Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1440

    Growth marketing’in yükselişi

    Tarihteki ilk web tabanlı e-posta sistemi Hotmail’in ortaya çıkış hikayesini teknoloji okurlarının çoğu bilir. 1996 yılında JavaSoft firmasında çalışan iki mühendis aralarındaki yazışmaları patronları görmesin diye bir email yazılımı geliştirirler. Akabinde ihtiyaçtan doğan bu inovatif işi büyütmenin peşine düşen iki ortak uyguladıkları geleneksel pazarlama yöntemleri ile istedikleri sonucu elde edemezler. Derken içlerinden birinin aklına, e-postanın altına şöyle bir imza ekleme fikri gelir: “PS: I love you. Get your free e-mail at hotmail”. Bu deneysel hamle ile Hotmail kısa sürede patlar gider. Sadece 3 haftada 300 bin kullanıcıya ulaşır. Kıssadan hisse bu hikaye aslında bugünlerde pazarlama dünyasının çok fazla konuştuğu Growth marketing diğer bir deyişle büyüme pazarlamasının temel dinamiğini kısaca özetliyor.

    Malumunuz teknolojinin pozitif anlamdaki yıkıcı yüzü etki ettiği her sektörü yeniden tanımlıyor. Pazarlama da bunların başında geliyor. Programatik, remarketing gibi veri odaklı reklam stratejileri giderek markaların hayat döngülerindeki etkisini artırsa da TV, açık hava ya da rich medya uygulamaları gibi kanallar teknolojiyi üretmeyen tüketen, veriyi ise üretip işleyemeyen bizim gibi ülkeler için hala gözde. Bu arz talep dengesi geleneksel pazarları haliyle daha pahalı kılıyor. Konvansiyonel araçların üzerindeki pahalı algısının bir diğer nedeni ise dijital pazarlama araçlarının birim maliyetlerinin merdiven altı rekabetle aşağı çekilme çabası. Hal böyle iken özellikle girişimci firmalar için geleneksel kanallar yerine veri temelli pazarlama stratejilerinini uygulamak ama bunu yaparken de rakiplerden farklılaşma adına yeni bir şeyler denemek zorunlu hale geliyor. Tam bu noktada growth marketing bir kurtarıcı olarak karşımıza çıkıyor.

    Growth marketing popülerliği her geçen gün artan bir pazarlama disiplini aslında. Özellikle de girişimciler dünyasında. Bu veriye dayalı yeni nesil pazarlama modeli bir şirketin hızlı, verimli ve sürdürülebilir büyümesi adına pek çok teknik ve taktiği kapsıyor. Geleneksel pazarlamacı TV reklamı yaparken ya da online reklam satın alırken, işi büyüme pazarlaması olan birinin çok hızlı yöntemleri söz konusu. Her şeyden önce büyüme pazarlamacı yalnızca en üst seviye müşterilere değil tüm müşterilere odaklanıyor. 

    Hızla yaygınlaşıyor, çünkü..
    Bu terim aslında Eric Ries’ın 2011 yılında yayımlanan kitabı The Lean Startup ile ortaya çıksa da konsept çok daha eskiye dayanıyor. The Lean Start up kitabının amacı şirketlere kaynaklarını doğru bir şekilde kullanarak daha verimli olmayı öğretmek. Ries kitabında girişimcilere her zaman küçük deneyler yapmalarını öneriyor. Yapılan 10 deneyden 9’u başarısız olsa da başarı olacak bir deneme o şirketin verimliliğini belki 10 kat artıracaktır. Diğer yandan bu kitap girişimciyi müşteri davranışlarını öğrenme ve ona göre tepki vermeye yönlendiriyor. Bu aslında hayatın her alanda yapılan pek çok farklı iş için geçerli olabilecek bir anlayış. Örneğin mobil cihaz aksesuarları satan bir girişiminiz olsun. Yeni üreteceğiniz aksesuarların üç farklı versiyonunu yapın ve sonraki aylarda üç ürünü de satmayı deneyin. Birkaç ay satışlara bakın ve bu aksesuarlardan en başarılı hangisi ise onu yapıp, satmaya devam edin.

