Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1226

    Merak edilen PlayStation 4 istatistikleri yayınlandı!

    0

    Sony PlayStation 5 hakkında yeni bilgi ve sızıntılar hızla gelmeye devam etse de, yeni konsola hala biraz uzakta olduğumuzu biliyoruz. Bununla birlikte Sony, PlayStation 4 modeliyle ilgili bazı yeni verileri açıkladı. Şirketin güncel modeli, satışlarda halen oldukça iyi ilerliyor. Merak edilen PlayStation 4 istatistikleri ile ilgili detaylara göz atalım.

    Sony, PlayStation 4 istatistikleri hakkında açıklama yaptı!

    Şirket tarafından yayınlanan faaliyet raporlarına göz attığımızda, Sony’nin 2019 ilk çeyreğinde 2,6 milyon ünite PlayStation 4 satışı yaptığını görebiliyoruz. 2018 yılının aynı dönemi ile karşılaştırma yaptığımızda, bu çeyrekte satışların 0,1 milyon ünite arttığını söyleyebiliriz. Konsolun yaşının ilerlemesine karşın, çeyreklik dönemde satışların arttığını görebiliyoruz.

    Playstation 4 istatistikleri

    Bununla birlikte şirketin 2018 yılında yaptığı toplam dağıtım 17,8 milyon birim. Sony, 2018 yılı için hedeflerini 17,5 milyon ünite olarak açıklamıştı. Yani şirketin hedeflerinden 0,3 milyon birim daha fazla satış yaptığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte Sony, 2017 yılında 19 milyon ünite PlayStation 4 dağıtımı yapmıştı. Şirket 2019 yılı için dağıtım hedeflerini ise 16 milyon birim olarak belirtti.

    Diğer bazı istatistikler!

    Şirket 31 Mart 2019 tarihine kadar 96,8 milyon PlayStation 4 satışı yaptı. Henüz 6 yaşına girmemiş olan konsol, satış bakımından PlayStation 3 modelini de farkla geride bırakmış oldu. PlayStation 3, piyasaya çıkış tarihinden sonraki 7 yıl içerisinde toplam 80 milyon adet satılmıştı. Bununla birlikte PlayStation Plus abonelerinin toplam sayısı da 36,4 milyon kişiyi aşmış durumda.

    MacBook Air için En İşlevsel Kısayollar

    MacBook Air için En İşlevsel Kısayollar ile hayatınızı kolaylaştırın.

    MacOS kullanıcılarının deneyimlerini zenginleştirecek işlevsel kısayollar yazımda.

    Generation Zero İnceleme

    0

    Avalanche Studios’un geliştirdiği açık dünya temalı aksiyon oyunu Generation Zero, hayatta kalmaya çalışırken yaşadığımız zorluklarıyla öne çıkıyor.  Hikayemiz bizi 1980’lere götürüyor. Aniden oradan kaybolan kasaba halkının ardından sokaklarda düşman makineler kol gezmeye başlar. Amacımız istilacılara karşı strateji oluşturmak ve bu sırada tabii ki hayatta kalmak.

    Oyunda, başarılamayan Fallout 76 gibi sadece yakınımızdaki görev penceresi açılır ve ardından başımızın çaresine bakarız. Görevler genelde belli alanı temizlemek veya konum bularak ipuçlarını kovalamak şeklinde ilerliyor. Eğer bir şeyleri hatırlama konusunda iyiyseniz, çözme kabiliyetiniz hayatını kurtaracak demektir. Kullanılacak hiçbir araç olmadığından bazı noktalarda eziyet çekmeniz mümkün. Zira oyunun kendi dünyası oldukça büyük. Generation Zero, türüne hitap eden oyuncuları “kısmen” mutlu edebilecek kalitede. Bunun nedeni oldukça karanlık olması ve çok fazla eksiğiyle oyuncuyu yalnız bırakması. 1-4 oyuncuya kadar parti oluşturmanın artılarından yararlanmak her zaman için iyi. Kimi zaman oldukça güçlü düşmanlarla sarılı robot kampını, ancak birkaç kişinin yardımıyla temizleyebiliyoruz.

    Oyunda gündüzleri gün batımını seyrederken inanılmaz keyif alabilirsiniz, ta ki robotlar gelene kadar. Robotlar,  hareket eden ve hareket ederken de parçaların mantıklı bir şekilde yerleştirildiği görsellerle süslü, hatta onları koruyan parçalar bile inanılmaz derecede iyi tasarlanmış. Normalde karakterimizin nasıl göründüğü ancak “emote” kullandığımızda veya kostümünde birtakım değişiklikler yapmak istediğimizde görebiliyoruz. Buna rağmen oyunda çokça kozmetik olması tuhaf olmuş. Oyunda bizi bekleyen sadece altı çeşit düşman mevcut. Onlar da belli kalitelerde sınırlılar.

