Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1395

    TP-Link RE305 AC1200 : Wi-Fi menzilinizi genişletin

    TP-Link’ingeliştirdiği TP-Link RE305 AC1200 Wi-Fi RE305 Range Extender yani menzil artırıcı ürünü, hız konusunda taviz vermek istemeyen kullanıcıları hedefliyor. Oldukça etkili olan ve kolay kurulan TP-Link RE305 AC1200’e yakından bakıyoruz.  

    Masaüstü sistemleri, dizüstü sistemleri ve tablet ürünlerle birlikte özellikle akıllı telefonlar hayatımızın olmazsa olmazları. Durum böyle olunca sağlam bir  internet bağlantısı ve haliyle bağlantı hızı da oldukça büyük bir önem kazanıyor.

    Kimi zaman ofiste önemli bir işle ilgileniyor olabilir, kimi zaman da yorgun bir şekilde eve geldiğinizde uzandığınız yerden internette sörfün tadını çıkarmak isteyebilirsiniz. Eskiden tek tük cihazlar ağ ortamına bağlanıyorken, günümüzde onlarca cihaz aynı ağ ortamına giriş yapmak istiyor. İşte bu gibi durumlarda da bazen bağlantı hızı tarafında aksilikler yaşanabiliyor. Hatta evimizde ya da ofisimizde sinyal gücünün zayıfladığı kör noktalar veya sinyal çakışmaları olabiliyor.

    TP-Link’in hazırladığı TP-Link RE305 AC1200 Wi-Fi RE305 Range Extender yani menzil artırıcı ürünü işte bu alanda imdatta yetişiyor. Hız konusunda taviz vermek istemeyen ve sürekli bir bağlantıya sahip olmak isteyen  kullanıcıları bu ürünü mutlaka yakından tanımaları gerekiyor.

    TP-Link RE305 oldukça ergonomik ve şık tasarımlı

    Kutuyu açtığımızda bizi oldukça küçük boyutlarda, şık tasarımlı bir cihaz karşılıyor. Ürünün ufak boyutlarda olması gerçekten önemli. Önemli olan bir diğer detay ise, prize taktıktan sonra kısa bir kurulumla cihazı hemen kullanmaya başlayabiliyor olmanız. Yani öyle çok da bilgili olmanıza gerek yok. Kullanışlı ve Türkçe dil destekli arayüz sayesinde kurulumu birkaç dakikada tamamlayabilirsiniz.

    Kurulum için cihazı prize taktıktan sonra kablo bağlantısı sağlayarak TP-Link’in http://tplinkrepeater.net adresine gidebilir ya da Android ve iOS işletim sistemli akıllı telefonunuz için Tether uygulamasını ücretsiz olarak indirebilirsiniz.

    Her iki tarafta da cihazınızla ilgili pek çok ayarı yapabilir, seçenekler arasında geçişler yaparak gece ve gündüz kullanımlarına yönelik tercihler belirleyebilirsiniz.

    Örneğin arayüze baktığımızda, Mod başlığına tıklayarak iki farklı mod seçeneğini görüyoruz. RE305’i ister kablosuz ağ olarak isterseniz de menzil genişletici olarak kullanabiliyor ve böylece mevcut kullanım alanınızı artırarak kör noktaları ortadan kaldırabiliyorsunuz.

    Zaten cihazın üzerinde sinyalle ilgili bir bildirim led’i de yer alıyor. Akıllı sinyal ışığı olarak adlandırılan sistemde eğer mavi renk var ise, konumu iyi demektir. Kırmızı yanıyorsa demek ki konumunu değiştirmelisiniz. Ayrıca uygulama üzerinden de sinyal gücüne göz atarak düzenlemeler yapabiliyorsunuz.

    Performans

    RE305, 2.4GHz ve 5GHz olmak üzere dual band destekli olarak geliyor. Böylece bir yandan internet üzerinden ofis işlerinizi hallederken bir yandan da ister 4K diziler izleyin, isterseniz de yüksek bağlantı gereksinimi duyan online oyunları sorunsuz bir şekilde oynayın.

    Birçok farklı Wi-Fi Router’ı ile uyumlu bir şekilde çalışabilen cihaz, hız ihtiyaçlarınıza göre gerçek zamanlı çözümler üreterek sizi memnun etmeyi amaçlıyor.

    Ufak boyutlardaki tasarımı, kolay kullanılabilmesi ve güçlü yapısıyla RE305’i kesinlikle  önerebiliriz.

    TP-Link  ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    Nokia’nın müthiş sürprizinden ilk skorlar geldi!

    0

    19 Temmuz‘da tanıtılması beklenen ve Nokia’nın en büyük sürprizlerinden biri olan Nokia 6.1 Plus için ilk benchmark skorları ortaya çıktı. Peki, Nokia X6 ve 6.1 Plus arasında performans farkı beklememiz gerekiyor mu?

    Nokia 6.1 Plus benchmark skorları ortaya çıktı!

