Türk Telekom Yönetim Kurulu, 26 Eylül 2016 tarihi itibariyle geçerli olmak üzere sektörün yakından tanıdığı Paul Doany’i CEO – Genel Müdür olarak atadı. İşte detaylar…
Türkiye’nin önde gelen iletişim ve eğlence teknolojileri şirketlerinden Türk Telekom’un yeni CEO’su, Yönetim Kurulu kararıyla Paul Doany oldu. Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Hariri konuyla ilgili olarak, Dr. Doany’ye yeni görevinde başarılar diledi ve ‘Rami Aslan’a bir kez daha teşekkür ederek bundan sonraki çalışmaları için en iyi dileklerimi sunarım.’ ifadelerinde bulundu.
Dr. Paul Doany kimdir?
Dr. Paul Doany son 5 yılda Bilişim ve İletişim Teknolojileri Girişim Sermayesi alanında yoğunlaşarak BT/internet şirketleri ve yenilenebilir enerji alanında başlangıç aşamasındaki yatırımları yönetti.
Doany daha önceki 12 yıl boyunca Saudi Oger Grubu’nda çalıştı, Oger Telekom kurucu CEO’su ve Türk Telekom CEO’su olarak 5 yıl hizmet verdi. Saudi Oger Grubu’ndaki görev süresi boyunca, Türk Telekom’un yüzde 55’lik payının özelleştirme yoluyla satın alınmasını, Borsa İstanbul’a halka arzını aynı zamanda BT şirketleri ve uluslararası toptan satış operasyonlarının (Pantel, yeni adıyla Türk Telekom International) satın alınmasını yönetti. Aynı zamanda Güney Afrika’da Cell C’nin lansmanına kadar satın alma ve başlangıç operasyonlarını yönetti.
Bunun öncesinde 14 yıl boyunca telekomünikasyon danışmanlığı sektöründe hizmet verdi. Dar Consultants’da (Londra) Genel Müdürlük görevini yürüttü, aynı zamanda çeşitli disiplinlerde 3.000’den fazla çalışanı olan Dar Al Handasah Consultants (Shair & Partners)’da Genel Müdür/Ortak olarak Telekom bölümünü kurup, ulaşım ve ekonomi alanlarında büyümesini destekledi.
Daha önce 4 yıl boyunca Beyrut Amerikan Üniversitesi, Elektronik/İletişim Bölümünde kıdemli öğretim üyeliği yaptı.
DSLR fotoğraf makinelerinde bulunan shutter mekanizması
Fotoğraf makinelerinde yer alan shutter yani enstantane değeri ürünün ömrü ile ilgili önemli ipuçları sunar. Bu yazıda shutter değerinin nasıl öğrenilebileceğini anlatıyorum.
Her ne kadar teknoloji sayesinde fotoğraf analog bir iş olmaktan dijital bir iş olmaya doğru hızlıca evrilmiş olsa da fotoğraf makinelerinde hala bazı mekanik parçalar bulunuyor. Bunlardan biri de shutter ismiyle bilinen teknik tabirle enstantane olarak da adlandırılan perde. Sensörün hemen önünde yer alan bu mekanik parça fotoğrafçının müdahale edebildiği bir hızla (1/X şeklinde ifade edilir) açılıp kapanarak pozlama yapılmasına yardımcı olur. Haliyle her mekanik parça gibi bir ömrü vardır.
Sayısını bilmek neden önemli
Günümüzde ortalama bir fotoğraf makinesinin shutter ömrü 100 bin kare civarındadır. Orta ya da ileri seviye DSLR cihazlarda bu rakam 200-300 bin hatta 500 bin kareye kadar çıkabilir. Normal bir kullanıcının elbette bu rakamları bir makinenin ömrü boyunca görmesi zordur. Zira 7/24 fotoğraf çekmesi gerekir ki bu da çok mantıklı değildir. Ancak profesyonel ya da ciddi amatör kullanıcılar için durum biraz daha farklıdır. Onlar için 100 bin kare ulaşması zor olmayan bir rakamdır.
