Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 592

    Dell ürünlerinin tahmini karbon ayak izini hesaplamak mümkün

    0

    Tüketiciler satın aldıkları ürünlerin tahmini karbon ayak izini görebiliyor.

    Dünya genelinde büyük bir atık sorunu yaşanıyor. Yeni malzemelerle üretilen ürünler ve bu ürünleri amacına uygun kullandıktan sonra çöpe atma şeklindeki lineer tasarım modeli neredeyse insanlık tarihiyle yaşıt. Geri dönüşümü teşvik etmeye yönelik muazzam çabalara rağmen dünyamız çöplüklerde, okyanuslarda ve diğer su yollarında bu modelin getirdiği olumsuzluklardan etkilenmeye devam ediyor. Dell, dünya genelinde milyonlarca insan ve işletme için teknolojik ürünler geliştiren ve sağlayan bir şirket olarak büyük bir sorumluluk üstleniyor ve döngüsel tasarım alanında çok önemli çalışmalar yürütüyor.

    Dell, blirlediği hedefler doğrultusunda OptiPlex çözümünü geri dönüştürülmüş materyallerle üretmeye başladığı 2007 yılından bu yana 1,1 milyar kilogram kullanılmış elektronik bileşeni geri dönüştürdü. 2030 yılına kadar satılan her bir Dell ürünü için bir ürünün geri dönüştürülmesini, ürün ambalajlarının yüzde 100’ünü ve içeriklerinin yarısından fazlasını geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir malzemeden yapılmasını hedefledi…

    Latitude 5420 özelinde örnek vermek gerekirse, 1 adet Latitude 5420, bir binek otomobilin yaklaşık 1.435 km kullanılmasıyla eşdeğer bir ayak izine sahip. 10 adet Latitude 5420 yaklaşık 17,4 dönümlük bir ormanın bir yılda emebileceğine eşit bir ayak izine sahip. 100 adet Latitude 5420, yaklaşık 7 kişinin yıllık ortalama karbon ayak izine eşittir gibi denklikler sağlayarak kullanıcıların bir bağlam oluşturmalarına olanak tanıyor.

    ASUS, AMD Radeon RX 6400 ekran kartlarını duyurdu

    ASUS, orta seviye 1080p oyun sistemleri için uygun fiyatlı ve güç tasarruflu AMD Radeon RX 6400 ekran kartlarını duyurdu.

    Yüksek çözünürlükler ve yenileme hızları modern oyun deneyimini zirveye taşısa da 1080p günümüzde halen çoğu oyuncunun çözünürlük tercihi olmayı sürdürüyor. Grafik açısından yoğun tek kişilik oyunları saniyede 60 kare hızla oynamak veya rekabetçi e-spor yapımlarını 120 Hz ve üzerinde çalıştırmak için oyuncuların yeterli güç sağlayabilen bir ekran kartına ihtiyacı var.

    ASUS yeni Radeon RX 6400’ü iki farklı model halinde sunuyor: ASUS Dual Radeon RX 6400 ve Phoenix Radeon RX 6400. Piyasaya çıkan Dual modelinde hava akışını doğrudan en çok ihtiyaç duyulan yere yani soğutma bloğuna yönlendiren bariyer halkalarına sahip iki adet Eksen Teknolojili fan bulunuyor. Kart 52°C sıcaklığa geldiğinde 0 dB teknolojisi fanları tamamen durdurarak yoğun oyun yükü olmadığında oyuncuların sistemi tamamen sessiz bir şekilde kullanmasını sağlıyor. Mücadele kızışıp GPU sıcaklığı 60°C’ye ulaştığında ise fanlar çalışmaya başlıyor, sessiz ve güçlü soğutma devreye giriyor.

