Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 279

    Final Cut Pro, Mac ve iPad’de video düzenleme deneyimini yepyeni bir düzeye taşıyor

    En yeni güncellemeler, zaman ekseninde, genişletilmiş uygulama içi içeriklerde ve dış ses kaydında yapılan geliştirmeler sayesinde düzenleme sürecini kolaylaştırıyor.

    Apple, Mac ve iPad için Final Cut Pro’da iş akışlarını kolaylaştıran güçlü ve yeni özellikler sunan güncellemeler yapıldığını duyurdu. Final Cut Pro şimdi zaman ekseninde ve organizasyonda yapılan geliştirmelerin yanı sıra karmaşık düzenleme işlemlerini basitleştirmenin yeni yollarıyla geliyor.
    Uygulamalar, Apple çipin güç verimliliği sağlayan performansından ve Object Tracker için yepyeni yapay öğrenme modelinden yararlanıyor. Dışa aktarma hızları ise birden çok medya motorundan güç alan Mac modellerinde olağanüstü bir seviyeye ulaşıyor. iPad için final Cut Pro, taşınabilir Multi-Touch düzenleme deneyimini daha da iyileştiren yeni özellikler sunuyor. Bu özellikler arasında dış ses kaydına yönelik destek, genişletilmiş uygulama içi içerik seçenekleri, yeni eklenen renk derecelendirme ön ayarları ve iş akışında yapılan geliştirmeler bulunuyor.

    Mac için Final Cut Pro’daki Yeni Özellikler

    Mac için Final Cut Pro’da yapılan en yeni güncelleme, içerik üreticilere karmaşık düzenleme işlemlerinin basitleştirilmesini ve olağanüstü yükseklikte dışa aktarma hızları sağlayan yeni araçlar sunuyor.
    Güçlü Organizasyon Araçları
    Final Cut Pro, içerik üreticilerin karmaşık zaman eksenlerini düzenlerken iş akışını koruyabilmeleri için otomatik zaman ekseni kaydırma özelliğiyle geliyor. Böylece kullanıcılar klipleri oynatırken oynatma çubuğunun altında görünür şekilde tutarak çalışmalarına daha kolay odaklanabiliyor. Editörler, Büyütme/Küçültme aracını veya klavye kestirmelerini kullanarak oynatma sırasında zaman ekseni görünümlerini dinamik olarak ayarlayabiliyor.

    Apple, Logic Pro’yu daha da güçlü hale getiriyor

    Özellikler arasında Mac’teki yeni Mastering Assistant, 32 bit kayıt, Sample Alchemy ve Beat Breaker, iPad’deki Quick Sampler Recorder modu ve çok daha fazlası yer alıyor.

    Apple, Logic Pro’yu Mac ve iPad’de kullanılabilen güçlü ve yeni özelliklerle güncelledi. Yeni Mastering Assistant ve kullanıcı dostu ses şekillendirme araçlarından oluşan profesyonel paleti sayesinde müzisyenler, dinleyicilerle buluşmaya hazır miksleri her zamankinden hızlı bir biçimde sunabiliyor.
    Mac için Logic Pro, şimdi Sample Alchemy ile inanılmaz örnek manipülasyonu işlevlerinin yanı sıra Beat Breaker’ın radikal yeniden şekillendirme ve yeniden karıştırma özelliklerine sahip oluyor. iPad için Logic Pro, kullanıcıların iPad’deki yerleşik mikrofonu kullanarak “bulunan sesleri” hızla kaydetmesine ve anında çalınabilir özel enstrümanlar oluşturmasına olanak tanıyan Quick Sampler Recorder modu gibi daha da güçlü özellikler sunuyor.
    Kendilerine ait örnek koleksiyonlarına sahip prodüktörler ve ritim üreticileri, Split View ve Sahne Yöneticisi gibi gelişmiş multitasking özelliklerinden yararlanarak kolayca setler veya özel enstrümanlar oluşturabiliyor. Üstelik kullanıcılar, proje alışverişi özelliği sayesinde Mac ile iPad arasında kolaylıkla geçiş yaparak çalışabiliyor ve müzik yapma deneyimini ister hareket halinde ister stüdyoda yaşayabiliyor.

