Apple, sessiz sedasız bir şekilde özel bir lansman düzenlemeden yalnızca basın bülteni aracılığı ile yeni iPad Pro serisini, 10. nesil iPad’i ve Apple TV 4K’yı geçtiğimiz ekim ayında tanıttı. Bugün ise yeni Apple TV 4K inceleme ile sizlerleyiz.
Yeni Apple TV 4K inceleme!
Yeni Apple TV 4K, özellikleri itibariyle seleflerinden çok daha güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Cihazın içerisinde iPhone 13 serisinden hatırladığımız A15 Bionic çipi bulunuyor. Apple’a göre bu şu anda mobil işlemci tarafında A16’nın ardından pazarın en güçlüsü. Dolayısıyla en ufak bir performans kaygısına yer bırakmıyor.
Yeni Apple TV 4K, özellikleri itibariyle seleflerinden çok daha güçlü olduğunu ortaya koyuyor. Cihazın içerisinde iPhone 13 serisinden hatırladığımız A15 Bionic çipi bulunuyor. Apple’a göre bu şu anda mobil işlemci tarafında A16’nın ardından pazarın en güçlüsü. Dolayısıyla en ufak bir performans kaygısına yer bırakmıyor.
Yeni Apple TV 4K fiyatı Wi-Fi destekli modeli için 3 bin 599 TL. Wi-Fi + Ethernet girişli versiyonu ise 3 bin 999 TL olarak açıklandı. Yeni tanıtılan USB Type-C şarj bağlantısına sahip olan kumanda ise yalnızca 128 GB versiyonda bulunuyor. Dolayısıyla şu an için yalnızca Ethernet destekli Apple TV 4K ile birlikte satılacağını söyleyebiliriz.
Apple, 2022 sonbaharında akıllı saat ürün yelpazesini yenilemiş ve üç yeni model tanıtmıştı. Bunların arasında ikinci nesil Apple Watch SE modeli de vardı. Tasarım anlamında bir önceki SE modeli ile aynı olan akıllı saat, çevre dostu bir ürün olarak dikkat çekiyor. İşte Apple Watch SE 2. nesil incelemesi ve akıllı saatin öne çıkan detayları.
Yenilenen arka yüz yapısı ve yüzde 100 geri dönüştürülmüş alüminyum kullanımı ile Apple Watch SE 2. nesil, çevre dostu bir saat olarak karşımıza çıkıyor. 50 metre suya dayanıklı tasarımı sayesinde, yüzme antrenmanlarınızı kaydedebilir veya su aktivitelerinde kullanabilirsiniz. Alüminyum kasalı saat, Gece Yarısı, Yıldız Işığı ve Gümüş renk seçenekleriyle sunuluyor. 40mm ve 44mm kasa büyüklükleri mevcut.
Retina LTPO OLED ekranı sayesinde keskin ve net yazılar, grafikler sunan SE 2. nesil, Hep Açık Ekran özelliğinden yoksun olmasına rağmen, parlak ve kullanışlı bir ekrana sahip. 1000 nit maksimum parlaklık ile dışarıda da rahat bir kullanım imkanı sağlıyor. Digital Crown ve yan tuşlar ile kolay kullanım sağlayan akıllı saat, kalp hızı ölçümü için yerleştirilmiş sensör de barındırıyor. Kalp hızı ölçümü sürekli olarak yapılıyor, önceki Apple akıllı saatlerinde olduğu gibi yüksek doğruluk var. Üstelik kalp atış uyarıları sayesinde nabzınız belirli bir seviyenin üstüne çıktığında veya indiğinde uyarılar alıyorsunuz.
