Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    HaberlerTeknolojiQLED teknolojisi nedir?

    QLED teknolojisi nedir?

    Samsung, görüntü dünyası için iddialı bir teknolojiyle karşımızda. QLED kullanan TV’lerinin sayısı yavaş yavaş artan şirket, üç amiral gemisi model üzerinde yoğunlaşıyor. Bu yazıda, bahsi geçen cihazlar üzerinden QLED’in hayatımıza getireceği farkları anlatacağım.

    Fakat önce QLED’den biraz bahsedeyim. QLED TV‘ler esasen LED TV olup, resim kalitesi performansını artırmak için kuantum noktaları kullanırlar. Quantum Light Emitting Diode (Kuantum Işık Yayan Diyot) açılımına sahip QLED teknolojisi isim olarak her ne kadar OLED’e benzese de çok farklı bir mantıkta çalışıyor.

    Kuantum noktaları (Quantum Dot), neredeyse yalnızca LED’lerin sağlayabileceğinden daha saf bir ışık üreten bir filtre gibi hareket edebiliyor. Doğru ışıklara maruz kaldıklarında dar bir dalga boyunda parlak renkler yayınlayabilen kuantum noktaları televizyonlar için ideal hale geliyor. LED TV panelinde filtre görevini gören film parçasına yayılan kuantum noktaları, daha sonra LED arka ışıklarının bu filmden geçmesiyle birlikte ideal renk sıcaklığına rafine ediliyor. Böylece parlaklık ve renk daha belirgin ve canlı hale geliyor.

    Q6F, Q8C ve Q7F adlarıyla bilinen bu cihazlar, şirketin 2016’da piyasaya çıkardığı SUHD teknolojili TV’lerine çok benziyor. Yeni modeller, aslında Quantum Dot teknolojisiyle zenginleştirilmiş LED aydınlatmalı LCD TV’lerden oluşuyor. Farklılık, bu yılki Quantum Dot için kullanılan materyallerin, metal kabuk ve çekirdek ile güçlendirilmiş olması. Bu da, görüntü kalitesinde ciddi bir kazanım anlamına geliyor.

    Samsung’a göre, Q7F ve kavisli Q8C’nin tepe parlaklık değeri 1.500 nit. En üst model olan Q9F ise 2.000 nite ulaşabiliyor. Bütün bunların, geçen yılki SUHD serisinin 1.000 nit üzerinde olduğunu hatırlatayım.

    Bunun yanı sıra, Samsung, bir başka ‘dünyada ilk’ özelliğe de sahip :%100 renk hacmi. Bu, QLED TV’lerin belirli bir parlaklık düzeyinde değil, tüm parlaklık seviyeleri aralığında, geniş DCI-P3 renk skalasını kapsadığı anlamına geliyor. Parlaklığı artırdıktan sonra DCI-P3 kapsama miktarını düşürme eğiliminde olan OLED’e karşı, QLED önemli bir avantaj elde ediyor. Q9F’nin testlerine baktığımızda, amiral gemisi modeli Q9F’nin DCI-P3 renk skalasının % 99’unu görüntüleyebildiğini görüyoruz.

    Görüntü teknik özellikleri bir yana, görünmez bağlantı ve boşluksuz duvara monte özellikleri de TV’nizi koyacağınız alanı derli toplu tutmak ve bu alanın estetik görünmesine yardımcı olan iki işlevsel çözüm. İlki, tüm sinyalleri One Connect çıkış kutusuna nakleden ince bir fiber optik kablodan oluşurken; ikinci özellik, parçalarının çoğunu TV kasasına gizliyor ve böylece TV’nin duvara ‘sıfır’ olarak oturmasını sağlıyor. İkisi de çığır açıcı özellikler değiller, ancak her ikisi de tasarımın ve kullanışlılığın nasıl artırılabileceğine dair iyi örnekler.

    Yazılım tarafına bakınca, QLED TV’lerde Tizen işletim sistemi kullanılıyor ve geçen yılkiyle aynı Smart Hub kullanıcı arayüzünü taşıyor. Bununla birlikte, en büyük görsel değişiklik, ana ekrandan sağa doğru sistem menülerine kadar tüm kullanıcı arayüzüne yayılan bir beyaz buzlu cam efekti.

    Bu yılın akıllı uzaktan kumandası, uyumlu HDMI bağlantılı cihazları tek bir kaynaktan kontrol etmenize, sesli kontrol ile ortak menü seçeneklerine ve TV işlevlerine erişebilmeyi sağlıyor. Güncellenmiş Smart View mobil uygulaması ile artık TV’deki içerikleri mobil cihazdan da görüntüleyebilirsiniz. Bu uygulamanın üst kısmında TV’nin başlatma çubuğunu andıran bir dizi simge yer alıyor. Küçük bir dokunuş gibi gözükse de, telefonu kullanarak TV’de o anda ve yayındaki programdan sonra ne seyredebileceğinizi belirlemek, büyük kolaylık.

    Dinamik modda 1,700 nit’ten yüksek bir parlaklık ile Q9F şu ana kadar gördüğüm en parlak TV. Kontrastı ve siyah görüntüleme performansı bir araya geldiğinde, hem aydınlık hem de karanlık ortamlarda harika çalışıyor.

    Yüksek parlaklık, aynı zamanda HDR içeriğine de katkı sağlıyor: Samsung’un önceki amiral gemisi TV’lerine göre renkler daha canlı duruyor. Cihazda bir VA paneli kullandığından, görüntü dondurma  endişesine de gerek kalmıyor. Düşük giriş gecikmesi sayesinde Q9F, oyun severler için de iyi bir HDR tercih olabilir. 3D isteyenleri ise hayal kırıklığına uğratacak, zira QLED TV’lerin hiçbirisi 3D desteklemiyor.

    TV’nin tam karşısına oturduğunuzda, Q9F’nin siyah performansı OLED TV’lerde gördüğünüzle başabaş. Görüş açısı genellikle önceki yılın modellerinden daha iyi, renk kaymaları her iki yönden de 30°’den fazla açıdan bakıldığında ancak ortaya çıkıyor.

    Tam arka aydınlatma sistemi yerine kenar aydınlatması kullandığını göz önüne alırsak, Q9F’nin performansı beni şaşırttı. Hayalet etkisi ve giriş gecikmesindeki düşük değerler, özellikle Q9F’yi spor müsabakalarını, aksiyon filmlerini izlemek veya oyun oynamak için son derece uygun bir seçenek hâline getiriyor. Öyleyse evet, Q9F’nin şu anda en iyi 4K LCD TV olduğu için güçlü bir dava var.

    Haberler

    BUNLARI DA BEĞENEBİLİRSİN