Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 715

    ASUS’a prestijli ödül

    ASUS, müşterisiyle sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişki kuran markaların ödüllendirildiği A.L.F.A Awards’ta bilgisayar/tablet/laptop kategorisinde “Customer Brand” seçilerek, ödüle layık görüldü.

    2015 yılından bu yana en iyi müşteri deneyimini yaratan markaların ödüllendirildiği A.L.F.A Awards’ın bu yılki kazananları açıklandı. A.L.F.A Awards’ta markalar, aldıkları A.L.F.A puanlarıyla müşteri deneyimini en iyi yaşatan markalar olarak değerlendiriliyor.

    Müşterilerine sunduğu kaliteli hizmetle bilgisayar/tablet/laptop kategorisinin kazananı ASUS, en iyi müşteri deneyimi yaşatan markalardan biri olarak müşteri odaklı yaklaşımını bir kez daha tescilledi. Tüketicilere en iyi müşteri deneyimini sunan marka olarak ödüle layık görülen ASUS, araştırma kriterleri arasında yer alan; satış öncesi ilişki deneyimi, markanın tüketici ile kurduğu iletişimin yoğunluğu ve niteliği, markaya bir çok kanaldan erişim imkanı olması, satış sonrası ilişki devamlılığı ve çoklu deneyim tutarlılığı özellikleriyle rakiplerini geride bıraktı.

    “Başarımızın temelinde anlık ve samimi iletişim var”

    İstanbul’da düzenlenen törende markası adına ödülü alan ASUS Türkiye Sistem İş Birimi Ülke Müdürü Özge Kılıç Güler, “Ödülde emeği geçen tüm çalışanlarımıza ve bizi bu ödüle layık görenlere teşekkür ediyorum. Başarımızın temelinde müşterilerimizle kurduğumuz samimi ve anlık iletişimin olduğuna inanıyorum. Müşteri memnuniyeti yaratmanın kolay olmadığı bir sektörde faaliyet göstermenin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun farkındayız. Bu ödülün ekibimize katacağı motivasyon ile daha iyisini yapmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

    OPPO, yeni işletim sistemi ColorOS 12’yi duyurdu

    Android 12 tabanlı yeni ColorOS işletim sistemi, daha sorunsuz bir performansla daha kapsamlı bir kullanıcı arayüzü sunuyor.

    OPPO yeni işletim sistemi ColorOS 12’yi resmi olarak duyurdu. Kullanıcılarına Android 12’ye daha yakın bir deneyim yaşatmayı amaçlayan ColorOS 12, yeni ve kapsamlı kullanıcı arayüzüyle daha sorunsuz bir performans ve gün boyunca üretkenliğinizi artırmanın yanı sıra daha iyi bir iş-yaşam dengesi kurmanıza yardımcı olacak özelliklerle birlikte geliyor.

    Gerçekleştirilen lansmanla OPPO, ColorOS 12 beta sürümünü global kullanıcıları için resmi olarak yayınlayarak Android 12’yi çalıştıran ilk OEM’lerden biri oldu. OPPO ilk olarak Endonezya, Tayland ve Malezya’daki Find X3 Pro’ya sunduğu sürümü, önümüzdeki aylarda daha fazla ülke ve bölgeyi kapsayacak şekilde daha fazla modelde sunmayı planlıyor.

    Uzun vadeli çalışmalar sonucunda ColorOS 12, başta sistem eskimesi hatalarının önüne geçmek ve akıllı kaynak tahsisi sağlamak için, uzun süreli kullanıma bağlı gecikmeleri ve sistem takılmalarını gidermede üstün bir başarı sergiledi. Böylece, 3 yılda %2,75 oranında daha düşük bir sistem yaşlanma oranı, ortalama %30 daha az bellek kullanımı ve %20 daha düşük pil tüketimi kaydedildi.

    Görsel sezgilere hitap eden Quantum Animation Engine, gerçeğe yakın animasyon efektleri elde etmek için 300’den fazla geliştirilmiş animasyon kullanıyor. Direnme, durağan kalma ve geri tepki verme gibi fiziksel davranışları taklit eden bu özellik, daha gerçekçi ve sezgisel olması için genel deneyimi insan beyninin bilişsel yapısına ve alışkanlıklarına daha uyumlu hale getiriyor. PC Connect, Google Lens tarafından desteklenen 3 Parmakla Çeviri Hizmeti, FlexDrop ve Phone Manager gibi pratik özellikler, ColorOS 12 kullanıcılarının birden fazla senaryoda üretken olmasını sağlıyor.

    Apple iPhone 13 seçim rehberi: Hangi telefon kime göre?

    Apple iPhone 12 serisyle birlikte artık senede 4 telefon çıkarmaya başladı. Mini, Standart model, Pro ve Pro Max. Her bir telefonun kendine has özellikleri varken Apple bu dörtlü seriyi iPhone 13 serisinde de devam ettirdi. Bu sayede farklı kullanıcı kitlelerine de hitap etmeyi sürdüdü. Peki bu dört model arasında sizin için en uygun olan iPhone 13 modeli hangisi?


    İlginizi çekebilir: Apple, iWork üretkenlik uygulamalarındaki yeni özellikleri tanıttı


    Kimler Apple iPhone 13 Mini almalı?

