Farklı ihtiyaçlara yönelik ürünler tasarlama konusunda uzmanlaşan Logitech, sol elini kullananlara uygun ürün çeşitlerini artırıyor. Logitech, Uluslararası Solaklar Günü’ne özel olarak, solak kullanıcıların rahatlıkla kullanabileceği mouse modellerini listeledi.
Sol elini kullananlar için farkındalık oluşturmak adına her yıl 13 Ağustos günü Uluslararası Solaklar Günü kutlanıyor. Logitech’in kullanıcılarına fayda sağlamak üzere yıllardır kapsayıcılık yaklaşımıyla ele aldığı, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarıyla desteklediği sol el kullanımına uygun ürün gamı hem renkleniyor hem de büyümeye devam ediyor.
Signature M650 Mouse ile Kişiselleştirilmiş bir deneyim
Logitech’in tüm kullanıcılarını düşünerek, küçük-orta ve büyük eli olan kullanıcılar için farklı boyutlarda tasarladığı Signature M650, solak kullanıcılara hitap eden modeliyle de kişiselleştirilmiş bir deneyim sunuyor. Signature M650 mouse, grafit, beyaz ve pudra pembe renk seçenekleriyle kullanıcıların beğenisine sunuluyor.
POP Mouse ile masalar renkleniyor
Logitech POP Mouse, lila, bej, sarı renk seçenekleriyle çalışma ortamını neşelendirirken yumuşak hatlarıyla iki ele de kolayca uyum sağlayıp, gün boyunca rahat bir kullanım sağlıyor.
Pebble M350, hem renkli hem işlevsel mouse
Pebble M350 çalışma ortamını minimalist, renkli ve sessiz hale getirmeye olanak tanıyor. İki elle kullanıma uygun pürüzsüz tasarımı ve pudra pembe, uzay mavisi, bej, beyaz, grafit renk seçenekleriyle de dikkat çekiyor.
M240 Sessiz Kablosuz Mouse daha fazla odaklanma sağlıyor
Verimliliği ve üretkenliği artıran ürünleriyle kullanıcıların her ortamda rahatça çalışmasını sağlayan Logitech, iki elle kullanılabilen M240 Sessiz Kablosuz Mouse ile tıklama sesini ve dikkat dağıtıcı unsurları ortadan kaldırıyor.
M171 Kablosuz Mouse bulunduğu ortamı canlandırıyor M171 Kablosuz Mouse; yenilenen beyaz, pudra pembe ve açık mavi renkleriyle iki elle kullanıma olanak sağlıyor. Bir çantada taşınabilecek kadar kompakt olan mouse, pürüzsüz kullanım ve kolayca bağlantı fırsatı sunuyor.
Miele, G7000 serisi bulaşık makineleri, düşük enerji tüketimi ve deterjan dozajlama sistemi ile üst düzey kullanıcı konforu sağlarken, birinci sınıf performansı ile sürdürülebilirliği günlük kullanım için uygun hale getirerek çevre ve iklimin korunmasına katkı sağlıyor.
120 yılı aşkın süredir beyaz eşya ve ankastre ürünlerinin dünyaca ünlü Alman markası Miele, enerji verimliliğini arttıran sürdürülebilir ürünleri ile sektöre yön vermeye devam ediyor. Miele bulaşık makineleri, enerji verimliliği, hızlı Eco program seçenekleri, isteğe bağlı sıcak su bağlantısı ve özel AutoDos dozajlama sistemi ile çevre ve iklim üzerindeki yükü hafifletmenin yanı sıra tasarruf sağlıyor.
Miele G7000 bulaşık makineleri maksimum 60°C’ye kadar olan sıcak su kaynağına bağlanabilme özelliği ile soğuk suya bağlanan makinelere kıyasla %35, Eco program uygulandığında ise %46’ya varan bir elektrik tasarrufu sağlar. Enerji tasarrufunun yanı sıra su tüketimini de azaltır. EcoPower teknolojisi ile akıllı su alımı, optimize edilmiş sprey kolları ve yüksek filtreleme sistemi sayesinde su tüketiminde 8,4 litreye kadar tasarruf sağlar. Bulaşıklardaki kirliliği algılayan bir sensörün bulunduğu otomatik programda ise su tüketimi 6 litreye kadar düşürülebilir.
