Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 84

    Galaxy S24 FE, Galaxy AI yetenekleri ile dikkat çekiyor

    Samsung Electronics üst düzey mobil deneyimleri daha geniş bir kitleye taşımaya hazırlanan, Galaxy AI ekosisteminin en yeni üyesi Galaxy S24 FE’yi tanıttı. 

    Samsung Electronics, daha fazla kullanıcıya yeni nesil mobil deneyimler sunan Galaxy AI ekosisteminin en yeni üyesi Galaxy S24 FE’yi tanıttı. Yapay zeka tabanlı ProVisual Engine ve Galaxy AI’nin Foto Asistanı özelliklerinden güç alan Galaxy S24 FE, kullanıcıların daha yaratıcı olmasına imkan tanıyan gelişmiş kamera kurulumuna sahip. Galaxy S24 FE, 6,7 inç Dinamik AMOLED 2X ekranı, uzun ömürlü 4.700 mAh pili ve güçlü Exynos 2400 serisi yonga setiyle hareket halindeyken oyun oynamak için ideal. İletişimi, üretkenliği ve yaratıcılığı geliştirme hedefiyle Galaxy S24 FE, güçlü Samsung Knox güvenlik özellikleriyle korunan üstün Galaxy AI araçları ve ekosistem bağlantı yeteneklerini ikonik tasarımda sunuyor.

    Samsung Electronics Kıdemli Başkan Yardımcısı, Akıllı Telefon Ar-Ge Ekibi Başkanı SeaYoung Lee, “Herkesin en yeni mobil inovasyonlarımızın tüm avantajlarından yararlanmasını istiyoruz. Galaxy AI, pek çok yeni deneyimle kullanıcıların daha iyi iletişim kurmasına, daha yaratıcı ve üretken olmasına yardımcı oluyor. Galaxy S24 FE, S24 serisinin güçlü performansını ve üstün Galaxy AI özelliklerini daha fazla kişiye ulaştıracak” dedi.

    Yapay zekalı kamera ve düzenleme araçları yaratıcılığın kapılarını aralıyor

    Herkesin çarpıcı fotoğraflar ve videolar çekmesini kolaylaştıran Galaxy S24 FE’nin amiral gemisi kamera kurulumunda ikisi de optik görüntü sabitleme (OIS) ile desteklenen 3x optik yakınlaştırmalı 50MP geniş lens ve 8MP telefoto lensin yanı sıra 12MP ultra geniş lens ve 10MP selfie kamerası yer alıyor. Samsung’un görsel kaliteyi sıradışı boyutlara taşıyan yapay zeka odaklı dinamik kamera motoru ProVisual Engine, kamera sisteminin yeteneklerini ileri taşıyor.

    Benim gözümden Xiaomi 14T Pro | Cem Kıvırcık

    0

    Xiaomi 11T ile karşılaştığım 2021 yılından bu yana, her yıl son çeyrek yaklaştığında yeni T serisi Xiaomi telefonları merakla bekliyorum. Bu kez Xiaomi 14T Pro, 26 Eylül’deki resmi lansmanı yapılmadan haftalar önce bana ulaştı ve ben de Pavli Panayırı’nda Leica destekli kamera özelliklerini MediaTrend için deneyimledim.Xiaomi 14T Pro | Cem Kıvırcık

    Yaptığımız işin bir parçası olarak birçok teknolojik ürünü piyasaya daha çıkmadan, herkesten önce görebilme şansımız oluyor. Zaman zaman bu ayrıcalık için, lansman tarihinden önce paylaşım/haber vs. yapmamamız için ağır tazminat yaptırımları içeren gizlilik anlaşmalarına imza atıyoruz. Ancak Xiaomi’de durum biraz daha farklı oldu. Öncelikle kendileri beni Berlin’de 26 Eylül’de yapacakları resmi lansmana davet ettiler. Ancak ben artık Schengen Bölgesi’ne seyahat edebilmek için vize çilesi çekmekten sıkıldığım için bu nazik daveti üzülerek geri çevirmek zorunda kaldım. Nitekim birkaç gün sonra arayarak bana bir Xiaomi 14T Pro göndereceklerini söylediklerinde çok sevindim. Tek ricaları dergi yayınlanana, lansman gerçekleştirilene kadar hiçbir paylaşım/haber yapmamamdı. Ben de bu “centilmenlik anlaşması”na uydum ve sizler için bu sayfaları hazırlarken ve fotoğraflar çekerken elimden geldiğince telefonu meraklı gözlerden saklamaya gayret ettim.

    T serisi ne anlama geliyor

    Hemen her yıl, son çeyrek yaklaştığında Xiaomi’nin “T serisi” adını verdiği ürünleri merakla bekliyorum. İlk T serisi, 2021’de piyasaya sunulan Xiaomi 11T’den bu yana, kamera konusunda üste koyarak devam eden Xiaomi, Leica iş birliğiyle kaliteyi başka bir boyuta taşıdı. Bu serideki “T” harfinin neyi temsil ettiğini henüz öğrenemedim ama Reddit’te okuduğum bir gönderide yazdığına göre normal model ile amiral gemisi arasında fiyat/performans ürünü olan bu seri için “Third Gen” yani “3. Nesil” deniyormuş, bunu da notlarıma ekleyeyim.

    Telefonun şık ve minimal bir tasarımı var. Titan Gray, Titan Blue ve Titan Black olmak üzere üç ayrı renk koduna sahip olan Xiaomi 14T Pro, uzun zamandır akıllı telefonlarda görmeye hasret kaldığım alüminyum alaşımlı metal bir gövde ile geliyor. 3 boyutlu kavisli arka kapağı telefonun rahatlıkla ele oturmasını ve yatay ya da dikey fark etmeksizin titretme endişesi olmadan çekim yapabilmenize olanak sağlıyor.

