Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 194

    MediaMarkt, SMARTIES X Global Ödülleri’nde ‘Altın Ödül’ün sahibi oldu

    Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, SMARTIES X Global Ödülleri’nde ‘‘Anne AI’’ projesiyle ‘Altın Ödül’ün sahibi olarak yenilikçi uygulamalar alanında sektördeki öncü konumunu bir kez daha gözler önüne serdi. 

    Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışveriş keyfi sunan MediaMarkt, başarılı pazarlama projelerinin yarışarak ödüllendirildiği, Mobil Marketing Association (MMA) tarafından düzenlenen SMARTIES X Global Ödülleri’nde, “Social Messaging (Sosyal Mesajlaşma) / Sohbet Uygulamaları (Chat Apps) / Metin Mesajlaşması (Text Messaging)” kategorisinde bu yıl Altın Ödül kazanarak, yenilikçi uygulamalar alanında sektördeki öncü konumunu bir defa daha ortaya koydu.

    MediaMarkt’a ödülü getiren ‘‘Anne AI’’ teknolojisi, müşteri ihtiyaçlarını analiz ederek onlara kişiselleştirilmiş ve verimli bir alışveriş deneyimi sunuyor. ‘‘Anne AI’’, annelerin doğal sezgilerinden ilham alınarak geliştirilen, alışveriş esnasında kullanıcılara rehberlik eden yapay zekâ entegrasyonlu bir uygulama olarak, MediaMarkt’ın teknoloji ve müşteri hizmetleri alanındaki öncü vizyonunu ifade ediyor.

    Poco X6 Pro : Orta segmentte dengeler değişecek

    Ekrana yedirilmiş parmak izi okuyucu sensör, NFC, Blueooth 5.4 ve Wi-Fi AX gibi gelişmiş teknolojileri de bünyesinde barındıran Poco X6 Pro, fiyat/performans dengesi ile hemen göze çarpıyor.

    Poco X6 Pro , siyah, sarı ve gri olmak üzere üç farklı renk seçeneğiyle geliyor. Bize deneyimleyebilmemiz için sarı rengi tercih ettik.

    Poco X6 Pro

    Siyah ve gri renkte, plastik malzemenin tercih edildiğini söylememiz gerekiyor. Sarı renkte ise, yumuşak vegan deri yüzey mevcut. Bu, avuçta rahat bir tutuş hissi sunduğu gibi göze de hoş gelen detaylar sunabiliyor. Eğer farklı tasarım detaylarından hoşlanan biriyseniz, bu seçeneği göz önünde bulundurmanızda yarar var.

    Poco X6 Pro

    Bu arada, deneyimlediğimiz vegan deri yüzeyli ürün, diğer iki seçeneğe kıyasla biraz daha kalın ve ağır. 8.35mm kalınlıktaki cihaz, 190 gram ağırlıkta. Aslında bu değerlerin çok da can sıkıcı olmadığını söylemekte yarar var.

    Tabii daha sağlam ve temiz kullanım için ürünün beraberinde gelen silikon kılıfını kullanabilirsiniz.

    Poco X6 Pro

    6.67 inç Amoled ekran

    120Hz tazeleme değeri, görüntülerin daha akıcı sunulmasına imkân sunuyor. Tabii isterseniz daha iyi pil performansı için bunu devre dışı bırakabilirsiniz. Dış mekân kullanımlarında da iyi bir belirginlik seviyesinin sunulduğunu söyleyebiliriz. Zira 1800nit maksimum parlaklık düzeyi var.

    Bu arada, ekranda Corning’in Gorilla Glass 5 koruma teknolojisi de var. Bu sayede hafif darbelere ve çizilmelere karşı daha dayanıklı bir ekrana sahip oluyorsunuz.

    Poco X6 Pro

    Poco X6 Pro, MediaTek’in 4nm üretim süreciyle hazırlanan Dimensity 8300 Ultra işlemcisiyle geliyor. 3,35GHz çalışma hızına erişebilen bu işlemciye 12GB RAM ve 512GB dahili depolama eşlik ediyor.

    İsterseniz daha yüksek performans için 6GB sanal RAM artırma özelliğinden faydalanabilir ve toplamda 18GB RAM değerine erişebilirsiniz.

    Poco X6 Pro

    Deneyimlerimizde, Call of Duty Mobile gibi iyi grafiklere sahip bir oyunu, çok yüksek grafik ayarları aktifken akıcı detaylarla oynayabildik. Oyun esnasında donma ve aşırı ısınma gibi can sıkıcı detaylarla karşılaşmadık.

    Telefonumuzda stereo hoparlör sistemi olduğu için bir şeyler oynarken ya da izlerken çoğu zaman bir kulaklığa da ihtiyaç duymadık. Zira gayet güçlü ve net detaylar verebilen hoparlörler bunlar.

    Poco X6 Pro

    Üçlü kamera sistemi

    Poco XP Pro’nun arka tarafında 64+8+2MP’den oluşan üçlü kamera sistemi mevcut. Ana kameramız f1.7 açıklık değerine sahip. Böylece düşük ışık koşullarında da iyi sonuçlar verebiliyor. Tabii en iyi fotoğraf ve video çekim performansını, dış mekânda gün ışığında veriyor.

    Poco X6 Pro

    Ultra geniş açılı kamera ve makro kameranın da iyi ışıklı ortamlarda iyi sonuçlar verdiğini, yine de beklentilerinizi yüksek tutmamanız gerektiğini söyleyelim.

    Ön taraftaki 16MP kameramız da görüntülü görüşmeler ve selfie’ler için yeterli performansı sunuyor. Bokeh efektiyle birlikte çeşitli filtre ve makyaj seçenekleri de sunuluyor.

    Poco X6 Pro

    5000mAh pil

    Poco X6 Pro’da da 5000mAh pil değeri mevcut. Günümüzde pek çok modelde benzer değerler görüyoruz. Önemli bir detay olarak, 67w hızlı şarj değerinin sunulması ve destekli adaptörün kutuda geliyor olması güzel. Ürün, tek şarj ile bir günü geride bırakmanıza yardımcı oluyor.

    Poco ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    Call of Duty: Warzone Mobile inceleme

    Call of Duty, söz konusu FPS olduğunda birçok oyuncunun kalbinde yer edinen ve yıllardır kolay kolay yer değiştirmeyen oyunlardan biri. Her ne kadar birçok rakibi çıksa da oyuncuların üzerinde yaratılan etkidendir muhtemelen bazıları bu isimden uzaklaşmayı başaramadı. Tabii bazıları, Call of Duty’nin diğer FPS türlerini yok ettiğini belirten başka ithamlarda bulunuyor. Kimseyi suçlayamayız elbette bu noktada. Bizim konumuz Call of Duty: Warzone, seriyi Battle Royale alt türüne taşıdı ve şimdi Activision, onu Call of Duty: Warzone Mobile ile mobil cihazlar için yeniledi. Call of Duty: Warzone Mobile, Warzone’u bir bütün olarak değiştirmeyi başarıyor, ancak bazı şeylerin aynı kalmasından kaçamamış gibi. Oynanışta kendinizi bir haritada bulursunuz, amacımız hayatta kalan son kişi olmak ve tabii ki bize doğru daralan zehirli gazdan kaçınmak.

