Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 336

    New Star GP İnceleme

    0

    Formula 1 heyecanını biraz gerçekçi biraz da Arcade tarzda sunmayı hedefleyen New Star GP inceleme konuğumuz.

    Formula 1 motor sporları arasında farklı disiplinleri bünyesinde bulunduran heyecanlı ve bir o kadar da rekabet içeren bir spor dalı. Pilotların yetenekleri teknik bilgisi yüksek mühendisler ve teknolojinin sınırları ile birleşerek harika bir şova dönüşüyor. F1 oyunları da genellikle bu bilgileri özümsediğimiz ciddiyette simülasyon kıvamında bir yapıma dönüşüyor.

    Fakat her zaman bu kadar derin bilgiler içeren yapımları oyuncularla yan yana getirmek eğlenceyi de aynı oranda yukarı çekmiyor. Eğlence odaklı bir F1 deneyimi istediğimizde genelde çok fazla seçenek bulamıyorduk. Bu duruma inovatif bir deneyim şeklinde yaklaşan New Star GP oyunu bize oldukça basit denklemler üzerinden Formula 1 heyecanını yıllar boyunca yaşayacağımız bir kariyer yapısı ile birleştiriyor.

    Öncelikle New Star GP’nin erken erişimde olduğunu ve zaman içinde şu an olduğu şekilden daha iyi hale geleceğini belirtmemiz gerek. Yapımcı ekip arı gibi çalışarak sürekli bazı şeyleri düzeltip yenilikler üzerinde çalışıyor.

    Retro tarzda grafikleri ile bu türü sevenleri ekstra mutlu etmeyi hedefleyen New Star GP, Arcade oyun tarzı ile keyifli bir deneyim sunuyor. Dönemine uygun araç tasarımları, lisans konusuna takılmamak için dönemin pilotlarının isim benzerliği ile yüzümüzde tebessüm oluşturuyor. Aynı şekilde pistlerin tasarım benzerlikleri ve konumları ile F1 bilginizi de tazeliyor.

    Bir Formula 1 meraklısıysanız zaten görür görmez neyin ne olduğunu hemen fark ediyor ve bu rüzgara kendinizi bırakıyorsunuz.

    Basit bir fikir gibi görünen yapım araçları özelleştirebilme, güçlendirebilme, kariyer basamaklarında RPG öğeleri, kullanılabilen perkler dahil olmak üzere küçük detaylarla sizi heyecanlı bir maratonun ortasına bırakıyor.

    Olabildiğince sade mekanikler ile oynanışı çeşitlendiren yapım zor bir türü eğlenceli bir şekilde harmanlıyor. Yarış koşulları olarak yağmurlu hava ve dinamik değişimleri sizi stratejik düşünmeye itiyor. Gerçek bir Formula 1 heyecanını temel alan oynanış ile kaç defa pit yapacağınızı, ıslak zemin lastiği, yumuşak ve sert hamur lastiklerle nasıl bir yarış stratejisi kuracağınızı da oldukça basit bir yol ile anlamanızı sağlıyor.

    Hasar alabilen ekipmanlarınızı pitte değiştirme, araca koyacağınız yakıta göre ivmelenme ve yol tutuş mekanikleri gerçekten küçük nüanslar ile tebessüm ettiriyor. Perkler ve pit ekibinizin direktifleri oyunda başarılı olmanın yolunu size sunuyor.

    Rival konsepti ile farklı pilotlar ile özel yarışlar yapabiliyor, sıralama turları ve diğer benzer F1 sistematikleri ile gerçek bir deneyimi Arcade tatta yaşayabiliyorsunuz.

    Ses ve ambians olarak bizi 80lere ışınlayan oyun Synthwave tarzı müzikleri ile pist üzerinde rekabette sizi gazlıyor.

    Bir erken erişim oyununa göre oldukça iyi durumda görünen oyunun geleceği çok parlak duruyor. Özellikle 2000’lerden sonra güncel F1 esinlenmeleri ile büyüyecek yapım bizi gelecekte oldukça şaşırtabilir. (evercoach.com)

    Yapay zeka gazetecilerin yerini alabilir mi?

    0

    Gazetecilik halkı aydınlatmak gibi ulvi bir görevi yerine getiren özel bir meslektir ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte elbette gazetecilikte de değişimlere uzun yıllardır tanık oluyoruz. Basılı kağıttan okuduğumuz haberler önce dijital ortama kaydı ve dijital dünyanın da zaman içinde gelişmesiyle haberlere hemen her yerden anında ulaşabilen bir konuma geldik.

    Ancak iş burada elbette bitmiyor. Çünkü pek çok mesleği tehdit ettiğine inanılan yapay zekanın gazetecilik için de tartışmalı pek çok yönü var. Öncelikle bir yapay zeka, kendi başına haber yazmaya başladığında gerçekten bir gazeteciye ihtiyaç kalacak mı? Daha doğrusu gazetecilik tam olarak böyle bir şey mi?

