Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1803

    Zombi oyunu The Walking Dead’in 3. sezon detayları

    0

    Ekran Resmi 2016-06-13 15.29.56

    Yılın merakla beklenen yapımlarından The Walking Dead: Season 3’e dair detaylar yeni bir video eşliğinde paylaşıldı…

    The Walking Dead, Türkiye’de en çok izlenen uluslararası TV yapımlarından biri. Konusu ise zombilerin istilası ve geriye kalan az sayıda insanın hayatta kalma mücadelesi. Macera dolu konusu ve karakteristik oyuncuları ile ilgi kendine has bir kesimin vazgeçilmezlerinden olan dizinin video oyunu versiyonu da uzun yıllardır raflarda. İlk kez 2012’de The Walking Dead: The Game adıyla çıkan oyun; eleştirmenlerden övgü almış, dünyanın birçok ülkesinde yoğun ilgi görmüş ve o yılın en iyi oyunu seçilerek başarısını taçlandırmıştı. Ardından 2013’te ikinci oyun gelecekti…

    The Walking Dead: Season 2 adıyla raflardaki yerini alan yapımın ardından mini bir oyun daha yayınlanmıştı. Ve beklenen üçüncü oyun The Walking Dead: Season 3’e dair haberler kamuoyuyla paylaşıldı. Yapıma dair detaylar, dünyanın en önemli oyun etkinliklerinden E3 kapsamında aktarıldı. Yeni bir video yayınlanırken, oyunun geliştiricisi Telltale Games’in üst düzey isimlerinden de açıklamalar geldi…

    2016 sonuna doğru PC, konsol ve mobil platformlar için yayınlanacak oyuna dair videoyu haberin devamında izleyebilirsiniz. Korku ve şiddet öğeleri içeriğini, diziye aşina kişilere tanıdık gelecek atmosferik ses efektleri barındırdığını belirtelim. İyi seyirler…

    [vsw id=”PgXqmVMFTWY” source=”youtube” width=”425″ height=”344″ autoplay=”no”]

    Telltale Games yöneticileri, serinin üçüncü temel oyununda diziden izlerin daha yoğun şekilde hissedileceğini kaydetti.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Deutsche Online Geldanlagen

    0

    Online Geldanlagen

    Unser Team aus Finanzexperten verwandelt Ihre Investitionen in Gewinne – professionell, strategisch und renditeorientiert. Wir bieten die aktuellsten und besten Festgeldkonditionen in Europa, damit Sie den größten Nutzen aus Ihrer Investition ziehen.
    Ihr Geld wird ausschließlich bei bei Banken eingelagert, die nationale Einlagensicherungssysteme bieten. Wir stellen sicher, dass Sie von Nullzinssätzen profitieren, die verhindern, dass Sie beim Investieren Vertrauen und Sorgen haben.
    Unsere Experten nehmen eine detaillierte Bewertung Ihrer Investition vor, um Risiken gering zu halten und Ihnen eine attraktive Rendite zu gewährleisten.
    Daür stehen wir:
    • Wir arbeiten stets vertrauensorientiert, um Investor Relations aufzubauen und auch langfristig aufrechtzuerhalten
    • Wir verfolgen die aktuellsten und vielversprechendsten Anlagemöglichkeiten
    • Wir beobachten den technologischen Fortschritt, um unsere Dienstleistungen stets zu optimieren
    • Wir legen höchsten Wert auf Transparenz und Informationssicherheit
    • Mit unseren Experten, die Sie jederzeit unterstützen, machen wir Live-Kommentare und arbeiten daran, Sie auf die richtige Weise zu führen.

    Diese Anlagemöglichkeiten bieten wir Ihnen:
    • Gesicherte Festgeldanlagen
    • Rohstoffinvestments
    • Krypto-Währungen
    • Deviseninvestments
    • Immobilienanlagemöglichkeiten
    • Aktien
    • Fonds- und Vermögensverwaltung
    • Anleihen
    • Börsenfonds
    • Rentenfonds
    Unsere Finanzexperten entwerfen gerne für Sie Ihren individuellen Anlage-Plan, damit ihr Geld auch sinnvoll angelegt ist.
    Wir vergleichen und analysieren für Sie die aktuell besten Festgeldkonditionen in EU-Ländern, weil wir Ihnen immer die besten Zinssätze bieten wollen, die der Markt anbietet. Bei allen angeschlossenen Partnerbanken ist Geld durch nationale Einlagensicherungssysteme bis zu einer Höhe von 100.000 € geschützt. Profitieren Sie beim Investieren von risikofreien und attraktiven Festzinssätzen!
    Wir als Online Geldanlagen wollen kontinuierlich in die neuesten Technologien investieren und unser Kundennetzwerk erweitern. Wir bemühen uns fortlaufend, schnell und effizient auf die Anforderungen unserer Anleger zu reagieren und Ihre Erträge zu steigern.
    Eine qualitative Anlageberatung ist heute wichtiger denn je. Insbesondere auf dem europäischen Markt entstehen nahezu jeden Tag neue Finanzinstrumente. Unsere Aufgabe ist es, diese hinsichtlich Ihrer Zukunftsfähigkeit zu bewerten und die beste Lösung für Sie zu finden.
    Unsere Finanzprofis beraten Sie gerne zu folgenden Portfolio-Klassen:
    • Portfolios mit geringem Risiko
    • Portfolios mit mittlerem Risiko
    • Portfolios mit hohem Risiko
    Um die richtige Investition für Sie zu finden und Ihre Renditen zu erhöhen, können Sie uns unter post@onlinegeldanlagen.de erreichen oder das Kontaktformular unter https://www.onlinegeldanlagen.de ausfüllen.

