Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 313

    Müşteri memnuniyeti için teknolojik öneriler

    Müşterilerin memnuniyetini sağlamak ve sadakatlerini kazanmak için teknolojinin sunduğu yeni yollar her geçen gün daha da önemli hale geliyor. ELYT.net, bu konuda bir adım önde olmayı hedefliyor. ELYT.net Kurucu Ortağı Ahmet Usta ile müşteri sadakati ve yeni nesil pazarlama araçlarını konuştuk. İşte müşteri memnuniyeti için teknolojik öneriler!…

    ELYT.net Kurucu Ortağı Ahmet Usta
    ELYT.net Kurucu Ortağı Ahmet Usta

    Yeni nesil müşteriler ne istiyor?

    Müşteri-marka ilişkisi uzun süredir sadece alışverişten ibaret değil. Müşteriler ve markalar arasında alışverişin ötesinde ilişkiler kuruluyor. Özel içerik platformları, müşterinin hayatına değer katacak sosyal faaliyetler ve elbette vazgeçilmez sadakat programları alışveriş ile başlayan ilişkilerin devam etmesi için büyük önem taşıyor.

    Diğer yandan sadakat programları artık her yerde müşterinin karşısına çıkmaya başladı. Markaların farklı olmak için zaman zaman komik durumlara düştüğüne de şahit oluyoruz. Oysa müşteriler ile duygusal bağlar kurmak en az insanlık tarihi kadar eski ama çok etkili bir yaklaşım. İşte bu noktada, ELYT gibi yenilikçi platformlar devreye giriyor. ELYT, müşteri sadakati ve pazarlama konusunda geleneksel yaklaşımların ötesine geçiyor. Artık müşterilerimiz sadece puan kazanmak istemiyor, aynı zamanda markamızla güçlü bir ilişki kurmayı ve kendilerini özel hissetmeyi bekliyorlar. Biz de bu beklentilere cevap vermek için özgün bir platform geliştirdik.

    Müşteri memnuniyeti için nasıl bir hizmet sunuyorsunuz?

    ELYT ile influencerler ve markalar ile tüketiciler arasında bir ağ oluşturmaya çalışıyoruz. Karşılıklı etkileşimlerin koleksiyon değeri olan hatıra kartlarına dönüştürülmesini sağlıyoruz. “Puanlar tükenir, miller uçar. ELYT ile hatıralar sonsuza dek yaşar.” Diyoruz. Mil kazanmak önemli ama ilk uçuşunuz veya ilk yurtdışı seyahatiniz ömrünüz boyunca unutamayacağınız bir hatıradır. Bu hatıra ile müşteri arasında duygusal bir ilişki kuruyoruz.

    Bizi farklı kılan, çalıştığımız marka aksi yönde bir talepte bulunmadıkça, Blockchain ve NFT teknolojilerinden faydalanmamız. Hatıra kartlarınızı birer NFT’ye dönüştürebilir ve mülkiyet hakkı size ait olacak şekilde kendi Web3 cüzdanınızda saklayabilirsiniz. Bu konulara yabancı mısınız? Hiç sorun değil biz bunu kullanıcılar için sağlıyoruz.

    Hatıra kartlarının markalar tarafından müşterilerine sunulacak özel tekliflere erişmek için kullanılması ise geleneksel sadakat programları içindeki kurguları kapsamayı mümkün kılıyor.

    ELYT sadece bir platformdan ibaret değil. Güçlü teknolojik altyapımız aynı anda PaaS, SaaS ve On-Prem uygulamalara izin veriyor. Güçlü bir API altyapımız mevcut. Bankacılık düzeyinde güvenlik yaklaşımları geliştirilmiş bir mikro servis mimarimiz var. Gururla diyebiliriz ki sunduğumuz özelliklerin tamamını bir arada sunan, dünyada henüz başka bir örnek yok.

    Müşteri memnuniyetini nasıl arttırabiliriz?

    Müşterilerin beklentileri aslında basit, en temelde alışveriş ile başlayan süreçte dürüstlük istiyorlar. Sonrasında müşterilerin kendi özgün hikayelerini oluşturmalarına yardımcı olmak ve bunları markanın hikayesi ile bütünleştirmek mutlak memnuniyete giden en hızlı yöntem. Bunu nasıl yapabilirsiniz?

    ELYT’in modüler güçlü altyapısı ile farklı amaçlara hizmet eden çözümler üretmek mümkün. Kişiselleştirilmiş deneyimlerden, sosyal etki yaratmaya, topluluk deneyimlerinden, dijital kartpostallara, dijital sanat uygulamalarından, eğitim sertifikalarına dek pek çok farklı başlıklarda müşteri ile etkileşim kurmayı mümkün hale getiriyoruz. Bu çeşitlilik içinde markaların müşteri ilişkilerinin parçalanmaması çok önemli. Biz tüm bunları tekilleştirip, aynı zamanda mevcut sadakat programlarını bozmadan içlerine entegre olabiliyoruz.

    NFT Müşteri Memnuniyeti
    NFT Müşteri Memnuniyeti

    NFT’lerin müşteri memnuniyetine katkısı nedir?

    N tane patates resminin tüm insanlık tarafından elde edileceğini beklemek ve bu mantık üzerinde NFT satmak bir dönem çok popülerdi, bu trend 30 milyar dolarlık bir pazar oluşturunca pek çok marka ne yaptığını ölçüp tartmadan bu dünyaya balıklama atladı. Maalesef bu süreç ne NFT müşterileri ne de markalar açısından çok iyi sonuçlar vermedi.

