Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 492

    Kodsuz yazılım geliştirme platformları

    Hayal edin, aklınızdaki o muhteşem projeyi hayata geçirmek için tek satır kod yazmanızı gerek yok! Kodsuz geliştirme platformları, ister yazılımla uğraşın isterseniz kod yazmayı bilmeyin, geleneksel bilgisayar programlama yerine grafiksel kullanıcı arabirimleri ve yapılandırma yoluyla uygulama yazılımı oluşturmasına olanak tanıyor! Bu hafta kodsuz yazılım geliştirme platformlarını radarıma aldım ve merak edilenleri araştırdım.

    Kodsuz uygulama geliştirme nedir?

    Kodsuz yazılım geliştirme, yazılım mühendislerinin ve teknik bilgisi olmayan kullanıcıların görsel modelleme araçları ve yapılandırma yoluyla uygulamalar oluşturmasına ve iş akışlarını otomatikleştirmesine olanak tanıyan bir yaklaşımdır. Geleneksel uygulama geliştirme yaklaşımlarına kıyasla yeni uygulamaların teslimini önemli ölçüde hızlandırır. UI/UX tasarımı, AI/ML modelleme ve yerleşik otomatik QA araçları dahil olmak üzere uçtan uca uygulama geliştirme için kullanımı kolay ancak güçlü araçlar sağlayarak kodsuz, her çalışanın yetkin bir yazılım haline gelmesini sağlar, kodlamayı öğrenmeden yaratıcı çözümlerin ortaya çıkmasına yardımcı olur.
    Kodsuz uygulama geliştirme platformları ( No-Code devolopment platform), tüm kodlamayı ortadan kaldırmaya yardımcı olur mu ? Çoğu durumda, özellikle karmaşık iş mantığına sahip büyük ölçekli kurumsal düzeyde uygulamalar söz konusu olduğunda, no-code uygulamalar şu an için yeterli olmayabilir. Low-code yani daha az kod yaklaşımı ile projeler daha ileri düzeyde geliştirilebilir.

    Kodsuz yazılım geliştirebileceğiniz platformlar

    Webflow

    Çoğu girişimin bir web sitesine harcayacak büyük bir bütçesi yoktur. Webflow, büyük miktarda zaman veya para harcamadan yüksek kaliteli bir web sitesi oluşturmanıza olanak tanıyan uygun fiyatlı bir giriş sağlar. Webflow; SaaS web sitelerinden e -ticaret mağazalarına ve hatta  iş panolarına kadar tek bir kod satırı bilmeden istediğiniz web sitesini oluşturma yeteneği verir. Çeşitli şablonlar ve sezgisel bir sürükle ve bırak kullanıcı arayüzü ile web sitenizi fikir aşamasından hızlı bir şekilde kullanıma sunabilirsiniz.

    Scapic

    Online alışverişi oldukça sevdik. Neredeyse her gün birçok site ve uygulamadan alışveriş yapıp, sabırsızlıkla kargoların gelmesini bekliyoruz.  Online alışveriş yaparken, müşteri olarak satın alacağımız ürünle ilgili bütün detayları bilmek istiyoruz.  Fotoğraflar bazen yeteri kadar fikir vermeyebiliyor. İşte tam da burada artırılmış gerçeklik devreye giriyor.

    Scapic , artırılmış gerçekliğin gücünü kendi çevrimiçi mağazanıza getiriyor – ve teknolojiyi kullanmak için kodlama gerekmiyor. Ürünlerinize göz atan kişiler, sunduğunuz ürüne ilişkin 360 derecelik bir görünüme ulaşabiliyorlar. Bu sayede ürünler daha detaylı bir şekilde incelenebiliyor. Yeni girişiminizde bu gösterişli AR özelliğine sahip olmak sizi rakiplerinizden ayıran şey olabilir. Scapic, bu dikkat çekici teknolojiyi kendi tasarımınıza eklemenizi kolaylaştırıyor.

    Voiceflow

    Bundan birkaç yıl önce, sesle etkinleştirilen teknolojinin ne kadar ileri gideceğini hayal etmek oldukça zordu. Çok uzun zaman önce, sesle çalışan teknolojiler deyince Siri ve Alexa aklımıza geliyordu. Şimdi ise trend; sesle etkinleştirilen asistanlar!.. Ses uygulamaları ile yapabileceklerimizin bir sınırı yok! (sweet-factory.com) .. Benim en sevdiğim sesli uygulamaların başında sesle yazdırma özelliği geliyor.  Röportaj çözümlerken oldukça işime yarayan bu teknolojiyi sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum.

    Voiceflow; tek bir kod satırı bile girmeden herkes için sesli uygulama geliştirmeyi mümkün hale getiren bir platform. Kulağa oldukça hoş geliyor değil mi? Voiceflow ile ses uygulaması oluşturmak; hızlı uygulama geliştirme mantığı ve yapısını oluşturan sürükle ve bırak bloklarının düzenlenmesini içeriyor. Google, Alexa, araç içi asistanlar, sohbet robotları ve daha fazlası için ses uygulamaları oluşturmanın ardındaki tüm karmaşıklığı ortadan kaldıran, kullanıcı dostu bir görsel arayüz.

