Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 641

    Bir döneme damgasını vurmuş yazılımlar

    0

    1993 yılında Türkiye, ODTÜ aracılığıyla ilk kez internet bağlantısını kullanmaya başladı. İlk dönemlerde internet hızı 64 kbit/saniyeydi. Ülkemizde internetin yaygınlaşmasıyla kademeli olarak bu hızda artış yaşandı.

    Birçok internet devinin 1990’lı yıllarda doğduğunu düşündüğümüzde, bu dönemde çok güçlü yazılım araçları, kütüphaneler, tam donanımlı derleyiciler ile hızlı bilgisayar ve mobil cihazlar artık birçok kişiye ulaşmıştı. 1995 ile 2005 yılları arasını ele alarak geçmişe nostaljik bir bakış attığımızda, mazide kalan birçok yazılım aracının bugün esamesinin bile okunmadığını görüyoruz. O dönemde yazılımla ilgilenenler az çok hatırlayacaktır, bahsi geçen araçlar günün şartlarında müthiş olanaklardı bizler için. Ancak bugün dönüp baktığımız zaman bu araçların oldukça ilkel, hantal ve bugünkü araçlarla kıyasladığımızda işe yaramaz şeyler olduğunu görebiliriz.

    Microsoft Frontpage

    HTML sayfalar hazırlamak için kullanılan zamanının en güçlü ve kullanışlı IDE’lerinden biriydi. ASP ve PHP kullanan birçok programcının da tercih ettiği derleyiciydi. Araç çubuğunda yer alan butonlar sayesinde çoğu sayfa elementini hiç kod yazmadan oluşturmanızı ve hızlıca web sayfaları hazırlamanızı sağlardı. Arayüzü ve kullanımı Office Word’e çok benzediği için Word’ü iyi kullanan biri Frontpage’e kolayca uyum sağlayabilir ve kısa süre içinde o zamanın standartlarına göre oldukça güzel web sayfaları tasarlayabilirdi. Microsoft platformlarında çalıştığı gibi programın ilk sürümlerinin Macintosh versiyonu da bulunuyordu. Zaman içerisinde yerini önce Adobe Dreamweaver’a, sonra da .NET platformunu kullanan kullanıcılar için Visual Studio’ya bıraktı.

    Adobe Flash

    Hepimizin yakından tanıdığı bir ürün aslında Adobe Flash (Öncesinde Macromedia’ya ait olan Flash’ın adı Macromedia Flash diye geçerdi). Belki de ömrünün son zamanlarını yaşıyor. Son yıllarda bilhassa web tarayıcılarını yavaşlatması, güvenlik açıkları, sık sık gelen güncellemeleri ve mobil cihaz uyumsuzluklarıyla gündemi meşgul etmiştir. Az da olsa bazı web sitelerinde (bilhassa oyun ve video içerikli sitelerde) kullanılmaya devam eden Adobe Flash’ın Flash Player’dan ziyade programlama aracı olan ActionScript’e artık bir nostalji aracı olarak bakabiliriz. Zira 5-6 sene öncesine kadar çok popüler bir dil olan ActionScript artık neredeyse hiç kullanılmıyor. Çok değil 5 sene önce bir kariyer sitesinde ActionScript bilen yazılımcı ilanı aratsanız sayfalarca sonuç çıkardı, ancak şimdi böyle bir arama yaptığınızda çok az sayıda ilan çıkacaktır karşınıza. Adobe Flash’ın bu noktalara gelmesinde en büyük etkenler şüphesiz performans sorunlarının yanında mobil tarayıcıların ve HTML5’in yaygınlaşmasıdır.

    Swish Max

    Flash animasyonlar 2000’li yıllarda web dünyasının en büyük eğlencelerinden biriydi. İzlemesi eğlenceli olan bu animasyonları Adobe Flash’ta hazırlamak ise ciddi emek isteyen ve uzun zaman alan bir işlemdi. Swish, Adobe Flash’ta hazırlanan yanarlı dönerli yazıları ve animasyonları hızlı şekilde hazırlanmasını sağlayan bir araçtı. Öyleki Flash’ta saatlerinizi alan bir animasyonu dahi 1-2 dakikada hazırlanamanızı sağlıyordu. Tabii ki yetenekleri kısıtlıydı, örneğin çizgi film benzeri bir animasyonu hazırlamak için uygun bir ortam değildi, daha ziyade yazılara ve nesnelere efekt verilmesi konusunda kullanılabilecek bir uygulamaydı. Adobe Flash’ın miadını doldurmasıyla birlikte artık Swish’te kullanılmayan nostaljik yazılım araçları arasına katıldı.

    Java Applet

    Java Applet’ler web sayfalarına nesne olarak bağlanan, Java teknolojisi üzerine inşa edilmiş bir web tarayıcı bileşenleridir. Web tarayıcısı içerisinde çalışan küçük Java programları diye de tanımlayabiliriz. ASP ve PHP gibi sunucu tabanlı teknolojilerin yaptığı işi istemci tabanlı Java kodları çalıştırarak yapılması amacıyla ortaya çıkmış bir teknolojiydi. Güvenlik açıkları nedeniyle ciddi sorunlara sebep olan Java Applet’ler için istemci tarafında sıklıkla Java güncellemeleri yapmak gerekebiliyordu. Bu sorunlarla beraber sonraki yıllarda Flash’ın ve JavaScript’in yaygınlaşmasıyla ve bu araçlarla Java Applet benzeri işlemleri istemci tarafında yapılabilmesi Java Applet’lerin zaman içerisinde azalmasına hatta bitme noktasına getirmiştir.

    Teleport Pro

    İnternet hızının düşük olduğu dönemlerdi, şimdiki gibi e-kitaplar, PDF vb. dosyalar da yaygın değildi. İçerisinde onlarca sayfa PHP veya Photoshop konu anlatımının olduğu bir web sitesini gezmek, sayfalara tek tek tıklayıp açılmasını beklemek büyük bir eziyetti. Teleport Pro hedef olarak verilen bir URL’deki tüm web sayfalarını veya sadece belirli dosyaları (htm, jpg… gibi) bilgisayarınıza kaydetmenizi ve bu sayfaları offline olarak açmanızı sağlıyordu. Siz internette işlerinize bakıyorken o arka planda istediğiniz sayfaları bilgisayarınıza indiriyordu.

