Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 211

    Oscar töreninin ardından ödüle layık dolandırıcılıklara dikkat!

    0

    2023 yılının en iyi filmlerini onurlandırılacağı 96. Akademi Ödülleri 10 Mart’ta Hollywood’daki Dolby Tiyatrosu’nda gerçekleştirildi. Beğenilen filmleri izlemek için sabırsızlanan masum izleyiciler, kendilerini kişisel veri kaybı riskinin büyük olduğu bu şüpheli sitelerde bulabiliyor.

    Oscar töreni, halkın aday filmlere olan ilgisini önemli ölçüde artırıyor ve bu durum online dolandırıcıların gözünden kaçmıyor. Bu artan meraktan faydalanan dolandırıcılar, bu popüler filmlere ücretsiz erişim vaat eden kimlik avı web siteleri hazırlıyor.

    Sahte yayın siteleri

    Oscar adayı filmlerin artan popülaritesinden faydalanan dolandırıcılar, bu filmlere erişim vaat eden sahte yayın siteleri oluşturuyor. Sözde “ücretsiz” erişim elde etmek için kullanıcılar kredi kartı bilgilerini vererek bir aboneliğe kaydolmaları için kandırılıyor. Ne yazık ki, kişisel bilgilerini girdikten sonra kullanıcılar filmlere erişemiyor ve bunun yerine hassas bilgileri dolandırıcıların eline geçiyor. Bu aldatıcı uygulama, yetkisiz işlemlere ve mağdurlar için mali kayıplara yol açıyor.

    Sahte filmler indirme

    Popüler filmlerin indirilmesini sağlayan bazı web siteleri de kimlik avı tuzağı olabiliyor. Bu siteler bir film için birden fazla indirme seçeneği sunabiliyor, ancak bağlantılara tıklamak indirme işlemini başlatmıyor. Bunun yerine, kullanıcılar sahte para hediyeleri veya ödül çekilişleri gibi dolandırıcılıklarla dolu başka bir sayfaya yönlendiriliyor. Bu sayfalarla etkileşime geçmek kişisel verilerin ve finansal varlıkların kaybına yol açabiliyor.

     

     

    Nothing Phone (2a) tanıtıldı

    Nothing’in tüm dünyada merakla beklenen yeni telefonu Nothing Phone (2a) tanıtıldı…

    Benzersiz tasarım anlayışıyla teknolojiyi “yeniden eğlenceli” kılmayı hedefleyen Londra merkezli Nothing’in tüm dünyada merakla beklenen yeni telefonu Nothing Phone (2a) tanıtıldı.

    “İnsan sıcaklığını”, yenilikçi ve titiz bir mühendislikle birleştiren Nothing, ürünlerinin tasarımlarında hem günlük hayatın içinden hem de yaratıcı dünyadan ilham alıyor. Tüm bunları şeffaf tasarımındaki farklı derinlik katmanlarıyla veren marka, simetrik ve asimetrik unsurlardan faydalanıyor.

    Bu felsefeyle hayata geçirdiği ürünleriyle rakiplerinden farklılaşan Londra merkezli Nothing, Türkiye’de Evofone garantisiyle piyasaya sürdüğü Phone (2a) modeliyle de amiral gemisi segmenti dışında yer alan fiyat/performans odaklı telefonlardan ayrışıyor, değer algısını yeniden tanımlıyor.

    İstanbul’da düzenlenen lansmanda konuşan Evofone Markalar Grubu Direktörü İrfan Öztürk “Nothing’in ürün tasarım felsefesi, her geçen gün dizaynları aynılaşan cihazlar arasında fark yaratıyor, adeta Nothing ve diğerleri algısını oluşturuyor. Ülkemize getirdiğimiz Phone (2a) ise bu felsefenin son ürünü ve tüketicilerin de ilgi göstereceğine inanıyoruz. Milk ve Siyah renk alternatifleriyle satışa çıkardığımız cihazın fiyatı ise 19.999 TL’den başlıyor” dedi.

    Poco M6 Pro: Orta Seviyenin Yeni Oyuncusu

    Poco M6 Pro, orta seviye için geliştirilen güncel Android cihazlardan bir tanesi. 6.67 inç büyük bir ekran, güzel detaylar sunabilen kamera sistemi ve hızlı şarj destekli 5000mAh pili ile ilgi çekiyor.

