Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1804

    1920 GB’lık SSD ile tanışın

    neutron-series-xti-ssd

    250, 500 GB SSD’lerin bilgisayarlarda yoğun şekilde seçenek olarak sunulduğu günümüzde bilgisayar çevre birimleri ve donanım şirketi Corsair’den 1920 GB kapasiteli son derece iddialı kapasiteye sahip bir model geldi. ABD merkezli markanın ürünü, yeni SSD ailesi Neutron Series XT modelleri arasında sunuluyor. 1920 GB’ın yanı sıra üretici/kullanıcılar 240 GB, 480 GB ve 960 GB seçenekleri arasından da tercih yapabiliyorlar.

    Dört çekirdekli 1920 GB Corsair Neutron Series XT SSD’de SATA 6 Gbps arabirim ve 560 MB/s transfer hızı öne çıkan özellikler durumunda. Performans odaklı modelde 4K yazma tarafında 1000K IOPS, okumada ise 90K IOPS değerleri dikkat çekiyor.

    Peki söz konusu SSD, hangi alanlara ve kimlere hitap edecek?

    ssd_ntrn_xti_01

    Oyuncular ve videografi profesyonelleri için ideal

    Dört farklı model halinde gelen yeni Corsair ürünlerinin 4K ya da Full HD videografi alanında çalışan profesyoneller ile yüksek segmentli oyunculara hitap ettiği kaydediliyor. Neutron Series XTi ürünlerinin çıkış tarihi ve fiyatı hakkındaki bilgiler şu şekilde…

    Serideki 240 GB SSD modeli için belirlenen ABD fiyatı 89 dolar olarak açıklandı. 480 GB modelde 159 dolar ve 960 GB modelde 329 dolar fiyat etiketleri duyuruldu. Her üç modelin de satışlarına başlanıyor. Öte yandan 1920 GB kapasiteli Neutron Series XTi modelinin fiyatının henüz resmi olarak belirtilmediği görülüyor ve satış tarihi de net değil.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    App Store iOS 10 ile birlikte yenilenecek

    appstorechanges

    Apple’ın pazarlamadan sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Phil Schiller, iOS cihazlar için uygulama mağazası App Store’la ilgili olarak basına açıklamalarda bulundu. Uygulama mağazası için gelecek yenilikler 3 başlıkta sıralandı…

    Buna göre App Store’a uygulama kabulünde değişikliğe gidiliyor. Daha önce çok daha katı olan uygulama kabullerinin daha esnek hal alacağının altı çizilirken ortalama 5 gün süren inceleme sürelerinin 1 güne düşeceği belirtiliyor. Öte yandan Schiller, değerlelendirme aşamalarının kesinlikle kaldırılmayacağını ifade ediyor.

    Gelir modelleri konusunda yenilikler söz konusu. Örneğin daha önce abonelik sisteminin işlediği müzik akılı gibi uygulamaların yanı sıra herhangi bir uygulama da abonelik sistemi sunabilecek. Konunun belirtilen detayı ise bir tür taksitli uygulama satın alımı şeklinde; X uygulaması 20 dolar fiyata sahip örneğin, bunun fiyatı doğrudan değil de 1 yıla bölünmüş şekilde kullanıcıdan tahsil edilebilecek. Yine ne kadar kullanırsan o kadar öde türünde oyun ve uygulamalar da görülecek.

    Apple’da uygulama üzerinden alınan bedellerde değişikliğe gidiliyor. Daha önce bir uygulama satışından yüzde 30 oranında bedeli direkt olarak alan Apple, artık bu oranı ilk yıl için alacak, ikinci yıl ve devamında ise söz konusu oran yüzde 15’e düşecek. Bunun geliştiriciler için pozitif bir Apple adımı olduğu görülüyor.

    Son olarak App Store uygulamalarında gösterilen reklamlar azaltılıyor. Reklamlar yalnızca arama yapıldığında görülecek. Peki söz konusu özellikler, yenilikler ne zaman gelecek? Sonraki iOS sürümü olan iOS 10 ile birlikte görüleceği belirtiliyor.

    Modüler Telefonların Geleceği

    0

    Cep telefonları bir süredir kullanıcıları eskisi kadar heyecanlandırmıyor. Artık mevcut sisteme çok alıştık. Birbirine yakın donanım özellikleri ve tasarım açısından yaşanan benzerlik eskisi kadar kullanıcıları cezbetmiyor. Çok büyük ihtimalle elinizdeki akıllı telefonla amiral gemisi konumundaki yeni model bir telefon arasında köklü bir fark görmeyeceksiniz. İşte bu gerçek, bildiğimiz anlamdaki telefonların aslında sınıra dayandığını gösteriyor. Bu nedenle sahneye çok farklı bir bakış açısı ile geliştirilen modüler telefonlar çıkıyor.