Daha fazla sürdürülebilirlik için tasarlanan ve dünyanın ilk otomatik dozaj sistemi olan, entegre PowerDisk’li AutoDos, seçilen programın ihtiyaçlarını veya kirlilik derecesini tam olarak karşılayacak şekilde deterjan miktarını ayarlar. Diskin kendisi %90 geri dönüşümden, yani temizlenmiş ve yeniden işlenmiş plastik atıklardan yapılmıştır. PowerDisk’de kullanılan deterjan, bitkisel kökenli bileşenlere dayalıdır. Mikroplastikler, kokular, koruyucular, renklendiriciler ve gümüşü korumak için kullanılan bir madde olan benzotriazol içermez. Miele G7000 bulaşık makineleri, AutoDos sayesinde manuel dozajlamaya kıyasla tasarruf sağlarken, mükemmel temizlik sunar.
Siber güvenlik şirketi ESET şirketlerin gündeminde daha fazla yer almaya başlayan bulut güvenliği kavramını inceledi.
BT uzmanları, uzaktan çalışma modeline geçişteki artış nedeniyle şirket cihazlarının ve ağlarının güvenliğini sağlamanın zorlaştığını düşünüyor. Bu cihazların güvenli olmayan Wi-Fi ağlarına bağlanması, büyük işbirliği platformlarına yönelik tehditler veya aradaki adam saldırıları (man-in-the-middle) nedeniyle veri ihlali potansiyeli artıyor. İş yerindeki ve dışındaki nesnelerin interneti (loT) cihazlarının sayısı gittikçe artıyor ve şirket ağlarının düzgün yönetilmesi ve güvenliğinin sağlanması gerekliliği doğuyor.
Bulut güvenliği nedir?
Bulut güvenliği, bulut bilişim ortamlarında yazılım, veri ve altyapının korunması anlamına gelir. Bulut hizmetlerini kullanan işletme sayısı her geçen gün artıyor, bu nedenle güvenlik önlemleri daha önemli hale geliyor. Microsoft 365 ya da Google Workspace gibi bulut hizmetleri, daha iyi iş akışı için bu özellikleri paylaşan şirket cihazlarıyla, uygulamaların, belgelerin ve genel olarak veri merkezi olarak yönetilen bulut veri deposuna erişmenin çeşitli yollarını sunuyor. Son yıllarda iş verimliliğini arttırması ve hatta daha az maliyetli olması bulut sistemine geçişi hızlandırdı.
Hibrit çalışma ortamına geçmeyenler dahil tüm işletmeler için, şirket içinde bile veri güvenliği temel bir sorun olmaya devam ediyor. Departmanında yeterli sayıda çalışanı olmayan işletmeler için, ortaya çıkabilecek sorunları doğru ve zamanında tespit etmek ve yanıt vermek daha zordur. Ancak yeterli çalışanı olanlarda bile güvenlik ortamı o kadar karmaşık olabilir ki kritik yanıtta gecikmeler yaşanabilir. Bu da firmaların değer kaybına neden olur veya işlerini etkiler. loT cihazlarının (projektör, akıllı duvar, akıllı telefon, dizüstü bilgisayar vb.) çeşit çokluğu ve şirketlerin işlerini yürütmek için kullanabilecekleri çok sayıda uygulama nedeniyle, artık tüm tedarik zinciri hedef haline gelmiştir.
LG Electronics (LG), Endonezya’da 40.000 metrekarelik yeni bir Ar-Ge şubesi kuruyor. LG Ev Eğlence Sistemleri Şirketi adına ilk yurtdışı araştırma iştiraki olan tesis, LG’nin ürün geliştirme, üretim ve satışını kapsayan eksiksiz, yerel ticari operasyonunu tamamlıyor.
Endonezya’nın Cibitung kentinde gerçekleştirilen açılış törenine LG Ev Eğlence Sistemleri Şirketi Başkanı Park Hyoung-sei’nin yanı sıra her iki ülkeyi temsil eden hükümet yetkilileri katıldı.
Bu yeni yan kuruluş, küresel pazarı hedefleyen ürünler için tüm Ar-Ge projelerini yürütecek ve LG’nin dünya çapında sevilen lider bir marka olarak yerel tüketicilerin benzersiz ihtiyaçlarını karşılamaya devam eden bağlılığına işaret ediyor. Ürün geliştirme ve üretimin birleşik operasyonlarını mümkün kılan yeni yan kuruluş, LG’nin daha yüksek verimliliğe sahip yeni modeller geliştirmesine ve şirketin küresel TV pazarındaki işlerini daha yüksek bir hızla genişletmesine olanak tanıyacak.