    Growth marketing’in temel özellikleri
    *Growth marketing mantığı sürekli test etme üzerine olduğundan özellikle girişimlerin gelişiminde önemli bir yere sahip. Daha çok A/B testi yapmak kullanıcı edinme yanında kullanıcı tutundurma adına da kıymetli.
    *Risk sermayesi büyüme pazarlamanın gerekliliğini artıran bir diğer unsur. Pek çok risk sermayesi fonu 10 yıllık ömre sahiptir. Bunun anlamı ise risk sermayeli bir firmanın nakit akışı yüksek iyi firmalara yatırım yapması gerektiği. Bu da firmaların büyüme hızının yüksek olması gerekliliğini ortaya çıkarıyor.
    *Yukarıda da belirttiğim gibi growth marketing veri odaklı çalışan bir pazarlama türü. İyi pazarlamacılar veriyi müşterilerini anlama ve yeni müşterileri elde etmek için kullanıyorlar. Funnel analizi, A/B testi, araştırma ve diğer testlerden elde edilen sonuçlar büyüme pazarlamada yenilikçi kararlar almak için kullanılıyor.
    *Büyüme pazarlama verimlilik açısından da son derece önemli. Pek çok şirkette pazarlamacıya bir bütçe ayrılır ve bu bütçe ile mümkün olduğunca daha fazla müşteri kazanması beklenir. Büyüme pazarlama örneklerine baktığınızda genelde düşük bütçelerle gerçekleştiğini görürsünüz.
     
    Büyüme pazarlama ile ilgili çok başarılı örnek mevcut. Nerdwallet, Genius, Dropbox, PayPal, Facebook, Mint ve daha pek çok şirket artan başarısını büyümeye borçlu. Growth’un bu şirketlerin de sıklıkla başvurdu pek çok pazarlama taktiği ve aracı var. En önemli üç tanesinin detayına bakacağım.
    1.Gündemi takip edin:
    Endüstrideki yeni trend ve taktikleri anlamak ve bunları kullanmak büyüme pazarlamanın doğasında var. Gündemi yakalamak icin popüler blog’ları takip edebilirsiniz.
    2.Müşterilerle ücretsiz kanallarla iletişim kurun
    Büyüme pazarlamanın en iyi yolu müşteri ve potansiyel müşterilerle ücretsiz iletişim kurmak. Bir kullanıcının email adresini aldığınızda veya sizin sitenize sosyal ağ yoluyla giriş yaptığında müşterinin dikkatini çekmiş oluyorsunuz ve paylaştığınız şeyleri ücretsiz olarak onlara iletiyorsunuz.
    3.Güçlü içerik yaratın
    Ne satarsanız satın internet kullanıcıları kaliteli olmasını ister. Tüketiciler sürekli olarak reklamlara maruz kalıyor ve bunlardan çoğunu gereksiz olarak görüyor. Böyle bir ortamda ancak kaliteli içerik ile başarılı olabilirsiniz.
     

    Terabayt, Gigabayt, Petabayt: Hangisi Daha Büyük?

          Daha birkaç yıl öncesine kadar CD-ROM diye bir teknoloji kullanılıyordu. Günümüzde satılan bilgisayarlarda artık DVD sürücüsü bile kullanılmamaya başladı. Bilgisayar ile alakalı çoğu işimizi artık USB flash bellekler ile yapıyoruz. Daha önceleri bir CD diske sadece bir film sığdırabilirken, günümüzde kullanılan  USB Flash bellekler veya harici diskler ile neredeyse istenilen kadar filmi yanımızda taşıma şansına sahibiz. Özellikle internet bağlantı hızlarının artması ile, artık istenilen filmleri bilgisayara indirmek yerine direk internet ortamından izlemekte seçenekler arasındaki yerini sağlamlaştırıyor. Gerek internet hızı, gerek bilgisayar RAM veya sabit disk kapasitesi ve gerekse de kullanılan harici disklerin kapasitelerini ifade ederken kullanılan terimlerin başında Gigabayt ve Terabayt terimleri geliyor.

          Bu haftaki yazımda, Gigabayt, Terabayt, Petabayt ve Exabyt gibi terimleri açıklayarak, aralarındaki farklardan bahsedeceğim.

    Gigabayt, Terabayt ve Petabytes: Hangisi Daha Büyük?

          Bilgisayarlar işlemlerini Bit denilen 0 ve 1 üzerinden gerçekleştirir. Devre anahtarı açıkken 1, anahtar kapalı iken 0 olarak kabul edilir. Bilgisayar bunları makina diline çevirerek anlamlı sonuçlar üretir. Yani bir bilgisayarda gördüğünüz grafikler, hesaplamalamaların tamamı bu mantığa dayalıdır. 1 karakter her zaman 8 Bit’demektir. 8 Bit ise 1 Bayt’a eşittir. Bilgisayar teknolojisinde depolama birimleri, tek bir metin karakterini saklamak için gerekli depolama miktarı olan bayt bazındadır.  Depolama birimleri küçükten büyüğe sıralanacak olursa,

    • Bayt
    • Kilobayt
    • Megabayt
    • Gigabayt
    • Terabayt
    • Petabayt
    • Exabayt
    • Zettabayt
    • Yottabayt
    • ..

