Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 585

    PUBG MOBILE 2.0 güncellemesi yayınlandı

    0

     PUBG MOBILE 2.0 Güncellemesi ile oyuna Livik haritası, 2. döngü sezon 6 ile efsanevi ödülleri ve EVANGELION iş birliği geliyor.

    Dünyanın en popüler mobil oyunlarından biri olan PUBG MOBILE, beğenilen anime EVANGELION’dan yeni içeriklerin yanı sıra PUBG MOBILE’ın ikonik haritalarına yeni eklemeler içeren yeni 2.0 güncellemesini yayınladı.

    Livik haritası, yenilikçi yeni savaş stratejilerini sergilemek için kentsel alanlarında iyileştirilmiş bir düzenleme ile 11 Mayıs’tan itibaren oyunculara kapılarını açtı. Ayrıca bu güncelleme ile oyuncuların haritada hızla ileri geri hareket etmelerini sağlayan dört kişilik UTV Hizmet Aracı, Livik ve Aftermath da haritalara eklendi.

    Yeni güncellemeyle, maçın başında kentsel bölgede rastgele altın rengiyle gösterilen bir gelişmiş malzeme bölgesi ortaya çıkıyor ve oyuncuların alabildikleri kadar çok malzeme almalarına izin veriliyor. Hazine Haritaları, Blomster’ın oyun içi Futbol Mücadelesi ve haritanın yeni Hava Hattı sayesinde hızlı bir kaçış yolu ile izlenebilen Rastgele Sandıklar gibi mini oyunlar ve öğelerde de yine güncellemeyle oyunculara sunuluyor.

    Airdrop sandıkları maç başına belirli bir alanda gelirken, oyuncuların kaybettikleri takım arkadaşlarını canlandırmaları için Livik’in her yerine Çağrı Kuleleri yerleştirildi. Her şeyin altında, Livik’in her an patlayabilecek yanardağı bulunuyor. Oyuncular, patlamalardan kaçarak ve binalara sığınarak yanardağın gazabından saklanabiliyor.

    Samsung, ‘Health Connect’ uygulaması ile 50’nin üzerinde veri sunacak

    Samsung, kullanıcıların sağlık durumlarını ve zindeliklerini geliştirmeye yönelik çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

    Samsung Electronics Mobil Deneyim Başkan Yardımcısı ve Sağlık Ar-Ge Ekibi Başkanı TaeJong Jay Yang, sağlık teknolojilerine dair sundukları yeni çözümleri aktardığı yazısında, kullanıcıların artık sağlık ve zindelik verilerini tek bir yerden yönetebileceklerini vurguluyor. Sağlık teknolojisinin sürekli egzersizi, kişisel rekorları ve günlük fiziksel hedeflere ulaşmayı önceliklendirdiğini ama artık kullanıcıların önemsedikleri konulara öncelik vermenin gerektiğini belirten Jay Yang, kaleme aldığı makalede geleceğe dair heyecan verici bilgiler paylaşıyor;

    “Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, kullanıcıların sağlık konusuna yaklaşımında belirgin bir kültürel değişim gözlemledik. Bu alandaki normlar yeniden tanımlanırken, artık sağlığa daha bütüncül bir bakış açısıyla yaklaşılıyor. Yakılan kaloriler ve verilen kilolardan ziyade, bedenin hem fiziksel hem de zihinsel olarak anlaşılması, sağlıklı beslenme ve iyi bir uyku gibi, kullanıcıların önemsedikleri konulara öncelik vermek artık daha önemli hale geldi.

    Bu bakış açısıyla, Samsung çatısı altında biz de kullanıcılarımıza bütüncül sağlık çözümleri sunarak Galaxy Watch akıllı saat deneyimimizi geliştirmeye devam ediyoruz. Kullanıcılarımıza hedeflerine ulaşma ve sağlıklı yaşam tarzlarını benimseme konusunda ihtiyaç duydukları araçları sunan kapsamlı sağlık özellikleri geliştirmek için yoğun bir çaba gösteriyoruz.