    LEICA VARIO-SUMMILUX 1:1.6-2.2/15-60 ASPH özellikli kamera bloğu telefonun arka tarafında sol üst köşede kare bir çıkıntı üzerinde dörtlü daire biçiminde konumlandırılmış. En solda üst köşede 50 MP’lik 23mm f/1.6 ana kamera yer alıyor. Son teknoloji Light Fusion 900 sensörün kullanıldığı bu kamera, selefi ile kıyaslandığında yüzde 32 daha fazla ışık alıyor ve 13.57EV’ye varan dinamik aralık imkânı sunuyor.

    13.57EV dinamik aralık ne işe yarar

    Genellikle herkes megapiksel, sensor boyutu vs. konuşur ama sensor, lens ve yazılım iş birliğinin size sunduğu bu “EV” meselesinden kimse söz etmez. “EV” (Exposure Value), yani fotoğrafta pozlama değeri dediğimiz kavramın kısaltmasıdır. EV, yani pozlama değeri, ışığın miktarını ölçen bir standarttır. Bir EV eklediğinizde, kameranın aldığı ışık miktarını iki katına çıkarıyorsunuz demektir.

    Dinamik aralığa gelince, bu, bir kameranın kaç tane pozlama değeri durağını yakalayabileceği anlamına gelir. 13EV dinamik aralığa sahip olmak, tam olarak ortada pozladığınızda, pozladığınız noktanın 6 durak üstü ve 6 durak altındaki ışığı yakalayabileceği anlamına gelir. 6EV’den daha fazla pozlanmış ışık, tüm detaylarıyla birlikte tamamen beyaza döner ve artık bu alanda veri kalmaz. Aynı şekilde, 6 duraktan fazla düşük pozlanmış alanlar tamamen siyah olur ve bu alanlarda da detaylara dair veri kaybolur. ISO’yu artırdığınızda ise sensörün doğal hassasiyetinde sahip olabileceği dinamik aralığın bir kısmını kaybetmeye başlarsınız. Dolayısıyla Xiaomi 14T Pro’nun kamerası hem aydınlık hem de gölgeli alanlarda olağanüstü detaylar yakalamanızı sağlıyor. Çift Yerel ISO Fusion Max teknolojisi ise yüksek ve düşük ISO karelerini birleştirerek her koşulda mükemmel çekim performansına destek oluyor. Xiaomi’nin gelişmiş yapay zekâ destekli AISP teknolojisi, dinamik aralığı iyileştiriyor, karanlık bölgeleri daha iyi gösteriyor ve düşük ışıkta gürültüyü azaltarak yüksek kaliteli görüntüler elde edilmesine olanak tanıyor.

    Tekrar kamera bloğuna dönecek olursam, ana kameranın hemen yanında 12MP’lik 15mm f/2.2 ultra geniş açı ve ana kameranın altında solda şahsen kullanmayı çok sevdiğim 50MP’lik 60mm f/2.0 telefoto kamera yer alıyor. Üç kameralı Xiaomi 14T Pro’da son bölüm de LED aydınlatma için kullanılmış. Öndeki selfie kamerası ise 32MP 25mm f/2.0 özellikleriyle son derece tatmin edici diyebilirim.

    Neden Pavli Panayırı

    İlk A serisi kamerası bundan 101 yıl önce, 1923 yılında ticari olarak satışa sunulan Leica’nın asırlık tecrübesi ve kalitesiyle oluşturduğu otantik Leica fotoğraf stilleri ve filtreleri Xiaomi 14T Pro ile avcunuzun içine bırakılıyor. Dolayısıyla ben de bu imkanlardan bol bol yararlanmak için fırsatları değerlendiriyorum. Geçtiğimiz sayılarda Xiaomi 14 Ultra’nın renkli ve siyah beyaz örneklerini bu sayfalarda paylaştığım için, bu sayıda Pavli’nin hareketli, renkli ve dinamik ortamını Leica’nın “Vibrant” özelliğiyle yansıtmak istedim.

    Pavli Panayırı, Kırklareli’nin Pehlivanköy kasabasında 1910 yılından bu yana, yani 114 yıldır yapılan bir etkinlik. Ekinlerini toplamış, hasatlarını yapmış olan çevre köylüleri bu panayırda mallarını satıyor, tarım teknolojileri, alet edevat, gübre vs satın alıyor, bir tarafta genelde roman vatandaşlarımızın işlettiği lunaparklarda stres atıyor, oğlak ve kuzu tandır sunan restoranlarda karınlarını doyuruyor. Her ne kadar Pehlivanköy’ün girişinde yer alan tabelanın nüfus bölümünde 1620 yazsa da Perşembe gününden başlayan ve Pazar günü nihayetine kadar süren panayırda bu nüfus yüzbinleri buluyor.

    Elbette ki, fotoğraf çekerken ilk durağım oyun aletleri oldu. Çocuklarını panayıra getirenler, onları eğlendirmek için gayret ederken ben de kadraj avına çıktım. Ortam çok renkli ve insanlar hızlı hareket ettikleri için, renklerin doygunluk değerleri ve yüksek enstantanelerde rastlayabileceğim hareket netsizliği olasılıklarını çok merak ediyordum. Güneşin yukarıda olduğu ve bir fotoğrafçı için her zaman önemli bir risk olan ters ışık durumlarında dinamik aralığın performansı beni çok etkiledi. Leica Vibrant, adeta bir polarize filtre kullanıyormuşum gibi renk doygunluklarını ve kontrastı yükseltti ama bu durum beni çok da rahatsız etmedi. Aksine çok keyif aldım. Oyun makineleri ile ilgili çekimlerimde özellikle 15mm’lik ultra geniş açıyı çok kullandım. Dolayısıyla daha önce 14 Ultra’da bana çok keyif veren 50MP’lik performansı biraz aradım. Ancak, aradaki fiyat farkı göz önünde bulundurulacak olursa bu da küçük bir ödün sayılabilir. Xiaomi 14T Pro, portre modu en çok sevdiğim özellikti diyebilirim. 23-35-60 ve 75mm açılarda çekim yapmanıza olanak sağlayan bu mod ile modelinizi arka plandan başarıyla soyutlayan çok gerçekçi bokehlere imza atabiliyor, fotoğrafını çektiğiniz kişilerin hayranlıklarını kazanabiliyorsunuz. Elbette ki, gece fotoğrafları da çok önemli… Xiaomi 14T Pro, ışığın çok düşük olduğu ortamlarda da çok fazla gürültüye neden olmadan son derece başarılı görseller üretmenizi sağlıyor. Belki çok yakında Xiaomi 14T Pro ile şehir ışıklarının peşine düşerim kim bilir?..

