Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 60

    MediaMarkt Startup Challenge Yarışması için başvurular başladı!

    MediaMarkt’ın girişimcilik ekosistemini desteklemek amacıyla düzenlediği “MediaMarkt Startup Challenge” yarışması için başvurular başladı. Geleceğin teknolojilerini kurgulayan şirketlerle, perakendeyi yeniden şekillendirecek girişimcileri bir araya getirmeyi hedefleyen yarışmaya son başvuru tarihi 2 Aralık 2024.

    MediaMarkt Türkiye’nin girişimcileri ve girişimcilik ekosistemini desteklemek amacıyla bu yıl 7’ncisini düzenlediği “MediaMarkt Startup Challenge” yarışmasının başvuru süreci başladı. Bugüne kadar Türkiye başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden başvuru alan yarışmaya girişimciler, 2 Aralık 2024 tarihine kadar başvuru yapabilecek. Yarışmada; “Perakende Satış Teknolojileri”, “Satış Sonrası Teknolojiler” “Kurumsal Dijitalleşme ile Çalışan Deneyimini Güçlendirme” ve “Sürdürülebilirlik ve Çevresel Etki Çözümleri” alanlarında, inovatif perspektifiyle fark yaratan ve perakende dünyasını dönüştüren uygulamalar değerlendirilecek. Uzman isimlerden oluşan jüri değerlendirmesi sonucunda finalde yarışmaya hak kazanan girişimler, 15 Ocak 2025 tarihinde düzenlenecek Startup Challenge yarışmasında projelerini sunacak ve ödüle hak kazanan ilk üç proje belirlenecek.

    Geçmiş dönemlerin kazananları MediaMarkt ile iş birliği olanağı buldu

    MediaMarkt Startup Challenge’ın geçmiş dönem kazanan projeleri MediaMarkt’la iş birliklerine başladı. Geçmiş dönemin kazananlarından; mikro atık yönetimi, karbon ayak izi hesaplama ve raporlama hizmetleri sunarak, espresso granülünden ileri dönüştürülmüş ürünler üreten Wastespresso girişimi ile MediaMarkt, uzun vadeli bir iş birliğine imza attı. MediaMarkt, karbon ayak izini azaltmak amacıyla Wastespresso ile MediaMarkt çalışanlarının katılımına dayalı bir ileri dönüşüm projesi başlattı. Proje kapsamında MediaMarkt Genel Merkezinde biriktirilen kahve atıklarının yeniden kullanılabilir ürünlere dönüştürülmesi sağlandı. Türkiye’de ayrıca kazanan girişimlerden Buybuddy ve Udentify ile mağazalarında iş birliği yapan MediaMarkt; ayrıca AssistBox, B2Metric, Optiyol ve Qumpara gibi geleceğin perakende dünyasını şekillendiren girişimlerle de pilot çalışmalara imza attı.

    Yarışmaya katılmak isteyen girişimciler, başvurularını 2 Aralık 2024 tarihine kadar MediaMarkt Startup Challenge | MediaMarkt adresinden yapabilecek.

    Kişisel veri dolandırıcıları karanlık ağda dolaşan bilgilerinizin peşinde

    0

    Kişisel veri ve bilgilerinizin internetin karanlık dehlizlerine düşmesini engelleyemeyebilirsiniz ancak kendinizi bu bilgilerden faydalanmak isteyen suçlulardan korumak için adımlar atabilirsiniz. Siber güvenlik alanında dünya lideri olan ESET, karanlık ağı mercek altına alarak dikkat edilmesi gerekenleri inceledi, önerilerde bulundu.  