    Oynanış açısından bakıldığında, Call of Duty: Warzone Mobile, varsayılan mobil kontrollere nazaran biraz değişik, ancak mobil cihazların sınırlamaları göz önüne alındığında, şaşırtıcı derecede kolay adapte olabiliyorsunuz. Başta yadırgamanız çok normal, bir iki oynanış sonrasında kontroller size oldukça doğal gelecektir.

    Oynanış açısından, bunun bir Call of Duty Battle Royale olduğunu unutmayın. Oyunun döngüsü ve Call of Duty’nin fiziğine, ayrıca daha ağır hızına iyi uyuyor, ancak gidebileceği yol da bir noktaya kadar elbette ve sınırlarla boğuşmak zorunda kalıyor oyun. Warzone Mobile şu anda üç farklı Battle Royale modu sunuyor: Battle Royale, Mobile Royale ve Rebirth Resurgence. Battle Royale, Warzone’daki modla aynı genel formatı izliyor, ancak toplam oyuncu sayısı maç başına 100’den 120’ye çıkarılıyor. En fazla dört oyuncudan oluşan bir takım olarak açık bir dünyaya atlıyor ve hayatta kalmak için mücadele ediyorsunuz. Call of Duty: Warzone Mobile, daha ilk çıktığı gün eşleştirme ve diğer teknik yönleriyle ilgili bazı sorunlarla ünlüydü hatırlarsınız, ancak neyse ki birkaç gün sonra bunların çoğu düzeldi.

    Hala mükemmel değil elbette, ve oyuncular hala yavaş yüklemelerle karşılaşıyor ve bir mobil oyundan ideal olana aykırı olan eşleştirmeye de hazırlıklı olsunlar. Bu tarz sorunların dışında performans olarak Warzone Mobile oldukça iyi çalışıyor diyebiliriz. Grafik konusunda oyunun bir mobil oyuna göre yeterince başarılı olduğunu belirtebiliriz, çıkışıyla birlikte takılmalar olmuş olsa bile mobil sürüm için hızlıca toparlamışlar gibi duruyor. Düşündüğünüzde genel yapıda Call of Duty: Warzone Mobile, biraz zaman geçirmek isteyenler için yeterince iyi bir mobil Battle Royale oyunu. Bunlarla birlikte, birkaç uyarıda da bulunmak gerek.

    İlk olarak, Call of Duty: Warzone Mobile telefon pilinizi büyük ölçüde tüketir, bu nedenle hareket halindeyken bir şeyler oynamak ve başka şeyler için hala kullanışlı ve şarjlı bir cihaza sahip olmak istiyorsanız buna dikkat ederek oynamanızı öneririz. Ayrıca cihazın biraz ısınmasına da neden olabiliyor. Tabii bu durum, kullanılan telefondan telefona değişen bir süreç. Bazı telefonlarda ısınma sorunu daha azken, bazılarında pil sıkıntısı farklı boyutlarda olabiliyor. Ses performansı aksesuar seçiminize bağlı olarak değişiyor elbette. Mobil cihazların limitlerini zorlayan ve PC’lerle yarışan bir kalite ve teknolojiden bahsediyoruz.

    Tamamen sessiz bir ortamda oynamadığınız sürece, telefon hoparlörlerinizden önemli ses ipuçlarını ayırt etmenin zor olma ihtimali yüksek. Bazı kablosuz kulaklıkları veya en iyi oyun kulaklıklarından herhangi birini bağladığınızda, ses kalitesi harika bir derinlik seviyesi ile mükemmele yakın. Aksiyon hızlanmaya başladığında, düşmanın ayak sesleri net bir şekilde duyulabiliyor ve ateş modlarını değiştirdiğinizde silahınızın tıklaması gibi küçük ayrıntılar iyi bir şekilde ortaya çıkıyor.

    Yüksek sistem gereksinimleri konusunda minik bir uyarı geçmek lazım elbette. Warzone Mobile’ın sorunsuz çalışması için oldukça güçlü bir telefon gerekiyor. Hala eski bir cihazınız varsa, harika bir deneyim yaşamayacaksınız. Şu anda 8 GB’ın altında olan ve büyük miktarda içeriği olan oyun, oynaması ücretsiz, yeterli depolama alanınız varsa ve türünü de seviyorsanız, denemenizi tavsiye etmemek için neredeyse hiçbir neden yok.

    ChatGPT mi Gemini mi, hangisi daha iyi?

    Yapay zeka sohbet robotlarının yüce hükümdarı hangisi?

    Google, üretken yapay zeka sohbet robotlarının kralı ChatGPT’yi tahtından indirmeye yönelik en son girişimini geçen aylarda açıkladı. Artık Gemini olarak yeniden adlandırılan Bard, OpenAI’nin çığır açan LLM destekli sohbet arayüzünün ardından 2023’ün başlarında piyasaya sürülmüştü ve sanki arayı kapatmaya çalışıyormuş gibi görünüyordu…

    Bard, Google’ın arama teknolojisiyle entegrasyonu sayesinde ilk günden itibaren internete erişebildi. Bu arada ChatGPT’nin lansman sürümü, eğitimleri sırasında beslendiği bilgilerle sınırlıydı.

    Ancak OpenAI çok geçmeden Microsoft’un Bing’i ile bağlantı kurarak ChatGPT’ye bağlantılı ve harici bilgilere erişim olanağı ekledi. Bağlantı bir yana, ChatGPT’nin daha geniş bir yelpazedeki dil işleme görevleri için daha kullanışlı olduğu yönünde fikir birliği her zaman hâkim.

    Artık Google elinden geleni yapıyor, Bard’ı perde arkasında işi yapan dil modelinin adıyla yeniden markalaştırıyor ve ChatGPT ile rekabet edecek şekilde fiyatlandırılan bir abonelik yoluyla Gelişmiş hizmetine erişim sağlıyor.

    Peki ringe çıkıp tartışmasız şampiyonla kapışmaya hazır mı?

    Her iki platforma genel bir bakış sunarak merak edilen sorunun yanıtını bulmaya çalışacağız.

    Dil Modelleri

    İlk olarak, hem Gemini’nin hem de ChatGPT’nin geçmişte halka açık olan her şeyden çok daha gelişmiş, inanılmaz derecede geniş ve güçlü büyük dil modellerine (LLM’ler) dayandığını belirtmekte fayda var.

