Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 178

    Instagram Hikayeler’e yeni çıkartmalar geliyor

    Instagram, kullanıcılar arasındaki etkileşimi kolaylaştırmayı amaçlayan bir dizi heyecan verici yeni çıkartmayı Hikayeler’de kullanıma sundu. Bu son güncelleme, arkadaşlar ve takipçilerle günlük bağlantı deneyimlerini geliştirmeyi amaçlıyor.

    Etkileşim kurmak için eğlenceli ve yaratıcı yöntemler sunmayı amaçlayan Instagram, merakla beklenen albümü “Radical Optimism” için ünlü sanatçı Dua Lipa ile işbirliği yaptı. Bu iş birliğinin bir parçası olarak da, hikayeleri müzik şablonlarına dönüştürerek kullanıcıların en sevdikleri şarkıları arkadaşları ve takipçileriyle zahmetsizce paylaşmalarını sağlayan en yeni müzik çıkartması Sen de Müzik Ekle‘yi tanıttı. Albümden en sevdiği parçayı paylaşan Dua Lipa, hayranlarını da bu özelliği kullanmaya teşvik ederek ilk ‘Sen de Müzik Ekle’ trendini başlatmış oldu.

    Instagram ‘Sen de Müzik Ekle’ye ek olarak yeni çıkartmalarını kullanıma sundu

    Çerçeveler: Artık kullanıcılar ‘Çerçeveler’ çıkartması ile herhangi bir fotoğrafı Polaroid’e dönüştürebiliyor. Takipçiler, telefonlarını sallayarak içindeki içeriği meydana çıkarabiliyor.

    Göster: ‘Göster’ çıkartması ile kullanıcılar gizli hikayeler yayınlayabiliyor ve bunu kendilerine direkt mesaj (DM) gönderen takipçilerine özel hale getirebiliyor.

    Kesimler: Zahmetsizce kişiselleştirilmiş ve göze çarpan içerikler oluşturmak isteyen kullanıcılar, fotoğraf galerilerindeki herhangi bir fotoğrafı veya videoyu özel bir çıkartmaya dönüştürmelerine olanak tanıyan ‘Kesimler’ çıkartmasını kullanarak paylaştıkları hikayelerin ve Reels videolarının görsel çekiciliğini artırabiliyor.

    MediaMarkt’ın Anneler Günü Kampanyası Başladı

    Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışverişin keyfini sunan MediaMarkt’ta Anneler Günü Kampanyası başladı. Kampanya kapsamında 2 – 6 Mayıs tarihleri arasında airfryer, şarjlı süpürge, tablet ve akıllı telefon gibi birbirinden farklı ürünler çeşitli fırsatlarla satışa sunulacak.

    Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, yaklaşan Anneler Günü’nde son teknoloji bir ürün hediye almak isteyenler için özel bir kampanya başlattı. 2-6 Mayıs tarihleri arasında geçerli olacak Anneler Günü kampanyası kapsamında airfryer, şarjlı süpürge, tablet ve akıllı telefon gibi birbirinden farklı ürünler çeşitli fırsatlarla satışa sunulacak.

    2-6 Mayıs tarihleri arasında geçerli olacak kampanya kapsamında;

    • Philips HD9257/80 3000 Serisi Airfryer XL – 3.999 TL
    • Bosch BSS825FRSH Hızlı Şarjlı Süpürge – 12.499 TL
    • HUAWEI Matepad SE 4/64GB Tablet – 4.999 TL
    • APPLE iPhone 15 128 GB Akıllı Telefon – 50.499 TL’ye satışa sunulacak.

    MediaMarkt’ın kampanyası Türkiye genelindeki 98 mağazasında ve online alışveriş sitesi mediamarkt.com.tr’de geçerli olacak.

    Tüketiciler kampanyaya dair detaylara buradan ulaşabilirler.

    Uygulama Geliştirici Olmak Hayal Değil!

    Öne çıkan uygulama türleri neler, geliştiriciler hangi alanlara yönelebilir?

    2024 yılı itibarıyla teknolojideki hızlı gelişim devam ediyor… Birçok alanda teknolojik odak noktalarının çeşitlendiğini, geliştiğini görebiliyoruz. Özellikle mobil uygulama noktasında önemli aşamalar kaydedildi. Birçok platformun mobil uygulamaya yönelmesiyle bu odak, kendi başına devasa bir sektör haline dönüştü. İnsanların akıllı telefonları daha çok tercih etmesi de bunun başlıca sebebi oldu.

    Kullanıcılar en basit işlemleri bile artık mobil cihazlar üzerinden çözebiliyor. Bu da geliştiricilerin mobil uygulama üretimine daha fazla yönelmesine neden oluyor. Kullanıcılar, akıllı telefon ile birlikte hayatın kritik öneme sahip ihtiyaçlarını bile karşılarken bunu kullanım oranlarında da görebilmek mümkün. Son verilere göre Türkiye’de mobil kullanım oldukça fazla.

    Mobil uygulamalar akıcı, kolay ve basit yönleriyle kullanıcıların gözdesi. Aynı zamanda internet dostu olan mobil uygulamalar ülkemizde çok seviliyor. İşletme ve geliştiricilerde bunun farkında. Bu yüzden mobil üzerine geliştirme ve iyileştirme her koşulda devam ediyor. Peki öne çıkan uygulama türleri neler, geliştiriciler hangi alanlara yönelebilir?