    Modüler telefonun hayatımıza girmesine neden olan en önemli etken Google’ın geliştirdiği Ara ve LG’nin yeni modeli G5. İkisi de modüler yapısıyla övünüyor. Söylentilere göre Lenovo’nun yakında detaylarını duyuracağı Moto X de modüler kervanına katılacak gibi duruyor. Modüler telefonların klasik telefonlara göre en büyük farkı kullanıcı seçimlerine göre seçilebilecek parçalarının bulunması. Seçenekler de kullanıcının ihtiyaçlarına göre kendi telefonunu tasarlamasına olanak sağlıyor. Dolayısıyla burada top kullanıcıda olacak. Klasik akıllı telefonlarda olduğu gibi kullanmayacağımız özelliklerle şişecek fiyatlar yerine kullanıcı kendi ihtiyaçları doğrultusunda bütçesini belirleyecek. Doğru aksesuar seçenekleri ile modüler telefonlar heyecan verici bir rüzgar yaratabilir.

    modular-motorola-project-ara1

    Bu arada modüler telefonlar şu an için tam ve yarı modüler olarak ayrılıyor. Google’ın Ara’sında olduğu gibi neredeyse tüm parçaları değiştirebildiğimiz modeller tam, LG G5’te olduğu gibi sınırlı parça değişimi olan modellere de yarı modüler deniyor. Google’a göre 2017 modüler telefonların çağı olacak. Bu kehanetin gerçekleşmesi için daha şimdiden tam modüler yarı modüler gibi bir yol ayrımı ile karşılaşan telefon üreticilerinin beklenen etkiyi yaratması için çok doğru hamlelerde bulunması gerekiyor.

    Astar ve yüz denklemi
    Bilindiği gibi aksesuar piyasası firmalar için her zaman önemli bir gelir kaynağı olmuştur. Modüler telefonların da değiştirilebilen parçalarını birer aksesuar olarak düşünürsek kısa bir sürede maliyetin belirgin şekilde artması ihtimali var. Bu da daha geleneksel kullanıcıların aklına soru işareti koyacaktır. “Biraz daha verip doğru düzgün bir model alırım,” anlayışı benimsenebilir. Bu açıdan bakıldığında genel olarak bakıldığında başarılı bulunan LG G5’in ek parçalarla fiyatının büyük oranda arttığını görüyoruz.

    Aksesuarlara erişim

    Özellikle ülkemiz gibi küçük pazarlarda aksesuar seçenekleri sınırlı oluyor. Bunu kendiniz de deneyebilirsiniz. Tabletiniz için bir klavyeli kılıf almayı deneyin. Muhtemelen aradığınız seçenek yerine başka bir alternatifle yetinmek zorunda kalacaksınız. Telefonlar için çıkması muhtemel aksesuarlar kolay erişilebilir yerlerde olmalı. En azından “flagship” denen büyük teknoloji ve iletişim markalarının mağazalarında seçenekleri görebilmeliyiz.

    Serbest üretim hakkı
    Fiyatların azalması ve seçeneklerin farklılaşıp çoğalması adına ürünleri sadece aynı markanın geliştirmesi büyük yanlış olur. Bunun yerine lisanslı üreticilere geliştirme haklarının açılması çok iyi olur. Bu sayede bildiğimiz ve tanıdığımız markalar telefonların kullanımlarını zenginleştirecektir. Aksi halde aynı marka sadece kendi modeli için ürün geliştirirse bir dar boğaz yaşanması kaçınılmazdır.

    Ön yargılar ve özgürlük
    Tüm artılarına rağmen modüler telefonların bir eksi tarafı var. Telefonun değişebilen parçaları her ne kadar artı gibi gözükse de bu parçaların taşınması bir sorun. Telefonunuz için ek donanımlarla gelişmiş kamera ve batarya özelliği olduğunu düşünün. Bu şekilde bir yolculuğa çıkıyorsunuz ve ek parçalar aslında bir sorun. Bugüne kadar telefonun tek parça bir ürün olarak düşündük. En fazla kulaklık taktık veya dock’a oturttuk ki yine sabit oldu. Eğer kendi telefonumuzu üretip başka bir parça takmayacaksak mobilite sorunumuz olmayacaktır. Bu sefer de modüler telefon asıl amaçlarından birini gerçekleştiremeyecek. Son olarak bu parçalar ortalama bir kullanıcıyı “Takıp çıkarması zor,” düşüncesiyle geri adım attırabilir. Bu konuda kullanıcıların olduğu kadar ürünleri tedarik edenlerin de bilinçlenmesi gerekiyor.