    Poco M6 Pro,  köşelerden yumuşatılmış hatlar sahip ve avuçta konforlu bir kullanım hissi sunar. Alt kısımda hızlı şarj ve kolay veri aktarımı için Type-C noktası var. Üst kısımda ise, kablolu kulaklık kullanıcıları için 3.5mm kulaklık girişine yer verilmiştir.

    Poco M6 Pro

    Ek olarak ürünün stereo hoparlör sistemine sahip olduğunu söyleyelim. Böylece bir şeyler izlerken ya da oynarken bir kulaklığa ihtiyaç duymadan da güzel işitsel detaylar elde edebilirsiniz.

    178 gram ağırlıktaki telefon, 7.98mm kalınlıkta. Ürünün su sıçramalarına karşı dayanıklı tasarımla geldiğini de belirtelim.

    Poco M6 Pro

    Poco M6 Pro: Büyüleyici 6.67 inçlik Amoled Ekran

    Poco M6 Pro, 6.67 inç değerde Amoled ekran ile geliyor. En ufak dokunuşlarla keyifle yol alabildiğiniz bu ekran, 120Hz tazeleme değerine de sahip.

    Böylece oyun ve video deneyimlerinde daha akıcı detaylarla karşılaşabilirsiniz. Tabii pil tarafını düşünüyorsanız bunu kapatıp 60Hz değerine geçiş yapmanızı öneriyoruz. Tabii görüntüleme tarafında göz konforu ve okuma modu gibi işe yarar özellikler de sunuluyor.

    Poco M6 Pro

    Ekran, dokunuşlara hızlı cevaplar verebildiği gibi dijital güvenliğiniz tarafında da parmak izi okuyucu sensörü sunar. Bunu kullanmanız önemli. Deneyimlerimiz esnasında ciddi bir sorunla karşılaşmadığımızı söyleyebiliriz.

    Poco M6 Pro

    6nm Helio G99 Ultra Çipsetiyle Güçlü Performans

    Bu çipset bünyesinde yer alan işlemci çekirdekleri, maksimum olarak 2.2GHz çalışma hızına erişebiliyor. Buna 12GB RAM’in eşlik ettiğini, ihtiyacınıza göre ek olarak 4GB artırılabilir RAM değerinin de kullanılabileceğini belirtelim. Kısacası oyun ve uygulamalar için güzel performanslar mümkün.

    Poco M6 Pro

    Poco M6 Pro, 512GB dahili depolamaya sahip ki bu gerçekten pek çok kullanıcı için fazlasıyla yeterli. Fotoğraflar, videolar, müzik dosyaları, uygulamalar ve oyunlarınızı keyifle yükleyebilirsiniz. Oldu ya ek depolamaya ihtiyaç duydunuz.

    Android 13 işletim sistemi ile gelen telefonda kullanımı kolay bir arayüzü ve iyi bir performans var. Cihazda, Call of Duty gibi popüler bir oyunu orta grafik ayarlarında ve akıcı performansta oynayabildik. Deneyimlerimiz esnasında donma ya da aşırı ısıma gibi can sıkıcı sonuçlarla karşılaşmadık.

    Poco M6 Pro

    Göz Alıcı Görüntüler için Güçlü Kamera Sistemi!

    Telefonun arka tarafında yapay zekâ destekli üçlü kamera sistemi var: 64 + 8 + 2MP.

    64MP ana kamera, özellikle gün ışığında ve fotoğrafçılık tarafında güzel sonuçlar sunar. Düşük ışık performansı ise sizi üzebilir. 8MP ultra geniş açılı kamera ve 2MP makro kameranın da iyi ışıklı ortamlarda güzel sonuçlar verebildiğini belirtelim.

    Poco M6 Pro

    Video çekim tarafında, hem ön hem de arka kamerayla 1080p 60FPS videolar çekebilirsiniz. Beklentileriniz yüksek olmamalı. Öte yandan bu değerler, sosyal medyada yapılacak paylaşımlar için yeterli olacaktır.

    16MP ön kameramız da hem bokeh’li selfie’ler hem de iyi ışıklı ortamlardaki görüntülü görüşmeler için tatmin edici performanslar sunabiliyor.

    Poco M6 Pro

    Gelişmiş Kablosuz Bağlantılar

    5000 mAh pil, tek şarj ile bir günü geride bırakmanıza yardımcı oluyor. Zaten günümüzde pek çok üreticinin benzer kapasite ve benzer performansları sunduğunu görüyoruz. Önemli olan ise, hızlı şarj değeri ve hızlı şarj destekli adaptörün sunulup sunulmadığı.