İşte bu yüzden kullanılan fotoğraf makinesinin shutter sayısını bilmek önemlidir. Zira bu rakam bir nevi fotoğraf makinesinin kilometresidir. Aynen otomobillerde olduğu gibi kilometresi tek başına bir anlam ifade etmese de genel olarak fikir vereceği için shutter sayısı da benzer bir işleve sahiptir.
Bu değeri öğrenmek sadece kullanılan bir makine için değil aynı zamanda ikinci el bir fotoğraf makinesi satın alırken de fayda sağlar. Az kullanılmış olduğu iddia edilen bir fotoğraf makinesinin kaç kare fotoğraf çektiği bu sayede öğrenilebilir. Bu da önemli bir bilgidir ve satın alma kararını etkiler.
Shutter sayısı nasıl öğrenilir?
Bu fotoğraf makinesinin shutter sayısını öğrenmek için en kolay yollardan biri çevrimiçi internet siteleridir. Bu alanda birçok site bulunuyor ve bunların temel olarak yaptıkları şey aynı: Shutter sayısını öğrenmek istediğiniz fotoğraf makinesi ile yakın zamanda çekilmiş bir fotoğrafı (herhangi bir düzenleme programında işlem görmeden) olduğu gibi bu sitelere yüklüyorsunuz. Bu sitelerin desteklediği fotoğraf makinelerinden biriyle çekilen bir fotoğrafsa Shutter sayısını gösterebiliyor. Ancak bu sitelerin bütün fotoğraf makinelerini kapsamıyor. Bu bakımdan birkaç site deneyerek sonuç alma ihtimalinizi artırabilirsiniz. İnternet üzerinden shutter satıyı öğrenebileceğiniz siteler arasında www.camerashuttercount.com, shuttercounter.com, www.myshuttercount.com, ve www.nikonshuttercount.com yer alıyor.
Bir diğer yöntem ise manuel olarak EXIF verilerini okumaktır. EXIF, fotoğraf çekebilen her cihazın her bir fotoğrafa işlediği birçok bilgiyi içeren verinin genel adıdır. EXIF verileri arasında fotoğraf makinesinin markası, modeli, diyafram ve enstantane değeri, flaş kullanıldıysa patlayıp patlamadığı ve daha birçok bilgi yer alır.
Bu veriler Photoshop benzeri programlar ve işletim sistemlerinde fotoğrafın üzerine sağ tıklayarak Özellikler kısmından okunabiliyor. Bu verilerin detaylarına baktığımızda her bir markanın kendine göre shutter sayısını kayıt ettiğini görebiliriz. Buna göre:
Canon “Shutter Count” ya da “Image Count”
Nikon “Shutter Count” ya da “Image Number”
Pentax “Shutter Count” ya da “Image Number”
Sony “Shutter Count” ya da “Image Count”
Ancak EXIF okumak biraz teknik bilgi ve zaman zaman özel yazılım gerektirdiğinden o kadar kolay bir işlem değildir. Bu bakımdan bu yöntemi tercih edecekseniz öncesinden biraz araştırma ve hazırlık yapmanız gerekiyor.
Bu değeri öğrenmenin son yöntemi ise bazı özel yazılımlar kullanmaktır. Bu yazılımlar genelde belli markalar için işe yarar. Yani bir yazılım Canon marka fotoğraf makinelerinin shutter sayısını verir, bir diğeri ise Nikon marka fotoğraf makinelerinde kullanılabilir. Bu bakımdan elinizdeki fotoğraf makinesine göre bu yazılımları kullanmanız gerekiyor. Bu yazılımlara örnek vermek gerekirse ExifTool ve Opanda IExif sayılabilir. Her iki yazılım da bir parça aşinalık gerektirdiğinden biraz kullandıktan sonra shutter sayısını nasıl görebileceğinizi araştırmanızı öneririm. Yazılım çözümlerinde de aynın internet sitelerinde olduğu gibi shutter sayısı öğrenilmesi istenen fotoğraf makinesi ile yakın zamanda çekilmiş bir fotoğrafın kullanılması gerekiyor. Fotoğrafı yazılımla beraber açtıktan sonra istenen bilgilere küçük bir araştırma ile ulaşabiliyorsunuz.
