Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 305

    MediaMarkt Türkiye’den Yurtdışına Üst Düzey Atama

    MediaMarkt Türkiye CEO’su Faruk Kocabaş, MediaMarkt Saturn Grup içerisindeki en önemli pazarlardan biri olan MediaMarkt İspanya’nın başına geçiyor. Kocabaş, yeni görevine 1 Kasım’da başlayacak.

     

    Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt’ın Türkiye organizasyonundan MediaMarkt Global organizasyonuna üst düzey atama gerçekleşti. 2023 yılının başından beri MediaMarkt Türkiye CEO’su olan Faruk Kocabaş, MediaMarkt İspanya CEO’su olarak atandı. Kocabaş, yeni görevine 1 Kasım itibarı ile başlayacak.

     

    MediaMarkt Türkiye’ye 2016 yılında Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi (CPO) olarak katılan, ardından da görevine Ticaretten Sorumlu İcra Kurulu Üyesi (CCO) olarak devam eden Faruk Kocabaş 2023 yılının başından beri MediaMarkt Türkiye CEO’su olarak görev yapmaktaydı. 

     

    Markanın pazar liderliği yolculuğuna büyük katkılarda bulunan, MediaMarkt Türkiye’nin grupta en yüksek büyümeye sahip ülke olmasına liderlik eden, strateji, kategori yönetimi, satın alma, fiyatlandırma, satış sonrası operasyonlar, lojistik, talep planlaması ve ticari pazarlama gibi alanlarda uzun yıllara dayanan deneyimiyle dikkat çeken Faruk Kocabaş, Türkiye’deki başarılı kariyerinin ardından şimdi de görevine MediaMarkt İspanya CEO’su olarak devam edecek.

     

    Uluslararası şirketlerdeki uzun kariyeri boyunca her zaman başarılı işlere imza atan ve Türkiye’de Türk Philips Ticaret A.Ş. ve TP Vision Elektronik Ticaret A.Ş.’de, Hollanda’da Philips Consumer Lifestyle BV ve MMD Monitors & Displays Nederland BV’de üst düzey görevler üstlenen Faruk Kocabaş, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu, evli ve bir çocuk babasıdır. Faruk Kocabaş ayrıca Zincir Mağazalar Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesidir.

     

    MediaMarkt’la Tam Zamanı Kampanyası Başladı!

    Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, tüketicilere çeşitli fırsatlar sunarak istedikleri ürünlere ulaşabilmeleri için MediaMarkt’la Tam Zamanı kampanyasını başlattı. 

    Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışverişin keyfini sunan, Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, tüketicilerine farklı kampanyalar sunmaya devam ediyor. 9 Ekim tarihine kadar sürecek MediaMarkt’la Tam Zamanı kampanyası kapsamında, bilgisayardan tablete, robot süpürgeden saç kurutma makinesine kadar birbirinden farklı ürünler çeşitli fırsatlarla satışa sunulacak.

    Kampanya kapsamında;

    • LENOVO Tab P11 2.Nesil 6GB 128GB Tablet 10.999 TL’den
    • HP Core i5-1355U/8GB RAM/256GB Bilgisayar 16.499 TL’den
    • FAKIR Robert RS 770 Robot Süpürge 12.999 TL’den
    • BABYLISS 6709DE SMOOTH PRO 2100 Saç Kurutma Makinesi 1.799 TL’den
    • TEFAL FW201 Easy Fry & Grill & Steam+ Sıcak Hava Fritözü 8.499 TL’den
    • FUJIFILM Instax Mini 12 Bundle Box Fotoğraf Makinesi 3.949 TL’den satışa sunulacak.

    MediaMarkt’ın kampanyası Türkiye genelindeki 95 mağazasında, mobil uygulamasında ve online alışveriş sitesi mediamarkt.com.tr’de geçerli olacak.

     

    Tüketiciler kampanyaya dair detaylara MediaMarkt-Tam Zamanı Kampanyası adresinden ulaşabilirler.

    iPhone 15’lerle gelen Type-C ile ne değişecek?

    Apple iPhone’un şarj bağlantı noktasını en son 2012’de iPhone 5 ile değiştirmişti. İlk olarak iPod’da kullanılan 30 pinli konektörden modern Lightning sistemine geçiş o dönem için gerçekten de radikal bir değişim oldu. Selefi gibi Lightning bağlantı noktası da Apple tarafından yaratılmış bir konektördü, ancak tersine çevrilebilir olması ve eski seçenekten %80 daha küçük olması başta olmak üzere bir dizi iyileştirme sunuyordu.

    iPhone 15 serisi ile Apple, iPhone’un bağlantı noktalarını bir kez daha değiştirdi. Bu kez Lightning yerine, Android telefonlar ve Windows PC’lerden Apple’ın kendi Mac ve iPad’lerine kadar her şeyde popüler olan USB-C kullanılmaya başlandı.

