Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1748

    En Kaliteli Şekilde Netflix İzleme Yolları

    0

    Dünyanın en popüler internet tabanlı yayın hizmeti Netflix’in ülkemizde resmi lansmanı gerçekleştirmesiyle televizyon yayıncılığında yeni bir heyecan yaşamaya başladık. Yerelleşmeye son derece önem veren Netflix, değişimleri iyi takip edip doğru uygulayan bir firma. Bir zamanlar VHS ve BETA video kaset dönemini bitiren VCD ve DVD’leri evlere servis ederek ün salan Netflix kullanıcı deneyimi konusunda son derece hanetflixssas. Çünkü Netflix hizmetini kesintisiz almak çok önemli. Yapılan araştırmalarla özellikle Avrupa olmak üzere dünya çapında artan terör olaylarıyla insanların evlerinde daha çok vakit geçirdiği ve ev ortamında içerik tükettiği gözlemleniyor. Aslında geleceğin belirsiz olması hissiyle, bu tarz bir yönelim son derece doğal. İşte Netflix, nedeni her ne olursa olsun kullanıcının kesintisiz ve üst kaliteli hizmet almasını öncelik haline getirmiş. Bunun için Netflix’i izleyebilmek için neredeyse hiçbir kısıtlama yok. Özellikle ülkemizde diğer platformlarda karşımıza çıkan Smart TV desteğinin ek ücrete tabi olması gibi bizce anlamsız bir özellik Netflix’te konu bile olmuyor. Başka bir deyişle hiçbir Netflix paketi sizi cihaz sınırlamasıyla boğmuyor. Bu güzel haberle birlikte Netflix’i izleyebileceğiniz platformlara bir bakalım.

     

    Smart TV
    Netflix’in en rahat izlenme biçimi hiç şüphesiz Smart TV. Hiçbir aracı olmaksızın televizyonu kullanmak son derece keyifli. Smart TV’den Netflix izlemenin bir diğer artısı da 4K yayın. Eğer televizyonunuz 4K destekliyorsa ve Netflix paketiniz 4K uyumlu yüksek seçenekse Türkiye’deki ilk 4K izleyicilerden biri olabilirsiniz. Eğer televizyonunuz Android destekliyse görece daha güncel bir uygulama ile telefon veya tablette olduğu gibi rahatça programlarınızı izleyebilirsiniz. Eğer LG, Samsung gibi WebOS tabanlı bir televizyonunuz varsa da Netflix uygulamasını indirip kurmanız gerekiyor. Ülkemizdeki lansmanla birlikte uygulamaya güncelleme geldiğini ve Türkçe desteği bulunduğunu hatırlatalım. Smart televizyonlarda dikkat edilmesi gereken konu ise kablosuz bağlantının çok güçlü olmama ihtimali. Bu da özellikle 4K içeriklerde takılma, kopma olarak karşımıza çıkabiliyor. Bunu çözmek için USB’den televizyonunuza takabileceğiniz daha güçlü bir Wi-Fi verici kullanabilirsiniz. Ancak uyumluluk açısından satıcınıza bu konuyu teyit ettirin. Daha ilkel ama etkili çözüm ise televizyonu kablolu bir şekilde modeme bağlamak ve internet dalgalanmalarından en az şekilde etkilenerek içerik izlemek.

    Oyun Konsolları
    Televizyonunuz görüntü kalitesi olarak sizi memnun ediyor ancak Smart TV özelliği olarak eski kalıyorsa Netflix veya benzeri bir yayını izlemek için harici bir çözüme ihtiyaç duyacaksınız. Bunların başında da oyun konsolları geliyor. PlayStations 3 ve 4, Xbox 360 ve Xbox One ile Wii U oyun konsolları Netflix uygulaması ile geldiği için kolaylıkla konsol üzerinden yayın akışına sahip olabilirsiniz. Yaptığımız testlerde gerek eski gerek mevcut nesildeki tüm uygulamaların sorunsuz olarak çalıştığını söylemek mümkün. Tabii 4K yayın desteğinin bu konsollarda bulunmadığını hatırlatalım. Yıl sonu çıkmasını umduğumuz PlayStation Pro ve daha sonra çıkacak olan güçlendirilmiş Xbox One’ın 4K desteğini sunduğunu biliyoruz. Dolayısıyla 4K yayını konsol üzerinden izlemek isteyen kullanıcıların biraz daha beklemesi gerekecek.