    Bu konuyu anlamak için sanırız önce Google’ın test ettiği yeni yapay zeka aracını mercek altına almak lazım. Çünkü Google, yapay zekanın getirdiği bu hizmetini The New York Times’ın onayına çoktan yolladı bile. Peki Google bu alanda tam olarak ne yapıyor?

    The New York Times’ın haberine göre Google, haber makaleleri yazabilen “Genesis” adlı bir yapay zeka aracını test ediyor. Konuyla ilgili üç kişinin gazeteye verdiği bilgiye göre, güncel olaylar gibi ayrıntılara dayalı olarak haber içeriği oluşturabilen bu sistem Times, Washington Post ve The Wall Street Journal ile The Times of London’ın sahibi News Corp gibi şirketlere öneriliyor.
    Google’ın sunumunu izleyenler Times’a, doğru haberler üretmek için harcanan çabayı anlamadıklarını ve yapay zekayı tedirgin edici bulduklarını söylediler.

    Washington Post’un baş iletişim sorumlusu Kathy Baird konu hakkında şunları söyledi: “Bu bahar Google ile yeni teknolojileri Genesis’i tanıtmak üzere bir toplantı yapıldı ve bu toplantıya çoğunlukla Post’un Mühendislik ve İşletme ekiplerinden yöneticiler katıldı.”

    Bir Google sözcüsü yaptığı açıklamada, “Haber yayıncılarıyla, özellikle de küçük yayıncılarla ortaklaşa olarak, gazetecilere işlerinde yardımcı olacak yapay zeka destekli araçlar sağlama potansiyeline sahip fikirleri keşfetmenin ilk aşamalarındayız” dedi.

    Şirketin, Gmail ve Google Docs’ta yapay zeka araçlarının kullanılmaya başlanmasıyla aynı şekilde gazetecilerin üretkenliğini artırmak istediğini söylediler. Sözcü, “Örneğin, yapay zeka destekli araçlar gazetecilere manşet seçenekleri veya farklı yazı stilleri konusunda yardımcı olabilir” diye ekledi.

    Sözcü, “Basitçe ifade etmek gerekirse, bu araçlar gazetecilerin haber yapma, haber oluşturma ve haberlerini kontrol etme konusundaki temel rolünün yerini alamaz ve alması da amaçlanmamıştır.” diyor. Bu cümle oldukça önemli.

    Google’ın aracı, dünya çapında birçok haber kuruluşunun yapay zekanın gazetecilere nasıl yardımcı olabileceğini araştıracaklarını açıklamasının ardından geldi. Bunların arasında The New York Times, Insider ve ABD’nin en büyük gazete yayıncısı olan Gannett de yer alıyor.

    Ancak bu yeni teknoloji şimdiden haber merkezlerinde sorunlara yol açtı ve The Irish Times kısmen ChatGPT ile yazılmış sahte bir fikir makalesini kaldırmak zorunda kaldı.

    The Guardian’ın haberine göre, geçtiğimiz ay Avrupa’nın en çok satan gazetesi olan Alman Bild tabloid gazetesi yaklaşık 200 kişiyi işten çıkardı ve “yapay zekanın sunduğu fırsatlar” nedeniyle gelecekteki kesintiler konusunda uyarıda bulundu.

    Şimdi bu son iki gelişmeden yola çıkarak şu çıkarıma varabilmek mümkün:

    Yapay zeka gazeteciliğin yerini orta/uzun vadede alamaz. Ancak sunduğu fırsatlar ve kolaylıklar sayesinde gazeticiliğin daha verimli bir şekilde yapılabilmesine yol açabilir. Sunduğu yeni araçlar hem görsel hem de çalışma formatında iyileştirmelere yol açabilir. Ancak bir gazetecinin haberini bulup güzelce derlemesi, gözlemlerini aktarması bir yapay zekanın yapacağı bir iş değil.

    Öte yandan Alman Bild’in yüzlerce çalışanını çıkarması da dikkat çekici bir nokta. Burada da yapay zekanın yapacağı basitlikte işleri yapan kimselerin işlerinin yapay zeka ile çabucak dolabileceği anlamı çıkıyor. Çok basitçe görsel tasarımcılar, moderatörler vb. sektörde ikamesi daha kolay olabilecek iş sahalarında yapay zekayı daha yoğun bir şekilde görebiliriz. Ancak gazeteciliğin kendisinin bir insandan yapay zekaya geçmesi de beklenmemeli.

    Lenovo Tab P12’de mobilite performans ile buluşuyor

    0

    Lenovo, daha çok yönlü kullanım ve daha fazla kişisel zaman için geliştirdiği Lenovo Tab P12 ürünü ile Android işletim sistemli tüketici sınıfı tablet ürün grubunu güçlendiriyor.