LG ayrıca, başta Endonezya olmak üzere hızla büyüyen Asya pazarına yanıt veren daha çeşitli bir TV ürünleri serisi geliştirmek amacıyla Ar-Ge’ye odaklanan yerel ürün işletim sistemlerini teşvik etmeyi amaçlıyor. Girişim kapsamında şirket, aynı adlı mevcut araştırma şubesinin öncüsü olan LG Electronics Endonezya Ar-Ge şubesini 2021’de kurdu ve geçen yıl Ev Eğlence Şirketi altında Endonezya pazarında ürün geliştirmeye adanmış yeni bir ekip oluşturdu. Bu çabaların sonuncusu olan yeni Ar-Ge iştiraki, LG’nin küresel pazarı hedefleyen yenilikleri için bir fırlatma rampası görevi görecek.
LG Ar-Ge şubesi, sorunsuz iş operasyonları için yerel bir tek noktadan sistem sağladığı için özel anlam taşıyor. Geçen Nisan ayında Endonezya’ya yaptığı ziyarette CEO William Cho, kalite, maliyet ve teslimatta yeni bir mükemmellik düzeyine ulaşmak için yerel operasyonları düzene sokmanın önemini vurguladı. Cibitung üretim ve Jakarta satış iştiraklerinin yakınında bulunan bu yeni Ar-Ge iştiraki, tüm tedarik zincirinin bölge içinde yürütülmesine olanak sağlıyor.
Yaz mevsimi geldiğinde, yükselen sıcaklıklar ev içi konforunu olumsuz etkileyebilir. Neyse ki, günümüzde gelişmiş teknoloji sayesinde evlerimizi serin ve rahat tutmanın birçok yolu bulunuyor. Bu yöntemlerin başında ise klimalar gelir. Yaz aylarında evi serinletmek için kullanılan klimaların çeşitliliği oldukça geniş. Sizler için yaz aylarında evi soğutan klimaları inceledik!
Yaz aylarında evi soğutan klimaları inceledik!
1. Pencere Tipi Klimalar
Pencere tipi klimalar, en yaygın kullanılan klima türlerinden biridir. Bir pencerenin veya duvarın açılabilir bir kısmına monte edilirler. Bunlar genellikle küçük ve orta büyüklükteki odalar için uygundur. Kurulumu oldukça kolaydır ancak bir pencerenin veya duvarın kesilmesini gerektirebilir. Tek bir odanın serinletilmesi için idealdirler ancak büyük alanları etkili bir şekilde soğutamayabilirler.
2. Split Klimalar
Split klimalar, iç ünite ve dış ünite olmak üzere iki bölümden oluşurlar. İç ünite genellikle duvara monte edilir ve iç mekanı serinletirken, dış ünite dışarıdaki sıcak havayı uzaklaştırır. Split klimalar daha sessiz çalışma özelliği sunar ve daha büyük alanları serinletebilirler. Birden fazla iç üniteye sahip çoklu split sistemler, farklı odaları ayrı ayrı kontrol etme esnekliği sunar.
3. Taşınabilir Klimalar
Taşınabilir klimalar, hareket ettirilebilen ve farklı odalara taşınabilen kompakt ünitelerdir. Bu tip klimaların bir avantajı, herhangi bir kurulum gerektirmemeleri ve kolayca taşınabilen yapılarıdır. Ancak, büyük alanları etkili bir şekilde soğutma kapasiteleri sınırlı olabilir ve bazı modellerde hava hortumu gereklidir.
4. Merkezi Klima Sistemleri
Merkezi klima sistemleri, genellikle daha büyük evler veya ticari alanlar için tercih edilir. Evdeki her odayı merkezi bir ünite aracılığıyla serinletirler. Bu sistemlerin kurulumu daha karmaşıktır ve profesyonel yardım gerektirebilir. Ancak, evin her noktasını homojen bir şekilde soğutabilirler ve genellikle daha yüksek enerji verimliliği sağlarlar.