    Unutmayın ChatGPT, kullanıcıların GPT4 (ChatGPT Pro’nun ödeme yapan kullanıcıları) veya GPT3.5 (ücretsiz kullanıcılar) dil modeliyle iletişim kurduğu arayüzdür.

    Google’ın durumunda arayüz, Gemini (önceki adıyla Bard) olarak adlandırılıyor ve ayrı bir varlık olan, ancak aynı zamanda Gemini (veya Gemini Advanced hizmeti için ödeme yapıyorsanız Gemini Ultra) olarak da bilinen dil modeliyle iletişim kurmada kullanılıyor.

    Dikkate alınması gereken önemli bir nokta, her ikisine de chatbot adını vermemize rağmen, amaçlanan kullanıcı deneyiminin biraz farklı olmasıdır. ChatGPT, tıpkı bir konunun uzmanıyla sohbet etmeye benzer şekilde, diyalogu mümkün kılmak ve sorunları konuşmaya dayalı bir şekilde çözmeye yardımcı olmak için tasarlanmıştır.

    Öte yandan Gemini, kullanıcının zamandan ve emekten tasarruf etmesini sağlayacak şekilde bilgiyi işlemek ve görevleri otomatikleştirmek için tasarlanmış gibi.

    Teknik açıdan bakıldığında, LLM modellerinin gücü genellikle sinir ağı içindeki parametre sayısı (eğitilebilir değerler) ile ölçülür. GPT-4’ün ağlarının yaklaşık bir trilyon parametre içerdiği bildirildi, ancak Gemini’nin kullandığı parametre sayısı hakkında hiçbir somut gerçek bilinmiyor. Ancak bu önemli olmayabilir, çünkü her ikisinin de “çok çok güçlü olduğunu” bilmek yeterli olabilir.

    Arizona Devlet Üniversitesi’nden Yapay Zeka Profesörü Subbarao Kambhampati, Wired’a şunları söyledi: “Temelde çoğu Yüksek Lisans öğrencisinin niteliksel ölçümler açısından ayırt edilemez olduğu bir noktaya geldik.”

    Başka bir deyişle, önemli olan modelin teknik boyutu ve gücü değil; asıl önemli olan, kullanıcıların sorunları çözmesine yardımcı olmak için nasıl ayarlandığı, eğitildiği ve sunulduğudur.

    Ve kazanan…

    Her ikisini de farklı konularda çeşitli sohbetler yapmak için bir süre kullandıktan sonra, GPT-4’ün sağladığı homurdanma sayesinde ChatGPT’nin hala daha güçlü sohbet arayüzü olduğu açıkça görülüyor. Ancak Gemini farkı kapatıyor!

    Bilgi alma

    Gemini’nin bir avantajı, varsayılan olarak internet, Google’ın geniş bilgi grafiği ve eğitim verileri de dahil olmak üzere tüm bilgileri parmaklarının ucunda görmesi.

    ChatGPT, genellikle yalnızca eğitim verilerine dayanarak bir soruyu yanıtlamayı deneyecek ve yanıtlayacaktır. Bu bazen bilgilerin güncelliğini yitirmesine neden olabilir. Ancak, en son ve en güncel verileri almak için web üzerinde arama yapmasını isteyerek bu durumu aşabilirsiniz. Yine de Gemini’nin aslında ihtiyaç duyulmadığını gösterdiği ekstra bir adımı getiriyor bu nokta.

    Her iki platformu kullanma deneyimime göre, Gemini’nin çevrimiçi arama ve bulduğu bilgileri yanıtlarına entegre etme konusunda ChatGPT’den “biraz daha usta” olduğunu kanıtladığını söylemeliyiz.

    Ve kazanan…

    Gemini’nin çevrimiçi metinlerden yanıtlar oluşturmada daha iyi olduğu ve ChatGPT’nin internet olmayan sorgularda daha iyi olduğu bir durumda buna beraberlik diyelim.

    Çok-Modlu Yetenekler

    Çok modlu yapay zekalar, birden fazla veri türünü işleyebilen yapay zekalardır. ChatGPT’nin ilk sürümleri yalnızca metni okur ve sonra da oluştururdu. Ancak OpenAI, “motorunu” GPT-4’e yükselttiğinden beri görsel ve işitsel verileri işleme yeteneği kazanarak onu çok-modlu hale getirdi. Öte yandan Gemini, kutudan çıktığı gibi çok modluydu (her ne kadar tüm özellikleri hemen etkinleştirilmemiş olsa da).

    ChatGPT, yine OpenAI tarafından geliştirilen DALL-E modelini kullanarak görüntüler üretiyor. Gemini ise Google’ın Imagen 2 motorunu kullanıyor.

    Her ikisi de açıkça çok güçlü ve şaşırtıcı sonuçlar doğurabilir. Ancak, aynı istem temelinde karşılaştırdığımızda aradığımız görüntüyle yakından eşleşen bir görüntü oluşturma söz konusu olduğunda ChatGPT’nin daha tutarlı olduğunu söyleyebiliriz.

    Imagen 2 ve Gemini’nin fotogerçekçi, çok ayrıntılı görüntüler üretmede biraz daha iyi olduğunu belirtelim. ChatGPT, görsellerindeki nesneler arasındaki mekansal ilişkileri yönetme konusunda üstün bir performans sergiliyor ve istemleri yaratıcı bir şekilde yorumlama konusunda çok daha iyi.

    Her ikisi de çok çeşitli programlama dillerinde bilgisayar kodunu anlama ve yazma yeteneğine sahip. Yine de bunu nasıl yaptıkları konusunda ufak farklılıklar var.

    Hiç şüphe yok ki ChatGPT’nin üstün konuşma yetenekleri ona burada bazı önemli avantajlar sağlıyor. Kodunuzun ne yapması gerektiğinden veya onu entegre etmenin en iyi yolu hakkında tam olarak emin değilseniz, açık ve yararlı rehberlik oluşturmak ve öneri ve ipuçları sunmak daha iyi olacaktır.

    Ve kazanan…

    ChatGPT. Gemini daha iyi fotogerçekçilik yaratırken, konu kullanıcının istekleriyle yakından eşleşen görüntüler üretmeye geldiğinde ChatGPT kazanıyor. Gemini, teknik kod oluşturmada biraz daha iyi görünse de oluşturma ve deneme sırasında kullanılacak sohbet arayüzü olarak ChatGPT’yle yarışamıyor.

    (Kısa bir not: Gemini görseli oluşturma özelliği henüz ülkemizdeki kullanıcılar için sunulmadı; umarım yakında eklenir.)

    Peki hangisi en iyisi?

    Aslında hiçbiri mükemmel değil.