    Lenovo, Lenovo Tab P12 ürünü ile öğrenme ve oyun olanaklarını bir araya getirirken lise ve üniversite çağındaki öğrenciler için vazgeçilmez bir okula dönüş cihazı sunuyor. Lenovo Tab P12, video izleme ve web’de gezinme için 12,7 inç boyutunda büyük bir 3K ekranın yanı sıra JBL hoparlör sistemiyle karşımıza çıkıyor.

    Lenovo Tab P12, eğlenceli içeriklerden daha fazla derinlik, netlik ve ayrıntı sunarken, Dolby Atmos® desteği sayesinde daha zengin ve çok boyutlu bir ses deneyimi sağlıyor. Lenovo Tab P12, pil ömrü ise ürünün hem öğrenme hem de eğlenme amacıyla uzun süre kullanılabilmesine olanak tanıyor.

    Lenovo Tab P12, yeni Lenovo Tab Pen Plus ve ThinkPad’den ilham alan klavye uyumluluğuyla öğrenmenin daha akıllı yollarını destekliyor. Bölünebilen büyük ekran, çevrimiçi derslerde bir yandan not alırken bir yandan belge görüntülemeye olanak tanıyor. Özel geliştirilen okuma modu ve göz sağlığı özelliği ise kullanıcıyı içine alan uzun çalışma oturumlarını destekliyor.

    Lenovo Tablet Grubu Başkan Yardımcısı Tony Chen, ürün hakkında şunları söylüyor: “İş, çalışma ve oyun arasında kesintisiz geçişten sağlam pil ömrü ve gezginler için gelişmiş 5G özellikli mobilite olanaklarına kadar Lenovo tabletler, daha akıllı hibrit yaşam kavramının yeniden tanımlanmasına yardımcı oluyor. Tablet kullanıcılarının tabletleriyle ilgili beklentilerinin her zamankinden daha fazla olduğu günümüzde, kullanıcıların yüzde 80’inden fazlası tabletlerini üretkenlik ve eğlence için kullanıyor. (Phentermine) Bu yüzden yeni Lenovo Tab P12, modern tablet kullanıcılarının ve evlerin çok yönlü ve değişen dijital ihtiyaçlarına uyum sağlamak üzere bir tür günlük yardımcı olarak tasarlandı.”

     

    Ekran Kartı Satın Alırken Neden VRAM’e Bakıyoruz?

    Ekran kartı satın alırken oyuncuların dikkat ettiği noktalardan biri VRAM yani video RAM belleği diyebiliriz. Peki, nedir bu Video belleği denen unsur ve ekran kartları için neden bu kadar önemli?

    Özellikle video render ve yapay zeka uygulamaları başta olmak üzere, profesyonel alanda CPU’dan GPU’lara doğru bir kayma söz konusu. Donanımlar sayesinde para kazananlar bir kenara, yeni nesil oyunlar çok yüksek miktarlarda VRAM tüketmeye başladı.

    Ekran kartları kendi başına bir sistem gibidir. Harici kartların tümünde az veya çok miktarda bellek vardır. Entegre grafikler ise sistemin ana RAM’inden faydalanır. İşte VRAM hakkında bilmeniz gereken her şey.

    VRAM bir GPU’nun (grafik kartı) bilgi depolamak için kullandığı bellek türüdür. Burada tutulan veriler ekrandaki görüntüleri oluşturmak için kullanılır. Tüm grafik kartları belirli miktarda VRAM içerir ve bu miktar GPU’nun performansını kullanım senaryosuna göre etkileyebilir.

    Aslında video belleği standart olarak teknolojik cihazlarda kullanılan belleklerle çok benzer. Yalnızca ekran kartına özel olarak adanmış bir RAM (Random Access Memory) türüdür. VRAM’i bilgisayarın geri kalanıyla birlikte kullanmak mümkün değildir. Bunun yerine grafik yongasının işlerini hızlandırmak için ekran kartı PCB’sine entegre ediliyor.

    Normal RAM ve VRAM Arasındaki Fark Nedir?

    Normal RAM CPU için veri okuyup depolarken, VRAM aynı işi GPU’nuz için yapar. Her zaman olmasa bile genel olarak, bir ekran kartı ne kadar çok VRAM’e sahipse o kadar yüksek performans gösterir çünkü bilgisayarın RAM’i veya işlemcisiyle olan bağlantısı en aza iner. Başka bir deyişle grafik belleği CPU ile ekranınız arasında bir tampon görevi görür, oyunlarda veya video düzenleme sırasında kare hızlarını etkileyebilir.

    DDR4 veya DDR5 gibi normal RAM’ler teknik olarak bir bilgisayardaki tüm bileşenler için kullanılır. Temelde ise bir kerede çok fazla veri yerine gerçekten hızlı bir şekilde veri akışı talep eden CPU’nun performans gereksinimlerine göre uyarlanmıştır. Sonuç olarak, DDR bellek her zaman düşük gecikme süresine (nanosaniye cinsinden) yöneliktir ve genellikle saniyede gigabayt cinsinden ölçülen bant genişliği çok önemlidir.