Kayış seçenekleri açısından zengin olan Apple Watch SE 2. nesil, sağlıklı yaşam ve egzersiz odaklı özellikleri ile kullanıcılarına yardımcı oluyor. Özellikle spor kordonlar spor yaparken rahat etmenizi sağlıyor. watchOS 9 ile birlikte gelen yenilikler sayesinde bu akıllı saat egzersiz ve uyku takibi gibi alanlarda gelişmiş özellikler sunuyor. Örneğin, koşu veya yürüyüş gibi egzersizlerde kalp atımı bölgelerini ekranda görebilirsiniz. Uyku uygulamasında ise uyku safhaları, saat dilimleriyle birlikte gösteriliyor. Tüm bunlara ek olarak, Düşme Algılama ve Trafik Kazası Algılama özellikleri ile güvenliği ön plana çıkarıyor. Trafik Kazası Algılama özelliği, birinci nesil ve ikinci nesil SE modellerini ayıran önemli farklılıklardan bir tanesi olarak nitelendirilebilir.
Çift çekirdekli Apple S8 işlemciyle donatılan SE 2. nesil, hızlı ve akıcı bir performans sergiliyor. Dokunmatik ekranı sayesinde ekranda sürükleme, kaydırma ve bunun gibi işleri rahatlıkla yerine getirebilirsiniz. Bununla birlikte sağ kenardaki Digital Crown da uygulamalar içinde aşağı yukarı kaydırma işini iyi şekilde yerine getiriyor. Dahili mikrofon ve hoparlör sayesinde telefon görüşmelerini kolaylıkla gerçekleştirebilir, sesli notlar alabilirsiniz. Hoparlörün sesi berrak ve yüksek, Siri cevaplarını ve gelen telefon çağrılarında karşı tarafın sesini rahatlıkla duyabilirsiniz. Mikrofonun kalitesini de beğendik, özellikle sesli notları net ve anlaşılır biçimde kaydediyor.
Pil ömrü konusunda ise Apple Watch SE 2.nesil de 18 saatlik pil ömrünü vaat ediyor. Apple Watch SE 2. nesil modelinin 44mm versiyonu 296 mAh kapasiteli pil ile geliyor. Bizim Apple Watch SE deneyimimize göre, her bir şarj arasında 24 ila 30 saat arasında sürenin geçtiğini söyleyebiliriz. Manyetik şarj kablosu ile kolayca şarj edilebilen akıllı saat, gün boyu kesintisiz kullanım için ideal görünüyor.
Apple Watch SE 2. Nesil modelinin sadece GPS ve GPS + Cellular versiyonları var. Cellular versiyonu, bağlı telefonu uzun süre yanınızda taşımak istemediğiniz anlarda işe yarayacaktır. İhtiyaçlarınızı karşılamak için telefonunuza bağlanmadan müzik dinleyebilir, telefon görüşmeleri yapabilir ve mesajlaşabilirsiniz. Wi-Fi ve Bluetooth desteği de bağlantı açısından saatin işlevselliğini artırıyor.
watchOS 9’un sunduğu yeniliklerle birlikte Apple Watch SE 2. nesil, kullanıcılarına daha fazla özelleştirme ve uygulama desteği sunuyor. Yeni sürümle birlikte gelen Astronomi, Ay ve bunun gibi yeni saat kadranları var. Yenilenen Pusula uygulaması ise, özellikle orman ve doğa yürüyüşlerinde, telefonunuzun şebeke sinyalini alamaması durumunda geldiğiniz yoldan geri dönmenize yardımcı olabilir. Uygulama mağazası aracılığıyla saatinize uygun uygulamaları indirerek kullanım deneyimini daha da zenginleştirebilirsiniz. Özellikle fitness ve sağlık odaklı uygulamalar, Apple Watch’un temel amaçlarına uyumlu olarak geliştirilmiştir. Bunları iPhone’a ihtiyaç duymadan doğrudan akıllı saatinize indirebilirsiniz.
Apple Watch SE 2. Nesil modelinin kurulumu için iOS 16 ile çalışabilen bir iPhone’a ihtiyaç var. Bu da iPhone 8 veya daha yeni iPhone’larla 2. Nesil modeli kullanabileceğinizi gösteriyor. Eğer daha eski bir akıllı saatiniz varsa, belki onu da yenileme zamanı gelmiş olabilir. MediaMarkt mağazalarında farklı iPhone modellerini bulabilirsiniz, bunu da yeri gelmişken belirtmeden geçmeyelim.