Yaz aylarında evi serinletmek için kullanılan klimaların çeşitliliği, her türlü ihtiyaca ve bütçeye uygun seçenekler sunar. Küçük odalar için pencere tipi klimalar uygun bir seçenek olabilirken, daha geniş alanları serinletmek isteyenler split klimaları tercih edebilirler. Taşınabilir klimalar, esneklik ve hareketlilik isteyenler için ideal bir çözüm sunarken, merkezi klima sistemleri büyük evler veya ticari alanlar için daha uygun olabilir.
Hangi klima türünün tercih edileceği, evin büyüklüğü, bütçe, enerji verimliliği ve kişisel tercihlere bağlı olarak değişebilir. Her durumda, uzman görüşü almak ve ihtiyaçlarınıza en uygun klimayı seçmek önemli. Unutmayın ki, doğru klima seçimi evinizin yaz aylarını daha konforlu ve keyifli hale getirmenize yardımcı olacak.
Son dönemde uygun fiyatlı telefonlara ilgi artıyor. İşte bu telefonlardan birisi olan TECNO SPARK 10 Pro inceleme ile sizlerleyiz.
Akıllı telefon pazarında rekabet hızla artıyor ve yeni üreticiler de ülkemiz pazarına girmeye başlıyor. İşte bu markaların da başında gelen ve son dönemde oldukça başarılı bir satış stratejisi ortaya koyan TECNO yeni nesil SPARK serilerini de pazara sunmuş durumda. Biz de bugün SPARK serisinin uygun fiyatlı modeli TECNO SPARK 10 Pro inceleme videosu ile sizlerle olacağız. Birçok kişi TECNO markasını sadece orta segment telefon üretiyor diye düşünebilir ama amiral gemisi özelliklerinde de telefonları pazarda bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde incelemesini yaptığımız TECNO PHANTOM X2 serisi de amiral gemisi bir telefon almak isteyen ama fiyat anlamında amiral gemisi seviyesine çıkmak istemeyen kullanıcılar için çok iyi bir çözümdü. Bugün de dediğimiz gibi orta segment pazarında iyi bir performans ortaya koyan TECNO SPARK 10 Pro bize ne sunuyor yakından bakacağız.
TECNO markası kamera tarafında her daim önem veren markalardan birisi olmuştur ve inceleme içinde de göreceğiniz üzere kamera tarafında TECNO SPARK 10 Pro modeli kendi fiyat segmentindeki en iyi performanslardan birisini ortaya koyuyor. Bununla birlikte MediaTek Helio G88 yonga seti de gençlerin oyun tutkusunu layığı ile karşılar nitelikte. 256GB Hafıza ve 8GB RAM gücü olması da bu telefonun artılarıundan birisi. Bu 8GB RAM gücü sanal RAM arttırma teknolojisi sayesinde 16GBRAM gibi hareket edebiliyor. Ekran tarafında da 90Hz tarama hızı ve yeni nesil IPS LCD ekran yine kendi fiyat segmentinden beklenen bir performans ortaya koyabiliyor. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmayalım ve incelemize geçiş yapalım…
Orta segment pazarıan yeni bir soluk kazandıran Vivo Y36 inceleme videosu ile sizlerleyiz. Telefon tam bir güncelleme canavarı… Akıllı telefon pazarında alım kriterleri ciddi anlamda değişmiş durumda. Zira telefon fiyarları arttıkça kullanıcıların daha uygun fiyatlı ürünlere yöneldikleri ortada. GFK verilerine göre Türkiye’de telefon değiştirme alışkanlıkları 32 aya varan bir döngüye gelmiş durumda. Bundan dolayı da kullanıcılar uzun süre güncellee alacak telefonları tercih etmeye başladılar. İşte bu kriterleri karşılanak adına Vivo firması da ciddi anlamda çalışamlaa başlamış durumda. Artık orte segment telefıonlara bile 2 yıl büyük Android ve 3 yıl da Güvenlik Güncellemeleri dağıtma sözü veren Vivo, kullanıcıların ne istediğini de tam olarak anlamış durumda. İşte bu kriterlerin tümünü karşılayacağını düşündüğümüz telefonlardan birisi olan Vivo Y36 inceleme videosu ile bu telefonu masaya yatırıyoruz. Android 14 ve Android 15 güncellemesini alacak olan Vivo Y36 kendi fiyat segmentinin çok ötesinde bir performansa imza atıyor. Video içinde de tüm detayları sizlerle paylaştık. Hem kamera deneyimini, hem oyun deneyimini hem de diğer tüm detayları bu video içinde bulabileceksiniz. MediaMarkt mağazalarında ve www.mediamarkt.com.tr internet sitesinde de satılan bu telefonu mutlaka değerlendirmeniz gerektiğini düşünüyoruz. Dilerseniz lafı daha fazla uzatmayalım ve Vivo Y36 inceleme videosuna geçiş yapalım. Yorumlarınızı da bizlerle video altında paylaşabilirsiniz… https://www.youtube.com/watch?v=3lbM8GtD0MM