    Grafik işlemcilerinin bellek taraflı çok farklı gereksinimleri vardır. GPU’lar dokulara, çerçeve arabelleğine (GPU’ya bir karede tek tek pikselleri nereye yerleştireceğini tanımlar), RAM’de depolanan ve nispeten yüksek gecikme süresiyle çalışabilen diğer grafik bilgilerine erişmek için çok fazla bellek bant genişliğine ihtiyaç duyar. Bu nedenle VRAM yalnızca grafik işlemcilere uyacak şekilde özel olarak üretilmekle kalmaz, aynı zamanda GPU’ya fiziksel olarak mümkün olduğunca yakındır.

    Herhangi bir RAM, iyi ya da kötü VRAM olarak çalışabilir. Aslında sistem RAM’inin VRAM olarak kullanılması oldukça yaygındır. Bilgisayarınız entegre bir GPU kullanıyorsa RAM’in bir bölümü onun için tahsis edilmiş demektir.

    Modern oyun konsolları, akıllı telefonlar ve Apple’ın M1 bilgisayarları gibi bazı bilgisayar sistemleri “birleşik belleğe” sahip. GPU için bir parça sistem RAM’inin kesilmesi yerine, her iki işlemci de gerektiğinde belleği dinamik olarak paylaşır. Ek bir avantaj olarak, CPU ve GPU’nun her ikisi de aynı veriye ihtiyaç duyarsa, iki farklı bellek setinde iki kopya bulundurmaya gerek kalmaz. PlayStation 5 gibi bu sistemlerin bazılarında birleşik RAM’in tamamı GDDR olarak sunulur. Yani hem CPU hem de GPU, GPU kullanımı için tasarlanmış RAM’i kullanıyor.

    Ekran kartları söz konusu olduğunda VRAM’i zorlayacak iki iş yükü vardır: oyun ve yaratıcı uygulamalar. Bu ikisi arasında oyunlar belleği daha az zorlar, diğer uygulamalar VRAM kapasitesini son noktasına kadar sömürebilir. Bununla birlikte, oyunlarda VRAM kullanımını ayarlamanız olanak tanıyan birçok grafik seçeneği mevcut. Yaratıcı ve profesyonel uygulamalarda genellikle önerilen VRAM miktarları listelenir ve genellikle oyunlardan daha fazla belleğe ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle iş istasyonları için üretilen Pro ekran kartları yüksek VRAM kapasiteleriyle satışa sunulur.

    Geleceği göz önünde bulundurmak da önemli, çünkü yeni oyunlar ve uygulamalar eskilere göre daha fazla VRAM tüketiyor. Her zaman bu böyle olmasa da en azından şimdiye kadarki eğilim bu şekilde. Bugün ve gelecekte oldukça yoğun iş yükleri çalıştırmak istiyorsanız, hem daha fazla VRAM hem de daha hızlı bir GPU’ya sahip daha üst düzey bir grafik kartı tercih etmelisiniz.

    Canon’dan vlog ipuçları

    Muhteşem ve yüzbinlerce beğeni alacak videolar çekmenin sihirli bir formülü yok elbette…

    Ancak takipçilerinizi içerik kalitenizle kendinize hayran bırakacak nitelikte etkili ve kaliteli vlog’lar üretebilmeniz, görüntü sabitliği ve benzersiz netlikte çekimler ve ses kalitesi yakalamak için yapabilecekleriniz var. Mükemmel vlog çekmenin tüm gerekliliklerini bir araya getiren Canon PowerShot V10 ise vlog içeriklerinin kalitesini arttırmayı hedefleyenlerin en iyi yol arkadaşı olmaya aday!

    İlgi alanınızı belirleyip güzel bir konum ve ilgi çekici bir hikâye buldunuz. Mükemmel bir vlog için gereken her şeye sahip olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz ancak hangi kiti seçmeniz gerektiğini ve takipçilerinizin beğenerek izleyeceği içerikleri oluşturmak için videonuzu yeterli standarda nasıl ulaştırabileceğinizi biliyor musunuz? Bazı basit ipuçları ile kolaylıkla videonuzu daha kaliteli ve ilgi çekici hale getirebilirsiniz.

    İşte hem yeni başlayanlar hem de deneyimli vlogger’ların vlog’larını geliştirmesine yardımcı olacak önemli püf noktaları;

    Doğru hikâye ve kurgu

    İyi bir vlog için önemli olan ilk konu güçlü ve orijinal bir konsepte, hikayeye sahip olmanızdır.

    Karşınızdakini etkilemek için 15 saniyeniz var!

