Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 72

    iFLYTEK Akıllı Çevirmen Türkiye’de

    Datagate markalarından iFLYTEK Akıllı Çevirmen, sesli çevrimiçi çeviri özelliğiyle yaklaşık 200 ülke ve bölgeyi kapsayan diller arasında iletişim engelini ortadan kaldırıyor. Kullanıcılar, 60 dilde çevrimiçi ve 18 dilde çevrimdışı çeviri yapabiliyor.

    Dünyanın öncü AI teknolojileri üreticisi iFLYTEK’in kullanıcıların dil engellerini aşmalarını sağlayarak, onlara hassas ve hızlı çeviri hizmeti sunan Akıllı Çevirmen ürünü şimdi Türkiye’de kullanıcılarıyla buluşuyor. AI teknolojisini kullanarak yeni tercüme ve öğrenme deneyimi sunmayı hedefleyen bu gelişmiş cihaz, Türkiye’deki pek çok tanınmış perakende mağazasının yanı sıra e-ticaret platformlarında satışa sunuluyor.

    iFLYTEK Akıllı Çevirmen, dil engelini zahmetsizce aşmak üzere tasarlanan ve üstün teknolojiyle desteklenen bir cihaz. İleri AI teknolojisiyle donatılmış cihaz, 60 dilde anlık, doğruluğu yüksek tercüme sunuyor. Turistler, iş insanları ve iletişim kurmak için anlık yardıma ihtiyaç duyan herkese uygun Akıllı Çevirmen, iş toplantılarından sosyal görüşmelere pek çok alanda sorunsuz, etkili iletişim kurmayı sağlıyor. iFLYTEK Akıllı Çevirmen, WiFi veya eSIM ile iki yıl boyunca yüzden fazla ülkede hiçbir ilave ücret ödenmeden kullanılabiliyor.

    iFLYTEK Akıllı Çevirmen’in çevrimdışı çeviri kapsamında İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Çince, Japonca, Korece, Vietnamca, Tayca, Arapça ve Hintçe dilleri bulunuyor.

    iFLYTEK’in bir diğer ürünü Akıllı Sözlük Kalemi’nin lansmanı ise 30 Ekim’de gerçekleşecek. iFLYTEK Akıllı Sözlük Kalemi, dil öğrenen ve öğreten kişilere özel tasarlanmış, yenilikçi bir araç olarak öne çıkıyor. Metinleri tarayarak anında tercüme eden bu pratik cihaz, öğrenciler ve dil becerilerini geliştirmek isteyen herkes için rehber olacak nitelikte. Akıllı Sözlük Kalemi yalnızca tercüme etmekle kalmayıp, telaffuz desteği ve ayrıntılı açıklamalar sunarak, kullanıcıların dille ilgili daha derin bir anlayış kazanmasına yardımcı olmayı hedefliyor.

    TCL, yeni bağlantı cihazlarını sergiledi

    0

    Paris’te düzenlenen Broadband World Forum’da tüm senaryolarda kullanılabilen yeni geniş bant çözümlerini tanıtan TCL’in bu ürünleri içerisinde iç mekândan dış mekâna, konuttan işletmeye, 4G’den 5G’ye ve mobil geniş banttan (MBB) sabit geniş banta (FBB) kadar birçok kullanım senaryosunu kapsayan teknolojiler bulunuyor.

    Zengin özelliklere sahip akıllı telefonlar, tabletler ve bağlı cihazlar için ekran teknolojisinde öncü olan TCL, Broadband World Forum’da (Network X’in bir parçası) tüm senaryolarda kullanılabilen yeni geniş bant çözümlerini tanıttı. Bu çözümler iç mekândan dış mekâna, konuttan işletmeye, 4G’den 5G’ye ve mobil geniş banttan (MBB) sabit geniş banta (FBB) kadar birçok kullanım senaryosunu kapsıyor. Bu yılın önemli ürünleri arasında TCL’in 5G CPE ve Fiber HGW serisinin en yenileri yer alıyor. TCL LINKHUB HH516 5G AI CPE, TCL LINKHUB HH526 5G ODU ve TCL LINKBASE FG7720 GPON Wi-Fi 7 Fiber ev ağ geçidi çözümlerinin hepsi çeşitli senaryolarda ağ performansını ve bağlanabilirliği geliştirmek için tasarlandı. Ayrıca TCL, mobil bağlantıda yeni standartlar belirleyen TCL LINKPORT IK511 5G RedCap USB Dongle da dâhil olmak üzere 5G RedCap ailesinin çığır açan ilk ürününü de burada sergiledi.