    Pentax K-3 fotoğraf makinesi incelemesi

    814lDxh7dkL._SL1500_Geçtiğimiz ayın başlarında Pentax K-S2’yi incelemiş ve bu fotoğraf makinesinin beni ne kadar şaşırttığını yazmıştım. Açıkçası, markanın “amiral gemisi” olarak tanımlanan K-3’ü bir an önce deneyimlemek istiyordum. Ekim 2013’te piyasaya sunulan Pentax K-3, sektörün en prestijli ödüllerinden biri olan TIPA (Technical Image Press Association) “Best DSLR Expert” ödülüne layık bulundu. Bu ödülün en önemli gerekçeleri ise kameranın sunduğu görüntü kalitesi, dayanıklılığı ve işlevselliğiydi.

    Bu arada yeri gelmişken TIPA’dan da söz etmek gerekiyor. Kar amacı gütmeyen bir meslek örgütü olan TIPA, ya da tam açılımıyla Technical Image Press Association (Teknik Görüntü/leme Basın Birliği), 16 ülkede bulunan 29 saygın fotoğraf dergisinin yayın yönetmenleri ve teknik editörlerinden oluşan bir meslek birliği… Bu birlik her yıl 1 Nisan-31 Mart tarihleri arasında piyasaya çıkan fotoğraf makinelerini ve ekipmanlarını değerlendiriyor ve ödüllendiriyor. Pentax’ın K-3 modeli de “Uzman DSLR” kategorisinde “En iyi” seçildi.

    81LutdWz3ML._SL1500_Taş gibi bir fotoğraf makinesi

    Ellerimdeki “ödüllü” K-3’e ilk dokunduğumda hissettiğim ilk şey, kelimenin tam anlamıyla “taş gibi bir fotoğraf makinesi” olduğuydu. Sağlamlığı avuçlarınızda hissediyorsunuz adeta… 131x97x73 mm ölçülerinde ve 800 gr ağırlığındaki Pentax K-3 kesinlikle büyük ve ağır bir fotoğraf makinesi… Tasarım hatlarının köşeli ve keskin olması Pentax’ın artık gelenekselleşmiş çizgilerinin bir devamı olarak kendini gösteriyor.

    Tasarım aynı zamanda Pentax K-3’ün dış ortam koşullarına da dayanıklı olduğunun görsel bir kanıtını temsil ediyor aslında… Banyo yaptırmadığınız, ya da yüzdürmediğiniz sürece Pentax K-3 yağmur altında fotoğraf çekmenize olanak sağlıyor. Nem, sıcak, soğuk geçirmeyen bu fotoğraf makinesini dünyanın her yerinde rahatlıkla kullanabiliyorsunuz.

    Gövdenin ön tarafına baktığımızda Pentax’a özgü bazı düğmelerin yerlerinin değişmediğini görüyoruz. Lens değiştirme düğmesi, otomatik odaklama ile elle odaklama seçim düğmesi alıştığımız yerlerinde… Ancak bir düğme var ki pek alışıldık değil: RAW düğmesi… JPEG çekenlerin bir anda RAW çekmeye karar verdiklerinde menüye gitmeden tek tuşla işlerini halledebilecekleri bir düğme…

    pentax-k-3-ii-camrea-dual-sd-card-slots-door-openÇift SD kart girişi

    Yan tarafta SD kart girişleri bulunuyor. Pentax K-3, size iki farklı SD kart kullanmanız için olanak sağlıyor. Bence iki kart girişi çok önemli bir avantaj… Diğer tarafta ise Micro USB, HDMI ve DC girişleri, hemen üstünde de video çekimlerinde kullanılmak üzere ses girişi bulunuyor ki, ses girişi birçok modelde çok aranan, ancak pek de bulunmayan bir özellik… Bu arada hem JPEG, hem de RAW çekiyorsanız, mutlaka iki kart kullanmanız gerekiyor. Kartların birine çektiğiniz fotoğrafın JPEG hali, ötekine ise RAW hali kaydediliyor.

