Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 116

    OPPO, A60’ı piyasaya sunuyor

    0

    Dünyanın önde gelen akıllı telefon markalarından OPPO, şiddetli darbe ve yüksek standartlarda diğer dayanıklılık testlerini kapsayan en üst düzey MIL-STD 810H sertifikasına sahip yeni OPPO A60’ı piyasaya sürüyor.

    OPPO, A serisi akıllı telefonlarının en yeni üyesi olan OPPO A60’ı satışa sunuyor. Farklı açılardan düşme testleri, şiddetli darbe testleri ve yüksek standartlarda diğer dayanıklılık testlerini kapsayan en üst düzey MIL-STD 810H sertifikasına sahip olan OPPO A60, 950 nit Ultra Parlak Ekran ve IP54 derecesi ile su sıçramalarına karşı hassasiyet özelliği ile geliyor. Ultra dayanıklı tasarımıyla A60, kendi fiyat aralığında bir akıllı telefona ilk kez Islak Dokunma özelliğini getirerek günlük kullanım için sorunsuz ve gelişmiş görsel deneyim sağlıyor. Daha büyük depolama ve bellek kapasitesi, 45W SUPERVOOCTM Hızlı Şarj ile uzun ömürlü 5.000 mAh batarya ve daha fazlasıyla OPPO A60, günlük iş ve eğlence için sorunsuz ve kararlı bir performans sunuyor.

    Pratik ve dayanıklı tasarım

    Sadece 7.68 mm kalınlığında ve yaklaşık 186 g ağırlığında olan ultra ince OPPO A60, A serisinin ikonik ince ve hafif tasarımını devam ettiriyor. Yalın dik açılı çerçevesi ve 2D düz arka kapağı sayesinde telefon, her durumda pürüzsüz ve rahat bir tutuş sağlıyor.

    OPPO A60 Dalga Mavisi ve Gece Moru renk seçenekleriyle geliyor

    A60 göz alıcı tasarımının yanı sıra Dalga Mavisi ve Gece Moru olmak üzere iki şık renk seçeneğiyle de öne çıkıyor. Dalga Mavisi, telefonun mavi denizdeki dalgalara benzer özel bir doku kazanmasını sağlayan benzersiz Manyetik Parçacık Tasarımı ile üretildi. Gece Moru ise, değişen koyu mor tonu ile zıt bir görünüm sunuyor. Her iki renk de oval bir alan içinde çift daireli kamera tasarımı ile arka kapağa mükemmel bir görünüm kazandırıyor.

    Göz alıcı tasarımını güvenilirlik ve dayanıklılıkla destekleyen A60, üç boyutta (X, Y ve Z) çoklu ağır titreşimler, aksesuar olmadan arabada 5000 kilometrelik engebeli yollara dayanma ve 1.22 metre yükseklikten çeşitli pozisyonlarda 26 düşüş gibi zorlu testlerden geçerek dayanıklılığını kanıtlıyor. Bu dayanıklılığı sayesinde, en üst düzey dayanıklılık sertifikası olan MIL-STD 810H sertifikasına sahip ilk akıllı telefon olma özelliğini koruyor.

    Yandex’ten Türkiye’deki girişimcilere özel startup programı

    Yandex, Türkiye için özel olarak hazırladığı Yandex Startup Programı’nı başlattı.

    Makine öğreniminden güç alan akıllı ürün ve hizmetler geliştiren teknoloji şirketi Yandex, Türkiye’deki girişimlere günümüzün rekabetçi ortamında başarılı olmaları için ihtiyaç duydukları araç ve kaynakları sağlamak üzere tasarladığı Yandex Startup Programı’nı başlattı. İnovasyonu destekleme taahhüdü bulunan Yandex, ister yeni başlasın, isterse bir sonraki büyük atılımına hazırlansın her startup’ın parlama şansını hak ettiğine inanıyor. Yandex Startup Programı, Türkiye için özel olarak tasarlanmış olmasıyla öne çıkıyor.

    Program, startup’ların farklı gelişmişlik seviyelerine hitap eden “Başlangıç” ve “Gelişim” olmak üzere iki özel kategori sunuyor. Katılımcılar, Yandex Maps API, Yandex Cloud, Yandex Weather ve Yandex Ads gibi Yandex’in işletmelere yönelik en son teknoloji ve çözümlerine erişim sağlayarak gerçek potansiyellerini ortaya çıkarabilecekler.