Sonuç olarak, Apple Watch SE 2. nesil, özellikle daha önce hiç Apple Watch kullanmamış kişiler için cazip bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. İçerdiği temel sağlık ve fitness özellikleriyle kullanıcılara günlük yaşamlarında ve spor aktivitelerinde destek olurken, çevre dostu malzemeleri ve sürdürülebilir üretim süreciyle de dikkat çekiyor. Eksik olarak görülebilecek özellikler, özellikle daha yüksek fiyatlı Apple Watch modellerine göre kabul edilebilir düzeydedir. Kısacası, Apple Watch SE 2. nesil, giriş seviyesinde bir akıllı saat arayışında olanlar için ideal bir tercih olacaktır.
Uzun zamandır PC oyuncularının beklediği The Last of Us Part I PC için piyasaya çıktı ve inceleme için konuğumuz oldu. Beklenilenin ötesinde oldukça çalkantılı bir çıkış yapan oyun bakalım bize neler sunuyor?
Seriyi hiç bilmeyen arkadaşlar için bir girizgah yapalım. The Last of Us 2013 yılında PlayStation 3 için piyasaya çıktı. Aksiyon-Macera temelinde, yer yer hayatta kalma ve korku türünün esintileri ile kendine has bir hikaye anlatımı, atmosferi ve o güne kadar pek görülmemiş bir duygusal yoğunluk ile oyuncuları buluşturmasından ötürü fazlasıyla popüler oldu.
Tüm dünyayı saran ve bulaşıcılığı ile salgından etkilenenleri yaratıklaştıran bir hikaye içerisinde kişilerin ve olayların akışı ile fazlasıyla empati yaparak sizi sürükleyen bir oyun deneyimi sunuyordu. Karakterlerin olağan tavırları, replikleri, animasyonları, düşmanlarınızın gerçekçi ve doğal halleri, bulunduğunuz ortamların aşırı gerçekçi ve yaşanmışlık hissiyatı ile fazlasıyla sizi moda sokan çizgisi yapımı benzer klişe senaryolu rakiplerinden alıp götürmüştü. Bu sebeple ki yapım 100’lerce ödül kazandı. Sonrasında PlayStation 4 ve geçtiğimiz yılın sonlarına doğru PlayStation 5 için tekrar oyuncularla buluşan seri şimdi ise PC oyuncularının karşısında. Bu süreçte 2013 yılından günümüze yapımın görsel ve mekaniksel olarak iyileşme sürecini gördük. 2013 yılında ilk kez oynadığımda benim için hiç kötü durmayan bir yapım vardı. Şimdi ise 2 farklı üst jenerasyonda ve PC’de denediğimde sürecin iyi yönde ilerlediğini görebiliyorum. PC tarafında ilk kez oynayacak oyuncular için yenilikleri ve ana odak noktasını şöyle bir açalım.
Hikaye bu oyunun en güçlü kısmı ve o kısım ile alakalı orijinalliğini koruyan tüm noktalar için ekstra bir şey demeyeceğim, görsellik ve oynanabilirlikten çok daha fazlası Joel ve Ellie’nin serüveninde saklı. Part 1 ile ana oyun haricinde Left Behind paketi de birlikte geliyor. Hikayeden en iyi tadı alabilmeniz için Left Behind’ı ana oyun modunu bitirdikten sonra oynamanızı öneririm.
Görsellik bu oyunun hikaye anlatımı kadar önemli ikinci noktası diyebilirim. Karakter ve çevre tasarımları bu süreçte düzenlenmiş. Yeni bir oyun imajından çok günümüz deneyimine yakın bir noktaya taşınmış. Genel bir detaylandırma ve atmosferi güçlendirme çalışması yapılmış. Bu oyunun en güçlü kısmı hikaye ise, sizi hikayeye bağlayacak, içinde kalmanızı sağlayacak güçlü atmosfer olgusu görsellik olarak ince ince işlenmiş durumda. Her ne kadar optimizasyon olarak şu an oyuncuların dert yandığı bir noktada olsa bile yapım ilerleyen günlerde daha iyi konuma muhtemelen gelecektir.
