Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1832

    HTC 10 için resmi ‘iddialı pil’ videosu

    0

    Ekran_Resmi_2016-04-10_22_04_25

    HTC’nin kısa süre sonra tanıtılacak 10 adlı modeli için birbirinden ilginç ön tanıtım videoları devam ediyor…

    Geçtiğimiz aylarda lansmanı gerçekleştirilen Galaxy S7, Galaxy S7 edge, LG G5 gibi üst segment akıllı telefonların ardından merakla beklenen bir diğer iddialı model de HTC 10. Tayvanlı tüketici elektroniği şirketinin 2016’daki en güçlü Android’li cihazı için son dönemde artan tanıtım çalışmaları ise teknooji gündeminde önemli bir yere sahip. Daha önce HTC 10’un tasarım, kamera gibi detaylarına dair çeşitli videolar yayınlanırken genel itibarıyla yenilikçi bir kampanyanın yürütüldüğü görüldü. 12 Nisan’daki resmi tanıtım öncesinde yeni video geldi…

    Haberin devamında yer alan ve resmi Twitter hesabı üzerinden yayınlanan videoda HTC, akıllı telefonunun geliştirilmiş pil ömrüne vurgu yapıyor. HTC mühendisleri HTC 10’un pil ömrü üzerindeki çalışmaları konu edilirken yine hoş bir videoya imza atıldığı görülüyor.

    Videoyu izlemek için buraya tıklayınız. 

    Cihaz için Snapdragon 820 işlemci ile geleceği netlik kazandı. Ayrıca 4 GB RAM’e sahip olacağı da bilinen teknik özellikleri arasında. Tasarımına ilişkin önemli bir ipucu da buraya tıklayarak detaylarına ulaşabileceğiniz şekilde ortaya çıkmıştı.

    HTC’nin videoları ile ’10’un özel bir telefon olduğu algısını oluşturmaya yönelik çabası dikkat çekici. En nihayetinde ise merakla beklenen model kısa süre sonra günyüzüne çıkacak. HTC 10’un tüm özelliklerini, resmi görselleri eşliğinde aktaracağız. Gelişmeleri izlemeye devam ediyoruz…

    Bulgari’nin akıllı saati Diagono Magnesium ile tanışın

    Ekran_Resmi_2016-04-10_22_07_57Lüks moda markalarından Bulgari’nin yeni akıllı saatinin nisan ayı içerisinde resmi olarak duyurulacağı ortaya çıktı. Bulgari Diagono Magnesium adıyla gelecek modelin mekanik saat tasarımı ile akıllı saati harmanlayan görüntüsü dikkat çekti. Evet, bu aygıtın enerjisi mekanik şekilde sağlanacak. Elbette bu sektör açısından bir ilk değil, ancak tasarımın Bulgari tarafından gerçekleştirilmiş olması dikkat çekici…

    Magnezyum kasaya sahip Bulgari’nin akıllı saatinde tasarım ve teknoloji özelliklerinin yanında güvenlik özelliklerinin çarpıcı olduğu aşikar. Aygıtın bir tür dijital cüzdan fonksiyonu sunacağı belirtiliyor. Vault adlı uygulama sayesinde şifreler, banka kartları ve kredi kartı bilgilerine erişim sağlanacak. En çarpıcı özellik ise akıllı saatte saklanan tüm özelliklerin İsviçre Alpleri’ndeki bir yeraltı veri depolama merkezinde saklanacak olması. Peki veri merkezi neden yer üstünde değil de aşağıda? Elbette bunun nedeni güvenlik. Veri merkezinin sadece dijital olarak değil, fiziksel olarak da yüksek seviyede korunması temel alınan nokta. Bununla birlikte akıllı saatin güvenliğe dair ‘teknik’ yetenekleri saymakla bitmiyor…

    Bulgari Diagono Magnesium ile elektronik kilit, hatta ev ve otomobil alarm sistemlerinin dahi kontrol edilebileceği kaydediliyor. Yüksek güvenlik gerektiren neredeyse tüm işlerin üstesinden başarıyla gelebileceği kaydediliyor. Tüm bu çarpıcı özellikleri ile birlikte Diagono Magnesium tüketici elektroniği pazarı açısından bir ilk olacak.

    Bu muazzam özellikleri ile beraber Bulgari marka akıllı saatin fiyatı da tahmin edileceği üzere muazzam. Pek mütevazi bir şekilde gelmiyor; kısa süre sonra duyurulacak modelin belirlenen fiyat etiketi ABD için 4600 dolar. Tüm zamanların en pahalı ‘altın kasaya sahip olmayan’ akıllı saati olabilir.

    NOT: Görsel temsilidir. 

