakta fayda var. Türkiye’de ve dünyada Sber güvenlik, DevOps ve geliştiriciler tarafında büyük insan kaynağı açıklarının olduğu görülüyor. Bu üç alandaki teknoloji eksiklikleri şu anda çok büyük. Ve durum böyle devam ederse önümüzdeki günler de pek iç açıcı değil.
Sevindirici bir durum Hibrit çalışmaya geçiş ile birlikte şirketlerin her yerden işe alma yeteneğini de genişletmesi oldu. Şirketlerinin kendi coğrafi bölgelerinin dışından yeni yetenekler tedarik ettiğini görmek sevindirici.
Yeteneğe erişimdeki zorluklar inovasyona zarar veriyor ve her 10 dijital liderden yedisi, şirketlerinin işçi sıkıntısı nedeniyle değişime ayak uyduramadığını söylüyor. Bu durum eğitim ihtiyacını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bu konuda hızlı hareket edebilmek için teorik eğitim yanında pratik eğitimlerinde verilmesi gerekiyor. Potansiyel çalışanlar teorik eğitimle alırken aynı zamanda staj imkanlarından da faydalanmalılar. Bunun için şirketlerin şimdiden hareket geçmesi gerekiyor. Hiçbir şey için geç değil!
Doğru alan adını bulmak başarılı bir web varlığı oluşturmanın temel adımlarından biridir. Tabi tek artısı sadece bu değil. (tacosymas.com) Tanımlayıcı ve akılda kalıcı olmak, marka imajı ve güvenilirlik, hatırlanabilirlik ve paylaşılabilirlik, rekabet üstünlüğü gibi nedenlerden dolayı doğru alan adı ile web yolculuğuna çıkmak kritik bir konudur. Doğru alan adını seçmek ayrıca başkalarının ticari marka veya telif hakkı ihlallerine yol açmamanız için önemlidir. Uygun bir alan adı seçerek yasal sorunları önlemiş olursunuz.
Bununla birlikte araştırmalar, anahtar kelimelerin veya marka adının doğru bir şekilde alan adında kullanılmasının SEO (Arama Motoru Optimizasyonu) performansını artırdığını gösteriyor. Bu, web sitenizin arama motorlarında daha iyi sıralamalar elde etmesine ve daha fazla organik trafik çekmesine yardımcı olur. Diğer yandan bir kez seçilen bir alan adı, uzun vadeli bir yatırımdır ve genellikle değiştirilmesi zor ve maliyetli olabilir. Bu nedenle, doğru bir alan adı seçerek gelecekteki büyüme ve gelişme için uygun bir temel oluşturabilirsiniz.
Satılan ilk alan adı; symbolics.com
Web tarihinde ilk satılan alan adı, 15 Mart 1985 tarihinde kayıt edilen “symbolics.com” oldu. Symbolics Inc., Massachusetts merkezli bir bilgisayar şirketiydi ve “symbolics.com” alan adını Amerika Birleşik Devletleri’nin domain kayıt otoritesi olan Internet Assigned Numbers Authority (IANA) üzerinden almıştır. Symbolics Inc.’in faaliyetleri artık devam etmese de “symbolics.com” alan adı hala kayıtlı ve internetin tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
Bununla birlikte domain platformlarının doğru alan adını bulmada önemli bir rolü vardır. Bu platformlar, kullanıcılara alan adları araştırmak, kaydetmek ve yönetmek için bir arayüz sağlar. Ayrıca, mevcut domainlerin satışını ve transferini de kolaylaştırırlar. Domain platformlarının doğru alan adını bulmada rolünü kısaca özetlemek gerekirse;
Domain Arama ve Öneriler: Domain platformları, kullanıcılara belirli anahtar kelimeleri veya marka adlarını içeren uygun alan adı seçenekleri sunar. Bu sayede kullanıcılar, işletmeleri veya projeleri için uygun, hatırlanabilir ve tanımlayıcı bir alan adı bulabilirler.