    Her ikisi de hala halüsinasyonlardan muzdarip ve sıklıkla yanlış bilgiler veriyorlar…

    Örneğin Gemini, OpenAI’nin Dall-E 2’sinin difüzyon modeli teknolojisini kullanmadığını (kullanıyor) söyleyebiliyor. ChatGPT ise Gemini’nin görüntü üretme yeteneğine sahip olmadığını (öyle) söylüyor. Çünkü verilerle ilgili bir sorun var, belirli zamandan öncesi baz alınıyor. Bu nedenle bazı gelişmeleri gözden (veya yapay zekadan) kaçırabiliyorlar.

    Yine de yalnızca birine ücretli olarak abone olacaksanız şu anda ChatGPT Pro’yu tercih etme eğiliminde olmanız doğal.

    Birkaç uyarımız var; eğer Google’ın ekosistemine yoğun bir şekilde ilgi duyuyorsanız Gemini’nin Gmail ve Google Dokümanlar ile arayüz oluşturma yeteneği muhtemelen sizin için daha cazip olacak.

    Benzer şekilde deneyimli bir kodlayıcıysanız ve asıl ihtiyacınız da kodlama ise kesinlikle Gemini’ye göz atın (aynı zamanda Microsoft’un Co-Pilot’una da göz atın).

    Belge yazmak/oluşturmak, özetlemek, genel amaçlı görüntü oluşturmak ve konuşarak öğrenmek için ChatGPT’nin şu anda daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.

    İpucu:

    Google’ın ekosistemine yoğun bir şekilde ilgi duyuyorsanız Gemini’nin Gmail ve Google Dokümanlar ile arayüz oluşturma yeteneği muhtemelen sizin için daha cazip olacak.

    Benzer şekilde deneyimli bir kodlayıcıysanız ve asıl ihtiyacınız da kodlama ise kesinlikle Gemini’ye göz atın (aynı zamanda Microsoft’un Co-Pilot’una da göz atabilirsiniz)

    Belge yazmak/oluşturmak, özetlemek, genel amaçlı görüntü oluşturmak ve konuşarak öğrenmek için ChatGPT’nin şu anda daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.

    Bu nedenle şu anda mevcut olanlar arasındaki en iyi konumunu sürdürüyor.

    Ferhat Verdi – Newtech

    iOS 18 Güncellemesinde Yapay Zeka Rüzgarı: Neler Göreceğiz?

    0

    Apple, Haziran ayında gerçekleştireceği WWDC 24 zirvesinde ilk kez karşımıza iOS 18’i çıkaracak. Bu güncelleme Apple için de kullanıcılar için de çok ama çok kritik olacak. Çünkü Apple, ilk kez çok kapsamlı bir yapay zeka güncellemesini kullanıcısına sunacak. Ağırlıklı olarak iPhone’larda bu değişimi görecek olsak da iPadOS, watchOS dahil Apple’ın sunacağı diğer farklı platformlarda da yapay zekanın izlerine daha fazla rastlayacağız. Peki iOS 18’de ilk etapta neler bekleniyor? Elbette, Apple bu noktada ‘ser veriyor, sır vermiyor’. Haliyle şirkete yakın kaynaklardan sızan bilgilere bakmak durumundayız.

    Peki iOS 18’de yapay zekayı fazlaca göreceğimize nasıl bu kadar emin oluyoruz? Bu noktada Apple’ın CEO’su Tim Cook’un açıklamalarına dönmemiz gerekiyor, zira aylar önce Cook Apple’ın yapay zeka konusunda fazlaca zaman ve çaba harcadığını söylemiş ve Apple’ın devam eden yapay zeka çalışmalarının ayrıntılarını “bu yılın ilerleyen dönemlerinde” paylaşmayı planladığını doğrulamıştı. Bu yılın ilerleyen dönemleri derken net olarak gün vermese de, WWDC olduğunu anlamak çok zor değil.

    Apple Yarışta Geri Kalmak İstemiyor

    Apple’ın Microsoft, Google, Amazon ve OpenAI gibi yapay zeka konusunda önde olan şirketlere yetişmek için yarıştığını biliyoruz. Apple, yapay zeka araştırmalarına ve büyük dil modellerini çalıştırmak için gereken donanıma yılda 1 milyar dolardan fazla para harcıyor. Kaldı ki Apple’ın sırf yapay zekaya yoğunlaşabilmek için 10 yıllık elektrikli araç projesini iptal ettiği de herkesin malumu.

    Apple’ın iOS 18’de yapay zekayı çeşitli şekillerde kullanmayı ve yerleşik uygulamalarının çoğunu güçlendirmeyi planladığı söyleniyor. Örneğin Apple Music’te Apple, otomatik olarak oluşturulan Apple Music çalma listeleri sunabilir ve Pages ve Keynote gibi uygulamalar yapay zeka destekli yazı ve slayt destesi oluşturma imkanı sunabilir.

    Sadece iPhone 16 Serisiyle mi Sınırlı Olacak?

    Apple’ın uyguladığı en ileri yapay zeka özelliklerinden bazıları, daha güçlü çiplere sahip iPhone 16 modelleriyle sınırlı olabilir. Bazı üretken yapay zeka özellikleri aygıt üzerinde işlemeyle sınırlıysa, muhtemelen yalnızca iPhone 16 modellerinde kullanılabilir.

    Apple, üretken yapay zeka özelliklerini cihaz üzerinde mi sınırlayacağını yoksa bulut üzerinden mi dağıtacağını hala düşünüyor, çünkü cihaz üzerindeki yaklaşım daha güvenli olacak ve Apple güvenliğe öncelik verme eğiliminde. Apple, bazı işlevlerin bulutta ve bazı daha hassas verilerin yalnızca aygıt üzerinde işlendiği karma bir yaklaşıma sahip olabilir. Apple, 2023 ve 2024 yıllarında yapay zeka sunucuları inşa edecek ve 2024’ün sonlarında üretken yapay zeka işlevselliğini dağıtmaya hazır olacak ki bu da iOS 18’in Eylül ayındaki çıkışıyla aynı zamana denk geliyor.

    Yapay Zekanın Anahtarı A18 Çipinde

    iPhone 16 Pro modelleri için planlanan yeni nesil A18 çipi, “önemli ölçüde” daha fazla çekirdeğe sahip yükseltilmiş bir Neural Engine’e sahip olabilir ve bu da gelişmiş AI / makine öğrenimi performansına olanak tanıyabilir. Neural Engine hakkındaki söylentiler, Apple’ın iOS 18’deki yapay zeka planlarına dair ipuçları veriyor.

    Apple ayrıca, geliştiricilerin uygulama oluşturma sürecini kolaylaştırmasına olanak tanıyan, kod bloklarını öngörmek ve bitirmek için bir yapay zeka aracı içerecek güncellenmiş bir Xcode sürümü üzerinde çalışıyor. Apple ayrıca, Xcode’a dahil edilecek yapay zeka özellikleriyle uygulamaları test etmek için yapay zeka tarafından oluşturulan kodu da değerlendiriyor.