    Xiaomi 14T Pro Özellikleri

    Üçlü lens, beş odak uzaklığı
    Light Fusion 900 görüntü sensörü
    Xiaomi HyperOS ile güçlendirilmiş MediaTek Dimensity 9300+
    120W kablolu ve 50W kablosuz HyperCharge
    Uzun ömürlü 5000mAh (tipik) pil

    Kameralar

    • LEICA VARIO-SUMMILUX 1:1.6-2.2/15-60 ASPH
    • Leica ana kamera
    – 23mm ƒ/1.6
    – Light Fusion 900 görüntü sensörü
    – 2.4μm Süper Piksel
    – Çift Yerel ISO Fusion Max
    – 13.57EV’ye kadar dinamik aralık
    – 50MP
    • Leica telefoto kamera
    – 60mm ƒ/2.0
    – 50MP
    • Leica ultra geniş açı kamera
    – 15mm ƒ/2.2
    – 12MP
    • Orijinal Leica Görüntüleme
    – İki Leica fotoğraf tarzı
    – Leica filigranı
    – Leica filtreleri
    – Leica klasik deklanşör sesi
    – Leica Portre

    Bimser yapay zekâyla büyüyor

    Her geçen gün hızla gelişen yapay zekâ teknolojisi dünyayı dönüştürüyor. Dijitalleşmedeki ezberleri değiştiren devrim niteliğindeki bu teknoloji, artık yeni bir ekonomi dili oluşturuyor. Son 25 yıl boyunca Türkiye’deki dev şirketlerin dijitalleşme hikâyelerine öncülük eden Bimser, şimdi de şirketlerin yapay zekaya geçiş süreçlerinde çözüm sağlıyor. Yapay zekaya yaptığı yatırımlar ve geliştirdiği yazılımlarla şirketlerin dijitalleşme hikayelerini farklı bir boyuta taşıyan Bimser, kendi hikayesini de yeniden yazıyor. Öyle ki geçen yılki cirosunu da TL bazında ikiye katlayarak bu yılı kapatmayı hedefliyor. Geçen yıl gelirinin yüzde 10’unu ihracattan sağlayan şirket, bu yılsonunda bu oranı da yüzde 20 seviyelerine taşımayı planlıyor.

    İHRACATTA PAYI YÜZDE 30’a ÇIKARMA HEDEFİ

    Yılın ilk 9 ayını geride bıraktıklarını belirten Bimser CEO’su Murat Atıcı, “Bu yıl için ciroda TL bazında ciromuzu ikiye katlamayı ve gelirlerimizin yüzde 20’sini ihracattan sağlamayı hedeflemiştik. Bu hedefler doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu yılı da bu verilerle kapatacağımızı öngörüyoruz” dedi. Bimser’in Avrupa’dan Amerika’ya, Afrika’dan Ortadoğu’ya 30’un üzerinde ülkeye yazılım ihracatı yaptığını hatırlatan Atıcı, Bimser’in globelleşme adımları kapsamında ABD ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) birer ofis açtığını hatırlattı. Atıcı, “Güçlü büyümemizde bir diğer etki de buradan geliyor. Geçen yıl ciromuzun yüzde 10’unu ihracattan sağlarken bu pazarlardaki hızlı büyümemiz sayesinde bu oranı yüzde 20’ye taşımayı ve seneye ise %30 mertebesine çıkarmayı planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

    CİRONUN YÜZDE 15’İ AR-GE’YE

    Bimser’in yatırımlarının aralıksız sürdüğünü aktaran Atıcı, her yıl cirolarının yüzde 10-15’ini Ar-Ge’ye ayırdıklarını söyledi. Dünyada artık yapay zeka ekonomisinin konuşulduğunu anlatan Atıcı, “220 ekip arkadaşımız var. Bunların yüzde 80’i yazılımcı ve teknik destek sağlayan çalışanlarımızdan oluşuyor. Bizim de bu yıl en büyük odağımız yapay zeka oldu. Arkadaşlarımız yapay zekayı ürünlerimize entegre eden projeler üzerinde çalışıyor. Örneğin low code (az kod) ürünümüz olan Synergy’de sunmakta olduğumuz yapay zeka imkanlarını güçlendirip müşterilerimize yeni açılımlar sunuyoruz” diye konuştu.

    2 BİNİN ÜZERİNDE DEV ŞİRKETE HİZMET

    Bimser’in enerjiden tekstile, otomotivden savunma sanayine, medyadan gıdaya kadar hemen hemen tüm sektörlerde müşterilerinin bulunduğunu anlatan Atıcı, “Dünyada ve Türkiye’de 2 binin üzerinde müşterimiz var. Türkiye’nin önde gelen lider tüm şirketlerine hizmet veriyoruz. Bir milyonun üzerinde lisanslı kullanıcımız bulunuyor” dedi. Bu yıl ABD, Ortadoğu ve Azerbaycan merkezli Türk Cumhuriyetleri’nin olduğu coğrafyalarda hızlı bir büyüme kaydettiklerini aktaran Atıcı, özellikle ABD ve BAE’de çok güçlü iş ortaklıklarına imza attıklarını kaydetti.

    HEDEFTE ABD ve ORTADOĞU VAR

    ABD, Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri’nde büyüme hikayelerinin önümüzdeki yıl da güçlü bir şekilde devam edeceğini anlatan Atıcı, Afrika pazarını da yakın markaja aldıklarını kaydetti. “Afrika yazılım açısından çok bakir. Rekabetin ve özellikle de kurumsal rekabetin nispeten az olduğu bir coğrafya” diyen Atıcı, ilk etapta Güney Afrika’ya odaklanacaklarını kaydetti. Atıcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Hali hazırda burada çalıştığımız şirketler ancak çok sınırlı. Biz bu pazarda güçlü bir büyüme yakalayabileceğimizi düşünüyoruz. O nedenle de buraya yönelik incelemelerimiz devam ediyor.”

