Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 494

    INTEL Core i5 12400, oyun ve iş yükünü üstlenen işlemci incelemesi

    Masaüstü bilgisayarınız için birçok işlemci seçeneği bulunuyor. AMD ve Intel arasındaki rekabet her geçen gün büyüyor. Bu da fiyatlara kullanıcı açısından olumlu yansıyor. Bu yazımızda oyun ve iş yükünü kaldıracak Intel’in 12400 işlemcisine işlemcisini inceleyeceğiz.

    12400
    12400 işlemci 1700 soket tipini kullanıyor

    12400 Intel’in 12. Nesildeki altın çocuğu

    Intel 12. nesil işlemcilerine Alder Lake takma ismini veriyor. 12400 ise bu neslin fiyat performans açısından öne çıkan modeli. 6 çekirdekli bu işlemci, sadece 65W güç tükettiği için düşük güç kaynaklarında bile randımanlı çalışıyor. Daha yüksek fiyatlı işlemcilerde Intel, E-Core ismini verdiği “verimlilik çekirdeklerini” devreye sokuyor. Bu işlemcide e-core bulunmadığı için fiyat olarak geride kalıyor. Ancak performans anlamında orta sınıf beklentilerini karşılamaya yetiyor.

    HyperThreading’in gücü

    Bu arada, AMD tarafına geldiğimizde işlemcinin Ryzen 5 5600X’e rakip olduğunu söyleyebiliriz. Birbirine yakın olan bu işlemcilerde salt oyun açısından genelde Intel biraz daha önde gözüküyor. Ancak son yıllarda Ryzen işlemciler PC oyuncularının kalbine taht kurdu. Öyle ki AMD’nin masaüstü işlemci pazar payı Intel’i geride bıraktı. Bu nedenle 5 10 sene öncesine göre Intel, orta sınıfı hedef alarak fiyatları daha rekabetçi hale getirdi. Özellikle HyperThreading’i tüm işlemci yelpazesinde etkinleştirme kararı aldığından beri Intel, ciddi performans başarıları elde etti. HyperThreading aslında mevcut çekirdeklerin birden fazla işi üstlenmesi anlamına geliyor. Eskiden 4 çekirdekli bir işlemci 4 işlemi üstlenebiliyordu. 12400 ise 6 çekirdekli olmasına rağmen 8 ve üstü çekirdek yüküne değer bir performans sergiliyor. Bu nedenle işlemcimiz az önce bahsettiğimiz e-core’a sahip olmasa da bu açığı HyperThreading ile büyük oranda kapatıyor.

    12400
    İşlemci ile gelen fan, uzun bir süre sizi idare edecektir

    Başarılı stok fan

    İşlemci ile ilgili bir iyi bir de kötü haberimiz var. İyi haber Intel’in stok soğutucu konusunda yaptığı geliştirmenin olumlu sonuç vermesi. Yani çok ciddi bir soğutma ve sessizlik beklentiniz yok ise işlemci ile gelen fan gayet yeterli sonuç veriyor. Soğutucu çözümlerinin de maliyetli olduğu bugünlerde, artı hanemize yazalım. 12400 overclock denilen manuel performans artırmaya gayet elverişli bir işlemci. Şahsen saat hızlarını artırarak işlemciyi yormayı sevmiyorum. Fakat böyle bir amacınız varsa sıvı soğutma ile 12400 %30’lara varan performans artışı yakalayabiliyor. Tam da bu noktada kötü habere geçelim. 12. nesil işlemciler LGA 1700 soket tipli anakarta gereksinim duyuyor. Yani eski anakartınıza bu işlemciyi takamıyorsunuz. Bu adreste LGA 1700’e sahip ve 12. nesil destekli anakartları inceleyip satın alabilirsiniz. PCIe 5.0 gibi gelişmiş özelliklere sahip bu anakartlar 2500 ile 4600 lira arasında değişiyor.

