Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 42

    Hem iş hem de eğlencede iddialı OPPO A3 tanıtıldı

    OPPO, A serisinin yeni üyesi OPPO A3 modelini Türkiye’de tanıttı. Hem iş hem de eğlencede uzun süreli güvenilirlik ve dayanıklılık sunmak için tasarlanan bu model, kullanıcılara ideal performans, şık tasarım ve oyun deneyimleri vaat ediyor.

    Günlük kullanımda uzun ömürlü ve güvenilir bir deneyim sunmak için dayanıklı materyallerle tasarlanan OPPO A3, En Üst Düzey Şok Direnci (MIL-STD 810H), IP54 suya ve toza karşı dayanıklılık sertifikalarıyla kullanıcılara her koşulda güven veriyor. A3’ün çift temperli cam ve dayanıklı kasa yapıları, düşmelere ve darbelere karşı yüksek koruma sağlıyor.

    OPPO A3’ün Islak Dokunma özelliği, ekranın ıslak olduğu durumlarda dahi hızlı ve hassas tepki verirken; kahve, çorba veya su gibi sıvılara karşı sağlam koruma sunuyor. Parlak Siyah ve Yıldız Beyazı renk seçenekleriyle gelen akıllı telefon, OPPO’nun üst seviye tasarım anlayışını yansıtıyor.

    Yeni OPPO A3, 5.100 mAh batarya kapasitesiyle uzun süreli kullanım sunuyor. Ayrıca, A3’ün bataryası 1.600 şarj döngüsünden sonra bile yüzde 80 kapasiteyle çalışmaya devam ediyor. Bu sayede, ortalama bir kullanıcı için dört yıl boyunca optimum batarya performansı sağlanıyor. 45W SUPERVOOCTM Hızlı Şarj teknolojisiyle OPPO A3, sadece 30 dakikada yüzde 50, 75 dakikada ise yüzde 100 şarj olabiliyor. Akıllı Şarj teknolojisi ise bataryanın ömrünü uzatarak daha güvenli ve verimli bir şarj deneyimi sunuyor.

    OPPO A3, Snapdragon® 6s 4G Gen1 mobil platformu ile güçlü performans sunarken, 8GB RAM 128GB depolama alanı sunuyor. RAM genişletme teknolojisi ile OPPO A3, ihtiyaca göre 8GB RAM’e kadar destek sunabiliyor. ColorOS 14’ün Trinity Engine özelliği, kullanıcı deneyimini optimize ederek oyun ve çoklu görev performansını artırıyor.

    90Hz yenileme hızına sahip 6.67 inç LCD ile her türlü içerik için akıcı bir görüntü deneyimi sunabilen OPPO A3’ün ekranı ayrıca, 1.000 nit parlaklıkla dış mekanlarda bile net ve canlı bir görüntü sağlıyor.

    Panasonic 110 inç hepsi bir arada LED ekranını tanıttı

    Kullanıcılar, AVoIP bağlantısından, yüksek kaliteli görsellerden, basit kurulum ve ayarlama sayesinde eşsiz Panasonic uzmanlığından yararlanabilir.

    Panasonic Connect Europe, profesyonel ekran serisinin en yeni üyesi olan ilk LED ekranını tanıttı. Panasonic’in 110 inç TL-110AD12AW LED ekranı, kurumsal ortamlar, yüksek öğrenim kurumları, sınıflar ve üniversite amfileri için ideal olmanın yanı sıra olağanüstü performans sunar ve kutudan çıkar çıkmaz kolayca yapılandırılabilir, daha üstün kurulum esnekliği ve bağlantı sağlar.

    Hepsi bir arada LED ekran, Panasonic’in IP tabanlı bağlantı ve yapılandırılabilirlik konusundaki köklü ve rakipsiz endüstri bilgisi ve uzmanlığı ile profesyonel ekranlara dair müşteri beklentilerine hakimiyetinden yararlanıyor. Cihaz, 700 cd/m2 parlaklığa ve 1,27 mm piksel aralığına sahip olmakla beraber parlak ortamlarda bile renk sapması olmadan yüksek kaliteli görüntüler sunuyor.