    TCL Akıllı Bağlantılı Cihaz İş Birimi Genel Müdürü Jesse Wu, “Herkes için kesintisiz bağlantılar geliştirme misyonumuz doğrultusunda, tüm kullanıcı senaryolarını kapsayan en son bağlantı yeniliklerimizi tanıtmaktan heyecan duyuyoruz. İç mekândan dış mekâna, mobilden sabite, konuttan işletmeye ve 4G’den 5G’ye, günlük yaşama sorunsuz bir şekilde entegre olan ve küresel bağlantının önünü açan teknolojiler yaratıyoruz.” dedi.

    TCL LINKHUB HH516 5G AI CPE: AI teknolojisi ile kullanıcı deneyimini optimize ediyor

    TCL LINKHUB HH516 5G AI CPE, güçlü donanım ve AI özelliklerine sahip olup 7.01Gbps downlink’e kadar hızlarla inanılmaz derecede hızlı 5G bağlantısı ve 7.2Gbps’ye kadar çift bantlı Wi-Fi 7 bağlantısı sağlayarak 512 bağlantıyı destekliyor. NR 4CC ve 300MHz bant genişliği ile birlikte 13dBi’ye kadar yüksek kazanımlı antenlere sahip olan bu ürün, daha yüksek hızlar ve daha iyi kapsama alanı sağlayarak yüksek kaliteli bir ağ deneyimi sunuyor.

    Mobil işlemci pazarında kim zirvede: İşte testler!

    0

    Akıllı telefon dünyasında işlemci rekabeti her geçen gün artarak devam ediyor. En son rekabet ise Snapdragon 8 Gen 4, Dimensity 9400 ve Apple A18 Pro işlemcileri arasında yaşanıyor. Özellikle performans odaklı bu yarışta, her üç yonga seti de kendi alanlarında önemli iddialarda bulunuyor. Peki, bu devlerin mücadelesinde kim öne çıkıyor? İşte detaylar…

    Apple, A18 Pro işlemcisi ile tek çekirdek performansında zirvede yer alıyor. Geekbench 6 testlerinde 3.400 puan alarak rakiplerine büyük bir fark atan A18 Pro, bu alanda rakipsiz konumda. MediaTek Dimensity 9400 ise 2.800 puanla bu yarışta daha geride kalıyor. Snapdragon 8 Gen 4’ün sızdırılan sonuçları ise 3.100 puanla Dimensity’yi geride bıraksa da Apple’ın arkasında kalıyor.

    Ancak çok çekirdek performansında işler değişiyor. Snapdragon 8 Gen 4, burada 10.052 puanla liderliği ele alırken, Apple A18 Pro 8.700 puanla üçüncü sırada yer alıyor. MediaTek Dimensity 9400 ise 9.000 puan ile bu iki işlemci arasında sıkışmış durumda.

    Yüksek performansın yanı sıra enerji verimliliği de önemli bir faktör. Apple A18 Pro, enerji verimliliğinde Dimensity 9400’ü geride bırakıyor. Snapdragon 8 Gen 4 ise çok çekirdek performansındaki bu üstünlüğü enerji verimliliğine nasıl yansıtacak, merak konusu. Qualcomm’un önceki işlemcileri bu alanda Apple’ın gerisinde kalmıştı, ancak yeni modelde bu durum değişebilir.

    Sonuç olarak, Snapdragon 8 Gen 4, çok çekirdek performansında liderliği ele geçirmiş olabilir, ancak Apple A18 Pro tek çekirdek performansında hâlâ zirvede. Bu rekabetin nasıl sonuçlanacağını zaman gösterecek.