Fotoğraf makinelerinin önemli bir parçası olan shutter, hızın kontrol edildiği bir parça. Belli bir ömrü olan bu parçanın kaç kez kullanıldığını bilmek makinenin sahibi açısından önemlidir. Yukarıdaki yöntemlerden birini kullanarak siz de fotoğraf makineniniz shutter sayısını öğrenebilirsiniz. Anlatması benden uygulaması sizden
Hafif ve taşınabilir cihazlar olan tabletler, ayrılabilir klavyeli ikisi bir arada modeller ile iş dünyasına da kalıcı bir çözüm sunuyorlar. İşiniz için doğru tableti seçerken sormanız gereken soruları bir araya getirdik.
Sony’nin Flow Machines adındaki yapay zeka teknolojisi ile bestelenen ilk pop şarkıları yayınlandı. Japon teknoloji şirketinin köklü müzik bağlarından ilham alan dev bir veritabanından yola çıkılan besteler, ‘stil transferi, geliştirme ve etkileşim’ teknikleri çerçevesinde oluştu…
Flow Machines bestesi ilk şarkı Daddy’s Car. Son derece naif ve sofistike notalarla bezenmiş pop şarkısında bazı izleri duyabilmek de mümkün. The Beatles’tan esinlendiği kaydedilen parça, bir miktar ‘insan yardımıyla’ ortaya çıkarılmış.
Söz konusu beste, müzisyen Benoît Carré’in yardımı ve Sony FlowComposer adındaki sistemle beraber geliştirilen işbirliği neticesinde sonuçlanmış. Özetle öncesinde bir dizi ‘insan etkisi’ var.FlowComposer sisteminde 13 binden fazla müzik notasının yüklü olduğu belirtiliyor. Dolayısıyla çok daha fazla sayıda beste ile karşılaşılması sürpriz olmayacak gibi.
Diğer beste ise Mr Shadow adında, son derece keyifli ve melodik…
Sony, 2017 yılında yapay zeka tarafından bestelenen şarkılardan oluşmuş ilk albümünün hazırlığı içerisinde ve haberin devamında yer alan videolarda dinleyeceğiniz parçalar da bu alanda gerçekleştirilen tanıtıma işaret ediyor. Bu iki ilginç pop şarkısının ardından albümün merakla beklenmeye başladığını da belirtelim. Yapay zeka yakın gelecekte kendinden daha sık söz ettirecek gibi görünüyor…
Snapchat, ilginç efektlerle sizi değiştirip, bir süre sonra kendiliğinden silinen video yayınları yapabilmenizi sağlayan platform olma özelliğini farklı bir noktayla çeşitlendiriyor. Şirket, gerçekleştirdiği duyuru ile yeni gözlüğü Spectacles’e dair detaylara açıklık getirdi.
Snapchat’te yayınlanacak şekilde video kaydı gerçekleştirmeye yarayan gözlük, son derece stilize bir görünüme de sahip. Yaz dönemindeki yolculuklara renk getirir mi bilinmez ama inovatif olduğuna şüphe yok.
İlk versiyonunda 10 saniyelik kayıtları mümkün kılan Spectacles, videoları gerçek insan gözünün sahip olduğu açıya çok yakın şekilde kaydetmesiyle öne çıkıyor. Belirtilene göre 115 derecelik lensle geliyor. Peki çekilen videolar ne oluyor?
Bluetooth üzerinden görüntülerin Snapchat’teki -Hikayelerim- kısmına aktarıldığı belirtiliyor. Daha sonra bu görüntüler paylaşılabiliyor, bu da konuya dair son adım oluyor.
1 günlük şarj süresi sunduğu kaydedilen Spectacles için fiyat ve çıkış tarihi de belli oldu. Buna göre ABD için 129 dolar fiyat etiketi ile kısa süre içinde satışa sunuluyor.
