Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 1833

    Media Markt’ın yuva kuranları gülümsetecek evlilik kampanyası başladı

    1460103328_Yuvakuran_com

    Media Markt’ın yuvasını kuran herkesin, ihtiyacına özel çözümler ve kaçırılmaz fırsatlar sunduğu evlilik kampanyasının reklam filmi, izleyenleri güldürüyor.

    Rakipsiz fiyatları, satış sonrası hizmetleri ve kaçırılmaz kampanyalarıyla müşterilerinin yüzünü güldüren ve Gülmek Sana Yakışıyor kampanyası ile bunu mottosu haline getiren Media Markt, evlilik kampanyasıyla evleneceklere sunduğu kolaylıkları yeni reklam filminde bol müzikli ve eğlenceli bir dille anlatıyor.

    Genç bir çiftin evlilik hazırlıkları sırasında karşılaşacağı macera ve masrafları esprili bir dille ele alan reklam filminde, Media Markt’ın uzman satış kadrosu, özel servis ve finans çözümlerinin yanı sıra rakipsiz fiyatları ile yuvasını kuracakların doğru adresi olduğunu gösteriyor.

    Wanda Digital tarafından hazırlanan reklam filminin çekimleri 1 gün içinde toplam 100 kişilik bir teknik ekip ve oyuncu kadrosu ile tamamlandı.

    1460103327_MM2

    Media Markt – Gülmek Sana Yakışıyor, “Yuvakuran Evlilik Danışmanlığı” Filmi

    Filmi görüntülemek için tıklayınız.

    KÜNYE

    Reklamveren: Media Markt Türkiye

    Reklamveren Yetkilileri: Çağanur Atay Uçtu, Sinem Öztürk, Selen Bekiroğlu, Sermin Akyıldız

    Reklam Ajansı: Wanda Digital

    Kreatif Direktör: Enis Baruh

    Kreatif Grup Head: Armağan Ükünç

    Yaratıcı Ekip: Cihat Er

    Marka Yöneticisi Ekibi: Yeşim Gürsel (Uzman Marka Yöneticisi), Müge Yıldırım (Marka Yöneticisi)

    Ajans Prodüktörleri: Arzu Köksal, Turgay Güven

    Yönetmen: Oğuz Uydu

    Yapımcı: Ezel Domaniç – Bahadır Tumba

    Yapım Şirketi: 2012

    Medya Ajansı: Starcom

    Yıldızı Parlayan Teknolojiler

    Teknoloji şirketlerinin günümüz trendlerinden karlı çıkabilmesi için gelişmekte olan teknolojiler konusunda daha fazla çalışması gerekiyor. Günümüzdeki trendler ile birlikte, özelikle yakın gelecekte lokomotif sektörlerin takip edilmesi büyük önem taşıyor.

    Bu haftaki yazımda; gelişmekte olan ve yakın geleceğe damgasını vuracak teknolojilerden bahsedeceğim.

    Akıllı Sensörler ve İmplantlar

    Geçmişte, günümüzdeki kadar yeniliğin olacağını söyleseler, eminim inandırıcı gelmezdi. İnanılmaz bir değişim içinde yaşıyoruz. Firmalar yeni girişimler ve inovasyonlar ile adeta birbirleri ile yarışıyorlar. Gelecek on yıl içinde hayatımızın olmazsa olmazlarından olacak teknolojilere;  akıllı implantlar, yapay organlar, yedek vücut parçalarının satıldığı dükkanları örnek olarak verebilirim. Tek atom kalınlığında 2D malzemeler, yeni Grafen uygulamaları, termoset polimerleri de eklemeliyim.

    Yeni nesil akıllı sensörler ile etkileşim içinde olduğumuz bir dönemden, 3D yazıcılar ve bioprinting ile hayatın daha da kolaylaştığı ama aynı zamanda daha da karmaşıklaştığı bir zamandan söz ediyorum. On yıl içinde cansız, milyarlarca akıllı sensörün olduğu ortamlarda yaşamaya alışacağız.

    Tam bir akıllı sensör deryasında yaşıyor olacağız. Kendi kendine çalışan bu cihazlar; potansiyel biyolojik tehlikeleri, hava kirliliğini, kötü kokuları, Korozyonu, erozyonu haber veriyor olacaklar. Aynı zamanda havadaki  nemi, toprak nemini ölçerek optimum bitki üretimi için gerekli besin içerikleri hakkında bilgi veriyor olacaklar.

    Arızalandığında kendi kendini tamir eden sensörler, yaşayan hücreli sensörler, MikroRNA sensörler olacak. Vücut içinde yolculuk yapabilen nano sensörler sayesinde, sağlık alanında yenilikler söz konusu olacak.