    ASUS Dual Radeon RX 6400, oyunlar için 2039 Mhz saat hızı sunuyor. Durum uygun olduğunda ise GPU’dan alınabilecek en yüksek performansı elde etmek için saat hızını 2321 MHz’e artırabiliyor. 64 bit veriyolu kullanan 4 GB GDDR6 bellek, FHD oyun deneyimi için gereken performansı sağlıyor. HDMI® 2.1 ve DisplayPort™ 1.4a bağlantı noktası her tür modern ekrana veya televizyona bağlanma imkanı veriyor. Alüminyum arka plaka kartın dik ve sabit durmasını sağlarken sisteme de birinci sınıf bir görünüm katıyor. Sade ışıklandırma ise kartın kapağındaki geometrik çizgilerle birlikte stile katkı yapıyor.

    Diablo Immortal 2 Haziran’da geliyor

    0

    30 milyonu aşkın oyuncu, Blizzard Entertainment’ın ikonik serisi Diablo’nun en yeni eserinde Sanctuary’yi savunmak için ön kayıt yaptı.  

    Dünyataşı parçalandı ve ardından gelen dehşetlere karşı mücadele etme görevi, Sanctuary’nin kahramanlarına düştü. Blizzard Entertainment bugün her yönüyle mobil için tasarlanan ilk Blizzard oyunu Diablo® Immortal ™’da 2 Haziran’dan itibaren dünyanın birçok bölgesinden oyuncuların cehennemin ordularına karşı mücadele edebileceğini ve Asya-Pasifik bölgesindeki oyuncuların ise birkaç hafta sonrasında oyuna erişebileceğini duyurdu.

    Şu ana kadar Diablo serisinin 25 yıllık tarihinin en iddialı oyunu, hiçbir konuda taviz verilmeyen bir AAA deneyimini mobilde sunmasının yanında çıktığında Windows® PC’lerde de açık beta sürecine girecek. Diablo Immortal, çapraz oyun ve ortak ilerleme özellikleriyle Sanctuary’nin kahramanlarına hangi platformda olduklarından bağımsız bir şekilde yan yana mücadele etme fırsatını verecek. Üstelik oyuncuların mobil ve PC oynanışları arasında rahatça geçiş yapabilmesini de sağlayacak. PC’deki açık beta çapraz oyun ve ortak ilerleme dahil oyunun tüm özelliklerini içerecek, üstelik beta sonlandığında tüm ilerleme korunacak.

    Blizzard Entertainment Başkanı Mike Ybarra, “Blizzard’ın bugüne kadar çıkardığı en kapsamlı Diablo oyununda cehennemin şeytanları katledilmeye hazır,” ifadelerini kullandı ve sözlerine şöyle devam etti: “Blizzard’ın her yönüyle mobil için tasarlanan ilk oyununda bu seriye layık bir deneyim sunabilmek bizim için çok önemliydi, dolayısıyla bol miktarda deneme yaptık, geribildirimlerden çokça yararlandık ve oyuncularla paylaşmaktan heyecan duyduğumuz bir oyun yarattık. Diablo serisinin bu muhteşem yeni oyununu çıkarmayı ve oyuncularımıza Sanctuary’de katılmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

     

    Apple Silicon Mac’ler için optimize edilmiş Microsoft Teams duyuruldu

    M1 çipi tarafından desteklenen ilk Mac’in piyasaya sürülmesinden 18 ay sonra Microsoft, Microsoft Teams’in Apple Silikon için optimize edilmiş bir sürümünü yayınladı. Microsoft Teams’in Apple Silicon sürümü henüz Teams kullanıcılarına açık olmasa da, şirketin web sitesinden indirebilirsiniz.

    Microsoft, macOS için Teams’in bu sürümünü kamuya açıklamadı, ancak dosya bu hafta şirketin web sitesinde keşfedildi.

    Uygulamayı indirip yüklediğinizde Teams’in artık “Evrensel” bir uygulama olduğunu görebilirsiniz.

    Bu, hem Intel hem de Apple Silikonlu Mac’ler için optimize edildiği anlamına gelir.

