Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1544

    Sony Xperia R1 farklı bir kamerayla geliyor

    Sony, kısa süre sonra piyasaya sunacağı giriş seviyesi iki modeli Xperia R1 ve Xperia R1 Plus’ta yeni bir kamera arayüzü sunabilir. İşte detaylar…

    Japon teknoloji şirketi, Asya pazarına yönelik Xperia R1 ve Xperia R1 Plus modellerini duyurmaya çok yakın. Resmi sunum öncesi çok sayıda detayı basına yansıyıp açıklık kazanan Android işletim sistemli ve mütevazı fiyatlı iki modele dair dikkat çekici yenilik ise kamera tarafında…

    Her iki akıllı telefonun da yeni bir kamera arayüzüyle geleceğine işaret eden bir bilgi basına sızdı. Daha büyük ikonlara sahip olan arayüz, aynı zamanda çok daha basit bir yapıda gelebilir.

    Olası arayüzde sahne seçenekleri ((HDR, Portre, Manzara) solda yer alan hızlı bir seçim menüsüyle belirlenebiliyor. Odaklama farklı bir görsel tasarımla gelirken fotoğraflara uygulanabilir bir dizi farklı filtrenin de kullanıma sunulacağı anlaşılıyor; mono, sepia, negatif gibi filtrelerle Sony, Instagram fotoğraflarının ilginç renk efektleri ile birlikte çekilmesine imkan tanıyacak.

    Xperia R1 ve Xperia R1 Plus’ın 5.2 inçlik 720p ekran, Qualcomm Snapdragon 430 çip seti, 2620 mAh pil kapasitesi özellikleri ile geleceği, 13 MP arka/8 MP ön kameraya sahip olacakları iddia ediliyor.

    Bu –olası- teknik detaylarla birlikte elde edilmiş bulguların resmi olmadığını belirtmemizde fayda var. Bu nedenle Xperia R1 ve Xperia R1 Plus modellerinin resmi duyurusunun tüm kamera özelliklerine açıklık kazandıracağını ifade edelim.

    MediaMarkt‘ta satışa sunulan ve online alışverişle satın alınabilen Sony Xperia modellerini incelemek için buraya tıklayabilirsiniz.

    NOT: Görsel temsilidir.

    Blockchain teknolojisi hayatımıza ne tür yenilikler getirecek?

    0

    “İnternet hayatımızı ve iletişim biçimimizi nasıl değiştirdiyse, blockchain teknolojileri de ticaretin kurallarını değiştirecektir” diye iddialı bir aforizmayla bu haftaki yazıma giriş yapayım. Keza blockchain her ne kadar Bitcoin’le birlikte hayatımıza girmiş olsa da, yıkıcı yenilikçi ayak izleriyle başta finans sektörü olmak üzere eğitim, sağlık, sigorta, emlak, medya ve enerji sektörlerinde önemli gelişmelere öncülük edeceğini söyleyebilirim.

    Peki son günlerde herkesin gündemine giren, düğünlerde bile takılan kripto para Bitcoin sistemini ayakta tutan blok zinciri yani Blockchain tam olarak nedir?

    En kısa ifadesiyle Blockchain’i şu şekilde anlatabiliriz; şifrelenmiş işlem takibi sağlayan dağınık bir veri tabanıdır. Aracısız olarak her kullanıcı ağa bağlanabilir ve yeni işlemler gönderebilir,  yaptığı işlemleri doğrulayabilir ve yeni bloklar yaratabilir. Bu sistemde her hesap hareketi, güvenlik için dijital olarak imzalanır ve bu kayda üçüncü kişiler müdahale edemez. En azından şu anda biz bunun böyle olduğunu düşünüyoruz. Hiçbir sistem ve teknoloji için %100 güvenli diye bir ifade kullanamayız. Bu sistemle şuan için sadece hesap defterinin ve hesap hareketlerinin güvenilir bir algoritma aracılığıyla güvende olduğunu varsayabiliriz.