    Poco M6 Pro, hızlı şarj destekli bir telefon ve beraberinde 67w hızlı şarj destekli adaptörle geliyor. Böylece adaptör için ayrıca para vermenize gerek kalmıyor ve ürünü kısa sürede tamamen şarj edebiliyorsunuz.

    Poco ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    DJI Action 4 ve DJI Action 3 Karşı Karşıya

    DJI Action 4 ve DJI Action 3 aksiyon kameralarını bu yazıda sizler için karşılaştırıyorum.

    Konu aksiyon kamerası olduğunda akla ilk gelen markalardan biri de DJI oldu. Her ne kadar bu kategoriyi kuran marka GoPro olsa da DJI da bu alanda emin adımlarla ilerliyor. Markanın uzun yıllardır devam ettirdiği serisi Action dördüncü modele terfi etti. Bu yeni modelde temelde bazı yenilik ve güncellemeler var.

    DJI Action 4 modeli ile önceki sürüm arasındaki farkları görebilmek için sizlere güzel bir tablo hazırladım. Yazının içinde görebileceğiniz bu tablo ile farkları çok net bir şekilde görebileceksiniz.

    DJI Action 4
    DJI Action 4 ve DJI Action 3 arasındaki farklar

    DJI Action 4 ve DJI Action 3 Karşı Karşıya

    • Öncelikle iki modelin arasındaki en önemli fark yeni modelde kullanılan imaj sensörünün artık daha büyük olması. Önceki sürümde 1/1.7 inç olan sensör artık 1/1.3 inç.
    • Video ve fotoğraf çözünürlüğü ile objektifin diyafram değerleri aynı.
    • Bir diğer fark önceki sürümde 256 GB olan desteklenen maksimum bellek kartı kapasitesi 512 GB’a yükseltilmiştir.
    • Ayrıca D-Cinelike olan Log desteği artık D-log M.
    • Eskiden 16 metreye kadar su altında kullanılabilen cihaz artık 18 metreye kadar kullanılabiliyor.
    • Titreşim engelleme özelliğinde isim değişikliği olmuş. Önceki sürümle isim değişikliği dışında bir fark yok.
    • Ayrıca önceki sürümde bulunan manyetik tutucu özelliği bu modelde de devam ediyor.

    Diğer özelliklere baktığımda ise büyük aynı özelliklerin devam ettiğini söyleyebilirim.

    Tabi teknik özelliklerde yazmayan ancak kullanınca görülebilecek önemli fark ise gece çekimlerinde yaşanır. İki cihazı da bir süre kullanma imkanı bulduğum için gece yaptığım çekimlerde DJI Action 4 modelinin biraz daha iyi sonuç verdiğini net olarak söyleyebilirim. Özellikle bu tarz çekimler için kullanmak isteyenler yeni sürümü tercih eder.

    Fiyat tarafına geldiğimizde ise aralarında 3 bin TL bir fark var. Her iki kameranın da Standart Combo ve Adventure Combo olmak üzere farklı sürümleri var. Her sürümde de yaklaşık olarak 3 bin TL’lik bir farkın olduğunu söyleyebilirim.

    “Peki hangisi tercih edilmeli?” sorusunun yanıtı ise kişiye göre değişir. Ben öncelikle hangi modeli alırsanız alın Adventure Combo paketi almanızı öneririm. Çünkü o pakette özel şarj kılıfı ve 3 adet pil geliyor. Hangi modeli alacağınız ise biraz nasıl bir iş yaptığınıza göre değişir. Günlük kullanım için DJI Action 3 de gayet yeterli olacaktır. Eğer işinizin içinde gece çekimleri ağırlıklı olacak ve ileri düzeyde profesyonel işler yapıyorsanız DJI Action 4 modelini öneririm.

    LG ve Meta’dan iş birliği

    İki Şirket, Yeni Nesil Genişletilmiş Gerçeklik Deneyimlerinin Önünü Açmak İçin Güçlerini Birleştiriyor.

    LG Electronics (LG), genişletilmiş gerçeklik (XR) girişimlerini hızlandırmayı amaçlayan küresel teknoloji devi Meta Platforms, Inc. (Meta) ile stratejik işbirliğini artırıyor. Amaç, gelişen sanal alanda müşteri deneyimlerinde yeniliği teşvik etmek için her iki şirketin güçlü yönlerini ürünler, içerik, hizmetler ve platformlarda birleştirmek.