    Android 16 için düşünülen kod adı resmen belli oldu!

    0

    Google, son birkaç yıldır Android sürümlerini tatlı isimleriyle anmaktan vazgeçmiş olsa da, bu tatlı temalı kod adlarını tamamen terk etmiş değil. Özellikle Android sürümlerinin dahili kod adları, hala tatlılardan ilham alıyor.

    Android 16 resmen Baklava olmak üzere!

    Örneğin, 2024’te piyasaya sürülmesi beklenen Android 16’nın kod adı “Baklava” olarak belirlendi. Ancak, bu seçim, Google’ın 2009 yılından bu yana sürdürdüğü alfabetik tatlı isimleriyle ilerleyen kod adı geleneğinde bir kırılma noktası olabilir.

    2024’te piyasaya sürülmesi beklenen Android 16’nın kod adı “Baklava” olarak belirlendi. Ancak, bu seçim, Google’ın 2009 yılından bu yana sürdürdüğü alfabetik tatlı isimleriyle ilerleyen kod adı geleneğinde bir kırılma noktası olabilir.

    Android dünyasında tatlı kod adları ilk kez 2009’da Android 1.5 “Cupcake” sürümüyle başladı. Bu sürümden itibaren Google, her yeni Android versiyonuna bir tatlı adı vererek, isimlerin ilk harflerini İngiliz alfabesine göre sıralıyordu. Örneğin, Android 1.6 “Donut” olarak adlandırıldı. Bu geleneğin devam edeceği düşünülse de, Android 16’nın “W” harfiyle başlayan bir tatlı adı yerine “Baklava” kod adıyla gelmesi bu geleneğin sona erdiği anlamına gelebilir.

    Bu gelişme, Google’ın Android geliştirme sürecinde önemli değişiklikler yaptığını da gösteriyor. Trunk Stable adlı yeni proje kapsamında, Android’in geliştirme yapısı ve sürüm numaraları değişime uğradı. Bu proje, Google’ın Android sürümleri için daha stabil bir platform oluşturma çabalarının bir parçası olarak tanıtıldı. Android 14 QPR2 ile başlayan bu yeni yapı, Android’in versiyon numaralandırmasında da değişikliklere yol açtı.

    Android 16's codename could break Google's longstanding OS naming pattern

    Özellikle, Android 15 sürümüne ait yapı kimliklerinin (build ID) artık alfabetik sırayla ilerlemediği ve “A” harfiyle başladığı görülüyor. Örneğin, Pixel Tablet’in Android 14 QPR2 güncellemesi “AP1A” ile başlarken, gelecekteki Android 15 güncellemelerinin “BP” harfleriyle başlayacağı belirtiliyor. Bu nedenle, Android 16’nın kod adının “W” harfiyle başlaması beklenirken, Google’ın “Baklava” tercih etmesi bu yeni yapının bir sonucu olabilir.

    Bu gelişmeler, Android platformunun gelecekte nasıl bir yol izleyeceği konusunda önemli ipuçları veriyor. Eğer Android 16’nın “Baklava” kod adı ile gelmesi bir sürpriz olduysa, bu yeni yapının arkasındaki detaylar Android geliştirme sürecinin ne kadar değiştiğini de göstermiş olacak.

    Dünya Uzay Haftası Nedir? Özel Oyunlar ile Bu Haftayı Kutlayalım

    0

    Yaşadığımız evrendeki değerimiz ve rolümüz nedir? Nasıl bir amaca hizmet ediyoruz? Kendimizi gerçekleştirmek için ne gibi adımlar atmalıyız? Bunlar elbette çok büyük sorular. Ancak bazen uzayın sonsuzluğunda insanlığımızı unutuyor ve gezegenimize zarar veriyoruz. Bu nedenle 1999 yılından beri Dünya Uzay Haftası ile farkındalığımızı artırmaya çalışıyoruz.

    Dünya Uzay Haftası
    Dünya Uzay Haftası iklim değişikliğine parmak basacak

    Dünya Uzay Haftası Etkinlikleri

    4-10 Ekim tarihlerinde kutlanan bu hafta aslında özel bir anlam taşıyor. Zira 4 Ekim 1957 ilk insan yapımı uydu Sputnik 1’in yörüngeye fırlatılmasına atıfta bulunuyor. 10 Ekim 1967 ise devletlerin imzaladığı bazı ilkelere gönderme yapıyor. Bu anlaşma uzayın keşfini barışçıl amaçlarla yürüteceğine dair tüm tarafları bir araya getiriyor. İşte bu vizyonla 90’ın üzerinde ülke 15 binden fazla etkinlik ile Uzay temasını kutluyor.

    Yeni Tema İklim Değişikliği

    Dünya Uzay Haftası özellikle liseleri ve üniversiteleri hedef alıyor. Çünkü eğitimin bir parçası haline gelen uzay araştırmalarının faydaları ufuk açıyor. Gençlere bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik yani STEM alanında ilham aşılanıyor. Diğer taraftan toplumlar bazen uzay araştırmalarını lüks masraf olarak kabul ediyor. Bunun için araştırmalarının faydaları halk nezdinde daha somut hale geliyor. Sürdürülebilir ekonomik kalkınma için gezegenimize neler yapabileceğimiz araştırma konusu oluyor. Her sene yenilen temalar odak noktasını değiştiriyor. Örneğin geçtiğimiz senenin teması özel girişimin uzay yolculuğundaki rolüydü. Bu sene ise konu daha acil bir konu üzerine. Evet, tahmin edeceğiniz üzere iklim değişikliği, haftanın ana konusu olacak. İklim krizinin gelişimi ve onu durdurmak için atılması gereken adımlar etraflıca tartışma konusu olacak. Dileriz herkes taşın altına elini koyar ve gelecek için dersler çıkarır.