    Netscape

    90’lı yılların efsane web tarayıcısı olan Netscape internetin ilk çıktığı ve yaygınlaştığı yıllarda ezici üstünlükle en çok kullanılan web tarayıcısıydı. Bu yazıya konu olan yazılımcıların bir kısmı büyük ihtimalle internet hayatlarına Netscape kullanarak başlamışlardır. Önceleri adı Netscape Navigator olan tarayıcının adı daha sonraları Netscape Communicator olmuştu. Sonraki sürümlerinde sadece web tarayıcı değil, e-posta okuyucu ve HTML düzenleyici gibi bileşenleri de içerisinde barındırmaya başlamıştı. Ancak tarayıcı özelliklerini fazla geliştirememesi ve çağın biraz gerisinde kalması nedeniyle kullanımı azalmaya başladı. Microsoft’un Internet Explorer tarayıcısıyla girdiği rekabeti kaybeden Netscape 90’ların sonunda açık ara en çok kullanılan tarayıcıyken çok kısa süre içerisinde Internet Explorer’ın çok gerilerinde kaldı.

    Oyun yayıncılığında ışık seçimi – Elgato Key Light Air

    0

    Son yılların en popüler ve en keyifli hobilerinden bir tanesi canlı yayın platformlarında başta oyunlar olmak üzere canlı yayın gerçekleştirmek diyebiliriz. Hatta bu hobiyi düzenli bir şekilde sosyal medya kanalları ile destekleyip içerik üretmeye dönüştürdüğünüzde tam zamanlı bir işten daha fazlasını kazandırma potansiyeli de oldukça yüksek. Bu yazıda sizlere bir oyun yayıncısı için oldukça önemli olan ışık seçiminden ve Elgato’nun bu konuda oldukça başarılı çözümü Key Light Air ürününden bahsedeceğim.

    Öncelikle ister hobi olsun isterseniz tam zamanlı olarak yayıncılığa adım atın, iyi bir bilgisayar, iyi tasarlanmış göze hoş gelen yayın ekranlar izleyicilerinizi bir noktaya kadar mutlu edecektir. İzleyicileriniz ile iletişime geçme aşamanızda kameranız açıldığında asıl şov başlar. Herhangi bir kamera ve oda ışığı ile birlikte bu işi yapabilir misiniz? Tabii ki yapılır lakin bizim burada ilgilendiğimiz nokta ilk günden kaliteli bir başlangıç yapmak, kullandığınız ekipmana bir kere yatırım yaparak sizi hem uzun vadeli hem de kullanışlı bir şekilde başlangıç aşamasına yerleştirmek.

    Piyasada çok çeşitli ışıklar, soft box çözümleri ya da Influencer yayıncı kiti adı altında çözümler görebilirsiniz. Bir ışık seçiminde ilk dikkat edilmesi gereken nokta ışığın şiddetinin, yönünün ve sıcaklığının ayarlanabilir olmasıdır.

    Baktığınızda ekran karşısına çıkana, çekimleri gerçekleştirene kadar çoğu kişi bu detaya dikkat etmez. Kullandığınız kameranın lensi, düşük ışık performansı, doğal ortam yaratabilme yeteneği, gün ışığı ile yakalanabilecek detaylar düşünüldüğünde standart çözümler özellikle yeşil perde çözümlerini düşünen Gamer arkadaşlar için kaotik ve karmaşık bir boyuta doğru eviriliyor.

    İşi profesyonel fotoğrafçılık olan bir tanıdığınız yoksa bütün bir külliyatı okuyarak, başka insanların içeriklerini izleyerek ya da bu tip eşyaları satan insanların dükkanlarına giderek onların inisiyatifine göre bir şeyleri almak gibi durumlarla karşılaşabilirsiniz.

    İşi profesyonel olsun olmasın herkesin bu anlamda hayatını kolaylaştırmayı bir misyon olarak ele alıp ürünlerini piyasaya süren Elgato’nun bu konuda sunduğu çözümler çoğu oyuncunun bu konuda harcayacağı zamandan tasarruf etmesini ve gereksiz bilgiler içinde yüzmesini engelleyecek şekilde vücut buluyor.

    Bu yazının ana kahramanı Elgato Key Light Air ve onun özelliklerine yakından bakalım.

    Elgato Key Light Air yayıncılık yapmak isteyen insanlar ve stüdyo ortamında kullanılmak üzere profesyonel LED panel olarak üretilmiş, kullanımı oldukça basit ve Android & iOS ve bilgisayarınız üzerinden yazılım ile kontrol edilebilen bir ışık sistemi.

    Kutusundan ana ışık paneli, yükseltilebilir ayağı, masa üzerinde dengeli bir şekilde durmasını sağlayan tablası ve adaptörü ile birlikte geliyor. 80 adet Premium OSRAM Led ile oluşturulan ışık kaynağı bize 1400 Lümen’lik bir ışık sağlıyor. 2900 ile 7000 K değerinde sıcaklık değeri sunan Key Light Air ile geniş bir aralıkta sıcak ve soğuk tonlar üzerinde kontrol sağlanabiliyor.

    Özellikle oyun yayıncılığı kısmında dizayn edilmiş komplike yayın masaları haricinde de hızlıca masa üzerinde kendine yer bularak monitörünüzün üzerinden istediğiniz açıda kendisine yer bulabiliyor.

    89 Cm’lik yüksekliğe kadar çıkabilen ayağı ve sabit ayağı üzerinden aşağı – yukarı şeklinde açısını değiştirebildiğiniz panel yapısı ile kameranızın konumuna göre ışığınızı ayarlama şansı sunuluyor. Piyasada bulunan çözümlerin çoğunun büyük ve hantal olması, masanın üzerine hızlıca konumlanamaması ve en önemlisi bir uygulama desteğinin olmaması Elgato Key Light Air’in kullanım alanını oldukça güçlendiriyor. Wi-Fi üzerinden ağınıza tanıtabileceğiniz Key Light Air’i yazılımı sayesinde birkaç tıklama eşliğinde sisteminize tanıtabilir, akabinde de ekranın sağ alt kısmında saatin yanına gelecek ikon yardımı ile hızlıca açıp kapatma, ışık şiddetini ve sıcaklığı değiştirme şansına erişebiliyorsunuz.