    Yandex Maps API İş Geliştirme Müdürü Şerza Saka, yöneticisi olduğu Startup Programı ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Girişimciler ve startup’lar dünyayı dönüştüren ve bizi ileriye taşıyacak hizmet ve ürünleri üretme gücüne sahip. Sadece 2023 yılında 901 milyon dolar tutarında 347 yatırım işlemi ile Türkiye’nin startup ekosisteminde aktif bir büyümeye tanık oluyoruz. Yerel girişimcilere dünya standartlarındaki teknolojilere erişim sağlamak ve operasyonlarını kolaylaştırmak adına, işletmeler için mevcut tüm Yandex hizmetlerini tutarlı bir şekilde birleştirerek sunan, Türkiye pazarına özel olarak uyarlanmış bir Startup Programı geliştirdik…”

    Google Pixel 9 serisi Türkiye’de satılacak mı?

    0

    Google, teknoloji dünyasını heyecanlandıran bir adım atarak dün Pixel 9 serisini Made by Google etkinliğinde resmi olarak tanıttı. Bu yeni nesil akıllı telefonlar, sunduğu yenilikçi özelliklerle kullanıcıların ilgisini çekmeyi başardı. Özellikle Türkiye’deki teknoloji meraklıları, bu cihazların ülkemizde satışa sunulup sunulmayacağı konusunda büyük bir merak içindeler.

    Google bu kez ülkemiz için de hazırlık içinde!

    Google’ın son yıllarda Pixel modellerini Türkiye pazarında satışa sunmaması, kullanıcıları hayal kırıklığına uğratmıştı. Ancak, Pixel 9 serisiyle birlikte bu durumun değişeceğine dair umut verici işaretler var. Lansman sonrasında yapılan araştırmalar, bu konuda oldukça ilginç bilgiler ortaya çıkardı.

    Teknoloji uzmanları, bazı yapılandırma dosyalarını incelediklerinde şaşırtıcı bir keşifte bulundular. Google Pixel 9 modellerinin, Turkcell ve Türk Telekom operatörlerinin yapılandırma listelerine eklendiği görüldü. Bu bilgi, daha önce Vodafone Türkiye için ortaya çıkan sızıntılarla birleşince, Pixel 9 serisinin Türkiye’ye geleceği yönündeki beklentileri güçlendirdi.

    Peki, Pixel 9 serisi ne gibi özellikler sunuyor? Serinin standart modeli, 6,3 inç büyüklüğünde bir OLED ekranla geliyor. Bu ekran, dayanıklılığıyla bilinen Corning Gorilla Glass Victus 2 ile korunuyor. Tasarım açısından, telefonun arka yüzeyi tamamen camdan oluşuyor ve önceki nesilde olduğu gibi arkada iki, önde bir kamera bulunuyor.

    Google’ın Pixel serisini Türkiye’ye getirme kararı, yerel akıllı telefon pazarında rekabeti artıracak ve tüketicilere yeni bir alternatif sunacak. Özellikle fotoğraf çekmeyi seven kullanıcılar için Pixel telefonların sunduğu kamera teknolojileri büyük ilgi görebilir. Ayrıca, Google’ın yapay zeka ve yazılım konusundaki uzmanlığı, Pixel 9 serisini diğer akıllı telefonlardan ayıran önemli bir faktör olabilir

    Sonuç olarak, Google Pixel 9 serisinin Türkiye’ye gelmesi, teknoloji tutkunları için heyecan verici bir gelişme olacak  gibi… Bu cihazların ülkemizde ne zaman satışa sunulacağı ve fiyatlandırmanın nasıl olacağı henüz netlik kazanmasa da, yakın gelecekte daha fazla bilginin ortaya çıkması bekleniyor.

    Web Hosting Nedir? Satın Alırken Sormamız Gereken 8 Önemli Soru

    Web Hosting, internette görünmesini istediğiniz web sitenizin yayınlanabilmesi için gerekli altyapı hizmetlerinden oluşur. Yayınlayacağınız web sitesindeki HTML, JAVA, ASP.NET, PHP, CSS, XML, JavaScript, fotoğraflar, videolar, vb. dosyaları size ayrılan depo alanına yüklersiniz. Daha sonra hizmet aldığınız servis sağlayıcısı bu dosyaların internete bağlı cihazlardan herkese erişilebilir olmasını sağlar.