    Her zaman bir sesli asistan oluşturmak isteyen hevesli bir uygulama yaratıcısıysanız, Voiceflow’un kodsuz uygulama geliştirme platformu tam da bunu yapmanızı sağlıyor.

    2022 yılında gelecek yeni iOS 16 özellikleri!

    0

    Apple, yeni cihazlarının tanıtımının ardından işletim sistemlerini de güncellemeye devam ediyor. Geçtiğimiz gün iOS 16’nın ilk büyük güncellemesi olan iOS 16.1’i yayınlayan şirket ayrıca iPadOS 16’yı da kullanıma sunmaya başladı.

    2022 bitmeden iOS 16 ve iPadOS 16’da sunulacak özellikler

    Her iki güncelleme de iPhone ve iPad kullanıcılarına birçok yeni özellik getiriyor. Ancak Apple, 2022 takvim yılı için planları henüz bitmiş değil. Teknoloji devi 2022 yılı bitmeden yeni bir güncelleme ile iPhone ve iPad modellerine yeni özellikler katmaya hazırlanıyor.

    Apple’ın 2022 yılı bitmeden iPhone ve iPad modelleri için vadettiği bazı özellikler bulunuyor. Biz de şirketin iOS 16 ve iPadOS 16’da gelmesi dört gözle beklenen 5 özellik ve uygulamayı bir araya getirdik. İşte Apple’ın bu yıl içerisinde sunacağı yeni özellikler:

    iPadOS 16: Harici Ekran Desteği

    ‌iPadOS 16‌’nın en çok beklenen özelliği olan harici ekran desteği bu yıl bitmeden iPad modellerine dahil olacak. Bu özellik, belirli “iPad” modelleri için yeni bir çoklu görev pencereleme sistemi olan Stage Manager ile birlikte sunulacak. Ancak iPadOS 16.1’de sunulan Stage Manager sistemi henüz bu özelliği taşımıyor. Yeni harici ekran desteği özelliğinin iPadOS 16.2 ile gelmesi bekleniyor.

    SharePlay üzerinden birlikte oyun oynama

    ‌iOS 16‌ ve ‌iPadOS 16, bu yılın ilerleyen döneminde FaceTime üzerinden iPhone ve iPad sahiplerinin yakınları ile birlikte oyun oynamak için SharePlay’i kullanmalarına olanak sağlayacak. Game Center entegrasyonu olan ve çok oyunculu oyunları destekleyen oyunlarda kullanılabilecek bu özellik de yine 2022 bitmeden bizlerle olacak.

    Freeform

    Bu yıl Apple’dan gelecek bir diğer uygulama ise Freeform olacak. Freeform; notlar, paylaşılan dosyalar, web bağlantıları, çizimler, belgeler, fotoğraflar, videolar ve daha fazlasını tek bir yerde toplayabilen bir uygulama olarak öne çıkıyor. Freeform, iOS, iPadOS ve macOS’ta bu yıl bitmeden kullanılabilecek.

    Uydu üzerinden acil durum mesajı

    Apple’ın iPhone 14 modelleri ile birlikte tanıttığı yeni uydu üzerinden acil durum mesaj sistemi Kasım ayından itibaren kullanılabilir olacak. Uydu üzerinden gönderilen acil durum mesajları başlangıçta yalnızca ABD ve Kanada’da mevcut olacak. İlk iki yıl boyunca kullanıcılar için ücretsiz olacak bu özelliğin sonraki yıllarda nasıl bir ücretlendirmeye sahip olacağı ise henüz bilinmiyor.

    Apple Watch

    Apple Music Classical

    Ağustos 2021’de Apple, klasik müzikte uzmanlaşmış bir yayın hizmeti olan Primephonic’i satın aldı. Apple, bu gelişmenin ardından 2022’de klasik müzik için özel olarak tasarlanmış ve uyarlanmış özel bir Apple Music deneyimi uygulaması yayınlayacağını söylemişti. 2022 yılının sonuna yaklaşırken henüz uygulama yayınlanmış durumda değil ancak bir sonraki iOS 16 güncellemesi ile bu uygulamayı da görebiliriz.

    Apple’ın 2022 yılı bitmeden sunacağı özellikler bu şekilde sıralanıyor. Peki siz iOS 16 ve özellikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

    Assassins Creed serisi yeni oyunu Mirage ile özüne dönüyor!

    0

    Ubisoft’un en köklü serilerinden biri olan Assassins Creed yeni oyunu Mirage ile özüne dönecek. Peki Assassins Creed serisi başka bir maceraya nasıl geçiş yapacak?

    Ubisoft’un neredeyse her yıl düzenli olarak çıkardığı tek seri Assassins Creed diyebiliriz. Serinin ilk oyunu 2007 yılında raflardaki yerini almıştı. O dönemde Assassins Creed oyunu, Prince of Persia oyununun yan senaryosu olarak geliştirilmeye başlanmıştı. Fakat sonrasında Ubisoft çalışanları bunu farklı bir IP olarak satışa sunmaya karar verdi.