    NFT bir teknolojik uygulamadır. Amaç değil, araç olmalı. Biz NFT’lerin sınırlı sayıda olması üzerine değil, marka ve müşteri arasındaki ilişkinin unutulmaz hatıralara dönüştürülmesi üzerine bir iş modeli sunuyoruz. Bu hatıraların NFT’ye dönüştürülmesi için bir tercih meselesi. “Al bu NFT’yi çünkü değerli” demek yanlış, “Bu değerli ilişkimizin hatırasını istersen NFT’ye de dönüştürebilirsin” demek ise doğru.

    Marka ve influencerlar ile tüketiciler arasında zaten duygusal bağlar var veya bunları oluşturmak düşünüldüğü kadar zor değil. Bunu NFT ile taçlandırmak müşteri memnuniyeti ve sadakatinde bizlere yeni bir kanal açıyor.

    NFT oluşturmak ve dağıtmak konusunda bilgi verebilir misiniz?

    NFT oluşturmak artık çok kolay ama Web3 cüzdanlarını yönetmek, korumak hâlâ öğrenme ve deneyim gerektiriyor. Geri dönüşü olmayan hatalar çok olası. Ayrıca kullandığınız blockchain ağlarında az veya çok değişken işlem maliyetleri oluşuyor.

    ELYT üzerinde biz bu süreçleri geleneksel Web2 yaklaşımları ile birleştiriyoruz. Ne markaların ne de müşterilerin bir deneyime ihtiyacı yok, risk alması ise gerekmiyor. Ancak yine de dikkat edilmesi gereken pek çok parametre var. Biz bunların tamamını müşteri ve kullanıcılarımız için yönetiyoruz.

    Influencer pazarlama nasıl daha etkili bir şekilde kullanılabilir?

    Bu konuda influencerların, markaların ve ajansların önemli bir içgörüye sahip olduğunu düşünüyorum. Diğer yandan influencer pazarlama çok parçalanmış (fragmented) bir uygulama alanı. Tek bir ajans ile çalışabilirsiniz ama ajans değişebilir, ajansın çalıştığı influencerlar değişebilir, bireysel olarak influencerlar zaten pazarlama sürecinde sürekli değişiyor. Müşteriniz ile kurduğunuz ilişkinin hangi influencer veya hangi kanaldan geldiğini nasıl bileceksiniz? Bunların periyodik olarak performansını nasıl ölçeceksiniz? Biz ELYT’in bu noktada da bütünleştirici bir hizmet sunduğunu düşünüyoruz.

    Müşterileriniz bu hizmetten nasıl faydalanıyor?

    Daha önce de ifade ettiğim gibi ELYT bir teknolojik bir mimari. Bunu platform, servis veya özel olarak kullanmak mümkün. Markalar dilerse bunları hibrit olarak da kullanabilir. Tek şubesi olan bir Cafe veya milyonlarca müşterisi olan bir banka, bir mobil oyun veya Influencer… Hepsi için ELYT üzerinde uygun bir iş modeli var. Bize bir e-posta göndererek profesyonel ekibimizle iletişime geçebilir ve bu heyecanlı dünyaya adım atabilirler.

    iPhone 15’i 120 Hz ekranı ve 100 MP kamerası ile sollayan telefon: Realme 11 Pro

    0

    Dünyanın en büyük akıllı telefon pazarlarından biri olan Hindistan’da bu sıralar Realme 11 Pro rüzgarı esiyor. Marka iPhone 15 serisinde bile göremediğimiz 120 Hz ekran tazeleme hızına sahip modeli ile Hindistan pazarında dev satış rakamlarına ulaşıyor. Peki Realme 11 Pro kullanıcılarına neler sunuyor? Hindistan pazarında ne kadar sattı? İşte detaylar…

    Realme 11 Pro Hindistan’da 1 milyon adet satıldı!

    Dünyanın en büyük akıllı telefon pazarı olan Hindistan’da bu sıralar Realme 11 Pro rüzgarı esiyor. Marka Twitter hesabından yaptığı paylaşımında 1 milyon satış adedi için kullanıcılarına teşekkür etti. Hindistan gibi çok rakipli bir pazarda 1 milyon satış adedi ile ön plana çıkmak hem markanın hem de cihazın geleceği için oldukça önemli bir adım.

    11 Pro, 6,7 inç 120 Hz 1080×2412 AMOLED dokunmatik ekrana, MediaTek Dimensity 7050 SoC yonga setine ve üç farklı RAM-depolama seçeneğine (8/128 GB, 8/256 GB ve 12/256 GB) sahip. OIS’li 100 MP ana arka kamera, 2 MP derinlik sensörü, 16 MP selfie kamerası ve 67W kablolu şarj destekli 5.000 mAh pile sahip olan cihaz oldukça farklı bir tasarıma sahip.

    11 Pro modeli altın ve bakır renk detaylar ile birlikte arka tarafta büyük bir daireye yer veriyor. Bu dairenin etrafında ise derinlik sensörü ve flaş ışığı yer alıyor. Cihaz bunlarla birlikte sonsuz ekran tasarımına yer verirken neredeyse tüm Android telefonlarda görmeye alıştığımız ekran içine gömülü selfie kamerası tasarımına sahip. Bu tasarım cihazın aslında diğerlerinden bir farkı yokmuş gibi gözükmesine sebep olan olumsuz bir yanı.

    Super Crazy Rhythm Castle 14 Kasım’da çıkıyor

    Yıl Sonunda Unutulmaz Bir Yolculuk Başlıyor; ‘Super Crazy Rhythm Castle’ 14 Kasım’da dünya çapında yayında!