    28 Şubat’ta, aralarında LG CEO’su William Cho ve Ev Eğlence Sistemleri Şirketi Başkanı Park Hyoung-sei’nin de bulunduğu LG üst yönetimi, Seul Yeouido’daki LG Twin Towers’ta Meta Kurucusu ve CEO Mark Zuckerberg ile bir araya geldi. Bu toplantı Zuckerberg’in Asya turuna denk geldi. İki saatlik oturumda iş stratejileri ve yeni nesil XR cihazı geliştirmeye yönelik hususlar üzerine tartışmalar yapıldı. CEO Cho, Meta Quest 3 kulaklığını ve Ray-Ban Meta akıllı gözlüklerini deneyimlerken, Meta’nın ileri teknoloji gösterilerine, özellikle de Meta’nın geniş dil modellerine ve cihaz içi yapay zeka entegrasyonu potansiyeline odaklanarak büyük ilgi duyduğunu ifade etti.

    LG, Meta’nın platformunu TV işindeki kendi içerik/hizmet yetenekleriyle bir araya getirerek şirketin yeni iş alanlarından biri olan XR alanında farklı bir ekosistem oluşturulabileceğini öngörüyor. Dahası, Meta’nın çeşitli temel teknolojik unsurlarının LG’nin son teknoloji ürün ve kalite yetenekleriyle birleştirilmesi, yeni nesil XR cihazı geliştirmede önemli sinerji vaad ediyor.

    XR cihazları, mobil ekranların sürükleyicilik ve sezgisellik sınırlamalarını aşabilen yeni nesil kişisel cihazlar olarak müjdeleniyor. Giyilebilir cihazlar, müşteri etkileşimlerini önemli ölçüde genişletme potansiyeli sunuyor. CEO Cho daha önce şöyle demişti: “XR iş alanında yeni nesil kişisel cihazlara yönelik fırsatlar görüyoruz.”

    Canon’dan kadınlara iş hayatında tam destek

    Kadınlar, iş dünyasında attığı her adımla değişimi ve ilerlemeyi temsil ediyor. Bu değişimin en büyük destekçilerinden Canon, kadınların liderlik pozisyonlarında ve satış alanında daha fazla yer almasını sağlamak üzere çalışıyor.

    Günümüzde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda artan farkındalık her geçen gün daha çok kadının iş dünyasında var olmasını sağlıyor. Kadınların iş hayatındaki etkinliği ise bu alanda çeşitliliğe ve farklı bakış açılarına kapı açıyor. Bu konuda önemli bir sorumluluk üstlenen ve yıllardır kadınların iş hayatına katılımı konusunda kararlı bir duruş sergileyen Canon; bu alanda birçok çalışma yürütüyor.

    Canon, benimsediği Kyosei felsefesinin “Ortak fayda için birlikte yaşamak ve çalışmak” ilkesi ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile uyum içerisinde kadınları iş gücüne dahil etmeye ve kişisel kariyer yollarını oluşturmaya teşvik ediyor. Tüm meslek gruplarında, her kademede kadınların daha aktif rol almasını önemseyen Canon, çalışanlarına hibrid çalışma günleri ve esnek çalışma saatleri, annelere yasal izne ek 8 haftalık ücretli annelik izni sağlarken; ofisinde emzirme odası, bebek 1 yaşına gelene kadar olan şehir dışı şirket toplantılarına refakatçi ile katılma seçeneği ve ebeveyn çalışanlarına karne & mezuniyet izni gibi ayrıcalıklar tanıyor.

    Satışta Kadın (Women in Sales) programıyla yarının kadın liderleri yetişiyor

    Canon, çalışma ortamında cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının önemini vurgulayarak Orta Doğu, Türkiye, Orta ve Kuzey Afrika bölgelerinde ‘Satışta Kadın’ (Women in Sales) programını gerçekleştiriyor. Bulunduğu bölgede satış pozisyonlarında kadın temsilcilerinin oranını artırma hedefiyle yola çıkan Canon, düzenli periyodlarla gerçekleştirdiği program ile kadınlara satış alanında çeşitli beceriler kazandırıyor.

    Programın bir parçası olmak için yeni mezun olup henüz bir iş deneyimine sahip olmamak, sosyal ve açık fikirli olmak ve en önemlisi de satış kariyerine ilgi duymak yeterli olurken program katılımcıları, sadece kadın çalışanların katılımıyla 12 ay boyunca hem teorik hem pratik eğitim alarak geleceğin satış liderleri olarak yetiştiriliyor. Programı başarı ile tamamlayan adaylar ise, Canon kadrosunda kalıcı olarak çalışma şansına sahip olabiliyor.