    HMD Global, Nokia X6’yı piyasaya sürdükten sonra, kullanıcılar bu cihazın Çin dışına çıkmayacağını duyduklarında hayal kırıklığına uğradıklarını belirtmişti. Gelen tepkiler sonrasında cihazın dünya genelinde satışa sunulacağı açıklandı.

    Geekbench kayıtlarında Nokia 6.1 Plus olarak görünen cihaz, tek çekirdek testinden 1332, çoklu çekirdek testinden 4903 puan aldı. Nokia 6.1 Plus’ta saf Android arayüzü kullanıldığı için X6’ya kıyasla biraz daha performanslı olacaktır.

    Geekbench sonuçlarında cihazın 4 GB RAM‘e sahip olduğu görülüyor, ancak 6 GB RAM‘e sahip modelinde dünya genelinde satışa sunulabilir.

    Su altında video ve fotoğraf çekebileceğiniz ekipmanlar

    0

    Yorucu geçen bir dönemin ardından, yeni iş ve eğitim dönemi öncesinde biraz yorgunluk atmak, biraz eğlenmek herkesin hakkı. Çoğumuz, yaz tatilini, deniz kıyılarında geçirmeyi tercih ediyoruz. Sizler için su altında video ve fotoğraf çeken iyi modelleri derledik!

    Hayatımızın her anını ölümsüzleştirmek için çektiğimiz fotoğraf ve videolara, tatilde, sahilde, deniz kenarında ve hatta denizin içinde bile yer vermeye başladık. Su altında video ve fotoğraf paylaşımları da, yaz döneminin en çok paylaşılan içerikler haline gelen bu fotoğraf ve videolar nasıl kayıt altına alınıyor? Su altında fotoğraf ve video çekmek için kullanabileceğiniz aksesuarları sizler için derledik!

    Su altında video ve fotoğraf çekmek artık çok daha keyifli!

    Su altında fotoğraf ve video çekmek için kullanabileceğiniz kameraları düşündüğümüzde, aklımıza ilk gelen ürün GoPro kameraları oldu. Dünyanın en popüler aksiyon kameralarını üreten GoPro’nun Hero 6 Black  modeli, piyasadaki en yetenekli kameraların başında geliyor. GoPro, çok sayıda aksesuarı ile çok farklı ortam ve koşullarda fotoğraf ve video çekmenizi sağlıyor.

    Piyasaya çıktığı ilk dönemlerde ve ilk modellerinde, suya dayanıklı olabilmek adına housing denilen koruma kabı ile kullanılan GoPro Hero kameraları, son versiyonunda, yani GoPro Hero 6 Black modelinde koruma olmadan suya dayanıklılık sağlandı.

    Su altında 4K video çekmek keyifli olmaz mı?

    Suyun altında 10 metre derinliğe kadar dayanıklı olan GoPro Hero 6 Black, 4K çözünürlükte video çekebilirken, fotoğraf çekim yeteneklerini ise HDR kalitesi ile taçlandırıyor.

    Akıllı telefon üzerinden yönetim özelliği de, kameraya uzak olduğunuz durumlarda bile fantastik fotoğraflar ve videolar çekebileceksiniz. Suyun altındaki, balıkları, kayaları ve o eşsiz manzarayı görüntülemenin vereceği keyfi, başka şeylerde bulmak gerçekten zor olabilir!

    Peki, GoPro Hero 6 Black, bu işi yapan tek model mi? Elbette hayır! Alternatif modeller arıyorsanız, satırlarımızı okumaya devam edebilirsiniz.

    Dev markalardan su altına hücum!

    Özellikle, GoPro ile çok daha popüler hale gelen su altında fotoğraf ve video furyası, büyük üreticilerin de ilgisini fazlasıyla çekti. Canon, Nikon, Panasonic ve Sony gibi fotoğraf makinesi üreticileri, su altında fotoğraf ve video çekebilen, daha kompakt ve uygun fiyatlı fotoğraf makineleri üretimini hızlandırdı. Şimdi dilerseniz, büyük üreticilerin, su altında çekim yapabilen modellerine Sony ile bir giriş yapalım!

    Sony DSC-TX30 Dijital Fotoğraf Makinesi

    CyberShot serisi ile kompakt fotoğraf makinelerinde harikalar yaratan Sony, DSC-TX30 adını verdiği dijital fotoğraf makinesi ile sunduğu önemli teknolojileri suyun altına taşıdı!

    1000 TL civarında fiyatı ile maliyet açısından da profesyonel cihazlara göre daha uygun olan bu model, su altında fotoğraf ve video yetenekleri ile çok güzel bir seçenek. 10 metreye kadar, koruma olmaksızın dayanıklı olan Sony DS-TX30, 1.5 metreye kadar şoka ve -10 dereceye kadar da soğuğa karşı dayanıklı. Optik görüntü sabitleme özelliği de, hareketli video çekimlerinde büyük avantaj sağlayacak. 18.2 Megapiksel çözünürlük sunan bu model ile su altında fotoğraflar çekebileceğiniz gibi, Full HD çözünürlükte videolar çekebilirsiniz.