    Karanlık ağ olarak tanımlanan dark web internetin geleneksel arama motorları tarafından indekslenmeyen kısımlarını ifade eder. Kullanıcıların Tor Browser kullanarak anonim olarak dolaşabildikleri bir yer olan dark web sanılanın aksine yasa dışı bir alan değil ve sadece siber suçlular tarafından da kullanılmıyor.  Bununla birlikte günümüzün siber suç ekonomisinin gelişen bir karanlık ağ üzerine inşa edildiğinin altının çizilmesi gerekiyor. Özel forumların ve pazar yerlerinin çoğu, kolluk kuvvetlerinden gizlenirken siber suçlular tarafından ziyaret ediliyor. Bazı yasa dışı faaliyetler son yıllarda giderek artan bir şekilde tanınmış sosyal medya platformlarına da sıçrıyor. Trilyonlarca dolarlık bir suç ekonomisine olanak sağlayan dark web siteleri, tehdit aktörlerinin çalıntı verileri, bilgisayar korsanlığı araçlarını, kendin yap kılavuzlarını, hizmet tabanlı teklifleri ve çok daha fazlasını cezasız bir şekilde alıp satmasına olanak tanıyor. Kolluk kuvvetlerinin periyodik baskılarına rağmen bu siteler uyum sağlamaya devam etmekte ve daha önce yerleşik olanlar yetkililer tarafından ortadan kaldırıldıkça kalan boşlukları doldurmak için yeni platformlar ortaya çıkmaktadır.

    Kişisel veri karanlık ağa nasıl düşüyor?

    Kullanıcı verilerinin karanlık bir web forumuna veya sitesine girmesinin çeşitli yolları var.

    Üçüncü taraf kuruluşlarda veri ihlalleri: Verileriniz, geçmişte birlikte iş yaptığınız ve kişisel veri toplayan bir kuruluştan çalınır. ABD’de 2023 yılı bu tür veri ihlalleri açısından rekor bir yıl oldu. Kuruluşlarda meydana gelen 3.200’den fazla olay, 353 milyondan fazla müşteriye ait verilerin ele geçirilmesine yol açtı. Veri ihlalleri, büyük olasılıkla verilerinizin internetin karanlık dehlizlerinde alınıp satılmasının nedenidir.

    Oltalama saldırıları: Çevrimiçi hesaplarınızdan biri (örneğin e-posta, banka, sosyal medya) oltalama saldırısı yoluyla ele geçirilir. Meşru görünen bir e-posta, doğrudan mesaj, metin veya WhatsApp, bilgi çalan kötü amaçlı yazılım yükleyebilecek veya kişisel veya oturum açma bilgilerinizi girmeniz için sizi kandırabilecek bir bağlantı içerir (örneğin, Microsoft 365 için sahte bir oturum açma sayfası).

    Kimlik bilgisi doldurma: Çevrimiçi bir hesap kaba kuvvet saldırısı yoluyla ele geçirilir. Bilgisayar korsanları parolanızı tahmin eder veya diğer sitelerde daha önce ihlal edilmiş giriş bilgilerini kullanır. Hesabınıza girdikten sonra, satmak veya kullanmak için orada depolanan daha fazla kişisel bilgiyi çalarlar.

    Bilgi çalan kötü amaçlı yazılım: Kişisel verileriniz, meşru görünen uygulamalarda ve indirilecek dosyalarda (korsan filmler/oyunlar gibi), kimlik avı eklerinde, kötü amaçlı reklamlarda, web sitelerinde vb. gizlenebilen bilgi çalan kötü amaçlı yazılımlar aracılığıyla çalınır. 

    Verileriniz kötü adamların eline nasıl geçerse geçsin, dark web siber suç sitesinde paylaşıldıktan sonra en yüksek teklifi verene verilebilir veya satılabilir. Verinin türüne bağlı olarak, veriyi ele geçiren kişi muhtemelen bu oturum açma bilgilerini ve PII’yi şu amaçlarla kullanacaktır:

    • Banka, kart bilgileri de dahil olmak üzere daha fazla bilgi çalmak için banka hesaplarınızı ele geçirmek.
    • Daha fazlasını vermeniz için sizi ikna etmek amacıyla çalınan kişisel bilgilerin bir kısmını paylaşan daha ikna edici kimlik avı mesajları tasarlamak.
    • Arkadaşlarınıza ve adres defterinizdeki kişilere kötü amaçlı bağlantılarla spam göndermek için e-posta veya sosyal medya hesaplarınızı çalmak
    • Kimlik sahtekârlığı yapmak; örneğin, adınıza yeni kredi limitleri almak, geri ödeme almak için sahte beyannameler oluşturmak.

    Nasıl kontrol edebilirim?

    Eğer bir kimlik koruma ya da dark web izleme servisine kayıtlıysanız bu servis dark web’de bulduğu tüm PII ya da diğer verileri işaretlemelidir. Google ve Mozilla gibi teknoloji şirketleri de kayıtlı bir parola bir veri ihlalinde bulunduğunda veya daha güvenli, tahmin edilmesi daha zor bir sürüme güncellenmesi gerektiğinde sizi uyaracaktır.  Daha da önemlisi, dark web izleme genellikle güvenlik sağlayıcıları tarafından sağlanan bir dizi hizmetin bir parçasıdır; bu sağlayıcıların ürünlerinin başka birçok faydası olduğu açıktır ve kişisel güvenlik yığınınızın kritik bir bileşenidir. Alternatif olarak, güvenli bir şekilde sorgulanabilecek ihlal edilmiş e-posta adresleri ve parolaların büyük listelerini derleyen HaveIBeenPwned gibi bir siteyi proaktif olarak ziyaret edebilirsiniz.

    Verilerim çalındıysa ne yapmalıyım?

    Verilerinizin açığa çıktığını ve dark web’de alınıp satıldığını fark ederseniz yapmanız gerekenler;

    • Başta etkilenenler olmak üzere tüm parolalarınızı güçlü ve benzersiz kimlik bilgileriyle değiştirin.
    • Kayıtlı parolalarınızı saklamak ve geri çağırmak için bir parola yöneticisi kullanın.
    • İki faktörlü kimlik doğrulamayı (2FA) sunan tüm hesaplarda açın.
    • İlgili makamları bilgilendirin (kolluk kuvvetleri, sosyal medya platformu vb.).
    • Tüm bilgisayar ve cihazlarınıza saygın bir satıcıdan güvenlik yazılımı yüklendiğinden emin olun.
    • Banka hesaplarınızı dondurun  ve yeni kartlar isteyin. Olağandışı alışverişler için onları izleyin.
    • Giriş yapamama, güvenlik ayarlarında değişiklikler, tanımadığınız hesaplardan gelen mesajlar, güncellemeler veya garip konumlardan ve garip zamanlardan girişler gibi hesaplardaki diğer olağan dışı etkinliklere dikkat edin.

    Gelecekte darbe almaktan kaçınmak için şunları göz önünde bulundurun:

    • Çevrimiçi ortamda aşırı bilgi paylaşımı konusunda daha dikkatli olun.
    • Sosyal medya hesaplarınızın güvenlik/gizlilik ayarlarını yeniden gözden geçirin.
    • ‘Gizli modu’ açmak; yani uygun olduğunda, tek kullanımlık e-posta adresleri gibi seçenekleri kullanın, böylece kişisel bilgilerinizi her zaman vermek zorunda kalmazsınız.
    • İstenmeyen e-postalara, mesajlara veya aramalara asla yanıt vermeyin; özellikle de önce iyice düşünmeden harekete geçmeniz için sizi acele ettirmeye çalışanlara.
    • Bunu sunan tüm hesaplarda güçlü ve benzersiz parolalar kullanın ve ek koruma için güçlü bir 2FA biçimini etkinleştirin.
    • İnternetin karanlık dehlizlerinde yeni bulunan kişisel bilgiler konusunda sizi uyaracak ve potansiyel olarak siber suçlular bu verilerden para kazanmadan önce harekete geçmenizi sağlayacak bir dark web izleme hizmetine yatırım yapın.

    TikTok LIVE’dan gençlere teknoloji eğitimi

    Yazılım, makine öğrenmesi, yapay zekâ ve blok zinciri öğrenmek isteyenler @tiktoklive_tr hesabında buluşuyor.

    Gençlere yönelik bir eğitim serisi başlatan TikTok LIVE’ın İngilizce eğitimleri çok sevilmişti. #TikTokLiveAcademy çatısı altında verilen eğitimlerin yeni serisi ise teknoloji üzerine. patika.dev iş birliğiyle yürütülen ve @tiktoklive_tr hesabından yayınlanan derslerde izleyiciler yazılım, makine öğrenmesi, yapay zekâ ve blok zinciri gibi konularda bilgi ediniyor.

