Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 118

    Canon, yemek fotoğrafçılığı ve videografisinde iddialı

    Yemek yapmak bir tutku… Bu tutkuyu paylaşmanın en keyifli yollarından biri ise özenle hazırladığınız tarifinizi görsel bir şölene dönüştürmekten geçiyor. Canon, elinizden çıkan her lezzetin enfes bir tabağa dönüşene kadar olan yolculuğunu, en ince detayına kadar kaydederek eserinizi istediğiniz herkesle buluşturmanızı sağlıyor!

    Günümüzde teknoloji ve sosyal medya, yemek kültürünü yeniden şekillendiriyor; geleneksel tariflerin tekrar keşfedilmesine ve dünya mutfağının tanıtılmasına yardımcı oluyor. Bir şefin elleri arasında hayat bulan her bir tabak ise Canon kameralar sayesinde bir yemekten çok daha fazlasına dönüşüyor; izleyicilere malzemelerin tazeliğini, renklerin canlılığını ve lezzetin derinliğini aktarıyor.

    Yemek fotoğrafçılığı ve videografisinde Canon; EOS R50, PowerShot V10 ve G7 X Mark III modelleriyle içeriklere lezzet katarken Adını Duyur kampanyasıyla da (Make Your Mark) içerik üreticileri için yaratıcılığın önemini vurguluyor. Kampanyanın yemek kategorisindeki temsilcileri olan Elif Özarar, Araz Aknam ve Sefa Okyay Kılıç,  Canon’un vlog dünyası ürünleriyle içeriklerini bir üst seviyeye çıkarıyor; yaratıcılıklarıyla bariyerleri aşarak mutfaktaki yeteneklerini ortaya koyuyor.

    Adını Duyur kampanyası, içerik üreticilerinin seslerini duyurmalarını ve kendilerini ifade etmeleri için büyük bir fırsat sunuyor. Canon, bu kampanya ile içerik üreticilerine hem ilham veriyor hem de potansiyellerini keşfetmeleri ve en iyi versiyonlarını ortaya çıkarmak için teşvik ediyor.

    PowerShot V10, kompakt tasarımı ile mutfakta yer kaplamadan tezgâh üstünde kolayca yer edinebiliyor. 211g ağırlığı ve boyutu sayesinde yemek yapım aşamalarını farklı açılardan çekmek için ideal bir kullanıcı deneyimi sunuyor. İçeriğinde bulunan stereo mikrofon sayesinde yemek yaparken verdiğiniz bilgileri veya mutfakta çıkan sesleri net bir şekilde kaydediyor.

    Akıllı telefonlar yapay zeka özellikleri için hangi platformları kullanıyor?

    Günümüzde piyasaya sürülen akıllı telefonlar, yapay zeka (AI) destekli özelliklerle donatılarak kullanıcılara daha fazla işlevsellik ve yaratıcılık imkanı sunuyor. Bu alandaki son örneklerden biri, Google’ın amiral gemisi modeli olan Google Pixel 9. Samsung da 2024’ün başında piyasaya sürdüğü Galaxy S24 modeliyle yapay zeka tabanlı fotoğraf düzenleme özelliklerini ön plana çıkardı. Peki, bu cihazlar nasıl oluyor da eskiden bulut tabanlı sunuculara ihtiyaç duyulan bu işlemleri şimdi doğrudan cihaz üzerinde gerçekleştirebiliyor?

    Yapay Zeka İşlemlerini Cihaz İçine Taşımak

    Google Pixel 9’da yer alan Magic Editor isimli bir özellik, fotoğrafları yapay zeka yardımıyla yeniden düzenlemeye olanak tanıyor. Bu, fotoğraftaki bir objenin yerini değiştirmekten, istenmeyen kişileri arka plandan silmeye ve hatta gri bir gökyüzünü maviye çevirmeye kadar geniş bir yelpazede işlem yapabilmek anlamına geliyor. Kullanıcılar sadece uygun komutları vererek gerisini uygulamanın halletmesini sağlayabiliyor. Bir başka deyişle, bu özellik ile fotoğraflar adeta yeniden hayal edilip düzenlenebiliyor. Üstelik, yazılı bir komutla fotoğraflara kişi veya nesne eklemek de mümkün.