    Oyunseverler ayrıca Beatmania, Gradius ve Castlevania serisinden müziklerin de yer aldığı 4 İkonik Konami Parçasıyla ilk kez tanışacak!

    Konami Digital Entertainment B.V. ve İngiliz oyun geliştiricisi Second Impact Games bugün itibarıyla Super Crazy Rhythm Castle’ın 14 Kasım’da tüm dünyada PlayStation®5, PlayStation®4, Xbox Series X|S, Xbox One, Steam® ve Nintendo Switch™ üzerinde satışa sunulacağını açıkladı! İşini sağlama almak isteyen oyunseverler, bugünden itibaren oyunu dijital ön sipariş edebilirler.

    Çıkış tarihi duyurusunun bir parçası olarak KONAMI, Super Crazy Rhythm Castle’da yer alan 30’dan fazla müzik parçasından 4’ünün, sevilen Beatmania, Gradius ve Castlevania serilerinden olduğunu belirtti. Şarkıların ayrıntıları şöyle:

    • Şarkı İsmi: Smooooch | Oyun Serisi: Beatmania
    • Şarkı İsmi: Gradius Remix | Oyun Serisi: Gradius
    • Şarkı İsmi: Bloody Tears | Oyun Serisi: Castlevania
    • Şarkı İsmi: Vampire Killer | Oyun Serisi: Castlevania

    Bugünkü duyurular ilk olarak Nintendo Direct’te açıklandı; Konami parçalarından birine ilk bakışı da içeren segmente dair linkimiz aşağıda:

    Audi’den yeni fikirlerin merkezi: In-Campus

    Audi, In-Campus teknoloji parkını hizmete açtı. Yedi yıl süren kapsamlı zemin iyileştirme ve inşaat çalışmalarının ardından açılan alanda ulaşımın geleceğini şekillendirecek yeni bir Araç Güvenlik Merkezi ve Bilgi İşlem Merkezi bulunuyor. Ayrıca Volkswagen Grubu’nun yazılım şirketi CARIAD’ın da en büyük teknoloji merkezi burada yer alıyor.

    Audi’nin ortak girişim çalışmalarından biri olan In-Campus GmbH hizmete açıldı. Tam anlamıyla bir teknoloji parkı olan In-Campus’te Audi’nin yeni Araç Güvenlik Merkezi ve yeni Bilgi İşlem Merkezi de bulunuyor.

    Araç Güvenlik Merkezi

    In-Campus bünyesindeki en büyük bina yeni Araç Güvenlik Merkezi. Pistlerle birlikte 130 x 260 metre ölçülerine sahip. Tesis tasarlanırken geliştirme olanakları özellikle dikkate alındı. (Xanax) Örneğin 50 x 50 metrelik sütunsuz bir entegre bir çarpışma alanına sahip. Buradaki çapraz çarpışma şeritleri, araç-araca çarpışma dahil test konfigürasyonlarına olanak tanıyor. En uzun pist 250 metre uzunluğunda olup, çarpışma anında önceden fren müdahaleleri ile test olanağı sağlıyor.

    Sabit bir çarpma bloğu ve dört yönlü hareketli çarpma bloğu çalışma verimliliğini arttırıyor. Bu, Audi’nin her yıl Ingolstadt’taki fabrika tesislerinde daha önce kullandığı çarpışma alanında olduğundan çok daha kapsamlı araç çarpışma testleri gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor. Yeni Araç Güvenlik Merkezi aynı zamanda sahadaki yaklaşık 100 personele sistemler, gövdeler ve bileşenler için farklı ek test olanakları da sunuyor.

    Bilgi İşlem Merkezi
    Araç Güvenlik Merkezi’nin yanına yeni bir Audi Bilgi İşlem Merkezi de inşa edildi. Burası, yaklaşık 10.000 metrekarelik alan üzerinde AUDI AG’nin gelecekteki projelerini en ileri teknolojiye sahip donanım ve yazılımlarla destekliyor. Burada 2.400 metrekarelik alanda 800’e yakın sunucu ve veri depolama birimi yer alıyor. İlk aşamada potansiyel üretimi iki megavat civarında olup, bu değer 4,4 megavat’a çıkarılabilecek durumda. Bilgi İşlem Merkezi’nin teknik konseptinde maksimum kullanılabilirlik, en üst düzeyde arıza güvenliği ve enerji verimliliği en önemli öncelik. Örneğin yeni bir konsept sayesinde, sunuculardan gelen atık ısı kampüsün genel enerji tedarik ağına yönleniyor ve sahadaki diğer yerleri ısıtmak için kullanılabiliyor. Bu, Bilgi İşlem Merkezini enerji tüketicisinden bir jeneratöre dönüştürüyor.

    Yapay Zekanın Ürettiği Eserin Telif Hakkı Olabilir mi?

    0

    Yapay zekanın kullanım alanı genişledikçe hakkında çok daha fazla tartışacak konu buluyoruz. Özellikle de ABD’de görülen bir davanın ardından yapay zeka ve telif konusundaki tartışmalar yeniden gündemde. Çünkü yapay zeka insanlar gibi kendi resmini çizmekte, müziğini yapmakta. Ortaya sıra dışı eserler koymakta. İnsanlar bu eserlere sahip olduklarında telif haklarınca bu eserleri korunmakta. Peki yapay zeka telifi diye bir şey mümkün mü?