Enerjik ve popüler bir platform olan Snapchat’in küçük ve gizli bir birimi tarafından geliştirildiği ifade edilen bu ilginç giyilebilir teknoloji ürünü, yine açıklamalara göre uzun süredir üzerinde çalışılan bir projeymiş.
Yazılım odaklı şirketlerin donanıma yönelik adımlarına son dönemde sıklıkla rastlanıyor. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…
Oyun dünyasında FIFA 17, NBA Live 2017, PES 2017 gibi önümüzdeki sürecin fenomen yapımları bir bir yayınlanmaya başlanırken gündem, yalnızca başarı hikayeleri ya da oyun meraklılarının uzun soluklu bekleyişlerinin son bulmasından ibaret değil. Yılın en büyük hayal kırıklıklarından biri şüphesiz, uzun ve şaşalı bir geliştirme sürecinin sonrasında yayınını gerçekleştiren No Man’s Sky oldu. Yılın en başarılı yapımlarından biri olması beklenirken hayal kırıklığı yaratan, hatta bazı online oyun indirme platformlarında iade edilme rekoru dahi kıran video oyununa dair son gelişme de sürecin neredeyse son noktası halinde…
Hayal kırıklığı devam ediyor
Buna göre No Man’s Sky’ın günlük oyuncu sayısı 2500 kişi civarına kadar gerilemiş durumda. İlk çıktığı ana dair veri ve ulaştığı son rakamla ilgili grafiği haberin devamında görüyorsunuz. Bir video oyunun adeta çöküş resmi söz konusu ve beklenti yapımın ekim ayı itibarıyla ‘kimse tarafından’ oynanmayacağı yönünde.
Steam üzerinden yapılan oylamalarda tüm zamanların en düşük puanlamalarından birine (yüzde 36) sahip olduğu görülen Metacritic puanı 60 olan No Man’s Sky’ın oyuncu kitlesi günden güne eriyor…
Sessizlik de devam ediyor
Yayımcı Hello Games’in ve oyunun başındaki isim Sean Murray’in iddiaları açıklamalarıyla çıkan No Man’s Sky’a gelen eleştirilerin ardından oyunla bağlantılı neredeyse tüm cephelerde sessizlik hakim.
Dar sokakların hızlı çocuklarının oyunu, Forza Horizon, 3. oyunu ile bugünden itibaren yollarını bizlere açtı. Yarış oyunları içerisinde en köklü yerlerden birine sahip olan Forza Horizon, hem grafikleri, hem oynanışı, hem özgürlüğü, hem de festival teması ile her daim yarış tutkunlarının favori yapımlarından biri olmuştur. Forza Motorsports’un yapımcısı Turn 10’in yerine Playground Games tarafından hazırlanan Forza Horizon 3, bir kez daha bizi yarış koltuğuna kilitlemeye ve muhteşem anlar yaşatmaya ant içmiş gibi gözüküyor.
Bu sefer bizleri Avustralya’nın uçsuz bucaksız arazilerinde yüzlerce beygir ile serbest bırakan Forza Horizon 3, yolun sağından gitmeye alışık bünyeleri bir hayli zorlayacak gibi gözüküyor. Evet, Avustralya’da trafik ne yazık ki sağdan akıyor. Buna alışık olmayan bizler ise oyuna girdiğimizde bol bol ters şerite giriyor ve kaskolarımızı daha ilk dakikalardan deldiriyoruz.
Forza Horizon, üçüncü oyunuı ile de alışık olduğumuz o festival havasını bizlere sonuna kadar yaşatıyor. Oyuna girer girmez altımızda Lamborghini ile ses hızına yaklaşıyor, kendi festival alanımızı tanıyor, ismimizi cismimizi seçiyor, ve hayran toplamaya başlıyoruz. Evet oyunun devamı için gereken en önemli şey hayran sayısı, ne kadar çok hayranımız olursa yeni festival alanları oluşturmak bunlara bağlı oluyor. Yeni festival alanları ile hem Forza’nın devasa haritasını gezmiş oluyoruz, hem de kariyerimizde hızla yükseliyoruz.