    Geçmişte bu tür düzenlemeler yalnızca gelişmiş fotoğraf düzenleme yazılımlarıyla yapılabiliyordu ve doğallık elde etmek ciddi bir beceri gerektiriyordu. Magic Editor ise bu karmaşık düzenlemeleri, basit ve sezgisel hareketlerle yapabilme imkanı sunuyor.

    AI ile Gelen Yaratıcı Özellikler

    Pixel 9’un bir diğer yenilikçi özelliği olan “Add Me” ise grup fotoğrafları çekerken telefonunuzu bir başkasına vermek zorunda kalmamanızı sağlıyor. Nasıl mı? İlk olarak, telefon sahibi grubun bir fotoğrafını çekiyor, ardından telefonu arkadaşına verip kendisi de aynı konuma geçiyor. Telefon, bu iki fotoğrafı birleştirerek telefon sahibini de gruba dahil ediyor.

    Benzer şekilde, “Best Take” özelliği ise birbirine çok benzeyen bir dizi fotoğraf içerisinden en iyi öğeleri seçerek tek bir mükemmel fotoğraf oluşturabiliyor. Bu tür özellikler, kullanıcıların zaman ve emek harcamadan çok daha iyi sonuçlar elde edebilmesine olanak tanıyor. Google’ın chatbot teknolojisi de bu cihazlarda dijital asistanlar ve diğer akıllı özellikler için devreye giriyor.

    Cihazdan Buluta: Yapay Zeka İşlemlerinde Dönüşüm

    Yapay zeka tabanlı bu tür işlevlerin, geleneksel olarak çok yüksek işlem gücüne ihtiyaç duyduğu biliniyor. Bu yüzden, çoğu zaman bulut tabanlı sunucular aracılığıyla işleniyor ve cihazlar yalnızca bu verilere erişim sağlıyordu. Ancak, son yıllarda, işlem gücünün büyük kısmının tüketici cihazlarına taşınması gerektiğine dair farkındalık arttı. Bu, kullanıcıların veriler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmasına ve verilerin cihazdan dışarı çıkmadan işlenmesine olanak tanıyor.

    Bu tür bir geçiş, edge computing olarak adlandırılan bir teknoloji ile mümkün hale geliyor. Kenar bilişim, geleneksel bulut tabanlı işleme kıyasla daha düşük işlem gücüne sahip cihazlarda yüksek verimlilikle işlem yapmayı ifade ediyor. Ancak bu tür bir geçiş, cihazların güç tüketimini ve performansını da ciddi şekilde etkileyeceği için özel donanımların geliştirilmesini gerektiriyor.

    Yapay Zeka için Özel Donanımlar

    Bu tür yapay zeka tabanlı işlevlerin daha verimli ve hızlı çalışabilmesi adına özel olarak geliştirilmiş mikroişlemciler kullanılıyor. Google’ın Tensor işlemcileri bu konuda öne çıkıyor. Tensor İşlem Birimleri (TPU), özellikle yapay zeka işlemlerine uygun olarak tasarlanmış mikroişlemcilerdir. Bu işlemciler, cep telefonlarındaki verileri ve elde edilen görüntüleri çok daha hızlı ve düşük enerji tüketimiyle işleyebiliyor.

    TPU’ların temelinde, “sistolik diziler” olarak adlandırılan ve büyük miktarda veriyi aynı anda işleyebilen ağlar bulunuyor. Bu da hem güç tüketimini hem de hesaplama süresini azaltan oldukça verimli bir yapı sunuyor. Tek bir yapay zeka kararını oluşturmak için milyarlarca hesaplama yapılması gerektiğinden, bu tür verimlilikler kritik önem taşıyor.

    Google’ın ilk TPU’ları, 2015 yılında bulut tabanlı sunucularda yapay zeka modellerini eğitmek için geliştirildi. 2018 yılında, bu işlemciler “kenar bilişim” için optimize edilerek bilgisayarlarda kullanılmaya başlandı. 2021 yılında ise, telefonlar için özel olarak tasarlanmış TPU’lar piyasaya sürüldü ve yine Google’ın Pixel serisi bu işlemcileri kullanan ilk telefon oldu.

    Yapay Zeka ile Mobil Teknolojinin Geleceği

    Akıllı telefonlarda daha fazla yapay zeka entegrasyonu görmek şaşırtıcı olmayacak. Şirketler, cihazlarındaki yapay zeka işlem gücünü artırmak için birbiriyle kıyasıya bir rekabet içerisinde. Bu da gelecekte, kullanıcı deneyimini bambaşka bir boyuta taşıyacak yeni teknolojilerin piyasaya sürüleceğini gösteriyor.

    Akıllı telefonların bir zamanlar yalnızca arama yapmak ve mesaj göndermekten ibaret olduğu günler çok geride kaldı. İlk dijital telefonların ardından entegre kameralar geldi, şimdi ise yapay zeka tabanlı özellikler cep telefonlarını adeta kişisel asistanlara dönüştürüyor. Cebimizde taşıdığımız bu küçük cihazlar, artık yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda verimliliği ve yaratıcılığı da destekleyen güçlü birer teknoloji platformu haline geldi.

    Yapay zeka destekli telefonların önümüzdeki yıllarda ne gibi yeniliklerle karşımıza çıkacağını ve bu yarışın sonucunda kazananın kim olacağını ise zaman gösterecek. Ancak bir şey kesin: Yapay zeka, akıllı telefon teknolojisinin evriminde büyük bir rol oynuyor ve oynamaya devam edecek.

     

    Türkiye’de oyun satışları yılın ikinci yarısına hızlı girdi!

    0

    Temmuz ayının oyun satışlarında geçen aya oranla artış yaşandı.

    Açıklanan veriler baz alındığında Temmuz ayında oyun satışları Haziran ayına göre %3, 2023’ün Temmuz ayına göre ise %7 artış gösterdi. PC ve mobil oyun alışverişleri diğer aylara kıyasla artış gösterirken konsol oyunlarında satış hacmi sabit kaldı. Mobil oyunlar, Temmuz ayında en fazla artış gösteren kategori oldu.

    Kategorik dağılım

    PLATFORM MAYIS 2024  HAZİRAN 2024 TEMMUZ 2024
    PC %40 %41 %37
    Konsol %27 %28 %25
    Mobil %33 %31 %38


    En çok oyun içi satış yapılan 10 oyun
    Temmuz ayında alışveriş hacminin büyük bir kısmı FPS oyunlarından geldi ve oyuncuların rekabetçi aksiyon oyunlarına olan ilgisini devam etti. Ayrıca, en çok alışveriş yapılan ilk 10 oyundan altısının PC kategorisinde yer aldığı gözlemlendi; platformun halen oyun endüstrisinde önemli bir oyuncu kitlesi ve satın alma gücüne sahip olduğu görüldü. Mobil oyunlarda ise Free Fire önceki aya göre satışlarını arttırdı.

    1.    Free Fire
    2.     Counter Strike 2
    3.     PUBG Mobile
    4.     Valorant
    5.     Honor of Kings
    6.     League of Legends
    7.     World of Warcraft
    8.     Metin2
    9.     Call of Duty: Modern Warfare 3
    10.   Mobile Legends

    Yaş aralığına göre dağılım

    Haziran ayında toplam oyun alışverişlerinin önemli bir kısmı 21-30 yaş aralığındaki oyuncular tarafından yapıldı.

     

     

    Apple Intelligence ücretli olacak mı: İşte detaylar!

    0

    Apple’ın yeni nesil yapay zeka modeli Apple Intelligence’ın geleceği hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı. Teknoloji devi, bu ileri düzey yapay zeka özelliklerini ücretli olarak sunma fikri konusunda şimdilik geri adım atmış gibi görünüyor.

    Apple Intelligence uzun bir süre ücretsiz olacak

    Bloomberg’in ünlü teknoloji muhabiri Mark Gurman’ın son raporuna göre, Apple en az 2027 yılına kadar Apple Intelligence’ı ücretsiz sunmayı planlıyor. Bu, kullanıcılara yeni yapay zeka özelliklerini keşfetmek ve benimsemek için geniş bir zaman vermiş olacak.

    Yapay zeka mesleklere etkisi

    Apple, WWDC24’teki tanıtımında Apple Intelligence için herhangi bir ücretlendirme planından bahsetmemişti. Ancak sektör analistleri, şirketin gelecekte bu hizmet için aylık 20 dolara kadar ücret talep edebileceğini öne sürmüş, hatta bunun lansmanda dahi duyurulabileceğini söylemişti.

    Apple, bu sıralar Genomji, Image Playground ve daha akıllı bir Siri gibi daha gelişmiş Apple Intelligence özellikleri üzerinde çalışıyor. Bu yeni özelliklerin çoğu iOS 18’in ilk sürümüne yetişmeyecek ve 2024’ün sonlarına veya 2025’in başlarına kadar kullanıma sunulmayacak.

    Apple, mevcut Apple Intelligence özelliklerinin çoğu kullanıcı için ödeme yapmaya değer bulunmayacağını düşünüyor olabilir. Özellikle Google ve OpenAI gibi rakiplerin benzer özellikleri ücretsiz planlarında sunduğu düşünüldüğünde, Apple’ın bu özellikleri şimdiden ücretli olarak sunması planlarını sekteye uğratacaktır.

    Sonuç olarak, Apple Intelligence’ın yakın gelecekte ücretli hale gelmesi beklenmiyor. Apple, kullanıcılara daha fazla değer sunmak ve rekabette geri kalmamak için AI özelliklerini geliştirmeye odaklanacak gibi…

    Yepyeni ROG Ally X Türkiye’de

    0

    Windows 11 oyunları için tasarlanan ROG Ally X, aynı AMD Ryzen™ Z1 Extreme işlemciye sahip olmakla birlikte, daha iyi ergonomi, soğutma ve bağlantı için güncellenmiş bir kasanın yanı sıra yükseltilmiş depolama, RAM ve pil ömrü sunuyor.

    Arttırılmış depolama, bellek, pil ve kumanda kolları dahil olmak üzere çok sayıda donanım iyileştirmesiyle çıtayı yükselterek Windows el konsollarını yeni zirvelere taşıyan ROG Ally X, ülkemizde satışa sunuldu. Yepyeni ROG Ally X avantajlı fiyatıyla satın alınabiliyor.

    ASUS Republic of Gamers (ROG) popüler ROG Ally el oyun konsolunun yeni modeli ROG Ally X’i haziran ayında gerçekleştirilen Computex 2024 Fuarı’nda sahneye çıkarmıştı.

    Hareket halindeyken Windows 11 oyunları için tasarlanan ROG Ally X, aynı AMD Ryzen™ Z1 Extreme işlemciye sahip olmakla birlikte, daha iyi ergonomi, soğutma ve bağlantı için güncellenmiş bir kasanın yanı sıra yükseltilmiş depolama, RAM ve pil ömrü sunuyor.

    Yeni bir özelleştirilebilir oyun kütüphanesi ve birleşik sistem güncellemeleri içeren Armoury Crate SE 1.5 ile birlikte ROG Ally X, oyunları her zamankinden daha iyi oynamak için tasarlanırken, tüm dünya ile aynı anda ülkemizde de siparişe açıldı.

    TCL MOVEAUDIO Go ve TCL MOVEAUDIO Neo Türkiye’de satışa sunuldu

    MOVEAUDIO Go kablosuz kulaklıklar, Bluetooth 5.3 ve iki yönlü senkron iletim teknolojisini kullanarak ses ve görsellerin her zaman senkronize olmasını mümkün kılıyor ve oyunlarınızın keyfini gecikme olmadan çıkarmanızı sağlıyor.

    Farklı bütçelere hitap eden akıllı cihazlarıyla teknolojiyi herkes için demokratikleştirmeye devam eden TCL, birbirini tamamlayan deneyimler sunma vizyonu kapsamında yeni TCL MOVEAUDIO Go ve TCL MOVEAUDIO Neo kablosuz kulaklıklarını Türkiye’de satışa sundu.

    MOVEAUDIO Go kulaklıklar, kristal netliğinde aramalar için 2 mikrofonlu yapay zekâ destekli çevresel gürültü önleme teknolojisi (AI ENC) kullanıyor, bu teknoloji net görüşmeler için arka plan gürültüsünü filtreliyor. Kulaklıkta ayrıca Bas, Dengeli ve Podcast olmak üzere 3 EQ Modu bunuyor. Varsayılan Bas güçlendirici modu, gelişmiş bas ağırlıklı müzik dinlemenizi sağlarken Dengeli mod sayesinde sesleri dengeli bir şekilde duyabiliyorsunuz. Podcast modu ise sesleri net bir şekilde öne çıkarıyor. Kulaklıktaki Bluetooth 5.3 ve iki yönlü senkron iletim teknolojisi ile ses ve görseller her zaman senkronize olurken oyunlarınızın keyfini gecikme olmadan çıkarmak için Gecikmesizlik  Modunu açarak ses gecikmesini 100 ms’ye kadar düşürebiliyorsunuz. Ayrıca MOVEAUDIO Go kulaklık, kılıfından çıkarılır çıkarılmaz tek bir dokunuşla Android cihazlara kolaylıkla eşleştirebiliyor ve müzik, video, aramalar arasında kolayca geçiş yapmak için aynı anda iki Bluetooth cihazına da bağlanabiliyor. Tüm bunların yanı sıra bu kulaklık tek şarjla 7,5 saate, şarj kutusuyla da 30 saate kadar dinleme süresi sunuyor. Üstelik kulaklıkları hızlı şarj ile 15 dakika şarj ederek 2 saat çalışma süresi elde edebiliyorsunuz.

    TCL MOVEAUDIO Neo ise aktif gürültü engelleme (ANC) teknolojisi ile sesi tersine çeviriyor, istenmeyen ortam gürültüsünü 25dB’ye kadar azaltarak metroda, uçakta, kalabalık bir ortamda veya ofiste çalışırken sürükleyici müzik dinlemeniz için daha iyi bir izolasyon imkânı sağlıyor.

    Roborock Flexi Lite: Hem ıslak hem kuru süpürge

    Roborock Flexi Lite süpürge hem ıslak hem kürü temizleme özelliği bulunan ilginç ve farklı bir ürün.

    Hem ıslak hem kuru temizleme özelliği bulunan bu süpürgenin robot ya da diğer dikey modellerden önemli bir farkı var: Yere dökülen sıvıları da temizliyor.

    17 bin Pa emiş gücü bulunan süpürge üzerinde bulunan dairesel mop paspası ile sulu temizlik yapıyor. Biri temiz diğeri kirli olmak üzere 2 su tankı olan süpürge, elektriğe bağlanan istasyon aksesuarı ile hem kendini temizliyor hem de şarj oluyor.

    Eco, Otomatik ve Power olmak üzere 3 farklı temizlik modu bulunan süpürge 180 derece yatabilen özel tasarımı ile 15 cm’ye kadar olan koltuk, sehpa ya da benzeri mobilyaların altına girebiliyor.

    Roborock Flexi Lite

    Sesli komutlarla yaptığı işlemleri size söyleyen Roborock Flexi Lite, şimdilik Türkçe bilmiyor. Markanın verdiği bilgiye göre süpürgenin pil ömrü yaklaşık 40 dakika. Ben de yaptığım denemelerde 10 dakikada yüzde 25 pil kullandığını gördüm. Yani 40 dakikalık bir pil ömrü var.

    Yere dökülen su, çay ya da kahve gibi lekeleri anında temizleyen ürünün kendini temizleyebiliyor olması da önemli bir artı. Bu temizliği yaparken mop 50 dereceye kadar ısıtılıyor. Bu sayede mopun ıslak kalıp kokması ve küflenmesinin de önüne geçiliyor.

    Cihazın biri ön diğeri arka yüzünden olmak üzere 2 farklı su tankı bulunuyor. Öndeki su tantına temiz su konurken arkadaki tank temizlik sonrası kirlenen suyu tutuyor. Temizlik bittikten sonra kirli su tankını yerinden çıkarıp lavaboya ya da uygun bir yere boşaltıyorsunuz. Bu kirli su tankının içi de ayrıca çıkarılıp temizlenebiliyor. Bu da önemli artılarından biri.

    Özellikle evinde bebeği olan aileler için uygun bir ürün olan bu süpürge aynı zamanda tek bir modelle her işini görmek isteyenlere de hitap ediyor. Yani bir taşla iki kuş vurmuş oluyorsunuz ki bu da süpürgenin önemli artılarından biri olarak karşımıza çıkıyor.

    Roborock Flexi Lite

    • 17 bin Pa emiş gücü
    • Islak kuru temizleme özelliği
    • Esnek tasarım ile koltukların altını temizleme (15 cm’e kadar)
    • LED ekran ve sesli uyarı özelliği
    • DirTect Adaptif Temizlik özelliği
    • 40 dakika şarjlı kullanım (Otomatik modda)
    • 50 derece paspas kurutma
    • 4 Kg
    • 620 ml temiz tank kapasitesi
    • 400 ml kirli tank kapasitesi

     

    OPPO, Google I/O Connect China 2024’te üretken AI teknolojisini tanıttı

    Dünyanın önde gelen akıllı telefon markalarından OPPO, Pekin’de düzenlenen Google I/O Connect China etkinliğine katıldı. OPPO etkinlikte AI teknolojisini sunarak Google Gemini modelleriyle entegre edilmiş çeşitli yüksek verimli AI özelliklerini sergiledi.

    OPPO, üretken yapay zekayı verimlilik ve yaratıcılığı artırmak için kullanmaya ve optimal AI telefon deneyimleri sunmaya devam ediyor. Sektörün yeni AI telefon çağında liderliğe devam etmesi için yeniliği iş birliği ile birleştirerek önde gelen endüstri ortaklarıyla iş birliği yapan OPPO, 7-8 Ağustos’ta Pekin’de düzenlenen Google I/O Connect China etkinliğine katıldı. Etkinlikte OPPO’nun Yazılım Mühendisliği Başkanı Kai Tang, üretken AI teknolojisinin akıllı telefon endüstrisine getirdiği yeniliklere dair bilgiler paylaştı ve OPPO’nun AI telefon stratejisini sunarak, Google Gemini ile entegre edilmiş çeşitli yüksek verimli AI özelliklerini sergiledi.

    OPPO, Google gibi ortaklarla güçlü iş birlikleri sayesinde AI telefonlarını yaygınlaştırarak daha fazla kişinin yapay zekanın verimlilik ve konforundan yararlanmasına olanak sağlıyor. OPPO düzenlenen etkinlikte, Google Gemini ile entegre edilen ve akıllı telefonları güçlü verimlilik araçlarına dönüştüren bir dizi yenilikçi AI özelliğini tanıttı. ColorOS 14 işletim sistemine sahip Reno12 serisinde mevcut olan ve etkinlikte tanıtılan AI Kayıt Özeti özelliği, birden fazla konuşmacıyı tanıyarak önemli bilgileri otomatik olarak tanımlamaya ve uzun toplantıları kısa özetlere dönüştürmeye imkan sağlıyor. Bu özellik sayesinde kullanıcıların önemli noktaları hızlıca kavramasına yardımcı oluyor ve manuel görevleri AI destekli süreçlere çevirerek iş verimliliğini önemli ölçüde artırıyor. Etkinlikte tanıtılan bir diğer özellik olan AI Araç Kutusu özelliği ise AI Özeti, AI Yazarı ve AI Konuşma özelliklerini entegre ediyor ve bu sayede verimli okumayı, zahmetsiz içerik oluşturmayı ve kullanıcıların ellerini ve gözlerini serbest bırakabilmelerini sağlıyor. AI Araç Kutusu özelliği ColorOS akıllı yan menüsüne entegre edilerek kolay erişilebilir bir deneyim sunuyor.

    Tcl Movetime MT46X : Çocukları Güvende Tutan Akıllı Saat

    Hep büyükler için mi akıllı saatler var sanıyordunuz? İşte karşınızda çocuklar için yeni bir saat. Tabii aslında Tcl Movetime MT46X , “aile” yapısını göz önünde bulundurularak hazırlanan bir akıllı saat.

      1.3 inç ekrana ve kullanımı rahat, silikon kayışlara sahip olan Tcl Movetime MT46X , gün içinde aktivite kayıtlarından görüntülü görüşmeye kadar pek çok imkân sunuyor. Tabii 4.5G desteği de var. Şimdi biraz daha detaya inelim.

    Tcl Movetime MT46X

    Tcl Movetime MT46X, IP65 sertifikasına sahip. Çocuklar gün içinde arkadaşlarıyla koşup oynamayı, eğlenmeyi severler, biliyorsunuz zaten. İşte bu eğlenceli anlarda, bazen işin içine kirlenme faktörü de girer.

    Hele de futbol maçı, basketbol maçı gibi etkinliklerde bulunuyorsa, toz, kir, su gibi faktörlerle karşılaşmaları zor değildir. İşte bu noktada saatimiz, suya ve toza karşı dayanıklı bir tutum sergileyerek “Acaba saat hasar görür mü?” endişesini ortadan kaldırıyor.

    Tcl Movetime MT46X

    Cihaz nano SIM kart ile çalışıyor. Ek olarak bünyesinde GPS (Konum bilgisi önemli tabii), kablosuz 2.4GHz bağlantı ve Bluetooth 4.2 kablosuz bağlantı teknolojileri de var.

    İşlemci tarafına baktığımızda Unisoc SL8521E çözümünü görüyoruz. Buna 256MB RAM ve 512MB dahili depolama eşlik ediyor.

    MT46X’in  üzerinde bir tane mikrofon ve bir de hoparlör var, ki bu sayede net iletişimler mümkün oluyor. Bir de microUSB girişi var ve buradan şarj işlemini gerçekleştirebiliyoruz.

    Tcl Movetime MT46X

    1.3 inç değerde ekran

    Çocuklar için kullanımı oldukça kolay. Menüler arasında geçişler, uygulama açma ve kapama gibi hamleler için sadece birkaç dakikalık alışma süresi yeterli olacaktır.

    Tabii bu bir akıllı saat olduğu için bünyesinde günlük ne kadar adım atıldı, ne kadar mesafe kat edildi ve ne kadar kalori yakıldı, bu tip detaylar kaydediliyor ve bunlar anne ve baba tarafından da takip edilebiliyor.

    Tcl Movetime MT46X

    Bu aslında önemli, çünkü çocukluk dönemi, çoğumuz için en hareketli ve eğlenceli dönemdir. “Başka çocuklar hareketli, benimki o kadar da hareket etmiyor mu?” ya da “Acaba benim çocuğum çok hareketli bir çocuk mu?” gibi endişeleriniz varsa, saatin topladığı verileri örneğin sağlık kuruluşlarıyla paylaşarak bilgi alabilirsiniz.

    Tcl Movetime MT46X

    Güvenlik çok önemli

    Tcl Movetıme MT46X saatte dahili HD kameraya yer veriliyor. Böylece cihaza kaydedilen aile üyeleriyle görüntülü aramalar gerçekleştirilebiliyor. Ses ve görüntü kalitesinin genel olarak iyi olduğunu ama özellikle iyi ışıklı ortamlarda görüşmelerin yapılması gerektiğini belirtmeliyiz.

    Tcl Movetime MT46X

    Bu arada, kamerayla selfie fotoğraflar da çekmek mümkün. Ayrıca çocuğunuz bir oyuncak ya da farklı bir şey beğenmiş ve bunu sizinle paylaşmak istemiş olabilir. Öte yandan, bulunduğu mekânı da sizinle paylaşabilir.
    İstenirse SMS mesajlar saat üzerinden okunabilir, istenirse sesli mesajlarla grup sohbetlerde yanıtlar verilebilir. Tabii fotoğraf da paylaşılabildiğini tekrarlayalım.

    Tcl Movetime MT46X

    Ebeveynler, uygulama üzerinden çocuğunuzun konum geçmişini takip edebilir, güvenli bölgeler oluşturabilirsiniz. Diyelim ki çocuğunuz güvenli bölgenin dışına çıktı. İşte o an size haber veriliyor ve hemen önlem alabiliyorsunuz. Tabii günümüzde harita uygulamaları da önemli. Ürün, pek çok harita uygulamasına da destek sunuyor.

    Tcl Movetime MT46X

    Pil detayları

    Tcl Movetıme MT46X saatte 700mAh pil var ve microUSB kablo aracılığıyla şarj edilebiliyor. Saat, 4.5G bağlantı aktifken tek şarj ile 2 gün boyunca rahatlıkla kullanıma imkân sunuyor. Tabii kullanım alışkanlıkları doğrultusunda tek şarj ile daha uzun süreli kullanım da mümkün olabilir.