Alan Adı Yönetimi: Bu platformlar, kullanıcılara alan adlarını kolayca yönetme ve düzenleme imkanı sunar. Yenileme, alan adı yönlendirmesi, DNS ayarları gibi işlemler bu arayüz üzerinden yapılabilir.
Alan Adı Satış ve Transferi: Kullanıcılar, mevcut domainlerini satmak veya başka bir hesaba transfer etmek istediklerinde domain platformları bu süreci kolaylaştırır. Kullanıcılar, domain satışı yaparak veya satın alarak mevcut ve değerli alan adları bulabilirler.
Alan Adı Değerlendirmeleri: Bazı domain platformları, kullanıcıların alan adı değerlerini belirlemelerine yardımcı olacak hizmetler sunar. Bu, kullanıcıların domainlerini satarken veya satın alırken adil bir fiyat belirlemelerine yardımcı olur.
Alan Adı Uzantıları: Domain platformları, kullanıcılara farklı uzantılarda (örneğin .com, .net, .io gibi) domain seçenekleri sunar. İşletmeler için uygun olan ve marka kimliğine en uygun olan uzantıyı seçmelerine yardımcı olur.
Gelelim bu yazının yazılma amacı olan ve alan adı satın alabileceğiniz en popüler domain sitelerine;
GoDaddy (https://www.godaddy.com/): GoDaddy, dünyanın en büyük alan adı kayıt şirketlerinden biridir ve geniş bir alan adı seçeneği sunar. Ayrıca, web hosting, SSL sertifikaları ve diğer internet hizmetleri de sunar.
Namecheap (https://www.namecheap.com/): Namecheap, uygun fiyatlı ve kullanıcı dostu bir alan adı kayıt şirketidir. Hem yeni hem de eski domainlerde rekabetçi fiyatlar sunar.
Google Domains (https://domains.google/): Google Domains, Google tarafından sunulan basit ve kullanıcı dostu bir alan adı kayıt hizmetidir. Arayüzü kolaydır ve alan adı yönetimi için pratik bir platform sunar. Bununla birlikte Google Domains servisi yakın zamanda kapatılacağının ve sistemde kayıtlı alan adları Squarespace’ye taşınacağının bilgisini de vermiş olalım.
Bluehost (https://www.bluehost.com/): Bluehost, alan adı kaydı yanı sıra web hosting hizmetleri de sunan popüler bir şirkettir. Yeni alan adı alırken aynı zamanda hosting hizmetlerini de düşünebilirsiniz.
Name.com (https://www.name.com/): Name.com, kullanıcıların kolayca alan adı kaydedebileceği ve yönetebileceği bir platformdur. Aynı zamanda alan adı transferi ve premium domain seçenekleri sunar.
Hover (https://www.hover.com/): Hover, basit ve sade bir arayüze sahip olan alan adı kayıt şirketidir. Müşteri odaklı hizmetleri ile bilinir.
HostGator (https://www.hostgator.com/): HostGator, web hosting ve alan adı kayıt hizmetleri sunan popüler bir şirkettir. Yeni alan adları ve mevcut domain transferleri için uygun fiyatlar sunar.
1&1 IONOS (https://www.ionos.com/): 1&1 IONOS (eski adıyla 1&1) büyük bir hosting ve alan adı kayıt şirketidir. Uygun fiyatlar ve geniş domain seçenekleri sunar.
Bu siteler, alan adı kaydı yapmak için güvenilir ve popüler seçeneklerdir. Alan adınızı seçerken fiyatlar, müşteri desteği, arayüz kullanım kolaylığı ve diğer özellikleri göz önünde bulundurarak en uygun olanı seçebilirsiniz.