    Mac ve iPad’e Gelen Yeni Özellikler

    Mastering Assistant, içerik üreticilerin dinleyicilerle buluşmaya hazır miksler için nihai profesyonel dokunuşu eklemelerini sağlayacak hızlı ve kolay bir yol sunuyor. Miks tamamlandığında Mastering Assistant sesi anında analiz edip dinamik, frekans dengesi, tını, ses yüksekliği gibi öğeleri düzenleyerek uzman düzeyinde ses iyileştirmeleri yapıyor. İçerik üreticiler, Mastering Assistant’ın yaptığı ilk işlemi başlangıç noktası olarak kullanarak, kullanıcı dostu denetimlerle her bir ayarda ince düzenlemeler yapabiliyor. Böylece hem arabada hem de kulüpte mükemmel sonuç veren miksler yaratılabiliyor.

    Bilgisayarınızın Güvende Kalması için 10 Yöntem

    Bilgisayarınızın güvende kalması, sizin hassas öneme sahip dosyaların korunmasını ve kişisel veri gizliliğinizi en üst seviyede tutmanızı sağlar. Ek olarak başınıza gelebilecek kimlik hırsızlığından sizi koruduğu gibi oluşabilecek finansal zararı önler. Kullandığınız şifrelerin güçlü olması, güncel antivirüs yazılımları kullanmak bilgisayarınızı siber tehditlere karşı korur.

    1- İşletim Sisteminizi Güncel Tutun

    Bilgisayarınızda kullandığınız işletim sistemi sürekli güncel tutmanız oluşabilecek güvenlik açıklarının kapatılmasını sağlar. Güncelleme konusunu önemseyerek rutin olarak işletim sisteminizin güncelliğini kontrol edin.

    2- Güçlü Bir Antivirüs Yazılımı Kullanın

    Eğer güçlü bir antivirüs yazılımı kullanırsanız bilgisayarınıza yapılabilecek siber tehditlere karşı korunursunuz. Antivirüs programları ancak güncellerse gerçek zamanlı koruma yaparak bilgisayarınızın güvende kalması için çalışırlar.

    3- Yüksek Güvenlik İçin Şifre Yöneticisi Programları Kullanın

    Güvenli bir şekilde şifre oluşturmak, bu şifreleri güvenli bir şekilde saklamak ve yönetmek için bir şifre yöneticisi programı kullanın. Arama motorlarında kısa bir arama ile ulaşabileceğiniz bu uygulamalar yoluyla hem daha güçlü şifreler oluşturabilir hem de şifre alanlarını otomatik doldurtma şansını yakalarsınız. Şifre yöneticisi programları güçlü ve tahmin edilmesi güç şifreler üretmenize olanak sağlar.

    4- Çift Faktörlü Kimlik Doğrulama (2FA) İle Güvenliğinizi Arttırın

    Hesaplarınız için çift faktörlü kimlik doğrulama (2FA) kullanın. Çift faktörlü kimlik doğrulama (2FA), hesaplarda daha fazla güvenlik sağlamak için kullanılan bir güvenlik önlemidir.

    5- Bilgisayarınızın Güvende Kalması için Gizliliğe Dikkat

    Bilgisayarınızın başından ayrılırken başkaları kullanamasın diye oturumu veya bilgisayarınızı kapatın. Aynı zamanda ortak kullanılan bilgisayarlarda güvenlik açığı oluşması olasıdır. Mümkün olduğunca bilgisayarınızı kimseyle ortak kullanmayın.

    6- Kurtarma Anahtarlarını Güvenli Bir Yerde Saklayın

    Kurtarma anahtarları, hesabınıza güvenli erişim sağlar ve hesabınızın güvenliğini doğrular. Hesaplarınızla ilgili kurtarma anahtarlarını güvenli bir yerlerde saklayın. Dahası bu anahtarları kullanarak olası bir problemde hesabınıza rahatlıkla erişin.

