Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 68

    Acer Aspire Lite 16 hafiflikte iddialı

    0

    Acer; günün her anı farklı görevler, okul projeleri ve akademik aktivitelere gömülen öğrenciler ve seçeceği dizüstü bilgisayarda makul fiyat kriterine önem veren kullanıcılar için 16 inç ekrana sahip Aspire Lite 16 (AL16 51P) modelini sunuyor. 

    Hareketli kullanıcıları hedefine alan Acer Aspire Lite 16, tüy kadar hafif gövdesinde günlük aktivitelerin ve bunun da ötesinde çoklu görevlerin gerektirdiği verimliliği garanti eden bir konfigürasyonla geliyor. 12’nci Nesil Intel® Core™ i5-1235U işlemci, 8 GB DDR4 bellek ve 512 GB depolama kapasitesi ile Aspire Lite 16, sosyal medya aktivitelerinden akademik görevlere, internet sörfünden video içeriklerine kadar zengin yelpazeli işlerde kullanıcıların yeni gözdesi olmaya aday.

    180 derece dönen menteşesiyle her koşulda çalışmayı kolaylaştıran Aspire Lite 16, 16:10 en boy oranı ve  yüzde 86 ekran gövde oranı ve son derece ince çerçeveleri sayesinde üretkenlik için daha fazla alan sağlıyor. Cihaz, 16 inçlik IPS ekranında WUXGA çözünürlük (1920 x 1200) ile keskin ve net görüntüler sunuyor.

    Yalnızca 1,7 kg ağırlığında ve 18,9 mm inceliğinde bir model olan Aspire Lite 16, kolay taşınabilir ve şık tasarımıyla çantaya atıp her yere beraberinizde taşıyabileceğiniz bir model. İnce profili ile şık ve modern Aspire Lite 16, gün boyunca adaptöre bağımlı kalma endişesi taşımadan çalışma imkanı sunan 3 hücreli piliyle hareket halinde günlük verimlilik için harika bir alternatif sunuyor. Üç adet 3.2 nesil USB type-A, bir adet USB type-C, bir adet HDMI 1.4, MicroSD kart yuvası ve Bluetooth desteği de sunan cihaz, çevre cihaz bağlantılarına da imkan tanıyarak kullanıcı deneyimini geliştiriyor.

    ASUS ROG Phone 9 ne zaman geliyor? İşte çıkış tarihi!

    0

    ASUS, oyunculara yönelik geliştirdiği ROG Phone serisini genişletmeye devam ediyor. Şirketin resmi açıklamasıyla birlikte ROG Phone 9 modeli tanıtıldı. Ancak bu tanıtımda yalnızca serinin ana modeli gösterildi ve tasarım detayları tamamen ortaya çıktı.

    ROG Phone 9’un çıkış tarihi ne zaman?

    Cihazın teknik özellikleri henüz netleşmemiş olsa da, performans konusunda beklentileri karşılayacağına dair bazı ipuçları verildi. ASUS, yeni modelde Snapdragon 8 Elite yonga setine yer vereceğini doğruladı. Bu işlemci, yüksek performans sunmasıyla dikkat çekiyor. ROG Phone 9’un piyasaya çıkış tarihi de resmi olarak açıklandı. İşte tüm detaylar…

    Cihazın tasarım detaylarının açıklanmasıyla birlikte birçok soru işareti ortadan kalktı, ancak teknik özellikler hala büyük ölçüde gizemini koruyor. Snapdragon 8 Elite işlemcisinin kullanıldığı cihazda performansın üst düzeyde olacağı düşünülüyor. ASUS, yeni modelin 19 Kasım’da piyasaya sürüleceğini duyurdu. Lansman sırasında cihazın tüm teknik detaylarının açıklanması bekleniyor.

    ROG Phone 9’un hangi teknik özelliklere sahip olacağı henüz tam olarak bilinmese de, önceki model olan ROG Phone 8’de 12 GB ve 16 GB RAM ile 256 GB depolama seçenekleri yer alıyordu. Bu yeni modelin de benzer seçeneklerle gelmesi bekleniyor. Ayrıca, 1 TB depolama kapasitesine sahip daha güçlü bir versiyonun da tanıtılması olasılığı bulunuyor.

    ASUS, önceki serilerde genellikle Aralık ayını tercih ederken, bu yıl yeni modelini daha erken bir tarihte tanıtmayı tercih etti. 19 Kasım’da yapılacak lansmanda serinin diğer modelleri ve isimleriyle ilgili tüm detayların açıklanması bekleniyor. 

    Orta segmente kral olabilir: POCO F7 Ultra geliyor!