    Sonuç olarak modüler telefonlar kısa süre içinde gövde gösteri yapacak. Üreticiler yukarıdaki maddelere dikkat edecek olursa herkesin gerçek anlamda kendine “özel” bir telefonu olabilir. Diğer bir açıdan bakıldığında bizler alışkanlıklarımızı değiştirmeye ne kadar hazırız? Bu iki değişkenin ortalaması modüler telefonların geleceğini belirleyecek.

    Geleceğin akıllı evleri

    0

    Bundan yaklaşık 35 – 40 yıl önce daha siyah beyaz televizyon döneminde hatta şu an bile en çok sevdiğim çizgi filmlerden birisi Jetgillerdi. Uçan arabalar, gökyüzündeki evler, yürüyen bantlar, duvardaki devasa televizyonlar, robotlar… O zamanlar bu çizgi filmi seyrederken geleceğe dair hayaller kurar, buradaki hangi teknolojilerin bir gün gelip gerçek olacağını düşünürdüm. E tabi o zamanlar yaş daha 10, hayal gücümüz sınırsız. Yavaş yavaş televizyonlarda izlediğimiz, kitaplarda okuduğumuz bazı teknolojiler yavaş yavaş gerçek olmaya başlıyor. Örneğin Boston Dynamics’in ve Honda’nın robotları bu konuda beni ümitlendiriyor. Kendi kendine evi süpürebilen elektrikli süpürgeler, Google’ın ve diğer üreticilerin sürücüsüz otomobilleri de artık boy gösteriyor. Hatta prototip bile olsa uçan otomobil de ortaya çıktı.

    Bu teknolojik gelişmelerin sonucunda içinde yaşadığımız evler de artık akıllanıyor. Yakında içinde yaşadığımız evler, çeşitli fiziksel özellikleri kullanarak hane halkını birbirinden ayırabilecek, insanların kişisel ihtiyaçlarına adapte olabilecek. Örneğin eve geldiğinizde akıllı ev asistanı size sadece “hoş geldiniz” demeyecek, sizin alışkanlıklarınıza göre aydınlatmayı, odanızın sıcaklığını ayarlayacak, istediğiniz televizyon kanalını açacak.

    Akıllı eviniz sadece alışkanlıklarınız değil, bileğinizde takılı akıllı bileklik sayesinde vücut sıcaklığınız, kalp atış hızınız gibi bilgileri de kontrol ederek evdeki ısıyı, aydınlatmayı ayarlayacak. Evinizin kapısını açmak için anahtara ihtiyacınız olmayacak, ister sesinizle, ister parmak izinizle, isterseniz biyometrik özelliklerinizle evinizin kapısını rahatlıkla açabileceksiniz. Yani anahtar kaybetmek gibi şeyler geçmişte kalacak.

    En önemli bileşenler

    Akıllı evlerin en önemli bileşenlerinden birisi robotlar olacak gibi gözüküyor. iRobot ve Neato gibi şirketlerin geliştirdiği robotlar halihazırda evlerde temizlik için kullanılıyor. Bu robotların yerini yerlerdeki çocuk oyuncağı gibi şeyleri de kaldırabilen yani ortalığı toparlayabilen robotlar alacak. Katıldığımız fuarlarda prototipleri görmeye başladık bile.

    Akıllı evlerin ayrılmaz bir diğer parçası ise çamaşır makineleri, buzdolapları gibi akıllı ev aletleri. Akıllı evinizde kolunuzdaki saatten fırındaki yemeğin durumunu yerinizden kalkmadan görüp hazırlığınızı ona göre yapabileceksiniz. Elbette evdeki tüm aletlerin birbirleriyle konuşabilmelerini sağlayan platformlar geliştirilmeye devam ediyor, gelecekteki durum nasıl olacak hep birlikte göreceğiz.

