Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1871

    Sonraki Apple Watch için ‘çok fonksiyonlu’ patent başvurusu

    Ekran_Resmi_2016-01-14_14_35_09

    Apple’ın akıllı saat serisi, 2015’in en çok konuşulan tüketici elektroniği grupları arasında yer aldı. Teknoloji şirketi milyonlarca Apple Watch satarken, global gelirleri için de yeni bir ‘milyar dolarlık iş’ ortaya çıkmış oldu. Geleceğe yönelik planlar da bunun devamında ortaya çıkıyor…

    Yayınlanan yeni bir Apple patent başvurusu, teknoloji şirketinin sonraki akıllı saatleri için ilginç fikirler üzerinde durduğunu ortaya koyuyor. Söz konusu patent, Milanese adını alan kordonun sadece zarif bir görünüm ortaya koymasını değil, çok daha fonksiyonel özellikler sunmasını baz alıyor…

    Buna göre gelecekte tanıtılma ihtimali kuvvetli Apple Watch Milanese kordonu, akıllı saatin metal plakalar sayesinde bir tür stant görevi görmesine de imkan tanıyor. Kordon, üst üste dizilen kısımları sayesinde Apple Watch’ın katlanabilmesini, bir masaüstü ya da başucu saati formuyla da kullanımı fikrini hayata geçirmeyi amaçlıyor. Öte yandan başka özellikler de söz konusu…

    Ekran_Resmi_2016-01-14_14_35_27

    Patent, Apple Watch’ın aynı zamanda bilgisayar ekranının üzerinde kullanılabilmesi yönünde de ilginç bir fikir içeriyor. Apple Watch manyetik olarak MacBook, iMac ya da herhangi başka bir yere takılabiliyor. Ancak görünen o ki mıknatıs özelliği ile işlev gösterdiği için takılacağı yüzeyin metal formunda olması gerekiyor. Bu da Apple’ın sonraki akıllı saat kordonunun şirktin çok sayıda modelinin metal dış tasarımı için yapılandırılmasının amaçlandığı anlamı taşıyor.

    Bu çok fonksiyonlu konsept, gerçekleşecek mi? Kime hitap edecek? Ne şekilde ilgi görecek, tüm bu sorular şimdilik yanıtsız.

    Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz…

    Hayata Etki Edecek İnovatif Araçlar

    2

    Tam bir teknoloji devriminin içindeyiz. Belkide bundan bir kaç yıl sonra, televizyonumuzu izlerken el işaretimiz ile perdelerimizi kapatıyor olacağız. Nanopartiküller vücutta bulunan hastalıkların teşhisi ve tedavisinde görev almaya başlayacak. Ayrıca kısa süre içinde minik makineler kendilerini inşa edebilecek duruma gelecekler. Sanal gerçeklik gözlükleri ve kulaklıkları televizyonun yerini alacak.

    Günümüzde birçok inovasyon şirketi, insanların kullanabileceği araçları geliştirmekle uğraşıyor. Bu cihazların fiyatları biraz yüksek olsa da, firma sayısının artması ve talep yüzünden, kısa sürede fiyatların makul seviyelere ineceğini düşünüyorum.

    Bu haftaki yazımda, inovasyon şirketlerinin geliştirdiği kullanışlı araçlardan bahsedeceğim.

     Diş Sensörleri

    inovatifaraclar011

    Tayvanlı bilim insanlarının geliştirdiği diş implantı sayesinde, yenilen yemek miktarından tutun da içilen sigara adetine kadar, direk doktora bilgi gönderebilen bir sensör geliştirilmiş durumda. Bu implant, dişlerde herhangi bir şekilde bakteri ya da tartar tespit edildiğinde veya bir enfeksiyon durumunda kişiyi ve doktoru bilgi gönderebiliyor. Yapılan testlerde bu sensörün yüzde 94 oranında başarılı olduğu kanıtlanmış.

    Leap Motion

    inovatifaraclar012

    Leap hareket kontrolü cihazı sayesinde, parmaklarınız ile bilgisayar kullanabiliyorsunuz. Parmak uçlarınız ile boyama ve tasarımlar yapma şansınız bulunuyor. Hatta gerçek kalem ve fırça da kullanabilirsiniz.

    Leap hareket kontrolü cihazı, el ve parmak hareketlerinizi algılıyor ve tam anlamı ile farklı bir bilgisayar kullanım deneyimi sunuyor. Fakat gerçek anlamda bir klavye veya farenin yerini tutamıyor. Bu cihaz 90 Euro civarında bir fiyat ile satılmakta.

     Kişisel Robot

    inovatifaraclar013

    Kişisel robot dediğimiz şey aslında dahili bir hoparlör, USB ile şarj cihazı ve 3D derinlik veren kamerası ile akıllı cep telefonuna bağlı olan yuvarlak bir monitörden ibaret.

    Kişisel asistan olarak, Apple siri’yi , Microsoft Cortana’yı geliştirdi. Aynı zamanda Amazon’da Alexa’yı geliştirme sürecine girmiş durumda. Bunun yanında diğer küçük firmalar da kendi projelerini geliştiriyor.