Forza Horizon 3’ün festival havası yanında tabii ki bir Forza oyunu olduğunu unutmamak gerekiyor. Bir Forza’dan beklediğimiz üzere bizlere tam manası ile sürüş keyfini sonuna kadar yaşatan yapım, hem süspansiyon efektleri, hem yol tutuşu, hem hız hissi ile gerçek anlamda kusursuza yakın bir yapım. Öyle ki piyasada ben simülasyonum diye geçinen birçok yapım toz yutturuyor. Hatta ve hatta abartmış gibi olabiliriz ama oyunun sürüş keyfi, Forza Motorsports 6’dan bile güzel. Bu konuda oyun beklentilerimizi fazlasıyla karşılamayı başarıyor.
Grafikler konusunda ise Forza Horizon 3, bizlerin yine ağzını beş karış açık bırakacak kadar güzel gözüken bir oyun olmuş. Physical Based Rendering tekniğinin sonuna kadar kullanıldığı yapım, ışıklandırma ve doğallık konusunda kendini aşmış durumda. Yağmur efektlerini de son derece profesyonel kullanan PlayGround ekibi, görsel manada son yılların en kaliteli yapımlarından birine imzasını atmış bulunuyor. Buradan kendilerini birkez daha tebrik etmek gerek.
İçerik bakımından da bekleneni fazlası ile vermeyi başaran Forza Horizon 3, toplamda 350’den fazla araca ev sahipliği yapıyor ve bu araçların tamamı en ince detayına kadar tasarlanmış durumda. Hatta ve hatta araçların kaputları açıldığında motor bloklarını bile 3 boyutlu olarak inceleyebilmek gerçekten keyif verici bir durum olmuş. Ayrıca yine tüm araçların farklı detay seviyelerinde modifiye edilebildiğinin de altını çizmekte fayda var.
Harita konusunda ise Forza Horizon 3 yine muhteşem bir iş çıkarmış. Forza Horizon 2’den tam iki kat daha büyük bir haritayı bizlere sunan Horizon 3, adeta ucu bucağı olmayan bir oyun. Yapay zekaya sahip Drivatar isimli yarışçılar ise haritanın her yerinde karşınıza çıkıyor ve anında yarışmanıza izin veriyor. Bu sayede oyun sürekli olarak dinamik bir hal ile karşımızda duruyor ve sıkılmamıza izin vermiyor.
Forza Horizon 3’ün bir diğer önemli yeniliği ise hem Xbox One hem de PC üzerinden oynamaya izin vermesi. Eğer oyunu bu platformlardan herhangi biri için satın alırsanız, ikisi üzerinde de rahatlıkla oynayabiliyorsunuz. Tüm kayıtlarınız iki platform için de çalışırken, siz de oyunun keyfini ister salonda ister PC başında çıkarabiliyorsunuz. Ayrıca iki platformun da aynı sunucu üzerinden çevirim içi bir şekilde oynayabildiğini de belirtmemiz gerekiyor.
Uzun lafın kısası Forza Horizon 3 son yıllarda karşımıza çıkan en başarılı yarış oyunu. Şuan için herhangi bir rakibi olduğunu dahi söylemeyiz. Eğer siz de hem açık dünya olsun, hem grafikleri güzel olsun, hem içeriği geniş olsun diyorsanız, Forza Horizon 3 bakmadan geçmemeniz gereken yarış oyunlarından biri.
2010’lu yılların başında büyük sükse yaratan akıllı telefonları ile mobil cihaz ekosisteminin öncü markaları arasında gösterilen BlackBerry açısından son yılların hiç iç açıcı geçmediği aşikar. Kanada merkezli şirketin son birkaç yılda açıkladığı finansal bilançoları ve küresel akıllı cihaz pazarındaki yüzde 1 seviyesine kadar gerileyen satış payı oranları bu konuya dair işaretler arasında. Daha önce başka bir şirket tarafından satın alınabileceği yönünde iddiaların ortaya atıldığı BlackBerry, son dönemde ise mobil cihaz işinden tamamen çıkabileceği yönünde haberlerin ana aktörü oluyor. Güvenilir medya organları tarafından servis edilen makale ve haberlerde BlackBerry’nin sona yaklaştığı iddiaları yer alıyor.