    İlk oyunda Altair isimli bir suikastçıyı kontrol ediyorduk. Genel olarak oyun bize verilen suikast görevlerini yerine getirmekten ibaretti. Gizlilik ön plandaydı ve çatışmalardan olabildiğinde sakınmamız gerekiyordu.

    Ubisoft ilk oyunun başarısının ardından Assassins Creed 2’de hikaye vurgusunu ön plana çıkarmak için çabaladı. Oyun her ne kadar açık dünya temasını benimsemiş olsa da harita olabildiğince kısıtlıydı. Oyunculardan gelen dönütlerle birlikte serinin yeni oyunlarında farklı konseptler ön plana çıkarıldı.

    Bu sayede serinin ilk oyunu ile son oyunu olan Valhalla arasında dağlar kadar fark ortaya çıktı. Öyle ki Assassins Creed artık bir suikast oyunundan ziyade, açık dövüşlerin ön planda yer aldığı savaş oyununa dönüşmüştü.

    Assassin's Creed: Origins

    Assassins Creed serisi yeni oyunu Mirage ile özüne dönüyor!

    Serinin son 3 oyununun bir birini tekrar eder nitelikte olması, hem yapımcıları, hem de serinin hayranlarını rahatsız etti. Bu durum Ubisoft’un hayli radikal bir karar almasına zemin hazırladı.

    Yeni duyurulan Assassins Creed oyunu Mirage, genel olarak serinin ilk oyunundan esinlenildi. Yani son yapımlarda olduğu gibi tarikatla yollarımız şans eseri kesişmeyecek. Direkt olarak tarikatı yok etmek için çabalayan bir suikastçıyı canlandıracağız.

    Şimdilik yapım hakkında çok fazla detay yok. Lakin yapımcılar oyunun gizlilik üzerine şekilleneceğini ve oyuncuların çatışmalardan olabildiğince uzak durmak isteyeceklerini belirtiyorlar. Bu da Mirage’ın fazlasıyla ilk oyunu andıracağını gösteriyor.

    Elbette bu noktada haritanın ne kadar büyük olacağı, keşfedilecek noktalarda bizi bekleyen görevler ve yapay zekanın oyun içerisinde karakterimize ne derece yardımcı olacağı da farklı soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Sonuç olarak bekleyip göreceğiz.

    Geleceğimize yön verecek fütüristik otomobil teknolojileri

    Film yapımcıları ve bilim kurgu yazarları yıllardır otomobillerin düşünülemez olanı yapabileceği bir gelecek hayal ediyor. Gelecek temalı filmlerinde sıkça görülen bu hayallerin en popüleri ise uçan arabalardır. 2015 yılında geçen Geleceğe Dönüş II’de uçan arabalar karşımıza çıkmış olsa da, gerçekte hala günlük hayat için uzak bir teknolojiden bahsediyoruz. Bununla birlikte teknolojinin her yıl ne kadar hızlı ilerlediği göz önüne alındığında, bilimkurgudaki bazı ilerlemelerin gerçeğe dönüştüğünü hayal etmek imkansız değil. Bir sürücünün sağlığını izleyebilen veya sürücü gerektirmeyen otomobiller, bugün otomobil üreticilerinin üzerinde çalıştıkları teknolojilerden sadece ikisi. Bu haftaki yazımda fütüristik araç içi teknolojilere göz attım.

    Otomobilinizden dünyaya açılan bir pencere ister misiniz?
    En doğru ifade ile “dünyaya açılan bir pencere” olarak tanımlayabileceğimiz bu teknoloji araçların iç mekanlarını multimedya pencere ile donatıyor. Bu konsept özelinde yayımlanan videolarda ise genelde parmağı camın üzerinde şekiller çizen kişiler görürüz. Hatta tanıtım videolarında uzaktaki nesneler yakınlaştırılır. Bunların hepsi konseptin heyecan verici özelliklerinden de olsa bu tekonoloji asıl katkıyı konfor ve güvenlik tarafında verecektir. Buna göre bu teknoloji adım adım navigasyonla eşleşebilir ve sürücülere araç pencerelerinde yolun akışına göre söz gelimi nereye döneceklerini gösterebilir. Bu özellik kulağa bir telefona veya GPS ekranına bakmak için arada bir gözünüzü yoldan ayırmaktan çok daha iyi geliyor.

    Kazaları önleyen hava yastıkları mı? Yok artık.

    Hava yastıkları, sürücülerin için kazalarda kendilerini güvende hissetmelerini sağlayan önemli bir detaydır. Geleneksel olarak, her zaman arabanın içinde, genellikle direksiyon simidi ve gösterge panelinin içindeydiler. Ancak şimdi, otomobil üreticileri arabanın altına da hava yastıkları yerleştirmeyi düşünüyorlar. Bunun arkasındaki fikir, hava yastıklarının çarpışmadan sonra tepki vermek yerine bir kazayı durdurabilmesidir. Buna göre sensörler bir kazanın olacağını tahmin ederse, hava yastıkları açılır ve bu da aracın tamamen durabilmesi için yavaşlatmaya yardımcı olur. Araba üreticileri bu teknolojiyi hayata geçirirse sektörde oyunun kurallarını değiştirebilirler. Mercedes bir süredir bunun üzerinde çalışıyor olsa da, henüz hiçbir otomobilinde görünmedi.