    Yerel uygulama

    Mobil cihazlar için geliştirilen en basit ve geleneksel yöntemlerden biri. Bu yöntemle birlikte uygulamanın sıfırdan yapılması gerekir. Yerel uygulama belli bir sistem üzerinde çalışır. Eğer bu sistem değişirse yeniden uygulamayı geliştirmek gerekir. Sabit bir işletim sistemi üzerinde yerel uygulama hızlı ve güvenilir çalışır.

    Mobil uygulamalar için yerel geliştirmenin oldukça maliyetli olduğunu söyleyebiliriz. Sadece maliyetli değil aynı zamanda ciddi bir zaman gerekliliği de söz konusu.

    Yukarıda da belirttiğimiz üzere farklı bir işletim sistemi versiyonu olduğunda yeniden (ona uygun yapıda) geliştirmek gerekir. Günümüzde de akıllı cihazları üreten firmalar sürekli yeni sürüm piyasaya sürüyor. Bu yüzden geliştirilen uygulama yeni sistemde çalışmayacaktır.

    Hibrit

    Web ve mobil uygulamayı bir arada sunan teknolojidir. Melez ya da karma şeklinde de adlandırılır. Yani bir internet sitesinin hem web hem de mobil uygulaması olabilir. Bu, esasen en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Özellikle haber sitelerinde mobil cihazlara uyumlu uygulamaları bolca görebilmekteyiz.

    Hibrit uygulama kendi içinde bazı sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Stabil ve mantık olarak iyi çalışsa da karmaşık yapılarda hata ve problem çıkarabilir. Bu da genel itibarıyla para ve zaman kaybı anlamına gelir.

    Geleneksel yerel uygulamalara göre hızlı çalışan hibrit, kapsamlı yapı içinde kendini gösteremeyebilir. Otomasyon ve oyun gibi mobil uygulamalarda sorun çıkarabilir. Daha basit haber sitesi ya da blog gibi uygulamalarda daha iyi çalışacaktır.

    Çapraz uygulama geliştirme

    Çapraz uygulamanın Hibrit geliştirme sistemine benzer yanları bulunmaktadır. Fakat aralarında kritik farklar bulunur. Çapraz uygulama kodlamayı farklı şekilde kullanır. Kodu aynı anda birçok mobil işletim sistemine gönderir. Bu gönderdiği kod birleşik şekilde bir gereç seti olarak kullanmaya odaklanır.

    Titanium, React, Flutter ve Xamarin gibi sistemler çapraz platform içinde yer alır. Kullanılan bu sistemler sayesinde zamandan tasarruf edilir. Ayrıca test amaçlı reel kullanıcılarla prototip de oluşturabilir.

    İleri düzey web

    Mobil uygulamalar içinde PWA olarak da bilinen geliştirme sistemi vardır. Bu sistemde mobil uygulama mantığı web uygulamasına taşınma şeklinde de söylenebilmektedir. Verimli bir PWA, gerekli iyileştirmelere yardımcı olur. Bu iyileşme sayesinde görünüm web ve mobilde neredeyse aynı olmasını sağlar. Eğer ileri düzey web uygulaması doğru şekilde yapılırsa aynı Hibrit şeklini alabilir. Birbirinden ayırt etmek zor olur.

    Platform odaklı uygulama geliştirme

    Mobil cihazlara uygun geliştirme seçeneklerinden biri de ekosistem mantığını kavramaktır. İş istasyonu gibi bir otomasyon bulundurmak üzerine yapılan uygulamadır. Mobil istemci; offline modlu ve bir mobil platform üzerinedir.

    Mobil istemci; masaüstü mantığı ile çalışmayı benimser. Online olarak infobase ile beraber bir etkileşim yaparak bunu kolay hale getirir.

    Offline modlu istemci; depolanan yerel infobase ile beraber hareket eder. Yani internet bağlantısının olmadığı yerde dahi dataların çalışmasını sağlar ve izin verir.

    Mobil Platform; bu uygulama ise tamamen çevrimdışı işletimi kapsamaktadır. Direkt olarak masaüstü uygulamalarla benzer geliştirmeye sahiptir. iOS, Android ya da Windows cihazların içinde çalışmasını kolay hale getirir.

    Mobil web site geliştiricisi

    Son olarak uygulama geliştiricisi için mobil web sitelerini ele alabiliriz. Bunda ise işletim sistemi ve cihazlar otomatik uyum sağlar. Otomatik olarak uyum sağlayan arayüzler meydana gelir. Mobil özellik eklenebilir. Hibrit kadar hızlı olmasa da bazı konularda oldukça pratiktir. Ayrıca ucuz bir uygulama tabanı olarak da tercih edilebilir.

    Geliştirme Platformları için Bir Rehber: Low-Code ve No-Code Nedir?

    Son zamanlarda, “vatandaş geliştiriciler” olarak adlandırılan, çok az geliştirme deneyimine sahip kullanıcıları hedefleyen platform teklifleri etrafında bir etkinlik telaşı yaşandı ve aynı zamanda uygulamaları son derece dar zaman diliminde sunmak için zorlanan profesyonel geliştiricilerin ihtiyaçlarına hizmet ediyor. Bu yeni nesil low-code ve no-code platformlar, insanların temel işletim sistemlerinin nüansları veya ölçeklenebilirlik gereksinimleri hakkında endişelenmesine gerek kalmadan uygulamaları hızlı bir şekilde tasarlamasını, oluşturmasını ve başlatmasını nispeten kolaylaştıracak şekilde tasarlanmıştır.

