Çağımızın en acil konularından olan sürdürülebilirlik, sürdürülebilir teknolojiler ve ona bağlı çevre dostu teknolojilerin önemini vurguluyor.
Apple Watch X hakkında şu ana kadar bildiklerimiz
Apple’ın akıllı saat serisi son 10 yılda büyük bir popülerlik kazandı ve birçok kullanıcının ilk tercihi haline geldi. Apple, bu başarısını X serisiyle kutlamaya hazırlanıyor. Şu ana kadar Apple Watch X hakkında bildiklerimiz oldukça kısıtlı olsa da kesin olan şey özel bir sürümün yolda olduğu. Apple Watch X modeline kesin gözüyle bakılıyor. Apple ekosistemine hakim uzmanlar Apple’ın serinin başlamasının 10. Yıldönümünü bu yeni cihazla kutlamayı planladığını belirtiyor. 2023 yılında sunulan Apple Watch Series 9 ve Apple Watch Ultra 2’nin ardından gelecek yeni serinin daha üst düzey özellikleri beraberinde getirmesi bekleniyor.
Apple Watch serisi, giyilebilir teknolojiler pazarındaki en tutarlı lansman takvimlerinden birine sahip. Apple Watch serisi ilk piyasaya sunulduğundan bu yana her yıl, Apple en az bir yeni saat piyasaya sürdü. Apple’ın serinin onuncu yılını yeni bir saatle taçlandırmayı planladığı söylense de kesin çıkış tarihi konusunda bir şey söylemek çok mümkün değil. Teknik olarak 2024 ya da 2025 yılında piyasaya sürebilir ancak yeni serinin önümüzdeki sonbahar aylarında piyasaya sürüleceği tahmin ediliyor.
Apple Watch serisi yeni özelliklerle gelişmeye devam ediyor
Apple Watch serisinin evrimi aslında çeşitli değişikliklerle dolu bir hikaye. GPS ya da yeni sensörler gibi gelişmeler olsa da cihazın temel tasarımı büyük ölçüde aynı kaldı. Şu ana kadar hep köşeleri yuvarlak dörtgen bir kasa, değiştirilebilir kayışlar ve özel şarj cihazıyla birlikte geldi. Series 7’de ekran daha da büyütülse de tasarımda temel olarak çok büyük bir değişiklik yaşanmadı.
Şu ana kadarki sızıntılar, X modelinin son yıllardaki en önemli tasarım değişikliklerini getireceğini gösteriyor ancak kesin bir şey söylemek mümkün değil. Ayrıca Apple’ın saatin takılma şekliyle ilgili kayışta yeni yöntemler denediğine yönelik söylentiler de var. Diğer taraftan şirketin saatin tasarımını daha da incelttiğine ve daha hafif bir model üzerine çalıştığına dair söylentiler de mevcut. İlk sızıntılar bu yeni özelliklerin öncelikle Ultra modeline getirileceğini öne sürüyor. Bu söylentilerden biri de Apple Watch’ta MicroLED ekran kullanılacağı. MicroLED ekranlar renk ve netlik açısından daha tutarlı bir görüntüleme ve daha derin kontrast sunuyor. Ancak son dönemde Apple’ın MicroLED planlarını iptal ettiğine ya da ertelediğine yönelik söylentilerin olduğunu söylemekte fayda var.
Diğer taraftan bazıları MicroLED’in yanı sıra kan şekeri izleme gibi özelliklerin geleceğini iddia etse de bazıları da böyle bir şeyin henüz mümkün olmadığını belirtiyor. Apple bu özellikleri daha ilerideki sürümlere saklayabilir, elbette bu da mümkün. Sızıntılara bakılırsa Apple’ın seriye yeni sağlık özellikleri getireceği kesin gibi gözüküyor.
Apple Watch X’in fiyatı ne olabilir?