    3D, 4D ve Bio-yazıcılar

    iStock_000042516602_Small

    Günümüzde 3D ve 4D basabilen yazıcıların fiyatlarının yüksek olması, son kullanıcının bu teknolojiyi kullanmasını olumsuz etkiliyor olsa da, yakın gelecekte fiyatlarının ucuzlaması ile çok daha fazla hayatın içinde olacak.

    3D yazıcıda basılmış yiyecekler, uzayda ihtiyaç olduğunda basılabilen parçalar, ihtiyaca göre basılabilen ortopedik protezler, CT ve MR  taramalarından elde edilen bilgiler ile basılan vücut parçalarının olduğu döneme hiçte uzak değiliz. Göz hastalıklarında kullanılabilecek protez gözler, kemik enfeksiyonları ve kanserlerinde kullanılabilecek biyolojik parçalanabilir implantlar üretiliyor olacak.  Biyoprint teknolojisi ile kalp kapakçığı, kulak kıkırdağı, sentetik deri gibi vücut parçalarının kullanımı artacak. Belkide yedek organların biyoprinting teknolojisi ile basıldığı bir gelecek bekliyor bizi.

    Artırılmış ve Sanal Gerçeklik

    Woman at the park smiling and using google glass and a mobile phone

    Sanal ve artırılmış gerçeklik geleceğin önde gelen sektörlerinden biri haline gelecek. Global bir şirket olarak Facebook, 2014’de Sanal Gerçeklik  şirketi olan Oculus’u satın alarak bu konunun gelecekte ne kadar önemli olacağının altını çizmiş oldu. Yine aynı şekilde Google’da bir Artırılmış Gerçeklik şirketi olan Magic Leap şirketini destekleme başladı. Özellikle tıp, sinema söktöründe sanal gerçeklik oldukça yoğun kullanılıyor olacak. Günümüzde,  Artırılmış Gerçeklik teknolojisi tam anlamı ile beklenilen ilgiyi görmese de, on yıl içinde oldukça popüler olacağını söylemeliyim. Artırılmış  Gerçeklik sayesinde gerçek dünyayı, dijital uzaya entegre ederek,  gerçek ile sanal ortamı birlikte deneyimleme şansımız olacak.

    Robotlar ve Bilgisayar Vizyonu

    iStock_000072136031_Small

    Günümüzde özellikle uzak doğu ülkelerden gelen, insansı robot haberleri oldukça ilgi çekiyor.  “Droid ve Humanoid Robot” kelimeleri artık daha çok kullanılmaya başlandı. Robotlar gelecekte hayatın içinde daha fazla olacaklar. Bundan kaçış mümkün gözükmüyor.  İlerde çocuklarımızın robot hayvanlarının olacağı kesin. 202o’ye kadar Olimpiyatlarda droidleri görebileceğimizi düşünüyorum.

    Yine on yıl içinde, evde yardımcı olarak, robotları göreceğiz.

    Makine Öğrenmesi (Machine Learning)

    iStock_000046609756_Small

    Makine Öğrenmesini (Machine Learning); matematiksel ve istatistiksel yöntemler kullanarak mevcut verilerden çıkarımlar yaparak, bu çıkarımlardan bilinmeyene dair tahminlerde bulunan yöntemi olarak ifade edebiliriz. Bu kavrama güncel hayatımızdan örnekler verecek olursak: yüz tanıma sistemleri, belge sınıflandırma ve spam tespiti.

    Makine öğrenmesi, dikkat çeken teknolojilerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Aslında günümüzde bir çok alanda farkında olmadan bu öğrenme algoritmasını kullanıyoruz. Mesela Google gibi arama motorları daime bu öğrenme algoritmalarını kullanıyor. Web sitelerini derecelendirirken, bu öğrenme algoritmalarından faydalanıyorlar. Facebook’a yüklenen fotoğraflarınızda, Facebook’un otomatik olarak arkadaşlarınızı tanıması yine Machine Learning sayesinde gerçekleştiriliyor. E-posta servislerinin e-postaları spam olarak belirlemesi de makine öğrenmesi sayesinde yapılıyor.

    İnternetin gelecekte çok daha fazla yaygınlaşması ve buna bağlı olarak çoğu işlemin otomatik olarak gerçekleşecek olması, Machine learning kullanımının artacağı anlamına geliyor. Günümüzde bile birçok şirketin, internetteki verileri toplayıp, bunları makine öğrenmesi algoritması ile işleyip, kullanıcı davranışlarını tespit ederek, kullanıcılara daha iyi hizmet sunmaları sağlanıyor.

    Bunlara ek olarak makine öğrenmesi sağlık alanında da kullanılacak. Hasta kayıtları, makine öğrenmesi algoritması sayesinde işlenerek, hastalıklar daha iyi analiz ediliyor olacak.

