Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Mediatrend Desktop Mediatrend Mobile
Diğer
    Ana Sayfa Blog Sayfa 431

    Xiaomi yeni AIoT ürünlerini tanıttı

    Yeni Xiaomi Buds 4 Pro, Xiaomi Watch S1 Pro ve Xiaomi Elektrikli Scooter 4 Pro, eğlenceyi ve akıllı yaşamı herkes için yeniden tanımlıyor…

    Xiaomi merakla beklenen en yeni AIoT ürünlerini Barselona’daki lansmanda gözler önüne serdi. Yeni ürünler arasında eğlence deneyiminde devrim yaratmayı hedefleyen Xiaomi Buds 4 Pro, Xiaomi Watch S1 Pro ve Xiaomi Electric Scooter 4 Ultra yer alıyor. Xiaomi, bu yeni olağanüstü ürünlerle dünya genelindeki tüketiciler için kesintisiz ve daha sürükleyici bir deneyim sunarak insanların teknolojiyle etkileşim kurma şeklini değiştirmeye hazırlanıyor.

    Geliştirilen TWS özellikleri ve gösterişli tasarımıyla Xiaomi’nin en yeni kulaklığı, inanılmaz ses ayrıntılarıyla yüksek kaliteli bir dinleme deneyimi sunuyor. Xiaomi Buds 4 Pro, Yüksek Çözünürlüklü Kablosuz Ses desteğinin yanı sıra 990kbps’ye kadar veri aktarım hızı ve 32 bit’e kadar bit derinliği sağlayan Sony’nin LDAC teknolojisiyle öne çıkıyor. Xiaomi Buds 4 Pro’nun ayrıca, kullanıcıları istenmeyen gürültülerden etkili bir şekilde izole eden 48 dB’ye kadar derinliğe sahip etkileyici bir aktif gürültü engelleme özelliği bulunuyor.

    Xiaomi Buds 4 Pro’nun Yerleşik Boyutsal ses özelliği, kullanıcıların baş hareketlerini algılayarak sesi konumlandırıyor ve gerçekçi bir ses için her ses ayrıntının detaylandırılmasını sağlıyor. Dahası, yerleşik sürükleyici ses büyüleyici bir surround ses deneyimi yaratarak kulaklığı her yerde, her zaman gerçekçi bir izleme deneyimi yaşamak isteyen filmseverler için mükemmel bir arkadaş haline getiriyor.
    Xiaomi Watch S1 Pro, klasik saat tasarımı ile çağdaş akıllı saat teknolojisi arasındaki mükemmel birleşimin bir örneği olarak öne çıkıyor. Dayanıklılık ve şıklığı yansıtan birinci sınıf malzemeler kullanılarak titizlikle tasarlanan bu saat, dikkat çekici 1,47 inç AMOLED ekrana, döndürülebilir kurma koluna ve uzun ömürlü işlevsellik sağlayan çizilmelere karşı dayanıklı safir kristal cama sahip.
    Xiaomi’nin çift süspansiyon sistemine sahip ilk scooter’ı olan Xiaomi Elektrikli Scooter 4 Ultra, zorlu arazilerde bile inanılmaz derecede yumuşak ve güvenli bir sürüş sunuyor.

    “Leica ile birlikte geliştirilen” kameralara sahip Xiaomi 13 Serisi globalde satışa sunuldu

    Uluslararası kullanıcılar ilk kez Xiaomi amiral gemisi akıllı telefonlarda özgün Leica deneyimi ile profesyonel sınıf kamera sistemlerini deneyimleyebilecek…
     
    Xiaomi, İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenen lansman etkinliğinde en yeni amiral gemisi akıllı telefonlarından oluşan Xiaomi 13 serisini uluslararası pazarlara sunduğunu duyurdu. Görüntüleme teknolojilerinde yürütülen stratejik iş ortaklığının bir parçası olan Xiaomi ve Leica arasındaki iş birliği sayesinde şirket, Xiaomi 13 ve Xiaomi 13 Pro ile uluslararası kullanıcılara yepyeni bir akıllı telefon fotoğrafçılığı deneyimi sunacak. Leica ile birlikte tasarlanan ve merakla beklenen bu iki amiral gemisi model, Leica’nın profesyonel optik lenslerinin yanı sıra otantik Leica deneyimini tamamlamak için bir dizi gelişmiş bilgi işlem ve yazılım özelliğine de olanak veriyor. Diğer premium özellikler arasında en yeni Snapdragon® 8 Gen 2 ve Xiaomi’nin kendi Surge pil yönetim sistemi yer alıyor ve tüm alanlarda performansın en üst düzeyde olmasını sağlıyor.

     

    Uluslararası Fotoğrafçılık Onur Listesinde (International Photography Hall of Fame) yer alan, Leica Onur Listesi Ödülünün (Leica Hall of Fame Award) sahibi dünyaca ünlü bir fotoğrafçı ve Leica elçisi olan Steve McCURRY, “Xiaomi 13 serisinden çok etkilendim, bence çığır açan bir gelişme” sözleriyle serinin uluslararası piyasaya sunulmasından duyduğu heyecanı dile getirdi.
    Lansman sırasında ayrıca, mükemmel portre görüntüleme ve genişletilmiş fotoğrafçılık seçenekleri sunan Xiaomi 13 Lite modeli de tanıtıldı.

