Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    MobilandroidUygulama Geliştirici Olmak Hayal Değil!

    Uygulama Geliştirici Olmak Hayal Değil!

    Öne çıkan uygulama türleri neler, geliştiriciler hangi alanlara yönelebilir?

    2024 yılı itibarıyla teknolojideki hızlı gelişim devam ediyor… Birçok alanda teknolojik odak noktalarının çeşitlendiğini, geliştiğini görebiliyoruz. Özellikle mobil uygulama noktasında önemli aşamalar kaydedildi. Birçok platformun mobil uygulamaya yönelmesiyle bu odak, kendi başına devasa bir sektör haline dönüştü. İnsanların akıllı telefonları daha çok tercih etmesi de bunun başlıca sebebi oldu.

    Kullanıcılar en basit işlemleri bile artık mobil cihazlar üzerinden çözebiliyor. Bu da geliştiricilerin mobil uygulama üretimine daha fazla yönelmesine neden oluyor. Kullanıcılar, akıllı telefon ile birlikte hayatın kritik öneme sahip ihtiyaçlarını bile karşılarken bunu kullanım oranlarında da görebilmek mümkün. Son verilere göre Türkiye’de mobil kullanım oldukça fazla.

    Mobil uygulamalar akıcı, kolay ve basit yönleriyle kullanıcıların gözdesi. Aynı zamanda internet dostu olan mobil uygulamalar ülkemizde çok seviliyor. İşletme ve geliştiricilerde bunun farkında. Bu yüzden mobil üzerine geliştirme ve iyileştirme her koşulda devam ediyor. Peki öne çıkan uygulama türleri neler, geliştiriciler hangi alanlara yönelebilir?

    Yerel uygulama

    Mobil cihazlar için geliştirilen en basit ve geleneksel yöntemlerden biri. Bu yöntemle birlikte uygulamanın sıfırdan yapılması gerekir. Yerel uygulama belli bir sistem üzerinde çalışır. Eğer bu sistem değişirse yeniden uygulamayı geliştirmek gerekir. Sabit bir işletim sistemi üzerinde yerel uygulama hızlı ve güvenilir çalışır.

    Mobil uygulamalar için yerel geliştirmenin oldukça maliyetli olduğunu söyleyebiliriz. Sadece maliyetli değil aynı zamanda ciddi bir zaman gerekliliği de söz konusu.

    Yukarıda da belirttiğimiz üzere farklı bir işletim sistemi versiyonu olduğunda yeniden (ona uygun yapıda) geliştirmek gerekir. Günümüzde de akıllı cihazları üreten firmalar sürekli yeni sürüm piyasaya sürüyor. Bu yüzden geliştirilen uygulama yeni sistemde çalışmayacaktır.

    Hibrit

    Web ve mobil uygulamayı bir arada sunan teknolojidir. Melez ya da karma şeklinde de adlandırılır. Yani bir internet sitesinin hem web hem de mobil uygulaması olabilir. Bu, esasen en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Özellikle haber sitelerinde mobil cihazlara uyumlu uygulamaları bolca görebilmekteyiz.

    Hibrit uygulama kendi içinde bazı sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Stabil ve mantık olarak iyi çalışsa da karmaşık yapılarda hata ve problem çıkarabilir. Bu da genel itibarıyla para ve zaman kaybı anlamına gelir.

    Geleneksel yerel uygulamalara göre hızlı çalışan hibrit, kapsamlı yapı içinde kendini gösteremeyebilir. Otomasyon ve oyun gibi mobil uygulamalarda sorun çıkarabilir. Daha basit haber sitesi ya da blog gibi uygulamalarda daha iyi çalışacaktır.

    Çapraz uygulama geliştirme

    Çapraz uygulamanın Hibrit geliştirme sistemine benzer yanları bulunmaktadır. Fakat aralarında kritik farklar bulunur. Çapraz uygulama kodlamayı farklı şekilde kullanır. Kodu aynı anda birçok mobil işletim sistemine gönderir. Bu gönderdiği kod birleşik şekilde bir gereç seti olarak kullanmaya odaklanır.