    Web hosting hizmeti sayesinde internet kullanıcıları web sitenize erişebilirler. Her türlü web sitesinin internetten yayınlanabilmesi için mutlaka web hosting hizmeti gerekir ve hosting hizmeti almadan yayın yapamazsınız.

    Web Hosting Satın Alırken Sormamız Gereken 8 Önemli Soru

    1- Hangi Tür Web Hosting Hizmeti Bana Daha Uygun?

    Satın alacağınız web hosting hizmetleri genel olarak,

    1- Paylaşımlı (Shared) Hosting
    2- VPS (Virtual Private Server – Sanal Özel Sunucu) Hosting
    3- Dedicated (Siteye Özel) Hosting
    4- Bulut (Cloud) Hosting
    5- WordPress Hosting
    6- Reseller (Bayi) Hosting
    7- Colocation Hosting (Kendi sunucunuzu veri merkezinde barındırma) vb. çeşitlere ayrılırlar. 

    Başlangıç seviyelerindeki web siteleri için paylaşımlı hosting hizmeti yeterli olur. Çok daha fazla kaynak gerektiren siteler için VPS veya dedicated sunucular iyi tercihtir. Sonuç olarak seçim yaparken en doğru yaklaşım ihtiyaçlarınıza en uygun hizmeti seçmek olmalıdır.

    2- 7/24 Müşteri Destek Hizmeti Veriyor mu?

    Servis sağlayıcınızdan hosting hizmeti almadan 7/24 müşteri desteği sunan kurumsal sağlayıcıları tercih edin. Hizmet aldığınız yere telefon, e-posta ve canlı sohbet gibi kanallardan ulaşmanız çok önemlidir. Böylece oluşabilecek sorunları hızlıca çözersiniz.

    3- Sunucunun Hızı ve Güvenilirliği Nasıl?

    Hizmet sağlayıcıların web sitelerinde sunucularla ilgili çalışma süre garantisini (uptime) genelde %99.9 olarak verirler. Servis sağlayıcının veri merkezi güvenilirliği ve sunucularının sağladığı performans web sitesinin hızını ve erişilebilir olmasını etkiler. Dahası sunucuların kullandığı SSD depolama donanımları ve yüksek hızlı ağ bağlantıları da performansı artıran diğer ögelerdir.

    4- Depolama Alanı ve Bant Genişliği Yeterli mi?

    Satın alacağınız hosting planını çok dikkatli seçmelisiniz. Çünkü satın aldığınız alan hem size yetmeli hem de yüksek bant genişliği sunmalıdır. Benzer şekilde web siteniz büyüdükçe hem trafiği artar hem de daha fazla kaynak gerekir. Dolayısıyla seçeceğiniz hizmet türü bunu sağlamalıdır.

    5- Yedekleme ve Kurtarma Hizmeti Veriyor mu?

    Hizmet alacağınız servis sağlayıcı düzenli olarak web siteniz için yedekleme hizmeti sunuyor mu? Acil bir durumda yaptığı otomatik yedeklerden hızlıca geri yükleme yaparak sizi makul sürelerde çalışabilir hale getiriyor mu? Bu iki konuyu mutlaka öğrenin.

    6- Hizmetin Güvenlik Özellikleri Yeterli mi?

    Web hosting sağlayıcısının size şu özellikleri sunup sunmadığını sorgulayın.

    – Güvenlik duvarı (Firewall)
    – DDoS koruması
    – SSL sertifikaları
    – Yedekleme hizmetleri
    – Sunucular ve veri merkezi için güvenlik standarlarına uygun önlem ve sertifikalar.

    7- İnternetteki Kullanıcı Yorumları Neler Söylüyor?

    Hizmet alacağınız web hosting sağlayıcı kurum hakkında internette özellikle de forum sitelerinde yer alan yorumları dikkatlice inceleyin. Bu yüzden farklı forumlarda değişik kullanıcıların yaşadıkları gerçek deneyimleri ancak böyle öğrenirsiniz. Diğer bir deyişle bu kullanıcıların Olumlu ya da olumsuz yorumlarının bir değerlendirmesini yaparak çok daha bilinçli bir karar verebileceğinizi görürsünüz.