    Artırılmış gerçeklik teknolojili göstergeler güvenliğe katkı yapabilir
    Bir baş üstü ekran gibi çalışan AR teknolojili bu gösterge paneli, sürücüye bir sonraki arabadan veya aracın etrafındaki diğer nesnelerden ne kadar uzakta olduklarını söyleyebilir. Saydam bir arka plana karşı veri sağlayabilen başarısız Google Glass cihazı gibi görünüyor. Benzer teknolojiler zaten yıllardır filmlerde görünse de, yakında gerçek arabalarda ortaya çıkmaya başlayabilir.

    Yolcusunun kim olduğunu tanıyan konseptlere hazır mısınız?
    Konsept otomobiller, hem otomobil tutkunlarını hem de amatörleri şaşırtmaktan asla vazgeçmez. Çoğu zaman çok fazla vaatleri olsa da, genelde sonu gelmez. Mini Vision adlı konsept otomobilde ise bunun tersini görüyoruz. Bu aracın konsept otomobil videosunda gösterildiği gibi, bir kişiyi araca adım atarken tanıyan bir karşılama sistemi var. Plan, bu özelliği bir araç paylaşım hizmetinin parçası olarak kullanmak gibi görünüyor. Bir arabanın, günde yüzlerce farklı insanı kullansa bile, yolcusunun kim olduğunu tanıması şaşırtıcı. Sürüş deneyiminin önümüzdeki yıllarda daha kişisel hale geleceğini söyleyebiliriz.

    Parmak izi ile araç çalıştırmak mümkün olabilir

    Anahtar kullanarak araç kapısı açmanın neredeyse ilkel göründüğü bir dönemdeyiz. Eskiden araba kapılarında bulunan tuş takımı numaralarını hatırlıyor musunuz? Günümüzde sürücülerin arabalarına binmelerini sağlayan anahtarlıklar ve anahtarsız yöntemler bulunuyor. Bugün akıllı telefonları ve diğer dokunmatik ekranlı cihazları düşündüğümüzde, hayal etmesi o kadar da zor olmayan yeni bir teknoloji var. Bir arabaya parmak izinizi kullanarak girmek çok da uzak bir hayal değil. Arabaların parmak izi okuma yöntemi olduğunda, bilimkurgudaki fikirler artık kurgudan ibaret olmayacak.

    Windows 11’den Windows 10’a Nasıl Dönüş Yapılır?

          Windows 11’i donanım olarak desteklemediği halde bilgisayarınıza kurdunuz fakat sorunlar yaşıyorsunuz veya Windows 11’e güncellenmiş bir bilgisayar aldınız ama Windows 10’a geri dönmek istiyorsunuz.  Windows 10’a dönme işlemi için bu makale tam size göre.

          Windows 11’den Windows 10’a Nasıl Dönüş Yapılır? başlıklı yazımda, Windows 11’den Windows 10’a dönmek için kullanabileceğimiz iki farklı yöntemi anlatacağım.

          Windows 10’dan Windows 11’e güncelleme yapıldıktan sonra 10 gün içinde, Güncelleme Geçmişi > Kurtarma Seçenekleri > Geri Dön ekranından,  eski sürüme dönüş yapabilirsiniz. Güncellemeden 10 gün sonra eski sürüme dönmek istediğinizde, işletim sistemini yeniden kurmanız gerekiyor.

    Windows 11’den Windows 10’a dönme yöntemleri.

          Windows 11, bilgisayara birçok yeni özellik ve bileşen getiriyor ama daha tam olarak Windows 10’un optimizasyonuna sahip değil. Tabi ki, gün geçtikçe popülaritesi daha da artırıyor. Her ne nedenle olursa olsun Windows 11’den Windows 10’a dönmek isteyebilirsiniz. Windows 11’e geçildiği zamana bağlı olarak sürüm dönmenin farklı yöntemleri bulunuyor.  Windows 10’a dönmek için, güncelleme yapıldıktan sonraki 10 içinde, herhangi bir kurulum medyasına ihtiyacınız olmuyor. Windows 10’dan Windows 11’e güncelleme yaptıktan 10 gün sonra dönüş yapılmak istenildiğinde, sıfırdan Windows 10 kurulumu yapılması gerekiyor.

     

    10 Gün içinde Windows 11’den Windows 10’a dönme.

          Windows 11’de güncelleme ekranında, Güncelleme geçmişi seçilerek devam edildiğinde,

          gelinen pencereden, sayfanın alt kısmında bulunan kurtarma seçenekleri seçildiğinde, Windows 10’a dönme işleminin yapıldığı ekrana ulaşılır.

          Üst taraftaki fotoğrafta,  Windows 11 işletim sistemi yükle olan bilgisayarımda, güncellemeden sonra 10 günden fazla zaman geçtiği için bu özelliğin olmadığı görülüyor. Geri Dön iminin aktif olduğu durumda; seçip devam edildiğinde, Windows 11, devam etmeden önce  güncellemeleri kontrol etmenizi isteyecektir.  Bu ekranda, Windows 10’a dönmeye devam etmek için Hayır, Teşekkürler‘i seçip devam ettiğinizde, Windows 10’a dönme işlemi başlatmış oluyorsunuz.