    Apple

    Mini serisi ailenin en ufak, en kompakt ve en elde tutuşu kolay olan model olarak dikkat çekiyor. Ancak iPhone 12 Mini’nin satışlarının pek iyi gitmemesi iPhone 13 Mini’nin satışa bile çıkmayacağı söylentilerine yol açmıştı. Ancak Apple bunlara kulak vermedi ve 13 Mini piyasaya sürüldü. iPhone 13 Mini daha çok tek elle kullanımı seven, cebinde, çantasında veya elinde büyük bir telefon taşımak istemeyen kullanıcılar için biçilmiş kaftan. Çünkü 5,4 inçlik OLED ekranı birçok kullanıcıya yetiyor. Ekranının nerdeyse iPhone 8 Plus kadar olması ancak boyutu itibariyle o modelden çok daha küçük olması bir avantaj olarak görülüyor. Ayrıca içerisinde telefona güç veren A15 Bionic işlemci de ailenin diğer modelleriyle aynı olması sebebiyle herhangi bir performans düşüşü de yaşatmıyor. Kameraları ise standart model ile aynı olması sayesinde daha fazla ücret vermek istemeyenler işin de iyi bir sebep. Toplam pakette iPhone 13 Mini hali hazırda büyük ekranlı teknolojik oyuncaklar (dizüstü bilgisayar, tablet vb) kullananlar ve küçük ekranlı telefon kullanmak isteyenler için iyi bir seçim olarak gözüküyor.

    Kimler Apple iPhone 13 almalı?

    Apple

    iPhone 13, Pro serisinden farklı olarak kamera konusunda ekstra telefoto kamerası bulunmuyor. Kamera konusunda bana ana kamera ve geniş açılı kamera yeterli, 6.1 inçlik ekran da her işimi kolaylıkla görüyor diyenler için uygun gözüküyor. Ayrıca iPhone 13 Mini’den nispeten daha büyük bir pile sahip olmasıyla daha iyi bir pil performansı sunuyor. Bu sayede iPhone kullanım keyfiniz daha uzun ekran süresiyle perçinlenmiş oluyor. Ayrıca eğer iPhone 11 ve  öncesi serilerini kullanıyorsanız OLED ekran keyfini de iPhone 13 ile çıkarabilirsiniz.

    Kimler Apple iPhone 13 Pro ve Pro Max almalı?

    Apple

    Apple’ın iPhone serileri üç senedir Pro versiyonlarıyla tüketicilerin dikkatini çekiyor. Pro kamera, pro ekran sloganıyla çıkış yapan iPhone 11 Pro ve Pro Max ile başlayan Pro modeller 13 serisinde de devam ediyor. Ancak bir takım önemli iyileştirmeleri de beraberinde getiriyor. İlk defa bir iPhone serisinde uzun zamandır beklenen yüksek tazeleme hızına sahip ekranları bu seriyle geliyor. 120Hz ProMotion adı verilen bu teknoloji sayesinde ekranlar artık çok daha hızlı ve çok daha işlevsel oluyor. Görüntüler daha akıcı hareket ederken bunu da pilden tasarruf ederek yapabiliyor. LTPO (Dinamik Yenileme Hızı) teknolojisiyle birlikte ekranlar 120Hz ile 10Hz arasında değişebiliyor. Bu da bataryaya olumlu bir etki sağlıyor. Şimdiye kadar en güçlü iPhone modelleri olmayı başarırken bunun yanında bataryası en uzun giden telefonlar arasında da en başta yer alıyor. Bu yüzden ekrana ve pile çok önem veren kişilerin Pro modelleri tercih etmesi gerekiyor.

    Peki 13 Pro ve 13 Pro Max arasında hangisi diye sorarsanız eğer burada kullanıcı alışkanlıkları devreye giriyor. Çünkü devasa 6.7 inçlik ekranı, paslanmaz çelik kasası -her iki Pro modelde de paslanmaz çelik- görece büyük 4352 mAh bataryası yaklaşık olarak 240 gramlık bir ağırlık oluşturuyor. Bu da tek elle hatta bazen de iki elle bile kontrolü zor hale getirebiliyor. Ancak iPhone 13 Pro 6.1 inçlik ekranı, Pro Max’e kıyasla daha küçük bataryası ile yaklaşık olarak 204 gramlık ağırıyla daha kompakt bir Pro olarak karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz sene iPhone 12 Pro Max’in 12 Pro’ya göre ufakta olsa bir kamera farkı bulunuyorken bu sene o farkta yok. Bu yüzden iPhone 13 Pro tasarım kısmıyla bir adım öne geçiyor. Fakat her kullanıcının tercihleri farklı olabileceği gibi burada da tercihler farklılıklar gösterebilir.

    Peki iPhone 13 serisinden hangi model size göre? Siz bu telefonlardan birine sahip misiniz? Ya da hangi modeli satın almak isterdiniz? Yorumlar kısmında bize belirtmeyi unutmayın.

     

    Test: iPhone 13 kamerası iPhone 12 Pro’dan daha iyi

    iPhone 13, DXOMark kamera testine göre iPhone 12 Pro’dan daha iyi durumda. İşte detaylar…

    Geçtiğimiz ay DXOMark, iPhone 13 Pro’nun kamerasının iPhone 12 Pro’dan daha iyi olduğunu belirttiği iPhone 13 Pro kamera incelemesini yayınlamıştı. Şimdi ise iPhone 13 kamera incelemesi yayınlandı ve görünüşe göre iPhone 13’ün kamerası da iPhone 12 Pro’dan daha iyi…

    Tahmin edilebileceği üzere iPhone 13 ve 13 Mini, aynı kamera modüllerine sahip, bu nedenle iki modelden hangisini tercih ederseniz edin benzer kamera deneyimine sahip olacaksınız.

    DXOMark, gerçekleştirdiği testlerde çekimlerin güzel renklerde olduğunu, beyaz ışık dengesinin çok iyi sağlandığını, kameranın hızlı ve pürüzsüz bir otomatik odaklamaya sahip olduğunu belirtti.