    Canon’dan Görülmeyen Dünya Sergisi

    Canon, dünya çapında milyonlarca insanın görme engeli veya görme sorunu nedeniyle sınırlı kaldığı bir dünyaya yeni bir bakış açısı getiren “Görülmeyen Dünya” sergisini Türkiye’de ilk kez Türkiye Görme Engelliler Derneği iş birliği ile hayata geçiriyor.

    Dünya üzerinde 40 milyon görme engelli ve 250 milyon görme sorunu yaşayan insan bulunuyor. Görüntülerin ve görsel hikâye anlatıcılığının dönüştürücü gücüne inanan Canon ise “Görülmeyen Dünya” (World Unseen) projesiyle görmenin yalnızca gözlerle değil, kalple ve ruhla da mümkün olduğunu kanıtlıyor.

    Görülmeyen Dünya (World Unseen) adını verdiğini fotoğraf sergisiyle Canon, görme engeli veya kısıtı olan bireylerin fotoğrafı ve sanatı görme deneyiminin ötesine taşıyarak dokunma ve işitme gibi duyularıyla deneyimlemelerini sağlıyor. Aynı zamanda bu eşsiz sergi; görme engeli bulunmayan kişileri de sıradan bakış açılarının ötesine geçmeye, dünyayı ve sanatı daha önce hiç hissetmedikleri bir şekilde görme engeli yaşayan bireylerin gözünden deneyimlemeye davet ediyor.

    Sanat ve teknolojinin birleştirici gücü

    Canon’un “ortak fayda için birlikte çalışmak ve yaşamak” anlamına gelen Kyosei felsefesinin özünü yansıtan Görülmeyen Dünya (World Unseen) projesi; dünyaca ünlü fotoğrafçıların, ödüllü foto muhabirlerin ve Canon marka elçilerinin çektiği fotoğraflara ev sahipliği yapıyor. Tüm bu birbirinden farklı hikayelere sahne olan fotoğraflar, Canon’un PRISMAelevate XL yazılımı ve Arizona yazıcı serisi aracılığıyla Braille, dokunsal ve kabartmalı baskı haline getiriliyor. Böylece her bir fotoğrafın anlattığı hikâyeye ziyaretçilerin ortak olması sağlanıyor. Ayrıca sergi alanında her bir fotoğrafın hikayesi sesli anlatımlarla hayat buluyor; dokunsal baskılarla ziyaretçilerin parmak uçlarına işleniyor.

    Dünyayı farklı bir perspektiften görmeye cesaret et

    “Görülmeyen Dünya” (World Unseen) projesi, görme engeli olmayan bireylere de dünyayı farklı bir perspektiften görme fırsatı sunuyor. Görme kısıtı olmayan ziyaretçiler, sergi alanındaki görsel bozukluk simülasyonları ve farklı duyusal deneyimlerle günlük hayatta görme engelli bireylerin karşılaştıkları zorlukları daha yakından hissediyor. Bu benzersiz deneyim, katılımcılara empati duygusunu ve başkalarının dünyasına dokunmanın gücünü hissettiriyor.

    NVIDIA GeForce RTX 5070 ne zaman çıkacak?

    0
    NVIDIA, grafik kartı dünyasında büyük bir sürpriz yapmaya hazırlanıyor. Sızdırılan bilgilere göre, RTX 5070 ve RTX 5060 modelleri, önceki nesillere kıyasla çok daha erken bir tarihte piyasaya sürülebilir. NVIDIA genellikle yeni grafik kartlarını tanıtmak için zamana yayılmış bir süreç izlerdi, ancak bu kez süreç hızlanmış gibi görünüyor. İşte detaylar… Sızan bilgilere göre, NVIDIA’nın CES 2025 etkinliğinde yeni nesil RTX 50 serisini tanıtması bekleniyor. Mart 2025’e kadar bu serinin çoğu modelinin satışa çıkacağı tahmin ediliyor. Özellikle RTX 5080 ve yalnızca Çin pazarı için geliştirilen RTX 5090D modelleri ilk tanıtılan kartlar olacak. Bu iki modelin ardından, oyuncuların ilgisini çekmesi beklenen RTX 5070 Ti ve RTX 5070 modelleri gelecek ay piyasada olacak. Daha uygun fiyatlı RTX 5060 ve RTX 5060 Ti modelleri ise Mart 2025’te duyurulacak. Bu yeni kartların ne zaman satışa çıkacağı tam olarak bilinmiyor, ancak tanıtımdan birkaç hafta sonra mağazalarda yerini alması bekleniyor. NVIDIA’nın en üst segmentteki güçlü kartı RTX 5090 için ise henüz net bir çıkış tarihi paylaşılmadı. 32 GB VRAM ve 600 Watt enerji tüketimi gibi etkileyici özelliklerle gelmesi beklenen RTX 5090’ın piyasaya sürülmesi gecikmiş olabilir. Bunun muhtemel sebeplerinden biri, AMD ve Intel’in bu seviyede rekabet edebilecek bir kart sunamamış olması…