Görselliğe etki eden animasyonların ve diğer mekanik detayların üzerinde uğraşılması yapımın genel gücünün artmasını sağlıyor. Kontroller, silah deneyimi, boğuşma ve tüm sıcak temas detayları da harika durumda.
Yapımın Türkçe dublaj ve Türkçe metinlerle geldiğini de hatırlatmamız lazım. Kendi dilimizde bir oyun akışı ile seriden alacağınız keyfi katlayabiliyorsunuz. Orijinal dile dönmek isteyenler için seçenekler her zaman açık elbette.
Görsel olarak ve hikaye olarak cidden çok iyi bir konuma taşınan yapımın şu an için majör bir sorunu var.
PC tarafında yapım ne yazık ki yeteri kadar iyi optimizasyona sahip olarak çıkamadı. Açıkçası daha önce PC tarafına çıkmış ve hem görsel hem performans olarak başarılı olmuş, ihtişamı ve hikaye anlatım gücü ile PC oyuncularının deneyimine deneyim katmış yapımlara göre baktığımda, The Last of Us adına yakışır bir efor bekliyordum. Serinin müthiş bir fanboyu değilim lakin benim gibi bu oyunu PC’de deneyimlemek isteyen herkesin üzüldüğünü rahatlıkla söyleyebilirim.
Shader problemleri, oyunun kapanma sorunu, ekran kartını olması gerekenden daha fazla kullanması gibi çeşitli problemlerle oyuncular şu an karşı karşıya.
Yolda elbette bazı şeyler toparlanır. Bu gözler Cyberpunk 2077’nin nereden nereye geldiğini gördü taze taze. Ama kalp bir kere kırıldıktan sonra, açıp tekrar oynama kısmında elimiz gider mi o kısımda biraz soru işaretlerim var. Umarım geliştirici ekip bu konuda tüm gücüyle kısa sürede ortada bulunan tüm sorunları halleder ve serinin PC tarafına gelmesini bekleyen benim gibi oyuncular bu serüvene en iyi şekilde dahil olabilirler.
Acer’ın geniş Aspire serisinin öne çıkan cihazlarından Aspire 3 (A315-24P), ince çerçevesi ve güçlü performans özellikleriyle kullanıcıların günlük kullanımda ihtiyaç duydukları her şeyi tek bir cihazda buluşturuyor.
Aspire 3, 1080p FHD ekran ile kullanıcılara son derece net ve detaylı görüntüler sunarak web’de gezinme deneyimini üst seviyeye çıkarıyor. Cihaz, sahip olduğu performans gücünü, çoklu görev ve yüksek üretkenlik için geliştirilen AMD Ryzen™ 7000 serisi işlemcilerden alıyor. Kullanım kolaylığıyla da öne çıkan aile dostu dizüstü bilgisayar, kullanıcıların performansını sekteye uğratmadan üretkenliklerini artırmalarını sağlıyor.
Aile kullanımı için optimize edildi
Acer Aspire 3, göz alıcı metal kaplamaya sahip 18,9 mm ince tasarımı ve 1,78 kg ağırlığı ile ince bir yapıya sahip olduğu kadar şık bir tasarımla da karşımıza çıkıyor. Cihaz, inceltilmiş pratik tasarımı sayesinde istendiğinde yerini değiştirebilmeniz için konforlu bir kullanım kolaylığı sunuyor. Öğrenciler, ev kullanıcıları ve aileler için günlük kullanıma uygun olarak optimize edilen Aspire 3, kolay kurulumu ile kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak bir bilgisayar deneyimi sunuyor.
Acer Aspire 3, 1080p FHD ekranı ile son derece net ve gerçekçi görüntüler sunarak kullanıcıların ekran deneyimlerini maksimuma çıkarıyor. Ayrıca cihazın ekranında yer alan Acer BlueLightShield™ teknolojisi, renk tonunu ve parlaklığı optimize ederek kullanıcıların mavi ışığa daha az maruz kalmalarını sağlıyor. Böylece kullanıcılar, uzun süreler boyunca konforlu bir ekran deneyimi yaşayabiliyorlar.