    Biyometrik Sistemler

    Biyometrik sistemler, kişileri fiziksel özelliklerinden tespit edebilen bilgisayar destekli kimlik tanıma sistemleridir. Biyometrik sistemler ile ilgili araştırmalar büyük bir hızla sürüyor. En yaygın olarak kullanılan yöntemlerin başında; parmak izi tanıma, el geometrisi tanıma, iris-retina analizi, yüz tanıma, ses analizi, imza analizi geliyor.

    Biyometrik sistemler, geleceğin önemli kullanım alanları olan sistemleri olarak öne çıkıyor. Bu sistemin kullanım alanlarını şimdiden tahmin etmek oldukça güç.

    Drone’lar ve İnsansız Sistemler

    Günümüzde Drone olarak ifade ettiğimiz, insansız hava araçları zaten kullanılmakta. Özellikle havacılıkta kullanılan drone’ların, gelecekte hayatın her alanında kullanılacağını tahmin etmek güç değil.

    Otonom Arabalar

    Google, Apple ve Intel gibi küresel teknoloji şirketleri, Otonom arabalar konusunda büyük Ar-Ge çalışmaları yapıyor.  Gelecek on yıl içinde, günümüzdeki otomobil şirketlerinin, otonom arabalar konusunda büyük yarışlara gireceğini söyleyebiliriz. Ford, Audi, Volvo, BMW otonom araba konusunda yeni modellerini tanıtmaya başladılar bile. Teslanın elektrikli ve sürücüsüz arabasının daha üretimi yapılmadan, 326 bin ön sipariş alması, bu sektöre ne kadar talep olduğunun bir göstergesi.

    Elektronik Para

    iStock_000071164685_Small

    Blockchain endüstrisi 2016 yılında milyarlarca dolar yatırım aldı ve NASDAQ ile NYSE gibi köklü finans enstitülerinin de dahil olduğu 35’ten fazla Blokchain projesi duyuruldu.

    Blockchain şüphesiz gelecekte büyük bir rol oynayacak fakat gelişim hızı ve inanılmaz potansiyeli, hayatlarımızı nasıl değiştireceğini öngörmeyi neredeyse imkansızlaştırıyor.

     

    Kaynak:

    http://www.yazilimsevdasi.com/machine-learning-makine-ogrenmesi-nedir/

    https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0nsans%C4%B1z_hava_arac%C4%B1

    http://www.melekyatirimplatformu.com/tr/blog/takastan-bitcoin-e-ticaretin-enstrumanlari

    Sony Pictures Television’dan Türkiye’ye yatırım

    Ekran_Resmi_2016-04-07_16_07_56 Sony Pictures Television (SPT), Türkiye’de Planet Kanalları Platformunun çoğunluk hissesini alarak reklam satış firması Satış Ofisi ile ortaklığa başladığını açıkladı.

    Anlaşma, Türkiye genelinde ücretsiz yayın yapan mevcut dört televizyon kanalını kapsıyor ve Planet Pembe; Türk dizileri ve pembe dizi yayını yapan kadın kanalı, Planet Türk; Türk filmlerini yayınlayan aile kanalı, Planet Mutfak; Türk yemeklerini ünlü şeflerle ekrana getiren ilk Türk yemek kanalı, Planet Çocuk; yerel olarak üretilen çocuk programları ve dünyaca ünlü çizgi dizileri yayınlayan çocuk kanallarını içeriyor.

    1459936562_SPT_logo“Türkiye inanılmaz canlı bir pazar…”

    Kıdemli Başkan Yardımcısı, SPT Networks, CEEEMA Bölge Yöneticisi Lyle Stewart; “Bu büyük bir ortaklık… Türkiye inanılmaz derecede canlı bir pazar. Yatırım için en doğru ortaklığı arıyorduk ve bizler geniş bilgi ve tecrübelerimizi paylaşarak, Planet TV’ye güçlü uluslararası kanal markaları kurarak, portföyünü daha da güçlendirmek için sabırsızlanıyoruz” dedi.

     

    Satış Ofisi ve Planet TV kanallarının Yönetim Kurulu Başkanı Sevin Ergun Sefada ise Planet TV, Türkiye temalı televizyon kanallarına öncülük etti ve serbest kanallar pazarında gerçek bir boşluğu doldurduğunu söyleyerek; “Planet TV kanalları, hem izleyiciler hem reklam verenler arasında mevcut başarıyı yansıtan güçlü bir kimliğe sahip. Sony’nin güçlü marka değeri ve büyük içerik portföyü ile birlikte bu başarıyı daha da büyüteceğimize inanıyoruz” dedi.

    Anlaşma şartlarına göre Satış Ofisi, Planet TV portföyünün reklam satışlarına devam edecek.

    Canlı video yayını özelliği Facebook Live artık Türkiye’de!

    1459971407_Video_Home_Topic_Feeds_AndroidFacebook, geçen yıl Ağustos ayında Facebook Mentions uygulamasına eklediği ve Haber Kaynağı üzerinden canlı video paylaşılmasını sağlayan Facebook Live’ı daha geniş kapsamlı bir şekilde kullanıma sunduğunu açıkladı. Facebook Live, artık aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 60 ülkede kullanılabiliyor.