    Japonlar yeni bir parmak izi ödeme sistemi geliştiriyor

    2

    Japonya’da 2020 yılına kadar tamamlanması planlanan yeni bir parmak izi ödeme sistemi üzerinde çalışılıyor. İşte detaylar…

    Japonya her ne kadar teknoloji alanında son yıllarda Çinli ve Koreli üreticilerin hamleleri ile ‘sessizmiş gibi’ görünse de aslında bu doğru değil; ülkede birçok kademede geliştirme çalışmaları devam ediyor. Robotik mühendislik gibi alanlardaki gelişmeler, otomobiller ve birçok konuda çarpıcı gelişmelere tanıklık edilceğini de belirtmek mümkün. Birazdan detaylarına tanıklık edeceğiniz gelişme ise oldukça ilginç…

    Japonlar, 2020 yılına kadar sürecek ön hazırlık programının ardından kendi parmak izi ile ödeme sistemlerini kullanmayı hedefliyor. Üstelik bunun için ne bir akıllı telefon ne de kredi kartına gereksinim duyulacağı belirtiliyor. Ödeme işleminin, yalnızca iki adet ‘gerçek’ parmak ile tamamlanacağı kaydediliyor. Evet, gerçek parmaklar…
    touch_sensorJapon hükümetinin testlerine bu yaz başlayacağı belirtilen proje, insanların parmak izlerinin alınması ve daha sonrasında da bunun söz konusu parmak izi okuma teknolojisi ile uyumlu aygıtları bulunduran alışveriş noktalarında kullanımına dayanıyor. Hedeflenen tarihin arkasında yatan neden ise dört yıl sonra yaşanacak turist akını…

    Yeni sistemin 2020 yılındaki düzenlenecek Olimpiyat Oyunları sırasında ülkeye giriş yapacak turistlerin parmak izinin alınması ve daha sonrasında verilerin işlenerek, alışveriş sırasında kullanılabilecek forma getirilmesi için kurgulandığı da açıklananlar arasında. Özetle Japonlar, gelecekte ülkeye giriş yapacak turistleri daha basit (plana göre ilgili işlemler için iki parmağın kullanımı yeterli) şekilde alışveriş yapmasını sağlamayı amaçlıyor. İlginç ve inovasyon dolu bir plan olduğu bir gerçek.

    Hasselblad’den 100 MP’lik orta format fotoğraf makinesi

    Ekran Resmi 2016-04-10 22.01.34Yüksek çözünürlüklü fotoğraf ihtiyacı, reklam sektörü başta olmak üzere büyük önem taşıyor. Bu alanda kullanılan aygıtlar arasında orta format fotoğraf makinesi olarak sınıflandırılan aygıtlar öne çıkıyor. Alman Hasselblad ise en tanınmış orta format üreticileri arasında. Köklü geçmişe sahip markanın merakla beklenen en yeni modellerinin duyurusu gerçekleştirildi…

    H6D-100c ve H6D-50c model isimleri ile gelen yeni Hasselblad modelleri, fotoğraf profesyonellerine en uçlardaki detayları dahi elde edebilme imkanı tanıyor. Aygıtlardan H6D-100c ile 100 MP çözünürlükte fotoğraf çekilebiliyor. Bu inanılmaz değere ek olarak 4K video kaydı imkanı da sunan model, bu yönüyle de orta format makineler arasında bir ilk. Daha önce bir orta format makineyle elde edilebilen en yüksek video çözünürlüğü 30fps hızında 1080p’ydi.

     

    Diğer model Hasselblad H6D-50c ise 50 MP çözünürlükte fotoğraf çekilebilmesini mümkün kılıyor. Bu yönüyle kendi kategorisi açısından bir tür güncelleme modeli özelliği taşıyor. Fark yaratan modelin Hasselblad H6D-100c olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekiyor.

    Her iki orta format makinenin çekim hızı aralığı 1 dakika için 1/2000 saniye. ISO aralıkları 12.800’e kadar çıkıyor. Type-C portu bulunan modellerde WiFi, HDMI, CFast ve SD girişleri de mevcut. Markanın tüm H lensleri ile uyumlu olan H6D-100c ve H6D-50c’nin ekranları da ortak: 920k noktalı 3 inç. Ve fiyatlara geliyoruz; birer Hasselblad orta format klasiği olarak fiyatlar oldukça sansasyonel…

    H6D-100c 28 bin 900 Euro fiyat etiketine sahip, Hasselblad H6D-50c’nin fiyatı ise biraz daha düşük; 22 bin 900 Euro.

    4,5G’de hangi telefonlar daha hızlı?..

    iStock_000078891195_MediumHız, teknolojik gelişimin en önemli değişkeni… Hayatımızdaki birçok teknolojik gelişim kendini daha hızlanarak gösteriyor öncelikle… Nitekim iletişimin şekillendirdiği yeni dünya düzeninde de hız katlanarak artmaya devam ediyor.

    2009 yılında hayatımıza giren 3G teknolojisiyle akıllı telefonlarımıza veriyi daha hızlı indirmeye başladık. Ancak, bizler daha o ilk gün telefonumuzda beliren 3G imgesine bakmak için heyecanla beklerken, teknoloji dünyası 4G, yani LTE denemelerine çoktan başlamıştı bile… LTE, yani “Long Term Evolution” teknoloji standartları belirlendiğinde cep telefonlarının kalbinde yer alan işlemcileri üreten şirketler de bu yeni teknolojiyle birlikte telefonların yeteneklerini nasıl arttırabileceklerine dair çalışmaları sürdürüyorlardı.