     1 Terabayt’ta (TB) Kaç Gigabayt (GB) vardır?

    1 TB’de 1.024 GB vardır.

    1 TB = 1.024 GB = 1.048,576 MB = 1.073,741,824 KB = 1,099,511,627,776 bayt

    1 Gigabyte’da (GB) Kaç Megabayt (MB) vardır?

    1 GB’de 1.024 MB vardır.

    1 GB = 1.024 MB = 1.048,576 KB = 1,073,741,824 bayt

    1 Terabayt Ne Kadar Büyük?

          Günümüzde ortalama fiyattaki bir bilgisayarın sabit diski 1 ile 3 TB aralığında değişiyor. 1 TB’lık alan için eskiden kullanılan disketlerden kullanımış olsaydı tam olarak 728.177 adet disket gerekirdi. Aynı şekilde 1.498 adet’de CD-ROM gerekiyordu. 130.000 dijital fotoğraf 1 TB’lık alan kaplar. Yine ilginç bilgilerin bir diğeri de, IBM’in Watson süper  oyun bilgisayarının RAM kapasitesi 16 TB’dır.

    1 Petabayt Ne Kadar Büyük?

          1PB’lık alan, 745 Milyon diskettin sağladığı depolama alanına eşittir. Aynı şekilde 1 TB alanı doldurmak için  1,5 Milyon CD-ROM’un içeriği gerekir. Özellikle grafik işlem gerektiren Avatar filmi için yaklaşık 1 PB’lık bir depolama alanı kullanıldı. İnsan beyninin yaklaşık 2.5 PB’lık bir hafıza verisini depolayabildiği tahim ediliyor. Bir ilginç bilgi daha verecek olursak, 1 PB’lık alanı doldurmak için ortalama yaşama sahip bir kişinin günde 4000 adet dijital fotoğraf çekmesi gerekir.

    1 PB = 1.024 TB ve 1 katrilyon bayttan daha fazladır.

    1 Exabayt Ne Kadar Büyük?

          Dünyadaki toplam veri seviyesinin Exabayt seviyesinde olduğu düşünülüyor. Sadece 1 EB’ı doldurabilmek için 763 milyar disket, 1.5 Milyar CD-ROM disk kullanmak gerekir.  2010 yılı itibarı ile internet ayda 21 EB toplam dijital veri ile çalışıyordur. Günümüzde bu değerin daha da büyüdüğünü söylemek yanlış olmaz. 4K formatında yaklaşık 11 Milyon filmin boyutu 1 EB ediyor. Bu konuda son olarak ilginç bir bilgi daha paylaşmak istiyorum, DNA’nın bir gramında 490 EB bilgi tutulabiliyor.

    1 Gigabayt ne kadar büyük?

          Günümüz şartlarında bilgisayar depolama birimlerinin kapasitesi konusunda Gigabayt terimi daha fazla kullanılıyor. 1 GB depolama alanına 700 civarında disket ve sadece bir adet CD-ROM içeriği sığdırılabilir. 1 GB depolama alanında yaklaşık 300 adet MP3 formatında dosya saklanabilir. Bir DVD filminin boyutu yaklaşık 4.7 GB ve  akıllı telefonların ortalama depolama alanları da 64 GB ile 128 GB arasında değişiyor.

    Bayt Tablosu

          Bu tablo bilgisayar teknolojisindeki sayıların hangi boyutta olduğunu göstermesi bakımından yararlı olacaktır.

    Metrik Değer Bayt
    Bayt (B) 1 1
    Kilobayt (KB) 1,024 1 1,024
    Megabayt (MB) 1,024 2 1.048.576
    Gigabyte (GB) 1,024 3 1073741824
    Terabayt (TB) 1,024 4 1.099.511.627.776
    Petabyte (PB) 1,024 5 1.125.899.906.842.624
    Exabyte (EB) 1,024 6 1.152.921.504.606.846.976
    Zettabyte (ZB) 1,024 7 1.180.591.620.717.411.303.424
    Yottabyte (YB) 1,024 8 1.208.925.819.614.629.174.706.176

    Samsung Galaxy J2 2018 tanıtıldı

    Samsung Galaxy J2 2018 resmi olarak duyuruldu. İşte akıllı telefonun öne çıkan özellikleri ve açıklanan ilk fiyatı. İşte detaylar…

    Samsung, giriş seviyesi modeli Galaxy J2 2018’i tanıttı. Android işletim sistemine sahip akıllı telefon, Samsung’un diğer giriş seviyesi modellerinden aşina olunan tasarım çizgisiyle geliyor. Geniş çerçevelere sahip ve ekranının altında bir adet fiziksel tuşu bulunuyor. İlk etapta Hint pazarı için satışlarına başlanacağı kaydedilen modelin devam eden süreçte diğer pazarlarda da teknoloji raflarında konumlandırılabileceği düşünülüyor.