Öte yandan mobil cihaz üretimine son verilmesinin yanında yazılım tarafındaki çalışmaların süreceği kaydediliyor. Bilindiği üzere söz konusu teknoloji şirketi, güvenlik öncelikli yazılımlarıyla da tanınıyor.
BlackBerry, çıkardığı Android işletim sistemli cihazlarda da beklenen satış başarısına ulaşamadı. Özellikle BlackBerry Priv modelinin (üstte) fiyat politikasında hata yapıldığı konusu, şirketin CEO’su tarafından da dile getirilmişti. Rekabetin gittikçe arttığı Android cihaz pazarında BlackBerry, beklentileri karşılayabilmiş değil. Görünen bir diğer nokta da BlackBerry OS (işletim sistemi) ile gelen modellerin de satış grafikleri düşmeye devam ediyor. İddiaların gerçeklik payı ise şimdilik belirsizliğini koruyor, konuyla ilgili olarak Kanadalı şirketin de herhangi bir doğrulama ya da yalanlama yoluna gitmemesi ise dikkat çeken bir diğer ayrıntı durumunda.
Call of Duty’nin geliştiricileri tarafından dizayn edilen fantastik savaş oyunu Titanfall, yüksek temposu ve hiper kenetik savaş ortamıyla büyük ilgi görmüştü. Yapımın savaş deneyimini ‘ağır zırh’ beraberindeki kahramanlarla üstelik multiplayer yapıda sunması ise öne çıkmasında etkili olan faktörler arasında yer almıştı. Maceranın sonraki adımı ise merakla ve heyecanla beklenen Titanfall 2.
Electronic Arts’ın kısa süre içinde çıkışını gerçekleştirecek video oyunu için sistem gereksinimleri açıklandı. Merakla beklenen minimum ve en üst sistem gereksinimler, tahmin edildiği gibi bir hayli iddialı, dolayısıyla kimi oyun meraklıları açısından bir dizi ‘donanımsal harcamayı’ da gerekli kılacak gibi görünüyor. Oyunu 60fps’de 4K oynamak için Nvidia GTX 1080’e gereksinim duyuluyor. Bu ekran kartının eylül ayında tanıtılan bazı bilgisayarlarda konumlandığını da hatırlatalım. İşte Titanfall 2 için belirlenen sistem gereksinimleri ile grafik ayarları…
Aynasız diye tabir edilen fotoğraf makinelerinde rekabet gitgide kızışırken, Sony özellikle “Full Frame” (Tam Kare) denilen aynasız modellerde pazarın tek hakimi. “Crop”lu denilen aynasız modellerini üreten büyük fotoğraf şirketleri henüz tam kare pazarına girebilmiş durumda değiller…
Özellikle tam kare aynasız pazarında piksel sayıları 42 milyonun üzerine çıkmış durumda. Ancak fotoğraf makineleri kadar önemli olan bir başka unsur da, bu fotoğraf makinelerinin gözü gibi değerlendirilmesi gereken lensler… 36×24 ölçülerinde 42 MP’e sahip bir sensore daha iyi ışık düşürmek için lenslerin de kalitesinin artması gerekiyor. Kaldı ki, özellikle aynasız fotoğraf makinesi teknolojisindeki gelişmeler, 2020 yılına kadar 100 MP performansının üzerindeki cihazlara hazırlanmamız gerektiğini gösteriyor.
Sony, her ne kadar son dönemde e-mount denen aynasız modellerde kullanılmakta olan lens tipine ağırlık verdiği için eleştirilse de, diğer markaların da Sony’nin bu tip aynasız modelleri için lens üretiyor olması geleceğin burada olduğunun önemli bir göstergesi… G-master da yukarıda saydığımız bu nedenlerden ötürü, aynasız fotoğraf makinelerinin performansını zirveye çıkartmak için üretildi.