    Video yayını konusunda atılan bu adım, Facebook’un Periscope ya da Meerkat gibi popüler uygulamalarla da rekabet etmeyi hedeflediği yorumlarının önünü açtı. 1,5 milyar kullanıcıya sahip platform üzerinden gerçekleştirilecek canlı yayın özelliğinin yoğun ilgi görmesi bekleniyor.

    1459971420_Live_Creative_Tools_iOSFacebook’un elde ettiği veriler, Facebook Live videolarına normal videolardan 10 kat daha fazla yorum yapıldığını gösteriyor. İnsanların canlı video kullanarak içerik keşfetmelerini, paylaşım yapmalarını ve etkileşim kurmalarını sağlamaya odaklanan Facebook Live’ı daha da kişiselleştirmek adına geliştirilen yeni özellikler ise şöyle:

    Facebook Live, hem interaktif hem de eğlenceli: Live Reactions, Replay Comments ve Live Filters sayesinde canlı yayın sırasında izleyenler videoya gerçek zamanlı bir şekilde tepki verebiliyor. Haber Kaynağı’ndaki ‘muhteşem,’ ‘hahaha,’ ‘inanılmaz,’ ‘üzgün’ ve ‘kızgın’ reaksiyonları Facebook Live videoları için de kullanılabiliyor. Tümüyle interaktif bir deneyim için videolar tekrar oynatıldığında yorumlar da aynı şekilde yeniden oynatılıyor.

    Videolarını daha fazla kişiselleştirmek isteyenler için beş adet Live Filters bulunuyor ve bunlara yakın zamanda videoların üstüne çizim yapılmasını sağlayan bir özellik de eklenecek.

    Arkadaşınla birlikte izle: İnsanlar, ‘Invite Friends’ tuşunu kullanarak davet yollayıp, canlı videoları birlikte izleyebilecek.

    Videoları kaçırmayın: Oluşturulan özel bir alan sayesinde insanlar dünyada en çok hangi videolar hakkında konuşulduğunun yanı sıra arkadaşlarının ve önemsedikleri isimlerin videolarını kolaylıkla takip edebilecek.

    İddia: Galaxy S7 satış başarısı ve sonrası…

    0

    galaxy-s7-3

    Samsung Galaxy S7 ve Galaxy S7 edge, geçtiğimiz aylarda İspanya’da lanse edilip kısa bir süre sonra da Türkiye ve birçok ülkede satışa sunuldu. Akıllı telefonun tüketici elektroniği raflarında yoğun ilgi ile karşılandığı dikkatlerden kaçmadı. Bu konuda merak edilen detaylardan biri de cihazın dünya genelindeki satışları ile ilgiliydi. İlk ayında akıllı telefon modelleri Galaxy S7 ve S7 edge’in toplamda 10 milyondan fazla sattığı belirtiliyor. Net rakamın ise 12-13 milyon aralığında olduğu ifade ediliyor. Özetle son dönemin en fazla ilgi gören mobil cihazları Samsung’un iki iddialı modeli…

    note-5

    Galaxy Note 5, geçtiğimiz yıl ağustos ayında lanse edilmişti…

    Gelişmelerin devamında ise Samsung’un yakın geleceğe dair stratejik adımlar atmaya hazırlandığı iddia ediliyor. Analistlere göre her sene Ağustos-Eylül aylarında tanıtımı gerçekleştirilen Galaxy Note serisinin 2016 yılı ayağında söz konusu duyuru tarihi erkene alınabilir.

    Buna göre Galaxy Note 6 tanıtım tarihi, temmuz ayı içerisinde olabilir. Daha önce eylül aylarında Almanya’da düzenlenen IFA fuarları kapsamında tanıtılan seri, Note 5’in yanı sıra Galaxy S6 edge+ adlı bir diğer model eşliğinde geçtiğimiz sene ağustos ayında görücüye çıkmıştı. Galaxy S7’nin başarısı ile birlikte tarih 2016 ikinci yarısının ilk kısmı olabilir. Dikkat çeken bir ayrıntı olarak 2016’daki çoğu üst segment model, önceki yıl ki tanıtım tarihleri baz alındığında, daha erken dönemlerde duyuruldular. Analistlerin görüşlerine bakılırsa bu trend devam edecek gibi görünüyor…

    Samsung Galaxy Note 6’nın Snapdragon 820 çipseti, 5.8 inçlik 2K ekran, 6 GB RAM gibi iddialı özelliklerle gelmesi bekleniyor.

    Gelişmeleri aktarmayı sürdüreceğiz…

    NOT: En üstteki görsel, Galaxy S7’ye aittir. 