    Gelmiş Geçmiş En İlginç Akıllı Telefonlar

    Bu makalede aklımda ve gönlümde yer eden gelmiş geçmiş en ilginç akıllı telefonlar konusunda özel bir liste hazırladım.

    FIFAe World Cup 2024 elemeleri eFootball’da da başladı!

    0

    eFootball, yaklaşan “FIFAe Dünya Kupası 2024”de yer alacak – eFootball ile dünyaya meydan okuyun!

    Konami Digital Entertainment B.V. bugün amiral gemisi futbol simülasyonu oyunu eFootball™’un “FIFAe World Cup 2024™”te (FIFAe Dünya Kupası 2024) yer alacağını duyurdu. Oyun içi elemeler bugün başlıyor!

    FIFA® tarafından düzenlenen resmi bir e-spor turnuvası olan FIFAe World Cup 2024™’te eFootball™ turnuvaları iki kategoride düzenleniyor: Konsol (PS4 ve PS5) ve Mobil.

    Hem oyun içi elemelerini hem de Ulusal Adaylık Aşaması’nı kazanan oyuncular, bu yıl offline olarak düzenlenecek olan “FIFAe World Cup 2024™”te bir araya gelecek ve Dünya Şampiyonu unvanı için yarışacak.

    Bu yıl, dünyanın dört bir yanından 18 ülke final turnuvası olan “FIFAe World Cup 2024™”e katılabilecek. Bu 18 ülkeden birinin vatandaşı olmayan oyuncular da oyun içi elemelerin 3. Turuna kadar katılarak ilgili oyun içi ödülleri almaya devam edebilecekler.

     Turnuvanın tamamı üç ana bölüme ayrılacak:

    1. 10-20 Ekim tarihleri arasında üç aşamalı oyun içi elemeler gerçekleştirilecek
    2. 28 Ekim- 3 Kasım tarihleri arasında katılan 18 ülkede çeşitli Ulusal Adaylık Aşamaları gerçekleştirilecek.
    3. Son olarak, 2024’ün sonlarına doğru offline olarak düzenlenecek olan ‘FIFAe World Cup 2024™’ün Final turu gerçekleştirilecek.

    Türkiye dahil 18 ülke yarışıyor

    ‘FIFAe World Cup 2024™’ beş farklı kıtadan on sekiz ülkeyi bir araya getirecek. Japonya, Tayland, Endonezya, Güney Kore, Hindistan, Malezya ve Suudi Arabistan turnuvanın Asya ayağını oluşturuyor. Avrupa, Fransa, İspanya, Portekiz, Türkiye, Hollanda, Polonya ve İngiltere dahil olmak üzere yedi ülkeyle turnuvaya dahil oluyor. Fas Afrika bayrağını, Kosta Rika Kuzey Amerika bayrağını dalgalandırırken Brezilya ve Arjantin de Güney Amerika’yı temsil edecekler.