Apple, saatin üçüncü serisinden bu yana tüm nesillerde saati ABD fiyatıyla 399 USD başlangıç fiyatıyla sunuyor. Apple’ın yeni seride eklenen yeni özelliklerle birlikte bu geleneği bozabileceği ve daha yüksek bir başlangıç fiyatıyla sunabileceği söyleniyor. Apple fiyat politikasında bir değişiklik yapmazsa giriş seviyesi modelin fiyatı yine 399 USD olabilir gibi gözüküyor. Ancak Ultra serisi için yeni ekran ve donanım seçenekleriyle gelmesi durumunda aynı şeyi söylemek mümkün olmayabilir.
Apple Watch X’i beklemeli misiniz?
Apple Watch’ın 9. Serisi, özellikle 7 ve 8. Serilere göre çok büyük değişiklikler getirmiyor. Bu nedenle 7 ve 8 serisi saate sahip olanların 9 seriye geçmeleri çok büyük anlam taşımıyor. Ancak X serisi sızan özelliklerle gelirse 9 serisi dahil olmak üzere tüm serilerden X serisine geçmek mantıklı olabilir. Elbette Ultra veya Ultra 2 sahibiyseniz belki de beklemek çok daha akıllıca olacaktır.
Kullanıcılar Apple Watch X serisinden ne bekliyor?
Kullanıcıların Apple Watch X’ten beklentileri oldukça yüksek. Bunlardan biri pil ömrü. Apple Watch serisinin rakiplerine göre en önemli eksikliklerinden biri pil ömrünün çok kısa olması. Şu ana kadarki söylentiler Apple’ın pil ömrünü uzatacak çalışmalar yaptığı yönünde. Kullanıcıların bir diğer beklentisi ise saatin sahip olduğu sağlık izleme özelliklerinin daha da öteye taşıması. Yeni serinin sağlık ölçümlerini geliştirmesi ve yeni özellikler getirmesi bekleniyor. Elbette kullanıcıların bekledikleri bunlarla sınırlı değil ancak Apple’ın tek bir sürümde böylesine fazla özellik eklemesi pek olası gibi gözükmüyor.
iPhone SE 4 özellikleri sızdı
Apple, önümüzdeki sene yeni uygun fiyatlı iPhone SE 4 modelini tanıtmaya hazırlanıyor. Bunun için önümüzde halen birkaç ay olmasına rağmen sızıntılar gelmeye devam ediyor. Son olarak iPhone SE 4 teknik özellikleri sızdı.
Beklenen iPhone SE 4 özellikleri
Kısa süre önce sızan bilgilere göre iPhone SE 4 modeli, 6.1 inç boyutunda LTPS OLED ekrana yer verecek. Bu ekran, 60 Hz yenileme hızı ile desteklenecek. LPDDR5 tipinde 6 GB RAM‘e sahip olacak cihaz, Apple A16 Bionic işlemcisinden güç alacak.
Ultra geniş bant tarafında Apple U1 yongasından destek alacak cihaz, Qualcomm Snapdragon X70 modeme yer verecek. Ayrıca Wi-Fi 6 bağlantıyı destekleyecek. Öte yandan akıllı telefonda bulunacak kameranın çözünürlüğü bilinmiyor ancak 1080p video kaydı alınabileceği söyleniyor.
E-imza Nedir? Ne Amaçla ve Nerelerde Kullanılır?
E-imza (elektronik imza), en kısa ve net anlatım ile klasik kağıt üzerinde bulunan imzanın dijital ortama uyarlanmasıdır. E-imza, kişinin kimliğini doğrulamak için kullanılır. Genel olarak bir belgeyi elektronik olarak imzalamak bu belgenin içeriğini değiştirilemeyeceğini ve imzanın sahte olmadığını tescil ederek güvenlik sağlar. Diğer bir deyişle elektronik imza dijital ortamda işlemleri güvenli bir şekilde yapıldığını gösterir.
E-İmza Neden Gerekli?
Günümüzde hızla gelişen ve dijitalleşen teknoloji ile birlikte insanların iş yapma biçimleri de değişiyor. Kağıt kullanımı gittikçe azalıyor ve gazeteler bile artık kağıda basılmıyor çünkü internet ortamında yayın yapmak çok daha ekonomik. Fakat dijitalleşme ile birlikte güvenlik endişesi çok fazla öne çıkıyor. Bu aşamadan sonra elektronik imza güvenliği sağlamak amacıyla devreye giriyor. Aşağıda elektronik imzanın hangi amaçla ve nerelerde kullanıldığına bakalım.