    Elgato firmasının bir diğer güzel girişimi ise bir Elgato ürününü satın aldığınızda, Elgato ekosistemi ile genişletirken fazlasıyla seçeneğinizin bulunmasıdır. Key Light Air, Elgato Stream Deck ile uyumlu bir şekilde çalışabiliyor. Aynı zamanda Elgato’nun Arm sistemleri ile birlikte ışığınızı kendinize özel oluşturacağınız bir setup içerisinde de konumlayabiliyorsunuz. Standart olarak koltuğunuza oturup yayın yapma dışında kuşbakışı bir kamera açısıyla yemek videosu çekerken ya da flex bir alanda özel bir omuz üstü açısından bir objenin görüntüsünü almaya çalışırken dahi istediğiniz açıdan ortamı aydınlatmasını sağlayabiliyorsunuz.

    Key Light Air’in bir diğer önemli noktası ise LED panel olarak oluşturduğu ışığı olabilecek en doğal şekilde kırarak ortama dağıtması. Bazı yayıncılarda ya da çekimlerde mutlaka gözünüze çarpmıştır. Objeler üzerinde yuvarlak beyaz bir hüzme çekim boyunca yer alır. Bu kötü bir soft box ya da doğrudan ampullerden ortaya çıkan ışığın çekim alanına yansıtılması ile gerçekleşir. Key Light Air üzerinde LED panelin önüne konumlanmış özel tabakalar sayesinde Premium bir çözüm olarak bu durum ortadan kaldırılmış.

    Ağırlık olarak toplamda 550 gramlık bir ışık gövdesi ağırlığı ve 1000 gramlık taban ağırlığı ile hareketsiz şekilde konumlanabilen Key Light Air 60 ila 88 cm’lik bir yükseklik aralığında çözüm sunabiliyor.

    İdeal bir yayıncı sistemi için sizi sağ ve sol taraftan aydınlatacak iki adet Key Light Air ile dengeli bir aydınlatma sağlanabilir. Kameranızın ve açınızın konumuna göre tek bir ışıkla da aydınlatmayı ortamınıza göre sağlayabilirsiniz.

    Oyun yayıncılığında ışığın ne kadar etkili olduğunu amaca uygun doğru kamera seçimi ile ortaya çıkartabiliyoruz. Aydınlatmanızı istediğiniz kadar iyi bir şekilde oluştursanız bile, yapmak istediğiniz konuya uygun kalitede bir kamera tercih etmediğinizde bu çözümde çok faydalı olmayacaktır.

    Elgato Key Light Air ile birlikte çok iyi ikili olan Facecam tercih edebileceğiniz güçlü ve çok fonksiyonel bir Premium 60 FPS Full HD Webcam. Elgato Facecam’i benzerlerinden ayıran güçlü özellikleri var.

    Önemli olana odaklanan ve önemsiz olanı devre dışı bırakan motto ile üretilmiş Facecam içerik üreticileri için hazırlanmış. Sony STARVIS CMOS sensörü sayesinde iç mekan için fazlasıyla detaylı görüntü yakalamanızı sağlıyor.

    USB 3.0 arabirimini kullanan Facecam elde ettiği yüksek kaliteli görüntüleri de hızlı bir şekilde ekranlara taşıyabiliyor. Elgato Prime Lens teknolojisi, f/2.4 diyafram ile stüdyo kalitesinde videolar oluşturabiliyorsunuz.

    Burada Elgato Key Light Air’ın gücü devreye giriyor. Işığın gücü ve doğru konumlanması ile Facecam tarafından maksimum fayda elde edebiliyorsunuz.

    Yine Key Light Air’de olduğu gibi Facecam de çok güçlü bir yazılım ile birlikte geliyor. Çoğu başka kamerada yazılım yeteri kadar önemsenen bir durum değildir. Oysa profesyonel bir çekim ortamı oluşturulurken detaylar öne çıkar. Işık, ses, görüntü dahil ne kadar çok özelleştirme ve detay kontrol altına alınabilirse o kadar kalite çizgisi yukarı doğru tırmanır. Facecam ile birlikte gelen yazılımda OBS gibi yazılımlara geçmeden önce standart donanımın gücünü bize çok basit tıklamalar ile tanımamızı sağlayan bir yapıda. Bu yazılım üzerinde yapacağınız ayarları kamera üzerinde yer alan flash memory tarafına kaydederek işlerinizi kolaylaştırmanız da mümkün. DSLR makinalarda olduğu gibi bir görüntü işleme yapısı Facecam tarafında da karşımıza çıkıyor. 82 derecelik bir alan görüşü dahil ince ayarlar ile oldukça başarılı sonuçlar alabiliyorsunuz. 60 FPS 1080p görüntü kaydedebilme ve bunu yaparken uzun saatler boyunca kayıt yapabilecek, ısınmayacak şekilde dizayn edilmiş olması başarılı noktaları arasında. Özellikle oyunların artık 60 FPS ve üzerine odaklandığı bir dönemde kullanacağınız kameranın da 60 FPS vermesi yayın kalitesi açısından oldukça önemli. Yayını 60 FPS verip kamerayı daha düşük bir FPS ile yayına aktardığınızda doğal olarak senkron olamayan çirkin bir görüntüyü aktarmış oluyorsunuz. Elgato Facecam ile bu sorun ortadan kalkıyor.

    Key Light Air için bahsettiğim Elgato ekosisteminde Arm çözümleri Facecam ile de bağlantılanabilir şekilde karşımıza çıkıyor. Neye ihtiyacınız olduğunuzu fark ettikten sonra ışık, ses, görüntü, reji çözümleri, capture card ve yeşil perde gibi birçok profesyonel çözüm önünüze sunuluyor.

    Bu konuda Elgato’nun basit bir şekilde profesyoneller gibi ortam oluşturma yaklaşımı hepimizin işini kolaylaştıracak türden. Yazının hemen giriş kısmında da bahsetmiştim, profesyonel çözümler her zaman kolay ve çabuk elde edilebilir pratiklikte olmayabiliyor. Elgato bunu yapabilmek üzerine odaklanmış.