    Hizmet olarak genişletilmiş bulut tabanlı platform ortamları ve low-code ve no-code platformlar temel alınarak inşa edilen platformlar, iş sorunlarını geleneksel yazılım geliştirme ile gerçekleştirilebileceğinden daha hızlı ve eksiksiz bir şekilde çözmek için genellikle görsel programlama arabirimleri kullanır. Bu süreçte, profesyonel geliştiricilerin üretkenliği, işletmelerini etkileyen daha stratejik altyapı endişeleri hakkında endişelenmeye zaman ayıracakları için artacaktır.

    KPMG tarafından yapılan bir ankete göre, geçtiğimiz yıl içinde meydana gelen kuruluşların yaygın şekilde dağılması, low-code ve no-code hareketi hızlandırdı. COVID-19 krizinin başlangıcından bu yana, low-code veya no-code geliştirme platformlarını en önemli otomasyon yatırımları olarak adlandıran yöneticilerin sayısı %10’dan %26’ya, neredeyse üç katına çıktı. Ayrıca KPMG, düşük kodlu ve kodsuz bir geliştirme platformu uygulayan kuruluşların %100’ünün bu girişimler aracılığıyla yatırım getirisi elde ettiğini tespit etti.

    Gartner, önümüzdeki iki yıl içinde orta ve büyük ölçekli işletmelerin yarısından fazlasının düşük kodlu uygulama platformlarını benimseyeceğini tahmin ediyor. Unisphere Research/Information Today, Inc. tarafından yapılan 324 kuruluştan oluşan bir ankette, en az %76’sının zaten geleneksel BT departmanları veya hizmet sağlayıcıları dışında geliştirilen uygulamaların en az bir kısmına sahip olduğu ortaya konmuştur. Gerekli başvurulara birkaç hafta içinde çözüm üretiyorlar ve yalnızca %17’si üç ayı aşan geri dönüş sürelerini bildiriyor. Anket, BT dışı geliştiricilerin çeşitli geçmişlerden geldiğini, ancak çoğunlukla, uygulamaları oluşturan iş kolu departmanlarında yerleşik olarak bulunan ileri düzey kullanıcılar ve geliştiriciler olduğunu buldu. Ankete göre, düşük kodlu (low-code) ve kodsuz (no-code) geliştirmeyle ilgili zorluklar arasında veri güvenliği ve uygun programlama tekniklerini öğrenmede sorun yaşanması ve verilerin işlenmesi de yer alıyor.

    Low-code ve no code, genellikle birbirinin yerine kullanılır, ancak iki kategori arasında bir miktar fark vardır. Low-code çözümleri, genellikle bazı geliştirme deneyimi olan kullanıcıları veya uygulamaları hızlı bir şekilde oluşturmaya ihtiyaç duyan geliştiricileri hedef alır, görsel geliştirme ortamları ve arka uç sistemlere, veritabanlarına, web hizmetlerine veya Api’lara otomatik bağlantılar kullanır. No-code çözümler bu soyutlamayı bir adım öteye taşıyarak hiç kodlama gerektirmeyen görsel sürükle – bırak arayüzleri sunar.

    Düşük ve kodsuz yaklaşımlar, uygulamaları hızlı bir şekilde piyasaya sunması gereken yeni başlayanlar için idealdir, ancak daha büyük, kurulmuş işletmeler için de uygundur. Geliştirici savunucusu Mike Williams bu konuda “No-code, fikrinizi almanıza izin verir ve kaynaklarınızda minimum zaman kullanarak, canlı bir ürünü çok hızlı bir şekilde başlatmanızı sağlar” diyor. “Bu, dahili olarak tasarımcılar ve geliştiricilerden oluşan bir ekip oluşturmaya veya bir ajansa dış kaynak sağlayarak fikrinizi canlı bir ürüne taşımayı çok maliyetli hale getirme işine daha az maliyetli bir alternatif sunar. No-code kullanmak, bunun önüne geçmenizi sağlayarak minimum zaman ve kaynak kullanmanıza olanak tanır.”

    Capgemini, low code ve no code’u en iyi kurumsal teknoloji trendi olarak tanımlar. Capgemini raporundaki bir tasarımcı olan Desiree Fraser, klasik, kod yoğun yazılım geliştirme ve teslimat için “el işçiliğine, karmaşık programlama dillerine ve dolu aylara dayalı çalışmak sizi ancak bir yere kadar götürür” diyor. Günümüzün low-code ve no-code platformları sayesinde, “artık büyük kodlama çabaları olmadan uygulama oluşturmak her zamankinden daha kolay. İşin sırrı, API kataloglarından, önceden oluşturulmuş şablonlardan ve otomasyondan en büyük ölçüde yararlanan yapay zeka özellikli güçlü araçlardır.”

    Ferhat Verdi – Newtech

    Fidye Yazılımı Saldırılarından Korunmanın Yolları

    fidye-yazilimiFidye yazılımı (ransomware), kötü niyetli yazılım türlerinden biridir ve bir bilgisayar sistemini enfekte ederek verileri şifreler ya da erişimi engeller. Saldırganlar, bu durumu düzeltmek ve verilerin yeniden erişilebilir olmasını sağlamak için mağdurdan fidye talep ederler. Genellikle kripto para birimleri (Bitcoin gibi) kullanılarak ödenen fidyeler, takip edilmesi zor olduğu için saldırganlar tarafından tercih edilir. Temel özelliklerini şöyle sıralamak mümkün.