    8- Ek Maliyetler ve Fiyatlandırma Nasıl?

    Ve en önemli soru: Fiyatlar uygun mu ve çıkabilecek ek maliyetler için yine ekonomik fiyat alabiliyor musunuz? Burada en fazla dikkat edilmesi gereken konu ilk başlangıçta düşük fiyat veren hosting sağlayıcılar olmalı. Lakin başlangıçta ucuz fiyat verenlerin yenileme dönemi fiyatlarını öğrenmeden ve yukarıda belirtilen maddelere dikkat etmeden onlara kesinlikle geçiş yapmayın.

    Özet

    Sitenizin hızlı, kesintisiz ve sorunsuz hizmet verebilmesi doğru hosting firmasını seçmenize bağlıdır. Yukarıda anlatılan 8 maddeye itina ile sadık kalarak yapılan seçimlerde memnuniyetiniz büyük olasılıkla kalıcı olacaktır. Unutmayın ! Size en uygun hosting planını bulmak hem kolay değildir hem de özenli ve uzun zaman alan bir araştırma ister.

    www.mediamarkt.com.tr

    Apple Vision Pro Satışları Neden Düşük Kaldı?

    0

    Teknoloji devi Apple’ın büyük umutlarla piyasaya sürdüğü ve ilk iPhone’un çıkışı gibi radikal bir teknoloji olduğunu üstüne basa basa vurguladığı Vision Pro, beklentilerin aksine o büyük patlamayı bir türlü yapamadı. İlk olarak ABD sınırları içinde satışa sunulan Vision Pro, yüksek fiyatı ve başlığın uygulama tarafında büyük destek almaması gibi bazı ekosistem sorunlarıyla karşılaştı.

    Satışlar İyi Değil

    Apple Vision Pro’nun ABD’de piyasaya sürülmesinden bu yana birkaç ay geçti, ancak satışlar hala oldukça cansız görünüyor.

    Bloomberg ‘in piyasa istihbarat firması IDC’nin bir raporuna dayandırdığı haberine göre, satışlar çeyrekte 100.000 adedin altında seyrediyor. Bu da Apple’ın Şubat ayında ABD’de piyasaya sürdüğü 3.500 dolarlık karma gerçeklik başlığının, 2007’deki lansmanından sonraki 75 gün içinde bir milyon cihaz satan iPhone ve 2010’daki ABD lansmanının ilk gününde 300.000’den fazla cihaz satan iPad gibi Apple’ın diğer büyük ürün lansmanlarının çok gerisinde kaldığı anlamına geliyor.

    1 Milyonluk Satış Hedefinin Çok Gerisinde

    IDC, Apple’ın tüm yıl boyunca 500.000’den az Vision Pro birimi satacağını tahmin ediyor. Financial Times’ın haberine göre bu rakam Apple’ın 1 milyonluk ilk satış hedefinden keskin bir düşüş anlamına geliyor.

    ABD’de satışlar umut verici görünmediği için Apple kısa süre önce Vision Pro’yu ABD dışında da satışa sunacağını duyurmuştu ve Haziran ayı sonunda Çin, Japonya ve Singapur ile başlayan satışlar Kanada, Fransa, Almanya, Avustralya ve İngiltere ile devam etti.

    Bazı analistler, Tim Cook’un Apple’ı daha ucuz bir modelle çıkana kadar Vision Pro’nun daha büyük patlama yapabileceğini düşünmüyor.

    Apple’ın 3.500 dolarlık Vision Pro’nun iki farklı sürümü üzerinde çalıştığını biliyoruz. Üst düzey bir model daha da hızlı işlem yeteneklerine sahip olacakken, daha ucuz bir versiyon muhtemelen adındaki “Pro” ibaresini kaldıracak ve daha düşük fiyat için bazı ödünler verecek.

    Vision Pro Beklenen Patlamayı Neden Yapamadı?