    Akıllı evlerin insan hayatını kolaylaştıracak en önemli özelliklerinden birisi ise bilgilendirme olacak. Örneğin klimanızın filtresinin değişme zamanı geldiyse bildirim alacaksınız. Yanlışlıkla klimayı ya da kombiyi açık bırakırsanız yine size bir bilgilendirme gelecek ve gerekli müdahaleyi yapabileceksiniz. Aynı şekilde doğalgaz ocağını açık unutursanız bilgilendirmeye gerek bile kalmadan akıllı eviniz doğalgazı kesecek.

    Diğer taraftan oyun ve eğlence sistemleri de merkezileşecek. Medya sunucuları ile hane halkı istediği müziği, videoyu istedikleri cihazdan oynatabilecek. Hatta Netflix ve Hulu gibi yeni hizmetler bu konuda önemli bir yükü üstlenecek.

    Akıllı evlerin daha akıllı olması için İnternet bağlantısının da yüksek hızlı olması gerekiyor. Fiber internet, 4G ve daha sonrasında 5G akıllı evlerin daha da akıllanmasını, hane halkının bilgiye daha rahat ulaşabilmesini sağlayacak.

    Akıllı evler daha fazla güvenlik gerektirecek

    Son zamanlarda akıllı cihazlara yönelik saldırılar arttı. Doğal olarak akıllı evlere olan saldırılar da artacak. Bu yüzden güvenlik çok daha fazla önem kazanacak. Yüz tanıma ve parmak izi gibi biyometrik teknolojiler akıllı evlerin güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olacak. Diğer taraftan dışarıdan gelecek saldırılara karşı ev ağının korunabilmesi için özel güvenlik çözümleri geliştirilecek. Örneğin eve gelen misafirlerin bağlanabileceği misafir ağlar (halihazırda çeşitli modemlerde destekleniyor), evdeki tüm cihazları destekleyebilen antivirüs yazılımları ve diğer güvenlik çözümleri ön plana çıkacak.

    Jetgiller’in yaşantısına ulaşabilmek için belki daha çooook uzun yıllar beklemek gerekiyor ama akıllı evler için beklemeye gerek yok. Yukarıda saydığımız birçok teknoloji şu an erişilebilir durumda. Amazon, Google ve diğer birçok şirket bu konuda çalışmalarına devam ediyor. Yukarıda bahsettiğimiz tarzda akıllı evler sanırım çok uzakta değil…

    İddia: MacBook Pro 2016 dokunmatik panelle gelebilir

    0

    Ekran Resmi 2016-06-08 01.33.16

    Apple’ın MacBook Pro 2016 için teknoloji dünyasının karşısına çıkacağını model tam olarak yukarıdaki gibi olabilir. Yani bir dokunmatik panel söz konusu. İddialar önde gelen teknoloji platformlarında yoğun şekilde yer alıyor ve beklentilerin elbette güçlü kaynaklara dayandırıldığı belirtiliyor.

    Peki olası MacBook Pro dokunmatik paneli ne gibi özelliklere sahip olacak? Aslında teknolojik olarak ilk bakışta devrim yaratacak bir yenilik yok gibi görünüyor, bir panel ve burada yer alacak ses açma-kapama kontrolü gibi şeyler… Ancak işin farklı boyutlarının da geleceği iddia ediliyor. Bu panele özel uygulamalar ve elbette sesli asistan Siri.

    Siri, iPhone cihazlarında deneyimlenen bir özellik. Sesli bir asistan özetle ve 2016 yılı MacBook Pro modelinde en sükse özellik olacağı kaydediliyor. Hava durumu ne ya da yol durumu nasıl gibi sorularınıza yanıtlar gelebilir Mac bilgisayarınız üzerinden özetle. Bir diğer konu da Finder’daki standart özelliklerin dokunmatik panele taşınması şeklinde. Uygulama kısayolları ve bazı sık kullanılan Mac özellikleri de yine bu yeni nesil ekran üzerinden kontrol edilebilir.

    Ekran Resmi 2016-06-08 01.43.53

    Apple, WWDC 16 tarih ve saat (ABD için) bilgilerini paylaştı;
    etkinlik 13 Haziran’da başlıyor.

    Apple’ın konuya ilişkin henüz bir yorumu, açıklama ya da yanıtı gündeme gelmiş değil; ancak önümüzdeki günlerde başlayacak WWDC (Geliştiriciler Konferansı) 16 adlı etkinlik kapsamında sürprizlerle karşılaşılması olası.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Nasıl iyi bir mobil fotoğrafçı olabilirsiniz?