    Windows 10’a dönmek için 2. yöntem

          Windows 11’e yükseltme işleminden sonra 10 günden fazla zaman geçtiğinde, işletim sistemi üzerinden Windows 10’a dönme yapılamıyor. Yükseltme işleminden sonra, 10 günden fazla zaman geçtiğinde, Windows 10’a dönmek için biraz daha fazla zaman harcamak gerekiyor. İşlemin oldukça basit olduğunu söyleyebilirim. Windows 10 yüklü bilgisayarınızda işletim sistemi kurtarma seçeneği bulunuyorsa, bilgisayarı açarken f7 veya f2 tuşları ile işletim sistemini yeniden kurabilirsiniz. Bilgisayarın açılışındaki Windows kurtarma seçeneği ile Windows 10 kurulumu yeniden yapıldığında, cihazdaki bütün kurulu uygulamaların silindiğini fakat dosyaların saklandığını göreceksiniz.

          Bilgisayarda işletim sistemi kurtarma seçeneği bulunmadığı duruda, Microsoft Windows 10 indirme sayfasından, Windows 10 kurulum medyası indirmek gerekiyor.

          Microsoft Windows 10 indirme ekranında, “Create Windows 10 installation media” seçilip Download Now ile devam edildiğinde, İşletim sistemi medyasının indirilebilmesi için bilgisayara küçük bir uygulama kuruluyor. İndirilen uygulama çalıştırıldığında,

          Windows 10 kurulum medyası ile ne yapılmak istenildiği soruluyor. Bu ekranda, “Bu bilgisayarı şimdi yükselt” seçilerek devam edildiğinde, Windows 10 kurulum dosyaları bilgisayara indirilerek kurulum başlatılıyor. Bu işlemle Windows 10 işletim sistemi yeniden kurulduğunda, bilgisayardaki daha önceden kurulmuş uygulamalar siliniyor. Eğer istenirse, kalması istenilen dosyaların seçilmesine izin verilebiliyor.

           Olumsuz bir durumla karşılaşma olasılığına karşı, Windows 10’a dönme işleminden önce, önemli dosyaların yedeğini almasına dikkatinizi çekmek istiyorum.

          Twitter takip için @salihertugrul   YouTube kanalım

    AMD’nin FSR 2.0 Teknolojisi Neler Sağlıyor?

    AMD’nin FSR, FSR 2.0 ve RSR teknolojileri oyuncular için önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. Peki, bu sistemler ne anlama geliyor? Hazırlamış olduğumuz makale ile performansa önemli katkısı olması beklenen AMD FSR 2.0’ın özelliklerini anlatıyoruz.

    FSR Nedir?

    FideltyFX Super Resolution (FSR), AMD tarafından sunulan ve destekleyen oyunlarda ekrana gelen kare sayısının artmasını sağlayan bir video ölçekleme teknolojisidir.  Rakibi olduğu NVIDIA’nın DLSS teknolojisinden farklı olarak makine öğrenimi teknolojisine ihtiyaç duymuyor ve GTX 1000-1600 serisi kartlar ile de uyumlu çalışabiliyor.

    FSR 2.0’ın İlk Sürümden Farkı Nedir?

    FSR 2.0 önbelleğe alınan geçici verileri kullanarak uzamsal yükseltme yerine zamansal yükseltmeye geçiş yaptı ve bu sayede yerel çözünürlüğe daha yakın hatta daha iyi bir görüntü kalitesi sunmayı amaçlıyor.

    FSR 2.0’da görüntü oluşturmak için renderlanan çözünürlükte derinlik bilgisi, hareket vektörleri ve renk bilgisi alınıyor. Daha sonra bu bilgiler AMD mühendisleri tarafından kodlanmış bir dizi gelişmiş algoritmadan yararlandılarak görüntüyü oluşturmada kullanılıyor.

    Oyunlarda FSR 2.0 Nasıl Açılır?

    Desteği bulunan oyunlarda FidelityFX Super Resolution 2.0 ayarını açmak için;

    Oyunun grafik ayarlarını açıyoruz ve Gelişmiş ekran ayarlarına geliyoruz.
    AMD FSR 2.0 sekmesini Kapalı durumundan Kalite, Dengeli, Performans ve Ultra Performans kademelerinden birine getiriyoruz. Seçeneklerinden istediğinizi seçebilirsiniz.
    Teorik olarak seçtiğiniz kademeye bağlı olarak işlenen görüntünün kalitesi düşecek ancak aynı oranda performansınız artacaktır.
    Eğer AMD FSR için özel bir ayar sekmesi yok ise görüntü ayarlarından ‘Upscale’ seçeneklerinden AMD FSR 2.0 ayarını seçmeniz gerekiyor. (Örnek olarak Deathloop’dan SS yüklenebilir)

    FSR 1.0 ve 2.0 Destekleyen Ekran Kartları

    AMD Radeon 6000/6000M serisi
    AMD Radeon 5000/5000M serisi
    AMD Radeon RX Vega/Radeon VII serisi
    Radeon RX 500 serisi
    Radeon RX 460/470/480 ekran kartları
    Radeon grafik birimine sahip Ryzen APU’lar
    NVIDIA RTX 2000/3000 serisi
    NVIDIA GTX 1600 serisi
    NVIDIA GTX 1000 serisi

    RSR Nedir?