    Kickstarter firması da tamamen yapay zeka kullanan, D2- D2S türü bir kişisel robot geliştiriyor. Kişinin tıpkı stilisti gibi davranabilecek, ofiste asistanlığını yapabilecek, güvenlik sistemlerini kontrol edebilen, kamera, hoparlör ve küçük bir monitörden oluşan bir robottan söz ediyorum. Akıllı telefon ile kontrol edilebilen, USB ile şarj edilebilen ve aynı zamanda 3D derinliğe sahip bir kamerası bulunan cihaz, hayli ilgi çekecekmiş gibi duruyor.

    Trackdot

    inovatifaraclar014

    TrackDot, çanta ya da valizinizin nerede olduğunu söyleyen  ilk ekonomik bagaj izleme cihazı.

    Eminim havaalanında bagaj derdine düşmeyen hiç kimse yoktur. Buna çözüm olarak, GlobakTrack şirketi, TrackDot adında bir akıllı cihaz tanıttı. Bu cihaz bagaj ya da çantanızın nerede olduğunu akıllı telefonunudan veya bilgisayarınızdan gösterebiliyor. Tek yapılması gereken, çanta ya da bagajınıza bu cihazı koymanız ve cep telefonunuza gerekli uygulamayı yüklemeniz.  Size sadece bagajınızı bulunduğu yerden gidip almak kalıyor.

    Myo, Hareket Kontrollü Kol Bandı

    inovatifaraclar015

    Myo ile doğal kol haraketlerinizle sunumunuzdaki slaytlarınız arasında özgürce gezinebiliyorsunuz. İstediğiniz slaytı öne çıkartabiliyor, istediğiniz gibi eğip bükebiliyorsunuz. Kablosuz ağ üzerinden kolunuzdaki kasların hareketlerini kontrol eden bir bilezikten bahsediyorum. Geliştirici şirkete göre cihazın iOS ve Android desteği yakında geliyor. Cihaz aynı zamanda Windows ve Max OS X ile de çalışabilecek.

     Microsoft Hololens

    inovatifaraclar016

    Microsoft HoloLens, hayatımıza gerçek mekanlarda yüksek çözünürlüklü hologramlar getiriyor.

    Yakın geçmişe kadar hologramlar hele hele yüksek çözünürlük olanlar, ancak bilim kurgu filmlerinde gördüğümüz sahnelerdi. Ancak Microsoft Hololens ile yüksek çözünürlüklü hologramlar, gerçek hayatımızdaki yerini aldı.

    Kullanıcılar Hololens gözlük takarak, dijital hologramlar ile etkileşimde bulunabiliyorlar.  Gerçek cisimlerin dijital hologramları üzerinde çalışmalar yapabiliyor. Gerçek dünya ile dijital dünya arasında bir bağlantı kurabiliyorsunuz. HoloStudio ile fiziksel dünyadan dijital dünyaya 3D transferler yapabiliyorsunuz.

     

    2016’nın en çok beklenen oyunları

    0

    2015 yılı oyun tutkunları için bir hayli bereketli geçti diyebiliriz. Grand Theft Auto V’in PC platformuna konuk olması, The Witcher 3’ün ortalığı kasıp kavurması, Fallout 4’ün hayranları ile buluşması derken, oyun tutkunları için dolu dolu bir yılı geride bıraktık. Yeni nesil kavramının da hakkının verilmeye başlandığı 2015 yılı, hem görsel, hem de işitsel olarak bizleri tatmin etmeyi ziyadesi ile başardı.

    2016 yılı ise, bir önceki yıldan çok daha bereketli geçecek gibi gözüküyor. Öyle ki, yeni nesil konsollara özel “exclusive” oyunlar, efsane serilerin devamları, yeni yapımlar derken, 2016’da da başımızı bilgisayarlarımızdan, konsollarımızdan kaldıramayacağız gibi gözüküyor. Gelin isterseniz bu yıl bizlerin en çok beklediği 6 yapımı özetle inceleyelim.

    1. Uncharted 4: A Thiefs End

    Uncharted serisinin oyun dünyasında sinematik aksiyonu tam manası ile aktardığını kabul etmemek sanırız mümkün değil. İlk 3 oyunu ile ağzımızın suyunu akıta akıta tadına vardığımız Uncharted serisi, 4. oyunu ile yeni neslin adeta zirvesini görecek, Nathan’ın maceraları ile bizleri kendimizden geçirecek, gözlerimizi yerinden fırlatacak ve tabii ki her güzel şey gibi son bulacak. Ama altını çizmemiz gerekiyor ki bu son, gerçekten son olacak. Uncharted serisi, ne yazık ki 4. oyunu ile tamamen bitiyor…

    Uncharted 4

    2. Hitman

    Herhalde suikastçi denildiğinde aklımıza artık ilk olarak Assassin’s Creed’deki kahramanlarımız geliyor. Ama işin içine dalındığında, bizleri ilk defa suikastçi olarak karşılayan yapım, kuşkusuz Hitman’in kendisidir. 47 kod adı ve kel kafasındaki barkodu ile yıllarca bizleri gölgelerin içinde hedef avlatan bu muhteşem seri, oyun dünyasının en köklü ve en çok sevilen yapımlarından biri. 2016’da ise efsane kaldığı yerden devam edecek ve Ajan 47 ile maceramıza kaldığımız yerden devam edeceğiz.