    Avrupa Birliği etkisi

    Pek tabii Apple’ın bu geçişinde Avrupa Birliği’nin çok kritik bir rolü var. Apple’ın bu hamlesi için, 2024 yılına kadar evrensel USB-C telefon şarj cihazlarını zorunlu kılan bir yasayı kabul eden ve böylece iPhone üreticisinin elini zorlayan Avrupa Birliği bu değişimin ana etkeni oldu.

    Geçiş beraberinde avantajları da getiriyor

    Bu geçiş sizi korkutmasın. Aksine bu değişim iPhone’unuz için yeni kablolara ihtiyaç duyacağınız anlamına gelse bile USB-C’nin geçişi çok daha kolay hale getirecek pek çok avantajı var.

    Apple, Lightning ve iPod konektörlerini yarattı ve sahiplendi, bu da orijinal kabloları pahalı ve zaman zaman bulunmasını zor hale getirdi. USB-C ile Apple, uzun süredir desteklediği mevcut bir standarda katılıyor. Hem iyi USB-C kabloları kolayca bulunabiliyor hem de çok yaygın oldukları için iPhone 15 sahiplerinin birçoğunun elinde uyumlu aksesuarlar olması muhtemel. USB-C’ye sahip iPhone 15 ve sonraki iPhone’lar, Apple olmayan cihazlardan USB-C kabloları kullanılarak şarj edilebilecek. Android dünyasında 2015’ten beri USB-C’li telefonlar var, dolayısıyla daha fazla kablo seçeneğiniz var. Lightning kablosu taşımak ya da aramak zorunda artık değilsiniz.

    Apple’ın ürün yelpazesine bakın. Apple, 2015’teki 12 inç MacBook’tan bu yana dizüstü bilgisayarlarında USB-C sunuyor. Bugün şirketin tüm MacBook’ları ve iPad’lerinin çoğu USB-C bağlantı noktalarıyla geliyor. Apple’ın hala Lightning ile sattığı tek iPad, 2021’de piyasaya sürülen dokuzuncu nesil iPad. Bu aynı zamanda en ucuz iPad ve fiziksel ana ekran düğmesine sahip olan son iPad.

    Apple TV’nin Siri uzaktan kumandası gibi aksesuarlar bile geçtiğimiz yıl Lightning’den USB-C’ye geçiş yaptı. Apple’ın AirPods kulaklık serisine yönelik yeni modelleri de benzer şekilde olacak ve AirPods Pro 2 ile de bunu görmüş olduk.

    Hızlı şarj ve veri transferi

    USB-C ayrıca çok daha hızlı şarj olanağı ve yüksek veri hızı gibi önemli avantajlar sunuyor. Apple’ın konuyla ilgili destek sayfasına göre, Lightning – USB-C kablosu üzerinden kablolu iPhone şarjı (20W veya daha yüksek bir güç adaptörüyle) genellikle 30 dakika içinde pilin %50’ye ulaşmasını sağlayabiliyor. USB-C, dizüstü bilgisayarlar gibi daha büyük ve daha güçlü cihazlarda kullanıldığında çok daha hızlı şarj edebiliyor.

    Apple, aksesuarları üzerinde sıkı bir kontrol uyguluyor ve iPhone’un devasa kullanıcı tabanından yararlanmak isteyen çevre birimleri için uzun süredir başarılı bir “Made for iPhone” (diğer adıyla MFi) sertifika programı yürütüyor. Bu programın Apple’a para kazandırdığı kesin olsa da, bu aksesuarların bağlantı ve performans açısından belirli Apple standartlarını karşılaması gerektiğinden tüketicilere de yardımcı oluyor. Bu nedenle, yeni Lightning kabloları gibi aksesuarlar için alışveriş yaparken, MFi sertifikalı olup olmadıklarını kontrol etmekte yarar var.

    Yılda 250 milyon euro tasarruf

    İşin bir de çevre ve maliyet boyutu var. USB-C’ye geçişle birlikte herkese uyan tek bir kablo olacağından, farklı Apple ürünleri ve Apple olmayan ürünler için ayrı kablolar satın almak zorunda kalmayacaksınız. AB komisyon üyesi Thierry Breton daha önce yaptığı açıklamada iPhone’ların USB-C’ye geçişinin Apple tüketicilerinin yılda yaklaşık 250 milyon euro tasarruf etmesine yardımcı olacağını söylemişti.

    Ekolojik açıdan bakarsanız, ne kadar az kablo satın alırsanız veya yanınızda bulundurursanız, o kadar az elektronik atığa yol açmış oluyorsunuz. Bunun sonucunda karbon ayak iziniz ne kadar küçülürse çevre için daha iyi olacaktır elbette.