    Panasonic’in LED ekranlarda bir ilk olan 110 inçlik modeli, çeşitli işlev kartlarıyla sorunsuz AVoIP entegrasyonuna olanak tanıyan birden fazla Intel® SDM yuvasına sahiptir. Böylece, müşterilerin AVoIP’nin tüm potansiyelini ortaya çıkarmasına olanak tanıyarak farklı konumlardaki birden fazla cihaz arasında daha fazla iletişim ve iş birliği sağlıyor.

    Panasonic Connect Europe Görsel Sistem Çözümleri Avrupa Pazarlama Müdürü Hartmut Kulessa, şunları paylaştı: “Yüksek kaliteli görseller sunan, kullanımı ve kurulumu kolay olan büyük ekranlara yönelik talebin arttığını görüyoruz. Geleneksel LED ekranların çoğu, diğer cihazlarla uyumlu olmamakla beraber çalıştırılması zor ve zaman alıcı olan karmaşık sistemlere sahiptir. Hepsi bir arada Intel® SDM özellikli 110 inç LED ekranımız, müşterilerin karmaşık proje gereksinimlerini karşılayan eksiksiz, bütünsel, IP tabanlı çözümler ararken daha fazla birlikte çalışabilirlik sağlayarak bu sıkıntıları ele alıyor.”

    Uzmanlar uyarıyor: “12345” gibi şifreler kullanmayın!

    Prof. Dr. Burhan Pektaş, Dünya Bilgisayar Güvenliği Günü dolayısıyla, bilgisayar ve akıllı telefon güvenliği konusunu değerlendirdi.

    Bilgisayar ve akıllı telefon güvenliğini sağlamak için alınabilecek temel önlemlere dikkat çeken Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Her hesap için benzersiz, güçlü ve karmaşık parolalar oluşturun. Mümkünse, parola yöneticisi kullanarak parolalarınızı güvenli bir yerde saklayın.” dedi. Doğum tarihi, isim, kullanıcı adı veya “12345”, “şifre” gibi tahmin edilmesi kolay ifadelerden kaçınılması gerektiğini işaret eden Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Rastgele karakterler ve kelime kombinasyonları kullanılmalıdır.” dedi.

    Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burhan Pektaş, Dünya Bilgisayar Güvenliği Günü dolayısıyla, bilgisayar ve akıllı telefon güvenliği konusunu değerlendirdi.

    Bilgisayar ve akıllı telefon güvenliğini sağlamak için alınabilecek temel önlemlere dikkat çeken Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Her hesap için benzersiz, güçlü ve karmaşık parolalar oluşturun. Mümkünse, parola yöneticisi kullanarak parolalarınızı güvenli bir yerde saklayın. Hesaplarınızda iki faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirerek ek güvenlik katmanı oluşturun. Bu, bir parolanın çalınması durumunda bile hesaplara erişimi zorlaştırır. İşletim sistemi ve uygulamaları güncel tutarak güvenlik açıklarına karşı koruma sağlayın. Güncellemeler genellikle güvenlik açıklarını kapatan yamalar içerir. Bu sebeple güncellemeler kesinlikle başka bir zamana ertelenmemelidir. Güvenilir bir antivirüs programı ile cihazlarınızı zararlı yazılımlara karşı koruyun. Antivirüs yazılımınızı güncel tutun ve düzenli taramalar yapın.” dedi.

    “P@r0lam!2024 gibi karakter çeşitliliği şifrenin tahmin edilmesini zorlaştırır”

    Dijital güvenliği artırmak için güçlü şifreler oluşturma ve bu şifreleri güvenli bir şekilde yönetmenin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Güçlü bir şifre oluşturulurken şu kurallara dikkat edilmeli; Güçlü bir şifre en az 12 karakterden oluşmalıdır. Şifre ne kadar uzunsa, kırılması o kadar zor olur. Oluşturulacak şifre, harf (büyük ve küçük harfler), sayı ve özel karakterlerin (örneğin @, #, $ gibi) bir kombinasyonunu içermelidir. Örneğin; P@r0lam!2024 gibi karakter çeşitliliği şifrenin tahmin edilmesini zorlaştırır.” diye konuştu.