    Havuzdayken, şnorkelle dalarken, gördüğünüz her detayın tadını çıkarın ve bu güzel anları ölümsüzleştirin. Artık sizin kadar cesur, akıllı ve şık bir fotoğraf makinesi var. İnce ve şık görünümüyle dikkatleri üzerinize çekin. Mercan kayalıklarının veya rengarenk su altı canlılarının ayrıntılı yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını ve Full HD videolarını kolaylıkla çekebilirsiniz!

    CANON PowerShot D20 ile derinliklere meydan okuyun!

    Fotoğraf makinesi sektörünün bir diğer önemli ismi olan Canon, PowerShot D20 adını verdiği model ile fiziksel olarak suların altındaki mavi dünyaya tamamen hazır bir fotoğraf makinesi üretti. Tıpkı, GoPro Hero 6 Black ve Sony DSC-TX30 modellerinde olduğu gibi, 10 metre derinliğe kadar duya dayanıklı olan bu model, güçlendirilmiş tasarımıyla da düşme ve sarsıntılara karşı da önemli derece koruma sunuyor.

    5x optik zoom sunan, 28 mm’lik geniş açılı lens ile 12.1 Megapiksel çözünürlükte videolar çekebileceğiniz gibi, Full HD video kayıt yeteneği sayesinde de, suların altındaki güzel dünyayı veya havuzda geçireceğiniz eğlenceli dakikaları ömür boyu saklamak üzere kaydedebilirsiniz.

    1400 TL civarındaki fiyatı ile rakiplerine kıyasla biraz daha pahalı olmasına rağmen, sunduğu fiziksel ve donanımsal özellikleri ile bu fiyatı sonuna kadar hak ediyor.

    Canon PowerShot D20 ile keskin ayrıntı çekimleri için su altı makro ve hızlı otomatik odaklama için hızlı AF gibi işlevlerle su altında çarpıcı çekimler yapın. Özel ve beyaz dengesi telafisi, renkleri farklı su ortamlarına en hızlı şekilde ayarlayabilir.

    Nikon CoolPix AW120 ile daha da derinlere yolculuk yapın!

    Bu modeli anlatmaya, “daha fazlasını isteyenler için” diye başlarsak hiç de yanlış olmaz. Kompakt fotoğraf makinelerini CoolPix serisi altında üreten Japon devi Nikon, CoolPix AW120 model isimli fotoğraf makinesi ile su altında biraz daha derinlere gitmek isteyenlere hitap etmeyi başarmış.

    Sahip olduğu 16 Megapiksel çözünürlük ile daha detaylı fotoğraflar çekebilirken, güçlendirilmiş fiziksel yapısı, 18 metreye kadar suya dayanıklı hale gelmesini sağlamış. Bu sayede, yukarıda yer alan modellere kıyasla, neredeyse iki kat daha derinlere dalabileceksiniz. O derinliklerde yer alan doğa harikalarını izlemek, fotoğraflamak ve kayıt altına alabilmek harika bir duygu olsa gerek!

    Su altı çekim modları için ön yüklü olarak gelen efektler ile birlikte, hem fotoğraflarınız hem de videolarınız çok daha can alıcı bir hale gelecektir! Üstelik farklı renk seçenekleri ile her zevke ve renge de hitap ediyor!

    Panasonic Lumix FT4

    Fotoğraf makinesi dünyasının en önemli isimler arasında yer alan Panasonic, Lumix FT4 modeli ile su altı fotoğrafçılığına başlamak isteyenlere, 12 metreye kadar eşlik edebiliyor! Suya ve darbeye dayanıklı yapısı, Full HD video kayıt ve 12.1 Megapiksel çözünürlüğe kadar fotoğraf çekebilen kamerası ile su altında muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz!

    Su altında video ve fotoğraf çekerken her yeri görün!

    Samsung Gear 360, adından da anlaşılacağı üzere, 360 derecelik fotoğraf ve video kaydı yapabiliyor! Kendi başına kullanıldığında, IP53 sertifikası nedeniyle su altında kullanıma uygun olmasa da koruma kılıfları ile su altında kullanıma uygun hale getirilebiliyor.

    Masmavi denizlerin altında, etrafınızdaki her şeyi, en ince ayrıntısına kadar görmek, görüntülemek ve kayıt altına almak için harika bir ürün. Daldığınız mavi derinliklerde, önünüzde, arkanızda, sağınızda, solunuzda, üstünüzde ve altınızda olan biten her şeyi ölümsüzleştirmek son derece kolay! 360 derece videoda, daha fazlasını arayanlar için çok daha güzel bir modelimiz de var!

    Su altında, hem 4K hem de 360 derece video keyfi!

    Nikon’un geçtiğimiz dönemlerde tanıttığı, Keymission 360 adını verdiği kamera, su altında 30 metreye kadar dayanıklı yapısı ile adeta şov yapan bir kamera. Bu mesafeye inebilmesi için ise, bir koruyucu kılıfın da gerektiğini hatırlatalım!