    Hitman

    3. No Man’s Sky

    Haziran ayında PC ve PlayStation 4 için raflardaki yerini alacak olan No Man’s Sky, son yıllarda popülaritesi hızla artan keşif tabanlı sandbox yapımların adeta kralı olmak için geliştiriliyor. Yapay Zeka tarafından tasarlanan sınırsız sayıdaki gezegende ve devasa uzay boşluğunda yolumuzu bulmaya çalışacağımız No Man’s Sky, 2016’nın en çok beklenen yapımlarından biri. Tabii ki karşısında Star Citizen gibi bir efsane rakip olduğunu da unutmamak gerekiyor.

    No Man's Sky

    4. Tom Clany’s: The Division

    Ubisoft’un yeni oyunu The Division, duyurulduğu günden bu yana hem görsel olarak hem de konusu itibari ile taktiksel tps severler tarafından heyecan ile beklenen bir yapım oldu. E3’deki iddialı oynanış videoları ile MMO piyasasına sağlam bir giriş yapacak olan The Division, kesinlikle 2016’yı 2016 yapacak yapımlardan birisi. Arkadaşlarımız ile oldukça eğlenceli ve gergin anlar yaşatacağı şimdiden belli olan The Division’ın, beklentileri karşılayıp karşılayamayacağını zaman içerisinde görebileceğiz.

    Division

    5. Detroit: Become Human

    2016’yı 2016 yapacak bir diğer yapım ise, Heavy Rain ve Beyond Two Souls gibi yapımlardan tanıdığımız ve bizlerin ağzını açık bırakacak kadar kaliteli yapımlar ortaya koymayı başaran Quantic Dream’in yeni oyunu Detroit: Become Human. Ekim ayı içerisinde Paris oyun haftası sırasında duyurulan Detroit: Become Human, muhteşem görselleri, akıl almaz hikayesi, başrolünde Kara ve tabii ki Quantic Dream’in kendine has duygusal dokunuşları ile 2016’ya damgasını vuracak yapımlardan bir diğeri olarak karşımıza çıkıyor.

    Detroit

    6. Quantum Break

    Xbox One‘a özel olarak geliştirilen Quantum Break, oyun dünyasında bir ilk olarak kendi TV dizisi ile pararlen bir şekilde ilerleyecek. Oyun içerisinde verdiğimiz kararlara göre TV dizisi de şekillenecek olan yapım, ilk olarak 2015 yılı içerisinde gelmesi planlanıyordu. Yapılan ertelemeler ile 5 Nisan 2016’da raflardaki yerini alacak olan yapım, Xbox One sahiplerinin en çok beklediği oyunlardan biri.

    Quantum Break

    Beşiktaş, E-Spor’a desteğini sürdürüyor

    1452760022_Besiktas_Oyunhizmetleri

    Beşiktaş Spor Kulübü, günümüzde gençlerin yakından takip ettiği e-spora desteğini sürdürdüğünü açıkladı. League of Legends şampiyonlar ligine, bu yıl Beşiktaş Spor Kulübü, hızlı yükselişiyle dikkatleri üzerine çeken Oyunhizmetleri takımı ile katılacağını duyurdu.

    Transferleri ile dengeleri değiştirmeye aday olan League Of Legends şampiyonlar ligi, 16 Ocak’ta başlıyor ve Beşiktaş Spor Kulübü lige, Beşiktaş.Oyunhizmetleri takımı ile katılıyor. League of Legends ŞL ligi, diğer adıyla şampiyonluk ligine sayılı günler kala turnuvaya girecek olan takımların heyecanı tüm hızıyla sürüyor.

    Oyunhizmetleri takımının yatırımcısı olan Mehmet Şükrü Çeken, Beşiktaş gibi büyük bir takım ile güçlerini birleştirmenin, takımları için büyük bir motivasyon olduğunu vurgulayarak, 2016 sezonunda şampiyonluk hedeflediklerini, takımdaki yıldız oyuncularına gelen tüm transfer tekliflerini geri çevirerek, yıldız oyuncularını kadrolarında tutmayı başardıklarını söyledi.
    1452762080_League_Of_Legends_Logo

    Bu yıl 2 önemli transfer yaptıklarını belirten Şükrü Çeken, çekirdek kadroda bulunan genç yıldız Ruvelius’la birlikte, Hibiki (Eski ismiyle Rogu) ve Immortoru’yu koruyan takımlarının, geçtiğimiz yıl Team Turquality’de gösterdikleri performansla TT’nin yükselişinde büyük payı olan Xyraz ve Rawbin’i de kadrolarına eklediklerini belirtti. Beşiktaş.Oyunhizmetleri takımın koçluğunu ise daha önce Crew’de destek olarak oynayan Blumi üstlendi.