    Radeon Super Resolution teknolojisi AMD’nin RDNA ve üstü mimariye sahip ekran kartları tarafından desteklenen sürücü tabanlı bir video ölçekleme teknolojisidir. Ölçeklemeyi sadece oyuna değil tüm çerçeveye uyguluyor. Bu da tüm ekran çıktısının değiştiği anlamına geliyor.

    RSR Nasıl Etkinleştirilir?

    Öncelikle RSR ayarını etkinleştirmek için Radeon Adrenalin Edition 22.3.1 veya daha üst versiyon sürücüye ihtiyacınız var.  Radeon sürücüsünü açtıktan sonra Grafik ayarları altından ‘Radeon Süper Çözünürlük’ ayarını açık durumuna getirmelisiniz.

    RSR ayarını açık duruma getirdikten sonra oyunlarda etkin hale gelebilmesi için monitörünüzün yerel çözünürlüğünden daha düşük bir çözünürlükte başlatmanız gerekiyor.

    RSR sizin seçtiğiniz çözünürlükten monitör çözünürlüğüne ölçekleme yaparak oyunu size sunmakta. Örnek vermek gerekirse 3840×2160 çözünürlüğe sahip bir monitörde RSR ile oyunu 1920×1080 çözünürlüğünde oynadığınız zaman oluşan görüntü size 1920×1080’den 3840×2160’a ölçeklendirilmiş bir şekilde gösteriliyor.

    FSR ve RSR Teknolojilerinin Farkı Nedir?

    FSR oyun tabanlı bir video ölçekleme teknolojisi iken RSR sürücü tabanlı bir video ölçekleme teknolojisidir. FSR teknolojisini kullanmak için oynadığınız oyunun FSR desteğine sahip olması gerekiyor ancak RSR’de tüm ekran çıktısı değişebildiği için oyun desteğine bağlı değilsiniz.

    Buna ek olarak FSR’nin ekran kartı destek yelpazesi çok geniş iken RSR şu anlık sadece AMD’nin RDNA ve RDNA2 mimarili ekran kartları tarafından destekleniyor.

    RSR Destekleyen Ekran Kartları

    RSR şu anda AMD’nin RDNA mimarili RX 5000 ve RDNA 2 mimarili RX 6000 serisindeki harici GPU’lar tarafından destekleniyor. Ancak MUX Switch’e sahip olmayan ve ekranı dahili GPU’ya bağlı olan dizüstü bilgisayarlar için RSR özelliği şu anlık kapalı.

    RSR teknolojisi GPU çekirdeğini kullandığı için bazı noktalarda yerel çözünürlüğe göre daha düşük performans gösterse de yükseltme yaptığı çözünürlüğe göre bariz bir şekilde performans artışı bulunmakta. Ayrıca VSR-DSR gibi sanal çözünürlük teknolojilerini de sadece oyunlarda kullanmak isteyenler için güzel bir alternatif.

    Acer’dan kullanım kolaylığı sunan dizüstü bilgisayar

    Acer’ın performans ve üretkenlik özellikleri ile öne çıkan dizüstü bilgisayarı Aspire 3 (A315-59G), ev kullanıcılarının günlük iş ve eğlence ihtiyaçlarına fazlasıyla cevap veriyor.

    12. Nesil Intel Core™ i5 işlemcilerden ve NVIDIA® GeForce® MX550 grafik kartından güç alan cihaz, uygulamalarınızı uyumlu ve sorunsuz bir şekilde çalıştırmaya yardımcı olurken, çalıştığınız ya da oyun oynadığınız süre boyunca yetecek gücü sağlıyor.

    Her an yüksek üretkenlikle hareket edebilmenizi sağlayan donanım yetenekleri bu cihazı aynı ev içinde yaşayan ve farklı amaçlar için bilgisayar kullanan aile bireyleri için ideal hale getiriyor. Sade ve şık tasarımıyla da dikkat çeken cihazın gri ve mor olmak üzere iki renk seçeneği mevcut.

    Aspire 3’ün 15,6 inçlik 1080p Full HD ekranı, internette gezinmekten film izlemeye ya da oyun oynamaya kadar çeşitli deneyimler için hem keskin hem de akıcı görseller ile mükemmel bir görüntüleme performansı sunuyor. Ayrıca Acer BlueLightShield teknolojisi ile ekranın yaydığı mavi ışık miktarını ayarlayabiliyorsunuz. Görsel zenginliği bir adım öteye taşıyan bu teknoloji, görüntüleri yüksek doğrulukla elde etmenize imkân sağlıyor.

    Windows 11 Home yüklü olarak gelen dizüstü bilgisayar, bu işletim sisteminin birçok yenilikçi işlevini de kullanıcılarına sunuyor. Özellikle yeni Snap Layouts özelliği kullanıcıların ekranı birden çok alana bölerek kolayca çoklu görev yapmasına olanak tanıyor. Bu çoklu görev özelliği, işinizi daha iyi organize etmenize ve kolaylaştırmanıza yardımcı oluyor.