    Titanium, React, Flutter ve Xamarin gibi sistemler çapraz platform içinde yer alır. Kullanılan bu sistemler sayesinde zamandan tasarruf edilir. Ayrıca test amaçlı reel kullanıcılarla prototip de oluşturabilir.

    İleri düzey web

    Mobil uygulamalar içinde PWA olarak da bilinen geliştirme sistemi vardır. Bu sistemde mobil uygulama mantığı web uygulamasına taşınma şeklinde de söylenebilmektedir. Verimli bir PWA, gerekli iyileştirmelere yardımcı olur. Bu iyileşme sayesinde görünüm web ve mobilde neredeyse aynı olmasını sağlar. Eğer ileri düzey web uygulaması doğru şekilde yapılırsa aynı Hibrit şeklini alabilir. Birbirinden ayırt etmek zor olur.

    Platform odaklı uygulama geliştirme

    Mobil cihazlara uygun geliştirme seçeneklerinden biri de ekosistem mantığını kavramaktır. İş istasyonu gibi bir otomasyon bulundurmak üzerine yapılan uygulamadır. Mobil istemci; offline modlu ve bir mobil platform üzerinedir.

    Mobil istemci; masaüstü mantığı ile çalışmayı benimser. Online olarak infobase ile beraber bir etkileşim yaparak bunu kolay hale getirir.

    Offline modlu istemci; depolanan yerel infobase ile beraber hareket eder. Yani internet bağlantısının olmadığı yerde dahi dataların çalışmasını sağlar ve izin verir.

    Mobil Platform; bu uygulama ise tamamen çevrimdışı işletimi kapsamaktadır. Direkt olarak masaüstü uygulamalarla benzer geliştirmeye sahiptir. iOS, Android ya da Windows cihazların içinde çalışmasını kolay hale getirir.

    Mobil web site geliştiricisi

    Son olarak uygulama geliştiricisi için mobil web sitelerini ele alabiliriz. Bunda ise işletim sistemi ve cihazlar otomatik uyum sağlar. Otomatik olarak uyum sağlayan arayüzler meydana gelir. Mobil özellik eklenebilir. Hibrit kadar hızlı olmasa da bazı konularda oldukça pratiktir. Ayrıca ucuz bir uygulama tabanı olarak da tercih edilebilir.

    Geliştirme Platformları için Bir Rehber: Low-Code ve No-Code Nedir?

    Son zamanlarda, “vatandaş geliştiriciler” olarak adlandırılan, çok az geliştirme deneyimine sahip kullanıcıları hedefleyen platform teklifleri etrafında bir etkinlik telaşı yaşandı ve aynı zamanda uygulamaları son derece dar zaman diliminde sunmak için zorlanan profesyonel geliştiricilerin ihtiyaçlarına hizmet ediyor. Bu yeni nesil low-code ve no-code platformlar, insanların temel işletim sistemlerinin nüansları veya ölçeklenebilirlik gereksinimleri hakkında endişelenmesine gerek kalmadan uygulamaları hızlı bir şekilde tasarlamasını, oluşturmasını ve başlatmasını nispeten kolaylaştıracak şekilde tasarlanmıştır.

    Hizmet olarak genişletilmiş bulut tabanlı platform ortamları ve low-code ve no-code platformlar temel alınarak inşa edilen platformlar, iş sorunlarını geleneksel yazılım geliştirme ile gerçekleştirilebileceğinden daha hızlı ve eksiksiz bir şekilde çözmek için genellikle görsel programlama arabirimleri kullanır. Bu süreçte, profesyonel geliştiricilerin üretkenliği, işletmelerini etkileyen daha stratejik altyapı endişeleri hakkında endişelenmeye zaman ayıracakları için artacaktır.

