Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 257

    Teknolojiye Yatırım Yapmadan Önce Bilmeniz Gereken 10 Püf Nokta

    Teknolojiye yatırım yapmak günümüzde hem iş verimliliğini hem de ekonomik gücümüzü etkileyen bir faktör. Fakat bu yatırımı yapmadan önce dikkat etmeniz gereken bir dizi konuyu bilmeniz gerekiyor. Bu konulara çok dikkat ederek teknolojiye yapacağınız yatırımlarınızı çok daha bilinçli olarak yapabilirsiniz. Aşağıda bu konuda bilmeniz gereken 10 püf noktayı sıraladım.

    1. Maliyet Analizi Yapın

    Satın alacağınız teknoloji ürününün yatırım maliyetini çok iyi hesaplayın. Ürünün ne kadar kısa vadede kendini amorti edebileceğini iyi değerlendirin. Bunu yaparak bütçenizi daha doğru bir şekilde kullanabilirsiniz.

    2. İhtiyaçlarınızı Belirleyin

    Yapacağınız işi ve bu işi yaparken gereksinim duyacağınız özel ihtiyaçlarınızı çok iyi belirleyin. Ne tür teknoloji çözümlerine ihtiyaç olacağını doğu belirlemek ve doğru teknik altyapıyı oluşturmanız size gelecekte maliyet avantajı sağlar. İhtiyaç duymayacağınız teknolojilere “bulunsun” diyerek sahip olmaya çalışmayın. Sade size gereken ihtiyaçlara odaklanın.

    3- Hukuka ve Endüstri Standartlarına Uygun mu?

    Yatırım öncesi satın alacağınız çözümlerin mevcut yasal düzenlemelere ve endüstri standartlarına uygunluğunu mutlaka araştırın. Eğer bunu yaparsanız ileride yaşayacağınız bir standart uyumsuzluğunu veya oluşabilecek bir hukuki sorunu büyük ölçüde önlersiniz.

    4. Kullanıcı Yorumlarını İncelediniz mi?

    Alacağınız ürün veya hizmetle ilgili internet ortamında özelikle de forum ve alışveriş sitelerinde yapılan yorumları gözden geçirmeniz büyük fayda sağlar. Kullanıcıların ürün veya hizmet ile ilgili yaşadıkların deneyimler sizin için iyi bir rehber olacaktır. İyi bir araştırma sonrası yorumların analiziyle satın alma kararınız bile değişebilir.

    5. Gelecekteki Teknolojik Gelişmelere Uygun mu?

    Alacağınız ürün veya hizmet yakın gelecekteki teknolojik yeniliklere uyumlu mu? Esnek kullanım avantajları nelerdir? Bunları bilmek ürün veya hizmetin uzun vadeli kullanımı için fayda sağlar.

    5. Kullanım Kolaylığına Sahip mi?

    Satın alacağınız ürünün kullanımının kolay olmasına özen gösterin. Bunu yaparsanız teknolojiyi daha hızlı ve etkili bir şekilde kullanabilirsiniz. Kullanımı ve öğrenilmesi zor olan teknolojik ürün ve hizmetleri zorun değilseniz tercih etmeyin.

    6. Evinizdeki Sistemlerle Uyumlu mu ?

    Teknolojiye yatırım yapmadan önce evinizde kurulu olan sistemlerle tam uyumlu çalışabileceğinden emin olun. Önceden bu araştırmayı yaparsanız aldıklarınızı daha verimli ve etkin bir şekilde kullanırsınız.

    8. Enerji Verimliliği ve(ya) Pil Ömrü

    Özellikle mobil bir cihaz alacaksanız enerji verimliliği ve(ya) pil ömrü çok hassas bir konudur. Enerji dostu teknoloji çözümleri kullanıcılara uzun süreli ve kesintisiz bir deneyim sunar. Ayrıca bütçenizi de korur. Satın alacağınız mobil cihazların şarj dayanma süresinin mutlaka uzun olmasını tercih edin.

    9. İkinci El veya Yenilenmiş Ürün Seçenekleri

    Eğer biraz daha ekonomik çözümler satın almayı düşünüyorsanız ikinci el veya yeniden değerlendirilmiş ürünlere yönlenebilirsiniz. Bunu yapmanız bütçenizi koruyacağı gibi çevresel sürdürülebilirliği de destekler.

    10- Güncelleme ve Teknik Destek

    Satın alacağınız ürün ve hizmetin üreticilerinden veya distribütörlerinden güncelleme ve destek politikalarını öğrenin. Bunu yaparsanız güvenlik açıklarınız hızlı ve düzenli güncellemeler ile kapatılacaktır. Elbette yaygın ve kaliteli hizmet alabileceğiniz teknik destek servislerinin sayısını da değerlendirmeye alın.

    Özet

    Konuyu özetlersek, teknolojiye yatırım yapmak çok hassas bir konudur. Verimliliğinizin artması da buna bağlıdır. Sadece çok dikkatlice planlanmış ve değerlendirilmiş yatırımlar istenen sonuçları verebilir. Yatırımlarınızı yönetirken yukarıdaki 10 maddeyi önemseyerek göz önünde bulundurun. Başarılı bir teknoloji yatırımı ancak stratejik planlama ve analizi doğru yapıldığında verimli ve bütçe dostu olabilir.

    www.mediamarkt.com.tr

    Yılbaşı Alışverişini Çevrimiçi Yapacağız

    Digital Turbine’ın Türkiye’deki kullanıcıların yılbaşı dönemi satın alma alışkanlıkları ve tercihlerini daha iyi analiz etme amacıyla bağımsız araştırma şirketi GWI ile yürüttüğü Yılbaşı Alışveriş Araştırması mobilin vazgeçilmez gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Katılımcıların yüzde 67’si bu sene çevrimiçi alışveriş yapacağını belirtirken, hediye seçiminde; kıyafet, tatil, ayakkabı, ev eşyası, takı ve aksesuar öne çıkıyor.

    YÜZDE 51’İ MAĞAZAYA GİDİYOR

    Araştırmaya göre Türkiye’de akıllı telefonlar dijitalin her alanında olduğu gibi alışveriş yaparken de ilk tercih oluyor. Buna göre katılımcıların yüzde 56’si bu sene çevrimiçi alışveriş yapıp, eve teslim seçeneğini kullanacağını belirtirken, mağaza içi alışveriş yaparak yılbaşı ruhunu yaşamak isteyenler ise katılımcıların yüzde 50’sini oluşturuyor. E-ticaretin zirve yaptığı günümüzde tüketicilerin yüzde 54’ü uygulama üzerinden online alışveriş yapmayı tercih edeceğini söylerken, yüzde 51’i mobil cihaz üzerinden çevrimiçi alışveriş yaptığını, bazen de bilgisayarını kullandığını belirtiyor.

    EN ÖNEMLİ UNSUR FİYAT

    Dünyada ve Türkiye’de görülen yüksek enflasyon rakamları yılbaşı alışverişlerinde de etkisini gösteriyor. Araştırmaya katılanların yüzde 58’i yılbaşı alışverişleri için ürün araştırmasını çevrimiçi fiyat karşılaştırma sitelerinde yapıyor. Bu durum tüketicilerin bu dönemde indirim ve kampanyaları kaçırmak istemediklerinin en büyük göstergesi. Çevrimiçi fiyat karşılaştıma sitelerini yüzde 52 ile ürün veya markanın resmi siteleri, yüzde 52 ile arama motorları ve yüzde 51’i ile  perakende web siteleri takip ediyor. Bir saniye bile yanımızdan ayırmadığımız akıllı telefonlar ise mağazada alışveriş yapsak dahi en önemli kurtarıcılarımızdan biri. Digital Turbine’nin araştırmasına katılan tüketicilerin yüzde 61’i mağazada alışveriş yaparken akıllı telefonlarını ürün yorumlarına bakmak için, yüzde 58’i fiyat karşılaştırması yapmak için, yüzde 51’I, ürün hakkında daha fazla bilgi almak için, yüzde 50’si ise indirim kuponlarını uygulamak için kullanıyor.

    TOMBALA YERİNE MOBİL OYUN

    Yılbaşı eğlencelerinin vazgeçilmezleri arasında yer alan tombala, iskambil, tabu, monopoly gibi oyunlar teknoloji çağında yerini dijital kanallara bırakmış gibi görünüyor. Özellikle pandemi dönemiyle hayatımızın vazgeçilmez araçlarından biri haline gelen mobil oyunlar bu yılbaşı döneminde kullanıcıların en büyük eğlencelerinden olmaya devam ediyor. Yılbaşı Alışveriş Araştırması’na göre bu yılbaşında tüketicilerin tamamı akıllı telefonlarında oyun oynamayı tercih ederken, sadece yüzde 74’ü ve yüzde 63’ü oyun oynamak için sırasıyla PC/Dizüstü Bilgisayarları ve tabletlerini tercih ettiğini belirtiyor.

    REKLAMI TIKLAYANLAR 24 SAAT İÇİNDE ALIYOR

    Digital Turbine’nin araştırması markaların bu dönemde hedef kitlelerine nasıl ulaşacağına ilişkin de önemli ipuçlarını içeriyor. Kullanıcıların %67’si yılbaşı döneminde mobil cihazlarında karşılarına çıkan çevrimiçi reklamlardan kendilerine kupon/indirim sağlamasını bekliyor. Bunu %64 ile kendileri ile ilgili teklif içermesi, ve %61 ile mevcut fırsatlar/satışlar hakkında kendilerini bilgilendirmesi takip ediyor. Tüketicilerin %55’inin Yılbaşı döneminde mobil cihazlarında gördükleri reklamlardan sonra alışveriş yaptıklarını belirtmesi ise mobil reklamların inkar edilemez gücünü bir kez daha kanıtlıyor.

    Ankete katılanların %41’i mobil cihazlarında reklamı gördükten sonra birkaç gün içinde, %38’i ise ertesi gün ürünü satın aldığını belirtiyor. Türkiye’deki tüketicilerin %54’ü kıyafet, %39’u tatil, %31’i ayakkabı, %22’si ev eşyası, ve %17’si takı/aksesuar hediye almayı planladıklarını belirtiyor.

    Teknolojinin Geleceği için Önemli: Çiplet Tasarım

    Aslında teknik olarak yıllardır akıllı telefon ve tabletlerde gördüğümüz çiplet tasarım, bölümlere ayrılmış daha küçük işlemcileri (yongacıkları) temsil ediyor. Her parça tek bir yongada birleştirildiğinde buna monolitik tasarım deniyor. Monolitik tasarımın aksine, çiplet tasarımda belirli bölümler ayrı yonga parçacıkları olarak üretilmekte. Bu ayrı çipler daha sonra karmaşık bir bağlantı sistemi kullanılarak tek bir pakette bir araya getiriliyor. Sonuç olarak biz dışardan baktığımızda ise IHS’ye sahip yekpare bir CPU veya GPU görüyoruz.

    Çok yongalı modül tasarımı (multi-chip module-MCM) sayesinde en son üretim yöntemlerinden faydalanabilen parçaların boyutlarının küçültülebiliyor, sürecin verimliliği artırılabiliyor, biraz önce bahsettiğimiz gibi ayrı bölümler için farklı işlem teknolojileri kullanılabiliyor ve daha fazla bileşenin sığdırılmasına olanak tanınıyor. Çipin önemli ölçüde küçültülemeyen ya da küçültülmesi gerekmeyen parçaları daha eski ve daha ekonomik yöntemler kullanılarak üretilebiliyor.

    Bu tür işlemcilerin üretim süreci karmaşık olsa da toplam maliyet genellikle daha düşük. Ek olarak, işlemci şirketleri ürün yelpazelerini genişletmek için süreçleri daha iyi şekilde yönetebiliyor.

    İşlemci üreticilerinin neden çiplet adı verilen yaklaşıma yöneldiğini tam olarak anlamak için öncelikle ürünlerin nasıl üretildiğini incelemeliyiz. CPU’lar ve GPU’lar hayatlarına ultra saf silikondan yapılmış, tipik olarak 12 inç (300 mm) çapın biraz altında ve 0,04 inç (1 mm) kalınlığında büyük silikon disk plakalar (wafer adı veriliyor) olarak başlar.

    Bu silikon yonga plakası bir dizi karmaşık aşamadan geçerek yalıtkanlar, dielektrikler ve metaller gibi farklı malzemelerden oluşan çok sayıda katmana dönüşür. Bu katmanların modelleri (kalıpları-desenleri), ultraviyole ışığın desenin büyütülmüş bir versiyonundan (bir maske) geçirildiği ve daha sonra lensler aracılığıyla gerekli boyuta küçültüldüğü fotolitografi adı verilen bir işlemle oluşturulur.

    Model, yonga plakasının yüzeyi boyunca belirli aralıklarla tekrarlanır ve bunların her biri nihayetinde bir işlemci haline gelir. Çipler dikdörtgen wafer ise dairesel yapıdadır. Bu nedenle yonga birimleri disk plakadan kesildikten sonra kenar kısımlar boşta kalır, yani çöpe atılır.

    Çiplet Tasarım Nasıl Şekilleniyor?

    Üreticilerin işi yonga plakasıyla bittikten sonra her bir yonga kapsamlı testlerden geçer. Elektriksel inceleme sonuçları mühendislere işlemcinin uzun bir kriter listesine göre kalitesi hakkında bilgi verir. Çip gruplama olarak bilinen bu ilk aşama, işlemcinin “derecesini” belirlemeye yardımcı olur.

    Örneğin kesilen çipin bir CPU olması amaçlanıyorsa, her parça belirli bir voltajda belirli bir saat hızı aralığında çalışarak doğru şekilde işlev görmeli. Her bir yonga plakası bölümü daha sonra bu test sonuçlarına göre kategorize edilmekte.

    Tamamlandıktan sonra, yonga plakası kullanıma uygun ayrı parçalara veya “kalıplara” kesilir. Bu kalıplar daha sonra özel bir anakarta benzer şekilde bir alt tabaka üzerine monte edilir. İşlemci dağıtıma hazır hale gelmeden önce bazı ek işlemlerden geçer, buna da paketleme deniyor. Örneğin entegre ısı yayıcıların (IHS) montajı gibi.

    Tüm bu süreç haftalar sürebilir. TSMC ve Samsung gibi öncü yarı iletken şirketleri her bir wafer (silikon disk plaka) için kullanılan işlem teknolojisine bağlı olarak 3.000 ile 20.000 dolar arasında değişen yüksek ücretler talep edebilir. Bu miktarlar üretim teknolojilerine ve şirketlerin aralarında yaptığı anlaşmalara bağlı. Örneğin yüksek hacimli siparişler veren Apple bazı indirimlerden faydalanıyor.

    “Process node” olarak da tabir edilen işlem teknolojisi, tüm üretim sistemini tanımlamak için kullanılan bir terim. Yani sık sık duyduğunuz “5nm veya 3nm” gibi teknolojilerden bahsediyoruz. Tarihsel olarak bu teknolojiler transistörün kapı uzunluğuna göre adlandırıldı. Ancak üretim teknolojisi geliştikçe ve daha küçük bileşenlere izin verdikçe, isimlendirme artık kalıbın herhangi bir fiziksel yönünü takip etmiyor ve şimdi sadece bir pazarlama aracı haline geldi.

    Huawei Cloud Türkiye’de iddialı

    0

    Huawei Cloud Türkiye Perakende İnovasyon Günü, 20 Aralık’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. ‘Bulut Teknolojileriyle Türkiye’de Perakendenin Dijitalleşmesine Yön Vermek’ temasıyla gerçekleştirilen etkinlik, en güncel teknolojilerin perakende sektöründe yaratacağı değişimi keşfetmek üzere, Huawei Cloud yöneticileri, müşterileri ve ekosistem iş ortaklarını bir araya getirdi.  

    Huawei Cloud Türkiye Başkan Yardımcısı Onur Karahayıt, Huawei tarafından Türkiye için özel olarak tasarlanan; ‘bulut tabanlı altyapı’, ‘akıllı operasyon’, ‘kullanıcı deneyimini geliştirme’, ‘küresel güçlendirme’ ve ‘ortak ekosistem’ olmak üzere beş yeteneği kapsayan perakende sektörü çözümünü tanıttı.

    Karahayıt, bu yeteneklerin, Huawei Cloud’un yapay zeka kabiliyetleri ve şirketin 30 yılı aşkın dijital dönüşüm deneyiminin bir ürünü olduğunu ifade ederken, Türkiye için yeni bir perakende potansiyelini ortaya çıkarmayı amaçladıklarını belirtti.

    Bulut tabanlı altyapı: Huawei Cloud’un bulut tabanlı altyapısı, geniş bir kullanıcı tabanı için sorunsuz bir alışveriş deneyimi sağlayarak, Türkiye’deki perakende sektörü yöneticilerinin buradaki trafik dalgalanmalarını kolayca yönetmesine olanak tanıyor. Sadece 30 saniye içinde bilgi işlem gücünü 8.000 çekirdeğe kadar hızla artırabilen ‘CCE Turbo’, bunun önemli bir örneği olarak öne çıkıyor. GaussDB sistemi ise saniyede milyonlarca sorguyu işleyerek, yüksek eşzamanlılık sağlayabiliyor. Huawei Cloud ayrıca, dünya çapında 1.000’den fazla SAP müşterisi için SAP IaaS sertifikalı ‘SAP on Cloud’ çözümüne de imza attı.

     

    PC için çıkan en sağlam 5 PlayStation oyunu

    PC için çıkan en sağlam 5 PlayStation oyunu hangileri? Sony’nin PlayStation’a özel çıkardığı oyunlar genelde harika olmuştur. İşte şimdi bu efsane yapıların PC’ye de geldiğine şahit oluyoruz. (ujackets.com)

    PlayStation serisi her anlamda efsane bir konsol serisi. İlk konsoldan PlayStation 5‘e kadar daima oyun sevelerin en çok ilgi gösterdiği konsol olmayı başaran PlayStation, aslında bunu biraz da özel oyunlarına borçlu. Her ne kadar Microsoft Xbox ile rekabeti sıkılaştırmaya çalışsa da Sony, PlayStation’a özel çıkardığı  oyunlar sayesinde buna pek müsade etmedi.

    Şimdilerde ise Sony’nin efsanevi oyunları, PC kullanıcıları için çıkış yapıyor. Biz de bu haberimizde PC için çıkan en sağlam 5 PlayStation oyununu mercek altına alıyor olacağız.

    Uncharted: Hırsızlar Mirası Koleksiyonu

    Uncharted: Legacy of Thieves Collection İnceleme

    Sony’nin PlayStation’a özel çıkardığı belki de en iddialı seri şimdi PC sahipleri tarafından da oynanılabiliyor. İlk olarak PlayStation 3’te başladığımız bu eşsiz macera, Uncharted 1,2 ve3 ile gönüllerde taht kurmayı başarmıştı. Daha sonrasında Uncharted 4 ile PlayStation 4 evrenine taşınan seri, Uncharted: Kayıp Miras oyunuyla beraber başka bir seviyeye taşınmıştı. Şimdilerde ise bu oyunların hepsinni içerisinde barındıran bir koleksiyon PC sahiplerinin beğenisine sunuluyor. Uncharted: Hırsızlar Mirası Koleksiyonu; harika manzaraları, nefes kesen aksiyon görevleri ve eşsiz grafikleriyle oyun severler için efsanevi bir deneyim yaşatıyor.

    The Last of Us

    Duygu yüklü hikayesi sayesinde efsaneleşen The Last of Us da PC sahiplerinin oynayabileceği yapımlardan birisi. 200’ün üzerinde yılın oyunu ödülünü alan The Last of Us, takırdayanların sesini duyduğunuzda nefes bile almak istemeyeceğiniz kadar gerçekçi bir deneyim vadediyor.

    God of War

    PC için çarpıcı görsellerle daha da geliştirilen God of War, harika grafikleri ve eşsiz manzaraları ile harika bir oyun deneyimi yaşatıyor. Çıktığı dönemde PlayStation kullanan oyun severler tarafından yoğun ilgi göre God of War, şimdi PC için satın alınabilir durumda.

    Marvel’s Spider-Man: Miles Morales

    Marvel's Spider-Man Remastered

    Süper kahraman oyunları daima ilgi görmüştür. İşte onlardan birisi olan Marvel’s Spider-Man: Miles Morales, şimdi PC için oynanabiliyor. Efsanevi sinematik manzaralar ile oyun severleri kendisine çeken yapım, Epic Games ve Steam platformları üzerinden indirilebiliyor.

    Days Gone

    Motosikletiyle değişen koşullarda hayatta kalmaya çalışan bir adamın hikayesine odaklanan Days Gone, çarpıcı grafikleri ve eşsiz çatışma deneyimleriyle PC kullanıcılarına harika bir oyun deneyimi sunuyor. 2019 yılında çıkan ve PS 4 Pro için geliştirlen Days Gone, distopik bir evrende var olmaya çalıştığımız bir evreni konu alıyor.

    Kaspersky, 2023 Secur’IT Cup öğrenci yarışmasının şampiyonlarını açıkladı!

    0

    Kaspersky, Aralık ayının ortasında genç siber güvenlik araştırmacılarının belirli siber güvenlik sorunlarını ele alarak yenilikçi fikirlerini sunduğu uluslararası Secur’IT Cup öğrenci yarışmasının final turunu düzenledi. Yaklaşık 30 ülkeden 850’den fazla öğrenci proje sunarken, Kenya ve Mauritius’tan gelen ekipler ile Suudi Arabistan ve Rusya’dan katılan takımlar ödüle layık görüldü.

    Bu yıl katılımcılar Oyun & Geeks, Fintech, İnsanların ve Nesnelerin Takibi ve Güvenliği ile Aile Bakımı olmak üzere dört farklı kategoride proje sunumuna davet edildi.

    Uluslararası jüri, finallere yarışmanın hem küresel hem bölgesel organizasyonlarından katılmaya hak kazanan Kenya, Mauritius, Nijerya, Rusya, Suudi Arabistan ve Singapur’dan 10 katılımcının fikirlerini değerlendirdi. Katılımcılar, Kaspersky Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) üyeleri, Chulalongkorn Üniversitesi, Singapur Teknoloji Enstitüsü, kar amacı gütmeyen CyberTalents temsilcileri ve Secur’IT Cup ’22’nin ortak kazananı da dahil olmak üzere Kaspersky siber güvenlik uzmanlarından oluşan jürinin soruları eşliğinde çevrimiçi bir oturumda projelerinin sunumunu gerçekleştirdi.

    Projeler sekiz ayrı kategoride değerlendirildi: Amaca uygunluk, benzersiz teklif sunabilme, teknik fizibilite, iş modeli, prototip, teknolojik güvenlik seviyesi, patentlenebilirlik, ölçeklenebilirlik, dağıtıma hazır olma ve sunum kalitesi. Katılımcılara ayrıca en temel uygulanabilir ürün (MVP) ve MVP hazırlama hızına bağlı olarak ek puanlar verildi. Yukarıdaki kriterlere göre, “Net.Resources” ekibi tarafından hazırlanan “PeTTly” en iyi proje seçildi ve 10 bin dolarlık büyük ödülü kazandı. “PeTTly”, evcil hayvanların tüm bakım alanlarını tek bir sisteme entegre eden kapsamlı bir evcil hayvan bakım çözümü ortaya koyuyor. Proje, IoT cihazları aracılığıyla hayvanın yaşamsal belirtilerinin izlenmesine ve yönetilmesine olanak tanıyor.

    Net.Resources Takım Üyesi Maxim Boiko, “Secur`IT Cup’ın fikrimi hayata geçirmeme izin vermesinden dolayı çok heyecanlıyım. Projeme doğru yönde rehberlik ettikleri için yarışma mentorlarına özel olarak teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım bu etkinlik büyümeye devam eder ve öğrencilere iş fikirlerini gerçeğe dönüştürme fırsatı sunar” dedi.

     

    Google Chrome için En İyi 5 Reklam Engelleyici

    Çevrimiçi reklamların internetin her köşesinde pusuya yatmış gibi göründüğü günümüz dijital dünyasında, reklam engelleyiciler daha sorunsuz ve daha az müdahaleci bir tarama deneyimi için gerekli araçlar haline geldi. En popüler web tarayıcısı olan Chrome söz konusu olduğunda, her biri benzersiz özelliklere ve etkinliğe sahip sayısız reklam engelleyici eklentisi mevcut. Ancak bazı web sitelerinde reklam önleyici tespit eden ve reklam engelleyici kullanmanız durumunda içerikleri görmenizi engelleyen yöntemler var. Böyle bir durumda reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bu içerikleri görebiliyorsunuz. Diğer taraftan YouTube geçtiğimiz aylarda reklam engelleyici kullanan tarayıcıları engellemeye ve içerik göstermemeye başladı. Chrome ve YouTube aynı şirkete yani Google’a ait olduğundan reklam engelleme açısından YouTube ve Chrome pek uygun bir ikili olmayabiliyor. Yazımızın sonunda YouTube’u reklamsız bir şekilde izlemenize olanak tanıyacak önerilere de ayrıca yer vereceğiz. Şimdi hep birlikte reklam engelleyiciler dünyasına girelim ve  çevrimiçi alanınız üzerindeki kontrolü geri kazanmanıza yardımcı olabilecek en iyi eklentileri keşfedelim.

    AdBlock Plus (ABP)

    AdBlock Plus (ABP), reklamları, izleme komut dosyalarını ve açılır pencereleri engelleyerek çevrimiçi tarama deneyimini geliştirmeyi amaçlayan bir tarayıcı uzantısıdır. AdBlock Plus ilk olarak 2006 yılında Firefox için piyasaya sürüldü ve daha sonra Google Chrome, Opera ve Microsoft Edge dahil olmak üzere diğer tarayıcılara genişletildi.

    AdBlock Plus, web sayfalarındaki istenmeyen içeriği belirlemek ve kaldırmak için çeşitli kurallara ve engelleme listelerine dayanan filtreler kullanarak çalışıyor. Bu filtreler kullanıcılar tarafından tercihlerine uyacak şekilde özelleştirilebiliyor ve ayrıca yeni reklam tekniklerine ayak uydurmak için otomatik olarak güncellenebiliyor. Reklamları engellemenin yanı sıra AdBlock Plus, üçüncü taraf izleyicilerin çevrimiçi etkinliği izlemesini önleyerek kullanıcı gizliliğini korumaya yardımcı olan izleyici engelleme gibi özellikler de içeriyor.

    AdBlock Plus’ın benzersiz özelliklerinden biri de “kabul edilebilir reklamları” engelleyebilmesi. Bunlar, müdahaleci veya rahatsız edici olmamak gibi belirli kriterleri karşılayan ve AdBlock Plus topluluğu tarafından kabul edilebilir olarak görülen reklamlardır. Bu özellik, kullanıcıların reklamsız bir deneyim yaşarken reklam gelirlerine dayanan web sitelerini desteklemeye devam etmelerini sağlıyor.

    AdBlock Plus bazı çevrelerden, özellikle de reklam gelirlerine büyük ölçüde bel bağlayan web sitelerinden eleştiri aldı. Ancak uzantının destekçileri, kullanıcılar için daha iyi bir çevrimiçi deneyim sağladığını ve web sitelerini daha kullanıcı dostu ve daha az müdahaleci reklam uygulamalarını benimsemeye teşvik ettiğini savunuyor.

    Eklentiyi indirmek için: https://chromewebstore.google.com/detail/adblock-plus-%C3%BCcretsiz-rek/cfhdojbkjhnklbpkdaibdccddilifddb?hl=tr

    uBlock Origin

    uBO olarak da bilinen uBlock Origin, kullanıcılara gelişmiş engelleme özellikleri sağlayan ücretsiz ve açık kaynaklı bir tarayıcı uzantısıdır. İnternette gezinirken kullanıcıların gizliliğini ve güvenliğini korumaya yardımcı olan güçlü bir araçtır. Uzantı, reklamlar, izleyiciler ve kötü amaçlı yazılımlar dahil olmak üzere istenmeyen içeriği engellemek için kara listeler ve özel kuralların bir kombinasyonunu kullanıyor.  uBlock Origin’in en önemli özelliklerinden biri, genellikle web siteleri tarafından kullanıcıların izni olmadan kullanıcı verilerini toplamak için kullanılan üçüncü taraf izleyicileri engelleyebilmesi. Bu izleyicileri engelleyerek, uBO kullanıcıların gizliliğini korumaya yardımcı oluyor ve web sitelerinin çevrimiçi etkinliklerini izlemesini önlüyor. uBlock Origin’in bir diğer önemli özelliği de kötü amaçlı yazılımları ve fidye yazılımlarını engelleyebilmesidir. Uzantı, bilinen kötü amaçlı yazılım ve fidye yazılımı alanlarını engellemek için özel bir kara liste kullanarak kullanıcıları potansiyel tehditlerden korumaya yardımcı oluyor. uBlock Origin Google Chrome’un yanı sıra Mozilla Firefox ve diğer tarayıcılarla da kullanılabiliyor. Kurulumu ve kullanımı kolay. Kullanıcılar ayarları kendi tercihlerine göre özelleştirebiliyor.