    İşte iş yapay zekaya geldiğinde işin rengi değişiyor. ABD mahkemesi, bu noktada çokça tartışacağımız bir karara imza atmış. Washington D.C.’de görülen davada mahkeme, yapay zekanın bir telif hakkının olamayacağına hükmetmiş. Yeni yapay zekanın elinden ne çıkarsa çıksın bir eser olamaz. Olsa bile bu eserin telif hakkı bulunamaz.

    Reuters’ın haberine göre bu karar, Telif Hakları Ofisi’nin bilgisayar bilimcisi ile başladı. Stephen Thaler’ın yapay zeka sistemi DABUS adına yaptığı başvuru sonrası ortaya çıktı. Bu kararla, Thaler’in DABUS tarafından yaratıldığını söylediği buluşları kapsayan ABD patentleri için yapılan telif başvuruları reddedildi.

    Yapay Zekanın Telif Hakkı Olur mu?

    Bu soruya yanıt bulabilmek için yapay zekanın bu sanat eserlerini nasıl oluşturduğuna ışık tutmak şart. Yapay zeka, bilindiği gibi veri madenciliği yoluyla interneti tabir-i caizse ‘kazıyor’. Ve tüm aradığı bilgileri hızlıca topluyor. Bu öğrenme sonrası da yapay zekadan bir talepte bulunduğumuzda bize hızlıca yanıt vermeye çalışıyor. Yapay zeka telifi de burada devreye giriyor.

    Yapay Zeka İlham Almıyor, Topluyor

    Özellikle de yapay zekadan bir resim çizmesini ya da beste yapmasını veya müzik çalmasını istediğimizde yapay zeka bunu ‘ilham’ alarak yapmıyor. Aksine halihazırda internette yüklü olan milyarlarca veriden yararlanarak ‘ortaya karışık’ bir eser ortaya çıkarıyor.

    Bununla ilgili özellikle de eser sahiplerinin çok ciddi sorunları var. BBC’de çıkan bir haberde durumun vehameti çok net bir şekilde gözler önünde:

    Dünya genelinde birçok çizer ve sanatçı, yapay zeka geliştirmekte kendi sanat eserlerinin kullanıldığını fark ediyor. Kelly McKernan kendi eserlerinin bu şekilde kullanıldığını öğrendiğinde “midesinin bulandığını” söylüyor. McKernan, yapay zeka üretimi görseller sunan Stable Diffusion’ın kullandığı bir arayüze meraktan kendi ismini yazdığında, 50’den fazla eserinin buraya yüklendiğini gördü. Amerika’nın Tennessee kentinde yaşayan çizer, “Kişisel bir yerden bağım olan bu eserlerle aramdaki ilişkiyi, kurduğum anlamı değiştirdi.” diye yaşadığı duyguyu anlatıyor: “Hakkımın çiğnendiğini hissettim. Biri bana iş vermek yerine, ismimi yapay zeka görsel üreticisine yazarsa bu benim kariyerimi etkileyecektir. Başkalarını da.”

    Telif Hakkı için ‘İnsan’ Gerek

    Bu gibi pek çok örnekle karşılaşmak mümkün. ABD mahkemesi, aldığı bu kararla yalnız da değil. Daha önce ABD Telif Hakkı Ofisi (USCO) Stable Diffusion, DALL-E veya Midjourney gibi sistemlerde metinle oluşturulan sanatın telif hakkına tabi olmayacağına hükmetmişti. Bunun nedeni de sanat eserini oluşturmak için kullanılan istemin, bir sanatçının eserini oluştururken aldığı sipariş ya da kendiliğinden yapılmasıyla eş değer olamayacağıydı.

    Ayrıca yapay zekanın yaptığı çizimler ve görsellerin de telif hakkıyla korunabilmesi pek mümkün görünmüyor. Telif hakkında öne çıkan şey ‘insan’ faktörü. Yani telif hakkını bireysel ve tüzel kişiler sahip olsa da, tamamen yapay zekanın kendi başına bir telif hakkına sahip olması çok uzak bir ihtimal. En azından şimdilik.

    Yapay zekanın gelişmek için interneti yoğun olarak kullanması bir dönem Elon Musk’ın da gündemindeydi. Musk, yapay zekanın sunucularına getirdiği yükü hafifletmek için kullanıcılarına tweet görüntüleme sınırı getirmişti. Ve bu da dikkatleri üzerine çekmişti. Sizler de bu konuyla ilgili Sosyal Medyada Yapay Zeka Nasıl Kullanılıyor adlı blog içeriğimizi okuyabilir, daha detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz.

    Super BOMBERMAN R 2 tüm platformlarda çıktı

    0

    Konami Digital Entertainment B.V., SUPER BOMBERMAN R 2’nin (SBR2), PlayStation®5, PlayStation®4, Xbox Series X|S, Xbox One, PC (Steam) ve Nintendo Switch™ dijital platformlarında yayınlandığını duyurdu.

    Konami Digital Entertainment B.V. SUPER BOMBERMAN R 2’nin (SBR2), PlayStation®5, PlayStation®4, Xbox Series X|S, Xbox One, PC (Steam) ve Nintendo Switch™ dijital platformlarında yayınlandığını duyurdu. Oyunun fiziksel versiyonları 14 Eylül’de EMEA’da raflarda olacak.

    SBR2, yepyeni bir hikâye modu, hayranların en sevdiği savaş modları ve Bomberman’a eklenen yepyeni kaotik bir mod olan olan Kale Modu ile her zamankinden daha da fazla aksiyon içeriyor. Oyuncular ayrıca yeni Seviye Düzenleyici (Level Editor) aracıyla özel haritalar oluşturabilir ve bunları başkalarının da keyif alması için çevrimiçi olarak paylaşabilirler. Toplulukta aileniz ve arkadaşlarınızla birlikte bulup keşfedebileceğiniz aşamaların sayısı sınırsız!