    0

    Kadınların fotoğraf çekmeye meraklı olduğunu daha önce de yazmıştım. Geçen zaman içerisinde hiçbir şey değişmedi ve biz hala fotoğraf çekmeyi çok seviyoruz. Bundaki en önemli etkenlerden biri akıllı telefonlarımızın kamera özelliklerinin hem yüksek teknolojiye sahip olması hem de oldukça eğlenceli fotoğraf düzenleme uygulamaları sunuyor olması. Çektiğimiz fotoğraflara birbirinden renkli efektler vererek bir nevi kendimize yeni bir eğlence çıkartıyoruz diyebiliriz. Şimdi nasıl iyi bir mobil fotoğrafçı olabiliriz, birlikte göz atalım…

    Sonunda beklenen yaz geldi ve etrafta yeşilin maviye karıştığı, lacivertin beyazla buluştuğu birbirinden renkli görüntüler ortaya çıktı. Kış mevsiminde de fotoğraf çekmek güzeldir ancak yaz mevsiminde çekilen fotoğraflar yazın enerjisini de karelere yansıtıyor. (Ambien) Gökyüzü daha bir mavi, ağaçlar daha bir yeşil, insanlar daha bir rengarenk oluyor. Rengin bu kadar hakim olduğu ortamda çekilen kareler de hiç şüphesiz bunu fotoğrafın güzelliğine yansıtıyor. Eskiden fotoğrafçılar kendilerini amatör ya da profesyonel olarak tanıtırlardı. Günümüzde ise bu ikilem fotoğrafçılık ve mobil fotoğrafçılık olarak ikiye ayrıldı. Akıllı telefonların üstün kamera özellikleri artık bir fotoğraf makinesi taşımamızı gerektirmeyecek kadar yeterli. İyi bir mobil fotoğraf çekmek için öncelikle kamera özellikleri iyi olan bir akıllı telefona ve çektiğiniz karelerin ruhunu yansıtacak birkaç iyi fotoğraf uygulamasına sahip olmanız yeterli. Yetenek tabii ki her şeyin başında geliyor…

    Huawei’den dünyada bir ilk
    Huawei, dünyanın ilk çift Leica kamera donanımına sahip akıllı telefonu Huawei P9’u tanıttı. Leica ve Huawei, sektörde çığır açan bir akıllı telefon fotoğrafçılığı deneyimi için tasarım ve mühendisliğin mükemmel bileşimini P9’da bir araya getirdi. Mobil fotoğrafçılığınızı geliştirebilmeniz için iyi bir seçenek olan P9’da optik lensten sensörlere ve görüntü işleme algoritmasına kadar, kullanıcıların en mükemmel fotoğrafları çekmesi için her şey en ince detayına kadar düşünülmüş. Huawei P9’un benzersiz çekim yeteneklerinin başında Leica’nın; sektörün en kaliteli ve en ince ayrıntısına kadar kusursuz detayları yakalayan optik lensleri ile tasarlanan çift kamera özelliği geliyor. P9’un renkli kamerası renkleri mükemmel bir şekilde analiz ederken, monokrom kamerası ise detaylar konusunda benzersiz bir performans gösteriyor.

    Uygulama işin olmazsa olmazı…
    Çektiğiniz fotoğrafları, bazı iOS ve Android fotoğraf uygulamaları ile renklendirirseniz ortaya çok daha canlı görüntüler çıkabilir. Bu alanda hem Google Play’de hem de App Store’da oldukça başarılı fotoğraf uygulamaları var. Bu uygulamalar sayesinde çektiğiniz karelerde onlarca farklı efekt seçeneğiyle farklı oynamalar yapabiliyorsunuz. İster soluk renkli ya da daha canlı hale getirin, isterseniz siyah-beyaz ya da sepia’ya çevirin. İsterseniz de odaklanmak istediğiniz yeri daha net, geri kalan kısmı daha bulanık olarak düzenleyebilirsiniz. Kullanabileceğiniz bazı mobil fotoğrafçılık uygulamalarından örnekler verelim. Örneğin PixlrExpress oldukça başarılı bir uygulama. Pek çok uygulamada olduğu gibi bu uygulamada da fotoğrafınızı kırpabilir, döndürebilir ve renkleriyle oynayabilirsiniz. Uygulamanın en dikkat çekici yanı ise Oto Fix özelliği sayesinde tek tıklamayla karanlık fotoğrafları ve yetersiz ışıkta çekilmiş fotoğrafları ayarlayabilirsiniz. Bunun yanında kırmızı göz düzeltmeniz ve dişleri beyazlatmanız da mümkün. Bunun yanında Adobe Photoshop Express de dikkatinizi çekebilir. PicsArt, Photogene, Photo Forge, ProCapture, Camera Awesome, Vignette, VSCO Cam, Camera Zoom Fx, Camera FV-5, Tiny Planet FX Pro, Awesome Miniature Pro, Photo Editor by Aviary, Filterstorm ve Snapseed de dikkat çeken başarılı fotoğraf uygulamaları arasında yer alıyor. Çektiğiniz fotoğrafları ve yaratıcılığınızı ortaya koyarak yarattığınız kareleri Instagram, EyeEm ve 500px gibi mobil uygulamalar üzerinden paylaşarak başkalarının da görmesini sağlayabilirsiniz.