Geçtiğimiz haftalarda vizyona giren “Barbie” filmi, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir ilgiyle karşılandı. Margot Robbie ve Ryan Gosling’in başrollerini üstlendiği film, sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı. Kullanıcılar, yapay zeka teknolojisi sayesinde kendilerini Barbie veya Ken gibi karakterlere dönüştürerek eğlenceli paylaşımlar yapıyor. Özellikle Instagram ve TikTok gibi görsel ağırlıklı platformlarda, Barbie filmine atıfta bulunan etiketler ve içerikler hızla yayıldı. Kullanıcılar, yapay zeka filtreleri kullanarak Barbie’nin eşsiz tarzını ve estetiğini yakalamaya çalışıyor. Bu trend, gençler arasında büyük ilgi gördü ve kısa sürede viral bir akım haline geldi. Bu hafta Barbie filminin sosyal medyadaki etkileri ve Barbie modası hakkında merak edilenleri masaya yatırıyoruz.
Yılın rengi “Barbie pembesi”
Bugünlerde her yer pespembe! Barbie pembesi hayatımızı resmen işgal etmiş durumda. Filmin reklam çalışmalarının aşırı olması ve özellikle Oppenheimer ile olan kapışması gündemimizi hala meşgul ediyor. Barbie’nin simgesel pembe rengi, zarif kıyafetleri ve mükemmel görünümü, moda ve güzellik alanındaki paylaşımlarda da göze çarpıyor. Moda markaları, Barbie temalı koleksiyonlar ve ürünlerle bu akıma destek vererek, sosyal medya kullanıcılarının ilgisini çekmeye çalışıyor.
Film, moda ve sanat dünyasından ünlü isimlerin yanı sıra milyonlarca takipçisi olan influencer’ların da dikkatini çekti. Pembe tonların hakim olduğu kıyafetlerle Barbie’nin karakteristik pozlarını taklit eden ünlüler, sosyal medya platformlarında filmin popülaritesini artırmak için paylaşımlar yapmaya devam ediyor.
Barbie Filmi – Margot Robbie
İdeal güzelliğinin sembolü Barbie
Barbie, 90’lı yılların ortalarından 2000’lerin başına kadar uzanan dönemin çocukları, özellikle de kız çocukları için bir idol olmuştu. Barbie’nin eşsiz dünyası, yeni bir jenerasyonun da ilgisini çekerek, nostalji ve heyecan dolu anıları yeniden canlandırdı. Barbie’nin geri dönüşü, marka işbirlikleri ve yaratıcı pazarlama kampanyalarıyla desteklenerek, büyük bir beklenti ve merakla karşılandı. Filmi henüz izlemesem de, her yerde karşıma çıkan sosyal medya paylaşımları bugünlerde yüzümü güldürmeye yetiyor.
Gerçekte Barbie filmi, yalnızca bir çocuk filmi değil, daha derin anlamlar barındıran bir yapım olarak öne çıkıyor. Yönetmen Greta Gerwig’in liderliğindeki bu film, Barbie’nin sembolik anlamını ve uzun süredir süregelen kültürel tartışmaları ele alıyor. Barbie figürü, dış güzellik ve toplumsal mükemmellik standartlarına dair sıkça tartışılan bir modelin temsilcisi.
Mattel, Barbie filmi için etkileyici bir pazarlama kampanyası başlattı. Film, 100’den fazla markayı içeren geniş bir işbirliği ağıyla desteklendi. Bu işbirlikleri sayesinde Barbie temasıyla özdeşleşen ürünler, her yerde gözle görülür hale geldi. Otobüs duraklarındaki banklar pembe renge boyandı, mağaza vitrinlerinde Barbie temalı kıyafetler sergilenmeye başlandı. HGTV televizyon kanalı Barbie’nin Rüya Evi adlı diziyle Barbie akımına katkı sağladı. Restoranlar pembe kokteyller sunarken, iç mimarlar Barbie dokunuşlarını barındıran pembe seramiklerle mutfaklara yenilikler getirdi.