    Eklentiyi indirmek için: https://chromewebstore.google.com/detail/ublock-origin/cjpalhdlnbpafiamejdnhcphjbkeiagm?hl=tr

    Ghostery Reklam Engelleyici

    Ghostery, internet gizliliği ve reklam izleme engelleme konusunda çığır açan bir tarayıcı eklentisidir. Bu güçlü araç, kullanıcıların çevrimiçi izlerini gizli tutarak dijital gizliliklerini güvence altına alıyor. Ghostery, web sitelerindeki izleme araçlarını tespit edip engelleyerek kullanıcılara reklam izleme ve veri toplama konusunda tam kontrol sağlıyor. Eklentinin etkileyici özelliklerinden biri, kullanıcılara ziyaret ettikleri sitelerde hangi şirketlerin izleme yaptığını gösteren detaylı bir rapor sunması. Bu sayede kullanıcılar, hangi şirketlerin verilerini topladığını bilerek çevrimiçi deneyimlerini özelleştirebiliyor. Ayrıca, Ghostery’nin gelişmiş ayarları ile kullanıcılar, istedikleri izleme türlerini özelleştirebiliyor ve buna göre filtreleme yapabiliyor. Denediğimiz eklentiler arasında YouTube ile en uyumlu çalışan eklenti Ghostery oldu. Eklenti YouTube’daki reklamları da başarıyla engeledi.

    Eklentiyi indirmek için: https://chromewebstore.google.com/detail/ghostery-tracker-ad-block/mlomiejdfkolichcflejclcbmpeaniij?hl=tr

    AdGuard

    AdGuard, çevrimiçi gizliliği ve güvenliği sağlamak için tasarlanmış etkili bir reklam engelleyici ve güvenlik yazılımı olarak öne çıkıyor. Kullanıcıları, istenmeyen reklamları engelleyerek internet deneyimlerini optimize etmelerine olanak tanıyor. AdGuard, kullanıcı verilerini korurken aynı zamanda hızlı bir web tarama performansı sunuyor. Bu güvenlik aracı, zararlı web sitelerine ve kötü amaçlı yazılımlara karşı koruma sağlayarak çevrimiçi tehditlere karşı önlemler alıyor. Kullanıcı dostu arayüzü ile AdGuard, kullanıcılara çeşitli özelleştirme seçenekleri sunuyor. Böylece kullanıcılar reklam engelleme kurallarını ve filtreleri özelleştirerek istedikleri deneyimi elde ediyor.

    AdGuard, çeşitli platformlarda (bilgisayarlar, mobil cihazlar, tarayıcı uzantıları) kullanılabiliyor ve Google Chrome’un yanı sıra diğer tarayıcılarda da çalışıyor Bu, kullanıcıların farklı cihazlarda ve platformlarda güvenli bir çevrimiçi deneyim sağlamalarına olanak tanıyor. YouTube reklamlarını engelleyebiliyor ancak bunun için birkaç işlem yapılması gerekiyor.

    Eklentiyi indirmek için: https://chromewebstore.google.com/detail/adguard-reklam-engelleyic/bgnkhhnnamicmpeenaelnjfhikgbkllg?hl=tr

    AdLock

    AdLock, çevrimiçi gizlilik ve reklam engelleme konusunda güçlü bir çözüm olarak öne çıkıyor. Bu reklam engelleyici, kullanıcıların istenmeyen reklamlardan kaçınmasını sağlayarak internet deneyimini iyileştiriyor. AdLock, gelişmiş filtreleme teknolojisi sayesinde kullanıcılara sadece istedikleri içeriklere odaklanma özgürlüğü sunuyor. Reklam engelleme yetenekleriyle birlikte, zararlı yazılımlara karşı güçlü bir koruma sağlar ve kötü amaçlı web sitelerinden koruyor.

    Kullanıcı dostu arayüzü ile AdLock, kullanıcıların reklam engelleme ayarlarını kişiselleştirmelerine ve çeşitli filtre seçeneklerini özelleştirmelerine olanak tanıyor. Çeşitli platformlarda (bilgisayarlar, tarayıcı uzantıları, mobil cihazlar) kullanılabilen bu eklenti, Google Chrome harici tarayıcılarla da uyumlu bir şekilde çalışıyor.

    Eklentiyi indirmek için: https://chromewebstore.google.com/detail/adlock-adblocker-privacy/aemffjkmgcepimloclpkecifcnipnodh?hl=tr 

    YouTube Reklamları

    YouTube, uygulamaya aldığı kararla artık reklam engelleyici kullanan kullanıcıları engelliyor. Reklam engelleyici kullananlara YouTube’da video izleyemeyeceklerine yönelik bir mesaj çıkıyor. Reklam engelleyici eklentisi geliştirenler bu yasağı delmek için çeşitli yöntemler uyguluyor ancak bir süre sonra bu mesaj yeniden çıkmaya başlayabiliyor. Bu nedenle YouTube’u reklamsız izlemenin en uygun yöntemi abone olmak. Yine de reklamsız izlemek istiyorsanız FireFox ya da Opera gibi diğer tarayıcıları reklam engelleyici ile kullanabilirsiniz. Bu tarayıcılar Chrome’a göre size biraz daha fazla esneklik sağlayacaktır.

     

    Xiaomi 13T Pro inceleme!

    0

    Xiaomi, global bir etkinlikle yeni amiral gemileri 13T ve 13T Pro’yu tanıttı. Ülkemizde geniş bir kullanıcı kitlesi olan bu teknoloji devi, oldukça iddialı bir giriş yapıyor. İçeriğimizde, Xiaomi 13T Pro’nun ayrıntılı inceleme videosunu sizler için gerçekleştirdik.

    Xiaomi 13T Pro inceleme

    Bu özellikleriyle dikkat çeken model, Leica iş birliğiyle arka panelde üst düzey bir kamerası sunuyor. OIS destekli 50 MP ana kamera, 50 MP telefoto kamera ve 12 MP ultra geniş açılı kamera bulunuyor.

    Cihazın ön panelinde, 144Hz yenileme hızına sahip FHD+ 6.67 inçlik AMOLED ekran yer alıyor. Bu ekran, 68 milyar renk sunan DCI-P3 renk gamına sahip ve maksimum 2600 nite parlaklık sağlıyor. Bağlantı özellikleri arasında Wi-Fi 7, Bluetooth 5.4 ve 5G gibi özellikler bulunuyor.