    Apple Silicon tarafından desteklenen Mac’ler üç farklı türde uygulamayı çalıştırabilir:

    • Mac App Store aracılığıyla Mac’te iPhone ve iPad uygulamaları,
    • Apple, kullanıcıların Apple Silicon’da Intel Mac’ler için yapılmış uygulamaları çalıştırmasına olanak tanıyan Rosetta 2 çevirisiyle çalışan uygulamalar ve Apple’ın deyimiyle, uygulamalar bazen Rosetta’da M1’de Intel’den daha iyi performans gösteriyor,
    • Evrensel uygulamalar, Apple Silicon ve Intel işlemciler için oluşturulmuş uygulamalardır ve Mac App Store’dan veya web’den indirilebilir.

    Uyarı: Teams’in bu sürümü bir beta gibi görünüyor. Tam olarak kararlı olmadığı anlamına gelir, hatalar ve performans sorunları ile gelebilir.

    Windows 11’e Geçmek için Minimum Gereksinimler

          Masaüstü, tablet veya dizüstü bilgisayarınızın Windows 11’i çalıştırabilmesi için donanım ve yazılım olarak bazı gereksinimlere karşılaması gerekiyor.  Windows 11 için çoğu zaman minimum gereksinimlerin büyük bir kısmı Windows 10’un ki ile aynıdır. Windows 11 kurulumu için diğer Windows işletim sistemlerinin kurulumunun yapıldığı donanıma sahip cihazlardan farklı olarak, CPU ve anakart bazlı gereksinimler söz konusudur. Windows 11’e Geçmek için Minimum Gereksinimler başlıklı yazıda, Windows 11 kurulumunda sorun ile karşılaşmamak  için yazılım ve donanım bakımından ne tür gereksinimlere ihtiyaç olduğundan bahsedeceğim.

    Bilgisayarınız Windows 11 ile uyumlu mu?

          Windows 11 yüklenmek istenilen bir bilgisayarın, bu işletim sistemi için uygun olup olmadığını anlamak için Microsoft’un PC Sağlık kontrol uygulamasını kullanabilirsiniz.

    Windows 11 temel sistem gereksinimleri

          Windows 11’i çalıştırmak için gereken minimum gereksinimler, birkaç önemli fark dışında Windows 10’un minimum gereksinimlerine benzer. Windows 11’de 5G veya Bitlocker’ı gibi özellikleri kullanabilmek için birtakım özel gereksinimlere ihtiyaç olmasına rağmen,  64 bit işletim sistemleriyle uyumlu iki veya daha fazla çekirdeğe sahip CPU, minimum 4 GB RAM, 64 GB  depolama alanı, Windows Display Drive Model 2.0 desteğine sahip GPU, 720p ve üstü ekran çözünürlüğü ve internet bağlantısına sahip bir bilgisayar gerekiyor.

    Windows 11 özel gereksinimler

          Microsoft’un yeni işletim sistemi Windows 11’i çalıştırabilmek için birkaç özel sistem gereksinimi bulunuyor. Bunlar TPM 2.0, UEFI ve Secure Boot

          TPM 2.0: Güvenilir Platform Modülü 2.0 

          Güvenilir platform modülü (TPM) 2.0, belirli işlemciler tarafından desteklenen ve ana kart üzerinde bulunan bir yonga setidir.  Bu yonga setini destekleyen bir ana kartınız olsa bile öncelikle TMP özelliğini etkinleştirmeniz gerekir. Yakın zamanda alınan bir bilgisayarınız varsa büyük ihtimalle TMP 2.0 desteği de vardır. Bilgisayarınız TMP 2.0 desteğine sahip değilse, Windows 11 kurulumunda sorunlar ile karşılaşacağınız söyleyebilirim. Windows 11’e Geçmek için Minimum Gereksinimler

          UEFI: BIOS’un yerini alan yeni anakart kontrol yazılımı.

          UEFI, kullanıcılara daha hızlı ve daha görsel bir deneyim sunan “Unified Extensible Firmware Interface” yani “Birleşik genişletilebilir ürün yazılımı arayüzü“nün kısaltmasıdır. İşletim sistemi yüklenmeden önce bilgisayardaki donanımların başlatılması UEFI  yazılımı ile gerçekleştirilir. BIOS’a göre UEFI, daha büyük boyuttaki sabit disk ve sürücüleri, daha hızlı önyükleme süresini,  güvenlik ve daha fazla grafik ve fare imleci seçeneğini destekler. Windows 8 veya daha güncel işletim sistemi bulunan bir bilgisayarınız varsa, geleneksel BIOS yerine UEFI kullanıyorsunuz demektir. Eski ana kartlar, işletim sisteminin daha yüklenmeye başlamadığı, önyüklemenin ilk kısımlarında BIOS kullanırken, UEFI, eski bilgisayarlardaki BIOS’un alternatifi olarak kullanılmaya başlanmıştır.