    Android Marshmallow kullanım oranı yüzde 10’a ulaştı

    0

    android

    Google’ın mobil işletim sistemi ekosistemi, çok sayıda farklı versiyonun dünyanın birçok yerinde kullanımı ile başlı başına bir araştırma konusu. En güncel yazılımların kullanım oranları ise belli aralıklarla kamuoyuyla paylaşılıyor. 6 Haziran 2016 tarihli en yeni istatistikler, Google tarafından yayınlandı ve bir detay dikkat çekti: Android Marhsmallow kullanım oranı…

    1 yıla yakın süredir çeşitli cihazlara yer almakta olan işletim sistemi temel versiyonunun ilk kez diğer işletim sistemleri arasındaki oranının yüzde 10’u geride bıraktığı görüldü. Net oran yüzde 10,1 ve bu bir milat olarak kabul edilebilir.

    Öte yandan Google işletim sistemleri arasında en yoğun şekilde kullanılan sürümün Android 4.4 KitKat olduğu görülüyor. Söz konusu sürüm, yerini uzun süredir herhangi diğer bir Android sürümüne kaptırmıyor. Android 5.1 Lollipop sürümünün kullanım oranının yüzde 20,0 olduğu, 5.1 Lollipop’un ise yüzde 15,4’lük oran elde ettiği dikkatlerden kaçmıyor.

    Ekran Resmi 2016-06-08 01.18.24

    Android JellyBean sürümleri ise 4.2.x için yüzde 9,4; 4.1.x için yüzde 6,8 ve 4.3 için yüzde 2,7’lik oranlarla sıralanıyorlar. Oldukça eski Android sürümleri Gingerbread ve Froyo’nun da yüzde 2’nin altndaki oranları ile bazı kullanıcılar tarafından halen kullanımda oldukları da ilgi çekici detaylar arasında yer alıyor. En nihayetinde ise Android KitKat, Jelly Bean ve Lollipop sürümleri ile 2015 çıkışlı Android sürümü (6.0 Marshmallow) arasındaki farkın yavaş bir şekilde kapanmakta olduğu ve oldukça fazla olduğu da gözlerden kaçmıyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Teknoloji Ramazan geleneklerimizi değiştiriyor

    2016_haziran_02

    Ramazan kelimesinin aslında  “Ramaza” (çok sıcak olma) kökünden geldiğini biliyor muydunuz? Büyük ihtimalle böyle bir anlam yüklenmesinin nedeni bu ibadetin ilk uygulama başlangıcının çok sıcak geçen yaz aylarına rastlamasıdır. İslamiyetin farz olan şartlarından biri olan oruç tutma ibadetini  yerine getirseniz de getirmeseniz de Ramazan’ın günlük yaşantımıza kattığı renkleri hiç birimiz inkar edemeyiz. Oldukça zengin iftar ve sahur sofraları bu özel ayın güzellikleri arasındadır.

    Eskiden Direklerarası Eğlenceleri Vardı

    Eskiden Ramazan aylarında İstanbul’un eğlence hayatının kalbi Direklerarası denilen yerde atar burada tiyatrolar, meddah ve Karagöz gösterileri, sihirbazlar, cambazlar ve çeşitli eğlence mekanları bulunurdu. 1958 Yılından sonra İstanbul’da birçok alanın istimlak edilmesiyle birlikte  yeni bir yapılaşma sürecine geçildi. Bu süreçte Direklerarası yok oldu ve  İstanbul’un sanat ve kültür alanındaki boşluğunu o tarihten sonra Beyoğlu kapatmaya başladı.