    Samsung’tan akıllı kontakt lens patenti

    Ekran Resmi 2016-04-07 13.02.47

    Giyilebilir teknolojilerin fütüristik öğelerle çevrili olduğu bir gerçek. Bu alanda akıllı saat ya da akıllı gözlük gibi ‘daha trend’ aygıtlar kenara bırakıldığında akıllı çoraptan tutun da buraya tıklayarak detaylarına ulaşabileceğiniz darbe tespit eden kafa bandına kadar sayısız adım söz konusu. Teknoloji şirketleri, gerek farklı teknolojiler arasındaki bağlantıları eşleştirmek, gerekse potansiyel trendlerin peşinden gitmek adına ilgi çekici ürünler üzerinde çalışıyorlar. Samsung da bu alandaki araştırmaları, patent ve prototipleri ile gündemden düşmeyen şirketlerden biri. Yeni bir bilgi ise ‘sonraki giyilebilir teknoloji’ adımlarına işaret ediyor. Sürprizlerle dolu bir şirket olduğuna ne şüphe…

    Akıllı kontakt lens patenti ile tanışın

    Kamuoyuna yansıyan bir Samsung patenti, şirketin kontak lens konusundaki teknoloji planları ile ilgili. Söz konusu patent, göze yerleştirilen bir kontakt lensin dahili kamera, aralarında TV sinyallerini işleyen bir çipin da yer aldığı çok sayıda alıcı ve sensör içermesine dayanıyor. Patent seviyesindeki algoritmanın aynı lensin kullanımı ile sağlanacak çok sayıda farklı işlem üzerine yoğunlaştığı anlaşılıyor. Peki nasıl kullanılıyor?

    Patente göre kullanıcı, kontakt lensi gözünü kırparak kontrol ediyor. Ne dersiniz; yakında bazı cihazlar sadece gözün kırpılması beraberinde çalışabilir mi? Geleceğe hazır olmak için güzel bir soru…

    Ekran Resmi 2016-04-07 13.02.54

    Kore merkezli tüketici elektroniği şirketi, gelecekteki TV kumandaları, artırılmış gerçeklik, vb için çok daha yenilikçi planlar üzerinde duruyor. Elbette bunun ‘şimdilik’ sadece bir patent olduğunu belirtelim; nihai halini ne zaman alacağı, -alıp almayacağı- yani sadece bir patent belgesi olarak kalıp kalmayacağı hakkında henüz net bir bilgi bulunmuyor.

    Huawei P9 ve P9 Plus tanıtıldı

    1459966914_P9___Case

    2016’nın merakla beklenen üst segment akıllı telefonlarından Huawei P9 ve P9 Plus İngiltere’de tanıtıldı. Leica Camera AG işbirliği ile geliştirilen kamera donanımları ile dikkat çeken cihazların yanı sıra akıllı bileklik modeli B3 Talkband de duyuruldu.

    12 MP arka ve 8 MP ön kamerayla gelen akıllı telefonlar görüntüleme alanındaki teknolojileri ile iddialı. Arka kısımlarında çift kamera yapısı sunuluyor ve bu birlikteliğin temelini de monokrom kamera ile renkli kamera birlikteliği oluşturuyor. Detay, renk ve derinlik açısından kullanıcısına güçlü imkanlar sunduğu kaydedilen kamerasının düşük ışık performansı konusundaki başarılı performans da vurgulanıyor. P9 ve P9 Plus kullanıcıları, monokrom modunu seçtiklerinde cihazlarını gerçek bir monokrom kamera gibi kullanarak siyah-beyaz kareler elde edebiliyorlar. Bu özellik, Leica markası ile bütünleşen siyah-beyaz fotoğraf karelerinin bir akıllı telefonla da elde edilebileceğine işaret ediyor.

    Hibrit odaklama teknolojisine sahip kamerada, odaklanma için üç farklı yöntem sunuluyor; lazer, derinlik hesaplaması ve kontrast. Çevresel şartlara göre bu seçeneklerden en uygunu devreye alınıyor ve şirket açıklamasına göre en iyi karenin yakalanması sağlanıyor. Gerçekleştirilen çekimlerde profesyonel fotoğrafçıların sevdiği kavramlardan bokeh efekti gibi sonuçlar da elde edilebiliyor.
    1459966968_P9_Plus__1_Huawei P9 ve P9 Plus’ın alüminyum ve gümüş kesim gövdesi, minimalist detayları, 2,5D olarak tanımlanan kenarları eğimli ekran yapısının yanı sıra teknik detayları da son derece iddialı. P9; 5.2 inç ekran P9 Plus 5.5 inç ekranla geliyor, her iki telefonda sunulan ekran çözünürlüğü ise ortak: 1080p. Her iki modelde donanımın çekirdeğini oluşturan ve Huawei tarafından geliştirilen 64 bit mimarili Kirin 955 işlemcisi ile 2,5 GHz’lik maksimum saat hızlarına ulaşılabileceği kaydediliyor. Huawei P9, 3000 mAh pil kapasitesine sahip; P9 Plus ise 3400 mAh. Cihazlarda hızlı şarj özelliği mevcut; 6 saatlik konuşma süresinin 10 dakikalık şarj sonucunda elde edilebileceği belirtiliyor.