Bu yılın başlarında Ocak sonu, Şubat başı gibi Sony tarafından açıklanan yeni G-master serisi lensler, daha çok profesyonelleri hedefliyor. Çok daha fazla keskinlik, bokeh kalitesi ve çekilen karenin köşeleri de dahil tüm alanda netlik bekleyen profesyoneller aradıklarını G-master serisi lenslerde buluyorlar.
Sony G-master lensler, 24-70mm f/2.8 ve 85mm f/1.4’le birkaç hafta birlikte olduk. Bu lensleri Sony a7R tam kare, Sony a6300 ve Sony a6000 APS-C fotoğraf makinelerimde denedim. İzlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sony 24-70mm f/2.8 G-master (SEL2470GM)
Fotoğraf dünyasının en popüler lenslerindendir 24-70mm’ler… Hem manzara, hem de portrede bu aralık bir fotoğrafçıya yeter de artar… Sony’nin G-master lens serisinde 24-70mm aralığını seçmesi kesinlikle tesadüf değil.
Açıkçası, 24-70mm f/2.8 GM öyle çok da küçük bir lens değil. Aynasız makinelerin çok daha küçük olduğu göz önünde bulundurulduğunda neredeyse 900 gr. ağırlığında ve 13,6 santim boyuyla kocaman bir lensten söz ediyoruz. 82 mm çapıyla küçük bir havan topu gibi. Yani, sokak fotoğrafları çekmek isteyenler bu boyutları iyi değerlendirsinler diyorum. Elbette ki, bu boyutların bu kadar büyük olması, makinelerin sensorlarına çok daha fazla ışık taşıyabilmek için… Bunu söylemeden geçemeyeceğim… Fiziksel şartlar gereği bu lensler büyük olmak zorunda…
Diyafram aralığı f/2.8 – f/22 olan lensin inanılmaz hızlı olduğunu söyleyebilirim. Özellikle düşük ışık koşullarında AF konusunda sizi hiç üzmüyor. Resim kalitesine gelince, fotoğraflarınızın keskinliğine ve renk canlılığına siz de inanmakta güçlük çekeceksiniz. Lensin tasarımında kullanılan “asferik” elementler ve kaplamasında kullanılan Nano AR sayesinde lens parlaması gibi sorunlar minimize edilmiş, netlik ve keskinlik arttırılmış, kontrast ve yansımalar mükemmel hale getirilmiş. Direct Drive SSM (Super Sonic wave Motor) teknolojisi sayesinde AF olabildiğince hızlandırılmış ve daha sessiz çalışır hale getirilmiş. Elbette ki, lensin toz ve nem geçirmemek üzere tasarlandığını da belirtelim. Sekiz bıçaklı diyafram yapısı derinliğin artmış olduğu fotoğraflarda göz dolduran bokeh kalitesi sunuyor.
Lensle en yakın 38 santim mesafeye kadar netleme sağlayabiliyorsunuz. Lens üzerinde odak sabitleyici bir düğme de bulunuyor. Ayrıca dilediğinizde yalnızca 24mm aralığına kilitlemek suretiyle adeta bir prime lens gibi de kullanabiliyorsunuz. Lensin en önemli özelliklerinden birinin kromatik aberasyon, yani lens içinde merceklerden geçen görüntünün kırılma ile sapma sorununun minimum seviyede olduğunu belirtelim.
Dikkatimi çeken bir mesele, değerlendirmelerini birçok fotoğraf tutkununun yakından izlediği dxomark.com’un 24-70mm f/2.8 GM için 33 puan vermiş olması… 24-70mm f/4 Carl Zeiss Vario-Tessar T* ise 31 puan almış. Doğrusu G-master’a biraz haksızlık yapılmış gibi düşündüğümü itiraf etmeliyim.