    Eski Gelenekler Artık Unutuluyor

    Teknolojinin hayatımızda olmadığı dönemlerde geleneksel hale gelen Ramazan eğlenceleri pek bir sevilir ve bu keyifli eğlenceleri yaşamak için Ramazan ayının gelmesi sabırsızlıkla beklenirdi. Şimdilerde ise  o dönemdeki gelenekler yavaş yavaş unutulmaya başladı. Günümüzde  “diş kirası” adı altında verilen hediyeleri, teravih namazı sonrası düzenlenen çeşitli oyunları, ilk kez oruç tutan çocuklara verilen hediyeleri, kadınların un, su, tuz ile yaptığı hamurları ellerinde şekil vererek yağda kızartmalarını yani ‘pişi’lerin dağıtılmasını, Ramazan davulcusunu ve Hacivat ile Karagöz gösterilerini artık pek göremiyoruz. Bütün bunları yerini bilgisayarlarımız, tabletlerimiz, cep telefonlarımız, oyun konsollarımız ve elbette sürekli çevrimiçi olduğumuz internet aldı.

    Ramazan İçin Mobil Uygulamalar

    Ramazan ayı geldiğinde birçoğumuz akıllı cep telefonumuza ramazanda bizim işimize yarayacak uygulamaları indiriyoruz. Bu uygulamalardan bazısı davul çalarak sahura kaldırıyor, bazısı da ezan okuyarak iftar saatini bildiriyor. Canımız sıkılmasın diye ramazanda oynanacak oyunlar bile var.

    Oyun Konsolları İçin Yeni Oyunlar Alınıyor

    Ramazanda sabah çok erken kalkmak zorunda olmayanları büyük çoğunluğu eğer oruç tutuyorlarsa sahura kadar hiç uyumadan oturarak ve sahurda yemek yedikten sonra yatarak oruçlarını tutuyorlar. Bu durumda olanları uzun geceler bekliyor. Bu durumda özellikle oyun severler ramazan ayını gönüllerince oyun oynayabilecekleri bir şölene çevirmek için yeni bilgisayar oyunları alarak ramazan ayına hazırlık yapıyorlar.

    Bayram Tebriği Yerine e-Posta Mesajı

    Eskiden Ramazan Bayramı öncesi kartpostal tezgahları kurulur ve hemen herkes akrabalarına, dostlarına ve sevdiklerine özenle seçtikleri kartlara titizlikle kutlama mesajlarını yazar, daha sonra bu kartlar zarflanırdı. Zarfların da üzerlerine tek tek adres yazıldıktan sonra her bir zarfa pul yapıştırılır, pul arkası yalamaktan 1-2 gün ağzımızın tadı bozulurdu. Tüm zarfları  postalamak için en yakın postaneye teslim etmek gerekirdi. Bütün bunları kartlar insanların bayramda elinde olsun diye ramazan ayının ortalarında falan yapılırdı. Çünkü postaların alıcıya ulaşması o dönemde bir hafta 10 gün sürerdi.

    Şimdi böyle bir adet kalmadığı gibi artık Ramazan Bayramı kutlamaları e-posta ile yapılıyor. Öyle tek tek yazmak da yok. Tek bir kutlama metni yazıp adres listemizdeki herkese CC yaptık mı “duygusuz” ve “ruhsuz” kutlama mesajlarımızı oturduğumuz yerden sadece birkaç saniye içinde herkese ulaşmış oluyor.

    Bayram Ziyareti Yerine Akrabalarla Skype Üzerinden Video Görüşme

    Yine eski Ramazanlarda bayramlar akrabaların ve komşuların birbirlerine karşılıklı kısa ziyaretleri için vesile olurdu. Bizden büyük akrabaları ve komşuları evlerinde kısa ziyarette bulunmak ve giderken de çikolata veya tatlı götürmek adettendi. Akrabaları ziyaret etmek yerine artık onlarla SKYPE üzerinde video görüşmesi ile bayram kutlaması yapmak son yılların modası.

    Geceleri Sahura Kadar İnternet Başında Olmak

    Geceleri iftar sonrası gençler buluşur ve topluca en yakındaki camiye  teravih namazına gidilirdi. Namaz sonrası sahura kadar süren, sohbetler, oyunlar ve şakalaşmalar da yerini internete bırakmış görünüyor. Ramazanda iftar ile sahur arasındaki sürede internet trafiğinde ciddi bir artış yaşanıyor. Bir çok kişi sahura kadar olan zamanını internette sörf yaparak, film-dizi izleyerek, oyun oynayarak veya müzik dinleyerek geçiriyor.