    Apple Sohbet Robotu Yapmayacak

    Apple’ın iOS 18’e kendi yapay zeka sohbet robotunu dahil etmesi beklenmiyor, ancak Google veya OpenAI teknolojisini kullanan bir sohbet özelliğini tercih edebilir. Apple, iOS 18’de Gemini AI motorunu iPhone’a entegre etme konusunda Google ile görüşmeler yapıyor. Apple, Google’ın geniş dilli modellerini lisanslamak istiyor, ancak şartlar ve marka henüz kararlaştırılmadı.

    Apple, cihaz üzerinde çalışacak yeni yapay zeka özellikleri geliştiriyor, ancak görüntü oluşturma ve bir komuta dayalı kompozisyon yazma gibi bulut tabanlı üretken yapay zeka özelliklerini güçlendirmek için büyük ölçekli donanım altyapısına sahip bir ortak istiyor. Apple, Google’ın yanı sıra Baidu ve OpenAI ile de görüşmeler gerçekleştirdi.

    iOS 18 Sadece Bir Başlangıç

    Apple’ın tam üretken yapay zeka vizyonunun oturması zaman alacak, bu nedenle Apple’ın planladığı yapay zeka özelliklerinin tamamı iOS 18’e gelmeyebilir. Ancak iOS 18 yayınlandığında Apple’ın yapay zeka alanına ne kadar yoğunlaştığını görmüş olacağız ve tabii ki ben de yakından takip ederek gelişmeleri sizlerle paylaşacağım.

    Bilgisayarınızı Hızlandırmanın Püf Noktaları

    Bilgisayarımız zamanla performans kaybı yaşamaya başlar ve bu da doğal olarak keyfimizi kaçırır. Peki bilgisayarın performansını iyileştirmek mümkün mü? Tabii ki; evet. Alacağınız bazı önlemlerle bunu başarabilirsiniz. Hem donanım hem de yazılım yükseltmeleri ile yapacağınız bazı ince ayarlar, bilgisayarınızı daha hızlı hale getirebilir. İşte bilgisayarınızı hızlandırmanın püf noktaları:

    Gereksiz Programları Kaldırın

    Bilgisayarınızda yüklü olup da kullanmadığınız programlar, sisteminizin kaynaklarını tüketerek yavaşlamasına neden olur. Denetim Masası’ndan “Programlar ve Özellikler” seçeneğine giderek, ihtiyaç duymadığınız programları kaldırın.

    performans

    Başlangıç Programlarını Azaltın

    Bilgisayarınızı açışta otomatik başlayan programlar, başlangıç süresini uzatabilir ve sistem kaynaklarını tüketir. Görev Yöneticisi veya Sistem Yapılandırması gibi araçları kullanarak bunların sayısını azaltın ve zaman kazanın.

    Bilgisayarınızı Güncel Tutun

    İşletim sistemi ve sürücüleri güncel tutmak, bilgisayarınızın performansını ve güvenliğini artırmak için önem taşır. Bu nedenle, bilgisayarınızın işletim sistemini düzenli olarak güncellemeyi ihmal etmeyin.

    performans

    Donanım Sürücülerini Güncelleyin

    Grafik kartı, ses kartı ve ağ adaptörü gibi önemli bileşenler için geliştirilen donanım sürücülerinin güncel olması önemlidir. Bilgisayarınızdan daha iyi performans elde etmek için, bu sürücüleri güncel tutmaya özen gösterin.

    Bilgisayarınızı Yeniden Başlatın

    Yavaşlayan bir bilgisayar için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri, yeni bir başlangıçtır. Bilgisayarınızın yavaşladığını fark ettiğinizde, yeniden başlatmak, birçok sorunu çözebilir ve bilgisayarınızın hızını artırır.

    performans

    Disk Temizliği ve Birleştirme Yapın

    Bilgisayarınızdaki gereksiz dosyaları temizleyerek ve sabit disk sürücünüzü birleştirerek, depolama alanınızı optimize edebilir ve erişim hızını artırabilirsiniz. Disk Temizleme ve Disk Birleştirme araçlarını kullanarak bunu yapabilirsiniz.

    RAM Kapasitesini Artırın

    Bilgisayarınızın RAM’i, uygulamaların ve işletim sisteminin daha hızlı çalışmasını sağlar. Eğer bilgisayarınızın yavaş olduğunu düşünüyorsanız, RAM kapasitesini artırarak performansı iyileştirebilirsiniz.

    performans

    Sabit Disk Yerine SSD Kullanın

    Geleneksel sabit disklere göre Katı Hal Sürücüleri (SSD) çok daha hızlıdır. Ayrıca işletim sisteminizi ve programlarınızı SSD’ye kurarak bilgisayarınızın açılış ve çalışma hızını önemli ölçüde artırabilirsiniz.

    Güvenlik Yazılımı ile Tarayın

    Bilgisayarınızı korumak için kullandığınız güvenlik yazılımını düzenli olarak güncelleyin ve virüs taraması yapın. Bununla birlikte bilgisayarınızda kötü amaçlı yazılımlar, bu performansı olumsuz etkiler.

    performans

    Web Tarayıcısı Belleğini Temizleyin

    İnternet tarayıcınızda biriken geçmiş, çerezler ve önbellek dosyaları, tarayıcı performansınızı olumsuz etkiler. Ayrıca düzenli aralıklarla tarayıcınızın belleğini temizleyerek, daha hızlı ve sorunsuz bir internet deneyimi elde edebilirsiniz.

    Tarayıcı Eklentilerini Kaldırın

    Web tarayıcılarında kullandığınız eklentiler, tarayıcınızın ve bilgisayarınızın yavaşlamasına neden olur. Diğer yandan kullanmadığınız eklentileri kaldırarak tarayıcınızın hızını artırabilirsiniz. Az eklentiyle yetinmeyi öğrenin.

    performans

    Güç Ayarlarınızı Değiştirin

    Güç ayarlarınızı gözden geçirin ve yüksek performans moduna geçin. Bu, bilgisayarınızın daha hızlı çalışmasına yardımcı olur. Yüksek performans modu daha fazla güç harcar, ancak bilgisayarınız daha performanslı çalışır.

    Görsel Efektlerini Azaltın

    İşletim sistemindeki görsel efektler performansı düşürerek, bilgisayarınızı yavaşlatır. Görsel efektleri azaltarak veya devre dışı bırakarak, sistem kaynaklarınızı daha verimli kullanabilirsiniz.

    performans

    Dosyaları Başka Diske Taşıyın

    Bilgisayarınızda çok fazla dosya ve program kurulumu varsa, bunlar bilgisayarınızın performansına olumsuz etki eder. Sürekli ihtiyaç duymadığınız, sadece ara sıra başvurduğunuz dosyaları, harici bir diske taşımayı deneyebilirsiniz.