          Secure Boot: Secure boot güvenliği

          Secure boot işletim sistemi daha yüklenmeden, UEFI yüklenmesi aşamasında, bilgisayarda ek güvenlik hizmeti sunan bir katmandır. Windows 10’da opsiyonel olan bu özelliğin, Windows 11’de bir gereksinim olarak öne çıktığını görüyoruz. UEFI destekleyen bir donanıma sahip olan bir bilgisayarda, Secure Boot özelliği de büyük bir oranda hazır olarak geliyor.  Bilgisayar Secure Boot’u destekliyor olsa bile Windows 11 kurmadan önce bu özelliğin etkinleştirilmesi gerekiyor.

          Windows 11 destekleyen bilgisayarlara bir göz atmak için bu linki kullanabilirsiniz.

          Twitter takip için @salihertugrul     YouTube kanalım

    Acer Swift 3 yüksek performansta iddialı

    Intel Iris Xe ekran kartı sayesinde üstün bir görsel deneyim sunan Swift 3, 16 GB LPDDR4X RAM ve 512 GB PCIe Gen4 SSD depolama özellikleri ile dikkat çekiyor.

    Günümüzde dizüstü bilgisayarlara dair öne çıkan trend her an, her yerde kullanıma hazır olmaları. Zira artık çalışma veya eğitim açısından mekan farkı makası iyiden iyiye daralmış durumda, her yer yaratıcılık ve iş akışları için ideal ortam. Bu kapsamda sıklıkla ofis dışında çalışanların ve de öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirilen Acer Swift 3 (SF314-511), her yerde ideal bir deneyim sunmak için Intel Evo platformunda tasarlandı.

    İddialı Intel Core i7-1165G7 işlemci ile gelen Swift 3, ideal performans ve göz alıcı görüntüleri şık metal bir kasanın içinde sunuyor.

    15,90 mm inceliğinde ve 1,2 kg ağırlığında olan cihaz, son derece şık görünen tamamen metal zarif kasasıyla bir çantanın içinde rahatlıkla taşınabiliyor. Sade ve etkili menteşe tasarımı ise dizüstü bilgisayarın serin kalmasını sağlıyor. Ultra dar çerçeveli ekranıyla yüzde 85,73 ekran gövdesine sahip cihaz kullanıcılara çok daha geniş bir çalışma alanı sunuyor.

    Swift 3’ün 14 inç FHD IPS yansımasız ekranı, tutarlı bir şekilde zengin, parlak ve titremeyen görüntüler sağlıyor. Intel Iris Xe ekran kartı sayesinde üstün bir görsel deneyim sunan Swift 3, 16 GB LPDDR4X RAM ve 512 GB PCIe Gen4 SSD depolama özellikleri ile dikkat çekiyor. Uzun ömürlü bir pile sahip cihaz, tam şarj olduktan sonra 16 saate kadar kullanım olanağı sunuyor.

    Apple, iPhone kiralama dönemini başlatıyor!

    0

    Günümüzde bir araç kiralamak, kullanıcılar için oldukça standart bir iş haline geldi. Müşteriler, istedikleri otomobil için bir miktar para ödeyip, imzaladıkları dijital sözleşmeler sayesinde hızlıca talep ettikleri otomobilleri belirli süreliğine elde edebiliyorlar. Peki ya aynı durumun akıllı telefonlar için de geçerli olacağını hiç düşünür müydünüz? Apple, iPhone 14 ile bunu getirmeye hazırlanıyor…

    Tıpkı bir araç kiralama hizmeti kadar pratik olacak iPhone abonelik programı, kullanıcıların belli bir ücret karşılığında son model amiral gemisi telefonlara kolaylıkla ulaşmasına katkıda bulunacak. Bu sayede teknoloji devi Apple, en yeni telefonunu hesaplı bir şekilde müşteri gruplarına ulaştırmayı başaracak.

    iOS 16 alacak iPhone’lar için yeni iddia!