    Bu özellik, Keymission 360’ı özel yapan tek sebep değil! Böylesine güzel ve dayanıklı bir kameranın, 4K çözünürlük ile 360 derece video çekebilmesi de su altında yaşadığınız muhteşem anları çok daha keyifli hale getirecek.

    Muhteşem yaz döneminde, denizde, havuzda ve su altında video ve fotoğraf çeken makineler ile keyifli anları ölümsüzleştirecek kamera modellerini derledik! Sizlere düşen ise, bu modellerden birine sahip olup, tadını çıkartmak düşüyor!

    Sıra dışı telefon için sıra dışı test!

    0

    Dünya Kupası sırasında adından sıkça söz ettiren Vivo Nex S bu kez oldukça ilginç bir video ile karşımızda. Gizli kamera ve yüzde 90‘lık ekran kasa oranına sahip olan bu telefon, dayanıklılık testine girdi.

    Xiaomi’nin yeni canavarları ortaya çıktı!

    Vivo Nex S ne kadar dayanıklı?

    Qualcomm’un Snapdragon 845 işlemcisinden güç alan Nex S modeli, ekrandan parmak izi okuyucuya ev sahipliği yapıyor. 6 GB RAM ve 128 GB / 256 GB dahili depolama seçenekleri ile gelen akıllı telefon için dayanıklılık testi yayınlandı.

    NEX S dayanıklılık testi, birçok kişinin tahmin edebileceği gibi, cihazlara uyguladığı bu tür testler ile popülerlik kazanan JerryRigEverything‘den geldi.

    Bu ilginç videoyu hemen aşağıdan izleyebilirsiniz.

    Apple TV ile Neler Yapabilirim?

    Apple TV filmleri, videoları, müzikleri ve fotoğraflarınızı televizyonunuz üzerinden izleyebilmenizi sağlıyor.

    Boyutu küçük, işlevi büyük cihaz ile yapabilecekleriniz yazımda size bekliyor.

    Kablosuz hoparlör ile müziğinizi yanınızda taşıyın

    Kablosuz hoparlör, akıllı telefonunuzdaki müzikleri çevrenizdekilerle paylaşabilmenizi ve müziğin keyfini dostlarınızla birlikte daha güçlü yaşayabilmenizi sağlayan bir dijital oyuncak. Bağlantı için Bluetooth veya NFC (Yakın Alan) teknolojisinden yararlanan kablosuz hoparlörler son dönemde çok popüler. Bu yazıda kablosuz hoparlör satın almayı planlayanlara ürün seçimine yardımcı olmaya çalışıyorum. Gelin şimdi seçtiğim kablosuz hoparlörlere yakından bakalım:

    Kablosuz hoparlör

    ULTIMATE EARS Wonderboom

    Seçtiğim ilk ürün, Ultimate Ears şirketinin WONDERBOOM model kablosuz hoparlörü. 360 derece kuşatıcı ses performansı ve güçlü bas çıkışıyla müzik keyfini doruklara çıkaran, pürüzsüz ses kalitesi sunan Ultimate Ears WONDERBOOM, tek şarjla 10 saate kadar kullanım ömrü sunuyor. Bluetooth teknolojisiyle akıllı telefon ya da tablet bilgisayarlarınızla eşleştirebileceğiniz ürün, 30,5 metre kablosuz kapsamı alanı ile müziğinizi kolayca kontrol etmenize imkân sağlıyor. Tamamen su geçirmez ve darbelere karşı dayanıklı olan bu ürünü rakiplerinden ayıran en büyük özelliği gerçek ‘outdoor’ olması, suda yüzmesi ve sert darbelere dayanıklı olmasıdır. Ürün, sahilde, havuz kenarında hatta duşta bile yanınızdan ayırmayacağınız sağlamlıkta tasarlanmış.

    1 metre derinlikte 30 dakika kalabiliyor

    Üretici şirketin verdiği bilgiye göre, IPX7 derecesine sahip olan ürün, 30 dakika süreyle 1 metre derinliğe kadar  suya dayanıklı. Asma halkası sayesinde çantanıza ya da bisikletinize bağlayabileceğiniz bu kullanışlı hoparlör, sadece 600 gram ağırlığında. ULTIMATE EARS Wonderboom hoparlörü yönetmek ise çok kolay. Hoparlörün üzerindeki düğmeye dokunarak, şarkı çalabilir, duraklatabilir ya da atlatabilirsiniz.

    Kablosuz hoparlör

    BOSE Soundlink Color II

    MediaMarkt internet mağazasından seçtiğim ikinci taşınabilir hoparlör BOSE tarafından üretilen Soundlink Color II model ürün. Telefon ya da tablet bilgisayarınıza Bluetooth ile bağlayabileceğiniz ürün, hava şartlarına dayanıklı olarak tasarlanmış. Yağmurlu havalarda, plajda ya da kampta sorun çıkarmadan size hizmet etmeye devam ediyor. Tek şarjla 8 saate kadar müzik keyfi yaşamanıza imkân veren ürün, 540 gram ağırlığında ve bu sayede gittiğiniz her yere kolayca götürebilirsiniz. Tek bir düğmeyle şarkı çalmak, şarkı atlamak gibi fonksiyonları yönetebilirsiniz.