    Havalandırma Kanallarını Açık Tutun

    Bilgisayarınızın fanları gerektiği gibi çalışmayabilir. Havalandırma delikleri, tozlar nedeniyle tıkanır. Bununla birlikte fanın sağlıklı çalışıp çalışmadığını kontrol edin ve aşırı ısınmaması ve ısınan havayı atması için bilgisayarınızın çevresinde boşluk bırakın.

    Püf noktaları uyguladığınızda, bilgisayarınızın performansı artar ve daha verimli bir çalışma deneyimi elde edersiniz. Düzenli bakım ve optimizasyon, bilgisayarınızın ömrünü uzatır ve kullanıcı deneyiminizi iyileştirir. Eğer konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    X (Twitter) üzerinde beni takip edin: https://x.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Bluetooth hoparlör satın almanın tam zamanı

    Yenilenmiş Telefon Satın Alma Rehberi

    Kişisel Siber Güvenlik Nasıl Sağlanır?

     

    Xiaomi’nin uydu bağlantılı katlanabilir telefonu için geri sayım

    Xiaomi, katlanabilir telefon işindeki payını artırmak için çok yakında Mix Flip‘i kullanıcıların beğenisine sunacak. Cihazla ilgili bugüne dek ortaya çıkan sızıntıların ortak noktası uydu bağlantısı gibi son dönemin amiral gemisi modellerinde karşılaşmaya başladığımız özelliklere sahip olacağı yönünde. Son gelen sızıntı ve raporlar ise katlanabilir telefonun özelliklerine genel bir bakış atmamızı sağlıyor. İşte Xiaomi Mix Flip özellikleri, tasarımı ve tanıtım tarihi!

    Yaklaşan Xiaomi Mix Flip modelinde çift arka kamera bulunacak. Burada daha önce Redmi K70 Pro’da da kullanılan 50 Megapiksel Light Hunter 800 ana ve 60 Megapiksel 2X optik yakınlaştırma yapabilen yardımcı sensör karşımıza çıkacak.

    Xiaomi Mix Flip neler sunacak? İşte özellikleri ve tanıtım tarihi
    Görselin kaynağı: GSMChina – Xiaomi Mix Flip özellikleri, tasarımı ve tanıtım tarihi!

    Şirkete yakın kaynaklardan gelen bilgilere göre Xiaomi Mix Flip, Qualcomm Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisi ile gelecek. 4 nm teknolojisiyle üretilen işlemcide 1 adet 3.3 GHz ARM Cortex-X4, 3 adet 3.2 GHz ARM Cortex-A720, 2 adet 3.0 GHz ARM Cortex-A720 ve 2 adet 2.3 GHz ARM Cortex-A520 çekirdekleri mevcut. Dahası, firma yongasında Ray Tracing destekli Adreno 750 grafik birimine yer veriyor.

    Modelde uydu bağlantısı gibi kullanışlı özelliklerin yer alması bekleniyor. Bunun dışında katlanabilir telefonun mayıs ayında tanıtılacağı gelen bilgiler arasında. Türkiye pazarına da gelmesi beklenen modelin fiyat etiketi ise markanın bir diğer serisi Mix Fold’a göre daha uygun olacak.

    Kullanıcılara fikir vermesi açısından Mix Fold 3’ün özellikleri şöyle;

    Özellik
    Ekran Dış Ekran: 6.56 inç 120Hz AMOLED
    İç Ekran: 8.03 inç LTPO OLED 120Hz
    İşlemci Snapdragon 8+ Gen 2
    RAM ve Depolama 16GB’a kadar RAM + 1TB’a kadar depolama
    Batarya 4800mAh, 67W kablolu şarj, 50W kablosuz şarj
    Kamera Dörtlü arka kamera: 50MP ana + iki adet 10MP telefoto + 12MP ultra geniş
    İç ve dış ekranda 20MP selfie
    Yazılım Android 13 tabanlı MIUI Fold 14
    Fiyatı 1300 dolar

    Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın.

    Google uygulamasında yeni dönem! Artık böyle görünecek

    0

    GoogleAndroid uygulamasının tasarımında bir dizi değişikliğe gitmeye hazırlanıyor. Şirketin, arama sırasında alt gezinme çubuğu dahil olmak üzere yeni tasarımlar üzerinde çalışmalarını hızlandırdığı ortaya çıktı. Peki alt gezinme çubuğu nasıl çalışacak?

    Google uygulaması, Android telefonlarda arama için oldukça önemli bir görev görüyor. Hatta birçok cihazda varsayılan arama olduğunu da biliyoruz. Bu yüzden kullanıcılar uzun zamandır arama çubuğunun ekranın üst kısmında yer almasına alışkın. Ancak Google, arama çubuğunu aşağıya taşımak istiyor olabilir.

    Google uygulamasının son test sürümünde, arama çubuğunun artık alt gezinme çubuğunun bir parçası olacağı ortaya çıktı. Bu çubuk; Keşfet, Arama ve Kaydedilenler sekmelerinin hemen üzerinde yer alacak.

    Google’ın aslında alt çubuğa geçmesi şaşırtıcı görünmüyor. Akıllı telefonların ekran boyutları artmaya devam ettikçe, üstteki öğelere ulaşmak da zorlaşıyor. Alt çubuk, hem tek elle kullanımı hem de genel kullanımı kolaylaştıracak gibi duruyor.

    Buna ek olarak, test sürümündeki sekmeler de yeni bir görünüme kavuşuyor. Şirketin kendi hizmetlerinde kullandığı Material You dizaynına uygun şekilde, sekmelerin hap şeklindeki kutucukların içinde olduğu görülüyor.

    Google bu değişiklikleri aktif olarak test ediyor. Ancak resmi olarak kullanıma sunulması halinde alt çubuk, Android için arama ve gezinmeyi daha rahat hale getirecek gibi duruyor.

    Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!

    Amiral gemisi Redmi K80 serisinin işlemcisi ve bataryası ortaya çıktı!

    Xiaomi, geçen sene Redmi K70 serisini tanıttı. Standart ve Pro modelden oluşan bu seri, özellikleri ile dikkat çekmeyi başardı. Hatta satış rekoru bile kırdılar. Bu bağlamda Redmi K80 serisi de merakla bekleniyor. Yeni modellerle ilgili şimdiye kadar birçok iddia ortaya atıldı. Bu iddialar beklentileri giderek artırıyorken heyecanlandıran bir söylenti daha çıktı. Buna göre Redmi K80 ve K80 Pro modellerinin işlemcisi ve batarya kapasitesi ortaya çıktı.

    Daha önceki doğru çıkan sızıntıları ile tanınan Wisdom Pikachu, Redmi K80 serisinin 5500 mAh kapasitesinde bir bataryadan güç çekeceği iddia etti. Buna göre telefonlar, kullanım süreleri ile tüketicilerin dikkatini çekecek.