    Bilgisayarları hızlandıracak çözüm WD Blue SN570 500 GB SSD İnceleme

    WD Blue SN570 NVMe SSD depolama aygıtı dizüstü veya masaüstü bilgisayarımızı bir üst seviyeye taşıyacak bir cihaz olarak karşımıza çıkıyor. Peki gerçekten hızımız artacak mı? İşte bu sorunun cevabını arıyoruz.

    İster eğlence, isterseniz de profesyonel hayatınızda tercih edebileceğiniz bir seçenek olarak karşımıza çıkan WD Blue SN570 NVMe SSD depolama birimi son yıllarda tercih edilen SSD depolama cihazlarından bir tanesi.

    SSD depolama birimlerinin fiyatları son dönemde oldukça makul seviyelere geldi ve teknoloji severlerin sıklıkla tercih ettiği teknolojiler arasında yer almaya başladı. Bu cihaz teknolojisi aslında yeni bir teknoloji değil yıllardır hayatımızda. Fakat bu teknolojinin piyasaya sürüldüğü ilk yıllarda fiyatı nedeniyle yanına yaklaşmak biraz güçtü dediğim gibi. Klasik mekanik disklere kıyasla hem sessiz çalışan hem de okuma ve yazma tarafında ciddi performans artışları sunan bu teknolojiyi kullanmak artık hayal değil ve bütçelerimize uygun seçeneklerle satışa sunuluyor.

    Tabii ki bir depolama birimine sadece SDD demek sığ bir terim olarak kalabilir. Çünkü ilk yıllarda SATA aarbirimi üzerinden cihazlarımıza bağlayabildiğimiz bu depolama türü şimdilerde daha hızlı arabirimler ile sunuluyor. Bunlardan biri de NVMe.

    “NVMe” nedir?

    NVMe, güncel depolama birimleri için tasarlanan bir iletişim arayüzü olarak kısaca tanımlanabilir. Eski tip( yani SATA arayüze sahip) ürünlere kıyasla daha performanslı çalışabilen ürünler, aynı zamanda daha uzun süre çalışmayı da mümkün kılıyor.

    Doğrudan sistemin işlemcisiyle bağlantı kuran ve bu sebeple de aradaki aracı detayları ortadan kaldıran NVMe arayüzü; gerek iş, gerek okul, gerekse de oyun dünyanız için göz önünde bulundurmanız gereken teknolojilerden bir tanesi ve bu yazımızda bahsedeceğimiz WD Blue SN570 SSD de bu kapsam dahilinde bulunuyor.

    WD Blue SN570 NVMe SSD, dört farklı depolama seçeneğine sahip

    Sıra geldi bu yazımızda sizlere detaylarından bahsedeceğimiz WD Blue SN570 depolama cihazına. 250 GB, 500GB, 1TB ve 2TB. Arayüz olarak PCIe Gen3 x4 NVMe v1.4 arabirimi ise bizlerin beğenisine sunulan ürünün 500 GB’lık modelini deneyimleme şansım oldu.

    Özellikle ofiste, yüksek çözünürlüklü videoların düzenlenmesi ve yüksek boyutta dosyaların kopyalanması gibi konularda tatmin edici sonuçlar elde ettiğimiz bu depolama ürünü ile kopyalama ve render gibi süreçlerin kısalıyor olması sevindirici.

    WD Blue SN570 ‘yi kullanabilmek için dizüstü ve masaüstü bilgisayarınızda M.2 2280 bağlantı arayüzü olması gerekiyor. Ne bir kablo karmaşası ne de yer sorunu yaşıyorsunuz. Ürün zaten ince ve ufak boyutlarda ve adeta “tak çalıştır” olarak yerleştirip kullanmaya başlayabiliyorsunuz. 2.38mm kalınlıkta ve 6.5 gram ağırlıkta bir depolama ürününden söz ediyoruz. Bu sebepten benim bilgisayarıma sığar mı gibi sorular sormadan cihazı takıp kullanabilmeniz mümkün. WD Blue SN570

    WD Blue SN570 NVMe SSD ile yüksek performans

    Ürün, okuma tarafında saniyede 3,500MB, yazma tarafında da 2,300MB değerini görebiliyor.
    Tabii her PC sisteminde okuma ve yazma tarafında, verilerde farklılıklar olacaktır, ancak “yüksek performans” sizi tatmin edecektir. Birkaç örnekleme yapacak olursak…

    Günümüzde 4K video içerikler yaygınlaşıyor. Bu içeriklerin kopyalanması ve çalıştırılması tarafında fayda gösterecektir.