    Öte yandan incelemede negatif olarak da orta ve uzun menzilli zoom kullanırken ayrıntıların eksikliği gösteriliyor. Ayrıca özellikle düşük ışıkta çekilen videolarda ve yüksek kontrastlı çekimlerde karşılaşılan sınırlı dinamik aralık da söz konusu testte negatif puan alan kısımlar arasında yer alıyor.
    Ancak tabii ki de, DXOMark’ın testinin metodolojisin ve güvenilirliğinin, öncelikle kamera kalitesinin öznel olduğu ve buna bir “puan” atamanın zor olduğu temelinde sıklıkla sorgulandığını ve tartışıldığınını da belirtmek gerekiyor.

    En yeni iPhone’lar MediaMarkt’ta satışa çıktı.

    Realme C21: Büyük ekran, güçlü pil uygun fiyat

    Türkiye’de üretilen Realme C21 büyük ekranı ve 5000 mAh’lik pili ile ilgi çekiyor. Bu ürünün enbüyük özelliği ise kuşkusuz fiyat/performans dengesi.

    Realme C21 , 8.9mm kalınlıkta ve 190 gram ağırlıkta. Genellikle plastik malzemenin tercih edildiği telefon, yanlardan yumuşatılmış hatlara sahip. Arka yüzeyi ise, tırtıklı plastik. Yine arka tarafta, ana kamera sistemi ve parmak izi okuyucu sensör dikkat çekiyor. Ürünün alt kısmına baktığımızda ise, 3.5mm kulaklık girişi ve microUSB bağlantı noktasına yer verildiğini görüyoruz. Evet, Type-C tercih edilmemiş. Peki kutudan kulaklık çıkıyor mu diye sorarsanız, hayır, çıkmıyor.

    Realme C21

    Realme C21, bünyesinde yüz tanıma sistemi ve parmak izi okuyucu sensör sistemini barındırıyor. Yüz tanıma sistemi, aslında çok da gelişmiş bir sistem değil, dolayısıyla kandırılma payı var. Parmak izi okuyucu sensör ise, daha güvenli bir çözüm ve biz de bunu öneriyoruz. Tabii ekrana yedirilmiş sistem yerine arka yüzeye konumlandırılmış sistem, haliyle artık güncel değil ve kullanımı biraz daha zahmetli.

    Realme C21, 6.5 inç değerde büyük bir ekrana sahip

    Bu büyük ekran, bir şeyler izlemek, okumak ve oynamak için güzel çözümler sunabiliyor. IPS LCD teknolojisinin kullanıldığı ekran, 720 x 1600 çözünürlük sunuyor ve özellikle iç mekân kullanımlarında başarılı görüntüleme performansına sahip. Dokunuşlara verdiği cevaplar da genel olarak hızlı.

    Realme C21

    Peki ekran tarafında başka nasıl detaylar var diyecek olursanız, örneğin, okuma yapmak istiyorsanız siyah beyaz görüntü modunu aktifleştirebilirsiniz. Uzun süreli kullanımlarda da gözlerinizin daha az zarar görmesi için göz konforu modunu aktifleştirebilirsiniz.

    MediaTek Helio G35 yonga farkı

    MediaTek Helio G35, bünyesinde 2.3GHz değerde Cortex A53 ve 1.8GHz değerde Cortex A53 olmak üzere toplam 8 çekirdekli octa-core işlemci bulunduruyor. Bunun yanında 3GB RAM ve 32GB dahili depolama mevcut. Cihaz, yaklaşık 20GB’lık kullanılabilir alan sunuyor. Tabii daha iyi bir deneyim için microSD kart desteği de sağlayabilirsiniz.

    Telefon, Android 10 işletim sistemiyle geliyor. Aslında Android 11 olmasını beklerdik. Yine de, kullanımı kolay bir arayüzü var ve genellikle performanslı çalışıyor. Uygulama çalıştırma tarafında bir sorunla karşılaşmadık. Tabii güç isteyen 3D uygulamaların çalışmalarında gecikmeler ve ufak kasmalar gözlenebiliyor.

    Realme C21

    Yaptığımız testlerde, Asphalt 9 gibi iyi grafiklere sahip bir yarış oyununu rahatlıkla oynayabildik. Ara ara ufak kasmalar olsa da, genelinde akıcı deneyim elde edebildik. Tabii cihazın genellikle 2D platform oyunları ve bulmaca oyunları için daha ideal olduğunu da söyleyebiliriz. Uzun süreli oyun deneyimlerinde de cihazda ciddi ısınma düzeyiyle karşılaşmadık.

    Üçlü kamera sistemi

    Ürünün arka tarafında 13+2+2MP’den oluşan üçlü kamera sistemi bulunuyor. Ana kameramz, aynı zamanda geniş açılı kamera olarak nitelendiriliyor. Bunun yanında 2MP makro kamera, 2MP de derinlik sensörü var. Özellikle bokeh efektli görseller için iyi sonuçlar alabilirsiniz. Tabii iyi ışıklı ortamlarda.

    Video tarafına baktığımızda, ana kamera ile gece çekimi, ağır video çekimi gibi seçeneklere de erişebiliyorsunuz.

    Realme C21

    Hem ön hem de arka kameranın 1080p 30FPS video çekim imkânı sunduğunu, iyi ışıklı ortamlarda ve sabit çekimlerde iyi sonuçlar verdiğini söyleyebiliriz.

    5MP değerdeki ön kamera, hem bokehli selfie’ler hem de internet üzerinden yapacağınız görüntülü görüşmeler için iyi performans sunabiliyor.

    Yine de, kameralar tarafında beklentilerinizin yüksek olmaması gerektiğini belirtelim.