    Redmi K80 serisinin batarya kapasitesi ve işlemcisi sızdı

    İddiaya göre Redmi K80 ve K80 Pro modelleri sırasıyla Qualcomm Snapdragon 8 Gen 3 ve Qualcomm Snapdragon 8 Gen 4 işlemcisinden güç alacak. Snapdragon 8 Gen 4 henüz duyurulmadı, Ekim 2024’te tanıtılması bekleniyor. Söz konusu iki model, bu yonga setleri ile amiral gemilerine kafa tutacak.

    Kullanıcılara fikir vermesi açısından Redmi K70 Pro, kalbinde Qualcomm Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisine yer veriyordu. 2K çözünürlüğe sahip 120 Hz destekli OLED ekrana sahip model, 120W hızlı şarjdan beslenen 5000 mAh‘lik bataryadan güç çekiyor. Öte yandan arka kasasında üçlü kurulum bizleri karşılıyor. Bu kurulum 50 Megapiksel + 8 Megapiksel + 50 Megapiksel kameralardan oluşuyor.

    Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Redmi K80 serisinden beklentileriniz neler? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

    GPT-5 Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey!

    Yapay zeka konusunda ne düşünüyorsunuz? GPT-5 hakkında heyecan verici detayları öğrenmeye hazır olun! OpenAI’in son bombası olan ChatGPT 5 ile ilgili merak ettiğiniz her şeyi bu yazıda bulacaksınız. O zaman geleceği keşfetmeye başlayalım!

    GPT-5, OpenAI’in son bombası olarak karşımıza çıkıyor. Bu yeni sohbet botu, ChatGPT 5 adıyla hayatımızın bir parçası olmaya hazırlanıyor. Peki, GPT-5 nedir ve neler yapabilir? Eğitiliyor mu ya da ne zaman kullanılabilir olacak? İşte tüm bu merak edilen soruların cevaplarına yakından bakalım.

    GPT-5’a dair detaylar oldukça heyecan verici. Önceki versiyonlardan farklı özellikler sunması bekleniyor. ChatGPT 4 ile arasındaki ayrımlar ve geliştirmeler de merak konusu. Yeni modelin yetenekleriyle ilgili beklentiler yüksek.

    ChatGPT 5’in piyasaya sürülmesi için geri sayım başladığı söyleniyor. Kaynaklara göre, OpenAI’in hedefi 2024 ortalarında bu güçlü yapay zekayla bizi tanıştırmak.

    Gelecekte AI alanında büyük atılımların yaşanacağı kesin gibi görünüyor. GPT-5’in insan seviyesinde performans sergileyebileceği iddiaları ise dikkat çekici bir detay olarak karşımızda duruyor.

    ChatGPT 5 Nedir?

    GPT-5, OpenAI tarafından geliştirilen son nesil bir dil modelidir. GPT kısaltması “Generative Pre-trained Transformer” anlamına gelir ve yapay zeka alanında önemli bir yer tutar. GPT-5, metin oluşturma konusunda olağanüstü yeteneklere sahip olan bir yapay zeka sistemidir.

    Bu yeni model, önceki versiyonlara göre daha karmaşık ve derin öğrenme tekniklerini kullanacak. Metinleri daha iyi anlayabilir, bağlamı yakalayabilir ve insan benzeri cevaplar üretebilir. Kullanıcılarına etkileşimde bulunurken doğal bir dil kullanarak akıllıca yanıtlar sunabilir.

    GPT-5’in potansiyeli oldukça geniş olup çeşitli sektörlerde kullanılabilir. Makine destekli çeviri, metin yazarlığı, müşteri hizmetleri gibi alanlarda büyük faydalar sağlayabilir. Bu nedenle iş dünyasında da büyük ilgi uyandırabilecek bir yapay zeka aracı olarak öne çıkıyor.

    Genel olarak bakıldığında GPT-5; doğal dil işleme konusundaki ilerlemeleriyle dikkat çeken yenilikçi ve güçlü bir yapay zeka modelidir.GPT-5

    GPT-5 eğitiliyor mu?

    Tabii ki, bir insan gibi GPT-5’in de eğitilip eğitilmediği merak konusu. OpenAI’in bu yeni modeli için yoğun bir eğitim süreci devam ediyor diyebiliriz. GPT-5, büyük miktarda veri üzerinde çalışarak dil anlama ve üretme yeteneklerini geliştirmeye odaklanıyor. Yapay Zeka alanındaki en son teknolojik gelişmelerden biri olan GPT-5’in daha karmaşık ve özgün metinleri anlayabilme kapasitesinin artması bekleniyor.

    Eğitim aşamasında, çeşitli kaynaklardan alınan geniş veri setleri kullanılıyor. Bu veriler sayesinde GPT-5, farklı dillerdeki yapıları kavrayarak çoklu dil desteği sunabilecek düzeye gelmeyi hedefliyor. Ayrıca, gerçek zamanlı olarak güncellenen bilgi kaynaklarından da beslenerek her geçen gün daha akıllı hale gelmesi planlanıyor.

    OpenAI ekibi, GPT-5’i sadece kelime seviyesinde değil, derin anlam ilişkilerini keşfetme becerisiyle de donatarak insan benzeri sohbet deneyimlerine yön vermeyi amaçlıyor. Bu süreçte karşılaşılan zorluklar ve başarılar ise yapay zeka alanının geleceği üzerinde önemli ipuçları sunuyor.

    GPT-5 Neler Yapabilir?

    GPT-5’in potansiyel olarak hala aylar uzakta olduğu göz önüne alındığında, masaya ne getireceğini yalnızca tahmin edebiliriz. Ancak Google ve açık kaynaklı yapay zeka projeleri sayesinde sektörün bundan sonra nereye gideceği konusunda oldukça iyi bir fikrimiz var. GPT-5 veya ChatGPT 5’in masaya getireceği en çok beklenen iyileştirmelerden bazıları şunlar olacak gibi:

    Çok Modlu Yetenekler

    GPT-4 zaten resim ve metin girişlerini işleyebiliyor ancak video modunu hâlâ bekliyoruz. Google’ın Gemini modeliyle çok modlu yapay zekayı denemeye başladığını zaten gördük. Rekabetin OpenAI’yi de yenilik yapmaya zorlaması an meselesi.

    Halüsinasyon

    GPT-5 gibi yeni nesil bir dil modeli, eğitim veri kümesi boyutunu ve çeşitliliğini artırabilir. GPT-4 öncekilerden daha iyi performans gösterse de, belirsiz bilimsel kavramlar ve daha az bilinen konular hakkında pek fazla bilgi sahibi değil. Ve bilginin yokluğunda, büyük dil modelleri halüsinasyona uğrama veya uydurma bilgilerle yanıt verme eğilimindedir.