    Yapılan araştırmalara göre karşınızdaki videonuzla etkileyebilmek için sadece 15 saniyeniz bulunuyor. Geniş kitlelerin dikkatini toplamak kolay değil. Dikkat çekici görseller, jestler, mimikler ve ses kalitesi izleyicinin dikkatini çekebilmek için en önemli unsurlar. İşte tüm bu unsurlar doğru şekilde bir araya geldiğinde kanal ya da sosyal medya hesap sahibini mutlu eden izlenme oranlarına ve yeni içerikler üretmeye teşvik etmeye giden uzun ve meşakkatli bir yola dönüşüyor. Unutmayın! Sadece ilk 15 saniye.

    Tripod’suz olmaz

    Görüntüsü sabit, net ve dengeli çekimler her zaman fark yaratır. Bu nedenle profesyonel çekimler için mutlaka bir tripoddan destek alın.

    Kare hızı ve çözünürlüğe önem gösterin!

    İzleyiciler kaliteli içerikler görmeye alıştığı için artık kalitesiz ve özensiz videolar izlemek istemiyor. İçeriğiniz ne kadar yaratıcı olursa olsun çekiminizi önemli ayrıntılarla iyileştirmeniz önemli. Bunun için full HD veya 4K video özellikli fotoğraf makinelerini tercih edebilirsiniz. Full HD, kullanabileceğiniz iyi ve standart bir seçenektir ancak 4K size daha fazla ayrıntı sunar ve kaliteden ödün vermeden görüntülerinizi kırpmanıza ve sabitlemenize olanak tanır.

    Kaliteli sesin önemini unutmayın!

    Çekim sırasında istenmeyen seslerin de videoya dahil olmasını kimse istemez. Tabii bir de ses ve görüntünün eşzamanlı hareket etmesi gerekiyor. Neden mi? Kusursuz bir şelale manzarasını izlerken kimse cızırtılı sesler duymak istemez!

    HP Tanklı Yazıcı portföyü genişliyor

    Mürekkep tanklı yazıcı HP Smart Tank 580 All-in-One Yazıcı,  HP Smart uygulaması ile her yerden baskı almayı ve taramayı mümkün kılıyor; kendi kendini onaran Wi-Fi ile güvenilir, hızlı bir çevrimiçi bağlantı ve kesintisiz baskı deneyimi sunuyor.

    Öne Çıkan Özellikleriyle HP Smart Tank 580 All-in-One

    • HP mürekkep tanklı yazıcı portföyündeki HP Smart Tank Serisinin en yeni modeli HP Smart Tank 580 serisi ile ile benzersiz bir yazıcı deneyimi.
    • İçindeki mürekkeple 18 bin sayfaya kadar siyah veya 6 bin sayfaya kadar renkli baskı.
    • Kullanıcıya rehberlik eden, ışık yönlendirmeli akıllı düğmeler.
    • HP Wolf Essential Security ile siber tehditlere karşı kritik koruma.
    • Güvenilir ve hızlı bir çevrimiçi bağlantı için kendini onaran Wi-Fi.
    • Akıllı telefon veya tablete indirilen HP Smart Uygulaması ile mobil olarak istenilen her yerden hızlı bir şekilde baskı ve tarama.

    HP mürekkep tanklı yazıcı portföyünde yer alan ve kullanımı kolaylaştıran özellikleriyle ev kullanıcılarının günlük baskı ihtiyaçlarını karşılayan HP Smart Tank 580 All-in-One yazıcı serisini piyasaya sundu.

    Düşük maliyetli yüksek hacimli baskı sunan HP Smart Tank 580 yazıcı serisi, doygun siyah ve canlı renklerle basılmış net metin, resim ve grafik içerikleriyle, üstün baskı kalitesinde dokümanlar hazırlamanızı sağlıyor.

    Yazıcının içinden çıkan orijinal HP mürekkebiyle 18 bin sayfaya kadar siyah veya 6 bin sayfaya kadar renkli baskı alınabiliyor; yazıcıda 3 yıla kadar baskı almaya yetebilecek mürekkebin olması sizi masraftan kurtarıyor. Ayrıca kartuşsuz bir yazıcı olduğu için, içindeki mürekkep bittiğinde kartuş yerine, çok daha uygun fiyata  yedek mürekkep satın alarak yazıcı tankını kendiniz kolayca doldurabiliyorsunuz.

    M.2 SSD: Pratik ve taşınabilir depolama çözümleri

    M.2 SSD çözümleri giderek popüler olmalarının yanısıra aynı zamanda taşınabilir hale getirilerek kullanılmaları ile dikkat çekiyor.

    Depolama çözümleri son yıllarda çeşitlendi. Fiyatların düşmesi ile tabana yayılan bu çözümler arasında elbette en öne çıkanları SSD olarak adlandırılan ve yonga tabanlı ürünler. SSD çözümleri de kendi aralarında farklı boyut ve özelliklere sahip.

    Bunlardan biri olan M.2 SSD çözümleri küçük olmalı, sebebiyle özellikle dizüstü bilgisayarlarda tercih ediliyor. Bu ürünler sadece dizüstü değil aynı zamanda masaüstü bilgisayarda da kullanılıyor ve günümüzde birçok masaüstü bilgisayarda en azından 1 tane (bazılarında 2 de oluyor) M.2 SSD yuvası bulunuyor.