    LTE de kendi içinde gelişiyor

    Bizlerin 3G kullandığı dönemde LTE de kendi içinde bir gelişme daha geçirdi ve LTE Advanced, ya da kısaca LTE-A adını aldı. Nitekim, bu gelişmeye cep telefonları için işlemci üreten firmalar hemen adapte oldular ve daha hızlı, daha yetenekli işlemciler üretmek için seferber oldular.

    Aslında ceplerimizdeki akıllı telefonlarda da tıpkı evlerimizdeki gibi bir modem bulunuyor. Bu modem işlemciyle bütünleşik olarak çalışıyor ve gerek baz istasyonundan, gerekse evdeki, ya da dış bir mekandaki WiFi hattından gelen sinyalleri çözerek internete bağlanmamızı sağlıyor. Ancak, ne kadar hızlı bağlanacağımız birçok değişkene bağlı… Bunlar öncelikle abonesi olduğumuz operatörün hangi frekanslardan hizmet verdiği, baz istasyonunun bize yakın/uzak olması, aynı anda kaç kullanıcının bağlı olduğu gibi değişkenler… Elbette bir de telefonunuzun markası önemli… Bir başka deyişle telefonunuzda kullanılan işlemcide yer alan modemin hangi “cat” (kategorinin kısaltması) değerini desteklediği…

    Cat 10 ve iPhone 7 söylentileri

    Cat değerleri 1 ile 10 rakamları arasında belirlenmiş durumda… Muhtemelen hızın artması ve teknolojinin değişmesiyle bu rakamlar da yükselecek. Ancak halihazırda kullanılmakta olan LTE UE (User Equipment – Kullanıcı Ekipmanı) rakamları şimdilik 10’a kadar ve henüz Cat 10’a sahip bir akıllı telefon söz konusu değil. 2014 yılından beri konuşulan Cat 10’la ilgili son dedikodu iPhone7’lerde kullanılacağı yolunda ama Apple genellikle bu meseleyle ilgili eski teknolojiden yana bir çizgide seyrettiği için bu iddia bir söylentiden ileri gitmiyor. Bu arada söylentiler arasında Cat 12 ve Cat 13’ten de söz edildiğini belirtmekte yarar var.

    Cat değerlerini 1’den itibaren sıralayacak olursak, indirme ve yükleme değerleri açısından Cat 1: 10 – 5 Mbps, Cat 2: 50 – 25 Mbps, Cat 3: 100 – 50 Mbps, Cat 4: 150 – 50 Mbps, Cat 5: 300 – 75 Mbps, Cat 6: 300 – 50 Mbps, Cat 7: 300 – 100 Mbps, Cat 8: 3 Gbps – 300 Mbps, Cat 9: 450 – 50 Mbps ve Cat 10: 450 – 100 Mbps… Elbette bu hızları etkileyen layer (katman) ve MIMO gibi etkenler de var ama temel olarak hızlar böyle sıralanıyor.

    Hali hazırda Türkiye mobil telefon pazarına baktığımızda bazı popüler markaların 450 Mbps indirme hızlarını desteklediklerini, bazı markaların da hala 150 Mbps seviyesinde kaldıklarını görüyoruz. Yani teknik olarak arada üç kat bir indirme hızı farkından söz ediyoruz. Bu da Cat 4’ün Apple, Exynos, Mediatek ve Qualcomm gibi işlemcilerde daha yoğun kullanıldığını görüyoruz. Elbette bunda kolay bulunabilirlik ve ucuz fiyat da önemli bir etken…

    Ülkemizde satılmakta olan popüler telefonların hızları

    150 Mbps hızını destekleyen, yani Cat 4 sahibi akıllı telefonlar şöyle sıralanıyor:

    Alcatel One Touch Idol 3 (Turk Telekom TT175), Apple iPhone 6, Apple iPhone 6 Plus, Apple iPhone SE , Asus Zenfone 2, Asus Zenfone 2 Laser, Asus Zenfone 2 Selfie, Casper VIA M1, Casper VIA V10 , HTC One M8, HTC One M8s, HTC One E8, HTC Desire Eye, HTC One M9+ , Lenovo Vibe P1, LG G3, LG G4 Beat, Meizu M2 Note, Samsung Galaxy S5, Samsung Galaxy J7, Samsung Galaxy J5, Sony Xperia Z3, Sony Xperia Z3 Compact, Sony Xperia M5,Sony XperiaC4, Sony Xperia M4 Aqua, Teknosa Preo P2, Turkcell T60, Vestel Venus V3, Vodafone Smart 6.

    300 Mbps’yi destekleyen Cat 6 sahibi telefonları sıralayacak olursak:

    General Mobile 5 Plus, Honor 6, Honor 7, Huawei Ascend Mate 7, Huawei P8, iPhone 6s, iPhone 6s Plus, Nexus 6, Samsung Galaxy A3, Samsung Galaxy A5, Samsung Galaxy A7, Samsung Galaxy Note 4, Samsung Galaxy Note 5, Samsung Galaxy Note Edge, Samsung Galaxy S6, Samsung Galaxy S6 Edge, Samsung Galaxy S6 Edge Plus.