    Veri saklamanın yeni yolu: Blockchain

    Blockchain teknolojisinin kullanılabileceği alanlar hayal gücünüze kalmış. Ancak sunduğu en önemli faydalardan biri her türlü veriyi hızlı ve güvenilir bir şekilde kayıt altına alabildiğiniz bir veri dağıtım zinciri olması. Bu teknolojiyle verinin kaynağını ve vardığı noktayı izlemek mümkün. Hız ve erişilebilirlik açısından büyük fayda sağlayan bu sistem, önümüzdeki yıllarda e-devlet çalışmaları, yerel ve genel seçimler gibi önemli verilerin saklanmasında kullanılabilir.

    Diğer taraftan IBM, Microsoft, Accenture gibi büyük ölçekli teknoloji şirketleri bu konuda geliştirdikleri çözümlerle dikkat çekiyor. IBM, Watson isimli Blockchain tabanlı yapay zeka bilgisayarını müşterilerinin kullanımına açtığını duyurmuştu. Bu gelişmeyle birlikte, perakende devi Walmart’ın da aralarında  yer aldığı 400’e yakın şirket, bu teknolojiyi kendi iş modellerine uygun şekilde kullanmanın yollarını araştırıyor.

    Bir diğer önemli gelişme de Sony ve IBM arasında yapılan iş birliği olarak dikkat çekiyor. Bu çalışma  kapsamında; öğrenci verilerinin güvenli bir şekilde alınması, saklanması ve paylaşılması konusunda blockchain teknolojisinden faydalanılarak yeni bir eğitim platformu oluşturuldu. Aynı teknoloji, sağlık sektöründe hastaların verilerini saklamak için de kullanılabilir. Gene aynı şekilde nüfus ve vatandaşlık verileri de  blockchain altyapısından faydalanılarak saklanabilir.

    Yastık altına değil, dijital paraya mı yatırım yapmalıyız?

    Tüm dünyada yeni kullanım alanları oluşmaya başlayan blockchain, finans sektörü ile teknolojiyi birleştiriyor ve tüketiciye yeni ürünler sunuyor.  Global ticaret için yeni fırsatlar sunan bu teknoloji, çok yakında fiziksel olarak paranın kullanımını da sona erdirebilir. Bu teknolojiye daha fazla kayıtsız kalamayan Avrupa’nın önde gelen bankaları Deutsche Bank, HSBC, KBC, Natixis, Rabobank, Societe Generale ve Unicredit ‘dijital ticaret zinciri’ kurdu bile…

    Ancak bir Bitcoin yatırımcısıysanız, öncelikle Bitcoin’i güvenli bir şekilde saklamanız gerektiğini biliyor olmalısınız. Dijital paranızı web, mobil veya offline cüzdanınızda saklayabilir veya Bitcoin borsası gibi platformlarda değerlendirebilirsiniz. Bu yöntemlerin hiçbiri size uygun değilse, fiziksel yöntemlerle paranızı saklayabilirsiniz.  Yapacağınız teknik bir hata veya performansı düşük bir cihaz sizi  sabit disk arızalarına, zararlı yazılımlara ve kullanıcı hatalarına açık hale getirir. Güvenli bir şekilde Bitcoin’lerinizi saklamak için, güvenilir bir yedekleme sistemine ve iyi bir şifreleme düzeneğine ihtiyacınız var. Tek bir yanlış adım veya güvenlik ihlâli, Bitcoin servetinizi bir gecede yok edebilir.

    Güvenlik riskleri nelerdir?

    Blockchain, işlem yapma şeklimizi yeniden tanımlıyor. Bu yeni teknoloji, satın alma ve satma biçimimizi ve dünya para politikalarını değiştirmek gibi reform niteliğinde etkilere sahip. Ancak her zaman yaptığım gibi işin bir de güvenlik tarafına değinmek istiyorum. Her ne kadar pembe bir tablo çizmiş olsam da blockchain teknolojisi beraberinde büyük güvenlik risklerini de getiriyor. Gelin biraz da işin karanlık tarafını aydınlatalım.