    Doğum tarihi şifre olarak kullanılmamalı

    Doğum tarihi, isim, kullanıcı adı veya “12345”, “şifre” gibi tahmin edilmesi kolay ifadelerden kaçınılması gerektiğini işaret eden Prof. Dr. Burhan Pektaş, “Rastgele karakterler ve kelime kombinasyonları kullanılmalıdır. Örneğin; B!z4rD$@07#. Kelimelerin harfleri sayılarla değiştirilerek veya kısaltmalar yapılarak güçlü bir şifre oluşturulabilir. Örneğin, “G3@S!f7”.” uyarısında bulundu.

    “Yapay Zekâ ve Dijital İnovasyon” araştırması yayımlandı

    0

    KPMG’nin iş dünyasında üretken yapay zekâ (GenAI) kullanımına ışık tutan ve her üç ayda bir sonuçlarını yayımladığı yeni “Yapay Zekâ ve Dijital İnovasyon” araştırmasına göre üst düzey yöneticilerin yarısından fazlası (yüzde 52) GenAI teknolojisini kullanırken, işe yeni giren çalışanların yalnızca yüzde 20’si bu teknolojiyi kullanıyor.

    KPMG’nin yıllık geliri 1 milyar dolar veya daha fazla olan kuruluşları temsil eden 100 ABD merkezli C-seviyesi ve iş liderinin görüşlerini aldığı Yapay Zekâ ve Dijital İnovasyon araştırmasına göre, iş dünyası liderleri üretken yapay zekâ (GenAI) stratejilerini desteklemek için stratejik yatırımlar yapmaya devam ediyor ve önümüzdeki 12 ay içinde birleşme ve satın alma yoluyla inorganik genişleme için ortalama 37 milyon dolar, veri ve analitik içinse 30 milyon dolar harcama yapmayı öngörüyorlar. Ayrıca yeni teknoloji yeteneklerinin işe alınması ve diğer şirketlerle iş birlikleri için 25’er milyon dolar ve müşteri deneyimi iyileştirmeleri için 24 milyon dolar ortalama harcama yapılması da bekleniyor.

    Liderlerin yüzde 44’ü, olumlu sonuçlar alma baskısının ortasında, üretken yapay zekâ teknolojisini kurum genelinde ölçeklendirmeye devam ettiklerini kabul ediyor. Çoğu lider GenAI yolculuklarının araştırma, deneme ve planlama aşamalarını geçmiş olsa da yalnızca yüzde 15’i ölçülebilir iş sonuçları ve somut büyüme elde ettiklerini bildiriyor.

    KPMG Türkiye İnovasyon ve Teknoloji Danışmanlığı Lideri Gökhan Mataracı açıklamasında, “Üretken yapay zekâya yönelik dikkatli yaklaşımlara rağmen, iş dünyası liderleri büyük çoğunlukla bu teknolojinin gerçekten dönüştürücü bir güce sahip olduğunu düşünüyor. Bu teknolojiyi desteklemek için veriye ve yeteneklere yapılan yatırımların, çok daha büyük potansiyelleri ortaya çıkarabileceğini giderek daha fazla görüyoruz. Artık CEO’lar bu dönüşümü yönlendirecek üst düzey liderleri atamaya daha fazla önem veriyor ve yönetimdeki ekiplerin teknolojileri daha fazla benimsemelerini bekliyor. CEO’lar ve yönetim kurulları, yapay zekânın dönüştürücü potansiyelini anlamalarını sağlamak için üst düzey liderlik ekiplerine yapay zekâ eğitimi verilmesini de artık zorunlu kılıyor. Bununla birlikte, eğitimleri iş gücünün geneline yayamayan kuruluşlar, bu teknolojinin sunduğu fırsatları kaçırma riskiyle karşı karşıya.” dedi.