    1459966922_P9___AllHuawei P9’un iki RAM alternatifi bulunuyor: 3 GB ve 4 GB. Dahili depolama kapasitesi de 32/64 GB şeklinde. microSD desteği sunuluyor. LTE Cat. 6 ve parmakaizi okuyucusu diğer öne çıkan özellikleri arasında.

    P9 Plus’ta 4 GB RAM, 64 GB dahili depolama kapasitesi, microSD desteği bulunuyor. Yani tek versiyon üzerinden potansiyel kullanıcıları ile buluşuyor.

    Her iki modelin de yazılım tabanında Android 6.0 Marshmallow işletim sistemi ve EMUI 4.1 arayüzü yer alıyor.

    Cihazların satışlarına kısa süre içinde başlanacağı belirtildi. Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz…

    Avrupa’nın dev Mars projesi ExoMars

    0

    Kızıl Gezegen Mars’ı keşfetmek ve sırlarını çözmek için her geçen gün yeni bir görev haberi ile karşılaşıyoruz. Birkaç yıl içinde bir koloni tek gidiş olarak Mars’a gitmeye hazırlanırken Hollywood da çok satan romandan uyarlanan Marslı filminin devamını çekmekle meşgul. Anlayacağınız Mars’ın etkisi daha uzun süre geçmeyecek gibi görünüyor. Tabii sürecin bu şekilde işlemesi son derece normal; zira Mars dev cüssesi ve alev alev yapısıyla uzun süredir varılmayı bekleyen bir nokta.

    Robotlar hayatı araştıracak

    Mars’la ilgili en somut gelişmeler ise 2016 yılı içerisinde yaşanacak. 2016-2018 yıllarını kapsayacak ExoMars programı geçtiğimiz Mart ayında sessiz sedasız bir şekilde devreye girdi. ExoMars’ın gerekli ilgiyi görmemesinin bir nedeni projenin NASA ve dolayısıyla ABD değil Avrupa kökenli olması. Bir başka neden de ExoMars’ın aslında ilk olarak 2005’te hayata geçecekken defalarca ertelenmesi. Her ertelenme de ister istemez beklenti kaybına neden olup ExoMars’ı bir yılan hikayesine dönüştürmüştü. Ancak bugün gerekli hazırlıklar tamamlandı ve ExoMars görevine çıktı.

    ExoMars_combi_350

    ExoMars, ESA (European Space Agency) yani Avrupa Uzay Kurumu tarafından yönetiliyor. Kazakistan’daki bir üstten fırlatılan roket, her şeyin planlandığı gibi ilerlemesi durumunda 19 Ekim günü Mars’a varacak. Bu sürenin kısa olmasının da altında Dünya ve Mars’ın konumları yatıyor. Mars’a varış 150-300 gün arasında değişirken gezegenlerin konumu varış süresini etkileyebiliyor. Görevin ismi ExoMars’ın Exo kısmı da eksobiyolojiden geliyor. Eksobiyoloji evrenin yapısını araştıran ileri seviye bir biyoloji dalı. Buna paralel olarak ExoMars aynı zamanda astrobiyoloji yani insan dışı canlı arama görevini de üstlenecek. Sadece bu açıdan bakıldığında bile 2019 gibi Mars’ta yaşam var mı ya da var mıydı tartışmaları kesin bir bilimsel veriyle sonuçlanabilir. Çünkü bu tarihte ExoMars 2 devreye girecek. ExoMars da hayli gelişmiş araştırma robotlarının Mars yüzeyini derinlemesine araştırmasına dayanacak.

    tgo_edm_mating_0411_1

    Bu büyük projede Avrupa’ya Roscosmos yani Rusya Federal Uzay Kurumu eşlik ediyor. Gönderilen aracın yani Schiaparelli’nin geliştirilmesinde Rusya’nın payı büyük. Öyle ki ExoMars direktörü Johann-Dietrich Woerner, “Rus ortaklarımıza bu büyük projede teşekkürü borç biliriz. Uluslararası takımımızın gücü ve onların katkılarıyla Mars’a dair en büyük soruların cevaplarını birlikte bulacağımıza inancım tam.” Roscosmos’un başında bulunan Igor Komarov da teknik olarak kusursuz bir çalışma sergilediklerini ve bunun ileriye dönük başarıların temelini oluşturacağını belirtmekten geri durmuyor.