    Ve 450 Mbps’yi destekleyen Cat 9 sahibi telefonlar:

    HTC One M9, LG G4, LG G Flex 2, LG G5, LG V10, Samsung Galaxy S7, Samsung Galaxy S7 Edge,Sony Xperia Z3+, Sony Xperia Z4, Sony Xperia Z5, Sony Xperia Z5 Premium, Sony Xperia Z5 Compact.

     

     

     

     

     

    Samsung Galaxy S7 Edge: Üst seviye tasarım ve yüksek performans

    Samsung, Galaxy S6 Edge ürününü Galaxy S7 Edge adı altında yeniledi. Eklenen MicroSD kart yuvası ve fark yaratan Always On fonksiyonu ile göze çarpan Galaxy S7 Edge, piyasanın en şık akıllı telefonu  olarak gösteriliyor.

    Samsung Galaxy S7 Edge, bir önceki nesil olan Galaxy S6 Edge ile kıyasla daha büyük bir ekrana sahip. 5.1 inç’lik ekran yerine 5.5 inç’lik dev bir ekran kullanıldı. Erkanın büyümesi telefonun da büyümesi anlamına gelmiyor. Samsung bu üründe tasarım sanatını konuşturdu ve ürüne baktığınızda oldukça kompakt bir yapı ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

    s7 edge 2

    IP68 sertifikası ile su geçirmezlik unvanını alan Galaxy S7 Edge ne yazık ki 4K ekrana sahip değil. Burada kullanılan ekran çözünürlüğü tıpkı Galaxy S6 Edge gibi 2560×1440.  510 dpi piksel yoğunluğuna sahip olan bu ekran, bugünlerde moda olan Force Touch teknolojisinden yoksun.  Bu üründe beğendiğimiz bir özellik çok parlak bir ekrana sahip olması.  Bununla birlikte ekranın keskinliği de görülmeye değer.

    Galaxy S6’nın Edge ekranı çok kullanışlı değildi. Samsung, Galaxy S7 Edge’de Edge yani kenar ekranını 2 satıra çıkardı. Bu alana çeşitli uygulamaların kısayolları atanabiliyor. Kullanıcılar bu sayede hızlı bir erişime sahip olmuş oluyorlar.

    Galaxy S7 Edge’in önemli bir farkı Always On fonksiyonuna sahip olması. Bu fonksiyon sayesinde  ekran stand by modunda olsa bile zaman, tarih, takvim girişleri ve bildirimler ekranda görülmesi.

    st edge 1

     Performans

    Samsung Galaxy S7 Edge, sekiz çekirdekli Exynos 8890 işlemcisine sahip. Dört çekirdeği 2.4 GHz diğer dört çekirdeği de 1.6 GHz hızında çalıştıran Galaxy S7 Edge, S6 Edge ile kıyasla %30 daha performanslı. Bu işlemcinin önemli bir özelliği tek veya çift çekirdek kullanan bir uygulamada, çekirdek hızlarını otomatik olarak 2.6 GHz’e yükseltmesi. Bunun anlamı Galaxy S7 Edge’in her türlü kullanımda performanstan ödün vermemesi. Tabi burada kullanılan soğutma çok önemli. Samsung’un Heatpipe soğutma çözümü cihazın ısınmasını engelliyor, ve ısınmadan doğabilecek sorunları çok önceden ortadan kaldırıyor.

    32 GByte kapasiteli UFS-II harici depolama piyasanın en hızlısı olarak ün salmış durumda. Okuma ve yazma hızları rekor seviyede yüksek. Zaten telefonu açıp kapattığınızda bu hızı hemen görebiliyorsunuz. Yaptığımız testlerde, Galaxy S7 ile oldukça yüksek değerler elde ettik. Uygulamalar anında açılıyor. Menüler arası geçişlerde en ufak bir gecikme yaşanmıyor. Yeni nesil oyunların hepsi tam performansta açılıyor.

    s7 edge 5

     

    Galaxy S7 Edge’in 3600 mAh’lik bataryası ne yazık ki değiştirilemiyor. Buna karşın Quick Charge özelliği sayesinde 1.5 saat içinde %100 doluyor.

    12 MP Kamera

    Galaxy S6 Edge’in 16 MP’lik kamerası yerine 12 MP’lik bir kamera kullanıldıç Bu kamera her ne kadar daha düşük bir MP çözünürlüğe sahip olsa da f/1.7’lik Diyafram açıklığı sayesinde karanlık ortamlarda daha iyi fotoğraf çekebiliyor. Canon DSLR kameralarda kullanılan Dual Pixel teknolojisini de kullanan Galaxy S7 Edge, özellikle bu alanında fark yaratmak istiyor. Dual Pixel teknolojisi yardımıyla her bir piksel iki farklı Fotodiod tarafından işleniyor. Bunun anlamı aynı anda 24 milyon Fotodiod’un paralel olarak çalışması. Bunun avantajı, Galaxy S7 Edge’in S6 Edge ile kıyasla karanlık ortamlarda dört kat daha hızlı fotoğraf işleyebilmesi.

    s7 edge 4

    Yaptığımız testlerde Galaxy S7 Edge’in fotoğraf performansının çok iyi olduğunu söylemeliyiz. Gerek karanlık ortamlarda gerekse de aydınlık ortamlarda çok iyi fotoğraflar çekebiliyorsunuz.