    Yapay zekâ stratejilerinde liderlik CEO’lar dışındaki yöneticilere kayıyor

    GenAI stratejileri kurum genelinde önem kazandıkça, liderlerin yüzde 42’si kurumlarının GenAI girişimlerini denetlemek için yeni liderleri işe almayı planladığını ya da aldığını ifade ediyor ki bu oran bir önceki çeyrekte yüzde 27 idi.

    CEO’ların yaklaşık üçte biri (yüzde 31) ise hala kuruluşlarının bu alandaki stratejilerine yön veriyorlar, ancak talepler arttıkça ve kuruluşlar yönetici düzeyinde odaklanma ve gözetim gerektiren daha uzun vadeli stratejiler benimsedikçe bu sorumluluklar C-seviyesi yöneticilerle giderek daha fazla paylaşılıyor. Bilgi teknolojilerinden sorumlu yöneticiler (CIO) bu alanda liderlik etme olasılığı en yüksek ikinci grup (%31) olarak öne çıkarken, ardından operasyonlardan sorumlu yöneticiler (COO) ve İnovasyondan Sorumlu Yöneticiler (her ikisi de yüzde 13) geliyor. Araştırma üst düzey liderlerin çoğuna (yüzde 70) bu teknoloji hakkında zorunlu eğitim verildiğini oraya koysa da çalışanlara verilen zorunlu eğitimler yüzde 28’de kalıyor. Üstelik liderlerin yüzde 25’i çalışanlarına zorunlu eğitim vermeyi planlamıyor.

    2025 Yılının En Çok Beklenen Teknolojik Ürünleri

    0

    2025 yılına girmeye çok az kaldı. Gözler yeni çıkacak ürünlerde. Bu yazımızda farklı alanlardaki ürünlere dair bilgi ve beklentileri sıralıyoruz.

    2025
    2025 yılında en ince iPhone modelini görebiliriz

    2025 Yılında Apple, iPhone 17 Air ile Şov mu Yapacak?

    Apple, MacBook Air ile ince ve kaliteli ürünler yapmakta rüştünü yıllar önce ispatladı. Ancak sıra bir türlü iPhone modeline gelmedi. Büyük ihtimalle herkesin istediği ince ve hafif Air modeli 2025’te rafta olacak. Sızıntılara göre ürün sadece 6.6 inç boyutunda ve 5mm kalınlığında! Dar alanı etkili kullanmak adına Apple bazı çözümler düşünüyor. İddialara göre daha küçük bir batarya ve stereo yerine tek hoparlör yer alacak.

    Nintendo Switch 2, Evrim mi Devrim mi Yapacak?

    Nintendo’nun büyük satış rakamı yakalayan Switch konsolunun halefi 2025’in ilk aylarında oyuncularla olacak. Nintendo konsola dair bilgileri sır gibi saklasa da geriye uyumlu olacağı konusunda paylaşım yaptı. Nintendo tutkunları büyük yenilikler beklese de analistler Switch 2’nin devrimsel olmayacağını tahmin ediyor. Yine de Switch 2’nin ilerleyen modellerinde katlanan ekran, 3D gibi özellikler ile şaşırmaya hazır olun.

    Samsung Artırılmış Gerçeklik Gözlükleri için Geri Sayımda

    Artırılmış gerçeklik konusunda Google geri adım attı. Apple ise Vision Pro satışlarından pek memnun değil. Piyasada farklı markaların hamlelerini görüyoruz. Ancak asıl beklenti Samsung’un kendi gözlüğünü tanıtması. Tahminlere göre Samsung, geliştirdiği sanal gerçeklik başlığını rafa kaldırdı. Bunun yerine işlevsel bir gözlüğe odaklandığı iddialı edilen Samsung bakalım 2025’te ne yapacak?