    Schiaparelli’nin altı dakika içinde Mars’a inmesi planlanıyor. Başlı başına bu bile son derece kritik çünkü planlanan sonraki ExoMars görevleri için bu kısa süreli gelişmiş iniş sistemi baz oluşturacak. Ardından yaklaşık 400 km’lik bir aranı tarayacak olan Schiaparelli metan başta olmak üzere temel ve nadir gazları, elektrik akımlarını araştıracak. Mars’ın jeolojik yapısı, coğrafi özellikleri incelenirken hayat belirtileri de aranacak. Bunun için de yer altında olduğu düşünülen donmuş suların araştırılması tam anlamıyla hayati önem taşıyor. Bu yüzden de Schiaparelli yer altındaki suları tespit edip analiz edebilecek teknolojiyle donatılmış durumda.

    2020 ve sonrası…

    Her ne kadar ExoMars 2016 yılında büyük adımlar atacak olsa da planlanan birçok görevin olması onu uzun ömürlü kılıyor. Görev olarak da gittikçe hedef büyüten projeye 2020 civarında NASA da katılacak. Neredeyse tüm dünya güçlerinin birlik olacağı bu tarihte asıl hedef Mars’tan numuneleri Dünya’ya getirmek. Gerçekten insanlık için dönüm noktası olabilecek bu girişimde ülkemizin de böyle bir oluşumda yer alabilmesini dilerdik ama tabii bu başka bir yazının konusu. Evet, Mars konusundaki en sıcak gelişme ExoMars’ı takipte kalıp meraklanmaya devam edin. Ne de olsa cevaplar bu sefer gerçekten çok yakında açıklanacak gibi görünüyor.

    Hayatımızı değiştiren teknolojiler

    0

    Son 100 yıl içerisinde, özellikle son 30 yılda gerçekleşen teknolojik ilerlemeler insan hayatını kökten değiştirdi, değiştirmeye devam ediyor. Bu zaman zarfında belki de hiç görmediğimiz, hayatımıza hiç girmeyen teknolojiler ve ürünler oldu. Bir şekilde çok yararlı olsalar da belki de zamanı olmadığı için hiç fark edilmeden yok olup gittiler. Ama bazı teknolojiler ve ürünler hayatımıza öyle girdiler ki uzun yıllar da çıkacağa benzemiyorlar. Örneğin cep telefonları, çamaşır ve bulaşık makineleri bunlara çok güzel bir örnek. Düşünsenize otomatik çamaşır makineleri ve bulaşık makineleri olmasa ne yapardık?  Geçen gün okuduğum bir araştırmada insanların ortalama 15 dakikada bir akıllı telefonlarını kontrol ettikleri yer alıyordu. Telefonumuz hiç çalmadığı (ya da titremediği) halde akıllı telefonumuzu cebimizden çıkarıp veya bulunduğu yerden alıp kontrol ediyoruz. Artık bir nevi alışkanlık haline geldiler.

    Dilerseniz son 20 –  30 yıl içerisinde hayatımıza giren teknolojilere hep birlikte bakalım.

    Mobil cihazlar (cep telefonları, akıllı telefonlar ve tabletler)

    70’li yılların sonuna doğru izlediğim yabancı dizilerde filmlerde gördüğüm cep telefonlarının ya da kablosuz iletişim cihazlarının bir gün gerçek olacağına daha o günlerden inanıyordum. O yıllarda TV’lerde, sinemalarda gördüğümüz cihazların neredeyse hepsi gerçeğe dönüştü. Artık sadece konuşmak ya da mesajlaşmak için değil, fotoğraf çekmeden nabız ölçmeye kadar birçok farklı konuda kullanılabiliyor. Bir ara insanlar küçük cep telefonlarını tercih ederken, akıllı telefonlarla bu tercih de değişerek ekranı daha büyük olan cihazlar artık daha makbul hale geldi. Sonraki yıllarda ne olacağını kestirmek ne yazık ki mümkün değil. Hepimiz bekleyip göreceğiz. Benzer bir şekilde tabletler de son yıllarda hayatımıza giren ve en çok vakit geçirdiğimiz cihazlar haline geldi. Hastanelerden okullara kadar birçok yerde hayatımıza dokunuyor tabletler.

    Uzaktan kumanda

    Hayatımızı değiştiren teknolojiler denice uzaktan kumandaları es geçmek olmazdı. Çocukluğunda siyah beyaz televizyonlarda çok kanallı günlere geçildiğinde uzaktan kumanda görevi gören birisi olarak (evin en küçüğü olunca başka çareniz kalmıyor) uzaktan kumandaların hayatımızı değiştirdiğini kolaylıkla söyleyebilirim. Başlangıçta birkaç tuşlu kablolu cihazlarla hayatımıza giren uzaktan kumanda cihazları artık aynı anda birçok cihazı kontrol edebilen gelişmiş cihazlar haline dönüştü. Hatta bazı akıllı telefonlar da uzaktan kumanda olarak kullanılabiliyor. Sizce uzaktan kumandayı sevmemek mümkün mü?