     

    Leica ile birlikte tasarlanan kamera sistemiyle ustalık düzeyinde fotoğrafçılık
     
    Xiaomi 13 ve Xiaomi 13 Pro’nun kamera sistemi, donanım ve görüntü kalitesinden UI/UX tasarımına kadar her yönüyle, profesyonel düzeyde bir akıllı telefon fotoğrafçılığı deneyimi sunmak için Leica ile işbirliği içinde oluşturuldu. Her iki akıllı telefon da Leica optik lenslere sahip üçlü kamera kurulumuyla donatıldı.

    Dijital Yorgunluk Nedir? Dijital Yorgunluğu Nasıl Önleyebilirsiniz?

    Günümüzün hızlı tempolu dünyasında teknoloji kullanımı hayatımızın bir parçası haline geldi. Bu durumun bir sonucu olarak, dijital yorgunluk adı verilen bir kavram ortaya çıktı. Dijital yorgunluk, uzun saatler boyunca bilgisayar, akıllı telefon, tablet ve diğer cihazlarla çalışmaktan kaynaklanan bir tür stres ve yorgunluktur. Bu durumun etkileri fiziksel ve zihinsel sağlığımıza zarar verebilir ve performansımızı düşürür.

    Dijital Yorgunluk Nasıl Önlenir?

    Dijital Detoks 

    Bilgisayar, akıllı telefon ve diğer cihazlarınızdan bir süreliğine uzaklaşmak dijital detoks anlamına gelir. Bu nedenle haftada birkaç saat veya bir gün boyunca cihazlarınızı kapatın ve dışarıda doğa yürüyüşü yapın, kitap okuyun veya arkadaşlarınızla zaman geçirin. Bunu yapmanız zihninizi rahatlatır, stresi azaltır ve dijital yorgunluğu önler.

    Düzenli Egzersiz

    Egzersiz yapmak, vücudunuzun fiziksel ve zihinsel sağlığı için çok önemlidir. Düzenli egzersiz, endorfin salınmasına yardımcı olur, stresi azaltır ve enerjinizi artırır. Bu nedenle, haftada birkaç kez egzersiz yaparak dijital yorgunluğu önleyebilirsiniz.

    Uyku Kalitenizi İyileştirin

    Uyku, vücudunuzun yenilenmesi ve dinlenmesi için önemlidir. Düzenli bir uyku programı takip etmek, uyku kalitenizi arttırır. Yatak odanızda sadece uyumak için tasarlanmış bir ortam oluşturun ve yatmadan önce dijital cihazlarınızı kapatın. Sonuç olarak daha iyi uyumanıza yardımcı olur ve dijital yorgunluğu azaltır.

    Çalışma Sürenizi Sınırlandırın

    Uzun saatler boyunca bilgisayar başında çalışmak, gözlerinizin yorulmasına ve boyun ağrısı gibi fiziksel rahatsızlıkları beraberinde getirir. Bu nedenle çalışma saatlerinizi sınırlandırın ve düzenli aralıklarla mola verin. Bilgisayarınızın ekran ayarlarını doğru şekilde ayarlayın ve ekranı göz hizasında tutun. Bunu yapmanız dijital yorgunluğu önlemenize yardımcı olacaktır.

    Sosyal Bağlantılarınızı Güçlendirin

    Sosyal bağlantılarınızı güçlendirmek, zihinsel sağlığınızı korumaya yardımcı olabilir. Arkadaşlarınızla ve ailenizle düzenli olarak zaman geçirin, hobilerinizi paylaşın ve yeni insanlarla tanışın. Böylece sosyal destek ağınızı güçlendirir ve dijital yorgunluğun etkilerini azaltır.

    Teknoloji Kullanımınızı Kontrol Edin

    Teknoloji kullanımınızı kontrol etmek, dijital yorgunluğu önlemenin en etkili yollarından biridir. Çalışma saatleriniz dışında cihazlarınızı kapatın ve bildirimleri kapalı tutun. Bu, işiniz dışındaki zamanınızı daha iyi yönetmenize yardımcı olur.

    Sonuç olarak, dijital yorgunluğu önlemek için birçok yöntem mevcuttur. Benzer şekilde düzenli egzersiz yapmak, sosyal bağlantılarınızı güçlendirmek, uyku kalitenizi artırmak, çalışma saatlerinizi sınırlandırmak ve teknoloji kullanımınızı kontrol etmek, dijital yorgunluğun etkilerini azaltmanıza yardımcı olur. Bu basit adımları takip ederek, daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz.

    Dijital Yorgunluğu Önemsemezsek 

    Dijital yorgunluğu ciddiye almadığımız takdirde, uzun vadede bir dizi olumsuz etki karşınıza çıkar. İşte dijital yorgunluğun göz ardı edilmesinin potansiyel sonuçları:

    Fiziksel ve Zihinsel ve Sağlık Sorunları

    Dijital yorgunluğun en önemli sonuçlarından biri, zihinsel ve fiziksel sağlık problemleridir. Dijital yorgunluğun, depresyon, kaygı, stres, uyku bozuklukları, baş ağrısı, kas ağrısı ve göz yorgunluğu gibi sorunlara neden olma olasılığı yüksektir.

    İş Performansının Azalması

    Dijital yorgunluk iş performansını da olumsuz yönde etkiler. Uzun saatler boyunca bilgisayar başında çalışmak, dikkat dağınıklığına, hafıza sorunlarına ve üretkenliğin azalmasına neden olur.