    7- Özel Öneme Sahip Klasör ve Dosyalarınızı Şifreleyin

    Dosyalarınızı şifreleyerek hassas verilerinizi güvende tutabilirsiniz. İşletim sisteminize en uygun yöntem ve programı seçerek verilerinizi şifreleyerek yüksek koruma altına alırsınız.

    8- Kablosuz Ağ Güvenliğinizi Sağlayın

    Bilgisayarınızda kablosuz ağ güvenliğini sağlamak aşırı önemlidir. Ağınızı izinsiz erişimden ve hacker saldırılarından korur. Bunu yapmak için güçlü bir parolanız olsun. WPA3 veya WPA2 Şifreleme Kullanın. Çünkü WEP şifrelemesi zayıf bir güvenlik seviyesine sahiptir.

    9- Anti-Malware Yazılımı Kullanın

    Malware, bilgisayarın çalışmasına zarar verme amacıyla üretilmiş ve özellikle kullanıcı izni olmadan bilgisayarlara bulaşan kötü niyetli yazılım parçalarıdır. Bu yüzden anti-malware yazılımları kullanarak çeşitli malware türlerine karşı bilgisayarınızı koruma altına alın.

    10- Bilgisayarınızın Güvende Kalması İçin Rutin Yedekleme Yapın

    Son olarak en hassas konuya gelirsek mutlaka yedekleme yapın. Üstelik yedekleme yapmak bilgisayarda başınıza kötü bir durum geldiğinde, arızalandığında, virüs bulaştığında veya başka nedenlerle veri kaybı oluşuğunda sizi kurtaracak olan bir eylemdir. Yedekleme yaparak aldığınız verileri yeniden kullanılabilir hale getirmek için sadece geri yüklersiniz. Bu işlem kısa ve basittir. Ayrıca doğal afet, yangın ve hırsızlık durumları için de sizi güvende tutar.

    Özet

    Bilgisayar güvenliği sağlanmadığında ortaya çıkabilecek riskler büyüktür ve yeterli önlem alınmadığında ciddi sonuçlar ortaya çıkar. Sonuçta güvende olan bir bilgisayar kullanıcısı çevrimiçi işlemleri çok daha güvenli ve huzurlu yapar. Kimlik hırsızlığı ve veri kaybı riskler en aza iner. Dahası güvende olan bir bilgisayar ile daha verimli çalışabilirsiniz. Dilerseniz Windows Bilgisayarda Güvenliği Artırma Yöntemleri adlı blog içeriğimizi de inceleyebilirsiniz!

    Philips Elektrikli Akıllı Düdüklü Tencere ile Tanışın

    Philips elektrikli akıllı düdüklü tencere, zamanından ve lezzetinden ödün vermek istemeyenler için mükemmel bir yardımcı.

    Ekrana önem verenlere! En iyi ekrana sahip akıllı telefonlar

    0

    Akıllı telefonların kullanıcı ihtiyaçlarına göre seçilmesi uzun vadede kritik bir öneme sahip. Peki cam gibi ve akıcı bir ekran benim için olmazsa olmaz diyenler hangi cihazları tercih etmeli? İşte DxOMark verilerine göre en iyi ekrana sahip akıllı telefonlar!

    En iyi ekrana sahip akıllı telefonlar – Kasım 2023

    DxOMark verilere göre kasım ayı itibariyle en iyi ekrana sahip telefon Google Pixel 8 Pro oldu. Cihaz, okunabilirlik, renk ve akıcılık gibi birçok kategoride ortalama 154 puan almayı başardı. Listenin ikinci sırasındaysa serinin bir diğer modeli Google Pixel 8 karşımıza çıkıyor. Bu modelin de ortalama puanı 154.