    goruntuayari
    Yürütme Ayarları bölümündeki “otomatik” seçeneği görüntü kalitenizi olumsuz etkileyebilir

    Tarayıcı üzerinden Netflix
    Dijital hizmet Netflix izlemenin en “analog” yolu tarayıcı kullanmak ve hatta bilgisayarınızı HDMI üzerinden televizyon veya monitöre bağlamak. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta kullanacağınız tarayıcı olacak. Tarayıcı üzerinden 1080p yayın almak için en doğru yol Windows işletim sistemi üzerinde Internet Explorer veya Microsoft Edge iken Mac tarafında Safari kullanmak. Diğer tarayıcılar ne yazık ki 720p çözünürlük destekliyor. Belki küçük ekranda bu sorun fark edilmezken büyük ekrana geçildiğinde 720p ve 1080p farkı hissedilir dereceye çıkıyor. Son olarak Netflix’in bazı temel ayarlarına tarayıcı üzerinden girebildiğinizi unutmayın. Özellikle internet bağlantınız düşükse (ülkemizdeki kota uygulamasını saygıyla selamlıyoruz) Yürütme Ayarları bölümünde veri kullanımınızı otomatik seçeneği yerine düşük veya orta ile değiştirmenizi öneriyoruz. Yine kota dostu bir davranış olarak yayınları 5.1 ses seçeneği yerine stereo izlerseniz biraz daha iyi görüntü elde edebilirsiniz. Hepinize kota sorunsuz, hızlı ve bol kaliteli yayınlar.

    4K özellikli Google Chromecast Ultra tanıtıldı

    buy-chromecast-lightbox

    Teknoloji şirketi Google, evlerdeki TV izleme deneyimine yönelik gelişmiş özellikler vaat eden yeni aygıtı Chromecast Ultra’yı lanse etti. İlginç yeniliklerle gelen aygıtın detaylarına yakından bakacağız…

    Medya aktarım aygıtı Google Chromecast Ultra, teknoloji şirketinin 4 Ekim 2016 tarihli yüksek segmentli ve ‘geniş yenilikli’ lansman etkinliğinde görücüye çıktı. 3. Nesil Chromecast modelinde teknik özelliklerin kapsamının geliştirilerek modern ölçütlere yükseltildiği görüldü.

    Önceki nesil Chromecast’te olmayan ve daha önce birçok kez dile getirilen 4K desteğine nihayet kavuşan aygıt, ayrıca HDR ve Dolby Vision özellikleri de sunacak. Böylelikle TV izleme deneyimde günümüz dijital trendlerinin hemen hepsine destek sağlanmış olundu.

    Google Play Movies desteği geliyor

    Görüntüler, NetFlix, Vudu ve YouTube üzerinden 4K desteği ile aktarılırken daha yüksek kontrastlar ve yeni nesil ışık efektleri de gözler önüne seriliyor. Öte yandan Google, kendi platform Google Play Movies üzerinden de kasım ayı itibarıyla 4K içerikler sunulacağını açıkladı. Böylelikle platform sayısı da artmış olacak.

    ekran_resmi_2016-10-05_00_32_04

    Fiyatı belli oldu

    Adaptör+Ethernet girişi ile birlikte gelen üründe, tasarım açısından modern dokunuşların olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Canlı renklerle kullanım imkanı da dikkat çekiyor.

    Ürünün fiyat etiketi de belli oldu: ABD için 69 dolar. Google Chromecast Ultra’nın satışlarına ise kasım ayı itibarıyla başlanacağı kaydedildi.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz. Takipte kalınız…

    Evin geleceği Google Home ile tanışın

    google-home

    Teknoloji şirketi Google’ın yeni akıllı telefonlarını da duyurduğu 4 Ekim tarihli büyük etkinliğinde duyurulan iddialı yeniliklerinden biri de akıllı ev konusundaki inovatif teknolojisi oldu. Google Home adıyla tanıtılan aygıt, yaşam alanlarına yeni bir sesli asistan şeklinde özetlenebilir. Google’ın birçok platformunun Google Asistan ile sesli komutlar üzerinden kullanımına dayanıyor.