    İyi bir SSD disk, yüksek yükleme boyutlarına sahip oyunların daha hızlı kurulması ve oyun esnasında bölüm yüklenmesi, harita detaylarının daha hızlı yüklenilmesi konularda ön plana çıkacaktır.

    Ve yüksek depolama kapasiteli bir disk iyidir, ama yüksek depolamalı bir SSD disk daha iyidir. Zira bir tanesinde çok fazla dosya depolamanıza rağmen düşük okuma ve yazma hızları varken SSD tarafında hem kapasite hem de kullanım tarafında tatmin edici sonuçlar alabilirsiniz.

    5 yıllık sınırlı garanti kapsamı da sunan WD, aynı zamanda ürünün diğer pek çok diske kıyasla daha sağlam olduğunu ve bu sayede endişe etmeden kullanılabileceğini belirtiyor. Ek olarak verilerin güvenliği için bir veri yedekleme yazılımı da sunuyor. Detaylar için Acronis True Image yazılımının resmi websitesine göz atabilirsiniz.

    Tabii cihazın sağlamlığını onaylayabilmek ya da farklı bir görüş bildirebilmek için yıllarca kullanmak gerekiyor, bunu da hatırlatıcı bir not olarak belirtelim. Şu an bu kadar uzun süreli bir deneyime sahip değiliz.

    Son olarak da gelelim fiyat konusuna. Ürünün 500GB kapasiteli versiyonuna bu bağlantıdan ulaşmanız mümkün. Ürünün 1TB kapasiteye sahip versiyonuna da bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

    Sağlıklı Teknoloji Alışkanlıkları Oluşturmanın 10 Etkili Yolu

    Teknoloji, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda. Akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarlar ve diğer cihazlar, günlük yaşantımızı kolaylaştıran araçlar olarak bize büyük avantajlar sağlıyor. Ancak, aşırı teknoloji kullanımı, fiziksel, zihinsel ve sosyal sağlığımız üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu nedenle, sağlıklı teknoloji alışkanlıkları oluşturmak ve dengeyi sağlamak son derece önemlidir. Bu hafta köşemde sağlıklı teknoloji kullanım alışkanlıkları oluşturmanın 10 etkili yolu hakkında yazdım:

    Belirli Teknoloji Zaman Dilimleri Belirleyin

    Teknoloji kullanımını belirli zaman dilimlerine sınırlamak önemlidir. Günlük aktiviteleriniz için belirli zaman dilimleri belirleyin ve bu süreler dışında teknoloji kullanımına ara verin. Örneğin, sabah saatlerini teknoloji olmadan geçirerek gününüze daha bilinçli ve enerjik başlayabilirsiniz.
    Sosyal Medya Kullanımını Sınırlayın
    Sosyal medya, teknoloji kullanımının büyük bir kısmını kaplar ve zamanın nasıl geçtiğini fark etmeden saatlerce sürebilir. Sosyal medya kullanımını sınırlayarak, daha fazla zamanınızı gerçek dünyada geçirebilir ve önemli sosyal ilişkileri güçlendirebilirsiniz.
    Teknolojiyi Fiziksel Aktivitelerle Değiştirin
    Teknoloji kullanımının yerine fiziksel aktiviteleri tercih edin. Örneğin, dışarıda yürüyüşe çıkabilir, bisiklete binebilir veya spor salonuna gidebilirsiniz. Bu şekilde hem fiziksel sağlığınızı korumuş olursunuz hem de teknolojiye bağımlılığı azaltırsınız.
    Teknolojiyi Uyku Rutininizin Dışında Bırakın
    Uyku kalitenizi artırmak ve daha iyi dinlenmek için yatmadan önce teknoloji kullanımından kaçının. Mavi ışık yaydığı için bu cihazlar uykusuzluğa yol açabilir. Yatmadan en az bir saat önce teknolojiyi kapatın ve bu sürede kitap okuyarak veya rahatlatıcı aktivitelerle meşgul olun.
    Aile İçinde Teknoloji Kuralları Belirleyin
    Aile içinde, özellikle çocuklar için, teknoloji kullanımına yönelik kurallar belirlemek önemlidir. Örneğin, öğünlerde veya aile toplantılarında teknoloji kullanımını yasaklamak gibi kurallar koyarak, aile içinde dengeyi sağlayabilir ve birbirinizle daha fazla etkileşimde bulunabilirsiniz.
    Dijital Detoks Yapın
    Belirli periyotlarla dijital detoks yaparak, teknoloji kullanımından ara verebilirsiniz. Bir gün veya bir hafta boyunca teknolojiyi tamamen kapatın ve bu sürede diğer aktivitelere odaklanın. Bu, zihinsel ve duygusal olarak yenilenmenize yardımcı olabilir.
    Mobil Bildirimleri Kontrol Edin
    Cep telefonu veya diğer cihazlardan gelen sürekli bildirimler, sürekli olarak cihazlarla ilgilenme ihtiyacını artırabilir. Bildirimleri kontrol altında tutarak, sürekli olarak teknolojiye bağımlı olmaktan kaçınabilirsiniz. Belirli zamanlarda bildirimleri kontrol etmek, daha bilinçli ve etkili bir teknoloji kullanımı sağlayabilir.
    Dijital Çalışma Araştırmalarını İnceleyin
    Dijital dünyanın etkileri konusunda güncel araştırmaları takip edin. Teknoloji kullanımının sağlık, ilişkiler ve zihinsel durum üzerindeki etkilerini anlamak, daha bilinçli kararlar vermenize yardımcı olabilir ve kötü alışkanlıklarınızı düzeltebilir.
    Bilinçli Teknoloji Kullanımı İçin Eğitim Alın
    Teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanmak için çevrim içi veya yerel eğitimlere katılabilirsiniz. Bu eğitimler, teknolojinin olumlu ve olumsuz etkileri hakkında bilgi sağlayarak doğru kullanım alışkanlıkları oluşturmanıza yardımcı olabilir.
    Kendinize Teknoloji İçin Sınırlar Koyun
    Son olarak, kendinize teknoloji kullanımı için belirli sınırlar koymak önemlidir. Her gün belirli bir saatte teknolojiyi kapatmak, haftada bir teknolojisiz gün belirlemek gibi kişisel sınırlar belirleyerek, dengeyi sağlayabilir ve teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanabilirsiniz.