    Oyunlarda beklentilerin ötesi

    Oyun performansına baktığımızda ise Intel’in yüksek ekran kartlarında bile darboğaz yapmayacağını söyleyebiliriz. Örneğin RTX 3080 ekran kartı ile işlemcimiz eşleştiğinde ortaya çıkan bazı değerlere bakalım. Shadow of Tomb Raider oyunu ile başlayalım. Raytracing açık ve DLSS kapalı bir şekilde 4K çözünürlükte 86 FPS elde ediyoruz. 1080P’de sonuç 200 FPS’ye yaklaşıyor. Battlefield 2042 oyunu ise 4K’da Raytracing açık ve DLSS kapalı halde 40 FPS veriyor. Sistem öğütücüsü diyebileceğimiz Cyberpunk 2077 oyununda ise DLSS yardımıyla 4K’da 40 FPS elde edebiliyorsunuz. Tabii ki 4K zorlayıcı bir çözünürlük. Bazı ayarları kısarak 2060 veya 3060 gibi bir ekran kartıyla da 1080p’de çok tatmin edici sonuçlar yakalayabilirsiniz. Genel özelliklerine değindiğimiz ve 5049 lira satış fiyatı bulunan işlemciyi bu adresten inceleyip satın alabilirsiniz.

    947 liralık oyun Playstation Plus’ta ücretsiz oluyor!

    0

    PlayStation Plus, oyuncuların oyunlara, çevrimiçi çok oyunculu modlara ve özel içeriklere erişmesini sağlayan ücretli bir PlayStation abonelik hizmeti olarak geçtiğimiz aylarda ülkemizde de kullanıma sunuldu. Her ay sunduğu ücretsiz oyunlarla öne çıkan platformun Kasım ayındaki oyunları sızdırıldı.

    PS Plus’ta Kasım ayında sunulacak ücretsiz oyunlar belli oldu

    Kasım ayı içerisinde Playstation Plus’ta sunulacak oyunlar arasında Nioh 2, Lego Harry Potter Collection ve Heavenly Bodies bulunuyor. Ücretsiz oyunlar 1 Kasım’dan itibaren kullanılabilir olacak. Her zamanki gibi, tüm PS Plus aboneleri, kademeleri ne olursa olsun, Kasım ayı içerisinde bu oyunları ücretsiz olarak edinebilecek.

    PS Plus Kasım ayı ücretsiz oyun

    Oyunların detaylarına geçmeden önce bu bilginin resmi olmadığını hatırlatmakta fayda var. Ancak sızdırılan bu bilgiler genelde doğru çıkıyor. Sengoku döneminin daha sakin dönemlerinde geçen ve ilk oyunun öncesini anlatan Nioh 2, mücadelelerin nasıl başladığına şahit olma fırsatı sunuyor. Nioh 2’nin hem PS5 hem de PS4 sürümleri ücretsiz olacak.

    Lego Harry Potter Collection, piyasadaki en yeni Lego video oyunu değil, ancak hem eleştirmenler hem de hayranlar tarafından en iyi oyunlardan biri olarak kabul ediliyor. Bu koleksiyon, 1-4 ve 5-7. yılları tek bir oyunda birleştiriyor. Bu oyun PS4’te sunuluyor.

    • PS Plus Kasım ayı ücretsiz oyun

    Fizik tabanlı bulmaca oyunu Heavenly Bodies ile Kasım ayı ücretsiz oyun listesi tamamlanıyor. Oyuncuların sıfır yerçekimi ortamını keşfetmelerine, bulmacaları çözmelerine ve uzaydaki güzellikleri toplamasına olanak tanıyan Heavenly Bodies’in PS5 ve PS4 sürümleri ücretsiz oluyor.

    Kasım 2022 için ücretsiz PlayStation Plus oyunları

    • Nioh 2 (PS5/PS4)
    • Heavenly Bodies (PS5/PS4)
    • Lego Harry Potter Collection (PS4)

    Playstation’un Plus abonelerine özel sunduğu ücretsiz oyunlar bu şekild sıralanıyor. Peki siz PS Plus ücretsiz oyunları hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

    TikTok’tan siber zorbalığa karşı #Ruhumİçin kampanyası

    TikTok, tüm kullanıcıları için güvenli bir atmosfer yaratmak ve siber zorbalıkla mücadele etmek adına #Ruhumİçin kampanyasını başlattı.

    Dünya Ruh Sağlığı Günü, 1992 yılından bu yana Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından bu konuda farkındalığı artırmak için 150 ülkede onbinlerce kişi tarafından kutlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu özel günün esas amacını dünya çapında ruh sağlığı sorunları hakkında farkındalık yaratmak ve akıl sağlığını desteklemeye yönelik çabaları artırmak olarak tanımlıyor.