    0
    Xiaomi, ürün yelpazesini genişletmeye devam ediyor ve şimdi de POCO F7 serisinin tanıtımı için geri sayıma geçti. Son gelen raporlar, Çinli teknoloji devinin bu seride önemli bir değişikliğe hazırlandığını gösteriyor. Özellikle POCO F7 Ultra modelinin IMEI veri tabanında görünmesi, yeni modelin yolda olduğuna dair ciddi ipuçları veriyor. POCO’nun F serisi bugüne kadar hep standart ve Pro versiyonları ile tanınıyordu. Ancak bu sefer işler biraz farklı olacak gibi görünüyor. Yeni serinin amiral gemisi modeli POCO F7 Ultra, son iddialara göre Çinli markanın kullanıcılarına sunacağı yenilikler arasında. Model, 24122RKC7G kod adıyla IMEI veri tabanına girdi ve bu da yeni bir cihazın yolda olduğuna işaret ediyor. Henüz POCO F7 Ultra’nın teknik özellikleriyle ilgili detaylı bilgi verilmiş değil, ancak güvenilir kaynaklara göre cihaz, bu yılın sonunda tanıtılacak olan Redmi K80’in farklı bir marka adıyla sunulmuş hali olacak. Çinli üreticilerin sıkça başvurduğu bu yöntem, iki cihaz arasında teknik açıdan büyük benzerlikler bulunacağını gösteriyor. Özetle, tasarım ve isim değişse de donanım aynı kalacak. POCO F7 serisinin çıkış tarihi ise gelecek yılın ortalarında bekleniyor. Redmi K80 modeline dair sızan teknik detaylar şu şekilde:
    Özellik Redmi K80
    İşlemci Snapdragon 8 Gen 3
    Ekran 2K Düz OLED (TCL üretimi)
    Telefoto Lens Makro çekim desteği
    Batarya 6500mAh
    Su ve Toz Dayanıklılığı IP68
     

    Android Automotive ile Sürüş Deneyimi Kişisel Hale Geliyor

    0

    Otomobil teknolojileri son yıllarda birçok inovasyona şahitlik ediyor. Özellikle araç içinde sürücüleri ve yolcuları bekleyen birçok yenilik görüyoruz. Hedef her zaman için daha keyifli, konforlu ve kişiye özel bir yolculuk deneyimi. İşte Google da Android Automotive ile bu trendi yakalayarak en yaygın platform haline gelmek istiyor. Geçtiğimiz günlerde Android Automotive 15’i tanıtan Google’ın yeni özelliklerini inceleyelim.

    Android Automotive
    Android Automotive ile üreticiler gösterge panelini araca özel hale tasarlayacak

    Android Automotive ve Auto Farkı

    İlk olarak bir kavram karmaşasının önüne geçelim. 2017 yılında hayatımıza giren Android Automotive aslında araçların sahip olduğu bir işletim sistemi. Android Auto ise bildiğiniz üzere telefonumuzun araç modu. Elbette Google’ı bu karmaşık isim seçimlerinden dolayı tebrik etmek gerek. Neyse, sonuçta Android yüklü otomobillerden bahsettiğimizde aslında Android Automotive OS ya da kısaca AAOS diyoruz. AAOS temel olarak Android Auto’ya göre araca daha fazla erişim sağlayarak kontrolü artıyor. Örneğin klimaları ya da analog radyoyu bile bu şekilde yönetmek mümkün. Android Auto ise tahmin edeceğiniz üzere daha sınırlı uygulamalara bağlı. Tabii ki AAOS sadece Android cihazlarla sınırlı değil. Apple kullanıcıları da tüm özelliklerden sınırsız yararlanıyor.

    Android 15 ile Yeni Özellikler

    AAOS’u ilk benimseyen üreticiler arasında Volvo ve Audi geliyor. Diğer markalar da desteğini genişletmeye devam ediyor. Duyurulan özellikler arasında Google’ın Bluetooth bağlantısını sıfırdan inşa ettiğini görüyoruz. Normalde kulaklığınız aracınıza bağlanırken artık tam tersi de mümkün olacak. Yani kendi işletim sistemi olan aracınız kulaklığınız ile iletişime geçecek. Peki bu ne işe yarayacak? Trafikte olduğunuzu düşünelim. Yolcular ve sürücü farklı içeriklere erişim sağlayacak. Siz haberleri dinlerken arkada çocuklar müzik dinleyebilecek.

    Android Automotive
    Artık yolcular ve sürücü ayrı kaynaklara bağlanma şansına sahip

    Ambiyans Modu Geliyor

    Araç harekete geçtikten bir süre sonra sürücünün dikkatini kaybetmemesi için doğal olarak ekran kararıyor. Bu noktada sönük bir panel yerine Google’ın Ambiyans Modu devreye girecek. Saat ve benzin ya da şarj gibi temel değerleri minimal şekilde gösterecek bu modu üreticilerin geliştirmesi de mümkün. Böylece üreticiler modele göre daha uyumlu ve gözü yormayan bir tema tasarlayacak. Bu modun ne kadar kişiselleştirilebilir olduğunu ise söylemek için henüz erken. Ancak eminim ki zamanla Google, ambiyans modunda kullanıcıların ekleme çıkarma yapmasını sağlar.

    Yeniliklerin arasında ise Google aslında en çok güvenliğin altını çiziyor. Araçları siber saldırılara karşı korumak için yazılımcılar büyük çaba sarf ediyor. Google, iyileştirmeler sayesinde artık daha güvenli ve yazılımcı dostu bir işletim sistemi yaptıklarını iddia ediyor.