    Cihazın teknolojisinin çekirdeğini Snapdragon işlemcisi oluşturuyor. 2 GB RAM, 2600 mAh pil ve 16 GB dahili depolama alanıyla birlikte cihaza 256 GB’ye kadar microSD takılmak suretiyle hafızası 270 GB’ye kadar artırılabilyor.

    5 inç ekranı qHD çözünürlük değeri sunarken 8 MP arka ve 5 MP ön kamera diğer öne çıkan detayları arasında yer alıyor.

    Arka kamerasıyla Full HD video kaydı yapılabildiğini de belirtelim. Modelde hem arka hem önde flaş bulunuyor olması da dikkat çekici özellikleri arasında.

    Üç farklı renkle geliyor…

    Üç farklı renk seçeneği ile gelen akıllı telefonun Hindistan için satış fiyatının 123 dolar olduğu görülüyor. Oldukça mütevazı özellikler ve dolayısıyla mütevazı bir fiyat etiketi ile satışlarına başlanan cihazın Samsung’un ülkedeki giriş seviyesi modellere yönelik rekabette önemli bir avantaj yakalayabileceğine işaret ettiğini ifade edelim.

    Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Canon, 6 kategoride 2018 TIPA Ödülü kazandı

    Canon, beş kıtaya yayılan 15 ülkeden 30 sektör dergisini temsil eden TIPA (Technical Image Press Association) Dünya Ödülleri’nden altı ödülle döndü.

    2018 yılında dört Canon fotoğraf makinesi, bir lensi ve bir flaşı, sektörün liderleri olarak kabul edildi. Özellikle tüm müşteri tiplerini ve teknik becerilerini kapsayacak şekilde çeşitli görüntü çekimi ve video üretimi gerekliliklerini yerine getirmesiyle Canon bu ödüllere layık görüldü.

    Canon Europe Pazarlama Direktörü Lee Bonniface şöyle yorum yaptı: “Altı prestijli TIPA ödülü ile tanınmak ve mükafatlandırılmak bizim için büyük bir onur. Küresel çapta bu şekilde tanınmış olmamız Canon olarak sektörde en yüksek kalitede öncü ürünler yaratmaya ve müşterilerimizin beklentilerine, ilgi alanlarına, teknik becerilerine yönelik yanıtlar üretmeye bağlılığımızı sürdürdüğümüzü vurgulamaktadır. Dünyanın her yerindeki müşterilerimiz, fotoğrafçılar ve videografların güvenini kazanan yeni ve yenilikçi ürünler geliştirmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz, dolayısıyla onlar da unutulmaz hikayeler anlatmaya ve yakalamaya devam edecekler.”

    Canon TIPA’dan aşağıdaki ödülleri aldı:

    En İyi DSLR Amatör: Canon EOS 200D

    En İyi Full-Frame DSLR Uzman: Canon EOS 6D Mark II

    En İyi Aynasız Amatör: Canon EOS M50

    En İyi Profesyonel Kompakt Fotoğraf Makinesi: Canon PowerShot G1X Mark III

    En İyi Fotoğraf İnovasyonu: Canon Speedlite 470EX-AI

    En İyi DSLR Prime Lens: Canon EF 85mm f/1.4L IS USM

     

    Android Oreo kullanım oranı şaşırttı

    Google’ın mobil işletim sistemi Android’i, versiyonlarına göre kategorilendiren ve bunların kullanım oranlarını ele alan bir araştırmanın sonuçları son derece düşündürücü detaylar içeriyor

    Android işletim sistemini, kullanımdaki versiyonlarına göre ayıran bir araştırma sonucuna göre en güncel versiyonlar Oreo 8.0 ve 8.1, toplam cihaz sayısının sadece yüzde 4,6’sında yüklü…

    Açıklanan veriler, yüzde 4,1’lik oranın Android 8.0 Oreo, yüzde 0,5’lik oranın Android 8.1 Oreo sürümü şeklinde olduğuna işaret ediyor. Dolayısıyla Google’ın en güncel versiyonları, hala tüm Android ekosistemindeki akıllı telefon ve tabletlerin yüzde 95’inde, genellikle cihazlar tarafından desteklenmediği için, yüklü durumda değil.   