    Telegram’dan büyük güncelleme!

    Son dönemde adından sıkça söz ettiren Telegram, bu kez de yayınladığı yeni güncelleme ile gündeme geldi. Uygulamanın yaratıcısı Pavel Durov tarafından yapılan açıklamada, artık kullanıcıların bireysel hesaplarını kolaylıkla işletme hesabına dönüştürebileceği söylendi. Böylece bu hesaba sahip olacak birçok kullanıcı, lokasyon ve mesai saati gibi bilgileri profilinde sıralayabilecek.

    Bu yeniliğin, özellikle küçük işletme sahipleri için oldukça önemli olduğu belirtiliyor. Çünkü diğer birçok platformda kuruluş hesabı açabilmek için büyük ücretler vermek gerekmekte. İşte tüm detaylar…

    Telegram, kapsamlı bir güncelleme yayınlıyor

    İşletme hesabının dikkat çeken diğer bir özelliği ise, ulaşan kişilere otomatik olarak hazırlanmış cevapları verebilmesi olarak gösteriliyor. Böylece büyük bir zaman tasarrufu sağlanırken, müşteriler de aradıkları cevaba çok daha kısa bir süre içinde ulaşabiliyor.

    Ayrıca metin renklendirme özelliği de bu hesaplar için aktif oluyor. Bu gelişmeler birçok Telegram kullanıcısı tarafından memnuniyetle karşılanırken, uygulamanın kullanılma sıklığı da artış trendine girdi.

    Telegram Güncelleme-1

    Durov’un yaptığı diğer bir açıklama ise, işletme hesaplarına getirilecek yeni yapay zeka fonksiyonları oldu. Bu fonksiyonlar sayesinde müşteriler akıllı sohbet robotlarıyla iletişime geçerek yaşadıkları sorunlara çözüm bulabilecekler.

    Bu yeniliğin de önümüzdeki ay içinde platforma gelmesi bekleniyor. Telegram’ın ayda 200 milyon aktif kullanıcıya sahip WhatsApp Business ile mücadelesi etmesi zor gibi görünse de, yapılan bu son atılımın oldukça olumlu olduğunu söyleyebiliriz.

    Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce Telegram’ın uyguladığı strateji doğru mu? Yanıtlarınızı aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle kolayca paylaşabilirsiniz. Görüşleriniz bizim için çok değerli.

    Taxi Life: A City Driving Simulator inceleme

    Gerçek bir şehirde taksi sürüp bunu meslek olarak yapmayı hayal edenler için Taxi Life: A City Driving Simulator bizi Barcelona sokaklarına götürüyor!

    1998 yılında yayınlanan ve televizyonlarda da heyecanla izlediğimiz Taxi filmini sanırım hepimiz hatırlıyordur. Sıradışı bir modifiyeli taksi ile kuralları alt üst eden, aklımıza karpuz kabuğu düşüren yapım sonrası özellikle o dönem bazı yarış oyunlarına modlarla Taxi filmindeki arabanın yapıldığını hatırlıyorum. Zaman içinde bu mesleğin ne kadar zor olduğunu ve böyle şeylerin genelde filmlerde olabileceğine de kanaat getirdik.

    Oyun dünyasında akımlar genişledikçe simulator tarzı yapımlarla ilk zamanlar hayali bölgelerde, günümüzde ise gerçeği ile benzer yapılmış şehirlerde araç sürme deneyimi yaşıyoruz. Taxi Life: A City Driving Simulator oyunu ise bize Barcelona sokaklarında taksici olarak başladığımız serüvende şirketimizi büyütüp kendi aracımızı geliştirdiğimiz, yeteneklerle deneyimin geliştiği RPG havasında bir oyun sunuyor.

    Barcelona sokaklarında giriş seviyesi bir araba ile başladığımız serüven şehri tanıdığımız, ünlü yapıları gördüğümüz, çeşitli toplanabilir görevleri tamamlayarak ve araç sürerek elde ettiğimiz deneyim puanları ile detaylanarak büyüyor. Trafik kurallarına uymak ile uymamak arasındaki çizgi tamamen bize kalmış. Şehrin bazı yerlerinde devriye atan trafik görevlileri varken bazı yerlerde kırmızı ışık kontrolleri, şehir içi hız limitlerini aşarsanız ceza yiyebileceğiniz radar cihazları da haritada kendine yer buluyor.