    Oyunla ilgili asıl sorun ne yazık ki bug’larla boğuşması. Kimi zaman binalarda, anlık düştüğümüz alanlarda takılabiliyor, bazı eşyalarımızı kaybedebiliyoruz. Bu noktada ancak oyunu baştan başlatmak, durumunuzu düzeltiyor. Generation Zero, başarılı bir oyun değil, ancak robotları öldürerek arkadaşlarınızla takılmak istiyorsanız durum değişir. Özellikle yalnız olmadığınızda uzun yürüyüşler yapmak, robotlara karşı planlı şekilde saldırmak çok daha eğlenceli hale geliyor. Hatta sistem eksikliği bile bir noktada sizi rahatsız etmeyebiliyor. Her şekilde oyunun kendini tekrar eden yapısı, oynanışı büyük oranda etkiliyor.

    Oyun, güncelleme alarak doldurulursa başarıyı yakalayabilir. Yeni görevler, farklı düşmanlar, farklı bina tasarımları derken oyunu güzelleştirmek tamamen Avalanche Studios’un elinde.

    Çocuklarınızın güvenliği için WIKY S akıllı çocuk saati

    Son yıllarda çocukların güvenliği için en çok tercih edilen ürünlerin başında akıllı çocuk saati geliyor. Bu sayede çocuğunuzun güvenliği için endişe yaşamaktan ve merak içinde kalmaktan kurtulabiliyorsunuz. Piyasada farklı marka ve modellerde akıllı çocuk saatleri var. Bu yazıda MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan ve aileler tarafından çok tercih edilen Wiky S akıllı çocuk saatine yakından bakıyoruz.

    ‘Çocuğum nerede?’ endişesine son

    Wiky S akıllı çocuk saati sayesinde ailelerin “Çocuğum nerede?” endişesi sona eriyor. Saateki “Çocuğum nerede?” özelliği sayesinde çocuğunuzun bulunduğu konumu anlık olarak takip etme şansına sahip oluyorsunuz. Çocuğunuzun nerede olduğunu anlık olarak öğrenmek için akıllı telefonunuza ‘WikyS’ mobil uygulamasını yüklemeniz gerekiyor.

    akıllı çocuk saati

    ‘WinkyS’ uygulamasını telefonuza yükleyin

    ‘WikyS’ mobil uygulaması, Apple Store ya da Google Play’den ücretsiz olarak indirilebiliyor. Uygulama ile akıllı telefonunuzu çocuğunuzun akıllı saatiyle eşleştirmeniz gerekiyor. Eşleştirme tamamlandıktan sonra uygulama içerisindeki haritadan çocuğunuzun nerede olduğunu dilediğiniz zaman kontrol edebilirsiniz.

    Çocuğunuzu ‘Elektronik Çit’ ile takip edin

    Wiky S akıllı çocuk saati, çocuğunuzun belirlediğiniz sınırların dışına çıkmaması için ‘Elektronik Çit’ özelliği içeriyor. WikyS mobil uygulaması üzerinden önce güvenli bölge oluşturmanız gerekiyor. Bu aşamadan sonra çocuğunuz o bölge dışına çıktığında telefonunuza gelecek bildirimle uyarılacaksınız ve çocuğunuzun nerede olduğunu gözlemleyebileceksiniz. Akıllı çocuk saatinin ‘Ayakizi’ özelliği de gün içerisinde çocuğunuzun gittiği yerleri kontrol etmenize imkân sağlıyor.

    akıllı çocuk saati

    Dilediğiniz zaman sesli görüşün

    Çoğunuzun nerede olduğunu an be an takip etmenin yanında, sesli görüşme yapmaya ihtiyaç da duyabilirsiniz. Akıllı çocuk saati bunun için de size altyapı sunuyor. ‘Hızlı Arama’ özelliği sayesinde vakit kaybetmeden çocuğunuzu arayabilir ve sesini duyabilirsiniz. ‘Güvenli Liste’ ile çocuğunuzun sesli görüşme yapabileceği 20 numarayı önceden tanımlayabilirsiniz. Böylece çocuğunuz sadece izin verdiğiniz kişilerle sesli görüşme yapabilir ve hiç kimse tarafından rahatsız edilmez.

    akıllı çocuk saati

    ‘Acil Durum Araması’ imkânı

    Çocuğunuzun güvenliği için Wiky S akıllı çocuk saatinde ‘Acil Durum Araması’ özelliği bulunuyor. Çocuğunuz herhangi bir olumsuz durumda saat üzerindeki “SOS” tuşuna 3 saniye basarak ‘Acil Durum Araması’nı aktif edebiliyor. Bu durumda daha önceden tanımladığınız kişiler sırayla aranır ve belirlediğiniz ana numaraya konum bilgisi SMS ile gönderilir. Böylece çocuğunuz sizinle kısa sürede temas kurabileceği gibi, bulunduğu yeri de size bildirmiş olur.

    Gerektiğinde sesli mesaj gönderin ve alın

    Akıllı çocuk saati, çocuğunuzla sesli görüşme yapabilmenizin yanı sıra, sesli mesaj gönderip alma imkânı da sunuyor. Telefonunuza yüklediğiniz uygulama üzerinden çocuğunuza dilediğiniz zaman sesli mesaj gönderebilirsiniz. Aynı şekilde çocuğunuz da size saati üzerinden sesli mesaj gönderebilir.

    akıllı çocuk saati

    Toza ve suya dayanıklı tasarlandı

    Kız çocukları için pembe, erkek çocukları için mavi renkte tasarlanan Wiky S akıllı çocuk saati, 1,5-2 saat gibi kısa bir sürede şarj edilebiliyor ve 24-36 saat arasında kullanım ömrü sunuyor. Ürünün toza ve suya karşı IP54 seviyesinde dayanıklılığa sahip olması da büyük avantaj.