    SBR2, bazı tanıdık karakterlerin yanı sıra yeni yüzleri de beraberinde getiriyor. Epic Game’in hit rumble royale oyunu Fall Guys’ın sevimli Bean Bomber’ı, bomba gibi bir eğlence için Bomberman ekibiyle yeniden bir araya geliyor! Epic Games işbirliği sayesinde hayranlar Bean Bomber’ı oynanabilir bir karakter olarak oyun içi mağazadan indirebilirler.

    SBR2’de yer alan Savaş Modları:

    • Kale: Bu yepyeni, saldırıya karşı savunma temalı savaş modunda çevrimiçi olarak 1’e 15 asimetrik maçlarda savaşın! Savunma yapacak oyuncu, hücumu yavaşlatmak için bir harita oluşturmak ve savunma tuzakları yerleştirmek durumundadır. Bunu yaparken farklı arazi seçenekleri, duvar yerleşimleri, savunma hileleri ve “Ellons” adı verilen yeni karakter türlerinin yardımına başvurabilir. Saldıran tarafsa tüm hazine sandıklarına ulaşmak ve kazanmak için savunma yapan oyuncunun engellerini patlatmalıdır.
    • Battle 64: Bu battle royal klasiğinde ayakta kalan son oyuncu olmak için mücadele edeceksiniz. Bu kaotik modda 64 oyuncu yer alır ancak yalnızca biri galip gelebilir.
    • Grand Prix: Kristaller için yarışın ve diğer oyuncuları alt edin. Bu oyun modunda takım savaşları eğlenceli bir curcunadır.
    • Standart: SUPER BOMBERMAN R 1 ve SUPER BOMBERMAN ONLINE’ın sevilen klasik savaş modu geri dönüyor.

    Okula Dönüş Döneminde En Çok Tercih Edilen Ürünler Belli Oldu!

    Okulların açılması teknolojik ürün satışlarını artırdı. Her yaştan öğrencinin ihtiyaçlarını karşılamak için kampanyalar düzenleyen MediaMarkt, okula dönüş döneminde en çok tercih edilen ürünleri açıkladı.

    Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışverişin keyfini sunan, Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, her yaştan milyonlarca öğrencinin ihtiyaçları için okula dönüş kampanyasını haftalar önce başlatmıştı.

    MediaMarkt’ın Türkiye genelindeki 95 mağazasında, mediamarkt.com.tr internet sitesinde ve markanın mobil uygulamasında gerçekleşen kampanya boyunca, şarj kablosu ve şarj adaptörü gibi telefon aksesuarları, kulaklıklar, akıllı telefonlar, kişisel bakım ürünleri, bilgisayar aksesuarları ve küçük ev aletleri en çok tercih edilen ürünler oldu.

    Tüketiciler ayrıca, dizüstü bilgisayarları zararlı yazılımlardan koruyan antivirüs programlarına ve öğrencilerin okul hayatları boyunca kullanabilecekleri Microsoft Office programlarına yoğun ilgi gösterdi.

    Sosyal Medya Bağımlısı Olmamak İçin 10 Altın Kural

     

    Sosyal medyanın yükselişiyle birlikte sosyal medya bağımlısı olanların sayısı hızla artmaya başladı. Fakat bu platformların aşırı yoğun kullanımının sonucunda ortaya çıkan sosyal medya bağımlılığı sorunlara yol açıyor. Dahası bu bağımlılık kişinin günlük rutin işlerini, insan ilişkilerini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebiliyor.

    Sosyal Medya Bağımlısı Olmak

    Sosyal medya bağımlılığı, kişilerin sosyal medya platformlarını aşırı ve kontrolsüz bir şekilde kullanmalarıdır. Bununla birlikte sürekli olarak paylaşımlara aşırı tepki verirler. Sürekli içerik üretir aynı zamanda da içerikleri hızla tüketirler. Üstelik bunları yaparken gerçek dünyadan oldukça uzaklaştıkları gibi uyku düzenleri de bozukluk gösterir. Kişilerin sosyal yaşam düzenleri bozulduğu gibi psikolojik ve duygusal olarak da olumsuz etkilenirler.

    Bağımlı Olmamak İçin 10 Altın Kural

    Aşağıda sosyal medya bağımlısı Olmamak İçin 10 Altın Kural paylaşacağım. Bu kurallara genel olarak uyulduğu sürece bir bağımlılık yaşamazsınız.

    1- Bildirimlerinizi Sessize Alın

    Hesabınızın olduğu tüm medya platformlarında hesabınızı sessize alarak anlık olarak gelen mesaj seslerinden kurtulun. Çünkü sürekli gelen bildirimler dikkatinizi dağıtarak sürekli mesajlara bakma isteği oluşturur.

    2- Zaman Sınırları Koyun

    Sosyal medyada zamanı belirli bir zaman dilimi içinde ve sınırlayarak geçirin. Günlük kullanımınızda ayırdığınız saat aralığına mümkün olduğunca gayret edin.

    3- Hobilerinize Daha Fazla Zaman Ayırın

    Sosyal medyada sürekli zaman geçirmek yerine hobilerinize zaman ayırın. Arada kitap okumak, spor yapmak ya da sanat ile ilgili faaliyetler gerçekleştirin. Böylece zihniniz başka şeylerle meşgul olduğundan sosyal medya kullanımınız otomatik olarak azalır.