    Uzay Haftasına Yaraşır Oyunlar

    Eğer Euro Truck Simulator gibi uzun yol yaptığınız oyunları seviyorsanız Star Trucker tam size göre. Çünkü yeni çıkan bu oyunda gezegenler arası taşımacılık yapıyoruz. Yıldızların arasında gezinip bir hayli fantastik aracımızı park etmek çok zevkli. Daha zorlu ve derin bir deneyim arayanlar içinse X4: Foundations oyununu öneriyorum. Oyunda binlerce saat geçirip istediğinizi yapma şansınız var. Ticaret, korsan, aksiyon gibi konularda dilediğiniz gibi cirit atabilirsiniz. Ancak tekrar ediyorum gerçekten zaman ayırdığınızda oyun hünerlerini sergiliyor. Son olarak RPG türünü seviyorsanız BioWare’in en iyi oyunlarından Mass Effect serisine göz atmayı ihmal etmeyin. Farklı ırklarla bezeli bu zamansız oyun remaster haliyle oldukça zevkli zaman geçirmenizi sağlayacak. Son olarak oyunlara değil de gerçek uzaya gözünüzü dikmek istiyorsanız Celestron Powerseeker 114 EQ modelini incelemeyi ihmal etmeyin. Ay takibi yapabileceğiniz bu teleskop gerçekten heyecan verici. Uygulamalar üzerinden uzayı mercek altın almak için ise bu yazıdaki önerilere göz atmayı ihmal etmeyin.

    iPhone SE 2024 özellikleri ile dikkat çekiyor

    0

    iPhone SE 2024’ün özellikleri ortaya çıktı. İşte karşınızda Apple’ın uygun fiyatlı telefonu ve özellikleri.

    30 Çünkü bildiğiniz gibi iPhone SE serisi, diğer iPhone modellerine kıyasla fiyat anlamında daha ulaşılabilir bir seviyeden satışa çıkıyor. Bu da elbette ki özelliklerin biraz kırpılması anlamına gelecek. Peki ama iPhone SE 2024 özellikleri belli oldu mu? Bu soruya tam manasıyla evet cevabını vermek pek mümkün olmasa da çoğu detayın sızdığını söyleyebiliriz. Gelin şimdi söz konusu telefonun özelliklerine daha yakından bakalım.

    iPhone SE 2024 İlk Özellikleri

    Söylentilere göre iPhone SE 2024, gücünü Apple A18 yonga setinden alacak. Bu da performans anlamında kuzenleriyle arasında fark olmayacağı anlamına geliyor. Sadece görünüş anlamında biraz daha eski bir tasarıma sahip olacak modelin belki de en önemli handikapı ise yine tek bir kameraya ev sahipliği yapacak olması. Bildiğiniz gibi daha önceki iPhone SE modelleri de sırtında tek kamera ile beraber satışa çıkmıştı. Gelen son bilgiler, son nesilde de bunun değişmeyeceğini bizlere söylüyor.

    iPhone SE 2024, en önemli gelişimi ise ekran tarafında sağlayacak. Burada 6.06 inçlik OLED ekran paneli bizleri bekliyor. 60 Hz tazeleme oranı vadeden ekran, 441 PPI piksel yoğunluğu ve maksimum 625 nit parlaklık sunacak. Parlaklık kısmına kadar vermiş olduğumuz detaylar özellik anlamında kötü durmasa da maksimum 625 nitlik parlaklık, özellikle de güneş altında kullanıcıları zorlayabilir.

    iPhone SE 2024, 6 GB RAM ile beraber gelecek. 128 GB ve 256 GB dahili depolama alanı versiyonları da bulunacak olan cihaz, 48MP ana kamera ve 10MP selfie kamerasına sahip olacak. 5G bağlantı teknolojisini de desteklmesi beklenen telefonun iddia edilen fiyatı ise 449 dolar.

    Okul için tablet mi yoksa laptop mu daha avantajlı

    0

    Malum okullar açıldı. Peki ama öğrenciler için tablet mi yoksa laptop mu daha avantajlı? İşte cevabı.

    Okul için tablet mi yoksa laptop mu daha avantajlı? Yeni eğitim yılıyla birlikte okulların açılması, veliler için kırtasiye alışverişi telaşını da beraberinde getirdi. Kalemler, defterler ve diğer okul malzemeleri bir yana, öğrencilerin derslerinde daha etkili olabilmesi için teknolojik cihazlara olan ihtiyaç da göz ardı edilemez. Özellikle tabletler ve laptoplar, ailelerin karşısına çıkan iki ana seçenek haline geldi. Ancak, hangi cihazın daha avantajlı olduğu konusunda pek çok velinin kafası karışık.

    Female designer using graphic tablet and stylus pen

    İlkokul ve ortaokul çağındaki öğrenciler için tabletler, hafifliği ve taşınabilirliği sayesinde öne çıkıyor. Öğrencilerin derslerinde, ödevlerinde veya projelerinde ihtiyaç duyduğu bilgileri hızlıca bulabilmeleri için tabletler pratik bir çözüm sunuyor. Ayrıca, tabletlerin kullanıcı dostu arayüzleri ve dokunmatik ekranları, genç öğrencilerin teknolojiyi daha kolay kavramasına yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra, birçok tabletin eğitim amaçlı uygulamaları ve e-kitap okuyucu özellikleri, öğrencilerin derslerine yönelik verimliliğini artırıyor.

    tablet

    Okul için tablet mi yoksa laptop mu daha avantajlı

    Ancak, lise ve üniversite düzeyindeki öğrenciler için laptoplar daha iyi bir seçenek olabilir. Lise öğrencileri, genellikle daha kapsamlı araştırmalar yaparak projelerini geliştirirken, üniversite öğrencileri ise yazılım, programlama ve veri analizi gibi daha teknik alanlarda çalışmalarını sürdürüyor. Laptoplar, bu tür ihtiyaçlara yönelik daha fazla güç ve çok yönlülük sunuyor. Klavye kullanımı, uzun yazılar yazma veya kodlama gibi görevlerde daha verimli bir deneyim sağlıyor. Ayrıca, laptoplar, daha büyük ekran boyutları sayesinde birden fazla uygulamayı aynı anda kullanabilme imkanı sunarak çoklu görevlerde avantaj sağlıyor.