    Makinenin üst tarafında sağ tarafta birçok markada standart haline gelmiş olan likit kristal kontrol ekranını görüyoruz. Fotoğraf makinesinin açma/kapama tuşu da deklanşörün altında bir halka olarak karşımıza çıkıyor. Pentax K-3 tasarlanırken fotoğraf dünyasında standart haline gelmiş bir takım özellikler anlaşılan iyi korunmuş. Özellikle Nikon, Canon gibi daha popüler fotoğraf makinelerden Pentax’a geçerken çok yabancılık çekmeyecekler.

    K3_side1_openKit lenslerin efendisi

    Gövdenin arkasında sol üstten başlayarak, önce çektiğiniz fotoğrafları ve videoları izlemeniz için gereken “play” tuşu, ölçüm değiştirme/silme düğmeleri bulunuyor. Hemen sağ tarafta ise video kayıt düğmesi, mod çarkı, otomatik odaklama düğmesi ve hemen en köşede de AEL düğmeleri bulunuyor. Hemen altta fotoğraf/video mod değiştirme mandalı, ayar düğmeleri, INFO ve MENU tuşları var. Ayrıca sağ alttaki düğme ile bellek kartları arasında geçiş yapabiliyorsunuz.

    Fotoğraf performansı ve resim kalitesine gelince Pentax K-3, 23,35 MP sensoru, 51200’e varan yüksek dinamik ISO özelliği ve hepsinden önemlisi, gövdede titreşim azaltma özelliğiyle son derece keskin ve canlı fotoğraflar çekmenize imkan veriyor. Özellikle çok alışık olmayan 18-135 mm lensi bildiğiniz kit lenslere çok benzemiyor. Hem çok işlevsel, hem de işinizi layıkıyla görecek kadar kaliteli.

    Ancak Pentax K-3’le birlikte kullandığım bir Pentax – DA 40mm F2.8 Limited “pancake” lens var ki değinmeden geçemeyeceğim. Yalnızca 15 mm kalınlığında olan bu lens çekmiş olduğunuz fotoğrafın hemen her köşesinde keskinlikten taviz vermiyor. Renkler inanılmaz canlı ve parlak, siyah beyaz kontrastı ise çok başarılı…

    666-Pentax-K-3-Black-8_1383661711K-3 II ile arasında çok fark yok

    Sonuç olarak, nihayetinde geçtiğimiz yıl piyasaya çıkan Pentax K-3 II göz önünde bulundurulacak olursa, Pentax K-3 eski gibi kalıyor ama K-3 II ile arasında çok da büyük farklar yok. Her iki fotoğraf makinesinin de boyutları aynı… K-3 II kablosuz bağlantı ve GPS gibi avantajlara sahip. Ha, bir de saniyede 8 kare değil de, 8,3 kare çekiyor. Ancak K-3 karşısında dezavantajları da var. Gerekirse kullanmak üzere Pentax K-3’te yerleşik flaş bulunuyor, K-3 II’de ise yok. Renk derinliği ve düşük ışıkta yapılan çekimlerde ISO performansı göz önünde bulundurulduğunda K-3 yine çok daha üstün… Hem K-3 II’den daha da ucuz…

    HD40-SL_HoodKullandığım süre boyunca Pentax K-3, açıkçası bana fiziksel anlamda hantal geldi. Özellikle fotoğraf makinenizle yol yapanlardansanız, Pentax K-3 bir süre sonra size çok ağır gelecektir. Öte yandan makinenin arkasındaki LCD ekranın sabit olmasını da çok sevmedim. Değişik açılarda fotoğraf çekme imkanı veren, özellikle K-S2’de keyifle deneyimlemiş olduğum dönebilen LCD ekranın Pentax K-3’te olmaması talihsizlik. Fotoğraf kalitesi söz konusu olduğunda iş değişiyor. Pentax K-3’le çektiğiniz fotoğraflar, teknik açıdan mükemmel seviyede. Renk derinliği ve keskinlik, kontrast kalitesi çok başarılı…

    HTC 10: Farkı detaylarda

    Metal tasarımlı HTC 10, sahip olduğu zengin donanım birleşenleri ve fark yaratan 2 yeni özellikleri ile zirve yarışına dahil olmak istiyor. Samsung Galaxy S7’yi tahtından indirmek isteyen HTC 10, birçok alanda fazlasıyla iddialı.

    HTC 10’un çerçevesi çizilmelere karşı dayanıklı. Aynı durum ekranı koruyan cam için de geçerli. Buna karşın HTC 10 suya karşı dayanıklı değil. Sahip olduğu IP53 sertifikası, HTC 10’un sadece toza ve yağmura karşı dirençli olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte One M8 ve One M9’dan bildiğimiz gibi tamir dostu bir telefon değil. Ekran, koruma çamına ve metal kasaya yapıştırılmış durumda. Bu da bu ürünün tamirini oldukça zor bir hale getiriyor.