SSH, bilgisayarlar arasında güvenli uzak bağlantı kurmak için kullanılan bir protokoldür. Özellikle Linux işletim sistemi kurulu ve üzerinde SSH servisi çalışan bilgisayarlar arasında yapılır. Yönlendiriciler ve anahtarlar dahil olmak üzere, sunucular ve ağ ekipmanı gibi uzak cihazlara bağlanırken gereklidir.
SSH ile uzak oturum açıldığında gelen ve giden bütün trafik şifrelenerek veri güvenliğini sağlanır. BT uzmanları, sistem ve ağ yöneticileri hatta normal Linux kullanıcılar için oldukça popüler bir servistir.
Bu yazıda, Linux için en popüler SSH istemcilerine örnekler vereceğim.
PuTTY, başlangıçta Windows için geliştirilen ancak daha sonra Linux ve MAC için kullanıma sunulan ücretsiz ve açık kaynaklı bir SSH ve telnet istemcisidir. Kullanımı oldukça kolay ve uzak bağlantı kurmak için temiz ve basit bir kullanıcı arayüzü sunar.
SSH’a ek olarak , telnet & rlogin ve SFTP protokollerini kullanarak da uzak bağlantı sağlayabilir. Ayrıca, yönlendiriciler ve anahtarlar gibi cihazlara seri bağlantılar yapmak için de kullanılır. PuTTY ayrıca, bağlantı ayrıntılarını kaydederek, yeniden bağlantı kurma durumunda kolaylık sağlar.
Temel Özellikler :
MobaXterm, üzerinde SSH servisi çalışan bilgisayarlara uzak bağlantı yapmak için kullanılan bir araçtır. MobaXterm’in Windows uygulamasında, BT yöneticileri, web yöneticileri ve diğerleri için özel olarak hazırlanmış harika özellikler bulunur. Uygulama sadece Linux bilgisayarlara SSH bağlantısı değil, Windows sunuculara RDP vs. gibi servislerle terminal bağlantı yapılmasına da olanak sağlar.
MobaXterm istemcisi SSH, RDP, VNC, FTP, MOSH ve daha fazla protokolü destekler. MobaXterm ayrıca bash, cat , sed , awk , grep gibi Unix komutlarını Windows ortamında kullanılmasına izin veren bir arayüze sahiptir.
Temel Özellikler :
Termius, Linux, Windows, Mac, iOS ve Android ortamlarda kullanılabilen ücretsiz bir SSH ve telnet istemcisidir. Kullanışlı bir arayüzü bulunan uygulama son derece özelleştirilebilir bir uygulama ekranına sahiptir.
Termius SSH istemcisi, buluttaki güvenli bir alana parola verilerini senkronize edebilir. Uygulamanın masaüstü ve cep telefonu için özelleştirilmiş versiyonları vardır.
Temel Özellikler :
SolarWinds PuTTY, uzak bağlantı başlatmak için kullanılan, web tabanlı ve ücretsiz bir terminal bağlantı yapma arayüzüdür. Oldukça basit ve kullanıcı dostudur. Uzak bağlantıları hızlı şekilde başlatıp, oturum ayarlarını yapabilirsiniz.
SolarWinds PuTTY’i bir USB’de taşıyıp, kurulum gerektirmeden çalıştırabilirsiniz.
Güvenli Kopyalama Protokolü ( SCP ), Güvenli Shell ( SSH ), Dosya Aktarım Protokolü ( FTP ), Telnet ve SSH Dosya Aktarım ( SFTP ) gibi protokolleri destekler.
Temel Özellikler:
Twitter takip için @salihertugrul YouTube kanalım
Akıllı telefon kullanıcılarının uzun zamandır beklediği Android 13 güncellemesi nihayet büyük ölçekte dağıtılmaya başlandı. Samsung da bu alanda elini hızlı tutan ve giriş, orta ve üst segment ayırt etmeden paylaşım yapanlar arasında yer alıyor. İşte şu ana kadar Android 13/ One UI 5 alan tüm Samsung modelleri…
Aşağıda paylaştığımız Android 13/ One UI 5 alan tüm Samsung modelleri listemizde şu ana kadar güncelleme dağıtımına başlandığı resmi olarak açıklanan cihazlara yer verdik. Fakat dağıtım süreci bir günde gerçekleşmiyor.