    Çeken, ayrıca; bu yıl şampiyonluk liginde yer alan Beşiktaş.Oyunhizmetleri takımı, hedeflerinin büyük olduğunu, önce TBF finalini kazanacaklarını ve daha sonra Beşiktaş.Oyunhizmetleri e-spor kulübünü dünya kupasına götüreceklerini de söyledi.

    Öte yandan Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyelerinden Berkan Gocay; diğer spor branşlarına göre e-spor’un daha kolay ulaşılabilir olduğunu belirtti. Beşiktaş’ın, yeni nesil sporlara açık olan vizyonu sayesinde, hem fiziksel hem de zihinsel çaba gerektirdiğini ve katkılarının devam edeceğini sözlerine ekledi.

    The Room Three Android ve iOS’e geldi

    room-three

    Mobil oyun ekosistemi, sayısı milyonlarla ölçülen akıl almaz bir saha. Seçenekler arasında akılların karışmaması adeta mucize. Bununla birlikte kimi zamanlarda yüksek segmentli, tamamiyle ayırıcı özelliklerle donatılmış oyunlarla tanışılabiliyor. Küresel fenomenler böylece endüstrinin yıldızları olarak teknoloji ve oyun meraklıların huzuruna çıkıyor. İşte bu oyunlardan biri de The Room olmuştu.

    The Room, Angry Birds ya da Flappy Bird kadar tanınmadı ama ciddi bir kullanıcı kesiminin elinden düşüremediği oyunlardan biri olmayı başardı. Milyonlarca cihaza yüklendikten sonra The Room Two geldi. Gizem, gerilim ve heyecan dolu yapım; atmosferik ve sürükleyici oyun mimarisi ile benzersizdi. Derken nihayet serinin son halkası da yayınlandı…

    room-three

    Oyunun üçüncü versiyonu The Room Three Android ve iOS platformuna geldi. Android oyunu Google Play’de 12.99 TL, iOS sürümü ise App Store’dan yine 12.99 TL fiyat etiketi üzerinden indirilebiliyor. Bu arada ilginç bir anekdot olarak oyunun Amerika fiyatı 4.99 dolar, yani TL kuruna çevrildiğinde 15 TL. Serinin ikinci oyunu da ücretli, ancak The Room; yani ilk oyun şu anda ücretsiz olarak indirilebiliyor.

    The Room Three, serinin ilk iki oyununda olduğu gibi görsel tasarım anlamında iddialı ve karmaşık bulmacalarla geliyor. Daha önce En İyi Oyun ödülü de alan serinin yeni oyununda bulmacaların içinde bile başka bulmacalar söz konusu ve detaylar çok daha fazla. Serinin hayranları için kaçırılmayacak bir deneyim vaat ediliyor. Öte yandan korku, bulmaca türü oyunlardan hoşlanıyorsanız göz atmanızda fayda var.

    Android cihazınıza indirmek için buraya tıklayınız.

    iOS cihazınıza indirmek için buraya tıklayınız.

    Haberin devamında oyunun tanıtım videosunu izleyebilirsiniz…

    [vsw id=”3oD-q8jHTRg” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Apple Watch’un pazar payı yüzde 50!

    0

    apple-watch-6_1

    Akıllı saat kullanımı, özellikle son birkaç yıldır son derece dikkat çekici bir ivmeyle gelişiyor. Yeni üreticilerin girişimleri, geleneksel saat üreticilerinin modellerini sensörlerle donatıp tüketici elektroniği segmentine girmesi derken ortaya geniş bir seçenek yelpazesi çıkıyor. Buna karşın akıllı saat pazarında Apple Watch serisinin büyük ilgi gördüğü belirtiliyor.

    Bu noktada yürütülen araştırmalardan biri daha tamamlandı. Juniper Research adlı tanınmış araştırma şirketinin yayınladığı rapora göre 2015 yılında Apple Watch satışları, tüm akıllı saat pazarındaki satışların yüzde 50’sini kapsadı. Özetle her iki akıllı saat tercihinden birini Apple Watch oluşturdu. Bu çarpıcı oran, Apple’ın 2015’te 7 milyona yakın akıllı saat sattığı yönündeki çoğu raporla örtüşüyor.
    1449134403_Samsung_Gear_S2

    Öte yandan Samsung’un da 2015’in dikkat çeken üreticilerinden biri olduğunun altı çizildi. Buna göre Kasım ayında satışlarına başlanan Samsung Gear S2 modeli, geriye kalan yüzde 50’lik oranda hatrı sayılı bir başarı elde etti. Samsung Gear S2, Koreli şirketin kendi işletim sistemi Tizen üzerinde çalışan bir akıllı saat. Genel olarak Android Wear işletim sistemli akıllı saatlerin ise yüzde 10 pazar payı elde edebildiği kaydedildi.