    ‘Health Connect’, egzersiz, uyku, kalp atış ritmi ve kan basıncı gibi 50’nin üzerinde veriyi destekliyor

    Samsung ve Google’ın bu ihtiyaçları ‘Health Connect’ üzerinden karşılamak amacıyla birlikte çalıştığını görmek bizlere memnuniyet veriyor. Son olarak, Google I/O etkinliğinde duyurulduğu gibi, geliştiriciler artık zindelik ve sağlık deneyimlerinin geliştirilmesini sağlayacak tek bir API setine erişime sahip olacak. Yeni Health Connect API sayesinde, kullanıcılar farklı uygulamalar üzerindeki sağlık ve zindelik verilerini tek bir yerden yönetebilecekler.

    ‘Health Connect’ uygulaması, egzersiz, uyku, kalp atış ritmi ve kan basıncı gibi önemli sağlık bilgilerinin dahil olduğu 50’nin üzerinde veri türünü destekliyor ve sunuyor. Uygulama, aynı zamanda kullanıcılara cihaz üzerindeki verilerini paylaşmak istedikleri diğer uygulamalara kolayca izin verilebilmesini sağlayan gizlilik özellikleri de sunuyor.

    ASUS’tan yeni rekor

    ASUS sunucuları yapay zekâ çıkarım performansında liderliğini ilan ediyor…

    Sunucu sistemleri, sunucu anakartları ve iş istasyonları kategorilerinde lider IT şirketi ASUS, geçtiğimiz Aralık ayında katıldığı MLCommons Association bünyesinde ilk sonuçlarını yayınladı. ASUS çok sayıda testte yeni performans rekorlarına imza attı.

    Özellikle en son MLPerf Inference 2.0 testlerinde ASUS, kapalı veri merkezi kategorisindeki altı ayrı yapay zeka çıkarım görevinde aynı GPU yapılandırmasına sahip diğer tüm sunucuları geride bırakarak 26 adet rekor kırdı. Bu rekorların 12’si, sekiz adet 80 GB NVIDIA® A100 Tensor Core GPU içeren ASUS ESC8000A-E11 sunucuyla; 14’ü ise dört adet 24 GB NVIDIA A30 Tensor Core GPU içeren ASUS ESC4000A-E11 sunucuyla kırıldı.

    Bu çığır açan sonuçlar ASUS sunucularının yapay zeka alanındaki performans liderliğini gözler önüne serdi. ASUS sunucuları, yapay zekadan yararlanmak isteyen kurumlara büyük katkı sağlıyor ve veri merkezlerine en uygun performansı sunuyor.

    ASUS, yapay zeka çıkarımı kategorisinde 26 rekor kırarak altı farklı görevde sıralamanın lideri oldu

    MLPerf Inference 2.0 testi, en sık kullanılan altı yapay zeka çıkarımı iş yükünü kapsıyor. Bunlar arasında görüntü sınıflandırma (ResNet50), nesne tespiti (SSD-ResNet34), tıbbi görüntü bölümlendirme (3D-Unet), konuşma tanımlama (RNN-T), doğal dil işleme (BERT) ve tavsiye (DLRM) iş yükleri bulunuyor.

    ESC8000A-E11 aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok alanda performans liderliğini elde etti:

    – ResNet50’de bir saniye içinde 298.105 görüntüyü sınıflandırdı

    – SSD-ResNet34’te bir saniye içinde 7.462,06 görüntüde nesne tanımladı

    – 3D-UNet’te bir saniye içinde 24,3 tıbbi görüntüyü işledi

    – BERT’te bir saniye içinde 26.005,7 soruyu ve cevabı tamamladı

    – DLRM’de bir saniye içinde 2.363.760 tahmin yaptı

    Araştırma: Teknolojiyi sevsek de endişeliyiz!

    BAREM’in global ortağı WIN Grubu ile yaptığı “Teknoloji” araştırmasına göre; çevrim içi olarak paylaştığı kişisel bilgilere ne olduğunu bilen insan sayısı artıyor ancak bu paylaşımlardan duyulan endişe düzeyi hiç azalmıyor.