    Bir diğer önemli nokta ise fiyatlandırma diyebiliriz. Genellikle tabletler, laptoplara göre daha uygun fiyatlıdır; bu da aileler için bütçe dostu bir seçenek sunar. Ancak, laptopların uzun ömürlü ve daha dayanıklı olma eğilimleri, uzun vadede bir avantaj olarak düşünülebilir. Bu nedenle, ailelerin yapacakları yatırımın uzun vadeli getirilerini de göz önünde bulundurmaları gerekiyor.

    Samsung Galaxy Watch 7 İncelemesi

    Samsung’un yeni akıllı saati Galaxy Watch 7, hem tasarım hem de performans açısından önceki modellerin izlerini taşıyan ancak çeşitli iyileştirmelerle dikkat çeken bir cihaz. Minimalist tasarımı, zarif detayları ve dayanıklı yapısıyla dikkat çeken bu model, özellikle Samsung telefonlarla tam uyumlu çalışarak en iyi kullanıcı deneyimini sunuyor. Super AMOLED ekranı ve BioActive sensörleri ile sağlık izleme işlevlerini en üst düzeye çıkaran saat, kullanım kolaylığı ve şık görünümüyle öne çıkıyor. Ancak, bazı özelliklerin sadece Galaxy telefonlarda tam işlevsellik göstermesi, Android kullanıcıları için sınırlı bir deneyim sunabilir.

    Galaxy Watch 7, WearOS 5 ve One UI Watch 6 arayüzleri sayesinde uygulama zenginliği sunarken, hızlı performansı ve geniş antrenman takip özellikleriyle de dikkat çekiyor. Ne var ki, cihazın en büyük dezavantajı pil ömrü olarak öne çıkıyor; saatin her gün şarj edilmesi gerekebiliyor. Yine de, günlük kullanımda rahatlık ve şıklık arayan kullanıcılar için Galaxy Watch 7, güçlü bir seçenek olmaya devam ediyor. Bu inceleme makalesinde, Samsung’un en yeni akıllı saatinin detaylarına yakından bakıyoruz.

    Galaxy Watch 7, selefi Galaxy Watch 6 ile benzer bir tasarıma sahip olsa da küçük iyileştirmelerle daha zarif bir görünüme kavuşmuş. Dairesel yapısı ve modern çizgileriyle dikkat çekici bir cihaz olmaya devam ediyor. Samsung, bu modelde estetik açıdan başarılı bir çizgiyi korurken, fiziksel saat hissini yaşatmaya devam eden minimalist dokunuşlarla tasarımı geliştirmiş.

    galaxy watch 7 inceleme

    Cihazın daha önce inceleme için gönderilen 40mm’lik versiyonu bana küçük geldiği için 44mm’lik modeli ile değiştirdim. Bileği büyük olanlar, özellikle erkekler için 44mm daha uygun bir seçim olacaktır. Super AMOLED ekran, parlaklığı ve netliği ile öne çıkarken, her zaman açık modda pil ömrünü olumsuz etkileyebiliyor. Paslanmaz çelik kenarları sayesinde cihaz hem dayanıklı hem de şık bir görünüme sahip. Dokunmatik ekran, uygulamalar arasında geçişi kolaylaştırırken, yan taraftaki fiziksel düğmeler de işlevselliği artırıyor.

    Galaxy Watch 7, önceki modellere kıyasla daha hafif ve bilekte rahat bir kullanım sunuyor. Kordon mekanizması önceki modellerle aynı kalmış, bu da farklı kordonları kolayca değiştirme imkanı tanıyor. Cihazın arka kısmında yer alan BioActive sensör, sağlık verilerini hassas bir şekilde ölçerken, gelişmiş sensör yapısı ölçümlerin doğruluğunu artırıyor. Manyetik şarj cihazıyla hızlı bir şekilde şarj edilebilen Galaxy Watch 7, kullanıcılarına pratik bir kullanım sunuyor.

    Galaxy Watch 7, tasarım açısından selefine benzer olsa da, 3-nanometre çipli ilk Samsung saati olmasıyla dikkat çekiyor. Yeni Exynos W1000 işlemcisi sayesinde hızlı bir performans sunan cihaz, sağlık ve antrenman verilerini sorunsuz bir şekilde ölçebiliyor. WearOS 5 ve One UI Watch 6 arayüzü ile, Samsung’un kullanıcı deneyimi Google’ın uygulama ekosistemiyle birleşiyor ve tüm uygulamalara pratik görünümlü ve kullanıma sahip uygulama menüsü üzerinden kolay erişim sağlıyor.

    galaxy watch 7 inceleme

    Cihaz, Google Play üzerinden çeşitli uygulamaları yükleme imkanı sunuyor. YouTube Music ve Shazam gibi uygulamalar bağımsız çalışabilirken, bazı uygulamalar bağlı telefona ihtiyaç duyuyor. Wi-Fi bağlantısı sayesinde telefon olmadan da internete erişim sağlanabiliyor. Öte yandan, kullanıcılar saatte birçok farklı saat arayüzü seçebiliyor ve bu arayüzleri kişiselleştirebiliyor.

    Galaxy Watch 7’de, Çift Sıkıştırma hareketi gibi kullanımı kolaylaştıran işlevler mevcut. Bu hareket, elleri dolu olan kullanıcılar için çağrı cevaplama veya zamanlayıcı durdurma gibi işlemleri kolaylaştırıyor. Cihazın geniş antrenman izleme özellikleri, birçok egzersizi takip etme ve kullanıcıya performans takibi yapma imkanı tanıyor, böylece fitness hedeflerine ulaşmada yardımcı oluyor.