    Diğer yandan Android sürümleri arasında en yüksek kullanım oranının yüzde 26’yla Android 6.0 Marhsmallow’da olduğu görülüyor. Popüler işletim sistemi versiyonunu yüzde 23’lük oranla Android 7.0 Nougat izliyor. Android 5.0 ve altındaki (daha eski olan) versiyonların da hatrı sayılır oranda kullanımının devam ettiği de dikkatlerden kaçmıyor.

    Apple mı Google mı? 

    Güncel olan Android versiyonlarındaki oldukça düşündürücü duruma karşın Apple’ın en son mobil işletim sistemi olan iOS 11’in, piyasadaki iOS cihazların(iPhone, iPad ve iPod touch) yüzde 75’inde kullanılmakta olduğu kaydediliyor. Bu noktada ‘benimsenme oranı’ şeklinde ifade edilen ayrım noktasında Apple, Google’ın açık ara önünde yer alıyor.

    Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Nintendo Switch’te 2018 hedefi: 30 milyon

    Nintendo Switch için 2018 sonuna kadar hedeflenen satış adedi 30 milyon olarak açıklandı. İşte detaylar…

    Oyun konsolu dendiğinde akla ilk gelen iki marka ve yeni nesil konsollarının dışında pek bir rekabet görülmedi uzun yıllardır. Sony’nin PlayStation’ı ve Microsoft Xbox One arasındaki yarış uzun yıllar devam etti, derken oyun endüstrisinin köklü markalarından Nintendo, Switch adını verdiği ‘hibrit’ oyun konsoluyla çıkageldi.

    Hem TV hem de kendi bünyesindeki ekranı üzerinden oynanabilen konsol, başta Nintendo’nun menşei Japonya olmak üzere tüm dünyada yoğun ilgi gördü. 2017 yılını, bir önceki yıla göre yüzde 33 artışla toplamda 20 milyon gibi oldukça çarpıcı bir satış rakamıyla kapatan Nintendo Switch, 2018 yılsonu hedefiyle vites büyüttü.

    Teknoloji şirketi, oyun konsolunun 2018 satış beklentisinin 30 milyon ünite olduğunu açıkladı. Geçtiğimiz yıla göre yüzde 50 daha fazla satmayı hedeflediği görülen Nintendo, PlayStation 4 ve Xbox One gibi iki zorlu rakibine rağmen bu satış adetlerine ulaşabilirse büyük sürprize imza atmış olacak.

    Rekabet kızışıyor…

    Mario Card ile 9 milyon, Zelda Legend of Wild’ta 8,5 milyon ve Super Mario Odyssey’le 10,4 milyon satmayı başaran Nintendo, Switch satışlarında da 30 milyona ulaşarak hem rekabette ne denli iddialı olduğunu bir kez daha kanıtlamak hem de gelirlerini rekor seviyelere ulaştırmak istiyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Çin’de akıllı telefon satışlarında son durum

    0

    Çin’de akıllı telefon satışlarına ilişkin bazı detaylar, bir araştırma şirketi tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. İşte detaylar…

    Dünyanın en kalabalık ülkesi olan Çin, aynı zamanda en büyük akıllı telefon pazarı durumunda. Ancak açıklanan son veriler, Asya ülkesinde bir takım değişimlerin söz konusu olduğuna işaret ediyor.

    Çin akıllı telefon pazarı için satışların, 2018 ilk çeyreği itibarıyla 100 milyonun altında olduğu kaydedildi. Ülkede 2018 ilk çeyreği için 91 milyon ünite akıllı telefon satışını gerçekletirildiği belirtilirken, ilgili veri araştırma kuruluşu Canalys tarafından paylaşıldı. Bu rakam her ne kadar birçok ülkeyle kıyaslandığında son derece oldukça yüksek olsa da 1,5 milyara yakın nüfusa sahip Çin’de 2013 son çeyreğinden beri görülen en düşük rakam.

    Öte yandan Samsung, Meizu, Oppo, Vivo gibi markaların modelleri satışlardaki düşüşten yoğun şekilde etkilendi. Vivo markasının 15, Oppo’nun ise 18 milyon ünitelik satış elde ettiği bildirildi. Ancak sürpriz yapan şirketler de yok değil, köklü markalardan biri olan Xiaomi, satışlarını yüzde 37 artış göstererek 12 milyon adede yükseltmeyi bildi. Şirketin son dönemdeki rekabetçi modelleri Çin’de ses getirmeyi başardı.

    Her ne kadar düşük satışlı bir çeyrek olsa da birçok mobil teknoloji şirketinin 10 milyondan fazla satış gerçekleştirdiğini de belirtmeden geçmeyelim.