    Bu özel gün, ruh sağlığı sorunları üzerinde çalışan tüm paydaşlara çalışma ve fikirlerini anlatmayı, ruh sağlığının önemine ilişkin dünya çapında bir farkındalık yaratmayı ve bu konu hakkında yeni çalışma ve tartışmaların gündeme getirilmesini amaçlıyor.

    Kullanıcılarına siber zorbalık korkusu olmadan özgürce kendilerini ifade edebildiği güvenli bir ortam sunmak için çalışan TikTok, onların kendi siber zorbalık hikayelerini paylaşarak bir dayanışma ortamı yaratmayı hedefledi.

    Dünyada savaşlar, çatışmalar gibi üzücü gelişmelerin yanı sıra COVID-19 pandemisinin yarattığı toplumsal travmanın ardından kişisel gelişim kavramı ve ruh sağlığının önemi daha da belirgin hale geldi. Dijital dünyada ruh sağlığını korumaksa her geçen gün daha zor hale geliyor.

    TikTok, topluluğundaki kişileri korumak için gerekli önlemleri alsa da siber zorbalığa ilişkin bireysel farkındalık çok daha büyük bir etkiye sahip. Kampanya kapsamında içerik üreticileri içeriklerinde siber zorbalıkla mücadelenin kendileri için ne kadar zor olduğunun altını çizerek katılımcıları empati kurmaya davet etti. Ayrıca, içerik üretmeye devam etmek için kişisel motivasyonları ve ruh sağlıklarını nasıl korudukları hakkında konuştular.

     

    Samsung Tizen OS işletim sistemini diğer TV üreticileri de kullanabilecek

    Samsung, kendi geliştirdiği Linux tabanlı ve açık kaynak kodlu işletim sistemi Tizen OS’nin farklı marka akıllı TV’lerde kullanılmasına yönelik bir iş birliği gerçekleştirdiğini duyurdu.

    Samsung, Atmaca, HKC ve Tempo gibi önde gelen uluslararası Orijinal Tasarım Üreticisi (ODM) şirketleriyle önemli bir iş birliğine imza attı. Bu iş birliği ile Samsung’un kendi geliştirdiği işletim sistemi Tizen OS artık farklı markalardaki belirli TV modellerinde de kullanılabilecek.

    Bu yıl, Bauhn, Linsar, Sunny, Vispera ve diğer markaların Avustralya, İtalya, Yeni Zelanda, İspanya, Türkiye ve Birleşik Krallık’ta satışa sunulacak yeni TV modelleri Tizen OS işletim sistemi ile birlikte kullanıcılarla buluşacak. Bu sayede, daha fazla kullanıcı Samsung’un geliştirdiği Tizen OS tarafından sağlanan akıllı TV deneyiminin keyfini çıkaracak.

    Tizen tarafından desteklenen yeni Smart TV’ler, Samsung’un 2021’de duyurduğu Tizen TV Platform Lisanslama programına göre piyasaya sunulacak. Lisans programı diğer TV markalarının da içerik ve uygulamaların yanı sıra modern bir kullanıcı ara yüzü sağlayan Tizen OS’den yararlanmasına olanak tanıyor.

    Samsung, Tizen OS’nin sorunsuz ve stabil bir şekilde kullanımı için içerik lisanslama ve donanım optimizasyonları konusunda önde gelen birçok partnerle iş birliği yapmayı sürdürüyor.

     

    MediaMarkt Startup Challenge’da 53 ülkeden girişim değerlendirilecek

    MediaMarkt’ın Türkiye’de başlatıp dünyaya açtığı girişimcilik yarışması MediaMarkt Startup Challenge’ın başvuru süreci tamamlandı. Yarışmaya 53 farklı ülkeden talep gelirken büyük final öncesi çeşitli sektörlerden 205 farklı girişim incelenecek.

     

    Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt’ın geleceğin perakende dünyasını, bugünün inovatif fikirleriyle geliştirme amacıyla 5 yıl önce başlattığı MediaMarkt Startup Challenge’ın başvuru dönemi sona erdi. Bu yıl Google, Index Grup, Zip ve Hacquarters iş birliğinde düzenlenecek yarışmaya 53 farklı ülkeden başvuru geldi. 1 Kasım tarihinde düzenlenecek final etkinliği öncesi birbirinden farklı sektörlerde faaliyet gösteren 205 girişim incelenecek. 