Dolayısıyla kullandığınız akıllı telefonun modeli listede yer alsa bile güncellemenin sizinle paylaşılması birkaç haftaya kadar uzayabilir. Ayrıca listede yer almıyor oluşu Android 13’ü almayacağı değil, henüz almadığı anlamına gelebilir. Detaylar için 2. sayfaya bakabilirsiniz.
Kullanmış olduğunuz akıllı telefon için henüz One UI 5/Android 13 dağıtımı başlamamış olabilir. Fakat 2. sayfada yer alan listedeki modeller içerisinde bulunuyorsa önümüzdeki aylarda alacaktır.
Çin’in Şangay kentinde düzenlenen Şangay Mobil Dünya Kongresi, dünyanın önde gelen bilişim sektörü yöneticilerini, mobil operatör şirketlerini, bilişim alanındaki fikir önderlerini ve medya mensuplarını bir araya getirdi.
Şangay Mobil Dünya Kongresi, birçok bilişim sektörü profesyonelini Çin’de buluşturdu. Huawei Dönüşümlü Yönetim Kurulu Başkanı ve CFO’su Sabrina Meng, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, 5G’nin bugününe ve geleceğine değindi.
Meng konuşmasına başlarken, “5G dünya genelinde dört yıldır ticari olarak kullanılıyor ve endüstrilere yeni değerler katıyor. Bunun bir sonraki adımı 5.5G olacaktır. Bilim ve teknoloji, büyük ve karmaşık sistemlere doğru ilerliyor. 5G teknolojisinin belirli senaryolara uygun hale getirilmesi ve sistem mühendisliği uygulamaları, 5G’nin başarısını sürdürülebilir kılacaktır” dedi.
Meng şöyle devam etti, “Bilim-kurgu yalnızca geleceği tasvir edebilir. Ancak bilim ve teknoloji, hayal gücünü gerçeğe dönüştürebilir. 5G bugün, tüm sektörlerde ve bireysel kullanımda, çalışma ve yaşama şeklimizi değiştirerek, ekonomik, endüstriyel ve sosyal anlamda yenilikçi değerler yaratıyor. 5G, bulut ve yapay zeka, yeni nesil içerik üretimine sağladığı teknolojik destekle, tüketicileri de bir anlamda üretici olmaya sevk ediyor. Endüstriler için 5G, verimlilikte yeni bir itici güç haline geldi. Teknoloji tedarikçileri, ortakları ve müşterileri arasında, 5G’nin katma değer kattığı alanlar günden güne artıyor ve sektörler uyum içinde çalışıyor. Stratejik yaklaşımlar, endüstriyel senaryoların derinlemesine anlaşılması ve yatırım getirilerinin artması, 5G için endüstriler özelinde de bir temel oluşturdu.”
“5G gelecekte, yeni nesil arama motorları ve çıplak gözle 3D gibi etkileyici deneyimler vaat eden yeni cihazların ve uygulamaların ortaya çıkmasını sağlayacak” diyen Meng şunları söyledi, “5G ayrıca nesneler arasında süper bağlantıya olanak tanıyarak, IoT (nesnelerin interneti) ağlarına daha fazla katkı sağlayarak üretkenliği artıracak. 5G için bir sonraki adım ise 5.5G olacaktır. 5.5G, 10 gigabit indirme hızı, gigabit düzeyinde yükleme hızı, 100 milyar bağlantıyı destekleme yeteneği ve yerleşik yapay zeka özelliklerine sahip olacak. Bu özellikler sadece bireysel kullanım açısından fayda sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda endüstriler için de birçok yeni fırsatı da beraberinde getirecektir.”