    Tüm bunlara ek olarak müşterilerin her telden olması da cabası. Bazıları müthiş sıkıcı karakterler olarak resmen yolu bize çile haline getirirken bazıları da heyecan delisi olarak sizi dar zamanda gitmek istediği yere götürmeye çalışıyor. Bazı anlarda müşterilerin konuşma isteğine RPG oyunundaki havada siz yanıt verebiliyor ve olası tepkileri de duyabiliyorsunuz. Bir defasında söylediğim şeyden rahatsız olan müşteri “o konu seni ilgilendirmez, sen yoluna bak” diyerek beni azarladı 😀

    Sadece yolcular değil trafiğin akışı da bazen sizi deli edecektir. Yapay zeka sürüş konusunda fena değil ama genel olarak dar yollarda sürme fikri insanın canını sıkabiliyor. Şehrin kendisi böyle iken bu ortamı iyi yarattıklarını düşünüyorum.

    Barcelona’yı keşfetme fırsatı sunan oyun 1:1 ölçekle toplam 460 kilometre uzunluğundaki bir yol mesafesini gezebilme fırsatı sunuyor. Rastgele gelişebilen kazalar, yol çalışmaları ve geçit töreni gibi aksiyonlarla yaşayan bir şehir imajı çizilmiş. Gerçek bir arabayı kullanmak gibi benzin doldurduğunuz ya da şarj ettiğiniz elektrikli otomobiliniz ile gerçek anlamda bütünleşiyorsunuz. Bir nevi dükkanınız sizin ve o aracı iyi takip etmeye, arada garaja götürüp bakımını yaptırmaya başlıyorsunuz süreç içinde. Başladığınız aracı para kazandıkça yatırım yapıp iç dış daha iyi hale getirebilir, daha güçlü motor ve bileşenlerle yükseltebiliyorsunuz. Farklı araçlarla daha büyük bir araca geçerek sürüç keyfini de değiştirmeniz olası. 

    Karakteriniz seviye atladıkça deneyim puanları geliyor, bu puanlarla yavaş yavaş iyice yerel bir taksici haline dönüşüyorsunuz. Yeni araçla ve oluşturacağın şirket üzerinden filo yönetimi ile işe alacağın diğer taksicilerin profillerini incelemek ve günün sonunda nasıl bir yapıya dönüşeceğinize karar vermek oyuncuya bırakılmış. Profiller, sürecekleri arabalar, bölgeler ve zamanlar derken plaka sahibi patron gibi takılabilir ya da şehrin sokaklarda dolanarak bu heyecanı paylaşabiliyorsunuz. Akış içinde isterseniz meydan okuma görevleri de sizi bekliyor. sürüşe göre bonus bahşişler alınabilenlerin yanında hiçbir kuralı aşmadan sürmeniz gereken ya da hız cezası olmayan limit zorlama görevleri de mevcut.

    Deneyim olarak lineer bir yapıyı aşmayı hedefleyen keyifli bir oyun olmuş Taxi Life: A City Driving Simulator. Sizi karınca kararınca bir deneyim odağına ve detay seviyesine dahil ediyor. Size sunulan her detayın bir anlamı ve yeri olduğunu görmek güzel.

    Görsel açıdan kötü değil. Oyunun tüm şovu aslında şehrin size deneyim olarak sunduklarında yatıyor. Keşfedebilme ve bunun üzerinden anı yaşama keyfi süper. O sebeple görsel ve mekanik kısımlarda ara ara yaşanılacak problemleri çok dert etmedim diyebilirim.

    Sesler ve ambians olarak gereken neyse o ortam oluşturulmuş. Abartıdan uzak odaklı bir oyun sunuyor. Radyoyu açıp müzik dinlemek, camı açıp gezmek ve bunun fark edilebilir olması muazzam.

    Taxi Life: A City Driving Simulator benzer oyunları sevenler için keyifli bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Ara ara ufak teknik aksaklıklarına takılmadığınız zaman kafa dağıtmak için Barcelona sokaklarında gezmek güzel bir deneyim.

    Sahura kadar izleyebileceğiniz en iyi 10 film!

    0

    Ramazan ayının gelmesi ile birlikte birçok kişi, sahura kadar uyuyup bir daha uyanmak yerine hiç uyumamayı tercih ediyor. Tabii o kadar saat boş durmak da insanın canını sıkacağı için bir aktivite aranıyor. Bu aktivitelerden birisi de film izlemek. Biz de bu içeriğimizde sahura kadar izlenecek en iyi filmleri sıraladık. İşte Ramazanda izlenecek filmler…

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    In Time

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    2011 yılında seyirciye sunulan In Time filmi, insanların 25 yaşında yaşlanmayı durdurduğu, zamanın para birimi olarak kullanıldığı bir dünyada geçiyor. Zengin ve fakirlerin olduğu yapım, bu sistemi alt etmeye çalışan bir adamın hikayesini takip ediyor.