Lens, her ne kadar tam kare aynasızlar için üretilmiş olsa da, a6000 ve a6300 gibi APS-C, ya da fotoğraf tutkunları arasında “croplu” olarak nitelendirilen fotoğraf makinelerinde de çok mükemmel bir performans sağlıyor. Ancak 1,5 çarpan etkisiyle 36-105mm aralığında bir resim açısı veriyor. Kişisel olarak a6300 üzerinde çok daha etkili performans göstermiş olduğunu söyleyebilirim. Çok hızlı, çok daha keskin ve net bir çıkış aldım.
Sonuç olarak, profesyonel işlere imza atanlar, ya da bütçesi geniş olup da Sony tam kare aynasız (7 serisi) fotoğraf makinesinde kullanmak isteyenler, 24-70mm f/2.8 GM’le tatmin olacaktırlar diye düşünüyorum. Lensin fiyatı 6900 TL civarında. Yurt dışında da 2200 dolara satıldığı göz önünde bulundurulacak olursa, Sony’nin burada uyguladığı fiyat politikasını çok başarılı bulduğumu söylemeliyim.
Sony 85mm f/1.4 G-master
Birçok portre fotoğrafçısının ideal lensi 85mm’dir. Hem modelle çalışma mesafesi idealdir, hem de lensin yüzde yarattığı daralma/genişleme etkisi, 85mm’de ideal pozisyondadır. Ayrıca diyaframın açık olduğu durumlarda, portenin arkasında oluşan bokeh, fotoğrafa fazladan bir boyut verir.
Sony’nin 85mm’lik bu lensi için söyleyebileceğim tek şey üç heceye sahip: “Mü-kem-mel”! Yani, gönül tüm G-master’lara sahip olmak ister ama, “Bir tanesini alacaksın” deseler, fiyatı daha ucuz olmasına rağmen inanın 85mm’i tercih ederdim. Gerçi, 85mm de öyle küçük bir lens değil… 820 gr ağırlığı ve 10,7 santim boyu ve 77mm çapı ile hayli havaleli… Ancak, bu iki lens de her ne kadar nem ve toz geçirmez özellikli olsalar da stüdyo içinde, kapalı ortamlarda kullanılmalı diye düşünüyorum. Yani insanın bu lenslerle açık havaya çıktığında içi titriyor demeliyim.
Diyafram aralığı f/1.4 ile f/16 arasında değişen bu lenste, 11 bıçak kullanılmış. Dolayısıyla özellikle bokehlerde bu tasarımın etkileri kendini gösteriyor. Genellikle fotoğrafların köşelerinde lenslerin yapısından kaynaklanan netlik ve keskinlik problemi bulunur. Açıkçası, 85mm f/1.4 G-master, tüm köşelerde yüzde 100’e varacak netlik kalitesi sunuyor.
Minimum netleme mesafeniz 80 santim. Ayrıca lensin üzerinde özellikle video kullanıcılarının hayatını daha kolaylaştıracak olan manuel diyafram halkası devreden çıkartma özelliğiyle daha sessiz diyafram değiştirmek mümkün olabiliyor. Bazı yorumlara göre video kullanıcıları yavaş AF’den şikayet ediyorlar. Açıkçası, ben fotoğraf makinesindeki AF hızı performansından çok etkilendim. Özellikle çok düşük ışık ortamlarında bile kararlı oluşu takdire şayan…
Yurtdışında 1800 dolar fiyat etiketiyle satılan 85mm f/1.4 GM, Türkiye’de yaklaşık 5700 TL…
Toparlayacak olursak, her iki lens de mükemmel özelliklerle fotoğraf severlerin karşısına çıkıyorlar. Şimdi hasretle 70-200mm f/2.8 G-master’ı bekliyoruz. Haydi hayırlısı 🙂
A6000 – A6300 ve A7R İLE ÇEKİLMİŞ TEST FOTOĞRAFLARI
A6000 24-70 ile 24mmA6000 24-70 ile 70mmA6000 ile 85mmA6300 24-70 ile 24mmA6300 24-70 ile 70mmA6300 ile 85mma7R 24-70 ile24mma7R 24-70 ile 70mma7R ile 85mm