Performans ve üretkenlik tek bir cihazda buluşuyor
Acer Aspire 3, Radeon™ grafiklere sahip AMD Ryzen™ 5 7520U işlemcisi ile her aile üyesi için günlük işlerin kolayca üstesinden gelinmesini sağlıyor. Cihazda yer alan 8 GB DDR5 ve 512 GB PCIe SSD, kullanıcıların yüksek performans gerektiren görevlerini daha hızlı bir şekilde tamamlayabilmelerini sağlarken medya içeriklerini ve çalışma dosyalarını depolayabilmeleri için yeterli miktarda alan sunuyor. Cihaz, sahip olduğu ultra hızlı Wi-Fi 6 ile en kritik anlarda bağlantınızın stabil kalmasını sağlıyor. USB Type-C ile hızlı bir şekilde şarj edilebilen Aspire 3, HDMI 2.1 bağlantı noktası aracılığıyla daha büyük ekranlara kolayca bağlanabiliyor.
MediaMarkt Türkiye’nin, elektronik perakendeciliği sektöründe bir ilk olarak 2019 yılında hayata geçirdiği sadakat programı MediaMarkt CLUB 4’üncü yılında 4 milyon üyeye ulaştı.
Geniş ürün yelpazesiyle teknolojiseverlere konforlu alışverişin keyfini sunan, Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt, bir yandan mağazalar açarak Türkiye’deki yatırımlarına devam ederken bir yandan da teknolojiseverler için hayata geçirdiği özel hizmetlerle ‘en iyi deneyimi sunma’ iddiasını sürdürüyor.
Bu kapsamda bundan 4 yıl önce Türkiye’de elektronik perakendeciliği sektöründe bir ilk olarak hayata geçirilen MediaMarkt CLUB, ülkenin en büyük sadakat programı konumunda bulunuyor. Sunulan cazip fırsatlarla hizmetlerin bir araya toplandığı MediaMarkt CLUB’ın bugün Türkiye’deki kullanıcı sayısı ise 4 milyona ulaştı.
MediaMarkt CLUB’ı mağazalardan mediamarkt.com.tr’ye, Çağrı Merkezi’nden mobil uygulamaya kadar MediaMarkt’ın olduğu her yerde kullanabilen teknolojiseverler, bu sayede kendilerine özel indirimlerden ve hediye fırsatlarından yararlanabiliyor.
MediaMarkt CLUB’a üye olmak çok kolay
Avantajlarla dolu yepyeni bir dünyanın kapılarını açan MediaMarkt CLUB’a üye olmak ise oldukça kolay. Teknolojiseverler MediaMarkt CLUB’a tüm MediaMarkt mağazalarından veya mediamarkt.com.tr/CLUBuyelik‘e tıklayarak hızlıca üye olabilirler.
Canon, PTZ kameralarının işlevlerini iki yeni uygulamayla genişletiyor. Kullanıcıların video prodüksiyonu için yeni işlevler eklemesine olanak tanıyan Otomatik Takip Uygulaması RA-AT001 ve Otomatik Döngü Uygulaması RA-AL001 pazardaki video prodüksiyonları için harici cihaza ihtiyaç olmadan güçlü bir bağımsız çözüm oluşturma talebine yanıt veriyor.
Canon’un geliştirdiği yeni uygulamalar 4K kamera teknoloji ile birleştirildiğinde yüksek eğitim, kurumsal iş ortamları, canlı etkinlikler, yayıncılık ve ibadethaneler gibi alanlarda çok farklı senaryo için ideal çözüm sunuyor. Öncü iç mekân 4K uzaktan PTZ kamerası olan CR-N700 kamera desteğiyle birlikte kullanıma sunduğu yeni uygulamalar ile Canon, uygulama yelpazesini ve uyumlu uzaktan kamera modelleri serisini genişleteceğini de açıkladı.