    Veri Şifreleme: Fidye yazılımları, sistemdeki verileri güçlü şifreleme algoritmaları kullanarak şifreler. Bu, mağdurun verilere erişimini engeller.
    Fidye Notu: Mağdura, verilerini geri almak için nasıl fidye ödemesi gerektiğini anlatan bir not bırakılır. Bu not genellikle masaüstü arka planında, açılır pencerelerde veya şifrelenmiş dosyaların içine yerleştirilir.
    Zaman Baskısı: Saldırganlar, fidyenin belirli bir süre içinde ödenmesi gerektiğini belirterek mağduru baskı altına alırlar. Süre dolduktan sonra fidyenin artacağı veya verilerin tamamen silineceği tehdidinde bulunurlar.
    Yayılma Yetenekleri: Bazı fidye yazılımları, ağdaki diğer bilgisayarlara yayılma yeteneğine sahiptir. Bu, özellikle kurumsal ağlarda büyük sorunlara yol açabilir.
    Çift Tehdit: Modern fidye yazılımları, verileri şifrelemenin yanı sıra çalarak başka bir tehdit unsuru oluşturur. Mağdurların, verilerinin internette ifşa edilmemesi için de fidye ödemesi istenebilir.

    Bu tür saldırılar, hem bireyler hem de kurumlar için büyük tehdit oluşturur. Fidye yazılımlarından korunmak için alınabilecek bazı önlemler şunlardır:

    1. Düzenli Yedekleme (Backup)

    Yedekleme Planı: Verilerinizi düzenli olarak yedekleyin. Yedekler, fidye yazılımı saldırısı durumunda verilerinizi geri getirebilmenizi sağlar.
    Yedekleme Konumu: Yedeklerinizi, ana sistemden bağımsız ve çevrimdışı bir konumda saklayın. Bulut yedekleme hizmetleri de kullanılabilir, ancak bulut yedeklerin de saldırıya karşı güvenliği sağlanmalıdır.
    2. E-posta ve İnternet Kullanımında Dikkat
    Şüpheli E-postalar: Bilinmeyen kaynaklardan gelen e-postaları açarken dikkatli olun. E-posta eklerini veya bağlantılarını tıklamadan önce doğruluğunu kontrol edin.
    Güvenli Web Tarama: İnternette gezerken güvenilir ve bilinen web sitelerini ziyaret edin. Şüpheli bağlantılara tıklamaktan kaçının.
    3. Güvenlik Yazılımları Kullanımı
    Antivirüs ve Antimalware: Güçlü bir antivirüs ve antimalware yazılımı kullanarak sisteminizi sürekli tarayın ve koruyun.
    Güncelleme ve Yamalar: İşletim sisteminizi, uygulamalarınızı ve güvenlik yazılımlarınızı düzenli olarak güncelleyerek bilinen güvenlik açıklarını kapatın.
    4. Kullanıcı Eğitimi ve Farkındalık
    Eğitim Programları: Çalışanlarınızı ve aile bireylerinizi fidye yazılımları ve diğer siber tehditler konusunda eğitin. Güvenli internet kullanımı ve şüpheli aktiviteleri tanıma konularında bilgi verin.
    Farkındalık Kampanyaları: Düzenli farkındalık kampanyaları ile fidye yazılımları hakkında bilgi tazeleyin ve güvenlik bilincini artırın.
    5. Ağ Güvenliği
    Güvenlik Duvarları: Ağınıza giriş ve çıkışları denetleyen güvenlik duvarları kullanarak izinsiz erişimleri engelleyin.
    VPN Kullanımı: Özellikle halka açık Wi-Fi ağlarına bağlanırken VPN (Sanal Özel Ağ) kullanarak verilerinizi şifreleyin ve güvenliğinizi artırın.
    6. Güçlü Parola ve Kimlik Doğrulama
    Parola Yönetimi: Güçlü ve karmaşık parolalar kullanın. Aynı parolayı birden fazla hesapta kullanmaktan kaçının.
    İki Faktörlü Kimlik Doğrulama (2FA): Mümkün olan her yerde iki faktörlü kimlik doğrulama kullanarak hesaplarınızın güvenliğini artırın.
    7. Erişim Kontrolleri
    Yetkilendirme: Kullanıcıların sadece ihtiyaç duydukları verilere ve sistemlere erişim hakkı olmasını sağlayın. Fazla yetkilendirmeden kaçının.
    İzleme ve Loglama: Sistem aktivitelerini izleyin ve loglama yaparak şüpheli aktiviteleri tespit edin.
    8. Acil Durum Planları
    İyileşme Planları: Bir fidye yazılımı saldırısı durumunda devreye girecek acil durum planlarınızı hazırlayın ve bu planları düzenli olarak test edin.
    İletişim Planları: Saldırı durumunda kiminle iletişime geçileceğini ve hangi adımların atılacağını belirleyen net bir iletişim planı oluşturun.

    Fidye yazılımlarından korunmak, birçok katmanlı güvenlik önleminin birlikte uygulanmasını gerektirir. Yukarıda belirtilen adımları takip ederek, hem bireyler hem de kurumlar fidye yazılımlarına karşı daha hazırlıklı ve dirençli hale gelebilirler. Unutulmamalıdır ki, güvenlik sürekli bir süreçtir ve düzenli olarak gözden geçirilip güncellenmelidir.

    Nilüfer Spotify’ın global EQUAL elçisi oldu

    Türk Pop’unun efsane ismi Nilüfer, kadın sanatçıların seslerini daha da öne çıkararak onların görünürlüklerini tüm dünyada artırmayı hedefleyen global bir program olan Spotify EQUAL’ın Mayıs ayı global elçisi oldu.