    Realme C21

    5000mAh pil

    Realme C21, bünyesinde 5000mAh değerde pile sahip. Oldukça iyi bir değer. Cihaz, gündelik kullanımda, tek şarj ile 2 günü rahatlıkla çıkarıyor. Eğer yoğun kullanım tercih eden biriyseniz, tek şarj ile bir günü rahatlıkla çıkarabilirsiniz. Tabii kablo ve bağlantı tarafında Type-C tercih edilseydi, daha kullanışlı olurdu.

    Realme ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    Ders çalışmak için gürültü önleyici kulaklık önerileri

    Öğrencilerin konforlu bir şekilde derslerini dinlemelerini sağlayacak, kalabalık ortamlarda bile odaklanmayı mümkün kılacak Ders Çalışmak için Gürültü Önleyici Kulaklık önerilerini yazımda bulabilirsiniz.

    Far Cry 6 İnceleme

    0

    Uzun yıllardır hayatımızda olan Far Cry serisinin yeni oyunu Far Cry 6 geçtiğimiz günlerde piyasaya çıktı. Far Cry 6 bilindik çizgisini bozmadan bize hararetli bir ortam ve bol eğlence sunuyor. Küba’dan esinlenilerek tarihin içinde donmuş bir an gibi karşımıza çıkan Yara adası kendi içinde heyecanı ve sürprizleri barındırıyor.

    Eğer biraz politik konulara ilginiz varsa Yara adası size hoş bir deneyimin ötesinde anılar sunabilir. Ada,  siyasi bir çatışma içinde yer alan Libertad isimli gerilla örgütü ile yönetim arasındaki sıkışmışlığı bize buram buram yansıtıyor. Olayların yönü iç savaşa doğru kaydığında kendimizi oyunun başlangıcında buluyoruz. Far Cry 6’nın kötü adamı Anton Castillo, ada yönetimine babadan oğula bir sistem ile oğlu Diego’yu getirmek istemektedir. Tabi bu olaylar dev bir iç karışıklığa oradan da şartların ağırlaşmasına neden olmaktadır. Bir anlamda “Diego dur şimdi ortalık karışık zaten” demek için adaya adım atıyoruz.

    Far Cry oyunu bizi her zaman farklı ve heyecanlı içeriklerle yanyana getirmiştir. Far Cry 6’da da bu bağlamda Viviro isminde genetiği ile oynanmış ve bu değişimlerle birlikte kanser gibi hastalıklara çözüm olacağı düşünülen bir bitki elde edilmiş. Tabii ki bu sadece iyi amaçla değil bir silah olarak kullanılma aşamasına da dönüşmüş.

    Viviro tarlaları oyunda belli bölgelerde kırmızı olarak görebileceğiniz ve etraflarındaki patlayıcı maddeler ile zarar verebildiğiniz bir alan şekli ile yer alıyor. Tabii ki bu alanlar askeri kamplar ile iç içe bir yapıda, sıkı korunan ve bolca ateş gücünü de yanında bulunduran bir noktada. Haritanın büyüklüğü ile birlikte Yara adasının tropik çizgisinde gezip dolaşılacak onca güzel şeyle birlikte yer almaktalar.

    Farklı tip araçlar, kamyonlar, ATV’ler, uçaklar, tanklar, helikopterler derken hem kullandığımız silahlar hem de etrafımızdaki araçlar oldukça fazla sayıda. Küba’dan esinlenilen bir zaman dilimi olarak düşündüğümüzde etrafta görebileceğiniz tüm araçlar size bu nostaljiyi yaşatıyor. Genel olarak Far Cry oyunlarında araç sürme mekanikleri oldukça keyiflidir. Burada da konu yine çok çeşitli araçlar olunca bazen görevli bırakıp dolaşmaya başlayabiliyorsunuz. Etraftaki araçları kullanabildiğiniz gibi modifiye ettiğiniz kendi araç serinizi de olduğunuz yere çağırabiliyorsunuz.

    Araçlardan sonra kullanabildiğimiz silahlar ve alet-edevatlara şöyle bir göz atalım. Bir şeyleri birleştirebilme yapısı Far Cry serisinde artık olayın temeline oturan bir noktaya vardı. Eşyalar ve onlarla bağlı olarak silahlar oyun içinde ilerlemeye göre bize sunuluyor. Sizi hikayenin ve adanın daha çok içine dahil etmeye yarayan bu sistem ile yeni görevleri bitirmek demek yeni silahlara ulaşmak demek diyebiliriz.

    Envanter bazında bu yapımda üzerinizdeki eşyaları iyileştirebiliyor ya da farklı özellikle kazanabiliyorsunuz. Etraftaki objeleri toplayarak silahınıza susturucu vb. şeyler yapmak da mümkün. Fakat seri ateş etme aşamasında o susturucusunun ısınarak artık susturmadığını acı bir şekilde fark etmek ise paha biçilemez bir deneyim. Oyunda bütün gidişatı değiştiren Supremo isimli bir özel roket fırlatan sırt çantamız da mevcut. “Süperim doldu” esprisine denk gelecek kadar aşırı güçlü ve olayın gidişatını değiştiren bir silah. Tanklara, helikopterlere, binalara ve askerlere karşı otomatik kilitlenerek saldıran bir roket salvosu düşünün. İlk saldırı anında ya da işlerin çok karıştığını düşündüğünüz anda eğer hazır durumda ise kullanılması işe yarayan bir silah.

    Silahların vuruş hissiyatı ise bir Far Cry oyununa göre oldukça yeterli. Yukarıda dediğim gibi handmade olarak üretilen susturucuların bir yerden sonra susturmadığı gibi konularla, geliştirmelerin ve iyileştirmelerin oyun içinde sizi baya geniş bir oyun alanına bırakması oyundan çabuk sıkılmanızı engelleyecek bir unsur. Çatışmalar genel olarak keyifli ve heyecanlı ilerliyor.