    Android ve iOS cihazlarla eşleşebiliyor, ardından onlardaki müzileri çalabiliyorsunuz. Diğer cihazlarla da senkronize olabiliyor. Ayrıca Nest, Philips gibi popüler birçok markanın akıllı ürünleriyle ve Netflix gibi dijital servislerle birlikte kullanılabileceği belirtiliyor. Ayrıca Chromecast üzerinden TV’lerle de çalışabilecek. Öte yandan Bluetooth desteği ile birlikte daha geleneksel kullanım şekilleri de vaat ediyor.

    Google Home, şirketin geleceğe yönelik bir ön adımı gibi düşünülebilir. Şimdilik sesli komutla içerik aratmak şeklindeki kullanımı ile akıllı telefon, tablet, YouTube videosu istemek için akıllı TV gibi ürünlerle kullanımı mümkün. Sonrası ise alışkanlıkların değişmesi (daha yoğun şekilde akıllı evlere yönelim) ile paralel şekilde gelişime açık. Artacak diğer nesnelerin interneti (IoT) aygıtları ile beraber çok daha etkin bir şekilde kullanımı söz konusu.

    Google Home’un önümüzdeki kasım ayından itibaren 129 dolarlık ABD fiyatı ile satışa sunulacağı açıklandı. Ürün, Apple TV ve Amazon Alexa’ya rakip olacak gibi görünüyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Twitter’a sürpriz Periscope entegrasyonu

    periscope-arrives-on-android-with-a-few-features-that-you-cant-get-on-the-iphone

    Twitter, kendi şirketi Periscope ile entegrasyonunu artırıyor. Artık Twitter profillerinde Periscope hareketliliği çok daha etkili şekilde görülebilecek. İşte detaylar…

    Popüler mikro blog ağı Twitter’da son dönemdeki yeniliklere bir yenisi daha eklendi. 4 Ekim 2016 tarihinde, bir diğer gündem maddesi olan Google etkinliği ile aynı saatlerde duyurulan özellik, son derece kompakt ama ilgi çekici olmaya da müsait…

    Twitter’ın sahibi olduğu Periscope’un da yoğun şekilde kullanımda olduğu biliniyor. Türkiye’de de büyük ilgi gören platform ile Twitter arasındaki ilişki biraz daha gelişiyor. Yeni özellikle birlikte artık Periscope hesapları, kullanıcıların Twitter hesapları üzerinden de görülebilecek. Yenilik bununla da sınırlı değil…

    Periscope üzerinden yayında olduğu anda Twitter kullanıcı profilinin alt kısmında bir ikon beliriyor. Kırmızı renkteki ikonun yanı sıra aktif olunduğu takipçiler tarafından görülebiliyor. Öte yandan söz konusu özelliğin aktif hale getirilmesi gerekiyor. Bunun için Profili Düzenle sekmesinin tıklanması ve ‘Periscope profilimi göster’ seçeneğinin işaretlenmesi gerekiyor.

    Periscope yenide harekete mi geçiyor?

    Son dönemde Snapchat ve Facebook’un sunduğu yeniliklerle popülaritesi nispeten azalmaya başlayan Periscope, yeni Twitter entegrasyonları ile yeniden canlanabilecek mi? Bu sorunun yanıtı merakla bekleniyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    5.5 inç ekranlı Google Pixel XL tanıtıldı

    google-pixel-x-colors

    Google, 4 Ekim 2016 tarihli etkinliğinde yılın en önemli akıllı telefon modellerinden ikisine dair detayları kamuoyuyla paylaştı. Google Pixel ve Pixel XL adlarıyla gelen cihazlardan büyük ekranlı XL modeline yakından bakacağız…

    5.5 inçlik ekranı ile phablet sınıfında yer alan Google Pixel XL, 3 farklı renkle geliyor: Mavi, gümüş ve siyah.

    8.6 mm kalınlığa sahip ve ağırlığı da 168 gram.

    Cihazın teknik özellikleri arasında 1440 x 2560 piksellik ekran dikkat çekici. 16 milyon renkli AMOLED panel öne çıkan diğer ayrıntılar arasında yer alıyor. Ürünün Corning Gorilla Glass 4 kaplaması ise çizilmelere karşı üst düzey dayanıklılık vaat ediyor…

    google-pixel-xl

    İki adet 2.15 GHz ve iki adet 1.6 GHz saat hızında çalışan Snapdragon 821 çipseti, Adreno 530 grafik işlemcisi, 32 ve 128 GB olmak üzere iki farklı dahili depolama kapasitesi ile birlikte Pixel XL’de 4 GB RAM bulunuyor.