E-İmza Kullanım Amaçları Nelerdir?
Güvenlik
Elektronik imzanın en önemli kullanım amaçlarından biri de güvenliktir. Aynı zamanda elektronik olarak imzalanan belgelerin doğruluğunu sağlar. Böylece sahtecilik riskini azalır.
Maliyetten Tasarruf
Klasik imza için kağıt, kalem ve bazen de postalama gerekir ve maliyetlidir. E-imza kullanarak hem bu maliyetten tasarruf edersiniz hem de zamanı verimli kullanırsınız.
Verimlilik Artışı
Kağıt üzerine atılan imzalar belirli bir zaman alabilir. Bu belgelerin fiziksel olarak imzalanması, saklanması ve postalanması gerekebilir. Elektronik imza ile imzalanan belgeler hemen iletilip saklanabilir ve bunu yapmak da işlem sürelerini önemli ölçüde kısaltır.
Uzaktan Çalışmaya Uyum
Uzaktan çalışma koşullarında belgeleri elektronik olarak imzalayarak iş yapış koşullarınız kesintisiz devam eder. Dahası e-imza ile imzalanan evraklar dijital ortamda gönderilip imzalandığı için bulunduğunuz yerin önemi olmadan işlemler tamamlanır.
Çevresel Duyarlılık
e-imza yoluyla önemli miktarda kağıt tüketimi azalacağından ağaç kesimi ve su kullanımı azalır. Dolayısıyla kağıt tüketimi azalacağından doğal kaynaklar korunmuş olur.
Hangi Alanlarda Kullanılır?
Başlıca kullanım alanlarını aşağıda belirttim.
Hukuksal Sonuç Doğurabilecek İşlemlerde
Sözleşme, anlaşma ve hukuki belgelerin imzalanması e-imza ile yapıldığında çok daha güvenli hale gelir.
Kamu Kurumlarında
Resmi evraklar, beyannameler ve kamu işlemleri e-imza ile imzalandığında işler çok hızlı ve güvenli ilerler.
Bankacılık İşlemlerinde
Bankalarda yapılan kredi başvurusu ve diğer bütün finansal belgelerin imzalanması güvenliği artırır.
Eğitim Kurumlarında
Eğitim kurumları e-imza kullanarak öğrenci belgelerini, transkriptleri ve diploma gibi belgeleri düzenlerler.
Sağlık Sektöründe
Sağlık sektöründe de elektronik imza kullanımı yaygındır. Genellikle tıbbi raporlarda, reçetelerde ve diğer sağlık belgelerinde kullanımı yaygındır.
Özetle
Sonuçta e-imza, kağıt tabanlı işlemleri dijitalleştirerek çevreye duyarlı bir yaklaşımla iş süreçlerini daha verimli ve hızlı hale getirir. Kağıttan ve fiziksel olarak imzalanan evrağın taşınmasından tasarruf sağlar. Böylece hem maliyet tasarrufu ve hem de verimlilik sağlar. Kısacası bu nedenlerden dolayı, elektronik imza kullanımı çevresel duyarlılık sağladığı gibi işlem süreçlerini de çok hızlı işler.
Samsung, akıllı telefonda hızlı şarj inadını kırdı!
Samsung’un geçtiğimiz haftalarda piyasaya sürdüğü Galaxy M55, orta seviyede rekabeti artırmayı başardı. Ancak Samsung’un sessiz sedasız şekilde kutuya 45W hızlı şarj sağlayan USB-C kablosu yerleştirdiği fark edildi. Bu, Galaxy S24 ailesinde bile 25W kabloya sahip olan Samsung ailesi için bir ilki temsil ediyor.
Samsung Galaxy M55, 45W şarj kablosuyla geliyor
Samsung, 2021 yılında sürdürülebilirlik nedeniyle telefonlarına şarj adaptörü eklemeyi bıraktı. Ancak şirket hala kutuda bir USB-C kablosu sağlıyor. Bununla birlikte kutudan çıkan USB-C kabloları yalnızca 25W’a kadar şarj hızını destekliyordu.