     

    MediaMarkt Startup Challenge’ta incelenecek girişimlerin sektörleri ele alındığında perakende satış teknolojileri ön plana çıkıyor. Öyle ki yarışmada bu kategoride incelenecek 68 girişim bulunuyor. Kurumların dijitalleşme süreçleri ile ilgili çalışma yapan 54, omnichannel perakende çözümleri alanında 35 ve satış sonrası teknolojileriyle ilgili 15 farklı girişim yarışmada incelenecek projeler arasında yer alıyor. Bunlara ek farklı alanlardan 33 girişim de değerlendirmeye giren projeler arasında.

     

    Projeler incelendiğinde girişimlerin farklı boyutlardan olması da dikkat çekiyor. Örneğin 205 girişimin 23’ü 2 milyon ABD dolarının üzerinde yatırım alırken 37’si 500 bin ile 2 milyon, 39’u 100 bin ile 500 bin ve 37’si de 100 bin ABD dolarına kadar yatırım almış. Bunlara karşın 69 girişimin ise henüz proje aşamasında olduğu görülüyor.

     

    Eleme sonrası uzman jüriye sunum yapılacak

    205 girişim arasından istenilen kritere uygun projeler, 1 Kasım günü düzenlenecek MediaMarkt Startup Challenge Day etkinliğinde uzman jüriye sunumunu yapacak.

     

    Kazanan projeler MediaMarkt ile iş birliğine başladı

    MediaMarkt Startup Challenge’ın geçmiş dönem kazanan projeleri MediaMarkt’la iş birliklerine başladı. Türkiye’de Buybuddy ile 18, Udentify ile 5 mağazada iş birliği yapan MediaMarkt; AssistBox, B2Metric, Optiyol ve Qumpara gibi geleceğin perakende dünyasını şekillendiren girişimlerle de pilot çalışmalara imza attı.

     

    Xiaomi ekosistem ürünleri Türk kullanıcılarıyla buluşuyor

    Xiaomi, birçok yeni ürünü tüketicilerin ilgisine sundu. İşte öne çıkanlar…

    Redmi Pad

    Dolby Atmos® ve 90Hz yenileme hızı ile donatılan dörtlü hoparlör kurulumu bulunan Redmi Pad, 10,61 inç ekrana ve düşük görsel gecikmeye sahip. Dünyada SGS düşük görsel yorgunluk sertifikasını alan ilk tablet olarak öne çıkan Pad, ayrıca TÜV Rheinland tarafından düşük ışık sertifikası ile akredite edildi.

    Xiaomi TV P1E 65″

    Xiaomi TV P1E 65″, 60 Hz MEMC teknolojisi ve 3840×2160 çözünürlükte 4K ekranı sayesinde akıcı görsellerle yüksek kaliteli izleme deneyimi sunuyor.

    Xiaomi Smart Air Purifier 4 Compact

    Evin bir diğer gözdesi olacak Xiaomi Smart Air Purifier 4 Compact hava temizleyici de küçük ama güçlü yapısıyla saatte 230 metreküp havayı 27 wattlık düşük güç kullanımıyla temizleyerek, yaşam alanlarını daha sağlıklı hale getiriyor.

    Evdeki minik dostların favorisi

    2020 IF Tasarım ödüllü Xiaomi Smart Pet Fountain, evcil hayvanların yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor. Oksijen sirkülasyonlu su devresi, 7 derecelik eğriliği ile bilimsel olarak doğru su içme açısı sağlayan cihaz, Mi Home App ile uzaktan kolaylıkla kontrol edilebiliyor. 4 katlı derin su filitresi ile birlikte, sade tasarımı sayesinde evcil dostların yaşam kalitesini artırırken kullanıcıları da tıkanıklık, karmaşık temizlik parçaları gibi büyük zahmetlerden kurtarıyor…

    Xiaomi Smart Blender

    Xiaomi Smart Blender 9 kademeli hızı ve 8 farklı moduyla mutfakların vazgeçilmezi olmaya aday. Dokunmatik OLED ekranıyla ve 2 tuşuyla kullanıcıları zahmetten kurtaran Xiaomi Smart Blender, tüm aile için karıştırma, meyve suyu sıkma, sıcak ve soğuk çift modlu karıştırma ve buz kırma gibi özellikleriyle akıllı mutfak robotu gereğini bütün olarak yerine getiriyor.