    Sonuçta teknoloji Ramazan geleneklerimizi değiştiriyor ve değiştirmeye de devam edecek gibi duruyor.

     

    Mirror’s Edge Catalyst inceleme puanları

    mirrors-edge-catalyst

    Uzun yıllardır oyun fuarlarının, oyuna dair sayısız organizasyonun, panellerin, Twitch videolarının, ikonların konuşmala konularının ve en genel itibarıyla da gamer’ların öne çıkan konularından biri de Mirror’s Edge Catalyst adlı oyun oldu. Electronic Arts tarafından nihayet yayınlanan yapım, kendi türü adına yılın en değerli video oyunları arasında gösteriliyor. Peki kısa süre önce çıkışını gerçekleştiren Mirror’s Edge Catalyst için gelen ilk inceleme puanları nasıl? Oyun beklentileri ne ölçüde karşıladı, hayal kırıklığı yarattı mı?

    2008’de ilk kez yayınlanan Mirror’s Edge’in 2016’daki Catalyst adlı en modern yapımında aksiyon ve eğlence son derece yüksek. Ancak ilk inceleme puanlarına bakıldığında ortak bir kanının olmadığı, yapımın yüksek puanlar aldğı gibi 10 üzerinden 6 gibi puanlar da almış olduğu görülüyor; öte yandan tam puan verenler de var, en nihayetinde ise oyunun ‘muhteşem’ olmadığı yönünde göstergelerin söz konusu olduğu bir gerçek. Hatta ortalama bir oyun değerlendirmesi de son derece yüksek…

    FPS türündeki yapımın küresel teknoloji medyasında öne çıkan bazı platformlarca verilmiş ilk inceleme puanları aşağıda yer alıyor.

    IGN – 10/6.8

    PC Gamer – 78%

    BGR – 4.5/ 5

    NDTV – 10/7

    Game Informer – 6.5

    International Business Times – 3.5/ 5

    Destructoid – 8.5

    Push Square – 8

    Polygon – 8

    Gamesradar+ – 3/ 5

    The Guardian – 3/ 5

    GameSpot – 7

    Attack of the Fanboy – 3/ 5

    Harcore Gamer – 3.5/ 5

    Cheat Code Central – 4/ 5

    Examiner – 5/5

    Meristation – 7.5

    Metro – 6

    Venture Beat – 80%

    Haberin devamında oyunun tanıtım videosunu izleyebilirsiniz. İyi seyirler…

    [vsw id=”B1GquxUNAJQ” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Oyun dünyasına dair gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Muhammed Ali Apple’ın internet sitesinde anıldı

    0

    3 Haziran 2016 tarihinde hayata gözlerinini yuman efsane boksör Muhammed Ali, önde gelen tüketici elektroniği ve yazılım şirketi Apple tarafından anıldı. Şirketin web sitesini tıklayanlar aşağıda yer alan görselle karşılaşıyorlar…
    muhammed-ali-apple

    Tüm zamanların en iyi boksörü olarak kabul edilen ve çıktığı 61 karşılaşmadan 3’ü son 5 karşılamasında olmak üzere tüm kariyeri boyunca sadece 5 kez yenilen Ali, Apple’ın 1997 tarihli reklam filmlerinden birinde boy göstermişti.

    Reklam filminde bir otoyolda kameraya karşı yumruk savuran Ali, ringte rakiplerine karşı yaptığı konuşmalardan da bazı örnekleri ilk kez bir reklam filminde dile getirmişti.

    17 saniye süreli reklam, yayınlandığı dönemde uzun süre konuşuldu. Haberin devamında söz konusu reklam filmini izleyebilirsiniz…

    [vsw id=”4TrHCZdBbl4″ source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Apple anasayfasında efsane fotoğraflarından biri eşliğinde boksörün ‘Hayal gücü olmayan insanın kanatları yoktur’. sözleri de yer alıyor.Teknoloji şirketi, önceki yıllarda yakın ilişki içinde olduğu efsane boksöre hatrı sayılır bir vefa örneğin göstererek tüm dünyanın saygısını kazandı.

    Apple CEO’su da ünlü ismin ölümünün ardından Twitter hesabından Ali’nin; “Risk alacak cesareti olmayan kişi, hayatta hiçbir şey başaramaz.” sözünü paylaşmıştı.

    Uzun süredir Parkinson hastalığı ile mücadele eden Muhammed Ali 3 Haziran 2016 tarihinde solunum yolu rahatsızlığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.