    “Kara Gözünün Hasretinden” parçasıyla EQUAL programının global elçisi seçilen Nilüfer, kadın sanatçıların müziklerini dünyanın dört bir yanından dinleyiciye ulaştıran EQUAL Global’in yanı sıra EQUAL Türkiye’nin hem kapaklarında hem çalma listelerindeki yerini aldı. Böylece bugüne kadar ilk kez bir Türk sanatçı, Türkçe bir şarkısıyla Spotify EQUAL global elçisi olmuş oldu.

    Müzik sektöründe tüm dünyada eşitliği güçlendirmeyi hedefleyen Spotify’ın global müzik programı EQUAL, müzik endüstrisinde, kadınlar için eşitliği teşvik ederek, onların seslerini daha çok duyurabilmelerini, daha çok kişinin onlardan ilham alabilmesini ve kadınlar için daha fazla fırsat yaratabilmeyi amaçlıyor. Tüm yıl boyunca kadınların seslerini yükseltmeye kararlı olan Spotify’ın global EQUAL programı, bu defa Türkiye’den güçlü bir kadın sanatçıyı Türkçe bir şarkıyla ağırlıyor. Türk Pop müziğinin duayen ismi Nilüfer ve şarkısı Kara Gözünün Hasretinden, hem EQUAL global çalma listesinin hem de EQUAL Türkiye çalma listesinin kapağında yerini aldı.

    1970’lerin başından itibaren Türk Pop müziğinin önde gelen sanatçılarından olan Nilüfer, kısa bir süre önce Mabel Matiz’in yazdığı Kara Gözünün Hasretinden şarkısıyla sevenleriyle yeniden buluşmuştu. Nilüfer, Mayıs ayı içinde ise New York Times Meydanı’ndaki ünlü Spotify billboard’undaki ve FC Barcelona maçı esnasında LED’lerdeki yerini alacak.

    Apple, ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladı

    Servis gelirleri tüm zamanların rekorunu kırdı. Mart ayında hisse başına gelirlerde çeyrek rekoru kırıldı.

    Apple, 30 Mart 2024 tarihinde sona eren 2024 mali yılı ikinci çeyreğine ait finansal sonuçları açıkladı. Şirket bu çeyrekte, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4 azalışla 90,8 milyar ABD doları gelir kaydettiğini ve üç aylık seyreltilmiş hisse başına gelirinin ise 1,53 ABD doları seviyesinde olduğunu duyurdu.

    “Appla, Mart ayını kapsayan çeyrek için 90,8 milyar ABD doları gelir elde ettiğini ve Servis gelirlerinde tüm zamanların rekorunu kırdığını açıklıyor.” diyen Apple CEO’su Tim Cook sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çeyrekte Apple Vision Pro’yu kullanıma sunmaktan ve tüm dünyaya uzamsal bilişimin açığa çıkarabileceği potansiyeli göstermek bizim için heyecan vericiydi. Ayrıca, gelecek hafta yapacağımız dikkat çekici ürün duyurusunu ve gelecek ayki Dünya Geliştiriciler Konferansı’nı sabırsızlıkla bekliyoruz. Her zamanki gibi, müşterilerimize en iyi ürünleri ve servisleri sunmaya odaklanıyoruz ve bunu yaparken bize yol gösteren temel değerleri de yaşatmaya devam ediyoruz.”

    “Yüksek düzeyde müşteri memnuniyeti ve sadakati sayesinde kurulu aktif aygıt tabanımız tüm ürünlerde ve tüm coğrafi segmentler için bugüne kadarki en yüksek düzeye ulaştı ve iş performansımız sayesinde Mart ayını kapsayan çeyrekte yeni bir hisse başına gelir rekoru kırdık.” diyen Apple CFO’su Luca Maestri sözlerine şöyle devam etti: “Apple’ın geleceğine ve hisselerimizin değerine duyduğumuz güven sayesinde Yönetim Kurulumuz yeniden hisse satın almak için ekstra 110 milyar ABD doları kaynağa onay verdi. Ayrıca on iki yıl üst üste üç aylık kâr payımızı yükseltmeyi başardık.”

    Apple’ın yönetim kurulu, yüzde 4 artışla şirketin adi hisse senedi başına 0,25 ABD doları nakit kâr payı sağlandığını açıkladı. 13 Mayıs 2024 tarihinde iş günü kapanışında kayda girecek kâr payı, hissedarlara 16 Mayıs 2024 tarihinde ödenecek. Yönetim kurulu ayrıca şirketin adi hisselerinden 110 milyar ABD doları tutarında bir kısmı yeniden satın almak için ekstra bir programa onay verdi.

    Roborock, artık resmen Türkiye’de!

    Günlük yaşamı kolaylaştırmak için tasarlanmış akıllı temizlik robotları pazarında dünyanın öncü markası Roborock, resmi Türkiye lansmanını gerçekleştirdi. Roborock, Türkiye lansman etkinliğinde, piyasaya sunduğu yeni amiral gemisi S8 MaxV Ultra’nın yanı sıra 3 farklı modelini daha tanıttı.

    Euromonitor verilerine göre ciro bazında dünyanın birinci akıllı robot süpürge markası[1] olan Roborock, en son teknolojiyi kullanıcı odaklı tasarımla harmanlayan yeni üst düzey ürünlerini Türkiye pazarına tanıttı. İstanbul, Divan Kuruçeşme’de gerçekleştirilen lansman etkinliğinde katılımcılar, en gelişmiş akıllı süpürge ve paspas özellikleriyle gelen S8 MaxV Ultra’nın yanı sıra Qrevo MaxV ve dikey süpürge modelleri Flexi Pro ve Flexi Lite’ın birbirinden işlevsel özelliklerini deneyimleme fırsatı buldu.