    2025
    Google Pixel 3 lansmanı ilgi gördü. Gözler şimdi yeni Pixel’de

    Pixel Watch 4 ile Giyilebilir Teknoloji Anlam Kazanıyor

    Ülkemizde pek takipçisi olmasa da Google, telefon ve saat tarafında güzel işlere imza atmaya başladı. Öyle ki şirketin son telefonu ve akıllı saati büyük beğeni topladı. Apple ve Samsung, akıllı saatte şaşırtıcı bir model sunmazken Google doğru hamle yapıyor. Şirketin bu alandaki öncü markalardan FitBit’i satın alması da bunun göstergesi. Pixel Watch muhtemelen farklı boy ekran seçeneklerine ve daha gelişmiş bataryaya sahip olacak.

    Nvidia İşlemcili Bilgisayarlar Tozu Dumana Katacak

    Bilgisayar, yapay zeka derken Nvidia son yılların en büyük kazananı. Şirket artık sadece ekran kartı ile değil bu sefer işlemci ile piyasayı altüst etmeye geliyor. GPU + CPU yani ekran kartı ve işlemcinin bir arada olunca Nvidia rakiplere göz dağı veriyor. Çünkü Arm tabanlı bu yeni mimari, Intel ve AMD’yi ciddi anlamda zorlayacak. Bu gelişmeler biz kullanıcılara yeni nesil dizüstü bilgisayarlar ve taşınabilir oyun konsolları olacak dönecek.

    2025 Yılında Neuralink Çipi ile İnsanlık Nedir diye Soracağız

    Elon Musk’ın beynimize çip takacağına dair gelişmeleri eminim ki merakla takip ediyorsunuz. Zira “Matrix gerçek mi oluyor?” şeklindeki başlıkların ardı arkası kesilmiyor. Görünen o ki Musk’ın son projesinin eli kulağında. Birçok uzman 2025 yılında Musk’ın bilişsel becerilerimizi geliştirecek “çipi” piyasaya sürmesini bekliyor. Hatta birkaç ay önce bir kişi, Neuralink çipi ile ünlü strateji oyunu Civilization oynuyordu. Bu da ürünün artık son aşamaya geldiğini gösteriyor. Musk, yapay zekaya karşı bu çipin son şans olduğunu ileri sürüyor. Beyin kapasitesini geliştireceği iddia edilen bu çip, bizi birer akıllı telefona dönüştürecek. Yani NetFlix ve Spotify gibi uygulamaları zihnimizde çalıştıracak gözümüzle fotoğraf çekeceğiz. Tüm bunlar gerçek mi yoksa Musk’ın pazarlama taktiği mi göreceğiz. Ancak Musk’ın her gün yeni bir patent aldığını biliyoruz. İddiaların yarısı bile gerçekleşirse insanlığı çok farklı sorgulamalar bekliyor.

    EcoFold İlk Güneş Enerjili Dizüstü Bilgisayar

    Sürdürülebilirliğin kilit ilke haline geldiği bu dönemde EcoFold çok büyük önem taşıyor. Çünkü ürünün kapağı büyük bir güneş paneli. Bu nedenle sadece güneş enerjisi ile çalışan ilk dizüstü bilgisayar EcoFold, yeni bir kapı açacak. Ürünün son derece ince ve hafif olacağı yönünde söylentiler var. Ayrıca kaliteli bir ekran ve performanstan ödün vermeyen parçalar kullanıcıları bekliyor. Bu nedenle EcoFold’un hedef kitlesi seyahat sevenler ve iş insanları olarak gözüküyor.

    Galaxy AI dünya turu heyecan dolu bir serüven vadediyor

    Samsung’un İstanbul-Bağdat Caddesi’nde 29 Kasım-8 Aralık tarihleri arasında konumlandıracağı deneyim alanı, ziyaretçilerine Galaxy AI özelliklerini keşfedebilecekleri benzersiz bir deneyim sunuyor.