    Ortalama bir dizüstü RAM büyüklüğünde olan M.2 SSD’lerin de kendi aralarında farklı boyut ve özelikler sunan modelleri var.

    M.2 SSD

    Günümüzde 1 TB kapasiteli bir M.2 SSD’nin fiyatı ortalama 1200 TL’den başlıyor. Kapasite 2 TB’a çıkına bu rakam 2200 TL civarında oluyor. En yaygın kapasite seçenekleri bunlar. Bu tarz ürünlerin 4 TB kapasitesinde olanlarını alabilmek için ise 7000 TL civarında bir bütçe ayırmak gerekiyor. Hız anlamında baktığımızda ise M.2 SSD çözümlerinin farklı seçenekler sunduğunu görüyoruz. Elbette hız artıkça fiyatlar da artıyor. Örneğin ortalama hıza sahip 1 TB kapasiteli bir ürünün fiyatı 1200 TL olsa da yüksek okuma ve yazma hızları sunan bir modelde bu rakam 2000 TL’yi aşabiliyor. Yani daha fazla okuma ve yazma hızı isteniyorsa bütçeyi biraz artırmak gerekiyor. Yüksek hıza ihtiyaç duymayanlar için ortalama bir ürünün bile yeterli olduğunu da belirtmek isterim. Sürekli ve büyük boyutta veri aktarmak zorunda olanlar yüksek hız sunan çözümlere yönelebilir. Günlük ihtiyaçlar içinse normal bir çözüm fazlasıyla yeterli olacaktır.

    Bu M.2 SSD çözümlerini isterseniz harici bir kutu içine koyarak USB bağlantısı ile taşınabilir bir hale de getirebiliyorsunuz. Hareketli parça bulunmadığı için düşme ve darbelerden fazla etkilenmeyen bu depolama çözümü minik boyutları ile çok yer kaplamayan bir harici depolama haline de gelebiliyor.

    Anlaşıldığı gibi M.2 SSD çözümleri hem dizüstü, hem masaüstü hem de harici depolama çözümü olarak kullanılabilen faydalı bir ürün kategorisi.

     

    Acer Chromebook 314 ile tanışın

    0

    Gücünü en yeni Intel Core işlemcilerden alan ve günlük kullanım için tasarlanmış çok yönlü ve verimli bir cihaz olan Acer Chromebook 314, öğrenciler, öğretmenler ve ebeveynler için ideal performans sunuyor.

    Acer, ebeveynler, üniversite öğrencileri ve öğretmenlere yönelik üretkenliği artırmak için tasarlanmış çok yönlü cihazı Acer Chromebook 314’ün satışa sunulduğunu duyurdu. 14 inç parlama önleyici ekranı, hızlı Intel işlemcisi ve gizlilik kapağına sahip isteğe bağlı FHD web kamerası ile Chromebook 314, olağanüstü performans ve rahatlık sunarak kullanıcıların bulundukları yerden bağımsız olarak daha fazla görevi verimli bir şekilde yerine getirmelerini sağlıyor.

    Piyasadaki diğer Chromebook’lardan daha iyi performans gösteren Acer Chromebook 314, üniversite öğrencileri için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor. En yeni Intel Core i3-N305 işlemciye sahip bu Chromebook, düşük güç tüketimini yüksek performansla birleştirerek ödevlerin daha hızlı ve verimli bir şekilde tamamlanması için güvenilir bir çözüm sunuyor.

    Acer Chromebook 314, çarpıcı 14 inç dar çerçeveli ekranı ve FHD’ye kadar çözünürlüğü ile büyüleyici bir görsel deneyim sunuyor. Yansıma önleyici kaplaması, kullanıcıların çok aydınlık ortamlarda bile verimli bir şekilde çalışmasını sağlarken, isteğe bağlı dokunmatik ekranı sorunsuz kullanım ve rahatlık sağlıyor.

     

    ASUS Zenbook S 13 OLED :   Ultra taşınabilir ve yüksek performanslı

    Farklı tasarım çizgisi ve ince yapısıyla dikkatleri üzerine çeken ASUS Zenbook S 13 OLED, hızlı yaşam  tarazına ayak uydurabilir özelliklere  sahip.

    ASUS Zenbook S 13 OLED, sadece 1cm kalınlıkta ve 1 kilo ağırlıkta. Sıklıkla hareket halinde olan biriyseniz, yanınızda taşıyabileceğiniz ideal bir ürün bu.

    Tabii ürünün ince ve hafif olması, “Peki dayanıklı mıdır?” sorusunu da akıllara getirecektir. Bildiğiniz gibi Asus, genellikle ürünlerinde ABD ordu standartlarında dayanıklılık testleri gerçekleştiriyor. Darbelerden zorlu hava koşullarına kadar pek çok noktayı göz önünde bulunduruyor. Dolayısıyla Zenbook S 13 OLED’in de dayanıklı bir dizüstü PC örneği olduğunu söyleyebiliriz.