    The Shawshank Redemption

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Stephen King’in “Rita Hayworth and Shawshank Redemption” adlı kısa hikayesinden uyarlanan The Shawshank Redemption filmi, Shawshank Hapishanesi’nde yıllarını geçiren iki mahkumun dostluğunu ve özgürlük umudunu anlatan, drama türünde bir yapım.

    The Godfather

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Ramazanda izlenecek filmler arasında The Godfather da yer alıyor. Söz konusu yapım, 1940-50’li yıllarda Amerika’da yaşayan İtalyan Corleone mafya ailesinin hikayesini anlatıyor. Filmde aile bağlarına dikkat çekiliyor.

    Schindler’s List

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Gerçek bir hikayeden uyarlanan Shindler’s List, 2. Dünya Savaşı sırasında Polonya’da, Alman iş adamı Oskar Schindler’in, Naziler tarafından öldürülmek üzere olan yüzlerce Yahudi’nin hayatını kurtarmak için verdiği çabayı anlatıyor.

    Fight Club

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Sahura kadar izlenecek en iyi filmler arasında yer alan Fight Club, Chuck Palahniuk’un aynı isimli romanından uyarlandı. Söz konusu yapım, modern tüketim toplumunun sıkıcı rutinini eleştiren isimsiz bir anlatıcıyı merkezine alıyor.

    Toy Story

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Toy Story, oyuncakların sıradan birer nesne olmaktan çıkıp can bulduğu ve birlikte nefes kesen bir maceraya atıldığı büyüleyici bir animasyon filmi. Bu filmin sadece çocuklar için değil, yetişkinlere de uygun olduğunu belirtelim.

    Joker

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Joker de sahura kadar izlenecek filmlerden birisi. Söz konusu yapım, toplum tarafından dışlanmış ve düşündüğü kimsenin umurunda olmayan bir adamın akıl sağlığını kaybederek Joker karakterine dönüşümünü anlatıyor.

    Oppenheimer

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Oppenheimer, 2. Dünya Savaşı sırasında atom bombası üretmek için başlatılan Manhattan Projesi’nin lideri olan fizikçi J. Robert Oppenheimer‘ın hayatını anlatıyor. Söz konusu yapım, izleyen kişiler tarafından olumlu yorumlar alıyor.

    Taxi Driver

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Martin Scorsese imzalı Taxi Driver, Ramazanda izlenecek filmler arasında gösteriliyor. Popüler yapım, Suça bulaşmış insanların dolu olduğu New York’ta geceleyin taksi sürücülüğü yaparak geçimini sağlayan Travis Bickle’ın derinlemesine hikayesine odaklanıyor.

    Shutter Island

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler

    Ramazanda sahura kadar izlenecek filmler listemizin son sırasında ise Shutter Island yer alıyor. Dünyaca ünlü oyuncu Leonardo DiCaprio’nun başrolünde oynadığı bu yapım, bir psikiyatri merkezinde kaybolan bir hastayı soruşturan polisin başına gelenleri anlatıyor.

    Windows’un Yapay Zeka Asistanı: CoPilot

    ChatGPT’nin yükselişi ve getirdiği sınırsız olanaklar sayesinde farklı yardımcı yapay zeka uygulamaları da sektöre yerleşmeye başladı. Google’dan Microsoft’a neredeyse tüm devler kendi yapay zeka asistanlarıyla internetin yeni çağına ayak uydurma derdine düştüler. İşte bu uygulamalardan biri olan ve Microsoft’un Windows için geliştirdiği yapay zeka asistanı CoPilot

    Peki… nedir bu CoPilot?

    Windows Copilot, Windows 11’in sağ tarafına yerleştirilmiş bir kenar çubuğu olarak çalışıyor. Yayınlanan blog yazısında “Masaüstü içeriğinizle çakışmayacak ve açık uygulama pencerelerinizin yanında engelsiz bir şekilde çalışarak Windows Copilot ile ihtiyaç duyduğunuz her an etkileşim kurmanıza olanak tanıyacak” şeklinde tanımlanmış.