    Otonom Araç Teknolojisi Hakkında Merak Edilen 10 Soru, 10 Cevap

    Otonom araç teknolojisi, sürücüsüz araçların geliştirilmesi aşamasında hayatımıza giren otomotiv endüstrisi ile ilgili bir kavramdır. Aslında sensörler ve yapay zeka teknolojisi yazılımla birleşti ve araçların çevresini algılayabilmesi gerçek oldu. Araçlar güvenle yol alabilmek için sürüş esnasında karar verebilmeye başladı. Bu kararlar geliştirilen yazılımlarla birlikte sürüşü çok daha güvenli hale getirdi. Büyük ihtimalle yakın gelecekte otomotiv endüstrisi köklü değişikliklere sahne olacak.

    1- Otonom Araç Nedir?

    Yolculuk esnasında insanın müdahalesinin olmadığı ve çevrede olanları algılayarak karar veren, yapay zeka ile geliştirilmiş yazılım ve donanıma sahip araçlardır. Araçlar üzerindeki sensörler, kameralar ve benzer algılama teknolojileri araç çevresindeki bilgileri toplar ve analiz eder. Daha sonra elde edilen veriler yazılım aracılığıyla işlenir ve araç en doğru kararı vererek ilerler.

    2- Çalışma Prensipleri Nelerdir?

    Sensörlerle çevrili otonom araç çevresini tarayarak bir harita oluşturur. Oluşan harita yapay zeka algoritmaları ile anlamlı hale gelerek araç bu haritadan çıkan anlamlı verileri kullanarak ilerler. Bu bilgileri kullanarak yol ve trafik şartlarına uygun bir rota belirleyen araç önüne çıkan engellerden kaçınır. Yolda karşılaştığı diğer araçlar, yayalar ve değişik cisimlerle etkileşim sağlayarak aracı güvenle sürer. Sürüş esnasında alınan tüm kararlar çok büyük bir veri işleme hızıyla gelişir.

    3- Ne Kadar Güvenli?

    Oluşabilecek tehlikeleri sensörlerle algılayan bu araçlar çok hızlı bir biçimde tehlikeden kaçarlar. Fakat ağır hava şartları ve karmaşık trafik ortamında otonom araçların nasıl bir performans sergileyeceği zamanla netleşecek bir durumdur.

    4- Hangi Seviyelere Ayrılır?

    Otonom araçları, beş seviyede sınıflandırma yaparız. Seviye 0’da sürücü tüm kontrolleri kendisi sağlarken seviye 5’te ise tam hiçbir insan müdahalesine gerek duyulmaz. Günümüz teknolojisinde yollarda kullanılan otonom araçlardaki ağırlıklı seviye 2 veya 3. seviyededir. 2. ve 3. seviyeyi daha anlamlı hale getirirsek; bu seviyelerde sürücü zaman zaman devreye girer diyebiliriz.

    5- Otonom Araçlar Ne Avantaj Sağlar?

    Aslında otonom araçlar sürücülerin yaptığı insani hataları ortadan kaldırarak trafik kazaların azalmasını sağlarlar. Bunun dışında aracın verimli kullanılmasıyla yakıttan tasarruf olur. Dahası yapay zeka trafik akışını optimize eder. Böylece yakıt ve zaman ekonomisi sayesinde daha az yakıt ile daha kısa sürede ulaşım gerçekleşir.

    6- Yaygınlaşmaları Ne Kadar Zaman Alacak?

    Beklenti 2030’lu yılların başı olsa da günümüzde tam otonom araçlar az da olsa yollarda halen kullanılıyor. Fakat yasal süreçler, altyapı, güven ve tüketici bilinci gibi faktörler şu an için yaygınlaşmasının önündeki en büyük engeller. Zamanla bütün bu engeller tek tek aşılacaktır.

    7- İş Dünyasına Yansımaları Nasıl Olacak?

    Önümüzdeki yıllarda lojistik ve ulaşım sektörlerinde büyük değişiklikler göreceğiz. Sürücüsü olmayan tırlar ve kamyonlar insan ve yakıt maliyetini azaltacakları gibi teslimat sürelerini de kısalacaklar. Şehir içinde sürücüsüz taksiler boy gösterecek.

    8- Doğaya Etkisi Nedir?

    Özellikle elektrikli otonom araçların yaygın hale gelmesiyle fosil yakıtların kullanımı büyük ölçüde azalacak Karbon salınımı düşeceği gibi doğaya verilen zarar da önemli ölçüde azalmış olacak.