     Sonuç

    Daha iyi bir kamera ile gelen Galaxy S7 Edge’in, yüksek performans, yüksek kapasiteli batarya ve su geçirmez tasarımını da unutmamak lazım. Galaxy S7 Edge, Galaxy S7’den çok farklı değil. Ama her hâlükârda üst seviye bir telefon arayanlar Galaxy S7 Edge ile iyi bir seçim yapacaklarını rahatlıkla söylemeliyiz.

    En gözde 10 online iş fikri

    açılış fotoHer şeyin online yapılabildiği günümüzde, iş yapış biçimleri de online hale geldi. Dijitalin tüm sektörleri dönüştürdüğü yeni düzende insanlara evlerinden online çalışma ve ekstra para kazanma imkanı sunan pek çok iş bulunuyor. Özellikle Y ve Z kuşağının da ilgisiyle giderek popülerleşen online iş yapma kültürü yavaş yavaş ancak emin adımlarla büyüyor ve yakın gelecekte ciddi bir ekonomiye dönüşeceğe benziyorlar. Online iş yapmanın bu kadar popüler olmasının nedeni insanların kısa zaman harcayarak iyi para kazanabiliyor olmaları. Peki son günlerin en gözde online iş modelleri hangileri?

    Web tasarımı
    Bireylerin ardından kurumsal dünyada da dijital dönüşümün tüm hızla devam ettiği günümüzde firmaların dijital dünyadaki yüzleri olan web siteleri ve mobil siteler bu anlamda çok büyük önem taşıyor. İyi tasarlanmış bir internet sitesinin müşterilerin dikkatini çekerek onların firma hakkındaki düşüncelerini etkileyeceği konusu çok net. Firmaların özellikle web ve mobil tasarım konusunda uzman ajanslara ciddi meblağlar ödediğini düşündüğümüzde bu işi aynı kalitede freelance yapan kişiler için büyük bir fırsat olduğunun altını çizmekte fayda var. Bugün pazarda iyi tasarım ve HTML dili bilip web sitesi tasarlayan ve büyük firmalara satan çok ciddi bir çalışan hacmi var.

    Özgeçmiş hazırlama
    Pek çok insanın sahip olmadığı bu yetenek mülakatlar için büyük önem taşıyor. Ne de olsa iyi ve uygun formatta hazırlanmış bir özgeçmiş kişilerin kendilerine güvenlerini arttırıyor ve yeteneklerinin ön plana çıkmasını sağlıyor. Siz de henüz piyasada sayıca az olan bu yetenekli kişilerden biriyseniz özgeçmiş hazırlama işine girebilirsiniz.

    Satış ortaklığı
    Pek çok insan Amazon, eBay, Gittigidiyor gibi sitelere yorum yazmayı sever ve bunu para karşılığında değil, ilgilerinden ötürü yaparlar. Yorumlar online işlerin başarısında büyük rol oynuyor. Ve kendilerine ürünlerini satmada yardımcı olacak bu insanlara para ödeyebilecek pek çok şirket bulunuyor. Kullanıcı deneyimin giderek önem kazandığı günümüzde şirketler müşterilerin yorumlarına bağlı olarak ürünlerini daha iyi pazarlayıp, daha fazla satış yapabiliyorlar. Bu yüzden her müşterinin yorumu büyük önem taşıyor. Kullandığınız bir ürünle ilgili yorum yaparak bunun karşılığında para almak bugünlerde para kazanmanın en kolay yollarından biri.

    Konsinye mağazalar
    Günümüzde pek çok insan kullanılmış eşya ve mobilyalarını satarak para kazanabiliyor. Ancak bu insanlar mağaza kurulumu ve reklam için para harcamak zorunda. Online dünyada bu işi mağaza kirası reklam gibi masraflara katlanmadan yapmak mümkün.Bu bağlamda konsinye mağaza işi son trend bugünlerde.

    Beslenme koçluğu
    Kişisel diyet ve egzersiz programları hazırlayarak insanlara yardım etme üzerine kurulu olan bu iş oldukça cazip. Beslenme koçluğu ekstra para kazanmak isteyen spor salonu eğitmenleri tarafından da online olarak yapılıyor.

    E-kitap yazarlığı
    Teknolojinin ilerlemesi ile birlikte insanlar normal kitap yazarlığından e-kitap yazarlığına yöneliyorlar. Yayıncılar tarafından tercih edilmeyen yazarlar internete yöneliyor ve şanslarını bu platformda deniyorlar. Bu sayede çok daha ucuza ve online ortamda kitaplarını okuyucuya eriştirebiliyorlar.

    Uzaktan teknik destek
    Bazı küçük işletmelerde IT birimi bulunmuyor ve bu nedenle firmalar dışarıdan destek almak zorunda kalıyorlar. Eğer bilgisayarlarla aranız iyiyse firmalara evinizden teknolojik destek sunmanız mümkün. Bu anlamda istediği işi bulamamış pek çok donanımlı mühendis bulunuyor. Online destek bu tarz kişiler için yalnızca para kazanma anlamında değil aynı zamanda bağlantılarını genişleterek deneyim kazanmaları için de faydalı oluyor.