Samsung, Galaxy M55 ile bu inadından vazgeçmiş gibi görünüyor. Şirket, 45W’a kadar daha yüksek şarj hızı sağlayan daha kalın kablolara geçmiş durumda. Bu, 45W şarjı destekleyen modellerin tam kapasitede doldurulmasına yardımcı olacak.
Bu konuda kutudan çıkan kablonun 45W hızlı şarjı desteklediğini belirtmek gerekiyor. Yani kullanacağınız adaptörün de en az 45W şarj hızı sağlaması gerekiyor.
Kullanıcılar tarafından yapılan ilk testler, M55’in 45W destekli adaptörler ile yaklaşık 70 dakikada tam dolum yapabildiğini ortaya koydu. Bu da Galaxy A55’in 25W’lık süresinin yaklaşık 15 dakika kısaldığı anlamına geliyor.
Galaxy M55 5G modeli, 6.7 inç büyüklüğünde AMOLED+ ekrana yer veriyor. Full HD+ çözünürlüğe sahip bu ekran, 120 Hz yenileme hızı ile destekleniyor ve 1000 nit tepe parlaklık sunuyor. Öte yandan cihaz, Qualcomm tarafından üretilen Snapdragon 7 Gen 1 işlemcisinden güç alıyor.
5,000 mAh‘lik bataryadan güç çekiyor. Ancak Samsung resmi şarj hızlarını belirtmedi. Galaxy M55, kutudan 45W şarj kablosuyla çıkan ilk model oldu.
Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.
MediaMarkt’ın Tatil Kampanyası devam ediyor [Son gün 11 Nisan]
![MediaMarkt’ın Tatil Kampanyası devam ediyor [Son gün 11 Nisan]](https://mediatrend.mediamarkt.com.tr/wp-content/uploads/2024/04/1712040304_MM_TATIL_POSTER_2_CON_JENERIK_TURKUAZ.jpg "MediaMarkt’ın Tatil Kampanyası devam ediyor [Son gün 11 Nisan]")
Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışveriş deneyimi sunan MediaMarkt’ın Tatil Kampanyası kapsamında birbirinden farklı ürünler satışa sunuluyor.
Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt’ın sömestir ve bayram tatilinde tüketicileri sevindirecek Tatil Kampanyası devam ediyor. 5-11 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek Tatil Kampanyası kapsamında, dizüstü bilgisayardan akıllı telefona, aksiyon kamerasından LED TV’ye kadar son teknoloji birçok ürün satışa sunuluyor.
MediaMarkt’ın Tatil Kampanyası kapsamında;
- APPLE iPhone 12 64GB Akıllı Telefon – 26.499 TL
- HP Victus/ i5-14500HX/512 GB SSD/RTX4050 Oyuncu Dizüstü Bilgisayarı – 39.499 TL
- BOOD BD-2200 Wi-Fi Full-HD Aksiyon Kamera – 899 TL
- PEAQ PQ32DAL540-0276 SS2 LED TV – 5.699 TL’den satışa sunulacak.
MediaMarkt’ın Tatil kampanyası 5-11 Nisan tarihleri arasında Türkiye genelindeki 98 mağazasında ve online alışveriş sitesi mediamarkt.com.tr’de geçerli olacak.
Tüketiciler kampanyaya dair detaylara buradan ulaşabilirler.
Bayram öncesi dijital temizlik zamanı
Bu yıl 10 Nisan Çarşamba günü başlayan Ramazan Bayramı öncesinde birçok kişi için izin dönemi de başlamış olacak. Ramazan Bayramı’nı da içine alan dokuz günlük zaman dilimi yoğun bir dijital hareketliliği de beraberinde getirecek. Dijital güvenlik şirketi ESET akıllı cihazlarında dijital temizlik yapmak isteyenler için önerilerini paylaştı.
Şifre ve parolalarınızı gözden geçirin.