    Küresel bir para birimi olan Bitcoin, yatırımcıların da büyük ilgisini çekiyor. Keza ülkemizde düğünlerde bile Bitcoin takılmaya başlandı. Her ne kadar “Bu fıratı kaçırmayıp, yastık altında altın biriktirmeyip Bitcoin’e mi yatırım yapsak?” diye aklınız karışsa da, güvenlik uzmanlarının önerilerine kulak vermek gerekiyor…

    Zararınızı kim karşılayacak?

    Geleneksel finansal ürünler güçlü bir tüketici korumasına sahiptir. Birisi kredi kartı bilgilerinizi ele geçirir ve sizden habersiz alışveriş yaparsa; yani dolandırılırsanız, bankanızdan bu konuda destek alabilir ve zararınızı karşılayabilirsiniz. Veya başka bir senaryo düşünelim: Bankanızla yatırımlarınız konusunda bir sorun yaşadınız ve şikayetinizi bankayla çözemiyorsunuz. Bu durumda bir üst kuruluşa başvurabilir, bankaların tabi oldukları en üst mercilerde hakkınızı arayabilirsiniz. Devletler bu konuda tüketiciyi korumak amacıyla oldukça sıkı yaptırımlar uygulamakta. Ancak Bitcoin’de böyle bir güvenlik ağı ve tüketiciyi koruyan bir üst kuruluş yok. Ayrıca performans bakımından düşük bir bilgisayar kullanıyor veya antivirüs kullanmak gibi temel güvenlik önlemlerini almıyorsanız, tüm digital varlığınızı bir anda kaybedebilirsiniz. Online cüzdan kullanmak da %100 güvenlidir diyemeyiz. Oltalama ve dolandırıcılık konularında mağdur olabilirsiniz. Keza böyle bir durumda da destek alabileceğiniz bir üst kurum maalesef bulunmuyor.

    Kullanımı yasal mı?

    Son zamanlarda kara para aklama başta olmak üzere pek çok illegâl para transferi için Bitcoin kullanılıyor. Bu nedenle bazı devletler sanal para birimleri için yeni kurallar açıkladılar. Her ne kadar bu iyi bir gelişme olsa da blockchain teknolojisinin sunmuş olduğu teknolojiyi takip etmek devletler için zorlaşıyor. Bu nedenle illegâl para trafiğini durdurmak için hükümetler sert önlemler alabilir, hatta kullanımı bile yasaklanabilir.

    Galaxy A5 2018 için Infinite Display özelliği sızdı!

    Bu yıl herkes yeni Galaxy A serisini Galaxy S8 ekranlarıyla bekliyor. Ekran/Kasa oranını yükselten S8 ve S8+ şimdi bu ekran özelliğini Galaxy A5 2018 için getiriyor. Orta sınıf ile üst segment arasında bir yerde olan A serisi, böylece amiral gemisi özelliklerini bir yıl arayla da olsa almış olacak.

    Test sonuçları ortaya çıkan Galaxy A5 2018, 412 x 816 piksel değerlerinde 18.5:9 oranını destekliyor. Elbette bu çözünürlük HTML5 testlerine özel. Cihazın duyurulduğunda çok daha yüksek seçenekleri destekleyeceğini biliyoruz.

    galaxy a5 2018

    Galaxy A5 2018 test sonuçları sızdı

    Eğer Infinite Display, yani Sonsuz Ekran özelliği geliyorsa cihazda büyük değişikliklerin olacağını da ön görebiliriz. Parmak izi okuyucu ve ana ekran butonunun arka kısımda olduğunu gösteren görseller daha önce sızmıştı.

    Galaxy A serisi akıllı telefonlar genellikle yeni yılın ilk aylarında satışa sunuluyorlar. Bakalım yeni özellikleriyle Galaxy A5 Ocak ayına damga vurabilecek mi?

    Aynasız sistemli Panasonic Lumix G9 tanıtıldı

    Japon merkezli teknoloji şirketi Panasonic, aynasız sistemli, objektifi değiştirilebilir fotoğraf makinesi Lumix G9’u duyurdu. Modelin öne çıkan iddiası, firma tarafından şöyle ifade ediliyor; ‘fotoğraf makinesi tarihinin en yüksek görüntü kalitesine sahip.’ Bir hayli iddialı olduğunun altının bir kez daha çizilmesi gerekli. Peki G9’un teknik özellikleri neler?