    En iyi ekrana sahip akıllı telefonlar - Kasım 2023

    Üçüncü sırada geçen aylarda piyasaya sürülen Galaxy Z Fold 5 modeli bulunuyor. Ortalama 152 puan almayı başaran katlanabilir telefondan sonra 151 puanla bir diğer katlanabilir Google Pixel Fold geliyor. Honor Magic 5 Pro ise 151 puanla beşinci sıradan kendine yer buldu.

    Tüm listeyi görmek için 2. sayfaya geçebilirsiniz.

    SSD ve HDD Arasındaki Bilmediğiniz Önemli Farklar

    MediaTrend sayfalarında daha önce sizlere SSD’ler ve sabit diskler arasındaki pek çok farka ve özelliğe değinmiştik. Bugünse teknoloji tarafında çok daha meraklı okuyucularımız için ilginç bir özelliği masaya yatıracağız. Depolama sağlayıcısı Scality tarafından yapılan yeni bir çalışma, iş yüklerine ve sürücü kapasitelerine göre sabit sürücülerin SSD’ye kıyasla sürücü başına %19-%94 arasında daha iyi güç yoğunluğu sunabildiğini gösteriyor.

    SSD’lerin aksine sabit sürücülerde mekanik plakalar ya da aktüatör kolları gibi çok sayıda hareketli parça bulunmakta. Bu nedenle SSD’lerle ilgili yaygın yanlış algı, herhangi bir hareketli mekanizma olmadığı için sabit sürücülerden daha az güç tükettikleri yönünde. Scality’nin son testleri ise tersini gösteriyor.

    Bu arada, Scality çözümlerinde hem SSD hem de HDD’lere odaklanan bir şirket. Yani şirketin çıkarına bir durum yok. Depolama yazılımları sağlayan firma, yapılandırılmamış veriler için çok çeşitli müşteri kullanım durumları için HDD’ler ve yoğun okuma, gecikmeye duyarlı iş yükleri için yüksek yoğunluklu SSD’ler (özellikle QLC flaş) olmak üzere her iki sürücü türünden de yararlanıyor.

    Yüksek yoğunluklu QLC SSD’lerin (LFF) HDD’lere kıyasla önemli maliyet dezavantajları var. Ancak yüksek maliyetlere rağmen ihtiyaca ve performans talebine bağlı olarak böyle SSD’lerin kullanıldığı belirtilmiş. Ayrıca iş yükü, sıkıştırma ve/veya veri tekilleştirme yöntemleri ile veri azaltmaya uygunsa maliyet farkı en aza indirilebiliyor.

    Sonuçlara geçmeden belirtmek gerekirse, bu araştırmalar sürekli yoğun olarak çalışan sistemlerde yapılıyor. Yani bilgisayarını zaman zaman kullanan tüketicilere göre kullanım senaryosu çok farklı.

    Örneğin, sabit disk yoğun okuma ve yoğun yazma iş yüklerinde sırasıyla %40 ve %63 daha az güç tüketti. Ancak şirket gelecekte sürücü kapasiteleri artmaya devam ettikçe sonuçların değişebileceğini söylüyor.

    Depolama sağlayıcısı test için iki farklı model kullandı. Yoğun okuma iş yükü senaryosunda %10 boşta çalışma, %80 okuma ve %10 yazma işlemi yapıldı. Aksine, yoğun yazma iş yükü %10 boşta, %10 okuma ve %80 yazma şeklindeki işlerden oluşuyordu.

    Scality, “güç tüketimi söz konusu olduğunda HDD’nin daha iyi sonuçlar verebileceğini, ancak SSD ve HDD arasında karar vermek için enerjinin temel bir kriter olmadığını” belirtiyor. Her şey iş yüküne ve kullanım durumuna bağlı. Örneğin, okuma yoğun ve gecikmeye duyarlı iş yükleri için SSD’ler hala en iyi performans seçeneği. Bu arada sabit sürücüler, yapılandırılmamış veri iş yükleri için tercih edilen ortam olmaya devam etmekte. Ayrıca şirket, bu değerlerin SSD ve HDD arasında seçim yapmak için önemli farklar olmadığını vurguluyor.