Akıllı cihazlarımızdan giriş yaptığımız bazı uygulamalar bizden düzenli olarak şifre ve parola düzenlemesi isterken bazılarını hiç değiştirmiyoruz. Özellikle sık kullandığınız uygulamalarda aynı şifre ve parolaları kullanıyorsanız bunları ayrıştırmanın ve değiştirmenin tam zamanı.
Sosyal medya hesaplarınızı ve gizlilik ayarlarınızı denetleyin
Günlük yaşantımızın önemli bir bölümü artık sosyal medya uygulamalarında geçiyor. Sosyal medya hesaplarınızın gizlilik ayarlarını ayrıntılı bir şekilde ele alın. Hesaplarınızı kimlerin görüntüleyebileceğini ve bilgilerinizin ne kadarının görülebileceğini sınırlandırın.
Kullanmadığınız uygulamalar ile vedalaşın
Cihazınızda yüklü olan tüm uygulamalara göz atın. Bu uygulamaları en son ne zaman kullandığınızı, ihtiyacınız olup olmadığını sorgulayın. İhtiyacınız olmayan tüm uygulamaları kaldırın ve ara sıra kullandığınız uygulamaları da devre dışı bırakmayı düşünün.
Güncellemeler
Cihazınızda yüklü olan uygulamaları makul bir sayıya indirip başlangıçta çalışmalarını engelledikten sonra bu uygulamaların en güncel versiyonlarını kullanıp kullanmadığınıza bir göz atın. Güncel olmayan uygulamalar, siber suçluların suistimal edebileceği bazı güvenlik açıkları barındırabilir. Mevcut güncellemeleri indirerek işletim sisteminizi ve tüm uygulamalarınızı güncel tutun.
E-postaları temizleyin
Microsoft Outlook gibi bir e-posta programı kullanıyorsanız, ya tüm e-postalar ya da bu e-postaların ekleri cihazınızda depolanır. Bazı ücretsiz e-posta hizmet sağlayıcıları ise sınırlı oranda çevrimiçi depolama alanı sunar. E-posta gelen kutunuzda bahar temizliği yapmak için, e-postalarınızı en eskiden en yeniye doğru sıralayıp silmeye karar vermek için en uygun zaman diliminde olabilirsiniz.
İndirilenler
İnternetten indirdiğiniz tüm dosyaları bir veya birden çok klasörde mi saklıyorsunuz? İhtiyacınız yoksa bu dosyaları silip geri dönüşüm kutunuzu da boşaltın. Böylece neredeyse pek bir çaba sarf etmeden hard diskte büyük bir alan açabilirsiniz.
Resimler ve Videolar
Dizüstü bilgisayarınızda, telefonunuzda veya tabletinizde yüzlerce resim ve video bulunuyordur. Fotoğrafları ve düşük kaliteli ekran görüntülerini silmeyi ya da bunları alternatif olarak bir harici hard diske, ağ bağlantılı depolama cihazına (NAS), bulut depolama alanına veya bazı durumlarda bir USB’ye taşımayı düşünün.
Arzum, Türkiye’nin En Çok Tavsiye Edilen Markaları arasında yerini aldı
Bağımsız araştırma ve 360 derece veri danışmanlığı hizmetleri alanında uzmanlaşan Kuantum Araştırma, Türkiye’nin en çok tavsiye edilen markalarını açıkladı. Arzum, Beyaz Eşya ve Küçük Ev Aletleri kategorilerinde Türkiye’nin En Çok Tavsiye Edilen Markaları arasına girdi.
İnovasyon ve tasarımın yanı sıra nihai tüketici deneyimi odaklı yatırımlarını sürdüren Arzum, Tavsiye Şampiyonları New Promoter+Sustainability Score’da yer alarak yatırımlarını taçlandırdı. Kuantum Araştırma’nın Marketing Türkiye dergisi için yaptığı araştırmada 30 farklı kategorideki yüzlerce marka ele alındı. 6 bin 200 kişi ile yapılan online ve fiziki anketler doğrultusunda, Türkiye’nin tavsiye şampiyonlarının belirlendiği araştırmada Arzum, Beyaz Eşya ve Küçük Ev Aletleri kategorilerinde Türkiye’nin En Çok Tavsiye Edilen Markaları arasında öne çıktı.