Ebrar Karakurt Barbie
“Hem Barbie, hem harbi” Türk kadınları
Barbie filminin getirdiği tartışmalar ve çeşitlilik konusundaki farkındalık, Barbie markasının ötesinde, toplumsal cinsiyet algısı ve güzellik normlarını yeniden gündemimize taşıdı. Barbie’nin popülaritesinin ve etkisinin yıllara meydan okuyarak devam ettiği bu dönemde, Barbie’nin sembolizmi ve mesajı daha da derinlemesine ele alınmaya devam edecek gibi görünüyor. Neyse ki Barbie’nin dayattığı güzellik normları ve yapay güzelliğe karşı “Hem Barbie, hem harbi” kadınlar da var. Örneğin milli voleybolcumuz Ebrar Karakurt, Barbie filmine gönderme yaparak paylaştığı bir fotoğrafın altına “Barbie kız değil harbi kızız” şeklinde yazdı. Bu paylaşım binlerce beğeni ve yorumla desteklendi. Keza artık kadınlar toplumda kendilerine biçilen rollere ve dar kalıplara girmek yerine kendi özgün karakterleriyle var olmayı tercih ediyorlar.
Akımın etkilediği Türk kadınlarına dönecek olursak…. Yapay zeka ile Barbie bebek olan isimler arasında en çok beğendiğim Ajda Pekkan ve Gülşen Bubikoğlu oldu. Sizin favoriniz kim? Yorumlarınızı bekliyorum.
Sosyal medya platformlarında yayılan bu akıma, ünlü erkekler de katıldı. Başta Kıvanç Tatlıtuğ, Kenan İmirzalıoğlu ve Uğur Dündar olmak üzere Türk erkekleri de yapay zeka tarafından Ken bebek olarak tasvir edildi. Ken bebekler arasında benim favorim gazeteci Uğur Dündar oldu. Sosyal medya hesaplarından yapay zeka ile kendisini Barbie’nin sevgilisi Ken olarak gösterdiği bir paylaşımda bulunan Dündar, “Sayın ‘Barbie’ler, lütfen kapıyı açar mısınız efendim?..” notunu düştü. Bu paylaşım binlerce sosyal medya kullanıcısı tarafından beğenildi ve yorum yağmurun tutuldu.
Barbie bebek modası
Bebekler oyuncak kutusuna girdi
Instagram’ın fenomen anneleri de Barbie çılgınlığına katılarak, bebeklerini adeta Barbie bebekleri gibi oyuncak kutularına yerleştirerek çektikleri videolarla büyük bir dikkat çekti. Bebeklerin Barbie bebekleri gibi oyuncak kutularına konulduğu bu videolar, beğeni ve paylaşım rekoru kırıyor. Anneler, bebeklerini renkli kıyafetlerle süsleyerek ve gerçek bir Barbie bebekmiş gibi kutuların içine yerleştirerek eğlenceli ve sevimli reels’lar oluşturuyorlar.
Barbie bebek sendromuna dikkat!
Barbie markası, sadece oyuncak değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı sunuyor. Bu yüzden Barbie çılgınlığının altında yatan bazı önemli konuları da göz ardı etmemek gerekiyor.Birincisi, oyuncaklardaki idealize edilmiş beden ölçüleri meselesi. Bu konuda yapılan araştırmalar, bu tür oyuncakların çocukların beden algısını etkileyebileceğini gösteriyor. Özellikle kız çocukları üzerindeki etkileri oldukça dikkat çekici. Örneğin, bir çalışmada Barbie bebeklerinin, okul öncesi dönemdeki kız çocukları üzerinde, okul dönemi kız çocuklarına göre daha fazla etkili olduğu ortaya konmuş. Bunun yanı sıra, ince yapılı bebeklerle oynayan kız çocuklarının normal beden ölçülerinde bebeklerle ve başka oyuncaklarla oynayan kızlara göre daha az yemek yedikleri gözlemlenmiş. Bu durum, çocukların beden algısının bu oyuncaklar yüzünden nasıl etkilendiğine dair açık bir örnek.