    Galaxy AI ile mobil yapay zeka çağını başlatan Samsung Electronics, akıllı telefon ve tabletlerinde yaşamı pratikleştiren birbirinden işlevsel yapay zeka destekli üretkenlik, iletişim ve yaratıcılık özelliklerini Galaxy kullanıcılarına sunuyor. Galaxy AI dünyasının kullanıcıların işlerini kolaylaştıran özelliklerini daha geniş bir kitleyle tanıştırmayı amaçlayan Samsung, bu amaca yönelik olarak Bağdat Caddesi’nde  “Galaxy AI Dünya Turu” adı altında fiziksel bir deneyim alanı oluşturdu.

    Herkesi Galaxy AI dünyasında benzersiz bir keşif serüvenine davet eden Galaxy AI Dünya Turu, 8 Aralık Pazar gününe kadar ziyarete açık olacak. Ziyaretçiler, her biri ayrı bir dünya şehrini temsil eden 6 odadan oluşan deneyim alanında sunulan interaktif oyun boyunca, farklı aşamalardan oluşan sürükleyici bir yolculuğa davet ediliyor.

    Her odada farklı bir görevi Galaxy AI’ın farklı özelliklerini kullanarak tamamlayan ziyaretçiler, İstanbul’dan başlayan oyun boyunca Roma, Nairobi, Seul ve Nepal şehirlerinde sanal bir tura çıkabiliyor. Galaxy AI Dünya Turu ziyaretçileri heyecan dolu serüven boyunca farklı Samsung cihazları ve ekranları üzerinde Galaxy AI’ın Circle to Search, Foto Asistanı, Sketch to Image ve Sözlü Çevirmen gibi özelliklerini kullanarak hem görevleri tamamlıyor hem de eğlence dolu unutulmaz anlar yaşıyor.

    Türk genç Vikipedi gönüllüsüne uluslararası ödül

    0

    Dünyanın en büyük ansiklopedisi Vikipedi’nin gönüllü editörleri, bu yıl Polonya’nın Katowice şehrinde düzenlenen Wikimania konferansında bir araya geldi.

    143 ülkeden yüzlerce katılımcının yer aldığı etkinlikte, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden mezun olan Yılmaz Caner Özyayıkçı, Yılın Medya Katkıvereni Ödülü’ne layık görüldü. Özyayıkçı, ödülünü Vikipedi’nin kurucularından Jimmy Wales’in elinden aldı.

    2014 yılında Vikipedi’ye katkıda bulunmaya başlayan Özyayıkçı, yıllar içinde Wikimedia topluluklarının aktif bir üyesi haline geldi. Görsel iletişim tasarımı alanındaki bilgi birikimi ve yeteneklerini uluslararası projelere taşıyan Özyayıkçı, dünya çapındaki Wikimedia etkinliklerinde tasarım desteği sağlayarak dikkat çekti.

    Berlin, Singapur, Tiflis ve Prag gibi şehirlerde düzenlenen Wikimedia toplantılarına katılan Özyayıkçı, Hindistan’daki WikiWomen Kampı’ndan Türkiye’deki Türk Dilleri Wikimedia Konferansı’na kadar pek çok etkinlikte görsel materyaller hazırladı. Ayrıca, Orta ve Doğu Avrupa Wikimedia Gençlik Grubu’nda aktif bir rol üstlendi.

    Ödül töreninde konuşan Jimmy Wales, Özyayıkçı’nın başarılarına övgüde bulunarak, “Yaratımları, yalnızca Wikimedia çalışmalarını tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda bu çalışmalarda toplulukların kimliklerini yansıtan görsel bir dil sunuyor. Etkisi, kendi bölgesinin çok ötesine ulaşıyor.” dedi.

    Ödül alan Özyayıkçı ise çalışmalarında yerel kültürlerin simgelerine önem verdiğini belirtti. Türk Dilleri Wikimedia Konferansı için tasarladığı Kırgız şapkalı ve Türk giysili maskotların katılımcılar tarafından büyük beğeni topladığını dile getiren Özyayıkçı, “Bu ödülle onurlandırılmak, beni daha fazla motive ediyor” şeklinde konuştu.