    3450 mAh pil kapasitesi, hızlı şarj, ve yazılım tarafında Android 7.1 Nougat öne çıkan diğer detaylar. Google Assistant özelliği de ürünün sesli komutlarla kullanımı şeklinde özetlenebilir. Kamera tarafında da son derece dikkat çekici unsurlar söz konusu…

    Çift LED flaş ve f/2.0 diyafram açıklığı ile düşük ışıklı ortamlarda daha net fotoğraflar elde edilebilmesine imkan tanıyan ve 4K video kaydı da yapılabilen 12 MP ana kamerasının tüm zamanların en iyisi olduğu iddia ediliyor. Ürünün ön kamerası 8 MP fotoğraf çekimi sağlıyor.

    Cihazla ilgili ön siparişlerin 12 Ekim’de alınmaya başlanacağı, resmi satışlara ise 20 Ekim itibarıyla başlanacağı duyuruldu.

    Hayatımızı kolaylaştıran mobil uygulamalar

    0

    Artık hepimiz akıllı telefonlarımıza bağlı bir hayat yaşıyoruz. Sabah çılgınlar gibi çalan çalar saat yerine akıllı telefonumuzun alarmına uyanıyoruz. Gözümüzü açtığımızda saate bakmak için yine cep telefonumuza sarılıyoruz. Camı açıp havayı tahmin etmek yerine o gün havanın nasıl olacağını akıllı telefonumuzdan öğreniyoruz. Evden dışarı çıktığımızda nerede trafik var, hangi yollarda yol çalışması var, en kestirme hangi yoldan gidilir gibi soruların cevabını yine cep telefonlarımızdan alıyoruz. Eğer toplu taşıma kullanıyorsak yolculuk süresince, gündemde neler olduğunu yine cep telefonlarımızdan takip ediyoruz. Cüzdanımızı evde unutsak geri dönüp almayı düşünmüyoruz ancak cep telefonumuzu unutsak mutlaka geri dönmek istiyoruz. Geri dönemeyecek kadar yol aldıysak da o gün kendimizi mutlaka eksik hissediyoruz. Cep telefonlarımızdan erişebileceğimiz birbirinden farklı binlerce mobil uygulama da günlük hayatımızı kolaylaştırıyor. İşte birkaç örnek…

    Daha az meşgul ol
    İşyerinde iş arkadaşlarınızla mail ortamında iletişim kurmak biraz zor olabiliyor. Bunun için en kolay iletişim yolu tabii ki elimizden asla düşürmediğimiz cep telefonları. Slack adlı mobil uygulama iş ortamında arkadaşlarınızla olan iletişiminizi daha eğlenceli hale getirebiliyor. ‘Daha az meşgul ol’ sloganıyla karşımıza çıkan Slack, farklı gruplar oluşturarak sohbet etmenize olanak sağlıyor. Arayüz sade bir şekilde hazırlandığı için oluşturduğunuz gruplara arkadaşlarınızı eklemek oldukça kolay. Ayrıca bu uygulamada kendi aranızda mesajlaşabiliyor, dosya gönderebiliyor, fotoğraf yükleyebiliyor ve istediğiniz dokümanları da paylaşabiliyorsunuz. Dilerseniz gönderdiğiniz mesajlara hashtag de ekleyebilirsiniz. Bu sayede daha sonra seçmiş olduğunuz hashtagleri kullanarak atılan tüm mesajları filtrelemeniz mümkün hale geliyor. Bununla birlikte Dropbox, Google+, Hangouts ve Twitter gibi başka uygulamalarla da etkileşim sağlayabilirsiniz.