    İşlemci tarafında, MediaTek’in güçlü oyuncularından biri olan MediaTek Dimensity 9200+ işlemci yer alıyor. Bu işlemci, 3,35 GHz’e kadar çıkan bir Arm Cortex-X3, 3,0 GHz’e kadar ulaşabilen üç Arm Cortex-A715 süper çekirdek ve 2.0 GHz hızında dört Cortex-A510 verimlilik çekirdeği içeriyor.

    Telefonda 12 GB LPDDR5X RAM ve 256 GB ile 512 GB depolama seçenekleri sunuluyor. Cihaz, kutudan Android 13 tabanlı MIUI 14 ile geliyor ve Xiaomi’nin 120W HyperCharge desteğiyle güçlendirilmiş 5.000 mAh bir bataryaya sahip.

    Türkiye’de tüketicinin sürdürülebilirlik farkındalığı yüksek

    Cargill’in KONDA Araştırma Şirketi ile gerçekleştirdiği Sürdürülebilirlik Algısı araştırması, toplumsal tutumlar ile sürdürülebilir gıda uygulamalarının kesiştiği noktaları inceliyor. Araştırmaya göre, Türkiye’deki tüketiciler sürdürülebilirlik konusunda daha bilinçli hale geliyor.

    Cargill’in Sürdürülebilirlik Algısı araştırmasına göre, sürdürülebilirlik konusu artık Türkiye’deki tüketicilerin çoğunluğunu etkiliyor. KONDA Araştırma Şirketi tarafından Eylül 2023’te 31 il, 91 ilçe ve 122 mahallede, Türkiye’nin tüm bölgelerini temsil eden 2 bin 57 kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’nin sürdürülebilirlik konusundaki toplumsal farkındalığını ön plana çıkarıyor, olumlu değişim için hem zorlukları hem de fırsatları ortaya koyuyor.

    Anket, yaşamın pratik yönlerini şekillendiren “tasarruf” ve “atık azaltma” konularına derinden bağlı bir toplumu ortaya koyuyor. Sürdürülebilirlik konusundaki bilgi ve bilinç düzeyi çok güçlü olmasa da iklim krizi, toprak kirliliği ve sürdürülebilir bir gelecek arayışı gibi kritik küresel sorunları ele alan Türkiye’de tüketici, bireysel çabaları kıymetli bir başlangıç olarak kabul ederek kolektif çözümler arıyor.

    Sürdürülebilirliğin günlük hayattaki yansımalarına bakıldığında;

    • Suyu gerekmedikçe açık bırakmam, su israfını azaltmaya çalışırım diyenler %92
    • Kullanmadığım elektrikli aletlerin fişlerini çekerim diyenler %81
    • Plastik ambalaj, pet şişe kullanmamaya dikkat ederim diyenler %50.

    Ankete katılanlara, gündelik hayattaki farkındalığı ölçmek amacıyla paketli ambalajların üzerindeki sürdürülebilirlik etiketlerini bilip bilmedikleri soruldu. Araştırma, içgüdünün somut bilgiye dönüşmesiyle birlikte katılımcılar arasında sürdürülebilir davranışlarda da paralel bir artış olduğunu ortaya çıkardı. Gıda alanında sürdürülebilirlik toplumsal düzeyde güçlü bir yankı uyandırıyor. Ankete katılanlar organik ve sürdürülebilir gıda seçeneklerinin tüketimine olumlu bir eğilim gösteriyor.

    Moore Kanunu Nedir?

    İlk olarak 1965’te kaleme alınan Moore Yasası, bir entegre devre üzerindeki transistör sayısının her yıl ikiye katlanacağını belirtiyordu. Bu yasa, yarı iletken endüstrisini sürekli olarak ileri taşımak üzere bir kılavuz rolü oynadı. 1975’te Moore, transistörlerin her iki yılda bir ikiye katlanacağını öngörerek bu yasayı revize etti. Pek çok tartışmaya ve bazı aksaklıklara rağmen, Moore Yasası büyük ölçüde geçerliliğini korudu.

    Diğer yandan bu yasa, bilgisayarlarımızın hızının ve kapasitesinin her iki yılda bir artmasını bekleyebileceğimizi, ancak teknolojik aletler için daha az para ödeyeceğimizi söylüyor. Moore Yasası’nın bir başka ilkesi de bu büyümenin üstel olduğunu ileri sürmekte.

    Biraz daha detaya inelim. Intel’in kurucularından Gordon E. Moore, belirli bir birim alana sığdırılabilecek transistör sayısının yaklaşık her iki yılda bir iki katına çıkacağını öne sürdü. Gordon Moore aslında gözlemine “Moore Yasası” adını vermedi ya da bir “yasa” yaratmak için yola çıkmadı. Moore, Fairchild Semiconductor’da çip üretiminde ortaya çıkan eğilimleri fark ederek bu açıklamayı yapmıştı. Sonunda Moore’un öngörüsü bir tahmine dönüştü ve bu da Moore Yasası olarak bilinen altın kural haline geldi.

    Moore Yasası Ne Anlama Geliyor? Ve Neden Önemli?

    Gordon Moore’un kişisel gözlemini takip eden Moore Yasası, yarı iletken endüstrisine uzun vadeli planlama, ayrıca araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) için hedef belirleme konusunda rehberlik etti. Başka bir bakış açısıyla, bu kanun 20. yüzyılın sonları ve 21. yüzyılın başlarına damgasını vuran teknolojik ve sosyal değişimin, üretkenliğin ve ekonomik büyümenin itici gücü olmuştur.

    Aslında Moore’un rehberlik ettiği bu yasa biz son tüketiciler için oldukça pozitif. Hepimiz her zaman daha hızlı teknolojik cihazlar ve uygun fiyatlar bekleriz. Moore Kanunu, entegre devrelerdeki transistörler daha verimli hale geldikçe bilgisayarların, bilgisayarlarla çalışan makinelerin ve bilgi işlem gücünün zamanla daha küçük, daha hızlı ve daha ucuz hale geldiğini söylemekte. Yani 60 yılı aşkın bir süre sonra bile Moore Yasası’nın kalıcı etkisini ve faydalarını birçok yönden hissediyoruz.