    Telefon görüşmelerinizi kablosuz hoparlörden yapın

    Hoparlör üzerinden telefonunuza gelen çağrıları cevaplayıp görüşmelerinizi de yapabilirsiniz. SoundLink Color II hoparlörün kapsama alanı ise 9 metre. Bu ürünü telefonunuz, tabletiniz, arkadaşınızın telefonu gibi çok sayıda farklı cihazla eşleştirebilirsiniz. Bu eşleştirmeleri hafızasında tutan ürün, cihazlar arasında sorunsuz geçiş yapmanızı ve müzik kaynağı olarak farklı cihazları da hızlıca kullanabilmenizi kolaylaştırıyor. Üründe USB Micro-B ve NFC (Yakın Alan) desteği mevcut.

    Kablosuz hoparlör

    PHILIPS BT3900P/00

    Seçtiğim üçüncü kablosuz hoparlör ise, PHILIPS’in BT3900P/00 modeli. Su ve toz geçirmez olarak tasarlanan bu ürün, özel DuraFit kumaş dış yüzeyiyle şık bir aksesuar olarak da işlev görüyor. Bluetooth teknolojisiyle akıllı telefon veya tablet bilgisayarınızla eşleştirebileceğiniz ürün, 30 dakika boyunca 1 metreye kadar derinlikteki suyun içerisinde kalabilecek şekilde tasarlanmış. Bu sayede faklı mekanlar ve iklim koşullarında kesintisiz olarak kullanıcısına hizmet vermeye devam ediyor.

    30 metre kapsama alanına sahip

    Bluetooth teknolojisiyle 30 metre kapsama alanına sahip olan ürün, kablosuz hoparlörünüzü daha esnek kullanma avantajı sağlıyor. PHILIPS’in BT3900P/00 model kablosuz hoparlörü, üzerinde bulunan dahili mikrofonu sayesinde, telefon görüşmeleri için de kullanabilirsiniz. Ürün bir çağrı geldiğinde müziği keserek telefon zil sesini çalarak iletişiminizi kesintisiz sürdürmenizi kolaylaştırıyor.

    Kablosuz hoparlör

    JBL Clip 2

    Sizin için seçtiğim dördüncü kablosuz hoparlör ise JBL’in Clip 2 modeli. Dayanıklı kumaş malzeme ile sağlam kauçuk gövdeli olarak tasarlanan JBL Clip 2, farklı mekanlarda hasar görmeden kullanabileceğiniz dayanıklılıkta. Su geçirmez olan JBL Clip 2, havuzda bile kesintisiz olarak müzik keyfi yaşamanızı sağlayabiliyor. Bluetooth teknolojisiyle akıllı telefon veya tablet bilgisayarlarınızla konuşan JBL Clip 2, tek şarjla kesintisiz 8 saat kullanım avantajına sahip.

    Cebinize aynı anda 2 hoparlör bağlayın

    JBL Clip 2, müzik dinlemenin yanı sıra, akıllı telefonunuza gelen çağrıları cevaplamanızı ve görüşmelerinizi eller serbest olarak yapabilmenizi sağlıyor. Müzik keyfinizi ikiye katlamak isterseniz, telefonunuza aynı anda iki adet JBL Clip 2 bağlayabilirsiniz. JBL Clip 2, bu yönüyle diğer ürünlerden daha yaratıcı bir teknolojiye sahip gözüküyor.

    Kablosuz hoparlör

    SONY SRSXB10R.CE7

    Seçtiğim son ürün ise SONY’nin SRSXB10R.CE7 model kablosuz hoparlörü. Bluetooth ve NFC (Yakın Alan) bağlantı desteğine sahip olan bu ürün, EXTRA BASS teknolojisiyle müzikte güçlü sesler arayanlara hitap ediyor. Tek şarjla 16 saate kadar kesintisiz kullanım sağlayan ürün, suya dayanıklı yapısıyla da en zor hava koşullarında çalışmaya devam edecek şekilde tasarlanmış.

    İkili kullanımda stereo müzik keyfi

    Akıllı telefonunuza gelen çağrıları cevaplama ve telefon görüşmesi yapma desteği bulunan SONY SRSXB10R.CE7 model kablosuz hoparlör, kompakt boyutu sayesinde istediğiniz her yere rahatlıkla taşıyabileceğiniz pratiklikte bir ürün. Tek hoparlör kullanımında mono ses veren SONY SRSXB10R.CE7 model kablosuz hoparlör, ikili kullanımda ise stereo müzik keyfi yaşamanızı sağlıyor.

    Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz

    Bu yazıda size, taşınabilir kablosuz hoparlörler hakkında detaylı bilgi vermeye çalıştım. MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan tüm kablosuz hoparlör modellerini buradan görebilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Xiaomi’nin yeni canavarları ortaya çıktı!