    Sosyal Yaşantıda Sorunlar

    Sosyal ilişkilerinizde de olumsuz etkileri olma olasılığı yüksektir. Sürekli olarak telefonunuzu kontrol etmek, arkadaşlarınızla ve ailenizle zaman geçirmenize engeldir. Dahası sosyal medya aracılığıyla sürekli olarak diğer insanların hayatlarını takip etmek, kıskançlık ve sosyal izolasyon gibi sorunlara neden olur.

    Teknoloji Bağımlılığı

    Teknolojiye sürekli olarak bağımlı hale gelmek, diğer aktivitelerden uzaklaşmanıza, uyku kalitenizi azaltmanıza ve sosyal bağlantılarınızın zayıflamasına neden olur.

    Daha Ciddi Sağlık Problemleri

    Dijital yorgunluğun uzun vadeli etkileri, daha ciddi sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olur. Uzun süreli teknoloji kullanımı, obezite, diyabet ve kalp hastalıkları gibi sağlık sorunlarına katkı sağlaması olasıdır.

    Özetle, bu konuyu ciddiye almamak, zihinsel ve fiziksel sağlık sorunlarına, iş performansının düşmesine, sosyal izolasyona, teknoloji bağımlılığına ve daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Dahası dijital yorgunluğun belirtilerini tanıyarak ve önleme yöntemleri kullanmak dijital yorgunluktan korunabilirsiniz.

    Android telefonlardaki gizli kodlar!

    Günümüzün en popüler mobil işletim sistemi olan Android içerisinde pek çok gizli menü barındırıyor. Bi zde sizler için Android telefonlardaki gizli kodlar ile karşınızdayız! Bu sayede cihaz hakkında çok daha fazla bilgiye ulaşabiliyor, herhangi bir donanımı test edebiliyor ve son kullanıcının doğrudan göremediği ayarlara ulaşabiliyorsunuz. Amiral gemisi modelden, uygun fiyatlı bir seçeneğe kadar Android cihazların tamamında çalışan genel kodlar bulunduğu gibi, Samsung ve Xiaomi gibi markaların özel gizli kodları da bulunuyor. İşte bilinen gizli kodlar…

    Android telefonlardaki gizli kodlar nasıl kullanılır?

    Androidli bir cihaza sahipseniz, aşağıda paylaştığımız kodları telefonunuzda bulunan arama kısmına yazarak, çeşitli menülere, ayarlara ve bilgilere ulaşabilirsiniz. Fakat, çeşitli modları aktif edebileceğiniz bu kodların bazılarının, üreticilerinin kendi arayüzleri sebebiyle her telefonda çalışmayabileceğini belirtelim.

    Android

    Buna ek olarak, pek çok kişi 2. el bir akıllı telefon alacağı zaman, bu test kodlarını cihazın ekranından hoparlörüne kadar çeşitli özelliklerini kontrol etmek için kullanıyor. Ayrıca, modlar arasında bulunan cihaz sıfırlama gibi özel erişim kodlarının da veri kaybına yol açabileceğini göz önüne alarak, bu işlem öncesinde yedekleme yapmayı gözden geçirmelisiniz.

    MMI şemasının bir parçası olan sözde gizli kodlar, USSD kodlarından biraz farklı. Ancak her ikisi de bir yıldız (*) ile başlıyor ve ardından komutlardan veya verilerden oluşan rakamlar geliyor. Rakam grupları ek yıldızlarla ayrılabiliyor. Kare (#) ile sonlanıyor, ancak özel MMI kodları bir yıldız işareti ile bitebiliyor.

    Menü tabanlı bilgi, mobil para ve konum tabanlı içerik hizmetleri, operatörün sunucularıyla iletişim kurmak için USSD kodları kullanılırken, MMI Ek Hizmet kodları tamamen çevrimdışı çalışıyor.

    Returnal PC inceleme

    0

    Daha önce PlayStation 5’e özel olarak piyasaya çıkan ve bize sundukları ile PS5 özelinde oldukça övgü toplayan Returnal şimdi PC için karşımızda. Gelin birlikte yapımın PC tarafında sunduklarına birlikte bakalım.

    Yapımı çıktığı zaman denediğimde bu oyunun PC’de daha iyi oynanabileceğini düşünüyordum. PS5 için görsel olarak harika işler yapan sistem benim gibi bu tarz oyunları klavye-mouse ve PC alışkanlığı ile oynayan oyuncular için bir tık daha alışması zor bir noktada tutuyordu. Derler ya “elim kolum gibi” diye, işte benim için klavye-mouse ilişkisi tam olarak böyle bir şey. Tomb Raider ya da God of War oynuyor olsak bu konuda kendimi biraz daha rahat hissedebilirim. Oyunun genel olarak oyuncuyu zor noktada tutma çabasına save sisteminin oyuncu üzerinde yarattığı baskı ile birlikte kontrollere uyum sağlayamadığım aşamada oyundan keyif alma derecem düşüyor doğal olarak da ilgim dağılıyor.

    Bu sebeple bazı oyunları özellikle PC’de oynamayı tercih ediyorum. FPS’ler bunların başında geliyor. FPS mekaniğine yakın tüm oyunları da bu yönde değerlendirmeyi istiyorum. Returnal’ın PC’ye gelmesi en çok benim gibi oyuncuları sevindirdi diyebilirim.