    Etsy mağazaları
    Etsy insanların el yapımı battaniye, halı ve cam eşyaları alabilecekleri mağazalara verilen isim. İnsanlar bu gibi ürünleri toptan ucuza tedarik edebilecekleri mağazalar kurabilir ve bu ürünleri internetten daha yüksek fiyata satabilirler. Toptan ucuza alıp internet üzerinden daha yüksek fiyata satmak tüm online mağazalar tarafından uygulanan bir strateji.

    Online eğitim
    Pek çok insan yeni bir dil öğrenmek veya özel bir konu hakkında eğitim almak istiyor ancak çalıştıkları veya ailelerine bakmak zorunda oldukları için zaman bulamıyorlar. Bu kişiler için eğitim imkanı sağlayan online eğitimler buluyor. Bu dersler akşam veya uygun olduğunuz herhangi bir saatte olabiliyor. Online eğitim veren bu kişiler iyi para kazanıyor ve de deneyim sahibi oluyorlar. Şimdi internette online eğitimlerden sınavlara kadar her şey mevcut ve bunlar için de eğitmenler gerekli. Evinizin rahatında oturup öğrencilere yardımcı olmak ve bu sayede para kazanmak çok güzel bir iş olsa gerek.

    Uygulama geliştirme
    Ev ortamında karlı bir iş yapmanın en iyi yollarından biri mobil uygulama geliştirmek olsa gerek. Android cihazlar dünyayı ele geçiriyor ve her gün yeni bir uygulama ihtiyacı doğuyor. Yaratıcı bir uygulama tasarımcısı başarılı bir uygulama geliştirerek pazarda iyi para kazanabiliyor. Çok çeşitli akıllı telefonların bulunduğu pazarda uygulamaların sınırı yok. En iyi resim, müzik, harita, hesaplama ve her konuda uygulama geliştirmek mümkün.

    Kullanıcı sayısı açıklanan Facebook Messenger’a yeni özellikler eklendi

    Ekran_Resmi_2016-04-08_12_08_09Popüler sosyal medya ağı yükselişini aralıksız devam ettiriyor. Kullanıcı tabanı dikey şekilde/sürekli genişleyen platformun çok sayıda geliştirme ve yeni özelliği de kullanıcıları ile buluşturduğu görülüyor. Türkiye’deki kullanıcılar açısından Facebook’a gelen son özellik Facebook Live olmuştu, buraya tıklayarak detaylarına ulaşabileceğiniz gibi kullanıcılar, haber akışlarında yer alacak şekilde canlı video yayını gerçekleştirme imkanını deneyimlemeye başladılar. Öte yandan Facebook’un diğer önemli yazılımı Messenger da benzer bir şekilde gelişip, daha fazla hesap sahibi tarafından kullanılmaya devam ediliyor. Bu noktada son göstergeler bir hayli çarpıcı, ayrıca anlık mesajlaşma uygulamasına yeni özellikler eklendi…

    Ekran_Resmi_2016-04-08_12_08_00

    Facebook, Messenger’ın 900 milyon aylık aktif kullanıcı sayısına ulaştığını ve Messenger için yeni araçlar sunduklarını açıkladı. Messenger Codes, Messenger Usernames ve Messenger Links ile insanlar hızlı ve basit bir şekilde sohbet başlatabilecek.

    • Messenger Kodları (Messenger Codes) ile insanlar birbirlerinin kodlarını tarayarak anında sohbet edebilecek.
    • İnsanlar, Bağlantıları (Links) online olarak her yerde paylaşabilecek ve bu sayede anında sohbet başlatabilecek. Aynı zamanda Kullanıcı Adları (Usernames) ile bağlantı kurabilme seçeneği de olacak.

    Facebook bu araçlar ile insanların Messenger’da arkadaşlarını bulmasını ve işletmelerle iletişime geçmesini kolaylaştırıyor.

    Türkiye ilk 10 ülke arasında

    Bunlara ek olarak, Facebook’un verilerine göre Türkiye’nin de aralarında bulunduğu, Sayfalara en fazla mesaj atan ilk 10 ülke ise şöyle:

    • Tayland
    • Vietnam
    • ABD
    • Brezilya
    • Meksika
    • Tayvan
    • Filipinler
    • Arjantin
    • İngiltere
    • Türkiye

    Tom Clancy’s The Division İnceleme

    0

    Ubisoft’un son yıllarda oyun karnesi çok da başarılı değil. Özellikle Ubisoft yapımlarında uygulanan görsel “downgrade” oyuncuların oyunu tanıtıldığı gibi görememesine, bu sebepten ötürü de beklediğini bulamamasına sebep oluyor. Özellikle Ubisoft yapımlarında görülen bu durum, Tom Clancy’s The Division’da da kendini gösterdi. Ancak tüm açık “Downgrade” durumuna rağmen, ne oyun basınında, ne de oyuncular tarafından The Division’a yoğun bir eleştiri olmaması, yapımın kendi halinde ne kadar başarılı olduğunun da bir kanıtı oldu.