    0

    Günümüzün en popüler akıllı telefonu markalarından biri haline gelen Xiaomi, yeni modellerini piyasaya sunmaya hazırlanıyor. Tüm dünyada geniş bir kitleye erişmeyi başaran firma, son olarak Mi A2 ve Mi A2 Lite modelleriyle gündemde.

    Xiaomi Mi A2 ve Mi A2 Lite neler sunuyor?

    İlk olarak daha güçlü olan model Xiaomi Mi A2 bize neler sunuyor bir bakalım. Uzun bir süredir gündemde yer alan model, Xiaomi ve Google iş birliği ile Android One projesi kapsamında tanıtılmaya hazırlanıyor.

    Xiaomi Mi 6X ile aynı kasa ve donanım özelliklerine sahip olan model, Xiaomi’nin kendi arayüzü olan MIUI arayüzünü değilde stok Android arayüzünü kullanıyor ve hızlı bir şekilde güncelleme sunmayı vadediyor.

    Telefonda 5.99 inç büyüklüğünde 2160×1080 piksel ekran, 4 adet 2.1 GHz saat hızında ve 4 adet 1.8 GHz saat çalışan 8 çekirdekli Snapdragon 660 işlemci, 4/6 GB RAM ve 32/64/128 GB dahili depolama birimi yer alıyor.

    20 Megapiksel ve 12 Megapiksel çift arka kamera kurulumunun yer aldığı modelde 20 Megapiksellik ön kamera yer alacak. 3000 mAh bataryanın konumlandırıldığı model, 158.7×75.4×7.3mm boyutlarında ve 168 gram ağırlığında olacak.

    Tasarım olarak yine oldukça benzer olan Mi A2 Lite, 5.84 inç büyüklüğünde ve 19:9 oranında 2280×1080 piksel ekrana sahip olacak. Snapdragon 625 işlemcinin kullanılacağı modelde 2/3/4 GB RAM ve 32/64 GB dahili depolama birimi yer alacak.

    Neden uçan arabalarımız hâlâ yok?