    Atropos gezegeninden gelen mesajın peşine düşen Selene’in hayatta kalma serüvenini adım adım yaşadığımız oyun temel olarak bir Roguelike yapıda. Korku ve bilimkurgu öğelerini bünyesinde birleştiren yapım bize merakla karışık değişik bir deneyim vaat ediyor. Bunu etkileyici bir aşamada başarabildiğini de söyleyebiliriz.

    Oyun genel olarak bu anlattıklarımızın kapsamı gibi dursa bile detaylarla aldığınız keyfin adım adım arttırıldığı bir sistematiğe de sahip. Bulacağınız ses kayıtları ile birlikte ana karakterimizin düşünce havuzunda da yüzmeye başlıyoruz.

    Returnal size yeni bir serüven sunduğu için baştan sona her anı meraklandıran ve onu çözüme kavuşturmaya yönelen bir aşamada ilerliyor. Her ölümünüzde yeniden başlayan bir döngü sizi yeniden hareketlendiriyor. Bu hareketlendirme, hayatta kalmak için ilerlemeye, ilerlemek için daha fazla hayatta kalacak şekilde güçlenmeye yönelme şeklinde kendi içinde bir akışa sahip. Birini yapmak için ötekinden vazgeçmeniz ama onu yaparken de diğerini destekleyecek kadar risk almanız gerekiyor. Sonuçta bir şekilde ölüyorsunuz ve bazı şeyler yeniden başlıyor.

    Oyunun eğlenceli akışı kadar PlayStation 5 üzerinde olduğu gibi harikulade olan görsel zenginliğinin NVIDIA’nın DLSS ve diğer teknolojileri ile PC tarafına eklendiği, görsel şölenin devam ettiğini açıkça söyleyebiliriz. Sadece görsel iyileştirme olarak değil, bunun performansa yansıması tarafında da çalışmalar mevcut.

    Fakat bu çalışmaya rağmen rahatlıkla söyleyebilirim ki RTX 3080 TI ekran kartı ile birlikte bazı sahnelerde oyunun çakılarak FPS düşüşü yaşadığını gördüm. Umarım bu durum ilerleyen güncellemeler ile değişecektir.

    Oyunun akışa yönelik yapısı sizi tekrar tekrar bıraktığı serüven içinde bir nebze olsun hırsla birlikte ayakta tutuyor. Bu türü sevmeyen oyuncular bu durumdan sıkılabilir elbette.

    Dijital Oyunlar 2.0 Oynanış ve Kimlik Kitabı Yazarları ile Söyleşi

    Dijital Oyunlar 2.0 isimli bir kitap nihayet aramızda. Oyunlardan yola çıkarak bazı modern sorunlara eğilen bu çalışmanın arkasındaki değerli isimler var. Emek verenler arasında danışman ve akademisyen Aysun Şabanlı (AŞ) ve Dijital Medya Koordinatörü Berna Balcı (BB) yer alıyor. İkilinin aynı zamanda doktora yaptığını da belirteyim. Şimdi onların ağzından dijital oyunlar dünyasına girelim.

    Dijital Oyunlar 2.0 Oynanış ve Kimlik kitabı, oyunlardaki karakterler ile gerçek kişilikler arasındaki farkları analiz ediyor

     

    Öncelikle Dijital Oyunlar 2.0 hayırlı olsun. Kitabın kitlesi sizce tam olarak kim? Oyuncular mı, tedirgin ebeveynler mi, psikologlar mı yoksa direkt Mark Zuckerberg mi?

    AŞ: Çok teşekkürler. Dr. Ertuğrul Sungu ve Prof. Dr. Barbaros Bostan editörlüğünde Dijital Oyunlar 2.0. Kimlik kitabı, 12 farklı makaleden oluşuyor. Makaleler oyunlarda ve sanal dünyada kullanılan avatarlarla kimlik temsiliyetini farklı açılardan ele alıyor.  Kitap aslında oyun dünyasına meraklı kişilerden tutun da dijital dünyada kişilerin temsiliyetlerine kadar merak eden herkesin okuyabileceği akademik bir kitap. Berna’yla birlikte biz kitabın ilk bölümünde yer alan Avatar ve Benlik araştırma makalesini kaleme aldık. Bizim yaptığımız araştırmada kullanıcıların avatarlarını öz nitelikleri, kişilik özellikleri ve bu unsurların algılanan önemi üzerine bir araştırma yaparak, bulgularını yazdık.

    dijital kimlik
    Avatarımız ve gerçek kişiliğimiz arasındaki farklar ne?

    Araştırmanın 129 kişi üzerinden gerçekleştiği belirtiliyor. Geniş oyuncu kitlesini örnekleme yapmak adına 129 kişi nasıl seçildi? Yakın zamanda sence yeni bir araştırma ile sonuçları güncellemek gerekebilir mi?

    BB: Araştırmayı çevrimiçi ulaştığımız kullanıcılarla gerçekleştirdik. Araştırmaya katılım için, son üç ayda en az bir kez çok oyunculu ortamda çevrimiçi oyun deneyimlemiş olması ve en az bir oyunda avatar yaratmış olması ön koşulunu filtreleme yöntemi olarak kullandık. Araştırma Türkiye genelindeki oyuncular üzerinde yapıldı. Eş zamanlı çok oyunculu çevrim içi ortam kullanıcılarının avatarları ile ilişkisini anlamaya yönelik bir çalışma yürüttük. Teknolojik dönüşümlerin izdüşümlerini bilimsel araştırma yoluyla izlemek çok önemli.

     

    Değişen davranış kalıpları ve bakış açıları bu alanlarda başlayıp toplumda yaygınlaşmaya başlıyor ve belirli metrikler üzerinden Türkiye’de yaşayan insanların evrensel değişimlere bakış açısının nabzı tutuluyor. Bu bağlamda bu çalışmaların çeşitlendirilmesi ve güncellenmesi, diğer bir deyişle yatay ve dikey düzlemde araştırılması gerekiyor. Ek olarak, günümüzde teknolojinin gelişmesi ve sanal dünyadaki yeni yaşam ve iş modelleri de kişilerin dijital dünyadaki temsiliyetleri ile ilgili sürekli keşif yapmamız gerektiğini bize anımsatmalı. Avatar kullanımı çevrimiçi oyunlarda kullanılmaya başlamış olsa da dijital mecralarda yeni sosyalleşme biçimlerini geliştiriyor, dijital sanat ve hatta yeni ticari faaliyetler ortaya çıkıyor. Bu nedenle kullanıcıların oyunlar dışında da sanal dünya kendilerini temsil etme biçimlerini araştırmak sürekliliği olan bir konu.

     

    Araştırmanda çevrimiçi oyuncu eğilimleri öne çıkıyor. Peki, kendi kendine evinde oynayan bir oyuncu için neler diyebiliriz? 

    AŞ: Elbette bazen kişiler avatarları ile farklı motivasyon kaynakları ile hareket eder.  Hatta sadece oyunu oynamak için zorunluluk gereği avatar oluşturmuş olabilirler. Fakat kendi oynadığım oyunlarda bile farklı avatarlarla oyun oynadığım zaman karşımdaki diğer oyuncuların avatara göre bana karşı tutumlarının bile değişiyor olduğunu gözlemliyorum bazen. Örneğin oynadığım bir oyunda kadın özellikleri taşıyan bir avatar kullandığım zaman diğer oyuncuların daha fazla hediyeler gönderdiklerini, erkek avatarlara karşı daha hırslı bir tavırla oynarken kadın avatara karşı daha ılıman bir tavır sergilediklerini bile gözlemliyorum. Her ne kadar bu gözlem sınırlılıkları olan münferit deneyimler olsa da, avatarın oyunda stratejik bir işlev olarak yer aldığını değiştirmiyor. Yapılan çeşitli araştırmalara göre, avatar yaratımının bazen oyun dünyasında avantaj sağlama motivasyonuyla yaratıldığını ortaya koyuyor. Yapılan bazı diğer araştırmalarda ise avatarların sanal dünyada keşif yapmak, kimlik olarak temsil edilmek ve sosyalleşmek amacıyla da kullanıldığını gözlemliyoruz.

    Araştırmamızı avatar ve kişilik özellikleri ile kişinin kendine atfettiği nitelikleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymak için yaptık. Bu nedenle de evde kendi başına zaman geçiren bir insanın avatar yaratma motivasyonları veya avatarıyla kimlik temsiliyeti arasındaki ilişkiyi tam anlamıyla ortaya koyamayabilir. Fakat yine de avatar yaratırken yola çıkılan motivasyonlar, evde tek başına oynarken de geçerli olabilir. Bu noktada sosyal dünyada temsiliyet değişkeni araştırmamız için önemli bir unsur. Çünkü sanal dünya insanların kendilerini görmek istedikleri şekilde görmelerini sağlayabilen bir dünya mümkün kılabiliyor.

    Yarattığımız Avatar aslında gizli kimliğimiz mi? Sadece eğlencesine (casual gamer olarak) ya da meraktan bir Avatar yaratmak mümkün mü? Yoksa her Avatar’ın arkasında Freud mu var 🙂

    BB: Düşündüğümüz ve eylemde bulunduğumuz her oluş aslında belirli düzeylerde sübjektif ve bireylerin o ana gelene dek biriktirdikleri kolektif bir kütüphaneden besleniyor. Bu da her bir noktaya kadar sosyal bilimlerde her davranışı Freud ile açıklayabileceğiniz ortak zeminler doğurur. Ancak bu çalışmada ne psikografik ne de insanların düşünsel dünyasına yönelik bir analiz bulunmuyor. Pozitif ve gözlemci ekolün doğası gereği çıktılarla ilgileniyoruz. Basitçe anlatmaya çalışırsam kişinin kendini belirli nitelikler çerçevesinde nasıl gördüğü bizim konumuz. Tabii bu görüşü kullandığı avatarın nitelikleri ile istatistiki olarak nasıl değerlendirdiğine bakıyoruz.

    Daha günlük bir terminoloji ile ifade edersem, “ben” dediğimiz fiziksel ve düşünsel canlıyı nasıl algılıyorum? Sosyal bir ortamda bu “ben”i nasıl bir temsiliyet düzeyine taşıyorum? Ve bu ikisi arasında bir fark var mı? Kendimizi başkalarının gözünden izlemeye başladığımızda bu temsiliyete ne denli etki eder. Örneğin bazı bulgulara göre çalışma katılımcılarının avatarlarını kendi niteliklerinden üst tuttuklarını görüyoruz. Bu kapsamda 10 öz nitelikten bahsediyoruz. Nitelikler sportif yetkinlik, fiziksel çekicilik, duygusal istikrar ve disiplin kategorilerine göre dağılım gösteriyor. Yani oyuncular avatarlarını bu niteliklere göre kendilerinden daha yüksek değerlendirdikleri bir temsiliyet ile tasarlıyorlar. Kendilerinden daha sportif, çekici, duygusal istikrara sahip ve disiplinli buluyorlar. Kendilerinin “daha iyi” versiyonlarıyla çevrimiçi ortamlarda yer alıyorlar.