“Tüketicilerimize güçlü bir markanın arkalarında olduğunu hissettiriyoruz”
Nihai tüketici deneyimi alanında böylesi değerli bir ünvan aldıkları için son derece mutlu olduklarını açıklayan Arzum Pazarlama Direktörü Seda Simur Büyükkucak, “Arzum olarak her gün daha iyi bir tüketici deneyimi sunmak adına onlara daha fazla zaman ayırıyor ve her an yorumlarını dinlemeye özen gösteriyoruz. Tüketicilerimiz ile iletişimi, satın alma kararından satış sonrası teknik servis hizmetlerine kadar baştan sonra birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak görüyoruz. Onların beklentilerini karşılamak adına, çağrı merkezi, teknik servis gibi iletişim kanallarımızda Müşteri Tavsiye Skoru (Net Promoter Score) metodolojisini kullanıyoruz. E-ticaret sitemiz ile ürünleri en doğru biçimde tanıtıyor, sosyal medya hesaplarımız ile onlarla her an iletişimde kalıyoruz. Ürün testlerimiz ve inovasyon ışığında geliştirilen ürünlerimizle asıl ihtiyaçlara odaklanıyoruz. Satış sonrası servis ve hizmetlerimizle her an güçlü bir markanın arkalarında olduğunu hissettiriyoruz. Arzum olarak ürünlerimiz için 3+1 yıl garanti hizmeti sunuyoruz. Yapay zekâ destekli Arzum Seninle, Arzum Asistan gibi dijitalin içinde olduğu, tüketicinin faydasına odaklandığımız inovatif ve ayrıcalıklı yatırımlarımız, hizmetlerimiz bulunuyor. 3 gün ortalama servis süremiz, SMS ile servis süreçleri bilgilendirme, ürünleri evden alıp tamirini tamamlayarak tekrar teslim ettiğimiz evden eve servis hizmetlerimizle tüketicilerimizin beklentilerinin üzerinde hizmet vererek tavsiye skorumuzu artırıyoruz. Tüm bu servislerimiz, ürün çeşitliliğimiz, satış sonrası hizmetlerimiz ile tüketicilerimizin her an yanında duran anlayışımız da bize bu denli değerli ödülleri beraberinde getiriyor” şeklinde konuştu.
Huawei Cloud servislerinin Avrupa regülasyonuyla tam uyumlu olduğu açıklandı
Huawei Cloud, Avrupa Birliği’nin (AB) Bulut Davranış Kurallarına tam olarak uyduğunu açıkladı. Bu durum, şirketin Avrupa’daki müşterilerine sunduğu bulut hizmetlerin, Genel Veri Koruma Tüzüğü’ne (GDPR) uygun olduğunu gösteriyor.
Huawei Cloud, Avrupa’da sunduğu bulut hizmetlerinin bu bölgedeki regülasyon kurallarıyla tam uyumlu olduğunu açıkladı. Bu kurallar, veri koruma ve güvenliğinde yüksek standartları teşvik etmek hedefiyle, sektörün birliğini ve standartlarını güçlendirmeyi amaçlayan bir çerçevede oluşturuldu.
EU Cloud Code of Conduct standartları, yaklaşık üç yıl önce Avrupa Veri Koruma Kurulu (EDPB) tarafından onaylandı ve bulut sektörü için önemli bir uyum referans noktası haline geldi. Kuralların uygulanması, şeffaflığı artırarak müşterilerin risk değerlendirmelerini daha sağlıklı bir şekilde yapmalarını sağladı.
Huawei Cloud Avrupa Başkanı Tim Tao, “Huawei Cloud’un “EU Cloud Code of Conduct tarafından GDPR uyumlu olarak tanınmış olmasından son derece memnunuz dedi. “EU Cloud Code of Conduct izleme birimi SCOPE Europe’un Yönetici Direktörü Gabriela Mercuri ise Huawei Cloud’un ekosisteme katılımını, AB genelinde güvenli ve şeffaf bir dijital ortamın oluşturulmasına katkıda bulunacak önemli bir adım olarak değerlendirdiğini belirtti.