    RoborockRobot ve dikey süpürge modelleriyle tüketiciler için farklı segmentlerde ürün çeşitliliği sunmaya odaklanan Roborock’un global hikayesi ve Türkiye’deki çalışmaları hakkında Roborock APAC Pazarlama Direktörü Dan Cham: “Müşteri tercihleri, akıllı evlerine kolayca entegre olabilen, yetenekli ve zeki ürünlere doğru kayıyor. Roborock’taki misyonumuz, teknoloji aracılığıyla günlük görevleri daha basit ve daha keyifli hale getirecek akıllı temizlik robotlarını kullanıcılarla buluşturmak. Türkiye pazarına sunduğumuz ürünlerimiz de akıllı teknolojiyi güçlü temizlikle birleştirerek elektrikli süpürgenin ötesine çıkarak adeta evinizin akıllı temizlik asistanına dönüşüyor.” dedi.

    Roborock Türkiye Satış Müdürü Sara Abdulhamit ise merakla beklenen modeller hakkında: “Türkiye’de Roborock’a olan ilgi için oldukça minnettarız. Yaptığımız çeşitli çalışmalar doğrultusunda Türkiye pazarındaki ürün çeşitliliğimizi artırarak buradaki varlığımızı daha da genişletiyoruz. Roborock S8 MaxV Ultra, Qrevo MaxV, Flexi Pro ve Flexi Lite modelleriyle kullanıcılara farklı segmentlerde akıllı temizlik robotları sunuyoruz.” açıklamasını yaptı.

    Roborock

    Limitlerin Ötesinde Temizlik: Roborock S8 MaxV Ultra

    Şirketin amiral gemisi modeli S8 MaxV Ultra, sunduğu temizlik çözümlerini kullanıcı dostu özelliklerle birleştiriyor. Akıllı cihaz, 10.000 Pa HyperForce olağanüstü emiş gücü, FlexiArm Design yan fırçası ve ekstra kenar paspaslama sistemiyle ulaşılması zorlu alanlarda bile dip köşe temizlik yapabiliyor.

    Gelişmiş RockDock® Ultra, Reactive AI 2.0 Engel Tanıma sistemi ile beraber üst düzey kullanıcı rahatlığı amaçlıyor. Robot süpürge, sadece engelleri değil evcil hayvanları da tespit edebiliyor. Evde olmayan robot süpürge sahipleri, evcil hayvanının durumunu merak ettiğinde S8 MaxV Ultra’yı kullanarak kolaylıkla hayvanlarını takip edebilecekler. S8 MaxV Ultra, sunduğu çözümlerle kapsamlı ve sorunsuz bir temizlik deneyimi sağlıyor.

    Yakın ve Derinlemesine Temizlik: Roborock Qrevo MaxV

    Roborock Qrevo MaxV, segmentinde fark yaratacak özellikleriyle rakiplerinden kolaylıkla ayrılıyor. 7.000 Pa’lık HyperForce emiş gücü, kendi kendini temizleyebilen yapısı ve kullanım kolaylığıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Mobilyaların altlarında ya da ulaşılması zor köşelerde, FlexiArm Design yan fırçası ve ekstra kenar paspaslama sistemini bir araya getirerek tüm tozları ve kirleri ortadan kaldırıyor.

    Bunların yanı sıra paspas yıkama özelliğinde 60°C sıcak su kullanarak inatçı leke ve kirleri etkili bir şekilde temizlemeyi hedefleyen Roborock Qrevo MaxV, paspasların durumu analiz ederek gerekli temizlik işlemlerini yapıyor. Lekelerin ve kirlerin gitmemesi halinde yeniden paspaslama özelliğini devreye sokarak alan temizlenene dek hem silme hem de süpürme işlemini sürdürüyor. Ek olarak Reactive AI Engel Tanıma teknolojisi ile donatılmış olan robot süpürge, evdeki nesneleri hızlıca algılayıp onlardan kaçınarak temizlik yapabiliyor.

    Roborock

    Esnek Temizlik Deneyimi: Roborock Flexi Pro/Lite

    Roborock’un dikey akıllı süpürge modelleri Flexi Pro/Lite, zemindeki ıslak ya da kuru kirlerin ve lekelerin temizlenmesine yardımcı oluyor. Roborock Flexi serisi dikey elektrikli süpürgeler, 17.000 Pa’ya kadar yüksek emiş gücü sunarken RevoBrush 2.0 sayesinde de temiz suyla beraber kirleri ortadan kaldırıyor.

    FlatReach teknolojisi ile donatılmış dikey süpürgeler, kanepe veya yatak gibi mobilyaların altında gizli kalan kirlere kolayca ulaşmayı sağlıyor. Süpürgelerin fırçaları temizlik sonrasında bakterileri yok etmek için 60°C’ye kadar sıcaklıkta yıkanıp 55°C hava ile kurutularak bir sonraki temizlik için hazırda bekliyor.

    Bunlara ek olarak DirTect akıllı sensör teknolojisi, yıkama işlemi sonrasında rulo fırçanın hala kirli olduğunu tespit ederse fırçanın temizliğini tekrarlayarak kapsamlı bir temizlik deneyimi sunuyor. Flexi Pro, tam şarjla 50 dakikalık kullanım imkanı sunarken Flexi Lite ise 40 dakika kesintisiz kullanılabiliyor.