    ALCATEL 2057D tuşlu telefon incelemesi

    ALCATEL 2057D cep telefonunu bu yazımızda enine boyuna inceliyorum.

    Telefon denince hepimizin aklına dokunmatik ekranlı, birçok özelliği olan modeller geliyor. Ancak bundan 10 yıl önce ekranı dokunmatik olmayan tuşlu telefonlar kullanırdık.

    Piyasada az sayıda da olsa hala böyle modeller var. İşte ALCATEL 2057D de bu modellerden biri. Bu telefon açılır kapanır bir kapak mekanizmasına sahip. Eskiden ‘istiridye kapaklı telefon’ olarak adlandırılan bu modellerde üst kapakta bir ekran bulunur, tuş takımı ile alt kapakta yer alırdı. ALCATEL 2057D cep telefonu da tam böyle bir model. Bu arada markanın kapaklı olmayan tuşlu modelleri olduğunu da belirteyim.

    Bu modelde 2.4 inçlik bir ekran bulunuyor. İşlemci olarak MediaTek MT6161D kullanan telefonun 4 MB RAM’i ve 4 MB depolama alanı var. Telefonun kamerası ise üst tarafta yer alıyor ve 0.3 MP çözünürlük sunuyor. Fotoğrafta 640 x 480 piksel çözünürlük sunan bu kamera videoda ise 320×240 piksel çözünürlük verebiliyor.

    Telefonda 4 MB depolama alanı bulunduğu için eğer kamerayı kullanacaksanız mutlaka ek microSD kartı takmanız gerekiyor. Zira telefonda bulunan 4 MB bütünleşik alan 2 fotoğraf çektikten sonra doluyor.

    ALCATEL 2057D

    Alcatel 2057D modelinin kullanımı çok zor değil. 2000li yıllarda olduğu gibi tuşlara basarak kullanıyorsunuz. Çift hat desteği de bulunan telefon özellikle sosyal medya ya da WhatsApp kullanmayacak olan aile büyüklerinin ihtiyaçlarını görebilecek bir model.

    Telefonu hiçbir şekilde uygulama yüklenmediği için kullanılan hatta data yani veri özelliğinin olmasına gerek yok. Sadece sesli görüşme yapıp, SMS alıp göndermek için kullanılabilecek bir model.

    Bu tarz telefonlarla ilgili bir uyarıda da bulunmak isterim: İnternette farklı markaların bu tarz tuşlu modelleri satılıyor. Ancak onlar ucuz replikalar olduğu için belli bir süre sonra bozulabiliyor. Alcatel 2057D modeli ile gönül rahatlığı ile alınıp kullanılabilecek bir seçenek.

    Alcatel 2057D

    • 2.4 inç 240 x 320 piksel ekran
    • MediaTek MT6261D işlemci
    • 4 MB RAM
    • 4 MB depolama alanı
    • microSD bellek kartı yuvası (32 GB’a kadar)
    • 0,3 MP kamera
    • 970 mAh pil
    • Bluetooth özelliği
    • Çift hat desteği

    Bu güzel cep telefonunu MediaMarkt mağazaları ve internet sitesi üzerinden satın alabilirsiniz.

    Gotham Knights inceleme

    0

    Süper kahraman filmlerini sevenler için özellikle de Batman hayranları için yeni bir oyunumuz var. Gotham Knights, Batman’in olmadığı bir zaman diliminde bize yeni heyecanlar sunmayı hedefliyor.

    Batman’in öldüğü bir dönemi hiç düşündünüz mü? Süper kahramanlar arasında benim en cool bulduğum tek kahraman diyebilirim. Açıkçası ölmeyi Batman’e yakıştıramıyorum. Kafamda onunla asla bağdaşmıyor. Nitekim oyunun başladığı anda sizi Batman’in olmadığı bir Gotham’a götürmek için çatır çatır size süper kahramanın öldüğünü anlatıyorlar. Bu giriş ve anlatım benim gibi Batman hayranlarını daha ilk dakikadan üzüp moda sokabilir. Son zamanlarda gördüğüm en güzel ve dramatik anlatımlardan biriydi.