Otomatik Takip
Canon’un PTZ kameralarındaki geliştirilmiş sürücü mekanizmasıyla desteklenen bu yeni Otomatik Takip uygulaması, çekimdeki kişileri otomatik olarak hassas bir şekilde izliyor ve kameraman müdahalesi olmadan öznelerin her zaman kadrajda ve çekim kapsamında kalmalarını sağlıyor. Bu sayede bir kameraman olmadan da hem tek hem de çok kameralı çekimler yapılabiliyor.
Tüm vücut, gövde, omuzdan yukarısı ve diğer görüş açılarıyla birlikte, yavaştan tempoluya değişen yürüyüş hızlarını takip edebilen görsel analiz sistemiyle de dikkat çekiyor. Kameranın hassasiyeti ve kusursuz sürücüsü, doğrudan kameradan yüksek kaliteli çekim için kaydırma/eğme (pan/tilt) mekanizmasıyla uyum içinde çalışıyor.
Kompozisyon, Takip Hassasiyeti ve Öncelikli Görüntüleme Alanı gibi birçok farklı ayarlama işleviyle CR-N700, canlı prodüksiyon veya kurumsal etkinlikler gibi çok sayıda farklı kullanımı özelleştirilebiliyor. Kameramanlar, kompozisyon özelliğini kullanarak iyi bir kadraj için en uygun konumu ayarlayabilirken, Takip Hassasiyeti işlevi ile on seviyeye kadar ayarlama yapabiliyor.
Otomatik Döngü Uygulaması
Canon tüm bunların yanı sıra bir kameramanın çekimi manuel olarak değiştirmesine gerek kalmadan kameranın önceden programlanmış, otomatik kaydırma/eğme/zum (pan/tilt/zoom) hareketini takip etmesini sağlayan Otomatik Döngü uygulamasını da hayata geçiriyor. Uygulama; canlı müzik etkinliklerinde çekimin davulcudan soliste, seyirciye ve sonra tekrar davulcuya yöneltilmesi gibi basit ama tekrarlanan kamera hareketlerinin kolaylıkla yapılmasını sağlıyor. Bu sayede yönetmen ve kameramanların iş yükünü hafifletiyor.
Döngü ve ileri-geri hareket düzeni seçeneğiyle her çekim ortamına uygun hareketleri seçmek için daha fazla esneklik sunuyor. Uygulama, çoklu kamera düzeneklerinde çekimin doğal görünmesini sağlamak adına manuel kamera hareketlerini taklit ederek başlatma-durdurma hızlanma/yavaşlama ayarlarının kolayca yapılmasını sağlıyor. Kameramanlar ekrandan pozisyon ve rota ayarlarını uygulayabildiği ve hatta bir ön izleme görebildiği gibi, hareket hızını ve her konumdaki duraklama süresini kontrol edebiliyor.
2023 yılına geldiğimizde Türkiye’de ve dünya genelinde kamera noktasında oldukça önemli telefonlar ortaya çıktı. iPhone 14 serisiyle başlayan yeni nesil amiral gemilerinde Samsung Galaxy S23 ailesi, Xiaomi 13 serisi ve Huawei Mate 50 Pro gibi cihazlar ile devam eden en iyi kameralı telefonları listeledik.
En İyi Kameraya Sahip Telefonlar! | Mobil Fotoğrafçılık Kralları
1) Huawei Mate 50 Pro
DXOMARK’a göre Türkiye’de resmi satışı bulunan en iyi kameraya sahip telefon Huawei Mate 50 Pro görünüyor. Uzun yıllar boyunca Leica ile beraber mobil fotoğrafçılıkta çığır açan Huawei, bu beraberliğin sonlanması ile XMAGE adını verdiği kendi kamera sistemini kullanmaya başladı.
50 MP çözünürlüğünde ana kameraya sahip olan Mate 50 Pro, f/1.4 ile f/4.0 diyafram açıklığı arasında fiziksel değişiklik yapabilen telefon, 64 MP çözünürlüğünde telefoto lense ve 13 MP ultra geniş açılı bir diğer lense sahip.