    ASUS Zenbook S 13 OLED

    ASUS Zenbook S 13 OLED, 180 derece açılabilir yapıda geliyor. Özel menteşe tasarımı sayesinde, ekranı açtığınızda, alt kısımda bir boşluk oluşuyor ve böylece sıcak havanın kolaylıkla tahliyesi gerçekleştirilebiliyor.

    İster bir masada olun, ister bir kanepede, isterseniz de yerde oturuyor olun, ekran açı ayarlamasını rahatlıkla yapabilirsiniz. Zaten pandemi süreciyle birlikte hibrit çalışma modeli yaygınlaştı. Artık evde bile çalışmamız gerekmiyor. Bir kafede ya da sahilde de çalışabiliriz. Bunun için iyi bir internet bağlantısı ve iyi bir dizüstü PC yeterli oluyor. İşte PC noktasında da bir kez daha Zenbook S 13 OLED ön plana çıkıyor.

    13.3 inç ekrana sahip

    Ürünün gerçekten başarılı bir ekranı var. 2880×1800 çözünürlük sunan bu ekran, 16:10 görüntüleme sağlayabiliyor. Maksimum parlaklık değeri olarak 550 nit seviyesini görüyoruz. %100 DCI-P3 renk gamı olduğunu da söyleyelim.

    Yani ürün, hem gündelik kullanımlarda hem de pek çok profesyonel çözüm tarafında iddialı. Canlı renkler ve net detaylar sayesinde sadece çalışırken değil, aynı zamanda bir şeyler izlerken de keyif alacağınızı düşünüyoruz.

    ASUS Zenbook S 13 OLED

    Profesyonel kullanım demişken, renklerin doğruluğu ve canlılığı, Photoshop ve Premier gibi görsel düzenleme ve montajlama programlarında fazlasıyla işinize yarayacaktır.

    Ek olarak OLED ekranlar, LCD ekranlara kıyasla zararlı mavi ışık faktörünü önemli ölçüde filtreleyebiliyor. Buna TÜV düşük mavi ışık donanım sertifikasını da eklediğimizde, uzun süreli kullanımlarda gözlerinizin rahatsız olmayacağını söyleyebiliriz.

    ASUS Zenbook S 13 OLED

    Intel Evo platformu

    Evo platformu, günümüz hızlı yaşam tarzına ayak uydurma amaçlı hazırlanmış bir platform. Tasarımdan teknik detaylara kadar üst seviye detayları bir arada sunmayı amaçlıyor ve bu da hem iş hem de özel yaşantınızda çeşitli avantajların sunulabileceği anlamını taşıyor.

    Dizüstü PC’mizde Intel Core i7-1355U işlemci bulunuyor. 1.7 GHz değerde çalışan bu işlemciye, Intel Iris Xe Graphics ekran kartı eşlik ediyor. RAM tarafında 16GB LPDDR5, dahili depolama tarafında da 1TB M.2 NVMe PCIe 4.0 SSD çözümü var. Kısacası performanslı bir üründen söz ediyoruz. Örneğin biz, bu cihazda Adobe Premier video düzenleme programını kullandık. 10 dakika uzunluğunda ve 1080p 30FPS değerindeki bir videoyu, yaklaşık 5 dakikada çıkış alabildik.

    Cihaz, genellikle sessiz çalışıyor. Güçlü programlar açtığınızda ise, bir süre sonra fanların daha güçlü çalışmaya başladığını fark edeceksiniz. Tabii aşırı ısınma faktörünün önüne geçilmiş oluyor, ama yoğun deneyimlerde az da olsa fan sesini duyuyorsunuz.

    ASUS Zenbook S 13 OLED

    Kablosuz bağlantılar

    ASUS Zenbook S 13 OLED, Wi-Fi 6E(802.11ax) (Dual band) 2*2 ve Bluetooth 5.3 gibi gelişmiş kablosuz bağlantı çözümlerine sahip. Yani destekli bir internet altyapısı varsa, kablosuz olarak hızlı bağlantılar gerçekleştirebilir, yüksek boyutlu dosyaları kısa sürelerde diskinize indirebilirsiniz. Kablosuz kulaklık ve Bluetooth mouse gibi cihazları da sadece birkaç saniye içinde sorunsuz eşleştirerek kullanabilirsiniz.

    Ürünümüz, hızlı şarj için beraberinde 65W AC adaptör ile geliyor. Böylece 50 dakikada yüzde 70’e kadar şarj edebilirsiniz.

    Asus ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    iPhone 14 vs iPhone 15: Beklemeye değer mi?