    9- Otonom Araçlar Hakkında Yasal Düzenlemeler Nasıl Olacak ?

    Otonom araçların kullanıldığı tüm ülkelerin yasal düzenlemeler için faaliyet halinde olduklarını söyleyebiliriz. Burada esas sorun aracın sorumluluğunun kimde olacağı konusudur. Çünkü sigorta ve trafik polisleri için kazalarda kusurun nasıl belirleneceği konusu hala tam olarak netleşmemiştir.

    10- Fiyatları Ucuzlayacak mı?

    Otonom araç teknolojisi ne kadar yaygınlaşır ve gelişirse buna bağlı olarak maliyetler de elbet azalacak ve fiyatlar ucuzlayacaktır. Fakat günümüzde üretim maliyetlerinin oldukça yüksek olduğunu söylemek doğru olur.

    Özet

    Belki de bu makaleyi okuyan kuşak araç kullanma ehliyeti olan son jenerasyon olacak. Çünkü çok yakın bir gelecekte otonom araçlar ulaşım sistemini baştan aşağı değiştirecek. İnsanların araç kullanmasına gerek olmayacak. Elbette bu değişimin hızlanabilmesi için önce teknolojilerin biraz daha gelişmesi ve yasal altyapının düzenlenmesi gerekiyor.

    www.mediamarkt.com.tr

    İşletmelerin güvenliği sürekli gözetimde 

    0

    Siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri olan ESET, ESET Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi (V&PM) modülünde bir güncelleme yayımladığını duyurdu. ESET V&PM artık Linux -masaüstü ve sunucu- ve macOS sistemleri için de kullanılabilir.

    Kurumlar için saldırı yüzeylerini en aza indirmek çok önemli. Her çeyrekte binlerce güvenlik açığının keşfedilmesiyle tehdit ortamı sürekli bir değişim içinde. Tek bir güvenlik açığı bir işletmeyi, hatta bütün bir tedarik zincirini durma noktasına getirebilir. Böyle bir olasılığı önlemek için güvenlik açığı ve yama yönetimi iyi bir araç.  V&PM mükemmel bir siber hijyen sağlarken proaktif bir güvenlik duruşu oluşturmaya yardımcı olarak olayların gerçekleşmesini önler.

    ESET, tehdit aktörlerinin sürekli olarak giderek daha geniş bir cihaz, sistem ve yazılım yelpazesini hedef aldığının fakında olarak yeni güncellemesiyle ESET V&PM, bir işletmenin ekosisteminin daha geniş bölümlerini kapsayan Linux(masaüstü bilgisayarlar ve sunucular) ve macOS2 destekleyecek şekilde genişletildi. Böylesine kapsamlı bir çabayı desteklemek için V&PM modülü artık daha fazla görünürlük ve şeffaflık için geliştirilmiş, kullanım kolaylığını artırırken bir ağdaki güvenlik açığı ve yama durumuna anında genel bir bakış sağlayan yeni bir gösterge tablosunda da sunuluyor. Aynı zamanda ESET V&PM’ın ESET PROTECT Platformunun içine derinlemesine yerleştirilmesi sayesinde artık isteğe bağlı güvenlik açığı taramasını da destekleyerek belirli makinelerin durumu hakkında anında bilgi edinilmesini sağlıyor.

    Varsayılan olarak, güvenlik açığı taraması size zaman kazandırmak ve tehdit aktörlerine karşı saldırı açığını kapatmak için tamamen otomatikleştirilirken Windows ve Linux sunucuları için ürün, yöneticilerine manuel kontrol sağlar. Bu, özellikle güvenlik yöneticilerinin tarama ve yama süreçleri üzerinde daha fazla denetime sahip olmalarına yardımcı olmak için kullanışlıdır, böylece iş akışlarını kesintiye uğratmazlar.