    Android Automotive Artık Motosikletlerde

    Evet, hep otomobillerden bahsettik. Ancak Avusturya kökenli KTM firması AAOS’u motosikletlerine ekleyeceğini duyurdu. Bunun için de KTM uyumlu motorlarda 32GB depolama ve 3GB RAM olacağını söylüyor. İlk etapta güncellemeler servislerde yapılacak. Fakat bir süre sonra kullanıcılar bu işi isterlerse kendileri üstlenecek.

    Artık araçlardan bir PC gibi bahsetmek size de ilginç geliyor mu? Araçların yeni çağı böyle…Google, çok büyük devrimlere imza atmasa da bence AAOS’u daha iyi tanıtarak bu süreci yönetecek. Çünkü birçok kişi başta bahsettiğim farklardan haberdar değil.

    Galaxy Watch Ultra Consumer Reports tarafından takdir edildi

    Samsung Galaxy Watch Ultra, ABD’nin önde gelen tüketici dergisi Consumer Reports tarafından yapılan değerlendirmede, 100 üzerinden 92 puan alarak 11 farklı kategoride en yüksek derecelendirme olan “Mükemmel” derecesiyle en çok önerilen akıllı saat seçildi.

    Consumer Reports değerlendirmesinde, Galaxy Watch Ultra 92 puanla kendi sınıfında liderliği yakalarken, Galaxy Watch7 Bluetooth ise toplamda 90 puan alarak 4. sırada yer aldı. Samsung’un Galaxy AI yetenekleriyle güçlenen yeni Galaxy Watch Serisi’nin en dayanıklı üyesi Galaxy Watch Ultra, zorlu ortamlarda gösterdiği performans ve BioActive sensörün olanaklı kıldığı kalp atış hızı ve uyku ölçüm özellikleriyle öne çıkıyor. Galaxy Watch7 ise kullanıcıların gündelik zindelik ve fitness durumunu bütünsel bir şekilde anlamasına yardımcı olmak amacıyla tasarlandı. Galaxy Watch7, günlük zindeliği desteklemenin daha fazla yolunu sunarak, daha zinde ve fit bir yaşam konusunda kullanıcıları motive eden birçok özellik sunuyor. İ

    Kullanım kolaylığı: Galaxy Watch Serisi, kullanıcı dostu arayüzü ve kişiselleştirilmiş sağlık önerileri ile zindelik takibini son derece kolay hale getiriyor. Çift Sıkıştırma Hareketi ve Smart Reply gibi özellikler, kullanıcıların Galaxy Watch akıllı saati daha pratik bir şekilde yönetebilmesini sağlıyor.  Galaxy Watch Ultra’nın Quick Access özelliği ise antrenmanları hızlıca başlatma ve diğer işlevlere kolayca erişme imkanı sunarak günlük kullanımı zahmetsiz kılıyor.

    Çok Yönlülük: Galaxy Watch Serisi, spor yaparken ve günlük hayatta kullanıcılara geniş bir kullanım esnekliği sunarak, farklı ihtiyaçlara göre kişiselleştirilmiş deneyimler sunuyor. Galaxy Watch7 ile 100’den fazla egzersizi doğru bir şekilde takip etmek ve hedeflere ulaşmak için Antrenman Rutini özelliği sayesinde çeşitli egzersizleri birleştirerek rutinler oluşturmak mümkün.

    ‘Espresso olmadan uyanamam’ diyenlere: Alabileceğiniz en iyi kahve makineleri!

    Güne enerjik bir başlangıç yapmak isteyenlerin vazgeçilmezi olan espresso, İtalyan kahve kültürünün dünyaya armağanı olarak biliniyor. Yüksek basınç altında sıcak suyun öğütülmüş kahveden geçirilmesiyle hazırlanan espresso, üzerindeki karakteristik krema tabakası ve yoğun aromasıyla kahve tutkunlarının favorisi… Peki evde mükemmel espressoyu nasıl hazırlayabilirsiniz? Modern espresso makineleri, barista kalitesinde kahveyi evinize getiriyor. Bu makineler, 9 bar ve üzeri basınçla çalışarak, kahvenin tüm aroma ve yağlarını maksimum düzeyde açığa çıkarıyor. Özellikle tam otomatik modeller, öğütmeden demlemeye kadar tüm süreci kusursuz bir şekilde yönetiyor. Espresso makinesi alırken dikkat edilmesi gereken en önemli kriterleri pompa basıncı, çekirdek haznesi kapasitesi ve süt köpürtme sistemi olarak sıralayabiliriz. Bunun yanı sıra, makinenin günlük kullanım sıklığınıza uygun kapasitede olması ve temizlik-bakım kolaylığı sunması da önemli kriterler arasında yer alıyor.

    PHILIPS LatteGo

    PHILIPS’in LatteGo serisi, modern teknoloji ile kullanım kolaylığını birleştiriyor. 275 gram kapasiteli çekirdek haznesi ve 15 bar pompa basıncıyla dikkat çeken model, özellikle latte ve cappuccino severlerin gözdesi… LatteGo süt sistemi sayesinde tek dokunuşla kadifemsi süt köpüğü hazırlayabiliyorsunuz.