    Bu girişten senaryo akışı sonra topu oyunumuzun 4 farklı kahramanına devrediyor. Robin, Nightwing, Batgirl ve Red Hood ile yolumuz kesişiyor. Batman’in olmadığı bir Gotham’da işlerin çığırından çıktığını, ortalığın fazlasıyla karıştığını adım adım görüyoruz.

    Oyun ile diğer detaylara geçmeden önce ufak bir uyarı yapmak istiyorum. Bildiğiniz gibi süper kahraman ve sinema tabanlı oyunlar genel olarak çok fazla beklentiniz olmadan oynamanız ve yorumlamanız gereken oyunlardır. Çok büyük beklenti ile yaklaştığınızda çok büyük hüsranla sonuçlanabilir bu durum. Gotham Knights da tam olarak böyle bir oyun. Büyük işler yapmak isteyen fakat elindeki değerli şeyleri birleştirip daha iyisini ortaya çıkartma konusunda bir miktar alttan almanız gereken bir yapım. Bunun ne demek olduğunu yazının ilerleyen kısmında açıklayacağım.

    Senaryonun girişi, bize olayları anlatması ve karakterleri bize bırakmasından sonra 4 farklı arkadaştan birini seçip yolculuğa başlıyoruz. Ben Red Hood’u seçtim. İstediğiniz anda üsse dönerek diğer karakterlere de geçebiliyorsunuz. Her karakterin farklı bir oynanış eğrisi var. Oynamaktan en keyif aldığınız ile devam etmek adına her karakter ile 2-3 göreve çıkmanız faydalı olacaktır.

    Giriş görevleri sonrasında hikaye ve oyunun dövüş mekanikleri yavaş yavaş açılıyor. Senaryo ve ara videolar konuya oyuncuyu daha da bağlar ve merak ettirir hale geliyor. Bazı küçük oyunlar, suç mahallinde araştırma yapmak gibi değişik şeyler ile sadece adam dövme dışında da oyun size küçük sürprizler sunuyor. Şehrin farklı noktalarına dağılmış Batman mesajları ve eşyalarını bulmak gibi değişik olaylar, random olarak şehirde her gece gerçekleşen devriye süreçlerindeki lokal aksiyonlar ve ana / yan görevler sizi hiç sıkmıyor. Sürekli yapabilecek bazı şeyler bulabiliyorsunuz. Buradaki tek problem, eğer olur da açık dünyada bir dövüş kaybederseniz evlat acısı gibi eşya ve bulduğunuz değerli şeyleri kaybediyorsunuz.

    Oyunun özellikle oyuncuya sunduğu en büyük olay ise karakter gelişimi ve bu yönde eşya geliştirebilme opsiyonları. Her karakterin kendine özel dövüş stili ve buna bağlı olarak yetenek ağaçları var. Karakterler temel olarak gürültülü saldırı ya da sessiz olarak işi bitirme şeklinde 2 farklı saldırı türünden evrilerek yetenek ağacındaki Momentum olarak geçen özel güçlü hareketleri ile birleşen saldırılar yapabiliyor. Dört karakterin oynanışı birbirinden farklı olduğu için bu özel yetenekleri farklı zamanlarda kullamalısınız.

    Nightwing biraz daha total bir oyun sergilemenizi sağlıyor. Yetenekleri ve akrobatikliği ile hızlı çevik ve hasarları genellikle çevresel sunabilen bir karakter. Batgirl ise biraz daha dövüşün yönünü teçhizatlara odaklayıp ilerleyebiliyor. Robin ise hızlı ve gölgelerden baslenerek dövüş yetenekleri sergiliyor. Red Hood ise tam bir hem uzak hem yakın dövüş ustası. Diğer üç karaktere göre hantal durmasına rağmen işler karıştığında savaş alanının ortasında kendine yer edinebiliyor.

    Karakterinizin yetenekleri haricinde giyimini ve eşyalarını da değiştirebiliyor ve özelleştirebiliyorsunuz. Özelleştirmeden kastım hem eşyaları modlayabilme hem de Styles başlığı altında parça parça sanki AVM’de bir mağazada gibi seçerek giyip dolanabiliyorsunuz.

    Karakterler ve yetenekler genel olarak işlevsel ve eğlenceli. Topladığınız materyaller ve yeni görevler eşliğinde kendi eşyalarınızı üretebiliyor ve Belfry üssüne döndükçe bunları giyebiliyorsunuz.