    Araştırmada Avatar özelliklerimizin kişisel özelliklerimize göre daha yüksek çıktığını görüyoruz. Anladığım kadarıyla bu durum eksikliğimizi giderme çabası… Fakat avatarımızı farklı bir deneyimi merak ettiğimiz için yarattığımızı düşünemez miyiz? Örneğin süper fiziksel özellere sahip bir avatarla Orta Dünya’da ejderha avlamak sakıncalı bir durum mu? Gerçi böyle ifade edince ben bile tedirgin oldum…

    AŞ: Araştırmamızda kişilerin kendilerini algıladıkları niteliklerinin daha iyi bir versiyonunu yaratması yer alıyor. Bu durumu eksikliğimizi giderme çabası olarak açıklamak pek doğru değil bizce.  Sorularından anladığım kadarıyla merak eden ve farklı deneyimlerle keşfetmekten hoşlanan bir kişilik özelliğine sahipsin. Bu durumda keşif yapma isteğin için, kendini kaşif olarak sanal dünyada yeniden deneyimlediğini de söyleyebiliriz. Dolayısıyla bu kişilik özelliğin ve yarattığın avatarın da bu özelliğini ortaya koyduğunu söyleyebiliriz. Yani ikisi de birbirine paralel. Ayrıca farklı deneyimler yaşamak için kendinden çok uzak, kötü olarak değerlendirdiğin bir avatar da yaratabilirsin.

     

    Günümüzde oyunlarda avatar yaratma sürecinde abartılı bir temsiliyet aktarımı söz konusu olabiliyor.  Avatarlar, birer kimlik ve benlik göstergeleri olabilir. Baudrillard’ın tanımladığı simülasyon evrenindeki bireyi hatırlayalım. Bununla beraber Avatar, bir gerçeği saklama veya gerçekten kaçınma motivasyonuyla yaratılmış olabilir. Bazen de bireyler öykündükleri kimlikleriyle kendilerini sanal dünyada temsil etmeyi seçebiliyorlar. Sosyal medyadaki temsiliyetlerimizde de benzer bir tutumu gözlemlemiyor muyuz? Bazıları eğlenceli, entelektüel bazen de çok esprili veya eleştirel bir kimlik sergileyebiliyorlar.

    Sanal gerçeklik ve META ile kurumların da iş modeli olarak dijital dünyaya giriş yaptığını görüyoruz. Sizce bu yatırımlar bir balon mu?

    BB: Bu tür tartışmalar iletişim disiplini özelinde konuşursam hep vardı ve olmaya devam edecek. Matbaadan, gazeteye, televizyondan internete yeni keşifler yaşamın içinde kendine ait kullanım alanlarını yarattı. Aynı şekilde üç boyutlu çok kullanıcılı eş zamanlı çevrimiçi dijital ortamlar varlık sebeplerini oluşturacak. Ancak bu gelişmelerin etkisini tamamlayıcı ürünlerle daha iyi gözlemleyeceğiz. Örneğin sanal gerçeklik ekipmanları ve sibernetik araçlar günlük hayata hızlı entegre olacak.

     

    Sen oyun oynuyor musun, oyunların geleceğini nasıl görüyorsun?

    AŞ: Ben oyun oynuyorum evet. Hatta her yoğun çalışmadan sonra hemen hemen her gün oyun oynarım. Bazen insanların oyun oynarken davranışları gözlemlemek için bile oyun oynamaktan çok hoşlanırım. Bir süre önce bir arkadaşımın ısrarıyla ve meraktan World of Warcraft oynamıştım. İlk avatarımı da bu oyunu oynamak için oluşturmuştum. Diğer oyuncuların nasıl topluluklar oluşturduklarını ve tutkuyla fiziksel olarak da buluştuklarını gördüğümde şaşırmıştım. Bunun yanı sıra arada sırada Forge of Empires da oynuyorum.

    Plastik su sebillerinden dönüştürülmüş Sony LinkBuds S “Dünya Mavisi” ile tanışın

    0
    LinkBuds S, yeni bir kullanım konsepti sağlayan ve kullanıcılarına çevrimiçi ve çevrimdışı her iki dünyanın da en iyisini sunan bir model olarak öne çıkıyor.
    Doğal ortam sesine sahip ultra küçük ve hafif tasarımı sayesinde gün boyu her iki dünyaya da bağlı kalmak için mükemmel bir ortam sunuyor. LinkBuds S, kullanıcıların çevresindeki dünyayla etkileşime geçmesini sağlayan LinkBuds yenilikçi ortam sesi teknolojisini, kaliteli gürültü engelleme ile birleştirerek, kullanıcıların sadece sevdiği içeriğe odaklanmasına imkan tanıyor.