    KPMG tarafından yapılan bir ankete göre, geçtiğimiz yıl içinde meydana gelen kuruluşların yaygın şekilde dağılması, low-code ve no-code hareketi hızlandırdı. COVID-19 krizinin başlangıcından bu yana, low-code veya no-code geliştirme platformlarını en önemli otomasyon yatırımları olarak adlandıran yöneticilerin sayısı %10’dan %26’ya, neredeyse üç katına çıktı. Ayrıca KPMG, düşük kodlu ve kodsuz bir geliştirme platformu uygulayan kuruluşların %100’ünün bu girişimler aracılığıyla yatırım getirisi elde ettiğini tespit etti.

    Gartner, önümüzdeki iki yıl içinde orta ve büyük ölçekli işletmelerin yarısından fazlasının düşük kodlu uygulama platformlarını benimseyeceğini tahmin ediyor. Unisphere Research/Information Today, Inc. tarafından yapılan 324 kuruluştan oluşan bir ankette, en az %76’sının zaten geleneksel BT departmanları veya hizmet sağlayıcıları dışında geliştirilen uygulamaların en az bir kısmına sahip olduğu ortaya konmuştur. Gerekli başvurulara birkaç hafta içinde çözüm üretiyorlar ve yalnızca %17’si üç ayı aşan geri dönüş sürelerini bildiriyor. Anket, BT dışı geliştiricilerin çeşitli geçmişlerden geldiğini, ancak çoğunlukla, uygulamaları oluşturan iş kolu departmanlarında yerleşik olarak bulunan ileri düzey kullanıcılar ve geliştiriciler olduğunu buldu. Ankete göre, düşük kodlu (low-code) ve kodsuz (no-code) geliştirmeyle ilgili zorluklar arasında veri güvenliği ve uygun programlama tekniklerini öğrenmede sorun yaşanması ve verilerin işlenmesi de yer alıyor.

    Low-code ve no code, genellikle birbirinin yerine kullanılır, ancak iki kategori arasında bir miktar fark vardır. Low-code çözümleri, genellikle bazı geliştirme deneyimi olan kullanıcıları veya uygulamaları hızlı bir şekilde oluşturmaya ihtiyaç duyan geliştiricileri hedef alır, görsel geliştirme ortamları ve arka uç sistemlere, veritabanlarına, web hizmetlerine veya Api’lara otomatik bağlantılar kullanır. No-code çözümler bu soyutlamayı bir adım öteye taşıyarak hiç kodlama gerektirmeyen görsel sürükle – bırak arayüzleri sunar.

    Düşük ve kodsuz yaklaşımlar, uygulamaları hızlı bir şekilde piyasaya sunması gereken yeni başlayanlar için idealdir, ancak daha büyük, kurulmuş işletmeler için de uygundur. Geliştirici savunucusu Mike Williams bu konuda “No-code, fikrinizi almanıza izin verir ve kaynaklarınızda minimum zaman kullanarak, canlı bir ürünü çok hızlı bir şekilde başlatmanızı sağlar” diyor. “Bu, dahili olarak tasarımcılar ve geliştiricilerden oluşan bir ekip oluşturmaya veya bir ajansa dış kaynak sağlayarak fikrinizi canlı bir ürüne taşımayı çok maliyetli hale getirme işine daha az maliyetli bir alternatif sunar. No-code kullanmak, bunun önüne geçmenizi sağlayarak minimum zaman ve kaynak kullanmanıza olanak tanır.”

    Capgemini, low code ve no code’u en iyi kurumsal teknoloji trendi olarak tanımlar. Capgemini raporundaki bir tasarımcı olan Desiree Fraser, klasik, kod yoğun yazılım geliştirme ve teslimat için “el işçiliğine, karmaşık programlama dillerine ve dolu aylara dayalı çalışmak sizi ancak bir yere kadar götürür” diyor. Günümüzün low-code ve no-code platformları sayesinde, “artık büyük kodlama çabaları olmadan uygulama oluşturmak her zamankinden daha kolay. İşin sırrı, API kataloglarından, önceden oluşturulmuş şablonlardan ve otomasyondan en büyük ölçüde yararlanan yapay zeka özellikli güçlü araçlardır.”

    Ferhat Verdi – Newtech

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN