Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 117

    Windows 11 Kapanmıyor mu? İşte Çözüm Yolları!

    Windows 11 kullanıcılarının bir kısmı, bilgisayarlarının düzgün bir şekilde kapanmaması sorunuyla karşılaşıyor. Bu durum, hem işlerinizi aksatabilir hem de can sıkıcı bir deneyim yaşamanıza sebep olabilir. Peki, bu sorunun temel nedenleri nelerdir ve çözüm için neler yapabilirsiniz? “Windows 11 Kapanmıyor mu? İşte Çözüm Yolları!” başlıklı bu yazıda tüm detayları inceleyeceğim.

    Windows 11 Neden Kapanmıyor?

    Windows 11’in kapanmamakta ısrar etmesinin birçok nedeni bulunuyor. Bunlardan ilk sırada gelenleri şöyle sıralayabiliriz:
    • Arka planda çalışan uygulamalar: Bazı programlar, bilgisayarın kapanmasını engelliyor. Bu programlar, bildirim alanında küçük bir simge olarak veya tamamen görünmez bir şekilde çalışabiliyor.
    • Güncelleme sorunları: Windows veya donanım sürücülerinin güncel olmaması, beklenmedik sorunlara yol açabiliyor.
    • Bozuk sistem dosyaları: Windows’un düzgün çalışması için gerekli olan dosyalarda hasar oluşması, kapanma sorununa neden olabiliyor.
    • Donanım sorunları: Hard disk, RAM veya güç kaynağı gibi donanım parçalarında yaşanan arızalar, bilgisayarın kapanmasını engelliyor.
    • Üçüncü parti yazılımlar: Bazı üçüncü parti programlar, Windows ile uyumsuzluk göstererek beklenmedik sorunlara yol açabiliyor.
    • Virüs veya zararlı yazılımlar: Bilgisayara bulaşan zararlı yazılımlar, sistem dosyalarını bozarak kapanma sorununa neden olabiliyor.

    Windows 11 Kapanmama Sorununu Nasıl Çözerim?

    Bu sorunu çözmek için aşağıdaki adımları sırasıyla deneyebilirsiniz:
    1. Görev Yöneticisi’ni Kontrol Edin: Ctrl+Shift+Esc tuşlarına basarak Görev Yöneticisi’ni açın. Burada çalışan tüm uygulamaları kontrol edin ve gereksiz olanları kapatın. Özellikle “Arka Plan İşlemleri” sekmesine göz atın.
    2. Güvenli Mod’da Başlatın: Bilgisayarı Güvenli Mod’da başlatarak, üçüncü parti programların etkisini ortadan kaldırabilir ve sorunun kaynağını daha kolay bulabilirsiniz.
    3. Windows Update’i Kontrol Edin: Windows Ayarları’ndan “Güncelleme ve Güvenlik” bölümüne giderek, güncellemeleri kontrol edin ve varsa yükleyin.
    4. Donanım Sürücülerini Güncelleyin: Cihaz yöneticisi’ni açarak, donanım sürücülerinizin güncel olup olmadığını kontrol edin ve gerekli güncellemeleri yapın.
    5. Sistem Dosyalarını Kontrol Edin: Komut çalıştırıcısını (cmd) yönetici olarak çalıştırın ve sırasıyla “sfc /scannow” ve “DISM.exe /Online /Cleanup-image /Restorehealth” komutlarını çalıştırın. Bu komutlar, sistem dosyalarınızı tarayacak ve olası sorunları düzeltecektir.
    6. Virüs Taraması Yapın: Güvenilir bir antivirüs programı ile bilgisayarınızı tarayarak, virüs veya zararlı yazılımlardan kurtulabilirsiniz. Ayrıca, bu işlemi günlük olarak yapması için gerekli ayarlamaları yapın.
    7. Temiz Önyükleme Yapın: Windows’u sadece temel hizmetlerle başlatarak, üçüncü parti programların etkilerini ortadan kaldırabilirsiniz.
    8. Güç Seçeneklerini Kontrol Edin: Güç seçenekleri ayarlarını kontrol ederek, hızlı başlatma gibi özelliklerin etkin olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.
    9. Donanım Sorunlarını Kontrol Edin: Bilgisayarınızın donanım parçalarında herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol etmek için bir teknik servise başvurabilirsiniz.
    Yukarıda yer alan adımları izleyerek Windows 11’de karşılaştığınız kapanma sorununu büyük ölçüde çözebilir, bilgisayarınızı yeniden sorunsuz bir şekilde kullanmaya devam edebilirsiniz. Ancak, sorun devam ederse, bilgisayarın donanımında veya daha derinlemesine bir yazılım sorun olabileceğinden, bir uzmana başvurmanızda yarar vardır.
    x takip için @salihertugrul

    Telefon kiralamak kolay mı? Smart Kirala hizmetini denedim!

    0

    Son yıllarda çevre bilinci ve ekonomik faydalar, yenilenmiş telefonların tercih edilme oranını artırdı. MediaMarkt Smart Kirala, bu eğilimi destekleyerek kullanıcılara yenilenmiş telefonların sunduğu avantajları tanıtmak ve bilinçlendirmek amacıyla önemli adımlar atıyor. MediaMarkt Satış Sonrası Hizmetler Müdürü Zeynep Giden Belir ile akıllı kiralamayı konuştuk.

    Telefon kiralamak kolay mı? Smart Kirala hizmetini denedim!

    Kiralanan akıllı telefonlar, sıfır ve üretici garantili olarak kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Ürün ilk kez kiralandığında, kutusu açılarak tüm kontroller titizlikle yapılıyor. Kiralama süresi boyunca, kullanıcılar olası arıza veya hasar durumlarında Smart Kirala Asistan Hizmeti’nden destek alabiliyorlar. Garanti kapsamında veya dışında gerçekleşen arızalar, Smart Kirala tarafından takip edilerek müşterilere hızlı ve güvenilir bir hizmet sunuluyor.

    Kiralama süreci, 24 aya kadar olan taksit seçenekleriyle kolaylaştırılmıştır. Tüketiciler, kredi kartları veya anlaşmalı bankaların sunduğu finansman imkanlarıyla akıllı telefonları 24 aylık taksitlerle kiralama seçeneğine sahipler. Kiralama süresi sona erdiğinde, kişiye özel indirimli fiyatlarla ve taksit seçenekleriyle yenilenmiş cihazlardan biri satın alınabilir. Ayrıca, kiralanan akıllı telefonun sorunsuz teslim edilmesi durumunda nakit bonus seçeneği sunuluyor.

    Kiralama süresi boyunca, cihazın satış fiyatının %70’ine kadar olan hasarlar ve üretici garantisi dışındaki onarımlar hizmet paketi kapsamında yer almakta; böylece kullanıcılar ek bir ücret ödemeden cihazlarını güvende tutma imkanı buluyorlar. Cihazın onarım sürecinde kullanıcıların işlerine devam edebilmeleri için eşdeğer bir ikame cihaz temin ediliyor. Kiralanan akıllı telefonlar, ekran koruma uygulaması ve koruyucu kılıf ile donatılıyor. Ayrıca, cihazın ekran korumaları yıprandığında veya kullanıma uygun olmadığında, MediaMarkt mağazalarında ücretsiz olarak değiştirilebiliyor.

    Poco F7’nin Teknik Özellikleri Sızdırıldı: İşte Detaylar!

    0

    Merakla beklenen Poco F7 modelinin teknik özellikleri ilk kez gün yüzüne çıktı. Çin pazarında Redmi Turbo 4 adıyla satışa sunulacak olan cihazın, uluslararası pazarda Poco F7 olarak konumlandırılması bekleniyor.

    POCO F7, orta segment için güçlü bir şekilde geliyor

    Cihazın işlemcisi konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, MediaTek Dimensity 8400, düşük saat hızlı Dimensity 9300 veya Snapdragon 8s Gen 3 işlemcilerinden birinin kullanılabileceği tahmin ediliyor.

    Sızdırılan bilgilere göre, Poco F7 şu özelliklere sahip olacak:

    • 1.5K çözünürlüğe sahip düz ekran
    • Plastik çerçeve
    • En az 5.500 mAh kapasiteli büyük batarya.

    Poco F7’nin çıkış tarihi henüz netlik kazanmadı. Model numarasındaki “2412” ifadesi Aralık 2024’e işaret etse de, Xiaomi ve alt markaları genellikle model numaralarıyla tam olarak örtüşmeyen zamanlarda lansman yapabiliyor. Geçen yıl Poco F6’nın Mayıs ayında tanıtıldığı göz önüne alındığında, Poco F7’nin de benzer bir dönemde piyasaya sürülmesi bekleniyor.

    Cihazın fiyatı hakkında henüz bir bilgi paylaşılmadı. Poco F7, güçlü donanım özellikleri ve fiyat-performans dengesiyle kullanıcıların ilgisini çekmeyi hedefliyor. Ayrıca, POCO M6 Plus 5G ve POCO Buds X1 modellerinin gerçek görüntülerinin de sızdırıldığı belirtiliyor.

    Önümüzdeki ay içerisinde Poco F7 cephesinden net bilgilerin geleceği ve fiyatı, çıkış tarihi gibi bilgilerin basınla paylaşılacağı söyleniyor.

    iPhone 4 SE’de 8GB RAM olabilir!

    0

    Apple’ın bir sonraki nesil iPhone SE modelini iPhone 4 SE’nin, şirketin en yeni yapay zeka özelliklerini destekleyecek şekilde önemli bir donanım yükseltmesi alacağı bildiriliyor. Bloomberg’den tanınmış teknoloji muhabiri Mark Gurman’ın raporuna göre, dördüncü nesil iPhone SE’nin 2025’in başlarında piyasaya sürülmesi bekleniyor ve cihazın Apple Intelligence olarak adlandırılan yapay zeka özelliklerini barındıracağı tahmin ediliyor.

    iPhone 4 SE ilk kez daha büyük bir ekranla gelecek

    Mevcut iPhone serisinde yalnızca iPhone 15 Pro modellerinin Apple Intelligence’ı desteklediği düşünüldüğünde, bu gelişme şimdiden dikkat çekici hale geldi. Apple Intelligence’ın minimum 8GB RAM gerektirmesi nedeniyle, 6GB RAM’e sahip standart iPhone 15 ve 15 Plus modelleri bu özelliklerden yararlanamıyor. Ancak yeni iPhone SE 4’ün, mevcut modeldeki 4GB’dan 8GB’a yükseltilmiş RAM ile geleceği neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

    500 doların altında bir fiyata sahip olması beklenen iPhone SE 4, daha pahalı olan standart iPhone 15 modellerinin yapamadığı bir şeyi başararak Apple’ın en yeni AI özelliklerini çalıştırabilecek.

    Söylentilere göre yeni iPhone SE, iPhone 14 benzeri bir tasarıma, Touch ID yerine Face ID’ye, USB-C portuna, Action düğmesine ve Apple’ın kendi tasarımı olan 5G modeme sahip olacak. Ayrıca, Home düğmesini ortadan kaldıran tam ekran bir görünüm sunuacak şekilde tasarlanacak. Cihazın ekran boyutunun 4.7 inçten 6.06 inçe çıkması ve ilk kez OLED teknolojisini kullanması bekleniyor.

    Apple tedarikçilerinin bu yılın Ekim ayında cihazın seri üretimine başlaması bekleniyor. Cihazın 2025 Ocak ayında Çin Yeni Yılı öncesinde piyasaya sürülmesi mümkün olsa da serinin hep Mart ayında tanıtıldığı göz önüne alındığında Mart 2025’te bir lansman yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor.

    Acer Nitro V 15 ile tanışın

    0

    Acer Nitro V 15, oyunların sürükleyici dünyasına kapılarak yaz tatilini favori oyunlarıyla geçiren oyun tutkunları ile yeterli performans ve ekstra özellikler sunan bir dizüstü bilgisayarla oyun dünyasına giriş yapmak isteyenler için akıcı ve vazgeçilmez bir oyun deneyimi sağlıyor.

    Tatilinin sonuna yaklaşan öğrenciler dinlenme ve keyifli vakit geçirmenin hakkını Nitro V 15’le oyun oynayarak verirken Acer, bu dizüstü bilgisayarıyla diğer zorlu günlük işlerde veya performans gerektiren görevlerde de kullanıcıları destekleyerek farklı kullanım senaryoları sunuyor.

    Kusursuz bir oyun deneyimi için gücünü 13’üncü nesil Intel® Core™ işlemci ve NVIDIA® GeForce RTX™ 40 Serisi GPU ile 16 GB’a kadar DDR5 bellek ve 1 TB’a kadar PCIe M.2 SSD’den alan Acer Nitro V 15, 165 Hz’ye kadar yenileme hızı, 3 ms yüksek tepki süresi ve yüzde 82 ekran/gövde oranına sahip 15,6 inç (16:9) FHD IPS ekranıyla hem oyun deneyimini güçlendiriyor hem de yaratıcı işlerde çalışan kreatif kullanıcı profili için ideal bir seçenek oluyor.

    Adrenalinin en yüksek seviyeye çıktığı anlarda oyunseverlerin daimi eşlikçisi olan Nitro V 15, özellikle yüksek tempolu oyunlarda meydana gelebilecek ısınma ya da ekstra fan ihtiyacı gibi gereksinimlere de yanıt veriyor.

    Cihaz, NVIDIA® GeForce RTX™ 40 serisi GPU sayesinde DLSS 3 ve ışın izleme gibi özelliklerine ek olarak artırılmış güç tasarrufu ve yapay zeka destekli render özellikleriyle oyunculara oyunu gerçek zamanlı bir deneyim halinde sunuyor ve gerçekçi görüntülerin keyfini çıkarmalarını sağlıyor. Nitro V 15 ayrıca, kullanıcıların oyun dünyası dışındaki iletişimin de en iyi şekilde sağlanabilmesi adına Acer Purified View ve Acer Purified Voice™ teknolojileri gibi Acer’ın yapay zeka destekli çözümlerine de sahip.

    Bulut teknolojisiyle dönüşümün stratejik önemi artıyor

    Uluslararası alanda danışmanlık, denetim, güvence, kurumsal finansman, strateji ve vergi hizmetleri sunan EY (Ernst & Young), Bulut Teknolojisi Araştırması’nı yayımladı.

    Uluslararası alanda danışmanlık, denetim, güvence, kurumsal finansman, strateji, ve vergi hizmetleri sunan EY (Ernst & Young), bulut teknolojisinin iş dünyasındaki dönüşüm için kritik bir öneme sahip olduğunu ortaya koyan Bulut Teknolojisi Araştırması’nı yayımladı. Araştırma; bulut teknolojisinin sunduğu fırsatlar, yapay zekâ entegrasyonu ve inovasyonun teşvik edilmesi gibi konuları ele alıyor.

    EY araştırmasına göre, kuruluşların %65’i bulut teknolojisine  stratejik yatırımlar yapıyor olmasına rağmen bu yatırımların sadece %32’si hedeflenen dönüşümü başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor. Aynı zamanda katılımcıların %84’ü yapay zekânın benimsenmesinin buluta geçiş olmadan mümkün olamayacağını belirtirken,  %81’i bulut tabanlı uygulamalar sayesinde  yeni karbon azaltma stratejileri geliştirebildiklerini ve %41’i ise emisyonların daha etkin bir şekilde izlendiğini ifade ediyor. Ayrıca, kuruluşların %35’i, bulut tabanlı uygulama geliştirmenin temel avantajı olarak inovasyonu tanımlıyor.

    İş dünyasında bulut teknolojilerinin benimsenmesi hızla artarken EY Bulut Teknolojisi Araştırması, birçok işletmenin buluta geçişi henüz bütünsel bir şekilde dönüşüm veya iş modellerini geleceğe hazırlamak için bir fırsat olarak kullanmadığını ortaya koyuyor. Araştırma, hızla gelişen dünyada, kuruluşların bulut teknolojilerinin esnekliğinden ve yeniliklerinden tam anlamıyla yararlanabilmesinin, geleneksel ve çevik olmayan operasyonel modeller nedeniyle sınırlı kaldığını gösteriyor. Bu durum, iş operasyonlarının köklü bir dönüşüme tabi tutulması gerektiğini vurguluyor. Gerçek bir dönüşümün, yalnızca bulut tabanlı çözümlere geçilerek mümkün olabileceği ve bu geçişin ancak uygun araçlar, değişen bakış açısı ve gerekli beceri yetkinliklerinin entegrasyonu ile gerçekleşebileceğinin altı çiziliyor. Bu adımlar, kuruluşların bulut teknolojisinin sunduğu potansiyeli bütünüyle değerlendirerek daha rekabetçi ve yenilikçi olmalarını sağlıyor.

    Şirketlerin %74’ü bulutta kısmen çalışmaya devam ederken, yalnızca %26’sı tamamen bulut ortamında çalışıyor. Bununla birlikte, buluta geçiş genellikle geçişte yaşanılan sorunlar nedeniyle engelleniyor; şirketlerin %36’sı prensipte bulutun iş modeli değişikliğini yönlendirmek için yararlı olacağını kabul ediyor, ancak pratikte geçişleri düzgün bir şekilde uygulamakta zorlanıyor.

    Elektrikli araçlara geçişte yakıt giderleri azalıyor

    Kullanıcıların ücretsiz olarak erişebildiği, elektrikli araca geçiş ile yakıt maliyetinden sağlanacak tasarrufu hesaplama aracı üzerinden elde edilen veriler kamuoyuyla paylaşıldı.

    Yaklaşık 2500 kişinin hesaplama yaptığı platformda, elektrikli araba kullanımının bireyler ve kurumlar için yakıt giderlerinde %35 ile %89 arasında tasarruf sağladığı belirlendi. Tüm katılımcıların verileri değerlendirildiğinde ortalama yakıt maliyeti tasarrufu %66 olarak tespit edildi.

    Anketin sonuçlarına göre, katılımcıların %45’i benzinli, yüzde %44’ü dizel ve %11’i hibrit araç kullanıyor.

    Anket katılımcıları arasında yaklaşık 270 hibrit araç sahibinin girdiği veriler sonucunda, hibrit araçtan elektrikli bir araca geçişte elde edilecek yakıt tasarruf ortalaması %57 olarak ortaya çıktı. Dizel sahiplerinin yakıt tasarruf ortalaması %66 ve benzinli araç sahiplerinin ortalaması ise %64 olarak paylaşıldı.

    Anket katılımcılarının, araçları ile yaptıkları toplam kilometre, araçların şehir içi ve şehirlerarası kullanımları ve katılımcının kendi evinde ve iş yerindeki şarj ünitesi kurma olanakları gibi değişkenler, bu sonuçların elde edilmesinde etkili oldu.

    Ankete göre katılımcıların %68’i, elektrikli araç için evde veya iş yerinde şarj istasyonu kurma imkanına sahip olduklarını belirtti. Evde kendi şarj istasyonlarını kurma imkanı olanlar toplam katılımcıların %46’sını oluştururken, katılımcıların %10’u iş yerinde, %12’si ise hem ev hem iş yerinde kendi şarj istasyonlarını kurma imkanı olduğunu belirtiyor.

    Vestel, Çinli Hiconics ile iş birliği anlaşması imzaladı

    Vestel’in mobilite ve batarya enerji depolama alanlarındaki çalışmalarını yürüten Vestel Mobilite şirketi, Çinli Hiconics Eco-energy Technology şirketiyle Türkiye ve Avrupa pazarlarında ev tipi batarya ürünlerinin tasarım, üretim, pazarlama ve satış faaliyetlerinin yürütülmesi ve geliştirilmesi amacıyla iş birliği anlaşması imzaladı.

    Vestel’in elektrikli araç şarj cihazları, otomotiv elektroniği ve batarya enerji depolama çözümlerinde uzmanlaşan yeni girişimi Vestel Mobilite, küresel oyuncu olma vizyonu kapsamında uluslararası iş birliklerini sürdürüyor. Şirket bu amaçla, Çin’in önde gelen enerji depolama şirketlerinden Hiconics Eco-energy Technology ile iş birliği anlaşması imzaladı.

    İki şirket anlaşma kapsamında, Türkiye ve Avrupa pazarlarında ev tipi batarya ürünlerinin tasarım, üretim, pazarlama ve satış faaliyetlerinin yürütülmesi, bu ürünlerin pazar ihtiyaçları ve müşteri deneyimlerine göre ortak geliştirilebilmesi için iş birliği yapacak. Anlaşma, satışı gerçekleşen ev tipi bataryaların satış sonrası destek hizmetlerinin sağlanması ve geliştirilmesi konularında da iş birliğini içeriyor.

    Vestel Mobilite Genel Müdürü Hakan Kutlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Vestel Mobilite olarak, günümüzün değişen ve gelişen enerji tüketim alışkanlıkları doğrultusunda batarya teknolojileri alanında çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu projede konutlar için geliştireceğimiz batarya enerji depolama çözümleri, evlerde güneş enerjisini depolayarak enerji bağımsızlığını artırmak ve elektrik şebekesine olan bağımlılığı azaltmak için tasarlandı. Sistem, kesintiler sırasında güvenilir yedek güç sağlarken, zirve saatlerinde depolanan enerjiyi kullanarak elektrik faturalarını düşürüyor, karbon ayak izini azaltarak çevresel sürdürülebilirliği de teşvik ediyor. Vestel’in teknoloji alanındaki bilgi birikimi ve deneyiminden aldığımız güçle küresel oyuncu olma vizyonumuz kapsamında her geçen gün yeni iş ortaklıkları kuruyoruz” diye konuştu.

    2003 yılında kurulan Hiconics Eco-energy Technology şirketi, ev tipi enerji depolama ve fotovoltaik invertörler, dağıtılmış fotovoltaik EPC’ler, orta ve alçak gerilim VFD’lerden oluşan üç alanda çalışmalar yürütüyor. Yeni enerji ve enerji tasarrufu alanlarında dünyanın önde gelen ürün sağlayıcısı olmayı amaçlayan şirket, 2020’de Midea Group çatısı altında faaliyet göstermeye başladı. Bugün bini aşkın çalışanı ve 200’den fazla patenti bulunan şirket, dünya çapında 30’dan fazla ülke ve bölgeye ürün ve hizmet götürüyor.

    Youtube Reklamları yoğun ilgi görüyor

    Popüler sosyal medya platformu Instagram’a erişim kısıtlanınca sosyal medya kullanıcıları, dijital içerik üreticileri ve markalar da soluğu Google reklamlarında ve diğer sosyal medya platformlarında aldı.

    Bu süreçte çok kanallı pazarlama stratejilerinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyleyen Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, tek bir mecraya ve kitleye odaklanmak yerine pazarlama stratejilerinde birçok dijital mecrayı dahil etmenin önemine değindi. Instagram’ın yokluğunda markaların daha çok Google reklamlarına ağırlık verdiğini ekleyen Kaplan, aynı zamanda X, Youtube ve Tiktok’un da kullanım oranlarının arttığını söyledi.

    Dijital içerik üreticilerinin anbean paylaşımlar yaptığı, markaların ürün ve hizmetlerini çeşitli içeriklerle tanıttığı ve trendleri ve gelişmeleri takip eden kullanıcıların vazgeçilmezi olan Instagram, erişime kapandığında alternatif mecralar arayışına girildi.

    Instagramın kapanmasıyla reklam bütçelerinin yeniden şekillendiğini söyleyen Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, “Bu süreçte, tek yönlü dijital pazarlama stratejilerinin markalara ne denli zarar verebileceğini gözlemledik. Markalar, yalnızca tek bir kanal veya yöntemle sınırlı kaldığında, platformda erişim sıkıntısı yaşandığında veya bir yavaşlama olduğunda hedef kitleyle etkili ve verimli bir iletişim kurmakta zorluk yaşayabiliyor. Burada markaların ve dijital içerik üreticilerinin B ve C planı olması gerektiğini söylüyorduk, bu süreçte de deneyimlemiş olduk. Aynı zamanda uzun vadeli stratejilerden olan arama motoru optimizasyonuna daha fazla önem verilmesi gerektiği ortaya çıktı” dedi.