    Her güne farklı iş!
    Daha çok kazanmalıyım, vaktimi boş geçirmemeliyim, mutlaka değerlendirmeliyim diyorsanız farklı farklı görevler edinerek ek gelir sağlayabilirsiniz. Nasıl mı? WeBeYou uygulamasını cep telefonunuza indirerek. WeBeYou görsel ve işitsel bir veri paylaşım uygulaması olarak dikkat çekiyor. Uygulamayı şöyle bir örnekle anlatabiliriz; diyelim ki siz Ankara’da yaşıyorsunuz. İstanbul’daki bir üretici Ankara’daki bir zincir markete ürün göndermiş. Ürünün hangi rafa nasıl bir fiyat bilgisiyle yerleştirildiğini, paketlerin sağlam olup olmadığını, rakiplere kıyasla nasıl gözüktüğünü ve bunun gibi pek çok bilgiyi merak ediyor. Bunun için kalkıp Ankara’ya gitmek için de zamanı yok. Oraya bir ekip göndermek de ekstra masraf demek. Zaman ve para kaybetmek yerine WeBeYou uygulamasını açıyor, adres belirtiyor, ürünlerinden kaç tane fotoğraf ve video istediğini belirtiyor. Ayrıca örnek fotoğraflarla yönlendirme de yapabiliyor. Sonra siz bu uygulama sayesinde işi görüyorsunuz. Bahsi geçen market sizin yakınlarınızdaysa ve oraya gitmeye de üşenmiyorsanız bu işi alabiliyorsunuz. Markete giderek üreticinin istediği fotoğraf ve videoları çekiyorsunuz, sonrasında da üreticiye gönderiyorsunuz. Böylece hem üretici zaman ve para kaybetmiyor hem de siz basit bir işlemle kazanç sağlayabiliyorsunuz.

    İş çıkışı sinema zamanı…
    Yoğun bir iş günü geçirdiniz ve akşam evinize dönmeden önce o çok izlemek istediğiniz filme gitmek istiyorsunuz. Bunun için aslında cep telefonlarında pek çok uygulama var. Ancak Sinemia farklı bir uygulama. Çünkü bu uygulamada aylık bir ücret karşılığında her gün bir film izleyebiliyorsunuz. Yapmanız gereken ilk şey Sinemia’ya başvurarak bu karta sahip olmanız. Üyeliğinizi aktifleştirdikten sonra mobil uygulama üzerinden yakınınızdaki bir sinema salonunu görebilir, seans saatlerine bakabilir ve izlemek istediğiniz filmi seçebilirsiniz. Biletinizi alabilmeniz için sinema salonunun belli bir mesafe yakınında olmanız gerekiyor. Uygulama üzerinden bilet alma işlemini seçtikten sonra yarım saatlik bir süre içerisinde sinema salonunun gişelerine giderek Sinemia kartınızı gösteriyor ve biletinizi alabiliyorsunuz. Uygulama üzerinden ayrıca kullanıcıların izledikleri filmler hakkında yaptıkları yorumları ve verdikleri puanları da görebilirsiniz. Kendi profilinizi oluşturabilir ve izlediğiniz filmler hakkında siz de diğer kullanıcıları bilgilendirebilirsiniz.

    Google Pixel lanse edildi! İşte özellikleri…

    google-pixel-2

    Google, ABD’nin San Fransisco şehrinde düzenlediği lansmanla yeni akıllı telefon modelleri Pixel ve Pixel XL’i tanıttı. Akıllı telefonlardan Pixel 5 inç ekranla, Pixel XL ise 5.5 inç ekranla geliyor. 5 inç ekranlı modelin detaylarına yakından bakıyoruz…

    Google’ın yeni nesil akıllı telefon modeli Pixel, şirket adına bir ilk. Daha önce ‘Nexus’ serisi altında gelen mobil cihazların ardından teknoloji şirketi ilk kez akıllı telefonlarında kendi adı ve logosunu bu şekilde öne çıkarıyor.

    20 Ekim 2016 itibarıyla pilot ülkelerdeki satışlarına başlanacak yeni modelde yazılım tarafındaki Android 7.1 Nougat işletim sistemi dikkat çekiyor.