    Sağlıklı teknoloji alışkanlıkları oluşturmak, fiziksel ve zihinsel sağlığımızı korumak, sosyal bağlarımızı güçlendirmek ve zamanımızı daha verimli kullanmak için önemlidir. Teknolojinin avantajlarından yararlanırken, bilinçli bir şekilde kullanarak olumsuz etkilerini minimize edebiliriz. Belirli zaman dilimlerine teknolojiyi sınırlamak, dengeli bir yaşam tarzı oluşturmak ve dijital dünyayı bilinçli bir şekilde yönetmek, sağlıklı teknoloji

    Akıllı TV Almadan Önce Bilinmesi Gerekenler

          Günümüz teknoloji pazarının sunduğu televizyon seçenekleri arasında akıllı TV’ler popülaritesini gün geçtikçe artırıyor. Akıllı TV’ler, ev eğlencesini ve bilgisayar deneyimini bir araya getirerek, entegre internet erişimi, ücretli ve ücretsiz uygulamalar ile kullanıcılarına avantajlar sunuyor. Bu haftaki ” Akıllı TV Almadan Önce Bilinmesi Gerekenler ” başlıklı yazımda, akıllı televizyonun ne olduğu ve almadan önce nelere dikkat edilmesi  gerektiği konusunda bilgi vereceğim.

    Akıllı TV Nedir?

          Akıllı TV, harici bir cihaza gerek kalmadan akış içeriğine erişim sağlayan ve bir işletim sistemi barındıran televizyonlar olarak tanımlanabilir. Bu tür televizyonlar Netflix, Hulu ve diğer popüler yayın platformlarındaki içerikleri izlemek isteyenler arasında oldukça popüler olarak kullanılıyor.  Akıllı TV ile çevrimiçi içeriklere kolayca erişebilir, bunları yönetebilir ve izleyebilirsiniz. Günümüzde neredeyse tüm televizyonlar akıllı TV olarak kabul edilmekte, LG,  Samsung gibi üreticiler piyasaya akıllı TV’ler sunmaktadır.

          Akıllı TV’ler, evdeki diğer akıllı cihazlarla entegre olma, yüksek çözünürlük, HDR desteği ve hızlı yenileme yeteneği gibi özellikleri barındırıyor.

    Akıllı TV almadan önce bilinmesi gerekenler

    src: istockphoto

          Akıllı TV satın alırken dikkate almanız gereken temel faktörler arasında maliyet, ekran boyutu, çözünürlük, HDR desteği, yenileme hızı, entegrasyon yetenekleri ve uygulamalar bulunuyor. Her bütçeye uygun bir akıllı TV bulunsa da,  genellikle daha büyük ekranlar, yüksek çözünürlükler ve ek özellikler daha büyük bütçeler gerektiriyor.