    Yapay Genel Zeka (AGI)

    Yapay zekaya sıradan görevler veya işler atayabildiğinizi hayal edin. OpenAI üçüncü taraf hizmetlerle entegrasyon üzerinde çalışmaya devam ederse bu durum GPT-5 ile gerçeğe dönüşebilir. Örneğin, özerk bir temsilciden bütçenize ve beslenme tercihlerinize göre yiyecek satın almasını isteyebilirsiniz. İnternette otomatik olarak yemek tarifleri arayacak, gerekli malzemeleri satın alacak ve bunların size teslim edilmesini sağlayacaktı. Bu bizi yapay genel zekaya (AGI) bir adım daha yaklaştıracaktır.

    Son olarak GPT-5’in piyasaya sürülmesi, GPT-4’ün erişilebilir ve kullanımının daha ucuz olacağı anlamına gelebilir. Daha önce de belirttiğim gibi GPT-4’ün yüksek maliyeti birçok potansiyel kullanıcıyı geri çevirdi. ChatGPT daha ucuz ve daha geniş çapta erişilebilir hale geldiğinde kodlama, çeviri ve araştırma gibi karmaşık görevlerde çok daha yetkin hale gelebilir.

    GPT-5 ile GPT-4 Arasındaki Farklar Neler Olabilir?

    GPT-5 ile GPT-4 arasındaki farklar incelendiğinde, yeni nesil modelin önceki versiyonundan belirgin şekillerde ayrıldığı görülmektedir.

    GPT-5’in daha derin anlam çıkarma yeteneği ve bağlamsal kavrayışı oldukça gelişmiştir. Bu sayede metinlerdeki ince detayları daha iyi analiz edebilmekte ve daha tutarlı cevaplar üretebilmektedir.

    Ayrıca, GPT-5’in dil kullanımında daha doğal bir akıcılık sağladığı gözlemlenmektedir. Kullanıcıyla etkileşimi artırarak daha insan gibi bir sohbet deneyimi sunmaktadır.

    Teknolojinin hızla ilerlemesiyle beraber GPT-5, önceki versiyona göre çok daha hızlı çalışma kapasitesine sahiptir. Büyük veri setleri üzerinden eğitildiği için kapsamlı konulara da hakim olabilmektedir.

    Sonuç olarak, GPT-5’in gelişmiş yapısı ve performansıyla önemli bir adım attığı açıkça görülmektedir. Gelecekte yapay zeka alanında beklenen büyük atılımlara liderlik etmesi beklenmektedir.

    GPT-5 ne zaman kullanılabilir olacak?

    GPT-5’nin ne zaman kullanıma sunulacağı merak uyandıran ve beklenen tarihlerden biri. OpenAI’in bu yeni sohbet botunun tam olarak ne zaman hazır olacağına dair net bir tarih verilmese de, kaynaklar 2024 ortasını işaret ediyor. Yani, ChatGPT-5’e erişim için sabırsızlananlar bir süre daha beklemek zorunda kalabilirler.

    OpenAI’in önceki modellerinden farklı olarak, GPT-5’in geliştirilmesi ve eğitimi uzun bir süreci kapsamış olabilir. Bu nedenle kesin bir lansman tarihi belirlenmemiş olsa da, gelecekte yakın zamanda bu güçlü yapay zeka modeline erişim sağlayabileceğiz.

    ChatGPT serisi her geçen yıl önemli yeniliklerle karşımıza çıkarken, GPT-5’in beklentileri nasıl karşılayacağı büyük merak konusu. Daha hızlı, daha akıllı ve daha etkili olması beklenen yeni versiyonuyla ChatGPT hayranları heyecanla bekleyişini sürdürüyor.

    Sonuç olarak, ChatGPT-5’in piyasaya sürülme tarihi belirsiz olsa da, AI dünyasındaki teknolojik ilerlemeler sayesinde yakın zamanda bu muhteşem yapay zeka deneyimini yaşama şansına sahip olacağı.Chat GPT-5

    AI ve GPT-5’in Geleceği Hakkında Sam Altman Neler Söylüyor?

    AI ve yapay zeka dünyasında önemli bir figür olan Sam Altman, GPT-5’in geleceği konusunda heyecan verici görüşler paylaşıyor. Altman’a göre, GPT-5 AI teknolojisinin gelişiminde devrim yaratacak bir adım olacak. Bu yeni modelle beraber daha karmaşık sorunları çözebilen ve insanlarla daha doğal etkileşimler kurabilen sistemlerin geliştirilmesi bekleniyor.

    Altman’ın açıklamaları, ChatGPT 5’in sadece sohbet botu olarak değil aynı zamanda iş dünyasında da önemli rol oynayabileceğini vurguluyor. Gelecekte bu teknolojinin şirketler için müşteri hizmetleri alanında büyük faydalar sağlayabileceği öngörülüyor.

    Sam Altman’ın vizyonuyla AI’nın kullanımının genişleyeceği ve hayatımızın her alanına entegre olacağı tahmin ediliyor. GPT-5’in getireceği yenilikler sayesinde bilgiye erişim kolaylaşacak, iletişim daha akıcı hale gelecek ve iş süreçleri verimlilik artışıyla dönüşecek. Gelecek nesil ChatGPT 5’in potansiyeline ilişkin umutlar yüksek!

    OpenAI, AGI’ye (Yapay Genel Zeka) Ulaşabilir mi?

    OpenAI’nin AGI’ye ulaşma hedefi, yapay genel zeka konusundaki ilerlemeleri heyecan verici bir şekilde tanımlıyor. AGI (Artificial General Intelligence), insan zekasının tüm yönlerini kapsayan ve çeşitli görevleri etkili bir şekilde yerine getirebilen bir makine zeka seviyesidir. OpenAI, GPT-5’in geliştirilmesinde bu yönde büyük adımlar atmaya çalışıyor.

    AGI’ye ulaşma vizyonu, gelecekte yapay zekanın sınırlarını aşabilecek potansiyelin kapısını aralıyor. Bu noktada, insan benzeri düşünme yeteneğine sahip makinelerin yaratılması önemli bir dönüm noktası olabilir. OpenAI’nin bu iddialı hedefe ulaşabilmesi için sürekli olarak yeni teknolojiler keşfetmesi ve mevcut modellerini geliştirmesi gerekecek.

    ChatGPT-5’in piyasaya sürülmesinin ardından AGI yolculuğunda daha da ileri gitmek mümkün olabilir. Makine öğrenimindeki bu devrim niteliğindeki atılım, gelecekte yapay zekanın ne kadar karmaşıklığa ve derinliğe erişebileceği konusunda bize ipuçları sunuyor. Her adımında bilimsel yeniliklere odaklanarak, OpenAI’nin AGI hedefine doğru kararlılıkla ilerlediği açıkça görülüyor.