    4- Sosyal Medya Kullanım Amacına Odaklanın

    Ne amaçla sosyal medya kullandığınızı belirleyerek sadece amacınız doğrultusunda sosyal medyayı kullanın. İnternette sörf yaparak dolaşmak ve eğlenceli paylaşımları izlemek size ciddi zaman kaybettirir. Bunun sonucunda da sosyal medya bağımlılığı her geçen gün artar.

    5- Gerçek İnsan İlişkilerine Önem Verin

    Eğer insanlarla sosyal medya üzerinden iletişime geçiyorsanız bunu yapmak yerine hayatınızdaki gerçek insanlarla iletişime geçmeyi deneyin. Her zaman için yüz yüze yapılan sosyalleşme en sağlıklı iletişimdir.

    6- Haftada Bir Gün Sosyal Medyayı Kullanmayın

    Kendinize belirli bir belirleyin ve o gün sosyal medyayı hiç kullanmayın. Böylece bir gün bile olsa sosyal medyadan uzak kalarak bir çeşit sosyal medya diyeti uygulayarak çok daha fazla gerçek dünyaya odaklanın.

    7- Takip Edeceğiniz Hesapları Dikkatli Seçin

    Takip edeceğiniz kişilerin hayatınıza değer katacak hesaplar olmasına özen gösterin. Sizi takip eden hesaplardan aldığınız negatif etkileşim olduğunda hiç tereddüt etmeden onları engelleyin. Sadece pozitif ve size değer katan içeriklerin takipçisi olun.

    8- Sosyal Medyada Daha Fazla Kalmak İçin Uykusuz Kalmayın

    Özellikle geceleri geç saatlere kadar sosyal medyayı kullanmamaya çalışın. Hem uyku düzeniniz bozulacak hem de uykusuzluk vücut direncinizi düşürecektir. Sosyal medya kullanarak uykuya ayıracağınız zamandan çalmayın. Özellikle sosyal medyada uzayan gece sohbetleri ve paylaşım takipleri bağımlılık yapar. Yatmadan kısa bir süre önce sosyal medya kullanımınızı sonlandırın.

    9- Uzun Süreli Ekran Başında Oturmayın ve Arada Egzersiz Yapın

    Ekran başında çok uzun süre hareketsiz oturmayın. 20 dakikalık aralıklarda yerinizden kalkarak yorucu olmayan minik egzersizler ve esneme hareketleri yapın. Bunu yapmak odaklanmayı bozarak oluşabilecek sosyal medya bağımlılığının da önüne geçer.

    10- Profesyonel Destek Alın

    Eğer artık sosyal medya bağımlılığınızın ciddi bir problem haline geldiğini düşünüyorsanız profesyonel destek almanın zamanı geldi demektir. Bir psikolog desteği almak belki iyi gelir.

    Sonuç Olarak

    Yukarıdaki 10 altın kural sosyal medya kullanımınızda bağımlılık oluşmasını önlemeye yöneliktir. Şunu asla unutmayın gerçek dünyadaki iletişim denemeleri her zaman sosyal medyadakilerden çok daha değerlidir.

    www.mediamarkt.com.tr

     

    Intel Arc Mimarisinin Bugünü ve Geleceği

    Intel, yaklaşık iki yıldır “Xe Grafik” markasını öne çıkarmak için gayret gösterse de yapılan çalışmalar yeni yeni meyvelerini veriyor. Mavi takım, Intel Arc ile beraber nihayet yıllardır beklenen harici ekran kartlarını geçtiğimiz 2022 Ekim ayında piyasaya sürdü.

    Xe-HPG grafik mimarisi hem mobil hem de masaüstü platformlarda kullanılmaya başladı. Intel, üzerinde büyük emek harcadığı bu mimariyle birlikte NVIDIA ve AMD gibi isimlerle rekabet edebilecek düzeyde teknolojiler geliştirdi. Şirketin ilk ekran kartları sıkça söz ettiğimiz gibi “Alchemist” kod adına sahip. “Arc” ise genel olarak grafik tarafında kullanılacak bir markalama. Yani tıpkı NVIDIA tarafında “GeForce” ve AMD tarafında “Radeon” gibi. Intel’den yapılan son açıklamaya göre tepede yer alan Arc A770 8 GB 329 dolar, Arc A770 16 GB ise 349 dolarlık fiyatla satışa çıkacak. Bir alt kademe yer alan Arc A750 8 GB ise 289 dolarlık liste fiyatına sahip. Bu fiyatların Intel tarafından üretilen “Limited Edition” kartlar için geçerli olduğunu bir kez daha hatırlatalım. Yani üretim ortakları tarafından tasarlanan kartlar biraz daha pahalı olabilir.

    Intel, Türkiye’de hem referans tasarım hem de üretim ortakları tarafından hazırlanan kartların satışa çıkacağını söylemişti. Arc A770 ve Arc A750 modelleri 12 Ekim’de satışa çıkıyor. Böylelikle ekran kartı arenasına büyük bir oyuncu dahil oluyor. Rekabet ise her zamanki gibi son tüketiciye yarıyor.