          Akıllı TV satın almadan önce göz önünde bulundurmanız gereken temel faktörleri sıralayacak olursak:

    • Maliyet: Her bütçeye uygun bir akıllı TV bulmak mümkün. Yüksek bütçeli bir TV, size daha fazla özellik, büyük ekranlar ve yüksek çözünürlükler sunabilir. Ancak, uygun fiyatlı bir seçenek arıyorsanız, yine de kaliteli bir TV bulabilirsiniz. Akıllı TV’ler arasında fiyatlar büyük farklılıklar gösterebilir. Genel fiyatlandırma rehberleri bulunsa da, farklı boyutlar ve özellikler için fiyatları araştırarak karar vermek en iyisi olacaktır.
    • Ekran Boyutu: TV’nin boyutu ve çözünürlüğü, fiyatı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, TV’yi kullanacağınız odayı ve istediğiniz izleme deneyimini göz önünde bulundurarak boyutunu seçmelisiniz. En yaygın boyutlar 42 – 50- 55 – 65 – 75 inçtir. 65 inç ve daha büyük TV’ler daha yüksek fiyat etiketine sahiptir. Ayrıca 80 inç veya 85 inç gibi daha büyük boyutlar da piyasada bulunmaktadır.
    • Çözünürlük: TV’ler genellikle üç farklı çözünürlükle gelir: 1080p, 4K ve 8K. 4K çözünürlük, genel kullanım için en iyi seçenektir. 1080p çözünürlük TV’ler iyi olsa da, günümüz standartlarına göre daha düşük bir çözünürlük sunarlar. 8K TV’ler yüksek fiyat etiketleri ve sınırlı içerik seçenekleri nedeniyle henüz yaygın değildir. Bu nedenle, 4K çözünürlüklü bir akıllı TV için ideal bir seçenek olacaktır. Bu çözünürlük, yüksek kaliteli görüntü sunar.
    • HDR Desteği: En iyi akıllı TV’ler, yüksek dinamik aralık (HDR) görüntü iyileştirme teknolojisi ile gelir. Bu, görüntünün daha iyi kalitede olmasını sağlar ve renkleri daha canlı hale getirir.
    • Yenileme Hızı: Akıllı TV’ler genellikle 60Hz veya 120Hz yenileme hızları sunar. Yüksek yenileme hızı, spor izlerken avantaj sağlayabilir.
    • Entegrasyonlar: Akıllı TV’nin diğer akıllı ev cihazlarıyla entegre olabilme yeteneğinin olması avantajlar sunar.
    • Uygulamalar: Akıllı TV’nin sunduğu uygulamalar eğlence tercihleriniz için önemlidir. Popüler akış hizmetleri gibi uygulamaların mevcut olduğundan emin olmalısınız. Akıllı TV’nizin, diğer akıllı ev cihazlarıyla entegre olabilmesi önemlidir. Örneğin, Google Assistant veya Amazon Alexa gibi sesli asistanları kullanıyorsanız, bu özellikleri destekleyen bir akıllı TV seçmek mantıklı olacaktır. Ayrıca, TV’nizin favori uygulamalarınızı ve hizmetlerinizi desteklemesi önemlidir.

    Akıllı TV Hangi Uygulamaları Sunmalı?

          Akıllı TV’nizin sunduğu uygulamalar, eğlence tercihleriniz için önemlidir. Almayı planladığınız akıllı TV’de Netflix, Hulu, Amazon Prime Video ve diğer popüler akış hizmetlerinin mevcut olduğundan emin olmalısınız. Ayrıca, TV’nizin uygulama mağazasını kullanarak ek uygulamaları indirebileceğiniz bir cihaz seçmelisiniz.

          Sonuç olarak, akıllı TV satın almadan önce bütçenizi, ekran boyutunu, çözünürlüğü, yenileme hızını, entegrasyonları ve uygulama seçeneklerini dikkate almalısınız. Bu faktörleri göz önünde bulundurarak, ihtiyaçlarınıza en iyi uygun akıllı TV’yi seçebilirsiniz. Unutmayın ki akıllı TV, eğlence deneyiminizi önemli ölçüde geliştirebilir ve uzun vadeli bir yatırım olarak da değerlendirilebilir.

          Twitter takip için @salihertugrul   YouTube kanalım

    Dijital dünyada olasılıklar metaverse ile keşfediliyor

    Türkiye’nin blok zincirine adaptasyonu için rehber işlevi gören “KPMG Perspektifinden Web3” raporunda metaverse’ün oyun ve eğlenceden sosyal medyaya, eğitime ve e-ticarete kadar çeşitli sektörlerde büyük bir devrim yaratma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekiliyor.