    Görünüşe bakılırsa akıllı saat pazarında herhangi bir Android egemenliği söz konusu değil. Pazarın ikinci büyük oyuncusu ise çok genel bir tanımla ucuz ve basit ürünler. Herhangi bir popüler işletim sistemi ile gelen bu aygıtlar, Bluetooth üzerinden iOS, Android ve Windows Phone işletim sistemi ile gelen telefonlarla eşleşip fonksiyonlarını sergileyebiliyorlar.

    Media Markt’taki her bütçeye uygun akıllı saat alternatifleri için buraya tıklayabilirsiniz.

    Hayatımızı kurtarmaya ve ardından yok etmeye hazırlanan robotlar

    0

    Onlar her yerde karşımıza çıkıyor. Fabrikalarda otomobil üretirken ya da ağır sanayi kollarında onlardan yararlanıyoruz. Oyuncak olarak satılan fakat çok daha gelişmiş robotlar 50 yıl öncesine göre tam bir hayal ürünü. Akıllı telefon ile suratı değişen RoboMe gözü, kaşı, mimikleri ve genel olarak ifadesiyle insan olma yolunda son derece istekli bir ticari ürün. İşin bir de askeri boyutu var. Güdümlü roketi ya da mayını bile bir çeşit robot olarak sayarsak lazer sistemlerinin öne çıktığı günümüzde onların yapabilecekleri sınırsız gibi gözüküyor. Peki, bıçak sırtında olan robotlar iyiliğe mi kötülüğe mi hizmet edecek?

    pTRU1-17134075dt
    RoboMe’nin yüz ifadesi size göre değişim gösteriyor

    Sosyal bir platform Jibo

    Yakın gelecekte robotların ev kullanımındaki yeri artacak gibi gözüküyor. Jibo’nun hedefi de bu. Jibo aslında arkadaşlık etmeyi programlayan bir yazılımcıların vücut bulmuş girişimi. Platformun geliştiricisi Cyntia Breazeal, gelişen işlemci gücü, internet ağı, bulut özellikli uygulamalar, ses ve görüntü tanıma ve batarya teknolojinde yaşanan yenilikler gibi yaygınlaşan özelliklerle aslında robotların da kendi içlerinde “olgunlaştığını” belirtiyor. Jibo’daki robotların odak noktası iletişim. Sahibinin iletişimiyle belli bir dereceye kadar değişkenlik gösterebilen Jibo robotları ister istemez sıcak bağların kurulmasına neden olacak. Bu sayede belki de ilk kez bozulan bir robot için endişelenip “acil’e” gideceğiz.

    UNLV Robotics Professor Paul Oh's "Metal Rebel" photographed April 10, 2015 at the University of Nevada, Las Vegas. (Aaron Mayes / UNLV Photo Services) Client: ENGINEERING
    HRC-Hubo ABD’den zaferle dönen ve geleceği değiştirmesi beklenen robotlardan biri

    Kurtarıcı Robotlar

    Robotların yazılım kısmı Jibo gibi platformlarla ve donanımın gelişmesiyle ilerleyecek. Bu noktada robotların önünü tıkayan orta vadede tasarım olarak gözüküyor. Robotların şu an için yürümesi onlar adına tam bir işkence. ABD bu alandaki çalışmaları hızlandırmak için DARPA altında (Defansif İleri Araştırma Projeleri Ajansı) ile iş birliğine geçerek dünyanın dört bir yanındaki robot gönüllülerini yarışmaya çağırdı. 2 milyon dolar ödülü kazanan Kore ekibi DRC-HUBO isimli robotla geleceğin kapılarını araladı. DRC-Hubo dizlerinde tekerleklerle zorlu ve değişkenlik gösteren zeminlerde ilerleyebiliyor. Aynı zamanda kendisine verilen bir eşyayı parçalarına kusursuza yakın derecede ayırabiliyor. Robotlar için bu tarz ince işler alışılmadık bir alan. Yakın gelecekte bu tarz robotların sağlık, itfaiye ve afet yardım ekiplerine katılması bekleniyor. Dolayısıyla çığ, maden göçmesi, deprem gibi olaylarda bu tarz robotlar insanlara yardım eli uzatıp yaşamımızın devamı için önemli bir rol oynayabilir.