    BAREM, global ortağı WIN International ile birlikte, 39 ülkeden 33.236 kişi ile görüşerek dijital teknolojilerin önemini, kişisel bilginin gizliliğini ve çevrim içi bilgi paylaşımının getirdiği endişeyi irdeledi.

    Küresel nüfusun neredeyse yarısı (%48), kişisel bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda endişeli. Geçen yıla göre üç puanlık bir artış (%45) gösteren bu oran kadınlarda %47’den %50’ye, erkeklerde %43’ten %47’ye artmış durumda. Artışın nedenleri arasında pandemi sırasında yükselen online satın alma ve banka işlemleri sayılabilir. Endişenin altında ise “iyi bir sanal güvenlik sistemi olmadan özel verilerin sağlanması, kişisel verilerin yasa dışı eylemler için çalınmasına veya manipülasyonuna yol açabilir” düşüncesi yatıyor.

    Amerika kıtasının yarısından fazlası (%54) bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda endişeli. Afrika ve MENA, geçen yılın sonuçlarına göre endişe seviyesini sırasıyla yüzde 22 ve 15 puan artıran bölgeler.

    Ülke bazında, Brezilya (%72), Çin (%71) ve Türkiye (%61), bilgilerini dijital olarak paylaşma konusunda en endişeli ülkeler. En az endişeli görünenler ise Lübnan (%31), Filistin (%30) ve Almanya (%29). Çin’de yaşanan Kişisel Bilgilerin Korunması Yasası ile ilgili yerel tartışmaların, insanların konuyla ilgili görüşlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını gösteriyor.

    Türkiye, 39 ülke arasında %61 katılım oranıyla kişisel verilerini çevrim içi paylaşmaktan en çok endişe duyan 3’üncü ülke. En endişeli grupları orta yaş (35-54 yaş- %68), üst sosyo ekonomik statü (AB ses – %70), üniversite ve üzeri eğitimli (%69) ve ücretli veya maaşlı çalışanlar (%65) oluşturuyor.

    Kişisel bilgilerimizi paylaşıyoruz fakat ne yapılacağını kestiremiyoruz

    Kişisel bilgileri çevrimiçi paylaşma konusundaki artan endişe düzeyi, bir kez paylaşıldığında verilerimize ne olduğu konusunda artan farkındalıkla paralel gidiyor.

    Küresel nüfusun üçte biri (%33), verilerine ne olduğunu bildiğini söylüyor. Bu oran 2020’ye göre %6 artış demek. Oran artmış da olsa, kişisel verilerinin gelecekteki kullanımını görmezden gelen önemli bir çoğunluk hala var.

    Çin (%71), Hindistan (%51) ve Brezilya (%49) paylaşılan kişisel verilerin kullanımı konusunda en yüksek farkındalık yüzdelerine sahipken, Japonya (%16), Finlandiya ve Güney Kore (her biri %9 ile) en düşük sonuçlar.

    Türkiye’de farkındalık oranı global ortalama ile aynı (%33). Bu oranla 39 ülke içinde 22’inci sıradayız. Kişisel bilgilerini paylaştıktan sonra, bilgilerle neler yapıldığını en çok bilen kesimleri üst gelir (%41), üst (AB) sosyoekonomik statü, lise (%39) ve Üniversite (%36) mezunları ile ücretli veya maaşlı çalışanlardan (%35) oluşturuyor.

    Dünyanın ilk 22 TB CMR ve 26 TB ULTRASMR HDD’leri tanıtıldı

    Yeni ürünler inovasyon, hiper ölçekli bulut müşterileri için toplam sahip olma maliyetini (TCO) azaltıyor.

    Western Digital, on yıllar boyunca geliştirilen önemli teknolojik inovasonları temel alarak, seçili hiper ölçekli bulut müşterilerine sektör lideri yeni 22TB ve 26TB UltraSMR HDD’lerini örnek olarak gönderdiğini ve alan yoğunluğu liderliğini daha da genişlettiğini, ayrıca toplam sahip olma maliyetini düşürerek müşterilerine değer kattığını duyurdu.