    DELONGHI Magnifica Plus

    Delonghi’nin amiral gemisi modellerinden olan Magnifica Plus, 250 gram çekirdek kapasitesi ve 15 bar basınçlı pompasıyla profesyonel kalitede espresso sunuyor. Otomatik kapuçino sistemi ve kişiselleştirilebilir içecek seçenekleriyle her damak tadına hitap ediyor.

    TCHIBO Esperto Pro

    300 gram çekirdek haznesi ve 19 bar pompa basıncıyla dikkat çeken Tchibo Esperto Pro, kompakt boyutlarına rağmen etkileyici bir performans sunuyor. 1100 ml su haznesi kapasitesiyle sık doldurma derdi yaşatmıyor. Antrasit rengi ve modern tasarımıyla mutfağınıza şık bir görünüm katıyor.

    GRUNDIG KSM 6430 Delisia Coffee

    Yarı otomatik kategorisinin iddialı modellerinden olan Grundig Delisia Coffee, 20 bar pompa basıncıyla dikkat çekiyor. Kapsül uyumlu yapısı ve bilgi ekranıyla kullanım kolaylığı sunan model, süt haznesinin ayrılabilir olması sayesinde kolay temizlik imkanı sağlıyor. Sonuç olarak, ev tipi espresso makinesi seçerken öncelikle kullanım alışkanlıklarınızı ve bütçenizi göz önünde bulundurmalısınız. Tam otomatik modeller daha fazla konfor sunarken, yarı otomatik modeller daha uygun fiyatlı alternatifler sunuyor. Seçtiğiniz modelin pompa basıncı, çekirdek haznesi kapasitesi ve süt köpürtme sistemi gibi özelliklerini mutlaka değerlendirin.

    Gamepad alırken nelere dikkat etmelisiniz?

    Oyun deneyiminizi doğrudan etkileyen en önemli aksesuarlardan biri olan gamepad seçimi, dikkatli değerlendirilmesi gereken bir konu diyebiliriz. Nitekim özellikle rekabetçi oyunlarda çok büyük fark yarattığı bilinen gamepad yatırımı yaparken, beklentilerinizi doğru seçmeniz gerekebilir. Bu rehberde, doğru gamepad seçimi için dikkat etmeniz gereken tüm noktalara değineceğiz.

    İlk kıstas: Kablolu ve kablosuz seçimi

    Gamepad seçiminde en çok düşünülen konulardan biri bağlantı tipi… Kablolu gamepadler, gecikme (input lag) olmadan anlık tepki vermeleri ve pil/şarj derdi olmaması nedeniyle özellikle rekabetçi oyuncular tarafından tercih ediliyor. Ayrıca genellikle daha uygun fiyatlı olmaları da önemli bir avantaj diyebiliriz.

    Kablosuz gamepadler ise son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte input lag konusunda büyük ilerleme kaydetmiş durumda… Modern kablosuz gamepadlerde gecikme farkı neredeyse algılanamaz seviyeye geldi.

    Hareket özgürlüğü sağlaması, kablo karmaşasından kurtarması ve birden fazla cihazla eşleştirilebilmesi gibi avantajları bulunuyor. Tek dezavantajı, batarya ömrünü takip etmek ve düzenli şarj etmek gerekliliği… Bu anlamda oyunun tam ortasında şarjınızın bitmesi gibi sorunlar yaşayabilirsiniz.

    Eğer PC’de yarış, dövüş gibi anlık tepki gerektiren oyunlar oynuyorsanız kablolu bir gamepad tercih etmeniz daha mantıklı olacaktır. Ancak konsolunuzda veya PC’nizde macera, RPG gibi türlerde oyunlar oynuyorsanız, kablosuz bir gamepad size daha rahat bir oyun deneyimi sunar.

    Gelelim gamepad satın alırken dikkat etmeniz gereken diğer kıstaslara…

    Ergonomi ve tasarım

    • Tuş Yerleşimi: Analog çubukların ve tuşların konumu elinize uygun olmalı.
    • Ağırlık: Çok hafif veya çok ağır olmamalı, dengeli bir ağırlığa sahip olmasına dikkat edilmeli.
    • Malzeme Kalitesi: Terletmeyen ve dayanıklı malzemeden üretilmiş olmalı.
    • Tutma Yüzeyi: Kaymaz malzeme kullanılmış olması…

    Gamepad özellikleri

    • Titreşim Motoru: Force feedback desteği oyun deneyimini zenginleştirir
    • Gyro Sensörler: Hareket kontrolü gerektiren oyunlar için önemlidir
    • Programlanabilir Tuşlar: Özellikle rekabetçi oyuncular için değerlidir
    • Değiştirilebilir Parçalar: Analog çubuk ve d-pad’lerin değiştirilebilir olması uzun ömürlü kullanım sağlar

    Öneriler

    1. PC için: Xbox Series X/S veya DualSense
    2. PlayStation için: DualSense veya lisanslı üçüncü parti cihazlar
    3. Nintendo Switch için: Nintendo Pro Controller veya PowerA’nın lisanslı modelleri
    4. Bütçe dostu: 8BitDo veya PowerA’nın temel modelleri tercih edilebilir.