    Kullanıcılar, iPhone 14 serisini kiralayabilecek!

    Saygın bir veri ve analitik şirketi olan GlobalData tarafından ortaya atılan bilgilere göre Apple, bu sonbahar döneminde iPhone abonelik programını kullanıcılara duyuracak. Yani şirketin Eylül ayında piyasaya tanıtacağı iPhone 14 serisi, eldeki tahminlere göre bu programla birlikte kiralanacak ilk akıllı telefonlar olacak.

    iPhone abonelik programı

    Akıllı telefon kiralama programı esas itibariyle Apple tarafından bulunan bir icat değil. Daha önce benzer bir sistemi 2017 yılında Sprint şirketi sayesinde duymuştuk. Şirketin başlattığı Sprint Flex isimli kiralama programı, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanıcılara sunulsa da şimdiye kadar çok sayıda insana ulaşmış durumda. Fakat daha önce hiçbir telefon markasının böyle bir girişime imza attığını görmedik. Dolayısıyla Apple’ın bu alanda yine de bir ilke imza atacağını söyleyebiliriz.

    iPhone abonelik programı nedir?

    Operatörlerin sundukları hizmete benzer bir şekilde Apple, kullanıcıları için cihazlarını 24 ay taksitle ödeme seçeneği sunan bir program barındırıyor. Fakat yakında duyurulması beklenen iPhone abonelik programı, bundan daha farklı bir işleyişe sahip olacak. Kullanıcılar, imzaladıkları sözleşme bitimine dek kiraladıkları cihazları rahatlıkla kullanabilecek.

    iPhone abonelik programı

    Apple, yeni abonelik sistemiyle birlikte milyonlarca hayranına çok daha az para ödeyerek en yeni iPhone’ları kullanmaya olanak tanıyacak. Şirket, kiralama ücretinden para kazanabileceği gibi aynı zamanda cihaz koruması ve sigorta planlarına abone olmaları yoluyla da gelir elde edebilecek.

    Peki ya siz Apple’ın yeni iPhone abonelik programı hakkında neler düşünüyorsunuz? Böyle bir hizmet Türkiye’de gerçekleşseydi siz de bir telefon kiralamayı düşünür müydünüz? Yorumlarınızı bizlerle paylaşabilirsiniz!

    Teknoloji devlerinden, iklim değişikliğiyle mücadeleye 925 milyon dolarlık bütçe taahhüdü

    McKinsey & Company, teknoloji şirketleri; Stripe, Alphabet, Shopify ve Meta ile birlikte, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlı tutabilme hedefine katkı sağlamak amacıyla faaliyet gösterecek bir platform kurdu.

    McKinsey & Company bünyesindeki McKinsey Sustainability, teknoloji şirketleri; Stripe, Alphabet, Shopify ve Meta ile birlikte, atmosferdeki karbonu toplama teknolojilerinin gelişimini hızlandırmak amacıyla faaliyet gösterecek bir platform kurdu. Gelecek vaat eden yeni çözümler üreten şirketlerden, kalıcı karbon emisyonu satın almak için kurulan Frontier isimli bu girişim,  2030 yılına kadar gerçekleşecek 925 milyon dolarlık İleri Pazar Taahhüdü (Advanced Market Commitment – AMC) olma özelliği taşıyor. 10 yıl önce, düşük gelirli ülkelere yönelik zatürre aşılarının geliştirilmesini hızlandırmak için kullanılan AMC modelinin elde ettiği başarı sayesinde, yaklaşık 700 bin hayatın kurtulduğu tahmin ediliyor. Frontier ile AMC modeli, ilk kez iklim kriziyle mücadeleye yönelik teknolojilerin ölçeklendirilmesinde uygulanıyor. Frontier platformu ile araştırmacılara, girişimcilere ve yatırımcılara, atmosferdeki karbon miktarının azaltılmasına yönelik pazar talebinin ne kadar büyük olacağını göstermek hedefleniyor.