    Teknoloji dünyasına dair öne çıkan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Adobe, Sayspring’i satın aldı

    Adobe, kendi platformuna sesli özellikler ekleme yolunda bir adım olarak Sayspring adlı teknoloji şirketini satın aldı. İşte detaylar…

    Adobe, kullanıcıların Alexa veya Google Assistant gibi sesli uygulamalar tasarlamalarına ve prototip geliştirmelerine olanak tanıyan bir platform olan Sayspring’i satın aldığını duyurdu.

    Bununla birlikte satın alma işleminin finansal bilgileri paylaşılmadı.

    Şirket, Sayspring’i nasıl kullanacağını tam olarak söylemese de, AI (yapay zeka) hizmeti olan Sensei’nin lansmanından bu yana, Photoshop gibi bulut uygulamalarının çoğuna ses komutları yerleştirmeye çalıştığı biliniyor. Sensei’nin 2016 sonunda dahil olduğu şirket bünyesinde şimdiye kadar 100’den fazla özellik veya hizmetin geliştirilmesinde etkin rol oynadığı biliniyor. Sayspring’le özellikle ses ve AI konusundaki geliştirme çalışmalarına ileri bir boyut kazandırılması muhtemel görünüyor.

    “Sesli” çözümler yolda…

    Öte yandan Adobe sözcüsü tarafından yayınlanan bir blog yazısında Sayspring ekibinin Adobe’ye katılarak teknolojilerini ürün portföylerine entegre etme yolunda çalışacaklarını kaydetti.

    Şirketin ‘ses çözümleri’ noktasında sunacağı planlara dair ayrıntıların ise ilerleyen süreçte duyurulacağı belirtildi.

    Bu arada Sayspring kullanıcılarının da platforma erişimleri kesilmeyecek, hatta CEO Mark Webster’e göre, ‘daha sağlam özellikler eklenecek.’
    Birçok yönüyle oldukça verimli bir satın alım gibi görünüyor.

    Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Malta, bir ‘Blockchain’ adasına dönüşümünü sürdürüyor

    Malta, Blockchain girişim ve şirketlerinin yeni gözdesi olmaya başladı. İşte detaylar…

    Akdeniz’deki yaklaşık olarak İtalya kıyılarındaki küçük ada ülkesi Malta’da ilginç şeyler oluyor. Berlin Almanya merkezli bir Blockchain girişimi olan Neufund, faaliyetlerini bu AB üyesi ülkede sürdürme kararı aldı. Zoe Adamovicz ve Marcin Rudolf tarafından 18 ay önce kurulan Neufund, şirketlerin hisse senetleri ile Blockchain ile birlikte para toplamalarına imkan tanıyor.

    Neufund, Malta’ya konumlanmasının nedenini, ülkede hükümet ve ekonominin birçok sektörde Blockchain teknolojisinin gelişimine katkı sunacağına inanıyor olması şeklinde açıklıyor. Şirketin CEO’su Adamovicz, Malta’nın vizyonuna ve eksiksiz bir Blockchain ekosisteminin oluşturulmasına yönelik bakış açısına baktığımızda, bu teknolojinin geleceğini inşa etme yolundaki know-how’umuzla birlikte destek vermeye karar verdik, diyor. Kripto-dostu yasalarıyla kısa süre içerisinde adından daha fazla söz ettirmesi beklenen küçük ada ülkesi, Blockchain girişimlerinin yeni merkezi olma yolunda ilerliyor.

    Malta emin adımlarla ilerliyor…

    Öte yandan Malta, temelde hükümetin Blockchain şirketlerinin kendi ülkesine gelmesi için teşvik edici programlar uyguluyor. Binance ve OKEx dahil olmak üzere diğer kripto para girişimleri de ülkede yer alıyor. Ayrıca daha fazla yatırım çekilmesi ve elbette bankacılık sistemi de dahil olmak üzere teknolojiyle daha derinden ilişki kurulmasının hedeflendiği kaydediliyor.

    Teknoloji markalarına ilham veren hayvanlar

    Yeni girişiminiz için güçlü bir kurumsal kimliğe mi ihtiyacınız var? O zaman ilham için hayvanlar aleminde küçük bir yolculuğa çıkalım.