    Gotham şehri açık dünya olarak tasarlanmış ve benim gibi bu tarz oyunları sevenler için güzel bir mimari ile süslenmiş. Bilmeyenler için buraya not düşmek isterim, Gotham City aslen New York ve Chicago gibi şehirlerden esinlenilerek yapılmış ve bu şehirlerin bilumum suça batmış, türlü türlü kaçıkları ve süper kötüleri ile hayata geçmiş bir örneğidir.

    Eski Batman oyunlarına göre baktığımızda bu oyunun grafikleri, açık dünya elementleri ve oynanışının daha iyi olmasını bekliyordum. Lakin bu konuda özellikle çıktığı günlerde ciddi problemleri vardı. Geliştirici ekip çıkış gününden itibaren oyun üzerinde ciddi çalışmalar yaparak başta performans sorunu dahil bu sorunları aşmak için gayret gösteriyor.

    Performans ve optimizasyon açısından olan sorunlar adım adım aşılıyor. Oyun kötü gözükmüyor. Karakter detayları, şehrin kasvetli ortamı sizi cidden boğuyor ve Gotham City etiketini yakalamanızı sağlıyor.

    Önceki Batman oyunlarına kıyasla oynanabilirlikte akıcılık bir miktar farklı. Yumuşak animasyon geçişleri ve çok yakın süre önce oynadığımız özellikle PC tarafında çok sağlam yer edinen Marvel’s Spider-Man oyununun aksiyon deneyimi muazzamdı. Şehrin içinde klavye-mouse sanki elimin kolumun parçasıymış gibi ağ atmamı ve sağa sola tutunmamı sağlıyor, binaların arasında yaprak gibi süzülebiliyor, durmak istediğimde de bir binaya “olması gerektiği gibi” tutunabiliyordum. Bu oyunda o kadar akıcı bir deneyim sunulmuyor. İlk başlarda yadırgadığınız oynanışa zaman içinde eliniz alışabiliyor. Karakterlerin aksiyon çizgileri belli. Kötü değil ama eski Batman oyunu deneyimlerimize baktığımızda bazı şeylerin aynı şekilde kalmasını isterdim.

    Hikayeyi ve onun anlatım tarzını, şehrin içinde sorgulama yaparak ya da farklı şeyleri gerçekleştirerek parçaları birleştirdiğimiz bir akışı çok sevdim. Training bölümlerinde Batman’in eğitim sekansları, konuşmaları, odaklayıcı motivasyon bilgileri harika. Oyunun kozmetik kısmı muazzam duruyor. Salt olarak düzenli adam dövdüğümüz bir oyundan çok daha fazlasını sunmayı istemiş lakin limitlerim belli diyerek kendini bir tık geri atmış Gotham Knights. Burada kalbim kırık aslen. Shadow of War, Shadow of Mordor ve diğer Batman oyunlarını ortaya çıkartmış bir çatı firmanın şu an bu basit hataları görememiş olması ağzımda ekşi bir tat bıraktı. O ekşi tada rağmen oynamayı sürdürdüm çünkü genel olarak küçük ve tatlı fikirlerin, uzun süredir görmeyi beklediğim dostların ve kaçıkların şehri Gotham benim için gerçekten keyifli duruyordu. Batman serisini merakla takip ediyorsanız bir göz atmanızda fayda var. Açık dünya şehirlerde zaman geçirmeyi seven oyunculara tavsiye edilir.

    Gotham Knights oyununu beğendiyseniz buraya tıklayarak satın alabilirsiniz

    ASUS, Adobe MAX 2022’de en yeni ProArt modellerini tanıttı

    ProArt X670E-Creator WiFi anakart, ProArt Display PA169CDV taşınabilir monitör ve ProArt Display PA32UCR-K monitör her seviyeden içerik üreticisine ve tasarımcıya güç veriyor.

    ASUS, yeni ProArt Display PA169CDV taşınabilir monitörünü, 2022 Good Design ödüllü ProArt X670E-Creator WiFi anakartını ve 2022 European Hardware ödüllü ProArt Display PA32UCR-K modelini Adobe MAX 2022’de tanıttı. İçerik üretimi alanında yenilikçi çözümler getirmeye devam eden ASUS, her seviyeden içerik üretici ve tasarımcı için tasarladığı eksiksiz ProArt ekosistemiyle sektöre yön veriyor.