    Otomotiv sektörü son yıllarda çok büyük bir dijital dönüşüm içerisinde. Tesla, Google gibi teknoloji devlerinin öncülüğünde başlayan bu dönüşüm hareketine endüstrinin önemli isimleri Audi, Mercedes ve diğerleri de kayıtsız kalmayınca bilim kurgu filmlerinde yer alan pek çok sahne artık gerçek oldu ve bazıları için ise gün sayılıyor. Sürücüsüz araçlar, hibrid sistemler, yapay zeka entegrasyonları ve daha birçok yenilik otomotiv dünyası için heyecan verici gelişmeler. Fakat insanoğlunun 10 yıllardan beri süregelen uçan araba sevdası henüz hayatımızda yok ve belki uzun bir süre daha olmayacak. Öte yandan uçan arabalar konusunda denemeler de yok değil tabii. Slovakya’da CTO isimli şirketin kurucularından Stefen Klein’in babası ve kardeşlerinin evinin garajında yapmaya başladığı AeroMobil bunlardan biri. Uber’in CEO’su Dara Khosrowshahi’nin 5-10 yıl içinde uçan taksileri hizmete sokacağız açıklamalarını da duymuşsunuzdur. Uber’in bu konuda ciddi çalışmaları olduğu ortada. Yapay zeka konusunda olduğu gibi uçan arabalar konusunda insanlığı uyaran Elon Musk’ın da bu düşüncesine rağmen Tesla ile bu alanda ciddi çalışmalar yaptığı biliniyor. Tüm bunlar bir yana uçan arabaların tam anlamıyla hayatımıza girmesi, diğer bir deyişle Jetgiller ya da Geleceğe Dönüş’teki sahnelerin gerçeğe dönüşmesi için henüz erken. Peki neden? Bu haftaki yazımda uçan arabaların henüz hayatımıza girmemesi ile ilgili nedenleri bir araya getirdim.
    Otomatik pilot sorunsalı
    Geleceğin otomobilleri pilotluk işinin büyük kısmını otomatik sistemler sayesinde kendi başlarına yapacaklar. Uber’in geçtiğimiz aylarda açıkladığı, uçan araç projesini insan pilotlarla başlama planı her ne kadar sektör için heyecan verici olsa da ne yazık ki bu işi yaygınlaştırma adına yeterince pilot yok. Öte yandan kendi başına uçabilen sistemler üzerinde çalışmalar devam ediyor ancak bunların geniş alanlarda kullanımı henüz mümkün değil. Ayrıca otopilot sistemler insan gibi karar verebilme yetisine de sahip değiller. Bu konudaki öngörülerin temelinde ise şu var: Otonom sistemlerin farklı senaryoları anlamaları çok zor. Örneğin uçuş sırasında pilot bir orman yangını gördüğünde o alanın üzerinde uçmaması gerektiğini bilir. Peki ama otomotik pilot böyle bir durumda ne yapacak? Otomatik pilotlar ile ilgili düşünmemiz gereken bu ve bunun gibi pek çok bilinmez var.
    Elektrikli uçaklar
    Her ne kadar Robinson R-22 gibi iki koltuklu helikopterden geleneksel uçaklara kadar çok sayıda küçük uçak, teorik olarak bugün bir hava taksisi filosu oluşturabiliyor olsa da, Uber ve ortakları elektrikle çalışan uçakların en doğru yol olduğunu her fırsatta dile getiriyorlar. Bu öncelikle elektrik tahrikinin yanmalı motorlardan daha basit, daha güvenilir ve daha hassas bir şekilde kontrol edilebilmesinden kaynaklı. Ancak ne yazık ki uçakların tek seferde yüzlerce mil uçmasına imkan tanıyan batarya teknolojisinin henüz onlarca yıl uzağındayız. Tabii bu konuda denemeler yapılmıyor değil. Örneğin Bosch, elektrikli otomobiller için üretimi beş yıl gibi kısa bir süre içerisinde başlayacak olan yeni bir batarya teknolojisi üzerinde çalışıyor. Bir diğer örnek ise Uber’den. Uber’in mevcut pillere göre güç kullanımını daha verimli bir şekilde modüle edebilen rotorlar geliştiren elektrikli uçak girişimi bir çözüm olabilir. Bunun yanı sıra pek çok havacılık ve teknoloji uzmanı, mevcut akü teknolojisi ile uzun mesafeli uçuşların mümkün olduğu görüşünde. Ancak asıl önemli olan hızlı uçuşlar için ihtiyaç duyulan yüksek şarj kapasitesinin karşılanması için ve kentsel ortamlar için yeterli güç kaynağının sağlanması.
    Maliyet
    Batarya sorunu çözülse bile karşımıza yeni bir sorun çıkıyor, o da seri üretim. Pek çok endüstride seri üretime geçilmesi ve maliyetlerin düşürülmesi uzun yıllar aldı. Örneğin otomotiv endüstrisinde modern üretim tekniklerine geçilmesi ve maliyetlerin azaltılması son 20-30 yıllık bir süreçte gerçekleşti. Bunun için yeni yüksek teknolojili alaşım ve kompozitlerin üretim süreçlerine entegrasyonunun sağlanması gerekti. Bundan yola çıkarak uçan araçlarla ilgili süreçte belki size çok gerçekçi gelmeyecek olsa da otomotiv sektöründeki bazı üretim tekniklerinin havacılık sektörüne aktarılması bir yöntem olabilir.
    Ses problemi
    Son olarak ses sorunu karşımıza çıkıyor. Uçan araçların şehirlerde inip kalkacağı düşünülürse her saat inip kalkacak yüzlerce aracın şehri yaşanmaz hale getirmemeleri için sessiz çalışmaları gerekecek. Sorun yalnızca desibelin azaltılması da değil. Bunun yanında ortaya çıkacak sesin şehirde yarattığı akustik etki de önemli. Uzmanlar ise seste 15 desibellik bir azaltmanın sesi istenilen seviyeye getireceğini söylüyor.

    Görsel kaynak: theverge.com

    Web Sayfası Geliştiricisi Olabilmek İçin Gerekli Olan Eğitim ve Deneyimler

          Profesyonel bir web tasarımcısı ya da geliştiricisi olmak, gerekli eğitim ve deneyimi elde etmek için günümüz şartlarında oldukça fazla yol bulunuyor. İleri seviye konularda eğitim ve deneyim kazanıp iş bulabilmek için temel konularda eğitim sahibi olmak ek avantajlar sağlıyor.

          Bu hafta, web sayfası geliştiricisi olabilmek için gerekli olan eğitim ve deneyimlerden bahsedeceğim.

    Web Tasarımında temelde ihtiyaç olan bilgiler

    • HTML

          HTML, web sayfası hazırlamada kullanılan işaretleme dili olarak tanımlanıyor. HTML bir programlama dili olmamasına rağmen, bilgisayar veya akıllı telefonlarla ziyaret edilen web sitelerinin oluşturulmasında kullanılıyor. Çoğu kişi bir WYSIWYG  editörünün standart bir web tasarımı için yeterli olduğunu söylese de, HTML, web tasarımının bel kemiğidir. HTML dilinde web sayfası tasarlama bilgisine sahip olup, bunu WYSIWYG editörleri ile desteklemek, oldukça avantaj sağlayacaktır.

    • CSS

          CSS, Cascading Style Sheet kelimelerinin kısaltılmasından oluşan, bir web sayfasının görüntüsü hakkında işlevselliği olan, site veya kod dizininin görsel hale getirilmesinde en çok kullanılan kodlama türüdür. Web tasarımı yapmak yerine, web programlama yapmak planlanıyor olsa bile, CSS bilmek oldukça avantaj sağlayacaktır.

    • Basit JavaScript

          Çoğu web tasarımcısı hiç bir zaman JavaScript öğrenmez ama bu onların kariyerlerine olumsuz yönde etki yapabilir. JavaScript kodlama bilmek, karmaşık sunucu davranışlarından dolayı yavaş cevap veren servisler yerine, daha basit ve dinamik web sayfaları geliştirilmesinde yardımcı olmaktadır.