    TCL MOVETIME MT42 akıllı çocuk saati incelemesini aşağıdan izleyebilirsiniz:

    Sorularınız olursa yorumlardan bana ulaştırabilirsiniz

    Bu yazıda çocuklarınızın güvenliği için tercih edebileceğiniz WIKY S akıllı çocuk saati hakkında detaylı bilgi vermeye çalıştım. MediaMarkt internet mağazasında satışa sunulan tüm akıllı saat modellerini buradan görebilirsiniz. Konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    Twitter’da beni takip edin: https://twitter.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    Sinema keyfinizi katlayacak ‘soundbar’ önerileri

    Sinema keyfinizi katlayacak ‘soundbar’ önerileri

    Sinema keyfinizi katlayacak ‘soundbar’ önerileri

    2019 iPhone XR kamerası ile beğeni kazanacak!

    Apple’ın bu yıl kullanıcılar ile buluşturacağı yeni iPhone modelleri konusundaki karmaşa devam ediyor. Özellikle isimlendirme konusunda ( iPhone Xl, iPhone 11 ) birçok farklı iddia ortaya atılırken, hali hazırda piyasada olan ve uygun fiyatlı iPhone olarak nitelendirilen iPhone XR modelinin yenileneceğine kesin gözüyle bakılıyor.

    2019 iPhone XR çift arka kamera ile gelecek!

    Şu anda 2019 iPhone XR olarak adlandırılmasını beklediğimiz cihazın, iPhone XR’nin kamera tarafındaki eksikliğini kapatacağı belirtiliyor. Zira, iPhone XR modelinin arka tarafında tek kamera yer alıyor. Yeni modelde ise iPhone X ve XS ile benzer şekilde çift arka kameraya yani ek olarak bir telefoto kameraya yer verilecek.

    Bu Apple’ın elinde bolca bulunan kamera stoklarının tüketilerek maliyetlerin minimuma indirgeneceği anlamına geliyor. Yıllardır beklenilen ön kamera değişikliği ise nihayet gerçekleşecek. Cihazlarda yer alan 7 Megapiksel çözünürlüğündeki ön kameranın 12 Megapiksel çözünürlüğünde kamera ile değiştirileceği belirtiliyor.

    Özetlemek gerekirse, satışa sunulacak olan iPhone XR’ın arka kamerası iPhone XS ile aynı olacak. Tabi, cihazın tanıtılmasına yaklaşık beş ay olduğu için Apple’ın kararında değişikliğe gitme ihtimali bulunuyor.

    Galaxy J4+ ve Galaxy J6+ için Android Pie yayınlandı!

    Samsung amiral gemileri için Android Pie güncellemesini tamamlayarak, orta – üst seviye telefonlarına yoğunlaştı. Bu kapsamda Galaxy A serisinin ardından Galaxy J serisi telefonlara güncelleme verilmeye başlandı.

    Samsung’un uygun fiyatı ile dikkat çeken Galaxy J4+ ( Galaxy J4 Plus ) ve Galaxy J6+ ( Galaxy J6 Plus ) modelleri için Android Pie güncellemesi yayınlandı. Her iki cihaz için yayınlanan güncelleme yaklaşık 1.2 GB boyutunda ve Nisan ayı güvenlik yamalarına ev sahipliği yapıyor.

    Galaxy J4+ ve Galaxy J6+ için Android Pie yayınlandı!

    Ayrıca, Samsung’un yeni kullanıcı arayüzü One UI güncelleme sonrasında uygun fiyatlı bu modeller ile buluşuyor. Güncelleme notlarında cihazlara özel dikkat çekici bir farklılık yok. One UI arayüzünün sunduğu yeniliklerden bahseden Samsung güncellemenin beraberinde getirdiği yeniliklere değiniyor.

    Tüm bunlara ek olarak genelde güncellemelerin dağıtımına bir ülkeden başlamayı tercih eden Samsung bu kez farklı bir politika izleyerek güncellemeleri birden fazla ülkede aynı anda yayınladı. Bu kapsamda Galaxy J4 Plus için Android Pie güncellemesinin dağıtımına Ukrayna, Tayland ve Vietnam’da, Galaxy J6 Plus için ise Hindistan, Irak ve Almanya’da başlandı.

     

    Honor 20 Pro arka kasa tasarımı ortaya çıktı!

    0

    Honor son zamanlarda yeni Honor 20 serisinin tanıtımına hazırlanıyor. Yeni modellerin ne zaman tanıtılacağı hala net olarak bilinmese de, oldukça yakın olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte yeni modellerle ilgili detaylar gelmeye de devam ediyor. Şirketin yeni amiral gemisi modeli Honor 20 Pro arka kasa tasarımı ile ortaya çıktı!

    Honor 20 Pro arka kasa tasarımı ortaya çıktı!