    Aksiyon dolu FPS oyunlarını seviyorsanız Far Cry 6 sizi politik hikayesi ile birlikte ekran başında tutacaktır.

    Eğer FAR CRY 6 ilginizi çekti ise BURAYA TIKLAYARAK satın alabilirsiniz.

    Bildiğiniz fare tasarımlarını unutun: Logitech MX Vertical

    Uzun süre bilgisayar kullanımına bağlı olarak, çeşitli sağlık sorunları meydana gelebiliyor. Bunların başında fare kullanım süresi fazla olanların rahatsızlığı, Karpal Tünel Sendromu geliyor. Eğer zamanında önlem alınmazsa bu sancı veren rahatsızlık ameliyata kadar gidebiliyor. Buna çözüm olarak donanım üreticileri, Karpal Tünel Sendromu’na yol açmayan ergonomik fare modelleri üretiyor. Logitech’in MX Vertical adlı faresi de işte bu amaçla geliştirilmiş bir ürün.

    Klasik modellerden çok farklı

    Logitech MX Vertical ergonomik farenin genel tasarımına baktığımızda klasik farelerden çok farklı bir tasarıma sahip olduğunu görüyoruz. Dikey ya da kule tipi olarak adlandırılan bu tür fareler, kol ve bilek sağlığı için çözüm olabiliyor. Bu tür ürünler, kol gerginliği ve bilekte sinir sıkışması riskini önemli oranda azaltıyor. İnsan eline göre şekillendirilmiş olan Logitech MX Vertical ergonomik fare, dokulu kauçuk yüzeyi sayesinde kullanırken yumuşak bir his veriyor.

    Bu yeniliğe alışmak zor değil

    MX Vertical ergonomik fare, klasik farelerden farklı olduğu için ilk başta alışmakta biraz zorluk çekebilirsiniz. Ancak birkaç haftalık kullanım sonrası alıştıktan sonra kullanımının gayet pratik olduğunu göreceksiniz. Bu arada, MX Vertical fare sağ el ile kullanım için tasarlanmış. Dolayısıyla fareyi sol eliyle kullananlar için uygun değil. Fareyi bileğini dinlendirerek hem sağ hem de sol elle dönüşümlü kullananların simetrik ürünlere bakmasında yarar var.

    Logitech MX Vertical

    El sıkışma pozisyonunda fare kullanma keyfi

    MX Vertical ergonomik fare, bilgisayar kullanıcılarının kollarındaki kas gerginliğini ve bileklerindeki basıncını azaltmayı hedefliyor. Bu fare, klasik farelerin aksine kullandığınız sürece bileğinizi yere paralel olması yerine 57 derece eğimle ve el sıkışma pozisyonunda kalmasını sağlıyor. Aslında geleneksel fareleri kullanırken, bileğimizi yere paralel hale getirerek, doğal olmayan bir şekilde tutmaya zorluyor ve gün boyu böyle kullanıyoruz.

    Kas gerginliğini yüzde 10 oranında azaltıyor

    MX Vertical ergonomik fare, kullandığınız sürece, bileğinizin doğal halde kalmasını ve dolayısıyla herhangi bir gerginlik yaşamamasını sağlıyor. Şirketin verdiği bilgiye göre, MX Vertical’ın doğal el sıkışma pozisyonu, kas gerginliğini yüzde 10 oranında azaltıyor. Bunu zaten kullandığınızda fark ediyorsunuz. Logitech, MX Vertical adlı bu fareyi önde gelen ergonomistlerin yönlendirmesiyle geliştirmiş ve belirlenen ölçütlere göre tasarlayarak test etmiş. El hareketini 24 kat azaltan MX Vertical, geleneksel farelere kıyasla, kas ve el yorgunluğunu azaltıyor.

    İmlecin hassasiyetini değiştirmek çok kolay

    MX Vertical ergonomik farenin üzerine geleneksel farelerde olduğu gibi sağ ve sol tuşu ile kaydırma tekerleği yer alıyor. Ürünün sol tarafında özelleştirilebilir iki adet tuş bulunuyor. Üst tarafında ise imlecin hız ve hassasiyetini basarak değiştirebileceğiniz bir tuş var. Bu tuşa bastığınızda bilgisayarınızın ekranında seçenekler çıkıyor. Fareyi sağ ya da sola kaydırarak kolayca istediğiniz hassasiyet değerine ayarlayabiliyorsunuz.

    Az hareketle daha çok işlem yapın

    MX Vertical’da yüksek hassasiyetli sensör mevcut. Bu da daha az hareketle daha çok işlem gerçekleştirebilmenizi sağlıyor. Sensör 400 DPI ile 4000 DPI arasında istenilen değerlerde ayarlanabiliyor. Bu ergonomik farenin alt tarafında ise açma-kapatma düğmesi ile cihazlar arasında geçiş yapmanızı sağlayan tuş bulunuyor.

    Tüm masaüstü işletim sistemleriyle uyumlu

    MX Vertical ergonomik fare 78,5 mm. yükseklik, 79 mm. genişlik ve 120 mm. derinliğe sahip. Bu sıra dışı farenin ağırlığı ise sadece 135 gram. Bu ürün, Windows, macOS, iPadOS, Chrome OS ve Linux işletim sistemleriyle uyumlu. MX Vertical, kullandığınız cihazlara, USB-C şarj kablo, Logitech Unifying Alıcı veya Bluetooth olmak üzere üç farklı yöntemle bağlanabiliyor. Fareyi kablosuz ya da kablolu olarak kullanma imkânına sahipsiniz.