    Sağlık izleme işlevleri oldukça kapsamlı olan Galaxy Watch 7, kalp ritmi, EKG ve stres takibi gibi özellikler sunuyor. Yeni eklenen metabolik sağlık takibi ve uyku apnesi tespiti gibi işlevler de dikkat çekiyor. Ancak, bu özelliklerden bazıları Türkiye’de henüz kullanılamıyor. Samsung Health uygulaması, uyku ve metabolik sağlık verilerini detaylı analizlerle sunarak kullanıcıların genel sağlık durumlarını izlemelerine olanak tanıyor.

    galaxy watch 7 inceleme

    Galaxy Watch 7, genel performansı ile kullanıcıları memnun eden bir akıllı saat olarak öne çıkıyor. Akıllı saat, özellikle Samsung telefonlarla birlikte en iyi performansı sergileyecek şekilde tasarlanmış. Elimde bulunan Galaxy Z Flip 6 ile eşleştirdiğimde, sorunsuz ve akıcı bir deneyim sunuyor. Bununla birlikte, Samsung dışı cihazlarla kullanıldığında bazı özellikler sınırlı kalabiliyor. Yapay zekâ (AI) tabanlı sağlık özellikleri ve Samsung Health entegrasyonu gibi işlevler, saati Samsung telefonlarla kullanmayı neredeyse zorunlu hale getiriyor. Bu arada, Galaxy Watch 7’nin iPhone’ları desteklemediğini de belirtmeliyiz.

    Galaxy Watch 7, hızlı ve duyarlı bir kullanım deneyimi sunuyor. Uygulamalar arası geçiş, enerji skoru takibi ve günlük hedeflerin izlenmesi gibi işlevler rahatça yönetilebiliyor. WhatsApp gibi uygulamaların yüklenip telefonla senkronize edilmesi, saati daha kullanışlı bir hâle getiriyor. WearOS işletim sistemi ve Google Play Store’dan indirilebilen uygulamalar sayesinde kullanıcılar cihazı kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirebiliyor. Bu çeşitlilik, saatin çok yönlülüğünü artırarak kullanıcı dostu bir deneyim sağlıyor.

    Galaxy Watch 7’nin öne çıkan özelliklerinden biri, BioActive sensörle gelen gelişmiş sağlık izleme işlevleri. Kalp atış hızı ve antrenman verilerini hassas şekilde ölçen bu sensör, kullanıcıların sağlık durumları hakkında detaylı bilgi sunuyor. Ancak, bu yeni sağlık özelliklerinin büyük oranda Galaxy Watch 6 ile benzer olduğunu belirtmek gerek. Yeni AI sağlık özellikleri ve enerji skoru ise, kullanıcının günlük aktivitelerini ve uyku verilerini analiz ederek geri bildirim sağlıyor ve bu sayede sağlık hedeflerine ulaşılmasına yardımcı oluyor.

    galaxy watch 7 inceleme

    Galaxy Watch 7’nin en büyük dezavantajı, pil ömrü olarak karşımıza çıkıyor. 425 mAh kapasiteli pil, sürekli açık ekran ve antrenman izleme gibi özelliklerle bir günü ancak tamamlayabiliyor. Ortalama kullanımda pil ömrü 24-25 saat sürerken, yoğun kullanımda bu süre daha da kısalabiliyor. Cihaz, her gün şarj edilmeyi gerektiriyor. Şarj işlemi ise kutudan çıkan kablosuz şarj aksesuarı ile iki saat civarında tamamlanıyor ve ters kablosuz şarj destekli telefonlarla da şarj edilebiliyor.

    Galaxy Watch 7, şık ve sade tasarımı, canlı ekranı ve en yeni sağlık sensörleriyle öne çıkarken, özellikle Samsung Health ile tam entegrasyon sağlamak için bir Galaxy telefonla kullanılma gerekliliği bazı özellikleri kısıtlayabiliyor. Android kullanıcıları, bazı işlevlerden fedakarlık ederek bu saati tercih edebilir. Galaxy Watch Ultra gibi daha dayanıklı bir tasarımı veya özel düğmeleri bulunmasa da, güçlü performansı ve uygun fiyatı ile dikkat çekiyor. Ancak, geçen yılki Galaxy Watch 6 modellerine sahip olanlar için bu cihaza geçiş yapmak çok gerekli görünmüyor, çünkü performanslar birbirine oldukça yakın ve yeni sağlık özellikleri yazılım güncellemeleriyle önceki modellere de gelecek. Tüm bunlara ek olarak, uzun pil ömrü arayan kullanıcılar için her gün şarj edilmesi gereken bu saat ideal bir seçenek olmayabilir.

    Samsung Galaxy Watch 7’yi mediamarkt.com.tr’den satın alın

    Samsung Odyssey G9 Monitör ile Oyunları En Geniş Ekranda Oynayın

    0

    Televizyon karşısında tabir yerindeyse ezilen monitörler son yıllarda atağa geçti. Samsung, Sony, LG, Philips gibi markalar televizyon üretimlerine paralel olarak yeni monitörler sunmaya devam ediyorlar. Bu markalara Benq, Asus, Viewsonic gibi üreticileri de eklediğimizde farklı ihtiyaçlara yönelik zengin seçenekler çıkıyor. Bu yazımızda yüksek beklentili oyuncular için Samsung Odyssey G9 modelinin neler sunduğunu inceleyeceğiz.

    Samsung Odyssey G9
    Samsung Odyssey G9 için yeterince yeriniz var mı?

    Samsung Odyssey G9 İnanılmaz Derecede Geniş bir Monitör

    Her şeyden önce ürünün 32:9 formatında olduğunu hatırlatalım. Yani çok ama çok geniş bir modelden bahsediyoruz. Hatta 21:9’a ultra geniş dendiği için 32:9 megageniş gibi niş bir kategoride yer alıyor. Geleneksel olarak ekranların 16:9 olduğu düşünülürse bu ürün yan yana iki monitörden oluşuyor demek mümkün. Bu ürünün ise boyutu 49 inç ve çözünürlük 5,120 x 1,440. Boyutları daha iyi anlamak için yan yana iki adet 27 inç monitör düşünebilirsiniz.