    Honor tarafından Weibo üzerinde yayınlanan yeni görsel, şirketin yeni amiral gemisi modelinin tasarımıyla ilgili bazı detayları bizlere sunuyor. Yayınlanan görselde dikkatleri çeken ilk detay, yapay zeka desteğine sahip üçlü kamera kurulumu. Bununla birlikte bu kameranın yanında çift tonlu bir flaş bulunuyor.

    honor 20 pro arka kasa

    Ayrıca modelin yan çerçeveleri ile ilgili bazı detayları da, yayınlanan görselden yakalamak mümkün. Üst ve alt çerçevelerdeki ince alanlara göz attığımızda hoparlör ve bağlantı yuvasını görmemiz mümkün. Ancak kulaklık girişi ile ilgili bir alan göremiyoruz. Yeni model bu ihtiyacı, muhtemelen ana bağlantı yuvasından karşılayacak.

    Ayrıca arka kasada herhangi bir parmak izi sensörü ile de karşılaşmıyoruz. Son zamanlarda pek çok marka tarafından kullanılan ekran içi parmak izi okuyucu, muhtemelen Honor 20 Pro modelinde de kullanılacak.

    Bozuk Bir Hafıza Kartı Nasıl Düzeltilir?

          Günlük hayatta cep telefonlarında, bilgisayarda ve çoğunlukla da dijital fotoğraf makinelerinde kullanılan hafıza kartlarının bozulması oldukça sinir bozucu olabiliyor. Hafıza kartının defalarca yeniden takılmasına rağmen, okunmaması ya da kartın takıldığına dair herhangi bir belirtinin bile olmaması, eminim insanda kötü bir his oluşturur. Bozulduğu düşünülen hafıza kartları, donanımsal olarak hasar görmediği taktirde, aşağıda sayacağım yöntemler ile üzerindeki bilgilere ulaşma şansı bulunuyor.

    Hafıza Kartı Kilit Kontrolü

          Bazen, bozulduğunu düşündüğünüz hafıza kartının kilidinin kapanması söz konusu olabilir. Bütün hafıza kartlarında güvenlik amacı ile kilit mekanizması bulunur. SD kartlar, üzerine kaydetmeye karşı korunmak amacıyla kilitlenebilir. Kartın içindeki bilgi okunabilir fakat üzerine yazmak ya da dosya silinmek istenildiğinde izin verilmez. Kilitlenmiş bir SD karttaki bilgi salt okunur olarak açılır ve ancak farklı bir ortama kaydedilebilir. Hafıza kartına yazma konusunda sorun yaşandığında, kartın kilidinin kontrol edilmesinde yarar vardır.

    Windows’da SD Kart Kontrolü

          Windows işletim sisteminde SD kart düzgün çalışmıyorsa, sistemde yerleşik olarak bulunan sistem araçları kullanılarak düzeltme işlemi yapılabilir.

          Windows işletim sisteminde,  ekranın sol alt kısmında bulunan Windows simgesinin yanındaki arama butonu seçilerek gelen ekrana ” CMD” yazılıp, bulunan komutun üzerine gelip, farenin sağ tuşu tıklandığında gelen pencereden   “Yönetici olarak çalıştır” seçildiğinde, komut çalıştırma ekranına geçiş yapılır. Komut çalıştırma ekranında, hangi disk biriminde sorun var ise ilgili disk için “ chkdsk  ” komutu girilir. Bu komut, ilgili sürücünün  kontrol edilmesi anlamına gelir. Hafıza kartı takıldığında disk sürücüsünün ismi D veya F şeklinde gözüküyorsa, komut ” chkdsk D: ” veya ” chkdsk F:” şeklinde yazılmalıdır.

          Bu işlem sonucunda seçilen disk sürücüsü, Windows işletim sistemindeki yerleşik disk kontrol aracı ile taranır. Chkdsk aracı bozuk bölümler, kayıp kümeler, çapraz bağlanmış dosya ve dizin hatalarına ilişkin sorunları bulup düzeltebilir. Chkdsk aracı ile aynı zamanda ek komutlar da çalıştırılabilir. Örneğin chkdsk /F /V gibi. Ek komutların etkisi konusunda internet araştırması yapılabilir.

    MacOS’da SD Kart Kontrolü

          Mac bilgisayarların MacOS işletim sisteminde de disk kontrolü ve arıza giderilebilmesi için yerleşik uygulama bulunur.

          ” Finder ” menüsünden  ” Git ” seçilerek, “Yardımcı Programlar” öğesi ile devam edildiğinde, gelen ekranda, “Disk Yardımcı Programı”  seçilir. Gelen ekranın sol tarafından sorun yaşanan SD kart seçilir. Uygulama, SD kartı tarayacak, bulduğu sorunları gidermeye çalışacaktır.

    SD karttaki veriyi kurtarmak için ek uygulama yüklemek

          SD karttaki dosya ve klasörlere erişimde halen sorun yaşanıyorsa, ek uygulamalar ile, kurtarma yapılabilir. Aşağıda bahsedeceğim üç farklı uygulamanın da veri kurtarma konusunda sağlam bir geçmiş vardır. Bu uygulamalar bilgisayara kurulduktan sonra, sorun yaşanan disk sürücüsünü tarayarak, veri kurtarmada yarımcı olacaktır.

          SD kart üzerinden veri kurtarmak için kullanılabilecek uygulamalara örnek olarak ilk Recuva’yı verebilirim. Uygulamanın ücretsiz versiyonu dosya kurtarmaya olanak sağlamakla birlikte, ücretli versiyonu, gelişmiş dosya kurtarma, otomatik güncelleme ve müşteri desteği sunuyor. Uygulamada kurtarmak istenilen veri türü ve sürücü ismi gibi bilgiler tanımlanarak, kısa sürede işleme başlanılıyor.

          Veri kurtarmada kullanılabilecek ikinci örnek olarak da, EaseUS Data Recovery’i verebilirim. Windows, Android ve MacOS ortamları için çözüm sunan EaseUS’un ücretsiz versiyonunda veri kurtarma sınırlıyken, ücretli sürümünde sınırsız veri kurtarmaya olanağı bulunuyor. Uygulamanın ücretli sürümünde aynı zamanda teknik destek hizmeti de bulunmakta.

          SD Karttan veri kurtarma konusunda verebileceğim son örnek PhotoREC. Metin tabanlı bir arayüz kullanan PhotoREC, açık kaynak ve  ücretsiz bir uygulama olarak öne çıkıyor. Windows, Linux ve MacOS versiyonları bulunuyor. Uygulama, SD kartta bulunan sadece fotoğrafların kurtarılmasını sağlayabiliyor.

          Hafıza kartı modellerine bir göz atmak için bu linki kullanabilirsiniz.

          Twitter takip için @salihertugrul

     

    DJI Osmo Pocket: Cebinizdeki mükemmel dev

    Son yıllarda video kameralar ve video düzenleme yazılımlarında büyük gelişmeler yaşandı. Hollywood filmlerinde gördüğümüz çekim tekniklerini, efektleri ve diğerlerini yapabilmemizi sağlayan kısacası profesyonel videolar üretmemizi sağlayan birçok yenilik hayatımıza girdi. Bu yeniliklerden birisi de eskiden milyonlarca dolarlık aletlerle yapılabilen kamera stabilizasyonu. Bu konuda öncü şirketlerden biri olan DJI, Osmo modeliyle dikkatleri üzerine topladı. 4K video çekebilen, zoom yapabilen ve neredeyse mükemmel sayılabilecek stabilizasyonuyla hem profesyonellere hem de amatörlere hitap eden bir ürünle deyim yerindeyse taşları yerinden oynattı. Son olarak geçtiğimiz yılın sonunda piyasaya sunduğu küçük boyutlarıyla mükemmel sonuçlar sağlayan Osmo Pocket modeliyle özellikle YouTube gibi platformlar için video üreten kişilerin gönlünü kazanmayı başardı. Bu yazımızda Dji Osmo Pocket’in özelliklerini kısaca sizlere aktarmaya çalışacağız.

    Kusursuz 4K video

    DJI Osmo Pocket, DSLR kamera ve sarsıntıları önlemek için büyük bir gimbal taşımaya gerek kalmadan 4K video çekebilmenizi sağlayan cebinizde taşıyabileceğiniz kadar küçük bir cihaz. Yürürken ya da hızlı hareket ederken videonuzun sarsıntısız bir şekilde kaydedilmesine ve çeşitli çekim teknikleri eklenebilmesini sağlıyor. Ayrıca hareketli bir nesneyi kolayca takip edebilmenizi ve pan yapabilmenizi sağlıyor. Kısacası bir zamanlar Hollywood filmlerinde milyonlarca dolarlık aletlerle yapılan işi cebinize sığdırıyor demek mümkün.

    Birçok kişi çeşitli açılardan Osmo Pocket’i GoPro’nun Hero 7 cihazıyla karşılaştırıyor ancak her ikisi de görüntü stabilizasyonu sağlasa da iki kameranın kullanım alanları bence çok farklı.

    Osmo Pocket, büyük gimbal’ların yapabildiği her şeyi rahatça yapabiliyor. Hareket takibi, yüz takibi, panaromik fotoğraf çekimi, hareketli time lapse hepsi avucunuzun içinde. Elektronik imaj stabilizasyonu ile karşılaştırıldığında çok daha iyi sonuç veriyor. Biraz önce de belirttiğimiz gibi 121,9 x 36,9 x 28,6 mm ölçüleri ve 116 gr ağırlığıyla şu an kullanılan akıllı telefonların neredeyse yarısı kadar bir büyüklüğe sahip. Kısacası kılıfıyla birlikte taşıması inanılmaz kolay. Bizim gibi sürekli haberden habere koşan kişilerin işini büyük ölçüde kolaylaştırıyor bu hafifliğiyle. Bunun yanında tek elle rahatça kullanılabilme ve eliniz terlediğinde elinizden kaymasını önleyen bir tasarıma sahip. Bir inçlik ekranı üzerinden kontrollerin çoğunu rahatça yapabiliyorsunuz ancak ekran çok büyük olmadığından netlik gibi konularda çok fikir sahibi olamıyorsunuz. Telefonunuzu takarak kullandığınızda bu sorun ortadan kalkıyor ama küçüklük avantajı da ortadan kalkmış oluyor.

    DJI Osmo Pocket gayet şık bir koruma kılıfıyla birlikte geliyor ve cihazın ne ağırlığını ne de boyutunu aşırı derecede büyütüyor. Kolayca cebinize sığabiliyor. Ayrıca akıllı telefonu bağladığınız aparat için de boşluğu bulunuyor. Bu sayede aparatı sürekli çıkarıp takmak zorunda kalmıyorsunuz. Biraz önce bahsettiğimiz aparatla telefonu fiziksel olarak Osmo Pocket’e bağlayabiliyorsunuz. Cihazın firmware güncellemeleri de telefonunuza yüklediğiniz uygulama ve bu fiziksel bağlantı sayesinde yapılabiliyor. Bağlantı fiziksel olduğundan dolayı video tamamen gerçek zamanlı olarak telefonunuzun ekranına yansıyor. Telefondan verdiğiniz komutlar da hiçbir gecikme olmadan cihaza aktarılıyor. Bu açıkçası büyük bir avantaj. Android ve iPhone için cihazın içinden iki ayrı aparat çıkıyor.

    WiFi bağlantısı, harici mikrofon bağlantısı ve tripod bağlantısı için ayrı eklentiler satın almanız gerekiyor. Açıkçası bu bizi pek mutlu etmese de cihazın mümkün olduğunca kompakt tutulması için bu şekilde bir yaklaşım izlendiğini düşünüyoruz. Ayrıca bu eklentilerin fiyatı biraz daha makul olsaydı daha iyi olabilirdi.

    DJI Osmo Pocket’in dahili mikrofonu özellikle iç mekanlarda çok iyi iş çıkarıyor. Gelen güncellemelerle çok daha da iyi hale geldi. Çoğunlukla harici bir mikrofon takmayı gerektirmediğini söylemek mümkün. Ancak rüzgarlı ve çok gürültünün olduğu yerlerde harici mikrofona ihtiyaç duyabilirsiniz.

    Kameranın üzerinde bulunan açma kapama düğmesine iki defa bastığınızda kameranın kafası kendini yeniden merkeze alıyor. Düğmeye üç defa bastığınızda ise cihaz selfie moduna geçiyor. Selfie modunda yüz takibi yapabiliyor.

    Kamera özellikleri

    DJI Osmo Pocket’in 1.2/3 sensörü bulunuyor ve 100 Mbps maksimum bitrate’e sahip. Diyafram açıklığı ise f/2.0. Kısacası şu an piyasada bulunan akıllı telefonlarla karşılaştırıldığında kağıt üzerinde çok daha iyi özelliklere sahip. Optik Görüntü Stabilizasyonu (OIS) ve Elektronik Görüntü Stabilizasyonu (EIS) gibi özelliklere ihtiyaç duymadığından bunu mekanik olarak yapabildiğinden çok daha sarsıntısız ve düzgün görüntü sağlıyor. Görüntü açısı 80 derece, geniş açı özelliği yok bu yüzden kenarlarda herhangi bir sorun oluşmuyor ayrıca renkler de çok daha doğru. Cihazla 60 fps 4K video çekebiliyorsunuz. 1080p’de ise 120 fps ile video kaydı mümkün. Elbette DSLR kamera ve gimbal ikilisiyle görüntü açısından çok daha iyi sonuçlar almak mümkün ancak taşıma kolaylığından dolayı birçok kişinin birçok işte Osmo Pocket’i tercih edeceği açıkça ortada. Özellikle arka plan görüntüleri alırken ya da hızlıca bir fuarı çekerken kullanım kolaylığı ve görüntü kalitesi oranı sayesinde ilk seçim olacaktır diye düşünüyoruz.

    Ses kalitesi

    Biraz önce bahsettiğimiz gibi DJI Osmo Pocket’in mikrofonu birçok durum için oldukça yeterli. Gürültünün çok olmadığı iç mekanlarda hem sizin sesinizi hem de ortam sesini gayet makul bir şekilde alabiliyor. Ancak gürültünün çok olduğu ya da rüzgarlı ortamlarda iş biraz değişebiliyor. Yine de harici mikrofonla kullanmak mümkün elbette. Harici mikrofon takılabilmesini sağlayan aparatı aslında çok pahalı değil. Hali hazırda harici mikrofonunuz ya da yaka mikrofonunuz varsa bu eklentiyi satın alarak daha kaliteli ses kaydı alabilmeniz mümkün. Cihazı ilk aldığımda ses kalitesinde bazı sıkıntılar vardı ancak firmware güncellemeleriyle bu durum büyük ölçüde düzeldi. Son firmware ile harici mikrofon simgesi de eklendi. Elbette DSLR makinelerdeki gibi harici mikrofonun sesini kontrol edebilme mümkün değil şu an için. Belki ileride firmware güncellemesiyle bu da gelebilir.

    Fotoğraf çekimi

    DJI Osmo Pocket ile 12 MP jpeg ve raw fotoğraf çekmek mümkün. Oldukça iyi sonuçlar verebiliyor. Özellikle panaromik fotoğraf söz konusu olduğunda mükemmel denebilecek sonuçlar alabiliyorsunuz. Elbette DSLR kalitesinde fotoğraflar beklemeyin. Ancak şu an piyasadaki birçok akıllı telefondan çok daha iyi fotoğraf çektiğini söylemek mümkün.