2) iPhone 14 Serisi
Özellikle video performansı dendiğinde akla gelen ilk telefon serisi olan iPhone 14 ailesi, baz ve Plus modelinde 2 adet 12 MP lens kullanırken, Pro ve Pro Max tarafında ise 48 MP çözünürlüğünde ana sensöre geçiş yaptı.
Hareket Modu ve Sinematik Mod gibi önemli artıları olan iPhone 14 serisinde 4K Dolby Vision HDR ve profesyonel çekimler için ProRes formatında video desteği sağlıyor.
3) Samsung Galaxy S23 Serisi
Birçok kullanıcı için Android kanadının en iyisi kabul edilen Samsung Galaxy S23 serisi de kamera noktasında önemli adımlar attı. Ultra modelinde 200 MP çözünürlüğe merhaba diyen Kore devi, Nightograpy adını verdiği gece çekimlerindeki önemli gelişmelere de vurgu yapıyor.
200 MP’e ek olarak 12 MP ultra geniş, 10 MP 3x optik yakınlaştırma ve 10 MP 10x yakınlaştırma yapabilen lens dizilimine sahip olan S23 Ultra, Expert RAW ile de RAW formatında usta fotoğraflar çekilmesine olanak veriyor.
23 ve 23 Plus modelleri ise 50 MP üçlü kamera dizilimi ile gelirken, kendi önceki nesillerine kıyasla ciddi fotoğraf ve video performans geliştirmesi sunuyor.
4) Xiaomi 13 Serisi
Xiaomi’nin yeni 13 serisi ise 3 modelden oluşuyor. Xiaomi 13 Lite bir kenarda dursun, Xiaomi 13 ve Xiaomi 13 Pro dikkat çekici kamera geliştirmeleriyle geliyor.
Huawei ardından ilk defa Leica lensi kullanan ana seri telefonu olan Xiaomi 13 Serisi, Leica avantajı ile rakiplerine nazaran biraz geride kaldığı noktayı ciddi oranda geliştirdi. Pro modelinde 3 adet 50 MP çözünürlüğünde kamera dizilimi kullanan Xiaomi, 1 inç boyutundaki sensörü ile oldukça etkileyici fotoğraf ve video çekebiliyor.
Xiaomi 13 ise 50 MP ana kameraya ek olarak 10 MP ve 12 MP çözünürlüğünde kameralara sahip. 8K HDR, 10-bit Dolby Vision HDR ve 10-bit LOG videolar çekebilen Xiaomi 13 serisi bu senenin en iyilerinden.
Bu 4 ana seri ve telefon dışında “Keşke Türkiye’de olsa” dediğimiz bazı cihazlar da mevcut.
HONOR Magic5 Pro, gelişmiş kamera sistemi ve hızlı çekim yetenekleri ile DXOMARK’ta liderliğe oturmayı başardı. Özellikle yapay zeka desteği ile ciddi bir fotoğraf ve video geliştirmesi yapan Google Pixel 7 Pro da etkileyici sonuçlar doğururken, Vivo X90 Pro+ ise Zeiss lensleri ile adeta şov yapıyor. En yeni OPPO Find X6 Pro’ya baktığımızda ise 3’lü ana kamera kullanmak gibi çok farklı bir deneyim sağlayan OPPO, her bir lenste alanındaki en büyük ve en iyi cihazı sunabiliyor.
Akıllı saat pazarının tartışmasız lideri konumunda yer alan Apple, yeni Watch modeli için geri sayıma geçmiş durumda. Peki Apple Watch 9 hakkında ilk bilgiler neler?
Bilindiği üzere Apple geçtiğimiz yıl Apple Watch Series 8 ve Apple Watch Ultra modellerini satışa sunmuştu. Bu yıl ise Apple Watch Series 9’un yanı sıra yeni bir Ultra modelinin raflardaki yerini alması bekleniyor.
Her ne kadar yeni Watch modellerinin tanıtılmasına yaklaşık 6 aylık bir süre olsa da şimdiden bu saatler hakkında pek çok bilgi sızdırılmış durumda.