    Instagram, DM’ler aracılığıyla sosyal bağlantıları kutlayan “Trendships”i tanıttı

    Her gün yeniden paylaşılan 3,5 milyar Reel ile Trendships, Direkt Mesajlar aracılığıyla viral olan, esprili veya anlamlı içerikleri paylaşırken kurulan ilişkileri temsil ediyor…

    Instagram, Direkt Mesajlar (DM’ler) aracılığıyla kurulan bağları kutlamak için bir proje başlattı. Arkadaşları, aileleri ve tanıdıklarıyla kendilerinden bir parça bulabilecekleri viral görseller ve neşeli içerikler paylaşma eyleminin her yaştan insan için benzersiz bir sosyal iletişim ve bağ kurma aracına dönüştüğünü fark eden Instagram, yeni bir terim olan Trendships’i tanıttı.

    ‘Arkadaşlıklar’ (friendships) ve ‘trendler’in birleşiminden oluşan Trendships, Instagram kullanıcılarının uzaktaki sevdiklerine daha yakın hissetmek, karmaşık duygularını ifade etmek ve hatta kültürel trendlerin bir parçası olmak için eğlenceli veya anlamlı içeriklerden nasıl yararlandığını ortaya koyuyor. Instagram Reels özelliğinin kullanıma sunulmasıyla ilgi gören bu konsept, insanların iletişim kurması, etkileşime geçmesi ve iletişimde kalması için kısa sürede bir köprü haline geldi.

    Meta Orta Doğu ve Kuzey Afrika İletişim Başkanı Nada Enan, “Trendships yalnızca popüler ya da viral içerikleri paylaşmakla ilgili değil; paylaşılan deneyimler ve ilgi alanları üzerinden topluluk oluşturmakla ilgili,” dedi. “İnsanlar, birbirleriyle komik viral görsellerden motivasyon amaçlı Reel videolarına, kendilerine hitap eden içerikler paylaşarak samimi bağlar kurma, karşılıklı değerleri paylaşma ve çoğu durumda sevdiklerine sadece birkaç dokunuşla onları düşündüklerini bildirme yöntemlerini yeniden tanımlıyor. Bu durum, sosyal platformların günlük hayatımızda topluluk oluşturma ve dijital çağda iletişim kurma biçimimizi geliştirme konusunda nasıl giderek daha önemli hale geldiğinin altını çiziyor.”

    Trendships, DM aracılığıyla Reels, GIF’ler, videolar veya viral görseller yoluyla basit bir “paylaşım” eylemine dayanıyor. Meta’nın son istatistiklerine göre, insanlar her gün 3,5 milyardan fazla kez Reel videolarını yeniden paylaşıyor ve bu da platformun iletişim ve etkileşim için ne kadar verimli kullanıldığını gösteriyor.

    Instagram bu yeni terimi benimseyerek Türkiye, Orta Doğu ve Afrika bölgelerindeki içerik üreticilerini kendi bakış açılarından Trendships’i tanımlamak üzere #whatsyourtrendship etiketi altında bir araya getiriyor. Meta bu proje kapsamında, Türkiye’den de Büşra Zeynep Çetin, Elif Uluğ ve Hilal Çavdaroğlu gibi yükselişteki içerik üreticileriyle iş birliği yaptı.

    Xiaomi 15, küresel pazara gelecek mi?