    Logitech MX Vertical

    Logitech Flow ile kolay dosya kopyalama

    Farenizi özelleştirmek ve gelişmiş özelliklerden yararlanmak için bilgisayarınıza Logitech Options yazılımını yüklemeniz gerekiyor. Bu yazılımı kullanarak farenin tuşlarına özel işlevler atayabilir, imleç hızını ve hassasiyetini özelleştirilebilirsiniz. Şirketin Logitech Flow özelliği ise birden fazla bilgisayarı kontrol etmenizi sağlıyor. Logitech Flow sayesinde farenizi üç cihazla eşleştirebilir ve cihazlar arasında kolayca geçiş yapabilirsiniz.

    Bu özellik sayesinde farenizin imlecini bir cihazdan diğerine kolayca geçirebilir ve bilgisayarlarınız arasında dosya transferi yapabilirsiniz. Bu özellikten yararlanmak için tüm cihazlarınızın aynı kablosuz ağ veya ethernet ağı üzerinde olması şart. Farklı cihazlar arasında geçiş için farenizin altındaki düğmeyi kullanmanız gerekiyor.

    Tek şarjla dört ay kullanım ömrü

    Yeniden şarj edilebilir 240 mAh kapasiteli Lityum polimer pile sahip olan Logitech MX Vertical ergonomik fare, tek şarjla 4 ay kullanılabiliyor. Şarjınız ummadığınız bir anda biterse, 1 dakikalık hızlı şarj ile 3 saat kullanım imkânı sunmasıysa ürünün en büyük avantajlarından biri. Logitech MX Vertical ergonomik fareyi şarj etmek için, ürünün kutusunda gelen USB-C şarj kablosunu kullanmanız gerekiyor.

    Logitech MX Vertical

    Bilek sağlığına önem verenlere hitap ediyor

    Sonuç olarak, uzun süre bilgisayar başında oturan ve kol ya da bilek ağrısından şikâyet edenler için Logitech MX Vertical ergonomik fare çok iyi bir çözüm. Kablolu ve kablosuz kullanım imkânı sunan, 4 aya kadar pil ömrüne sahip olan bu ürünü, ergonomik fare satın almayı düşünenlere şiddetle tavsiye ederim.

    Logitech MX Vertical incelemesini aşağıdan izleyebilirsiniz:

    Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz

    Bu yazıda Logitech MX Vertical ergonomik fare hakkında bilgi vermeye çalıştım. MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan tüm bilgisayar bileşeni modelleri buradan görebilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Fujifilm Instax Mini 11 ile anında fotoğraf baskısı

    Fujifilm Instax Mini 11 ile anında fotoğraf baskısı

    Fujifilm Instax Mini 11 ile anında fotoğraf baskısı

    iOS 15’in hayatınızı değiştirebilecek 5 yenilikçi özelliği

    iOS 15Apple iOS 15’i ücretsiz bir yazılım güncellemesi olarak geçtiğimiz haftalarda sundu. Getirdiği yenilikler ile iPhone kullanıcılarının uzun zamandır heyecanla beklediği iOS 15 birçok özelliği ile hayatımıza yenilikçi dokunuşlar yapıyor. Bu haftaki yazımda iOS 15’in günlük yaşamınıza kolaylık ve verimlilik getirecek 5 özelliğine yakından baktım.

    Odak Modu

    Odaklanamamak çağımızın en önemli sorunlarından. Ekranlarla çevrili hayatlarımızda kullandığımız yüzlerce uygulama ve platformdan aldığımız bildirimler ile gün içinde sürekli bölünüyoruz. iOS 15 ile gelen “Odak Modu” özelliği bu bildirimlerin cihazlarımıza ulaşma ve sunulma şeklini düzenlememize imkan veriyor. Peki bunu nasıl yapıyor, kısaca bakalım.
    Odak Modu, bildirimleri kullanıcının o anda odaklanmak istediği şeye göre filtreliyor ve bu sayede dikkat dağınıklığını azaltıyor. Örneğin çalışma saatlerinizde İş Odağı modunu ayarlayıp, sadece iş arkadaşlarınızdan ve işle alakalı uygulamalardan gelen bildirimlere izin verebiliyorsunuz. Veya spor yaparken Fitness modunu seçerek antrenmanınızı tamamlayabiliyorsunuz. Ayrıca kendi özel odağınızı da oluşturmanız mümkün. İstediğiniz konuya daha iyi odaklanabilmek için, belirgin bir Odak ile eşleşen uygulamalar ve araç takımlarıyla özel Ana Ekran sayfaları da oluşturabiliyorsunuz.
    Bu özelliği, tüm bildirimleri susturan ve gelen aramaları sesli mesaja gönderen Rahatsız Etmeyin modunun bir uzantısı olarak düşünün. Her şeyi sessize alan tek bir seçeneğe sahip olmak yerine, kullanıcılar İş Odağı veya Uyku Odağı gibi modlar belirleyebiliyorlar. Bu modların her biri, yalnızca belirli uygulamalardan gelen bildirimlere ve belirli kişilerden gelen aramalara izin veriyor. İşe odaklanmak ve yalnızca diğer önemli kişiler veya patronunuz sizi aradığında telefonun çalmasına izin vermek mi istiyorsunuz? Odak Modu ile şimdi bu mümkün. Odak otomatik olarak kullanıcının tüm diğer Apple aygıtlarına da uygulanıyor. Odak özelliği kullanılırken, üçüncü taraf uygulamalarındaki kişilerinize, sizi rahatsız etmemeleri gerektiğini anlamaları için otomatik olarak durumunuz gösteriliyor.