    Western Digital’in HDD teknolojisi portföyü ve alan yoğunluğu liderliği onu depolama inovasyonunun tam merkezine koyuyor. Eşsiz OptiNAND teknolojisi, enerji destekli PMR (ePMR), üç aşamalı aktüatör (TSA), HelioSeal ve şimdi de UltraSMR teknolojilerinden yararlanan Western Digital, ePMR ile +30 TB sağlama yolunda net bir yolda ilerliyor.

    “Sektörün önde gelen bulut sağlayıcılarının uzun süreli iş ortağı olarak, onların yeni nesil bulut altyapısı oluşturma konusundaki gereksinimlerini anlıyoruz ve alan yoğunluğu teknolojimizin yanı sıra geliştirdiğimiz çeşitli HDD inovasyonlarına yatırım yapıyoruz” diyor HDD İş Birimi Genel Müdürü ve Başkan Yardımcısı Ashley Gorakhpurwalla ve devam ediyor: “Bu geliştirme stratejisini benimsemedeki amacımız, yalnızca dünyanın en büyük bulut devlerinin kapasite taleplerini karşılamak değil, aynı zamanda gelecek on yıllar boyunca veri merkezlerinin gelişen ekonomisini de destekleyecek bir yol haritası sunmaktı. Western Digital’in HDD yol haritasının temeli olan ePMR, OptiNAND ve şimdi UltraSMR ile bulut müşterilerimiz, depolama alanındaki toplam sahip olma maliyetlerini (TCO) düşürmek için yeniliklerimizden yararlanarak işlerini hızla ölçeklendirmeye devam edebilirler.”

    DJI Mini 3 Pro ile tanışın

    Sivil insansız hava araçları ve yaratıcı kamera teknolojisinde dünya lideri olan DJI, en güçlü hafif ve taşınabilir kameralı drone olan DJI Mini 3 Pro’yu tanıttı.

    DJI Mini serisinin ilk üst düzey ürünü olarak tüm özelliklere donatılan DJI Mini 3 Pro, hafif, taşınabilir ve güçlü kullanım sunuyor. Birçok bölge ve ülkede sivil havacılık kurallarına uygun olması için 249 gramdan daha hafif tasarlanan DJI Mini 3 Pro, 34 dakika uçuş süresi, sosyal medya için yüksek kaliteli dikey görüntüleme, 4K/60fps video, ActiveTrack ve üç yönlü engel algılama gibi gelişmiş özellikler sunuyor. DJI Mini 3 Pro, her yerde kullanıcılara yüksek uçup büyük görme imkanı yaratıyor.

    Birçok ülke ve bölgenin sivil havacılık düzenlemelerine göre 250 gramın altındaki dronelar en güvenli drone kategorisine alınmasıyla, 249 gramın altında olan Mini 3 Pro’nun ağırlık, güvenlik ve performans kombinasyonu, hareket halindeki içerik oluşturucular ve uçmak isteyen yeni pilotlar için yeni bir fırsat yaratıyor. Drone pilotluğuna başlamak isteyen herkes için en iyi alternatif olan DJI Mini 3 Pro ile dünya çapında daha fazla insan güvenli uçuşun keyfini çıkaracak ve geniş bir görsel hikaye anlatımı dünyasına erişecek. DJI Mini 3 Pro, bu kadar kompakt bir drone için inanılmaz derecede güçlü yönlere sahip. Öncülleri Mavic Mini, Mini 2 ve Mini SE gibi, taşıma ve her yere götürme için aynı kompakt özelliklerini koruyor. Ancak Mini 3 Pro, gelişmiş uçuş performansı, kamera sistemi, pil ömrü ve daha önce yalnızca Air ve Mavic serilerinde bulunan akıllı özellikler sayesinde, boyutundaki diğer tüm DJI dronelarından daha fazla yerleşik özelliklerle kullanıcıların beğenisine sunuluyor.

    Steam Deck Oyunu Değiştirecek Mi?