    robot-aegis-0_px600
    Ölümcül bekçi köpeği Super aEgis II

    Ölümcül bir bekçi köpeği The Super aEgis II,

    Robotlar ne zaman insanlık için tehdit haline gelecek diye boşuna endişelenmeyin. Çünkü süreç çoktan başladı bile. Tabii burada Terminator benzeri robotların zamanda atlama yapıp insan öldürmesini kastetmiyoruz. Robotlar yani otomatik hareket eden nesneler çoktan insanları vuracak kıvama geldi. Otomasyon gücüyle övünen Güney Kore’nin geçtiğimiz sene gururla tanıtımını yaptığı The Super aEgis II iri bir köpek boyutlarında olup .50 kalibre silaha sahip. Önceden tanımlanan kişiyi 4 kilometrekare içerisinde gördüğü anda kendi kendine de öldürebilecek kadar yetenekli bu alet tam bir ölüm makinesi. Tetiği çekmek konusunda ise en büyük yardımcısı ve vicdanı Google Map ve balıkgözü lensi… Birinin hayatta kalıp kalmayacağına temel olarak bu ikili karar verdiğinde insanlık kendini güvende hissetmeli midir? Öyle olmalı ki 150 kişinin çalıştığı DoDAAM isimli askeri ve robotik araştırmalar yapan firma, bekçi köpekleri aEgis II’yi peynir ekmek gibi satıyor. Şu an için robotların bu yükselişine cılız birkaç ses dışında kimse tepki koymuyor. Bahsettiğimiz karşı duruş da Kaliforniya’daki Berkeley Üniversitesi’nde çalışan bir bilim adamı Stewart Russell’dan geliyor. Kendisi otonom teknoloji ile geliştirilen insan vurabilen sistemlerin askeri alanlar dışında kullanımını yasaklamak üzere açık bir mektup yazıp tanıdık tanımadık herkese göndermiş durumda. Bakalım mektubun cevabı nasıl olacak ya da olacak mı.

    Bir CES daha geride kaldı…

    0

    Dünyanın en önemli tüketici elektroniği fuarlarından birisi olan CES’te yine çok önemli gelişmelere tanıklık ettik. Dünyadaki değişimle birlikte artık CES bir elektronik fuarı olmaktan çıkıp bir teknoloji fuarı haline geldi. Sadece televizyonlar gibi elektronik ürünler değil otomobillerden insansız hava araçlarına akıllı evlere kadar her türlü teknoloji ve teknolojik ürün burada tanıtılıyor. CES’in düzenleyicisi CEA’nın (Consumer Electronic Association) ismi de bu doğrultuda değişti ve CTA (Consumer Technology Association) adını aldı.

    Her yıl olduğu gibi CES, birçok önemli etkinliğe ev sahipliği yapan ABD’nin Nevada eyaletinde bulunan Las Vegas’ta gerçekleştirildi. 6 – 9 Ocak tarihleri arasında Las Vegas’ta sadece teknoloji konuşuldu. 150 binin üzerinde ziyaretçinin katıldığı etkinlikten dolayı otellerde yer kalmazken uçak bileti bulmak neredeyse imkansız hale geldi. MediaTrend ekibi olarak biz de böyle bir etkinliği yakından takip etmesek olmazdı.

    Gözlemlerime göre Türkiye’den de fuara büyük ilgi vardı. Vestel gibi bazı Türk şirketleri katılımcı olarak yer alırken teknoloji alanında faaliyet gösteren yerli ve yabancı birçok şirketin yöneticisi ile etkinlikte karşılaştık. Hatta bazılarıyla sohbet etme fırsatı dahi bulduk. Genel görüş ise biraz önce bahsettiğimiz gibi teknoloji şovuna dönüşen etkinliğin daha da ilgi görmeye başladığı oldu. Stantlarda Oculus Rift gibi ürünleri denemek istediğinizde saatlerce sıra beklemeniz gerekebiliyor. Bu yüzden bazı durumlarda denemek yerine sadece görmekle yetinmek zorunda kalabiliyorsunuz. Gazeteciler için durum böyleyse normal ziyaretçiler için nasıl olduğunu düşünmek bile istemiyorum açıkçası.

    ces_4

     

    Tarih yazılıyor desek doğru olur

    Teknoloji dünyası bir günde değişmiyor, ama CES bu değişikliğe tanık olmamızı sağlıyor. Örneğin, geçmişte VHS gibi video oynatıcıların doğuşuna sahne olan CES, CD’lerin, DVD’lerin en son Blu-Ray disklerin doğuşuna sahne oldu. Bu yıl ise Netflix tüm dikkatleri üzerine topladı. Düzenlediği bir basın toplantısıyla aralarında Türkiye’nin de olduğu 130’a yakın ülkede yayına başladığını duyurdu. Kullanıcılar artık Netflix’i VPN kullanarak seyretmek yerine kendi ülkelerinden abone olup seyredebilecek. Yerelleştirme konusunda yani Türkçe dublaj ve altyazı ile ilgili durumun ne olacağını ise önümüzdeki günlerde göreceğiz. Gelmek istediğim nokta şu aslında, yayıncılık değişiyor ve CES’te biz yine bir değişime tanıklık ettik.

     

    Otomotiv sektörünün gövde gösterisi

    CES her yıl biraz daha bir otomobil şovuna dönüşüyor, bu açık bir gerçek. Otomotiv alanında hizmet veren ve ürün geliştiren şirketler yeni ürünlerini, teknolojilerini burada sergiliyor. Sürücüsüz araçlar, sürüşü kolaylaştıran teknolojiler, eğlence sistemleri ve diğer ürünler CES’de yerini alıyor. Bu yıl geçen seneye göre çok daha fazla otomotiv sektörüne yönelik ürün ve çözüm vardı. Volkswagen yeni elektrikli otomobilini CES’te tanıttı. Ford, Kia, BMW ve diğer üreticiler basın toplantıları düzenlediler ziyaretçilere otomobillerini tanıttılar. Qualcomm otomobillere yönelik geliştirdiği çözümlerini anlatan bir basın toplantısı düzenledi. Eğlence sistemleri ise artık dokunmatik aşamasından ses ve el hareketleriyle kontrol edilebilme aşamasına geçti. Kendi kendine park etme özelliği artık araçtan inip siz evinize doğru giderken aracın içinde olmanıza gerek kalmayan bir noktaya geldi. Biraz önce de dediğimiz gibi CES’te tarihe tanıklık ediyoruz.