    USB bellekler

    2000’li yılların başlarında hayatımıza giren USB belleklerle birlikte uzun yıllar kullandığımız disket sürücülere ve optik okuyuculara yavaş yavaş veda etmeye başladık. İlk olarak disket sürücüler tamamen ortadan kalkarken yavaş yavaş optik sürücüler de ultrabook ve netbook gibi cihazlarda kullanılmamaya başladı. Açıkçası birkaç yıldır hiç optik sürücüye ihtiyaç duymadım. 15 yıllık geçmişe sahip olan USB bellekler bir süre daha hayatımızda kalacak gibi gözüküyorlar.

    Otomatik çamaşır ve bulaşık makineleri

    Eskiden leğenlerde bulaşık yıkayan kadınların kocalarından en çok istedikleri şeyler arasında merdaneli çamaşır makinesi vardı, otomatik çamaşır makineleri ile birlikte doğal olarak bu istek de değişti. Artık otomatik çamaşır makinesinin yanında kurutma makinesi de evin olmazsa olmazları arasına girdi. Bulaşık makinesinden bahsetmeye gerek bile yok.

    Online alışveriş

    Hayatımızı kökünden değiştiren teknolojilerden birisi de online alışveriş. Artık birçoğumuz yerinden bile kalkmadan elektronikten giyime, market alışverişine kadar interneti kullanıyoruz. Online alışverişle birlikte ödeme sistemleri de gelişti ve gelişmeye devam ediyor. Sanal kredi kartları, mobil ödeme, ön ödemeli kartlar gibi farklı yöntemler ortaya çıktı ve online alışverişle birlikte gelişmeye devam ediyor.

    Elektronik kitaplar

    Son yıllarda özellikle uçaklarda ve otobüslerde tablet ya da elektronik okuyucularından kitap okuyan insanlar oldukça dikkatimi çekiyor. Her ne kadar hala kağıdın yerini başka bir şey tutmaz desem de zamanla birlikte kağıt da tarihe karışacak gibi gözüküyor. Bu nedenden dolayı e-kitaplara, e-dergilere ve e-gazetelere alışmamız gerekiyor.

    Diğer taraftan hayatımız değiştiren daha birçok teknoloji var, örneğin üç boyutlu yazıcılar. Çok yakında birçok kişi üç boyutlu yazıcıları kullanarak kendi işini yapmaya başlayacak. ABD’de gittiğim bir otomobil servisinde eski otomobillerin plastik aksamları üç boyutlu yazıcı kullanılarak yapılıyordu. Bu sayede 200 – 300 dolarlık parçalar 3 – 5 dolara mal oluyordu. Hepimiz birlikte yaşayıp hayatımızı başka hangi teknolojiler değiştirecek göreceğiz.

    Sporcular için geliştirilen Samsung brainBAND ile tanışın

    brainband

    Giyilebilir teknolojilerin özellikle spor alanında sunduğu imkanlar bir hayli geniş. Katedilen mesafeyi tespit etmeye yarayan bilekliklerin çok ötesinde gelişmeler söz konusu. İşte bunlardan biri de Kore merkezli tüketici elektroniği şirketi Samsung imzası taşıyor.

    Son dönemde en yeni Galaxy S serisi akıllı telefonları ile gündemden düşmeyen şirketin çok sayıda farklı alanda da geliştirme çalışmaları yürüttüğü biliniyor ve brainBAND de bunlardan biri.

    Şu an için prototip aşamasında olduğu kaydedilen Samsung brainBAND, beyin sarsıntısı semptomlarının tespitine yardımcı oluyor. Bu alanda uzman bir ekiple birlikte çalışıldığı belirtilirken, aygıtın çıkış noktasının da beyin sarsıntısı tespitlerinde yaşanan güçlükler olduğu ifade ediliyor. Tasarımındaki fütürizm dikkatlerden kaçmıyor.

    Sporcular için inovatif bir aksesuar 

    Samsung brainBAND, kafaya alınan darbelerin risk seviyesinin anlaşılabilmesi için anlık bildirimler sağlıyor. Oldukça alternatif bir teknoloji ürünü olduğu düşünülebilir, ancak sporcular için ideal bir aksesuar olabilir, gelecekte ise atılacak sürprizlerle dolu başka inovatif adımların işaretlerinden biri gibi görünüyor.

    Nasıl kullanılır?

    Kullanımı ise kafaya takılması ve bildirimlerin de mobil uygulama üzerinde görülmesi şeklinde. Ayrıca üzerindeki LED ışıklar sayesinde de darbenin önemini gösteriyor; kırmızı ışık darbenin yüksek risk ihtiva ettiği, sarı ise problem olmadığı anlamına geliyor. Sporcuları koruma anlamında dikkat çeken aygıtın nihai versiyonunun ne zaman sunulacağı henüz bilinmiyor.