    TikTok LIVE, gençlerin eğitim ve kariyer alanındaki fırsatlarını genişletmek amacıyla platformunu eğlenceli içeriklerin yanı sıra öğretici içeriklerle de zenginleştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda başlatılan #TikTokLiveAcademy, sosyal sorumluluk odaklı bir eğitim kampanyası olarak dikkat çekiyor. İlk olarak geçen ay İngilizce eğitimleri ile başlayan bu program, şimdi de gençlere teknoloji alanında rehberlik ediyor. Yazılımcı topluluğu patika.dev işbirliğiyle yürütülen ve @tiktoklive_tr hesabından yayınlanan teknoloji derslerinde izleyiciler yazılım, makine öğrenmesi, yapay zekâ ve blok zinciri gibi konularda bilgi ediniyor.

    Ekim ayında başlayan eğitimlerin ilk bölümünde web3 geliştiricisi Kaan Kaçar, tüm yönleriyle blok zinciri anlattı. “Blok zinciri, dağıtık bir veri tabanıdır. Dağıtık veri tabanı sistemi, güvenli, verimli ve hızlı olmasıyla biliniyor. Finans, sağlık, sosyal medya olsun; bir bilginin alınıp verildiği her alanda kullanılıyor” diyen Kaçar, bu alanda ne gibi fırsatlar olduğunu ve nasıl para kazanılabileceğini de paylaştı.

    Anker Soundcore, TEGV iş birliği ile 180 çocuğun eğitimine destek olacak

    Anker, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile birlikte “Bir Çocuk Değişsin, Türkiye Gelişsin” projesi kapsamında 180 çocuğa destek olmak için koşacak.

    Anker Soundcore kategori markası teknoloji sponsorluğunda 3 Kasım’da gerçekleşecek Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu’nda Anker, sponsorluğun yanı sıra TEGV ile bir araya gelerek çocukların geleceğine umut taşımak için koşacak. Maratonda, TEGV’in “Bir Çocuk Değişsin, Türkiye Gelişsin” projesi kapsamında oluşturulan koşu takımıyla birlikte koşacak olan Anker, 180 çocuğun eğitimine katkıda bulunmayı hedefliyor. Ayrıca, maraton boyunca Anker Soundcore ürünleri için yapılacak alışverişlerden TEGV’e destek sağlanacak ve çeşitli kampanyalarla bu projeye katkı devam edecek.

    “Çocukların eğitimine katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz”

    Anker Türkiye, Yunanistan ve Orta Asya Ülke Müdürü Cem Bodur, TEGV projesine dair şu açıklamalarda bulundu: “Anker olarak, Soundcore kategori markamızla sponsorluğunu üstlendiğimiz Türkiye İş Bankası 46. İstanbul Maratonu’nda TEGV ile bir araya gelerek, oluşturduğumuz koşu takımıyla ‘Bir Çocuk Değişsin, Türkiye Gelişsin’ projesine destek olarak 180 çocuğun eğitimine de katkı sağlayacağız. Ayrıca maraton süresince de çeşitli kampanyalarla projeye olan desteğimizi sürdüreceğiz. Sunduğumuz kampanyalarla herkesin çocukların eğitimine katkıda bulunmasına destek olmayı hedefliyoruz. Anker olarak, teknoloji ve sporun gücünü birleştirerek daha aydınlık yarınlar için çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Gelecek dönemde de bu tür projelerin bir parçası olmaya devam edeceğiz.”

    Türk Telekom’dan Avrupa’da bir ilk!

    Yeni nesil 50G PON ve FTTR teknolojileri ilk kez bir arada denendi.

    Türk Telekom, yenilikçi teknolojiler konusunda öncü adımlar atıyor. Türk Telekom ve ZTE iş birliği ile, Avrupa’nın ilk 50 Gbps genişbant erişimine sahip, FTTR (Odaya kadar fiber) pilot uygulamasını gerçekleştirdi. Üç ayrı dalga boyunu birlikte taşıyan ve tek bir fiber elyaf içinde 50G PON teknolojisini kullanan pilot uygulama aynı zamanda yüksek hızlarda kablosuz Wi-Fi çözümünü destekliyor. Her bir odaya veya ofise tahsis edilen fiber elyafların yardımıyla yüksek hızlara erişim imkânı sunan bu teknoloji, ev kullanıcılarının yanı sıra ticari yerleşkeler veya binalarda da yüksek bant genişliği gerektiren uygulamalar için etkin çözümler sağlıyor.