Huawei’in bu kurallara gönüllü olarak uyum sağlaması, Avrupa genelindeki kullanıcılara yönelik hizmetleri güvenli ve şeffaf olarak sunduğunun da bir göstergesi. Huawei, müşterilerine üst düzeyde siber güvenlik, veri güvenliği ve gizlilik koruması sağlama taahhüdünde bulunuyor. Huawei Cloud, uluslararası düzeyde 140’tan fazla denetim ve sertifikasyon sürecinden başarıyla geçmeyi başarırken, Gartner Magic Quadrant listesine alınan tek Çinli şirket olma özelliğine sahip.
Huawei Cloud, finans, enerji, üretim, sağlık ve kamu hizmetleri gibi farklı sektörlerdeki işletmelere yönelik olarak, iş uyumu ve siber güvenlik gereksinimlerini karşılama konusunda öncü bir rol oynuyor. Şirketin bu başarısı, dijital dönüşüm projeleri için de güçlü bir temel oluşturuyor.
Mastercard geleceğe damga vuracak teknoloji trendlerini açıkladı
Mastercard, hazırladığı yeni bir Signal raporu ile yakın geleceği yeniden şekillendirmeye hazır teknoloji trendlerinin haritasını çıkardı.
Araştırma sonuçlarına göre yapay zeka, hesaplama gücü ve veri teknolojisi alanındaki çalışmalar ekonomi ve işletmelerin büyümesini belirleyen gelişmeler olacak. Ayrıca inovasyon yatırımlarıyla birlikte ortaya çıkan yeni teknolojiler günlük hayatı daha sezgisel, etkinleşimli ve sürükleyici hale getirecek. Mastercard raporuna göre; özellikle finans, perakende başta olmak üzere pek çok sektör bu durumdan etkilenecek.
Ödeme sistemleri alanında faaliyet gösteren öncü global teknoloji şirketi Mastercard, işletmelerin ticari faaliyetler ve iş yapış biçimlerini yeniden şekillendirecek teknoloji trendleri üzerine bir araştırma hazırladı. Yapay zeka, hesaplama gücü ve veri teknolojisi başlıklarında derinleşen raporun sonuçları, geleceğin teknoloji ile nasıl gelişeceğini, günlük hayatımızı, ticareti ve sektörleri ne şekilde dönüştüreceğini ele alıyor. Sürdürülebilir inovasyon yatırımlarının da bu sürece ivme kazandıracağına dikkat çeken raporda hayatımıza dokunan her alana dair öngörüler mevcut.
Akıllı sanal asistan pazarının 2028’de 46 milyar dolara ulaşması bekleniyor
Yapay zeka alanında olası tehditlere karşı bir tür inovasyon patlaması yaşanıyor. Alışveriş, seyahat, oyun, eğlence ve diğer sektörler için ortaya çıkan çok sayıda örnek bulunuyor. Raporda, 2024 ve sonrasında büyük etki yaratması muhtemel üç yapay zeka trendi incelendiğinde, sofistike dijital asistanların, güçlendirilmiş yazılım geliştirme uygulamalarının ve kötü niyetli deepfake uygulamalarıyla mücadele edecek çalışmaların öne çıkacağı belirtiliyor.
Özellikle üretken yapay zekanın, dijital asistanların gücünü ve erişim alanını genişleterek onları basit görev yapıcılardan paha biçilmez kişisel ve profesyonel yardımcılara dönüştürmesi bekleniyor. Bu tarz uygulamalar seyahat rezervasyonundan beslenmeye, yaşam koçluğundan dil çevirisine kadar çeşitli işleri yerine getirecek şekilde gelişiyor. Ayrıca insana yakın iletişim becerileri ve belirli kullanıcı tercihlerini öğrenme ve anlama yetenekleri sayesinde daha kişiselleştirilmiş alışveriş rehberliği sağlamak adına daha donanımlı hale geliyorlar.
2023 yılında 11 milyar dolar olan akıllı sanal asistan pazarının 2028 yılında 46 milyar dolara ulaşması ve yıllık bileşik büyüme oranının yüzde 32,7 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Öyle ki, müşteri hizmetleri yöneticilerinin katılımı ile yapılan küresel bir ankette göre, katılımcıların yüzde 95’i yapay zeka botlarının önümüzdeki üç yıl içinde müşterilerine hizmet vermesini bekliyor.