    Metaverse kavramı, son yıllarda daha sürükleyici ve etkileşimli sanal dünyalar yaratmayı mümkün kılan sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik ve blok zinciri teknolojilerindeki gelişmeler nedeniyle büyük ilgi kazandı. Bu teknolojik gelişmeler ışığında, metaverse internetin bir sonraki adımı olarak görülmeye başlandı. KPMG Türkiye’nin blok zinciri teknolojisinin faydalarının, kullanım alanlarının, avantajlarının, dezavantajlarının anlaşılması ve sektörlere olan katkısının gelişmesi amacıyla hazırladığı “KPMG Perspektifinden Web3” başlıklı araştırma raporunda metaverse’ün oyun ve eğlenceden sosyal medyaya, eğitime ve e-ticarete kadar çeşitli sektörlerde büyük bir devrim yaratma potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekilerek bu yenilikçi teknolojisi hakkında da önemli bilgiler veriliyor.

    Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan KPMG Türkiye Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Bölüm Lideri, Vergi Bölümü, Şirket Ortağı Murat Palaoğlu, “Günümüzde birçok şirket ve endüstri, metaverse’ü kullanarak iş süreçlerini iyileştirmeye ve kullanıcı deneyimini zenginleştirmeye odaklanıyor. Ancak tüm inovatif teknolojilerde olduğu gibi bu teknolojide de uzmanların iş dünyasına yapacağı rehberlik büyük önem taşıyor. KPMG olarak biz de metaverse evrenine giriş yapmak, hizmetlerini metaverse üzerinden sunmak isteyen tüm oyunculara uçtan uça danışmanlık hizmeti sağlıyoruz. Çalışmalarımız kuruluşların metaverse stratejilerinin belirlenmesi, metaverse yetkinlik analizi, üçüncü taraf iş birliklerinin belirlenmesi, risklerin belirlenmesi ve yönetilmesi, metaverse’de çalışan deneyiminin yönetilmesi adımlarını kapsıyor. Blok zinciri teknolojisinin sektörlere olan katkısının gelişmesi amacıyla hazırladığımız KPMG Perspektifinden Web3 başlıklı araştırma raporumuzda da metaverse teknolojisi üzerinden geleceği bugünden yakalamak isteyen şirketlere referans niteliğinde bir başvuru kaynağı hazırlamayı amaçladık.” dedi.

     

    Oyun için alınabilecek uygun fiyatlı akıllı telefonlar!

    0

    20.000 TL altında uygun fiyatlı oyun telefonları arayanlar için, beş öneri sunulmaktadır. Bu öneriler arasında Samsung Galaxy S21 FE, Redmi Note 12 Pro, Poco X4 Pro 5G, Realme 10 ve Tecno Spark 10 Pro yer alıyor. Bu telefonlar, farklı özelliklerle donatılmış ve oyun performansı için değerlendirdik.

    Oyun için alınabilecek uygun fiyatlı akıllı telefonlar!

    Samsung Galaxy S21 FE, Snapdragon 888 işlemcisi, 6 GB RAM, 128 GB depolama ve 120 Hz AMOLED ekranı ile öne çıkıyor. Redmi Note 12 Pro ise 256 GB depolama, 8 GB RAM, Snapdragon 732G işlemci ve 108 megapiksel arka kamera gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. Poco X4 Pro 5G, Snapdragon 695 işlemci, 8 GB RAM, 256 GB depolama ve 120 Hz ekran yenileme hızıyla özellikle oyuncular için ideal bir seçenek olarak öne çıkıyor.

    Realme 10, Helio G99 işlemcisi, 8 GB RAM, 256 GB depolama, 108 megapiksel arka kamera ve 90 Hz ekranıyla uygun bir seçenek. Tecno Spark 10 Pro ise Helio G88 işlemci, 8 GB RAM, 128 GB depolama ve 90 Hz ekran yenileme hızı ile oyunlar için yeterli bir performans sunuyor. Her bir telefonun oyun ve fotoğraf çekimi açısından kendi avantajları bulunmaktadır ve ihtiyaca uygun olanı seçilebilir.

    Editörümüz Tolga Cem Küçükyılmaz tarafından sunulan bu öneriler, oyun tutkunları için uygun fiyatlı ve performanslı telefonları tanıtıyor. Her bir telefon, farklı kullanım senaryolarına uygun özelliklere sahiptir ve kullanıcılar ihtiyaçlarına göre tercihlerini yapabilirler.

    Veri güvenliğinin önemi artıyor

    Günümüz dijital çağında veri, boyutları ne olursa olsun işletmeler için en değerli varlıklardan biri haline geldi.

    Her işletme veri ihlalleri ve sızıntılarının yarattığı risklerle karşı kaşıya kalabiliyor. Müşteri bilgilerinden finansal kayıtlara kadar, verilerin gizliliğin korunması son derece önem taşıyor. Kaspersky uzmanları, veri sızıntıları nedeniyle oluşturulan potansiyel sorunlara dikkat çekiyor ve her boyuttaki işletmelerin gizli bilgilerini nasıl koruyabileceklerine dair pratik önerilerde bulunuyor.