    Bir Apple mağazasında Vision Pro tanıtımını deneyimleyerek 30 dakika geçirdiğinizde, bunun bir bilgisayar ve mühendislik harikası olduğunu anlıyorsunuz. Türkiye’ye geldiğinde de eminiz kullanıcılardan büyük ilgi görecek. Ancak satışa dönmesi aşamasına gelindiğinde bu ilgi somut bir şeye dönüşür mü, işte ondan emin değiliz.

    Vision Pro’yu bir bilgisayar olarak kullanmak, kullanıcının favori uygulamalarının birden fazla sanal ekranını açmasını sağlıyor. Bu ekranlar kullanıcının önünde asılı duruyor ve her biri kolayca yakınlaştırılıp uzaklaştırılabiliyor. Etkileşim, çimdikleme ve sürükleme gibi özel el hareketlerini içerirken birçok eylem göz hareketiyle sağlanıyor.

    Vision Pro’ya 3.500 doları verdikten sonra ilk heyecanla ürünü kullanıyorsunuz, ancak sonrasında bir şey oluyor. Birçok kullanıcı cihazı nasıl kullanabileceklerini düşünmeye başlıyor.

    Vision Pro’ya özgü uygulamaların ve medyanın eksikliği bu durumu daha da zorlaştırdı. Apple’ın yüksek sayıda iade ile karşılaşması ve eBay gibi sitelerde birkaç üniteden fazlasının görülmesi şaşırtıcı değil. Yeni bir Apple ürününe yönelik tipik heyecan da hızla azaldı.

    Google Aramalarında Keskin Düşüş

    23 milyon pikselli iki OLED ekran, 12 kamera, beş sensör, altı mikrofon ve bir M2 çip. Apple bu kadar küçük bir alana çok şey sığdırmış ve duyusal deneyim beklentileri aşıyor.

    Ancak tüm bu özellikleri sunması yeterli olmamış olacak ki Vision Pro’ya ilişkin sosyal medya paylaşımları ve Google aramaları sadece birkaç hafta içinde keskin bir düşüş yaşadı. Üstesinden gelinmesi zor olan bir diğer sorun da form faktörüydü.

    Oyun oynamak ya da kısa bir süre antrenman yapmak için başlıklı bir bilgisayar takmak kabul edilebilir olsa da, internette gezinmek ya da film izlemek için saatlerce bu ağır başlığı takmak ergonomik gelmedi. Birçok kullanıcı, başlığın geleneksel kurulumlarına kıyasla cazip bir yükseltme sunmadığını belirtiyor.

    Vision Pro’nun ağır yapısı uzun saatler kullanımı konusunda kullanıcılara yardımcı olmuyor. Vision Pro’yu uzun süre kullananların bir kısmı uzun süreli kullanımdan kaynaklanan göz kararması, baş ağrısı ve göz yorgunluğu gibi sağlık sorunları bildirdi. Bu sorunların çoğu VR başlık segmentiyle ile ilgili yaygın şikayetler ve Apple’a özgü bir durum değil.

    Apple’ın birinci nesil Vision Pro’sunun sevilecek çok yanı var ve doğrusunu söylemek gerekirse pek çok hevesli kullanıcısı var. Cihazı ilk kez kullanan herkes, deneyimin ileriye doğru büyük bir sıçrama gibi hissettirdiğini hemen fark ediyor.

    Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var. Apple’ın ve diğer satıcıların satış sonuçları, mevcut haliyle uzamsal bilişim için kitlesel bir pazar fırsatının henüz mevcut olmadığını açıkça gösteriyor. Pazar başarısı için tek başına harika bir teknoloji sunması o ürünün patlaması için yeterli değil.

    Apple’ın gelen bildirimlere bakarak daha uygun fiyatlı bir başlık geliştirmesi kuvvetle muhtemel.

    Miele K 4000 buzdolapları gıda israfının önüne geçiyor

    0

    “Daima daha iyiye” çalışma prensibiyle yüksek kalite elektrikli ev aletleri üreten Miele’nin K 4000 serisi buzdolapları, A sınıfı enerji etiketi ile evlerde enerji verimliliğine destek olurken, tazeleme sistemi PerfectFresh Active teknolojisi ile gıda israfının da önüne geçiyor. 

    Beyaz eşya ve ankastre ürünlerinin dünyaca ünlü Alman markası Miele’nin üstün saklama koşulları sunan K 4000 serisi buzdolapları, PerfectFresh Active özelliği ile meyve ve sebzelerin geleneksel çekmeceli buzdolaplarına göre beş kat daha uzun süre taze kalmasını sağlıyor. Yeni nesil buzdolapları, gıdaların bozularak çöpe gitmesini önlerken, dondurucu-buzdolabı olarak ayarlanabilen bölmeleriyle farklı bir kullanım deneyimi yaşatıyor. K 4000, A sınıfı enerji etiketiyle Miele’nin sürdürülebilirlikteki duruşunu gözler önüne sererken, Red Dot ve iF Design Award ödülleriyle tasarımda geldiği noktayı kanıtlıyor.

    İdeal saklama koşulları sunan Miele K 4000 serisi buzdolapları, doğru ısı ve nem oranının mükemmel kombinasyonda buluştuğu PerfectFresh Active teknolojisi ile meyve ve sebzelerin tazeliğini uzun süre koruyor. Her 90 dakika ya da her kapı açıldığında buzdolabı çekmecelerine ince bir buhar tabakası şeklinde su püskürten PerfectFresh Active teknolojisiyle gıdalar uzun süre tazeliğini, vitamin ve besin değerlerini muhafaza ediyor. Düşük ısı sayesinde bakteri gelişimi yaşanmayan, son derece kolay temizlenebilen 120 ml kapasiteli su haznesi, buzdolabında çok az yer kaplıyor. Son derece düşük su tüketimi sayesinde su haznesinin iki ila üç ayda bir doldurulması yeterli oluyor.

    iPhone 15, tarihin en çabuk eskiyen Apple cihazı olabilir!

    0

    Apple’ın geçtiğimiz yıl piyasaya sürdüğü iPhone 15 serisi, beklenmedik bir şekilde hızla demode olma tehlikesiyle karşı karşıya. Teknoloji dünyasının hızla değişen dinamikleri ve Apple’ın agresif ürün stratejisi, bu durumun başlıca nedenleri gibi görünüyor. İşte detaylar…

    iPhone 15, yapay zekadan mahrum kalacak

    Apple Intelligence olarak adlandırılan yeni yapay zeka özelliklerinin iPhone 15’in standart modellerinde bulunmaması, cihazın geleceğini tehdit eden en büyük etken olarak göze çarpıyor.

    Apple’ın bu yıl tanıtması beklenen iPhone 16 serisinin tüm modellerinde Apple Intelligence’ın yer alacağı belirtiliyor. Bu durum, iPhone 15 kullanıcılarını önemli bir teknolojik yenilikten ve yapay zeka modelinden mahrum bırakmış olacak.

    Tüm bunların yanında asıl sürpriz, 2025’in başlarında piyasaya sürülmesi planlanan iPhone SE 4 modelinden geliyor. Uygun fiyatlı bu yeni cihazın, iPhone 14’ün tasarımını benimseyeceği ve Apple Intelligence özelliklerini barındıracağı ifade ediliyor. Ayrıca, SE 4’ün A18 çipine ve OLED ekrana sahip olacağı da söylentiler arasında.

    Ancak asıl sürpriz, 2025’in başlarında piyasaya sürülmesi planlanan iPhone SE 4 modelinden geliyor. Uygun fiyatlı bu yeni cihazın, iPhone 14’ün tasarımını benimseyeceği ve Apple Intelligence özelliklerini barındıracağı ifade ediliyor. Ayrıca, SE 4’ün A18 çipine ve OLED ekrana sahip olacağı söylentiler arasında.

    Peki, bu durum tüm kullanıcılar için geçerli mi? Uzmanlar, iPhone kullanıcılarının yaklaşık yarısının bu yeni özelliklere fazla önem vermeyebileceğini belirtiyor. Birçok kullanıcı için temel işlevler yeterli olabilir ve Apple Intelligence gibi ileri düzey özellikler, herkes için bir öncelik olmayabilir.

    Sonuç olarak, iPhone 15’in geleceği şimdilik belirsizliğini koruyor. Apple’ın gelecek stratejileri ve kullanıcı tercihleri, bu cihazın piyasadaki konumunu belirleyecek ve ekosistemde ne kadar yer alacağının da kararı verilmiş olacak. Ancak şu an için, iPhone 15’in Apple tarihindeki en hızlı eskiyen model olma potansiyeli taşıdığını söylemek yanlış olmayacaktır.

    NFL Retro Bowl ’25 oyunu yalnızca Apple Arcade’de sunulacak

    0

    Apple Arcade, önümüzdeki ay, hepsi reklamsız ve uygulama içi satın alımlar içermeyen üç yeni oyun sunuyor.

    5 Eylül’de NFL Retro Bowl ’25, Monster Train+ ve yepyeni uzamsal Apple Vision Pro oyunu Puzzle Sculpt, heyecan verici maceralar, hızlı tempolu aksiyon oyunları, zorlu çok oyunculu yarışmalar, rahatlatıcı bulmacalar, sürükleyici spor ve yarış oyunları, sevilen App Store klasikleri ve çok daha fazlasını kapsayan servisteki 200’den fazla eğlenceli oyuna katılıyor.

    Tam da 2024 NFL sezonu başlarken, Apple Arcade kullanıcıları, yeni Retro Bowl+ lansmanıyla tüm favori resmi NFL oyuncularının ve takımlarının yer aldığı NFL Retro Bowl ’25’te karşılaşmaları koltuklarından istedikleri gibi yönetebilecek. Ayrıca Monster Train+’ta taktiksel düşünerek deste oluşturma mücadelesine katılabilecekler.

    Apple Vision Pro’da oyuncular, genişletilmiş gerçeklik ve yapay zeka gibi yeni teknolojilere odaklanan ödüllü oyun geliştiricisi Schell Games’in Puzzle Sculpt oyununda rahatlatıcı bir 3D bulmaca oyunu deneyimi yaşayabilecek. Servisteki dijital içerikleri fiziksel dünyayla harmanlayarak yeni oyun deneyimleri sunan Puzzle Sculpt, yeni kullanıma sunulan Castle Crumble, Cityscapes: Sim Builder, Warped Kart Racers ve Where Cards Fall gibi benzersiz uzamsal oyunlara katılıyor.

    Disney Dream Valley dahil birçok popüler oyuna önemli güncellemeler geliyor. Ayrıca stitch.’te yeni DreamWorks Shrek içerikleri, Crayola Create and Play+’ta ise yeni Smithsonion Institution içerikleri sunuluyor…

    Monster Train+ ve Apple Vision Pro oyunu Puzzle Sculpt de 5 Eylül’de Apple Arcade’de kullanıcılarla buluşacak…

    vivo’dan cep telefonlarıyla muhteşem gün batımı fotoğrafları çekmek için ipuçları

    Türkiye’de ön satışa sunulan X100 Pro ile fotoğrafçılık deneyimini en üst seviyeye taşıyan vivo, mükemmel gün batımı fotoğrafçılığı için püf noktaları paylaştı.

    Gün batımı, doğanın sunduğu en büyüleyici anlardan biridir. Güneşin ufuk çizgisine doğru alçaldığı bu an, gökyüzünü altın ve kırmızı tonlarına boyar ve muhteşem fotoğraf çekimleri için harika manzaralar sunar.

    vivo, mobil fotoğrafçılıkta devrim yaratan özelliklere sahip X100 Pro ile muhteşem gün batımı fotoğrafları yakalamanız için bazı ipuçlarını paylaştı:

    • Doğru zamanı yakalayın: Gün batımı fotoğraflarının en güzel anlarını yakalamak için doğru zamanlamayı bilmek çok önemli. Güneş batmadan yaklaşık 30 dakika önce çekim yapmaya başlayın ve güneş battıktan sonraki 30 dakika içinde çekimleri sonlandırın. Bu süre zarfında, ışık yumuşak ve sıcak tonlarda olur, bu da fotoğraflarınıza büyüleyici bir atmosfer katar.
    • Kompozisyonu planlayın: Kompozisyonunuzu planlamak da bir o kadar önemli. Fotoğraflarınıza derinlik katmak için ilginç ön plan nesneleri kullanabilirsiniz. Örneğin, bir ağaç, bir kaya veya bir insan silüeti, fotoğrafınıza odak noktası ekleyerek daha etkileyici hale getirebilir.
    • Hava durumunu takip edin: Gün batımı fotoğrafçılığı için hava durumu da büyük önem taşır. Bulutlu günlerde gökyüzündeki renk oyunları daha dramatik olabilirken berrak günlerde daha keskin ve net fotoğraflar elde edebilirsiniz. Hava durumunu takip ederek çekim yapacağınız günü planlamak, en iyi sonuçları almanıza yardımcı olur.
    • Telefoto özelliğini kullanın: APO Hareketli Telefoto Kamera özelliğini kullanarak uzaktaki öğeleri yakınlaştırarak farklı fotoğraflar elde edebilirsiniz. Telefoto donanımı ve vivo Origin Görüntüleme Motoru ile sıcak tonları geliştiren ve canlı renkler sağlayan X100 Pro, gün doğumu ve gün batımı gibi sahneler için ustalıkla tasarlanmıştır. Güneşi ya da silüet olarak kullanacağınız nesnelerin görünümlerini düzenlemek için bu özellik size çok yardımcı olacaktır.