    0

    Ülkemizde her geçen gün artan kur ve vergi oranları sebebiyle iPhone’lar giderek tüketicilerden uzaklaşıyor. Bugün güncel fiyat listesi ile (16 Temmuz 2023) Apple iPhone 14 Pro Max 1 TB akıllı telefon 85 bin 999 TL fiyat etiketine sahip. Peki fiyatlar bu denli artarken iPhone 15’i beklemek mantıklı mı? İşte sizler için iPhone 14 vs iPhone 15 karşılaştırma haberimiz. Bakalım iPhone 15’i beklemeye devam etmek mi yoksa ilk gördüğümüz Apple Store’dan bir iPhone 14 satın almak mı daha mantıklı…

    iPhone 15’i bekleyelim mi yoksa iPhone 14’mü satın alalım?

    iPhone 14 fiyatları giderek artarken iPhone 15’in tanıtım tarihi de yaklaşıyor. Yaz sonu tanıtılması beklenen iPhone 15 için fazla bir vakit kalmamışken iPhone 14 almak yerine bekleyip iPhone 15 almak daha mı mantıklı? Gelin madde madde iki cihazı karşılaştıralım ve kararı size bırakalım.

    İlk olarak cihazların işlemci özellikleri ile başlayalım. iPhone 14 içerisinde Apple’ın A15 Bionic adı verdiği 6 çekirdekli işlemcisi ile birlikte geliyor. Standart iPhone 15 modellerindeyse Apple A16 Bionic, iPhone 15 Plus modelindeyse A17 Bionic işlemci ile birlikte gelmesi bekleniyor. İşlemci konusunda iPhone 15’in beklenildiği gibi daha başarılı olduğu ortada.

    Kamera kısmına geldiğimizde iPhone 14 bizleri 2 adet 12 Megapiksellik arka kamera ile karşılıyor. Bunların yanında önde 12 Megapiksellik bir özçekim kamerası yer almakta. iPhone 15’te benzer kamera özellikleri ile karşımıza çıkacak. Ancak iPhone 15’in kamera yazılımı ve ufak donanım güçlendirmeleri sayesinde 14’e göre biraz daha ön plana çıkacağı tahmin ediliyor.

    Ekranları karşılaştırdığımızda iPhone 14 bizlere 6,1 inç büyüklüğünde, 1170 x 2532 piksel çözünürlüklü, Super Retina XDR OLED ekranını sunuyor. iPhone 15 ise 6.1-inç OLED, 1179 x 2556 piksel çözünürlük, 60 Hz yenileme hızına sahip paneli ile gelecek. Ekran konusunda aşırı büyük farkların söz konusu olmayacağını tahmin ediyoruz.

    iPhone 15 yepyeni bir renk seçeneğiyle gelecek!
    Son olarak bataryaları kıyasladığımızda iPhone 14 arka kapağının arkasında 3 bin 179 mAh büyüklüğünde bir batarya ile gelmekte. Bu batarya 35W hızlı şarj, 15W MagSafe hızlı şarj, 7.5W Qi manyetik hızlı şarjı desteklemekte. iPhone 15 bataryasının desteklediği hızlı şarj seçenekleri bilinmese de onun da batarya büyüklüğünün 3 bin 279 mAh olacağı bildiriliyor.

    Cihazların geri kalan çerçeve malzemeleri, soket girişleri vb. özelliklerine değinmeden sadece donanım bazlı bir karşılaştırma listesini sizler için sunduk. Şu an için cihazlara has özellikler olan, mesela şu an için iPhone 14 Pro modellerine özel olan Dynamic Island özelliği listemizde bir etken değil. Çünkü iPhone 15 serisinin de bu tarz kendine has özellikler ile geleceği düşünülüyor.

    iPhone 14’ün baz versiyonu şu an 48 bin 304 TL’den başlayan fiyatlar ile satışta. iPhone 14 serisinin en pahalı versiyonu 14 Pro Max 1 TB ise 87 bin 457 TL fiyat etiketine sahip. iPhone 15 serisindeki en pahalı cihazın fiyatı henüz bilinmese de iPhone 15 baz versiyonun 899 dolar fiyat etiketi ile satışa çıkacağı sızdırıldı.

    16 Temmuz 2023 Güncel Kura Göre Hesaplanmıştır. Bu fiyat iPhone 14 fiyatından düşük çıkmış olsa da “tahmini” fiyattır. iPhone 15’in 50 bin TL’den başlayan fiyatlarla satılması öngörülüyor.

    899 dolar fiyat etiketine sahip olacağı söylenen iPhone 15 için fiyat listesi çıkardığımızda:

    iPhone 15 fiyatı: 899 dolar
    Vergisiz fiyat: 23 bin 499 TL
    Kültür bakanlığı vergisi (%1): 235 TL
    TRT bandrolü (%12): 2 bin 848 TL
    ÖTV (%50): 13 bin 291 TL
    KDV (%20): 7 bin 974 TL
    Toplam vergi (%100.2): 24 bin 348 TL
    Tahmini satış fiyatı: 47 bin 847 TL
    Peki siz iPhone 14 vs iPhone 15 karşılaştırma haberimiz hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın…