Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 613

    Crusader Kings III 2 milyon satış rakamına ulaştı

    Paradox, konsol versiyonunun çıkışından önce PC’deki dönüm noktasını duyurdu…

    Eylül 2020’de piyasaya sürülmesinden bir buçuk yıl sonra, Paradox Interactive’in Orta Çağ temalı strateji oyunu Crusader Kings III, iki milyon adet kopya sattı ve bu rakam onu en hızlı satılan Paradox oyunlarından biri haline getirdi. Neredeyse sonsuz çeşitliliğe ve hikaye potansiyeline sahip bir oyun olan Crusader Kings III, eleştirmenlerden geçer oy aldı ve yeni nesil strateji oyuncularına ulaşmayı başardı.

    Crusader Kings III’ün ilk büyük genişleme paketi olan Royal Court’un geçen ay piyasaya çıkışı da bir kutlama sebebiydi, çünkü bu genişleme şimdiden bir milyon satış rakamını aştı. Bu genişleme paketi, oyunun kültür sisteminde yapılan büyük değişiklikler ve eserlerin de eklenmesi ile beraber, krallığınızı kendi taht odanızdan yönetmenin yeni yollarını oyuna kattı.

    Oyun Direktörü Alex Oltner “İki milyon, Crusader Kings takımı için büyük bir dönüm noktası,” diyor ve “Topluluğumuzun bize olan güveni ve oyunlarımızın bu kadar geniş bir kitleye ulaşması sebebiyle çok mutluyuz. Bu sadece bizim için değil; genel olarak strateji oyunları için de iyi bence. CK3 için büyük planlarımız var ve bu kadar çok kişinin bizimle bu yolculuğa çıktığını bilmek çok güzel.” diyerek sözlerini tamamlıyor.

    İmparator olmak isteyenler, cesur şövalyelerini ve entrikacı saray mensuplarını çok yakında PlayStation 5 ve Xbox Series X|S konsollarında yönetebilecekler.

    MAC Adresi Ne İşe Yarar?

    Eğer kullandığınız donanım internete bağlanıyorsa cihazınız ne türde olursa olsun, bunun sağlanması için iki farklı kimliğe ihtiyacınız var: MAC adresi ve IP adresi. MAC Adresi bir cihazın yerel ağdaki kimliğini belirtirken, IP Adresi ise cihazın global adresini belirtir. IP adreslerini genel olarak biliyoruz veya kolayca tahmin edebiliyoruz. Peki, MAC Address nedir?

    Günümüzde internetli cihazlar ya ethernet kablolarıyla ya da Wi-Fi üzerinden internete bağlanabiliyor. Modemlerimiz, internete bağlanan cihazları MAC Adresleriyle tanımlayarak kaydeder ve sonraki internet bağlantı isteğinde kullanır. Örneğin akıllı telefonunuzla kablosuz ağa bağlanırken yapılan denetim gibi.

    Onaltılık sayı sistemi ile belirtilen MAC Adresi, 6 adet çiftten oluşan 12 haneli sayılardır. IP adresleri gibi MAC Adresleri için de bir limit mevcuttur ve bu limit 00-00-00-00-00-00 ile FF-FF-FF-FF-FF-FF arasındadır. Numaranın ilk yarısı genellikle üretici kimliği olarak kullanılırken, ikinci yarısı cihazın tanımlayıcı bilgilerini içerir. Bugün neredeyse tüm kurumsal ağ cihazlarında, ister Wi-Fi ister Ethernet olsun, bu numara üretim sürecinde cihaza sabit kodlanmıştır (modemler üzerinde yapılan MAC adresi değiştirme gibi istisnalar dışında).

    Her MAC Adresi, bir cihazın internet çipine özeldir, ancak cihazı tanımlayan bitlerin sayısı sınırlıdır, bu da üreticilerin bunları yeniden kullandığı anlamına gelmekte. Her üreticinin yaklaşık 1.68 milyon adet kullanılabilir adresi mevcut. Bu nedenle MAC adresi FF-FF-FF ile bittiğinde, 00-00-00’da yeniden başlar. Bu zorunlu senaryo, aynı adrese sahip iki cihazın aynı yerel ağda bulunma olasılığının çok düşük olmasından dolayı mecburen kullanılıyor.

    Ancak bu düşük ihtimalin gerçek olması durumunda her iki cihaz da internete bağlanma noktasında problem yaşayacak ve bağlı oldukları modemin DHCP sunucusunu (kısaca yerel ağ IP adres tanımlayıcı) etkileyecektir.

    IPv6’nın benimsenmesi, özel IP adreslerini alan ve bunları genel IP adreslerine dönüştüren Network address translation (Ağ adresi çevirisi – NAT) nedeniyle kısmen ertelendi. Bu şekilde, özel bir IP adresine sahip bir şirket makinesi, genel IP adreslerine sahip özel ağın dışında bulunan makinelere paket gönderip alabiliyor.

    NAT olmadan, binlerce veya on binlerce bilgisayara sahip büyük şirketler, dış dünyayla iletişim kurmak isterlerse, çok büyük miktarlarda genele açık IPv4 adresini tüketmek zorunda kalabiliyor. Ancak bu IPv4 adreslerinin bir sınırı var ve o sınıra yaklaşmış durumdayız. Bu noktada NAT, sorunu halletmeye büyük ölçüde yardımcı oluyor. NAT ile özel adresli binlerce bilgisayar, güvenlik duvarı veya yönlendirici gibi belirli bir NAT makinesi tarafından genel internete sunulabiliyor.

    Taşıyıcı ağlar ve İSS’ler, IPv6’yı ağlarına entegre etmeye başlayan ilk grup olmuştu. Daha sonrasında bu grubu mobil ağlar takip etti ve ilginç bir şekilde, mobil ağlar başı çeken grup haline geldi. Örneğin, T-Mobile ABD trafiğinin %90’ından fazlasına IPv6 protokolü üzerinden erişmekte. Bunu %82 gibi bir rakamla Verizon Wireless takip ediyor. World IPv6 Launch endüstri grubunun verilerine göre, Comcast ve AT&T ağları sırasıyla %63 ve %65 oranında IPv6 bağlantısına sahipler.

    45 km/s maksimum hıza sahip %100 elektrikli Citroën Ami ile tanışın

    0

    Dünya çapında mobilite dünyasına kendine özgü tarzı ve çevreci yapısıyla özgün bir giriş yapan %100 elektrikli Citroën Ami, yaz döneminde Türkiye yollarının da gözdesi olmaya hazırlanıyor.

    Geçtiğimiz yıldan bu yana kurumsal şirketlere satışı gerçekleşen ve yoğun ilgi gören Ami, perakende müşterisi ile de buluşmaya hazırlanıyor. Ami, satın alan müşterilerin evlerine teslim edilecek.

    Dengeli yapısı ve 45 km/s maksimum hızı ile Ami, şehir içi kullanımlarda güven veriyor ve kolay bir kullanım sunuyor. Eğlenceli etkinlikler için gençler, kısa geziler için genç yetişkinler veya her yaştan hareketli bir hayatı olanlar tarafından kullanılabileceğini vurgulayan Selen Alkım, “Citroën Ami’nin en önemli özelliklerinden bir tanesi 16 yaşından itibaren B1 ehliyetine sahip herkes için uygun bir çözüm olarak öne çıkması. Ami, evden işe günlük gidiş gelişler, şehir içi yoğun trafikli bölgeler ve yazlık alanlarda kısa mesafeli ulaşım ihtiyacı için ideal bir çözüm olarak öne çıkıyor” dedi.

    Tek şarj ile 75 kilometre sürüş imkânı

    Kompakt, kullanışlı ve kıvrak bir yapıya sahip olan Ami -100% ëlectric, 45 km/saat’e kadar hıza ulaşabilen, debriyajsız, yumuşak ve akıcı bir sürüşün yanı sıra elektromotorun ürettiği yüksek tork değeri sayesinde henüz ilk hareket anından itibaren yüksek çekiş gücü sunan dört tekerlekli mobilite çözümü olarak dikkat çekiyor.

    Şehir içinde özgürce ulaşım imkânı sunan Ami tek bir şarj ile 75 kilometreye kadar elektrikli sürüş menziline ulaşabiliyor. 5,5 kWh kapasiteli lityum-iyon batarya araç zeminine gizlenmiş durumda ve yolcu tarafı kapı eşinde bulunan kablo ile kolaylıkla şarj edilebiliyor. 220 Volt standart prizde tam şarj için üç saat yeterli oluyor. Sadece 3 saat içinde %100 şarj olabilen Citroën Ami ile özel şarj istasyonu ihtiyacı da son buluyor.

    Şarjlı El Süpürgeleriyle Temizlik Kolay ve Hızlı

    Ev temizliği çok detaylı bir konu. Robotlar, yeni nesil süpürgeler derken hâlâ iyi bir şarjlı el süpürgesi vazgeçilmezimiz. Çünkü onlar genellikle ulaşılabilir bir yerde durup ani bir ihtiyaç anında hemen işimizi görüyor. Örneğin yemek yaparken malzemeler biraz dağıldı mı ya da bebeğiniz bugün yerleri mi besliyor… İşte bu tip durumlarda el süpürgeleri zaman kazandırıyor. Onları kullanarak temizliği ertelememiş oluyoruz. Bu yazımızda farklı şarjlı el süpürge modellerini inceleyeceğiz.

    şarjlı el süpürgesi
    Şarjlı el süpürgesi alanına Xiaomi de küçük ve güçlü bir model ile katılıyor

    Xiaomi Mi Vacuum Cleaner Mini

    Akıllı ev aletlerinde lider marka olmak isteyen teknoloji devi Xiaomi, bu model ile bizi şaşırtıyor. Çünkü ürün son derece küçük olmasına rağmen bir hayli güçlü. Ürün 120W emiş gücene ve 88000 rpm dönüş hızına ve 100 ml hazeneye sahip. Ayrıca 30 dakika şarj kapasitesini de eklemek lazım. Böylece koltuk, mutfak masası ve hatta araba içi gibi detay temizlik için yeterli süreye sahipsiniz. Temizlemesi ve genel bakımı da kolay olduğu için ürünü seyahatlerde de yanınızda taşıyabilirsiniz. (patchhawaii.org) 949 liraya satılan ürünü bu adreste daha detaylı inceleyebilirsiniz.

    Arnica Sofa Şarjlı El Süpürgesi

    İkinci modelimiz ilkine göre daha büyük. Arnica’nın bu modeli 200 ml temizlik haznesine sahip. 115W emiş gücüne sahip ürün şık tasarımıyla dekoratif anlamda da göz dolduruyor. Arnica, bu üründe hijyene ve bakteriye ayrı bir savaş açıyor. Sofa, Hepa ismi verilen filtre kullanıyor. Bu da üreticinin iddiasına göre bakterilerin %99.9’unu öldürüyor. Ayrıca filtreyi temizlemek diğer modellere göre biraz daha kolay. Çünkü ürün kolay açılacak şekilde tasarıma sahip. 1249 lira satış etiketine sahip ürünü bu adreste detaylı inceleyip satın alabilirsiniz.

     

    Black & Decker BHHV520JF-QW 18V Şarjlı Jack Girişli El Süpürgesi

     

    Üçüncü modelimiz neredeyse büyük süpürgeleri emekliye ayırabilir. Öncelikle ürünün 700 ml tanka sahip olduğunu belirtelim. Buna rağmen 1.2 kilo olduğu için tek elle rahat kullanabilirsiniz. Ürün 12 cm yüksekliğe, 16 cm derinliğe ve 44 cm genişliğe sahip. Kire dokunmadan hazneyi boşaltıp filtreyi temizleyebilirsiniz. Üründe bulunan akıllı teknoloji sayesinde filtre temizliği konusunu unutabilirsiniz. Çünkü algılayıcılar gerektiğinde filtre değişimi konusunda sizi uyaruyor. Ürünün uç kısmını dilediğinizde uzatabilirsiniz. Bu sayede koltuk arası gibi ulaşılması güç yerleri temizleyebilirsiniz. 21 dakika dayanan şarjı ayrıca LED göstergeden de takip edebilirsiniz. 1699 lira satış etiketi bulunan ürünü bu adreste detaylı inceleyip satın alabilirsiniz.

    Tefal
    Tefal bu ürün ile evin her yerini temizlemeyi hedefliyor

    Tefal TY6993 X-Pert

    Listemizin en büyük ürününe geldi sıra. Gerçi ürünün heybeti daha çok tavana da ulaşmanızı sağlayan çubuğundan kaynaklanıyor. Tefal bu ürün ile her türlü zeminin temizliğini hedefliyor. 45 dakika kullanım süresi bulunan X-Pert ile kapsamlı bir temizlik yapabilirsiniz. X-Pert, torbasız olduğu için temizlemesi de kolay bir ürün. Genel olarak süpürgeler saç ve evcil hayvan tüyünde zorlanıyor. Ancak X-Pert, özel fırçalarıyla bu sorunun da üstesinden geliyor. Özetlemek gerekirse listemizdeki diğer ürünler iyi bir ikinci süpürgeler. Fakat bu ürün ile hem hafif hem kapsamlı temizliği rahatlıkla halledebilirsiniz. 2699 lira satış etiketi bulunan ürünü bu adresten inceleyip satın alabilirsiniz.

    Gördüğünüz üzere farklı özelliklerde şarjlı el süpürgeleri mevcut. Bu tarz bir ürünle aslında genel temizliğin yükünü hafifletmiş oluyorsunuz.

    AMD Adrenalin Edition 2022 güncellemesi duyuruldu

    AMD, yazılım paketinin en son üyesi olan AMD Software: Adrenalin Edition 2022 sürümünü duyurdu. Bununla birlikte, oyun deneyimini yeni bir performans seviyesine çıkaran, yanıt hızı ve görsel aslına uygun hale getiren popüler ve yaygın olarak benimsenen AMD FidelityFX Süper Çözünürlük yükseltme teknolojisinin yeni neslini duyurdu. 

    Güncellenen AMD Software sürümü, AMD destekli sistemlerde oyun deneyimlerinin tüm potansiyelini ortaya çıkaracak gelişmiş ve yenilikçi özellikleri beraberinde getiriyor. Yeni sürüm, yüksek kaliteli görsellerle artırılmış performans sunan ve binlerce oyunla uyumlu yeni bir sürücü tabanlı yükseltme teknolojisi olan AMD Radeon Süper Çözünürlük (RSR) teknolojisini barındırıyor. Bu güncelleme ayrıca, kullanıcıların oyun bilgisayarlarını kişisel bir bulut tabanlı bilgisayara dönüştürmelerine ve neredeyse her yerden bağlanan arkadaşlarıyla yerel çok oyunculu oyunlara ev sahipliği yapmalarına olanak tanıyan güncellenmiş bir AMD Link uygulamasını da içeriyor. AMD Radeon Image Sharpening (RIS) aynı zamanda artık oyunlara ilave olarak video oynatma ve web uygulamaları için de görselleri geliştirme desteği içeriyor.

    2022’nin ikinci çeyreğinde piyasaya çıkması beklenen AMD FidelityFX Süper Çözünürlük (FSR) 2.0 teknolojisi, özel makine öğrenimi donanımı gerektirmeden doğal çözünürlüğe benzer veya daha iyi görüntü kalitesi sunarken, desteklenen oyunlarda kare hızlarını artırmak için geçici veriler ve optimize edilmiş anti-aliasing kullanıyor.

    AMD FSR’nin ilk sürümü gibi, AMD FSR 2.0 sürümü de AMD ve rakip GPU’ların birçok farklı modeliyle uyumlu çalışarak, inanılmaz performans ve görüntü kalitesi sunuyor.

    Microsoft Türkiye Ar-Ge Merkezi açıldı

    Microsoft Türkiye çatısı altında faaliyet gösterecek Ar-Ge Merkezi hizmete açıldı.

    Türkiye’ye yatırımlarını sürdüren Microsoft, Microsoft Türkiye bünyesinde faaliyet gösterecek Ar-Ge Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin’in ev sahipliğinde; T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı’ı Dr. Ali Taha Koç ve Microsoft Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Başkanı Ralph Haupter’in katılımlarıyla düzenlenen açılış töreninde Ar-Ge Merkezi’nin kuruluş amacı ve odaklanacağı faaliyet alanlarıyla ilgili bilgiler paylaşıldı. 

    Ar-Ge Merkezi bünyesinde kamu paydaşları ve Türkiye’nin start-up ekosistemi bir araya getirilerek yerli yazılım ve inovasyonda Türk şirketlerin potansiyelini ortaya çıkaracak çalışmalar yürütülecek. Microsoft Türkiye için stratejik öneme sahip olduğu vurgulanan Ar-Ge Merkezi çatısı altında açık kaynaklı veri tabanları (PostgreSQL), bulut üzerinde ölçeklenen dağıtık sistemler ve yüksek performansta büyük veri işleme alanlarına odaklanılacak. Ar-Ge Merkezi sayesinde Türkiye’nin bilgisayar mühendisliği alanında yetiştirdiği yeteneklere kendilerini geliştirme ve uluslararası düzeyde uzmanlarla çalışma fırsatı sunulacak.

    Bu yıl 30 mühendisle faaliyet göstermeye başlayan Ar-Ge Merkezi bünyesinde en yakın zamanda 100’ün üzerinde mühendis istihdam etmeyi hedeflediklerini belirten Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, sözlerine şöyle devam etti: “…Bu yatırım, dünyada 120’yi aşkın ülkede 185 bin çalışan istihdam eden Microsoft’un Türkiye’ye olan inancının ve güveninin somut bir göstergesi.”

    MediaMarkt ile daha iyiye, hep birlikte daha sürdürülebilir bir dünyaya

    Son yıllarda hayatımıza giren ve günümüzün en önemli konularından biri haline gelen sürdürülebilirlik, basitçe üretim ve çeşitliliğin devamlılığı sağlanırken insan yaşamının daimi kılınabilmesi anlamına geliyor. Diğer bir ifadeyle, kendi ihtiyaçlarımızı gelecek nesillerin ihtiyaçlarından herhangi bir ödün vermeden karşılanabilmesi demek.

    Sürdürülebilirlik yani “Sustainability” kelimesi yukarıdaki tanımıyla hayatımıza büyük ölçüde 1983 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan “Ortak Geleceğimiz” başlıklı raporla birlikte girdi. Ekolojik, ekonomik ve toplumsal boyutları kapsayan bütünsel bir yaklaşım olan sürdürülebilirliğin özünde gelecek nesillere her açıdan yaşanabilir bir dünya bırakmak yer alıyor. Sürdürülebilir bir gelecek dediğimizde, kendini yenileyebilen temiz bir doğal çevre, eşitlik ve refaha dayalı sosyal koşullar ve hem toplumu hem de çevreyi gözeten ekonomik bir sistemden bahsediyoruz. Birçok durumda sürdürülebilirlik yalnızca çevreyi koruma ile ilişkilendirilse de odağında doğal çevre, ekonomi ve toplum bulunuyor.

    Döngüsel ekonomi önem kazanıyor

    Bireylere, şirketlere ve devletlere büyük görev düşüyor. Bireyler açısından baktığımızda artık birçok kişinin ürün ya da hizmet satın alırken sürdürülebilir ürünlere ya da sürdürülebilirlik konusunda başarılı şirketlere öncelik verdiğini görüyoruz. Özellikle pandemi süreci ve son yıllarda gündemde olan iklim değişiklikleri bireylerin bakış açısını büyük ölçüde değiştirdi. İşletmeler de bunun farkında ve sürdürülebilirliğe önem veren şirketlerin sayısı her geçen gün artıyor. Döngüsel ekonominin önemi artıyor. Birçok işletme ürünlerinde geri dönüştürülmüş malzeme ya da yeniden kullanılabilir malzemeler kullanıyor. Bu aynı zamanda ülkeler açısından dışa bağımlılığın azalması anlamına da geliyor. Sürdürülebilirlik konusunda oldukça önemli adımlar atıyorlar. Diğer taraftan devletler de sürdürülebilirliğin önemini anlamış durumdalar ve sürdürülebilirlikle ilgili düzenlemelere gidiyorlar. Net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için AB’de ciddi yaptırımlar getiriliyor. AB’de atılan adımlar arasında karbon fiyatlaması, enerji piyasasının tamamen dijitalleştirilmesi ve daha iddialı enerji ve iklim planları yer alıyor. AB’de başlayan bu akımın tüm dünyaya yayılması bekleniyor.

    Daha İyiye…

    Avrupa’nın en büyük tüketici elektroniği perakendecisi olarak MediaMarkt, insanlar, toplum ve çevre için büyük önem taşıyan küresel zorlukların ele alınmasında lider rol üstleniyor. Bu doğrultuda sürdürülebilirlik iş yapma şekillerinden insan kaynaklarına ve tedarik zincirinden ürünlere kadar tüm süreçlere yansıyor. MediaMarkt, sürdürülebilirlik hedeflerini şeffaf bir şekilde gerçekleştirmek için sosyal adalet ve çevreyi koruma gibi ilgili tüm unsurlara odaklanan programlar geliştiriyor.

    Doğaya ne iyi gelir? Kaynakları nasıl koruruz? Ürün adil koşullarda mı üretilmiş? Bunlar ve bu gibi daha pek çok sorunun yanıtını vermek her zaman kolay olmuyor. Bu nedenle MediaMarkt, sürdürülebilir bir yaşam hedefine daha rahat ulaşmak için tüm bilgileri içeren “Daha İyiye” programını geliştirdi. MediaMarkt müşterileri “Daha İyiye” logosunu taşıyan ürünlerin adil koşullarda üretildiğinden emin oluyor. Yalnızca bağımsız bir test kuruluşu tarafından sürdürülebilir ürün olarak onaylanan ürünler “Daha İyiye” logosunu taşımaya hak kazanıyor. Bağımsız test kuruluşları ürün kategorilerine özel hem sürdürülebilirlik hem de sosyal anlamda üretim, içerik, enerji verimliliği, emisyon bilgileri ve geri dönüştürülebilirlik gibi kalemlerde şartlar belirliyor ve ürünlerin bu gerekliliği karşılayıp karşılamadıklarını kontrol ediyor.

    “Daha İyiye” programı kapsamındaki ürünleri görmek için MediaMarkt’ın web sitesinde özel bir filtre bulunuyor. Daha İyiye programı ve MediaMarkt’ın sürdürülebilirlik konusundaki çalışmaları hakkında daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.

    MIUI 13 alan tüm Xiaomi, Redmi ve POCO cihazları (Güncel liste)

    Xiaomi, MIUI 13 güncellemesinin küresel dağıtımı için bu yılın Ocak ayında harekete geçti. Global dağıtımın üzerinden yaklaşık iki ay geçmişken; pek çok Xiaomi, Redmi ve POCO cihazının yeni güncellemeyi almaya hak kazandığı görüldü. Onlarca güncelleme alan akıllı telefonun yanı sıra şirket, geri kalan birçok modeline de MIUI 13’ü sunmaya yıl boyunca devam edecek.

    MIUI 13 güncellemesi başta kullanıcı arayüzünde yapılan değişiklikler olmak üzere çok sayıda yenilik içeriyor. Xiaomi, kullanıcılara bu güncellemeyle çok sayıda ayrıcalık tanıdı. Tüm bu özellikleri aşağıda yer alan ilgili haberimize tıklayarak detaylı bir şekilde okuyabilirsiniz.

    Xiaomi MIUI 13’ü tanıttı

    MIUI 13 alan tüm telefonlar

    Başta üst seviye modelleri olmak üzere pek çok cihazına MIUI 13’e yükseltme hakkı tanıyan Xiaomi, yeni kullanıcı arayüzünü orta segment ve hatta giriş seviye modellerine de getirmeye başladı. Peki ya güncellemeyi hangi cihazlar aldı? Bu içeriğimizde, MIUI 13 alan tüm modelleri bir araya getirdik. Eğer siz de o cihazlardan bir tanesine sahipseniz ve güncelleme gözünüzden kaçtıysa, cihazınızın Ayarlar sayfasına girerek hemen güncellemeyi edinebilirsiniz.

    Xiaomi

    • Xiaomi Mi 11 Ultra – Avrupa
    • Xiaomi Mi 11 Ultra – Küresel
    • Xiaomi 11 Lite 5G NE – Avrupa
    • Xiaomi 11 Lite 5G NE – Küresel
    • Xiaomi Mi 11 Lite 5G – Avrupa
    • Xiaomi Mi 11 Lite 5G – Küresel
    • Xiaomi Mi 11 Lite 4G – Avrupa
    • Xiaomi Mi 11 Lite 4G – Küresel
    • Xiaomi 11T Pro – Avrupa
    • Xiaomi 11T Pro – Küresel
    • Xiaomi 11T – Avrupa
    • Xiaomi 11T – Küresel
    • Xiaomi Mi 11i – Avrupa
    • Xiaomi Mi 11i – Küresel
    • Xiaomi Mi 11 – Avrupa
    • Xiaomi Mi 11 – Küresel
    • Xiaomi Pad 5 – Avrupa
    • Xiaomi Pad 5 – Küresel
    • Xiaomi Mi Note 10 Lite – Küresel

    Redmi

    • Redmi Note 11 Pro – Avrupa
    • Redmi Note 11 Pro – Küresel
    • Redmi Note 10 Pro – Avrupa
    • Redmi Note 10 Pro – Küresel
    • Redmi Note 10 – Küresel
    • Redmi 10 – Küresel
    • Redmi Note 8 (2021) – Küresel

    Redmi Note 11

    POCO

    • POCO X3 Pro – Küresel
    • POCO X3 GT – Küresel
    • POCO F3 – Avrupa

    Çin pazarında MIUI 13 dağıtımının ikinci aşamasına geçen Xiaomi, yukarıdaki listede yer almayan bazı modellerine de güncellemeyi sunmaya başladı. Kısa bir süre içerisinde de Global ve Küresel versiyonlara sahip pek çok cihazın yine MIUI 13’e ulaşacağı biliniyor. Konuya ilişkin yeni detaylar geldikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

    Şubat ayında en beğenilen Android tabanlı oyunlar

    0

    Sizler için geçtiğimiz ayın en iyi mobil oyunlarını derlediğimiz bu haftaki yazımıza hoş geldiniz. Bu ay da birbirinden eğlenceli Android tabanlı oyunları sizler için derledik.

    Hitman Sniper: The Shadows

    Listemizin ilk sırasında beğeneceğinizi umduğunuz oldukça heyecanlı bir aksiyon oyunu var. Yeraltı dünyasında son derece yetenekli keskin nişancılardan oluşan bir ekip olan Shadows’a katılıyor ve dünyanın dört bir yanına uzanan gizli görevlere katılıyorsunuz. Amacınız hedeflerinizi ortadan kaldırmak. Ancak inanılmaz bir rekabet var ve ICA’nın bir temsilcisi olarak itibarınızı artırmanız gerekiyor. Bunun için rakiplerinizi geride bırakmalı ve hedeflerinizi etkili bir şekilde ortadan kaldırmalısınız. Oyunu ücretsiz olarak indirip oynayabiliyorsunuz.

    Oyunu indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.squareenixmontreal.hitmansniper2&hl=en_IN&gl=BR

    The Impossible Game 2

    Listemizin ikinci sırasında 12 yıllık aradan sonra ikincisi çıkan ve ilki büyük ilgi gören The Impossible Game 2 var. Yepyeni seviyeler, çevrimiçi mücadeleler ve daha fazlası bu yeni sürümde sizleri bekliyor. Yeni müzikler, silahlar ve portallar gibi yeni mekaniklerle yenilenen oyunda dört farklı dünyada zıplıyor, uçuyor ve ateş ediyorsunuz. Oyunda 20’nin üzerinde seviye bulunuyor ve birden fazla oyuncuyla oynanabiliyor. Tamamen ücretsiz olan oyunda reklam bulunmuyor.

    Oyunu indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.flukegames.tig2&gl=TR

    Merge Monsters

    Geldik listemizin üçüncü sırasına. Üçüncü sırada oldukça basit bir oyun var. Aslında basit oyun dememek lazım, çünkü basit bir oyun deyip saatlerce kafamızı kaldıramadığımız oyunlar bulunuyor. Bu oyun da aynen öyle bir şey. Oyunda yapmanız gereken şey canavarları birleştirmek. Canavarları birleştirerek bir orman oluşturuyorsunuz. Canavarları (aslında çok sevimli yaratıklar) bir araya toplayarak büyüleyici grafiklerle koleksiyonunuzu tamamlıyorsunuz. Biraz önce belirttiğimiz gibi çok basit ama eğlenceli bir oyun.

    Oyunu indirmek için:

    https://play.google.com/store/apps/details?id=com.fumbgames.monstermerge&gl=TR

    Dungeons of Dreadrock

    Dungeons of Dreadrock ile 80’li yılların oyun ruhu modern oyuncular ve platformlar için yeniden hayat buluyor. Kardeşinizi aramak üzere Dreadrock Dungeon’a doğru ilerlerken, her biri kendi ayrı bulmacası olan 100 kattan aşağı iniyorsunuz. Aşağı inerken çeşitli nesneleri etkinleştiriyorsunuz ve saldırıda bulunuyorsunuz. Oyunu oynamak oldukça basit ama o kadar da eğlenceli.

    Oyunu indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.goongames.DungeonsofDreadrock&gl=TR

    My Heroes: Dungeon Raid

    Listemizin son sırasında klasik bir RPG oyunu olan My Heroes: Dungeon Raid var. Oyunda 5 karakterden birini seçiyor ve ardından üzerinize yağan kurşunlardan kaçınmaya çalıştığınız çetin bir mücadeleye giriyorsunuz. Oyunda ilerledikçe daha çok ganimet kazanıyor ve silah gücünüz daha da artıyor. RPG oyunlarını seviyorsanız denemenizde fayda var.

    Oyunu indirmek için: https://play.google.com/store/apps/details?id=com.rsg.myheroesen&gl=TR

     

     

     

    Çevrim içi alışverişte dolandırıcılığa karşı yapılabilecekler

    0

    Yeni yayımlanan verilere göre milyonlarca kişi birkaç yıl içinde internet üzerinden yapılan alışverişlere yöneldi. Özellikle küresel salgın sebebiyle iki yıldır insanlar market alışverişlerini, kişisel ihtiyaçlarını ve teknolojik cihazları da dahil olmak üzere yüzlerce kategorideki ürünü çevrim içi alışveriş yöntemiyle alıyor. Bu noktada dolandırıcılıkların da oldukça yüksek olduğu verilerle sabit, peki kullanıcılar neler yapmalı? Çevrim içi alışverişte dolandırıcılığa karşı yapılabilecekler:

    Çevrim içi alışverişte dolandırıcılığa karşı yapılabilecekler oldukça basit

    Tatil sezonları ya da yepyeni kampanyalar. Pek çok promosyon, indirim ve özel teklifler yeni yıla girilecek olmasıyla birlikte çevrim içi alışveriş platformlarda yerini aldı. Bu platformların y yıllık kazançlarının yüzde 30’undan fazlasını oluşturan bu dönemlerde ise alışveriş yapanları bazı tehlikeler bekliyor. Bu nedenle dikkat ettiğinizde dolandırıcıların oyununuza gelmezsiniz.

    Promosyon içerdiğini söyleyen e-postaları dikkatle inceleyin. Yeni yıl vesilesiyle markaların büyük bir çoğunluğu e-posta yoluyla müşterilerine yeni kampanyaları ve indirimleri bildiriyor. Haliyle ‘dolandırıcılar da’ bu yolu tercih ediyor. Bu sebeple gelen kutunuza bir kampanya postası gelmişse onu mutlaka iyi bir şekilde inceleyin. Google’ın küresel ürün güvenliği başkanı olan Camille Stewart, bazıları muhteşem fırsatlar sunabilir, ancak gelen e-postalardaki kampanyalara atlamadan önce dikkatle incelemeniz gerektiğine vurgu yapıyor.

    alışverişte dolandırıcılığa karşı yapılabilecekler

    Stewart, “İnsanlar mesajın herkese açık bir e-posta alanından gönderilip gönderilmediğine bakmalı” diyor. “Tanıtım amaçlı e-posta gönderen markaların çoğunun bir internet sitesi var ve alan adlarını kullanarak e-posta gönderecek. Bu nedenle, örneğin bir Yahoo veya Hotmail adresinden gelen promosyon e-postalarına şüpheyle yaklaşmalısınız.” Çünkü muhtemelen bu orijinal markayı taklit etmeye çalışan bir dolandırıcı.