    Fikriniz geldi ve harekete geçerek bunu bir girişime dönüştürmek istiyorsunuz. Öncelikle iyi bir iş planına ve işinizi hedef kitlenize anlatabileceğiniz güçlü bir kurumsal kimliğe ihtiyacınız var. Potansiyel müşterilerinizin ilgisini çekecek ve rakiplerinizden sizi ayırt etmesini sağlayacak kadar güçlü bir görsel iletişim dili oluşturmanız gerekiyor. Nitekim rekabetin oldukça zorlu olduğu, kalabalık bir pazarda işler hiç de kolay değil. Bu noktada hayvanlar alemi size ilham olabilir ve benzersiz bir marka kimliği oluşturabilirsiniz.

    Markanıza duygu katın

    Dijital dünyanın en büyük oyuncuları düşünün; Nokia,  Firefox, Twitter, MailChimp, TripAdvisor, HootSuite ve Evernote… Bunlar ilk aklıma gelenler. Marka kimliklerini tanımlamak için hayvanları sembolize eden markalar tüketicilerle hem daha sıcak bir iletişim kuruyor, hem de marka mimarisini ve kurumsal kimliğini bu hayvanların özelliklerine göre inşa ediyor. Bu kadar büyük markanın kurumsal kimliklerinde hayvanları seçmesi sizce tesadüf mü? Kesinlikle değil! Hayvanlar ve teknoloji markaları arasındaki güçlü bağı bu yıl yeni marka oluşturma aşamasında daha iyi kavradığımı söyleyebilirim. Genellikle yeni bir marka oluştururken akılda kalıcı, basit ve kulağa hoş gelen isimler bulmaya çalışıyorum. Bunun için bazen aylarca çalıştığım bile oluyor. Genellikle hayvanlar alemi, mitoloji, tarih ve bilimsel çalışmalardan ilham alıyorum.  Teknoloji alanında yapacağım projelerde özellikle hayvanların gizemli özellikleri oldukça ilgimi çekiyor. Karmaşık bir konuyu anlatmak için bence en güzel yöntem. Bu sayede hem markaya anlaşılır bir kimlik, hem de güçlü bir kişilik oluşturabiliyorsunuz. Böylece hedef kitlenizin markayla duygusal bir bağlantı kurmasına da izin vermiş oluyorsunuz.

    Hayvanların dünyasını tanıdıkça bilgi, hız ve sadakat gibi kavramların ne kadar ön planda olduğunu görebilirsiniz. Bu özelliklere sahip olduğunuzda aynı zamanda iş dünyasının zorlu rekabet ortamında da hayatta kalabilirsiniz. Bu bağlamda markanız için doğru bir hayvanın seçilmesi ve seçtiğiniz hayvanın önemli bir özelliğinin şirket kültürü olarak benimsenmesi son derece önemli. Elbette bu söylediğim  tasarım dünyasında yeni bir şey değil; Dünyanın en iyi markalarının çoğu, tüketicilere yıllardır ürün veya şirket hakkında fikir vermek için hayvan sembolizmini tercih ediyor. Araba şirketleri, at ve kediler gibi hayvanları hız ve çevikliği simgeleyen sıklıkla kullanıyor. Ancak yeni olan şey, gelişen teknoloji endüstrisinin, genellikle sıfırlar ve diğerleri tarafından tanımlanan bir endüstrinin algısını ortadan kaldırmak için hayvanların pozitif algısını kullanmaları.

    Gerçeklerle yüzleşelim; soyut bir şekil ve tüylü bir köpek yavrusu arasındaki seçim göz önüne alındığında, hangisi dikkatinizi çekecek? Doğrusu sevimli bir köpek yavrusunu göz ardı etmek zor! Bu nedenledir ki Instagram’da bile en beğenilen videolar sevimli kedi ve köpeklerin yavruları!

    Hayvanlardan ilham alan markalar

    Nokia: Finlandiya merkezli bir teknoloji firması olan Nokia’nın isminin kökeni belirsizdir. En yaygın teoriye göre arkaik Fince’de sable anlamına gelmektedir. Sable, eski çağlarda Finlandiya’da yaşadığı sanılan siyah renkli, sansargiller ailesinden bir samur türüdür.  Son dönemde yapılan araştırmalar bu hayvanların hiçbir zaman Finlandiya’da ikamet etmediğini göstermiştir.

    Linux: 21 yaşında Finlandiya`da üniversite okurken yeni bir işletim sistemi çekirdeği geliştiren Linus Torvalds, geliştirdiği bu işletim sisteminin üç sürümünün yayınlanmasından sonra bir logoya ihtiyaç olduğunu düşünmüş ve penguen maskotu bu şekilde ortaya çıkmıştır. Logonun ortaya çıkış aşamasında öneri olarak ilk önce kartal, köpek balığı ve piranha gibi gücü ve kuvveti sembolize eden hayvanlar önerileri gelir. Ancak Linus’un penguenleri çok sevdiği duyulur ve onun bu sevgisi markanın logosuna ilham olur. Nitekim Linus’un penguenlere neden ilgi duyduğu daha sonra anlaşılır. Çünkü çocukluğunda bir penguen tarafından ısırılmıştır! Yani zararsız ve sevimli görünen bir hayvan sizi ısırarak şaşırtabilir….