    Entegre devrelerdeki transistörler daha verimli hale geldikçe bilgisayarlar da daha küçük ve daha hızlı hale geliyor. Çipler ve transistörler, elektriği devre boyunca daha hızlı hareket ettirmek için mükemmel bir şekilde hizalanan karbon ve silikon molekülleri içeren mikroskobik yapılardır. Bir mikroçip elektrik sinyallerini ne kadar hızlı işlerse, bir bilgisayar da o kadar verimli hale gelir. Daha yüksek güçlü bilgisayarların maliyeti, kısmen daha düşük işçilik maliyetleri ve yarı iletken fiyatlarının düşmesi nedeniyle her yıl düşmekte.

    Yüksek teknoloji toplumunun neredeyse her yönü Moore Yasası’ndan faydalanmakta. Akıllı telefonlar ve bilgisayar tabletleri gibi mobil cihazlar küçük işlemciler olmadan bu hale gelemezdi. Ayrıca video oyunları, elektronik tablolar ve küresel konumlandırma sistemleri (GPS) de dahil olmak üzere hayatımıza dokunan, kolaylıklar sağlayan çözümler olmazdı.

    Dahası, daha küçük ve daha hızlı bilgisayarlar ulaşım, sağlık hizmetleri, eğitim ve enerji üretimini de geliştiriyor. Aslında günümüzde teknolojinin dokunmadığı bir sektör yoktur.

    Bu konuda deneyimli olan kişiler, bilgisayarların 2020’lerde bir noktada Moore Yasası’nın fiziksel sınırlarına ulaşacağını düşünüyor. Kaçınılmaz olan şu ki transistörlerin yüksek sıcaklıkları sonunda daha küçük devreler oluşturmayı imkansız hale getirecek. Bunun nedeni, transistörlerin soğutulmasının, transistörlerden zaten geçen enerji miktarından daha fazla enerji gerektirmesi.

    2005 yılında verdiği bir röportajda Moore, “…malzemelerin atomlardan oluştuğu gerçeği temel sınırlamadır ve bu o kadar da uzakta değildir… Oldukça temel bazı sınırları zorluyoruz, bu yüzden bir gün bir şeyleri daha küçük yapmayı bırakmak zorunda kalacağız.” itirafında bulundu.

    Moore Yasası artık yavaş yavaş geçerliliğini yitiriyor. Doğal olarak çip tasarlayan ve üreten şirketlerin işleri de her zamankinden daha zor olacak. Teknoloji devleri, fiziksel olasılıkların gerçekliğine karşı her zamankinden daha güçlü çipler üretme görevini üstlenmiş durumdalar.

    Başlamadan önce küçük bir not iliştirelim: Nanometre bir metrenin milyarda biridir ve görünür ışığın dalga boyundan daha küçüktür. Bir atomun çapı yaklaşık 0,1 ila 0,5 nanometre arasında değişir.

    Intel, 2012 yılında 22 nanometre (nm) işlemcisiyle seri üretim bir üründe dünyanın en küçük ve en gelişmiş transistörlerine sahip olmakla övünüyordu. Tarihler 2014 yılını gösterdiğinde daha küçük, daha verimli 14nm yongalar piyasaya sürüldü. Bugün ise 7nm (Intel 4 adıyla anılıyor) işlemciler piyasaya çıkıyor.

    Teknoloji devi ayrıca 2nm ve 1.8nm gibi daha küçük transistörler için hazırlıklarını sürdürüyor. Intel, Intel 18A (1.8nm sınıfı) ve Intel 20A (2nm sınıfı) üretim süreçlerinin gelişimini başarıyla tamamladıklarını duyurmuştu. Bir hayli önemli olan bu üretim teknolojileri, gelecekte elimize ulaşacak olan teknolojik cihazların üretiminde kullanılacak. Ek olarak, bu teknikler Intel içi üretimin yanı sıra Intel Foundry Services (IFS) aracılığıyla farklı şirketler için de hizmet verilecek.

    Intel’in 20A fabrikasyon teknolojisi, RibbonFET transistörlere dayanacak ve arka taraf güç dağıtımını kullanacak. Mavi devin bu öncü tekniklerle birlikte TSMC ve Samsung Foundry gibi yarı iletken şirketlerini geride bırakması bekleniyor. 2nm olarak da bilinen 20A, 2024’ün ilk yarısında kullanılmaya başlayacak.

    18A üretim süreci, şirketin RibbonFET ve PowerVia teknolojilerini daha da geliştirecek, transistör boyutlarını biraz daha küçültecek. Bu tekniğin gelişimi görünüşe göre çok iyi ilerliyor: Intel, 1.8nm teknolojilerinin tanıtımını 2025’ten 2024 yılının ikinci yarısına çekti. 1.8nm sınıfı üretim teknolojisi bir aksilik olmaz ise 2024’ün ikinci yarısında yüksek hacimli üretime girecek, zamanın en gelişmiş teknolojisi olacak.

    Intel CEO’su Pat Gelsinger’e göre Intel, zamanımızın en popüler teknolojik hedeflerinden (Moore Yasası) birini geride bırakmak için bir yolculuğa çıkacak. Mavi ekibin lideri, 2021 yılında Alder Lake işlemciler tanıtılırken iddialı bir şekilde Intel’in Moore Yasası tarafından tanımlanan ilerleme hızına ayak uyduracağını ve hatta önüne geçeceğini söylemişti.

    Yasaya ve Gelsinger’in açıklamalarına göre Intel, önümüzdeki yıllarda inovasyon açısından çığır açan teknolojiler sunacak. Mavi takım, böylesine büyük bir zorluğun üstesinden gelmek için son dönemde önemli gelişmeler kaydetti. Yeni mimarilerin tanıtılması, gelişmiş ultraviyole litografi tekniklerinin geliştirilmesi ve kendi üretim operasyonlarını kontrol etme yeteneği, şirkete rekabette bir avantaj sağlıyor. Ayrıca Intel’in son derece büyük bir mali kaynağı var.