    Instagram’ın Türkiye’de aylık 51 milyon ziyaretçisi olduğunu ve dijital reklam pastasından aldığı payın yüzde 33 seviyelerinde olduğunu belirten Kaplan, “En çok reklam veren sektörler arasında e-ticaret, kişisel bakım ürünleri ve turizm öne çıkıyor. Özellikle yaz sezonu olduğu için turizm sektörünün bu durumdan daha çok etkilenir oldu. Erişimin kısıtlanmasıyla birlikte, özellikle X platformunda yoğun bir hareketlilik yaşandı. Birçok marka önceki stratejilerine devam ederken, bazıları sıfırdan içerik üreterek platforma katıldı. Bu dönemde, e-ticaret sektörünün dönüşü yüksek olan Google ve TikTok reklamlarına yönelmesi büyük önem taşıyor. Turizm sektöründe ise display ve video reklamcılık ön planda bulunuyor. Geçmiş yıllarda YouTube’un da belirli bir süre kapandığı ve reklam verenlerin farklı stratejiler izlediği hatırlanmalıdır. Bu tür durumlar zaman zaman yaşanabilir ve bu tür durumlara karşı hazırlıklı olunmalıdır. Dijital reklam stratejilerinde yaşanabilecek değişimlere hızlı bir şekilde adapte olabilmek, markaların rekabetçi kalmalarını ve hedef kitlelerine etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlayacaktır. Eğitimler ve sürekli trend takibi, bu süreçte markalara yardımcı olabilir ve dijital pazarlama stratejilerini optimize etmelerine olanak tanır” açıklamasında bulundu.

    Huawei’nin üç kez katlanabilen telefonu çok yakında üretime geçiyor!

    0

    Bildiğiniz üzere tüm dünyada katlanabilir telefon akımı yavaş yavaş trend olmaya ve daha ulaşılabilir seviyede fiyatlara gelmeye başladı: Samsung, Xiaomi gibi sektörün önde gelen firmalarından sonra, Huawei de sektörde kayda değer bir rol sahibi olmayı düşünüyor. Üstelik üç kez katlanabilen 10 inçlik bir modelle…

    Huawei büyük oynamaya karar verdi!

    Akıllı telefon dünyasında yeni bir heyecan dalgası yaşanıyor. Huawei, yakın zamanda piyasaya süreceği üç kez katlanabilen telefonuyla teknoloji tutkunlarının dikkatini çekmeyi başardı. Şirketin Tüketici İş Grubu Başkanı Richard Yu’nun bir uçak yolculuğu sırasında bu yeni cihazı kullanırken görüntülenmesiyle heyecan iyice arttı.

    Cihazın en dikkat çekici özelliği, açıldığında devasa 10 inçlik bir ekrana dönüşmesi. Bu boyut, kullanıcılara tablet deneyimini ceplerinde taşıma imkanı sunacak. Weibo’daki ünlü sızıntı kaynağı Digital Chat Station’a göre, bu telefon dünyanın ilk çift menteşeli, içten ve dıştan katlanabilen modeli olacak.

    Telefonun işlemci tarafında ise Kirin 9 serisi bir yonga seti kullanılması bekleniyor. Bu işlemcinin üretim süreci hakkında hala soru işaretleri bulunuyor. SMIC’in 7nm teknolojisiyle mi üretileceği, yoksa şirketin DUV (Derin Ultraviyole Litografi) kullanarak 5nm işlemci üretmeyi başarıp başaramadığı merak konusu.

    Bu gelişme, katlanabilir telefon pazarında rekabetin kızışacağını gözler önüne seriyor. Samsung’un uzun bir süredir üç kez katlanabilen bir model üzerinde çalıştığı zaten biliniyordu, ancak Huawei’nin bu hamlesiyle pazara ilk giren firma olmayı hedeflediği açık. Cihazın, merakla beklenen Mate 70 serisi amiral gemilerinden önce piyasaya sürülmesi ve gelen ilk tepkilere göre kaderinin şekillenmesi planlanıyor.