Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 212

    HPE Aruba Networking 2024 teknoloji trendlerini paylaştı

    Hewlett Packard Enterprise (HPE), teknoloji ve iş liderlerinin önümüzdeki aylarda izlemesi gereken en önemli ağ teknolojileri trendlerini açıkladı. HPE Türkiye, Balkanlar, Kafkaslar & Orta Asya Bölgesi Genel Müdürü Güngör Kaymak ve HPE Aruba Networking Türkiye, Kafkaslar ve Orta Asya Ülke Müdürü Ersin Uyar bu yılın neler getireceğine dair trendleri ve görüşlerini paylaştı.

    Kaymak, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ağ teknolojileri birleşiyor. Müşteriler ve son kullanıcılar, nerede olurlarsa olsunlar hız ve güvenlik yeteneklerine sahip evrensel bağlantıya ihtiyaç duyuyorlar. HPE’nin en bütüncül özel 5G ve Wi-Fi portföyüne ulaşması amacıyla geçen yıl, Athonet’i satın aldığımızı duyurduk. Athonet’i portföyümüze entegre ettik ve özel 5G çözümlerinde dünya lideri olarak yolumuza devam ederek müşterilerin karmaşık bağlantı ihtiyaçlarını karşılayan kapsamlı bir çözüm seti sunma yeteneğimizi geliştirdik. Gelecekte Juniper Networks satın alımı ile ağ teknolojileri konusundaki erişimimiz daha da genişleyecek.”

    Uyar ise şöyle konuştu: “Şirketlerin esneklik ve güvenlik ihtiyaçları giderek karmaşıklaşırken, HPE Aruba Networking olarak, SASE (Güvenlik Hizmetleri Uç Noktası) çözümümüzle bu zorlukları ele alıyoruz. Kullanıcıların herhangi bir yerden, herhangi bir cihazdan güvenli bir şekilde erişimini ve kuruluşların ağlarını korumasını sağlayarak, işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerini destekliyoruz. HPE Aruba Networking’in SASE çözümü, müşterilerimize daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunarken, ağlarını daha güvenli ve yönetilebilir hale getiriyor.”

    HPE yöneticileri yılın trendleriyle ilgili 5 öngörü paylaştı. Bu kapsamda;

    Öngörü 1: Bağımsız güvenlik duvarlarının sonu

    Hibrit iş gücündeki yükseliş ve IoT cihazlarının yaygınlaşması, ağ sınırlarını geri döndürülemez bir şekilde aşındırdı ve bağımsız güvenlik duvarının yeterli gelmediğini gösterdi. Artık “içerdeki” iyiler, “dışarıdaki” kötülerden güvenlik duvarı halkasıyla korunamıyor. Kurumun içine daha fazla güvenlik duvarı yerleştirerek boşlukları kapatmaya çalışmak yalnızca karmaşayı artırıyor, hata için fırsat yaratıyor ve hızlı hareket etmek isteyen işletmeleri yavaşlatıyor.

    Sonuçta yeni nesil güvenlik duvarı cihazı, son güvenlik duvarı cihazına dönüşme yolunda. Diğer tarafta güvenli hizmet sınırı (SSE), güvenlik duvarlarının ve proxy’lerin yerini bulut tarafından sağlanan güvenli web ağ geçidine, bulut erişimi güvenlik aracısına ve sıfır güven ağ erişimine bırakıyor. Secure Service Edge mimarisi, uygulamalara her yerden erişen kullanıcılar için güvenliği yönetmenin ilgi uyandıran bir yolunu simgeliyor. Diğer taraftan IoT güvenliği için de şirket içinde, ağın hemen ucunda segmentasyona ihtiyaç duyuluyor ve bunu sağlamak adına doğrudan erişim noktalarına, ağ anahtarlarına ve SD-WAN ağ geçitlerine güvenlik duvarı hizmetleri yerleştiriliyor. Veri merkezinde bile L4-7 güvenlik işlevselliğine sahip raf üstü ağ anahtarlarının kullanıma sunulması, geleneksel yeni nesil güvenlik duvarlarından çok daha uygun maliyetle ihtiyaç duyulan segmentasyonu sağlayabilir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde yerleşik ve bulut tabanlı yeteneklerle güvenli bağlantıları yönetmenin daha basit yolları keşfedildikçe, yeni nesil güvenlik duvarı pazarı daralmaya devam edecek.

    Destekleyici İstatistik: Daha fazla kuruluş programatik ve hibrit çalışma stratejilerini tercih ettikçe, alıcıların güvenilir bulut güvenlik stratejileri eşliğinde bulut tabanlı güvenlik hizmetleri sunan güvenlik duvarı satıcılarını tercih etme olasılığı artıyor. Gartner Critical Capabilities for Network Firewalls (Adam Hils, Rajpreet Kaur, Thomas Lintemuth) 16 Mayıs 2023

    Öngörü 2: Sıfır güven ilkelerinin güvenlik ve ağ hedeflerinin uyumunu hızlandırması

    Çoğu kuruluşun ağı ve güvenliği yöneten ayrı ekipleri vardır. Birçok yönden bunların hedefleri birbiriyle çelişebilir. 2024 yılında önde gelen kuruluşlar, daha iyi son kullanıcı deneyimi ve iş odaklı sonuçlar ortaya koymak üzere iki ekibin çıkarlarını uyumlu hale getirmek adına sıfır güven ilkelerinin nasıl kullanılabileceğini gösterecek.

    Ağ ekibinin kurumdaki hedefi, çalışanları ve hizmetleri güvenilir bir şekilde birbirine bağlı, çalışır durumda ve tahmin edilebilir derecede iyi performansla işlevsel halde tutmaktır. Çalışanların ihtiyaç duydukları herhangi bir kaynağa bağlanmalarını kolaylaştırırken kesintilere, gecikmelere veya yavaşlamalara neden olacak karmaşa yaratmaktan kaçınırlar. Öte yandan, güvenlik bölümü riski en aza indirmekten ve uyumluluğu sürdürmekten sorumludur. Bunu yaparken de çoğu zaman kullanıcı ve kullanıcı deneyimi arada sıkışıp kalır. Aşırı sıkı bir güvenlik uygulaması, kullanıcıların ihtiyaç duydukları uygulamalara ve verilere erişimini yavaşlatabilir ya da imkansız hale getirerek işletmeyi yavaşlatabilir. Öte yandan, gevşek güvenlik önlemleri eşliğinde çalışanları memnun etmeyi amaçlayan bir ağ ekibi, sistemlere sızılmasını ve fidye yazılımlarının bulaşmasını kolaylaştırabilir.

    Dünyanın önde gelen şirketleri, ağın görevinin herhangi bir şeyi herhangi bir şeye bağlamaktan öte güvenlik politikası için bir uygulama katmanı olarak tanımlandığı sıfır güven mimarilerini benimsiyor. Uygulamalara erişmek isteyen kullanıcılar için güvenlik politikaları bulut üzerinden uygulanabilir. Ancak özellikle IoT cihazları ve ilgili hizmetlere dair trafik akışı söz konusu olduğunda güvenlik politikalarını erişim noktaları, anahtarlar ve yönlendiriciler gibi erişim cihazlarında otomatik olarak uygulamak daha verimli olacaktır. Doğru ölçüde sağlanacak görünürlüğün yanı sıra otomasyon, politika ve zorlayıcı kuralların net bir şekilde tanımlanmasıyla, ağ ve güvenlik ekipleri birbiriyle uyumlu hedeflere sahip olabilir ve kullanıcılara daha iyi bir deneyim sunabilir.

    Destekleyici İstatistik: Forrester’a göre, müşterilerin %96’sı SASE’i uygulamak için güvenlik ve ağın birlikte çalıştığını belirtiyor

    Öngörü 3: Son kullanıcı deneyimini ölçmek, operasyonel mükemmellik için zorunluluk haline geliyor

    Çalışanların ve müşterilerin beklentilerini karşılamak için, BT kuruluşlarının ölçülebilen kullanıcı deneyimine dayalı SLO’lara ve SLA’lara geçmesi gerekecektir. Kullanıcılar neyin hatalı olduğunu umursamazlar, onun yerine son derece basit bir şeye odaklanırlar: Kullandıkları uygulama iyi çalışıyor mu çalışmıyor mu? Kullanıcı bir sorun bulduğunda, BT ekibi tüm cihazların çalışır durumda olduğu ve doğru şekilde çalıştığı yönünde bir raporla geri dönüş yaparsa memnuniyeti bir anda düşer.

    Bu durumu ele almak için kuruluşlar, hem son kullanıcıların gerçek deneyimini ölçen hem de kullanıcılar mevcut olmadığında bile altyapı hazırlığı sağlamak için sentetik ölçümler yapan dijital deneyim yönetimi (DEM) araçlarını yaygın olarak kullanıma alacaklar. Kuruluşlar bunun için muhtemelen uç nokta aracılarından (SSE aracısı gibi) toplanan ölçümlere ve özellikle Wi-Fi performansını izleyen özel donanım sensörlerinin topladığı ölçümlere ihtiyaç duyacaklar. Bu ölçümler en iyi uygulamaları öğrenip uygulayabilen, sorunları hızla önceliklendirebilen ve otomatik olarak düzeltebilen otomatik AIOps’u destekler.

    Destekleyici İstatistik: 2026’ya kadar I&O liderlerinin en az %60’ı uygulama, hizmet ve uç nokta performansını kullanıcının bakış açısından değerlendirmek için DEM’i kullanacak. 2021’de bu oran %20’nin altındaydı (Gartner, Market Guide for Digital Experience Monitoring, Mart 2022)

    Öngörü 4: 6GHz Wi-Fi kullanımı hızla artacak ve Wi-Fi 7’nin en büyük özelliği olmaya devam edecek

    6GHz spektrumunda Wi-Fi dağıtımını yavaşlatan engeller çoğu coğrafyada ortadan kalkacak ve benimseme hızla artmaya başlayacak.

    Bundan birkaç yıl önce, Wi-Fi 6E standardı 6GHz bandı için destek sunarak Wi-Fi kapasitesini iki katı artırdı. Bu da daha fazla kullanıcının desteklenmesine ve daha yüksek hızlara yolu açtı. Bu teknoloji bazı segmentlerde hızla benimsendi, ancak diğerleri daha temkinli davrandı. 2024 yılında teknolojinin geniş çapta benimsenmesinin önündeki son engeller de ortadan kalkmış olacak.

    İlk olarak, 6GHz bandının özellikle açık havada kullanımının hükümet yetkililerinin onayına tabi olduğunu belirtmek lazım. ABD gibi bazı ülkeler spektrumu Wi-Fi için açma konusunda hızlı davransa da, diğer ülkeler daha yavaş davranıyor. Neyse ki bu alanda da çok fazla ilerleme kaydedildi ve 2024’te çoğu şirket dünyanın çoğu yerinde erişilebilir 6GHz spektrumuna sahip olacak.

    İkincisi, bazı işletmeler Wi-Fi 7’nin eli kulağındayken Wi-Fi 6E’yi benimseme konusunda temkinli davranıyordu. Wi-Fi 7 onaylandığına göre, Wi-Fi 6E ve Wi-Fi 7’nin birlikte çalışabileceğinden şüphe yok. 6E cihazlarının ve erişim noktalarının yüksek hacimlerde dağıtılmasıyla, 6GHz Wi-Fi yaygınlaştırması tam hızda ilerleyebilir.

    Son olarak, bu teknolojinin benimsenmesi hem erişim noktalarındaki hem de istemci cihazlardaki desteğe bağlı. Wi-Fi 6E’yi destekleyen çok sayıda yeni cihaza ve 6E erişim noktalarının yaygınlaşmasına tanık oluyoruz. Bunun da ötesinde, ufukta daha fazla Wi-Fi 7 cihazı görünüyor. Bunlar Wi-Fi 6E veya Wi-Fi 7 erişim noktalarında daha iyi kullanıcı deneyimi sunmak için 6GHz bandını kullanabilir.

    Bu gelişmelerin bir araya gelmesi, 2024 yılında 6GHz spektrumunun büyük ölçüde kullanılacağını ve daha hızlı veri aktarımının yanı sıra daha iyi kullanıcı deneyimi sağlanacağını gösteriyor.

    Destekleyici İstatistik: “HPE Aruba Networking, sektördeki diğer tüm satıcılardan 1,5 kat daha fazla sayıda Wi-Fi 6E AP sevk etti” – Sian Morgan, Dell’Oro Group Lider Ağ Analisti.

    Öngörü 5: Yapay zeka BT yöneticilerini özgürleştirecek

    Bazıları tarafından işinizi yapay zekaya kaptırmayacağınız, işinizi yapay zekayı etkin bir şekilde kullanan birine kaptıracağınız söylenir. Bu, BT yöneticileri için kesinlikle doğru bir tespit.

    Sabit, hatta azalan personel sayısıyla yeni teknolojileri uygulamanın ve siber güvenliği sürdürmenin artan yükü, her yöneticinin daha fazlasını ortaya koyması gerektiği anlamına geliyor. Neyse ki, yapay zeka ve otomasyon hızla ilerliyor. İşler tek tek cihazları yönetmekten ve yapılandırmaktan, tüm bir mülke hükmeden politika tanımlamaya ve bu politikanın otomatik ve tutarlı bir şekilde uygulanmasına doğru kayıyor. Yapay zeka ayrıca anomalileri belirlemek, çözüm önermek ve hatta uygulamak için büyük hacimli verileri tarayabiliyor. Yapay zekanın yalnızca onu besleyen veri seti kadar iyi olduğu, daha büyük, yüksek kaliteli veri setlerinin daha iyi yapay zekanın anahtarı olduğu artık iyi bilinen bir gerçek. Bunun için önde gelen tedarikçiler, milyonlarca yönetilen cihazı ve yüz milyonlarca uç noktayı temsil eden veri göllerinden yapay zeka içgörüleri elde edecekler. Son olarak büyük dil modelleri (LLM’ler) mevcut doğal dil arayüzlerini çok büyük ölçüde hızlandıracak ve yöneticilerin ihtiyaç duydukları bilgileri almaları için daha uygun yollar sağlayacak.

    Sonuç olarak, kuruluşlardaki yöneticilerin BT ekiplerine, piyasada rekabetçi kalabilmek için ihtiyaç duydukları yapay zeka kuvvet çarpanını sağladıklarından emin olmaları gerekiyor.

    Destekleyici İstatistik: 2026 yılına kadar üretken yapay zeka (GenAI) teknolojisi, ilk ağ yapılandırmasının %20’sini oluşturacak. Bu oran, 2023’te sıfıra yakın bir seviyeden artış gösterecek. (Gartner, Strategic Roadmap for Enterprise Networking, Ekim 2023)

    İnşaat sektöründe 3D baskı dönemi!

    0
    Heidelberg’de yer alan The Wave House adlı veri merkezi, Avrupa’nın en büyük 3D baskılı binası olma özelliğine sahip ve inşası sadece 140 saat sürdü. 3D baskı teknolojisindeki bu önemli gelişme, inşaat sektöründe bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor.

    Avrupa’nın en büyük 3D baskılı binası: The Wave House Veri Merkezi

    Binanın toplam alanı 600 metrekare ve COBOD International tarafından üretilen BOD2 yazıcısı kullanılarak saatte dört metrekare hızında basıldı. Almanya’nın ünlü Peri grubu tarafından yönetilen bu proje, 2020’den beri inşaat sektöründe 3D baskı sınırlarını zorlamak amacıyla başlatılmıştı.
    Bina, katman katman 3D yazıcı tarafından oluşturulduğu için oldukça ilginç bir görünüme sahip. Veri merkezi olduğu için büyük pencerelerden yoksun olan yapının dış cephesi, 3D baskılı malzemesiyle inşa edildi. İnşaat şirketi, binanın duvarlarında dalga benzeri bir görünüm yaratmak için 3D baskıyı tercih ettiğini belirtiyor. Bu tarz merkezlerin banliyö bölgelerinde daha sık kullanılmasıyla, inşaat mühendisleri onların daha çekici görünmesini sağlarken aynı zamanda beklenen güvenliği de sunuyorlar. Bu büyük ölçekli projenin aşağıdaki hızlandırılmış videosu, izleyenleri şaşırtıyor ve önümüzdeki aylarda başka hangi tür 3D baskılı binaların hayata geçirileceğini merakla bekletiyor. 3D baskı teknolojisinin, insanoğlu tarafından bulunan en yaratıcı uygulamalarından biri olduğu söyleniyor.
    Bu tür 3D baskı gelişmeleri, insan vücudunda 3D baskı yapılması gibi yeniliklerle birlikte, gelecekte büyük ilerlemelere sahne olacak. Bu projenin tamamlanması, 3D baskı teknolojisinin inşaat sektöründeki potansiyelini gözler önüne seriyor ve gelecekteki yapısal tasarımlar için ilham kaynağı oluyor. Peki 3D baskının bu başarılı uygulaması, inşaat maliyetlerini ve zamanını nasıl etkileyecek? Bu teknoloji, çevresel etki ve sürdürülebilirlik açısından nasıl değerlendirilmeli? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmına yazabilirsiniz.

    Kişisel Siber Güvenlik Nasıl Sağlanır?

    Bireylerin internet üzerindeki güvenliğini sağlamak için alınan tedbirler ve uygulanan stratejiler “Kişisel Siber Güvenlik” olarak adlandırılıyor. Kişisel veriler, finansal veriler ve dijital varlıkların korunması için bu konuda bilinçli olmaya ihtiyaç var. Peki, Kişisel Siber Güvenlik sağlamak için neler yapılabilir? Bu yazıda, Kişisel Siber Güvenlik nasıl sağlanır? Sorusuna cevap veriyor ve bu konuda neler yapılabileceğine bakıyoruz. İşte Kişisel Siber Güvenlik sağlamak için bilmeniz gerekenler:

    Güçlü ve Benzersiz Parola

    Kişisel Siber Güvenlik için en başta gelen önlemlerden biri, hesaplarınız için güçlü, benzersiz ve karmaşık parolalar kullanmak olacaktır. Parola oluşturucu yazılımlar aracılığıyla büyük ve küçük harfler, sayılar ile semboller içeren en az 12 karakter uzunluğunda benzersiz parolalar oluştun. Bu adım siber tehditlere karşı sizi büyük ölçüde koruyacaktır. Ayrıca parolalarınızı düzenli olarak değiştirmeye ve aynı parolayı birden fazla hesapta kullanmamaya dikkat edin.

    Siber Güvenlik

    Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama

    Hesaplarınıza girişte kullanıcı adı ve parola kullanmanın yanında ek bir güvenlik katmanı olarak, Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama (2FA veya MFA) kullanmanız gerekir. Çok Faktörlü Kimlik Doğrulama yöntemleri, genellikle telefonunuza gelecek bir SMS kodu, e-posta ile doğrulama veya bir kimlik doğrulama uygulaması aracılığıyla kullanılır. Bu önlem sizi, hesap bilgilerinizi çalınması ve kazara kötü niyetli kişilerin eline geçmesi durumunda bile koruyacaktır.

    Güncel Yazılım ve Uygulama

    Cihazlarınızdaki işletim sistemi, tarayıcı ve uygulamalar güncel değilse, olası siber saldırılara karşı savunmanız kalabilirsiniz. Çünkü siber saldırganlar, keşfedilen siber güvenlik açıklarından yararlanır ve kullandığınız yazılımlar güncel değilse, açıklar kapatılmamış olduğundan bu zafiyeti istismar eder. Böyle bir durumla karşılaşmamak için, kullandığınız tüm yazılımların en son versiyonunun cihazlarınızda yüklü olduğundan emin olun. Bunu sağlamak için cihazlarınızdaki otomatik güncelleme seçeneğini açabilir ve yeni güncellemelerin hemen uygulanmasını sağlayabilirsiniz.

    Siber Güvenlik

    Şüpheli Bağlantı ve E-Posta

    Siber saldırganlar, yaygın bir yöntem olarak kimlik avı dolandırıcılığı yapmayı sıklıkla tercih eder. Bu saldırı türü, tuzak bir bağlantıya tıklamanızı veya içerisinde zararlı kod bulunan e-postayı görüntülemenizi amaçlar. Bu konuda bilinçli davranmak, göndericisinin kim olduğu belirsiz ve kuşkulu bağlantılara tıklamamaya ve e-postaları görüntülememeye dikkat etmek gerekir. Sitelerdeki güvenlik sertifikalarına ve web adresinin “https://” ile başlayıp, başlamadığına dikkat edin. Aynı şekilde, bu e-postalardaki bağlantılar kesinlikle açılmamalıdır. Bu bağlantılar bilgisayarınıza virüs bulaştırmayı, bilgisayarınızın kontrolünü ele geçirmeyi veya sizi tuzak bir siteye yönlendirmeyi amaçlar.

    Antivirüs ve Güvenlik Duvarı

    Cihazlarınızda antivirüs ve güvenlik duvarı gibi koruma yazılımları bulunması gerekir. Bilgisayarınız, tablet bilgisayarınız ve akıllı telefonlarınızı virüslere, casus yazılımlara ve diğer çevrimiçi tehditlere karşı korumaya yardımcı olan bu yazılımlar güncel tutulmalıdır. Ücretli veya ücretsiz sürümleri bulunan bu yazılımlar, yanlışlıkla tıkladığınız bir bağlantının güvenli olmadığını size bildirebilir ve böylece sizi siber tuzaklara karşı koruyabilir. Görüntülediğiniz bir e-postada zararlı kod varsa, bu kodun çalışmasını önleyebilir. Cihazınıza indirmek istediğiniz dosyaları tarayarak, olası tehlikelerden sizi uzak tutabilir.

    Siber Güvenlik

    Bilinmeyen Wi-Fi Ağları

    Dışarıdayken internete bağlanmamız gerektiğinde, örneğin gittiğimiz bir kafe ya da restoranda Wi-Fi şifresi sorarız. Ancak bu ağlara ne kadar güvenilebilir? Güvenmeseniz iyi olur. Bu ağlar üzerine kurulabilecek tuzak yöntemlerle iletişiminiz izlenebilir ve kötü amaçlarla kullanılabilir. Çok zorunlu değilse halka açık Wi-Fi ağlarını kullanmayın. İnternet bankacılığı, kripto para hesapları ve e-Devlet gibi hassas işlemleri bu ağlar üzerinden yapmayın. Dışarıda Wi-Fi ağları kullanmanız gerekiyorsa, VPN (sanal özel ağ) kullanarak bağlantınızı mutlaka şifreleyin.

    Düzenli Yedekleme

    Siber saldırılar ya da başka nedenlerle veri kaybı yaşamamak için yedekleme alışkanlığı kazanmak gerekir. Tüm cihazlarınızı ve bu cihazlarınızdaki önemli verileri düzenli olarak yedekleyin. Örneğin haftada bir yedek almak gibi bir alışkanlık geliştirebilir, verilerinizin yedeklenmesi için OneDrive ve Google Drive gibi bulut servislerini açık tutabilirsiniz. Bu önlemler, olası bir veri kaybında dosyalarınızı yedeklerinizden geri yüklemenizi sağlar. Bir başka deyişle, hayat kurtarır.

    Siber Güvenlik

    Sosyal Medyada Dikkat

    Bugün sosyal medya vazgeçilmez bir iletişim aracı olmakla birlikte, bu ortamda kişisel bilgilerinizi paylaşmamaya dikkat edin. Adres, konum bilgisi, telefon numarası, doğum tarihi, T.C. kimlik numarası, kredi kartı numarası, sosyal güvenlik numarası gibi hassas bilgileri paylaşmaktan kaçının. Sizi takip eden kişiler, bu tür bilgileri kötü amaçlarla kullanabilir ve büyük mağduriyetlere neden olabilir. Bu nedenle sosyal ağlarda paylaşımlarınızı sadece arkadaşlarınız ve ailenizin görüntüleyebileceği şekilde yapmak iyi bir önlem olabilir.

    Bu yazıda, “Kişisel Siber Güvenlik Nasıl Sağlanır?” sorusuna cevap vermeye çalıştım. Yukarıda özetlediğin önlemleri alarak kişisel siber güvenliğinizi üst düzeye çıkarabilir ve muhtemel siber tehditlere karşı kendinizi koruyabilirsiniz. Eğer konuyla ilgili sorularınız olursa, aşağıdan yorum bırakarak bana ulaştırabilirsiniz. Şimdilik hoşça kalın.

    X (Twitter) üzerinde beni takip edin: https://x.com/melihbayramdede

    YouTube kanalıma abone olun: https://www.youtube.com/c/melihbayramdede


    MediaTrend’de yayınlanan diğer yazılarıma göz atmak ister misiniz?

    RAZER Seiren V2 Pro Yayıncı Mikrofonu İnceleme

    Doğalgaz tasarrufu için bilmeniz gerekenler

    Çocukları Korumak için Ebeveyn Kontrol Yazılımı Kullanın

     

    Kendini imha eden mesajlaşma uygulamaları

    Kimileri için mesajlar çok önemli şeyler olmasa da bazılarımız azami ölçüde dikkat ediyor. Bu sebeple birçok kullanıcı “kendini imha eden mesajlaşma uygulamaları” sorgusunu oldukça sık yapıyor. Peki bu uygulamalar hangileri? İşte detaylar…

    Kendini imha eden mesajlaşma uygulamaları!

    WhatsApp günümüzde en sık kullanılan mesajlaşma uygulaması unvanının sahibi. Ancak en gizlisi mi sorusuna cevabımız maalesef hayır. Uygulama içerisinde attığınız veya aldığınız mesajları silme özelliği mevcut. Fakat bir uygulama içindeki mesajlar kendi kendine silinmiyor. Peki kendini imha eden mesajlaşma uygulamaları hangileri?

    1- Snapchat

    Bir dönemin efsane platformu Snapchat temelde bir mesajlaşma uygulaması olmasa da aradığınız niteliklere sahip. Uygulama iki taraftan biri (gönderici-alıcı) mesajları, atılan fotoğrafları veya belgeleri kaydetmediği sürece otomatik olarak siliyor. Ayrıca mesajlarınız karşı taraf tarafından ekran görüntüsü alındığında size bildirim gönderiliyor.

    Snapchat

    2- Telegram

    Telegram platformu da WhatsApp gibi oldukça popüler bir mesajlaşma uygulaması. WhatsApp’ın gizlilik ihlalleri konusunda gündem olduğu dönemlerde kullanıcı kitlesi iyiden iyiye büyüyen platform ekran görüntüsü koruması, kendi kendini imha eden mesajlar, uçtan uca şifreleme gibi birçok güvenlik özelliğine sahip.

    3- Cover Me

    Cover aslında diğer uygulamalara kıyasla daha farklı. Uygulama içi satın alma özellikleri ile mesaj göndermek için size bir ABD veya Kanada kayıtlı telefon numarası sağlar. Ayrıca uygulama internet üzerinden özel telefon görüşmesi hizmeti de sunuyor. Son olarak uygulama mesajları imha et özelliğine de sahip.

    4- Signal-Private Messenger

    Android için gizlilik odaklı bir özel mesajlaşma uygulaması arıyorsanız, Signal Private Messenger sizin için iyi bir seçim olabilir. Signal, anlık metin bazlı mesajlaşma, sesli mesaj ve görüntülü arama seçenekleri sunar. Ayrıca uygulama gelen ve gönderilen mesajlarınızı isteye bağlı olarak siler. Son olarak uygulama “uçtan uca şifreleme” özelliğine de sahip.

    5- Confide

    Tam anlamıyla bir imha istiyorsanız Confide aradığınız uygulama olabilir. Uygulama tüm mesajlarınız uçtan uca şifreliyor ve mesajı okuduğunuz anda siliyor. Ücretsiz olan uygulama birçok kişi tarafından tercih edimekte.

    iOS 17.4 güncellemesi can sıkan pil sorunu ile gündemde!

    Apple, iOS 17.4 ile AB ülkeleri için geçerli olsa da üçüncü taraf uygulama mağazalarına kapısını açtı. Ancak, çalıntı cihaz korumasını genişletme gibi önemli özellikler sunan iOS 17.4 güncellemesi, pil sorunu ile gündemde. Buna göre X platformunda paylaşım yapan bazı iPhone kullanıcıları iOS 17.4 pil sorunu hakkında paylaşımlar yaptı.

    iOS 17.4 pil sorunu iPhone kullanıcıları arasında ne kadar yaygın?

    Apple, belki de her işletim sistemi güncellemesinde benzer sorunlarla karşımıza çıkıyor. Özellikle iPhone 11 ve 11 Pro gibi eski iPhone kullanıcıları, yeni güncellemelerden her zaman memnun olmuyor. Bildiğiniz gibi Apple, yeni iOS 17.4 güncellemesi bundan beş gün önce yayınladı.

    ios 17.4 pil sorunu, ios 17.4 güncellemesi, ios 17.4 özellikleri

    X platformunda ise şimdiden iOS 17.4 pil sorunu ile ilgili paylaşımlar yapılmaya başladı. Buna göre iPhone 11 Pro sahibi bir kullanıcı iOS 17.4 güncellemesi sonrası telefonunu şarja koyuyor. Kullanıcının anlattığına göre yüzde 40 seviyesinde şarja takılan telefon ancak dört saat sonra yüzde 94 dolmayı başardı.

    Kullanıcılar iOS 17.4 pil sorunu hakkında yaptıkları paylaşımlarda, yeni işletim sisteminin pili çok fazla harcadığından yakınıyor. Ancak bu sorunun ne kadar yaygın olduğu henüz bilinmiyor. Apple’ın ise yaygın bir iOS 17.4 pil sorunu için acil güncelleme ile sorunu çözme ihtimali yüksek.

    Ancak sorun nadir görülüyorsa bir sonraki iOS güncellemesine kadar bekleme ihtimaliniz yüksek. Tabii ki iPhone 11 kullanıcıları son iOS güncellemesini almış oldu. Bu anlamda Apple’ın, ufak çaplı bir düzeltme güncellemesi de yapma ihtimali de var.

    iOS 17.4 güncellemesi ve özellikleri

    Apple, yeni iOS 17.4 güncellemesi ile önemli değişiklikler yaptı. Ancak bu değişikliklerin heyecan verici olanları genel olarak AB bölgesini kapsıyor. İşte iOS 17.4 güncellemesi ve özellikleri:

    • Avrupa Birliği’nde (AB) kullanıcılar, artık iPhone’larında varsayılan uygulama mağazası olarak alternatif bir uygulama mağazası seçme imkanına da sahip.
    • Artık kullanıcılar, Apple Podcasts’teki tüm podcast’ler için tam metin transkriptleri kullanma imkanına sahip. Transkriptler, dinleme deneyimini geliştirmenin yanı sıra, işitme engelli kullanıcılar için de erişilebilirliği artırıyor.
    • Kullanıcılar, SharePlay özelliğini artık HomePod ile de kullanacak. Bu sayede, Apple Music, Apple Podcasts ve diğer sesli içerikleri birden fazla kişiyle HomePod üzerinden dinleyebilirsiniz.
    • iOS 17.4, limon, kahverengi mantar, anka kuşu, kırık zincir, dikey olarak sallanan kafa (evet anlamında) ve yatay olarak sallanan kafa (hayır anlamında) gibi yeni emoji karakterleri içeriyor. Ayrıca 18 kişi ve beden emojisi artık her iki yöne de bakma seçeneğine sahip.
    • iOS 17.4, 2024’de ABD’de piyasaya çıkacak olan yeni CarPlay için hazırlıklara da sahip.
    • iMessage’da, bir güvenlik açığını gideren bir güncelleme yer alıyor.
    • Kodlarda ise, Apple Music Classical, Fitness+ aboneliği için aile paylaşımı ve AR/VR başlığı için yeni bir işletim sistemi gibi gelecekteki özelliklere dair işaretler var.

    Peki siz iOS 17.4 güncellemesini nasıl buldunuz? Haberde bahsettiğimiz iOS 17.4 pil sorununu yaşıyor musunuz? Yorumlarınızı bekliyoruz.

    Wi-Fi 6E Nedir? Özellikleri ve Önceki Sürümle Farkları Neler?

    Bugün Wi-Fi dünyasında yeni bir devrimden bahsedeceğiz: Wi-Fi 6E. Hemen hepimizin günlük hayatının vazgeçilmezi haline gelen kablosuz internet bağlantısını daha da hızlı ve verimli hale getiren bu teknolojiye yakından bakmaya ne dersiniz? Haydi, gelin birlikte Wi-Fi 6E’nin sırlarını çözelim!

    Wi-Fi 6E Nedir ve Nasıl Çalışır?

    Wi-Fi 6E, kablosuz internet teknolojisindeki son trendlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Peki, bu yeni nesil Wi-Fi standardı tam olarak ne yapıyor ve nasıl çalışıyor?

    Wi-Fi 6E, önceki Wi-Fi 6 standardına eklenen bir geliştirmeyi temsil ediyor. “E” harfi, geniş bant spektrumunda çalışabilme özelliğini ifade ediyor. Bu da daha fazla kanalın kullanılmasını sağlayarak yoğun ağ trafiği durumlarında bile performans kaybını minimuma indiriyor.

    Bu teknoloji sayesinde cihazlar arasındaki iletişim çok daha hızlı ve stabil hale geliyor. 6 GHz frekans bandının kullanılmasıyla daha az gürültüyle karşılaşılırken yüksek veri transfer hızları elde edilebiliyor.

    Özetle, Wi-Fi 6E’nin getirdiği en büyük avantajlardan biri kesintisiz ve yüksek hızlı internet deneyimi sunmasıdır. Kablosuz bağlantının geleceği için oldukça umut vaat eden bu teknolojinin detaylarına inmek ise gerçekten heyecan verici!

    Wi-Fi 6E Nedir? Ne İşe Yarar?

    Son yıllarda internet hızı ve bağlantı kalitesi önemi giderek artmaktadır. Wi-Fi 6E, bu konuda bir adım öne çıkarak daha geniş bir frekans bandında çalışarak daha hızlı ve kesintisiz bir internet deneyimi sunar.

    Wi-Fi 6E, mevcut Wi-Fi standartlarının gücünü artırarak daha yüksek veri transfer hızlarına olanak tanır. Bu sayede çoklu cihaz desteğiyle aynı anda birden fazla kullanıcının sorunsuzca internete erişebilmesini sağlar.

    Yeni nesil teknolojiyi destekleyen Wi-Fi 6E, akıllı ev sistemleri, oyun konsolları, akıllı telefonlar gibi yoğun internet kullanımına ihtiyaç duyan cihazlar için ideal bir seçenektir. Bu sayede her türlü uygulama ve içerik akıcı bir şekilde kullanılabilir.

    Geniş bant aralığıyla etkili iletişim sağlayan WiFi 6E, geleneksel WiFi ağlarından farklı olarak daha az karışıklığa neden olur ve daha stabil bağlantı imkanı sunar.

    Wi-Fi 6E Neden Hâlâ Yaygın Değil?

    Wi-Fi 6E teknolojisi, Wi-Fi ağlarının geleceği olarak görülse de neden hala yaygın değil sorusunun cevabı birkaç faktöre bağlı olabilir. Birincisi, Wi-Fi 6E uyumlu cihazların henüz piyasada geniş çapta bulunmamasıdır. Yani, kullanıcılar bu yeni teknolojiye geçmek için yeterli seçeneğe sahip değiller.

    İkinci olarak, mevcut altyapının güncellenmesi gerekliliği de WiFi 6E’nin yaygınlaşmasını engelleyen etkenlerden biridir. İnsanlar genellikle alıştıkları ve işlerini gören sistemleri değiştirmekte tereddüt ederler.

    Üçüncü olarak, maliyet faktörü önemlidir. Yeni teknolojiye geçiş yapmanın getireceği masraflar da insanları geri adım atmaya itebilir. Bu da Wi-Fi 6E’nin yaygınlaşmasını geciktirebilir.

    Sonuç olarak, Wi-Fi 6E’nin hala yaygın olmamasının birden fazla karmaşık sebebi olduğunu söyleyebiliriz. Ancak ilerleyen zamanlarda bu teknolojinin daha da popüler hale gelmesi bekleniyor.Wi-Fi 6E Nedir

    Wi-Fi 6E Ne Kadar Hızlı?

    WiFi 6E teknolojisi, hız konusunda önemli avantajlar sunmaktadır. Geleneksel WiFi bağlantılarından çok daha yüksek hızlar sağlayarak internet deneyimini bir üst seviyeye taşımaktadır. Wi-Fi 6E’nin sahip olduğu geniş frekans aralığı sayesinde, trafiği daha verimli yöneterek kullanıcılara kesintisiz ve hızlı bir bağlantı imkanı sunar.

    Bu yeni nesil teknoloji ile 9.6 Gbps’ye kadar olan indirme hızlarına erişmek mümkün olabilir. Bu da dosya indirme, video akışı ve oyun gibi yoğun veri kullanım gerektiren işlemleri çok daha kusursuz bir şekilde gerçekleştirmeyi sağlar. Ayrıca düşük gecikme süreleri de WiFi 6E’nin sunduğu diğer önemli avantajlardan biridir.

    Özellikle birden fazla cihazın aynı anda yoğun internet trafiği yarattığı ev ortamlarında, WiFi 6E’nin hız performansının ne kadar etkili olduğunu görmek mümkündür. Artık film izlerken donma sorunu yaşamak ya da online oyun oynarken gecikmelerden dolayı maç kaybetmek gibi sıkıntılara veda edebilirsiniz.

    Wi-Fi 6E ile Wi-Fi 6 Arasındaki Farklar Neler?

    Teknolojiler arasındaki en önemli fark, frekans bandında yatmaktadır. WiFi 6 sadece 2.4 GHz ve 5 GHz bantlarını kullanabilir. WiFi 6E ise ekstra olarak yeni bir frekans olan 6 GHz bandını da destekler. Bu sayede daha az yoğunlukta çalışarak daha hızlı ve güvenilir bir bağlantı sunar.

    Bir diğer fark da kanal genişliği konusunda ortaya çıkar. Wi-Fi 6, genellikle 80 MHz veya maksimumda 160 MHz kanal genişliğini destekler. WiFi 6E ise bu değeri arttırarak çok daha geniş bant genişlikleriyle iletişim sağlar. Bu da daha yüksek veri aktarım hızlarına imkan tanır.

    Ayrıca, cihaz sayısı açısından da farklılık gösterirler. Wi-Fi Geleneksel ağlara kıyasla aynı anda çok daha fazla cihaza sorunsuz bağlanabilen teknolojilerden biridir.

    Wi-Fi 6E Modemler Hangi Cihazlarla Uyumlu?

    WiFi 6E modemler, genellikle yüksek performanslı cihazlarla uyumludur. Bu teknoloji sayesinde telefonlar, dizüstü bilgisayarlar ve diğer IoT cihazları güvenilir bir şekilde internete bağlanabilir. Wi-Fi 6E’nin sunduğu geniş kanal aralığı ve frekans bantları, yoğun ağ ortamlarında bile kesintisiz bir deneyim sunar.

    Sonuç olarak, Wi-Fi 6E teknolojisi giderek yaygınlaşmaya devam ediyor. Gelecekte ev içi internet deneyimini kökten değiştirecek potansiyele sahip. WiFi 6E, hızlı veri, artan cihaz ve istikrarlı bağlantı sunar. Bu nedenle önümüzdeki dönemde Wi-Fi 6E’nin daha da yaygınlaşması beklenmektedir.

    WiFi 6E Cihazlara Göz atmak için Tıklayın

    Üretken yapay zekanın yaratıcı endüstriler üzerindeki etkileri

    Bugünlerde yapay zeka dünyasının popüler alt kategorisi üretken yapay zekayı, geleneksel programlamadan farklı olarak insan benzeri yaratıcılığı ve üretkenliği simüle etmeye odaklanan yapay zeka (AI) sistemi olarak tanımlamak mümkün. Bu tür sistemler, derin öğrenme, jeneratif modeller ve doğal dil işleme gibi teknikleri kullanarak, çeşitli görevlerde insan benzeri kararlar alabiliyor ve yeni içerikler oluşturabiliyor.

    Hepimizin bildiği gibi yapay zeka (AI), son yıllarda yaratıcı endüstrilerde büyük bir dönüşüm yaratmıştır. Geleneksel olarak insan becerisi gerektiren ve yoğun emek gerektiren birçok görev, artık yapay zeka ve makine öğrenimi algoritmaları sayesinde otomatikleştirilebilmektedir. Bu noktada ayrı bir parantez açmamız gereken üretken yapay zeka, sanat, tasarım, medya ve eğlence gibi yaratıcı endüstrilerde inovasyonu artırmakta ve yeni fırsatlar yaratıyor.

    Üretken yapay zeka, sanat, tasarım, yaratıcı yazma, müzik besteleme ve diğer yaratıcı alanlarda geniş bir uygulama potansiyeline sahip. Ayrıca, ürün tasarımı, moda endüstrisi, reklamcılık ve diğer sektörlerde de kullanılabiliyor. Bu tür sistemler, insana özgü yaratıcılık ve estetik duyguları taklit etme yeteneğine sahip oldukları için, insanlarla işbirliği yaparak veya insan etkileşimine dayalı olarak değerli sonuçlar üretebiliyor. Gelin şimdi üretken yapay zekanın yaratıcı endüstriler üzerindeki etkilerine kısa kısa bakalım.

    Yapay zeka, medya endüstrisinde içerik üretimini ve dağıtımını dönüştürüyor
    Öncelikle üretken yapay zekanın, sanat ve tasarım alanlarında yeni yaratıcı süreçlerin ortaya çıkmasına yol açtığına değinmekte fayda var. Örneğin, derin öğrenme algoritmaları, resim, müzik ve yazı gibi sanatsal içeriklerin oluşturulmasında kullanılıyor. Geleneksel olarak insanların uzun süreler harcadığı karmaşık tasarım süreçleri, artık yapay zeka yardımıyla daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.

    İkincisi, üretken yapay zeka, medya endüstrisinde içerik üretimini ve dağıtımını dönüştürüyor. Bu teknolojiler, büyük veri analitiği ve kişiselleştirme yetenekleri sayesinde kullanıcıların tercihlerine uygun içerikler oluşturabilir ve sunabiliyor. Ayrıca, sesli asistanlar ve konuşma tanıma teknolojileri, interaktif medya deneyimlerini geliştirmekte ve yeni iletişim kanalları yaratıyor.

    Üçüncüsü, üretken yapay zeka, eğlence endüstrisinde yaratıcı süreçleri ve kullanıcı deneyimlerini zenginleştiriyor. Örneğin, video oyunları, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik uygulamalarında kullanılan yapay zeka algoritmaları, daha etkileyici ve etkileşimli oyun deneyimleri sağlıyor. Ayrıca, film ve televizyon prodüksiyonunda yapay zeka, senaryo yazımından casting’e ve pazarlama stratejilerine kadar birçok alanda kullanılıyor. Bu artıları kısa kısa başlıklarda şöyle verebiliriz:

    Sanat ve Tasarım: Üretken yapay zeka, resim, müzik, edebiyat ve diğer sanat formlarında eserler oluşturabilir. Örneğin, derin öğrenme ve doğal dil işleme algoritmaları, otomatik resim oluşturma, şarkı besteleme ve hatta şiir yazma gibi görevleri gerçekleştirebilir.
    Medyada İçerik Üretimi: Medya endüstrisinde, yapay zeka içerik üretimini ve kişiselleştirme yeteneklerini artırır. Büyük veri analitiği ve öneri sistemleri, kullanıcının ilgi alanlarına ve tercihlerine göre özelleştirilmiş içerikler oluşturabilir ve sunabilir.
    Film ve Televizyon Prodüksiyonu: Üretken yapay zeka, senaryo yazımından casting’e ve pazarlama stratejilerine kadar birçok alanda film ve televizyon prodüksiyonunu destekler. Örneğin, derin öğrenme algoritmaları, izleyici tercihlerine dayalı olarak içerik önerilerinde bulunabilir.
    Eğlence ve Oyunlar: Yapay zeka, video oyunları, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik uygulamalarında etkileyici ve etkileşimli deneyimler sağlamak için kullanılır. Oyun içi karakterlerin yapay zeka tarafından kontrol edilmesi, daha gerçekçi ve adaptif oyun deneyimleri sunar.

    Ancak, üretken yapay zekanın yaratıcı endüstrilere etkileri sadece olumlu değildir. Bu teknolojilerin yaygınlaşması, işgücü dinamiklerinde ve iş modellerinde değişikliklere neden olabilir. İnsanlar yerine makinelerin kullanılması, bazı mesleklerin otomatikleştirilmesine ve dolayısıyla işsizlik riskine yol açabiliyor. Bu nedenle, bu dönüşüm sürecinde eğitim ve yeniden eğitim önemli bir rol oynuyor.

    Sonuç olarak, üretken yapay zeka, yaratıcı endüstrilerde büyük bir potansiyele sahip. Bu teknolojiler, sanat, tasarım, medya ve eğlence gibi alanlarda inovasyonu teşvik edebiliyor ve yeni iş fırsatları yaratabiliyor. Ancak, bu dönüşüm sürecinde sosyal ve ekonomik etkileri dikkate alınmalı ve insanların bu teknolojilere uyum sağlaması için gerekli destek sağlanmalıdır.

    Yeni Bir Yazıcı Almadan Önce Bilinmesi Gerekenler

    Günümüzde, bir yazıcı satın almak sadece temel baskı ihtiyaçlarını karşılamaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Doğru yazıcıyı seçmek, hem verimliliği artırma hem de uzun vadeli maliyetleri kontrol altında tutma açısından önem arz ediyor. Yeni bir yazıcı seçerken göz önünde bulundurulması gereken faktörler, kişisel ihtiyaçlarınıza uygun bir yazıcı seçmek için yol gösterici rol oynuyor. Bu haftaki ” Yeni Bir Yazıcı Almadan Önce Bilinmesi Gerekenler ” başlıklı yazımda, yazıcı alırken dikkat edilmesi gereken temel unsurlardan bahsedeceğim.

    Yazıcı alırken dikkat edilmesi gereken temel unsurlar:

    Yazıcı Türü

    Yazıcı türünü doğru belirlemek, cihazın kullanım amacına uygun olup olmadığını belirlemede kilit bir faktördür. Lazer yazıcılar genellikle yüksek hacimli belge basımı için uygunken, mürekkep püskürtmeli modeller renkli baskılar için daha elverişlidir. Çok fonksiyonlu yazıcılar ise tarayıcı ve fotokopi özellikleriyle ofis ihtiyaçlarını karşılar.

    Baskı Hızı

    Baskı hızı, iş yükünüze uygun bir şekilde seçilmelidir. Dakikada kaç sayfa basabildiğini belirten “sayfa başına dakika” (PPM) değeri, baskı hızını değerlendirmek için önemlidir.

    Çözünürlük

    Yüksek çözünürlük, belgelerin ve resimlerin daha net görünmesini sağlar. Özellikle grafiksel işlerde tercih edilen yüksek DPI değerleri, kaliteli baskılar elde etmenize yardımcı olur.

    Bağlantı Seçenekleri

    Yazıcının çeşitli bağlantı seçenekleri, cihazı kolayca ağa entegre etmenize yardımcı olur. Wi-Fi, Bluetooth ve USB gibi bağlantılar, esnek bir kullanım sunar.

    Maliyet Analizi

    Yazıcı maliyeti sadece başlangıç maliyeti değil, aynı zamanda mürekkep veya toner kartuşları gibi sürekli maliyetleri de içermelidir. Uzun vadeli düşük işletme maliyetine sahip modeller tercih edilmelidir.

    Enerji Verimliliği

    Enerji tasarruflu bir yazıcı seçmek, çevre dostu bir seçenek olmanın yanı sıra enerji maliyetlerini düşük tutmanıza da yardımcı olur. Energy Star sertifikalı modeller genellikle daha az enerji tüketir.

    Marka ve Model İncelemesi

    Kullanıcı yorumları ve uzman incelemeleri, güvenilir marka ve modelleri belirlemenize yardımcı olacaktır.

    Destek ve Garanti

    Yazıcı alırken uzun vadeli destek ve garanti koşullarını göz önünde bulundurmak, olası sorunlara karşı hazırlıklı olmanızı sağlar.

    Kağıt Kapasitesi ve Boyutları

    Yazıcının kağıt kapasitesi ve desteklediği boyutlar, belgelerinizi düzenli bir şekilde basmanıza yardımcı olacaktır.

    Ek Fonksiyonlar

    Otomatik dubleks baskı, otomatik belge besleyici ve mobil baskı gibi ek fonksiyonlar, kullanım kolaylığını artıracaktır.

    Yazılım Desteği

    Yazıcıyla birlikte gelen yazılımlar, baskı işlemlerinizi daha verimli hale getirecektir. Üreticinin sunduğu yazılım desteği, yazıcınızın performansını optimize etmeye ve tüm özelliklerinden tam anlamıyla yararlanmanıza yardımcı olacaktır.