    SSD’ler, yoğun okuma gerektiren, gecikmeye duyarlı iş yükleri için somut performans avantajları sağlamakta. HDD’ler ise özellikle fiyatın (hem TB başına $ hem de fiyat/performans) önemli olduğu diğer birçok petabayt ölçekli yapılandırılmamış veri iş yükü profili için önümüzdeki birkaç yıl boyunca iyi bir seçim olmaya devam edecek. Sabit disklerin yüksek yoğunluklu QLC SSD’lere göre güç yoğunluğu avantajına sahip olduğunu ortaya koyuyor. Scality karşılaştırma için Micron 6500 ION 30.72 TB QLC SSD ve Seagate Exos X22 22TB 7.200 RPM sabit sürücüyü kullandı. Kısa bir not olarak, Scality performansı değil güç tüketimini değerlendirdi.

    TB/watt güç yoğunluğu metriğine bakacak olursak, sabit sürücü %19 okuma yoğunluğu ve %94 yazma yoğunluğu değerlerine sahip. Sabit disk boştayken SSD’ye göre %14 daha fazla güç tüketmiş. Ancak mekanik olarak çalışan HDD, aktif okuma ve yazma işlemleri sırasında %37 ve %68 daha düşük güç tüketimi sunmuş görünüyor.

     

    Apple M3, M3 Pro ve M3 Max’i tanıttı

    Sektörün ilk 3 nanometre çipleri yeni nesil GPU mimarisi ile sunuluyor…

    Apple, üç yeni çipini tanıttı: M3, M3 Pro ve M3 Max; Mac’te performansı önemli ölçüde artıran ve yepyeni özellikleri mümkün kılan çığır açıcı teknolojiler içeriyor.
    M3, M3 Pro ve M3 Max sektör lideri 3 nanometre üretim teknolojisiyle geliştirilen ilk kişisel bilgisayar çipleri. Bu sayede daha küçük bir alana daha fazla transistör sığdırabilen bu çipler daha yüksek hız ve verimlilik sunuyor. M3, M3 Pro ve M3 Max; Apple’ın Mac için geliştirdiği çiplerin M1 ailesinin tanıtılmasından bu yana ne kadar aşama katettiğini gösteriyor.
    M3 çip ailesinde, Apple çiplerde grafik işlemci mimarisi açısından en büyük ilerlemeyi temsil eden yeni nesil bir GPU bulunuyor. Bu GPU daha hızlı ve daha verimli olmasının yanı sıra Dynamic Caching adlı yeni bir teknolojiye sahip. Ayrıca donanım hızlandırmalı ışın izleme ve örgü gölgelendirme gibi yeni render özellikleri bu GPU ile Mac’e ilk kez geliyor.

    “Apple çipler Mac deneyimini tamamen baştan tanımladı. Bu çiplerin mimarisi her açıdan performans ve güç verimliliği için tasarlandı.” diyen Apple’ın Donanım Teknolojilerinden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Johny Srouji, sözlerini şöyle sürdürdü: “3 nanometre teknolojisi, yeni nesil GPU mimarisi, daha yüksek performanslı CPU, daha hızlı Neural Engine ve daha da fazla birleşik bellek desteğiyle M3, M3 Pro ve M3 Max bugüne kadar bir kişisel bilgisayar için üretilmiş en gelişmiş çipler.”

    iOS 17 güncellemesi iPhone’ların ayarını bozdu

    Apple, iPhone 15 serisini duyurmasının ardından ilk kez WWDC 2023 (Dünya Geliştirici Kongresi) zirvesinde gördüğümüz iOS 17’yi tüm dünyaya sundu. Bu güncelleme ile pek çok yeni özellik iPhone’lara geldi. Tabii ki gelen sadece iOS 17 değildi ve Apple’ın ekosistemindeki pek çok ürünün yazılımı büyük bir güncelleme aldı.