    0
    Ekim ayında Çin pazarına sunulan Xiaomi 15, şimdi de küresel yolculuğuna hazırlanıyor. Akıllı telefonun uluslararası pazarlara ne zaman ulaşacağına dair henüz resmi bir bilgi paylaşılmamış olsa da, son dönemdeki gelişmeler cihazın kısa bir süre içinde kullanıcılarla buluşabileceğini gösteriyor. Xiaomi 15, 24129PN74G model numarası ile Tayland merkezli NBTC sertifikasyon platformunda görüntülendi. Listeye göre cihaz; GSM, WCDMA, LTE ve NR bağlantılarını destekliyor. Teknik özellikler hakkında detay verilmemiş olsa da, kısa süre önce FCC sertifikası alan cihazın, 12 GB RAM ve 256 GB veya 512 GB depolama seçenekleriyle geleceği kesinleşti. Depolama ve RAM seçeneklerine baktığımızda, Xiaomi 15’in global versiyonunun, Çin’deki en üst seviye modelden eksik olduğunu görüyoruz. Çin pazarında 16 GB RAM ve 1 TB depolama seçeneği sunan modelin, bu özelliklerini uluslararası pazarlarda sunmayacağı anlaşılıyor. Xiaomi, genellikle amiral gemisi telefonlarını uluslararası tanıtım etkinliklerini şubat ya da mart aylarında gerçekleştiriyor. Ancak cihazın hızlı bir şekilde sertifika alması, tanıtım etkinliğinin daha erken bir tarihe çekilebileceği iddialarını da beraberinde getiriyor. Bu konuda resmi açıklama yapılmadan kesin bir tarih vermek mümkün değil. Siz Xiaomi 15’in global pazar özellikleri ve fiyatlandırması hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz.

    Yapay zeka ile trafik kazalarını azaltılabilir mi?

    0

    Türkiye Akıllı Ulaşım Sistemleri Derneği (AUS) Başkanı Esma Dilek, yapay zeka destekli yeni bir projeyle trafik kazalarını önlemeyi ve ulaşım verimliliğini artırmayı hedeflediklerini söyledi. Proje, Karayolları Genel Müdürlüğü’nde tanıtıldı.

    Türkiye’nin 11. Kalkınma Planı, Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Stratejisi ve Yeşil Mutabakat Eylem Planı’na uyumlu olarak projenin hazırlandığını belirten AUS Türkiye Başkanı Dilek, “Trafik kazaları, çevresel etkiler ve ekonomik kayıplar gibi büyük sorunlara çözüm sunmak için yapay zeka tabanlı çözümler geliştiriyoruz. Trafik Gözlem Kameralarında Derin Öğrenme Yöntemleriyle Gerçek Zamanlı Video Akışı Analizi ve Kötücül Aktivite Tespiti Projesi ile Türkiye’nin dijital dönüşüm sürecine katkıda bulunmayı ve ulaşımda teknolojik bağımsızlığımızı güçlendirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

    Dilek, projenin özellikle trafik kazalarının önlenmesinde ve anlık müdahale gerektiren durumların tespitinde hayati bir rol oynayacağını belirterek, “Yazılım çözümlerimizle trafik yönetiminde yeni bir çağ başlatıyoruz. Bu, sadece Türkiye için değil, küresel pazar için de önemli bir adım olacak.” ifadelerini kullandı.

    AUS Türkiye Başkanı Dilek, yapay zeka destekli sistemlerin Türkiye için taşıdığı önemi ve sunduğu katkıları ayrıntılı bir şekilde açıklayarak, projenin, gerçek zamanlı video analizi sayesinde trafik gözlem kameralarından elde edilen verilerin hibrit derin öğrenme yöntemleriyle analiz edileceğini belirtti. Dilek, bu sayede kazaların, trafik yoğunluğunun ve kötücül aktivitelerin anında tespit edilerek hızlı müdahale sağlanacağını vurguladı.

    Projenin sadece teknik bir gelişme değil, aynı zamanda trafik yönetimi için karar destek sistemlerine de büyük katkı sunacağını ifade eden Dilek, “Trafiğin yönetiminden sorumlu yerel ve merkezi birimlerin daha hızlı ve doğru kararlar almasını mümkün kılacak teknolojiler geliştiriyoruz. Bu sistemler, ulaşım süreçlerini daha verimli hale getirecek.” dedi. Dilek şöyle devam etti ;”Trafik yoğunluğunun azalmasıyla birlikte sera gazı emisyonlarında ve yakıt tüketiminde düşüş sağlayacağız. Bu sadece çevresel etkileri azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda ülkemizin ekonomisine de ciddi bir katkı sunacak.”