    Güvenlik Özellikleri

    Özellikle iş ortamlarında, yazıcı güvenliği kritiktir. Şifreleme, kullanıcı yetkilendirmesi ve ağ güvenliği gibi özelliklere sahip bir yazıcı, hassas bilgilerinizi korumanızı sağlayacaktır.

    Taşınabilirlik ve Boyut

    Eğer yazıcıyı sık sık taşımak zorundaysanız veya sınırlı bir alana sahipseniz, taşınabilir ve kompakt bir model tercih etmek pratik olabilir. Hafif ve taşınabilir yazıcılar, seyahat edenler veya küçük ofisler için idealdir.

    Eko Dostu Özellikler

    Çevresel etkiyi azaltmaya önem veriyorsanız, enerji tasarruflu yazıcıları seçmek, atık azaltma özelliklerine dikkat etmek ve geri dönüştürülebilir malzemeler kullanan modelleri tercih etmek çevre dostu bir yaklaşımdır.

    Sonuç olarak, yeni bir yazıcı seçerken kişisel ihtiyaçlarınızı, iş gereksinimlerinizi ve bütçenizi dikkate almalısınız. Yukarıdaki faktörleri değerlendirerek, verimli ve uzun ömürlü bir yazıcı seçebilir, iş akışınızı optimize edebilirsiniz. Her bir özellik, yazıcınızın performansını artırarak günlük işlerinizi daha hızlı yapmanızı sağlayacaktır.

    X takip için @salihertugrul

    Kilo vermede yardımcı uygulamalar

    2024 yılına spor ile girmek isteyenler için harika bir içerik hazırladık. Deniz, kum, güneş demeden kilo vermek mi istiyorsunuz? O halde sizin için hazırladığımız bu liste oldukça hoşunuza gidecek. İşte karşınızda “en iyi spor ve diyet uygulamaları” listemizin detayları…

    En iyi spor ve diyet uygulamaları listesi 2024!

    Birazdan listesini paylaşacağımız uygulamalar ister evde ister spor salonunda olun doğru şekilde spor yapmanızı sağlayacak uygulamalar. Uygulamalar hareketleri ekipman olmadan da nasıl yapacağınızı gösteriyorlar. Ayrıca bunlara ek olarak bir de kalori hesabı yapmanıza yardımcı oluyorlar.

    Önemli hatırlatma! Diyet listeleri kişiye özel olacak şekilde bir “uzman tarafından” hazırlanmalıdır. Bu sebeple size bir herhangi bir diyet listesi hazırlayacak uygulamaya listemizde yer vermedik. Kalori takibi yapmak dışında diyet uygulamalarını uzman yardımı olmadan kullanmayın.

    1- Home Workout

    Home Workout adından da anlaşılacağı üzere evde spor yapmanıza olanak sağlayan bir uygulama. Basit bir kullanıma sahip olan uygulama ev ortamında rahatça yapabileceğiniz temel hareketleri baz alıyor ve planınızı da buna göre oluşturuyor. Ayrıca Home Workout hareketleri daha iyi kavramanız açısından fotoğraf ve videolu içerikler barındırıyor.
    en iyi spor uygulamaları

    2- 7 Minute Workout

    7 dakika da fit olmak ister misiniz? O zaman 7 Minute Workout tam size göre. 7 Minute Workout herhangi bir spor salonuna gitmeden ve ekipman kullanmadan günde 7 dakikalık egzersizler ile vücut geliştirmeyi size vadediyor. Uygulama size özel oluşturduğu spor takvimi ile özel koçunuz oluyor diyebiliriz.

    3- 30 Day Fitness Challenge

    30 Day Fitness Challenge listemizin 3. uygulaması. Uygulama size 1 aylık programlar hazırlıyor. Bu programları ister evde ister spor salonunda uygulayın. Her iki konum için de uygulama planlamalar sunuyor. 1 aylık limitler sonucunda istediğiniz vücuda ulaşmayı size vadediyor.

    4- Plank Workout

    Plank Workout aslında bu uygulamalar arasındaki en kapsamlılardan biri. Uygulama en temelden profesyonele doğru bir ilerleyiş kaydediyor. Yani hiç spor yapmamış biri bile bu uygulama sayesinde spora başlayabilir. Uygulamayı açtığınızda spor yapacağınız yeri ve spor bilginizi kaydediyorsunuz. Ardından uygulama size özel planlar oluşturarak fit bir vücuda sahip olmanıza yardımcı oluyor.
    en iyi spor uygulamaları

    5- Pro Fitness

    Pro Fitness daha çok vücut geliştirmeyle ilgilenenler için tasarlanmış bir uygulama. Pro Fitness’ın size özel oluşturacağı planlar ile vücut geliştirme yapabilir, kas kütlenizi arttırabilir ve yağ oranınızı azaltabilirsiniz. Uygulama hem evde hem spor salonunda yapılabilecek planlar sunuyor. Bu sayede herkes tarafından kullanılabilir. Peki siz en iyi spor uygulamaları listemiz hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın…

    Huawei ve CoinTR Web3 inovasyonunu birlikte destekleyecek

    Bilgi ve iletişim teknolojileri altyapısı ve akıllı cihazlar alanında dünyanın önde gelen tedarikçilerinden Huawei ve hızla büyüyen kripto para dünyasının önemli yerel şirketlerinden CoinTR, 2024 Mobil Dünya Kongresi’nde stratejik ortaklıklarını duyurdu.

    Huawei, Türkiye’de sunduğu yenilikçi bulut çözümleriyle, kurumların farklı ihtiyaçlarına odaklanırken, yeni uygulamaları da adapte ederek, hizmet alanını genişletiyor. Web3’ün dönüştürücü potansiyelinin farkında olan Huawei, bu alanda inovasyon odaklı çözümler geliştirmek üzere aktif olarak çalışıyor. Huawei’in ‘Türkiye’de, Türkiye İçin’ yaklaşımıyla da örtüşen bu yenilikçi çözümler, önemli iş ortaklıklarını da beraberinde getiriyor.

    İki şirket bu iş birliğiyle, Huawei’in bulut konusundaki teknolojik uzmanlığını, CoinTR’nin Web3 alanındaki uzmanlığı ile bir araya getiriyor. Web3 teknolojilerinin benimsenmesini teşvik edecek bu iş birliğiyle Huawei, gerekli altyapı ve desteği sağlayarak işletmelerin ve bireylerin Web3’ün avantajlarından yararlanmalarını amaçlıyor.

    Huawei Cloud Türkiye CEO’su Frank Ma yaptığı değerlendirmede, “Web3 ve bulut inovasyonu özelinde CoinTR ile işbirliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Gelecekte, işletmelerin değerini en üst düzeye çıkarmak için, Web3’ün avantajlarını birlikte keşfedecek ve yenilikler yapacağız. Teknolojinin en büyük cazibesi herkese fayda sağlamak ve dijital dünyada kimseyi geride bırakmamaktır. Bir bilim ve teknoloji kuruluşu olarak, her yeni teknoloji ve yeni endüstri için, Tech for Good vizyonuna inanıyoruz. Huawei Cloud’u tercih ettiği için CoinTR’ye teşekkür ediyor, bu stratejik işbirliğinin gelecekteki projelerimiz için de iyi bir başlangıç olacağına inanıyoruz” dedi.