    Time Lapse ve Hareketli Time Lapse

    Osmo Pocket’in en güzel özelliklerinden biri herhangi bir ekstra donanıma gerek kalmadan Time Lapse ve Hareketli Time Lapse video çekebilmenize izin vermesi. Osmo Pocket’in ekranı üzerinden iki noktadan, uygulama üzerinden ise dört farklı noktadan hareketli Time Lapse videosu çekebiliyorsunuz. Cihazda önceden ayarlanmış Time Lapse yolları bulunuyor ve gayet iyi işe yarıyor. 3 saniye ila 60 saniye arasında 5 dakika, 10 dakika, 20 dakika, 1 saat, 5 saat ve sonsuz ayarları var. Sonsuz ayarında hareketli Time Lapse çekilemiyor. Time Lapse esnasında çekilen fotoğrafları bilgisayarınıza aktarabiliyor ve düzenleyebiliyorsunuz.

    Yavaş video çekimine gelince çok başarılı olduğunu söylemek pek mümkün değil. Açıkçası birçok telefon bu konuda Osmo Pocket’den daha iyi iş çıkarabiliyor. 1080p’de 120 fps çekim yapabiliyor. Hiç yoktan iyidir demekten başka bir şey kalmıyor bize. Yüz takip etme konusuna gelince DJI gerçekten bu konuda iyi iş çıkarmış. Selfie moduna geçtiğinizde kamera sizi hareket sınırlarının dışına çıkmadığınız ve kandırmak için abuk subuk hareketler yapmadığınız sürece gayet kusursuz bir şekilde takip ediyor ve güzel bir etki yaratıyor. Yüz takibinin 4K 60 FPS’de çalışmadığını belirtmekte fayda var.

    Hikaye Modu

    Hikaye çılgınlığına artık DJI da katıldı. Instagram, Facebook, Whatsapp neredeyse her yerde artık hikayeler var. DJI da hikaye moduyla kullanıcıların kendi hikayelerini yayınlayabilmelerine olanak tanıyor. Önceden belirlenmiş ayarlarıyla kullanıcılar ilginç hikayeler oluşturup bunları Instagram ve diğer yerlerde yayınlayabiliyorlar.

    DJI Mimo uygulaması

    DJI, Osmo Pocket için Mimo adını verdiği özel bir uygulama geliştirmiş. Kullanımı oldukça kolay olan uygulamayla cihazın kendi ekranında bulunmayan çeşitli ayarlar ve işlevlere erişebiliyorsunuz. Ayrıca firmware güncellemesi de uygulama üzerinden yapılıyor. Uygulamanın gayet başarılı olduğunu söylemekte fayda var.

    Pil Ömrü

    DJI Osmo Pocket’te 875 mAh kapasiteli bir pil bulunuyor. Bizim yaptığımız çekimlerde 1080p 30 fps ile bir buçuk saatin üzerinde kullanım ömrünü gördük. Kafa hareketleri ne kadar çok olursa ve çözünürlük ne kadar yüksek olursa pil tüketimi de o kadar hızlı oluyor. Gün boyu dışarıda olacaksanız yanınıza bir taşınabilir bir harici batarya almanızda fayda var.

    Sonuç olarak açıkçası boyutları ve kullanım kolaylığıyla DJI Osmo Pocket beni oldukça etkiledi. Gittiğim gezilerde, basın toplantılarında ve diğer yerlerde yanımdan ayırmadığım en önemli araçlardan biri haline geldi.

    Süper dijital modeller ile tanışın!

    Moda markaları için reklam kampanyalarında kullanacakları marka yüzleri çok önemlidir. Bu yüzden dünya markaları tanıtımlarında en iyi modelleri tercih ederler. Ancak son zamanlarda ortaya çıkan dijital modeller, moda sektöründe ezber bozacağa benziyor.

    Moda sektöründe dijital devrim

    Her ne kadar son yıllarda markalar modellerin dışında yüksek takipçili Influencerlarla çalışmaya başlasa da, lüks Fransız moda evi Balmain, sanal modeller yaratarak işleri oldukça farklı bir yöne götürdü. Marka, son modellerini sergilemek için dijital modellerin “sanal ordusunu” tasarladı.Balmain’in yaratıcı yönetmeni Olivier Rousteng’in model ordusu Shudu, Margot ve Zhi adlı üç modelden oluşuyor. Shudu’nun Instagram’da 171.000’den fazla takipçisi var ve “dünyanın ilk dijital süpermodeli” olduğunu iddia ediyor. Benim bile o kadar takipçim yok!  @shudu.gram adresinden süper dijital modelin paylaşımlarını inceleyebilirsiniz.