    Twitter: En popüler sosyal ağlardan biri olan Twitter’ın kelime anlamı cıvıldamak! Logosu ise bildiğiniz üzere bir kuş. Milyonlarca kişi her gün milyarlarca kez Twitter’da tweetliyor ve yeni şeyler cıvıldıyor. Twitter, basit arayüzü ve 140 karakter tweet atma imkanı ile kendisini milyonlarca insana sevdirdi. Ancak sizce de markaya bu kadar ısınmamızın nedeni mavi bir kuş olabilir mi?

    SquirrelMail: Webmail for nuts sloganı ile uzun yıllardır web mail hizmeti veren SquirrelMail,  ilhamını sincaplardan alan bir marka. Projenin webmail bölümü 1999 yılında Nathan ve Luke Ehresman tarafından başlatıldı. Proje,PHP’yi destekleyen diğer işletim sistemlerini de destekliyor. Web sunucusunun, e-postaları barındıran IMAP sunucusuna ve posta gönderebilmek için bir SMTP sunucusuna erişmesi gerekiyor. Kendi web sitenize ait bir mail adresi kullanıyorsanız, SquirrelMail hizmetinden yararlanabilirsiniz.

    Pardus: Bu yazıda yerli işletim sistemimiz Pardus’tan söz etmemek olmazdı.Peki Pardus ismi nereden geliyor? Tübitak tarafından geliştirilen ve adını bir anadolu kaplanı türünden alan Pardus işletim sistemi her geçen gün özellikle kamuda daha fazla tercih edilmeye başlandı. Ancak Pardus’a ismini veren anadolu kaplanın nesli tükenmek üzere.

    Firefox: Dünyayı saran bir tilki şeklindeki logosuyla Firefox,  oldukça dikkat çekiyor ve diğer tarayıcılardan farklılaşıyor. Tilkinin zeki bir hayvan olmasından yola çıkılarak, markaya bu özellik atfedilmiş. Ancak son zamanlarda Firefox logosu ile ilgili firmanın yazılım geliştricileri tarafından yapılan açıklama kullanıcılarda şaşkınlık yarattı. Firma çalışanları logolarında kırmızı pandalardan ilham aldıklarını bildirdi.. Sosyal medya kullanıcıları ise açıklama karşısında şaşkın. Yıllarca tilki olduğunu düşündüğümüz hayvan meğer kırmızı pandaymış!

    Hootsuite ve Ow.ly: Sosyal medya hesaplarınızın kullanımını kolaylaştıran Hootsuite ve URL kısaltma servisi Ow.ly, logosunda hayvanlar aleminden baykuşa yer vermiş. Baykuş, tarihte ve mitolojide önemli kutsal bir varlıktır. Yunan-Roma döneminde Minerva’nın kuşu olarak anılır. Mitolojiye göre Athena, ölümlülere çoğunlukla baykuş formunda görünür. Kızılderi kültüründe, bilgelik, algı, ayırt etme ve hileyi anlama özelliklerinin öğreticisi olarak düşünülür. Mısır alfabesinde ise “M” harfinin simgesi baykuştur ve pek çok yazıtta baykuş imgesini rahatlıkla görebiliriz. Hootsuite’in verdiği hizmetleri düşündüğümüzde logo için baykuş imgesi seçimi oldukça isabetli olmuş.

    TripAdvisor:  Baykuş imgesi ifade ettiği güçlü anlamlar nedeniyle haliyle tek bir marka tarafından kullanılmıyor. Seyahat sitesi TripAdvisor’da baykuş imgesini kullanan firmalar arasında dikkat çekiyor. Baykuş, bili ve bilgeliği temsil ettiği için aslında TripAdvisor için oldukça uygun bir logo. Keza site seyahat severler için bir bilgi ve tavsiye merkezi olma özelliği taşıyor.

    Mailchimp: Toplu mail gönderim hizmeti sunan Mailchimp, logo olarak sevimli bir maymun maskotu kullanıyor. Oldukça sevimli bir maskot olan Freddie, sistemin kullanımını da daha eğlenceli hale getiriyor. Örneğin e-mail listenize gönderim yaptıktan sonra Freddie’ye de bir beşlik çakmayı ihmal etmiyoruz.