    Canlı Metin
    iPhone kullanıcılarının merakla beklediği bir diğer özellik “Canlı Metin” idi. Fotoğraflardaki metinleri etkileşimli hale getiren bu özellik aygıt içi akıllı teknolojilerden yararlanıyor ve fotoğraflarda, ekran görüntülerinde ve Safari’de metin taramak için optik karakter tanıma özelliğini kullanıyor. Canlı Metin özelliği kısaca şunu yapıyor: Web dahil tüm sistemdeki fotoğraflardaki metinleri algılıyor ve kullanıcıların bu metinler üzerinde kopyalama ve yapıştırma, bilgileri arama ve çevirme gibi işlemleri yapabilmelerini sağlıyor. Neural Engine’in gücü sayesinde Kamera uygulaması da bir kafede gösterilen Wi-Fi parolası gibi metinleri anında algılayıp kopyalayabiliyor. Görsel Araştır özelliği ile, kullanıcılar popüler sanat eserleri, simge yapılar, kitaplar, doğada bulunan bitki ve çiçekler ve evcil hayvan türleri hakkında daha fazla bilgi edinebiliyor. iPhone’da arama başlatmanın genel yolu olan Spotlight , Canlı Metin özelliğinden yararlanarak fotoğraflardaki metinleri ve el yazılarını bulabiliyor.
    Canlı Metin, el yazısını bile kopyalayabiliyor. Ardından, kullanıcıların taranan metinle etkileşime girmesine, kopyalayıp başka bir uygulamaya yapıştırmasına veya metnin ne hakkında olduğunu araştırabilmesine olanak tanıyor. Kendilerini çok sık not etmek istedikleri pasajların veya cümlelerin fotoğraflarını çekerken veya ekran görüntülerini alırken bulan hevesli okuyucular için bu son derece kullanışlı bir özellik. Bu bir telefon numarası veya adres olması durumunda ise, metinle etkileşimi kolaylaştırmanın ötesinde, Canlı Metin, kullanıcıların numarayı çevirmesine izin veriyor ve ayrıca Apple Haritalar aracılığıyla taranan adrese yol tarifi sağlıyor. Ev ödevi veya değerlendirmelerini paylaştığı grup sohbetlerinde yer alan ebeveynler – artık belge veya fotoğrafın çıktısını almak yerine fotoğraf çekebilir ve çocuğunuz için metni bir word belgesinde kullanabilirsiniz.
    Akıllı Listeleme
    Apple iOS 15 ile Hatırlatıcılar ve Notlar uygulamaları da yeni bir özellik ile güncellendi. Artık bu uygulamalar kullanıcı tarafından oluşturulan etiketlerle notları hızla kategorilere ayırmayı kolaylaştırıyor. Bu özellik, hem hatırlatıcılara hem de notlara sorunsuz erişim sağlıyor. Sık sık not alan ve günlük hayatlarını düzenli tutmak için Hatırlatıcılar uygulamasını kullanan kullanıcılar için çok faydalı bir özellik.
    Akıllı Liste özelliği ayrıca etiketlenen öğeleri otomatik olarak listeler halinde gruplandırıyor. Bu aynı zamanda, kullanıcıların etiketlere, tarih ve saate, konuma ve öncelik düzeyine bağlı olarak bir bilginin hangi listeye gireceğini filtreleyebildiği, tamamen kişiselleştirilebilir bir özellik. Bu özellik arka planda sessiz sedasız işinizi yaparken, size verimlilik ve yaratıcılık adına daha fazla zaman kalacak. Paylaşılan notlardaki üyelerin önemli güncellemeler olduğunda birbirlerini haberdar edebilmesini sağlayan bir diğer özellik Bahsetmeler ise benim en fazla ilgimi çeken yenilik oldu. Yepyeni Etkinlik görünümü ise, paylaşılan bir notun yakın geçmişini gösteriyor ve Vurgular özelliği sayesinde değişiklikleri yapan kişilerle ilgili ayrıntıları görebiliyorsunuz.
    iCloud+
    iCloud+, gizliliğe değer veren ve bir tür pazarlama veri tabanına girmekten kaçınmak isteyen kullanıcıların ilgisini çekecek bir özellik. E-postamı Gizle özelliği, genişletilmiş HomeKit Güvenli Video desteği, yeni bir inovatif internet gizlilik servisi ve iCloud Private Relay gibi yeni premium özelliklerle bir araya getiren iCloud+, yalnızca kullanıcının gerçek e-posta hesabını kullandığı hizmetlerden gizlemekle kalmaz, aynı zamanda saniyeler içinde etkin bir şekilde devre dışı bırakılabilir. Tek kullanımlık e-posta hesapları oluşturmak için bir tarayıcı açmak, bir web sitesine gitmek yerine, artık iPhone’da sadece birkaç hızlı dokunuşla bunu yapabiliyorsunuz. Ücretsiz bir ürün almak için bir anket doldurmak istiyor ancak gerçek e-postanızı paylaşmamayı istemiyor musunuz? Veya kişisel e-postanızı ifşa etmeden bir yarışmaya katılmak mı istiyorsunuz? iCloud+ tüm bu taleplerinize cevap veriyor.
    Mevcut iCloud depolama alanı aboneleri otomatik olarak iCloud+ aboneliğine yükseltilecek. Tüm iCloud+ tarifeleri, aynı Aile İçi Paylaşım grubundaki kişilerle paylaşılabilecek. Böylece iCloud+ servisiyle birlikte sunulan yeni özelliklerden, depolama alanından ve zenginleştirilmiş deneyimden herkes yararlanabilecek.
    Dijital Miras
    Kişinin vefatından sonra istenmeyen taraflarca verilere erişilmesine ilişkin oldukça yaygın bir korku vardır. iOS 15, dijital verilerinizi, vefatınızdan sonra Dijital Miras kişileri olarak belirlenen arkadaşlarınız ve aile üyelerinizle paylaşmanıza olanak tanıyor. Bu, günümüzde cihazlarımızda ne kadar hassas ve son derece kişisel bilgilerimizin saklandığı düşünüldüğünde son derece önemli bir özelliktir. Dijital Miras için bir veya daha fazla kişiyi ayarlayabiliyorsunuz. Birini “eski kişi” olarak belirlediğinizde bir dijital erişim anahtarı oluşturuluyor. Bu parolayı PDF olarak kaydediyorsunuz ve söz konusu kişiye gönderiyorsunuz. Belirlenen kişiler, bu Erişim Anahtarı ve merhumun ölüm belgesinin bir kopyasını ile verileri talep edebiliyorlar. Bu özellik, kullanıcılara vefat durumunda bile verilerini kontrol etme yeteneği verecek ve Apple’ın kullanıcıların gizliliğini koruma ve savunma konusundaki hassasiyetini ortaya koyuyor.