    Türk Telekom Network Genel Müdür Yardımcısı Zafer Orhan, “Türkiye’nin dijital dönüşümünün lideri olarak, ülkemizi yeni nesil teknolojilerle buluşturmak için çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. ZTE ile gerçekleştirdiğimiz bu değerli iş birliği sayesinde Avrupa’nın ilk 50G PON + FTTR çözümünü başarılı bir pilot uygulamayla gerçekleştirdik. Wi-Fi çözümlerinin daha geniş bir alanda ve daha etkin bir şekilde kullanılmasını sağlayacak bu teknolojinin, önümüzdeki dönemde, birçok sektörün dijitalleşmesinde önemli rol oynayacağını düşünüyoruz” dedi.

    ZTE Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Netaş Yönetim Kurulu Başkanı Peng Aiguang, “ZTE her dönemde Türk Telekom ile stratejik ortaklıklar yürütmüştür. Yenilikçi teknolojileri ve çözümleri Türk Telekom ile birlikte hayata geçirerek öncü adımlar atıyoruz” diye konuştu.

    En iyi 5 bluetooth klavye! Her bütçeye uygun 5 kablosuz klavye!

    0

    Teknolojik cihazlar, özellikle de klavyeler, kullanıcı deneyimini etkileyen önemli donanımlar arasında yer alıyor. Günümüzde klavyeler, sadece yazı yazma işlevinin ötesinde, farklı kullanıcı ihtiyaçlarına özel tasarımlarla sunuluyor. Videomuzda, farklı özelliklere sahip 5 klavye modeli tanıttık. Her bir modelin öne çıkan özellikleri ve sağladığı avantajlar, kullanıcıların cihaz ihtiyaçlarına göre en uygun seçimi yapmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor.

    En iyi 5 bluetooth klavye! Her bütçeye uygun 5 kablosuz klavye!

    Magic Klavye: iPad için Minimalist ve Şık Çözüm

    Apple’ın Magic Klavye modeli, iPad kullanıcıları için tasarlanmış minimalist ve zarif bir klavye olarak öne çıkıyor. Ürünün sessiz tuşları ve rahat yazma deneyimi, uzun süreli kullanımda bile konfor sağlıyor. Gücünü doğrudan iPad’den alması sayesinde harici bir şarj gerektirmemesi ise kullanıcıların işini kolaylaştırıyor. Ayrıca, sıkı menteşe sistemi ve trackpad desteği, klavyeyi adeta bir bilgisayara dönüştürerek, kullanıcıların iPad’i masaüstü deneyimine yaklaştırmasına olanak tanıyor. Apple’ın bu ürünü, özellikle iPad üzerinden profesyonel işler yapmak isteyen kullanıcılar için ideal bir seçenek olarak dikkat çekiyor.

    Logitech MK240: Uygun Fiyatlı ve Kompakt Bir Seçenek

    Uygun fiyatıyla dikkat çeken Logitech MK240 modeli, kompakt bir klavye ihtiyacı olanlar için cazip bir alternatif. 2.4 GHz hızında bağlantı sağlayan USB adaptörü sayesinde hızlı ve kesintisiz bir bağlantı sunuyor. Küçük boyutu ve taşınabilir yapısıyla özellikle günlük kullanım ve ofis işleri için tercih ediliyor. Uygun fiyatı sayesinde geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Logitech MK240, kullanıcılarına basit, işlevsel ve taşıması kolay bir klavye sunuyor.

    HP 330: Çiklet Yapıda Tuşlarla Uzun Ömürlü Kullanım

    HP 330, 2.4 GHz USB adaptörü ile hızlı bağlantı sunan ve çiklet tarzında tuş yapısıyla konforlu bir kullanım sağlayan bir diğer klavye seçeneği. İnce ve modern tasarımı sayesinde estetik bir görünüm sunarken, dayanıklılığıyla uzun ömürlü kullanım imkânı sağlıyor. Klavye ve mouse set olarak sunulması da kullanıcıların tek seferde tüm ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı oluyor. Özellikle uygun fiyatlı set ihtiyacı olanlar için HP 330 ideal bir alternatif.

    Logitech Pebble Case 2: Pastel Renklerle Cihazınıza Şıklık Katın

    Düşük profilli tuş tasarımı ve pastel renk seçenekleriyle öne çıkan Logitech Pebble Case 2, estetiğe önem veren kullanıcılar için tasarlanmış bir model. Bluetooth ve USB alıcısı ile üç cihaz arasında hızlı geçiş yapabilme özelliği, çoklu cihaz kullanımı sağlayan kullanıcılar için büyük kolaylık sağlıyor. 36 aylık pil ömrü de uzun süreli kullanım sunarak, kullanıcıların sık sık pil değiştirmesine gerek kalmadan rahat bir deneyim yaşamalarını sağlıyor.

    Dexim Bluetooth Klavye: Platform Bağımsız ve Taşınabilir

    Dexim bluetooth Klavye modeli, taşınabilir yapısı ve kaliteli yazma hissiyatıyla dikkat çekiyor. Yazma hissiyatının kalitesi, uzun saatler boyu yazı yazan kullanıcılar için önemli bir avantaj sunuyor. Platform bağımsız olarak tüm cihazlarla uyumlu olması, Dexin’i daha geniş bir kullanıcı kitlesi için erişilebilir hale getiriyor. Ayrıca, uygun fiyat avantajıyla öne çıkan model, taşınabilir ve ekonomik bir klavye arayanlar için ideal bir seçenek.

    Magic Klavye’nin iPad için sağladığı bilgisayar benzeri deneyimden Logitech MK240’ın uygun fiyat avantajına, HP 330’un uzun ömürlü yapısından Logitech Pebble Case 2’nin çoklu cihaz desteğine kadar her model, kendi avantajlarıyla öne çıkıyor. Dexin Bluetooth Klavye ise platform bağımsız yapısıyla çok yönlü bir çözüm arayanlara hitap ediyor.

    Kulaklıkta maksimum ses seviyesi ne olmalı?

    İşitmeye olan asıl zarar; sesin şiddeti ve sese maruz kalınan süre…

    Dünya Sağlık Örgütü’nün, dünya çapında 1,1 milyar gencin güvenli olmayan dinleme yöntemleri nedeniyle işitme kaybı riski altında olabileceğini tahmin ettiğini kaydeden uzmanlar, gürültüye uzun süre maruz kalma nedeniyle işitme kaybı tehdidinin dünya çapında nüfusun yaklaşık yüzde 12’sinde mevcut olduğunu ve bunun aynı zamanda en önlenebilir nedenlerden biri olduğunu söylüyor.

    Maruziyet özellikle yüksek, düzenli veya uzun süreli olduğunda, duyu hücrelerinde kalıcı hasara ve geri dönüşü olmayan işitme kaybına neden olduğunu dile getiren Odyolog Arş. Gör. Büşra Aksu, “Kulaklık kullanımını günde 60-90 dakika arasında tutmak, sık sık ara vermek ve maksimum ses seviyesini yüzde 60 ila yüzde 80 arasında tutmak önerilmektedir.” dedi.

    Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Anabilim Dalı’nda Arş. Gör. Büşra Aksu, yaygın kulaklık kullanımı ve yüksek sesle müzik dinlenmesini değerlendirdi.

    Arş. Gör. Büşra Aksu, son yıllarda kulaklık teknolojisindeki gelişim ve kulaklıklara erişim kolaylığının, genç nüfusun kulaklık kullanımında ve yüksek sese maruz kalma oranlarında artışa neden olduğunu ifade ederek, “Dünya Sağlık Örgütü, dünya çapında 1,1 milyar gencin güvenli olmayan dinleme yöntemleri nedeniyle işitme kaybı riski altında olabileceğini tahmin etmektedir. ABD’de yapılan çalışma, kulak üstü ve kulak içi müzik dinleyen bireylerin sayısının 1990 ve 2005 yılları arasında yüzde 75 oranında arttığını göstermektedir. Bu oranının günümüzde çok daha yüksek olduğu tartışılmaz bir konudur.” dedi.

    Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, 75 dBA’nın (insan kulağının duyacağı sesler) üzerindeki bir ses seviyesinin potansiyel olarak işitmeye zarar verebileceğini kaydeden Arş. Gör. Büşra Aksu, “85 dBA’nın üzerindeki bir ses seviyesinin, günlük maruziyeti 1 saatten fazla ise kalıcı işitme hasarına neden olabilir.” dedi.