    Ekran kartı fiyatları serbest düşüşte! Bu fırsat bir daha gelmez!

    Eğer şu sıralar yeni bir bilgisayar almayı düşünüyorsanız tam da zamanı diyebiliriz. Çünkü ekran kartı fiyatları hızlı bir şekilde düşüyor!

    Genel olarak bir bilgisayar almak istediğinizde, ilk kriteriniz ekran kartı olacaktır. Çünkü günümüzde pek çok oyun ve uygulamayı çalıştırmak için sağlam bir ekran kartı olmazsa olmazlar arasında yer alıyor.

    Çok değil, 2019 yılına kadar ekran kartı fiyatları oldukça makul seviyelerde dolaşıyordu. O dönemde her oyunu açan ortalama kartlardan biri olan AMD RX 570 (8GB) 1000 TL gibi bir etikete sahipti. Lakin ekran kartları ile madencilik aktiviteleri hızlı bir şekilde artmaya başlayınca tüm dengeler değişti. Bir anda tüm ekran kartı stokları hızlı bir şekilde eridi. Öyle ki oyuncular ekran kartı bulamaz hale geldiler.

    Stokların hızlı bir şekilde tükenmesi, ekran kartı fiyatlarını da aşırı şekilde yükseltti. Bir sene öncesinde yani 2019’da 1000 TL gibi bir etikete sahip olan RX 570’ler 2020’ye geldiğimizde 5000 TL gibi absürt fiyatlardan satılmaya başlanmıştı.

    Ekran kartı almayı düşünenler müjde! Fiyatlar düşüşe geçti!

    2021 yılında ekran kartı sıkıntısı adeta zirve yaptı. Madencilik için kullanılan kart sayısındaki artış, piyasada ekran kartı sıkıntısına yol açtı. Fiyatların uçuk olması bir yana, pek çok kişi satın alacak sıfır ekran kartı bile bulamıyordu.

    Bu sorunun kesin çözümü ekran kartı madenciliğinin bir şekilde sona ermesiydi. Nitekim öyle de oldu. Ekran kartı madenciliğinin kalesi olan Ethereum, PoW modelinden PoS modeline geçiş yaptı. Yani madencilik aktivitelerini bitirdi. Hal böyle olunca milyonlarca ekran kartı da boşa çıkmış oldu.

    Şu anda Ethereum madenciliğinin bitmesinden ötürü ekran kartı fiyatlarında muazzam bir düşüş söz konusu. Öyle ki kısa süre öncesine kadar 10 bin TL ve üzeri fiyatlar istenen kartlar bir anda yarı yarıya ucuzladı. Muhtemelen önümüzdeki süreçte yeni çıkacak olan RTX destekli kartların fiyatları da önemli oranda düşecektir.

    Hali hazırda yeni bir bilgisayar toplamak ya da almak istiyorsanız tam zamanı diyebiliriz. Zira önümüzdeki süreçte yeniden alevlenecek olan madencilik dalgası, aynı krizin tekrar etmesine zemin hazırlayabilir.

    Çocuklar için geleceğin mesleği: YouTuber olmak

    Son yıllarda çocuklar YouTube’u ele geçirdiler. Sosyal platformda sadece video izlemiyor, kendilerini de ifade ediyorlar. Hatta yetişkin abla ve abilerinden daha fazla takipçi kitlesine ulaştılar. Bununla da kalmadılar, artık anne ve babalarından daha fazla para kazanıyorlar!

    Statista 2022 - Dünya'nın en popüler çocuk YouTuber'ları
    Statista 2022 – Dünya’nın en popüler çocuk YouTuber’ları

    Dünya’nın en zengin YouTuber çocukları

    YouTube’da en çok hangi videonun izlendiğini biliyor musunuz? Hemen söyleyeyim: Pinkfong Kid’s Songs & Stories’den “Baby Shark Dance”!

    Oyuncaklarını incelerken 33 milyondan fazla abone edinen 9 yaşındaki Ryan Kaji’nin YouTube kanalı Ryan’s World çocuklara ilham veriyor. Ryan, kanalının popülerliğini de arkasını alarak yakın zamanda kendi oyuncaklarını piyasaya sürmeye başladı. Eğlenceli, ailem ve eğitim odaklı videoları ile çocuklara ilham olmaya devam ediyor. Bu arada Ryan’ın her yıl YouTube kanalından 30 milyon dolar kazandığını da hatırlatayım. Kendisi 2018’den bu yana YouTube’un en yüksek ücretli çocuk YouTuber’ı.

    Başarısından dolayı Kaji, giyim ve oyuncak serisinden ek olarak 200 milyon dolar kazandıran bir dizi oyuncak ve giysi piyasaya sürdü. Marks & Spencer pijamaları dahil olmak üzere bir çok markayla anlaşması bulunan Kaji, Nickelodeon ile de kendi şovunda yer almak için uzun süreli bir anlaşma imzaladı. Firmadan aldığı ücret adeta sır gibi saklanıyor, muhtemelen bu girişimden de milyonlar kazanmıştır diye düşünüyorum.