    Aslında başlangıçtı Shudu’nun gerçek olmadığı saklanmış ve gerçek bir profil gibi paylaşımlar yapmaya başlamış. Fakat modele ilgi arttıkça Shudu’nun yaratıcısı görsel tasarımcı Cameron-James Wilson gerçeği açıklamak zorunda kalmış. Bu açıklamanın ardından değişik tepkiler alan sanatçı, bazı insanlar tarafından gerçek bir kadın yerine dijital siyahi bir modelin kullanılmasını küçümseyerek olumsuz eleştirilere maruz kalmış.  Bazı kesimler de siyahi güzelliğe dikkat çektiği için sanatçıyı övmüş.

    Kusursuz bir görünüm artık mümkün  

    Balmain’in 3B tasarımcıları bu kampanyada her bir giysi öğesinden (ağırlık, esneklik, örtü ve dikiş desenleri için kıyafetler ölçtüler) bir programa veri girişi yapan ve her modelin ölçümlerine göre elbiseler tasarlayan yazılım şirketi CLO Virtual Fashion ile çalıştı. Markanın yeni koleksiyonunu dijital modellerle tanıtması moda dünyası tarafından ilgiyle karşılandı. Aslında bu girişim bizlere gelecekte moda sektöründe yaşanabilecek gelişmeler hakkında da ufak bir ipucu verdi. Balmain’in bu girişimiyle artık her marka istediği dijital modeli yaratarak, eşsiz bir marka yüzüne sahip olabilecek. Belki biz kullanıcılar bile oldukça yakın bir gelecekte yüz tanıma teknolojilerinin de gelişmesiyle kendimizin dijital modelini oluşturabiliriz. Neden olmasın?

    Markalar kendi sanal modellerini oluşturabilirler

    Geçtiğimiz yıl dijital modellerin modayı ele geçirdiği yıl oldu ve moda sektöründe dijital modeller yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Aklınıza o zaman “modeller de yakın gelecekte işsiz mi kalacak?” gibi bir soru gelebilir. Özellikle yapay zeka, 3B yazıcılar ve digital signage alanında hayata geçirilen yenilikler moda dünyasında yepyeni bir teknoloji rüzgarı estiriyor. Bu dijital dönüşüm elbette modelleri de etkileyecek. Herkesin kendi sanal modelini oluşturabildiği bir dünyada gerçek modellere ihtiyaç kalmayabilir. Keza herkes markasının tanıtımı için Kate Moss’la çalışamayabilir ama kendi beğenisine göre yepyeni bir marka yüzü oluşturabilir. Neden olmasın? Keza amaç tanıtım ve daha fazla kişiye markamızı ulaştırmaksa eğer teknolojinin sunduğu imkanlardan neden yararlanmayalım? Keza @lilmiquela ‘nın Instagram’da 1,5 milyon takipçisi var.

    Influencer modası bitti… Yaşasın Virtual Influencerlar!

    Dijital süper modeller sadece modeller için bir risk değil. Artık dijital influencerlar da Instagram’da boy gösteriyorlar. “Virtual influencer” olarak değerlendirilen bu sanal hesaplar, takipçi ve etkileşim sayıları ile de gerçek fenomenlere karşı yarışıyorlar. Yarışı kim kazanır sizce?

    Kabul etseniz de etmeseniz de, sanal Influencerlar etkileyici bir  pazarlama aracı olabilir. Gerçek bir insan etkisi yaratmasalar da kesinlikle ilginç ve eğlenceliler. İşte 2019’da Instagram’da takip etmeniz gereken sanal Influencerlar:

    @noonoouri
    Dünyanın dört bir yanından fotoğraf paylaşıyor ve ünlü markaların koleksiyonlarını tanıtıyor. Hepsinden önemlisi, Laila, Roberto Cavalli ve Escada gibi dünya markalarıyla iş birliği yapıyor, bununla da yetinmeyip Harper’s Bazaar, Cosmopolitan gibi önemli moda dergilerine kapak oluyor.

    Lil Miquela (@lilmiquela)
    İlk sanal Influencer Lil Miquela (gerçek isim: Miquela Sousa), 2016 yılında Silikon-vadisi merkezli teknoloji şirketi Brud tarafından lanse edildiğinde dünyada fırtılar koptu.

    YouTube fenomenlerinden, Vogue ve BCC gibi medya kuruluşlarına kadar herkes bu yeni sanal karakteri konuştu. Miquela, yarı Brezilya, yarı İspanyol 19 yaşındaki sanal Influencer ve model yalnızca Instagram’da değil aynı zamanda müzik dünyasında da viral oldu.


    imma.gram
    K-Pop modası ve Japon etkisi ile Imma, küresel bir sansasyon haline gelen sanal bir Influencer. 2018’de bir Japon teknoloji şirketi olan ModelingCafe tarafından yaratıldı.  Imma, adını şimdi anlamına gelen Japonca ima kelimesinden alıyor. Sanal Influencer meslektaşlarının birçoğu gibi, gerçek bir insana benzerliği ve esrarengiz olmasıyla çoğu insanın kafasını karıştırıyor. Aynı zamanda pek çok marka ile iş birliği yapıyor ve sık sık basında kendine yer buluyor.

    Laila Blue (@chasing.laila)
    Orta Doğu’nun ilk sanal Influencerı Laila Blue ile tanıştıralım.2018 yılında hesabı oluşturulan Laila, Dubai merkezli ve yarı Fransız, yarı Lübnanlı olarak kendini tanıtıyor.