    1

    Ekrandan bahsetmişken. HTC 10, HTC alesinden bildiğimiz FullHD çözünürlüklü ekran yerine 5.2 inç Quad HD bir ekran kullanıyor. 2560×1440 çözünürlüğüne ulaşan bu ekran tıpkı Galaxy S7 gibi çok keskin ve net görüntüler elde edebiliyor. Bu ekranın renk doğruluğu da görülmeye değer. Buna karşın kontrast ve 437 Cd/m2’lik parlaklık değeri ne yazık ki ortalamanın altında.  Kullanıcılar, özellikle güneşli ortamlarda HTC 10’u kullanmakta zorluk çekeceklerini söylemeliyiz.

    Optik görüntü sabitlemeli ön kamera

    HTC 10’un önemli özelliklerinden biri dünyada ilk olarak lanse edilen optik görüntü sabitleme teknolojisine sahip olan ön kamerası.  Selfie ve videochat tutkunları için büyük bir avantaj sağlayacak olan bu teknoloji sayesinde mükemmel fotoğraflar yakalamak ve titreşimsiz videolar çekmek mümkün. HTC 10’un ön kamerası 5 MP çözünürlüğüne ulaşıyor. F1.8 diyafram aralığı sayesinde de loş ortamlarda benzer ürünlerle kıyasla çok daha iyi bir kalite yakalıyor.

    5

    Megapiksel yarışına dahil olmayan HTC 10, tıpkı Samsung Galaxy S7 gibi Megapiksel değerini düşürdü. Arka kamera her ne kadar 12 MP’ye düşmüş olsa da kameranın sensor boyutu 1/2,3 inç olarak büyüdü. HTC 10, HTC One M9’da kullanılan 1,12 mikrometre piksel büyüklüğü yerine, piyasada bulunan en büyük sensor boyutu olan 1,55 mikrometre piksel büyüklüğünde bir sensör tercih edildi. Kamera sensorunun boyutunun büyük olması daha çok ışık alması anlamına geliyor. Bu da ışık güçünün düşük olduğu ortamlarda çok daha iyi fotoğraflar çekmesi demek.

    Kameranın objektifi, fotoğraf çekim kalitesini birkaç adım öne taşıyan altı adet lens ve bir kızılötesi filtresinden oluşuyor. Diyafram aralığı, loş ortamları aydınlık hale getiren F1.8 değerine ulaşıyor. HTC 10’un arka kamerası, tüm bunlara ek olarak, titreşimi sıfıra indirgeyen optik görüntü sabitleme teknolojisini de kullanıyor.

    2

    Bu değişiklikler HTC’nin kamera performansını üst seviyelere taşıdı. HTC, yeni nesil Ultrapiksel teknolojisi sayesinde LG G5 ve Samsung Galaxy S7’nin kamera performanslarına ciddi bir rakip oldu.

    Performans

    HTC 10, Qualcomm’un Snapdragon ailesinin  en güncel işlemcisi olan Snapdragon 820’yi kullanıyor. Dört çekirdekli olan bu işlemcinin iki çekirdeği 2,2 GHz diğer iki çekirdek de 1,6 GHz’lik sistem frekansından çalışıyor. Yüksek bir performans sergileyen HTC 10, 4 GByte büyüklüğünde bir bellek ve 32 GByte’lık bir kapasiteye sahip. Bu kapasite MicroSD kart yuvası ile arttırılıyor.  HTC 10’un önemli bir özelliği bahsi geçen MicroSD kartlara uygulamalar yüklenebilmesi.

    3

    Bu esasında çok önemli bir özellik. Çünkü bu özellik sayesinde MicroSD bellek bir kapasite belleği gibi çalışıyor. Yeni nesil akıllı telefonlar bu tarz bir desteğe sahipler. Ama buradaki sorun MicroSD karttan çalıştırılan bir uygulamanın sistemde gecikmelere neden olabilmesi. HTC 10’da işte bu tür bir sorun gözlemeleyemedik. MicroSD karttan çalıştırdığımız uygulamalar herhangi bir takılma olmadan anında açıldı. Benzer bir durum HTC Sense 8 arayüzünde de yaşadık. HTC, yeni arayüzü tasararken tamamen hıza önem verdiği hemen belli oluyor.

    Apple’ın dünyayı değiştiren 7 inovasyonu

    0

    açılış appleKaliforniya’da küçük bir yatak odasında hayata geçtiğinden beri devrim niteliğindeki ürünleri ile hayatımızı değiştiren Apple bu yıl tam 40 yaşında ve 700 milyar dolar civarındaki değeri ile dünyanın en değerli şirketleri arasında yer alıyor.

    Şirket kurucuları Steve Jobs, Steve Wozniak ve nispeten daha az popüler olan Ronald Wayne 1 Nisan 1976 tarihinde Apple’ı hayata geçirdiklerinde şirket Homebrew Computer Club’a Wozniak tarafından üretilen bilgisayar kitlerini satmakla meşguldü. Bugün tam 40 yıl sonra Apple’ın dünya üzerinde 18 ülkede 480’den fazla mağazası ve 18 milyar dolardan fazla geliri bulunuyor. Üstelik bu tutar yalnızca yılın ilk çeyreği için açıklanan rakam. Amerikalı şirketin geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaya göre dünya üzerinde kullanımda olan 1 milyarın üzerinde aktif Apple cihazı bulunuyor.