    Veri sızıntıları, itibar kaybından hukuki sonuçlara kadar küçük işletmeler üzerinde bir dizi olumsuz etki yaratabiliyor. Veri sızıntıları, işletmeler üzerinde çok yönlü bir tehdit oluşturarak olumsuz sonuçların bir domino etkisi başlatmasına neden olabilir. İlk olarak, müşteri güveninin erozyonu ve itibar kaybı, bir ihlalin keskin sonuçlarından bir olarak karşımıza çıkıyor. Müşteriler kişisel bilgilerini işletmelere emanet ettiklerinden, herhangi bir ihlal bu güveni zayıflatır ve kamuoyunda olumsuz bir algı oluşmasına neden olabiliyor. Müşteri sadakatinin azalması da kaçınılmaz olarak ortaya çıkabiliyor.

    Ayrıca, veri sızıntıları potansiyel yaptırımları ve büyük davalara yol açabilen hukuki sonuçları beraberinde getirebiliyor. Avrupa’daki GDPR ve Türkiye’deki KVKK gibi düzenleyici çerçeveler, sıkı veri işleme uygulamalarını zorunlu kılıyor ve bunlara uyulmaması önemli para cezalarıyla sonuçlanabiliyor. İhlallerin neden olduğu kesintiler, soruşturma maliyetleri, önleme giderleri, hukuki ücretler ve tazminat anlaşmaları ciddi finansal kayıplara da neden olabiliyor. Finansal yönlerin ötesinde, fikri mülkiyet hırsızlığı, özellikle tedarikçiler ve taşeronlarla yapılan sözleşmeleri içeren mülkiyet bilgilerini tehlikeye atan ihlallerde önemli bir tehlike oluşturuyor. Ticari sırları tehlikeye atan ihlaller, rakiplerin paha biçilmez fikirleri mülkiyete erişimini sağlayarak bir işletmenin rekabet gücünü tehdit edebilir hale gelmesine neden olabiliyor. Son olarak, iş sırlarının kaybı, stratejik planlar, ürün geliştirme içgörüleri veya pazarlama stratejileri, pazar payı ve gelirde düşüşe yol açarak dengeleri rakipler lehine çevirebiliyor. Özetle, veri sızıntılarının etkileri çok yönlülüğü koruyucu önlemlerin acil olarak devreye alınmasını gerekli kılıyor.

    Panasonic ve roda computer askeri araç içi çözümü geliştiriyor

    TOUGHBOOK 40 Military, savunma sektörüne yönelik Panasonic ve roda computer’ın uzun süredir devam eden ilişkisinin en yeni çözümü olarak öne çıkıyor.

    Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler, askeri araçlarda kullanılmak üzere özel olarak geliştirilen TOUGHBOOK 40 Military modelini duyurdu. TOUGHBOOK 40 Military, çeşitli askeri uygulamalar için TOUGHBOOK cihazlarını yapılandırma ve özelleştirme konusunda uzun bir geçmişe sahip olan Panasonic ve roda computer GmbH arasındaki uzun yıllara dayanan ilişkinin en yeni sonucu olarak öne çıkıyor.

    IP66 derecesine kadar toza ve suya dayanıklı olanTOUGHBOOK 40, MIL-STD810H askeri standartlarına göre test edildi. 180 cm yükseklikten düşmeye dayanabilen cihaz, -29°C ile 63°C arasındaki şoklara, titreşimlere ve çalışma sıcaklıklarına karşı dayanıklı. Çalışırken değiştirilebilir batarya imkanı sayesinde pil ömrü 36 saate kadar uzatılabiliyor. Gerektiğinde ise tüm radyo ve ekran işlevleri ‘Gizli Mod’dayken hemen kapatılabiliyor.

    Askeri araçların içinde kullanılmak üzere özel olarak tasarlanan ve savunma sektörü yönetmelikleriyle tamamen uyumlu olan 14 inç TOUGHBOOK 40 Military, savunma sanayii için dünyanın önde gelen dayanıklı dizüstü bilgisayarını temel alıyor. Windows 11 Pro ile çalışacak şekilde yapılandırılan cihaz, dört genişletme yuvası ve askeri sınıf arayüzlerle maksimum esneklik sunuyor. Diğer sistemlerle iletişim kurabilmesini sağlayan Ethernet bağlantısı için MIL-LAN, harici ekranlara bağlanmak için MIL-DVI ve çevre birimi aygıtları için iki USB 2.0 arabirimine sahip.

    Müşterinin gereksinimlerine bağlı olarak CAN Bus, MIL-DP, MIL-VGA veya USB 3.0 gibi ek arayüzler eklenebiliyor. Ek olarak, roda computer bir fiber çözümünün entegre edilip edilemeyeceğini de kontrol edebiliyor.