    Net-Sıfır karbon hedefi için cesaret ve kararlılık gerekiyor 

    Frontier ile ilgili yaptığı açıklamada atılan bu adımın, net-sıfır karbon emisyonu hedefi için bir dönüm noktası olduğunu belirten McKinsey & Company Ortağı Bengi Korkmaz, “McKinsey olarak araştırmalarımızla net-sıfıra giden yolun haritasını ve dönüşümün ölçeğini ortaya koymaya çalışıyoruz. 2022’nin başında yayınladığımız Net-Sıfır Emisyona Geçiş Raporu ile konuyu kapsamlı şekilde ele aldık. Araştırmalarımız ve çalışmalarımız, küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlamak ve iklim acil durumunu sona erdirmek için küresel ekonominin temelden dönüşmesinin ve net-sıfır emisyona geçmesinin ertelenemez olduğunu açıkça gösteriyor. Bu konuda dünyanın cesaret ve kararlılık göstermesi gerekiyor. Dünyanın en büyük teknoloji şirketleriyle birlikte hayata geçirdiğimiz Frontier platformunun asıl amacı da karbon yakalama teknolojileri üzerinde çalışan girişimcileri cesaretlendirmek ve daha kararlı şekilde yollarına devam etmelerine destek olabilmek” dedi.

    Zyxel’den Nebula destekli yeni GS1915 Serisi

    0

    Nebula ekosisteminin en son üyesi olan GS1915, Nebula mobil uygulaması aracılığıyla hızlı kurulum süreci ve kullanım kolaylığı dahil olmak üzere geliştirilmiş bir çözüm olarak dikkat çekiyor.

    Zyxel Networks, kompakt ve uygun fiyatlı bulut tabanlı GS1915 serisi, 8 port’lu PoE ve PoE olmayan switch’lerini piyasaya sürdü. Nebula ekosistemine yapılan bu son ekleme sayesinde işletmeler; Nebula mobil uygulaması aracılığıyla dakikalar içinde gelişmiş ağ bağlantısı, güvenlik ve sorunsuz çoklu cihaz yönetiminin tüm avantajlarına kavuşuyor.

    Zahmetsiz kurulumu ve kullanım kolaylığı sayesinde GS1915, küçük işletmeler ve ev kullanıcılarına özel bir BT ekibine ihtiyaç duymadan ağ performanslarını iyileştirme avantajı kazandırıyor.

    Startup’lar, küçük işletmeler ve ev kullanıcıları, Zyxel Network’ün “Just Connect” çözümlerine yapılan en son eklemeden yararlanabiliyor. Nebula ekosisteminin en son üyesi olan GS1915, Nebula mobil uygulaması aracılığıyla basit, hızlı kurulum süreci ve kullanım kolaylığı dahil olmak üzere müşteri ihtiyaçları gözetilerek geliştirilmiş bir çözüm olarak dikkat çekiyor.

    Uygulama sayesinde kullanıcılar platforma yeni cihazlar ekleyebiliyor, ağ durumuna genel bakışı kontrol edebiliyor, ağlarını uzaktan kontrol edebiliyor ve yetkisiz istemcileri her yerde ve her zaman engelleyebiliyor.

    Mac Studio, Apple Ailesinin Yeni ve Son Derece Güçlü Üyesi

    Apple, farklı kesimlere hitap etmeyi bilen başarılı bir teknoloji şirketi. Telefonlar, dizüstü bilgisayarlar derken şirket ürün ailesine Mac Studio isimli yeni bir üyeyi kattı. Fazla gündeme gelmese de Mac Studio için aslında, Apple’in kadim ve kemik kitlesine teşekkürü diyebiliriz. Çünkü Mac Studio, Apple’ın yaratıcı profesyonellere yönelik en yeni ve güçlü iş istasyonu. Ürün, MacBook Pro ailesine kıyasla bile bir hayli güçlü kalıyor. Bu cihaz ile Final Cut Pro’da ultra yüksek çözünürlüklü (8K) videoları düzenlemek çocuk oyuncağı kalıyor.