    Bununla birlikte Apple’ın sektöre girişi pek de başarılı oldu denilemez. 1989’lerin ortalarında kuruculardan Steve Jobs’ın projesi ilk Macintosh bilgisayar Jobs’ın da Apple’ın da itibar kaybetmesine neden olmuştu. Ancak 1997 yılında Apple’ın krizde olduğu dönemde Jobs geri döndü ve bir sonraki yıl ünlü tasarımcı Sir Jony’nin renkli iMac’ini hayata geçirdi. Sonrasında da iPod, iPhone, iPad ve iTunes Store’un da içinde olduğu bir dizi Apple ürününü sektöre kazandırdı, ta ki 2011 yılında kansere yenik düşene kadar. Apple hızlı bir şekilde mevcut teknolojiyi geliştirme ve erişilebilir kılma özelliği ile fenomen bir marka olmayı başardı. iPod, iPhone ve iPad daha sonra diğer mevcut ürünler üzerine inşa edildi. Ve hepsi birer dev ticari başarıya dönüştürüldü. Steve Jobs’ın ölümünden sonra bildiğiniz gibi Apple ilk giyilebilir teknolojisi Apple Watch’un üretimine başladı. Ve PC satışlarında küresel bir düşüş yaşanıyor olmasına rağmen MacBook satışlarını arttırmaya devam etti. Birçoğunuzun aşina olduğu bu kısa özetin ardından Apple’ın dünyayı değiştiren yedi inovasyonunu hatırlayalım.

    Apple’ın dünyayı değiştiren 7 ürünü

    1. Apple ilk mouse fikrini ortaya koyan firma değildi ancak Apple ticari satışa sunulan ilk mouse’lu bilgisayarın üreticisi.

    2. Son Steve Jobs filmini seyredenler Macintosh lansmanı sahnesini hatırlayacaklardır. Jobs o lansmanda “ilk kez bugün Macintosh’un konuşmasına izin vermek istiyorum” der ve farenin düğmesine basar. Macintosh “Merhaba. Ben Macintosh.. diye konuşmaya başlar.

    3. iPod’dan önce de MP3 playerlar vardı ancak hiçbiri sektörde aynı etkiyi yaratmadı. iPod hem tasarımı hem de fonksiyonel özellikleri ile Apple bir diğer devrimsel ürünüdür.

    4. Apple şarkı başı ücreti 99 cent olan iTunes Store’u oluşturduğunda, müzik indirme kavramını sonsuza kadar değiştirmiş oldu.

    5. 2007 yılında cam ekranlı ve çoklu dokunuşlu ilk iPhone’u piyasaya çıkardığında ise Apple yarışta sınıf atlamış oldu. Bugün hala iPhone Apple’ın en çok satan ürünü ve gelirinin %70’ini oluşturuyor.

    6. İlk iPad 2010 yılında Steve Jobs tarafından tanıtıldı. iPad piyasadaki ilk tablet değildi. Ancak en çok satanı oldu. Ve tablet iPad’le gerçek anlamını buldu diyebiliriz.

    7. iPhone üretildiğinde henüz App Store yoktu ancak App Store’dan sonra her şey değişti. Bugün iOS App Store’da 1.5 milyon uygulama bulunyor ve bugüne kadar indirilen uygulama 100 sayısı milyarın üzerinde.

    Peki önümüzdeki 40 yılda bizi neler bekliyor?

    Geçtiğimiz aylarda Apple Kaloforniya’daki merkezinde yeni telefonu iPhone SE ve yeni iPad’ini tanıttı. iPhone 6S’in hemen her özelliğine sahip olan iPhone SE, yeni arka kamera ve hızlı A9 işlemci fonksiyonlarına da sahip. Ve küçük ekran isteyen Apple fanları için kusursuz bir akıllı telefon deneyimi vadediyor.

    Apple’ın bu yaz Geliştiriciler Konferansında iOS, wathcOS, tvOS ve OSX’in son versiyonlarını tanıtması bekleniyor. Eğer ürün zinciri devam ederse Eylül ayında iPhone 7, iPhone 7 Plus ve Apple Watch 2 lansmanı da yapılabilir.

    Apple’ın yeni iPhone’da iPhone 6 ve iPhone 6S’de kullandığı 2 senelik tasarımını değiştirmesi bekleniyor. Wall Street analistlerinden Ming Chi Kuo geçtiğimiz günlerde bu yılki iPhone’da geleneksel tasarımın değişeceğini iddia etmişti. Kasım 2015’de iPhone SE’nin lansmanını da tahmin eden teknoloji analistine göre iPhone 7 tasarımında çok radikal bir değişim olmayacak. Apple tasarımı tamamen yenilemek için 2017 yılını bekleyecek. Mr. Kuo’ya göre Apple 5.8 inch OLED ekran ve kavisli görünümüyle tamamen yeni bir iPhone görünümüne geçecek. Cihazın arka kısmının ise iPhone 4 ve 4S’de olduğu gibi cam olması bekleniyor. Apple’ın elektrikli otomobil ve sanal gerçeklik başlığı çalışmalarını da gizlice yürüttüğü dedikodular arasında. Tabii bunların hepsi yakın gelecek için öngörüler, ama her zaman öngörülemeyenle karşımıza çıkan Apple’ın yepyeni inovasyonlarla bizi yine farklı düşünmeye itme ihtimalini öngörmek hiç de zor değil.