    Alchemist isimlendirmesi Final Fantasy XIV ve Dungeons & Dragons dahil olmak üzere çeşitli fantezi oyunlarından esinlenerek türetildi. Bu oyunlarda Alchemist, temel bitkilerden, elementlerden ve diğer malzemelerden güçlü iksirler yapabiliyor. Diğer isimler ise yine benzer şekilde oyun dünyasına ait. İlk olarak piyasaya sürülen Arc A380, GTX 1650 (GDDR5 varyantı) ve RX 6400 ile yakın performans değerleri sunuyordu. Intel’in sürücü ve yazılım tarafında halen sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda kartların potansiyelinin tam olarak ortaya çıkması için biraz daha zaman gerekebilir. Bu arada Alchemist serisinin donanımsal olarak AV1 kodek desteği sunduğunu bir kez daha hatırlatalım. Arc A380, video kodlama açısından çok iyi sonuçlar vermişti. Daha da önemlisi, A380 potansiyel olarak üst seviye Arc A770’in dörtte biri kadar performans sunuyor. Yani hala umut var.

    Intel Arc Serisi Gelecek için Neden Önemli?

    Intel, lansman yaklaşırken A7 serisi için birçok grafik yayınladı. Arc A750 ve A770, popüler bir kart olan NVIDIA GeForce RTX 3060 ile rekabet halinde. Intel CEO’su Pat Gelsinger,  açılış konuşmasında yüksek GPU fiyatlarına vurgu yaparak ana akım GPU’ların son dört yılda sürekli pahalandığını söyledi. GPU alanına üçüncü bir oyuncu olarak giren şirket, bu durumu tersine çevirmek istiyor.

    GeForce RTX 3060’ın ortalama fiyatı 418 dolar olarak belirtilmiş. Bu fiyat, 22 Eylül 2022 itibarıyla Newegg’de satışı yapılan kartlar baz alınarak ortaya çıkmış. 286 dolardan satışa çıkacak olan Arc A750, fiyat/performans açısından %53 daha iyi. 329 dolarlık Arc A770 8 GB ise Intel’e göre %42 oranında daha avantajlı. Arc A700 serisi, DirectX 12 veya Vulkan API’lerini kullanan çoğu modern oyunda 3060’ı geride bırakıyor. Daha önce eski API’lerde performans sorunları olduğunu belirtmiştik. Ancak Intel, düşük fiyat politikasıyla bu eksiği kapattığını dile getiriyor. DirectX 12 sürümü Intel Arc ekran kartlarında çok daha iyi çalışıyor. Örneğin Tom Clancy’s The Division 2 DX11’de 78 FPS’de çalışırken, DX12’de 92 FPS elde ediyor. Eğer Intel markalı bir ekran kartı almayı düşünüyorsanız bu konu sizin için önemli.

    Intel harici ekran kartı pazarına yeni girmiş olabilir, ancak GPU üretimi konusunda yeni değil. Mevcut 12. Nesil Alder Lake işlemciler zaten Xe Grafik mimarisini kullanmakta. Ayrıca 13. Nesil Raptor Lake işlemciler yine Xe Grafik’lerinden faydalanacak.

    Arc Alchemist, DirectX 12 Ultimate özellik setinin tamamını destekleyecek. Bu birkaç anahtar teknolojinin kullanılacağını gösteriyor. En önemlisi ışın izleme desteği. Ancak DX 12 Ultimate ile Variable Rate Shading (Değişken Oranlı Gölgelendirme), Sampler Feedback (Örnekleyici Geri Bildirimi) ve Mesh Shading gibi önemli özellikler olduğunu hatırlatalım.

    Intel GPU’lar Xe-Core adı verilen birimlerden meydana geliyor. Her bir Xe-Core, her biri 256 bitlik bir SIMD yığını (tek komutlu çoklu veri) üzerinde çalışan 16 Vektör Motoru (eskiden Execution Unit olarak bilinirdi) içeriyor. Vektör Motorları NVIDIA mimarilerinde “GPU çekirdeği” olarak adlandırılan sekiz FP32 çekirdeği barındırıyor. FP16 ve DP4a dahil olmak üzere diğer veri türleri Vector Engine tarafından desteklenmekte. Ayrıca bu noktada yeni ve ikinci işlem hattı olan XMX Engine (Xe Matrix eXtensions) ile birleşim söz konusu.

    Her XMX işlem hattı, 64 ayrı FP16 veri parçası veya 128 INT8 veri parçası içerebilen 1024 bitlik bir veri yığını üzerinde çalışıyor. Matrix Motorları için NVIDIA tarafındaki Tensor çekirdeklerinin Intel’deki karşılığı diyebiliriz. Bu birimler büyük miktarda FP16 ve INT8 hesaplama performansı sunarken yapay zeka ve makine öğrenimi gibi iş yüklerinde ön plana çıkıyor.

    DP4a komut seti, Intel’in önceki nesil Xe LP mimarisi de dahil olmak üzere çok sayıda AMD ve NVIDIA GPU tarafından destekleniyor. Bu da XeSS teknolojisinin DP4a modunda günümüzde kullanılan çoğu ekran kartında çalışacağı anlamına geliyor. Bu destek DirectX 11 ve sonraki sürümlere sahip tüm GPU’larda çalışan AMD FSR teknolojisinde olduğu kadar geniş olmayabilir. Ancak görüntü kalitesinin FSR 1.0’dan daha iyi olacağını tahmin ediyoruz.

    Asıl önemli konu ise oyun geliştiricileri. Oyun stüdyoları DLSS’ye çok önem veriyor. Benzer şekilde, 2.0 sürümünün de çıkmasıyla birlikte AMD’nin FSR teknolojisi de yayılmaya devam ediyor. Umuyoruz ki XeSS hızlı şekilde yaygınlaşır, oyuncular da çok sayıda teknolojiden birini seçme şansı bulur. Ancak Intel’in XeSS ile sıfırdan başlaması gerekiyor, yani ekiplerin önünde tırmanmaları için uzun bir yokuş var.