    RAW veya JPEG formatlarında 20.3 MP çözünürlüklü fotoğraf çekimine imkan tanıyan cihaz, 4K video desteği sunuyor. Micro Four Thirds formatına sahip sensörle gelen fotoğraf makinesinde 5 eksenli görüntü sabitleyicisi, saniyede 20 kare (tek AF ile 60 kare, mekanik perde modunda 6-12 kare) seri çekim, çift SD kart portu, OLED vizör ve 3 inçlik 1040k noktalı dokunmatik ekranı diğer öne çıkanlar arasında yer alıyor. Söz konusu ekran yaşısı, çeşitli açılarda hareket edebiliyor ve bu sayede birçok farklı koşulda (kalabalığın arasında ekranı çevirerek üstten fotoğraf çekmek, vb) pratik kullanımın önünü açıyor.

    Magnezyum alaşımlu gövdesinin -10 dereceye kadar soğuğa dayanıklı olduğu, su sıçramalarına karşı da yine güvenilir bir kullanım sunduğu belirtiliyor.

    Wifi ve Bluetooth 4.2 LE desteğine sahip olan Panasonic Lumix G9’un battery grip kullanımı ile 800 kareye varan şarj dayanıklılığı sunması da bir diğer öne çıkan özelliği durumunda.

    Yetenekleri ile göz dolduran aynasız sistemli fotoğraf makinesinin yurt dışı satış fiyatı açıklandı. Ülkemizdeki fiyat konumlandırması ve satışlarına başlanacağı tarih ise henüz net değil. Ancak fotoğraf profesyonellerinin uzun süre beklemeyeceğini belirtmemiz mümkün.

    Nokia 8, uygun fiyatı ve gelişmiş özellikleriyle dikkat çekiyor

    0

    Bir zamanlar otobüste, yolda, trende, iş yerinde melodisini duyduğumuzda anında tanıdığımız, birçok insanın severek kullandığı, sağlamlığıyla zihinlerde yer eden bir telefon olan Nokia, uzun süren mecburi bir sessizliğin ardından markanın haklarını 10 yıllığına satın alan HMD Global ile tekrar deyim yerindeyse hayata döndü. HMD Global, yeni geliştirdiği telefonları ile Nokia’nın pazardaki eski gücüne tekrar kavuşması için her şeyi yapıyor. Bu çalışmalardan biri markanın pazarda tekrar en çok konuşulan konular arasına girmesi için yerinde bir pazarlama hareketi ile şu ana kadar en çok satılan cep telefonları arasında yer alan 3310 modelini günümüze uygun bir hale getirerek, daha doğrusu akıllandırarak yeniden satışa sundu. Android işletim sistemine sahip yeni modelleri art arda piyasaya sunarak yeniden geçmiş günlerine kavuşmayı amaçlıyor. Bu yeni Android telefonlardan biri de geçtiğimiz haftalarda tanıtılan Nokia 8.

    Nokia 8

    Tasarım özellikleri

    Nokia 8, tek parçadan oluşan alüminyum bir kasaya sahip. Kenarları yuvarlatıldığı için oldukça ince bir görünüme sahip ve elde çok rahat bir şekilde tutulabiliyor. Telefon en kalın yerinde 7,9 milimetre, ağırlığı ise 160 gram. Telefonun tasarımı oldukça şık ancak metal tasarımından dolayı arka kısmı çok kolay çizilebiliyor. Bu yüzden şeffaf ince bir kılıfla kullanmakta fayda olduğunu düşünüyorum. Nokia 8’in ekranı 5,3 inç ve 1440 x 2560 yani 2K çözünürlüğe sahip. Rakiplerinden farklı olarak üst ve alt kısımlarında biraz daha fazla boşluğa sahip.