    Ben de her zaman olduğu gibi güncellemeyi ilk dakikadan indirmeyi tercih ettim. Ancak güncelleme sonrası hem kendi yaşadığım sorunlar oluştu, hem de dünya genelinde iOS 17 ile ‘mücadele eden’ kullanıcıların başına gelen hikayelere tanık oldum. Apple, bu sorunları çözmek adına çeşitli küçük güncellemeler çıkardı ve son olarak iOS 17.1 güncellemesi yayınlandı. Ancak hala sorunların tamamı giderilmiş değil ve dikkatimi çekenleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

    Aşırı ısınma sorunu

    Aşırı ısınma sorunu epey gündem oldu ve özellikle de iOS 17’nin yayınlanmasıyla birlikte iPhone 15’lerde bu sorunu yaşayanlar sosyal medyada Apple’ı şikayet bombardımanına tuttu. Apple de bu durumu kabullendi ve hatta nedenini de açıkladı. Apple sorunu kabul etse de, Instagram ve Spotify gibi üçüncü parti uygulamaların aşırı ısınma sorununa yol açtığını savundu ve bu uygulamalara bilgi verildiğini aktardı.

    Bu açıklamanın üzerinden çok geçmeden de minik bir güncelleme geldi. Bu güncellemeyle aşırı ısınma sorununan dert yananların sayısı görece azaldı, ancak tam anlamıyla bitmedi ve hala forumlarda bu yönde sıkıntıyla boğuşan kullanıcılara rastlayabiliyoruz.

    Tabii bu aşırı ısınma sorunundan bahsetmişken şunu da atlamak istemiyorum: Eski iPhone’unuzdan yeni iPhone’a geçişte iCloud’dan verileri anbean aktarırken telefonlar uzun saatler veri indirdiğinden aşırı ısınma sorunu yaşanabiliyor. Yani ilk gün bu ısınma sorununu görenlerin hemen panik yapmasına gerek yok. Çünkü benzer durumu ben de her seferinde yaşıyorum ve iPhone 15 Pro’ya geçiş yaparken de Wi-Fi’a bağlı olduğum anlarda telefonum hep veri indirmekle uğraştı. Çünkü 200 GB’ı bulan bir dosyayı çekmeye çalışıyor ve bu tüm gün sürebilir.

    Hızla tükenen batarya problemi

    iPhone kullanıcılarının yıllar yılı devam eden bir batarya sıkıntısı var. Her ne kadar yeni modellerde bu sorun geride kalmış olsa da, yazılım kaynaklı sorunlar batarya kabusunu yeniden ortaya çıkarabiliyor. Bu çerçevede iOS 17 ile ilgili yaygın şikâyetlerden biri de pilin hızlı tükenmesi oldu. Hatta bazı kullanıcılar iOS 17.0.1, iOS 17.0.2 ve iOS 17.0.3 güncellemelerine rağmen pil ömrünün hala düzelmediğini iddia ediyor. iOS 17’nin daha fazla güç tükettiği bilinse de kullanıcıların şikayet edeceği kadar ileri bir boyutta olması dikkat çekici. iOS 17.1 güncellemesini yükleyenlerin yaygınlaşmasıyla batarya sorununda son durumu daha rahat görebileceğiz.

    Kullandığım telefonlardan biri iPhone 15 Pro ve telefonumdan fazlasıyla memnunum. Ancak batarya ömrü noktasında Pro Max veya 15 Plus her türlü Pro’yu geride bırakıyor. Ancak iOS 17 özelinde bir batarya sorunundan kendi adıma bahsetmem mümkün değil. Çünkü iPhone 15 Pro’yu iOS 17 yüklü olarak kullanmaya başladım ve iPhone 14 Pro’ya kıyasla (önceki telefonum) kayda değer bir fark görmedim.

    iOS 17 altında sık sık uygulama çökmeleriyle karşılaşıyorsanız veya hava durumu uygulamasının çalışmaması da dahil olmak üzere uygulamalara girmede sorun yaşıyorsanız yalnız değilsiniz.

    Dünyanın dört bir yanındaki bazı Apple kullanıcıları iPhone’larıyla ilgili garip sorunlar yaşadıklarını ve cihazlarının gece boyunca kendiliğinden kapanıp yeniden başladığını paylaşıyor. İlk başta, iPhone’un ara sıra çökmesi büyük bir endişe kaynağı gibi görünmese de, kullanıcıların şikayetlerinde önemli bir nokta var. O da yaşanan sorun nedeniyle iPhone’ların uzun saatler boyunca kapanması. Kullanıcılar özellikle gece uykularındayken iPhone’ların kapandığını raporluyor ve telefonu sabah açmaya çalıştıklarında FaceID’nin çalışmadığını belirtiyor. Bildiğiniz gibi FaceID ilk açılışlarda kullanılmaz ve parolanın girilmesi gerekir. Sabahları bunu yaşayan kullanıcılar böylece telefonlarının kapandığını fark ediyor. Öte yanda batarya kullanım durumuna bakıldığında da gece bazı saatlerde göstergede veri olmaması sorunu resmiyete döküyor.

    Şikayetlerin yoğunlaştığı diğer sorunlar şöyle:

    Bluetooth sorunları,

    CarPlay sorunları,

    Kilitlenmeler, donmalar ve çökmeler,

    UI gecikmesi,

    AirPlay sorunları,

    Touch ID ve Face ID sorunları,

    Birinci ve üçüncü taraf uygulamalarla ilgili sorunlar,

    iMessage sorunları,

    Wi-Fi sorunları,

    Hücresel veri sorunları (5G/LTE),

    Kurulum sorunları

    Steam Dolara Döndü, Oyun Fiyatları Uçuşa Geçti

    0

    Steam, dolar ile oyun satışına başladı. Ne yazık ki beklenildiği üzere bu karar, oyun fiyatlarında da ciddi bir artışa neden oldu. Sadece dün 100 TL’nin altına alınabilen oyunlar bile bugün 1000 TL’nin üzerine çıktı. Örneğin Türkiye’deki ve tüm dünyadaki futbol tutkunlarının favori oyunu EA FC24 bile halihazırda pahalı kabul edilen 1199 TL’den 2000 TL’ye çıktı. Peki Steam neden böyle bir karar aldı ve hangi oyun ne kadar arttı?

    Steam Fiyatları Dolara Döndü Oyun fiyatları Uçuşa Geçti

    Çok uzun zaman boyunca Steam, Türkiye’deki en tüketici dostu platformlardan biri oldu. Dolar kurunu 2014’ten bu yana 2 TL’de sabit tutan şirket, böylelikle yasal ve ucuz oyun satışının bir numaralı adresi oldu. Böylelikle oyuncularla arasında bir bağ oluşan Steam, Epic Games’in ücretsiz oyun yağmuruna rağmen oyuncuların favorisi olarak kaldı.

    Ancak bu durum, bugün itibariyle değişti. Steam TL ile oyun satışını kaldırdı ve dolara geçiş yaptı. Her ne kadar şirket ve bazı kullanıcıları “önerilen fiyatlar” sayesinde ciddi bir değişiklik olmayacağını iddia etse de kabus gibi günler başladı. Aşağıda bazı popüler oyunların dün ve bugüne ait satış fiyatlarını bulabilirsiniz. Gördüğünüz üzere ucuz ya da pahalı fark etmez tüm oyunların fiyatlarında muazzam bir yükseliş söz konusu.

    Oyun Eski Fiyat Yeni Fiyat
    Stardew Valley 24 TL $15 (431,80 TL)
    SONS OF THE FOREST 280 TL $14,99 (430 TL)
    EURO TRUCK SIMULATOR 2 299 TL $10.09 (289 TL)
    MOUNT&BLADE 2: BANNERLORD 499 TL $19.99 (575 TL)
    FOOTBALL MANAGER 24 899 TL $39,99 (1150 TL)
    BALDUR’S GATE 3 799 TL $34,99 (1000 TL)
    GOD OF WAR 899 TL $49,99 (1435 TL)
    THE LAST OF US PART 1 1099 TL $59.99 (1722 TL)
    DIABLO 4 1729 TL $69,99 (2000 TL)
    EA FC24 1199 TL $69,99 (2000 TL)
    Grand Theft Auto V 271,95 TL $14,79 (432 TL)
    ELDEN RING 999 TL $39.99 (1.152 TL)
    RED DEAD REDEMPTION 2 1150 TL $59.99 (1.728 TL)
    CYBERPUNK 2077 799 TL $44.99 (1.300 TL)
    MAFIA: DEFINITIVE EDITION 64.75 TL $39.99 (1.152 TL)

    Ne yazık ki oyuncuların Steam’in düzenleme yapmasını beklemek dışında bir şansı şu an için yok. O zamana kadar ise Epic Games Store, en büyük alternatif gibi duruyor. Ancak aynı zamanda abonelik servislerinin de varlığını unutmayalım. Örneğin EA FC24 oynamak için 2000 TL vermek yerine EA Play Pro’ya aylık 150 TL vererek oynayabilirsiniz. Yine Game Pass ve benzer alternatifler de bu noktada ucuz oyun oynamanın bir yolu olabilir.

    En iyi kameraya sahip Xiaomi modelleri belli oldu! 4 yıllık telefon fark attı

    0
    Akıllı telefon pazarında faaliyet gösteren pek çok marka bulunuyor. Bu markalardan birisi de Xiaomi. Çinli marka, her yıl birkaç yeni modeli tüketicilerin karşısına çıkarıyor. Bu modeller, kamera özellikleri ile dikkat çekmeyi başarıyor. Peki kamera bakımından en iyi Xiaomi telefonlar hangileri? İşte sıralama…

    En iyi kameraya sahip Xiaomi modelleri

    Bu liste, DXOMARK ekibi tarafından karanlık ortamda video kaydı, gün ışığında fotoğraf çekme gibi çeşitli alanlarda test çekimleri yapılarak sıralandı. Listenin birinci sırasında 2021 yılında tanıtılan Xiaomi Mi 11 Ultra modeli yer alıyor.
    En iyi kameraya sahip Xiaomi modelleri
    Kamera bakımından en iyi Xiaomi modelleri listesinin ikinci ve üçüncü sırasında ise geçtiğimiz aylarda tanıtılanlardan Xiaomi 13 Ultra ve Xiaomi 13 Pro bulunuyor. Hemen ardından onları, Xiaomi 12S Ultra takip ediyor. Akabinde listenin beşinci sırasına baktığımızda Xiaomi 13T Pro, altıncı sırada Xiaomi 13, yedinci ve sekizinci sırada ise Xiaomi 12T Pro ve Xiaomi 12 Pro modellerini görüyoruz. Listenin geri kalanına aşağıdan ulaşabilirsiniz. En iyi kameraya sahip Xiaomi modelleri şu şekilde sıralandı;
    Sıra Model Kamera Puanı
    1 Xiaomi Mi 11 Ultra 141
    2 Xiaomi 13 Ultra 140
    3 Xiaomi 13 Pro 136
    4 Xiaomi 12S Ultra 136
    5 Xiaomi 13T Pro 131
    6 Xiaomi 13 130
    7 Xiaomi 12T Pro 129
    8 Xiaomi 12 Pro 129
    9 Xiaomi Mi 10 Ultra 129
    10 Xiaomi Mi 11 Pro 124
    11 Xiaomi 13T 123
    12 Xiaomi 12T 115
    13 Xiaomi Redmi Note 12 Pro+ 5G 113
    14 Xiaomi 12 113
    15 Xiaomi 12 Lite 5G 109
    16 Xiaomi 11T Pro 108
    17 Xiaomi Redmi Note 12 Pro 5G 102
    18 Xiaomi Redmi Note 11 Pro 5G 78
    19 Xiaomi Redmi Note 12 5G 78
    20 Xiaomi Redmi Note 11S 5G 65
    Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Kullandığınız Xiaomi modeli, bu sıralamada yer alıyor mu? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizimle paylaşmayı unutmayın.