    ESET Kurumsal ve KOBİ/MSP Başkan Yardımcısı Michal Jankech “Üst düzey güvenliğin gereksiz karmaşıklığa yol açmaması gerektiğine inanıyoruz çünkü bu sadece güvenlik iş akışlarını çok zaman alıcı hale getiriyor. Bu da diğer önemli görevler için daha iyi harcanabilir. ESET V&PM modülümüze yaptığımız bu yeni güncellemeyle tüm bunları göz önünde bulundurarak önemli olana odaklanıyoruz: Hız, kullanım kolaylığı, uyumluluk3 ve proaktif önleme. Tehditler uyumaz ve her zaman açık fonksiyonu ile çözümümüz de uyumaz, işletmenizin güvenliğini sürekli göz önünde tutar.” dedi.

    ESET’in Güvenlik Açığı ve Yama Yönetimi aşağıdaki çözümlerde mevcut: ESET PROTECT Complete, ESET PROTECT Elite, ESET PROTECT MDR ve ESET PROTECT MDR Ultimate. En son güncellemeyle müşteriler ESET V&PM’ı ESET PROTECT Entry ve ESET PROTECT Advanced ürünlerine eklenti olarak da sipariş edebilecek ve iş güvenliğini en küçük oyuncudan en büyüğüne kadar artırabilecek. Her zaman olduğu gibi mevcut güncelleme herhangi bir ek maliyet olmadan otomatik olarak sunulacaktır.

    Samsung Galaxy Ring zindelik ve fitlik yönetiminde ezberleri bozmaya hazırlanıyor

    Son teknoloji sensörler ve Galaxy AI özellikleriyle donatılan akıllı yüzük Galaxy Ring, güçlü bir zindelik yönetimi deneyimi sunuyor.

    Geçmişi 3.000 yıldan eskiye, antik Mısır’a kadar uzanan yüzükler, insanlık tarihi boyunca, aşkın, gücün ve kendini ifade etmenin farklı değerlerini sembolize etti. Şimdi ise Samsung Electronics sunduğu Galaxy Ring, bu değerlere fitliği de ekledi. Samsung’un akıllı yüzüğü Galaxy Ring, ultra kompakt ve hafif tasarımıyla 7/24 rahatça giyilebilen bir cihaz olarak, kullanıcılara kapsamlı fitlik takibi olanağı sunuyor. Uyku takibinde sunduğu gelişmiş yapay zeka algoritmaları ve günlük zindelik skorları ile kişiselleştirilmiş fitlik yönetiminde çığır açan özellikleri, kullanıcıların yaşam tarzını iyileştirmeye yönelik anlamlı veriler sağlıyor.

    Galaxy Ring’in geliştirilmesini ve tasarımını üstlenen Samsung Electronics Mobil Deneyim İş Birimi Giyilebilir Ürün Planlama Grubu, giyilebilir cihaz pazarındaki yeni fırsatları araştırırken özellikle hızla büyüyen zindelik yönetimi alanına odaklandı. Bu da Samsung’u kişiselleştirilmiş zindelik çözümleri için daha doğru ve akıcı zindelik verileri sunan en uygun form faktörünü aramaya yöneltti. Çeşitli form faktörlerini değerlendirdikten sonra, 7/24 takılabilen, kullanıcı dostu, küçük ve hafif bir nesne olan yüzükte karar kılındı.

    Samsung Electronics Mobil Deneyim İş Birimi Giyilebilir Ürün Planlama Grubu’ndan Yujin Roh, Galaxy Ring’in geliştirilmesindeki ilham kaynağını şöyle açıklıyor: “Uyku, sağlığın temelidir. Galaxy Ring uyurken de takılabilecek kadar rahat ve tek bir şarjla bir haftaya kadar kullanılabilir. Bu da onu ayrıntılı ve değerli uyku verileri toplamak için ideal hale getiriyor. Güçlü bir uyku yapay zeka algoritması, kullanıcıların uykularını daha iyi anlamasına ve iyileştirmelerine yardımcı olan gelişmiş uyku bilgileri sağlıyor. Ayrıca, Enerji Skoru özelliği, uyku kalitesini, aktivite seviyelerini, uykuda kalp atış hızını ve değişkenliği analiz ederek kullanıcılara günlük bir sağlık endeksi sunuyor.”