    Bir Zamanların Silikon Vadisi Lideri Intel Neden Yarışta Geride Kaldı?

    Bir zamanların işlemci devi Intel son yıllarında rekabette kalmakta gittikçe zorlanmaya başladı. Özellikle de bazı kırılma noktalarında aldığı yanlış kararlar ve yapay zeka yarışında geç kalması Intel’i rakipleri karşısında giderek daha fazla zora sokuyor.

    Tüm bu kötü tablonun faturası elbette çalışanlara da kesildi. Intel hisseleri, şirketin gelirlerindeki keskin düşüşün ve çip üretimi işindeki milyarlarca dolarlık zararın ardından personelinin yüzde 15’ini işten çıkaracağı haberiyle Ağustos ayı ortalarında sert düşüşe geçmişti. 2013 yılından bu yana görülmemiş bir kayıptı.

    Şirket, işten çıkarmalar yaparak ve hisse senedi temettülerini askıya alarak rezervlerini desteklemeye çalışıyor. Ancak bu hamleler bile, özellikle rakip çip üreticisi Nvidia’nın yoğun rekabeti karşısında, deneyimli teknoloji şirketini bir zamanlar övündüğü endüstri lideri konumuna geri getirmeye yetmeyebilir.

    Intel’in CEO’su Pat Gelsinger’e göre maliyet azaltma ve diğer önlemler 2025 yılında şirkete 10 milyar dolar tasarruf sağlayacak.

    İşlemci Efsanesi

    Telefonlarımızdan uçakların çalışmasına kadar her şey için çok önemli olan yarı iletken teknolojisi, şirket 1960’larda kurulduğunda Intel’in işinin temelini oluşturuyordu. (Kurucu ortak Gordon Moore, yarı iletken gücünün zaman içinde katlanarak daha küçük, daha güçlü ve daha ucuz hale geleceğini teorize eden Moore Yasası’ndan sorumluydu). Ancak şirketin son açıklamalarının da gösterdiği gibi, Intel artık bir zamanlar olduğu gibi yenilikçi bir lider değil.

    Intel İçin İşler Nasıl Bu Kadar Kötüye Gitti?

    Son birkaç yıldır Intel, küresel çip pazarındaki lider konumunu korumakta zorlanıyor. Şirket dünya genelinde pazar payında bir düşüşe tanık oldu. Ayrıca, mobil cihazlardaki artış ve yapay zeka çiplerine yönelik artan talep şirketin ana faaliyet alanını zorladı.

    Intel’in CEO’su Pat Gelsinger 2021’de şirkete dönmeden önce, bir zamanlar “Silikon Vadisi” ile eşanlamlı olan şirket, yarı iletken üretimindeki üstünlüğünü TSMC gibi denizaşırı rakiplerine kaptırmıştı. Şimdi, yüksek riskli bir arayış içinde, yeniden zemin kazanmak için her çeyrekte milyarlarca dolar harcıyor.

    Gelsinger yılın ilk çeyreğinde yatırımcılara yaptığı açıklamada, “Bir numaralı görevimiz, on yılı aşkın bir süredir yetersiz yatırımın yarattığı teknoloji açığını kapatma çabalarımızı hızlandırmak” dedi. Şirketin 2026 yılına kadar arayı kapatma yolunda ilerlediğini söyledi.

    Gelsinger riskli bir iş modeli değişikliği üzerine bahis oynuyor. Intel sadece kendi markalı işlemcilerini üretmekle kalmayacak, aynı zamanda Nvidia, Apple ve Qualcomm’un da dahil olduğu bir grup şirket gibi üretimlerini dışarıya yaptıran diğer çip şirketleri için bir fabrika görevi görecek. Müşteri kazanmadaki başarısı, Intel’in kendi deyimiyle “süreç liderliğini” yeniden kazanmasına bağlı olacak.

    Diğer yarı iletken şirketleri de tek bir tedarikçiye bağlı kalmamak için TSMC’ye bir alternatif istiyor. ABD Başkanı Joe Biden da dahil olmak üzere ABD’li siyasi liderler Intel’i Amerikan çip şampiyonu olarak nitelendiriyor ve şirketin stratejik olarak ABD işlemci tedarik zincirinin önemli bir parçası olduğunu söylüyor.

    Yapay Zeka Yarışında Geride Kaldı

    Intel yıllardır topu taca atıyor. Mobil çip patlamasını 2007’de iPhone’un tanıtılmasıyla kaçırdı. Ayrıca Meta, Microsoft ve Google gibi şirketler olabildiğince çok Nvidia çipi sipariş ederken yapay zeka çılgınlığının büyük ölçüde kenarında kaldı.

    iPhone’un içinde bir Intel çipi de olabilirdi. Yazar Walter Isaacson’ın kaleme aldığı 2011 tarihli biyografisi “Steve Jobs” kitabına göre Apple ilk iPhone’u geliştirdiğinde, dönemin CEO’su Steve Jobs eski Intel CEO’su Paul Otellini’yi ziyaret etti.