    [1] Veriler, Euromonitor International (Shanghai) Co., Ltd şirketinden alınmıştır. Hesaplama için 2023 yılının ilk üç çeyreğinde dünya genelinde robot süpürge satış cirosu (yüz milyon RMB cinsinden) kullanılmıştır. Roborock, sektörün birinci sırasında yer almaktadır. Robot süpürge, sensörler yardımıyla otomatik olarak odadan odaya dolaşarak zemini temizleyen elektrikli süpürgeleri temsil eder. Araştırma, Şubat 2024’te tamamlanmıştır. 

    Siz de bir Roborock satın almak istiyorsanız MediaMarkt’ta bulabilirsiniz.

    OPPO, yeni yerel stratejisini duyurdu: “Türkiye için, Türkiye’de”

    2023 yılında dünyanın dördüncü büyük akıllı telefon markası olan OPPO, Mayıs ayında duyuracağı yeni modeli ile Türkiye’deki faaliyetlerini hızlandırıyor.

    Geçtiğimiz aylarda Türkiye’deki üretim, satış ve servis hizmetleri için Mıstaçoğlu Holding’e bağlı AGM A.Ş. ile stratejik iş ortaklığı anlaşması imzalayan OPPO, ülkemizdeki faaliyetlerini yeniden hızlandırıyor. İş birliği ile OPPO, yeni “Türkiye için, Türkiye’de” stratejisi ile Türkiye pazarında büyümeye kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor. Yeni strateji ile şirket uzmanlığını, kaynaklarını ve yeteneklerini ülkemize olumlu bir katkıda bulunmak amacıyla kullanmayı amaçlıyor.

    Pazar araştırma kuruluşlarına göre 2023 yılında 100 milyonun üzerinde sevkiyatla dünyanın dördüncü büyük akıllı telefon markası olan OPPO, Türkiye’deki faaliyetlerine 2019 yılında başladı. Şirket o tarihten bu yana ürün, teknolojileri ve servis desteği ile Türkiye’deki tüketicilere hizmetlerini kesintisiz sürdürüyor. Üstün kalitesi ve rekabetçi modelleriyle kısa sürede Türkiye’nin lider markası haline gelen marka, Acun Ilıcalı ve Sıla iş birlikleri ve UEFA Şampiyonlar Ligi ortaklığı ile yerel kullanıcılarla güçlü bir etkileşim kurdu. Geçtiğimiz yıl UEFA Şampiyonlar Ligi Finali öncesinde efsanevi futbolcu Kaka OPPO marka elçisi olarak İstanbul’da heyecan verici anları akıllı telefonlarıyla kaydetmek için sabırsızlanan taraftarlarla bir araya geldi.

    OPPO Orta Doğu ve Afrika Başkanı Chi Zhou, “OPPO olarak önümüzdeki üç yıl içinde Türkiye akıllı telefon pazarında ilk 3 markadan biri ve Türkiye’de tüketicilerin en güvendiği marka olmak için planlama ve çalışmalarımızı yeniden hızlandırıyoruz. Yeni ‘Türkiye İçin, Türkiye’de’ stratejimiz doğrultusunda uzmanlığımız, kaynaklarımız ve yeteneklerimiz ile Türkiye pazarında hızlı büyümemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

    OPPO – AGM stratejik iş birliği kapsamında yetkili fabrika, 2024 yılının ikinci çeyreğinden itibaren OPPO’nun teknik desteği ve endüstri standartlarının üzerindeki titiz kalite mühendisliği ile üretime başlayacak. OPPO’nun AGM’nin üretim tesisinde üretilen yeni modeli, Mayıs ayında Türkiye’de pazara sunulacak.

    vivo cep telefonlarıyla portre fotoğrafları coşuyor

    vivo, yedi yıldır yaptığı geliştirmeler ile Star Işığı Portresi özelliğini günümüzdeki seviyeye taşırken, mükemmel portre fotoğrafçılığı için püf noktaları paylaştı.

    Portre çekimleri için en iyi akıllı telefonu geliştirmek amacıyla uzun yıllardır çalışmalar yapan vivo, yedi yıl önce ilk kez tanıttığı Star Işığı özelliği ile birlikte portre fotoğrafçılığında uzmanlaşmaya odaklandı. Işığın kontrolünün doğru bir şekilde yapılmasının en önemli noktalardan olduğu portre fotoğrafçılığında vivo, normal bir flaşa göre 19 kat daha geniş alana 50 kat daha yumuşak ışık yayan teknolojisini geliştirdi. Star Işığı, nesne ve ortam arasındaki aydınlatmayı yumuşak ve doğal bir şekilde dengeliyo. Ortama uygun parlaklık seviyesi için Star Işığını otomatik olarak ayarlıyor. Fotoğraflarda gerçeğe en yakın renkler sunan geliştirilmiş kamera ile stüdyo kalitesinde portreler çekmenize olanak sağlıyor.

    vivo portre fotoğrafçılığı

    vivo, portre çekimlerinde ışığın öneminin yanında kullanıcıların dikkat etmeleri gereken püf noktalarını şu şekilde sıralıyor:

    • Arka planı kullanın: Arka plan, ana konuyu vurgulamak veya dikkati dağıtmak için kullanılabilir. Basit ve düz bir arka plan ile portre fotoğrafın ana karakterini ön plana çıkarabilirsiniz. Karmaşık bir arka planı önlemek için konuyu odaklamak önemlidir.

    • Farklı açılardan çekimler yapın: Yüksekten veya alçaktan çekimler, sıra dışı ve etkileyici sonuçlar verebilir. Ayrıca, portreyi çekerken poz veren kişinin göz hizasında olmasına dikkat edin. Kadrajı dengeli ve ilgi çekici hale getirmek için üçte bir kuralı gibi kompozisyon tekniklerini uygulayın.