    Bugün, Kaji ve ailesinin dokuz adet YouTube kanalı var. Ancak Ryan’ın Dünyası en popüler hesapları olmaya devam ediyor. Küçük YouTuber’ın en popüler videosu ise 2 milyardan fazla görüntülenen Huge Egg Surprise Toys Challenge .

    YouTuber çocuklar için öneriler
    YouTuber çocuklar için öneriler

    YouTuber çocuğunuz için kurallar belirleyin

    Video üretmek ve kanalınızı oluşturmak heyecan vericidir ve hayatınızı kolayca ele geçirebilir. Bu nedenle, bir YouTube kanalının nasıl oluşturulacağını öğrenmenin bir parçası, sağlıklı bir program yönetmeyi içerir. Genç bir YouTuber söz konusu olduğunda, temel kuralları belirlediğinizden emin olun. Paylaşılan içerik türlerini sınırlamanın yanı sıra, video kaydetmek veya ekran önünde oturmak için ne kadar zaman harcadıklarını da kontrol etmelisiniz. Uygulanacak diğer kurallar arasında, sizi herhangi bir şüpheli kullanıcıya karşı uyarmak ve siz söylemeden ayarları değiştirmemek yer alır.

    Yetişkin içerik oluşturucular da böyle bir yapıdan yararlanabilir. İyi bir plan, günlük program ve bir dizi güvenlik önlemi, başarılı bir çocuk YouTube kanalı oluşturmaya yardımcı olabilir.

    YouTube’un çocuklar için düzenlemeleri

    Çocuğunuzun yararlanabileceği YouTube ve YouTube Kids seçeneklerini inceleyerek işe başlayabilirsiniz. YouTube Kids uygulaması ve web deneyimi, popüler çocuk videolarını ve yeni içerikleri barındıran, çocukların kolayca kullanabileceği bir uygulamadır. YouTube’dan farklı olarak çocukları platformda korumaya yönelik bir dizi güvenlik önlemi alınmıştır.

    Çocuğunuz 13 yaşın (ya da ülkenizde veya bölgenizde geçerli olan yaş sınırının) üzerindeyse ve kendi hesabını yönetmeyi seçerse çocuğunuzun hesabını YouTube’daki bu denetimlerle gözetim altında tutamazsınız. Çocuğunuzun hesabını kontrol altında tutmak ve erişkinlere uygun olabilecek içerikleri filtrelemek için Kısıtlı Mod’u kullanabilirsiniz.

    YouTube Kids nedir?

    YouTube Kids, yalnızca çocuklara uygun içerik içeren normal YouTube’dan ayrı bir uygulamadır. Yani çocuğunuz video izlerken başından ayrılabilir ve endişe düzeyinizi düşürebilirsiniz. YouTube Kids, çocuk izleyiciler için daha güvenli bir deneyim sunar.

    YouTube Kids; ebeveynlerin çocuklarının hangi içerikleri izleyebileceğini seçmesine, belirli videoları/kanalları engellemesine veya yalnızca belirli bir yaş için derecelendirilmiş videolara izin vermesine izin vererek bir adım daha ileri gidiyor. Ebeveynler ayrıca YouTube Çocuk’ta ekran süresini sınırlamak için bir zamanlayıcı ayarlayabiliyorlar. Videolar, Okul Öncesi (4 yaş ve altı için uygun), Küçük (5-8 yaş) veya Daha Büyük (9-12) olarak etiketleniyor.

    MediaMarkt’ta Apple günleri başladı

    MediaMarkt Türkiye, tüketicilerin dört gözle beklediği Apple Günlerini başlattı. “Apple Günleri” kapsamında MediaMarkt, 28 Ekim’e kadar seçili Apple markalı ürünlerde çeşitli fırsatlar düzenleyecek.

    Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt, yılın neredeyse tamamında tüketicilere birçok kategoride özel avantajlar sağlarken gerçekleştirdiği Apple Günleri ile de Apple markalı seçili ürünlerde çeşitli fırsatlar sunuyor.

    MediaMarkt’ta Apple markalı seçili akıllı telefonların, akıllı saatlerin, bilgisayarların, tabletlerin ve aksesuarların dahil olduğu kampanya 28 Ekim tarihine kadar sürecek.

    Apple Günleri kampanyasında öne çıkan ürün ve fiyatlarıysa şöyle:

    • Apple Watch Series SE GPS +Cellular Akıllı Saat 7.799 TL
    • Apple Z16R00075/ M2 İşlemci/ 16GB Ram/ 256GB SSD/ 13″/ Macbook Pro 28.999 TL
    • Apple 9. Nesil iPad Wi-Fi 64GB Tablet 7.999 TL
    • Apple iPhone 13 128 GB Akıllı Telefon 26.499 TL
    • Apple Sayısal Tuş Takımlı Magic Keyboard – Türkçe Q Klavye MQ052TQ/A 2.340 TL

    Tüketiciler kampanyaya dahil ürünlere Avantajlı Kampanyalar | MediaMarkt! adresinden ulaşabilir.