    Twitter’da Güvenlik Kılavuzu

    0

    Sosyal Medya mecraları içinde, 320 milyonun üstünde aylık aktif kullanıcısı bulunan Twitter’ın ülkemizde de oldukça  yoğun kullanıldığını görüyoruz. Twitter kullanıcıları farkında olmadan güvenlik riskleri ile karşı karşıya kalabiliyorlar.

    Bu haftaki yazımda; Twitter hesabınızın güvenliğini sağlamak ve gizliliğini koruma konusunda küçük önerilerde bulunacağım.

    Güvenli Parola

    Sadece Twitter hesabı değil, diğer bütün sosyal medya hesapları kullanılırken; basit olmayan, kolay tahmin edilemeyecek, büyük küçük karakterlerin olduğu, sayısal karakter içeren ve minimum 8 karakterden oluşan bir parola seçilmesi, ilk etapta hesap güvenliğini sağlama konusunda etkili  olacaktır.

    2 adımlı giriş doğrulaması

    TwitterSecurity_011

    Twitter hesabınıza giriş yaparken, gerek cep telefonu numaranızı ve gerekse de akıllı telefon uygulamanızı kullanarak, giriş güvenliğinizi 2 adımlı yapma şansına sahipsiniz. Twitter, seçiminize göre hesabınıza giriş yaparken cep telefonunuza giriş kodu gönderebilir. Girişte şifrenizi doğru yazdığınızda cep telefonunuza bir de güvenlik konu gelecek,  bu kodu da girdikten sonra hesabınıza giriş yapıyor olacaksınız.

    TwitterSecurity_0112

    Diğer taraftan, Twitter hesabınıza giriş yaparken, eğer cep telefonunuzda her an açık twitter uygulaması kullanıyorsanız, farklı bir ortamdan hesabınıza giriş yapmak istediğinizde, halen açık olan cep telefonunuzdaki twitter uygulamasını kullanarak giriş yapma şansına sahipsiniz.  Twitter, hesabınıza farklı platformlardan giriş yapmak istediğinizde, öncelikle açık olan cep telefonundaki uygulamaya bir uyarı gönderecek, ancak ilgili uyarıyı kabul ettiğinizde farklı ortamlardan hesabınıza giriş yapıyor olacaksınız.

    Gizlilik

    Twitter_Security_011_1

    Twitter güvenliğinde önemli noktalardan birisi de atılan twitlerin kimler tarafından görüneceğine ve aynı zamanda konum bilgisinin olup olmayacağına karar vermektir. Tweet gizliliği seçildiğinde, sadece sizi takip eden kişiler attığınız tweetleri görebilecektir. Bu da kimlerin tweetlerinizi görebileceğinine karar vermenize sağlayacaktır. Aynı şekilde, twitter da güvenliğinizin sağlanması konusunda attığınız tweetlerde lokasyon bilgisinin olması ya da olmaması da önemlidir. Atılan tweetlerde lokasyon bilgisinin olmaması, güvenliğinizin korunması bakımından etkili olacaktır.

    İstenmeyen Takipçilerin Bloklanması

    Twitter’da takipçilerinizden rahatsız edenleri ya da takip etmesini istemediğiz profilleri bloklama hakkına sahipsiniz. Kişileri blokladığınızda aynı zamanda siz de onları takipten çıkmış olursunuz.

    Twitter’da mute (sessize alma)

    Twitter’da takip listenizdeki kişilerin tweetlerini, ilgili kişiye bloklamadan görmek istemediğinizde ‘sessize alma’ özelliğini kullanabilirsiniz. Çok fazla tweet paylaşan ya da kibarlıktan takip ettiğiniz hesabı ‘sessize al’ özelliği ile artık anasayfanızda görmezsiniz. Sessize aldığınız hesap, sizin yazdıklarınızı aynen okuyabilecek, fav ve rt yapabilecek fakat siz yazdıklarını görmeyeceksiniz.

    Sessize aldığınız kişi ya da hesap onu sessize aldığınızı göremez ve siz de istediğiniz anda mute’lama opsiyonunu geri alabilirsiniz.

    Sessize alma özelliğine, hesabın sayfasında ayarlar tuşuna (sağ köşedeki küçük çark) basarak erişebilirsiniz.