    ces_5

     

    Sanal ve Artırılmış Gerçeklik ürünleri gerçeğe dönüşüyor

    CES 2016’ya damga vuran diğer ürünler arasında sanal ve artırılmış gerçeklik ürünleri oldu. Oculus Rift’in 599 USD fiyat etiketine sahip gözlüğünü denemek isteyenlerin kuyruğu tabiri caizse alıp başını yürüdü. HTC de sanal gerçeklik ürünlerini sergileyen şirketler arasında yer aldı. Ziyaretçiler etkinlik dışında bulunan bir alanda cihazı deneme fırsatı buldular. Arada Sony’nin PlayStation VR’ını da denemeden dönmedik. Intel ise CES’in açılış konuşmasında sanal ve artırılmış gerçeklik cihazlarının gerçek dünyada nasıl kullanılabileceği konusunda katılımcıların fikir sahibi olmalarını sağladı. Hatta açılış konuşmasında bize dağıttıkları bir bileklikle Intel’in standına giderek ilginç bir deneyim de yaşama fırsatı bulduk.

    ces_2

     

    Gelelim insansız hava araçlarına…

    Drone’lar yani insansız hava araçları geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da CES’in her tarafında boy gösterdiler. Sadece ağlarla çevrilmiş alanlarda kullanılabilen insansız hava araçlarının bu yıl geçtiğimiz yıla göre çok daha gelişmiş olduklarını gördük. Havai fişek yerine kullanılan Drone’lardan dans eden Drone’lara kadar teknolojinin ne kadar gelişmiş olduğunu gördük. Artık Drone’lar önlerine engel çıktığını gelişen sensor teknolojileri sayesinde anlayabiliyor ve bu engelleri aşabiliyor. İnsansız hava aracı desek de bu teknolojiyi kullanarak bir kişi taşıma kapasiteli bir uçan araç da gördük. Gerçek hayatta kullanılır mı, kullanılsa da nasıl kullanılır onunla ilgili bir fikrimiz şu an için yok, çünkü insansız hava araçlarının akıbeti şu an pek net değil.

    LG K Serisi akıllı telefon modelleri tanıtıldı

    0

    1452672357_LG_K_Series_2

    LG, iki yeni akıllı telefon modelinin duyurusunu kısa süre önce gerçekleştirdi. Lanse edilen cihazlar şirketin K Serisi’nin de başlangıcı olurken UX arayüzleri ve kamera teknolojileri öne çıktı…

    LG K10, LG K7 model isimleri ile gelen Android işletim sistemin sahip akıllı telefonlar kavisli tasarımları, modern hatları ve genel olarak glossy pebble tasarım dilini sunuyor oluşları ile dikkat çektiler. Apple’ın son iPhone serisi ile bilinirliği artan 2,5D ekran formunun kullanıldığı modellerde arka kapaktaki dokuma deseni de bir diğer tasarım unsuru olarak iddialı.

    Her iki modelin kamera yapı taşları ise tüketici nezdinde dikkat çekilen konular arasında. 13 MP arka ve 8 MP ön kamerayla gelen LG K10 ve LG K7, yazılımsal tabanda da ilginç görüntüleme özellikleri sunuyorlar. Hareketle Çekim ve Aralıklı Hareketle Çekim özellikleri bu noktada ön planda.

    Hareketle Çekim özelliği, kullanıcıların boştaki ellerini kameraya karşı kaldırıp yumruk yaptıkları anda fotoğraf çekebilmelerini sağlıyor. Kullanıcılar ellerini iki kere açıp kapadığında ise Aralıklı Hareketle Çekim özelliği devreye giriyor ve üst üste 4 fotoğraf karesi çekebilmenizi sağlıyor. Bu iki özellik de selfie çekerken, telefonun ön kısmında bulunan flaşı kullanabilmenizi ve istediğiniz zaman istediğiniz yerde mükemmel anlar yakalayabilmenizi sağlıyor.