    Jobs ve Otellini Isaacson’a, henüz piyasaya sürülmemiş olan iPhone’a Intel’in güç verip vermeyeceğini tartıştıklarını söyledi. iPhone ilk ortaya çıktığında, Apple Mac işletim sistemini çalıştıran bir telefon olarak pazarlanmıştı. Apple’ın Mac’leri de dahil olmak üzere o zamanın en iyi masaüstü bilgisayarlarında çalışan Intel çiplerini kullanmak mantıklı olurdu.

    Jobs, Apple’ın Intel’in çiplerinden vazgeçtiğini çünkü şirketin “yavaş” olduğunu ve Apple’ın aynı çiplerin rakiplerine satılmasını istemediğini söyledi. Isaacson’a göre Otellini, birleşme mantıklı olsa da iki şirketin bir fiyat ya da fikri mülkiyetin kime ait olacağı konusunda anlaşamadığını söyledi.

    Anlaşma hiçbir zaman gerçekleşmedi. Bunun yerine Apple, iPhone 2007’de piyasaya sürüldüğünde Samsung çiplerini tercih etti. Apple 2008 yılında PA Semi’yi satın aldı ve 2010 yılında ilk yerli iPhone çipini tanıttı.

    Beş yıl içinde Apple yüz milyonlarca iPhone satmaya başladı. Apple ile rekabet etmek üzere tasarlanan Android telefonlar da dahil olmak üzere toplam akıllı telefon sevkiyatı 2010 yılında PC sevkiyatını geçti.

    Neredeyse her modern akıllı telefon, 1981 yılında PC’ler için yaratılan ve halen kullanılmakta olan Intel’in x86 teknolojisi yerine Arm tabanlı bir çip kullanıyor.

    Apple ve Qualcomm tarafından üretilen Arm çipleri Intel’in işlemcilerinden daha az güç tüketiyor ve bu da onları pille çalışan akıllı telefonlar gibi küçük cihazlar için daha cazip hale getiriyor.

    Arm tabanlı çipler, muazzam üretim hacimleri ve her yıl daha hızlı performansa ve yeni özelliklere sahip yeni çiplere ihtiyaç duyan bir endüstrinin talepleri nedeniyle hızla gelişti. Apple, 2014 yılında A8 ile başlayarak iPhone çiplerini üretmek için TSMC’ye büyük siparişler vermeye başladı.

    10 yılın sonunda, bazı kıyaslamalar en hızlı telefon işlemcilerinin bazı görevler için Intel’in PC çiplerine rakip olduğunu ve çok daha az güç tükettiğini gösterdi. 2017 yılı civarında, Apple ve Qualcomm’un mobil çipleri, Intel’in PC işlemcilerine göre bir başka ilerleme olan nöral işlem birimleri adı verilen yapay zeka parçalarını çiplerine eklemeye başladı. NPU’ya sahip ilk Intel tabanlı dizüstü bilgisayar geçen yılın sonlarında piyasaya sürüldü.

    Intel o zamandan beri temel PC çipi işindeki payını mobil devrimden doğan çiplere kaptırdı.

    Apple 2020 yılında PC’lerinde Intel kullanmayı bıraktı. Mac’ler artık Arm tabanlı çipler kullanıyor ve Arm tabanlı çiplere sahip ilk ana akım Windows dizüstü bilgisayarlardan bazıları bu yılın sonlarında piyasaya çıkıyor. Google ChromeOS çalıştıran düşük maliyetli dizüstü bilgisayarlar da giderek daha fazla Arm kullanıyor.

    Intel akıllı telefonlara girmek için çaba sarf etti. Atom adında x86 tabanlı bir mobil çip çıkardı ve bu çip 2012 Asus Zenphone’da kullanıldı. Ancak hiçbir zaman iyi satmadı ve ürün grubu 2015 yılına kadar yok olup gitti.

    İşlemciler daha fazla transistörle daha hızlı hale gelir. Her biri daha fazla hesaplama yapmalarını sağlar. 1971’deki orijinal Intel mikroişlemcisi 4004‘te yaklaşık 2.000 transistör vardı. Şimdi Intel’in çiplerinde milyarlarca transistör var.

    Yarı iletken şirketleri transistörleri küçülterek çiplere daha fazla transistör sığdırıyor. Transistörün boyutu “işlem düğümünü” temsil eder. Daha küçük sayılar daha iyidir.

    Orijinal 4004, 10 mikrometrelik bir süreç kullanıyordu. Şimdi ise TSMC’nin en iyi çipleri 3 nanometrelik bir süreç kullanıyor. Intel şu anda 7 nanometrede. Nanometre mikrometreden 1,000 kat daha küçüktür.

    Intel zorlanırken, Intel’in sunucu ve PC çipleri konusundaki tarihi rakibi Advanced Micro Devices avantaj elde etti.