    Huawei UBBF 2024’te yapay zekanın geleceğini ele aldı

    Huawei, İstanbul’da gerçekleştirilen 10. Ultra Genişbant Forumu (UBBF 2024) kapsamında, yapay zeka odaklı optik ağ altyapısının işletmelere sunduğu yeni iş fırsatlarını tanıttı. 

    Huawei’in bu yıl onuncu kez düzenlediği Ultra Genişbant Forumu’nda; şirketin üst düzey yöneticilerinden Bob Chen, James Chen, Yang Chaobin ve David Wang, şirketin yapay zeka destekli ultra genişbant vizyonunu katılımcılarla paylaştı. Sunumlarda, yapay zeka teknolojilerinin genişbant ve mobil ağlarla uyum içinde çalışarak yeni nesil iş fırsatları yaratacağı ve kullanıcı deneyimlerini en üst düzeye taşıyacağı vurgulandı. Huawei’in yapay zeka odaklı F5.5G tüm optik ağ çözümleri, düşük gecikme süresi, yüksek bant genişliği ve güvenilir bağlantı özellikleriyle işletmelere dijital dönüşüm sürecinde kapsamlı bir destek sunmayı amaçlıyor. Huawei, veri merkezleri, akıllı evler ve mobil yapay zeka çözümleri alanında yenilikçi bir altyapı kurarak sektörde öncü bir rol üstlenmeyi hedefliyor.

    Huawei Optik Ürün Hattı Başkanı Bob Chen, yapay zeka çağının hızla geldiğine ve bu yeni dönemin farklı endüstrilerde hızla benimsendiğine dikkat çekti. Chen, yapay zekanın birçok sektörde inovasyonu destekleyecek şekilde uygulandığını ve gelecekte yapay zekanın seyahat planlamadan kalite kontrolüne kadar geniş bir yelpazede etkin rol alacağını belirtti. Huawei, yapay zeka odaklı tüm optik ağlarıyla, özellikle operatörlerin güçlü altyapılar oluşturarak yapay zeka uyumlu bir yapıya kavuşmalarına öncülük etmeyi hedefliyor. Chen, “Bu güçlü altyapılar, yüksek bant genişliği, düşük gecikme süresi ve yüksek güvenilirlik gibi özelliklerle yapay zeka cihaz-bulut sinerjisini artırıyor. Huawei’in optik anahtarlama teknolojisi, veri merkezlerinin ölçeklenebilirliğini destekleyerek hesaplama kapasitelerini artırıyor. Özellikle veri merkezleri için geliştirilen optik anahtarlama çözümü, düşük güç tüketimiyle milyonlarca yapay zeka kartının bağlantısını sağlıyor ve geleneksel çözümlerle kıyaslandığında hata oranını %20’ye kadar düşürüyor” dedi.

    Turkcell eMilli Takım Seçmeleri’nin şampiyonu belli oldu

    0

    Turkcell ana sponsorluğunda, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından organize edilen eMilli Takım Seçmeleri’nin finalinde, Türkiye’yi FIFA tarafından düzenlenecek Dünya Kupası’nda temsil edecek eMilli Takım oyuncusu, ülkemizde ilk kez mobil oyun üzerinden belirlendi.

    Turkcell ana sponsorluğunda, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından düzenlenen Turkcell eMilli Takım Seçmeleri’nin şampiyonu belli oldu. Türkiye’yi FIFA tarafından düzenlenecek Dünya Kupası’nda temsil edecek ilk mobil eMilli Takım oyuncusu, 2 Kasım’da TFF Riva Tesisleri’nde gerçekleştirilen finalle belirlendi. TFF’nin mobil platformda düzenlediği ilk milli takım seçmeleri olma özelliğini de taşıyan turnuvanın kazananı İzmir’den katılan 19 yaşındaki Yuşa Haydar Gökulu oldu.