          Genel olarak, eğitim ve deneyim söz konusu olduğunda, büyük şirketlerin çoğunun lisans derecesine sahip olunmasını tercih ettiğini söyleyebiliriz. Bunun yanında, daha küçük şirketlerin bu konuya çokta dikkat etmemesine rağmen, yeterli ödeme yapmadıklarını da ifade etmek gerekiyor.

    Web Tasarımcı Eğitimi ve Deneyimi

          Web tasarımcıları eğitimlerini daha çok tasarım, grafik ve düzen konularına yoğunlaştırır. Web tasarımcılarını işe alan şirketler; renk teorisi, görsel ve sanatsal ya da görsel tasarım konularında deneyimli olmalarını isterler. Web tasarımcısı arayan şirketler, pozisyona başvuranlardan daha önce tasarladığı site portföylerini görmek isteyebilirler. Bu portföyde daha önce yapılan ticari işler ile birlikte, özel ya da sınıf projeleri de bulunabilir.

    Web Programcısı Eğitimi ve Deneyimi

          Web programcıları, web sitelerinin davranışları üzerine odaklanırlar. Pek çok şirket özellikle web programcısı istihdam etmez. Şirket, programcılarını web programcısı olarak da çalıştırabilir. Firmaların web programlamada kullandıkların en yaygın programlama dilleri: PHP, JSP  ve ASP dir. Web programlama konusunda çalışmak isteyenlerin sadece belli bir programlama dili üzerine yoğunlaşmak yerine, birden fazla programlama dilinde bilgi sahibi olmaları kendilerine avantaj sağlayacaktır. PHP daha çok küçük şirketler tarafından kullanılmakla birlikte, ASP, JSP ve Ruby gibi programlama dilleri büyük firmalar tarafından tercih edilmektedir.

    Web Yapımcılığı Eğitim ve Deneyimi

          Web yapımcıları ya da diğer bir değişle web üreticileri, site içeriği üretme ve bunları yönetme konusunda çalışırlar. Deneyimli web üreticileri, pazarlama ve PR konularına hakimdirler. Web üreticileri genelde web tasarımcıları, programcılar ile birlikte çalışarak proje üretirler. Web üreticilerinin içerik yazma ve bunları pazarlama ve PR ile ilişkilendirme konularında deneyim kazanmaları kendilerine avantaj sağlayacaktır.  Web prodüksiyon işlerinde, genellikle web konusunun farklı alanlarında bilgi sahibi olan birden fazla kişinin oluşturduğu bir grup çalışması söz konusudur. Özellikle içerik oluşturma aynı zamanda programlama ve tasarım konusunda bilgi sahip olan birisinin web geliştirme alanında mükemmel işler çıkartacağını söyleyebiliriz.

     

    Bir dijital milat: App Store 10 yaşında

    Apple’ın iOS cihazları (iPhone, iPad ve iPod touch) için geliştirdiği uygulama mağazası App Store,  10 sene önce kuruldu…

    2007’de ilk iPhone’un piyasaya sunulmasından birkaç ay sonra sunulan ‘uygulama geliştirme kiti’ ve ardından da 2008 ilkbaharında gelen ilk iPhone SDK’sının ardından 10 Temmuz 2008’de günümüzde milyonlarca uygulamaya ev sahipliği yapan App Store’un o ‘sihirli’ başlangıç düğmesine basıldı.

    Türkiye’de satışa çıkan ilk iPhone, ‘resmi olarak’ iPhone 3G oldu. Bu modelle birlikte ülkemizde nispeten daha geniş bir kesim App Store’la buluşmaya başladı. Türkiye’de yaklaşık olarak 2008 Eylül’ünün, yavaş yavaş App Store’un adından söz ettirdiği ay olduğunu belirtmek mümkün.
    Özellikle Facebook, radyo ve mesajlaşma uygulamaları çok sevildi…

    “There’s an app for that”

    Apple, 2008’de reklamlarında There’s an app for that yani bunun için bir uygulama var sloganını tercih etti. Söz konusu slogan, şüphesiz uygulama mağazasının benimsenmesinde önemli ölçüde rol oynadı. İnsanlar yavaş yavaş mobil uygulama indirme kavramına adım atıyordu.

    Geride kalan sürede Angry Birds’ten Instgram’e, WhatsApp’ten Pokemon GO’ya sayısız fenomen-üstü yapım ortaya çıktı. Günümüzde uygulama geliştiricilerin sayısı artarken, bu sektör başlı başına bir ‘girişimcilik’ modeli oluşturdu.

    Büyük şirketlerin satın alımları, küçük şirketlerin başarı hikayeleri derken App Store, milyarlarca uygulama indirme sayısı ve bir başka detay olarak sürekli ‘daha iyi’ hale getirilen, kullanıcı dostu yapısıyla günümüze kadar ulaştı.
    Nice 10 yıllara App Store…