    maxresdefault

    Tom Clancy’s The Division, bizleri dünyanın en ünlü şehirlerinden biri olan New York’a götürüyor. Dolar üzerinden yayılan Smallpox isimli bir virüsün, dünya nüfusunun büyük bir bölümünü öldürmesinden sonra çöken toplumun, ayakta kalma savaşını bizlere anlatıyor. ABD hükümeti tarafından gizli bir eğitim alarak eğitilen The Division ajanlarından biri kontrol ettiğimiz yapımda, muhteşem detaylarla saklı ve üzerinde inanılmaz bir emek harcandığı her santiminden belli olan post apokaliptik bir New York’u deneyimleme şansına erişiyoruz.

    Tom Clancy’s The Division’ın genel hatlarına baktığımızda standart bir TPS oyunun etkilerini görüyor olsak da, oyunun içine daldığınızda aslında yapımın RPG öğelerinin çok ama çok yoğun bir şekilde sizleri sarmaladığını hissediyorsunuz. Oyun her ne kadar vereceğiniz değerler ile karakterinizi şekillendirmenize izin vermese de, giydiğiniz ekipmanlar ile bunu yapma şansınız mevcut. Karakterinizi dilerseniz bir hasar canavarına dönüştürebilirken, isterseniz bir destek karakteri oluşturabiliyorsunuz.

    The-Division-Ubisoft-E3-2015-Stream-04-1280x720

    Üzerinizde giydiğiniz her bir kıyafet, 3 ana özelliğinize etki edebiliyor. Firearms, Stamina ve Electronics olarak üçe ayrılan statlarımızın her biri, farklı özelliklerimizi geliştiriyor. Firearms, silahlarınızla ile verebileceğiniz hasarı artırırken, Stamina canını yükseltiyor, Electronics ise kullanabileceğiniz yeteneklerin etkisini artırıyor. Zaten oyun içerisinde elde ettiğiniz kıyafetlerin tümü, bu üç ana özellikten birini artıran biçimde işliyor.

    The-Division

    Tom Clancy’s The Division’ın, bizlere bir RPG olarak gördüğümüz en detaylı veya en iyi karakter özelleştirme imkanını sunmadığı bir gerçek. Her ne kadar yukarıda bahsettiğimiz şekilde karakterimizi özelleştirebiliyor olsak da, bunun oyunu tam olarak bir RPG kategorisine sokamadığını söyleyebiliriz. Genellikle üzerimizdeki kıyafetlere bağlı kalan bu gelişme, oyunu birazcık Diablo 3’e benzer bir yapıya sokuyor da diyebiliriz.

    Oyunun RPG öğelerini bir kenara koyarsak, The Division’ın en iyi yaptığı şeye geçebiliriz, oynanışın akıcılığına. Tom Clancy’s The Division, bizlere bir TPS oyununda görebileceğimiz en eğlenceli ve akıcı oynanış özelliklerini sunmayı başarıyor. Cover-Based Shooter’lar içerisinde gördüğümüz en başarılı mekanikleri birleştirerek akıcı bir tecrübe sunmayı başaran Tom Clancy’s The Division, oynanış olarak bizden tam not alıyor.

    TheDivision-2016-01-30-00-47-06-15-1280x720

    The Division’ın bir diğer önemli özelliği ise kuşkusuz oyunun karanlık bölgesi, yani Dark Zone’u. Dark Zone içerisinde diğer tüm oyuncular ile PvP yapma şansımız bulunurken, oyun içerisinde elde edebileceğimiz en değerli eşyaları da yine buradan kazanıyoruz. Herhangi bir NPC’den düşürdüğümüz eşyalarımızı, Dark Zone içerisindeki çıkarma pistlerine götürüyor, helikopterimizi çağırıyor ve düşürdüğümüz ekipmanı güvenle bölgemize gönderebiliyoruz.

    The_Division_snowdrop_engine

    Oynanışı ve özellikleri ile bizlerden her konuda tam not almayı başaran Tom Clancy’s The Division, modern zamanda geçen ve RPG öğeleri ile süslenen bir RPG arayışı içerisinde olan oyuncular için adeta bulunmaz bir nimet, zaman içerisinde evrimleşerek gelişeceğinden hiç bir şüphemizin olmadığı Tom Clancy’s The Division, mükemmel bir görsel emek ile hazırlanmış modern bir TPS deneyimi yaşamak isteyen oyuncular için kesinlikle kaçırılmayacak bir yapım. Hele bir de oyunu birlikte oynayabileceğiniz bir arkadaş çevresine sahipseniz, Tom Clancy’s The Division’ı hiç düşünmeden satın almanızı tavsiye ediyoruz.

    Oyunun ilk bakışını aşağıdan seyredebilirsiniz.