Bir diğer önemli konu ise etnik çeşitlilik meselesi. Evet, sarı saçlı, mavi gözlü ve beyaz tenli Barbie bebeklerine olan ilginin ötesine geçmek gerekiyor. Maalesef, farklı ırklardan ve etnik kökenlerden çocuklar da kendilerine benzeyen oyuncaklara daha fazla ilgi gösteriyor. Aslında burada asıl sorun, klasik beyaz Barbie bebeklerinin yıllardır baskın bir şekilde sunulmasından kaynaklanıyor. Ancak son dönemde bu konuda olumlu adımlar atıldığını da belirtmeden geçmeyelim. Barbie’nin hakkı Barbie’ye!.. Oyuncak üreticisi, farklı etnik kökenlere sahip bebekleri tasarlamaya başladı. Bu da çocukların farklı kültürleri ve etnik kökenleri daha yakından tanımasını ve markanın kendi oluşturduğu kalıplardan çıkmasını sağlıyor!
LG Electronics’in (LG) Yazılım Merkezi, ev aletleri yazılımının işlevsel güvenliğini değerlendirmek amacıyla resmi olarak TÜV Rheinland Atanmış Laboratuvarı olarak belirlendi.
LG, özel yazılım test tesisine test, denetim ve belgelendirme hizmetlerinde dünya lideri olan TÜV Rheinland’dan bu özel akreditasyonu alan ilk şirket olma unvanını da elde etti.
İlgili uluslararası standartlara (IEC 60730-1, IEC 60335-1) uygun olarak yürütülen testleri kullanarak LG, işlevsel güvenlik gereksinimlerinin karşılanıp karşılanmadığını belirlemek için akıllı ev cihazlarına uygulanan yazılım mimarisini değerlendirebiliyor. Bu, şirketin müşterilerine güvenli, yüksek kaliteli ürünler sağlamak için gereken süreyi kısaltmasına yardımcı oluyor.
Ek olarak LG, yazılım testi için akreditasyonun ev aletleri işinin rekabet gücünü daha da güçlendireceğini ve müşterilerin gelişmiş ev çözümlerinin güvenilirliğine ve genel kalitesine olan güvenini artıracağını umuyor.
LG, yazılım yeteneklerini tüm iş alanlarında genişleterek iş portföyünü geliştirmeye devam ediyor. Haziran 2022’de Yazılım Merkezi, TÜV Rheinland Atanmış Laboratuvarı olarak belirlendi ve otomotiv yazılımı işlevsel güvenlik değerlendirmelerinin güvenilir bir sağlayıcısı haline geldi. Bundan önce merkez, otonom araç yazılımını değerlendirmek ve elektrikli ve elektronik ürünlerin kalitesini ölçmek için Kore Laboratuvar Akreditasyon Programından (KOLAS) akreditasyon aldı.
LG Electronics Yazılım Merkezi Başkanı Park In-sung, “Yazılım kalitesini artırmak ve halkın güvenini artırmak için çeşitli faaliyet ve girişimleri sürdürmeye devam edeceğiz, bu da sonuçta LG’nin ürün ve hizmetlerinin yazılım rekabet gücünü güçlendirmeye yardımcı olacak” dedi.
Hızla gelişen dünyamızda navigasyon uygulamaları modern yaşam için vazgeçilmez araçlar haline geldi. İster bilmediğiniz sokaklarda geziniyor, ister bir yolculuğa çıkmayı planlıyor ya da sadece gideceğiniz yere giden en hızlı rotayı arıyor olun, navigasyon uygulamaları hareket etme ve keşfetme şeklimizde devrim yarattı. Navigasyon uygulamaları başlangıcından bu yana uzun bir yol kat etti. Temel harita ekranlarından gerçek zamanlı trafik güncellemelerine ve sesli yol tariflerine kadar, bu uygulamalar çeşitli kullanıcı ihtiyaçlarına cevap veren kapsamlı bir özellik paketi sunacak şekilde gelişti. Küresel Konumlandırma Sistemi (GPS) teknolojisinin, gelişmiş haritalama verilerinin ve gerçek zamanlı bağlantının entegrasyonu, navigasyon uygulamalarının doğru ve güncel bilgiler sunmasını sağlayarak navigasyon uygulamalarını hem seyahat edenler hem de işe gidip gelenler için güvenilir bir yol arkadaşı haline getirdi. Bir zamanlar yaşadığımız şehirde bile yolumuzu bulmakta zorlanırken, çoğu zaman haritalara bakarak yolumuzu bulmaya çalışırken günümüzde imdadımıza navigasyon uygulamaları yetişiyor. Navigasyon uygulamaları yalnızca gideceğimiz yere ulaşmamıza yardımcı olmakla kalmıyor aynı zamanda çevredeki yerleri de keşfetmemize olanak tanıyor. Aynı zamanda otobüs ya da tren seferlerine kadar görmemizi ve gideceğimiz yere rahatça ulaşmamızı sağlıyor.