    AMD “fabrikasız” bir çip tasarımcısı. Çiplerini Kaliforniya’da tasarlıyor ve TSMC ya da GlobalFoundries’e ürettiriyor. TSMC, 10nm ya da 7nm ile aynı sorunları yaşamadı ve bu da AMD’nin çiplerinin on yılın ikinci yarısında, özellikle belirli görevler için Intel’inkilerle rekabet edebildiği ya da daha iyi olduğu anlamına geliyordu.

    On yıl önce sunucu CPU’larında neredeyse hiç pazar payına sahip olmayan AMD, Intel’in bu alandaki işlerini almaya başladı. Counterpoint Research’ün geçen yıl yaptığı bir tahmine göre, AMD 2022’de satılan sunucu CPU’larının %20’sinden fazlasını üretti ve sevkiyatlar o yıl %62 arttı. AMD aynı yıl Intel’in piyasa değerini de aştı.

    Grafik işlemci birimleri ya da GPU’lar başlangıçta sofistike bilgisayar oyunlarını oynamak için tasarlanmıştı. Ancak bilgisayar bilimcileri, yapay zeka algoritmalarının gerektirdiği paralel hesaplamaları yürütmek için de ideal olduklarını biliyorlardı.

    OpenAI’nin 2022’de ChatGPT’yi piyasaya sürmesinin ardından daha geniş bir iş dünyası bunu fark etti ve Nvidia’nın geçtiğimiz yıl satışlarını üç katına çıkarmasına yardımcı oldu. Şirketler yine pahalı sunuculara para harcıyor.

    Yapay zeka odaklı GPU tabanlı sunucular bazen sekiz adede kadar Nvidia GPU’yu bir Intel CPU ile eşleştiriyor. Eski sunucularda Intel CPU neredeyse her zaman en pahalı ve önemli parçaydı. GPU tabanlı bir sunucuda ise Nvidia’nın çipleri söz konusu.

    Nvidia en yeni “Blackwell” GPU’sunun Intel’i tamamen devre dışı bırakan bir versiyonunu da duyurdu. İki Nvidia B100 GPU, bir Arm tabanlı işlemci ile eşleştirildi.

    Yapay zeka için kullanılan neredeyse tüm Nvidia GPU’ları Tayvan’daki TSMC tarafından üretiliyor ve en gelişmiş çipi üretmek için en son teknikler kullanılıyor.

    Intel, Nvidia’nın yapay zeka hızlandırıcılarına rakip bir GPU’ya sahip değil, ancak Gaudi 3 adlı bir yapay zeka çipine sahip. Intel, 2018 yılında teknolojisi Gaudi çiplerinin temelini oluşturan Habana Labs’ı satın alarak sunucular için yapay zekaya odaklanmaya başladı. Çip, Intel’in sahip olmadığı 5nm’lik bir süreçte üretiliyor, bu nedenle şirket harici bir dökümhaneye güveniyor.

    Intel ana hatlarıyla yarıştan geri kalmış gibi görünse de mücadelesini sürdürüyor. Yapay zeka yarışı giderek kızışırken atılan her adım, kaybedilen her saniye çok kritik.

    Canon, yeni Quocirca Raporunda baskı güvenliğinde öne çıktı

    Canon, Quocirca’nın prestijli 2024 Baskı Güvenliği Ortamı raporunda Sektör Lideri unvanına sahip oldu.  

    Bu unvan, Canon’un rakiplerini geride bırakarak küresel çapta tutarlı ve yenilikçi güvenlik çözümleriyle baskı ve belge yönetiminde üstün hizmet sunma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.

    Quocirca tarafından, ABD ve Avrupa’daki (Fransa, Almanya ve İngiltere) Bilgi Teknolojileri karar vericilerinin görüşlerine dayanılarak hazırlanan raporda Baskı Güvenliği Lideri olan Canon, amiral ürünlerinin baskı yönetimi yazılımı uniFLOW Online ile öne çıkıyor. Yeni Quocirca Raporu’nda da güvenlik teklifinin, Canon’un temel unsurlarından biri olduğu ifade edilerek bu ürünün cihazlar, belgeler ve veriler arasında kimlik bilgilerinin korunması konusunda kuruluşları destekleme gücüne dikkat çekiliyor.

    Bununla birlikte Canon, büyük baskı tedarikçilerinin tekliflerine ilişkin içgörüler sunan raporda, iş açısından kritik olan bu segmente yaptığı sürekli yatırım ve inovasyon için takdir edilirken geniş ve kapsamlı portföy, oturum baskı yönetimi platformu, entegre BT ve baskı güvenliği stratejisi, farklılaştırılmış tarama iş akışı ve yakalama gibi özelliklerinin de altı çiziliyor.

    Geniş ve kapsamlı portföy

    Canon; donanım, yazılım ve hizmetleri kapsayan güvenlik merkezli bir portföye sahip olmasıyla öne çıkıyor. Kapsamlı ürün yelpazesi, çok faktörlü kimlik doğrulama gibi yerleşik gelişmiş güvenlik özellikleri sunan imageRUNNER ADVANCE DX serisi gibi teknolojileri içeriyor.