    TCL ürün ailesi hakkında detaylı bilgi ve satın almak için buraya tıklayın

    Star Wars: Bounty Hunter ile maziye dönüş

    2Oyun dünyasında bazen yıllar sonra eski bir dost ile buluşma gibi hissettiren yapımlar karşımıza çıkıyor. Geçmişin geçmişte kalması gerçeğini genelde gözden kaçırıyor ve bu oyunlara yükseliyoruz. Sonrası hüzün. Star Wars: Bounty Hunter da bizze eski bir dost ile tekrar buluşma hissini veren bir yapım. Ama bakalım eski dostumuz ne kadar değişmiş?

    Star Wars: Bounty Hunter bize Jango Fett’in ikonik varlığını yeniden hissettirmeyi amaçlıyor. İyileştirilen grafikler, performans ayarları derken kendimizi oyunun gidişatına bırakıyoruz. Burada unutmamamız gereken, oyunun 2000’lerin başında çıktığı ve o dönem oyun dünyasında bugüne göre çok farklı oyun anlayışının olduğu kısmı. Günümüz kafasıyla 2000’leri yorumlamak pek mümkün değil çünkü.

    Hakiki Star Wars hayranlarına hitap eden oyunun geçtiği dönemi anlamak isteyen yeni nesil Star Wars meraklılarının (eğer hala izlemedilerse The Phantom Menace ve Attack of the Clones yapımlarını bir elden geçmeleri gerekecek. Seri kendi içinde dizilerle vs. genişliyor doğal olarak. Yeni bir bilginin yer edebilmesi için altlık yapılması şart.

    Tekrar hatırlatmak lazım, bu yapım aslen 2002 yılında çıkmış bir oyunun tekrar elden geçerek iyileştirilmiş bir hali. Size yepyeni ve kusursuz bir deneyim vaad etmiyor. Lakin Aspyr’a da hakkını verelim, o kadar da kötü bir şekilde alıp elden geçmemiş yapımı.

    Oyunun gidişatı 2000’lerin klasik aksiyon oyunlarını merkeze alan bir yapıda. Jango Fett’in jetpack’i tüm olaya bambaşka bir hava katıyor ama erken aşamalarda. Sonrasında oyun biraz tekrara düşüyor. Oyunun bölüm tasarımı, canlarınız ve sizi bölüme tekrar başlatma düzeni sabrınızı zorlayabilir. Uzun bölümlerde en ufak hatada tekrar başa kadar yolculuk etmek bir yerden sonra geriyor insanı.

    Oyunun teması ödül avcısı olunca akan hikayenin ve çevresinde dolanan olayların ilgisi de bu yöne kayıyor ister istemez. Burada ne kadar eski bile olsa gidişattan spoiler vermeyeceğim, oyunu denemek ve Jango Fett’i araştırmak isteyenlere ayıp olmasın.

    Belli bir konuya bağlı kalan ve geçmişin oyun anlayışıyla karşımızda Star Wars: Bounty Hunter için kabaca bir artı – eksi tarzında değerlendirmeyle masaya yatıracak olursak eğer;

    Eski bir oyun için daha fazlasının yapılması gerekirdi. Peki buna değer miydi? Ne kadar Star Wars fanını tekrar buraya odaklayabilirlerdi? Hem yaş grubu hem de donanım olarak günümüzde nasıl bir kitle ile buluşturabilirlerdi merak ediyorum.

    Oyunun genel olarak bölüm tasarımı ve oyun anlayışı günümüzden çok uzak. Bunun değişmesi demek oyunun tüm dokusunun da değişmesi anlamına gelir ki var olan ruhu kaybederdi.

    Görsel anlamda iyileşmesi güzel ama günün sonunda ne kadar güzel görünürse gözüksün, mantıklı bir şekilde oynayamadıktan sonra bir anlamı olmuyor.

    Eski günleri anmak ya da o dönemin oyunlarını merak edenler için Star Wars: Bounty Hunter piyasaya ortalama bir giriş yapıyor diyebiliriz. Büyük beklentiniz olmasın, büyük üzülebilirsiniz.