    Oyuncuların yakından tanıdığı Steam, geçtiğimiz aylarda sınırlı sayıda da olsa Steam Deck konsollarının gönderimini gerçekleştirdi. Konsolu teslim alan oyuncuların büyük bir bölümünden övgüler alan Steam Deck’in oyun algısını değiştirmesi bekleniyor. Nintendo Switch ile bildiğiniz gibi Nintendo büyük bir sükse yakaladı. Nintendo Switch’in hibrit yapısı yani hem TV’de hem de elde oynanması oyun dünyasında kartların yeniden dağıtılmasını sağladı. Xbox One’dan bile fazla satan Nintendo Switch, neredeyse PlayStation 4’ün satış rakamlarını yakalamak üzerine. Durum böyle olunca Valve da duruma kayıtsız kalamadı.

    Steam Deck ile konsol dünyasına adım atan Valve, geliştirdiği SteamOS işletim sistemi ile oyunculara akıcı ve sade bir deneyim vadediyor. Tabii burada tüm övgüler konsola gitmeyecek. Teknolojinin gelişimi sayesinde Steam Deck’in isminden söz ettirdiği aşikar. Bu yüzden gelin konsolun detaylarına hızlıca bir göz atalım.

    Steam Deck özellikleri neler?

    Steam Deck’in kalbinde AMD’nin Zen 2 mimarisine sahip işlemcisi yer alıyor. 448 GFlops gücündeki bu işlemciye RDNA 2 mimarili 1.6 TFlops gücündeki grafik birimi eşlik ediyor. Bu CPU ve GPU ilk bakışta yetersiz olarak görünebilir. Ancak bu konsolun ekranı 1280 x 800 çözünürlüğünde. Bu çözünürlükte çoğu AAA oyun orta-yüksek ayarlarda akıcı bir şekilde çalışabiliyor.

    RAM tarafında ise konsolda 16 GB LPDDR5 RAM kullanılıyor. Depolamada ise 64 GB eMMC, 256 GB SSD ve 512 GB NVMe SSD seçenekleri oyunculara sunuluyor. Oyunların boyutları kaplamalardan dolayı yüksek olduğu için oyuncuların 256 GB veya 512 GB’lık sürümlerine yönelmesi daha mantıklı bir seçim olacak gibi görünüyor.

    Steam Deck’in elde Steam’deki oyunları akıcı bir şekilde oynatması dikkat çekiyor. Nintendo Switch’te bildiğiniz gibi AAA yapımlar Cloud üzerinden oynanabiliyor. Ancak Steam Deck bunları native olarak çalıştırıyor. Dilerseniz HDMI ile monitöre de bağlayarak Steam Deck’i PC’ye çevirme şansınız var.

    Ayrıca Steam Deck için çıkan son güncellemeler ile birlikte Windows 10 ve Windows 11 işletim sistemine de destek sağlanıyor. Oyuncular dilerse SteamOS yerine Windows işletim sistemini de konsollarına yükleyebiliyor. Peki, Steam Deck uzun vadede iş yapar mı?

    Steam Deck

    Steam Deck’in uzun vadede iş yapması olası görünüyor. Ancak modüler yapıda olmadığı için oyuncular doğal olarak yükseltme yapamayacak. Ayrıca yeni AAA oyunların isteyeceği sistem gereksinimlerinin karşılanıp karşılanmayacağını kestirmek güç.

    Fiyatın rekabetçi olması gerekiyor

    Oyun konsolu işi bildiğiniz gibi karlı bir iş değil. Sony ve Microsoft neredeyse zararına konsol satıp, oyun ve hizmetlerden para kazanıyor. Steam Deck’in de rekabetçi olması için 500 dolar bandını aşmaması gerekiyor. Bir bilgisayar donanımı maalesef ki bu seviyelerde ortalama bir deneyim sunuyor.

    Nintendo Switch’e özel olarak oyun geliştirildiği için oyunlar akıcı çalışıyor. Yani burada Steam Deck’in geleceğinin büyük bir bölümü oyun geliştiricilerine düşüyor. Oyun geliştiricileri yüksek grafikli oyunları piyasaya sunduğunda ve Steam Deck için optimize etmediğinde konsolun ömrü kısa ömürlü olabilir.