Bilişim teknolojilerinin gerçeklik algısı artıyor
Bilişim teknolojilerinin günlük hayata daha fazla entegre olacağına dikkat çeken rapora göre bu durum, dijital ve fiziksel dünyaları harmanlayan ve sanki kullanıcı bir filmin içinde yaşıyormuş gibi benzeri görülmemiş bir gerçeklik düzeyi sunan karma bir deneyimi mümkün kılabilir. Mekânsal bilişim teknolojisi önümüzdeki yıllarda geliştikçe, günlük hayatımıza entegre olarak alışveriş, ticaret, eğitim, sağlık, üretim, eğlence ve daha fazlasını dönüştürebilir. Hızlı bir büyüme eğiliminde olan uzamsal bilgi işlem pazarının 2032 yılına kadar 620,2 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Mekanlar daha akıllı deneyimlerle zenginleşecek
Teknoloji şirketlerinin yatırımları, mekânsal bilişim için umut verici bir geleceğe işaret ediyor. As donanım ve yazılım geliştikçe, bu teknoloji günlük hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelebilir. Ağ teknolojilerindeki gelişmeler yeni bir otomasyon, birbirine bağlanabilirlik ve zeka çağını başlatmaya hazırlanıyor. Dolayısıyla mimari, standartlar ve veri iletimindeki gelişmeler mağazalara, ofislere, evlere ve endüstriyel ortamlara daha akıllı deneyimler getirebilir. Alışveriş, toplu taşıma ve stadyum girişleri gibi insanların toplu hareketini içeren deneyimler otomatik hale gelebilir.
Veri madenciliği daha da gelişecek
Araştırmanın sonuçlarına göre veri teknolojilerindeki yenilikler, işletmelerin markalarını oluşturmalarına, rekabet avantajı elde etmelerine ve veri güvenliği ile tüketici gizliliğini güçlendirmelerine yardımcı oluyor. Bu bölümde, verinin kullanım alanını genişletmek için verinin tokenlaştırılması, oyunun kurallarını değiştiren iş içgörülerini ortaya çıkarmak için gelişmiş analitiğin kullanılması ve veriyi korumak için yeni yöntemler ele alınmaktadır.
Veri güvenliğinde tokenizasyon, kredi kartı numarası gibi hassas bilgileri, rastgele bir kodla (token olarak adlandırılan) değiştirerek korumanın bir yolu olarak nitelendiriliyor. Ancak tokenizasyon, aynı zamanda varlıkların bir blok zinciri veya ağ üzerinde dijital olarak temsil edilmesini sağlayarak aktarılabilir, takas edilebilir ve güvenli hale getirebilir. Bu teknoloji, kimlik doğrulama için biyometrik özelliklerden daha kolay kullanım için müşteri ödül puanlarına kadar çeşitli veri türlerine uygulanabilir.
Şirketler her zaman verilerden anlam çıkarmaya çalışıyor. Yeni teknolojiler sayesinde ellerinde çok daha fazla veri varken, daha derin içgörüler elde etmek, karar alma süreçlerini iyileştirmek ve iş ortamını dönüştürmek için gelişmiş analitik, makine öğrenimi ve yapay zekadan yararlanıyorlar. Kendilerine ait zengin verilere sahip kuruluşlar, bunları diğer veri kümeleriyle birleştirerek yeni bilgiler üretebiliyor. Gen AI, işletmelerin sosyal medya gönderileri ve multimedya içeriği de dahil olmak üzere daha önce erişilemeyen yapılandırılmamış verileri analiz etmesine olanak tanıyarak veri analizini geliştiriyor. Bu yetenek, veri madenciliğinde bir paradigma değişikliğine yol açabilir ve büyük veri havuzlarına sahip kuruluşlara rekabet avantajı sunmaya hazırlanıyor. Veri analitiği pazarı 2022 yılında 272 milyar dolarken 2030 yılında 745 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.