    İki ürünü de kurulumları dahil deneyimleme şansına eriştim. Dakikalar içinde kutudan çıkartıp bilgisayarınızda aktif edebiliyorsunuz. Facecam ve Key Light Air’i yazılımları dahil kurulum tamamladıktan sonra ortamınıza göre ve kameranın açısına göre ışığın konumlanması, şiddeti ile en iyi görüntüyü elde etmeniz için küçük denemeler yapmanız tabii ki gerekli. Kurulumlar için kutudan çıkan yönlendirmeler gayet başarılı. Sizi yormadan hızlıca yapmak istediğiniz yayıncılık kısmına odaklıyor. Elgato Key Light Air ve Facecam malzeme kalitesi ve işçilik olarak Premium bir ürün olduğunu hem görüntüsü hem de dokusu ile kullanıcıya yansıtıyor. Dayanıklı bir şekilde tasarlanmış ürünler, kabloları ve bağlantı noktaları dahil çabuk zarar görmeyecek ya da deforme olmayacak şekilde sunulmuş.

    Gözünüzü rahatsız etmeyecek kadar Key Light Air ile ortamı aydınlattıktan sonra isterseniz kontrolü otomatik olarak Facecam’e bırakabilirsiniz. Uğraşmak istemeyen kullanıcılar için en iyi görüntüyü ışığınızın şiddetine göre yakalayıp ekrana verecektir. Fakat benim gibi detayların peşine koşmayı seviyorsanız biraz daha konuya odaklanabilirsiniz. Key Light Air’in ışığının şiddeti, sıcaklığı gibi değişkenler üzerinden Facecam üzerinde yer alan beyaz dengesi, pozlama, ISO ve renk dengeleri ile oynayarak en iyi görüntüyü elde edebilirsiniz.

    Elgato Key Light Air ile adım atacağınız yayıncılık serüveninde adım adım kendinizi daha profesyonel bir çizgiye taşıyabilirsiniz. Temek ışık gereksinimleri ve kamera ile yayıncılığa adım attıktan sonra bir sonraki aşama ise yayının kozmetik kısımlarını RGB şeritler ile daha renkli hale getirmek. Daha ilerde bu konuya da değineceğiz.

    Elgato Key Light Air ve diğer yayıncılık ekipmanlarına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

    Öğrenciler için tablet bilgisayar tavsiyeleri

    Öğrencilere bilgisayar yerine tablet bilgisayar satın almak, ekonomik bir çözüm olması nedeniyle aileler tarafından çokça tercih ediliyor. Tablet bilgisayarlar, bütçe dostu bir çözüm olmalarının yanında, kolay kullanılabilir olması, her yere taşınabilmesi, öğrencilere hem eğitim hem de eğlence amaçlı destek olması nedeniyle çok popüler.

    Aileler tarafından çocuklara satın alınabilecek en ideal teknolojik oyuncaklardan biri olan tablet bilgisayarların farklı özelliklerde ve farklı fiyat seviyelerde modelleri bulunuyor. Bu yazıda MediaMarkt internet mağazasından seçtiğim öğrencilere hitap edecek fiyat seviyesi nispeten uygun tablet bilgisayar seçeneklerini öneriyorum.

    HUAWEI MatePad T10 9.7" tablet

    HUAWEI MatePad T10 9.7″ tablet

    Tavsiye edeceğim ilk tablet bilgisayar, HUAWEI firmasının MatePad T10 modeli. 9.7 inç büyüklüğünde IPS ekrana sahip olan ve bu ekranda 1280×800 piksel çözünürlüğünde görüntüler sunan bu ürün, 2GB RAM ve 32GB depolama alanına sahip. 5 megapiksel arka, 2 megapiksel ön kamerası bulunan HUAWEI MatePad T10 tablet bilgisayar, 5100 mAh kapasiteli batarya ile geliyor.

    SAMSUNG Galaxy TAB A7 Lite tablet

    SAMSUNG Galaxy TAB A7 Lite tablet

    Öğrenciler için bir başka seçenek ise SAMSUNG firmasının Galaxy TAB A7 Lite modeli. 8.7 inç büyüklüğünde TFT LCD ekrana sahip olan ve bu ekranda 2000×1200 piksel çözünürlüğünde görüntüler sunan üründe, 3GB RAM ve 32 GB depolama alanı mevcut. SAMSUNG Galaxy TAB A7 Lite tablet bilgisayar, 8 megapiksel arka, 2 megapiksel ön kamerayla geliyor.

    TCL 9081X TAB 10s tablet

    TCL 9081X TAB 10s tablet

    10.1 inç IPS ekranı bulunan ve bu ekranda 1920×1200 piksel çözünürlüğünde görüntüler sunan TCL firmasının 9081X TAB 10s model tablet bilgisayarı, öğrenciler için tercih edilebilecek ürünlerden bir diğeri. 3GB RAM ve 32GB depolama alanına sahip olan bu ürün, 8 megapiksel arka ve 8 megapiksel ön kamerayla geliyor. Önemli bir artısı ise 8000 mAh kapasiteli pile sahip olması.

    LENOVO Tab M8 tablet

    LENOVO Tab M8 tablet

    Önereceğim son tablet bilgisayar ise LENOVO firmasının Tab M8 modeli. 8 inç büyüklüğünde IPS ekranı bulunan ve bu ekranda 1280×800 piksel çözünürlüğünde görüntüler sunan bu ürün, 2GB RAM ve 32GB depolama kapasitesine sahip. 5 megapiksel arka, 2 megapiksel ön kamerası bulunan LENOVO Tab M8 tablet bilgisayarın batarya kapasitesi ise 5000 mAh.

    TCL 10 TABMAX tablet bilgisayar incelemesini aşağıdan izleyebilirsiniz:

    Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz

    MediaMarkt internet mağazasından seçtiğim tablet bilgisayar modelleri bu kadar. MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan daha fazla tablet bilgisayar seçeneği için buradan bilgi alabilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Ev ve ofis kullanıcıları için çok fonksiyonlu yazıcı önerilerim

    En popüler web kamerası modelleri hangileri

    TV’nizin ses kalitesini ‘soundbar’ ile artırın

    MediaMarkt Cihaz Koruma Sigortası Nedir? Cihazlar Nasıl Korunur?

    Son dönemde fiyatların artışı ile birlikte oldukça fazla başvurulmaya başlanan MediaMarkt Cihaz Koruma Sigortası nedir? Buna yakından bakıyoruz…

    MediaMarkt Artı Hizmetler ile ilgili video serilerimiz devam ediyor. Hem mağazalardan hem de mediamarkt.com.tr internet sitesinden yapılabilecek oldukça güzel hizmetler alabiliyoruz. Bu hizmetlerin son dönemde en popüler olanı MediaMarkt Cihaz Koruma Sigortası ile ilgili bir video hazırladık. Zira fiyatların artması sonrasında kullanıcıların satın aldıkları ürünlerin sigortasını yaptırmak istediğini görüyoruz.

    Bu hizmet sadece cep telefonları için geçerli değil. MediaMarkt mağazalarında bulunan hemen hemen her üründe bunun geçerli olduğunu görebiliyoruz. Bu hizmetin en önemli püf noktası ise bu sigortanın ürün satın alındığında gerçekleştirilmesi. Bu hizmet en pahalısından cep telefonu için de; 60 TL civarlarındaki bluetooth kulaklık için de geçerli olabiliyor.

    Bu Cihaz Koruma Sigortası’nı satın aldığınızda; üreticinin size vermediği birçok garanti şartına da sahip olabiliyorsunuz. Örneğin bir cep telefonu aldınız ve bu çalındı. İşte bu sigorta hemen devreye giriyor. Yapmanız gereken şey ise böyle bir durum ile karşılaşırsanız polis tutanağını almanız. Bununla birlikte daha birçok özellik ve hizmet yine bu sigorta içinde bizlere sunuluyor.

    Cihaz Koruma Sigortası ve Cihaz Koruma Sigortası Plus hizmetleri ile üreticinin verdiği garantiye ek olarak 1 yıl ile 3 yıl arasında daha garanti sürecini uzatma imkanınız var. Tüm detayları aşağıdaki videoda sizlerle paylaştık.

    Ebeveyn adaylarının alışveriş listesinde olması gereken teknolojiler

    bebekEbeveyn olmak zor iş. Üstelik yeni doğan bir bebeğiniz varsa sizi çok daha zor ve karmaşık bir süreç bekliyor. Yeni ebeveyn iseniz ya da benim gibi gün sayanlardansınız aylardır bu konuları araştıran, okuyan biri olarak bu yazımda anne ve bebeğin hayatını kolaylaştıracağını düşünerek edindiğim ve detaylarını paylaştığım yazının devamında yer alan teknolojik ürünler işinize yarabilir diye düşünüyorum. Ama öncelikle bir şeyin altını çizmek istiyorum. Bu zamanlarda etrafınızda sizden yaşça büyük ve bu yollardan daha önce geçmiş olanlardan şunu çok sık duyuyorsunuz: “Eskiden bu işler daha zordu, çünkü şu an çok fazla ürün var, her şeyden önemlisi işinizi kolaylaştıracak teknolojiler var.” Evet bu tespit doğru ama eksik. Ürün ve çözüm çok, ama bu hem güzel hem de seçeneklerin sınırsız olması dolayısıyla kafa karıştırıcı. Tüm kategorilerde her bütçeye, bebeklerin sağlık durumlarına, sizin keyfinize, zevkinize göre sayısız ürün var. Gelelim şimdi benim önerilerime…

    Philips Avent buharlı sterilizatör ve biberon ısıtıcı

    Yeni ebeveynler bebeklerinin sağlığı için en doğru olanı yapmak ister. Bunların başında da bebeklerin sık sık temas ettiği nesnelerin temizliği gelir. Biberon, emzik gibi bebeklerin ağızlarına giren eşyaların sterilizasyonu için en doğru yöntem ise bir buharlı sterilizatör kullanmak. Philips Avent’in 3’ü 1 arada modüler buharlı sterilizatörü bu kategoride piyasadaki en iyi ürünlerden. Cihaz doğal buharlı sterilizasyon teknolojisi ile, zararlı mikropların %99,9’unu yok ediyor. Sterilizatörün modüler tasarımı sayesinde biberonları ve aksesuarları esnek bir şekilde yerleştirip, kolaylıkla düzenleyebiliyorsunuz. Dolayısıyla, biberonları ve aksesuarları yerleştirme ve çıkarma işlemi oldukça pratik. Ayrıca cihaz, mutfakta çok az yer kaplıyor. Kapağını açmazsanız sterilizatör içindekileri (biberonlar, göğüs pompaları vs.) 24 saate kadar steril tutuyor.

    Biberon ısıtıcılar özellikle 6. aydan sonra annelerin en önemli kurtarıcılarından biri oluyor. Bu araçlar bebeklerin ideal sıcaklıkta sütlerini içmelerini sağlayarak beslenmenin doğru olmasına yardımcı oluyor. Bu kategoride de birçok seçenek olsa da yine Philips Avent’in biberon ısıtıcısı özellikle hızı ile öne çıkıyor. Biberon ısıtıcı 150 ml sütü yalnızca 3 dakikada ısıtıyor. Isınma esnasında sütü sürekli karıştırarak sütün eşit derecede ısınmasını sağlıyor. Biberon ısıtıcıda kullanışlı bir buz çözme ayarı da bulunuyor. Mikrodalga fırında çözdürmekten daha güvenli ve su kullanarak çözdürmekten daha zahmetsizdir. Donmuş olan sütü veya bebek mamasını sıvı hale getirmek için buz çözme ayarını seçmeniz ise yeterli oluyor.

    Fakir Airwell Ultrasonik Hava Nemlendirici
    Bebekler için ortamdaki nem oranı son derece önemlidir. Uzmanlar, evde ve kapalı alanlarda ideal bağıl nem düzeyinin %50 olması gerektiğini, %60’ın üzerinde ve %40’ın altında olan nem oranının sağlıklı bir yaşam ortamı oluşturmadığını belirtiyor. Düşük nem bebeklerde solunum problemlerine yol açabiliyor. Bebeğinizin odasındaki nem oranının sağlıklı olmadığını düşünüyorsunuz en iyisi bir nemlendirme cihazı kullanmak. Fakir’in Airwell Ultrasonik hava nemlendiricisi ile bebeğinizin odasında havanın ideal nem seviyesini korumasını sağlayarak bu sorunların önüne geçebiliyorsunuz. Ultrasonik soğuk buhar oluşturma özelliğine sahip cihaz bulunduğu ortamın nem oranını ölçerek havanın ihtiyacı olan nemi temin ediyor ve havadaki nemin ideal seviyelere gelmesini sağlıyor. Hava nemlendirici yalnızca standart bir ampul kadar enerji harcıyor ve su buharını ultrasonik ses dalgalarıyla oluşturduğu için neredeyse hiç ses çıkarmıyor.

    TP-Link Tapo C200 Pan/Tilt Home WiFi Güvenlik Kamerası

    Yanında olmadığınız zamanlarda bebeğinizi kontrol etmek ve güvenlik önlemleri almak istiyorsanız eğer TP-Link Tapo C200 tam da size göre. Cihaz kullanışlı özellikleri, uzaktan erişimi ve HD kayıt özelliği ile benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Basit bir kurulum ile kısa sürede kullanıma hazır hale getirebileceğiniz TP-Link Tapo C200 bulunduğu odada birçok açıyı incelemenize yardımcı oluyor. Telefonunuza yüklediğiniz uygulama üzerinden yatay ve dikey eksende hareketleri kontrol ederek, kameranızın bulunduğu odaya uygulamada yapacağınız birkaç dokunuşla hakim olabiliyorsunuz. Ebeveynler için oldukça kullanışlı bir ürün olan Tapo C200, gece görüşü sayesinde uyku anında da net bir şekilde bebeği kontrol edebilme şansı yaratıyor.

    Fisher-Price Smart Connect 2’si 1 arada Uyku Arkadaşı Ana Kucağı ve Otomatik Salıncak

    Son önerim olan Fisher-Price Smart Connect ile 2’si 1 arada Uyku Arkadaşı Ana Kucağı ve Otomatik Salıncak hem sizlerin hem de bebeğinizin hayatına biraz konfor katacak bir ürün. Hem taşınabilir ana kucağı hem de Otomatik salıncak olarak kullanılabilen ürün, 6 sallanma seçeneği ve 16 farklı değiştirilebilir müzik seçeneği ile fonksiyonel bir kullanım sunuyor. Ayrıca Smart Connect uygulamasıyla ayarlarınızı özelleştirebiliyorsunuz. Uygulamayı akıllı telefonunuza indirdikten sonra uzaktan sallanma hızını, müzikleri ve sakinleştirme ayarlarını değiştirebiliyorsunuz.

    Sanal Gerçeklik Gözlükleri

          Sanal gerçeklik, ( Virtual reality, VR) teknoloji kullanılarak kurgular ile gerçek ve hayalin birleşmesinden oluşur. Sanal gerçeklik sanıldığı gibi sadece oyun ortamlarında değil, çağın getirdiği karmaşık sorunların çözmek için bilgisayarlarla doğrudan etkileşimde bulunabilecek bir araçtır. Sanal gerçekliğin en önemli özelliği, gerçek ortamları taklit etmektir. Günümüz teknolojisinde gerçek dünyayı taklit eden yapay zeka ile dijital dünyalar oluşturulabilmektedir.  21. yüzyıldaki teknolojik gelişmeler, sanal dünyaları hayatımıza daha da yaklaştırmakta.  Günümüzde VR başlıklarının yükselişi; sanal gerçeklik cihazlarının  tıpkı akıllı telefonlar, televizyonlar ve kişisel bilgisayarlar gibi kullanılmasına neden olacağa benziyor. Sanal Gerçeklik Gözlükleri başlıklı yazımda, VR gözlüklerinin genel özelliklerine değinerek, ihtiyaç olduğunda satın alırken nelere dikkat edilmesi gerektiğinden bahsedeceğim.

    Sanal gerçeklik dünyasına ilk adım

          Meta ve Microsoft gibi şirketler, sanal ve artırılmış gerçeklik dünyasına yatırım yapma planlarını açıkladığında, sanal gerçekliğin çok kısa sürede içinde hayatımızda daha da önemli bir rol oynayacağını da ifade ettiler. Durum tam anlamı ile böyle de olmaya başladı. Tam anlamı ile metaverse çılgınlığı yaşanmaya başladı.

          Sanal evrene giriş yapabilmek için bazı ekipmanlara ihtiyaç duyuluyor. Gelecekte çok daha sadeleşecek olsa da, günümüzde kullanılan cihazların başında sanal gerçeklik gözlükleri/ başlıkları ilk sırada geliyor. Sanal gerçeklik veya VR başlıkları, sanal dünyaya ilk adımı atmaya yardımcı oluyor. VR başlığını sanal dünyada 180 derece veya 360 derecelik görüş açısı deneyimlemek için kafaya gözlük gibi takılan çevresel bir cihaz olarak tanımlıyoruz. Sanal gerçeklik denilen şeyi de, bilgisayar da yazılım ile geliştirilen ve gerçek dünyanın dijital olarak oluşturulan ortamlar olarak ifade ediyoruz. Sanal gerçeklik ile birlikte, aynı zamanda sanal ile gerçek dünyanın aynı anda kullanıldığı artırılmış gerçeklik ( AR)  ortamları da bu dünyanın bir parçası olarak öne çıkıyor.

          Diğer taraftan, fiziksel ve dijital nesnelerin birlikte var olduğu, gerçek zamanlı etkileşime girdiği, yeni ortamlar ve görselleştirmeler üretmek için gerçek ile sanal dünyanın birleşmesi ile oluşan, adına Mixed Reality  denilen yeni bir kavram da günümüzde yaygın olarak kullanılıyor.

          Örnegin, YouTube’da hızlı trene binen insanların VR videolarını kullanarak, VR başlığı ile fiziksel olarak bir rollercoaster yolculuğunun tadını çıkarma şansınız bulunuyor.

          Piyasada alınabilecek birden dazla VR cihazı bulunuyor. Farklı kalite ve piksel sayısına göre modellerin fiyatların da değişiyor. Bunun yanında akıllı telefonlarla kullanılabilecek uygun fiyatlı VR başlıkları da satılıyor.

          VR başlıklarda kullanılan el kontrolörleri, sanal dünyada etkileşime girmenizi sağlıyor. Bu cihazlar ile sanal dünyada nesnelere dokunup, alabilir, düğmelere basıp ilerleyebiliyorsunuz.  El kontrolörleri, VR deneyimi yaşamak için olmazsa olmazlardan değildir ama özellikle VR oyunları oynama konusunda oldukça önemlidir.

          Koşu bantları, üzerinde koşup yürüyebildiğiniz, kelimenin tam anlamıyla dev koşu bantları olarak ifade edilen, biraz lükse kaçan bir ekipman olarak  öne çıkıyor.

          Sanal gerçeklik deneyimi yaşamak için, fazla para harcamadan  basit bir VR gözlüğü almak, başlangıç seviyesi için yeterli olacaktır.

    VR başlık türleri

          Piyasada bulunan VR başlıkları genel olarak üç kategoriye ayrılıyor.

    • Bilgisayar destekli VR başlıklar
    • Mobil destekli VR başlıklar
    • Konsoldan güç alan VR başlıklar

          Bilgisayar destekli VR başlıkları, en yüksel piksel sayısıyla en sürükleyici deneyimi sunuyor. Gelişen teknoloji ile birlikte, mobil ve konsol destekli cihazlar da  gün geçtikçe kalitelerini artırıyor. Bilgisayar destekli VR başlıkları aynı zamanda piyasadaki en pahalı başlıklar olarak da öne çıkıyor. Genellikle bir VR başlığı kullanmak için sağlam bir donanıma ihtiyaç duyuluyor.  Bilgisayar destekli VR başlıklarının 128 GB başlayan kapasite ve akıllı telefon ile entegre çalışan modelleri de bulunuyor. Bu cihazlara örnek olarak Oculus ve HTC Vive’i verebilirim.

          Mobil destekli VR başlıkları daha ucuz bir alternatif olarak öne çıkıyor. Yüze takılan cihaza, telefon takılarak kullanılıyor ve  uygun fiyatlı başlıklar olarak  piyasadaki yerini alıyor.  Bilgisayar destekli VR başlıklar kadar güçlü ve etkileyici olmasalar da, iyi bir başlangıç noktası olarak kullanılabiliyor. Örnek olarak, Gooogle Cardboard ve Samsung Gear’ı verebilirim.

          Konsoldan güç alan VR başlıkları, gelişmekte olan bir pazar olarak ifade edebilirim.  Bu VR başlıkları bir PlayStation 4’e takılıyor. VR başlığı PlayStation denetleyicisi ile kullanılır.

          Sanal Gerçeklik ürünlerine bir göz atmak için bu linki kullanabilirsiniz.

          Twitter takip için @salihertugrul     YouTube kanalım

    Uygun Fiyatlı ve En Güncel 9. Nesil iPad’i İnceledik

    0

    Apple ekosistemi içerisinde en uygun fiyatlı tablet olan 9. Nesil iPad, özellikle karne hediyesi olarak da değerlendirilebilecek bir ürün. Bu ürünü MediaMarkt mağazaları ve internet sitesinden inceleyip satın alabilirsiniz.

    9. Nesil iPad, tasarım tarafında önceki modellerle bir hayli benzerlik gösteriyor. 10.2 inç büyüklüğünde Retina bir panelle gelecek yeni iPad, önceki modellerle aynı ekran çözünürlüğüne sahip. Ekranda yükseltilmiş ortam ışığı sensörü, görüntüyü odanın renk sıcaklığına göre ayarlayan True Tone özelliği mevcut.

    Yeni iPad ile kullanıcıların en fazla dikkatini çeken özelliklerden biri de işlemcisi. Cihaz, yüzde 20 daha fazla performans sunan Apple A13 Bionic işlemcisinden güç alıyor. Yeni iPad, klansmanındaki modellere kıyasla 6 kat daha hızlı olacak.

    Bunun yanı sıra işlemcide bulunan Neural Engine yongası da kullanıcıların üzerinde işlem yapabileceği bir fotoğraftaki metni tanımak için cihazdaki zekayı kullanan iPadOS 15‘te gelen Canlı Metin de dahil olmak üzere üst düzey makine öğrenimi özelliklerine güç verecek.

    Kamera tarafında ise tablet, geçen yıl piyasaya sürülen iPad Pro modelinden de yakından tanıdığımız Neural Engine tarafından etkinleştirilen Center Stage özelliğini destekleyen 12 Megapiksel çözünürlüğünde ön kameraya sahip. Center Stage özelliği, kullanıcıları görüş alanında tutmak için kamerayı otomatik olarak döndürme yeteneği ile geliyor.

    Böylelikle kullanıcılar, ilgi çekici görüntülü aramaların keyfini sonuna kadar çıkarma imkanına sahip olacak. Arka tarafta da 8 Megapiksel çözünürlüğünde geniş açılı ana kamera yer alıyor.

    HONOR MagicBook 16, Windows 11 ile geliyor

    Gücünü AMD Ryzen 5000 Serisi işlemcilerden alan ve Windows 11 ile gelen yeni HONOR MagicBook 16, şık tasarımı ve kesintisiz performansıyla kullanıcılarla buluşacak.

     

    Küresel akıllı cihaz üreticisi HONOR, şık ve birinci sınıf bir tasarımın yanı sıra dikkat çeken performans ve çok yönlü bir akıllı deneyim sunan yeni HONOR MagicBook 16’yı piyasaya sürmeye hazırlanıyor. FullView 16,1 inç IPS ekran, AMD Ryzen 5600H işlemci ve endüstri lideri güncellemelerle donatılan yeni HONOR MagicBook 16, kullanıcıların daha üretken olması için tasarlandı. 

     

    Yeni işletim sistemi Windows 11 ile gelen HONOR MagicBook 16, çift antenli Wi-Fi 6’yı destekleyen birden çok verici ve alıcı ile kesintisiz bağlantı sağlayarak kullanıcıların hızlı bir şekilde internete bağlanmasına olanak tanıyor. Ayrıca, daha düşük gecikme süresi sağlayan ve diğer cihazlarla bağlantıyı geliştiren Bluetooth 5.1 ile gelen MagicBook 16, optimize edilmiş ve sürükleyici bir ses deneyimi sunmak için Nahimic ses sürücüsü tarafından desteklenen iki hoparlör ve iki mikrofona sahip.

     

    Göz yormayan ekran tasarımı

     

    MagicBook 16’nın 5.1 mm ince çerçeveli, 16,1 inç IPS ekranı yansıma önleyici özelliğe sahip olup, en üst düzeyde görüntüleme deneyimi sunmak için yüzde 87,3 ekran/gövde oranı ve 170 derece geniş izleme açısı sunuyor. Yüzde 100 sRGB geniş renk gamı ve 300 nit parlaklık ile HONOR MagicBook 16, en yeni grafikleri ve görüntüleri düzenlemek için gelişmiş renk kalitesi sunuyor. Ekran önünde uzun saatler geçirenler için gelişmiş göz koruması ve rahat bir izleme deneyimi sağlayan MagicBook 16, zararlı mavi ışık emisyonlarını en aza indiren TÜV Düşük Mavi Işık Sertifikası ile donatıldı.