    10 Bit Performansına Çıkan 8 Bit Panel

    Teknik açıdan monitör yaklaşık 2 sene önce çıkmasına rağmen rekabetçi oyunculara göz kırpmaya devam ediyor. Örneğin 60-240Hz arası tazeleme hızı desteği bunun en büyük göstergesi. VRR, AMD FreeSync Premium Pro ve NVIDIA G-SYNC desteği ekrandaki yırtılma gibi istenmeyen özelliklerin önüne geçiyor. Birçok detaylı ayar olmasına rağmen FPS, RTS gibi oyun tarzlarına yönelik önceden belirlenmiş ayarlar işinizi kolaylaştırıyor. 10 bit (8 bit + FRC) / %95 DCI- P3 destekli panele sahip monitörün renkleri genel olarak başarılı. Bu rakamları biraz daha açalım. Panel aslında 8 bit. Buna rağmen 1.07 milyar yani 10 bit’e ulaşmak için panel yazılımla piksellere farklı renk vermesini sağlıyor. Genel olarak oyunlar için yeterli olan bu yöntem profesyonel seviyede video ve fotoğraf düzenleyenler için sınırlı kalabilir.

    Siyah seviyesi yeterli olsa da OLED’e göre tamamen karanlık anlarda ekran biraz performans kaybı yaşıyor. Çünkü panel sadece 10 adet yerel karartma (local dimming) bölgesi kullanıyor. Yeni monitörlerde bu rakam 384, 576 ve 1152 anormal seviyeye çıkıyor.

    İdeal Mesafeye Dikkat Edin

    Samsung bu kadar geniş bir ekranda odak noktanızı kaybetmemek için kavisli tasarım tercih etmiş. 1000R değerinde kavse sahip olan monitör 110 PPI değerine sahip. Başka bir ifadeyle piksel yoğunluğu bakımından ürün yüksek kategoride yer alıyor. Buna tam verim almak adına monitörü karşın 90 ila 100 santim arasında bir mesafede kullanmanızı öneriyorum. Eğer bulunduğunuz mekan sizi ekrana yakınlaştırıyorsa oyun performansınız düşebilir. Bunun nedeni gözlerinizin olup biteni kavramak için fazla hareket etmek zorunda kalması. Eğer 1 metreden daha uzak bir mesafedeyseniz de monitörün keskinlik avantajını kaybetme riskiniz var.

    Bu Monitör Kimlere Uygun (Değil) ?

    Öncelikle şunu belirtelim ki e-spor seviyesinde biriyseniz böyle geniş bir monitörden uzak durun. Profesyonel oyuncular 24-27 inç ekran tercih ederek daha iyi odaklanıyorlar. Bunun dışında konsol oyuncularının da bu monitörden uzak durması gerekiyor. Çünkü PlayStation ve Xbox bu çözünürlükleri desteklemiyor. Geriye, deneyime önem veren talepkâr PC oyuncuları kalıyor. Immersion denilen kendinizi oyuna kaptırma ve o dünyaya ait hissetmek için bu monitörden daha iyisini zor bulursunuz. Hemen size birkaç oyun tavsiye edeyim: Alan Wake 2, Ghost of Tsushima, Microsoft Flight Simulator ve Red Dead Redemption 2. 32:9 formatında bu oyunları daha önce hiç oynamamış gibi hissedeceğinizi garanti ederim.

    EA SPORTS FC 25, tüm dünyada çıkışını gerçekleştirdi!

    0

    EA SPORTS FC 25 Rush özelliği ile hızlı bir oyun heyecanı geliyor, FC IQ ile taktiksel temeller elden geçiriliyor ve kadın futbolu ilk kez kariyer moduna taşınıyor.

    Electronic Arts, dünyanın dört bir yanındaki oyuncuları, PlayStation 5, PlayStation 4, Xbox Series X|S, Xbox One, PC ve Nintendo Switch için çıkmış olan EA SPORTS FC 25 ile, oyuna eklenen FC IQ ve Rush özellikleri aracılığıyla yeni oyun yeniliklerini ve sosyal deneyimleri yaşamaya davet ediyor.

    Oyunun çıkışını kutlamak için Madrid’den New York’a, Sidney’den Riyad’a, Paris’ten Londra’ya ve daha fazlasına uzanan bir maraton gerçekleştirildi ve bu büyük coşkuya FC 25 kapak sporcuları Jude Bellingham ve Aitana Bonmatí’nin de aralarında bulunduğu güncel futbol yıldızlarına ek olarak Zinedine Zidane, Ronaldinho ve Didier Drogba gibi efsaneler de katıldı. Bu büyük yıldızlar, bugün yapılacak resmi lansman öncesinde, uzun soluklu serinin en yeni oyununu deneme fırsatı buldu. Dünya çapındaki etkinliklerde 5’e 5 Rush turnuvalarında yarışan futbolun en iyi sporcuları, yayıncıları, yaratıcıları ve kültürel ikonları birbirleriyle mücadele ederken Madrid’deki amiral gemisi etkinlik, Spotify tarafından sunulan EA SPORTS FC 25 resmi müzikleri sanatçısı ve reggaeton efsanesi J Balvin’in canlı performansıyla sona erdi.

    EA SPORTS FC 25’te Ultimate Team, Clubs, Kick-Off ve Kariyer Moduna entegre edilen Rush, 11’e 11 müsabakaların aynı oyun kontrollerini ve gerçek futbol mekaniklerini kullanan, yepyeni bir 5’e 5 deneyimi. Oyuncular dörder kişilik gruplar halinde arkadaşlarıyla ve yapay zeka kontrollü bir kaleciyle birlikte sahaya çıkarak çeşitli oyun türlerinde yeteneklerini test edebilirler. Menajerlik Kariyerinde tek oyunculu, hızlı tempolu bir deneyim sunan Rush’ta oyuncular, yeni 5’e 5 turnuvalarla sezon boyunca Gençlik Akademisi gelişimlerinin kontrolünü ellerine alacaklar.