     

    Kulaklıklar, Uyarlamalı Ses Kontrolü özelliği sayesinde kullanıcının bulunduğu ortama göre sesi ayarlarını ayarlıyor ve ideal dinleme deneyimi yaratıyor. Kulaklıklar aracılığıyla müzik ve oyunların keyfini çıkarmak veya konferans aramalarına katılmak gibi sesle etkileşim kurma yolları çeşitlenip gelişiyor. Sony Linkbuds serisi, günümüzün mevcut yaşam tarzını yansıtan kullanıcılar için optimum ses deneyimi sağlamaya ve diğer ortak şirketlerin uygulamalarıyla kullanımını geliştirmeye devam ediyor.
     
    LinkBuds S Yeni Renk: “Dünya Mavisi”
     
    LinkBuds S, geri dönüştürülmüş plastik su sebilleri ve geri dönüştürülmüş reçine malzemeleri kullanılarak yapılan gövde ve kasasıyla yeni “Dünya Mavisi” rengini sunuyor.

     

    Sony tarafından geliştirilen bu malzeme, su sebillerinden geri dönüştürülmüş malzemelerin potansiyel kullanımının genişletilmesi ve yapışkan özelliklerinden yararlanılması amacıyla yeni bir tasarım ifadesi arayışı olarak ortaya çıkıyor. LinkBuds S “Dünya Mavisi” üzerinde kullanılan malzeme, her üründe kendine has olacak şekilde tasarlanmış bir mermer deseni oluşturuyor.
    Sony ürünlerinin çevresel etkiyi azaltmaya olan bağlılığını simgeleyen ’’Dünya Mavisi’’ modeline ek olarak LinkBuds kulaklık serisinin tamamı plastik içermeyen ambalajlardan ve geri dönüştürülmüş otomobilparçalarından oluşuyor.

     

    Webtoon’lar ilk kez Türkçe’de

    Athica yayıncılığa yepyeni bir türü okurlarla buluşturarak merhaba dedi. Kore’de dijital olarak yayınlanan çizgi romanlar (webtoon) artık Türkçe’de.

    Kore’den webtoon’lar dışında manhwa’ların da yer aldığı yayın planı kapsamında Athica etiketiyle dünyanın dört bir yanından ödüllü fantastik ve bilimkurgu kitaplar da okurla buluşacak.

    Yalnızca Kore çizgi romanlarını değil Japon mangalarının seçkin örneklerini de okura sunacak olan Athica, dünyanın her köşesinden her yaştan okura hitap edecek renkli, çeşitli, eğlenceli kitaplarla farklılıklarımızın değil benzerliklerimizin altını çizerek evrensel bir bakış geliştirecek.

    Türkiye ile Kore arasında şimdiye kadar yapılan en büyük çaplı çalışmayla kültürler arasında köprü kuran Athica hem manhwa ve webtoon türünün ülkemizde yaygınlaşmasında etkin rol oynayacak hem de genç yetişkin okurlara başka yerde bulamayacakları alternatifler sunacak.

    Herkes aynı şeyi okuyor, herkes aynı şeyi giyiyor, herkes aynı yerlere gidip benzer şeyler yapıyor gibi görünen çağımızda bu tek sesliliğe mecbur olmak istemeyen herkesin yayınevi olma niyetiyle yola çıkan Athica alışılmışın dışında çizgisiyle yayıncılığa yeni bir soluk getirecek.

    Sınırların ötesinde yayın çizgisiyle okurları Türkçede daha önce hiç yayımlanmamış eserlerle buluşturan Athica hem yaş gruplarını hem de kültürleri birleştirici bir unsur olacak.

    Samsung Galaxy A04s incelemesi

    Geçtiğimiz günlerde yeni Galaxy S23 serisi telefonlarının duyurusunu yapan Samsung, bir yandan üst segment modellerini geliştirmeyi sürdürürken, bütçe dostu modellerini de ihmal etmiyor ve her yıl pek çok yeni telefonu bu segmente kazandırmaya devam ediyor.

    Geçtiğimiz aylarda satışa sunulan Galaxy A04s, yaklaşık 5000 TL’lik fiyat etiketiyle dikkat çeken bir ürün.

    6.5 inç büyüklüğünde bir ekranla gelen telefon, 720×1600 piksel çözünürlük sağlıyor. Cihazın standart büyüklükteki bu ekranı, aynı zamanda LCD panel kullanıyor ve ekran yenileme hızı noktasında da 90 Hz seviyesine ulaşılıyor. Ekran yenileme hızının genellikle düşük bütçeli telefonlarda göz ardı edildiği ve 60 Hz’in üzerine çıkılmadığı iyi biliniyor. Ancak Samsung, Galaxy A04s ile bu noktayı da ihmal etmemiş ve 90 Hz ile ekran deneyiminin akıcılığını artıracak bir dokunuş yapmış.

    Ekran tarafında dikkat çeken bir başka nokta da ekran gövde oranının yüzde 80 seviyelerinde olması. Bu açıdan cihaz ince çerçevelere sahip değil. Diğer yandan cihaz, 400 nit parlaklık seviyesine ulaşarak ışığın arkadan geldiği ortamlarda da ekrandaki içeriklerin net görünür olmasını sağlıyor.

    164.7×76.7×9.11 mm boyutlarında olan ve plastik kasa tasarımıyla hafif bir yapıda olan Galaxy A04s, 195 gram ağırlığında.