    Alt kısımdaki boşluğun fazla olmasının nedeni ise aynı zamanda parmak izi okuyucusu işlevini gören Ana Ekran tuşunun bulunması. Telefonun kasası ekranı kusursuz denecek şekilde kavradığı için bu boşluklar ve ekran çerçevesi beni hiç rahatsız etmedi. Telefonun üst kısmında kulaklık çıkışı alt kısmında ise USB Type-C girişi ve hoparlör bulunuyor. Sim ve Mikro SD kart girişi sol tarafta bulunuyor. Ses kontrol ve açma kapama düğmesi ise sağ tarafta.

    Nokia 8

    Teknik Özellikler ve yazılım

    Nokia 8’in işlemcisi şu an neredeyse tüm üst düzey telefonlarda görebileceğiniz 4 adet 2,45 GHz ve 4 adet 1,8 GHz olmak üzere toplamda 8 çekirdeğe sahip olan Qualcomm SnapDragon 835. 4 GB RAM ve 64 GB yerleşik depolama alanına sahip telefonun depolama kapasitesi 256 GB’a kadar Mikro SD kart kullanılarak artırılabiliyor. Ekranı biraz önce de belirtiğimiz gibi 5,3 inç ve 1440 x 2560 çözünürlüğe sahip. Ekranın parlaklığı ise maksimum 700 nit.  Grafik işlemcisi ise Adreno 540. Telefonun bataryası 3.090 mAh ve hızlı şarj özelliğine sahip.

    HMD Global, Nokia’nın kamera özelliklerini geliştirmek için ZEISS ile birlikte çalışmış. Telefonun arka kısmında iki adet alt alta yer alan lens bulunuyor. 13 megapiksel çözünürlüğe ve f/2,0 değerine sahip birincil lens renkli çekim yapılmasını sağlıyor. Bu lens ayrıca OIS (Optical Image Stabilization– Optik Görüntü Stabilizasyonu) özelliğine sahip. İkincil kamera ise mono, fotoğraflara alan derinliği katmak ve siyah-beyaz fotoğraf çekimi için kullanılıyor. Ayrıca kızıl ötesi uzaklık ölçer ve çift tonlu flaş yer alıyor. Ön taraftaki kamera ise f/2,0 değerine sahip ve 13 megapiksel. Ön tarafta flaş bulunmuyor, telefonun ekranı flaş olarak kullanılıyor. Nokia 8, 4K video çekebilme özelliğine sahip. Bir diğer özelliği ise OZO Audio, bu sayede 360 derece ses kaydı yapabiliyor ve ortam sesini mükemmel denebilecek şekilde kaydediyor.

    Nokia 8 Live Bokeh Özelliği

    Nokia 8Şu an üst düzey akıllı telefonların birçoğunda suyun altında belirli bir mesafeye kadar kalsa bile telefonun etkilenmemesini sağlayan IP68 seviyesi suya karşı dayanıklılık özelliği bulunuyor. Ancak Nokia 8’de bu IP58 seviyesinde, yani üzerine su sıçraması ya da su dökülmesi gibi durumlarda güvendesiniz. Ama sakın suyun içine düşürmeyin.

    Yazılım tarafına baktığımızda ise Nokia 8, Android 7.1.1 sürümü ile birlikte geliyor. Kamera yazılımı haricinde işletim sisteminde herhangi bir değişiklik yok, yani saf Android işletim sistemine sahip. Bu da performans açısından Nokia 8’i bir adım ileri taşıyor.

    Nokia 8

    İddia: Apple artırılmış gerçeklik ekipmanını 2019’da tanıtabilir

    Artırılmış gerçeklik teknolojisinin küçük ama ilginç adımlarla gündemin çeşitli anlarına dahil olduğuna şüphe yok. Bir mobil oyunla, Pokemon GO’yla sıklıkla adından söz ettiren teknoloji, aynı zamanda çok sayıda ‘geleceğin yükselen teknolojileri’ beklentisinin de tam olarak kalbinde. Peki ya Apple?

    Güvenilir medya organlarından Bloomberg’te yer alan bir habere göre Apple, en erken 2019 yılında bir artırılmış gerçeklik ekipmanı tanıtabilir. Söz konusu ekipmanın Apple Watch ürün hattıyla yakın ilgisinin bulunacağı (belki akıllı saatin bir kontrolör olarak kullanılabileceği) belirtiliyor. Bildirilen 2019 tarihinin dışında 2020 ilk aylarının da söz konusu ürün için kamuoyuna sunulacağı dönem olabileceği kaydediliyor.