    Payday 3 inceleme

    0

    Payday efsanesini aranızda duymayan yoktur. Arkadaşlarınızla birlikte heyecanın, aksiyonun ve soygun yapmanın deneyimini yaşamanızı sağlayan Payday serisinin yeni oyunu Payday 3 inceleme konuğumuz.

    Fakat üzülerek söylemem gerekiyor ki pek de iyi bir yere adım atamamış serinin son oyunu. Özellikle serinin en popüler oyunu Payday 2’nin üzerine çıkmasını beklediğimiz yapım teknik sorunlarla boğuşmaktan dolayı problemli bir lansman gerçekleştirdi.

    Beta testlerin sonuna doğru yapım için bazı şeylerin iyi gitmediğini görüyor ve belki çıkışta düzelmiş olur diye düşünüyorduk. Lakin bu durum bizi şaşırttı. Yapım kendi çizgisinin altında bir performans ile piyasaya sunuldu.

    Elbette bu durum oyuncular tarafından da tepki ile karşılandı. Önümüzdeki süreçte yapımın güncellemeler ile iyileşeceğini ve daha iyi bir konuma geleceğini umuyoruz. Göz atmak isterseniz Game Pass ile ücretsiz olarak deneyimleme şansınız var.

    Şimdi bakalım önümüzde nasıl bir soygun planı var ve Payday 3 bize neler sunuyor?

    Arkadaşlarınızda toplanıp banka soyma üzerine çok büyük beklentiler olmayan bir senaryo üzerinden oyuna başlayabildiğiniz Payday 3 “basit ama etkili” bir oynanış üzerinde ilerliyor. Bugüne kadar baktığınızda Payday tarzı oyunların hikayelerinin aşırı bir detay barındırdığını görmemişsinizdir. Olağan bir durum, bir nevi Amerikan aksiyon dizisi içinde gibiyiz. Büyük patlamalar, bol aksiyon ve düşünmeye, arkasını kurcalamaya gerek olmayan bir senaryo karşımızda.

    Görsel açıdan baktığımızda piyasaya çıkan diğer oyunlardan geri kalmayan, kendi serisine imajını iyi yere taşımış bir Payday 3 görüyoruz. Daha iyi olabileceğini bildiğimiz grafikler için gelecekte kozmetik düzeltmeler de illaki olacaktır. Görselliğin göze batmadığı, hatta iyi geldiği de aşikar. Zaten Payday serisinin olayı mükemmel grafiklerden çok o sıkışık düzende ilerleyen soygun kaosu idi.

    Görsellerin son moda olmadan da iyi görünmesi aslında arka tarafta bize muazzam bir optimizasyon sürecinin kapısını aralıyor. Payday serisi temel olarak iyi optimize edilmiş, iyi görünen ve bol eğlenceli bir yapım. Eğlencesinin temelini iyi optimize olması ve sorunsuz oynanmasından alıyordu. Burada da görsel açıdan kurulan denklem iyi sonuç vermiş durumda.

    Görsellerle birlikte hoşunuza gidecek bir diğer konu ise oyunun Türkçe olması olacaktır. Ağır bir hikaye akışı olmadığı için Türkçe olup olmaması çok dikkatimizde olmasa bile dünya çapında Türkçe dile sahip büyük yapımlar arasında Payday 3’ün bulunması da bizi mutlu edecek detaylardan biri.

    Payday serisinin en büyük esprisi hikaye akışı ve olaylar zincirinde sizi karakter bazlı da moda sokuyor olmasında gizli. Önceki oyunlardan tanıdığınız bazı eski dostlarla yeniden karşılaştığınızda yüzünüz gülümseyecektir. Hangileri olduğunu da size bırakıyorum, oynarken görüp bu tadı kaçırmamanız için.

    Oynanış olarak Payday 3 ile birlikte biraz daha sistematik, önce sessiz bir aksiyon çizgisi için konumlanıyoruz. Görevleri sakince bitirmek istediğinizde elinizde geniş bir oynayış tarzı ile yapabilmeye dair bir miktar şans var. Ama şansınızı zorlayıp dikkatleri üzerinize çekerseniz bu defa tetik çekiliyor ve maskeler takılıyor.

    Payday seremonisini bilenler için bu dakikadan sonrası full aksiyon. Dalga dalga gelen polis ekiplerine karşı direnme, soygunu tamamlama ve oradan uzaklaşma denklemini ayakta tutma çabası. Ateş gücü olarak polislerin sizin üzerinizde baskı kurma çabası takdire şayan fakat yapay zekaları için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bir yerden sonra daha seri oynayan tarafta olduğunuzda çorap söküğü gibi mevzuyu ilerletebildiğinizi göreceksiniz. Rehine alışverişi ve müzakere seçenekleri bu aşamaların tadı tuzu olmuş.

    Yapay zeka haricinde oyunun müzikleri bence serinin gerisinde kalıyor. Özellikle Payday 2’nin muazzam müziklerinden sonra bir tık keyif vermedi bana.

    Arkadaşlarınız ile hoş vakit geçirmek ve co-op tabirini sonuna kadar deneyimleten bir oyun oynamak istiyorsanız Payday 3 sizi eğlendirebilir. Fakat ondan çok fazla şey beklemeden ekranın karşısına geçin. Payday serisi yolda düzelen ve iyileşen bir seridir ve 6 ay sonra şu an olduğundan daha iyi bir Payday 3 göreceksiniz.