    ProArt X670E-Creator WiFi anakart sade çizgileri, zarif açıları ve hassas simetrisiyle gelişmiş bir estetik görünüme sahip. Sade renkler bu ProArt anakartlara zamanın ötesine geçen ve her ortama uyum sağlayan bir görünüm katıyor. Böylece ev ofislerden setlere veya stüdyolara kadar her yere uygun bilgisayarlar kurulabiliyor. Entegre giriş çıkış korumasındaki ve yonga seti soğutma bloğundaki altın rengi hatlar lüks ve rafine bir tarz oluşturuyor. ProArt X670E-Creator WiFi yakın zaman önce 2022 Good Design ödülüne layık görüldü.

    ProArt X670E-Creator WiFi yeni nesil DDR5 RAM’lerin sunduğu devasa bant genişliğinden, inanılmaz hızlardan ve olağanüstü güç verimliliğinden yararlanarak üretkenliği artırıyor. Donanım ve yazılım optimizasyonlarıyla donatılan bu anakart, kullanıcıların hız aşırtma yaparak sınırları zorlamasını sağlıyor.

    PCIe 5.0® bağlantısıyla ProArt X670E-Creator WiFi yeni nesil SSD’lerin ve GPU’ların kapılarını açıyor. Bu modelde iki adet PCIe 5.0 x16 slotu yer alıyor. Ayrıca ikisi PCIe 5.0 bağlantılı olmak üzere toplam dört adet yerleşik M.2 yuvası bulunuyor.

    Apple, geliştiriciler için Ask Apple’ı tanıttı

    Etkileşimli soru-cevap etkinlikleri ve bire bir oturumlardan oluşan yeni seri, geliştiricilerin Apple uzmanlarına doğrudan erişmelerini sağlıyor…

    Apple, etkileşimli soru-cevap etkinlikleri ve bire bir danışmanlık oturumlarından oluşan yeni Ask Apple serisini tanıttı. Ask Apple, geliştiricilerin detaylı bilgiler, destek ve geri bildirim almak üzere Apple uzmanlarına doğrudan ulaşmaları için daha fazla fırsat sunacak.

    Ask Apple’a katılan geliştiriciler en son çekirdeklerle ilgili testler, Dünya Geliştiriciler Konferansı’nda (WWDC) sunulan yeni ve güncellenmiş çerçeveleri uygulama, Dynamic Island gibi yeni özelliklerin kullanıma alınması, Swift’e geçiş yapma, SwiftUI, erişilebilirlik, uygulamalarını yeni işletim sistemi ve donanım sürümleri için hazırlama gibi çok çeşitli konularla ilgili sorularını iletebilecek. Ücretsiz Ask Apple etkinliklerine Apple Geliştirici Programı ve Apple Kurumsal Geliştirici Programı’nın tüm üyeleri kaydolabilecek.

    Bu seri, geliştiricilerin Slack üzerinden gerçekleştirilecek soru-cevap etkinliklerinde veya ofis saatlerinde yapılacak bire bir görüşmelerde Apple ekibinin çeşitli üyelerine sorularını yöneltmelerini sağlayacak. Soru-cevap etkinlikleri geliştiricilerin Apple savunucuları, mühendisleri ve tasarımcılarıyla bir araya gelerek sorularına yanıt almalarını, öğrendiklerini paylaşmalarını ve dünyanın her yerinden diğer geliştiricilerle etkileşim kurmalarını sağlıyor. Ofis saatlerinde yapılacak görüşmeler ise teknoloji ve tasarım alanındaki en son yeniliklerden yararlanan ilgi çekici uygulamalar geliştirip bu uygulamaları dağıtmaya odaklanıyor. Geliştiriciler kod düzeyinde destek, tasarımla ilgili yönlendirmeler, teknolojilerin ve çerçevelerin uygulanması hakkında fikirler, sorunları çözmeye yönelik tavsiyeler veya App Review Yönergeleri ve dağıtım araçlarına ilişkin yardım isteyebiliyor. Ofis saatlerinde yapılacak görüşmeler, tüm dünyada farklı saat dilimlerinde ve çeşitli dillerde sunulacak.