    Windows 11’e geçmeden önce yapmanız gerekenler

    Microsoft, Windows 11’i halihazırda Windows 10 çalıştıran cihazlar için ücretsiz bir yükseltme olarak sunacak olsa da bilgisayar donanım yapılandırmanızın uyumlu olacağı anlamına gelmiyor. Güvenilir platform modülü (TPM) yongası gereksiniminin yanı sıra, cihazın desteklenen işlemcilerden birine de sahip olması gerekiyor.

    Yeni minimum sistem gereksinimlerinin bir parçası olarak, Windows 11 yalnızca 64 bit (x64) işlemciler ile yalnızca Intel, AMD ve Qualcomm’un belirli modellerinde desteklenecek ve birçok eski bilgisayarı yükseltme olanağından yoksun bırakacak. Örneğin, Intel’in yeni sürümü resmi olarak yalnızca 8. Nesil ve daha yeni işlemcileri ve Celeron, Atom, Pentium ve Xeon ailelerinden bazılarını destekleyecek. AMD tarafında ise bazı 2. Nesil Ryzen 7 işlemciler ve bazı Athlon ile EPYC işlemciler dahil olmak üzere 3. Nesil Ryzen ve daha yeni işlemcileri destekleyecek.

    Windows 11 yüklemeden önce yapılması gerekenler

    Windows 11’e geçmeyi planlıyorsanız ancak işlemcinin desteklenip desteklenmediğinden emin değilseniz, Windows 10’da Ayarlar uygulaması, Komut İstemi veya yeni Sağlık Kontrolü uygulaması kullanarak desteklenen donanım listesinde olup olmadığını onaylamanın birkaç hızlı yolu var.

    Ayarlar üzerinden işlemci uyumluluğu nasıl kontrol edilir?

    Cihazınızda yüklü olan işlemcinin Windows 11’i destekleyip desteklemediğini kontrol etmek için şu adımları kullanın:

    • Ayarlar’ı açın.
    • Sistem’e tıklayın.
    • Hakkında’ya tıklayın.

    Aygıt özellikleri bölümünün altında işlemci markasını ve modelini kontrol edin.

    Sistem türünün “64 bit işletim sistemi, x64 tabanlı işlemci” yazdığını doğrulayın.

    Intel veya AMD işlemciniz varsa modelinin Windows 11 Uyumluluk Listesi’nde olup olmadığının kontrol etmelisiniz.

    Komut İstemcisi kullanarak işlemci uyumluluğu nasıl kontrol edilir?

    • Başlat’ı açın.
    • Komut İstemi’ni arayın, en üstteki sonuca sağ tıklayın ve Yönetici olarak çalıştır seçeneğini seçin.
    • İşlemci markasını ve modelini öğrenmek için aşağıdaki komutu yazın ve Enter tuşuna basın: wmic cpu get name

    Sistemin 64 bit olup olmadığını belirlemek için aşağıdaki komutu yazın ve Enter tuşuna basın: wmic computersystem get systemtype

    Intel veya AMD işlemciniz varsa modelinin Windows 11 Uyumluluk Listesi’nde olup olmadığının kontrol etmelisiniz.

    PC Sağlık Kontrolü uygulamasını kullanarak işlemci uyumluluğu nasıl kontrol edilir?

    Alternatif olarak, işlemcinizin Windows 11 ile uyumlu olup olmadığını belirlemek için Windows PC Sağlık Kontrolü’nü de kullanabilirsiniz. Bu uygulama, yalnızca donanım yapılandırmanızın yeni işletim sistemini destekleyip desteklemediğini size söylüyor. Ancak işlemci, bellek ve diğer donanımlarla ilgili ayrıntılı bir bilgi sunmuyor.

    • Microsoft’un Windows 11 sayfasına girin.
    • Uyumluluğu denetleyin başlığı altından Uygulamayı indir bağlantısını tıklayın ve indirin.
    • PC Health Check uygulamasını yüklemek için kurulum dosyasına çift tıklayın.
    • Lisans sözleşmesi seçeneğini kabul etme seçeneğini işaretleyin ve yüklemeyi başlatın.
    • Yükleme tamamlanınca uygulamayı açın ve Şimdi Kontrol Et düğmesine basın.

    Tüm bu denetlemelerden sonra bizim size tavsiyemiz Windows 11’i cihazınıza yükseltme yolu yerine sıfırdan kurulum yapmanız. Windows 10’dan tamamen farklı bir sistem olduğu için yükseltmeden sonra programların çalışmasında, sistem performansında yükseltme seçeneği ile sistemi yükleseniz bazı sorunlar yaşayabilirsiniz.