    İletişim Bilgilerini Temizleme

    Twitter_Security_011_2

    Twitter’da iletişim bilgilerinizi gizleyerek, bu bilgiler ile arandığınızda bulunmayı engelleyebilirsiniz. E-posta hesabınız veya telefon numaranız ile arama yapıldığında bulunmak istemiyorsanız, bu bilgiler ile erişilmeyi kapatabilirsiniz.

    3. Parti Uygulamaları Devre Dışı Bırakma

    Twitter_Security_011_3

    Twitter’da hesap güvenliğini en fazla tehlikeye atan bileşenlerin başında hesabınıza erişim sağlayan 3. parti uygulamalar gelir. Farkında olmadan izin verdiğinizi bir uygulama, hesabınızın ele geçirilmesine bile neden olabilir. Belli zamanlarda, hesabınıza erişim izni verdiğiniz 3. parti uygulamaları kontrol ederek, ne işe yaradığını bilmediğiniz uygulamaların erişim iznini kaldırmalısınız.

    Sponsor İçerikler

    Twitter_Security_011_44

    Twitter ayarlarında, sponsor içeriklere izin verdiğinizde, kullandığınız browser, ip, gezdiğiniz sayfa vs. gibi bilgilerin, twitter tarafından kaydedilmesine izin vermiş olursunuz. Bu bilgiler özellikle reklam verenler için oldukça önemli olduğundan, twitter içinde de önemlidir. Bu özelliği kapattığınızda, bilgilerinizin reklam verenlerle paylaşılmasınıda engellemiş olursunuz.

    Direk Mesaj Kontrolü

    Twitter_Security_011_45

    Twitter, DM olarak ifade edilen, direk mesajlaşma özelliği ile eğer istenirse profilinizi takip etmeyen kişilerden de direk mesaj alma fırsatı sunmakta. Bu özellik, çoğu zaman hesap güvenliğini tehlikeye atabilmektedir. Gönderilen direk mesajların içindeki zararlı linkler yüzünden, hesap ele geçirilebilmektedir. Bu özelliğin devre dışı kalmasında, hesap güvenliği açısından yarar vardır.

     

     

     

     

    Diş hekimini banyonuza getiren Bluetooth’lu diş fırçası

    philips-flexcare-platinum

    Philips, Bluetooth üzerinden akıllı telefonla eşleşebilen ve bir mobil uygulama üzerinden ağız hijyenine yönelik çeşitli dijital özellikler sunan yeni diş fırçası FlexCare Platin’i tanıttı.

    Sapında sensörler bulunan diş fırçası, bu sayede gerçek zamanlı olarak diş fırçalamasını takip olanağı tanıyor. Dişleri 3 boyutlu şekilde haritalayan cihaz, örneğin dişinize çok fazla baskı uyguladığınızda, ya da tam tersi yeterince iyi temizlemediğiniz sizi uyarıyor. Yetenekleri bunlarla sınırlı da değil…

    iOS ve Android cihazlarla uyumlu

    Diş fırçası başlığının ne zaman değiştirilmesi gerektiği bilgisi, ilerleme raporları ve sağlık uygulamalarının çoğunda görülebilen motivasyon mesajlarını akıllı telefonunuza gönderme gibi özellikler sunuyor. En önemli özelliklerinin başında ise belli dişlere gösterilmesi gereken özenin kişileştirme fonksiyonu ile birlikte kullanılabilmesi. Ek olarak diş hekimine fırçalamaya dair veriler de gönderilebiliyor. iOS ve Android cihazlarla uyumlu diş fırçası, adeta diş hekimini banyonuza getiriyor.

    Ekran Resmi 2016-06-09 15.59.32

    Fiyatı açıklandı

    Philips FlexCare Platinum’un satışlarına belirlenen ülkelerde başlandı. ABD için satış fiyatı kısa süreliğine 50 dolarlık indirimle 179 dolar olarak açıklandı. Türkiye’de satışa sunulup sunulmayacağı bilinmeyen ürüne dair daha fazla detay için buraya tıklayabilirsiniz.

    Yaramaz bir maymun, Kenya’da interneti devre dışı bıraktı

    electricity pylon

    Teknolojinin boyutları büyük ama aslında küçük, bir kasırga ya da asteroid çarpmasıyla ekarte olamayacak kadar da hassas. İşte bu konuya dair son örnek Afrika ülkesi Kenya’da yaşandı. Ülke genelinde 7 Haziran salı günü 4 saat boyunca elektrik kesintisi yaşanırken olayın kaynağının bir adet maymun olduğu resmi olarak açıklandı.