    • Odak noktasını belirleyin: Cep telefonunuzun odaklama özelliğini kullanarak yüze netleme yapın ve odak noktasını belirleyin. Gözler genellikle portrelerin en önemli unsurlarıdır, bu nedenle odak noktasını genellikle gözler üzerinde tutmak etkili bir seçenektir. Yeni vivo V30’un 50MP Otomatik Odaklamalı Geniş Açılı Kamerası sayesinde odak konusunda endişelenmenize gerek kalmıyor ve aynı fotoğraf karesinde 30 kişiye kadar yüksek kaliteli grup portreleri de çekmenize olanak tanıyor.

    • Göz teması kurun: Portre fotoğraflarında gözlerin ana odak noktası olduğunu söylemiştik. Gözlerin net, parlak ve canlı görünmesini sağlamak için odaklama kullanın. Göz teması, fotoğrafı çeken ile pozu veren arasında iletişimi güçlendirir ve daha etkileyici bir çekim imkânı verir.

    • Doğal ve rahat pozlar tercih edin: Gerçek bir ifade elde etmek için komik veya yapay pozlardan kaçının. Konforlu ve doğal bir ortam, daha samimi ve etkileyici portrelerin ortaya çıkmasına yardımcı olur.

    • Çekim alanının temizliğine özen gösterin: Portre çekerken çekim alanının temiz ve düzenli olmasına özen gösterin. Anlamsız veya dağınık nesneler, fotoğrafı karmaşık hale getirebilir ve dikkati dağıtabilir.

    • Dinamik çekimler deneyin: Kişinin hareket etmesine veya doğal bir aktiviteyle meşgul olmasına izin vererek daha canlı ve ilgi çekici kareler elde edebilirsiniz. Özellikle çocuklar veya evcil hayvanlarla çalışırken bu teknik oldukça etkili olabilir.

    vivo portre fotoğrafçılığı

    Stüdyo fotoğrafçılığı profesyonel fotoğrafçılar tarafından yapılan bir fotoğrafçılık türüdür ve çekimlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılan birçok temel stüdyo ekipmanları bulunmaktadır. Stüdyo fotoğrafçılığında en önemli şey ışığın kontrolünü doğru şekilde yapabilmektir, dolayısıyla aydınlatmanın ve ışık kullanımının çok önemli olduğu bir fotoğrafçılık türüdür. Aydınlatmayı bu kadar önemli yapan şey fotoğrafta elde edilmek istenen etkiyi ortaya çıkarabilmek için ışık kullanımıdır. Kelvinmetre, pozometre, sürekli aydınlatma, flaş aydınlatma gibi birçok ekipmanın kullanılması gerekir. Vivo, yeni V30 5G ile stüdyo düzeyindeki ışık ve gölge efektleri, görüntü netliği ve atmosferik işlemeyi yeniden oluşturmaya çalışarak, portre fotoğraflarını her zaman, her ışık koşulunda stüdyo kalitesinde olmasına olanak sağlıyor.

    Yeni vivo V30’u buradan satın alabilirsiniz.

    LG Showcase MEA 2024, LG Electronics’in Son Yeniliklerini Deneyimleme Fırsatı Sunuyor

    Abu Dhabi’de düzenlenen LG etkinliğinde yılın en önemli ürünleri sergileniyor.

    LG Showcase MEA 2024, LG’nin sunduğu en yeni ürünleri bizzat deneyimlemek üzere konuklarını ve iş ortaklarını ağırlıyor. Abu Dabi’de düzenlenen ve 2 gün boyunca devam edecek etkinliğe, LG Electronics’in bölgede uygulamaya koyacağı tüm yeniliklerine tanıklık etmek üzere 500’den fazla davetli katılım gösterdi. Geçtiğimiz yıl başarılı bir etkinliğin ardından, bu yıl yeniden düzenlenen LG Showcase, LG Electronics’in benzersiz müşteri odaklı yeniliklerini deneyimlemek için önemli bir platform oluşturuyor. Markanın müşterilerine ve onların gereksinimlerine olan bağlılığını ve tutkusunu ifade eden “Birlikte Yeniden Keşfetme” teması etrafında kurgulanan etkinlik aynı zamanda şirketin, tüketicilerin deneyimini geliştiren yenilikçi ürünleri pazara sunma vizyonunu bir kez daha ortaya koyuyor.

    Etkinlikle ilgili bilgi veren LG MEA Bölgesi İcra Kurulu Başkanı Bay Il Hwan Lee, “Geçtiğimiz yıl, ufak bir aranın ardından, LG Showcase MEA etkinliğinde bir araya gelmiş ve büyük bir başarı elde etmiştik. Aynı başarıyı bugünkü etkinlikte de görmenin mutluluğunu yaşıyoruz. En son yeniliklerimizi sergilemek ve misafirlerimize hepsini ilk elden deneyimleme şansı vermek büyük bir mutluluk. Her bir ürüne gösterilen ilgi ve takdiri görmekten mutluluk duyuyoruz ve bu bölgeye genel olarak daha fazlasını getirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu etkinlik sadece ürünlerimizi sergileyen değil, aynı zamanda müşterilerimize olan bağlılığımızı da yineleyen bir platformdur. Bu etkinlik aynı zamanda iş ortaklarımızla ağ oluşturmak ve işimizin bir diğer hayati unsuru olan ilişkileri geliştirmek için bir platform görevi görüyor” şeklinde konuştu.