    Küresel e-posta kullanıcı sayısının 2026 yılına kadar 4,73 milyara ulaşması öngörülüyor

    Küresel e-posta kullanıcı sayısının 2026 yılına kadar 4,73 milyara ulaşması öngörülürken, e-posta dijital çağda iletişim için en önemli platformlardan biri haline geldi.

    Kaspersky MEA Bölgesi Teknik Uzmanı Brandon Muller, “Tıpkı kişisel kimliğiniz gibi e-posta adresiniz de kendisine bağlı çok büyük miktarda bilgi içerir. Hem profesyonel hem kişisel e-posta adreslerimiz, dünya çapında giderek büyüyen sofistike siber suçlular topluluğunun ilgilendiği başlıca varlıklar arasında yer alıyor” diyor.

    Çoğu çevrimiçi giriş formu, portal, e-ticaret sitesi ve mobil uygulama bir e-posta adresi gerektiriyor. Bilgisayar korsanları bu hesaplara erişmek için bireylerin hem e-posta hem diğer çevrimiçi hesaplarının giriş bilgilerine ihtiyaç duysa da, e-posta adresi farklı dolandırıcılık senaryolarının hayata geçirilmesi için çok önemli bir başlangıç noktasına karşılık geliyor.

    Siber suçlular, kötü amaçlı yazılım ekleri veya kötü amaçlı web sitelerine bağlantı içeren kimlik avı e-postalarıyla bireyleri hedefleyebiliyor. Ayrıca kişinin banka hesap numarası, kimlik numarası, fiziksel adresi, telefon numarası ve şifresi gibi kişisel bilgilerini elde etmek için sofistike sosyal mühendislik tekniklerini de kullanıyor.

    E-posta adreslerini taklit etmek de bir diğer büyük risk. Bu, bir kişinin e-posta adresine benzeyen ancak küçük ve fark edilmesi zor değişiklikler (bir sayıyı bir harfle değiştirmek veya araya tire eklemek gibi) içeren sahte bir e-posta adresi oluşturmayı içeriyor. Hackerlar daha sonra bu kişinin arkadaşlarından ve ailesinden, o kişiymiş gibi davranarak bilgi sızdırabilir. Bu yaklaşım genellikle e-posta istemcilerindeki spam filtreleri tarafından gözden kaçırılır. Dahası, bir siber suçlu tersine e-posta arama aracı kullanarak söz konusu e-posta adresinin kime ait olduğunu bulabilir. Bu onlara söz konusu kişiye dair mümkün olduğunca çok serbestçe erişilebilen kişisel veri elde etmek için önemli bir başlangıç noktası sağlayabilir. Birçok kişinin e-postalarında genellikle isimleri ve başta doğum tarihi olmak üzere akılda kalıcı bir numara yer aldığından, bu iki tanımlayıcı faktör birçok siber suçlunun çevrimiçi ortamda kurbanlarının kimliğini çalmak veya mali yönden dolandırmak için kullanılabilecekleri türden kişisel veriler toplamaya başlaması için yeterli.

    E-posta adresi nasıl korunur?

    • Güçlü parolalar oluşturun
    • Spam filtreleri ve engellemeyi kullanın
    • İki faktörlü kimlik doğrulamayı açın
    • Tek kullanımlık e-posta hesabı edinin
    • Daima dikkatli olun