    Metal yekpare gövdeyle gelen cihazın kılcal çizilmelere dayanıklı 5 inç ekranında Full HD çözünürlük sunuluyor. Ekranın altında tuş bulunmazken sanal kontrollerin tercih edildiği görülüyor. Arka kısmında parmak izi okuyucusu var, kalınlığı 8.6 mm. Ağırlığı 143 gram. Üç renk seçeneği sunuldu: Gerçek Mavi, Çok Siyah ve Gümüş…

    google-pixel

    12 MP kameraya sahip

    12 MP arka/8 MP ön kamera, ana kamerayla 4K video kaydı, Snapdragon 820 çipseti, 4 GB RAM, 32/128 GB dahili depolama seçenekleri, artırılabilir hafıza (200 GB’a kadar microSD ile) ve 2770 mAh pil kapasitesi öne çıkan donanım özellikleri. Bluetooth 4.2, 802.11ac WiFi, sesli asistan özelliği Google Assistant, USB Type-C ile hızlı şarj, NFC diğer detaylar…

    Daha fazla bilgi için buraya tıklanabilir.

    google-pixel-arka-kamera

    20 Ekim’de satışa sunulacak

    Akıllı telefonun ön siparişlerinin bazı ülkelerde 13 Ekim’de alınacağı, resmi satışlara ise 20 Ekim’de başlanacağı duyuruldu. Cihazın Türkiye pazarında ne zaman yer almaya başlayacağı henüz netlik kazanmış değil.

    google-pixel-x-iphone

    Ürünle ilgili yayınlanan ‘kolay veri transferi’ görsellerinde iPhone’a yer verildiği gözlerden kaçmadı.

    Gelecekte hangi işleri robotlar yapacak?

    Yakın gelecek hepimiz için çok ilginç olacak. Yıllardır televizyonda veya filmlerde izlediğimiz “robot istilası” gerçek olmak üzere. Yani robotlar şimdilik dünyayı değil ama yaptığımız işleri ele geçirecekler. İnanın bu bilgiyi kafadan atarak veya hayal kurarak söylemiyorum. Geçenlerde Xerox bilim insanları, robot teknoloji alanında nasıl gelişmeler olacağına ve robotların yakın gelecekte iş yaşamını nasıl etkileyeceği konularındaki öngörülerini bir makale yayınlayarak paylaştılar. Makalede gelişen robot teknolojilerin 20’ye yakın meslekte nasıl ve ne şekilde kullanılacağı birer birer anlatılmış. Ayrıca robot dediğimiz sadece filmlerde gördüğümüz Terminator benzeri görselliği olan makinelerden bahsetmiyoruz. Özel yazılımlarla güçlendirilmiş belli bir işe odaklanan cihazları da bir nevi robot saydığımızı baştan söyleyelim. Yani tüm robotik teknolojiler mekanik bir robot içerisinde yer almıyor. Bazen otomasyon yazılımları da yüksek hacimli, kendini tekrarlayan işlerin yapılmasını; çalışanların daha önemli ve emek isteyen işlere yoğunlaşmasını sağlayabiliyor. Şimdi gelin bunların en dikkat çekenlerinin neler olduğuna şöyle bir bakalım.

    Sürücüsüz Otomobiller

    Uykuları gelmeyen, yorulmayan, korkmayan ve dalgınlık nedir bilmeyen birisinin arabanızı kullanmasını isterdiniz değil mi? Aslında sürücüsüz otomobillerin mükemmel olması değil; insanlardan daha iyi olması hedefleniyor. Yalnızca ABD’de her yıl 40 bin insan otomobil kazalarında hayatını kaybediyor. Sürücüsüz otomobiller ile bu sayıda önemli bir düşüş yaşanacağı tahmin ediliyor.

    Okullarda Robot Öğretmenler

    Sınavlarda çoktan seçmeli veya evet/hayır şeklindeki cevaplar otomatik olarak kontrol edilebiliyor; ancak klasik tarzdaki soruların cevabının değerlendirilmesi eğitimciler için büyük çaba ve zaman gerektiriyor. Doğal dil işleme tekniklerini kullanan otomatik sınav değerlendirme yazılımları çok sayıda uzun yazının otomatik analizini ve değerlendirmesini yapabiliyor. Bu alanda Xerox tarafından geliştirilen bulut tabanlı not değerlendirme yazılımı ofis cihazlarını, öğrencilerin test sınav kağıtlarını okuyup, değerlendiren bir cihaza dönüştürüyor. Yazılım otomatik olarak test sonuçlarını puanlandırıyor. Geliştirilen sistem aynı zamanda her öğrenci için hangi alanda daha çok yanlış yaptığını ve hangi alanda daha çok çalışması gerektiğini belirten raporlar da hazırlıyor. Öğretmenlerin iş yükünü oldukça hafifleten bu sistem şu an Amerika’da bazı okullarda kullanılıyor.