    Oturum baskı yönetimi platformu

    Canon, amiral ürünü uniFLOW Online platformuyla müşterilerin baskı ortamlarında tutarlı ve standart bir güvenlik yaklaşımı sağlayan bir teknoloji sunuyor. Bununla birlikte kullanıcıların istedikleri yerden güvenli bir şekilde baskı almasını sağlayan uniFLOW Online, ekstra bir güvenlik katmanı için ev tipi yazıcıların bağlanmasına olanak tanıyor.

    Entegre BT ve baskı güvenliği stratejisi

    Canon; tehdit algılama, cihaz koruma, güvenli yakalama ve yazdırma ile ilgili güçlendirilmiş özellikler sunuyor. Ayrıca Canon, aboneliklerle müşteriler için ayrıntılı cihaz sağlık kontrolü hizmetinin yanı sıra üstün filo yönetimi araçları ve cihaz yaşam döngüsü güvenliği hizmetleri de sağlıyor.  

    OPPO, imagine IF Fotoğraf Ödülleri 2024 kazananlarını açıkladı

    OPPO’nun dünya çapında başlattığı OPPO imagine IF Fotoğraf Ödülleri 2024’ün kazananları açıklandı.  Mobil fotoğrafçılıktaki yaratıcılığın ve yeniliklerin öne çıktığı yarışmaya, 81 ülkeden 1 milyondan fazla fotoğraf gönderildi. Çin, Hindistan, Meksika, Kolombiya ve Mısır, başvuru sayısı açısından öne çıkan beş ülke arasında yer aldı. OPPO, kazanan eserleri Kasım’da Paris Photo’da sergileyecek. 

    OPPO’nun dünya çapında sürdürdüğü IF Fotoğraf Ödülleri’nde bu yıl, on beş fotoğrafçı; Usta, Gümüş ve Bronz ödülleri başta olmak üzere diğer ödüllerin de sahibi oldu. Usta Ödülü, ‘Hutuo Nehri Kenarında Yaz’ isimli fotoğraf olan ve çocukluğun geçici neşesini yakaladığı, ışık ve hareketi ustaca kullanmasından dolayı Liang Xibing’e verildi. OPPO imagine IF Ustası olarak, Liang Xibing 24 bin dolar değerinde büyük ödülü kazanmasının yanı sıra OPPO’nun resmi fotoğrafçısı olacak ve çeşitli OPPO etkinliklerine öncelikli olarak erişim sağlayabilecek.

    Jürinin hem bir film afişine hem de bir çizime benzettiği, ‘Wandou ve Ayıcığı’ isimli fotoğraf He Huapei’ye Gümüş Ödül’ü getirdi. Fotoğrafta çocuk ile oyuncağı arasındaki dokunaklı bağın yakalanması etkileyici bulundu. Bronz Ödül’ün sahibi olan Shailendra Singh’in ‘Barışçıl Bağ’ adlı eseri de hayal gücünü harekete geçirmesinden dolayı övgü topladı.  Jüri, OPPO Find N3 Flip gibi araçların, fotoğrafçıların profesyonel kalitede görüntüleri canlı ayrıntılar ve atmosferle yakalamalarının mümkün olduğunu bu fotoğraflarla da gördüklerini de belirttiler.

    OPPO Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Ürün Müdürü Pete Lau, yarışma sonuçlarını değerlendirdiği açıklamasında, “İstisnai fotoğraflar, en sıradan anlarda bile değerli duyguları koruma gücüne sahiptir ve onları zamansız anılara dönüştürür” dedi. Yarışmanın jüri üyelerinden Magnum Photos üyesi Alec Soth ise, “Fotoğrafçılık, yalnızca etkileyici manzaraları yakalamakla kalmayıp derin duygular uyandıran ve güçlü bir şekilde yankılanan çok sayıda tekniği birleştiren bir sanat biçimi olarak değerlidir” diye ekledi.

     Onur Ödülleri yaratıcılığı teşvik etmek için verildi

    36 Onur Ödülü, Manzara, Portre, Renkler, Solgun Olmayan An, Moda, Anlık, Işık, Seyahat ve Koleksiyon gibi dokuz kategoriye dağıtıldı. Yarışma, mobil fotoğrafçılığın sınırlarını zorlayan farklı yaratıcılıkları ödüllendirdi. Ayrıca, bu yıl ilk kez beş Genç Özel Ödülü sunuldu; bu ödüller, yeni neslin ilham veren yeteneklerini tanımak ve kutlamak amacıyla tasarlandı.

    Herkes için fotoğrafçılık

    “Görüntünün Ötesinde, Hayal Gücünün Ötesinde” temasıyla OPPO, teknolojik yeniliklerin sınırlarını zorlamaya ve yaratıcılığı küresel ölçekte güçlendirmeye olan bağlılığını bir kez daha bu yarışma ile vurgulamış oldu.

    Dünyanın en büyük uluslararası sanat fuarı Paris Photo’nun küresel ortağı olarak OPPO, OPPO imagine IF Fotoğraf Ödülleri 2024’ü Kasım’da Paris Photo’da sergileyecek.