    Bağlantıyı bir gözden geçirin

    Gönderenin adresi veya e-postanın içinde yer alan herhangi bir şey kapalıysa (pikselli resimler, kötü dil bilgisi veya yazım hataları), iletiyi spam olarak bildirin ve hemen silin. Genel bir kural olarak, bir e-postadaki bağlantılara tıklamayın. Bunun yerine, tarayıcınızda başka bir sekme açın, doğrudan mağazanın resmi web sitesine gidin ve size vadedilen indirimi sitesinde bulmaya çalışın. Eğer internet sitesinde bulursanız bu teklifin ‘doğru olabileceği’ ihtimalini artırıyor.

    Yine de e-posta ile gönderilen ve bir bağlantıya tıklamanızı isteyen bir e-postayı kontrol etmek istemiyorsanız, bağlantının uzantısına dikkat edin. Farenizin imlecini bağlantıya tıklamadan üstüne getirin ve ismini kontrol edin. Orijinal siteye benzemiyor ve farklı harfler içeren bir alan adına sahipse muhtemelen bu bir dolandırıcılık mesajıdır. Ayrıca, size tıklamanız için gönderilen bu bağlantının sonunda bir uzantı/indirme linki varsa da bu e-postayı silmek en doğru seçenek olacaktır.

    alışverişte dolandırıcılığa karşı yapılabilecekler

    Bir diğer yol ise şüphesiz kimlik bilgilerinizi korumak. Çevrim içi alışverişle ilgili en can sıkıcı şeylerden biri de bir satıcının internet sitesinde hesap oluşturmak zorunda olmaktır. Verilerinizi koruduğu için bunu yapmak mantıklıdır ancak özellikle oradan bir daha satın almayı planlamıyorsanız çok fazla çaba gerektirir.

    Yeni bir çevrim içi mağazada alışveriş yapıyorsanız, en iyi seçeneğiniz misafir olarak alışveriş yapıp yapamayacağınızı kontrol etmektİr. Bu, teorik olarak sitenin, adınız ve adresinizden kredi kartı numaranıza kadar olan bilgilerinizi kalıcı olarak saklamamasının önüne geçer ve başka bir şifre bulma zahmetinden sizi kurtarmış olur.

    Yeni seçeneklere bir göz atmalısınız

    Büyük bir platformdan alışveriş yapıyorsanız ve misafir olarak ödeme yapmak bir seçenek değilse, Google, Apple veya Facebook hesabınızı kullanarak oturum açabilirsiniz. Düşündüğünüzün aksine, bu hesap düzgün bir şekilde korunduğu sürece, güçlü bir parola ve iki faktörlü kimlik doğrulama ile, bu bir siteye erişmenin en güvenli yollarından biridir. Çünkü satıcı, kimlik bilgilerinizi asla almaz, yalnızca gerçekte olduğunuzu söylediğiniz kişi olduğunuzu gösteren bilgileri saklar. En iyi yanı, artık alışveriş sitesiyle ilişki kurmak istemediğinize karar verirseniz, siteye gidip erişimi kolayca iptal edebilirsiniz.

    alışverişte dolandırıcılığa karşı yapılabilecekler

    Ama öyle bir zaman gelecek ki tek seçeneğiniz hesap oluşturmak olduğu takdirde ise derin bir nefes alın ve kendinizi sabırla oluşturacağınız güçlü parolaya odaklayın. Çünkü tatil ve böyle alışveriş dönemlerinde oluşturulan yeni hesaplar ‘tatil temalı’ olduğu için kişilerin hesaplarına erişim çok daha kolay bir hale geliyor. Bu yüzden her ne olursa olsun yeni açtığınız ya da eski hesabınızda güçlü ve güvenli bir şifre oluşturun.

    Bir diğer yol ise banka kartınız yerine kredi kartınızı kullanmak. Hatta sanal kart ile sadece yapacağınız alışveriş miktarı kadar kartınızda bulundurursanız dolandırıcılardan da korunmuş olursunuz. Her zaman belirtildiği gibi yalnızca güvenilir Wi-Fi bağlantılarını kullanın. Halka açık ve ücretsiz Wi-Fi bağlantılarının pek çok tehlikesi olsa da ‘internet alışverinde’ de oldukça tehlikeli olabiliyor.

    Zira internet alışverişinde çok fazla kişisel bilgi, şifre ve kart bilgisi paylaşıldığı için sizi açık hedef haline getiriyor. Bu yüzden güvende kalmak için alışverişinizi kendi mobil verilerinizi kullanarak ya da evinizde kendi Wi-Fi’nize bağlıyken yapın.

    Aman dikkat: Yeni bir dolandırıcılık yöntemi ortaya çıktı!