    Robot Eczacı

    Kaliforniya Üniversitesi’nde geliştirilen otomatikleştirilmiş hastane eczanesi, hastalara insan müdahalesi olmaksızın ilaç reçetelerini hazırlayabiliyor. Sistem 2011’den beri 350 bin adet ilacı hatasız olarak hastalara vermeyi başardı. Geliştirilecek benzeri sistemler, eczacıların eczanelerinde robot çalışan kullanmasını ve hasta danışmanlığına daha çok zaman ayırmalarını sağlayacak.

    Robot Müşteri Hizmetleri Temsilcileri

    Sanal asistanlar, insan etkileşimleri ile öğrenebilecek, rutin görevleri yerine getirirken daha hızlı çözümler keşfedebilecek. Özellikle çağrı merkezlerinde giderek artan oranlarda sanal müşteri temsilcileri gerçek müşterilerle iletişime geçiyor.

    Robot Yardımlı Cerrahı

    Cerrahi amaçlarla kullanılan robotlar, özellikle minimal kesiklerle yapılan operasyonlarda veya vücudun hassas bölgelerinde yapılan ameliyatlarda cerrahlara oldukça yardımcı oluyor. Mutlak kesinlik sağlayan ve insan elinin titremesi, yorulması gibi sorunları ortadan kaldıran robotlar ameliyatların başarı ile sonlanmasına önemli katkılar sağlıyor.

    Robot Otel

    Japonya’da bulunan Henn-na Hotel, check-in kabul eden dinozor görünümlü robotları ve yüz tanıma özelliğine sahip anahtar sistemi ile tamamen otomatikleştirilmiş bir otel olarak hizmet veriyor. Robot otellerin 2025’e kadar tüm dünyaya yayılacağını düşünüyor.

    Robot Güvenlik Elemanı

    Bomba imha eden robotlar 40 yılı aşkın bir süredir kullanımda. Robot ordular ise çok yakın bir gelecekte askeri kaynakların kullanımında olacak. Dolayısıyla özel robot güvenlik güçlerinin ortaya çıkması da an meselesi denebilir. Knightscope’un K5 robotu yaklaşık 125 kilo ağırlığında ve suçu öngörme, önleme yeteneğine sahip. K5 duyabiliyor, görebiliyor, koklayabiliyor ve kontrol merkezine 7/24 rapor gönderebiliyor. Sensörleri ile analiz ve termal görüntüleme yapan robot, bir dakikada 300 araba plakasını analiz edebiliyor. Tüm güvenlik süreçlerinin robotların kontrolünde olacağını söylemek şimdilik zor olsa da, birçok işlemde insanlardan daha iyi ve hızlı oldukları kesin.

    Pilotsuz Uçabilen Uçaklar

    Duke Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, Boeing pilotlarının uçakları yalnızca 7 dakika kontrol ettiğini, Airbus pilotlarında ise bu sürenin 3.5 dakikadan daha az olduğunu ortaya koydu. Günümüzde pilotsuz havalanan, seyir eden ve iniş yapan uçak teknolojileri mümkün olsa da, yolcuların pilotsuz bir uçağa güvenebilmesi biraz zaman alacak gibi görünüyor. Siz pilotu olmadığını bildiğiniz bir uçakla seyahat etmek ister miydiniz?

    Makinistsiz Trenler

    Paris metrosunun 14. hattı tamamen otomatikleştirilmiş ve içinde hiçbir görevli bulunmuyor. Londra ve San Francisco’da da benzer sistemler bulunsa da insanların endişelenmemesi için araçların içinde insan görevliler bulunuyor.

    Hacker’ların yeni gözdeleri: Justin Bieber ve Rihanna

    rihanna-ft_-belvoir_jpeg2-1280x960

    2016 yılı McAfee En Tehlikeli Ünlüler Listesi’nde sanat, siyaset ve spor camiasından ünlü isimler yer alıyor. Justin Bieber bu yılki listede ilk 10’a ikinci sıradan giriş yaparken, Rihanna da ilk kez listede yerini aldı. Yılın en tehlikeli ünlüsü ise sevilen komedyen Amy Schumer oldu. Araştırmaya göre internet korsanları bu yıl en çok komedyenleri, müzisyenleri, ‘Talk Show’ sunucularını ve TV yarışmalarındaki ünlüleri kullandı.