    Haberde geçen diğer varsayım ise rOS adını alacak ayrı bir işletim sistemiyle geleceği iddiasına dayanıyor. watchOS ve tvOS gibi iOS gibi rOS’un da sonraki Apple ürünü, artırılmış gerçeklik gözlüğünün işletim sistemi olacağı belirtiliyor. Son olarak belirtilen aygıtın kendi mikroişlemcisine sahip olması ve yine kendi ekranıyla gelmesi gibi varsayımlar da var.

    Apple artırılmış gerçeklik alanında neler planlıyor sorusunun yanıtıyla ilgili olarak, şimdilik ‘resmi’ bilgiler bulunmasa da bazı kaynaklara dayandırılan detaylar dikkate değer. Olası artırılmış gerçeklik ürününün neye benzeyeceği ve diğer detaylar da şimdilik tam anlamıyla muamma durumunda. Bununla birlikte önümüzdeki süreçte konuya dair daha fazla bilginin açığa çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtmemiz gerekiyor. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Toyota ile 2020’de Sürücüsüz Otomobil

    0

    Otomobiller eskiden konfor ve lüksüne göre ayrım gösterirken günümüzde yakıt tasarruf ve otonom özellikleri ile öne çıkıyor. Geleceğin otomobilleri bugüne göre ne denli farklı görünecek bilinmez ancak emin olduğumuz bir konu var ki ileride –eğer istersek- elimizi direksiyona dokundurmadan şehirlerarası yol yapabileceğiz. Bu amaç doğrultusunda hareket eden otomobil ve teknoloji markaları her geçen gün yeni buluşlarla karşımıza çıkıyor. Toyota da 2020 gibi yakın bir geleceğe “Sürücüsüz Sürüş” sloganı ile iddialı bir sloganla hazırlanıyor.

    Toyota, Tesla olabilir mi?

    Sürücüsüz sürüş deneyimine tamamen yabancı değiliz. Otomobillerin kendi kendine park özellikleri ve çizgi takip, otomatik frenleme gibi sürücü destek özelliklerini biliyoruz. Tesla’nın kendi kendine giden kamyonlarını da duyduk. Toyota ise mevcut rakiplerden farklı olarak aslında kendi kendine sürüş gerçekleştiren bir yapay zekâ üzerinde çalışıyor. Hatta firmanın lüks segment markası Lexus geçtiğimiz günlerde benzer bir sürücüsüz test sürüşünü gerçekleştirmişti. Sistemde harici vericiler kullanılarak çok daha detaylı ve güvenlikli bir otonom sürüş hedefleniyor. Ancak 2020 ise mevcut testlerden farklı olacak gibi. Çünkü bu sene Google’ın da otomobilini tanıtması bekleniyor ve takdir edersiniz ki bu da çok çetin bir rekabeti beraberinde getirecek. Aynı yıl içerisinde Volvo XC90s, 2021 yılında ise BMW iNext isimli yeni bir aile ile sürücüsüz otomobillerini görücüye çıkarmış olacaklar. Ancak Toyota rekabete farklı bir renk katmak için işin içerisine yapay zekâyı da dahil edecek. Dolayısıyla herkesin beklediği 2020 testlerinde otonom sürüşe yeni bir boyut katılacak. 2020’nin otomobil üreticileri tarafından hedef alınmasının en önemli nedeni şüphesiz Tokyo’daki Olimpiyatlar. Hatta söylentilere göre Toyota, Olimpiyat açılışında uçan bir otomobil ile tüm dikkatleri üzerine çekecek.