    Kenya Elektrik Üretim Şirketi (KenGen Kenya) yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ülkenin en büyük elektrik tesisindeki bir transformatörün üzerine vervet cinsi bir maymun düştü ve şaşırtıcı bir domino etkisi yaşanmaya başlandı. Bazı bölgeler 4 saate yakın süre boyunca karanlığa dönerken, bu bir ilk de değil…

    Ülkede maymunların oldukça kötü bir üne sahip olduğu biliniyor. Ayrıca yol açtıkları maddi kayıpların da gittikçe arttığı kaydediliyor. Doğal yaşam, insanoğlunun enerjisi ya da bağlantılı olduğu teknolojiyi etkilemeye dünyanın çeşitli ülkelerinde devam ediyor. Örneğin İsviçre’deki küresel önem taşıyan bir bilimsel deney, tek bir sansar yüzünden alaşağı olmuştu. ABD’de tarla fareleri, Hindistan’da yine maymunlar, elektrik kablolarını çiğneyerek çeşitli elektrik kesintilerinin kaynağı olmaya devam ediyorlar. 2014’te de köpek balıklarının deniz diplerindeki internet kablolarını yedikleri iddia edilmişti.

    Teknoloji dünyasının elektrikli yoğun bağı, kemirgen ya da ısırganların da kablolara olan yakın ilgisi veya sakarlıkları gelecekte de çeşitli sorunlara yol açacak gibi görünüyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Google’ın kurucularından Larry Page uçan otomobil geliştiriyor

    Ekran Resmi 2016-06-09 15.58.11

    Teknoloji dünyasının en önemli şirketlerinden Google’ın kurucularınan Larry Page’in uçan otomobil geliştirmek için girişimde bulunduğu ortaya çıktı. Bloomberg Businessweek kaynaklı haberde Kitty Hawk adını alan proje kapsamında 100 milyon dolar harcandığı kaydedildi. Ayrıca Google’ın şirket merkezinde üst katlarda bir ofis kurulduğu da iddia ediliyor. İlginç detay ise uçan otomobil projesinin Google ile doğrudan bir bağlantısının olmaması ve sürecin gizli bir şekilde yürütülmesi.

    Öte yandan Kitty Hawk testleri için Google’ın merkez kampüsüne bir saat mesafede bir havaalanında testlerin devam ettiği, prototip aracın geliştirilmesi için NASA, Boeing, SpaceX gibi şirketlerden tasarımcı ve mühendislerin işe alındığı da aktarılan bilgiler arasında.

    İki kişilik prototip araç üzerinde devam eden çalışmaların seyri ve detayları hakkında resmi bir açıklama ise gelmiş değil. Dört pervaneli drone (Quadcopter) benzeri bir görünüme sahip olduğu bildirilen aracın küçük boyutlarla gelebileceği belirtiliyor.

    Teknoloji öncülerinden Page’in bu alana yatırım yapması ve çalışmalara destek oluşu kişisel havacılığın geldiği nokta açısında da önemli. Bilindiği üzere tek kişilik ya da iki kişilik uçabilen araçlar, dünyanın bazı ülkelerinde geliştirilme safhasındalar. Örneğin Çinli firma Ehang’ın yanı sıra Volocopter, Aeromobile gibi üreticiler de zaman zaman gündeme geliyorlar.

    Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz…

    Bosch’tan elektrikli otomobiller için akıllı şarj

    1465369448_Bosch_AkilliSarj_Gorsel__2_

    Akıllı nesnelerin birbirine bağlanmasını sağlayan Nesnelerin İnterneti tüm dünyada giderek yayılırken, Bosch’un hayata geçirdiği ‘akıllı şarj’ uygulaması buna güzel bir örnek oluşturuyor. Bosch Software Innovations, tek bir yazılım platformunda otomobil üreticileri, şarj noktası operatörleri, enerji sağlayıcılar, satıcılar ve elektrikli otomobil sürücüleri gibi pek çok oyuncuyu bir araya getirmenin temelini atıyor.

    Çeşitli otomobil üreticileri ile birlikte çalışan Bosch Software Innovations, şarj uygulamasını backend altyapısı ile birlikte sunuyor. Şarj uygulaması şu anda smart ve Mercedes-Benz’de ücretsiz olarak kullanılıyor, kısa bir süre içerisinde Renault’da da kullanılmaya başlanması bekleniyor.

    Uygulama aracılığıyla Almanya’daki yaklaşık 3.700 halka açık şarj noktasına erişilenebiliyor. Bu, ülke genelindeki elektrikli şarj noktalarının yüzde 80’ini oluşturuyor.

    Şarj uygulaması, Bosch’un global bağlanabilirlik stratejisinin bir parçasını oluşturuyor. Kısa bir süre içerisinde elektrikli otomobiller ve bunların şarj altyapıları, Nesnelerin İnternetinin (IoT) bir parçası haline gelecek.

    Almanya’da hızla yayılıyor

    Şarj istasyonlarını hızlı bir şekilde bulma ve tek tıklama ile kullanıma yönelik ödeme yapma özelliğini sunan yenilikçi şarj uygulaması, Almanya’nın her noktasında elektromobilitenin günlük kullanımını çok daha pratik bir hale getiriyor. Tüm bu işlemin anahtarı bir akıllı telefon… Telefondaki şarj uygulaması, elektrikli otomobil sürücülerinin kendi bölgelerinde uygun şarj istasyonlarını hızlı bir şekilde bulmalarını ve bunları basit ve rahat bir şekilde kullanmalarını sağlıyor.