    Mac Studio
    Mac Studio gücüne göre küçük boyutlara sahip özel bir iş istasyonu

    Mac Studio gücünü M1 Ultra işlemciden alıyor

    Apple, yeni ürünü fiziksel olarak Mac Mini formatında tasarlamış. Ancak yükseklik yaklaşık olarak Mac Mini’nin iki buçuk katı. Boyut açısından Mac Studio avantajlı çünkü PC tarafındaki birçok rakibinden daha küçük. 3.6 kilo ağırlığında olan ürün, 9.5 cm yüksekliğe, 19.7 cm genişlik ve derinliğe sahip.

    İşlemci tarafında ise ürün yepyeni M1 Ultra çip ile geliyor. Bu işlemci iki M1 Max yongasından oluşuyor. Yongalar düşük gecikme süreli, yüksek bant genişliğine sahip bir konektör ile birbirine bağlanıyor. Ürünün iki modeli mevcut. Görece giriş modeli 10 çekirdekli M1 Max işlemciye sahip. Bu ürün 10 çekirdekli bir grafik işlemci ve 32 GB RAM ile çalışıyor. İkinci ve daha güçlü model ise 20 çekirdekli bir işlemci ile geliyor. Buna 48 çekirdekli bir grafik işlemci ve 64 GB RAM eşlik ediyor.

    Bağlantılara gelecek olursak DisplayPort, HDMI, Thunderbol 4, USB 3.1, USB 4 gibi portları görüyoruz. Asıl heyecan verici olan ise 6K çözünürlüğe sahip 4 adet Apple Pro Display XDR desteği. Doğru okudunuz 6K çözünürlükte 32 inç boyutunda 4 ekrandan bahsediyoruz.

    Photoshop ve yapay zeka

    Mac Studio, hiç şüphe yok ki yaratıcı uygulamalar için biçilmiş kaftan. Ürün ses, müzik ve imaj uygulamalarında beklentileri aşıyor. Örneğin Photoshop’ta yüksek çözünürlüklü fotoğrafları birkaç saniyede yükleyip sayısız efekt ve filtre uygulayabiliyorsunuz. M1 Max ve M1 Ultra’nın “Neural Engine” çekirdekleri de devreye giriyor. Böylece Photoshop’un yapay zeka ve makine öğrenimi araçlarından da yararlanıyorsunuz. Örneğin fotoğraftan nesneleri çıkarmak, arkaya uygun bir geçici görsel tanımlamak çok hızlı ilerliyor. Asıl yenilik, eskiden sıkıcı ve zaman alan görevlerin hızlı, basit ve eğlenceli hale gelmesi. Bu cihaz ile Photoshop ve yapay zekanın eşsiz uyumunu görüyoruz.

    Özetle M1 Ultra ile gelen Mac Studio, Apple’ın şimdiye kadar ürettiği en güçlü makinelerden biri. Kıyaslayacak olursak 16 çekirdekli Intel Xeon işlemcili Mac Pro’dan %90 daha hızlı işlemci performansına sahip. Ürün, 28 çekirdekli işlemcili Mac Pro’dan ise işlemci gücü olarak yaklaşık %60 daha hızlı. Elbette bu değerler ürünün fiyatına da yansıyor. 10 çekirdekli model 35.999, 20 çekirdekli model ise 69.999 liraya satılıyor. Tabii bir de ekran masrafınız olacak. Farklı özelliklerde monitörleri bu adresten inceleyerek fikir edinebilirsiniz.
    İsminden de anlaşılacağı üzere ürünün hedefi aslında oldukça spesifik bir kitle. Video montaj ve grafik can alıcı noktalar… Ağır yaratıcı işler yapıyorsanız ve küçük bir iş istasyonu istiyorsanız, Mac Studio kesinlikle sizin için doğru ürün. Apple cihaz ve aksesuarlarını inceleyip satın almak için bu adresi ziyaret edebilirsiniz.