Akıllı saat sektörünü az çok yakından takip edenlerin de bildiği üzere yıllardır Apple Watch modelinde tansiyon ölçme özelliğinin yer alacağı iddia edilir. Nitekim bu yıl çıkacak olan Apple Watch modeller için de benzer iddialar mevcut. Lakin hali hazırdaki teknolojik sensörler ile bileğe basınç uygulamadan tansiyon ölçme işlemini gerçekleştirmek pek de mümkün görünmüyor. Apple’ın Huawei WatchD modelindeki gibi şişerek bileği sıkan bir kordon tasarımına sıcak bakıp bakmayacağı ise şimdilik biraz muallak.
Apple Watch 9 hakkında ilk bilgiler!
Apple’ın bu yıl satışa sunmayı planladığı yeni Watch modellerinde çerçeve boyutunu bir tık daha genişleteceği iddia ediliyor. Bununla birlikte ekran gövde oranı da yüzde 95’in üzerine çıkacak. Bu sayede Apple Watch 9 selefine göre ciddi anlamda daha geniş bir ekranla gelmiş olacak.
Tabi ki bunlar şimdilik söylentiden ibaret bilgiler. Lakin sızdırılan bir çok söylentinin, gerçeğe dönüştüğünü de belirtmemiz gerekiyor.
Bir dönem Apple’ın yeni seride tasarım tarafında köklü değişikliklere gidebileceği iddia ediliyordu. Hatta dikdörtgen şeklindeki tasarımın yerini yuvarlak şekilli bir tasarıma bıraktığı da sızdırılan bilgiler arasında yer alıyordu. Lakin bu söylentiler Apple’a yakın isimlerden biri olan Ming Chi Kuo tarafından yalanlandı.
Dolayısıyla Apple Watch 9, selefine göre biraz daha büyük ve daha ince çerçevelerle gelecek. Bu sayede şimdiye kadar satışa sunulmuş en geniş ekranlı Apple Watch olacak.
Teknik özellikler tarafında ise tabi ki daha gelişmiş sensörler kullanılacak. Lakin bunun haricinde devrim yaratacak, “yok artık” dedirtecek bir özelliğin duyurulması beklenilmiyor.
Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden Google’ın Universal Analytics ürünü, 1 Temmuz 2023 itibariyle kullanımdan kalkacak.
Google, milyonlarca kullanıcının web sitesi trafiğini izlemek için kullandığı analiz aracı Google Universal Analytics ürününü, 1 Temmuz 2023 itibariyle kaldıracağını duyurmuştu. Bu ürünün artık ölçümleme yönetimini hızla kaybettiğini söyleyen Google Analytics Ürün Yönetimi Direktörü Russell Ketchum, Universal Analytics’te işlenen verilerin, operasyonunun durdurulmasının ardından 6 aya kadar depolanmaya devam edeceğini belirtmişti. Google’ın bu kararıyla birlikte artık hayatımızda tamamen Google Analytics 4’ün gireceğini söyleyen Dijital Pazarlama Okulu Kurucusu Yasin Kaplan, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Google Analytics 4’le birlikte hayatımıza birçok yenilik giriyor”
Google’ın bu kararıyla birlikte birçok markanın Analytics 4’ün kurulumuna başladığına vurgu yapan Yasin Kaplan, dataların toplanabiliyor olması için tüm markaların Analytics 4 kurulumunu tamamlaması gerektiğini belirtti. Google Analytics 4’ünUniversal Analytics’ten farklarına ilişkin bilgi veren Yasin Kaplan, “Analytics 4’ün yasal süreçlere uygun bir şekilde gizliliği ihlal etmeden verileri doğrudan kullanıcıların hareket ve etkileşimlerine göre analiz ettiğini söyleyebiliriz. 1 Temmuz 2023 itibariyle tamamen hayatımızda olacak bu yeni sürüm, beraberinde birçok yeniliği de getiriyor. Bu yeniliklerden en önemlisi, kullanıcının eğilimine, web sitesindeki hareketlerine ve etkileşimlerine göre dataları toplayan ve potansiyel kullanıcıların her bir adımını bir etkinlik olarak toplayan bir analiz aracı olarak hayatımıza girecek” dedi.