    1452672357_LG_K_Series_3

    Haberin devamında iki modele ilişkin teknik detaylar yer alıyor…

    K10’un Teknik Özellikleri:

    • Ekran: 5.3-inch HD In-cell Touch
    • Chipset:

    LTE: 1.2GHz veya 1.3GHz Quad-Core / 1.14GHz Octa-Core

    3G: 1.3GHz Quad-Core

    • Hafıza:

    RAM: 2GB / 1.5GB / 1GB

    ROM: 16GB / 8GB

    • Pil: 2,300mAh
    • İşletim Sitemi: Android 5.1 Lollipop
    • Boyut: 146.6 x 74.8 x 8.8mm
    • Bağlantı / Ağ: LTE / 3G
    • Renk Seçenekleri: Beyaz / Indigo / Altın Sarısı

    K7’nin Başlıca Özellikleri:

    • Ekran: 5.0-inch FWVGA In-cell Touch (LTE) / On-cell Touch (3G)
    • Chipset:

    LTE: 1.0GHz Quad-Core

    3G: 1.3GHz Quad-Core

    • Hafıza:

    RAM: 1.5GB / 1GB

    ROM: 16GB / 8GB

    • Pil: 2,125mAh
    • İşletim Sistemi: Android 5.1 Lollipop
    • Boyut:

    LTE: 143.6 x 72.5 x 8.9mm

    3G: 143.6 x 72.5 x 9.05mm

    • Bağlantı / Ağ: LTE / 3G
    • Renk Seçenekleri:

    LTE: Titan

    3G: Beyaz / Siyah / Altın Sarısı

    Media Markt’tan enerji tasarrufu için pratik bilgiler

    1452684377_MM2

    Tüketicileri bilinçlendirmeyi ilke edinen Media Markt, Enerji Tasarrufu Haftası kapsamında, teknolojik ürünlerin çevreye verdiği zararı minimuma indirerek enerjiden tasarruf etmeyi kolaylaştıracak pratik bilgileri tüketicileriyle paylaştı. 7’den 70’e herkesin kolayca uygulayabileceği bilgilerle tüketicilerini bilinçlendiren Media Markt, enerji tasarrufu konusundaki farkındalığı artırmayı hedefliyor

    Beyaz eşya başta olmak üzere, televizyon ve küçük ev aletleri kategorilerindeki A+++ enerji tasarruflu ürünlerin sayısı gün geçtikçe artsa da, bilinçsiz kullanımdan kaynaklanan yüksek enerji harcamalarının önüne geçilmedikçe etkin bir enerji tasarrufu sağlanması güçleşiyor.

    Bu gerçekten yola çıkan Media Markt, bu hafta kutlanan Enerji Tasarrufu Haftası’nda, doğru enerji tüketimi ve çevrenin korunması konusunda pratik uygulamaları açıkladı.

    Media+Markt+LogoTüketicilere enerjiden tasarruf edebilmek için dikkat etmeleri gerekenlere ilişkin Media Markt, şu uyarılara yer verdi:

    • Güvenlik için ilk olarak cihazın elektrik bağlantısının toprak hattı bulunan bir prize takılı olmasına dikkat edilmeli.
    • Buzdolabındaki buzlanmayı engellemek için yemekler kapalı bir şekilde saklanmalı. Nem artışını ve dolayısıyla elektrik tüketimini engellemek için buzdolabına konan sıvıların üstü daima kapatılmalı.
    • Buzlukta ya da derin dondurucuda saklanan donmuş yiyecekler, kullanılmadan önce sabahları çıkarılarak alt bölmeye yerleştirilirse hem orada çözülerek soğutmaya destek olacak hem de yiyecek erimiş olacaktır.
    • Enerji kaybının engellenmesi ve yiyeceklerin sağlıklı koşullarda saklanması için buzdolabının dondurucu veya gövde kapısı açık bırakılmamalı.
    • Yiyecekler dondurularak saklanmak isteniyorsa, ‘No-frost’ buzdolaplarının enerji tüketimi diğerlerine göre 2 kat fazla olduğu için iki kapılı geniş donduruculu dolaplar tercih edilmeli.
    • Enerjiyi verimli kullanmak için enerji etiketindeki verimlilik değerlerinden A’nın en yüksek, G’nın ise en düşük olduğu unutulmamalı.
    • Çamaşır makinası satın alırken yük sensörüne sahip ve A+++ enerji tasarruflu olmasına dikkat edilmeli.
    • Enerji ve su tasarrufu sağlamak için bulaşık makinalarının tam olarak dolması beklenmeli ve uzun sürmesine rağmen en tasarruflu program olan ECO modu tercih edilmeli.
    • Bulaşık makinesi çalıştırılmadan önce, bulaşıkların (cam tabak, tencere ya da kristal ve gümüş materyal gibi) türüne ve fazla kirli olup olmamasına göre uygun yıkama programları seçilmeli.
    • Makinedeki yıkama suyunun süzülmesini sağlayan süzgeç, sabunlu su ve fırçayla temizlenmeli; makinenin içi belirli aralıklarla silinmeli.

    Media Markt’ın verdiği enerji tasarrufu önerileri ile kaynakları doğru kullanmak ve tasarruf etmek daha da kolaylaşıyor. Ayrıca tüketicilerini bilinçlendirmek üzere mağazalara tasarruf etiketleri yerleştiren Media Markt’ın alışveriş poşetleri de geri dönüşümlü malzemelerden oluşuyor. 2009 yılında başlattığı e-atık projesiyle bugüne kadar toplam 106 ton atık toplayan Media Markt, böylece çevreye verilen zararı minimuma indirmeyi hedefliyor.