    Toyota konsept tasarımlar
    Geleceğin zeki otomobilleri çok farklı görünebilir

    Ruh ikiziniz Toyota Yui

    Konumuza dönecek olursak, milyar dolarlık bir yatırım sonucu ortaya çıkan ve otonom sürüşü tamamlayacak bu yapay zekânın ismi Yui. Yui, daha kişisel bir deneyim sunmak için sürücülerin tercihlerine göre seçim yapmasına yardımcı olacak. Sürücünün ruh haline göre rota ve hız belirleyecek Yui, daha fazla bilgi almak için sizinle sohbet bile edecek. Hatta araç 2020’ye kadar o kadar çok veri toplayacak ki bu açıdan neredeyse Facebook ile rekabet edebilecek. İşte Yui’nin bir diğer hedefi de sadece sürücünün değil, aynı zamanda toplumun sürüş dinamiklerini bilmek. Hangi noktalarda stres artıyorsa Yui önlemini alacak belki de müziği değiştirecek. Yani aslında Toyota’nın asla vazgeçmediği “güvenlik” ilkesi bu sefer eğlence ile birleşmiş olacak.

    Peki, Tesla’ya karşı Toyota otonom sürüşte nasıl bir konumda yer alacak? Bu sorunun cevabını Toyota’nın geçtiğimiz sene MIT ve Stanford Üniversitesi ile ortaklaşa çalışması için kurduğu Araştırma Enstitüsü CEO’su Gill Pratt cevaplıyor. “Bize göre otonom sürüş bir maraton. Yarışa başladığımızda en iyi durumda olmayabiliriz. Başkaları bizim için olumsuz şeyler söyleyebilir. Ancak hepimiz bu yarışın başındayız ve önemli olan yarışı hangi noktada tamamlayacağımız.”

    Toyota’nın CEO’su Akio Toyoda’ya göre otomobiller daha eğlenceli olmalı. Yui de bu amaca hizmet ederek otomobili çocuklar dahil ailenin her üyesi için bir rüya objesine dönüştürmeye kararlı. “Oyuncak arabalarla oynayan küçük çocukların neşesini, heyecanını ve düşlerini otomobillere aktarmak istiyoruz,” diyen Toyoda bir nevi haklı. Günümüzde sayısı artan ve sıradanlaşan otomobiller için bu tarz bir duygusal dokunuş, onlara tekrar eski günlerindeki yüksek itibarını kazandırabilir. Kişisel sürüşün dışında taşıma, nakliyat ve ulaştırma gibi ticari konularda otonom sürüşün piyasayı nasıl değiştireceğini ve yapay zekânın baskın bir rol oynayıp oynamayacağını hep beraber gözlemleyeceğiz.

    Daha fazla bilgi için siz de Toyota ilgili internet sayfasına buradan göz atabilirsiniz.

    Twitter artık herkes için 280 karakter!

    Twitter, geçtiğimiz eylül ayında testlerine başladığı 280 karakter sayısına sahip Tweet gönderebilme özelliğini tüm kullanıcılara açtı. Artık 140 karakter sınırına sahip tweet’lerin devri kapandı.

    Twitter konuyla ilgili basın bildirisinde, kullanıcılarının testlerin ilk zamanlarından itibaren 280 karakter limitine alıştığını, hatta daha kolay ve sık bir şekilde tweet attıkları bulgusu elde edildiğini açıkladı; bununla birlikte mikro blog ağında yeni limitine ragmen 140 karakterlik tweet’lerin de yoğun şekilde paylaşıldığının altı çizildi. Bu durum ‘Twitter’ın öz olma özelliğinin’ korunması şeklinde yorumlandı.

    Twitter basın bildirisinde öne çıkan diğer detaylar şu şekildeydi;

    “Tarihsel olarak baktığımızda, İngilizce atılan Tweet’lerin %9’u karakter limitini dolduruyordu. Bu oran bize, bir düşünceyi bir Tweet’e sığdırmak için sarfedilen, ve çoğunlukla Tweet’i düzenlemekle çok fazla vakit harcamak ve hatta bazen Tweet’ten vazgeçmekle sonuçlanan eforları yansıtıyor. Karakter sayısının artırılmasıyla, bu sorun büyük ölçüde azaltıldı – karakter limitini dolduran Tweet sayısı, toplam Tweet sayısının %1’ine kadar geriledi. Tweet’lerin karakter limitine daha nadir dayandığını gördüğümüzden dolayı insanların Tweet’lerini düzenlemek için daha az zaman harcadıklarına inanıyoruz. Bu ise şu anlama geliyor: Daha fazla alan insanların düşüncelerini bir Tweet’e sığdırmalarını daha kolay hale getiriyor ve böylece insanlar söylemek istediklerini söyleyerek Tweet’lerini daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde gönderebiliyorlar. Bunun kanıtlarını aşağıdaki grafikte görebilirsiniz:

    Harry Potter artırılmış gerçeklik oyunu ile geri dönüyor

    Pokemon GO ile bir dönemi kasıp kavuran geliştiricisi Niantic, şimdi de Harry Potter’ı konu edinen yeni oyun planıyla gündemde. Tıpkı Pokemon GO gibi artırılmış gerçeklik deneyimiyle geleceği belirtilen Harry Potter oyunu, 2018’de çıkacak. Detaylar dikkat çekici…

    Pokemon GO, mobil cihazlarla gerçek dünyada çeşitli karakterlerin avlanmasına dayalı, artırılmış gerçeklik oyunları adına ‘mihenk taşı’ yapımlardan biri. Tüm zamanların en fazla oynanan mobil oyunları arasında konumlanan Pokemon GO’nun arkasındaki firma Niantic’in hedefi ise bu kez Harry Potter ile benzer bir deneyim sunmak.

    Warner Bros ve Portkey Games ile işbirliği içerisinde hazırlıklarına devam edildiği bildirilen yeni oyunun tam adı da belli oldu: Harry Potter: Wizards Unite. Diğer yandan çıkış tarihi henüz netlik kazanmadığı gibi hakkında ismi dışında bilgi de henüz bulunmuyor. Buna karşın söz konusu yapımın bu alanda olağanüstü deneyimli şirketler tarafından hazırlanıyor olması umut verici detaylar arasında.

    Harry Potter: Wizards Unite’ın Pokemon GO’daki mekaniklerin benzeriyle mi geleceği, yoksa daha farklı oyun şekilleri mi sunacağı konusu da henüz belirsiz. Bununla birlikte Pokemon GO’ya benzeyen öğelerle birlikte kült bir eser ve sinema yapımı olan Harry Potter’ın mobil cihazlara önümüzdeki aylarda konuk olacağını belirtmemiz mümkün. Oyuna dair öne çıkan gelişmeleri önümüzdeki süreçte de aktarmayı sürdüreceğiz. Takipte kalınız…

     

    GTA 5 tüm zamanların en çok satan oyunu oldu!

    0

    GTA 5 hayranları için şahane bildi paylaşıldı. Yıllara meydan okuyan Grand Theft Auto‘nun beşinci ana oyunu inanılmaz bir satış başarısına ulaştı.

    Take-Two 2018 yılına girmeden önce, yayınladığı finans raporu ile GTA 5’in büyük başarısını da gözler önüne serdi. Normalde oyununuz ne kadar iyi olursa olsun, çıkış tarihinden bir süre sonra (genelde iki ay) düşmeye başlar.

    Söz konusu Rockstar‘ın GTA 5’i olduğunda ise bu durum yaşanmamış gibi görünüyor. Açıklanan verilere göre oyun tam 85 milyon ünite satmayı başardı. Bu satışların içine kutulu, dijital ve tüm platformlar dahil edilmiş durumda.

    GTA 5

    GTA 5 85 milyon oyun sattı!

    Halen anlık 55 bin oyuncu gibi inanılmaz bir oyuncu kitlesine hitap eden yapım, özellikle ilginç satış stratejisiyle markayı tam 3 yıl boyunca aktif tutmayı başarmıştı.

    GTA V ilk olarak PS3 ve Xbox 360 için satışa sunulmuş olsa da, kısa bir süre sonra yeni nesil konsollar çıktığı için oyunun yenilenmiş versiyonu anında bu konsollara da uyarlandı. Oyunun çıkışından 1 yıl sonraysa bu sefer PC oyuncuları GTA ile tanıştılar.

    Yine de 85 milyon gerçekten de inanılmaz ötesi bir rakam.