    Ancak yine de Steam Deck oyun dünyası için büyük bir adım. Eğer donanım üreticileri bu alana yönelirse oyun kavramı monitör veya televizyon karşısında oyun oynamak yerine elde istediğiniz yerde taşınabilir olarak oynanmaya evrilebilir.

    Windows 11 Dosya Gezgini İçin Yapılacak Geliştirmeler

    Windows 11 yakın gelecekte alacağı yeni güncellemeye beraber gelişmeye ve değişmeye devam edecek. Yaklaşan yeni güncellemenin kod adı “Sun Valley 2” ve bu güncelleme önemli bazı özellikleri Windows 11 için getirecek. Önizleme yapılarına bakılırsa Dosya Gezgini üzerinde klasör içeriğini önizleme yeteneği de dahil olmak üzere bazı geliştirmeler var.

    Klasör Önizleme

    Klasör önizleme desteği, orijinal Windows 11 sürümüyle kaldırıldı ve Sun Valley 2 (sürüm 22H2) ile geri dönüyor. Artık klasörü açmaya gerek kalmadan içindekilere göz atabileceksiniz. Microsoft, medya dosyalarını hızlı bir şekilde önizlemek isteyenler için kısa bir süre önce bahsettiğimiz Windows 11 için Hızlı Görünüm (Quick View) özelliği üzerinde de çalışıyor.

    Sekme Desteği

    Microsoft’un Windows 11 Dosya Gezgini için sekmeler üzerinde çalıştığını bir süredir biliyorduk. Şirket, 5 Nisan etkinliği sırasında Windows 11’de Dosya Gezgini için sekme desteğini onayladı, ancak tarih ve farklı detaylardan bahsetmedi.

    Dosya Gezgini sekmeleri Microsoft Edge veya Chrome’daki sekmelere çok benzer. Pencerenin üst kısmında sekmeli bir arayüz bulacaksınız ve yeni bir Dosya Gezgini penceresi oluşturmak için artı (+) simgesine tıklayabilirsiniz. Bu özellik, Dosya Gezgini için tam sekmeli bir deneyim sağlarken farklı klasörler arasında geçiş yapabilir ve hatta doğrudan görev çubuğundan yeni sekmeler oluşturabilirsiniz. Ayrıca sekmeleri seçip taşıyabilir veya sekmeleri geleneksel bir pencere olarak açabilirsiniz.

    Gezgin’in sol kenar çubuğundaki “Hızlı erişim” düğmesinin adı “Ana Sayfa” olarak değişirken “Hızlı Erişim” fikri de yenilendi. Artık sabitlenmiş veya sık klasörler bölümünün üzerinde ‘Hızlı Erişim’i bulacaksınız.

    Ek olarak, Sabitlenmiş dosyalar artık Sık Kullanılanlar olarak adlandırılıyor. Bu Hızlı Erişim’in artık OneDrive, İndirilenler ve dizine eklenmiş herhangi bir konumdan içeriği içerecek şekilde güncellenmesi nedeniyle yapıldı. Microsoft ayrıca OneDrive entegrasyonu için çalışmalar yapıyor ve buluttaki dosyalar Hızlı Erişim’de de görünecek.

    Dosya Gezgini, yerel paylaşım menüsünü kullanarak belirli dosyaları paylaşmaya çalıştığınızda kişileri önermek üzere Context IQ’yu kullanan ‘bağlamsal öneriler (bağlamsal öneriler)’ adlı yeni bir özellik alıyor.

    Bu özellik, Microsoft 365’iniz olduğunda ve kişileriniz aynı kuruluşun parçası olduğunda özellikle kullanışlı olabilir. Öneriler kısmının tamamı, kişiyi otomatik olarak tahmin eden ve kullanıcıların belirli görevleri kolayca gerçekleştirmelerine yardımcı olan akıllı bir sisteme dayalı.

    Halo Infinite’in sonraki güncellemesi büyük bir sürprizle gelecek!

    0

    Tank silahı yaklaşan bir güncellemede geri dönecek…

    Oyun geliştiricisi 343 Industries’ten yapılan bir açıklamada, Halo Infinite’in gizli ve aşırı güçlü “tank silahı”, gelecek bir güncellemede oyunun kampanyasına geri eklenecek.