    [vsw id=”rW-CD1oze1A” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”yes”]

    FarCry Primal İnceleme

    0

    Far Cry serisi 2004 yılında hayatımıza girdi gireli çok fazla şey değişti. En başta oyunun yapımcısı değişti ve CryTek oyunun haklarını Ubisoft’ta bıraktı. Ardından ilk gerçek anlamda açık dünya diyebileceğimiz Far Cry 2 geldi. Sonra Far Cry 3, 4… Şimdiyse zamanı geriye alıyoruz. Hem de bayağı bir geri alıyoruz. Milattan önce 10000 yılında yaşamış insanları işliyoruz ve onların hayatta kalma savaşına gidiyoruz.

    far_cry_primal-sistem-gereksinimleri-s

    M.Ö. 10 000 yılında geçecek bir oyun hazırlamak nereden bakarsanız bakın riskli bir iş. Arkeolog’lar sayesinde ortaya çıkarılan onca delil ve buluntuya rağmen yine de o dönemde yaşayan insanlar hakkındaki bilgimiz bir noktada tahmine dayanıyor. Tarih öncesi çağ ve Neolitik (Cilalı Taş Devri) arası bir geçiş dönemi olan 10.000’de yaşanmış hikayeleri zaten doğrudan bilmemize olanak yok. Henüz yazının olmadığı, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak dışında, daha yerleşik hayata bile geçemedi bir aralıktan bahsediyoruz.

    maxresdefault

    Takkar ve Wenja kabilesinden dostları bir mamut avının ortasındayken hikayemiz başlar. Muhtemelen yavru bir mamutu köşeye sıkıştırırlar ve öldürürler. Dönem şartları zor, karnını doyurmak istiyorsan avlanman gerekiyor. Eh, avlanmayana ve yerinde oturana o dönemde yemek yok, gidip kendinizin alması gerekiyor.

    Av takibi tam mamutu parçalaraya ayıracakken ortaya bir kılıç dişli kaplan çıkar ve olanlar olur. M.Ö. 10.000 yılında insanoğlu besin zincirinde en tepede değildi ve oyun size bu durumu hikaye anlamında kanıtlamaya kararlı. Kaplan ortalığı kan gölüne çevirirken Takkar ve dostu kaçmaya çalışırken uçurumdan aşağıya atlarlar ve hikayemiz gerçek anlamda başlar.

    slideshow_fankit_223758

    Buzun Çağı’nın hemen sonrasında geçen Far Cry Primal, üç büyük kabilenin mücadelesi ve üstünlük çabasını anlatıyor. Takkar’ın da bulunduğu Wenja’lar, yamyam kabilesi Udam’lar ve ateşin efendileri Izila’lar. Wenja’lar diğer iki kabilenin baskısıyla büyük ölçüde dağılmışlar ve bir topluluk olmaktan çok uzak hale gelmişlerdir.

    Hikayemiz tamamen kurgusal olduğu için işin içinde bol bol mistisizm de var. Durumdan payını alan Wenja’ların da tıpkı diğer iki kabile gibi önemli mistik güçleri vardır. Onları betimleyen özellik hayvanlara hükmetme becerisidir. Lakin çok uzun süredir Oros’ta hayvan efendileri görülmemiştir. İşte bu noktada Takkar devreye giriyor.

    far-cry-primal

    yun kendi arka plan hikayesine gerçekten değer veriyor ve bunu size her açıdan hissettiriyor. Uygarlığın gelişmediğini, henüz emekleme aşamasında olduğunu hissedebiliyorsunuz. Fakat, benim daha önce defalarca kez söylediğim bir şey maalesef es geçiliyor ve Far Cry Primal en büyük hatayı burada yapıyor.

    Far Cry Primal’ın en kötü yanı kolay bir oyun olması. İnsanların beklentisi gerçekçi ve acımasız bir dünyayken, yanınızda kaplanınızla Oros’u paramparça ediyorsunuz. Doğanın böyle bir özenle işlendiği bir oyunda, besin zincirindeki yerimizi sorgulamak isterdik. Oyunda bir noktadan sonra güçlü düşmanlarla karşılaşıyorsunuz ama bilmediğimiz dönemin o tedirginliği bir türlü bizi etkisi altına alamıyor.

    Hayatta kalma hissiyatı… Bakın bu doğru kelime. Bu kavram düzgün işlenmediği için oyunu oynarken belli ölçüde içinde bulunduğunuz vahşi çağdan kopuyorsunuz. Haritada yeni bölgeleri açtıkça yeni hayvanlar, yavaş yavaş sağlığımızı tüketen soğuk yerler görüyoruz ama oyun dünyası bir şekilde hep bizi üstün çıkartıyor. Doğadan daha üstün bir varlık olmak biraz abartı olmuş.

    Güzel grafikleri ve eğlenceli hayvan edinme sistemini görünse ister istemez üzülüyoruz. Far Cry Primal içerisinde çok özel fikirler barındırsa da ardında duran Far Cry 4’ün gölgesinden bir türlü kurtulamıyor ve kendi ayaklarıyla yere basamıyor. Bu haliyle daha çok Far Cry konseptine ilgi duyan oyunculara hitap ediyor.

    Oyunun ilk 10 dakikasını aşağıdan seyredebilirsiniz.

    [vsw id=”44XfNEpOrZY” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”yes”]