    Bu ilk erken erişimde Windows Copilot’a bir dizi soru sorabilir veya aşağıdaki eylemleri gerçekleştirebilmek için ona emir verebilirsiniz:

    -Karanlık moda geç
    -Rahatsız etmeyin özelliğini aç
    -Ekran görüntüsü al
    -Bu web sitesini özetle (Microsoft Edge üzerinde etkin herhangi bir sekmeye yapılabilir)
    -Ay’da yaşayan bir köpek hakkında bir hikaye yaz
    -Bana zambak yastıkları olan sakin bir koi balık havuzunun resmini yap

    Windows Copilot, Microsoft Edge’deki Bing kenar çubuğuna benzer şekilde, web’deki okuduğunuz herhangi bir içeriği özetlemek veya yapay zeka tarafından üretilen görüntüler, metinler oluşturmak için de kullanılabiliyor.

    Karşılaştığınız herhangi bir sorunla ilgili geri bildirim göndermek için ise Windows Copilot’taki yan çubuğun sağ üst köşesindeki “…” simgesine tıklamanız yeterli oluyor.

    Microsoft, zaman içinde bu erken erişimi daha fazla test kullanıcısına genişletmek ve bilişim teknolojileri yöneticilerinin kuruluşlarında kullanılmasını sağlamak ve daha fazlasını yapmak istediğini söylüyor.

    Bing Chat ile Windows Copilot entegre çalışarak bağlama uygun yanıtlar üretiyor ve Windows deneyiminizi iyileştiriyor. Bing’deki reklamlar aracılığıyla da alakalı olduğunu düşündükleri şeyleri satır içi önerilerle görebileceğinizi söylüyorlar. Yani Windows Copilot kullanırken de arayüzde reklam görebilirsiniz.

    Microsoft, Copilot Pro’nun artık dünya çapında Copilot’un mevcut olduğu 227 ülkede resmi olarak mevcut olduğunu duyurdu. Ayrıca Copilot Pro’ya artık bir aylık ücretsiz deneme sunacağı belirtiliyor. Öte yandan, iOS ve Android’de Copilot mobil uygulamalarını yükleyip kullanarak denemeye kaydolmanız gerekiyor.

    Microsoft ayrıca Copilot Pro kullanıcılarının Microsoft 365 web uygulamalarında üretken yapay zeka asistanına erişmesine de izin veriyor. Masaüstü uygulamalarından farklı olarak, web uygulamalarına Copilot erişimi herhangi bir Microsoft 365 planına abone olmayı gerektirmiyor. Bu özellikle Word, Excel, PowerPoint, OneNote ve Outlook’un web sürümlerini kapsıyor.

    Bu yeni Copilot Pro eklentisi, önümüzdeki aylarda iOS ve Android için Outlook da dahil olmak üzere Microsoft’un mobil uygulamalarına eklenecek.

    Bir diğer duyuru ise Microsoft 365 F3 ve F1, Office 365 E1 ve Business Basic planlarına abone olan kişilerin yakın zamanda Microsoft 365 için Copilot satın alabileceği yönünde.

    Son olarak, Copilot Pro’nun ülkemizde kullanıcı başına aylık ücretinin ise 720 TL olduğunu belirtelim. Ayrıca şu an için Türkçe desteği de bulunmuyor.

    Diğer yandan önemli noktalardan biri GPT-4 Turbo LLM. Öncesinde GPT-4 Turbo LLM’ye erişim için, Microsoft’un aylık 20 dolar olan Copilot Pro hizmetini satın almak gerekiyordu. Bu sistem mesela ücretsiz olarak artık kullanılabiliyor. Turbo versiyon kullanıcılara çok daha büyük bir 128L bağlam penceresine erişim sunuyor. Bu da insanların 300 sayfa uzunluğunda tek bir metin istemine sahip olabileceği anlamına geliyor.

    Yeni yapay zeka aracı, kullanıcıların herhangi bir programlama bilgisi olmadan hedeflenen konularda daha spesifik soruları yanıtlayabilen kendi özel sohbet robotlarını oluşturmalarına olanak tanıyor. Copilot Pro aboneleri oluşturdukları bu özel sohbet robotlarını daha sonrasında Pro hesabı olmayan kişiler de dahil olmak üzere hem mobil hem de bilgisayar üzerinden herkesle paylaşabiliyor.

    Sonuç olarak Copilot henüz yolun başında olabilir ama şimdiden Windows kullancıları tarafından en çok kullanılan uygulamalardan biri oldu. Yapay zeka dil modellerinin artık her yerde olduğunu görmek, bizi bekleyen gelecek konusunda hayal gücümüzün sınırlarını zorlamaya başladı.