    Uzun bir süredir internet korsanları başarılı isimlerin ününden yararlanıyor ve gündemde olan ünlü isimlerle ilgili kötü yazılım içeren siteler kuruyor. Beğendikleri isimlerle ilgili son gelişmeleri öğrenmek üzere internette araştırma yapan kullanıcılar da bu siteler aracılığıyla güvenliklerini riske ediyor. Bu yolla internet korsanları pek çok kullanıcının kişisel bilgilerini ele geçiriyor.

    McAfee En Tehlikeli Ünlüler Listesi, bu tehlikeye dikkat çekmek üzere 10 yıldır düzenli olarak internet korsanlarının en çok kullandığı ünlü isimleri belirliyor. McAfee sanatçılar, komedyenler, müzisyenler, sporcular ve siyasetçilerden oluşan geniş bir liste üzerinden yaptığı araştırmayla virüs ve kötü yazılım yayma tehlikesi en yüksek isimleri açıklıyor.

    justinbieber-1458911544

    Siber suçlular, özellikle ödül törenleri, TV şovları, film galaları, albüm lansmanları, ünlü çiftlerin ayrılıkları gibi sıcak gündemden yararlanarak zararlı siteler kuruyorlar. İnternet kullanıcıları bu sitelere tıkladıklarında, zararlı yazılımlar kullanıcıların şifreleri gibi kişisel bilgilerini ele geçiriyor. Örneğin; ‘Amy Schumer Torrent’ için yapılan aramalarda tıklanan her 3 siteden 1’i zararlı yazılım riski taşıyor. Film ve dizi araştırmaları sonucu çıkan siteler de benzer şekilde kullanıcıları zararlı yazılım içeren sitelere yönlendirmek için kullanılıyor.

    Sıralama 

    1 Amy Schumer % 16.11

    2 Justin Bieber % 15.00

    3 Carson Daly % 13.44

    4 Will Smith % 13.44

    5 Rihanna % 13.33

    6 Miley Cyrus % 12.67

    7 Chris Hardwick % 12.56

    8 Daniel Tosh % 11.56

    9 Selena Gomez % 11.11

    10 Kesha % 11.11

    2017 başlarında üç farklı iPad Pro gelebilir

    Apple iPad Pro

    Gelen son bilgilere göre Apple, 2016 yılı içinde yeni iPad Pro tanıtmayacak, 2017’de üç farklı ekran boyutunda modeller duyurulabilir. İşte detaylar…

    Özellikle iPhone 7 modelleri ile son dönemin öne çıkan markalarından biri olan Apple’ın sonraki nesil cihazları da kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Son bilgiler şirketin popüler tablet hattı iPad Pro ile ilgili…

    Saygın teknoloji bloglarında yer alan Japonya kaynaklı haberlere göre Apple, 2016 yılı içinde yeni iPad Pro tanıtmayacak, 2017 başlarında üç farklı ekran boyutunda modeller duyurulacak. Söz konusu ekran boyutları ise 12.9, 10.1 ve 9.7 inç formunda olacak. Iddialara yönelik Apple tarafından herhangi bir doğrulamanın gelmediğini belirtelim. Ancak yalanlamada da bulunulmuş değil. Ayrıca başka detaylar da var…

    tim-cook-apple-AR-adimi

    Apple CEO’su Tim Cook…

    7.9 inçlik iPad Pro modelinde 12 MP arka kamera, True Tone Flash ve dört adet hoparlör gibi özelliklerin öne çıkacağı kaydediliyor. Her üç ‘sonraki nesil’ iPad Pro modelinde de mevcut iPhone 7 ve iPhone 7 Plus’taki kulaklık girişine sahip olmama durumunun söz konusu olmayacağı, ürünlerde hem Lightning hem 3.5 mm jack’ın olacağı belirtiliyor. Tahminlerin gerçeklik payı ise net değil, daha fazla detayın özellikle 2017 başında açığa çıkması ise kuvvetle muhtemel. Öte yandan teknoloji şirketinin iPad Pro ile beraber sonraki nesil iPad mini modelini de duyurması bekleniyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    NOT: Görsel temsilidir.