    Xiaomi, MIUI 13 alacak telefonlar listesini güncelledi

    Xiaomi, geçtiğimiz günlerde yeni telefonları için global bir lansman düzenledi. Şirket bu etkinlikte Redmi Note 11, Note 11S, Note 11 Pro ve Note 11 Pro 5G modellerini küresel olarak tanıttı. Aynı zamanda Xiaomi’nin yeni arayüzü MIUI 13 de global sürümüyle kullanıcıların karşısına çıktı.

    Çin’de tanıtılan MIUI 13 sürümünde gördüğümüz tüm estetik değişikliklerin yanı sıra global sürümde ekstra bazı özellikler ile de karşılaştık. Yeni akıllı widget’lar dahil olmak üzere birçok yeniliğini bu lansmanda takip ettik. Peki ya MIUI 13’ü hangi Xiaomi telefonlarda göreceğiz? Şirket, merakla beklenen bu soruyu da nihayet yanıtladı.

    MIUI 13 güncellemesi hangi telefonlara gelecek?

    Xiaomi, Redmi ve POCO cihazlarına bambaşka bir görünüm kazandıracak yeni MIUI 13 arayüzü, yılın ilk çeyreğinde pek çok cihazda kendine yer bulacak. Xiaomi’nin yaptığı resmi açıklamaya göre şirketin Ocak ve Mart ayları arasında global olarak güncellemeyi dağıtacağı modeller şunlar olacak:

    • Xiaomi Mi 11 Ultra, Mi 11i ve Mi 11
    • Xiaomi 11X ve 11X Pro
    • Xiaomi Mi 11 Lite ve Mi 11 Lite 5G
    • Xiaomi 11 Lite 5G NE
    • Xiaomi 11T ve Xiaomi 11T Pro
    • Redmi Note 11, Redmi Note 11S, Redmi Note 11 Pro ve Redmi Note 11 Pro 5G
    • Redmi Note 10, Redmi Note 10 Pro, Redmi Note 10 JE, Redmi Note 10 Pro Max
    • Redmi Not 8 (2021)
    • Redmi 10, Redmi 10 Prime
    • XiaomiPad 5

    miui-13

    Yukarıdaki listeden de gördüğümüz üzere şirket şimdilik yalnızca Redmi ve Xiaomi telefonları ile tabletlerine bu güncellemeyi vermeyi planlıyor. POCO cihazlarının ne zaman güncellemeden faydalanabileceği konusu ise şimdilik soru işareti. Ancak tahminlere göre MIUI 13, yıl ortasında şirketin diğer pek çok cihazında da kendine yer bulacak. Konuyla ilgili yeni gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Bizi takip etmeye devam edin!

    Xiaomi telefonlarda güncelleme kontrolü nasıl yapılır?

    Telefonunuzun MIUI 13 güncellemesi alıp almadığını kontrol etmek için yalnızca birkaç saniyenizi ayırmanız yeterli olacak. Bunun için öncelikle cihazınızın Ayarlar sayfasına girin. Ardından Genel Ayarlar ekranına tıklayın. Telefon Hakkında sayfasına ulaştıktan sonra Sistem Güncellemeleri sayfasını açarak karşı taraftan bir güncelleme olup olmadığını manuel şekilde tarayabilirsiniz. Ekranda bir güncellemeyle karşılaşırsanız, Güncelle butonuna tıklayarak cihazınızı bir üst seviyeye çıkarabilirsiniz.

    Ancak hatırlatmakta fayda olacaktır, telefonunuzu güncellemeden önce bir Wi-Fi ağına bağlı olup olmadığınızı kontrol edin. Aksi takdirde güncelleme, mobil verinizden ciddi bir şekilde internetinizi yiyebilir.

    Apple’ın En İyisi iPhone 13 Pro Max Ne Sunuyor?

    0

    Apple’ın en güncel ve en güçlü akıllı telefonu olan iPhone 13 Pro Max ne sunuyor? Sizler için bu sorunun yanıtlarını araştırdık. Eğer kararınızı verir ve iPhone 13 Pro Max veya diğer iPhone modellerinden almaya karar verirseniz MediaMarkt mağazaları veya internet sitesinden inceleyip satın alabilirsiniz.

    iPhone 13 Pro Max modeline baktığımızda, özellikle küçülen çentik dikkatlerden kaçmıyor. Telefon; grafit, altın, gümüş ve tamamen yeni sierra mavisinden oluşan dört farklı renk seçeneğiyle satışa sunulacak. Koruma amaçlı kullanılan Ceramic Shield, tüm akıllı telefon camlarından daha sağlam. Üstelik toza, sıçramalara ve suya dayanıklı olması dikkatleri üzerine çekiyor.

    Geçtiğimiz yıl ilk defa her modelde OLED panel kullanan Apple, özellikle Pro ve Pro Max modellerdeki ekran tazeleme hızıyla hayal kırıklığı yaratmıştır. Ancak bu sene bu durum değişiyor. Şirket ilk defa bu sene 120 Hz ekran tazeleme hızı kullanan bir cihaz ile karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda 1000 nit ekran parlaklığı ve HDR gibi özellikler de dikkat çekiyor. ProMotion teknolojisine sahip Super Retina XDR. Daha hızlı, daha parlak, daha duyarlı bir ekran deneyimi sunuyor.

    iPhone 13 serisinin tamamı gücünü A15 Bionic işlemciden alıyor. 5nm üretim teknolojisi ile elde edilen işlemci, 5 çekirdekli grafik birimiyle öne çıkıyor. Performans konusunda rakiplerinin önünde olan şirket, özellikle yapay zeka ve makine işleme gibi konulara odaklanmış durumda.
    Hali hazırda oldukça yeterli depolama alanı sunan Apple, bu sene de geleneği bozmuyor. iPhone 13 Pro Max, 128 GB, 256 GB, 512 GB ve 1 TB depolama seçeneği ile geliyor. RAM kısmına baktığımızda ise 6 GB LPDDR5 bizleri karşılıyor.

    Özellikle profesyonel seviyede fotoğraf çeken kişilere hitap eden telefon, üçlü bir kamera dizilimi kullanıyor. Bunlar; 12 Megapiksel geniş açı kamerası, 12 Megapiksel telefoto lens ve son olarak yine 12 Megapiksel ultra geniş açı. Öz çekim kamerasına baktığımızda ise yine 12 Megapiksel çözünürlüğe sahip bir lens bizleri karşılıyor.