    Türkiye’nin en yetenekli mobil oyuncularını belirlemeyi ve uluslararası arenada başarılı olacak bir eMilli Takım kurmayı hedefleyen turnuvanın finali, TFF Riva Tesisleri’nde Orhan Saka Toplantı Salonu’ndan canlı olarak yayınlandı. eFootball mobil oyunu üzerinden gerçekleşen online turnuvanın sonunda belirlenen 6 finalist, Türkiye’nin ilk mobil eMilli Takım oyuncusu olma unvanını kazanmak için ter döktü.

    Büyük heyecana sahne olan finalde İzmir’den katılan Yuşa Haydar Gökulu, Kahramanmaraşlı 21 yaşındaki Abdülkadir Köşker’i 3-2 yendi ve Türkiye’yi FIFA tarafından düzenlenecek Dünya Kupası’nda temsil edecek ilk oyuncu olma hakkı kazandı.

    OPPO Reno 11FS cep telefonuna hızlı bakış

    Oppo Reno 1104FS cep telefonu ile ilgili yaşadığım deneyimi bu yazıda sizlere aktarıyorum. Bu model markanın orta sınıf olarak kabul edilebilecek bir telefonu.

    6.67 inçlik AMOLED bir ekranı bulunan telefonun ekran yenileme hızı 120 Hz. Yüzde 92.2 ekran gövde oranı bulunan telefonun tepe ekran parlaklık değeri ise 2100 Nit gibi yüksek bir değer. Telefonda Snapdragon 685 işlemci kullanılıyor ve bu işlemciye 8 GB RAM ve 256 GB depolama alanı eşlik ediyor. Android 14 işletim sistemi ile gelen telefonda ColorOS 14.0.1 arayüzü yer alıyor.

    Kamera tarafına baktığımda ise 50 + 8 + 2 MP çözünürlüklü ana kameraya 32 MP ön kamera eşlik ediyor. Kameranın fotoğraf kalitesi rakiplerinden biraz daha iyi. Video tarafında ise hem ön hem arka kamera 1080p 30 fps video kayıt yapabiliyor. Telefonun kamera örneklerini inceleme videosunun içinde görebilirsiniz.

    Telefonda (bence artık tüm telefonlarda olması gereken) NFC, stereo hoparlör gibi özellikler yer alıyor. Ayrıca bu modele has ıslak kullanım özelliği de bulunuyor. Bu sayede yağmurlu günlerde ya da eliniz ıslakken de telefonu kullanabiliyorsunuz.

    Günlük kullanım için yeterli performans sunan Oppo Reno 11FS cep telefonunu sosyal medyada gezinmek ve benzeri işler için rahatlıkla kullanabilirsiniz. Kamerası da günlük anlamda fazlasıyla yeterli olan telefon beklentileri karşılayacak özelliklere sahip.

    Bu telefonla beraber sunulan AI Studio isimli bir yazılımla fotoğraflarınızı çeşitli karakterlere benzetebiliyorsunuz. Yapay Zeka destekli uygulama çektiğiniz bir fotoğraftaki kişi ya da kişileri hazır şablonlarda gördüğünüz kişilere benzetiyor. Bunlar arasında Roma döneminden biri, eski Çin komutanı, 80’li yıllar pop yıldızı ve benzeri seçenekler yer alıyor. Bazı örnekleri bu sayfada sizinle paylaşıyorum.

    OPPO Reno 11FS
    • 6.67 inç 2400 x 1080 piksel AMOLED ekran
    • 120 Hz Adaptif ekran yenileme hızı
    • Yüzde 92.2 ekran gövde oranı
    • 2100 Nit parlaklık
    • Snapdragon 685 işlemci
    • 8 GB RAM (+ 8 GB sanal RAM )
    • 256 GB depolama
    • Android 14 işletim sistemi
    • ColorOS 14.0.1
    • 50 MP f/1.8 + 8 MP f/2.2 (ultra geniş açı) + 2 MP f/2.4 (makro) ana kamera
    • 32 MP f/2.4 ön kamera
    • Hem ön hem arka kamera 1080p 30 fps video kayıt yapabiliyor
    • 5000 mAH batarya
    • 45 Watt SuperVooc hızlı şarj
    • Stereo hoparlör
    • Yüzde 300 Ultra ses Seviyesi Modu
    • IP 64 sertifikası
    • Bluetooth 5.0
    • Wi-Fi 5
    • NFC
    • Parmak izi okuyucu
    • 187 gram
    • 16 bin TL