    Tank tabancası son derece güçlü bir silah. Esasen bir Scorpion tank topunun sınırsız cephaneye sahip taşınabilir bir versiyonu ve hız koşucuları arasında popüler oldu. Ayrıca oyunu çok daha kolay hale getirmenin bir yolu…

    Halo üst düzey topluluk yöneticisi John Junyszek, Nisan ayında 343’ün oyunun ikinci sezonunun yanı sıra “tank silahı arızasını” da ortadan kaldıracağını söyledi. Bu karar toplulukta pek ilgi görmedi ve görünüşe göre 343’ün tank silahını geri getirmeye karar vermesine yetecek kadar da tepki geldi.

    2. sezon yamasıyla birlikte bazı güncellemeler yapıldı; ancak topluluğun tepkisi o kadar yüksekti ki 343, birçok güncellemeyi kaldırmayı planlıyor. Junyszek; “Geri bildirimlere çok değer veriyoruz.” dedi.

    Halo Infinite’in yaratıcı başkanı Joseph Staten de şikayetleri kabul etmişti. Staten, Junyszek’ten alıntı yaparak “Hey Spartalılar, bu hafta inişli çıkışlı geçti. Hedefimiz kesinlikle bu değildi.” dedi.

    Junyszek yeni güncelleme için belirli bir tarih vermedi, ancak yakın biz zamanda gelebilir gibi görünüyor.

    Junyszek son olarak; “Ekibimiz bu güncellemeyi elimizden geldiğince hızlı bir şekilde yaratmak için çok çalışıyor; ancak onu kullanıma açmadan önce atmamız gereken birkaç adım daha var. Önümüzdeki birkaç gün içinde bu güncellemenin yayın zamanlaması hakkında daha fazla bilgi paylaşacağız.” dedi.

    “Anneler Günü’nde hediyeni MediaMarkt’tan al 3 ay sonra öde” kampanyası yoğun ilgi gördü

    MediaMarkt, Anneler Günü kampanyasını yeni ürün ve ödeme fırsatları yoğun ilgi gördü.

    “Ailedeki tüm annelere yakışan hediyeler elektroniğin uzmanı MediaMarkt’ta” diyerek kampanyalarını günler öncesinden başlatan ve herkese uygun hediye alternatifleri sunan MediaMarkt, mevcut kampanyasına yeni ürünleri ve ödeme seçeneklerini de eklemişti.

    Türkiye genelindeki tüm MediaMarkt mağazalarında, mediamarkt.com.tr’de ve markanın mobil uygulamasında Anneler Günü kampanyası yeni ürünlerle çeşitlendirmişti. 8 Mayıs’a kadar süren kampanyada dikkat çeken ürünler arasında 2.999 TL’den satışa çıkan Huawei GT3 42 mm akıllı saat ve 2.699 Xiaomi Mop Essential robot süpürge yer almıştı.

    Hediyeni şimdi al 3 ay sonra öde yoğun ilgi gördü

    MediaMarkt’ın Anneler Günü kampanyasında bu ürünlere ek olarak daha birçok ürün yer almış, annesine akıllı telefon almak isteyenlere özel fırsatlar sunuluştu. MediaMarkt, seçili Samsung Galaxy Serisi akıllı telefonlarda “şimdi al, faizsiz masrafsız 3 ay sonra öde” fırsatı uygulamıştı.

    Anneler Günü’nde 3 anneden ikisi elektronik ürün istiyor

    Elektroniğin uzman markası MediaMarkt, geçtiğimiz yıl annelerin “gerçekten” ne istediğine dair bir araştırma da gerçekleştirmişti. MediaMarkt’ın Yöntem Research ile düzenlediği ‘Anneler ne ister’ araştırmasının sonuçlarına göre her 3 anneden 2’si (%66) ev işlerinde hayatlarını kolaylaştıracak hediyeler bekliyordu. Yine her 3 anneden 2’si de bunun elektronik bir alet (%62) ya da küçük ev aleti (%60) olmasını istemişti.