Popüler navigasyon uygulamaları
Google Haritalar
Google tarafından geliştirilen bir navigasyon uygulaması ve harita hizmeti olan Google Haritalar, kullanıcılara dünya genelinde ayrıntılı haritalar, yol tarifleri ve konum bulma imkanı sunuyor. Gerçek zamanlı trafik güncellemeleri ile kullanıcıların en hızlı ve en verimli rotaları seçmelerine yardımcı oluyor. Sokak görünümü özelliği sayesinde yerleri daha önceden görmüş gibi hissetmenizi sağlıyor. Ayrıca, restoranlar, oteller, benzin istasyonları gibi yakındaki yerlere dair bilgileri içeren yer işaretleri de sunuyor. Google hesabıyla senkronizasyon, favori yerlerin kaydedilmesi ve paylaşılması gibi özelliklerle kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor. Aynı zamanda otobüs ve tren bilgileri gibi kullanıcıların işlerini kolaylaştıran bilgiler de içeriyor.
HERE WeGo
HERE WeGo, kullanıcıların dünya genelinde güvenli ve etkili bir şekilde seyahat etmelerini sağlayan kapsamlı bir navigasyon uygulamasıdır. Harita hizmetleri ve yol tariflerinin yanı sıra toplu taşıma seçenekleri sunarak kullanıcıların şehir içi ulaşımını kolaylaştırıyor. Çevrimdışı harita indirme yeteneği sayesinde internet bağlantısı olmadan da yol tarifleri almanıza olanak tanıyor. Yerel toplu taşıma bilgileri ile otobüs, tren, tramvay gibi seçenekleri planlarken zaman ve para tasarrufu sağlıyor. Ayrıca, restoranlar, oteller, alışveriş merkezleri gibi önemli noktaları bulmanıza yardımcı olan nokta işaretleri içeriyor. HERE WeGo, kullanıcıların seyahat deneyimini özelleştirmelerine ve yeni yerler keşfetmelerine yardımcı olan kullanıcı dostu bir navigasyon uygulaması olarak öne çıkıyor.
Waze, kullanıcıların gerçek zamanlı trafik bilgileri ve topluluk katkılarıyla daha akıllıca seyahat etmelerini sağlayan bir navigasyon uygulamasıdır. Sürücüler arasında paylaşılan trafik, kaza, radar gibi bilgileri anlık olarak güncelleyerek en hızlı ve en verimli rotaları belirlemenize yardımcı oluyor. Topluluk tarafından sağlanan bilgiler sayesinde kullanıcıların trafik sıkışıklığından kaçınmalarını ve zaman kazanmalarını sağlıyor. Sesli yol tarifleri ile kullanıcıları yönlendiren Waze aynı zamanda benzin fiyatları, park yeri bulma gibi ekstra hizmetler de sunarak sürücülerin seyahat deneyimini geliştiriyor. Topluluk odaklı yaklaşımıyla Waze, günlük yolculukları daha rahat ve akıllı hale getiren bir navigasyon çözümü olarak öne çıkıyor.
TomTom’un Android sürümü, kullanıcıların güvenli ve sorunsuz bir şekilde seyahat etmelerini sağlayan kapsamlı bir navigasyon uygulaması olarak öne çıkıyor. Bu uygulama, en güncel harita verilerini kullanarak hassas ve doğru yol tarifleri sunuyor. Gerçek zamanlı trafik bilgileri sayesinde kullanıcılar trafik sıkışıklığını önlemek ve en hızlı rotayı seçmek için güncel bilgilere erişebiliyor. TomTom’un Android uygulaması aynı zamanda hız kameraları, hız sınırları ve diğer trafik uyarıları gibi ek özelliklerle sürüş deneyiminizi daha güvenli ve bilinçli hale getiriyor. Kullanıcı dostu arayüzü ve güçlü özellikleriyle TomTom, Android kullanıcıları için güvenilir bir seyahat arkadaşı olarak dikkat çekiyor.