    Performans noktasında da telefon, 8 nm sürecinde üretilen Exynos 850 işlemciden gücünü alıyor. Bu işlemciye modelden modele değişmekle birlikte 128 GB depolama hafızası ve 4 GB RAM eşlik ediyor. Bu bileşenlere aynı zamanda Mali-G52 MP1 grafik yongası da katılıyor.

    Telefonu GeekBench 5 testine tabi tuttuğumuzda ise çoklu çekirdekte 585, tekli çekirdekte ise 152 puan aldığını görüyoruz. Diğer bir deyişle bulunduğu segmente göre ortalama bir performans sağlanıyor.

    Galaxy A04s ile pek çok oyunu sorunsuz oynayabiliyorsunuz. Ancak yüksek grafik kalitesinde, akıcı bir oyun deneyimi arıyorsanız daha üst seviye telefonlara göz atmanızda sonsuz fayda var. Yine de bu seviyede bir telefon için iyi bir performans söz konusu.

    Bir telefon alacaksanız elbette kamera performansını da göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Galaxy A04s, arka yüzünde üçlü kamera kurulumuyla geliyor. f/1.8 diyafram açıklığına sahip 50 MP çözünürlüğünde görüntü alan ana kamerası, özellikle ışığın yeterli olduğu anlarda iyi iş çıkarıyor ve fotoğraflardaki detaylar şaşırtıcı düzeyde iyi. Ancak ışığın yeterli olmadığı anlarda bu durum değişiyor ve detaylar belirginliğini kaybediyor.

    Bu ana kameraya 2 MP makro ve 2 MP derinlik sensörü eşlik ediyor. Makro çekime meraklıysanız temel seviyede bir performans alabiliyorsunuz. Derinlik sensörü de portre fotoğraflarımız için önemli ve fotoğrafları daha da zengin bir hale getiriyor. Cihazın ön yüzünde de f/2.2 diyafram açıklığına sahip 5 MP kamera mevcut.

    Ön yüzdeki kamera 720p@30 fps video kaydı alabilirken, arka kamera ise 1080p@30 fps video çekimi yapabiliyor.

    Bluetooth 5.0 bağlantı teknolojisini destekleyen Galaxy A04s, biyometrik güvenlik bazında da yüz tanıam ve parmak izi sensörlerini kullanıcısına sunuyor. Parmak izi sensörü, telefonun sağ kenarında bulunan güç tuşunun üzerine konumlandırılmış ve tepkime süresi de oldukça iyi. Parmağınız temas eder etmez kilit çözülüveriyor.

    Galaxy A04s’in gücü verimli kullanan donanım bileşenleri, batarya ömrünün uzun olmasında da önemli bir rol oynuyor. Bu bileşenlere 5000 mAh kapasiteli batarya da eşlik edince tüm gün size ‘soluksuz’ eşlik edebilecek düzeyde bir telefona sahip olmuş oluyorsunuz.

    Giriş seviyesi bir model olduğu için hızlı şarj teknolojisinden söz etmek elbette mümkün değil ve 15W şarj adaptörüyle idare etmek durumundayız.

    Galaxy A04s, genel hatlarıyla işini iyi yapan ve fiyat/performans telefonu arayanlara hitap eden bir çözüm olmuş.

    Ürünle ilgili detaylı bilgiyi Mediamarkt internet sitesi ve mağazalarında bulabilir ve ürünü bu kanallar üzerinden satın alabilirsiniz.

    The Sims 4’ün yeni genişleme paketi, aile yaşantısını merkeze alacak

    0

    EA ve Maxis, The Sims 4’ün yepyeni özellikler içeren ve 16 Mart’ta yayınlanacak olan 13. genişleme paketi Growing Together’in yeni fragmanını oyunseverler ile paylaştı. Paketin öne çıkan özelliği, aile yaşantısına odaklanması.

    EA ve Maxis, The Sims 4’ün en son ve 13. genişleme paketi olan Growing Together için yeni bir fragman yayınladı. Fragman, San Sequoia adındaki yeni ¨The Sims dünyası¨nın adeta bir tabloyu andıran Hopewell Hills Mahallesi’nde ikamet eden Michaelson Ailesi’nin yaşamından bir kesit sunuyor.

    Oyunun yeni ¨aile dinamikleri¨ hakkında birçok ipucu veren videoda, tonton bir anneannenin ve dedenin yeni torunlarıyla tanışmaları sırasında ¨sosyal kimya¨nın Simler’i nasıl etkilediğine tanık oluyoruz; kimi Simler hemen kaynaşırlarken, kimileri ise birbirleriyle çatışıyorlar. Tahmin edilebileceği gibi, tüm bu duyguları oyuncular yönlendirecekler.

    Aileyi merkeze alan Growing Together’da oyuncular, dönüm noktalarında birçok kritik karar vermek zorunda kalacaklar; örneğin, kontrol ettikleri Simler’in ailelerinin yanlarına taşınıp taşınmayacaklarına karar verebilecekler. Eğer buna izin vermezlerse aile ilişkileri olumsuz yönde etkilenebilecek, izin verirlerse işler karmaşık bir hal alabilecek. Huzur içinde yaşamak mı, yoksa kaosun tam ortasına mı dalmak? Bu karar, oyunculara bağlı olacak.

    Growing Together’a 16 Mart’tan itibaren; EA uygulaması, Steam, Epic Games Store (PC), PlayStation 5, Xbox Series X|S & Xbox One (konsol) ve Origin (Mac) uygulaması üzerinden erişilebilecek.